Hatimoğulları’ndan “Demokratik Anayasa” Çağrısı

Yeni anayasa tartışmalarına değinen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Demokratik bir anayasa bizim her daim talebimizdi. Çünkü şu anda Türkiye’deki mevcut olan yasa 82 Askeri Cunta Anayasası’nın ürünüdür” dedi ve ekledi:

“İktidar, bu mevcut Askeri Cunta Anayasası’nı dahi hayata geçirmedi, bunun da gerisine düşmüş durumdadır. Kayyım atamak ve Kobane Kumpas Davası, 82 Anayasası’nın da gerisine düşmektir. Bu iki örnek iktidarın anayasa anlayışını ortaya koymak bakımından da çok önemli. Yaşanan bu seçimden sonra açığa çıkan tablodan sonra bu iktidar bir anayasa süreci tartışmasını nasıl yürütecek bilmiyoruz. Onların yapacağı açıklamalar çerçevesinde göreceğiz.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, seçim sonrası yaptığı değerlendirmede yeni anayasa tartışmalarına değindi.

Artı Gerçek’ten Seda Taşkın’a konuşan Tülay Hatimoğulları, “Demokratik bir anayasa bizim her daim talebimizdi. Çünkü şu anda Türkiye’deki mevcut olan yasa 82 Askeri Cunta Anayasası’nın ürünüdür. İktidar, bu mevcut Askeri Cunta Anayasası’nı dahi hayata geçirmedi, bunun da gerisine düşmüş durumdadır. Kayyım atamak ve Kobane Kumpas Davası, 82 Anayasası’nın da gerisine düşmektir. Bu iki örnek iktidarın anayasa anlayışını ortaya koymak bakımından da çok önemli. Yaşanan bu seçimden sonra açığa çıkan tablodan sonra bu iktidar bir anayasa süreci tartışmasını nasıl yürütecek bilmiyoruz. Onların yapacağı açıklamalar çerçevesinde göreceğiz” dedi.

DEM Parti demokratik bir anayasa yapım sürecinin başlaması gerektiğini düşündüklerini ifade eden Hatimoğulları, “Ancak iktidarın kendi kendine oturup bir taslak hazırlamasıyla bu iş olmaz. Meclis’te temsiliyeti bulunan bütün siyasi partilerden oluşacak bir ortak çalışma grubunun acil oluşması gerekiyor. Herkesin temsil edilmesi gerekiyor. Bu çalışma gruplarının yerellerde oluşması gerekiyor. Bu grupların; Türkiye’nin her kesiminde, yerellerde demokrasi güçleriyle, emek meslek örgütleriyle, kadın hareketi, ekoloji, insan hakları mücadelesi veren hareket ve yapılarla, gençlikle, esnafla, işçiyle, çiftçiyle, her kesimle buluşmalar gerçekleştirmesi gerekiyor” diye konuştu.

DEM Parti olarak bütün görev ve sorumlulukları yapmaya hazır olduklarını belirten Hatimoğulları, “Olası erken seçim sürecine ilişkin de, normal şartlarda başka bir ülkede bu sonuçlar çıkmış olsaydı zaten bu iktidarın istifa etmesi gerekirdi. Ancak iktidarın ne yapacağını önümüzdeki süreçte göreceğiz. Bu iktidar iki şey yapabilir; birincisi gerçekten bu seçim sonuçlarında kendi meşrebince sonuçlar çıkartır ve uyguladığı bu politikalardan vazgeçer. İkincisi ise ki savaş sinyali çok veriyorlar.

Burada Kürt halkı üzerinde daha yoğun bir savaş ve çatışmayla gitme ihtimali de var. buradan gerilimi arttırabilir. Biz burada rücu etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu seçim sonuçlarını doğru okuyacaksa ne sınır ötesi operasyon yapmalıdır ne de Türkiye için de Kürt sorunundaki gerginliği, çatışmaları sürdürmelidir. Bu politikalarından dönmelidir. Erken seçim konusunu henüz partimizde değerlendirmedik, bir MYK ya da PM kararı ortaya çıkmış değil. Bayramdan sonra çok detaylı oturup değerlendireceğiz. Ama 31 Mart seçimlerinden çıkan tabloyu toplumun erken seçim talebi olarak okuyabiliriz” ifadelerini kullandı.

Söyleşinin tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Hatimoğulları, YSK’ya Seslendi: AKP’nin Koltuk Değneği Olmaktan Vazgeç

Şırnak’ta açıklamalarda bulunan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) seslenerek, “YSK, AKP’nin koltuk değneği olmaktan vazgeç. Türkiye’nin siyasi haritası değişmiştir. Türkiye’de artık AKP iktidarının istediği gibi borusunun ötmeyeceği bir yeni siyasi harita oluşmuştur. Bu siyasi haritaya bakarak 3-5 seneyi düşünmek zorundasınız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bugün YSK zaten güvenilirliğini yitirmiştir. Ancak şu saatten sonra alacağı kararlar için bizler YSK’yi asli görevini yerine getirmeye çağırıyoruz. Asli görevini yerine getir YSK. Senin görevin AKP’nin çıkarlarını korumak değil, iktidarın hırsızlarını korumak değil, halkın iradesini çalanları korumak değil. Senin görevin, yurttaşın seçme ve seçilme hakkını korumaktır.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Şırnak’ta seçim sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Hatimoğulları, şunları söyledi:

“Bugün Şırnak’tayız. AKP iktidarı 31 Mart’ta Şırnak halkının iradesini asker ve polisiyle gasp etmiştir, seçimi çalmıştır, gayrimeşrudur. 31 Mart seçimleri tarihe Şırnak açısından böyle geçecektir. Seçim çalışmalarımız süresince Türkiye’nin birçok yerinde askerin ve polisin baskısını gördük. Doğrudan seçim çalışmalarına müdahalelerini gördük. Ayrıca tam 32 merkeze, belediye kazandığımız 32 merkeze asker ve polis kaydırdıklarını biliyoruz. Ancak Şırnak’taki durumun benzerini başka yerde görmedik. Şırnak’ı adeta açık hava karakolu haline getirmiş bu iktidar.

Şırnak’ta seçim günü bulunan her iki kişiden biri asker veya polisti. Elimdeki bir notu sizinle paylaşmak isterim. Tümgeneral Ömer Keçecigil İlköğretim Okulunda sadece ve sadece askerler oy kullanmış. 5 bin 940 seçmen, 5 bin 940 erkek. Aileleri burada değil, herhangi bir konutta ikamet etmiyorlar. Ama bunlar sadece bir okulda oy kullanmışlar ve o okuldan tamamen AKP çıkmış. “Konuş, sen nerelisin?” diyen Şırnaklı abimiz aslında bu seçimin fotoğrafını çizmiştir. Şırnak’ta seçimleri asker ve polis çalmıştır.

Şırnak’ta şu an mazbatayı alan belediye başkanı meşru değildir. Hırsızlıkla Şırnak halkını yönettiğini zanneden, Şırnak sokaklarında onursuzca yürümeyi göze alarak bu görevi kabul eden bu belediye başkanına derhal istifa etmesi çağrısı yapıyoruz. Şırnak halkı seni istemiyor. Kayıtlara “hırsız başkan” olarak girdin. Bu yaftayla Şırnak’ta belediyeyi yönetebileceğini sanıyorsan, bu onursuzluğu üzerinde taşıyacaksan evet korumalarınla gezmeye devam edebilirsin. Ancak bizim açımızdan belediye başkanı, bu sokaklarda aldığı oyları büyük bir gururla taşıyarak dolaşandır.

Oysa, biraz önce kurumlar adına konuşan arkadaşımızın da dediği gibi, Şırnak’ta hiçbir zaman bulunmamış olanları, Şırnak’ın yolunu bilmeyenleri seçim sabahı otobüslerle taşıdılar ve Şırnak halkının iradesini gasp ettiler. Üstelik sadece Şırnak’ta da değil, Uludere ve Beytüşşebap’ta da durum aynı şekilde. Hırsızlıkla atanmış belediye başkanlarınca sözüm ona kazanılmış seçimler… Biz bu seçimleri gayrimeşru görüyoruz. Biz bu seçimleri çalınmış olarak ilan ediyoruz. Beytüşşebap, Uludere ve Şırnak’taki belediye başkanlarını hırsız ilan ediyoruz, gayrimeşru ilan ediyoruz.

“YSK, AKP’nin koltuk değneği olmaktan vazgeçmelidir”

Bizim oylarımızı her yerde çalmaya kalkıştılar. Bitlis’te ve birçok yerde itirazlarımızı reddeden YSK, şimdi de Şırnak’la ilgili konuyu görüşecek. Biz buradan çağrımızı yineliyoruz. YSK, AKP’nin koltuk değneği olmaktan vazgeçmelidir. Türkiye’nin siyasi haritası değişmiştir. Türkiye’de artık AKP iktidarının istediği gibi borusunun ötmeyeceği bir yeni siyasi harita oluşmuştur. Bu siyasi haritaya bakarak 3-5 seneyi düşünmek zorundasınız. YSK zaten güvenilirliğini yitirmiştir. Ancak şu saatten sonra alacağı kararlar için bizler YSK’yı asli görevini yerine getirmeye çağırıyoruz. Asli görevini yerine getir YSK. Senin görevin AKP’nin çıkarlarını korumak değil, iktidarın hırsızlarını korumak değil, halkın iradesini çalanları korumak değil.

Senin görevin yurttaşın seçme ve seçilme hakkını korumaktır. Şırnaklının, Bitlislinin, herkesin hakkını korumaktır görevin. Ve seni bu görevi yerine getirmeye davet ediyoruz. YSK bu görevi yerine getirmezse, o da bu iktidar gibi tarihin çöp sepetine atılacaktır. Ve tarihin çöp sepeti YSK’yı da tıpkı AKP-MHP iktidarı gibi hırsızlardan oluşmuş olan bir birim olarak anmaya devam edecektir. Buradan YSK’ya bir kez daha sesleniyoruz. Görevini yerine getir, Urfa’da verdiğin kararlardan geri dön. Siverek’te AKP adayının akrabaları ve yandaşları sandıkları ve pusulaları yaktı. Sonra kalkıp AKP, sandıklar yakıldı diye seçim tekrarı istedi ve YSK şimdi o seçimleri tekrarlayacak.

Urfa’da kazanamadıkları seçimi hileyle elimizden almaya kalkıyorlar ve üç yerde seçim tekrarlanacak. İkisiyle ilgili karar alındı. Üçüncüsü ile ilgili itirazlarımız şu anda YSK’da değerlendiriliyor. Bir kez daha YSK’ya sesleniyoruz. Urfa’da halkın iradesini, Şırnak’ta çaldığın gibi çalmana izin vermeyeceğiz. İptal ettiğin seçimleri oylarımızı katlayarak yeniden kazanacağız. Buradan da bütün halklarımıza sözümüz olsun.

Seçimleri ortadan kaldırmak isteyen AKP-MHP iktidarı, adeta padişahlık dönemi gibi emirlikler kurmak istiyor bu ülkede. Ama seçimlerde Türkiye halkları buna asla müsaade etmeyeceğini göstermiştir. Bu seçimde AKP ve ortaklarının yaşadığı hezimetin daha büyüğünü önümüzdeki seçimlerde yaşayacaklar. Çünkü halk kayyımcı rejime dur demek istiyor. Çünkü halk oy hırsızlarına, irade hırsızlarına, yaşamına müdahale edenlere artık geçit vermeyecek. Halk bu seçimlerde kırmızı kart göstermiştir.

DEM Parti olarak hangi itirazda bulunduysak itirazlarımız reddedildi. Ama AKP-MHP nerede itiraz ettiyse YSK kabul etti. Buradan bir kez daha Erdoğan’a diyoruz ki seçmen iradesine saygı duyacağını söylediğin balkon konuşmasının arkasında dur. Uludere’yle, Şırnak’la, Urfa ilçeleriyle uğraşmaktan vazgeç. Halklarımız iradesini çaldırmayacağını sana bir hezimet yaşatarak zaten göstermiştir. Bunun sonucunu ve gereklerini yerine getirmelisin.

“AKP’nin bu hırsızlıklarını teşhir etmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz”

Buradan bir kez daha uyarıyoruz. Halkın olanı halka bırakın. Dışarıdan getirdiğiniz seçmenle, 10 bini aşkın asker ve polisle Şırnak halkının iradesini gasp edemezsiniz. Bakın bu konuyla ilgili sadece Türkiye kamuoyunu bilgilendirmiyoruz. Tek tek hangi sandıkta oylarımız çalınmışsa, hangi sandıkta dışarıdan getirdiğiniz asker-polis oy kullanmışsa raporu tutulacak ve bütün Avrupa’yla paylaşılacak. Bütün dünya bilecek ki AKP burada yaşadığı bu hezimete rağmen hırsızlığa devam ediyor. Bunu bütün Avrupa bilecek, bütün dünya bilecek. Bizim mücadelemiz burada bitmiyor. Şırnak’ın mücadelesi Şırnak’la sınırlı kalmayacaktır. Burada halkımız iradesine sahip çıkmaya devam edecek. Bizler de Ankara’da Türkiye ve dünyanın dört bir yanında sonuna kadar hakkımızı aramak üzere, AKP’nin bu hırsızlıklarını teşhir etmek üzere çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Halkın olan halkın kalacaktır. Halkın iradesine hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Taşımalı askerlerle buradaki Kürt halkına diz çöktüreceğini zannediyorsan büyük yanılıyorsun. Büyük yanılıyorsun AKP. Kayyım atadığın yerleri katlayarak geri aldıysak, burada halkın iradesi var demektir. Askerinle, polisinle Kürt halkına, halklara diz çöktüremeyeceğini bu seçimde sana gösterdik. Bir kere daha göstereceğiz. Daha güçlü göstereceğiz. Şırnak halkıyla olmaya, bu dayanışmayı sürdürmeye, bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Hırsızlara asla geçit vermeyeceğiz. Hırsızlar derhal istifa.”

Paylaşın

Van’da Mazbata DEM Parti Adayı Abdullah Zeydan’a Verildi

Van’da mazbata Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Adayı Abdullah Zeydan’a verildi. Gelişmeyi DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, sosyal medya hesabından duyurdu.

Haber Merkezi / Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti), Van İl Seçim Kurulunun, Abdullah Zeydan’ın Van Büyükşehir Belediye Başkanı “seçilmemiş sayılması” ve mazbatanın ikinci sıradaki adaya verilmesi kararına yaptığı itirazı oy çokluğu ile kabul etti.

Karar doğrultusunda, Van’da yüzde 55 oy ile seçilen Abdullah Zeydan’a mazbatası verilecek.

Karara ilişkin YSK önünde açıklama yapan, DEM Parti YSK Temsilcisi Mehmet Rüştü Tiryaki de YSK’nin oy çokluğuyla itirazlarını kabul ettiğini belirterek, “Yüksek Seçim Kurulu’nun kararları bildiğiniz gibi kesin. Herhangi bir itiraz olanağı yok. Anayasa Mahkemesi denetimine de tabii değil. Dolayısıyla başvurulacak başka bir makam olmadığı için mazbata Abdullah Zeydan’a verilecek.” diye konuştu.

Öte yandan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da gelişmeyi sosyal medya hesabından duyurdu. Bakırhan, “Olması gereken oldu ve Van halkının iradesi hayat buldu. Hayırlı olsun” dedi.

Neler yaşandı?

Pazar günü yapılan yerel seçimlere resmi olmayan sonuçlara göre Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yüzde 55,48 oyla DEM Parti adayı Abdullah Zeydan kazanmıştı. AK Parti adayı Abdulahat Arvas oyların yüzde 27,15’ini, Yeniden Refah Partisi adayı Abdullah Sadıksoy da yüzde 5,37’sini almıştı. Van’ın tüm ilçelerinde de, yerel seçimleri DEM Parti kazanmıştı.

DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine, Pazar günü yapılan yerel seçimlerde Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Abdullah Zeydan’ın memnu (yasaklı) haklarının geri alındığını açıklamıştı. Memnu haklarının elinden alınması, Zeydan’ın seçilme hakkını yitirmesi, itiraz başvurularından sonuç çıkmazsa mazbatasının verilmemesi anlamına geliyor.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, halkın ortaya koyduğu iradeye saygı duyulması gerektiğini söyledi. Doğan, “Bu hukukun gereğidir, bu bir lütuf değildir. Alınan bu yanlış karardan derhal geri dönülsün” dedi.

Parti MYK’sından yapılan yazılı açıklamada da, partinin Van’da büyükşehir dahil, 14 belediyenin tümünü kazandığı anımsatıldı. Açıklamada, “Van halkı iradesini net ve en güçlü şekilde sandığa yansıtmıştır. Bu güçlü irade, aynı zamanda kayyım rejimine verilen bir cevaptır” denildi.

Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın itirazı üzerine, Abdullah Zeydan’ın memnu hakkının iadesi kararının hiçe sayıldığı vurgulandı: “Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanımız Abdullah Zeydan, tüm hukuki prosedürlerini tamamlayarak Yüksek Seçim Kurulu’na başvurmuş, adaylığı yapılan incelemeler sonucu YSK tarafından kabul edilmiştir. Zeydan, Van’da halkın büyük çoğunluğunun desteğini alarak seçilmiştir.

Ancak 29 Mart 2024 Cuma günü mesai bitimine 5 dakika, seçime 2 gün kala Adalet Bakanlığı idari bir karar ve yazıyla, 2022 yılında memnu haklarını alan ve tüm yasal denetimlerden geçen Zeydan’ın memnu haklarına itiraz etmiştir. Yetkili savcılık, talimat niteliğindeki bu idari itiraz yazısı üzerine kesinleşmiş memnu hak kararını veren mahkemeye yeniden başvurmuştur.

Mahkeme aynı gün kesinleşmiş memnu hak kararını geri almış ve memnu hak talebini reddetmiştir. Karar henüz kesinleşmeden, yani itiraz ve temyiz hakkı kullanılmadan hemen YSK’ye bildirimde bulunmuştur.”

Paylaşın

10 Soruda Abdullah Zeydan Krizinin Perde Arkası

Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partili (DEM Parti) Abdullah Zeydan’ın mazbatasının Adalet ve Kalkınma Partili (AK Parti) Abdulahat Arvas’a verilmesi tartışma yarattı.

Resmi olmayan sonuçlara göre Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yüzde 55,48 oyla Abdullah Zeydan kazanmıştı. Abdulahat Arvas oyların yüzde 27,15’ini, Abdullah Sadıksoy da yüzde 5,37’sini almıştı. Van’ın tüm ilçelerinde de, yerel seçimleri DEM Parti kazanmıştı.

DW Türkçe’den Alican Uludağ, Van’daki matbata krizi sürecinde yaşananları araştırdı.

Abdullah Zeydan’ın yargılandığı dava neydi?

Dönemin HDP Hakkari Milletvekili olan Abdullah Zeydan, dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından 4 Kasım 2016 tarihinde gözaltına alınarak tutuklandı. Bir dönem Selahattin Demirtaş ile birlikte Edirne Cezaevi’nde yattı. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, bir eyleminden dolayı 2017 yılında “terör örgütüne yardım” suçundan 5 yıl, “örgüt propagandası yapmak” suçundan ise 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verdi. Toplamda 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan Zeydan’ın cezası önce istinaf tarafından usulden bozuldu. Yeniden yargılama sonucunda Zeydan 2018’de aynı cezaya çarptırıldı. Yargıtay, 22 Aralık 2022’de bu cezayı onadı. Ancak cezasının tümünü infaz eden Zeydan 6 Ocak 2023 tarihinde tahliye edildi.

Memnu hakların iadesini ne zaman aldı?

Abdullah Zeydan, cezaevinden çıktıktan sonra avukatları aracılığıyla Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine başvurdu. Mahkemeye görüş veren savcılık talebin reddedilmesini istedi. Mahkeme, 4 Nisan 2023 tarihinde Zeydan’ın “terör örgütü propagandası yapma” suçundan kaynaklanan memnu (yasaklanmış) haklarının geri verilmesine karar verdi. Karar, savcılığın itirazı olmayınca 25 Nisan 2023’te kesinleşti. Mahkeme, bu kararı da gereği için 20 Haziran 2023 tarihinde Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstitastik Genel Müdürlüğüne gönderdi.

Bu arada Zeydan’ın avukatı Mahsuni Karaman, 29 Mayıs ve 29 Eylül 2023 tarihlerinde memnu hakların iadesi için iki kez daha mahkemeye başvurdu. Ancak her iki başvuruya ilişkin mahkeme, memnu hakların iadesi talebinin daha önce karşılandığı, sanık hakkında TCK’nın 53’üncü maddesinde düzenlenen dışında hak yoksunluğuna hükmedilmediği, bu nedenle yeni bir karar verilmesine yer olmadığına hükmetti. Cumhuriyet savcısı da karar öncesi verdiği mütaalada benzer bir görüşü savundu.

Zeydan’ın adaylık sürecinde itiraz geldi mi?

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Van Büyükşehir Belediye Eş Başkan adayının Abdullah Zeydan olduğunu 9 Şubat’ta açıkladı. Seçim takvimine göre belediye başkan adaylarının YSK’ya bildirilmesine ilişkin son tarih 20 Şubat olarak belirlendi. 24 Şubat’ta ise geçici aday listelerine itirazın son günüydü. 28 Şubat ise buna ilişkin yapılacak itirazların kesin olarak karara bağlanacağı tarih oldu. Ancak bu süreçte Abdullah Zeydan’ın adaylığına ilişkin AKP’den herhangi bir itiraz gelmedi. 3 Mart’ta Abdullah Zeydan’ın adaylığı kesinleşti.

Bakanlık nasıl devreye girdi, mahkeme ne karar verdi?

Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, 29 Mart 2024 Cuma günü Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yazı göndererek Zeydan’ın memnu haklarının kaldırılması kararının yasaya aykırı olduğunu savundu. Bunun üzerine savcılık, mahkemeden Zeydan ile ilgili daha önce verilen ve kesinleşen kararının kaldırılmasını talep etti. Mahkeme de seçime iki gün kala, yani 29 Mart günü saat 15.30 sularında Zeydan’ın yasaklanmış haklarının geri verilmesine ilişkin ek kararını kaldırdı.

Mahkeme gerekçesinde, İnfaz Yasası’na göre Zeydan’ın cezasının onandığı 20 Aralık 2022’nin üzerinden üç yıl geçmedikçe memnu hakların iade edilemeyeceği savunuldu. Mahkeme ayrıca, yasaklanmış hakların iadesi kararının savcılığa tebliğ edilip “görüldü” işleminin yapılmaması nedeniyle kesinleşmiş bir karardan söz edilemeyeceğini savundu. Karar, saat 16.55’te Adalet Bakanlığına gereği için gönderildi. Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü de aynı gün Zeydan’ın sabıkası olduğuna ilişkin adli siciline kayıt girdi.

Abdullah Zeydan’ın avukatlarının görüşü ne?

Zeydan’ın avukatı Mahsuni Karaman, mahkemeye verdiği dilekçelerde müvekkilinin cezaevinde toplam 5 yıl 2 ay 3 gün kaldığını kaydetti. Zeydan’ın 3 yıl 1 ay 15 günlük cezasının tutuklu kaldığı süreden mahsup edilmesini istediğini anlatan Karaman, bu süreçte mahkemenin bunu kabul ettiğini ve bu cezanın infazının 20 Aralık 2013 tarihinde tamamlandığını kaydetti. Karaman, bu nedenle yasanın aradığı üç yıl bekleme süresinin 20 Aralık 2019’da dolduğunu savundu.

AKP nasıl bir hamle yaptı?

Seçimlerin yapıldığı gün olan 31 Mart’ta AKP’nin adayı Abdulahat Arvas’ın avukatı Erdinç İpek ise Van İl Seçim Kuruluna başvurarak mahkemenin Zeydan hakkındaki memnu haklarının iadesi kararını kaldırıldığını belirtti ve Zeydan’ın adaylığının kaldırılmasını istedi. Arvas’ın avukatı, seçim sonuçlarının açıklandığı 1 Nisan’da da ikinci bir dilekçe vererek mazbatanın kendisine verilmesini istedi. Van İl Seçim Kurulu, 2 Nisan’da talebi kabul ederek Zeydan’ın seçilme yeterliliği olmadığından seçilmemiş sayılmasına ve mazbatanın en çok oy alan ikinci sıradaki adaya verilmesine karar verdi. Ancak bu karar kesin nitelik taşımıyor.

YSK’ya yapılan itirazın gerekçeleri ne?

Abdullah Zeydan’ın avukatı Mahsuni Karaman ve DEM Parti’nin avukatı Cihat Durmaz, bu kararın kaldırılması talebiyle 3 Nisan’da Yüksek Seçim Kuruluna başvurdu. Mazbatanın Zeydan’a verilmesi istenen dilekçede usulsüz olduğu iddia edilen memnu hakların iadesi kararının “kesinleşmemesi” tartışmasında Zeydan’ın bir dahlinin ve kusurunun bulunmadığı kaydedildi. Bunun mahkemenin sorumluluğunda olmasına karşın Zeydan’ın avukatlarının 10 Nisan 2023’te kararın savcılığa da tebliğ edilmesinin istendiği anlatıldı.

Memnu hakların iadesi kararını Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne gönderenin de mahkemenin kendisi olduğu belirtilen dilekçede, “Kararın kontrolünü yaptıktan sonra Adli Sicil Kaydına işleyen de Adalet Bakanlığı personelleridir. Keza bunu bir yıl boyunca muhafaza eden de bakanlıktır. Sabıka kaydı olmadığına ilişkin adli sicil belgesini veren de Adalet Bakanlığıdır” denildi. Zeydan’ın seçime girme hakkının mahkeme ve Van İl Seçim Kurulu tarafından verildiği de anlatılan dilekçede, “Asıl olanın seçmenin iradesinin tecellisidir” ifadeleri yer aldı. Ayrıca Zeydan’ın adaylığına AKP’nin süresi içinde herhangi bir itiraz yapılmadığına işaret edildi.

Hukukçular tartışmaya ne diyor?

Hukukçular, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin hem memnu haklarının iadesi kararının hem de kesinleşmiş bu kararını daha sonradan kaldırılmasını yasaya aykırı buluyor. Ceza hukukçusu Prof. Dr. Adem Sözüer, mahkemenin yasak hakların geri verilmesi kararının hatalı olduğunu belirterek “Çünkü yasak hakların geri verilmesi için gereken üç yıllık süre geçmemiştir” diyor. Ancak Adem Sözüer’e göre mahkemenin ikinci kararı da hatalı.

Sözüer, sosyal paylaşım platformu X’te yaptığı değerlendirmede. “Kesinleşmiş ilk karardaki yanlışı gidermek için verilen ikinci karar da yanlıştır. Çünkü ilk kararı veren Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, kesinleşmiş bir önceki kararım hatalıymış deyip onu kaldırıp yeni bir karar veremez. Kesinleşmiş kararla ilgili tüm hatalar, kararı veren mahkemece değil, olağanüstü kanun yolu olan kanun yararı sürecinde giderilebilir. Başvuru Adalet Bakanlığına yapılmalıdır” ifadesini kullandı.

Yani Adalet Bakanlığının başvurusu üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bu kararın kaldırılmasını ilgili Yargıtay dairesinden isteyebilir. Sözüer, bu nedenle mahkemenin kararını, hiçbir hukuki sonuç doğurmayan yok hükmünde bir karar olarak nitelendiriyor. Adem Sözüer, “Yok hükmünde, geçerliliği olmayan bir karara dayanıp, mazbatayı seçilen aday yerine ikinci sıradaki adaya veren İl Seçim Kurulu kararı da hukuka aykırıdır” derken yapılması gerekenin kanun yararına bozma yoluna başvurulması ancak kazanan adayın mazbatasının verilmesi olduğunu kaydetti. Hukukçu Ece Güner ise tüm sürecin tüm taraflar açısından ağır hatalar içerdiği gerekçesiyle en makul çarenin seçimlerin yenilenmesi olduğunu söylüyor.

DEM Parti bundan sonra ne yapacak?

YSK’nın son kararını bekleyen DEM Parti, siyasi ve hukuki olarak mücadeleyi sürdürme kararı aldı. DEM Parti Antalya Milletvekili Saruhan Oluç, yaşananları “Büyük bir hukuksuzlik. Kayyum atamasından bile daha beter bir durum” diyerek özetledi. Yarın benzer durumun İstanbul ve İzmir gibi kentler için de yaşanabileceğini kaydeden Oluç, iktidara da “Yarın genel seçimde de ikinci parti olduklarında aynısının kendisine yapılmasını isterler mi?” diye sordu. YSK’dan olumsuz karar çıkması halinde hem siyasi hem de hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini ifade eden Oluç, “Tek yol hukuku savunmaktır” dedi.

Diyarbakır’daki mahkemenin memnu hakların iadesi kararını “hatalı bile olsa” düzeltecek makamın Yargıtay olabileceğini anlatan Oluç, “Adalet Bakanlığı bize tuzak kurmuş, kumpas kurmuş” diye konuştu. AKP’li adayın başkanlığı kabul etmesi durumunda belediyeyi yönetemeyeceğini söyleyen Oluç, “Yüzde 55 oyla seçilen Bir Zeydan gerçeği var. 14 ilçenin tamamını alan bir DEM Parti var. Şimdi hırsızlık malı kolduğa oturup da Van’ı yönetemez. Sokağa çıkıp insanların yüzüne dahi bakamaz” dedi.

DEM seçimlerin yenilenmesini kabul eder mi?

Saruhan Oluç, YSK’nın yapması gerekenin mazbatayı Abdullah Zeydan’a vermesi gerektiği olduğunu söyledi. Oluç, Zeydan’ın adaylığında sorun görmeyip seçime girmesine izin verenin YSK olduğuna işaret ederek “YSK hukuku seçerse mesele çözülür” dedi. Oluç sözlerini “Seçimlerin yenilenmesi kararı verilirse biz kendimize güveniyoruz” diye sürdürdü.

Paylaşın

Dünya Basını “Abdullah Zeydan” Kararını Nasıl Gördü?

Abdullah Zeydan kararını, “Türkiye, seçimden iki gün sonra Kürt belediye başkanını hükümetin adayıyla değiştirdi” başlığı ile okuyucularına aktaran Reuters, haberinde şu ifadeleri kullandı:

“Salı günü Türk yetkililer, Kürt yanlısı partinin yeni seçilen belediye başkanının göreve başlamasını engelledi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin kaybettiği başka bir ilçede oylamanın yeniden yapılacağını duyurdu.”

Haberin devamında, “Kararı güneydoğudaki birçok ilde ve İstanbul’da protesto etmek için salı günü geç saatlerde toplanan yüzlerce kişi ‘Van’da darbe var’ sloganları attı” denildi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Parti Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’a ait mazbatanın AK AK Parti adayı Abdulahat Arvas’a verilmesi üzerine kentte yaşananlar, dünya basınında da yer aldı.

Birleşik Krallık merkezli Reuters haber ajansının, “Türkiye, seçimden iki sonra Kürt belediye başkanını hükümetin adayıyla değiştirdi” başlığı ile okuyucularına aktardığı haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Salı günü Türk yetkililer, Kürt yanlısı partinin yeni seçilen belediye başkanının göreve başlamasını engelledi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin kaybettiği başka bir ilçede oylamanın yeniden yapılacağını duyurdu.

Kararı güneydoğudaki birçok ilde ve İstanbul’da protesto etmek için salı günü geç saatlerde toplanan yüzlerce kişi ‘Van’da darbe var’ sloganları attı.”

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan, ve Tülay Hatimoğulları’nın açıklamalarını da aktaran Reuters’ta yaşananlar şöyle özetlendi:

“DEM’in açıklamasında açıklamada, “Bu yanlış karardan derhal vazgeçilmelidir” denildi. Parti eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları gazetecilere verdiği demeçte, DEM’in çarşamba günü seçim kuruluna itirazda bulunacağını söyledi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bunların adli meseleler olduğunu ve hükümetin müdahale edemeyeceğini dile getirdi.

Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP’nin lideri, belediye başkanlığını ikinci sırada bitiren kişiye devretmenin ‘Van halkının iradesini hiçe sayma anlamına geleceğini’ belirtti.”

ABD merkezli Associated Press (AP), “Pazar günkü yerel seçimler, geçen yıl düzenlenen cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerinde kazandığı zaferin ardından Erdoğan ve AK Parti için bir darbe oldu” ifadelerini kullandı.

Haberde, şöyle devam edildi: “Ana muhalefet partisi, İstanbul’u ve başkent Ankara’yı elinde tutarken başka yerlerde de büyük kazanımlar elde etti. Kürt yanlısı DEM Parti, yıllarca süren baskılara ve tutuklamalara rağmen Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgelerde çok sayıda belediyeyi kazandı.

DEM Parti’den Abdullah Zeydan’ın Van’da kazandığı zaferin ardından yaşananlar protestolara yol açtı. Polis, Van’daki gösteriyi dağıtmak için tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz kullandı. DEM, karara itiraz edeceğini bildirdi.

Ana muhalefetteki merkez sol Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) de bu hareketi kınadı ve Zeydan’a destek göstermek amacıyla partiden bir heyeti Van’a gönderdi.”

AFP ise, “Pazar günü yapılan yerel seçimlerde, Van’da DEM Parti’den Abdullah Zeydan yüzde 55’in üzerinde oy alırken, seçim otoriteleri son dakika mahkeme kararıyla seçimi iptal etti” diye yazdı.

Haberde, şu ifadeler yer aldı: “Geleceğin cumhurbaşkanı adayı olarak görülen İstanbul’un yeniden seçilen belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, X’te yaptığı paylaşımda kararın kabul edilemez olduğunu belirtti.

İmamoğlu, hükümet ve seçim komisyonunu halkın iradesine saygı duymaya çağırdı. DEM Parti’nin açıklamasında, Abdullah Zeydan’a mazbatasının verilmemesinin, iktidardaki AK Parti’nşn adayının yalnızca yüzde 27 oyla belediye başkanlığını almasının önünü açtığı belirtildi.”

Paylaşın

DEM Parti’den Abdullah Zeydan Kararının İptali İçin YSK’ya Başvuru

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Abdullah Zeydan’ın mazbatasının Adalet ve Kalkınma Partili (AK Parti) Abdulahat Arvas’a verilmesi kararının iptal edilmesi için Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvurdu.

Haber Merkezi / Yüksek Seçim Kurulu’na yapılan başvuruda, Zeydan’ın memnu haklarının iadesi kararının 4 Nisan 2023’te verildiği belirtildi. Başvuruda şu ifadelere yer verildi:  “Memnu hakların iadesine ilişkin kararı Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne gönderen de mahkemenin kendisidir. Bu konuda da müvekkilin bir kusurundan bahsedilemez.

Memnu hakların iadesi kararını kontrolünü yaptıktan sonra Adli Sicil Kaydına işleyen ise Adalet Bakanlığı personelleri olup bu hususta da müvekkilin bir dahli bulunmamaktadır. Keza bu Adli sicil kaydını yaklaşık 1 yıl boyunca bu şekilde muhafaza eden de yine Adalet Bakanlığıdır. Müvekkile, Van İl Seçim Kuruluna sunulmak üzere, sabıkası olmadığını gösteren Adli Sicil Kaydı Belgesini veren de Adalet Bakanlığıdır.”

Neler yaşandı?

Pazar günü yapılan yerel seçimlere resmi olmayan sonuçlara göre Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yüzde 55,48 oyla DEM Parti adayı Abdullah Zeydan kazanmıştı. AK Parti adayı Abdulahat Arvas oyların yüzde 27,15’ini, Yeniden Refah Partisi adayı Abdullah Sadıksoy da yüzde 5,37’sini almıştı. Van’ın tüm ilçelerinde de, yerel seçimleri DEM Parti kazanmıştı.

DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine, Pazar günü yapılan yerel seçimlerde Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Abdullah Zeydan’ın memnu (yasaklı) haklarının geri alındığını açıklamıştı. Memnu haklarının elinden alınması, Zeydan’ın seçilme hakkını yitirmesi, itiraz başvurularından sonuç çıkmazsa mazbatasının verilmemesi anlamına geliyor.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, halkın ortaya koyduğu iradeye saygı duyulması gerektiğini söyledi. Doğan, “Bu hukukun gereğidir, bu bir lütuf değildir. Alınan bu yanlış karardan derhal geri dönülsün” dedi.

Parti MYK’sından yapılan yazılı açıklamada da, partinin Van’da büyükşehir dahil, 14 belediyenin tümünü kazandığı anımsatıldı. Açıklamada, “Van halkı iradesini net ve en güçlü şekilde sandığa yansıtmıştır. Bu güçlü irade, aynı zamanda kayyım rejimine verilen bir cevaptır” denildi.

Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın itirazı üzerine, Abdullah Zeydan’ın memnu hakkının iadesi kararının hiçe sayıldığı vurgulandı: “Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanımız Abdullah Zeydan, tüm hukuki prosedürlerini tamamlayarak Yüksek Seçim Kurulu’na başvurmuş, adaylığı yapılan incelemeler sonucu YSK tarafından kabul edilmiştir. Zeydan, Van’da halkın büyük çoğunluğunun desteğini alarak seçilmiştir.

Ancak 29 Mart 2024 Cuma günü mesai bitimine 5 dakika, seçime 2 gün kala Adalet Bakanlığı idari bir karar ve yazıyla, 2022 yılında memnu haklarını alan ve tüm yasal denetimlerden geçen Zeydan’ın memnu haklarına itiraz etmiştir. Yetkili savcılık, talimat niteliğindeki bu idari itiraz yazısı üzerine kesinleşmiş memnu hak kararını veren mahkemeye yeniden başvurmuştur.

Mahkeme aynı gün kesinleşmiş memnu hak kararını geri almış ve memnu hak talebini reddetmiştir. Karar henüz kesinleşmeden, yani itiraz ve temyiz hakkı kullanılmadan hemen YSK’ye bildirimde bulunmuştur.”

Mahkemenin kararında temyiz beklenmedi

Zeydan 2021’de terör propagandası suçundan hüküm giydiği için seçilme hakkını kaybetmiş, ancak mahkeme 4 Nisan 2023 tarihinde bu suçtan kaynaklı memnu (yasaklanmış) haklarının geri verilmesine hükmetmişti. Mahkeme kararına yasal süre içinde itiraz gelmemiş ve Zeydan’ın adaylığı Yüksek Seçim Kurulunca da kabul edilmişti.

Adalet Bakanlığı’nın seçimlerden üç gün önce yaptığı itiraz üzerine mahkeme aynı gün, 29 Mart’ta Zeydan’a haklarının geri verilmesi yönünde kendi verdiği kararı geri almıştı. Bunun üzerine mazbata, seçimde ikinci gelen AKP’nin adayı Abdulahat Arvas’a verildi. Mahkemenin tutumunu eleştirenler, karara Yargıtay’da temyiz yolu açık olmasına rağmen bu sürecin beklenmemesini eleştiriyor.

Zeydan’ın seçilme hakkının elinden alınmasına karşı Van’ın yanı sıra Diyarbakır ve Şırnak gibi çeşitli illerde protesto gösterileri düzenlendi. Yer yer polisin müdahale ettiği gösterilerde gözaltına alınanlar oldu.

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’ndan tepki

Van’da yaşananlara Cumhuriyet Halk Partisi de tepki gösterdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “İkinci olana mazbata verme rezaleti Van halkının iradesine pusu kurmaktır. Van halkının iradesine saygılı olmak hepimizin boynunun borcudur” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, yaptığı balkon konuşmasında sonuçlara saygılı davranacağı şeklindeki sözünü hatırlatan Özel, “Orada öyle konuşup da sonra rakibinin üç katı kadar oy alan bir büyükşehir belediye başkanı varken ona tuzak kurup ikinci olana mazbatayı verme rezaletine kalkışırlarsa söylediği bütün sözler hükümsüz hale gelmiş olur” dedi.

CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu da hükümeti ve yargıyı halkın iradesine saygı duymaya çağırdı. İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Hukukçuların bütünüyle hukuk dışı buldukları bir karar gerekçe gösterilerek Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen DEM Parti adayına mazbatasının verilmemesi Van halkının iradesini tanımamaktır.

Bu kabul edilemez. Seçimlerin siyasi maksatlı yargı kararlarıyla gölgelenmesine karşı hep birlikte tepki göstermek ve demokrasiden yana tavır almak zorundayız. Milli iradenin üstünlüğü Cumhuriyetimizin temel değerlerinden biridir. Hükümeti ve mahkeme heyetlerini, son yıllardaki tavırları artık terkedip, asıl ve en büyük irade olan halk iradesine saygı duymaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

Van’da gösteri ve toplantılar yasaklandı

Van’da valilik her türlü toplantıyı ve gösterilere katılması muhtemel kişilerin kente girişini 15 gün yasakladı. Valilik, şu açıklamayı yaptı:

“Van ili coğrafi sınırları içerisinde 03/04/2024 tarihinden geçerli 17/04/2024 tarihi de dâhil olmak üzere (15) gün süre ile; Valilik ve Kaymakamlık makamlarınca uygun görülenler hariç olmak üzere, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu hükümlerine göre düzenlenecek gösteri yürüyüşü, açık hava toplantıları ve kapalı yer toplantılarının 2911 Sayılı Kanunun ilgili hükümlerine istinaden yasaklanması, yine Valilik ve Kaymakamlık makamlarınca uygun görülenler hariç olmak üzere, basın açıklaması, oturma eylemi ve anket yapılması, çadır ve stant kurulması/açılması, imza kampanyası düzenlenmesi, bildiri, broşür ve el ilanı dağıtılması ve her türlü protesto eylemi şeklindeki faaliyetlerin de 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11. Maddesinin (a) ve (c) fıkra hükümleri gereğince belirtilen tarihler arasında yasaklanması,

yine yukarıda belirtilen tarihler arasında, ilçelerimizden veya çevre illerden bireysel veya toplu olarak veya ilimiz güzergâhını kullanarak, başta yukarıda belirtilen paylaşımlarda bahsedilen konu ve benzer konulara ilişkin her türlü kanuna aykırı eylem/etkinliklere katılım sağlanmasının önlenmesi amacıyla, kanuna aykırı eylem/etkinliklere katılması muhtemel şahıs/şahıslar/grup/grupların 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11. Maddesinin (c) fıkra hükümleri gereğince, ilimiz ve ilçelerimize girişlerine, buralardan bireysel veya toplu olarak çıkışlarına izin verilmemesi hususunda Valilik makamınca karar alınmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Paylaşın

Van’da DEM Partili Zeydan’ın Mazbatası AK Partili Arvas’a Verildi

Van’da yüzde 55 oyla büyükşehir belediye başkanı seçilen DEM Partili Abdullah Zeydan’ın mazbatası AK Parti büyükşehir belediye başkan adayı Abdulahat Arvas’a verildi.

Haber Merkezi / Mazbatanın Abdulahat Arvas’a verilmesinin gerekçesi olarak Abdullah Zeydan’ın “memnu (yasaklı) haklarının geri alınması” gösterildi.

Van İl Seçim Kurulu, 31 Mart seçimlerinde Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) adayı Abdullah Zeydan’ın memnu hakkının (seçilme hakkı) geri alınması üzerine başlattığı inlemeyi tamamladı.

İl Seçim Kurulu, AK Parti adayı Abdulahat Arvas’ın şikayeti üzerine yaptığı inceleme üzerine Zeydan’ın seçilme yeterliliği olmadığına hükmetti. Kurul, mazbatanın en çok oy alan ikinci sıradaki AK Parti adayı  Abdulahat Arvas’a verilmesine karar verdi.

DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine, yerel seçimlerde Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Abdullah Zeydan’ın memnu (yasaklı) haklarının geri alındığını açıkladı. Açıklamada, partinin Van’da büyükşehir dahil, 14 belediyenin tümünü kazandığı anımsatıldı.

Açıklamada, “Van halkı iradesini net ve en güçlü şekilde sandığa yansıtmıştır. Bu güçlü irade, aynı zamanda kayyım rejimine verilen bir cevaptır” denildi. Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın itirazı üzerine, Abdullah Zeydan’ın memnu hakkının iadesi kararının hiçe sayıldığı vurgulandı:

“Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanımız Abdullah Zeydan, tüm hukuki prosedürlerini tamamlayarak Yüksek Seçim Kurulu’na başvurmuş, adaylığı yapılan incelemeler sonucu YSK tarafından kabul edilmiştir. Zeydan, Van’da halkın büyük çoğunluğunun desteğini alarak seçilmiştir.

“Ancak 29 Mart 2024 Cuma günü mesai bitimine 5 dakika, seçime 2 gün kala Adalet Bakanlığı idari bir karar ve yazıyla, 2022 yılında memnu haklarını alan ve tüm yasal denetimlerden geçen Zeydan’ın memnu haklarına itiraz etmiştir. Yetkili savcılık, talimat niteliğindeki bu idari itiraz yazısı üzerine kesinleşmiş memnu hak kararını veren mahkemeye yeniden başvurmuştur. Mahkeme aynı gün kesinleşmiş memnu hak kararını geri almış ve memnu hak talebini reddetmiştir. Karar henüz kesinleşmeden, yani itiraz ve temyiz hakkı kullanılmadan hemen YSK’ye bildirimde bulunmuştur.”

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, halkın ortaya koyduğu iradeye saygı duyulması gerektiğini söyledi. Doğan, “Bu hukukun gereğidir, bu bir lütuf değildir. Alınan bu yanlış karardan derhal geri dönülsün” dedi.

“Van halkının 245 bin oyuyla Van Belediye Eşbaşkanı seçildim”

Abdullah Zeydan ise partisinin il örgütünde yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Biliyorsunuz bir seçim süreci başladı ve bu süreçte bizler adaylar olarak yüksek seçim kurulundan başvurduk. Bir yıl önce mahkemenin bana verdiği memnu hakların iadesi yani yasaklanmış hakların iadesi kararı kesinleştikten sonra biz bu evraklarla yüksek seçim kuruluna başvurduk. Bir yıl önce mahkeme bana yasaklanmış haklarımın iadesini verdi ve bu karar kesinleşti.

Zaten YSK’nin istediği evrak da bu kararın kesinleşme evrakıdır. Adli sicilime de mahkeme tarafından yazı yazılarak işlendi. Ve YSK seçilme yeterliliğim önünde hiçbir engelin olmadığını ve aday olabileceğimi ilan etti. YSK benim adaylığımı ilan etti. Ve ben Neslihan eşbaşkanımızla birlikte halkın özgür iradesiyle Van halkının 245 bin oyuyla Van Belediye Eşbaşkanı seçildim.

Yüksek iradesiyle partisini sahiplenmesi 14 belediyenin, 14’ünü alması bu AKP’ni hukuksuzlara harekete geçirmiş. Cuma gecesi hiçbir yetkisi olmamasına rağmen karunsuzluk yapıyorlar biliyoruz ama kesinleşmiş bir kararı hiçbir yetkisi olmamasına rağmen mahkeme iki gün önce gece bu kesinleşmiş kararı başsavcılığın talimatıyla ortadan kaldırmış ve bu bahaneyle AKP koşarak gitmiş Van il kuruluna itiraz dilekçesi vermiş.

Peki ben adaylık başvurusu yaptığım zaman siz neden itiraz etmediniz? Peki benim adaylığımı YSK kabul ettiğinde ilana çıkardığında seçilebilme şartlarının oluştuğunu dünyaya ilan ettiğinde neden itiraz etmediniz? Bu açık ve seçik Van halkına karşı, Kürt halkına karşı, bu ülkede yaşayan 85 milyonun iradesine karşı yapılan bir darbedir. Bunun benim şahsımla, ülkenin ismimle bir alakası yok. Biraz hukuka inanan, halkın iradesine inanan, vicdan sahibi herkes bu hükümsüzlüğün karşısında durmalı. Biz halkımızın özgür iradesiyle seçildik.

Van halkının 340 bin insanın, onların şerefini kurtarmak bizim namuslu şeref borcumuzdur. Bu halkın iradesini ezerek o koltuğa oturmayı düşünenlere söylüyorum, eğer benim canıma mal olsa da ben bunu kabul edersem ben şerefsizim. Vicdanı olan, haysiyeti olan herkesin bu tuzağa, bu kumpasa karşı çıkması gerekiyor.

Biz halkımızın iradesini her yerde savunacağız. Sokakta savunacağız, parklarda savunacağız ve halkımıza çağrı yapıyoruz. İradenize sahip çıkın. İradenizle oynayan bu insanlara fırsat vermeyin. Biz sokak sokak karşınıza çıkacağız. Biz sizin iradeniz hukuki olarak da tecelli edene kadar bu yanlış karar YSK’den dönene kadar biz hakkımızı arayacağız. Asla boyun eğmeyeceğiz.”

Memnu hak nedir?

Memnu, men edilmiş ya da yasaklanmış anlamına geliyor. Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü maddesi kişinin belli haklardan yoksun bırakılmasını düzenliyor. İşlenen suçun kasıtlı olması, hapis cezasına hükmedilmesi, failin 18 yaşını doldurmuş olması durumunda kişi işlemiş olduğu suç dolayısıyla mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bazı haklardan yoksun bırakılabiliyor.

Kişi bu çerçevede “sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten”, “seçme ve seçilme ehliyetinden”, “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan”, “vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan”, “bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten” yoksun bırakılabiliyor.

Öte yandan Van halkı, Abdullah Zeydan’ın memnu hakkının (seçilme hakkı) geri alınmasını ve mazbatanın Abdulahat Arvas’a verilmesini protesto ediyor. Halk, DEM Parti Van İl Örgütü önünde ‘Direne direne kazanacağız’, ‘Van halkı uyuma iradene sahip çık’, ‘Baskılar bizi yıldıramaz’, ‘AKP halka hesap verecek’ sloganlarıyla toplandı.

Yürüyüşe başlayan kitleye polis, biber gazı, plastik mermi ve tazyikli suyla müdahale etti. Ayrıca kentin birçok noktasında esnaflar kepenk kapattı. Ana caddeler başta olmak üzere sokaklarda protesto eylemleri başladı.

Abdullah Zeydan kimdir?

Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı seçilen Abdullah Zeydan, 13 Mart 1972’de Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Yüksekova’da tamamladı. Uluslararası Amerikan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mezunu Zeydan, farklı şirketlerde mimarlık yaptı.

7 Haziran ve 1 Kasım 2015’de yapılan genel seçimlerde Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) Hakkari Milletvekili seçildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Anayasa’ya eklenen bir madde sonucu geriye dönük dosyalarla ilgili olarak dokunulmazlıkları kaldırılan HDP milletvekilleri ile beraber 4 Kasım 2016 da gözaltına alınıp aynı gün tutuklanarak Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Zeydan’a, “PKK sizi tükürüğünde boğar” sözlerinden dolayı ve katıldığı bir eylemden ötürü “örgüte yardımdan” 5 yıl, “örgüt propagandası yapmaktan” ise 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verdi.

Zeydan, 6 Ocak 2022’ye dek Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuldu. Zeydan, eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile aynı koğuştaydı.

Hakkında verilen hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan Zeydan yeniden yargılanmış, cezası 3 yıla indirilmiş, yattığı süre göz önünde bulundurularak 6 Ocak 2023’te verilen kararla tahliye edilmişti.

Adalet Bakanlığı, 29 Mart Cuma günü idari bir karar ve yazıyla, mesai bitimine 5 dakika kala Zeydan’ın 2022 yılında aldığı memnu haklarına itiraz etmişti. Abdullah Zeydan’ın babası Mustafa Zeydan ve kardeşi Rüstem Zeydan da eski Hakkari milletvekilleri.

Paylaşın

DEM Parti’nin Kazandığı Belediye Sayısı 78’e Çıktı

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), bu yerel seçimlerde kazandığı belediye sayısı, 3 beldenin daha eklenmesiyle 78’e çıktı. HDP’nin 2019’da kazandığı 65 belediyenin 48’ine İçişleri Bakanlığı kararıyla kayyım atanmıştı.

Resmi olmayan sonuçlara göre; DEM Parti, Şırnak merkeze bağlı Balveren), Muş’un Bulanık ilçesine bağlı Elmakaya ve Siirt’in Baykan ilçesine bağlı Veyselkarani beldelerini de kazandı.

Mezopotamya Haber Ajansı‘nda yer alan habere göre, DEM Parti’nin kazandığı belediye sayısı 78’e çıktı. Böylece DEM Parti, 3 büyükşehir, 7 il, 58 ilçe ve 10 belde belediyesini kazanmış oldu.

Diyarbakır’da DEM Parti’nin eş başkan adayları Ayşe Serra ile Bucak Küçük kesin olmayan sonuçlara göre yüzde 64.47 oyla kazandı. 2019’da HDP, Diyarbakır’ı Adnan Selçuk Mızraklı ile kazanmıştı. Seçimlerin ardından Ağustos 2019’da Diyarbakır’a İçişleri kayyım atanırken Mızraklı da Kasım 2019’da tutuklanmıştı.

Mardin’de 2019’da yerine kayyım atanan Ahmet Türk, tekrar aday olduğu seçimleri eşbaşkan Figen Altındağ ile birlikte yüzde 57,4 oyla bir kez daha kazandı. Van’da 14 ilçenin 14’ünü de kazanan DEM Parti, büyükşehir belediyesini de Abdullah Zeydan ile birlikte yüzde 55,48 oyla tekrar kazandı.

2019’da HDP’nin yüzde 59.9 oyla kazandığı Hakkari’de bu seçimde DEM Parti’den Mehmet Sıddık Akış yüzde 48,92 oy alarak belediye başkanı oldu. Kentte AK Parti de yüzde 46 oy aldı. Kayyım yönetiminde seçime girilen bir diğer il olan Batman’da DEM Partili Gülüstan Sönük, yüzde 64.9’la belediye başkanı seçildi.

Siirt’te de DEM Parti’nin adayı Sofya Alağaş yüzde 50.7 oyla belediyeyi tekrar partisine kazandırdı. Iğdır’da da seçimleri, yüzde 46,70 oy oranıyla DEM Parti’nin adayı Mehmet Nuri Güneş kazandı. Kayyım atanan illerde Kars’ta ise MHP’nin adayı Ötüken Senger yüzde 36 ile seçimi önde bitirdi.

Paylaşın

DEM Parti 75 Belediye Kazandı: Bizim Olanı Geri Aldık

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), bu yerel seçimlerde, resmi olmayan sonuçlara 3’ü büyükşehir ve 7’si il olmak üzere 75 belediye kazandı. HDP’nin 2019’da kazandığı 65 belediyenin 48’ine Türkiye İçişleri Bakanlığı kararıyla kayyım atanmıştı.

Diyarbakır’da DEM Parti’nin eş başkan adayları Ayşe Serra ile Bucak Küçük kesin olmayan sonuçlara göre yüzde 64.47 oyla kazandı. 2019’da HDP, Diyarbakır’ı Adnan Selçuk Mızraklı ile kazanmıştı. Seçimlerin ardından Ağustos 2019’da Diyarbakır’a İçişleri kayyım atanırken Mızraklı da Kasım 2019’da tutuklanmıştı.

Mardin’de 2019’da yerine kayyım atanan Ahmet Türk, tekrar aday olduğu seçimleri eşbaşkan Figen Altındağ ile birlikte yüzde 57,4 oyla bir kez daha kazandı. Van’da 14 ilçenin 14’ünü de kazanan DEM Parti, büyükşehir belediyesini de Abdullah Zeydan ile birlikte yüzde 55,48 oyla tekrar kazandı.

2019’da HDP’nin yüzde 59.9 oyla kazandığı Hakkari’de bu seçimde DEM Parti’den Mehmet Sıddık Akış yüzde 48,92 oy alarak belediye başkanı oldu. Kentte AK Parti de yüzde 46 oy aldı. Kayyım yönetiminde seçime girilen bir diğer il olan Batman’da DEM Partili Gülüstan Sönük, yüzde 64.9’la belediye başkanı seçildi.

Siirt’te de DEM Parti’nin adayı Sofya Alağaş yüzde 50.7 oyla belediyeyi tekrar partisine kazandırdı. Iğdır’da da seçimleri, yüzde 46,70 oy oranıyla DEM Parti’nin adayı Mehmet Nuri Güneş kazandı. Kayyım atanan illerde Kars’ta ise MHP’nin adayı Ötüken Senger yüzde 36 ile seçimi önde bitirdi.

“Kürt halkı DEM’e sahip çıktı”

Siirt Belediyesi Eşbaşkanları Safiye Alağaş ve Mehmet Kaysi, Siirt’te seçim sonuçlarını değerlendirdi. Bütün hilelere, hurdalara ve haram seçmene rağmen ciddi farkla belediyeyi kazandıklarını söyleyen Alağaş, Siirt halkının iradesine ve partisine sahip çıktığını kaydetti. İki dönemdir atanan kayyıma büyük bir cevap verildiğini kaydeden Alağaş, “Bu kayyımlara karşı bir tepkidir. Diline, kültürüne, varlığına sahip çıkma iradesidir” dedi.

Mehmet Kaysi ise, Siirt halkının başarıya ulaştığını söyleyerek, Siirtlileri kutladı. Kaysi de, taşımalı seçmenlere değinerek, şöyle konuştu: “Siirt’e yaklaşık 7 bin seçmen getirmişlerdi. Sokak sokak, köy köy, mahalle mahalle gezerek halka, ‘Bu halkın iradesinin ayaklar altına almak istiyorlar’ dedik. Onlar yaklaşık 7 bin seçmen getirdi, biz 7 binden fazla fark attık. Siirt halkı dışarıdan getirilen yaklaşık 7 bin seçmene cevap verdi.”

Seçimlere Dersim İttifakı bünyesinde giren DEM Parti, kesin olmayan sonuçlara göre seçimleri kazanan taraf oldu. DEM Parti belediye eş başkanları Birsen Orhan ve Cevdet Konak, sonuçların ardından ilk değerlendirmeyi yaptı. Dersim’in direngen yapısına dikkat çeken Konak, seçimlerde alınan sonucu, “faşizm karşısında mücadele açısından bir durak” dedi.

Konak, “500 yıl Osmanlı Dêrsim’e seferler yapmış. 1900’lü yıllarda şunu ifade etmişler: ‘Dêrsim’e sefer olur, zafer olmaz.’ Yüzyıllık Cumhuriyet tarihinde soykırımlara uğradı, baskılar yaşadı. Coğrafyasından uzaklaştırıldı, köylerinden göç ettirildi. Ancak Dêrsim, açığa çıkarttığı zaferle 2016’da gasp edilen iradesinin cevabı oldu” dedi.

Seçim çalışmaları kapsamında uzun süredir yoğun bir efor sarf ettiklerini ifade eden Birsen Orhan ise “Bizler bugün Dêrsim halkına sonsuz teşekkür ediyoruz. Dêrsim DEM’siz, DEM Dêrsim’siz olmaz Kürt illerindeki başarısına da dikkat çeken Orhan, “Kayyımın irademize dönük saldırısına da cevap oldu. Bizim olanı, bizden çalanlardan aldık. Kürt halkı iradesini gösterdi, DEM’e sahip çıktı” dedi.

Paylaşın

Tülay Hatimoğulları: Direne Direne Kazandık

Seçim sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulunan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Direne direne kazandık. Direne direne kazanmaya devam edeceğiz hep beraber” dedi.

Haber Merkezi / Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Diyarbakır il binası önüne toplananlara açıklamada bulundu. Hatimoğulları, şunları söyledi:

“Merhaba Amed hun bixêr hatin serseran serçavan hatin. Merhaba Amed merhaba Serhad, merhaba Botan, merhaba Çukurova, merhaba Marmara. Türkiye’nin dört bir yanında bu coşkuyu dört gözle bekleyen değerli halklarımız, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bu kutlamada yanımızda olması gereken Amed Büyükşehir Eş Başkanlarımız iktidarın hile ve hurdalarının peşine düştükleri için şu an Çermik’te. Onları canı gönülden kutluyoruz. Sizleri canı gönülden kutluyoruz. Değerli Amed halkı, tam da dediğiniz gibi direne direne kazandık. Direne direne kazanmaya devam edeceğiz hep beraber.

Çalışmalarımızda kadınlar, gençler, Barış Anneleri, adalet nöbeti tutan analarımız, Kürt halkı, bu ülkenin ezilen ve sömürülenleri, işçileri, emekçileri, çiftçileri, esnafları, kanaat önderleri hep birlikte büyük bir emek verdi. Yolculuğumuz zorluydu. Çünkü AKP iktidarı bu seçimleri bizden hileyle ve çeşitli oyunlarla almak istedi. Şu an nihai sonuç açıklanmış değil. Ancak DEM Parti olarak, 32 merkeze kayyım seçmen gönderdikleri halde, çok sayıda askeri ve polisi Kürdistan’ın 32 merkezine seferber ettikleri halde büyük bir başarıya imza attık. Bunun için size sonsuz teşekkür ediyoruz.

Bu mücadelemiz henüz bitmedi. Seçim kurullarının önünden ayrılmayacağız. Bazı belediyelerimizi yine hile hurdaya başvurarak almaya çalışıyorlar. Şırnak’ta binlerce seçmen kaydırmalarına rağmen arkadaşlarımızın verdiği bilgiye göre, ıslak imzalı tutanaklara göre Şırnak’ta da belediyeyi kazandık. Ama bu iktidar Şırnak’ta arkadaşlarımızı gözaltına alarak, Şırnak İl Eş Başkanımıza şiddet uygulayarak seçimleri bizden çalmaya çalışıyor.

Görevlerimizi henüz tamamlamadık. Bütün görevli arkadaşımız kritik olan seçim noktalarında asla ilçe seçim kurullarının, il seçim kurullarının önünden ayrılmasın. Yarın sabah kalktığımız zaman DEM Parti’nin büyük zaferinin raporunu hep birlikte halklarımızla paylaşacağız.

“Halkımız bu rejime hayır demiştir ve kayyımları Saray’a göndermiştir”

DEM Parti olarak bu başarıyı kolayca elde etmedik. Kayyım rejimini Kürdistan’da halklara iki dönemdir dayattılar. Ama halkımız bu rejime, büyük bir başarıyla hayır demiştir ve kayyımları Saray’a göndermiştir. Kürdistan’daki bu iradeyi artık Ankara da Saray da görmek zorundadır. Bu seçim sonuçlarını, halkın iradesini herkes tanımak zorundadır. Ülkede seçim yapılıyorsa, seçimlerin sonuçlarını kabul etmek herkesin asli görevidir. Halkın iradesine kayyım atayanlara karşı halkımız güçlü bir cevap oldu. Bundan sonra bu anlayışı bir daha geri gelmemek üzere hep birlikte sandığa gömdük. Sandığa gömdük bu anlayışı.

Değerli halkımız 90’lı yıllarda devrimciler, yurtseverler, Kürt halkı, Türkiye halkları JİTEM uygulamalarına ve yargısız infazlara karşı diz çökmedi, direndi. Biz de 31 Mart seçimlerinde JİTEM ittifakına geçit vermedik, vermeyeceğiz. Bu seçimde JİTEM ittifakı da savaş ittifakı da yenilmiştir. Kürdistan’ın kalbi Amed’de bile gelip savaş politikası anlatan o iktidarın savaşçı zihniyetini siz değerli halklarımız ters yüz ettiniz. Bir kez daha barış dediniz. Bunun için sizleri tebrik ediyoruz, canı gönülden kutluyoruz.

8 Mart’ta, Newroz’da alanlara akın akın gelen siz değerli halkımız, 31 Mart seçimlerinde büyük bir başarıya imza atarak şu mesajı vermiş oldu. Kürt halkı savaş istemiyor, Kürt halkı haklarının tanınmasını istiyor, onurlu bir barış istiyor. Bu seçimlerde savaş ittifakına hayır diyerek, Türkiye ve Kürdistan’da savaş ittifakına hayır diyerek başarıya ulaşmıştır. Bu çağrımızı bugün burada Amed’in göbeğinden bütün Türkiye ve bütün dünya duysun istiyoruz. İktidar da muhalefet de devlet de halkın bu talebini, bu onurlu yürüyüşünü ve mücadelesini anlamalıdır ve kulak vermelidir. Buradan Amed’den hep beraber onurlu bir barış çağrısını alkış ve zılgıtlarımızla yapalım mı?

Bizler Kürdistan’da kazandık hile ve hurdalarına rağmen, çalıp çırpmalarına rağmen. Henüz sonuçlar kesinleşmemiş olsa da bir başarıya hep beraber sizlerle imza attık. “DEM Parti artık Türkiye’de siyaset yapamaz kolu kanadı kırılmıştır, belirleyiciliği yoktur” diyenlere de aynı zamanda Türkiye siyasetinde belirleyici olduğumuzu bir kez daha gösterdik. Türkiye siyasetinde işçilerin, emekçilerin, yoksulların, ezilenlerin, sömürülenlerin sesi olmak istedik. Bunun için Türkiye’de de siyaseti DEM belirledi, siz belirlediniz değerli halkımız. Sizlerin iradesiyle siyasetin DEM’i Kürdistan’da da tuttu Türkiye’de de tuttu.

Kürt’ yok sayanlar; Kürt siyasetine savaşla, çatışmayla, kutuplaştırıcı siyasetle yanıt verenler gerçekten bu seçimlerde bir kez daha yanıt almışlardır. Çözümsüzlüğe karşı, savaş ve çatışma dayatanlara karşı, kadınları katleden zihniyete karşı, gençleri geleceksizleştiren zihniyete karşı, halkı aç bırakanlara karşı, depremzedeyi enkaz altında bırakanlara karşı yaşamın hakkıdır, özgürlüğün hakkıdır, adaletin hakkıdır verdiğimiz mücadele. Mücadelemiz mübarek olsun değerli arkadaşlar.

Buradan Türkiye halklarına bir kez daha seslenmek istiyoruz. DEM Parti Türkiye’nin dört bir yanında ve Kürdistan’da özgürlük için, adalet için, demokratik bir cumhuriyetin tesis edilmesi için dün olduğu gibi bugün de mücadele etmektedir. Bugün Türkiye siyasetindeki belirleyiciliği bunun önemli bir mesajıdır. Bu mesajı Türkler, Araplar, Ermeniler, Lazlar, Çerkesler, Türkiye’de bulunan 72 milletten insanın en iyi şekilde okuyacağına, bu mesajı en iyi şekilde alacağına inanıyoruz. Kürt halkının uzattığı barış ve diyalog elini Türk halkının daha güçlü sıkmasını bekliyoruz. Bu seçimlerin barışın, diyalogun ve çözüm siyasetinin kapılarını bir kez daha aralayacağına inanıyoruz. Türkiye’deki bütün halkların, bütün demokrasi güçlerinin bu mesajı en iyi şekilde yorumlayacağına inanıyoruz.

İşimiz tabii ki bitmedi. Bizler seçim sonuçları resmileşene kadar görev başındayız. Asla rehavete kapılmayalım. Bizler mütevazi bir şekilde coşkumuzu da yaşayacağız, başarımızı da kutlayacağız ama seçim sonuçları kesinleşene kadar hep beraber teyakkuzda olalım. Gözümüz kulağımız partimizin ne diyeceğinde olsun. Buna hep beraber dikkat edelim. Yarından itibaren Türkiye’de ve Kürdistan’da bizim çok işimiz var. Belediyeleri çalıp çırpanlara, belediyeleri hizmetsiz bırakanlara karşı mücadelemizi büyük bir hizmet aşkıyla, değerli halkımızın ihtiyacını karşılayarak en iyi belediyecilik anlayışıyla yapacağız.

Açık, şeffaf, demokratik, kadın özgürlükçü belediyecilik anlayışımızla belediyeleri siz değerli halkımızla birlikte yöneteceğiz. Aynı zamanda merkezi siyasette kadınların kurtuluşu için, gençlerin geleceği için, Kürt halkının ve tüm halkların barışı için, demokratik bir anayasa oluşturulması için, herkesin haklarının anayasada güvence altına alınması için mücadelemizi hep beraber sürdüreceğiz. Bu moral ve motivasyonla mücadelemizi mutlaka büyüteceğiz. Ve siz değerli halkımıza bir kez daha sonsuz teşekkürler. Ve son sözümüz “Jin Jiyan Azadî” olsun.”

Paylaşın