Esad’dan Erdoğan’la Görüşme İçin Suriye’den Askerlerin Çekilmesi Şartı

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme için ‘Suriye’den askerlerin çekilmesi’ şartını yineledi. Erdoğan ile görüşmeye hazır olduğunu ancak bunun için Türkiye’nin askerlerini Suriye’nin kuzeyinden çekmesini şart koşan Esad, Ankara’nın ‘terörizme verdiği tüm desteği kesmesi’ gerektiğini de söyledi. 

“Erdoğan’la bir görüşmenin gerçekleşebileceği tek senaryo bu” diyen Suriye Devlet Başkanı, “Suriye’deki savaşın nihai olarak sona ermesine yol açmayacaksa, böyle bir toplantının ne yararı olabilir?” ifadelerini kullandı.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, resmi ziyarette bulunduğu Moskova’da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi. Şam-Ankara ilişkilerinin de masaya yatırıldığı görüşmenin ardından Rusya basınına açıklamalarda bulunan Esad, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme olasılığına ilişkin konuştu.

Esad, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olası bir görüşme için ‘Suriye’den askerlerin çekilmesi’ şartını yineledi. Erdoğan ile görüşmeye hazır olduğunu ancak bunun için Türkiye’nin askerlerini Suriye’nin kuzeyinden çekmesini şart koşan Esad, Ankara’nın ‘terörizme verdiği tüm desteği kesmesi’ gerektiğini de söyledi.

“Erdoğan’la bir görüşmenin gerçekleşebileceği tek senaryo bu” diyen Suriye Devlet Başkanı, “Suriye’deki savaşın nihai olarak sona ermesine yol açmayacaksa, böyle bir toplantının ne yararı olabilir?” ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Ukrayna savaşında Rusya’ya desteğini de yineleyen Esad, ‘Suriyelilerin çoğunun Rusya’nın Ukrayna operasyonunu desteklediğini’ dile getirdi.

Reuters’ın RIA Novosti’den aktardığına göre, “Suriye’deki Rus varlığını genişletmenin iyi bir şey olduğunu düşünüyoruz” diyen Esad, Rus ordusunun Suriye’deki varlığının ‘geçici ya da sadece terörle mücadeleye odaklı olmaması gerektiğini’ söyledi.

Suriye Devlet Başkanı, “Terörle mücadele günümüzün meselesi ama geçici bir mesele. Rus ordusunun herhangi bir ülkedeki varlığı geçici olmamalı” dedi.

Putin – Esad arasında gerçekleşen görüşmeye dair Kremlin’den yapılan yazılı açıklamada iki liderin ifadelerine yer verildi.

Putin, iki ülkenin sürekli iletişim halinde olduğunu ve iki ülke arasındaki ilişkilerin ilerlediğini belirterek şöyle dedi: “Ortak çabalarımız sosyoekonomik ve iç siyasi durumun istikrara kavuşmasını mümkün kılıyor. Ancak Suriye halkı yıkıcı bir deprem gibi çok ciddi bir sorunla daha karşı karşıya kaldı. Tabii ki, bu durumu ağırlaştırıyor. Gerçek dostların yaptığı gibi biz de size destek olmaya çalışıyoruz.

Bildiğiniz gibi hem Acil Durumlar Bakanlığı’ndan hem de Suriye’de bulunan Silahlı Kuvvetlerden temsilcilerimiz de deprem yardım çalışmalarına katkı sağlıyor. Ancak her şeye rağmen ilişkilerimiz ilerliyor, ekonomi de dahil. Geçen yıl ticarette yüzde 7’lik bir artış kaydettik. Önümüzdeki yıl ülkelerimiz arasındaki diplomatik ilişkilerin 80’inci yılını kutlayacağız.”

Daha sık görüşmeliyiz

Esad da Moskova’da olmaktan mutlu olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Her iki taraftan farklı yetkililer sürekli görüşmeye devam ediyor. Ancak uluslararası arenada devam eden çeşitli değişiklikler nedeniyle, nasıl ilerleyeceğimizi anlamak için muhtemelen daha sık görüşmeliyiz. Öncelikle size ve Acil Durumlar Bakanlığı aracılığıyla faaliyet gösteren ve depremin ardından bize yardımcı olan Rusya Federasyonu’nun tüm bakanlıklarına teşekkür etmek istiyorum.

Farklı bakanlıklarımız arasında son üç gün içinde gerçekleştirilen görüşmelerin sonuçlarından çok memnunum. Bunların son birkaç yılın en iyi toplantıları olduğuna inanıyorum. Bu sefer elde ettiğimiz sonuçların, finansal ve ekonomik bağlarımızı pratikte daha da geliştirmemize yardımcı olacağını düşünüyorum.”

Suriye Devlet Başkanlığı ofisinden yapılan açıklamada ise görüşmede iki liderin siyasi ve ekonomik gelişmelerin yanı sıra ikili ilişkileri, ortak iş birliğini, bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldığı belirtildi. Ayrıca, iki liderin Ukrayna’daki “Rus askeri operasyonunu” da ele aldığı ve Esad’ın, Rusya-Ukrayna savaşında Moskova yönetimine desteklerini yinelediği ifade edildi.

Öte yandan ziyaret kapsamında Esad rejiminin Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ayrı görüşmeler gerçekleştirdi.

Paylaşın

Erdoğan’dan Finlandiya’nın NATO Üyeliğinin Seçimler Öncesi Onaylanabileceği Sinyali

AK Parti Meclis Grup Toplantısı’nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye, Finlandiya’nın NATO üyeliğinin seçimler öncesinde onaylanabileceği sinyali verdi.

Erdoğan, Finlandiya’nın NATO üyeliğine ilişkin soruya, “Süreç neyse o süreci işleteceğiz. Üstümüze düşen görevi yapacağız. Verdiğimiz sözü tutacağız. Cuma günü gelsin, Sayın Cumhurbaşkanı ile bir görüşüp verdiğimiz sözün gereğini yerine getireceğiz” şeklinde yanıt verdi.

Erdoğan’ın açıklamaları öncesinde Reuters’in konuştuğu iki üst düzey yetkili de Türkiye’nin Finlandiya’nın NATO üyeliğini 14 Mayıs seçimlerinden önce onaylamayı planladığını söyledi.

Reuters’e konuşan Türk yetkililer TBMM kapanmadan önce Finlandiya’nın NATO üyeliği konusundaki oylamanın yapılmasının planlandığını ifade etti.

Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasındaki NATO görüşmeleri Ankara tarafından Stockholm’de Kur’an yakılması üzerine Ocak ayında askıya alınmıştı. “Üçlü Muhtıra” çerçevesinde kurulan “Daimi Ortak Mekanizma” toplantısının üçüncüsü, iki ay aranın ardından 9 Mart tarihinde Brüksel’deki NATO karargahında yapılmıştı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, görüşmeler sonrası yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin güvenlik kaygılarının giderilmesiyle ilgili adım atılmalı” dedi.

Kalın, İsveç ve Finlandiya’nın NATO sürecinin birlikte mi ayrı ayrı mı işleyeceği konusundaki hız, kapsam ve genel çerçevenin bu ülkelerin atacağı adımlara bağlı olduğunu söyledi.

İsveç, 2022’de “terörle mücadelede güvenlik güçlerinin alanını daha da açmak için” anayasada değişikliğe gitmişti.

1 Ocak 2023’de yürürlüğe giren anayasa değişikliklerinin ardından “terörle mücadeleyi ilgilendiren” birçok yasada da uyum çalışması yapılmıştı.

Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto, Cuma günü iki günlük bir ziyaret için Türkiye’ye gelecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelecek olan Niinisto’nun gündeminde deprem sonrası yeniden inşa çalışmalarının yanı sıra “Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik başvuruları” var. Niinisto’ya ziyaretinde Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto da eşlik edecek.

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da dün Finlandiya’nın ülkesinden önce NATO’ya üye olması ihtimalinin arttığını kabul etmişti.

İki ülke, Temmuz ayında Litvanya’nın Vilnius kentinde yapılacak NATO zirvesine kadar ittifaka üye olmak istiyor.

Paylaşın

Erdoğan’dan “Kılıçdaroğlu” Yorumu: İnşallah Kendisine Gereken Koltuğu Vereceğiz

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan Erdoğan, “Altı parti bir araya gelip güya seçim ittifakı kurdular. Amaç neydi, seçim ittifakının gereği olarak Cumhurbaşkanı adayını belirlemek ve milletvekili listelerinde çerçeve çizmek. Cumhurbaşkanı adayı dediğiniz kişi millete karşı söyleyecek sözü olan kişidir. Ben bir tane Başkan Yardımcısı atadığımda ‘nasıl yönetilecek’ demişti” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Altılı Masa’nın etrafında toplananlara bir şeyler dağıtılacak. Yeteri sayıda başkan yardımcısı olması lazım. Zannediyor ki benim milletim gafil, bu asil millet bunları unutmaz gereğinin cevabını 14 Mayıs’ta verir.”

Erdoğan, konuşmasının devamında, “Altılı koalisyon aylar boyunca Cumhurbaşkanı adayını belirleyemeden toplanır dağılırken, ‘Yıpranmasın diye açıklamıyoruz’ dediler. Bu toplantılarda öyle bir kavga çıktı ki demokrasi tarihimizde eşi benzeri yok. Nedeni ve nasılı bizi ilgilendirmeyen bu rezil kavganın ardından CHP’nin iki büyükşehir belediye başkanını da işin içine katarak zar zor adaylarını ilan ettiler.

Sonunda Bay Bay Kemal birilerini öne sürmek, arkasına saklanmak yerine karşımıza çıkacak, bizimle er meydanında yarışacak cesareti gösterdi. 14 Mayıs’a kadar altılı koalisyonun adayıyla demokratik şekilde yarışacak inşallah kendisine gereken koltuğu vereceğiz.” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Bu sabah Şanlıurfa ve Adıyaman’da yaşanan sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.

Bakanlarımız, ekiplerimiz çalışmaları koordine etmektedir. Rabbim beterinden korusun. Türkiye 6 Şubat sabahına son bir asrın en büyük felaketiyle uyandı.

Türkiye 6 Şubat sabahına son bir asrın en büyük felaketiyle uyandı. Devlet ve millet olarak felaket haberini alır almaz deprem bölgesine koştuk.

Bakanlarımız felaketten birkaç saat sonra depremin vurduğu şehirlere ulaşarak çalışmaları koordine etmeye başladı.

AFAD’dan madencilere kadar ülkemizdeki tüm arama-kurtarma ekiplerini, 90 ülkeden gelen arama-kurtarma ekiplerini, belediyelerimizi, askerlerimizi, polislerimizi, jandarmamızı, bekçilerimizi, gönüllülerimizi ihtiyaç duyulacak kim varsa bölgeye yönlendirdik.

35 bini aşkın personeli bölgeye yönlendirdik. Her sınıftan 18 bin iş makinesiyle on binlerce kamyon ve TIR’la her türlü malzemesiyle ülkemizin ve milletimizin tüm imkânlarını seferber ettik.

Ancak yıkım öylesine büyüktü ki her binaya tek arama-kurtarma personeli göndersek hepsine yetişmek mümkün değildi.

Türkiye bu depremde dünyada bugüne kadar görülen en büyük arama-kurtarma ekibini bir araya getirmiştir.

Buna rağmen yıkıntılar altında kalan vatandaşlarımız ve yakınları serzenişlerinde sonuna kadar haklıdır. Acılarını yürekten paylaşıyor, kollarımızı ve kalbimizi kendilerine açıyoruz.

Bize düşen acıları paylaşmak, maddi kayıpların telafisini yapmaktır. Depremzede vatandaşlarımız da yeni bir gelecek kurma çalışmalarında yanımızda yer almaktadır.
Bu sevginin hakkını verecek, insanlarımıza mahcup olmayacağız.

Hep beraber Türkiye Yüzyılı’nın inşasını sürdüreceğiz. Ölenleri geri getirmek elimizde değil. Geride kalan vatandaşlarımızı hayata bağlamak için yapılacakların yapılmasının gayretindeyiz.

14 milyon insanımızın gıda ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak için hızlı ve etkin bir koordinasyon kurduk. Milletimiz asrın dayanışmasını gösterdi. Kurduğumuz tahliye köprüleri ve kendi imkanlarıyla 3 milyonu aşkın insanımız bölge dışına gitti.

Otelleri, misafirhaneleri, yurtları, boş evleri bu depremzedelerin barınmaları için hizmete açtık. Deprem bölgesinde kalan 2,4 milyon insanımıza da 433 bin çadırda ve kısa sürede sayıları 100 bine çıkacak konteynerlerde barınma imkanı sağladık.

Depremde hasar gören yol, su, elektrik, haberleşme altyapısını kısa sürede hizmet verebilir hale getirdik. Yolları trafiğe açık tutarak yardımların gelişini ve depremzedelerin tahliyesini kolaylaştırdık.

Bir hususun altını çizmek isterim. Geçtiğimiz günlerde deprem bölgesinde yaşarken, başka illere taşınan ve nüfus kayıtlarını oraya aldıran vatandaşlarımız için bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınladık.

Adres kayıtlarını gittikleri yerlere aldıran vatandaşlarımızın depremle ilgili haklarında kayba uğramayacaklarını güvence altına aldık. Oy kullanabilmeleri için ikamet kayıtlarını oraya aldırmaları gerekiyor.

Yıkılan şehirlerimizi 1 yıl içinde ayağa kaldırma sözümüz var. 1 yıl için de 391 bin konut, toplamda da 650 bin konut yaparak hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz.

Van, Bingöl, Elazığ, Malatya, İzmir depremlerinde, Bartın, Kastamonu, Giresun sel felaketlerinde bu konutları sahiplerine veren bir iktidarız.

Zemini sağlam yerlerde kuracağız yerleşim yerlerinin yanında tarihi ve kültürel dokuyu koruma altına alacak şekilde planlama yapıyoruz.

Şu anda kazmalar vuruldu, inşaatlar başladı. TOKİ’nin kurumsal birikimi ve inşaat sektörünün kapasitesi konutları yapmaya fazlasıyla yeterli.

20 yılda hizmete sunduğumuz 1 milyon 180 bin toplu konut ve 3,3 milyon kentsel dönüşüm projesi sözümüzü tutacağımızın teminatıdır.

Biz kentsel dönüşümden bahsediyoruz, ama siz kendinizi rantsal dönüşüm olarak tanımlıyorsunuz o ayrı konu.

Biz kendimizi asla ortada dolaşıp sadece konuşan, ezberlerini, kinleri tekrarlayan deprem turistleriyle kıyaslayamayız. İlk günden beri gündemimiz deprem yaralarının sarılması olacak diyoruz.

Birileri bu sözü yanlış anlamış. Biz Hatay’ıyla, Kahramanmaraş’ıyla, Malatya’sıyla deprem bölgesine insanlarımızla dertleşmeye, çalışmaları takibe, gereken talimatları vermeye gideriz. Bundan sonra da il ve ilçeleri ziyaret edecek, yapılan her işi yerinde göreceğiz.

Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu’na tepki

Biz deprem bölgesine insanlarımızla dertleşmeye, tespitlerimiz doğrultusunda gereken talimatları vermeye gideriz. Bundan sonra da atılan her adımı bizzat yerinde görecek, depremzedelerle buluşmayı sürdüreceğiz.

Bu zatın seçim kampanyasını deprem yıkıntıları önünde yapmasını bir kenara bırakalım, gece gündüz orada çalışan bakanlarımıza, valilerimize iftira atmasına ne diyeceğiz. Yarısı yalan yarısı yanlış bir konuşma depremde evi yıkılan hangi kardeşimizin yüreğini rahatlatır?

Bu zatın söylediği yalanlar defalarca yüzüne vuruldu. Depremin sorumlusu kim sorusunu sorabilecek kadar hayattan kopuk birisine ne desek boş.

Bunların derdi ne bu ülke ne bu millet. Biz bir yılda şehirlerimizi ayağa kaldırmanın derdindeyiz. Tek başına bu tablo bile kimin nerede durduğunu göstermeye yeterlidir.

Bunların her işi aynı. Bir yıl önce 6 parti bir araya gelip seçim ittifakı kurdular. Toplandılar dağıldılar… Amaç seçim ittifakının gereği olarak aday belirlemek ve milletvekili listelerindeki işbirliğinin çerçevesini çizmek.

Seçim takvimi başlayınca cumhurbaşkanı adayı dediğiniz kişi millete karşı söyleyeceği olan kişidir. Kaç yardımcın olacak diye soruyorlar?

Ben bir tane başkan yardımcısı atadığımda ülke nasıl yönetilecek demişti. Birden 1500’e kadar başkan yardımcısı atanabilirmiş. Altılı masanın etrafında toplananlara bir şeyler dağıtılacak. Yeteri kadar başkan yardımcısı olması lazım.

Türkiye gibi pek çok gündemi olan bir ülkede bu sözün iki aya sığdırılması mümkün değil. Altılı masa toplanıp dağılırken yıpranmasın diye açıklamıyoruz dediler. Şimdi yardımcısını da yıpranmasın diye açıklamıyorlar. Topu taca atacak yer kalmayınca bu isimleri açıklamak için bir araya gelecekler.

Bu toplantıda öyle bir kavga çıktı ki masanın altı üstüne geldi. Biri masadan kalktı, sonra tekrar oturdu veya oturtuldu.

Yapılan tehditlerin çetelesini tutanlar epeyce kalın bir dosya sahibi olmuşlardır. Bu rezil kavganın ardından CHP’nin iki büyükşehir belediye başkanını da işin içine katarak zar zor adaylarını ilan ettiler.

Erkenden açıklansa pek bir yıpranacak bir isim çıktı. Sonunda birilerinin arkasına çıkmak yerine er meydanına çıkma cesaretini gösterdi.

Demokratik bir şekilde yarışarak kendisine gereken koltuğu vereceğiz. EYT’lilerle ilgili kanunu çıkardık. Siyasette gerek yok ise de bu durum kendisine örnek olur diye düşünüyorum.

Türkiye’nin otomobili Togg. Ne diyordu? Fabrika yerinde. Türkiye’nin otomobili Togg yarından itibaren ön sipariş almaya başlıyor.

Yarın Türk Devletleri Teşkilatı toplantısını Ankara’da yapıyoruz. Cuma günü Finlandiya Cumhurbaşkanı geliyor, cumartesi Çanakkale’deyiz.

Deprem bölgesindeki imar ve ihya faaliyetlerini sürdürürken, 500 bin toplu konut, 50 bin işyeri projelerimizin kura çekimleri devam ediyor. Plan ve programdan sapmaya mahal vermiyoruz.

Gençlerimizin heyecanları ve umutları vizyonumuzun, programlarımızın ana taşıyıcısıdır. Hak, hakkaniyet ölçüleri içinde maddi kalkınmayı manevi ruhla teçhiz ederek hedeflerimize ulaşacağız.

Tüm kardeşlerimden 14 Mayıs’a kadar çalışmalarını bekliyorum. Herhangi bir kazaya asla meydan veremeyiz.

Önümüz Ramazan. Bu mübarek ayı hem bereket hem feyzinden istifade edeceğimiz hem de 85 milyon insanımızla gönül köprülerini güçlendireceğiz.

14 Mayıs’a birileri Necip Fazıl’a enteresan yakıştırmalar yapıyor. 14 Mayıs’a o veciz ifadesiyle pekleşerek, kenetlenerek hazırlanacağız.”

Paylaşın

Dikkat Çeken Analiz: Erdoğan, Seçimi İlk Turda Kaybedebilir

AFP’de yayımlanan bir analizde AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimin ilk turunda kaybedebileceğini öne sürüldü.

“Erdoğan her zamankinden daha zayıf görünüyor, ancak hala çok sağlam bir seçmen tabanına sahip” denilen analize göre, “Kampanya sürecinde seçmenleri bir araya getirmek için kontrolü altındaki basına güvenecek. Muhalefeti itibarsızlaştırmak için muhalefet içindeki bölünmeleri öne çıkarmaya çalışacak.”

Fransa merkezli uluslararası haber ajansı Agence France-Presse’te (AFP) Cyrielle Cabot tarafından yayımlanan bir analizde Erdoğan’ın seçimleri ilk turda kaybedebileceğinin altı çizildi. Öte yandan analizde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu’nun otoriter ve kavgacı olarak görünen Erdoğan karşısında çok farklı bir imaja sahip olduğu belirtilirken halkın bu tür normallikler istediği de ifade edildi.

Analizde öne çıkan yerler şöyle:

“Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası 10 Mart’ta resmen başladı ve üçüncü kez aday olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan artık en büyük rakibinin kim olduğunu biliyor. 74 yaşındaki Kemal Kılıçdaroğlu, gözlemciler tarafından genellikle ‘Erdoğan’ın zıt kutbu’ olarak tanımlanıyor.”

“Kamuoyu yoklamaları ise ‘seçimin başa baş geçeceğini’ ve ‘Erdoğan’ın, 2003’te iktidara gelmesinden bu yana en belirsiz seçimi’ olduğunu söylüyor.”

‘Kılıçdaroğlu, Erdoğan’dan çok farklı bir imaja sahip’

“Öte yandan pek çok kişi ‘Kılıçdaroğlu’nu ‘karizma eksikliği’ nedeniyle eleştiriyor; İstanbul veya Ankara belediye başkanının aday gösterilmesini tercih ediyor. Didier Billion’a göre, bazıları tarafından karizma eksikliği olarak görülen bu durum, kampanya sırasında bir avantaja dönüşebilir. Kılıçdaroğlu, otoriter ve kavgacı olarak görülen Recep Tayyip Erdoğan’dan çok farklı bir imaja sahip. Halk bu tür bir normallik istiyor.”

“HDP Eş Başkanı Mithat Sancar’ın Pazartesi günü yaptığı, ‘aday çıkarmayabiliriz’ açıklamasına da değinen ve bunu ‘Kılıçdaroğlu’na yönelik açık bir destek’ olarak tanımlayan Denizeau’ya göre, ‘İttifak seçimi ilk turda kazanabilir. Ancak HDP’nin teklifi, zafer durumunda olan Kürtlere verilecek garantilere bağlı. Kılıçdaroğlu’nun ne önereceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.”

‘Erdoğan her zamankinden daha zayıf görünüyor’

“Erdoğan her zamankinden daha zayıf görünüyor, ancak hala çok sağlam bir seçmen tabanına sahip” diyen Denizeau’ya göre ise “Kampanya sürecinde seçmenleri bir araya getirmek için kontrolü altındaki basına güvenecek. Muhalefeti itibarsızlaştırmak için muhalefet içindeki bölünmeleri öne çıkarmaya çalışacak.”

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik kriz ve 6 Şubat depremindeki yönetimine yönelik ağır eleştiriler nedeniyle kırılgan bir durumdayken, “Muhalefet bir program oluşturmakta zorlanıyor.”

Didier Billion’a göre, ortak paydaları Erdoğan’ı devirmek, başkanlık rejimine son vermek ve parlamenter demokrasiye dönmek olan muhalefet, söz ekonomik ve sosyal politikalara geldiğinde seçim sonrasını işaret ediyor ve uzlaşma olacağı sözünü veriyor.

Paylaşın

Erdoğan, Depremin Vurduğu Hatay’da: Bize Düşen Helallik İstemektir

Hatay’da Kırıkhan Stadyumu yanına kurulan çadır kenti ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, “Her türlü gayreti göstermemize rağmen eğer sıkıntılar yaşadıysanız bize düşen helallik istemektir” dedi.

Haber Merkezi / Erdoğan, konuşmasında, u ana kadar deprem bölgesinde 426 bin çadır kurduklarını, 2 ay içerisinde 100 bin konteyneri de faaliyete geçirmeyi planladıklarını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kamu görevlileri, sivil toplum kuruluşları, gönüllüler, ferdi olarak yardıma gelenlerle neredeyse yarım milyon insan deprem bölgesinde vazife üstlendi” dedi.

Yeni konutları inşası için gereken hazırlıkları süratle yürüttüklerini belirten Erdoğan, “Hasar tespit çalışmaları bitince netleşecek olmakla birlikte mevcut duruma göre Hatay’da 183 bin konut ve 15 bin köy evi yapmayı planlıyoruz” diye konuştu.

Erdoğan ayrıca böylesi bir felakette “kimi aksaklıkların yaşanmamasının mümkün olmadığını” vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından incelemelerde bulunmak üzere, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Hatay’ın Kırıkhan ilçesini ziyaret etti.

Kırıkhan Stadyumu yanında kurulan çadır kenti ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, incelemelerinin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye’de 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin, son asırda maruz kalınan en büyük felaket olarak tarihe geçtiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diledi. Aynı gün art arda yaşanan iki büyük deprem ve onları izleyen binlerce artçı sarsıntının 21 ile ulaşan geniş bir alanda hissedildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu deprem sonucu, 11 ilin 62 ilçesinde, herkesi yasa boğan can kayıplarının ve yıkımların yaşandığını anlattı ve vefat edenler için “Fatiha” duası okudu.

Deprem günü ve takip eden birkaç gün Türkiye’de ağır kış şartlarının hâkim olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

“Deprem, ulaşım ve haberleşme altyapısına ciddi zarar vermişti. Buna rağmen devlet olarak tüm gücümüz ve personelimizle bir an önce depremzede vatandaşlarımızın yardımına koştuk. Yıkıntıların altında kalanlara ulaşmak için arama kurtarma ekiplerini seferber ettik. Acil gıda ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak için, ülkemizin dört bir yanından binlerce tır malzemeyi bölgeye gönderdik. Gelen yardımları ve tahliye olan insanlarımızı organize etmek için bakanlarımızla, valilerimizle, milletvekillerimizle gece gündüz depremzede vatandaşlarımızla bütünleşerek, bunun altından kalktık, kalkıyoruz.

Devlet ve millet hep beraber, tek yürek, tek bilek olarak deprem bölgesine doğru adeta sel olup aktık. Kamu görevlileriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, gönüllüleriyle, ferdi olarak yardıma gelenlerle birlikte, neredeyse yarım milyon insan deprem bölgesinde vazife üstlendi. Askeriyle, polisiyle, jandarmasıyla, sağlıkçısıyla, diğer kurumlarımızın ekipleriyle devletimiz sahadaydı. Belediyelerimiz, başkanları, personelleri, araç gereçleriyle ilk günden itibaren buradaydı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dört bir ucundaki ihtiyaç duyulabilecek her türlü ekibi, iş makinasını, malzemeyi bölgeye yönlendirdiklerini kaydetti. Depremde zarar gören Hatay Havalimanı’nı bir hafta içinde yeniden işler hâle getirerek, çalışmaların kolaylaşmasını sağladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama gel gör ki ana muhalefet ‘havalimanını biz onardık’ yalanını ortaya koydu. ‘Oranın hafriyatını biz taşıdık’ yalanını ortaya attı. Yaptıkları böyle bir şey yok” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Serinyol’a geldiğinde, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’a, “Hemen arkadaşlarımızla beraber geçin havalimanına, burada, havalimanının yapımında emeğin var, orada basın toplantısını da yap ve bunların yalanını ortaya koy” dediğini aktardı.

Yaptıkları uluslararası çağrıya cevap veren 100 ülkenin 90’ından gelen arama kurtarma ve yardım ekiplerinin de çok faydalı çalışmalar yürüttüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin bu zor gününde, bizimle dayanışma sağlayan herkese, yurt içi ve yurt dışındaki tüm gönül dostlarımıza bir kez daha milletim adına, şahsım olarak şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

“İnşallah Hatay’ı asla yalnız bırakmayacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden sonra 8 Şubat’ta, müteakiben 20 Şubat’ta Hatay’a geldiklerini hatırlatarak, burada hem depremzede vatandaşlara geçmiş olsun ve taziye dileklerini sunduklarını hem de çalışmaları yerinde inceleyerek gereken talimatları verdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün üçüncü kez Hatay’a geldiğini belirterek, “Cumhur ittifakı olarak da buradayız. Geçen sefer olduğu gibi MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile birlikte bu ziyaretleri yaptık. İnşallah Hatay’ı asla yalnız bırakmayacağız” dedi.

Deprem gününden itibaren koordinatör bakanlar, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın hep bölgede olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer bakanların da kendi alanları ile ilgili konuları takip etmek üzere defalarca Hatay’a geldiğini kaydetti.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin sürekli bölgeye geldiğini, milletvekillerinin vatandaşlarla olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bazıları, kendi yakınlarından pek çok kişi kaybetmiş olmalarına rağmen, başta Hüseyin Yayman kardeşim, acılarını yüreklerine gömüp, şehirleri için canla başla çalıştılar. Diğer yerlerden arkadaşlarımız da sizlere destek vermek, faydalı olmak için Hatay’ı yol yaptı. Biz de önümüzdeki dönemde her fırsatta şehrimize gelerek sizlerle dertleşecek, yapılan çalışmaları bizzat denetleyeceğiz. Başbakanlığımdan bugüne Hatay’a yaptığımız altyapı ve üstyapı yatırımlarındaki emeğimizi Hataylı kardeşlerim çok iyi bilir. Bizim burada emeğimiz var, dertliyiz. Bundan sonra da emeğimiz olacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ilk günlerindeki öncelik olan arama kurtarma çalışmalarının bitmesiyle, enkaz kaldırma faaliyetlerini hızlandırdıklarını belirterek, “Sırf enkaz kaldırma çalışmasının bile ne kadar büyük ve meşakkatli bir iş olduğunu en iyi siz görüyor ve siz biliyorsunuz” diye konuştu.

Bölgede yeni konutların inşası için gereken hazırlıkları da süratle yürüttüklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Hasar tespit çalışmaları bitince netleşecek olmakla birlikte, mevcut duruma göre Hatay’da 183 bin konut ve 15 bin köy evi yapmayı planlıyoruz. Kırıkhan’da inşa edileceğimiz konut sayısı ise 15 bin 785’tir. Bölge genelinde inşa edeceğimiz mesken ve köy evi sayısı 650 bini buluyor. Yer seçimi yapılan, zemin ve etüt çalışmaları biten her safhada, hemen inşaata başlıyoruz. Amacımız ilk etapta bir yıl içinde 319 bin konut ve köy evini tamamlayıp, sahiplerine teslim etmektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önceki afetlerde şehirleri adeta sıfırdan inşa ettikleri gibi bu depremlerin ardından da hiç kimseyi mağdur etmeyeceklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hak sahibi herkesin, zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyen binalarda, üç oda bir salondan oluşan evlerde güvenli, huzurlu, müreffeh şekilde hayatını sürdürmesini sağlayana kadar mücadeleyi devam ettireceklerini belirtti.

Yeni konutların teslimine kadar geçici barınma merkezlerine ihtiyaç olduğunu bildiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk anda mecburen çadır kentlerle attığımız adımları, inşallah şimdi konteyner kentlerle devam ettiriyoruz. Şu ana kadar deprem bölgesinde 426 bin çadır kurduk, 2 ay içinde 100 bin konteyneri de faaliyete geçirmeyi planlıyoruz. Şimdiden neredeyse her gün 1000 konteynerin kurulumunu tamamlayıp yaşamaya hazır hâle getirecek kapasiteye ulaştık” bilgisini verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar’dan gelen yüksek standartlı konteynerlerde de önceliği Hatay’a verdiklerini dile getirerek, “Sadece Hatay’da 30 bin konteyneri depremzedelerimizin hizmetine sunuyoruz. Yine Hatay’da Türk Silahlı Kuvvetlerimizin iki gemisini hastane olarak değerlendiriyor, Enerji Bakanlığımızın temin ettiği gemileri de barınma amaçlı olarak kullanıyoruz. Ambalajlı içme suyunun tedarik ve dağıtımında sorun olmamakla birlikte kullanma suyundaki sıkıntının henüz tamamen çözülemediğini biliyoruz. Yeni kuyuların devreye alınması ve arıtma tesislerinin aktif hâle gelmesiyle inşallah bu mesele de kati olarak çözülecektir” diye konuştu.

“Hayatını kaybedenlerin yakınlarına 100’er bin lira ödeniyor”

Seyyar tuvalet ve duş sistemlerinin yaygınlaştırılmasıyla bu konudaki ihtiyacın da karşılanmaya başlandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkezde ve ilçelerimizde kurulmaya başlanan 2 bin 640 geçici iş yeriyle esnafımızın faaliyetlerini yürütebilmesini temin ediyoruz. Depremde her seviyede zarar gören hanelerimize yapılan 10’ar bin liralık ödemeler tamamlanmak üzeredir. Hayatını kaybedenlerin yakınlarına 100’er bin lira ödeniyor. Şartları karşılayan haneler için 15’er bin lira taşınma, 3 ila 5 bin lira arasında kira destekleri de başlamıştır” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftçilere, destekleme ödemelerinin peşin yapılmasından, hayvan ve yem hibesine kadar pek çok kalemde destek verdiklerini belirterek, şöyle konuştu:

“Ama akşam yalan, sabah yalan… Maalesef bu ana muhalefetin başındaki zat, çiftçilerimize destek verilmediğinden bahsediyor, yem verilmediğinden bahsediyor. İşi gücü yalan, başka sermayesi yok. Böylesine büyük bir afette, biz can derdindeyiz, o ise yalan derdinde. İnsan iradesini aşan hususların olmaması, kimi aksaklıkların yaşanmaması mümkün değildir ama böyle büyük bir felaketi yaşıyoruz, böyle büyük bir felaketi yaşadığımız dönemde akşam yalan, sabah yalan, böyle bir iftira içerisine girilir mi?

Düşünebiliyor musunuz, şahsımın buraya gelmediğini söyleyecek kadar yalancı. Sen buralara ne zaman geldin? 3 kez kendim geldim, arkadaşlarımla beraber buralarda oldum. Tüm heyetim, bakanlarım daha anında, ilk gün kendilerini buralara gönderdim. Milletimizin de şahit olduğu gibi her türlü gayreti göstermemize rağmen eğer sıkıntılar yaşadıysanız, bize düşen sizlerden helallik istemektir.”

“İnşallah bu mücadeleyi beraber yürütecek, beraber yeni bir geleceği inşa edeceğiz”

Hayatını kaybedenlerin acılarının, hayat boyu yüreklerini yakmayı sürdüreceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Geride kalanların hayatlarını eviyle, eşyasıyla, işiyle, sağlığıyla, eğitimiyle yeniden düzene koymak için mücadele ediyoruz. Bunun için sizlerden şehrinize ve hayatınıza sahip çıkmanızı istiyorum. Tek bir vatandaşımın bile deprem yüzünden doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı şehrini terk etmesine gönlümüz razı değil. Ne yapacaksak burada yapacağız, neyi başaracaksak burada başaracağız. İnşallah bu mücadeleyi beraber yürütecek, beraber yeni bir geleceği inşa edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni bir Kırıkhan kurmaya var mıyız?” diye sormasının ardından kalabalığın “Evet” yanıtını vermesi üzerine, “85 milyon olarak sırt sırta vererek asrın felaketinin üstesinden, asrın dayanışmasıyla geleceğiz. Rabb’im ülkemizi daha büyük felaketlerden korusun” dedi.

Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli ile beraberindekiler, stadın yanında kurulan çadır kentte barınan vatandaşları ziyaret etti.

Paylaşın

HÜDA-PAR’dan Seçimde Erdoğan’ı destekleme Kararı

HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, cumhurbaşkanı seçiminde Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı aldıklarını açıkladı. Yapıcıoğlu, “Parlamentoyla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.

Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Diyarbakır’da, Partisinin Genel İdare Kurulu ile TBMM genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili rotasını belirlemek üzere bir araya geldi.

Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Yapıcıoğlu, “2023 cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı adayı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı aldık. Milletimize ve memleketimize hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.

“Arkadaşlarımızla bu konuyu konuştuk ve bir karara vardık. Daha önce yapmış olduğumuz istişarelerle uyumlu olarak seçimlerde Cumhur İttifakı adayı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı aldık” diyen Zekeriya Yapıcıoğlu, Parlamento seçimleriyle ilgili de görüşmelerinin devam ettiğini bildirdi.

Yapıcıoğlu, düzenlediği basın toplantısında özetle şu ifadeleri kullandı:

“Arkadaşlarımızla bu konuyu konuştuk ve bir karara vardık. Daha önce yapmış olduğumuz istişarelerle uyumlu olarak seçimlerde Cumhur İttifakı adayı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı aldık. Parlamento seçimleriyle ilgili de görüşmelerimiz devam ediyor.

Elbette siyaset bir anlamda bir uzlaşıdır. Bizim bir tane şartımız vardı; herhangi bir ittifak içinde yer aldığımızda biz başkalaşmayacağız, kendi programımızdan sapmayacağız. Biz de İstanbul Sözleşmesi’nin ailenin köküne kibrit suyu döktüğünü, 6284 sayılı yasanın isminin her ne kadar aileyi koruma kanunu olsa da şiddeti önlemediğini daha önce basınla paylaştık.

Eğitim sistemiyle ilgili de şikayetlerimiz var. Biz bunları herhangi bir ittifaka ‘bunlar bizim şartımızdır’ dersek bu çok gerçekçi bir tutum olmaz. Fakat bu taleplerimiz vardır.”

İstanbul Sözleşmesi karşıtlığı

HÜDA-PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, siyasetin bir anlamda uzlaşı olduğunu ifade ederek, “Bizim bir tane şartımız vardı; herhangi bir ittifak içinde yer aldığımızda biz başkalaşmayacağız, kendi programımızdan sapmayacağız. Biz de İstanbul Sözleşmesi’nin ailenin köküne kibrit suyu döktüğünü, 6284 sayılı yasanın isminin her ne kadar aileyi koruma kanunu olsa da şiddeti önlemediğini daha önce basınla paylaştık” dedi.

Eğitim sistemiyle ilgili de şikayetleri olduğunu vurgulayan Genel Başkan, “Biz bunları herhangi bir ittifaka ‘bunlar bizim şartımızdır’ dersek bu çok gerçekçi bir tutum olmaz. Fakat bu taleplerimiz vardır” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Erdoğan: Aramıza Yeni Katılacak Dostlarımızla İlerleyeceğiz

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak, “Ülkemizi bu içi karmaşık, arkası karanlık, şekli bozuk, yönü belirsiz, hırsı boyunu aşan koalisyonun insafına terk edemeyiz” dedi.

Haber Merkezi / Erdoğan, “Altılı koalisyon” olarak nitelendirdiği Millet İttifakı için, “Güçlendirilmiş parlamenter sistem diye başladıkları yolculuğun sonu önce kumar masasına, sonra at pazarlığından beter bir cumhurbaşkanı yardımcılığı ve vekillik paylaşımı kavgasına çıktı” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca 16. seçim zaferini ilan etme isteğini de dile getirdi ve “Aramıza yeni katılacak dostlarımızla ilerleyeceğiz” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İl Başkanları Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satırlar şu şekilde:

“Her seçim zordur, hayatidir, önemlidir. Ama ülkemizin içinden geçtiği süreç son deprem afetinin yol açtığı kayıplar, bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeler 14 Mayıs seçimini farklı bir yere taşımıştır. Karşımızda kurulan derme çatma ittifakın yapısına ve motivasyonuna bakarak da anlayabiliriz. Karşımızda bir ittifak değil, eski Türkiye’de olduğu gibi kavga, ayak oyunu ve pazarlık üzerine kurulu koalisyon yapısı vardır.

İşe 6’lı başlayan artık 8’li mi 10’lu mu olduğu belli olmayan ittifakın yayınladığı bildiri bile ülkeyi nereye getirmek istediklerinin ispatıdır. Bu koalisyonun gündeminde ülkenin ve milletin hiçbir meselesi yoktur. Ne deprem, ne depremzedelerin sızıları ne de deprem yaralarının sarılması ihtiyacı bunların gündeminde yer almıyor. Küresel ve bölgesel krizlerin Türk ekonomisi üzerindeki etkisinin giderilmesine dair teklif, proje yer almıyor. Türkiye’nin 20 yılda kat ettiği gelişmeyi, büyümeyi sürdürmeye yönelik tek bir adım yer almadığı gibi yapılanları yıkmayı vaad ediyorlar.

Milletin sıkıntılarını çözecek, refahını artıracak, hayallerini gerçekleştirecek hiçbir hazırlık, program bunların gündeminde yer almıyor. Birlikte ve beraberliğimize gözünü diken terör örgütlerinin başını ezmek için yürüttüğümüz kararlılık bunların gündeminde yer almıyor.

“Eski Türkiye’yi geri getirme çabası var”

Bunların gündeminde sadece siyasi ihtras var, makam ve mevki paylaşımı var. Ülkenin kaynaklarının nasıl yağmalanacağı var. Birlik ve beraberliğimizi bozma var. Eski Türkiye’yi geri getirme çabası var. Öyle bir kavga ki içinde tehditten rüşvete, hakaretten şantaja aba altından değil alenen sopa göstermekten sürüden ayrılanları linç ettirmeye kadar her türlü rezillik var. Böyle 32 kısım tekmili birden entrikayı ne sinemada ne televizyon dizilerinde ne de romanlarda bulursunuz ama ülke olarak bunların

Bizansvari taht kavgalarını aylarca, günlerce naklen seyrettik, satır satır okuduk, cümle cümle dinledik. Türkiye Türk demokrasisi milletimiz böyle bir hazin tabloyu asla hak etmiyor. Milletimize karşı sorumluluğumuzun temeli olarak bu içi karmaşık, şekli bozuk koalisyonun insafına terk edemeyiz. Cumhuriyetimizin ilk asrındaki kayıpları geride bırakarak hızlandığımız dönemde böyle bir faciaya izin veremeyiz.

Kadınlarımızla ve gençlerimizle paylaştığımız umutların birlikte geliştirdiğimiz vizyonun bir avuç muhteris yüzünden elimizden kayıp gitmesine göz yumamayız. Türkiye’nin ışığını söndürmek, nefesini kesmek, dizlerinin bağını çözmek için ellerini ovuşturarak bekleyenlere zafer çığlıkları attıramayız. Bunun için her seçimde çalıştığımızdan daha çok çalışacağız. Bunun için her seçimde ulaştığımızdan daha çok insana ulaşacağız. Daha fazla gönül kazanacağız. Aksi takdirde ülkenin ve milletin yaşayacağı büyük facianın vebali altında kalırız.

Dün imzalayarak Resmi Gazete’de yayımladığımız seçimlerin yenilenmesi kararının ardından YSK seçim takvimini oluşturmaya başladı. Seçim kampanyamızı 11 ilde büyük yıkıma yol açan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza yönelik hassasiyetle yöneteceğiz. Kırkı çıkmadan genel merkezler önünde aday kutlaması yapanlar gibi kesinlikle olmayacağız. Müzikli mitingi ve klasik kampanya yöntemlerini kullanmayacağız.

İnsanlarımızla yüz yüze hasbihal edecek, yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlatacağız. Türkiye için hemen şimdi diyerek 20 yıllık eser ve hizmet altyapımızın üzerine bina edeceğimiz program ve projelerimizi anlatacağız.”

Paylaşın

Seçim Kararı Resmi Gazete’de Yayımlandı; Süreç Nasıl İşleyecek?

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kararını imzalamasının ardından karar Resmi Gazete’de yayımlandı. 14 Mayıs’a uzanan seçim süreci başlarken, taslak seçim takvimine göre süreç nasıl ilerleyecek?

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) toplanarak Cumhurbaşkanı kararına dayanarak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimi için takvimi belirleyecek ve seçimin başlangıç tarihini duyuracak.

Peki seçim süreci nasıl işleyecek?

Seçimin yenilenmesi kararı ne anlama geliyor?

Anayasa’nın 116. Maddesine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), üye tam sayısının beşte üçünün yani 360’ının çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebiliyor.

Cumhurbaşkanının da seçimlerin yenilenmesi kararı alma hakkı bulunuyor.

Ancak Cumhurbaşkanının seçimi yenilemesi kararı “TBMM’nin feshi” anlamına gelmiyor. O nedenle Meclis, seçim nedeniyle ara verme kararı alana kadar çalışmalarını sürdürebilecek.

Cumhurbaşkanının da seçimlerin yenilenmesini kararı alma hakkı bulunuyor. Bu şekilde yenileme kararı verilmesi halinde genel seçim ile cumhurbaşkanı seçimi birlikte yapılıyor.

Seçim takvimi taslağına göre süreç nasıl?

YSK iki seçim için tek takvim hazırlayacak. Beklenti, Kurul’un seçim takvimini 20 ya da 21 Mart günlerinde başlatması yönünde.

Resmi olmayan taslak takvime göre milletvekili adayı olmak isteyen kamu görevlilerinin tahminen 17 Mart’a kadar istifa etmeleri gerekecek. Bu kapsamda hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, RTÜK üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri gibi çeşitli kamu görevlilerinin istifa etmesi gerekiyor.

Siyasi partilerin en geç 10 Nisan’da milletvekili aday listelerini YSK’ya bildirmeleri ve ardından kurulun partilerin aday listelerini, adaylık koşullarını taşıyıp taşımadıkları konusunda incelemeye başlaması bekleniyor.

YSK’nın seçim çevreleri itibarıyla milletvekili kesin aday listelerini ilan edilmek üzere 19 Nisan civarında il seçim kurullarına ve Resmi Gazete’ye göndermesi de öngörülüyor.

YSK aynı zamanda seçim takvimi süresince izlenecek usul ve yöntemlere ilişkin çeşitli genelgeler de yayınlayacak.

Olası takvime göre siyasi partilerin Cumhurbaşkanı adaylığı için yapacakları başvurunun 25 Mart’a kadar olması öngörülürken ittifak yaparak seçime katılma kararı alan siyasi partilerin genel başkanlarının imzalarını içeren ittifak protokolünün YSK’ya tesliminin de en son 26 Mart’ta olması bekleniyor.

Başvurular yapıldıktan sonra ise önce Cumhurbaşkanı geçici aday listesi Resmi Gazete’de yayımlanacak ve böylelikle olası itiraz süreci başlayacak. Tahmini 2-3 Nisan günlerinde de cumhurbaşkanlığı kesin aday listesinin RG’de yayımlanması bekleniyor.

Cumhurbaşkanı seçimi nasıl olacak?

Cumhurbaşkanı seçiminde ilk oylama 14 Mayıs günü düzenlenecek.

İlk oylamada hiçbir aday yüzde 50 artı 1 çoğunluğunu sağlayamazsa bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü yani 28 Mayıs’ta seçmenler bir kez daha sandık başına gidecek.

İkinci turda seçime tüm adaylar değil, sadece ilk oylamada en çok oy alan iki aday katılacak. Oylama sonucu geçerli oyların çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçilecek.

Oylamalara tek adayla gidilmesi halinde, seçim referandum şeklinde yapılacak. Bu durumda geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçilecek.

Milletvekili seçimi nasıl olacak?

Cumhurbaşkanı seçimiyle aynı gün TBMM’deki 600 sandalye için milletvekili seçimi de yapılacak.

Siyasi partilerin milletvekili çıkarabilmesi için ya tek başına ülke seçim barajını geçmesi ya da bir ittifak içerisinde yer alması ve bu ittifakın toplam oyunun geçerli oylara göre belirlenmiş ülke barajını geçmesi gerekecek. Ülke barajı yeni seçim yasası ile yüzde 10’dan yüzde 7’ye indirilmişti.

Bu nedenle ittifakta yer alan partilerin ayrı ayrı yüzde 7’yi geçmeleri gerekmeyecek. İttifakın aldığı oy toplamı genel baraj olan yüzde 7’yi geçtiğinde ittifak içindeki tüm partiler barajı geçmiş sayılacak.

Bir ittifak barajı geçmesi durumunda ittifakı oluşturan siyasi partilerin milletvekili sayıları, ittifakın aldığı toplam milletvekili sayısının, her partinin aldığı oy oranına göre dağıtılarak hesaplanacak.

Hangi ilden kaç vekil seçilecek?

YSK’nın 31 Aralık 2022 nüfus verileri kapsamında illerin milletvekili sayıları dağılım tablosu 3 Mart’ta Resmî Gazete’de yayımlandı.

Tabloda 600 milletvekilinin il ve seçim bölgelerine göre dağılımları yer aldı. Buna göre Ankara 36, İstanbul 98, İzmir 28 milletvekili çıkaracak.

Ankara 3, Bursa 2, İstanbul 3, İzmir ise 2 seçim bölgesine ayrılacak.

Kocaeli ve Sakarya’nın çıkaracağı milletvekili sayısı birer artarken Tunceli ve Bayburt’un milletvekili sayısı birer azaldı. Kocaeli’nin vekil sayısı 13’ten 14’e, Sakarya’nın 7’den 8’e çıktı. Tunceli ve Bayburt’un çıkaracağı milletvekili sayısı 2’den 1’e düştü.

Diğer iller ve çıkaracakları milletvekili sayıları ise şöyle sıralanıyor:

Adana 15, Adıyaman 5, Afyonkarahisar 6, Ağrı 4, Amasya 3, Antalya 17, Artvin 2, Aydın 8, Balıkesir 9, Bilecik 2, Bingöl 3, Bitlis 3, Bolu 3, Burdur 3, Bursa 20, Çanakkale 4, Çankırı 2, Çorum 4, Denizli 7, Diyarbakır 12, Edirne 4, Elazığ 5, Erzincan 2, Erzurum 6, Eskişehir 6, Gaziantep 14, Giresun 4, Gümüşhane 2, Hakkari 3, Hatay 11, Isparta 4, Mersin 13, Kars 3, Kastamonu 3, Kayseri 10, Kırklareli 3, Kırşehir 2, Konya 15, Kütahya 5, Malatya 6, Manisa 10, Kahramanmaraş 8, Mardin 6, Muğla 7, Muş 3, Nevşehir 3, Niğde 3, Ordu 6, Rize 3, Samsun 9, Siirt 3, Sinop 2, Sivas 5, Tekirdağ 8, Tokat 5, Trabzon 6, Şanlıurfa 14, Uşak 3, Van 8, Yozgat 4, Zonguldak 5, Aksaray 4, Karaman 3, Kırıkkale 3, Batman 5, Şırnak 4, Bartın 2, Ardahan 2, Iğdır 2, Yalova 3, Karabük 3, Kilis 2, Osmaniye 4 ve Düzce 3.

Depremden etkilenen 11 ilde milletvekili sayısı değişecek mi?

YSK, 31 Aralık 2022 tarihindeki nüfus sayımını esas alarak illerin çıkaracağı milletvekili sayılarını ilan etti. O nedenle depremden etkilenen illerde milletvekili sayısı değişmeyecek.

YSK’nın 2 Mart 2023’te ilan ettiği karara göre depremden etkilenen Adana 15, Şanlıurfa 14, Gaziantep 14, Diyarbakır 12, Hatay 11, Kahramanmaraş 8, Malatya 6, Adıyaman 5, Osmaniye 4, Kilis 2 milletvekili çıkaracak.

YSK’nın yürüttüğü çalışmaya göre, rakam ne kadar büyük olursa olsun göç veren illerin de, göç alan illerin de seçimlerde çıkaracağı milletvekili sayılarında bir değişiklik olmayacak.

Depremzedeler nasıl oy kullanacak?

6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 11 ilde yaşayanlar, bulundukları illerden taşınmadılar ise YSK’nın belirleyeceği yerlerde, mevcut seçmen kütüklerine göre bulundukları illerin milletvekili ile cumhurbaşkanını belirlemek için oy kullanabilecek.

Çadır kentlerde ya da konteynerlerde kalan yurttaşlar için YSK’nın gerekli önlemleri almakla yükümlü. Başka illere taşınan yurttaşlar ise seçmen kütüklerini bulundukları illere taşıyabilecek ve oyları bu ilin milletvekili seçimi için geçerli olacak.

Örneğin, Hatay’dan Ankara’ya taşınan bir seçmen, taşındığı ilde oy kullanabilecek ancak oyları Ankara’daki milletvekilliği seçimi için geçerli olacak.

Yeni seçim barajı nasıl uygulanacak, ittifaktaki partiler için seçim barajı nasıl hesaplanacak?

Siyasi partilerin milletvekili çıkarabilmesi için ya tek başına ülke seçim barajını geçmesi ya da bir ittifak içerisinde yer alması ve bu ittifakın toplam oyunun geçerli oylara göre belirlenmiş ülke barajını geçmesi gerekecek.

Geçen yıl yapılan yasal değişiklikle ülke barajı yüzde 7’ye çekildi.

İttifakla seçime girilmesi halinde, ittifakın toplam oylarının yüzde 7’yi geçmesi halinde, ittifak içinde yer alan siyasi partiler de barajı geçmiş sayılacak.

İttifak yapan partilerin milletvekili sayıları nasıl hesaplanacak?

6 Nisan 2022’de yürürlüğe giren seçim yasası değişikliği ile ittifakın barajı geçmesi koşuluyla, her bir siyasi partinin milletvekili sayısı, ittifakın aldığı toplam milletvekili sayısını, her partinin aldığı oy oranına göre dağıtılarak hesaplanacak.

Bu sistem, ittifak içinde yer alan oy oranı düşük siyasi partilerin daha az milletvekili çıkarması sonucunu doğurabilir.

2018 seçimlerinde ise ittifaka giren partilerin milletvekili sayısı, ittifakın toplam oyunun, partilerin bir seçim çevresinde aldığı oylara bölünmesiyle hesaplanıyordu.

Paylaşın

Türkiye, 14 Mayıs’ta Sandık Başına Gidiyor

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılmasına ilişkin kararı canlı yayında imzaladı. Karar, Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasanın 116. Maddesinin kendisine verdiği yetkiye göre 18 Haziran’da yapılması gereken seçimlerin 14 Mayıs’ta yenilenmesi kararı aldığını açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olduğunu da ilan etti.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne ilişkin açıklamalarda bulundu.

Açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Anayasamızın 116’ncı maddesinin verdiği yetkiyle, 18 Haziran 2023’te yapılması gereken seçimlerin 14 Mayıs’ta yenilenmesi kararını imzalamış bulunuyorum. Yarınki Resmi Gazete’de yayımlanacak bu kararın ardından, YSK iki aylık seçim takvimini başlatacaktır. Milletimiz 14 Mayıs’ta cumhurbaşkanı ve mİlletvekillerini seçmek üzere sandık başına gidecektir.

Kararı yılbaşından önce paylaşmıştık. Bizi seçim tarihini öne çekme kararını alma sebeplerinden bazıları şunlardır; 18 Haziran üniversite sınav takvimiyle çakışan bir tarihti. Bu tarih yurtiçinde ve yurtdışında yüzbinlerce vatandaşımızın Hac farizasını ifa etmek için mübarek topraklara gittiği bir döneme denk geliyordu.

İlk ve orta dereceli okullar tatile girmesi sebebiyle milyonlarca vatandaşımız tatile ve memleketlerine gitmek için yola çıkacaktı. Alternatif olarak da 14 Mayıs’ı teklif ettik. Demokrasi geçmişimiz bakımından anlamlı bir yıldönümüne tekabül eden bir tarihin hüsnü kabul gördüğünü biliyoruz.

Ama 6 Şubat’taki deprem seçim tarihini gündemimizden çıkarmıştı. Yıkım alanının büyüklüğü işlerimizi hayli güçleştirmiş olsa da insanlarımızın yardımına koştuk. Geniş bir çevrede hissedilen depremde 47 binin üzerinde insanımız vefat etti. 115 binden fazla insanımız da yaralı olarak kurtarıldı. Amacımız bir yıl içinde 244 bin konut ve 75 bin köy evinden oluşan 319 bin haneyi tamamlayarak, hemen hak sahiplerine teslim etmektir.

Deprem konutlarını etap etap tamamlayarak 3,5 milyon insanımıza yeni, güvenli, huzurlu hayat alanları oluşturana kadar çalışmakta kararlıyız. Deprem etkilerinin üstesinden gelerek, bölgeyi, ülkemizi normalleştirmenin yolu, güçlü siyasi iradece alınacak kararların dirayetle uygulanmasından geçiyor.

Biz tüm gayretimizi depremin yaralarını sarmaya vermişken seçim takvimi de işlemeyi sürdürüyordu. Dünyada eşi benzeri görülmemiş bir yıkımın yaralarını saracak bir program uygulamamız gerekiyor. Siyasi gerilim ve belirsizlikler deprem yaralarının sarılmasına yönelik çalışmaların aksamasına yol açıyor.

Son bir haftada yaşananlar bu tehdidin ne kadar büyük olduğunu göstermeye yeter.  Ülkenin bir bölümü can kayıplarıyla feryat ederken bir kesimin siyasi hesapları uğruna sergilediği aymazlığın faturasını milletin sırtına yükleyemeyiz. Türkiye’nin vakit kaybına ve dikkat dağınıklığına tahammülü yok. Türkiye, 6 Şubat depremlerinin yol açtığı yıkıntıları kaldırmadan, ekonomik, sosyal ve psikolojik kayıplarını telafi etmeden geleceğine güvenle bakamaz.

“Seçim gündemi geride bırakılmalı”

Üretimi ve istihdamı yükseltmek için ülkemizin seçim gündemini geride bırakması şarttır. Bu nedenle 14 Mayıs’ta seçimlerin yenilenmesi kararımızı uygulamaya geçiriyoruz. Biraz önce imzaladığımız kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla YSK seçim takvimini hazırlayıp ilan edecek.

Olayın ne kadar hızla devam ettiğini özellikle hatırlatmak istiyorum. Bİzim gündemimiz yne depremzede vatandaşlarımızın yaralarının sarılmasından oluşacak. Ana muhalefetin bazı temsilcilerinin garip garip konuşmalarını dinliyorum. Bizim bölgeye ne zaman gittiğimizden haberleri yok.

İkinci gün deprem bölgesine ulaştım. Bir turu böyle tamamladıktan sonra ardından Devlet Bey ile buraları dolaşmaya başladık. Sayın Destici ile de dolaştık. Biz yaralıyız, dertliyiz; hanımefendi konuşuyor. Hatay milletvekiliymiş… Biz Cumhurbaşkanı olarak 11 ilde aynı hassasiyetle çalışmalarımızı sürdürdük.

Depremzede bir vatandaşla görüştüğümde telefonda şöyle söyledi: ‘Cumhurbaşkanım bizim hiçbir sıkıntımız yok. Her şey yok. Ben çadırda kalıyorum. Çadırda kalmama rağmen halimden memnunum. Konteyner gelirse daha iyi olurum. Ama şikayetçi değilim.’ İşte bu da milletin evladı. Bir ona bakıyorum bir de Meclis’e milletvekili olarak gelmiş hanıma bakıyorum. Biz dertliyiz, bizim derdimiz var. Ama bunların yok. Bugün İskenderun’da enkazlar olduğu gibi Hatay’ın diğer ilçelerinde hele hele Antakya’da enkazın en büyüğü var. Belki bundan da haberi yok. Çünkü gittiği yerler belledir.

Yeni kararı duyurdu

AK Parti’den milletvekili adayı olmak isteyenlerle ilgili aldığımız bir kararı paylaşmak istiyorum. Partimize adaylık başvurusu yapacak herkes önce, ilgili birimimizce belirlenecek asgari tutarı AFAD’ın deprem yardım hesaplarına bağış olarak yatıracaktır. Katkıda bulunacak her arkadaşa şimdiden teşekkür ediyorum. Diğer partilere de örnek olmasını bekliyorum.  Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olarak bizimle yarışacak ve TBMM’de temsil için mücadele edecek herkesten bu samimi çağrımıza destek bekliyoruz.

Cumhur İttifakı olarak hazırladığımız bütün müzikleri yasaklıyoruz. Müziksiz bir kampanya olacak. Yüz yüze görüşmelerle ne yaptığımızı ve ne yapacağımızı vatandaşlarımıza anlatacağız.”

Paylaşın

Kaftancıoğlu Hakkında 4 Yıl 8 Aya Kadar Hapsi Talebi

CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı. Hazırlanan iddianame, asliye ceza mahkemesine gönderildi. Mahkeme iddianameyi kabul ettiği takdirde duruşma tarihi verilecek ve Kaftancıoğlu hakim karşısına çıkacak.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “Demokrasi yoluyla bir diktatörü bu ülkeden göndereceğiz” sözleri hakkındaki soruşturma tamamlandı.

“Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 4 yıl 8 aya kadar hapsi istenen Kaftancıoğlu, sosyal medya hesabından, “Yine ne yapmışım? Yaptıklarımız yapacaklarımızın garantisidir ve sizler ne yaparsanız yapın gideceksiniz” açıklaması yaptı.

Kaftancıoğlu 12 Ağustos 2022’de, partisinin 81 il gençlik kolları başkanlarıyla İstanbul Planlama Ajansı’nın Florya’daki merkezinde bir araya gelmişti. Kaftancıoğlu burada yaptığı konuşmada, şu ifadeleri kullanmıştı:

“Partimize, partimizin ilkelerine, gençliğinize, kendinize ve sizlerin hayallerini hedefleri hâline getiren genel başkanımıza, genel başkanımızın sizlere sunduğu imkanlar ve sizin genel başkanımıza, partimize oluşturduğunuz ve artırdığınız enerjiye güvenerek belki de dünya tarihinde bir ilki başaracağız. Demokrasi yoluyla bir diktatörü bu ülkeden göndereceğiz.”

Soruşturma tamamlandı

Bu açıklamanın ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatları, Kaftancıoğlu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak cezalandırılmasını talep etti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, Kaftancıoğlu’nun ifadelerinin “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu oluşturduğu savunuldu.

Kaftancıoğlu’nun sözleriyle eleştiri hakkı ve ifade özgürlüğü kapsamını aştığı aktarılan iddianamede, söz konusu ifadelerin “Cumhurbaşkanı’nın onur, şeref ve saygınlığını zedeleyen nitelikte olduğu” öne sürüldü. Kaftancıoğlu’nun konuşmasını kamuya açık bir alanda gerçekleştirmesi nedeniyle aleniyet unsurunun gerçekleştiğine de vurgu yapıldı. İddianamede, “Kaftancıoğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik alenen hakaret suçunu işlediğinin anlaşıldı” denildi. Kaftancıoğlu’nun, “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapsi istendi.

Dosya, Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilecek

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianame, İstanbul 7. Asliye ceza mahkemesine gönderildi. İddianameyi inceleyen mahkeme, olayın Bakırköy Adliyesi’nin görev bölgesinde kaldığını tespit etti. Mahkeme, yetkisizlik kararıyla dosyayı Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderecek. Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul ederse davanın görüleceği tarihi belirleyecek.

Kaftancıoğlu, hakkında düzenlenen iddianame hakkında ilk değerlendirmeyi sosyal medya hesabından yaptı. Kaftancıoğlu, “Yine ne yapmışım? Yaptıklarımız yapacaklarımızın garantisidir ve sizler ne yaparsanız yapın gideceksiniz” açıklamasını yaptı.

Paylaşın