Kriptokokoz Nedir? Belirtileri, Nedenleri, Teşhisi, Tedavisi

Kriptokokoz, cyptococcus neoformans olarak bilinen bir mantardan kaynaklanır. Enfeksiyon insanlara güvercin dışkıları veya yıkanmamış çiğ meyvelerle temas yoluyla yayılabilir. Enfekte bir kişiyle temas da enfeksiyonun yayılmasına neden olabilir. Bağışıklığın azalmasıyla karakterize bozuklukları olan kişiler (örneğin HIV enfeksiyonu), bu enfeksiyonlara yakalanma açısından yüksek risk altındadır.

Haber Merkezi / Kriptokokoz, enfeksiyonun nasıl edinildiğine bağlı olarak çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Çoğu durumda enfeksiyon akciğerlerde başlar (pulmoner form) ve daha sonra beyne, idrar yoluna, deriye ve/veya kemiklere yayılabilir (yaygın form). Enfeksiyon akciğerlerle sınırlı olduğunda semptomlar minimal düzeyde olabilir veya hiç görülmeyebilir.

Solunum semptomları öksürük ve göğüs ağrısını içerebilir. Enfeksiyon yayıldığında merkezi sinir sistemine, özellikle de beyne yönelir. Etkilenen bazı bireylerde, beyni ve omuriliği çevreleyen zarların iltihaplanması (menenjit) ciddi bir komplikasyon olarak ortaya çıkabilir. Menenjit ile ilişkili semptomlar baş dönmesi, bulanık görme, şiddetli baş ağrısı ve/veya boyun sertliğini içerebilir.

Bu hastalığın akciğer formları akut enfeksiyonları ve kronik akciğer enfeksiyonlarını içerir. Yaygın formlar arasında merkezi sinir sistemi (beyin) enfeksiyonları, kutanöz (deri) enfeksiyonları ve diğer organ veya sistemleri ilgilendiren enfeksiyonlar yer alır.

Akciğer formları: Akut enfeksiyonlar, bağışıklık sistemi zayıf olan hastalar dışında nadiren teşhis edilir. Bağışıklık sistemi normal olan kişilerde kriptokoz hiçbir semptomla sonuçlanmayabilir (asemptomatik). Kronik akciğer enfeksiyonları, akciğer loblarında oldukça büyük kitlelerin yanı sıra segmental pnömoni (akciğerlerin bazı kısımlarını içeren), akciğerlerde sıvı (plevral efüzyonlar) ve şişmiş lenf düğümleri oluşturabilir.

Yaygın formlar: Merkezi sinir sistemi enfeksiyonları, özellikle de beyindeki enfeksiyonlar, akut olmaktan çok orta derecede şiddetli olabilir. Komplikasyonlar arasında anormal derecede büyük bir kafa (hidrosefali) ve görme bozukluğu sayılabilir. Kutanöz veya deri enfeksiyonları, sıvı dolu şişlikler (papüller), sertleşmiş plaka benzeri yamalar (plaklar) ve ülserli yaralar olarak ortaya çıkabilir.

Diğer organ veya sistem enfeksiyonları görme (koryoretinit), kulak (otitis), kalp (miyokardit, endokardit), sindirim sistemi (gastroduodenit, hepatit) ve böbrekleri içerebilir.

Genel olarak kriptokokozun çeşitli formlarının semptomları şunları içerebilir: göğüs ağrısı, kuru öksürük, baş ağrısı, mide bulantısı, kafa karışıklığı, bulanık veya çift görme, yorgunluk, ateş, geceleri olağandışı ve aşırı terleme, yakın bölgelerde enfeksiyon görünümü olmadan bezlerde şişme , deri döküntüsü, nokta atışı kırmızı lekeler (peteşi), ciltte kanama, morluklar, istemsiz kilo kaybı, iştah kaybı, karın şişkinliği, karın ağrısı, karın şişmesi, halsizlik, kemik ağrısı ve uyuşukluk ve/veya karıncalanma.

Kriptokokoz, cyptococcus neoformans mantarından kaynaklanır. Güvercin dışkısı, yıkanmamış çiğ meyve veya enfekte kişilerle temas yoluyla yayılır. Bağışıklık yetersizliği olan veya bağışıklığı azalmış kişiler (kanser kemoterapisi veya organ nakli gören kişiler veya HIV-AIDS ile enfekte olanlar gibi) bu mantar enfeksiyonuna yakalanma açısından yüksek risk altındadır.

Teşhis, vücut sıvısında veya vücut dokusunda cyptococcus neoformansın varlığının kanıtına bağlıdır. Bazı durumlarda mantarın varlığı ışık mikroskobu altında görülebilir; diğer koşullar, organizmanın hastadan alınan sıvı örneklerinden çoğaltılmasını gerektirir. Varsa bu mantarla savaşmak için vücutta harekete geçecek maddeyi (antijen) tespit etmek için tasarlanmış bir immünolojik test ticari kitlerde mevcuttur.

Kriptokokkozu tedavi etmek için kullanılan antibiyotikler arasında mantar önleyici ajanlar Amfoterisin B, Flusitozin ve Flukonazol bulunur. Bu ilaçların ciddi yan etkileri olabileceğinden kullanımlarının dikkatli bir şekilde takip edilmesi önemlidir. Bağışıklık sistemi zayıf olan veya bağışıklık sistemini baskılayan tedavi gören kişilere, nüksetmeyi önlemek için uzun süreli ilaç tedavisi verilmelidir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir