Karsinoid Sendromu Nedir? Belirtileri, Teşhisi, Tedavisi

Karsinoid sendrom semptomların, fiziksel belirtilerin ve anormal laboratuvar bulgularının bir kombinasyonundan oluşan bir hastalıktır. Karsinoid sendrom, altta yatan karaciğere yayılmış karsinoid tümörü olan kişilerde görülür. Karsinoid tümörler, bir dizi başka aktif peptit ile birlikte serotonin salan salgılama özelliklerine sahip, iyi farklılaşmış nöroendokrin tümörlerdir. 

Haber Merkezi / Bu tümörler, ilkel bağırsak boyunca herhangi bir yerde ortaya çıkabilir ve bu nedenle bronşiyal ağaçta (hava yolları) ve gastrointestinal sistem boyunca bulunur. Tümör hücreleri ayrıca karaciğere göç edebilir (metastaz yapabilir).

Karsinoid tümörler en sık ince bağırsakta ve apendikste görülür, ancak %10’u akciğerden kaynaklanır. Etkilenen diğer alanlar arasında rektum, kolon, pankreas, mide, yumurtalık, timus, böbrek, prostat, meme ve başka yerler bulunur. Bu yavaş büyüyen maligniteler, lenf düğümlerine ve karaciğere yayılma eğilimindedir ancak aynı zamanda akciğer, kemik, beyin ve deriye metastaz yapabilir.

Karsinoid tümörü olan kişilerin sadece yaklaşık %10’unda karsinoid sendrom gelişir. Bu sendromun başlıca semptomları arasında sıcak, kırmızı yüz kızarması, ishal ve hırıltı bulunur. Karsinoid sendrom, karaciğer metastazı olan bir kişide tümör aşırı miktarda serotonin ürettiğinde ortaya çıkar. Karaciğere yayılmayan hastalarda, bağırsak tümörü tarafından salınan serotonin parçalanarak inaktif bir maddeye dönüşür; böylece karsinoid sendrom oluşmaz.

Semptomlar hormonal olmayabilir, tümör hacmine ikincil olabilir ve bu nedenle yerleşime bağlıdır; veya karsinoid sendromun bir sonucu olarak hormonal. Tümörden kaynaklananlar karın ağrısı, anemi, pnömoni, öksürük ve hemoptizi (kan üreten öksürük) içerebilir. Karsinoid tümörler herhangi bir semptom göstermeden de mevcut olabilir ve sıklıkla uzun süre tespit edilemeyebilir.

Karsinoid sendromun semptomları arasında yüz, baş ve üst göğüste sıcaklık ve kızarıklık; ishal; kan basıncında belirgin değişiklikler (genellikle hipotansiyon, kan basıncında azalma); astım benzeri hırıltı; kilo kaybı veya alımı; yetersiz beslenme; dehidrasyon; zayıflık; kas ve eklem ağrısı; ve peptik ülser.

Daha sonraki aşamalarda, karsinoid sendrom kalp kapakçıklarına zarar vererek konjestif kalp yetmezliği semptomlarına yol açabilir. İshal o kadar şiddetli olabilir ki, potasyum ve su gibi vücudun hayati besinleri tükenerek yaşamı tehdit eden elektrolit dengesizliği oluşur.

Sendrom ayrıca mide ağrısı, karaciğerdeki arterlerin tıkanması, kalp çarpıntısı ve idrarda aşırı peptit atılımı ile birlikte olabilir. Son derece nadir durumlarda, kızarma, kan basıncı değişiklikleri, halsizlik, çarpıntı, baygınlık ve hırıltılı solunumun akut oluşumu yaşamı tehdit edebilen bir karsinoid krizi oluşturur. Bir karsinoid krizde veya karsinoid sendrom tanısı için bu özelliklerin hepsinin bulunması gerekmez.

Karsinoid tümörlerin altında yatan neden belirsizliğini koruyor. Bazı çalışmalar, sigara ve diyet alımı gibi risk faktörlerini önermiştir, ancak bu bulguları doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Vakaların çoğunda tümörler yavaş büyür ve serotonin, bradikininler, taşikininler ve prostaglandinler gibi hormonal kimyasal maddeler üretebilir.

Orijinal karsinoid hücreler karaciğere yayılırsa (metastaz yaparsa), bu maddeler artık inaktif formlarına kadar parçalanmazlar ve sistemik (ana) dolaşıma salınarak karsinoid sendromunun belirti ve semptomlarına neden olurlar. Tümörler, yumurtalıklar gibi gastrointestinal sistem dışındaki organları etkilediğinde, karaciğer metastazlarının yokluğunda karsinoid sendrom ortaya çıkabilir.

Teşhis en iyi şekilde, biyokimyasal inceleme, radyolojik ve nükleer görüntüleme ve son olarak mümkün olduğunda histolojik (doku biyopsisi) doğrulamayı içeren çok yönlü bir yaklaşımla sağlanır. Daha yaygın nedenlerin bir sonucu olarak standart testlerle teşhis edilemeyen epizodik yüz kızarması ve/veya kronik ishalin meydana gelmesi, karsinoid sendrom şüphesine yol açmalıdır.

Geçmişte, serotoninin parçalanmasının (metabolizma) bir ürünü olan 5-hidroksiendolasetik asidin (5-HIAA) 24 saatlik idrar atılımının ölçümü, düşük serotonin diyeti uygulayan bir hastada kullanılan ana laboratuvar testiydi. Hala faydalıdır ve vakaların %50’sinde 5-HIAA seviyesi açıkça yükselecektir. Bununla birlikte, en faydalısı kromogranin-A olan ve genellikle octreoscan olarak bilinen bir görüntüleme tekniği ile birlikte kullanılan kan testleri de mevcuttur. İdrar 5-HIAA normal olduğunda bile karsinoid sendromu tanısını doğrulayabilir.

Bu teknik, semptomların tam spektrumu belirgin olmadığında karsinoid tümörlerin varlığını göstermede de yardımcı olabilir. Primer tümörün konumuna bağlı olarak yardımcı olabilecek diğer araştırmalar arasında BT taraması, ultrason, MRI ve endoskopi yer alır. Bazen teşhis, bağırsak tıkanıklığı veya apandisit gibi başka bir şüpheli durum için ameliyat sırasında tesadüfen konur.

Standart tedavi, mümkün olduğunda tüm tümörü çıkarmak ve herhangi bir metastazı azaltmak (debulk) için cerrahidir. Gastrointestinal tümörlerde bu, etkilenen bölgenin rezeksiyonunu içerecektir. Bronşiyal (hava yolu) lezyonlarda kitlenin yerine göre lobektomi, sleeve rezeksiyon veya pnömonektomi gibi işlemler gerekebilir.

Karaciğer metastazlarının küçültülmesi, cerrahi eksizyon veya kriyoablasyon ve radyofrekans ablasyon gibi daha yeni tekniklerle yapılabilir. Tek başına veya kemoterapi ile karıştırılarak embolik inert partiküllerin enjeksiyonu ile hepatik arter kateterizasyonu, karaciğer metastazı olan birçok hastada çok etkili olmuştur. Bu tedavide enjekte edilen kemoterapötik ilaçlar cisplatin, mitomisin ve doksorubisindir.

Hastaların yaklaşık üçte birinde genel olarak yararlı bir yanıtla birlikte sistemik kemoterapi de kullanılır. Bu amaçla kullanılan ilaçlar dakarbazin, VP-16 (etoposid), sisplatin, doksorubisin, 5-fluorourasil, streptozotosin ve siklofosfamiddir. Bazı yeni ajanlar şu anda araştırılmaktadır. Tümörler çıkarıldıktan sonra, periyodik olarak uzun vadeli gözetim gereklidir.

Oktreotid (Sandostatin) enjeksiyonları, karsinoid sendromun semptomatik tedavisi için temel dayanak noktasıdır. Oktreotid, pankreatik hormon somatostatinin sentetik bir şeklidir ve günde üç ila dört deri altı enjeksiyon, her üç veya dört haftada bir uzun etkili kas içi enjeksiyon veya deri altı pompa ile sürekli infüzyon şeklinde uygulanabilir. Bazen, vücudun tepkisini artıran düşük doz alfa interferon enjeksiyonu ile birleştirilir.

2017 yılında, Xermelo (telotriastat etil) tabletleri somatostatin analoğu (SSA) tedavisi ile kombinasyon halinde, SSA tedavisinin tek başına yetersiz bir şekilde kontrol ettiği karsinoid sendromlu ishali olan yetişkinlerin tedavisi için FDA tarafından onaylanmıştır. Xermelo, Lexicon Pharmaceuticals, Inc. tarafından üretilmiştir.

İshal önleyici ve antikolinerjik ilaçlar gibi çeşitli beslenme ürünleri mevcuttur ve yararlı olabilir. Hastalara genellikle alkol ve yüksek konsantrasyonda tiramin içeren yiyecekler gibi belirli maddelerden kaçınmaları tavsiye edilir, çünkü bunlar semptomları daha da kötüleştirebilir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir