Karaciğer kanseri nedir? Teşhisi, Tedavisi

Vücuttaki en büyük salgı organı olan Karaciğer, vücudu toksinlerden ve zararlı maddelerden uzak tutmak için çeşitli kritik işlevleri yerine getiren önemli bir organdır.

Karnın sağ üst kadranda, kaburgaların hemen altında bulunan Karaciğer, yağları, vitaminleri ve diğer besinleri sindirmenize yardımcı olan bir madde olan safra üretiminden sorumludur. Bu hayati organ, glikoz gibi besinleri de depolar, böylece yemediğiniz zamanlarda beslenmiş oluruz.

Ayrıca ilaçları ve toksinleri de parçalayan Karaciğerde kanser geliştiğinde, karaciğer hücrelerini yok eder ve karaciğerin normal işlev görme kabiliyetine müdahale eder. Karaciğer kanseri genellikle birincil veya ikincil olarak sınıflandırılır. Birincil karaciğer kanseri, karaciğer hücrelerinde başlar. İkincil karaciğer kanseri, başka bir organdaki kanser hücreleri karaciğere yayıldığında gelişir. 

Nedenleri ve risk faktörleri;

Karaciğer kanserinin nedeni kesin olarak bilinmemekle beraber hastalıktan sorumlu olduğu ve riski çok arttırdığı düşünülen bazı hastalıklar veya maddeler mevcuttur. Hepatit B ve hepatit C virüsüyle sarılık hastalığı geçirip virüs taşıyıcısı olmak, altta yatan en önemli nedenlerdir. Karaciğer kanseri, bu tür virüs infeksiyonları görüldükten yıllarca sonra ortaya çıkabilir. Hepatit virüsleriyle yakınmanız olmadan da hastalığı geçirebilirsiniz ve ancak kan testleri ile hastalığı geçirdiğiniz anlaşılabilir.

Karaciğer sirozu nedeniyle oluşmuş yara(siroz hastalarının %5’inde de karaciğer kanserine yakalanma riski vardır) , karaciğer adenomu, yiyeceklerde bulunan bazı karsinojenik maddeler, bazı ilaçlar ve hemakromatozis gibi metabolik hastalıklar, anabolik steroidlerin alımı, karaciğer yağlanması, ailede karaciğer kanseri öyküsü, tahıllarda yaşayan Aspergillus adı verilen mantarların ürettiği aflatoksin adı verilen zehirler, sigara kullanımı, içme suyunda bulunan bir zehir olan arsenik, diyabet, aşırı kilolu olma, zayıf bir bağışıklığa sahip olma ve bazı tip doğum kontrol haplarını kullanmak, alkol (her 3 karaciğer kanseri vakasından 1’i alkole bağlı olarak ortaya çıkmaktadır) karaciğer kanseri nedenleri arasındadır.

Belirtileri;

Belirtiler tümörün büyüklüğüne ve yaygınlığına göre değişlik gösterir. Erken dönemlerde fark edilmesi zordur. Fizik muayenede elle fark edilebilmesi için tümörün çok büyümüş olması gerekir ki bu genellikle geç safhalarda mümkün olur. Karaciğer yetmezliğine bağlı belirtilerin (sarılık, karında su toplaması, gibi) gelişebilmesi için karaciğerin büyük kısmının tümörle kaplanması gerekir, ancak bu da tümörün ileri safhalarında olur. Bu nedenle tümörün erken dönemde fark edilebilmesi genellikle rutin kontroller sırasında istenen incelemeler (ultrasonografik incelemeler gibi) sırasında olur.

Karaciğer sirozu olan hastalarda birlikteliği sık olduğu için bu hastalarda daha sık akla gelir ve incelemeler buna göre yönlendirilir. Sirozlu hastanın genel durumunda hızlı bozulma, sarılığın ortaya çıkması, karında su birikmesinin hızlanması gibi durumlarda karaciğer kanseri akla gelmelidir.

HCC hastalarında paraneoplastik sendrom denen bir durum eşlik edebilir. Bu sendromda, hastalarda tümör hücrelerinin salgıladığı bazı hormonlara bağlı kan şekerinde düşmeler (hipoglisemi), kanda alyuvar sayısında artış (polisitemi), kalsiyumda artış (hiperkalsemi), hipertansiyon, ishal vb şikâyetler görülebilir.

Tanısı;

Karaciğer kanseri tanısını koymak için kullanılan testler ve işlemler aşağıdakileri içerir:

  • Kan testleri. Kan tahlilleri karaciğer fonksiyon anormalliklerini gösterebilir
  • Görüntüleme Testleri. Doktorunuz, ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) taraması ve manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi görüntüleme testlerini önerebilir
  • İnceleme için bir karaciğer doku örneği alınması. Doktorunuz karaciğer kanserinin kesin tanısını koyabilmek için laboratuarda incelenmek üzere bir parça karaciğer dokusunun alınmasını önerebilir.

Karaciğer biyopsisi sırasında, doktorunuz doku örneği elde etmek için cildinizden karaciğerinizin içine ince bir iğne batırır. Laboratuarda, doktorlar kanser hücrelerini aramak için dokuyu mikroskop altında inceler. Karaciğer biyopsisi kanama, morarma ve enfeksiyon riski taşır.

Tedavisi;

Karaciğer tümörlerinin tedavisi, ameliyat ile tümör kitlesinin çıkarılmasıdır. Karaciğer fonksiyonlarının yeterli olduğu ve kitlenin çıkarılabileceği hastalarda ameliyat tercih edilmektedir. Ancak karaciğer naklinin gerektiği durumlar da mevcuttur.

Bu tedavi yöntemi, tümörün karaciğer içinde sınırlı olduğu siroz hastalarında uygulanır. Ameliyat edilmeye uygun olmayan hastalarda ise diğer bazı girişimsel yöntemler uygulanabilir. Bunların arasında ilk sırada yer alan; kemoembolizasyon yöntemidir.

Bu yöntemde, karaciğer atardamarının içine ilaç verilerek kitlenin büyümesi sınırlandırılır. Hasta açısından toleransın yüksek olduğu bilinmektedir. Buna alternatif diğer yöntemler ise; alkol enjeksiyonu, radyofrekans ablasyonu ve kriyoterapidir.

Bunların tümünde kitleye lokal olarak ısı, soğutma veya kimyasal etki uygulanarak tümör dokusunun ölmesi sağlanır. Diğer kanserlerde sıklıkla kullanılan kemoterapi, karaciğer kanserlerinde diğer yöntemlerle beraber kullanıldığında daha etkili sonuçlar vermektedir.

Karaciğer kanserinin sistemik tedavisi;

Kanserin karaciğer dışındaki lenf bezlerine veya diğer organlara yayılması halinde veya mevcut diğer tedavi yöntemleri kullanılmasına rağmen kanserin ilerlemesi ya da yayılması durumunda “ilerlemiş” ya da “metastatik” karaciğer kanserinden söz edilir.

Bu evredeki karaciğer kanserinde kalıcı ve tam bir şifa sağlamak, hastalığı tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir ve yapılacak tüm tedavilerin amacı hastanın kansere bağlı şikâyetlerini azaltmak, mümkünse hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaktır.

İlerlemiş/metastatik karaciğer kanserinde sadece karaciğer üzerinde değil vücuttaki tüm doku ve organlarda etkili olan “sistemik tedavi” tercih edilir. Sistemik tedavi, kemoterapi ilaçlarını ve hedefe yönelik tedaviyi içermektedir.

Karaciğer kanseri genellikle kemoterapi ilaçlarına dirençli bir kanser türüdür ve hiçbir kemoterapi ilacı ömrü uzatmamaktadır. Hedefe yönelik tedavi ilaçları, tümörün büyümesinde ve yayılmasında önemli olan damarlanma özelliğini ve bazı proteinlerin üretimini engelleyerek etki göstermektedir.

Yapılan çalışmalarda ilerlemiş veya metastatik karaciğer kanserinde bu ilaçların yaşam süresini ortalama 3 ay kadar uzattığını göstermiştir. İlaç, sirozu olmayan ya da sirozu ileri derecede bulunmayan hastalarda etkili görünmektedir.

İlacın kullanımı ile ortaya çıkması olası başlıca yan etkiler iştahsızlık, halsizlik, ishal, kilo kaybı, ciltte kızarıklık ve/veya döküntü, el ayaları ve ayak tabanlarında soyulmadır.

Hedefe yönelik bu ilaçlar kullanılırken belirli aralıklarla kan tahlilleri yapılarak karaciğer testleri ve kan sayımı değerleri kontrol edilmelidir. Yan etkiler fazla ise, karaciğer fonksiyonlarında giderek kötüleşme görülüyorsa ya da kan tahlillerinde anormallikler mevcutsa ilaca ara verilebilir ya da dozu azaltılabilir.

Korunmak mümkün mü?

HBV’ye karşı aşıların kullanılması karaciğer kanseri insidansının düşürülmesinde önemlidir. Ayrıca kronik hepatit C’nin tedavi edilmesi, hemokromatozisin erken tespiti ve alkolizmin tedavi edilmesi gibi siroz gelişiminin önlenmesine yönelik girişimler, yüksek risk taşıyan bu bireylerde karaciğer kanseri gelişiminin önlenmesinde büyük önem taşır.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir