Neden Daha Fazla Kuru Meyve Tüketmeliyiz?

Genel olarak kuru ve kurutulmuş meyve, suyu alınmış meyvenin kendisidir. Kuru meyvenin avantajı “taze” versiyonuna göre 3 ila 5 kat daha fazla besin maddesi ve karbonhidrata sahip olması.

Haber Merkezi / Başka bir ifadeyle kuru meyveler küçük enerji parçacıklarının tam da karşılığıdır. İşte kuru meyvelerin faydaları:

Bağışıklığı artırır: Kuru meyveler, bağışıklığı artırmaya yardımcı olan esansiyel yağlar, protein, potasyum ve kalsiyumla yüklüdür. Ayrıca içindeki antioksidanların varlığı çeşitli enfeksiyon ve hastalıklara karşı savaşmaya da yardımcı olabilir.

Kilo vermeye yardımcı olur: Kuru meyveler, ölçülü tüketildiğinde kilo kaybı için mükemmeldir.

Cilt sağlığı: Kim genç görünmek istemez? Kuru meyveler bu konuda yardımcı olabilir. Kuru meyveler, cilt yenilenmesine yardımcı olan esansiyel yağlar ve antioksidanlar açısından zengindirler.

Kanseri önlemeye yardımcı olur: Kuru meyveler, kansere neden olan hücrelerin aktivitesini önleyen antioksidanlar ve bitkisel besinler açısından zengindirler.

Sağlıklı bir kalbi koruyun: Kuru meyveler kolesterol seviyelerini kontrol edebilir ve kan basıncını normalleştirebilir. Kuru meyveler, ayrıca kalp hastalıkları, felç vb. riskini de azaltabilir.

Sağlıklı kemikler: Kuru meyveler, sağlıklı kemiklerin korunmasına ve güçlendirilmesine yardımcı olan protein, kalsiyum ve diğer mikro besinler açısından zengindir.

Stres ve depresyona karşı mücadele: Kuru meyveler depresyon ve stresle mücadelede oldukça etkilidir. Ayrıca beyin sağlığını ve hafızayı da geliştirirler.

Paylaşın

Bencil Miyim? Bencilliğin 6 İşareti

Çoğu zaman başarıya ulaşmaya yönelik bireysel dürtüyü desteklemek için bencil davranışlar teşvik edilse de, bencillik benmerkezci kişiye ve temas kurduğu herkese zarar verebilir.

Haber Merkezi /Bencillik, başkalarının refahını veya ihtiyaçlarını düşünmeden, kendi çıkarlarını önemseme ve düşünme anlamına gelir.

İnsan doğası gereği, özellikle zor zamanlarda bazı bencil davranışlar sergilese de, çok sık veya yoğun bir şekilde benmerkezci veya bencillik, ilişkileri olumsuz yönde etkileyebilen kötü bir alışkanlık haline gelebilir.

İşte bencil bir kişinin 6 işareti:

1. İlgilenme ihtiyacı: Bencil insanlar kırılgan egoları nedeniyle ilgi odağı olmaya ihtiyaç duyarlar. Dikkati üzerlerinde tutmak için yüksek sesle, rahatsız edici ve hatta agresif davranabilirler.

2. Pasif saldırganlık: Pasif saldırganlık genellikle kontrol ihtiyacı olarak ortaya çıkan derin güvensizliklerden kaynaklanır.

3. Tek taraflı ilişkiler: Bencil insanlar, duygusal olarak açığa çıkmaları gerektiğinde arkadaşlarının zamanını alırlar ancak nadiren aynı nezaketi gösterirler.

4. Tavsiyeyi reddetme: Bencil bir kişi, her şeyi bildiğini ve önemli olan tek şeyin kendi fikri olduğuna inanır. Bu niteliği nedeniyle, özellikle fikirler çeliştiğinde, başkalarından tavsiye veya talimat almakta zorluk çekebilir.

5. Uzlaşma sorunu: Benmerkezci insanların benlik duygularını korumak için her zaman kontrolü ellerinde tutmaları gerekir. İlişkide uzlaşmanın sağlanamaması çatışmaya katkıda bulunur.

6. Yanlışı kabul edememe: Bencil insanlar hatalı olduklarını kabul etmekte zorlanırlar. Gerçekler açıkça yanıldığını belirtse bile, gerçeği inkar etmenin ve karşınızdaki kişiye geri göndermenin bir yolunu bulur.

Paylaşın

Neden Rüya Görürüz? 7 Rüya Teorisi

Rüyalar, beynin uyku sırasında ürettiği görüntüler, duygular veya hislerdir. Rüya görme uyku döngüsünün herhangi bir aşamasında gerçekleşebilir. Rüyaların işlevine ilişkin net bir bilimsel açıklama yoktur ancak çeşitli teoriler mevcuttur.

Haber Merkezi / Rüyaların incelenmesi geniş bir araştırma alanıdır ve sinir bilimi, psikoloji, psikiyatri ve bilişsel bilimden teoriler ortaya çıkmaya devam etmektedir. Rüya teorilerinin bazı önemli örnekleri şunlardır:

1. Duygusal işleme: Rüyalar çoğu zaman duygu yüklü olabilir ve insanlar rüya görerek duygusal zorlukların üstesinden gelebilir ve kendilerini günlük yaşamın zorluklarına daha iyi hazırlayabilirler.

2. Öğrenme yardımı: Bir kişi yeni bir beceri öğrenmeye veya zorlu bir problemin üstesinden gelmeye odaklandığında, görevi tamamlamasına yardımcı olacak aktiviteyi hayal edebilir.

3. Hafıza pekiştirmeleri: Bazı uyku uzmanları REM aşamasında rüya görmenin beynin kısa süreli anıları pekiştirmesine ve bunları uzun süreli anılar olarak depolamasına yardımcı olduğuna inanıyor.

4. Zihinsel düzenleme: Uyku sırasında kişinin zihni, uyanıkken karşılaştığı duyusal verileri inceler, gerektiğinde önemli sinirsel bağlantılar kurar ve gereksiz bilgileri düzenler.

5. Öteki dünya: Rüyaların diğer dünyalarla bağlantı kurmanın bir yolu olduğu savunulur. Ölen sevdikleriyle rüyada görülen karşılaşmaların büyük önem taşıdığına inanılır.

6. Rastgele beyin aktivitesi: Bazı araştırmacılar rüyaların belirli bir amacı olmadığına ve aktif bir beynin yan ürünü olduğuna inanıyor. Bu rastgele beyin aktivitesinin başka özel bir amacı olmayabilir.

7. Bilinçdışı arzular: Avusturyalı psikoterapist Sigmund Freud, rüyaların bilinçdışı zihnin arzularının ifadesi olduğunu ileri sürer. İnsanlar uyanıkken arzularını ifade edemezlerse, bilinçdışı zihin bunları uyku sırasında fanteziler olarak canlandırabilir.

Paylaşın

Boyun Kırışıklıklarından Kurtulmak İçin 8 İpucu

Boyun çevresindeki derinin elastikiyetini kaybetmeye başlamasıyla ortaya çıkan kırışıklıklar, sadece rahatsızlık vermekle kalmaz, aynı zamanda bireyin güvensiz hissetmesine de neden olabilir.

Haber Merkezi / Bu hassas bölgeyi sıkılaştırmaya ve gençleştirmeye yardımcı olacak bazı ipuçlarını sizler için sıraladık.

Cilt bakım rutininizde boynunuzu ihmal etmeyin: Günlük cilt bakım ürünlerinizi uygularken boynunuzu da dahil etmeyi unutmayın! Temizleyicinizi, tonerinizi, serumunuzu ve nemlendiricinizi boyun bölgesine uygulamak için yukarı doğru hafif hareketler kullanın.

Boynunuzu güneşten koruyun: Boynun erken yaşlanmasını önlemek için güneşten korunma çok önemlidir. Bulutlu günlerde bile boynunuza her gün en az 30 SPF’li geniş spektrumlu güneş koruyucu uygulayın. Ek koruma için geniş kenarlı bir şapka veya atkı takmayı düşünün.

Boyun güçlendirme egzersizleri yapın: Boyun egzersizleri boyundaki kasların sıkılaşmasına ve güçlenmesine yardımcı olarak daha sıkı, daha genç bir görünüme yol açabilir. Boynunuzun sıkılığında ve elastikiyetinde kademeli iyileşmeler görmek için bu egzersizleri günlük rutininize ekleyin.

Susuz kalmayın: Cildin elastikiyetini ve genel sağlığını korumak için uygun hidrasyon şarttır. Cildinizi dolgun ve genç tutmak için günde en az sekiz bardak su içmeyi hedefleyin.

Sırt üstü uyuyun: Yan veya yüzüstü uyumak zamanla boynunuzda kırışıklıkların oluşmasına neden olabilir. Bunu önlemek için boynunuza binen baskıyı en aza indirecek destekleyici bir yastıkla sırt üstü uyumayı deneyin.

Sağlıklı beslenin: Antioksidanlar, vitaminler ve mineraller açısından zengin dengeli bir beslenme, sağlıklı cildin desteklenmesine ve yaşlanma sürecinin yavaşlatılmasına yardımcı olabilir. Cildinizi içten beslemek için öğünlerinize bol miktarda meyve, sebze, yağsız protein ve sağlıklı yağlar ekleyin.

Retinol ürünlerini kullanın: Retinol, kırışıklıkları azaltmaya ve cilt dokusunu iyileştirmeye yardımcı olabilecek güçlü bir cilt bakım bileşenidir. Yaşlanma karşıtı faydalardan en iyi şekilde yararlanmak için retinol veya retinil palmitat gibi diğer A vitamini formlarını içeren ürünleri arayın.

Profesyonel tedavileri düşünün: Profesyonel tedaviler boynunuzdaki kırışıklıkların ve sarkmaların görünümünü iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Paylaşın

Regl Ağrısına Ne Sebep Olur?

Regl dönemlerinde kas kasılmaları bazen fark edilmez veya sadece hafif rahatsızlıklara neden olur, ancak bazen ağrılı kramplar olarak da hissedilir. Regl ağrısı sadece karnın alt kısmını etkileyebileceği gibi sırtta veya bacaklarda da hissedilebilir.

Haber Merkezi / Bazı kadınlarda mide bulantısı, kusma veya ishale, ayrıca baş ağrısına veya genel rahatsızlığa neden olabilir. Regl dönemleri daha ağır olan kadınların ağrıları da genellikle daha yoğun olur. Ağrılı dönemlerin en yaygın nedenlerinden bazıları ise şunlardır:

PMS (regl öncesi sendromu): Regl dönemi öncesi sendromu olarak da bilinen PMS, regl olan kadınların yüzde 90’ını etkiler. PMS, regl döneminin başlamasından birkaç gün önce başlar ve regl döneminin ilk veya ikinci gününe kadar devam eder.

PMDD (regl öncesi disforik bozukluk): Regl dönemi öncesi disforik bozukluk, regl olan kadınların yaklaşık yüzfde 5’ini etkileyen daha şiddetli bir PMS şeklidir. PMDD semptomları PMS’ye benzer, ancak daha ağrılı kramplar da dahil olmak üzere daha yoğundur.

Miyomlar: Rahim miyomları rahim iç zarında gelişebilen iyi huylu büyümelerdir. Çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük ya da rahmin şeklini değiştirecek kadar büyük olabilirler. Genellikle doğurganlık yıllarında ortaya çıkarlar ve menopozdan sonra küçülürler veya tamamen kaybolurlar.

Yumurtalık kistleri: Kist, vücudun içinde veya üzerinde oluşan, genellikle zararsız bir sıvı kesesidir. Yumurtalık kistleri yumurtalıklarda, genellikle yumurtlama sırasında gelişir. Pek çok kadında her ay en az bir küçük kist gelişir ve bu kist doğal olarak kaybolur.

Bununla birlikte, bazı kadınlarda ağrıya veya komplikasyonlara neden olabilecek çok sayıda veya büyük yumurtalık kistleri bulunur.

Yumurtalık kistlerine polikistik over sendromu (PCOS) da neden olabilir. PCOS, hormon dengesizliğinin yumurtalıklarda birçok küçük, zararsız kistin büyümesine neden olduğu bir durumdur. PCOS, ağrılı regl dönemlerine, hamile kalma zorluğuna, insülin direncine ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir.

PKOS’un belirtileri arasında regl düzensizliği, yüzde ve vücutta aşırı kıllanma, kilo alımı, kilo vermede zorluk, sivilce ve saçların incelmesi yer alır.

PID (pelvik inflamatuar hastalık): Rahim ve yumurtalıklar enfekte olduğunda buna pelvik inflamatuar hastalık (PID) denir. Enfeksiyon genellikle cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondan (CYBE) gelen bakterilerin üreme organlarına ulaşmasıyla başlar.

Endometriozis: Endometriyum olarak da bilinen rahim zarı rahim içinde büyür. Ancak endometriozis varsa, endometriyum rahim dışında, genellikle yumurtalıklar veya fallop tüpleri gibi üreme organlarının diğer kısımlarında büyür.

Regl dönemi sırasında vücut rahim dokusunu dökmeye çalıştığında, rahim dışında büyüyen endometriyumun gidecek yeri kalmaz ve vücutta sıkışıp kalabilir. Bu ağrılı kramplara, ağır kanamaya, tahrişe ve iltihaplanmaya neden olabilir.

Adenomyoz: Adenomyoz, endometriyumun uterusun kas duvarına doğru büyüdüğü tedavi edilebilir bir durumdur. Endometriyum rahim kasının tamamını etkileyebilir ancak genellikle tek bir noktayı etkiler. Adenomyoz yönetilebilir bir durumdur ancak şiddetli kramplara neden olabilir.

Paylaşın

Regl Kramplarını Hafifletmeye Yardımcı Olabilecek 9 İpucu

Acı verici olduğu kadar sinir bozucu da olabilen regl krampları, midenizde, belinizin alt kısmında, kasıklarınızda veya uyluklarınızın üst kısmında ağrılara neden olabilir.

Haber Merkezi / Regl kramplarını hafifletmenize yardımcı olabilecek birçok çözüm yolu var. Bu çözümlerin özellikle kronik rahatsızlıklarda her zaman işe yaramayacağını ancak hafif ila orta dereceli regl ağrılarında rahatlama sağlayabileceğini unutmamak önemli.

1. Şişkinliği azaltmak için daha fazla su için: Her ne kadar mantığa aykırı gelse de, su içmek regl dönemindeki şişkinliği azaltabilir ve neden olduğu ağrının bir kısmını hafifletebilir. Ayrıca sıcak su içmek vücudunuzdaki kan akışını artırabilir ve kaslarınızı gevşetebilir. Bu aynı zamanda, rahim kasılmalarının neden olduğu krampları azaltabilir.

2. İltihabı ve kas spazmlarını hafifletmek için bitki çaylarının tadını çıkarın: Bazı bitkisel çay türleri, rahimde krampa neden olan kas spazmlarını azaltabilen antiinflamatuar özelliklere ve antispazmodik bileşiklere sahiptir. Papatya, rezene veya zencefil çayı içmek adet kramplarını hafifletmenin kolay ve doğal bir yoludur.

3. Adet kramplarını rahatlatmak için antiinflamatuar gıdalar tüketin: Antiinflamatuar gıdalar kan akışını hızlandırmaya ve rahminizi rahatlatmaya yardımcı olabilir. Çilek, domates, ananas ve zerdeçal, zencefil veya sarımsak gibi baharatları yemeyi deneyin.

4. Ekstra şişkinliği önlemek için atıştırmalıkları atlayın: Şeker, trans yağ ve tuz oranı yüksek yiyecekler şişkinliğe ve iltihaplanmaya neden olabilir, bu da kas ağrısını ve krampları daha da kötüleştirir.

5. Regl ağrısını azaltmak için kafeinsiz kahve tüketin: Kafein kan damarlarınızın daralmasına neden olur. Bu durum, rahminizi daraltabilir ve krampları daha acı verici hale getirebilir. Regl döneminde kafeinsiz kahveyi tercih edin.

6. Regl belirtilerini hafifletmek için besin takviyelerini deneyin: D vitamini vücudunuzun kalsiyumu emmesine ve iltihabı azaltmasına yardımcı olabilir. Omega-3, E vitamini ve magnezyum gibi diğer takviyeler inflamasyonu azaltmaya yardımcı olabilir ve hatta adet dönemlerinizi daha az ağrılı hale getirebilir.

7. Krampları dindirmek için ısı uygulayın: Biraz ısı kaslarınızın gevşemesine, kan akışının iyileşmesine ve gerginliğin azalmasına yardımcı olabilir.

8. Regl kramplarından kurtulmak için (OTC) ilaç alın: Prostaglandin hormonu kas kasılmalarına ve ağrıya neden olabilir. İbuprofen gibi antiinflamatuar ilaçlar vücudunuzdaki prostaglandin miktarını azaltarak hızlı etkili bir rahatlama sağlayabilir.

9. Hormonal doğum kontrolüne başlayın: Eğer kramplar hormon dengesizliğinden kaynaklanıyorsa doğum kontrolü regl ağrısını durdurabilir . Östrojen ve progesteron seviyenizi dengelemek rahim zarının incelmesine yardımcı olur, böylece daha kolay dökülür.

Hormonal doğum kontrolü aynı zamanda regl döneminizin uzunluğunu ve sıklığını da düzenler. Bazı doğum kontrol yöntemleri, adetinizi tamamen durdurarak adet kramplarını tamamen hafifletebilir.

Paylaşın

Kırışıklıkları Önlemek İçin Kanıtlanmış 10 İpucu

Kırışıklıkları nasıl önleyeceğimize geçmeden önce kırışıklıkların nasıl oluştuğunu anlamak önemlidir. Doğal yaşlanma, güneşin UV ışınlarına maruz kalma, sigara, stres, genetik, dehidrasyon ve kötü beslenme gibi yaşam tarzı faktörlerinin neden olduğu hasar nedeniyle cilt elastikiyetini kaybeder.

Haber Merkezi / Bu durum, ciltteki kolajen ve elastin liflerinin parçalanmasına neden olarak kırışıklıklara ve cildin sarkmasına neden olur.

Artık kırışıklıkların nasıl oluştuğunu bildiğinize göre, onları nasıl önleyeceğinize bakalım.

1. Güneş kremi kullanın: Cildinizi kırışıklıklardan korumanın bir numaralı yolu budur. SPF’si 30 veya daha yüksek olan geniş spektrumlu bir güneş koruyucu seçin ve bulutlu günlerde dahi her gün cildinize uygulayın!

UV radyasyonu cilt üzerinde erken yaşlanma ve kanser de dahil olmak üzere birçok olumsuz etkiye neden olabilir. Bu nedenle cildinizi güneş koruyucuyla koruduğunuzdan emin olun.

2. Sigarayı bırakın: Sigara cildinizdeki kan damarlarının daralmasına neden olarak cilt hücrelerinize ulaşan oksijen ve besin miktarını azaltır. Bu da erken yaşlanmaya ve kırışıklıklara neden olur. Kırışıklıkları önlemek istiyorsanız sigarayı bırakmak iyi bir fikir.

Sigara ayrıca kolajen ve elastin liflerine zarar veren, kırışıklıklara ve cildin sarkmasına daha fazla katkıda bulunan kimyasallar da içerir.

3. Yeterince uyuyun: Uyku, vücudunuzun hasarlı hücreleri onarmasına ve kollajen ve elastin lifleri üretmesine yardımcı olduğundan cilt sağlığı için de önemli bir rol oynar. Bu nedenle, optimum cilt sağlığını sağlamak için her gece en az 8 saat uyuduğunuzdan emin olun!

4. Sağlıklı beslenin: Dengeli beslenmek cildinizin genç ve sağlıklı görünmesine yardımcı olabilir. Bol miktarda meyve, sebze, yağsız protein ve sağlıklı yağlar yemek, kırışıklıkları cildinizde uzak tutmak için çok önemli.

5. Stresi yönetin: Yüksek düzeyde stres cildinizin yaşlanma hızını artırabilir, bu nedenle stresi yönetmenin yollarını bulmak önemli. Kendinize zaman ayırdığınızdan ve rahatlama tekniklerini uyguladığınızdan emin olun.

Stresi azaltmak için, kitap okumak veya yürüyüşe çıkmak gibi sakinleştirici aktiviteleri günlük rutininize dahil edebilirsiniz.

6. Susuz kalmayın: Su, cilt hücrelerinin nemli kalmasına yardımcı olur ve kırışıklıkların daha belirgin görünmesine neden olabilecek dehidrasyonu önler. Bu nedenle cildinizin pürüzsüz ve kırışıksız görünmesini sağlamak için günde en az 8 bardak su içtiğinizden emin olun.

7. Nemlendiriciyi düzenli olarak kullanın: Cilt tipinize uygun bir nemlendirici seçin ve cildinizin yumuşak ve esnek görünmesini sağlamak için günde iki kez uygulayın.

8. Yaşlanma karşıtı ürünleri cilt bakım rutininize ekleyin: Yaşlanma karşıtı ürünleri cilt bakımı rejiminize dahil etmek, ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü hedeflemek ve azaltmak için tasarlandıklarından, genç ve kırışıksız bir cildi korumanıza yardımcı olabilir.

Serbest radikal hasarına karşı koruma sağladığı ve kollajen üretimini uyardığı gösterilen antioksidanlar ve retinol gibi bileşenler içeren ürünleri arayın .

9. Retinoid kullanmaya başlayın: Retinoidler, kırışıklıkları azaltmaya, cildi pürüzsüz ve eşit tonda tutmaya ve nem seviyesini iyileştirmeye yardımcı olabilecek bir A vitamini türüdür. İnce çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltmaya yardımcı olan hücre yenilenmesini artırarak çalışırlar.

Ancak retinoidler cilde zarar verebilir, bu nedenle daha düşük mukavemetli bir ürünle başlamak ve onu kademeli olarak artırmak önemlidir.

10. Cilt bakım uzmanını ziyaret edin: Kırışıklıkları önlemek için daha gelişmiş tedaviler arıyorsanız, bir cilt bakımı uzmanını ziyaret etmek en iyi seçenektir.

Paylaşın

Daha Sağlıklı Bir Uyku İçin 5 İpucu

Stres, uzun çalışma saatleri, uyku apnesi ve idrar kaçırma gibi tıbbi durumlar gibi pek çok faktör yetersiz uykuya neden olabilir. Ne kadar uyuyacağınızı kontrol edemeyebilirsiniz, ancak uyku kalitesini kontrol edebilirsiniz.

Haber Merkezi / Ostrüktif uyku apnesi (OSA), hem uyku hem de kalp sağlığı için önemli bir tehdit oluşturan yaygın bir uyku bozukluğudur. Boğazın arka kısmındaki kasların aşırı derecede gevşemesi, hava yollarının daralmasına ve uyku sırasında nefes almada tekrarlanan kesintilere neden olmasıyla ortaya çıkar.

OSA ayrıca pulmoner hipertansiyona (akciğer arterlerini ve kalbin sağ tarafını etkileyen bir tür yüksek tansiyon) katkıda bulunabilir ve kalp yetmezliğine yol açabilir.

Oksijen eksikliği, kalbin çalışma şeklini değiştirmek de dahil olmak üzere vücuttaki her organı etkiler. Hem kalp hem de akciğerler göğüs boşluğunda yer kapladığından, akciğer fonksiyonu üzerindeki artan baskı kalp performansını da etkiler. Bu fiziksel stres, kalp kaslarının kalınlaşmasına ve genel kalp fonksiyonunun bozulmasına neden olabilir. Ayrıca yüksek tansiyon ve yüksek kalp atış hızı da yaşanabilir.

Uyku apnesi, gündüz aşırı yorgunluk, nefes nefese veya boğulma sesleriyle birlikte yüksek sesle horlama, sabah baş ağrıları, uyanırken ağız kuruluğu ve huzursuz uyku olarak kendini gösterebilir. Baş ve boyun anatomisi ve vücut ağırlığı gibi faktörler de riske katkıda bulunabilir.

İşte daha sağlıklı bir uyku için 5 ipucu:

Hafta sonları da dahil olmak üzere her gece aynı saatte yatın ve her sabah aynı saatte kalkın,
Yatak odanızın sessiz, karanlık, dinlendirici ve konforlu bir sıcaklıkta olduğundan emin olun,
TV, bilgisayar ve akıllı telefon gibi elektronik cihazları yatak odasından çıkarın,
Yatmadan önce aşırı yemek, kafein ve alkolden kaçının,
Gün içerisinde fiziksel olarak aktif olmak geceleri daha kolay uykuya dalmanıza yardımcı olabilir.

Paylaşın

Cildinizi Mahveden Gece Alışkanlıkları

Her gece 12 adımlık cilt bakımı rutinine vakit ayıranlardan olsanız bile, farkında olmadan sabah uyandığınızda kaşlarınızı çatmanıza neden olabilecek bazı alışkanlıkları cildinize uyguluyor olabilirsiniz.

Haber Merkezi / Bu cilde zarar verebilecek alışkanlıklar ve bunların nasıl çözülebileceğine ilişkin daha fazla bilgi için okumaya devam edin.

Cilt temizliği: Normal bir temizleyici, cildinizi gün boyu biriken makyaj ve kirden her zaman arındıramaz. Yağ bazlı bir temizleyici veya makyajı çözen temizleme balsamı ile başlayarak çift temizlemeyi deneyin. Her iki formüldeki yağlar fondöteni, maskarayı, kiri ve yağı nazikçe çözerek cildi günlük temizleyicinize hazırlar.

Yastık kılıfı: İpek veya saten yastık kılıfları, uyku kırışıklıklarını cildinizden uzak tutmaya yardımcı olabilir.

Yeterli uyku: Yatmadan önce bir şeyler izleme isteği duyduğunuzda, yeterli uyku almanın cildinizin sağlığı için hayati önem taşıdığını unutmayın. Cildinize iyileşmesi ve gençleşmesi için yeterli zaman tanımak için her gece en az yedi ila sekiz saat uykuya ayırın.

Ekran süresi: Çok fazla yapay ışık, uykuyu tetikleyen hormon olan melatonin üretimini engeller ve dolayısıyla güzellik uykunuzu bozar.

Saçlar: Saçınızı şekillendirecekseniz ipek bir eşarp ile yüzünüzden uzak tutmanızı öneririz. Saç ürünlerindeki gözenekleri tıkayan maddeler ve saçınızın doğal yağları uyurken yüzünüze geçerek cilt sorunlarına neden olabilir.

Paylaşın

Ketojenik Diyetin Artıları Ve Eksileri

Keto diyeti olarak da bilinen ketojenik diyet, vücutta ketozis durumunu tetiklemek için tasarlanmış yüksek yağlı, düşük karbonhidratlı bir diyet (beslenme) yaklaşımıdır.

Haber Merkezi /Ketoz, vücudun birincil enerji kaynağı olarak karbonhidratlardan elde edilen glikoz yerine, ağırlıklı olarak yağlardan üretilen ketonlara dayandığı metabolik bir durumdur.

Ketojenik diyet, son yıllarda sağlıklı yaşam hedefine ulaşmak isteyen kadınlar arasında oldukça popülerlik kazanmış durumda. Popülerliğiyle birlikte keto diyetinin kadınların vücut ve hormonal sağlığını nasıl etkilediğine dair sorular da sorulmaya başlandı.

Burada, ketojenik diyetin kadınlar için potansiyel artılarını ve eksilerini sıraladık:

Ketojenik diyetin artıları:

Kilo kaybı ve vücut yapısı: Ketojenik diyet, kadınlarda kilo kaybını teşvik etme ve vücut yapısını iyileştirme konusunda umut vaat eden bir diyet yaklaşımı.

Enerji seviyesinde artış ve zihinsel netlik: Ketoz sırasında üretilen enerji kaynağı ketonların beyin fonksiyonu üzerinde olumlu etkileri olduğuna, bilişsel performansın ve odaklanmanın artmasına yol açtığı öne sürülüyor.

İnsülin duyarlılığında iyileşme: Ketojenik diyet üzerine yapılan araştırmalar, diyetin, insülin duyarlılığını olumlu yönde etkileyebileceği ve özellikle insülin direnci olan veya tip 2 diyabet riski taşıyan kadınlar için faydalı olabileceğini ortaya koyuyor.

Diyet, karbonhidrat alımını en aza indirerek kan şekeri seviyesinin dengelenmesine ve insülin artışının azaltılmasına yardımcı olabilir.

İştah kontrolü: Tokluk ve tatmin duygusunu artırması nedeniyle keto diyeti, daha iyi iştah kontrolü ile ilişkilendirilmiştir.

Ketojenik diyetin eksileri:

Keto gribi: Ketoza geçiş sırasında bazı kadınlar “keto gribi” olarak adlandırılan grip benzeri semptomlar yaşayabilir. Bu semptomlar baş ağrısı, yorgunluk, baş dönmesi ve sinirlilik içerebilir. Ancak bu durum genellikle geçicidir, uygun hidrasyon ve elektrolit takviyesi ile hafifletilebilir.

Besin eksiklikleri: Karbonhidrat açısından zengin gıdaların kısıtlanması, diyet süresince, lif, vitaminler (örneğin B vitaminleri) ve mineraller (örneğin magnezyum, potasyum) gibi bazı temel besin maddelerinin yetersiz alımına neden olabilir.

Hormonal sağlık ve adet döngüsü düzensizlikleri: Bazı kadınlar, ketojenik diyeti uygularken adet döngülerinde hormonal değişiklikler ve düzensizlikler yaşayabilirler.

Sürdürülebilirlik: Diyetin katı doğası, bazı kadınların diyeti sürdürmesini zorlaştırabilir. Sosyal durumlar, seyahat ve kısıtlayıcı yiyecek seçimleri potansiyel nedenler olabilir.

Paylaşın