Aksaray: Sultan Hanı

Sultan Hanı; Aksaray’ın Sultan Hanı İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Han, Aksaray- Konya güzergahındadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Kaynaklarda Alaiye Kervansarayı, Ribat-ı Alaiye, Alaüddin Kervansarayı, Alai Hanı, Alaiye Hanı isimleriyle de
anılmaktadır. Han, 1229 yılında kervanların emniyetli olarak konaklamaları maksadıyla Selçuklu sultanı Aleaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır.

Bugün oldukça iyi durumda olan yapı, kuzeydoğu-güneybatı istikametinde uzanmaktadır. Han, açık ve kapalı kısmı ile avlu ortasındaki köşk mescit düzenlemesi ile “Sultan Hanları” tipinde olup Anadolu Selçuk hanlarının en
büyüğüdür. Kapalı kısım dıştan 54.73 X 36.95 m. avlu ise, 64.60 X 53.35 m. ölçülerindedir. Avlu taç kapısı, köşk mescit ve kapalı kısım taç kapısı aynı eksen üzerindedir. Avlu taç kapısında mermer, diğer kısımların tamamında ise kesme taş malzeme kullanılmıştır.

Hanın cepheleri köşelerdeki daha büyük olan kare, yarım daire, dikdörtgen, beşgen ve yedigen kesitli toplam 24 tane takviye kulesi ile desteklenmiştir. Kuzeydoğu cephenin ortasında anıtsal bir şekilde yükselen taç kapı ve bunun her iki yanında diğerlerinden farklı şekilde ele alınmış üç dilimli birer takviye kulesi dikkati çekmektedir.

Taç kapıdan üzeri çapraz tonoz örtülü giriş eyvanından avluya ulaşılmaktadır. Avlunun zemini düzgün taşlarla kaplanmıştır. Giriş eyvanının her iki yanında avluya birer kapıyla açılan enine dikdörtgen planlı ve beşik tonoz örtülü birer oda bulunmaktadır.

Avlunun batısında iki sıra kare payelere oturan sivri kemerlerin taşıdığı enine beşik tonoz örtülü boydan boya uzanan iki sıra halinde düzenlenmiş revaklar dikkati çekmektedir. Revakların avluya bakan kemerlerinde iki kademe halinde dıştakiler girift geometrik örgü bunun altında ise bir revak kemerinde yarım yıldız diğerinde ise çift sıra örgülü geometrik düzenleme münavebeli bir şekilde devam etmektedir.

Avlunun ortasında 6.00 X 6.00 m. ölçülerinde kare planlı bir düzenleme gösteren köşk mescit yer almaktadır. Birbirine sivri kemerlerle bağlı dört “L” şeklindeki payeye oturan çapraz tonozun üzerindedir. Mescidin kıble cephesi hariç diğer cephelerinde birer pencereye yer almaktadır.

Kapalı kısmın avluya bakan cephesinin tam ortasında cepheden ve yukarıdan taşıntı yapan anıtsal taç kapı dikkati çekmektedir. Avlu taç kapısına nazaran daha küçük ve sadedir. Dıştan içeriye doğru kademelenme yapan bordürlerle
çerçevelenmiş olup basık kemer açık1ıklı, mukarnaskavsaralı ve mihrabiyelidir.

Hanın kapalı kısmı dıştan 54.73 X 36.95 m. ölçülerinde kuzeydoğu-güneybatı istikametinde uzanan dikdörtgen planlı bir düzenleme göstermektedir. Kapalı kısım dörderden sekiz sıra halinde 32 kare ayağa oturan sivri kemerlerle doğu-batı doğrultusunda uzanan ve beşik tonoz örtülü birbirine paralel dokuz sahın ve bunları; taç kapının ekseninde, kuzey-güney doğrultusunda uzanan ve beşik tonoz örtülü daha geniş ve yüksek tutulmuş olan dikine sahından oluşmaktadır.

Paylaşın

Aksaray: Öresin Han

Öresin Han; Aksaray’ın Merkez İlçes sınırları içerisinde yer almaktadır. Aksaray-Nevşehir güzergahında, Aksaray İl Merkezi’ne 22 km mesafededir. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

“Tepesi Delik Han” olarak da anılmaktadır. Hâlihazırda turistik tesis olarak kullanılmaktadır. Kuzey-batı güney-doğu doğrultusunda uzanan dikdörtgen bir oturum alanı üzerine inşa edilmiş olup, kapalı/barınak bölümünden ibarettir. Son yıllarda gerçekleştirilen onarımlar sonucu, bütünüyle yenilenerek asli plan ve strüktürel özelliklerini kaybetmiştir.

Onarımlar sırasında, kapalı/barınak bölümünün merkezinde aksiyal yönlerde kesişerek haçvari plan oluşturan tonozların sırtları, çatı kotunda belirgin hale getirildiği gibi, tonoz kolları aksiyal yönlerde uzatılmış ve yapının dört cephesinde yükseltilerek âdeta birer taçkapıya dönüştürülmüş kalkan duvarlara dayandırılarak nihayetlendirilmiştir.

Onarım sonucunda ortaya çıkan bu anomali dolayısıyla, hanın siluetinde dört ayrı taçkapının bulunduğu izlenimi doğmuştur. Hanın güney-doğu cephesinin ortasındaki yeni taçkapısı, cepheden pek az taşan ve çatı kotunu aşarak yükselen dikdörtgen prizmal bir kütleden ibarettir; işlenmeden yalın olarak bırakılmış bordür ve silmelerle dikdörtgen bir çerçeve içine alınmış olan kavsarası, sivri kemerli bir niş halinde cepheye açılır.

Basık kemerli kapı açıklığının üzerindeki düz alınlığa, yuvarlak kemerli bir niş içinde mermerden üç satırlık bir kitabe yerleştirilmiştir. Basık kemerli kapı açıklığından dahil olunan kapalı/barınak bölümü, yuvarlak kemerlerle birbirlerine ve duvarlara bağlanan kare planlı toplam yirmidört ayakla derinlemesine doğrultuda ve beşik tonozlarla örtülü beş sahna taksim edilmiştir.

Kapıyla aynı aks üzerinde ve güney-doğu kuzey-batı yönünde uzanan beşik tonozlu orta sahın ile mekanın orta bölümünde güney-batı kuzey-doğu yönünde uzanarak aksiyal yönde orta sahna eklemlenen beşik tonozla örtülü yan sahın, hanın planını sıradışı bir uygulamaya dönüştürerek kapalı/barınak bölümü enteryörünü haçvari bir düzenlemeye kavuşturmuş; tonozların kesiştiği kare planlı alan da, pandantiflerle geçilen bir kubbeyle örtülmüştür.

Kesme taş örgülü kubbe, çatı kotunda yükselen sekizgen bir kasnağın içine gizlenmiş olup, sekizgen bir piramidal külahla örtülmüştür. Kasnağın dört kenarında, kapalı bölümü aydınlatmak amacıyla dikdörtgen formlu küçük birer pencere açılmıştır. Orta aks üzerinde kesişen tonozların köşelerinde kalan dört bölüm, iki kemer ayağı genişliğinde eşit üçer dikdörtgen alana taksim edilmiş; her alanın üzeri de beşik tonozlarla örtülmüştür.

Hanın inşa kitabesi yoktur; muhtemelen onarımlar sırasında bulunan bir kitabe, taçkapı nişine yerleştirilmiştir. Kitabenin hana aidiyeti şüpheli olduğu gibi, yazı karakterleri de özensiz bir istinsah olduğu izlenimi uyandırmaktadır. Kitabede Sultan olarak adı geçen Kılıç Arslan bin Mesud’un, Selçuklu Sultanı I. Rükneddîn Mesud’un oğlu Sultan II. İzzeddin Kılıç Arslan olduğu anlaşılmaktadır.

Kitabenin son satırının birler hanesindeki rakamın dört olduğu anlaşılmakla birlikte, terkibin geri kalan bölümü rahatlıkla çözümlenememektedir. Kitabenin hana ait olduğu kabul edildiği takdirde, yapı, Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Kılıç Arslan zamanında ve tahtta bulunduğu 1156-92 yılları arasında inşa edilmiş olmalıdır.

Paylaşın

Aksaray: Kılıç Arslan Kervansarayı

Kılıç Arslan Kervansarayı; Aksaray’ın Merkez İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Aksaray-Nevşehir güzergahında; Aksaray İl Merkezi’ne 35 km. mesafededir. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Han kaynaklarda Pervane Ribatı, Kılıç Arslan Kervansarayı ve Alay Han isimleriyle anılmaktadır. Hanın üzerinde kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığını gösteren bir kitabe bulunmamaktadır. Tamamen düzgün kesme taş malzemeden inşa edilen han, hem açık hem de kapalı kısmı bulunan hanlar gurubuna girmektedir. Ayrıca, yapılan ilk “Sultan Hanı” olması açısından dolayı da önemlidir.

Avlusu, 2005 yılına kadar Aksaray-Nevşehir devlet karayolunun üzerinden geçmesi dolayısıyla yıkılan han, yakın zamana kadar harabe halindeyken ağır bir onarımdan geçirilmiştir. Halihazırda, kapalı/ barınak bölümünden oluşan han, kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen planlı bir oturum alanı üzerinde ve eğimli bir araziye inşa edilmiştir.

Yapının dış cephe duvarları, cephe yüksekliğinde ve dışa taşkın prizmatik kütleler halinde tasarlanmış dikdörtgen formlu payandalar ile desteklenmiştir; kuzey cephesinin ortasında ve beden duvarının yarı bölümüne kadar yükselen dışa taşkın payanda ise üçgen prizmal formludur.

Hanın güney cephesinin ortasında yer alan ve geçmişte kapalı/barınak bölümünü avluyla irtibatlandıran taçkapısı, dışa taşan ve cephe kotunu aşarak yükselen dikdörtgen prizmal bir kütleden ibarettir. Taçkapı kütlesi, en dışta işlenmeden yalın olarak bırakılmış enli bir bordür ve içte de geometrik kompozisyonların işlendiği farklı genişlik ve profillerdeki silmelerle, yanlardan ve üstten düşey dikdörtgen bir çerçeve içine alınmıştır; silindirik köşe sütunceleri üzerindeki sivri kemerin sınırlandırdığı kavsarası yedi sıra mukarnaslıdır.

Taçkapının basık kemerli kapı açıklığının kilit taşının üzerindeki yekpâre taşta, arka ayakları üzerine oturan tek başlı ve çift gövdeli bir arslan kabartması yer almaktadır; kuyrukları arka ayakları arasından gövdeleri üzerine dolanarak sırtlarında nihayetlenmektedir.

Taçkapının basık kemerli kapısıyla dahil olunan kapalı/barınak bölümü, derinlemesine doğrultuda ve dikdörtgen planlı bir mekandır. Doğu-batı yönünde uzanan sivri kemerlerle birbirlerine ve duvarlara bağlanan kare planlı yirmidört ayakla üç sahna taksim edilmiştir; daha yüksek tutulan orta sahın, kuzey-güney yönünde uzanan ve sivri beşik tonoz örtülü mütemadi bir mekan olarak tasarlanmış olup, yan sahınlar, doğu-batı yönünde uzanan birbirine geçişli ve sivri beşik tonoz örtülü birimler halinde orta sahına açılmaktadır.

Mekanın merkezindeki kare planlı alanı örten ve mukarnaslı tromplarla geçilen kubbenin eteği, çatı kotunda ve köşeleri pahlanmış kare prizmal bir kaide üzerinde yükselen sekizgen bir kasnağın içine gizlenmiş olup, dıştan da sekizgen piramidal bir külahla örtülmüştür; kasnağın aksiyal yönlerine açılmış dört pencereyle iç mekâna gün ışığı sağlanmıştır. Hanın, önünden geçen karayolu dolayısıyla yıkılan avlusunda yapılan kazılarda, avluyu çevreleyen kapalı ve yarı-açık mekanlar ile avlu taçkapısının temel duvarları ortaya çıkartılmıştır.

Paylaşın

Aksaray: Yukarı Dikmen (Tokarız) Türbesi

Yukarı Dikmen (Tokarız) Türbesi; Aksaray’ın Merkez İlçesi, Taşpınar Bucağı, eski adıyla Tokarız,
yeni adıyla Dikmen Köyü’nün, Yukarı Dikmen Mahallesi’nde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Türbenin üzerinde ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığını gösteren bir kitabe bulunmamaktadır. Çevresinde en erken 1226 / 1811 tarihli kabirler yer almaktadır.

Küçük, basit bir yapı olması ve harçsız taş malzeme ile yığma tarzında inşa edilmesi nedeniyle XIX.-XX. yy yapılmış olmalıdır. Son zamanlar köylüler tarafından taş malzeme arasına sıvı beton harç doldurularak yapı sağlamlaştırılmıştır.

Cepheler sade bırakılmıştır. Yapı içten ve dıştan daire planlıdır. İçten kubbe dıştan kaba konik külah şeklinde bir örtüye sahiptir. Doğudaki düz lentolu bir kapı ile iç mekana girilmektedir. Duvarlar sade bırakılmış olup süslemem unsuru bulunmamaktadır.

İç mekanda yan yana iki adet kabir vardır. Mezarlar baş ve ayak şahildeli ve pehle taşlıdır. Şahidelerde herhangi bir yazı bulunmamaktadır. Bu nedenle de kabirlerde yatanların kimlikleri belli değildir. İç mekan 3.10 m. çapında olup yapının duvar kalınlığı 1 m.’dir.

Paylaşın

Aksaray: Abdulhadi Türbesi

Abdulhadi Türbesi; Aksaray’ın Güzelyurt İlçesi’nin 12 km. güneyindeki Ilısu Kasabası’nda mezarlık içinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Türbenin üzerinde ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığın gösteren bir kitabe bulunmamaktadır. Türbe, mezarlığın içinde ve meyilli bir arazi üzerine inşa edilmiştir. Kaba yonu ve moloz taş malzemeden inşa edilen türbenin doğusuna sonradan eklenmiş mekanlar yer almaktadır. Türbe yörede “Tekke” olarak da anılmaktadır.

Kabrin içinde olduğu türbe ise, kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen planlı bir yapı olup üzeri de aynı yönde uzanan bir beşik tonozla örtülmüştür. Tonoz işten üç adet atkı kemeriyle desteklenmiştir. Türbenin güneyinde iki adet, kuzeybatısında ise bir tane düz lentolu pencere iç mekanı aydınlatmaktadır. Batı cephe sağır bırakılmışken doğu cephede ek mekanlar yer almaktadır. Kuzey cephenin doğusunda ise dama çıkışı sağlayan bir merdiven bulunmaktadır.

Kuzeydoğu cephedeki düz lentolu bir kapı açıklığı ile iç mekana girilmektedir. İç mekan da sade olup duvarlar, kuzeyde bir, güneyde iki adet düz lentolu pencereler, kuzeyde iki adet, güneydoğuda ise bir adet dikdörtgen formda nişlerle hareketlendirilmiştir. Türbenin içinde baş ve ayak şahideli bir kabir vardır. Şahidlerin üzerinde herhangi bir yazı bulunmamaktadır. Kabrin üzerinde ise ahşap malzemeden basit bir sanduka görülmektedir.

Paylaşın

Aksaray: Ali Bey Türbesi

Ali Bey Türbesi; Aksaray’ın Merkez İlçesi, Kılıç Aslan Mahallesi, Ali Baba Tekkes Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Halk arasında Külhani Ali Baba Türbesi, Ali Baba Tekkesi olarak da anılmaktadır. Türbenin üzerinde ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığın gösteren bir kitabe bulunmamaktadır. Türbe, Ervah Mezarlığı’na giden sokağın kenarında olup yol seviyesinden oldukça aşağıda kalmıştır. Sağlam olan yapı halkın ziyaret ettiği türbelerdendir. Doğusunda orjinalliğinden uzak mescid yer almaktadır. 12.53 X 6.12 m. ölçülerindedir.

Doğusunda ise dikdörtgen planlı ve üzeri açık mescid görülmektedir. Türbe, kare planlı olup 6.12 X 6.12 m. öçülerindedir. Yapı sağır tutulmuş sekizgen bir kasnağın taşıdığı tromp geçişli bir kubbe ile örtülmüştür. Yapının her bir cephesinde, fazla derin olmayan dikdörtgen bir niş içerisine alınmış yuvarlak kemerli, dıştan içeriye doğru genişleyen toplam dört adet pencere bulunmaktadır.

Dikdörtgen nişlerin keskin kenarları yarım kaval silmeler halinde yumuşatılmıştır. Güney cephede pencerenin üst hizasında dikdörtgen şeklinde küçük bir niş bulunmaktadır. Burası muhtemelen kitabenin yerleştirilmesi için yapılmış olabilir. Cephelerin üst kısmında ve kasnağa geçmeden evvel, kısa tutulmuş bir saçak dikkat çekmektedir. Kubbenin tepesinde taş malzemeden daire şeklinde yapılmış oldukça kaba bir alem yer almaktadır.

Türbeye güney cephede yer alan kapıdan girilmektedir. Dikdörtgen şeklindeki kapı, pencerelerde de olduğu gibi fazla derin olmayan dikdörtgen bir niş içine yerleştirilmiştir. Kapı açıklığının üzerinde yarım yuvarlak bir pencere daha bulunmaktadır. Yapılan pencere ve yüzeysel nişlerle tüm cephelerde bir hareketlilik görülmektedir. 4.52 X 4.52 m. ölçülerindeki kare planlı oldukça sade tutulmuş olan iç mekanda süsleyici herhangi bir unsur görülmemektedir. iç mekan tromp geçişli bir kubbe ile örtülüdür.

Kubbe, kasnak, tromplar ve duvarlar tamamen beyaz badanalı iken son restorasyon ile badanalar kaldırılmıştır. Tromplarda ahşap gergiler bulunmaktadır. İç mekanın tam ortasında doğu-batı doğrultusunda yerleştirilmiş, adi çamurla sıvalı ve üzeri semer çatı şeklinde ahşap bir sanduka görülmektedir. Sandukanın hiç bir yerinde yapıldığı tarihi, yatırın ölüm yılını ve adını gösteren bir kitabe yoktur. Sandukanın baş kısmına kumaştan bir sarık yerleştirilmiştir.

İç mekanın güneybatı köşesinde nereden ve ne zaman getirildiği belli olmayan, üzerinde antik dönem motiflerinden olan asma dalı ve yaprağı motifleriyle süslü içerisi oyuk, mermerden bir devşirme malzeme görülmektedir. Üzerine konulan post ve seccadeler sayesinde hırsızların dikkatini çekmeden günümüze kadar gelebilmiştir.

Türbenin doğusunda moloz taş malzemeden inşa edilmiş mescid görülmektedir. 6.41 X 5.60 m. ölçülerinde olup, doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen bir plana sahiptir. Yapının üzeri açıktır. Güneybatı köşedeki düz lentolu kapı açıklığı ile iç mekana girilmektedir. Kuzey ve doğu cephelerinde düz lentolu birer pencere vardır. Türbenin beden duvarıyla aynı yükseklikteki mescid duvarlarında ahşap hatıllar görülmektedir.

Harim, 5.65 X 4.40 m. ölçülerindedir. Kıble duvarının ortasında yarım daire formunda mihrap nişi yer almaktadır. Ancak son yapılan restorasyonlarda mescid asli unsurunu yitirmiş ve avluya dönüştürülmüştür. Mihrap ortadan kaldırılmış, beden duvarları alçaltılarak avlu/bahçe duvarı gibi olmuş, pencereler, kuzey beden duvarları tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Paylaşın

Aksaray: Pir Ali Sultan Türbesi

Pir Ali Sultan Türbesi; Aksaray’ın Merkez İlçesi, Taşpazarı Mahallesinde, Kadıoğlu Medresesinin güneyinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Kitabesine göre, 935 / 1528 yılında, Pir Ali Sultan vefat etmiştir. Türbe ise muhtemelen aynı tarihte veya daha sonra inşaa edilmiştir.

Oldukça iyi durumda olan türbe yol seviyesinden aşağıda kalmıştır. Türbe son onarım esnasında bir duvarla çevrilmiştir. Dıştan 7.50 X 7.60 m. ölçülerindedir. Kare planlı olup pandantif geçişli bir kubbe ile örtülüdür. Cepheleri genelde sade tutulmuş olmasına karşın kuzeybatıda giriş kapısı doğu ve batıyer alan birer pencere ile hareketlendirilmiştir. Doğu cephesinin anasında dikdörtgen şeklinde hafif bir niş içerisinde düz lentolu ve dikdörtgen şeklinde bir pencere yer almaktadır.

Pencere dıştan ters “U” biçimde iç ve dıştaki düz ortadaki kaval üç silme ile sınırlandırılmıştır. Lentonun yüzeyinde kabartma olarak bir kaş kemer ve bununda her iki yanında soldaki sonsuzluk motifi bulunan iki rozet bulunmaktadır. Güney cephe tamamen sade tutulmuş olup süsleyici herhangi bir unsur bulunmamaktadır. Batı cephenin anasında yine hafif bir niş içine alınmış düz lentolu ve dikdörtgen şeklinde bir pencere yer almaktadır Lento ve pervazları düzgün yekpare kesme taştandır.

Lentonun üzerinde bulunan dikdörtgen pano içinde yanları çok dilimli kabartma halinde dikdörtgen bir kartuş yer almaktadır. Her iki yanında birer palmet motifi dikkati çekmektedir. Pencere dıştan ters “U” biçiminde içbükey iki bordür ile sınırlandırılmıştır. Bu silmenin hemen üstünde sadece üst kenar boyunca devam eden yekpare taştan silme görünümü verilmiş bir kuşak yer almaktadır. Kuzey cephenin ortasında ise dıştan basık içten düz lentolu giriş kapısına yer verilmiştir. Kapı dıştan hafif dikdörtgen bir niş içine alınmıştır.

Dıştaki düz içteki içbükey ortadaki kaval üç silme ile sınırlandırılmıştır. Kapının üstünde de dikdörtgen şeklindeki küçük bir niş içerisinde bulunan mermer kitabe dikkati çekmektedir. İç mekan dışarıya nazaran daha çukurdadır. İçten 5.50 X 5.60 m. ölçülerinde kare bir planlama arz etmektedir. Duvarlar kapı, pencere, mihrap ve açılan nişlerle hareketlendirilmiştir.

Kuzey duvarının ortasında kapı sivri kemerli bir niş içine alınmış olup kemerin alınlığında kabartma halinde bir kaş kemer ortasında ise bir rozet bulunmaktadır. Doğu batı duvarının ortasındaki pencereler iç mekana doğru eyvan şeklinde bakan sivri kemerli dikdörtgen birer niş içine alınmıştır. Alınlıkta ise kabartma kaş kemer içinde bir gül bezek motifine yer verilmiştir.

Güney duvarının ortasında dikdörtgen bir niş içine alınmış olan mihrap, sivri kemerli olup niş yarım altıgen bir düzenlemeye sahiptir. Süsleyici herhangi bir unsur bulunmamaktadır. Kavsarası oldukça tahrip olmuştur. Mihrap, giriş kapısı ye pencerelerinin her iki yanında sivri kemerli dikdörtgen şeklinde ele alınmış toplam sekiz adet niş bulunmaktadır. İç mekanda ahşaptan semer dam çatılı sekiz adet sanduka bulunmaktadır. Bunlardan birisinin baş taşı olup ak mermerdendir ve merkadin kavukludur .

Kubbe içten, pandantifler ye nişlerin kemerleri tamamen tuğla malzemeden pencere ve kapının sivri kemer alınlıkları düzgün yontulmuş yekpare kesme taştan ye diğer kısımlar ise kesme taş ve moloz taş, cepheler ise tamamen düzgün yontulmuş kesme taş, kubbe ise dıştan moloz taş malzemeden yapılmıştır. Pencerelerin parmaklıkları orjinaldir. Eskiden, türbenin etrafında büyük bir hazirenin varlığından bahsedilmektedir. Bugün sadece türbenin kuzeydoğusunda bir kaç adet günümüze gelebilmiştir.

Paylaşın

Aksaray: Baydı Hatun Türbesi

Baydı Hatun Türbesi; Aksaray’ın Güzelyurt İlçesi, Ihlara Kasabası sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Üzerinde kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığını gösteren bir kitabesi bulunmamaktadır. Vakıf kayıtlarından hareketle yapı XV. yy başına tarihlendirilmektedir.

Türbe, köyün içine giden yolun sağında çevreye hakim bir tepe üzerindedir. Harap olan yapının özellikle cepheleri sonradan aslına uygun olmayan bir şekilde betonarmeden tamir edilerek dikdörtgen formlu yapı kare şekline dönüştürülmüş; düz dam örtü üzerine kubbe eklenmek suretiyle aslında önemli değişikliklere gidilmiştir.

Yapı, doğu-batı doğrultusunda uzanan düzgün dikdörtgen bir plana sahiptir. Cephelerde moloz taş, köşelerde ise kaba yonu taş malzeme kullanılmıştır. Cepheler sade olup tek hareketlilik doğudaki giriş cephesindedir. Düz lentolu giriş kapısı cephenin kuzeyine kaydırılmıştır. Cephenin ortasına denk gelecek şekilde düz lentolu bir mazgal pencere görülmektedir.

İç mekanda doğu-batı yönünde dikdörtgen planlı olup üzeri aynı yönde uzanan beşik tonozla örtülüdür. Tonoz içten yuvarlak kemer formundaki dört adet atkı kemeriyle desteklenmiştir. Duvarlar sade olup, doğuda giriş kapısı ile bir mazgal pencere, kuzey duvarında iki adet, batı duvarında ise bir tane düz lentolu niş vardır. Türbenin güneyinde kime ait olduğu belli olmayan bir mezar yer almaktadır.

Paylaşın

Aksaray: Bedir Muhtar Türbesi

Bedir Muhtar Türbesi; Aksaray’ın Merkez İlçesi, Bedir Muhtar Mahallesi’ndeki Bedir Muhtar Mezarlığı’nda aynı adı taşıyan caminin kuzeybatısında yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Bedir Muhtar Veli Türbesi1 olarak da isimlendirilmektedir. Gerek yapının gerekse içerisinde bulunan mezarların üzerinde herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Türbe XVI. yy. tarihlendirmektedir.

Türbe eğimli bir arazi üzerinde kurulmuş olan mezarlığın ortasında harap bir şekilde bulunmaktadır. Yapı dıştan 6.20 X 5.75 m. içten 4.35 X 4.05 m. ölçülerinde düzgün olmayan dörtgen bir plan arz etmektedir. Kuzey, doğu ve günümüzde mevcut olmayan batı cepheleri sade tutulmuş olup tek hareketlilik güney cephede görülmektedir. Bu cephe büyük bir sivri kemerle dışa açılmaktadır.

Bugün kemerin üst kısmı yıkık olup dıştan içeriye doğru kademeli bir şekilde profillenme yapan sade tutulmuş tuğla örgülü bordürlerle sınırlandırılmıştır. Kemer, yerden yaklaşık 1.50 m. yüksekliğindeki moloz taş örgülü beden duvarı üzerinde yükselmektedir. Yapıya, günümüzde mevcut olmayan kuzeybatı kenardan açılan düz atkılı dikdörtgen bir açıklıkla girilmektedir.

Kuzey duvarında üçgen şeklinde nihayetlenen dikdörtgen bir niş, doğu duvarında ise bir mazgal pencere bulunmaktadır. Doğu ve mevcut olmayan batı duvarları, güneyde içeriye doğru, basamak şeklinde kademelenme yaparak daralmaktadır. Üst örtüsü bugün tamamen yıkık olan türbenin bir zamanlar kubbeli olduğu ve duvarlarının sonradan kerpiç malzemeden yapıldığı kaynaklarda geçmektedir.

Türbenin kuzey, doğu ve batı beden duvarları kerpiç malzemeden inşa edilmesine karşın güneyi ise tuğla ve moloz taş malzemeden inşa edilmiştir. İç kısımda duvarların üzerinde yer yer sıva kalıntıları görülmektedir. Ayrıca türbenin içinde üç tane de mezar bulunmaktadır.

Bunların kimlere ait oldukları bilinmemektedir. Mevcut şekli ile eyvan biçimli türbeler formunda olsa da tuğla ayaklarının üst kısmındaki kemer izlerinden anlaşılacağı üzere yapının orjinalde baldaken tarzında olması daha muhtemeldir.

Paylaşın

Aksaray: Hırkalı Sultan Türbesi

Hırkalı Sultan Türbesi; Aksaray’ın Merkez İlçesi, Coğlakı Mahallesi’nde, Gündoğdu Sokağı’nın
sonunda Ervah Mezarlığı’nın batısında yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Esen Hatun Türbesi, Kör Sultan Türbesi ismiyle de kaynaklarda zikredilmektedir. Türbenin ne zaman, kim tarafından ve kimin için yapıldığı bilinmemektedir. Ancak, türbenin tarihlendirme hususunda ise çeşitli tartışmalar bulunmaktadır.

Dıştan bir ihata duvarı ile çevrilmiş bir bahçe içinde yer almaktadır. Kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen planlı bir yapıdır. Yan yana sıralanmış üç mekandan sadece Türbe ve mescitten oluşan sade yapı, halkın bilinçsiz bir şekilde yaptığı onarım ve tamiratlar neticesinde büyük ölçüde asli halini kaybetmiş durumdadır. 2009 yılındaki onarım ile orjinalliğinden uzak bir şekilde yeniden inşa edilmiş gibidir.

Türbe, 2.10 X 2.70 m. ölçülerinde dikdörtgen planlı olup içten kubbe pandantif geçişli olup dıştan yuvarlak kasnağa oturan konik bir külah ile örtülüdür. Güney cephe hariç diğer cepheler kalın bir beton tabakası altında kaldığından ne tür özelliklere sahip değilken yapılan son restorasyon ile sonradan örülen kemer ortaya çıkarılarak baldaken şekle dönüştürülmüştür.

Türbeye güney cephenin ortasında bulunan, tuğladan sivri kemerli bir açıklıkla girilmektedir. Açıklığın doğu cephesinde bir kısmı tuğladan yapılmış ve moloz taş örgüyle devam ettirilmiş tam belli olmayan bir kemer formu yer almaktadır. İç mekan, kuzey, doğu ve batı duvarlarına açılan ve fazla derin olmayan sivri kemerli dikdörtgen nişlerle  genişletilmiştir. Kısmı dökülmüş olduğundan duvarların bazı özellikler rahatlıklara görmek mümkündür.

Kuzey duvarının ortasında, nişin içerisinde moloz taşlarla örülerek kapatılmış bir dikdörtgen pencere dikkat çekmektedir. Ayrıca doğu ve batı duvarlarında ki sivri kemerli nişlerin içersinde yine tuğladan yapılmış fakat içleri moloz taşlarla örülerek doldurulmuş sivri kemer formları görülmektedir. İç mekandaki nişlerin kemerleri, kuzeydeki taş malzemeden doğu ve batıdaki ise tuğla malzemeden yine kubbe, bingiler ve de külah tuğla malzemeden yapılmasına karşın kasnak ve beden duvarları yoğun bir şekilde moloz taş ve azda olsa tuğla malzemeden inşa edilmiştir.

İkisi türbenin içinde, biri eşikte birisi de mescitte olmak üzere toplam dört tane mezar bulunmaktadır. Mescitteki kabir ise üst üste konan moloz taşlarla belirginleştirilmiş diğerlerinin ise mermer sandukaları oldukça harap olup üzerlerindeki yazılar okunamayacak bir hal almıştır. Türbenin güneyinde 4.30 X 4.35 m. ölçülerinde yaklaşık kare planlı ve üzeri açık mescid bulunmaktadır. Mescidin kıble duvarında yarım daire formunda mihrap nişi, batı duvarında ise bir adet pencere yer almaktaydı.

Mescidin güney duvarının batısındaki kemerli bir kapı ile mescide, oradan da türbeye geçilmekteydi.  Günümüzde mihrap ve giriş kapısı kapatılmış, süslemeler dökülmüş, pencerenin olduğu yerde büyük bir sivri kemerli açıklık eklenmiş, doğu duvarına sivri kemerli bir niş açılmıştır. Mescidin güneyinde, doğu ve batı uçlardaki devam eden duvarlar kalıntılarından üçüncü bir mekanın var olduğu anlaşılmaktadır. 2009 yılındaki restorasyon sonucunda türbenin duvarlarındaki içi taşlarla örülerek kapatılmış kemerler temizlenerek yapı baldaken bir şekle dönüştürülmüştür.

Kemerler tuğla malzemedendir. Güneyindeki mescidin üzeri camekanla kapatılmış, batı ve kuzeydoğusunda sivri kemerli birer açıklık görülmektedir. Restorasyonda kaba yonu kesme taş malzeme ile belirgin derz aralıklarıyla Rusitk cephe düzenlemesine gidilmiştir. Osmanlı Devleti’nde özellikle Sultan II. Abdülhamit (1876-1909) döneminde sevilerek uygulanan bu cephe düzenlemesinin bu yapıda uygulanması pek uygun düşmemektedir.

Paylaşın