Böbrek Taşı nedir? Belirtileri, Tedavisi

Böbrek kanalları içerisinde genellikle bilinmeyen nedenlere bağlı olarak bazı minerallerin birleşerek oluşturduğu sert yapılara böbrek taşı adı verilir. Renal lithiasis veya nefrolitiyazis denilen böbrek taşları tek böbrekte oluşabileceği gibi her iki böbrekte de görülebilmektedir.

Erkeklerde kadınlara oranla 3 kat daha yaygın olarak görülen bu hastalık, bir kez oluştuğu takdirde tedavi ile yok edilse bile çoğunlukla tekrarlama eğilimi gösterir. Her yaşta görülebilmekle birlikte 30’lu yaşlardaki bireylerde daha sık gözlenir. Böbrek taşları tedavi edilmemesi durumunda böbrek kanallarının tıkanmasına yol açar ve bu da böbrek içerisinde basınç artışına neden olarak şiddetli ağrı ile birlikte organın fonksiyonlarında bozulmalara sebebiyet verir. Bu nedenle böbrek taşı olan bireyler, ağrıları olmasa bile mutlaka tedavi olmalıdır.

Nedenleri;

Böbrek taşı oluşumunda birden fazla faktör etken rol oynayabilir. Böbrek taşı oluşmasında birkaç faktörün bir araya gelmesi riski artırabilmektedir.

  • Yetersiz sıvı alımı: Vücutta yeterli su olmaması böbrek taşı oluşmasında önemli bir etkendir. Gün içinde yeteri oranda su içilmemesi idrarla atılan taş öncüsü maddelerin yoğunluğunu artırır ve idrarı asidik hale getirebilir. Bu durumda böbrek taşı oluşumuna neden olabilir. Sıcak iklimlerde yaşayanlar ve çok fazla terleyenler de risk altındadır.
  • Cinsiyet: Erkeklerde kadınlara oranla daha fazla böbrek taşı oluştuğu bilinmektedir.
  • Genetik: Ailede böbrek taşı geçmişi olması yani genetik unsunlar böbrek taşı oluşumuna yol açabilir.
  • Daha önce böbrek taşı oluşan kişilerin tekrar böbrek taşı oluşturma ihtimali daha yüksektir. Özellikle 25 yaşından önce böbrek taşı oluşan kişilerde tekrarlayan böbrek taşları görülebilmektedir.
  • Beslenme de böbrek taşı oluşumunda etkili olabilir. Protein, sodyum veya şeker açısından yüksek bir beslenme düzeni böbrek taşına zemin hazırlayabilir. Yüksek protein düşük lif oranı içeren şekilde beslenmekten kaçınmak gerekmektedir. Özellikle yiyeceklerin çok fazla tuzlu tüketilmesi böbreklerden atılan kalsiyum miktarını artırır ve böbrek taşı riskini önemli ölçüde artırır.
  • Sindirim sistemi ameliyatı geçiren kişilerde risk oranı artabilmektedir.
  • Kilolu ve obez kişilerde böbrek taşı oluşabilir.
  • Polikistik böbrek ya da başka bir kistik böbrek hastalığı olan kişilerde böbrek taşı oluşma oranı daha fazladır.
  • Tek böbrekli olmak böbrek taşı oluşma riskini artırabilmektedir.
  • İdrarda sistin, oksalat, ürik asit veya kalsiyum oranlarının artmasına neden olan rahatsızlıklar böbrek taşı oluşumu riskini artırır.
  • Sıvı birikimini azaltmak için kullanılan ilaçlar, kalsiyum bazlı antasitler, bazı antibiyotikler ve ilaçlar böbrek taşı oluşumuna zemin hazırlayabilir.
  • Çok sık idrar yolu enfeksiyonu geçirmek, Crohn hastalığı, renal tübüler asidoz, hiperparatiroidizm, medüller sünger böbrek ve Dent hastalığı gibi rahatsızlıklar böbrek taşı oluşumu riskini artırır.
  • Uzun süre D vitamini ve kalsiyum takviyesi kullanmak böbrek taşlarının oluşumuna katkıda bulunabilmektedir.

Belirtileri;

Çok küçük taşlar, fark edilmeden idrar yolundan geçebilmekteyken, taş boyutları büyüdükçe böbrekte ve mesaneyi birbirine bağlayan tüpte (üreterde) sıkışabilirler.

Böbrek taşı olan hastalarda en sık görülen şikayet ağrıdır. Bazı hastalarda ağrı fark edilmeyecek kadar hafif düzeydeyken, bazılarında son derece şiddetli olabiliyor. Böbrek taşlarından kaynaklanan ağrılar genelde aralıklarla kendini gösterip kaybolan ağrılar şeklinde görülüyor. Hastalar ağrıyı genellikle “yan ağrısı” olarak tarif ediyor. Bu ağrı dışında, böbrek taşlarının  belirtileri şunlardır:

  • İdrar yaparken ağrı
  • İdrarda kan
  • Mide bulantısı ya da kusma
  • Sık idrara çıkma
  • Az miktarlarda idrar yapma veya idrar yapma zorluğu
  • Ateş ve titreme

Kimi hastalarda ise herhangi bir şikayet olmaksızın, başka amaçla yapılan tetkikler sonucunda da tesadüfen böbrek taşları saptanabiliyor.

Çeşitleri;

  • Kalsiyum taşları: Kalsiyum oksalat ve kalsiyum fosfat gibi kalsiyumun çeşitli bileşiklerinin oluşturduğu taşlardır. Tüm böbrek taşı vakalarının yaklaşık %75’i kalsiyum taşlarından oluşmaktadır.
  • Ürik asit taşları : Genellikle yüksek proteinli diyetle beslenen bireylerde görülen böbrek taşı türüdür.
  • Sistin taşları: Nadir görülen bir böbrek taşı türü olmakla birlikte genellikle metabolik bozukluklardan kaynaklıdır.
  • Sitruvit (enfeksiyon) taşları: Genellikle idrar yolu enfeksiyonlarından kaynaklanan bu taş türü, çok hızlı büyümesi nedeniyle kısa sürede ciddi böbrek hasarına yol açabilmektedir.

Teşhisi;

Böbrek taşı hastalığında hastanın öyküsü ve fizik muayene ile birlikte, burada tespit edilen bulguları desteklemek ve tanıyı netleştirmek amacıyla üriner sistem grafisi ve ultrasonografi yapılabiliyor. Bu iki tetkik birlikte kullanıldığında böbrek taşlarının çok büyük bir kısmı tespit edilebiliyor.

Taşa bağlı olarak zaman zaman görülen idrar yolu enfeksiyonları veya idrarda kanamanın tespiti için idrar analizi yapılıyor. Bunun yanı sıra taşların niteliğinin tespit edilmesinde veya nedenlerinin araştırılmasında kan tetiklerine başvurulabiliyor. Çok küçük taşların tespiti veya ameliyat planlanan hastalarda böbrek anatomisinin görülebilmesi amacıyla kontrastsız Bilgisayarlı Tomografi (BT) çekilebiliyor.

Böbrek taşlarının tespiti ve idrar yollarının değerlendirilmesinde kullanılan başka bir yöntem olan intravenöz piyelografide (IVP) hastanın damar yolundan röntgen altında tespit edilebilir bir ilaç veriliyor ve kan böbreklerden süzüldükten sonra ilaç idrar yollarından geçerken röntgen çekiliyor, böylelikle vücuttaki, böbrek taşları, idrar yollarındaki tıkalı alanlar ve böbreklerde kan akışı gözlemlenebiliyor.

Tedavisi;

Böbrek taşı rahatsızlığında tedavi süreci, taşın boyutu ve türü gibi faktörlere göre değişkenlik gösterir. Tedavide kullanılan bazı yöntemler aynı zamanda safra kesesi taşları tedavisinde de uygulanır. Bazı taşlar ameliyat yapılmaksızın birtakım ilaçlar yardımıyla eritilebilir. Özellikle küçük boyutlu taşlarda hekim önerisi doğrultusunda uygulanabilen ilaç tedavilerinin yanı sıra bol su tüketimi ile taşların idrar yolu ile atılımı sağlanabilir. Daha büyük boyuttaki taşlar için önceleri açık ameliyat uygulanmaktaydı. Fakat gelişen teknoloji ve tıbbın ilerlemesi ile zorlu bir iyileşme süreci gerektiren ve hastalığın tekrarlama olasılığını artıran bu yöntem, yerini daha yenilikçi uygulamalara bırakmıştır.

Erimeyen ve boyutu belirli bir düzeyin altındaki taşlarda ESWL (Extracorporeal Schock Wave Lithotripsy) olarak adlandırılan şok dalgaları ile taş kırma tedavisi uygulanabilir. Ayrıca idrar yolundan RIRS tedavisi olarak da bilinen Retrograd İntrarenal Cerrahi yardımıyla üreteroskopi ile taş kırma veya çıkarma işlemleri de uygulanabilir. Bazı durumlarda ise taşın böbrekten doğrudan çıkarıldığı kapalı böbrek taşı ameliyatı olarak da bilinen nefrolitotomi operasyonu tercih edilir. Tüm bu tedavi yöntemlerinden hangisinin tercih edileceği ürolog tarafından yapılan detaylı muayene sonrasında belirlenmelidir.

Hastalığın tedavisi kadar tedavi sonrası süreçte yeni taş oluşumlarının önüne geçilebilmesi adına böbrek taşlarından korunma yöntemlerini bilmek ve uygulamak da önem taşır. Bireyde oluşan taş türünün bilinmesi ve hastanın beslenme planında bu taşın oluşum riskini artıran besinlere yer verilmemesi gerekir. Ayrıca böbrekte taş oluşumlarının önlenmesi için bol su tüketimine özen gösterilmelidir. Eğer sizde de böbrek taşı sorunu var ise, şiddetli ağrıların oluşumunu beklemeden bir sağlık kuruluşuna başvurup tedavi sürecinizi başlatarak hastalığın yol açabileceği daha ciddi boyuttaki sorunların önüne geçebilirsiniz.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir