M. Fahri Oğuz Kimdir? Hayatı, Eserleri

1929 yılında Antalya’nın Gazipaşa İlçesi’nde dünyaya gelen M. Fahri Oğuz, 1979 yılında hayatını kaybetti. İlkokulu Gazipaşa’da, ortaokulu Antalya’da okudu ve Edirne İlköğretmen Okulu’nu bitirdi.

Hakkâri’de çalıştıktan sonra, Gazipaşa’ya tayin edilen M. Fahri Oğuz, şiirle girdiği sanat hayatına 1947 hikâleriyle devam etti.

Hikâyelerinde içli, duygulu ve gösterişsiz bir üslup sahibi olan yazar, halkın konuştuğu Türkçeyi kullandı. 1966 yılında “Yaşayan Ölüler” adlı hikâyesiyle, hikâye dalında ikincilik ödülünü kazandı.

M. Fahri Oğuz’un eserleri: Denize Düşen Taşlar (Hikaye 1972).

M. Fahri Oğuz’un ödülleri: 1967 Tercüman Gazetesi Hikâye dalı ikincilik ödülü.

Paylaşın

M. Necati Özsu Kimdir? Hayatı, Eserleri

1922 yılında İzmir’in Seferihisar ilçesine bağlı Ulamış köyünde dünyaya gelen M. Necati Özsu, 23 Eylül 1999 yılında hayatını kaybetti. İlkokulu doğduğu köyde okudu.

Kızılçullu Köy Öğretmen Okulu’ndaki öğrenimini yarım bıraktı. Köyünde çiftçilik ile uğraşarak hayatını sürdürdü. Üç çocuk babası. Yaptığı yağlı boya tablolar ölümünden sonra Seferihisar’da sergilendi.

Kendi olanaklarıyla Nasır adlı sanat dergisini 37 sayı çıkardı. Daha sonra çevre köylerdeki aydınlarla 6 sayı süren Saban adlı dergiyi çıkardı. Yazıları ve öyküleri Varlık, Hisar ve Çağrı dergilerinde yayımlandı. Tükenen Karanlıklar adlı öykü kitabı Kültür Bakanlığı tarafından 5000 adet basıldı.

M. Necati Özsu’nun eserleri: Bu Diyar (1955), Ana Katilleri (1958), Diken (1964), Doğa Özlemi (Şiirler, İzmir – 1995), Tükenen Karanlıklar (1998).

Paylaşın

M. Recai Özgün Kimdir? Hayatı, Eserleri

1924 yılında Ordu’nun Ünye ilçesinde dünyaya gelen M. Recai Özgün, 11 Temmuz 2004 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. Eğitimini sırasıyla Arhavi İlkokulu, Hopa Ortaokulu, Trabzon Lisesi ve Ankara Hukuk Fakültesi’nde tamamladı.

27 yıl boyunca memurluk yapan Recai Özgün, eş zamanlı olarak yazarlık yaptı. 1946-1947 yıllarında çeşitli dergilerde yazdığı ilk şiirlerini yayımladı. 1953-1955 yılları arasında Ankara merkezli Hazine dergisinde mesleki yazıları, şiirleri ve eleştirileri yayımlandı.

1967’de Adana’da Anahtar isimli memur dergisini kurdu ve yazarlığına bu dergide devam etti. Kurucularından olduğu SİMA Doğu Karadenizliler Hizmet Vakfı’nın yayın organı olan Sima’nın kültür danışmanlığını yaptı. 1990’lı yıllarda Lazlar üzerine birçok yazı yazdı. Ayrıca Mjora ve Kafkasya Yazıları dergilerinin danışma kurullarında çalıştı.

M. Recai Özgün’nün eserleri: Kaza’nın Kahvesi (Şiir 1978), Atmaca (Roman 1994), Lazlar (Araştırma/inceleme 1996), Lazlarda Çocuk Oyunları (1997), Kurtuluşumuzun Öyküsü (1998), Lazca ile Mücadele Kolu Başkanlığından Laz Kültürü’nün Araştırılmasına Uzanan Bir Yol (2000), Laz Muhammed (Roman 2004).

Paylaşın

Nihan Kaya Kimdir? Hayatı, Eserleri

1 Ağustos 1979 yılında dünyaya gelen Nihan Kaya, 1990 yılında İzmit Ulugazi İlkokulunu, 1997 yılında Kocaeli Oruç Reis Anadolu Lisesini bitirdi. 2001 yılında Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu.

İngiltere’de Essex Üniversitesinde psikanaliz alanında yüksek lisans yaptı (2005). King’s College London’da doktora eğitimi aldı. 2005’ten bu yana, edebiyat ve psikoloji alanlarında Avrupa ve Amerika’da Carl Gustos Jung ve sanatsal yaratıcılık üzerine tebliğler sundu.

Edebiyat dünyasında öyküleriyle tanınmıştır. İlk öyküsü 2000 yılında “Yedi Kontörlük Hayat” adıyla Dergâh dergisinde yayınlanmıştır. Daha sonra öyküleri Hece, Dergâh ve Kökler adlı dergilerde yayımlanmaya devam etmiştir. Bu öykülerinde Kaya, “kırılgan, duyarlı kişilerin yaşadıkları toplumla uzlaşma çabalarını, hayal kırıklarını ve önemsiz gibi görünen küçük olaylardaki yıkımlarını” konu edinmiştir. Psikolojik duyarlılıkların merkezde olduğu bu öykülerde, bireyin dış dünyasından çok iç dünyasına yönelmiştir.

İlk kitabı, “öykülerindeki psikolojik yüklemi bir romanın geniş panoramasında anlattığı” Gizli Özne (2003)’dir. Bu eserin çatısını, iç içe geçen Revna ve Bihter adlı iki genç kadının öyküsü oluşturur. Yazarın ikinci kitabı, “insanı psikolojik, nostaljik ve trajik boyutlarıyla” ele aldığı Çatı Katı (2004)’dır. On bir öyküden oluşan bu kitap, 2004 yılında Türkiye Yazarlar Birliğinin öykü ödülüne lâyık görülmüştür.

Nihan Kaya, 2006’da ikinci romanı olan Buğu’yu yayımlamıştır. Postmodern anlatım tekniklerinin kullanıldığı bu eser, Yahudi asıllı bir gençle Filistinli bir kızın hikâyesidir. Buğu’dan iki yıl sonra basılan Disparöni (2008) adlı romanı, “hep düşünen bir kadınla hep hareket eden bir adamın, hem birbirleriyle hem de hayatla kurdukları” ilişkiyi konu edinir.

2012’de yayımlanan Ama Sizden Değilim adlı eseri ikinci öykü kitabıdır. Bu eser, aynı zaman diliminde yaşayıp yolları kesişen ancak “biz” olamayan insanları anlatır. Yazarın şimdilik son kitabı olan Kar ve İnci (2016) ise siyah beyaz sahneler arasında gidip gelen, iç içe geçmiş hikâyelerle beslenen, psikolojik derinliği olan bir romandır.

Nihan Kaya’nın öykü ve roman türündeki edebî eserleri dışında, psikanalitik kuramın edebiyatla ilişkisini konu alan Fildişi Kuyu (2011) ve doktora tezine dayanan Yazma Esareti (2013) adlı inceleme eserleri de vardır.

Nihan Kaya’nın eserleri: İnceleme – Araştırma ve Kuram Kitapları: İyi Toplum Yoktur: Günlük Hayatta Toplumun Bireyi İstismar Biçimleri (2019), İyi Aile Yoktur (2018), Yazma Cesareti: Acının Yaratıcılığa Dönüşümü (2013), Fildişi Kuyu: Psikanalitik Edebiyat Eleştirisi ve Kadın (2011), Compelled to Create: The Courage to Go Beyond. (Dreaming the Myth Onwards: Revisioning Jungian Therapy and Thought içinde. Editör: Lucy Huskinson)  2008).

Roman ve Öykü Kitapları: Kırgınlık (2017), Kar ve İnci (2016), Ama Sizden Değilim (2012), Disparöni (2008), Buğu (2006), Çatı Katı (2004), Gizli Özne (2003).

Paylaşın

Kemal Ahmet Kimdir? Hayatı, Eserleri

1904 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Kemal Ahmet, Ekim 1934 yılında Cerrahpaşa Hastanesi’nde hayatını kaybetti. “Kara Kemal” unvanıyla bilinen Kemal Ahmet, yazı ve eserlerinde “S. O. P.” ve “Çulsuz Adam” müstearlarını da kullandı.

Babası Aksaray Koska Medresesi Müderrisi Ahmet Rıdvan Efendi’dir. Çok küçük yaşta annesini kaybeden Kemal Ahmet’i babası büyüttü. İlk ve ortaöğrenimini İstanbul’da tamamladı. Ticaret Mekteb-i Alisi’ne kaydolan Kemal Ahmet, şefkatine rağmen hiçbir kusuruna göz yummayan babasının hareketlerini hazmedemeyerek evi terk etti. Gazetelerde çalıştı, bazı yazıları dolayısıyla hapis yattı. Bir süre hiçbir yerde iş bulamadı, maddi sıkıntılar yaşadı.

Mahmut Yesari, Kemal Ahmet’in portresini şu cümlelerle çizer: “Kemal Ahmet, mağrur insandı. Hayatın en sert, en acı darbelerine bile baş eğmiyordu. Kemal Ahmet okumuş ve okuduğunu da hazmetmiş bir çocuktu. Nazikti, terbiyeliydi, herkese güler yüz gösteriyor, fakat kabil olabildiği kadar insanlardan kaçıyordu. Derbeder değildi, lakin ağır hayat şartları onu derbeder yaşamaya mecbur ediyordu.”

Behçet Necatigil ise Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü adlı eserinde onu “Kemal Ahmet emeği değerlendirmeyen gazete dişlilerine yağ olmayıp kum olduğu için, otuz yaşında yoksulluktan ve veremden ölmüş, yetenekli bir edebiyatçı idi” biçiminde değerlendirir. Kemal Ahmet, kaleme aldığı tek edebî eseri olan Sokak’ta Harp Var’da (1932), 1930’lu yıllarda yaşanan ekonomik buhranın İstanbul sokaklarındaki yoksul insanların hayatlarını etkileyişini işledi.

Ölümünden sonra Naci Sadullah, çıkarmakta olduğu Yarımay dergisinde “Kemal Ahmet” ile ilgili özel bir bölüm hazırladı. Yazarın dramatik yaşamı, basılmış tek kitabı olan Sokakta Harp Var’ın Hüseyin Avni Şanda tarafından hazırlanmış olan ikinci baskısında (1970) yer aldı.

Kemal Ahmet’in eserleri: Sokakta Harp Var (1932 Roman)

Paylaşın

Kemal Ateş Kimdir? Hayatı, Eserleri

1947 yılında Kırşehir’in Kaman İlçesi, Savcılı Ebeyit Köyü’nde dünyaya gelen Kemal Ateş’in tam adı Kemal Kamanlı Ateş’tir. 1966 yılında Ankara Atatürk Lisesinden,1970 yılında ise A.Ü. Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi (DTCF) Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu.

Öğrencilik yıllarında güreş ve judo sporuyla ilgilendi. 1970-72 yılları arasında öğretmenlik yaptı. Bu süreç esnasında “Türk Romanında Yöre Dili” adlı yüksek lisans tezini yazdı. Tezin ardından A.Ü. DTCF’ye Türkçe Kompozisyon okutmanı olarak atandı. Doktora tezi Gülten Dayıoğlu’nun romanları üzerinedir. Kemal Ateş, aynı fakültedeTürk Dili Bölümü başkanlığı görevinde bulundu. Sanat Kurumu ve Edebiyatçılar Derneği üyesidir. Evli ve bir çocuk babasıdır. Hala Aydınlık gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır.

İlk yazıları Vatan ve Barış adlı süreli yayınlarda; daha sonraki yazıları ise Varlık, Hürriyet, Gösteri, Yansıma, Türk Dili, Çağdaş Türk Dili, ABeCe ve İnsancıl gibi önemli dergilerde yayımlandı. Varlık Yıllığı’nda da bazı yazıları yer buldu. Eserlerinde sade ve hatasız bir Türkçe kullandı. Duyarlı bir üslup ile politik, toplumsal ve tarihi meseleler hakkında eserler, yazılar kaleme aldı. Çocuk edebiyatı alanında da eserler yazdı.

1979 yılında Çürük Kapı adlı eseri Lions Jüri Özel Ödülü’ne; yine aynı yıl Toprak Kovgunları adlı romanı Mehmet Ali Yalçın Roman Ödülü’ne; 1987 yılında Yitik Kuzular adlı eseri Sıtkı Dost Çocuk Edebiyatı Ödülü’ne; 1995 yılında ise Bir Şarkıyı Dinlerken adlı eseri PEN Orhan Kemal Öykü Başarı Ödülü’ne lâyık görüldü. Yitik Kuzular Ankara Halk Tiyatrosu’nda sahnelendi, Toprak Kovgunları ise “Sarmaşık Mahallesi” adıyla (bu eser yanında bazı öyküleri de) radyoya uyarlandı.

Kemal Ateş’in eserleri: Çürük Kapı (1978 Hikaye), Toprak Kovgunları (1982 Roman), Türk Dili ve Kompozisyon Bilgileri (1986 Araştırma), Yitik Kuzular (1987 Roman), Geç de Olsa (1989 Roman), Yitik Kuzular (1989 Tiyatro), Bir Şarkıyı Dinlerken (1995 Hikaye), Gülten Dayıoğlu’nun Çocuk Romanları (1998 İnceleme), Öğretemediğimiz Türkçe (1999 Araştırma),

Küskün Fotoğraflar (2004 Hikaye), Türkçe Mahzun Ben Mahzun (2005 Deneme), Dil Hurafeleri (2010 İnceleme), Bir Başka Şehir (2010 Roman), Veresiye Defteri (2011 Roman), Saklı Sözlük (2016 İnceleme), Kendi Diliyle Kavrulmak (2019 Deneme).

Paylaşın

Kemal Yalçın Kimdir? Hayatı, Eserleri

5 Eylül 1952 yılında Denizli’nin Honaz İlçesi’nde dünyaya gelen Kemal Yalçın, Isparta Gönen Öğretmen Okulunda okudu. İstanbul Çapa Yüksek Öğretmen Okulu ve İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünü bitirdi.

Kırşehir-Kaman, İstanbul-Kabataş ve Bakırköy Liselerinde felsefe öğretmenliği yaptı. 1978’de öğretmenlikten ayrılarak gazetecilik ve yayıncılık yaşamına girdi. 12 Eylül askeri darbesinden sonra Ocak 1982’de Almanya’ya yerleşti. Bremen Üniversitesi Felsefe Bölümünde “Bilgi teorisi, Türkiye’de felsefi düşüncenin gelişimi ve Şeyh Bedreddin” konusu üzerinde çalıştı. Essen Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümünde, “Türkçe Anadili Derslerinde şiir ve öykünün işleniş yöntemleri” konulu dersler verdi. 1989’dan beri Bochum şehrinde Türkçe Anadili Dersi öğretmenliği yapmaktadır.

Yalçın’ın kitapları Almanca, İngilizce, İtalyanca, İspanyolca, Yunanca, Fransızca, Farsça, Flamanca, Batı ve Doğu Ermenice dillerine çevrilmiştir. Yazar, Emanet Çeyiz adlı kitabıyla 1998’de Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Özel Ödülünü, 1998’de Kültür Bakanlığı Roman Başarı Ödülü’nü, 1999’da ise Türkiye-Yunanistan Dostluk ve Barış Ödülünü almış; kendisine yedi dile çevrilen Seninle Güler Yüreğim adlı belgesel romanının İngilizce baskısının tanıtım toplantısı için Knights and Daughters of Vartan adlı kültür kuruluşu tarafından 28 Ekim 2017 günü Vartan Hayat Boyu Başarı Ödülü verilmiştir. Halen Almanya’da yaşamaya devam eden Kemal Yalçın, eserlerini burada yazmaktadır.

Edebi hayatına şiirle başlayan Kemal Yalçın, ilerleyen dönemlerde roman yazmaya başlar. Romanlarının büyük çoğunluğunu tarihi romanlar oluşturur. Romanlarını hazırlarken alan araştırmalarından ve belgelerden sıklıkla istifade eder. Özellikle Birinci Dünya Savaşında yaşananlar, savaş karşısında Anadolu coğrafyasının durumu, bölgede yaşayan Türk, Yunan, Ermeni ve Kürtlerin hayatı eserlerinde geniş yer bulur. Romanlarını hazırlarken coğrafyayı tanımak için seyahetler yapan yazar, tarihin tanıklarıyla görüşmeye özen gösterir.

Örneğin Emanet Çeyiz adlı romanında mübadele bağlamında Ege’nin iki yakasındaki dostluğu konu edinirken Seninle Güler Yüreğim adlı romanında yine tarihi bilgilerden hareketle 1915 Olayları sırasında yaşayan Türk, Ermeni ve Kürtlerin hayatları hakkında bilgiler aktarır. Yine benzer bir konuyu ele aldığı Sarı Gelin adlı romanında Adıyaman’ın Kahta ilçesinde yaşayan ve ötekileştirilen Ermenileri anlatır. Yalçın, Almanya’daki Türk çocuklarının Anadili Türkçe eğitimlerine ilgili de eserler kaleme almıştır.

Kemal Yalçın’ın eserleri: Roman: Emanet Çeyiz, Seninle Güler Yüreğim, Sarı Gelin / Sari Gyalin, Haymatlos – Dünya Bizim Vatanımız, Süryaniler ve Seyfo.

Şiir: Sürgün Gülleri, Geç Kalan Bahar, Barış Sıcağı.

Paylaşın

Kenan Hulusi Koray Kimdir? Hayatı, Eserleri

1906 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Kenan Hulusi Koray, 23 Mayıs 1943 yılında Adapazarı’nda yedek subayken tifüse yakalanarak vefat etti. Kenan Hulusi Koray’ın kabri Adapazarı’ndadır.

Lise öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi’nde tamamladıktan sonra üniversite öğrenimi için İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne kaydolduysa da bu okulu bitirmeyip gazetecilik ile ilgilenmeye başladı. 1934’te girdiği Vakit gazetesinde yazı işleri müdürlüğü görevini üstlendi. Geniş kesime ulaşan hikâyelerinin birçoğunu bu gazetedeyken yayımladı.

Kenan Hulusi Koray, üniversite yıllarında (1927-1928) Servet-i Fünun dergisinde ilk hikâyelerini yayımladı ve ilgi topladı. 1928’de Yedi Meşaleciler olarak tanınan edebî topluluğun yayın organı Meşale’de yazmaya başladı.

Behçet Necatigil, onun “Yedi Meşale topluluğunun tek nasiri” olmasına dikkat çeker. Gerçekten de topluluğun diğer bütün üyeleri şairdir ancak Koray’a bu topluluk içinde “hikâye şairi” denilmektedir. M. Kayahan Özgül, bu durumu, yazarın kimi hikâyelerindeki “mısraı andırır sentaksı, şiir dili ve imaj zenginliği ile Yedi Meşale şairlerinin prensiplerine yakın [olması]”na bağlar.

Yazarın ilk kitabı da bu dönemde kaleme aldığı Bir Yudum Su (1929) adında uzun bir hikâyeden oluşur. Takip eden yıllarda yazar, Mektep ve Muhit dergilerinde hikâyelerini yayımlamayı sürdürür. Koray, korku türünde ve gotik diyebileceğimiz tarzda hikâyeleriyle de Cumhuriyet dönemi edebiyatı içinde farklılık oluşturan yazarlardandır. Yazarın ilk kez 1938 yılında Vakit gazetesinde tefrika edilen bir de romanı vardır: Osmanoflar. O dönemde özellikle Sait Faik Abasıyanık’ın kitaplaşmasını çok istediği bu eser, ancak yıllar sonra, 2004’te İnci Enginün’ün çabalarıyla kitap olarak yayımlanabildi.

Koray’ın hikâyeciliği 1930’lara kadar hayli egzotik konulara dayalı süslü bir üsluba sahipken bu tarihten itibaren gazeteciliğe başlamasıyla değişikliğe uğrar. Bekir Sıtkı Kunt’a göre, 1930’a kadar “hep renkli, ahenkli, Japon fenerleri gibi süslü, krizantemlerle bezeli, şiirli nesirler” yazan Koray, gazeteci olduktan sonra “halkı, köylüyü, işçiyi anlatan, realist hikâyeler yazmaya başlar”. Ondaki bu realist yöndeki değişimi bir geriye gidiş olarak görenler kadar olumlu karşılayanlar da olmuştur.

Söz gelimi, Ömer Faruk Toprak, yazarın Bahar Hikâyeleri kitabıyla görülen realist yazın anlayışını değerlendirirken Kenan Hulusi’de öyküyü zevkle okutan biçemin varlığından söz eder ve “realizmin toplumsal ve estetik olanakları içinde bu noktalar göz önünde tutulursa istenen özellikte öykünün yazılabileceğini” ifade eder. Kenan Hulusi, kısa sayılabilecek yazın hayatı içerisinde bunu başarmış sayılabilir. Özellikle küçük hikâye tekniğine önem vererek bu yolda ciddi bir mesafe kat etmiş, sonraki yazarlar için örnek olmuştur. Ayrıca onun Maupassant tarzı olarak da bilinen olay hikâyeciliği tekniğinde ısrar etmiş olması da gözden kaçmamaktadır. Koray’ın korku türünde yayımladığı hikâyelerin ise bütün orijinalliğine rağmen yeterince üzerinde durulmamıştır.

Kenan Hulusi’yi edebiyat camiası içinde beğenen hatta onu usta belleyen önemli bir yazar Sait Faik’tir. O, bir röportajında Koray’ın harikulade récit (nesir) ve hikâyeler yazdığına dikkat çeker. Behçet Necatigil de Koray’ın olgunluk eserlerini vermeye başlamışken aramızdan ayrıldığını belirterek bu sebeple onun erken ölümüne üzülenlerdendir. Yazarın günümüzde farklı yayınevlerince bir arada yayımlanan eserleri ciddi bir gözle değerlendirilmeye muhtaçtır.

Kenan Hulusi Koray’ın eserleri: Osmanoflar (Roman 1938 – 2004), RBK Pansiyonu (1938), Bahar Hikayeleri (Öykü 1939), Son Öpüş (1939), Bir Otelde Yedi Kişi (Öykü 1940), Bir Yudum Su (Öykü 1929 – 1944), Hikayeler (1973), Beşer Dakikalık Hikayeler (2000), Yaz ve Aşk Hikayeleri (Ekim 2004-Derleme), Miras Keçe (2009).

Paylaşın

K. Işık Kansu Kimdir? Hayatı, Eserleri

1956 yılında Tokat’ın Turhal İlçesi’nde dünyaya gelen K. Işık Kansu, ilkokul, ortaokul ve liseyi, TED Ankara Koleji’nde tamamladı. 1978’de Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1975’te Rüzgarlı Sokak’ta “Ankara Ekspres” gazetesinde çalışmaya başladı.

Daha sonra Flaş Ankara gazetesinde ve Özgür Toplum dergisinde muhabirlik ve sayfa sekreterliği yaptı. 1978 yılında Cumhuriyet Gazetesi’ne girdi. Cumhuriyet gazetesinde muhabirlik, istihbarat şefliği, haber müdürlüğü ve yazarlık yaptı. 2018’de Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreterliği’ne seçildi. Hâlen Cumhuriyet gazetesinde “Ankara Kulisi” adlı köşenin yazarıdır.

İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı da yürütmektedir. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde; ayrıca TÖMER’in “Yaratıcı Yazarlık Kursu” ile Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nın “Araştırmacı Gazetecilik Kursu”nda “uygulamalı habercilik, röportaj yazarlığı ve gazetecilik” dersleri verdi, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde de iki yıl boyunca “Gazete Yazı Türleri” dersine girdi.

2019 yılında yurtsever şair, yazar, hekim Ceyhun Atuf Kansu’nun doğumunun 100. yılı kapsamında düzenlenen resim, fotoğraf ve karikatür sergileri, beste yarışması, açık oturumlar vb. etkinliklerin düzenlenmesine öncülük etti.

Cumhuriyet gazetesi için Yunus Nadi’nin, Atatürk’ün ölümünden hemen sonra kaleme aldığı “Atatürk’ün Nitelikleri” (2019) adlı yazı dizisinin günümüz Türkçesi ile yayınlanmasını sağladı. Yine Cumhuriyet gazetesi için “Belge ve Anılarla 30 Ağustos Zaferi” (2019) ve Öğretmen Şiirleri (2019) adlı kitapçıkları derledi.

Yazdığı kısa öyküler; Dünyanın Öyküsü, Çağdaş Türk Dili, Sincan İstasyonu, Düşün Yazıları, Pusula, Kıyı, Patika dergilerinde yayımlandı.

Cumhuriyet’in 75. yılı nedeniyle kurguladığı “Yaşasın Cumhuriyet” adlı çocuklar için eğitsel kutu oyunu, çeşitli kamu kuruluşları aracılığıyla ilköğretim öğrencilerine dağıtıldı. Aynı oyun, 2020 yılında Cumhuriyet Kitapları’ndan yeniden yayımlandı. Yine çocuklar için bir eğitsel masa oyunu olan “Akıl Köşkünün Hazinesi” adlı oyuncağı karikatür sanatçısı Murat Sayın ile birlikte kurguladı.

Kültür Bakanlığı’nın katkılarıyla hazırlanan; Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’nın yaşamının aktarıldığı “Yurtseverlik Öğretmeni” ve Cumhuriyet gazetesinin kuruluş sürecinin anlatıldığı “Yenigün’den Cumhuriyet’e” adlı iki belgeselin metnini yazdı. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nca hazırlanan “İz Sürerken” adlı belgeselin hazırlanmasında görev üstlendi. Şair Ceyhun Atuf Kansu’nun 100. doğum yıldönümü (2019) nedeniyle hazırlanan belgeselin yapımcılığını üstlendi.

Gazeteci-yazar Uğur Mumcu’nun yazılarından yola çıkarak kaleme aldığı “Bugün Ne Yazsam?” adlı müzikli oyun ilk kez 2002’de sahnelendi. Samsun Sanat Tiyatrosu, aynı oyunu Anadolu’nun birçok il ve ilçesine taşıdı.

Karikatürist Murat Sayın ile birlikte hazırladıkları çizgi-yazı sergisi Ocak 2009’da Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı salonlarında açıldı. Aynı sergi, Haziran 2009’da Bartın Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından bu ilimizde yurttaşların beğenisine sunuldu.

Yazıları üzerine Ankara Mithatpaşa Caddesi üzerinde bulunan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin neredeyse yıkılmak üzere olan evi Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırılarak onarıldı.

Yine yazıları üzerine Çankaya Belediyesi, Ankara’nın Dikmen tepelerine özgü Dikmen alıcı (Crataegus Dikmensis) ve onu tüm dünyaya tanıtan Ord. Prof. Hikmet Birand adına Dikmen Keklikpınarı’nda 2010’da bir park açtı.

Aralarında Çağdaş Gazeteciler Derneği Mustafa Ekmekçi Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Uğur Mumcu Ödülü, Bülent Dikmener Haber Ödülü, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Ödülü, Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı Ödülü, Antalya Belediyesi Uğur Mumcu Ödülü, Türk Tabipleri Birliği Gazetecilik Ödülü, Ziraat Mühendisleri Odası ve Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Gazetecilik Ödülü, Mülkiyeliler Birliği Onur Ödülü ve Dil Derneği Onur Ödülü’nün de yer aldığı çeşitli ödüllere değer görüldü.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı (KİGEM), Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği ile Dil Derneği üyesidir.

K. Işık Kansu’nun eserleri: Ayrıntının İzdüşümü (Röportajlar-1996), Emperyalizmin Yeni Masalı Küreselleşme (Söyleşiler, 1996 – 4. basım), Buza Yazılan Serüven (Köşe yazıları, 1997), Yeni Sağ Yeni Aldatmaca (Söyleşiler,1997), Petrolcünün Bağımsızlık Ateşi (Eski Enerji Bakanı İhsan Topaloğlu’nun anıları, 1998), Masaldan Bunalıma Yeni Dünya Düzeni (Söyleşiler, 1999),

Yurtseverlik Öğretmeni Ahmet Taner Kışlalı’nın Ardından Derleme, Mehmet Açıktan ile birlikte, 2000), Çocukluğa Yolculuk (Öyküsel röportajlar, 2002), AKP’nin Kamu Yönetimi Reformu (Söyleşiler, 2004), Akasyalı Sokaklar (Denemeler, röportajlar, 2007, 2. baskı 2015 ), Prof. Dr. Bilsay Kuruç ile Söyleşiler- Kriz (2009), Ufukta Bora Alabora (Karikatürist Murat Sayın ile birlikte, 2010),

Mayıs ile Eylül (Masal, 2010, 3. Baskı 2023), Cumhuriyet Eğitim Devriminin Mülkiyeli Mimarı Nafi Atuf Kansu (Metin Atuf Kansu ile birlikte- Araştırma, 2011), Geçmişi Silinen Kentler (Derleme, 2011), Kan Denizindeki Mercek (Anılar, röportajlar, 2012, 2. baskı 2016), Rabıta’nın Zabıtası – AKP Kadrolarının Özgeçmişi (Araştırma, 2013- 5. basım, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Ödülü), Karabasan (Öykü, 2013),

Bir Ortaçağ Hayaleti- Ensarlı Eğitim (Araştırma, 2017- 2. Baskı 2018), Yurt Kemiricileri (Araştırma, 2018, 2. Baskı)
Yazarların Ankarası (Derleme, 2011), Bağımsızlık Savaşı’nda 38. Alayla Samsun’dan İzmir’e (Yedek Teğmen A , Şevket’in anıları, 2019, Yayına Hazırlama), Bağımsızlık Devrimcisi (Ceyhun Atuf Kansu, 2018, Yayına Hazırlama)
Kurtuluş, Uyanış, Direniş (Ceyhun Atuf Kansu, 2019, Yayına Hazırlama), “Baba Yağmur Bitti” (Ceyhun Atuf Kansu, 2019, Yayına Hazırlama),

Serçe Konağı (Çocuk Şiirleri, 2019), Kemalizmi Anlamak (Ceyhun Atuf Kansu, 2020, Yayına Hazırlama), Salgın Sonrası Yeni Dünya Düzeni (Derleme, 2020, Prof. Dr. Haluk Erdem ile birlikte), Yurdumuzu Şen Edeceğiz (Ceyhun Atuf Kansu, 2020, Yayına Hazırlama), Yaşasın Cumhuriyet (Çocuk Kutu Oyunu, 1998 1. baskı, 2020 2. baskı), Keloğlan Kukla Oyunu (Çocuk Oyun Kitabı, 2020),

Cumhuriyetçi Olmak (İnceleme, 2021), Türk Yazınından Seçme Öyküler (Yayına Hazırlama ve Yalınlaştırma, 2022), Atatürk’ün İzmit Basın Toplantısı (Yalınlaştırma, 2022), İlk, Orta ve Öğretmen Okullarına-Resim-Elişleri ve Sanat Eğitimi -İsmail Hakkı Tonguç (Günümüz Türkçesine Yalınlaştırma, 2023), Atatürk’ün El Yazıları ile Yurttaşlık Bilgileri (Yalınlaştırma-2023).

Paylaşın

Kanat Güner Kimdir? Hayatı, Eserleri

1970 yılında Muş’ta dünyaya gelen Kanat Güner, 4 Nisan 1998 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. 11 yaşında ailesiyle birlikte Malatya’ya taşındı. 17 yaşına kadar burada yaşadıktan sonra 1987 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni kazandı ve İstanbul’a taşındı.

Üniversite hayatı devam ederken amatör düzeyde tiyatroyla ilgilendi, eroin bağımlısı oldu, uzun süreler bağımlılıkla mücadele etti. 1997 yılında yaşamından ilham alarak Eroin Güncesi kitabını çıkardı.

Çeşitli dergilerde yazıları yayınlandı. 4 Nisan 1998’de Eroin Güncesi kitabı için Taksim İş Bankası Sanat Galerisi’nde imza günü düzenlendi. Güner, aynı günün akşamı Beyoğlu Sineması’nın tuvaletinde aşırı dozda uyuşturucu madde alarak intihar etti.

Ölümünden sonra kız kardeşi Sonat Antepli’nin yardımıyla Ada 4-4910 isimli kitabı çıktı. Ada 4-4910 kitabının adı Kanat Güner’in mezarının parsel numarasından gelmektedir. 2007 yılında Eroin Güncesi kitabı Şekip Taşpınar tarafından tiyatro oyununa uyarlandı, Adana Tiyatro Derneği tarafından sahnede oynandı.

Kanat Güner’in eserleri: Eroin Güncesi (1997), Ada 4-4910 (1998).

Paylaşın