Akşener, Yine CHP’yi Hedef Aldı

İYİ Parti Lideri Meral Akşener, son haftalarda olduğu gibi iktidar partisi AK Parti’yle birlikte ana muhalefet partisi CHP’yi sert sözlerle hedef aldı. Liderliğine partililerce verilen desteği vurguladığı gözlemlenen Akşener, “ittifak sistemi” ile mücadele için 31 Mart’ta 81 ilde kendi adaylarıyla yarıştıkları mesajını verdi.

“İktidar, ne kadar sorumsuz, ciddiyetsiz ve beceriksizse biz de, o kadar kararlıyız. Ana muhalefet, ne kadar kör, sağır, dilsizse biz de o kadar kararlıyız! Milletimize söz olsun; İYİ Parti’nin yönettiği, tüm belediyelerde; kaçak ve sığınmacı sayısını, süratle azaltacağız.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ATO Kongre Merkezi’nde partisinin yerel seçim beyannamesi ve belediye başkan adayları tanıtım toplantısında konuştu. Akeşner’in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde;

“İlk günden beri milletimizin bastırılan sesini duyurmak için, hürriyet vurulan prangaları kırmak için yanımdasınız. Onca zulme, baskıya, zorluğa rağmen yanımdasınız. İyi ki yanımdasınız.

Bugüne kadar tehditle, baskıyla yolumuzu kesebileceklerini sandılar. İftirayla, dedikoduyla gücümüzü kırabileceklerini sandılar. Bugüne kadar hiçbiri, hiçbir zaman başaramadı. Her türlü tuzağa, dümene rağmen biz hala buradayız.

Hakaretlerle, yalanlarla, iftiralarla milletimizle aramıza girmeyi başaramazlar. Sansürleriyle, operasyonlarıyla Türkiye’nin iyi ve cesur evlatlarını bastıramazlar. Biz milletimizi oy uğruna birbirine düşürenlere benzemeyiz.

Biz oy uğruna milletin hakkına girenlere de benzemeyiz. Biz oy uğruna Cumhuriyet düşmanlarıyla uzlaşı peşinde koşmayız. Milletimize ihanet edenlerle yoldaşlık etmeyiz. Atatürk’e beddua edenlerle kol kola yürümeyiz.

Türk siyaseti bugün birbirinin zıttı gözükenlerin birbirinin sureti olduğu girdabında gidiyor. Birbirine laf yetiştirenlerin birbirleri sayesinde ayakta kaldığı kayıkçı kavgasında devam ediyor. Birbirine düşman olanların, varlıklarını birbirine borçlu olduğu tahterevalli düzenine sıkıştırılıyor.

Adına ittifak sistemi dedikleri milletsiz bir siyaset düzlemi ülkemizi esir aldı. Bu ucube sistem siyaseti de ucubeleştirdi. Bu sistemde siyaset de milletin iradesine pranga vurmaya başladı. Bu sistemde milletin helal oylarını sömürenlerin önünü açtı.

Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin ortaya çıkardığı bu düzlemde iktidarla ana muhalefet aynı masada oturmuş Türkiye’nin yıllarını afiyetle yemenin peşindeler. İYİ Parti olarak bu ucube sisteme hayır diyorsak, bugün de hayır diyoruz.

Siyaseti milletin dertleriyle buluşturacağız. Soframıza el uzatanlara, geleceğimizi karartanlara, maneviyatımızı sömürenlere mecbur değilsiniz. Atatürk’ün mirasını kirletenlere, Cumhuriyetimizi yozlaştıranlara mecbur değilsiniz.

Biz bu yola çıkarken milletimize bir söz verdik. Sesi duyulmayanları sesi olacağımıza söz verdik. Dilsiz şeytanlardan olmayacağımıza, milletimizin hakkını yedirmeyeceğimize söz verdik. Tüm tahakkümleri yıkacağımıza, hürriyetin bekçisi olacağımıza söz verdik.

Milletimizin yaşadığı 4 temel soruna nasıl çözümler sunacağımızı anlatacağım. Birinci temel sorun yoksulluk. Bugün milletimiz gittikçe büyüyen yoksulluk sarmalıyla karşı karşıya. İYİ Parti olarak, şehirlerimizde yoksullukla mücadelenin odağına gençleri, kadınları, çocukları ve emeklileri alıyoruz.

Yurt imkanları sunacağız. Hiçbir gencin KYK borcu derdine düşmemesi için sosyal sorumluluk projelerine katılan gençlerin borçlarını biz ödeyeceğiz.

Yönettiğimiz belediyelerdeki okullarda sabah ve öğlen olmak üzere ücretsiz yemek imkanı sunacağız. Kadın girişimciler aracılığıyla temin edeceğiz. Kadın destek merkezleriyle her konuda kadınların yanlarında olacağız. Emeklilerimiz için gelirine destekler sunacağız.

Türkiye artık bir sığınmacı cenneti. Bir kaçak ve sığınmacı istilasıyla karşı karşıyayız. Milli Göç Doktrinimizi hayata geçirmek için ilk adımı belediyelerde atacağız. Belediyelerde tabela standartları getireceğiz. Hem kent estetiğini koruyacağız hem yabancı tabela asılmasının önüne geçeceğiz.

Kent dokumuza, demografimize sahip çıktığımız için özür dileyecek değiliz. İYİ Parti olarak kaçak ve sığınmacıların gettolar oluşturup, işletmelerle birbirlerine hizmet ettikleri minyatür Suriyeler kurmalarına asla izin vermeyeceğiz.

Yönettiğimiz belediyelerde yeni imar planları oluşturup ivediyle uygulayacağız. Kaçak ve sığınmacı gettolarında kentsel dönüşüm çalışmaları başlatacağız.

“Güvenli şehirler inşa edeceğiz”

Deprem ülkemizin bir gerçeği. Büyük bir risk altında yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Uzmanlar İstanbul depremi konusunda uyarıyor. İstanbul’da yaşanacak bir felaket Türkiye’yi de Türkiye ekonomisini de yıkıp geçer.

Durumun ciddiyetine rağmen yöneticiler önlem almak, harekete geçmek yerine üç maymunu oynadıklarından, depreme karşı ne kadar da hazırlıksız bırakıldığımız gerçeğiyle yüzleşiyoruz.

Geçtiğimiz yıl yaşadığımız o büyük acı o kadar tazeyken deprem konusu ciddiye alınmıyor. Üçüncü sorun deprem tehlikesi karşısındaki ciddiyetsizlik, beceriksizlik ve ihmalkarlık olacak. Güvenli şehirler inşa edeceğiz.

Şehirlerimizi fiziksel, toplumsal yapısıyla birlikte dirençli hale getireceğiz. Bina dayanıklılığını artıracağız. Arazi kullanımı ve yer seçimlerine önem vereceğimiz gibi kamu binalarının dayanıklılık denetimlerine hız vereceğiz. Konut üretiminde yatay mimarinin yaygınlaşmasına öncülük edeceğiz.

Dördüncü sorun şehirlerimizi tüketen rantiye yönetimi. Kentsel dönüşümü rantı değil, kamu yararını gözeten şeffaf ve katılımcı şekilde gerçekleştireceğiz. rantçı ve fırsatçı yönetim anlayışına son vereceğiz.

Yetkiyi aldığımız tüm belediyelerde yeşili betona çevirme sevdalılarının düzenini bozacağız. Ormanları yok etmeye çalışan hainlerin tezgahını bozacağız. 1 Nisan’dan sonra İYİ Parti iktidarının ayak sesleri konuşulacak.”

Paylaşın

Akşener’den Erdoğan’ın “Biz Varsak Doğalgaz Var” Sözlerine Tepki

Partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Erdoğan’ın “Biz varsak doğalgaz var, yoksak yok” sözlerine tepki gösteren İYİ Parti Lideri Akşener, “Asıl, millet varsa, sen varsın; millet yoksa, sen de yoksun, Sayın Erdoğan! Dolayısıyla, senin yokluğunda; ne Ordu, ne de Ordulu kardeşlerim, emin ol, hiçbir şey kaybetmez!. ” dedi.

Konuşmasının devamında, “Aynı ana muhalefet gibi; Görüyoruz ki; İktidarın da, sinirler gergin; asaplar bozuk…” diyen Akşener, “Malum; Ordu Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız, Enver Yılmaz Bey’in gördüğü, büyük ilgiden ötürü; arkadaşların psikolojileri, epey bir bozulmuş. Valla hiç kusura bakmasınlar; bozmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Akşener’in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“21 yıl boyunca milletimizin altın terini ganimet görüp hak yediler, ama doymadılar. 21 yıl boyunca toprağımızın suyunu sıkıp rant yediler, doymadılar. 21 yıl boyunca cumhuriyetimizin değerlerini birer birer satıp yediler, ama doymadılar.

Hatırlarsınız; Emeklilere, bayram ikramiyesi uygulaması, ilk kez; 2018 yılında başlamıştı. İktidar onu da, bizim baskımızla; aslında, vermek zorunda kalmıştı… 2018 yılında, bin lira olan, bayram ikramiyesi; enflasyonun, hızlı artışına rağmen; 6 yıl içinde, sadece, 2 defa artırıldı; ve çıka çıka, 2000 liraya çıkartıldı. Son olarak da; önümüzdeki bayramlar için; yüzde 50 artışla, 3000 lira yapıldı.

Gelin şimdi, bir hesap yapalım: 3 bin lira, gerçekten bir artış mı, yoksa kayıp mı; gelin, birlikte bakalım… Mesela; 2018 yılında, bir emeklinin, bayram ikramiyesi; 217 dolara denk geliyordu… Bugün ise; artırılmış haliyle bile, 97 dolar ediyor… Yani, yarısından bile az. O da, bayrama kadar, dolar yerinde durursa…

Sayın Erdoğan, bir seçim dönemi klasiği olarak; yine çıkıp, milletimizi, tehdit etmeye başladı… Geçtiğimiz gün Ordu’da, utanmadan çıkıp, dedi ki; “Bizim olmadığımız, bir büyükşehir belediyesi; Doğalgazı, nasıl getirecek? Biz varsak, doğal gaz var. Biz yoksak, doğal gaz yok.” Ne diyelim, Allah akıl fikir versin…

Aynı ana muhalefet gibi; Görüyoruz ki; İktidarın da, sinirler gergin; asaplar bozuk… Malum; Ordu Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız, Enver Yılmaz Bey’in gördüğü, büyük ilgiden ötürü; arkadaşların psikolojileri, epey bir bozulmuş. Valla hiç kusura bakmasınlar; bozmaya devam edeceğiz.

Yalnız bu vesileyle; buradan, kendisini düzeltip; bir şeyi de, hatırlatmak istiyorum: Asıl, millet varsa, sen varsın; millet yoksa, sen de yoksun, Sayın Erdoğan! Dolayısıyla, senin yokluğunda; ne Ordu, ne de Ordulu kardeşlerim, emin ol, hiçbir şey kaybetmez!

2020 yılında, bir rezalet ortaya çıkmıştı. Düzenlenen bilirkişi raporuyla; ÖSYM’nin, 2010 ile 2015 yılları arasında gerçekleştirdiği, tüm sınavların; sorularının sızdırıldığı tespit edilmişti. Bunun sonucunda ise; dönemin ÖSYM Başkanı, Ali Demir; “fetö üyeliği” ve “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla; 18 yıl 6 ay hapis istemiyle, tutuklanmıştı.

Bu hafta ise; birden bire, bir şey oldu. Ve biz, bu kişinin, bir anda, beraat ettiğini; sadece, görevini kötüye kullanma suçundan; 1 yıl 15 gün ceza aldığını; hükmün açıklanmasının da, 5 yıl ertelendiğini öğrendik… Rezalete bakar mısınız?…

Şimdi buradan, sormak istiyorum: Hayırdır muhteremler, ne değişti? Bir neslin, yalnız sorularını değil; yıllarını, hayallerini, gençliğini çalanlar; ne değişti de, aklanıverdi?

Bilirkişi raporu ortadayken; bu kişi, soruların çalınmasından, ne oldu da, aklandı? Başında bulunduğu kurumun; fetöye çalışmasından, ne oldu da aklandı? 5 yıl boyunca, gençlerin geleceğiyle oynanmasından; ne oldu da aklandı?

Değerli arkadaşlarım; Burada asıl yapılmak istenen ne, biliyor musunuz? Her zaman yaptıkları gibi; ucu kendilerine dokunan, bir meseleyi daha sulandırmak. Yapılan aslında, Ali Demir’i aklamak değil; Suçun, cinsini değiştirip; olayın üzerini örtmek.

Yani; İşlenen suçu; bir terör örgütünün; devletimizin, tüm kurumlarına sızmasına, yol vermek olarak değil; Ak Parti’nin, alışık olduğu; “akraba kayırmak”; veya, “eşine ihale vermek” gibi; “görevini kötüye kullanma” suçu olarak gösterip; 1 yıl 15 gün ceza vererek; meseleyi, oldu bittiye getirip, kapatmak…

Biz de, bu kepazelik vesileyle, öğrenmiş olduk ki; Ülkemizde, gençlerin, 5 yılını çalmanın cezası; 1 yıl 15 gün ediyormuş. Fetö’nün, devlet kurumlarına sızmasına; yardım ve yataklık etmenin cezası; 1 yıl 15 gün ediyormuş. Milletin hakkına girmenin; Emeğini çalmanın;

Ahını almanın cezası; 1 yıl 15 gün ediyormuş! Yuh olsun, yazıklar olsun! Ama ben, şimdiden söyleyeyim. O yüzden, herkes iyi bilsin ki; Onlar unutsa da; biz unutmayacağız! Onlar unutturmaya çalışsa da; biz unutturmayacağız! Onlar affetse de; biz asla affetmeyeceğiz! Milletimiz, asla affetmeyecek! Bu vatanın şerefli evlatları, asla affetmeyecek!

Biliyorsunuz, geçtiğimiz hafta, Sayın Erdoğan; tam 12 yıl sonra, Mısır’a gitti. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yle buluştu. 2022 Dünya Kupası’nda, Katar’da yakaladıkları, derin muhabbeti; bu sefer de, sıcak bir görüşmeyle taçlandırdılar. Ne diyelim? Allah muhabbetlerini artırsın. Biz, İYİ Parti olarak; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, çıkarları doğrultusunda; Mısır’la ilişkilerimizin, iyileştirilmesinden; ancak ve ancak, memnun oluruz.

Ama bazı soruları da, sormamız gerekiyor: Madem bu ilişkiler, hiçbir şey olmadan, kendi kendine iyileşecekti; O zaman ülkemiz, neden 11 yıl kaybetti? Madem; “katil Sisi”, “kardeşim Sisi” oluverecekti; O zaman; Doğu Akdeniz’de elimiz, neden zayıflatıldı? Mısır’la Yunanistan’ın anlaşmasına, neden alan açıldı? Madem; İhvancılar, bir kenara itilecekti; Rabia da, böylesine kolay unutulacaktı; O zaman, Mavi Vatan’daki çıkarlarımız;

neden tehlikeye atıldı? Aslında, bu soruların cevapları, herkesin malumu… Ülkemiz, tüm bu zararı; Sayın Erdoğan’ın, şahsi tercihleri, dostluk ilişkileri; yani aslında, paşa gönlü öyle istediği için yaşadı. Bu kadar basit. Biz, İYİ Parti olarak; İktidar şakşakçılarının aksine; atılan bu adımın; usta bir satranç hamlesi, veya stratejik bir planın parçası değil; reel şartların, iktidara dayattığı, bir zorunluluk olduğunu; açıkça görüyoruz.

O nedenle de; süreci, yakından takip etmeye, devam edeceğiz. Dış politikada, daha önce, nicesine şahit olduğumuz; vahim hatalara, bu sefer mahal verilmeden; Mısır’la olan ilişkilerimizin; ortak tarihe sahip iki ülkenin, müşterek çıkarları doğrultusunda; sağlıklı, sürdürülebilir ve karşılıklı faydaya dayalı bir biçimde; normalleşmesi konusunda da; katkılarımızı, önerilerimizi, dile getirmeye, devam edeceğiz.

İYİ Parti olarak, öyle bir dönemden geçiyoruz ki; Hakkımızda, ahkam kesen kesene… Çamur atan atana… Parmak sallayan sallayana… Biliyorsunuz, tüm bu kuru gürültünün, sebebi de; Biz bu kararımızı açıklayalı, aylar oldu. Ama, ne hikmetse; ne zaman, yeni bir adayımızı açıklasak; ya iktidar, ya da ana muhalefet; her defasında, atak geçiriyor. Aylardır, bir türlü, durumu hazmedemediler. Bildiğiniz, travma sonrası stres bozukluğu yaşıyorlar…

“Bunlar hem ahlaksız hem cahil hem geri zekalı hem de salak”

Bir de bunlar adam pardon adam olmayabilirler. Erkek diyelim, adam başka bir kavram çünkü. Her bir erkek benimle ilgili cümleye şöyle başlıyor. Çok yakından tanırım. Akraba mıyız hayır tanışıklığımız var mı hayır. İçlerinde rahmetli ağabeyimi kocam zannedenler var içlerinde. Ama beni çok iyi tanıyorlar. Bakın bu çirkin bir şey ben bunları tanımıyorum. Benim kocam bu arkadaşların eşleri hakkında ben onları çok iyi tanırım diye cümleye başlayamaz. Siyaset başka bir şey ahlak başka bir şey. Bunlar hem ahlaksız hem cahil hem geri zekalı hem de salak.

Sırf oy almak için; Birinin; Atatürk’ümüze, beddua eden soysuzlara; diğerinin de; Cumhuriyetimizi, 100 yıllık zulüm gören, terör şakşakçılarına; şirinlik yapma yarışına tutuştuğu; kirli bir orta oyunun, tam ortasındayız!

Bu muhteremler; şimdiye kadar; birbirlerine düşman gözüküp; milletimizi, birbirinin karşısına dikerek; kolay oy almaya, çok alıştılar. Şimdiye kadar; Korkutup, değerlerini istismar edip, kendilerine mecbur bırakarak; Seçmeni, sandıktaki keklik görmeye, çok alıştılar.

Şimdiye kadar; Aynı zihniyeti, aynı yöntemleri, aynı söylemleri; birbirinden farklıymış gibi pazarlayarak; koltuklarını korumaya, çok alıştılar. Ama artık; bu konforlu, “edi büdü siyasetine” dur diyen; siyasete yeniden, rekabeti getiren; İYİ Parti var!

Şunun şurasında, sadece 39 gün kaldı… 31 Mart’ta, sonuçları hep birlikte göreceğiz!… Edileri de; Büdüleri de; gizliden, açıktan, ortaklık yaptıkları, “kırpıkları” da; sandığa gömeceğiz… İstedikleri kadar, para harcasınlar; İstediklerini, satın alsınlar; Evelallah, sandıkları satın alamadıklarını; millet iradesine, paralarının geçmediğini; 31 Mart’ta, hepsine göstereceğiz!

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Kendisini Hedef Alan Akşener’e Sert Yanıt

Kendisini hedef alan İYİ Parti Lideri Meral Akşener’e yanıt veren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Siyasi, muğlak, geçerliliği olmayan bir takım tariflerle asla muhatap olmayacağım” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Benim işim şu anda İstanbul seçimine dair 16 milyon insanımıza geçtiğimiz 5 yılın hesabını vermek ve önümüzdeki 5 yılla ilgili tasarruflarımızı ve tasarımlarımızı aktararak en güçlü bir şekilde demokratik bir zeminde tarihi oy rekoru kırarak inşallah tekrar seçilebilmek.”

Partisinin İstanbul büyükşehir ve ilçe belediye başkan adayları tanıtım ve proje lansman programında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef alarak şu ifadeleri kullandı:

İstanbul bugün yolsuzlukla boğuşan bir şehir. İstanbul bugün ranta boğulan bir şehir. Siyasetin geldiği noktada İstanbul’a hep paranın şehri olarak bakıldı. İstanbul’a hep şahsi hırs ve intikam aracı olarak bakıldı. İstanbul’a hep kariyer basamağı olarak bakıldı.

Doğu ile batının birleştiği bu şehri iki ayağı yere sağlam basanların yönetmesi gerekiyor. Bu şehri sadece aklı İstanbul’da olanların İlgisi ve odağı sadece İstanbul’da olanların Amacı sadece İstanbul’un derdine derman olmak olanları yönetmesi gerekiyor. Eli genel merkezlerinde gözü başka mevkilerde boş zamanlarında da İstanbul’da olanlar bu şehri yönetemez.

Mesela gölgesine sığındıklarının emriyle hareket edenler de kendi gölgesinden cesaret alıp kibirle hareket edenler de bu vasatlık da son bulsun. Gelin artık İstanbul’u kendi kariyerleri için zıplama tahtası haline getirenlerin çıkardığı gürültü İstanbullunun sesini daha fazla bastırmasın. Gelin artık “İstanbul’u kim kazanır?” sorusu İstanbul’un gerçek sorunlarına gölge düşürmesin.

Ve asla unutmayın, makam cahilleri alim ederken, çığırdan çıkartıp zalim ederken, İstanbullu yoklukta talim ederken, utanmadan sefa sürenlere mecbur değilsiniz. İstanbul’a ihanet edenlere de İstanbul’u ihmal edenlere de mecbur değilsiniz. Ez cümle zoraki adaya da emanet adaya da mecbur değilsiniz.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kendisi hakkında sözlerine yanıt verdi. İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Ben açıkçası bu seçim döneminde çoklu bir rakiple karşı karşıyayım. İstanbul’da rakibimiz olan birçok arkadaşımıza birçok hemşehrimize ya da siyasi parti temsilcisine ya da onların temsilen yapılan birtakım siyasi müzakerelerde, şahsıma dönük tutarlı tutarsız yalan yanlış eksik fazla adı her neyse yorumlar yapılacaktır.

Bu yapılan yorumları ben hiç muhatap almayacağım ama İstanbul’da dair bir proje ya da İstanbul’da yaptığımız bir işe dönük bir tarif olursa bu kapsamda elbette cevabını veririm ama bu söylenen siyasi, muğlak, geçerliliği olmayan bir takım tariflerle asla muhatap olmayacağım.

Benim işim şu anda İstanbul seçimine dair 16 milyon insanımıza geçtiğimiz 5 yılın hesabını vermek ve önümüzdeki 5 yılla ilgili tasarruflarımızı ve tasarımlarımızı aktararak en güçlü bir şekilde demokratik bir zeminde tarihi oy rekoru kırarak inşallah tekrar seçilebilmek.”

Paylaşın

Akşener, Ekrem İmamoğlu’nu Hedef Aldı

Partisinin İstanbul büyükşehir ve ilçe belediye başkan adayları tanıtım toplantısında konuşan İYİ Parti Lideri Meral Akşener, “Bu şehri artık, aklı sadece İstanbul’da olanların yönetmesi gerekiyor” dedi ve ekledi:

“İlgisi ve odağı İstanbul’un sorunlarında olanların yönetmesi olanların gerekiyor. Mesela eli genel merkezlerinde gözü başka mevkide olanlar bu şehri yönetemez. Sırtında ihmallerin, hataların, veballerin yükünü taşıyanlar da koltuk kavgalarının bayrağını tutanlar da bu şehri yönetemez.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin İstanbul büyükşehir ve ilçe belediye başkan adayları tanıtım ve proje lansman programında konuştu. Akşener’in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Tüm yalancıların, tüm dümencilerin, tüm namertlerin sinirlerini bozmaya aynen devam edeceğiz. Türkiye’yi şahsının sananların da yüzde 60 yalanıyla milletin umutlarını çalanların da rahatlarını bozmaya aynen devam edeceğiz.

Biz İYİ Parti olarak farklı gözüken ama birbirinin aynadaki sureti olan bu iki kutuplu siyasete karşı çıktık. Bu düzene son vermek için zorlu ama şanlı bir yola çıktık. İki tarafında millete sunduğu bir vaat var; diğer tarafın kazanmaması. Taraflardan birini denklemden çekince sundukları hiçbir vaat kalmıyor. İstanbul bugün yolsuzlukla boğuşan bir şehir. İstanbul bugün ranta boğulan bir şehir. Siyasetin geldiği noktada İstanbul’a hep paranın şeh

ri olarak bakıldı. İstanbul’a hep şahsi hırs ve intikam aracı olarak bakıldı. İstanbul’a hep kariyer basamağı olarak bakıldı.

Doğu ile batının birleştiği bu şehri iki ayağı yere sağlam basanların yönetmesi gerekiyor. Bu şehri sadece aklı İstanbul’da olanların İlgisi ve odağı sadece İstanbul’da olanların Amacı sadece İstanbul’un derdine derman olmak olanları yönetmesi gerekiyor. Eli genel merkezlerinde gözü başka mevkilerde boş zamanlarında da İstanbul’da olanlar bu şehri yönetemez.

Mesela gölgesine sığındıklarının emriyle hareket edenler de kendi gölgesinden cesaret alıp kibirle hareket edenler de bu vasatlık da son bulsun. Gelin artık İstanbul’u kendi kariyerleri için zıplama tahtası haline getirenlerin çıkardığı gürültü İstanbullunun sesini daha fazla bastırmasın. Gelin artık “İstanbul’u kim kazanır?” sorusu İstanbul’un gerçek sorunlarına gölge düşürmesin.

Ve asla unutmayın, makam cahilleri alim ederken, çığırdan çıkartıp zalim ederken, İstanbullu yoklukta talim ederken, utanmadan sefa sürenlere mecbur değilsiniz. İstanbul’a ihanet edenlere de İstanbul’u ihmal edenlere de mecbur değilsiniz. Ez cümle zoraki adaya da emanet adaya da mecbur değilsiniz.

Çünkü artık karşınızda İstanbul’a layık bir aday var. İstanbul’u başının üstünde taşıyacak bir aday var. Artık karşınızda Buğra Kavuncu var. Aday olduğu günden beri “İstanbul’u nasıl kazanırım?” diye değil, “İstanbul nasıl kazanır?” “İstanbul’u nasıl kazanır?” diye düşünerek çalışıyor. Zaman zaman hepimizin sinirini bozacak kadar çok çalışıyor.

Birazdan da sizlere İstanbul için neler yapacağını, sorunlara nasıl çare bulacağını, en iyi hizmeti nasıl sağlayacağını anlatacak. Sadece sorunlarla değil, iyi belediyecilik vizyonuyla, projeleriyle, çözümleriyle konuşacak. Ben yürekten inanıyorum ki hakkıyla rekabet nasıl yapılırmış, herkese gösterecek. Hakkıyla hizmet nasıl edilirmiş, herkese gösterecek.

Artık oylarınız daha fazla heba olmasın istiyorsanız Buğra kardeşime ey İstanbul oy istiyorum! Artık alın teriniz birilerinin ihtirasları uğruna harcanmasın istiyorsanız Buğra kardeşime oy istiyorum. Artık geleceğiniz kendisine kariyer kovalayanların peşinde meçhule sürüklenmesin istiyorsanız, Buğra kardeşime oy istiyorum. Biliyorum ki Türkiye’nin iyi ve cesur insanlarının dik duruşu, netliği ve dürüstlüğü şimdiye kadar hep birilerinin sinirlerini bozdu.

Vallahi kimse kusura bakmasın. Tüm yalancıların, tüm dümencilerin, tüm namertlerin sinirlerini bozmaya aynen devam edeceğiz. Türkiye’yi şahsının sananların da yüzde 60 yalanıyla milletin umutlarını çalanların da rahatlarını bozmaya aynen devam edeceğiz.

Bugüne kadar kendimize dair hiçbir hesabımız, hiçbir çıkarımız, hiçbir korkumuz olmadığı için hep harbi durduk ve hep kalbi konuştuk. Bundan sonra da aynen devam edeceğiz. Tarihimizi özümüzde, atamızı gönlümüzde, milletimizi başımızın üstünde taşıyacak, Türk siyasetindeki kayıkçı kavgalarına birer birer ayna tutacağız.

Milletimize dayatılan tüm prangaları birer birer kıracağız. Vicdanları kanatan tüm yaralarımızı birer birer saracağız. Milletimizi ayıran değil birleştiren, bölen değil tamamlayan, kutuplaştıran değil buluşturan olacağız. Hakaretin yerine saygıyı, öfkenin yerine anlayışı, ben bilirimciliğin yerine ortak aklı, nefretin yerine de sevgiyi büyüteceğiz.

“Prangaları ve zincirleri teker teker kıracağız”

Türkiye’nin iyi ve cesur evlatları. Fatih Sultan Mehmet Han ne diyor? “Onlar korkularından denizi zincirleyecek kadar akıllı ise, korkularından denizi zincirleyecek kadar akıllı ise, biz de gemileri karadan yürütebilecek kadar deliyiz” İşte bu sözden aldığımız ilhamla biz de bugün buradan diyoruz ki “Varsın onlar korkularından aziz milletimizin iradesini zincirleyip iki kutba mahkum edebilecek kadar kendilerini akıllı zannede dursunlar. Biz de milletimize dayatılan tüm o zincirleri tek başımıza özü başımıza birer birer kıracak kadar deliyiz”

Kimse merak etmesin. Önce sandıkta, sonra sahada, önce yerelde, sonra genelde, önce İstanbul’da, çok yakında bütün Türkiye’de bunu gerçekleştireceğiz. Bu prangaları, bu zincirleri teker teker kıracağız. Balıkesir’de Turan kıracak. Ankara’da Cengiz Topel kıracak. Bursa’da Selçuk kıracak. Samsun’da İmren kıracak.”

Paylaşın

İYİ Parti Lideri Akşener’den İktidara Ve Muhalefete Salvolar

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler kapsamında Aydın’da partililere seslenen İYİ Parti Lideri Meral Akşener, “Türkiye yandaş ve yoldaş olarak medyada bölündüğü için bu konuşmalarımız yayınlanmıyor” dedi.

“Biri çıkıp bana fırça atsa yoldaş ve yandaş medya hemen yayınlar. Medya da hemen bölünmüşse bu bölünmeye hizmet ediyorsa bu seçimler kritik seçimlerdir… İki taraf da bize hakaret ediyorsa bu seçimlerde iki tarafın da kulaklarının ucunu büküp morartmak gibi görevi vardır Türk milletinin.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yerel seçimler çalışmaları kapsamında Aydın’da temaslarda bulundu. Efeler Belediyesi tarafından restore edilerek Kuvayi Milliye Anı Evi’ne dönüştürülen tarihi yapının açılışını gerçekleştiren İYİ Parti Lideri Akşener, Atatürk Spor Salonu’nda partisinin Aydın adaylarını tanıttı.

İYİ Parti Aydın Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı, Kuşadası eski Belediye Başkanı Özer Kayalı olurken, Efeler Adayı ise mevcut Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay oldu.

İYİ Parti’nin diğer ilçe adayları ise şunlar; Köşk: Nilgün Baş, Kuyucak: Fahrettin Kemik, Nazilli: Cüneyt Korkmaz, Söke: Mehmet Koyuncu, Yenipazar: İlknur Karaduman, Bozdoğan: Erhan Algan, Didim: Atilla Avlayıcı, Karacasu: Zeki İnal, Karpuzlu: Veysel Kalfa, Kuşadası: Behçet Alp, Sultanhisar: Cihan Demirel, Çine: Erkan Bozkurt, Buharkent: Hasan Hakol, İncirliova: Nadir Mıstık, Germencik: Aydın Bircan.

Partililerle buluşmasında gündeme ilişkin açıklamalarda da bulunan İYİ Parti Lideri Akşener, özetle şunları söyledi:

“Artık emeklilerin 10 bin liradan kurtulacağı, atanamayan öğretmenlerin kalmayacağı bir dönem olacak.  Belediye başkanlarımız seçilecek ve sizin paranızı milletin faydasına kullanacak. İki tarafta bizden nefret ediyor. Birinden birinin cici dediği bir durum yok. Ama biz sizin sesinizi duyurmak istiyoruz. 2 yıldır sizin için mücadele ediyorum. Ayakkabıları eskittim.

Emekli maaşının en düşüğü asgari ücret kadar olmalıdır dedik. İktidar olduğumuzda da bunu yapacağız. Emekliler yanmış durumda, tarım yanmış durumda. Ben il başkanımıza durum nedir? diye sordum. Pamuk ne durumda dedim ‘Rezalet’ dedi. Zeytin pahalı gidecek dedi. ‘Aydınlılar üretiyor geçinmeye çalışıyor ama başkalarına yamanmıyor’ dedi.

“İki taraf da bize hakaret ediyorsa…”

Türkiye yandaş ve yoldaş olarak medyada bölündüğü için bu konuşmalarımız yayınlanmıyor. Biri çıkıp bana fırça atsa yoldaş ve yandaş medya hemen yayınlar. Medya da hemen bölünmüşse bu bölünmeye hizmet ediyorsa bu seçimler kritik seçimlerdir… İki taraf da bize hakaret ediyorsa bu seçimlerde iki tarafın da kulaklarının ucunu büküp morartmak gibi görevi vardır Türk milletinin.

İYİ Partililere sesleniyorum. Her bir eve gireceksiniz. Her insanın derdi ile uğraşacaksınız. CHP ile 2019 seçimlerini beraber aldık. Zannettik ki bu ucube sistemi beraber ortadan kaldırabiliriz. Ailemden birinci dereceden yakınım olan herhangi bir şahsın herhangi bir belediye ile ilişkisini ortaya çıkaran olursa politikayı bırakırım. Bunu benim gibi rahat söyleyebilen siyasetçi var mıdır bilemem.

Şantajın dışında olabilmek çok önemli bir işmiş. Benim ailemden kimsenin şirketi yok. Beni kim tehdit edebilir? Hadi oradan ulan derim. Bunu Avrupa’da şirket kuranlara soracaksınız. Türkiye dururken niye başka yerde? Siyaset için en önemli soru budur. Bir siyasetçinin ailesinden zenginliği vardır. Elbette yurtdışında ortaklıkları vardır başımın üstüne. Ama çoluğunun çocuğunun üstüne siyaset yapar yurt dışına para aktarırsan sen hırsızsın demektir.”

Paylaşın

İYİ Parti’de Aday Krizi: Ankara İl Başkanı Görevden Alındı

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlere “hür ve müstakil” girme kararı alan İYİ Parti’de Ankara İl Başkanı Yener Yıldırım, aday tanıtım toplantısında yaşanan kriz sonrası görevden alındı.

Konuya ilişkin değerlendirme yapan parti kaynakları, uzun süredir Ankara İl Başkanı Yener Yıldırım ve Yerel Yönetimler Başkanı Burak Akburak arasında sorun yaşandığını, yaşanan gerilimin de bunun sonucu olduğunu kaydetti.

İYİ Parti Ankara İl Yöneticilerinden Akif Sarper Önder, İYİ Parti’nin yeni Ankara İl Başkanı olarak atandı.

İYİ Parti Genel Merkezi’ndeki tanıtım toplantısında Etimesgut ilçe örgütü, belirlenen adayın kendi adayları olmadığını belirterek İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı Burak Akburak’ı ve Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu’yu protesto etti.

Etimegut ilçe örgütü yöneticileri AK Parti eski ilçe başkanının Etimesgut’ta aday olarak gösterilmesinin kabul edilemeyeceğini ifade etti. Akşener kürsüdeyken gerçekleşen protestoda “Akburak istifa”, “Zorlu istifa”, “Teşkilat istemiyor” sloganları atıldı. İlçe örgütünün tepkilerinin dindirilmeye çalışılması üzerine protesto arbedeye dönüştü.

Teşkilatın protestolarının ardından konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Burada bağıran arkadaşlarımızın ahlaklarını sizin vicdanınıza bırakıyorum. An itibarıyla hepsi bitmiştir” dedi.

Medyascope’un haberine göre gerilim yaşanan bir diğer ilçe de Çubuk oldu. Habere göre Yıldırım, aday tanıtım toplantısında Akşener’e Çubuk Belediye Başkan adayı olarak, ilçe başkanı Halil İbrahim Özdemir’i tanıttı.

Ardından Yerel Yönetimler Başkanı Burak Akburak müdahale ederek belirlenen adayın Korhan Merki olduğunu söyledi. Bunun üzerine tansiyon yükseldi ve bir arbede daha yaşandı.

Paylaşın

Akşener’den Hem İktidara Hem Muhalefete Sert Eleştiriler

Partisinin Meclis’teki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan İYİ Parti Lideri Meral Akşener,  konuşmasında hem iktidara hem de muhalefete sert eleştirilerde bulundu.

Antalya’da yaşanan selde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dileyerek konuşmasına başlayan İYİ Parti Lideri Akşener, Erzincan İliç’te hala ulaşılamayan 9 işçimize bir an önce ulaşılmasını diliyorum” dedi. Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Biz, milletini dinlemeyenlerin; bizi dinlememesine, elbette şaşırmıyoruz. Milletini önemsemeyenlerin uyarılarımızı önemsememesine, elbette şaşırmıyoruz. Milletini düşünmeyenlerin; cennet doğamızı düşünmelerini de elbette beklemiyoruz. Ancak; dengesi bozulan doğamız artık, alarm veriyor. İktidarın, iflah olmaz rant telaşı göz göre göre, insanlarımızın hayatını, tehlikeye sokuyor. Bitmek bilmeyen, bu sorumsuzluğun faturasını da her defasında, milletimiz ödüyor.

29 Haziran 2022’de, bu kürsüden; Erzincan İliç’teki, altın madenindeki tehlikeye karşı iktidarı uyarmıştım. Hatta bu konuda, İYİ Parti olarak; Meclisimize soru önergeleri de verdik. Ancak iktidar bizi, aşırı duyarlı bulup kulağının üstüne yatmayı tercih etti.

Baktılar, ekonomideki çöküşü engelleyemiyorlar bu sefer de 2023 seçimlerinden sonra vitrin değiştirmeye karar verdiler… “Vitrin” diyorum çünkü ekonomide sadece, görünen yüzü değiştirdiler. Vitrin değişti ama ekonomideki büyük yıkıma sebep olan zihniyet değişmedi. Sayın Erdoğan, elini ekonomiden çekmedi. Eski Merkez Bankası Başkanı, BDDK Başkanı oldu. TÜİK’in, makyajlı rakam ustalarına, dokunulmadı. Hâl böyle olunca da iktidarın bu girişimi, yine başarısızlıkla sonuçlandı.

“Türkiye’de, emeklinin payına, fitre bile düşmüyor”

Diyanet İşleri Başkanlığı bu yıl; fıtır sadakasını, 130 lira olarak belirledi… Üstelik bu 130 lirayı da, asgari sınır olarak gösterdi. Biliyorsunuz fitre; bir kişinin, günlük normal gıda ihtiyacı demektir. Diyanetin belirlediği rakama göre 4 kişilik bir aile için, aylık gıda ihtiyacı 15 bin 600 lira ediyor. Bu da aslında, diyanetin, Mart ayı için belirlediği açlık sınırını gösteriyor.

Yani; fitre üzerinden, hesap ettiğimizde bile açlık sınırı, en düşük emekli maaşının tam 5 bin 600 lira üzerinde… Yani bugün; Diyanet İşlerine göre bile milyonlarca emeklimiz açlık sınırının altında, yaşam mücadelesi veriyor. Yani işine geldiğinde, “Nass’a” sığınan AK Parti’nin devri iktidarında artık Türkiye’de, emeklinin payına, fitre bile düşmüyor. Böyle vicdansızlık olur mu? Böyle devlet yönetilir mi? Üstelik, daha bunun içinde; elektrik, su, doğal gaz, kira, giyecek, ulaşım masrafları da yok… Emeğinin karşılığını arayan emeklilerimizin sesini duyun.

“Erdoğan’ın bu geri viteslerine, kıvrak dönüşlerine alışığız”

Nitekim felaketin daha ilk haftasında “tuttuğumuz defteri açacağız” diye milletimize, tehditler savuran bir Sayın Erdoğan vardı; felaketin, 1’inci yılında da kaldığı yerden, aynen devam eden, bir Sayın Erdoğan var… Kendisi, Hatay’da çıktı ve dedi ki; “Merkezî yönetimle, yerel yönetim, el ele vermezse dayanışma hâlinde olmazsa o şehre, herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Bak şu anda, Hatay garip kaldı.”

Sanki AK Parti tarafından yönetilen; Kahramanmaraş, garip kalmamış gibi… Merkezi hükûmet ile el ele, kol kola olan; Gaziantep garip kalmamış gibi… Malatya garip kalmamış gibi… Adıyaman garip kalmamış gibi… İtiraf mı, tehdit mi, belli olmayan İnsanlıktan uzak, böylesine bir cümleyi kurdu.

Peki sonra ne oldu? Aradan 1 hafta geçti; kendisi sanki bu cümleleri hiç kurmamış gibi çıktı ve “Bizde, ‘oy yoksa hizmet de yok’ diye, milleti açık açık tehdit etmek olmaz” dedi. Biz elbette, Sayın Erdoğan’ın bu geri viteslerine, kıvrak dönüşlerine alışığız. Kendi kendisini yalanlamalarına da alışığız. Ama 1 hafta içinde ne yaşandı da Sayın Erdoğan böyle bir dönüş yaptı onu da elbette burada konuşacağız…

Hataylılar o gece birbirinizden bir farkınız yok dediler nitekim ana muhalefetten de gösterilen tepkiyi hazmedemeyenler çıkıp dediler ki ‘protestocuların kim olduğunu biliyoruz’ hatta tek tek saymış olsalar gerek ki sonra bir de ekleme yapıp 100 protesto yaşandıysa 99’u hükümete yöneliktir dediler. Sansürden sonra bunu da görmüş olduk. Hadi biz rakibiz, ama sadece bizim eleştirilerimizi değil milletin eleştirilerini de kabul edemez olmuşlar.

Yok öyle yağma. Bizim için ‘çadır yok’ diyen depremzedeler tasmalı diyen meczup yandaşlar ile kendilerine oy gelmediği için yapılan yardımları haram eden vicdansız yoldaşların arasında hiçbir fark yoktur.Bizim için kendinden olmayana nefret saçan iktidar diliyle kendine laf edene öfke kusan ana muhalefet arasında hiçbir fark yoktur.

Türk siyasetinin bugün içerisinde bulunduğu ortamda biz aslında bir değil iki otokratik yapıya karşı mücadele ediyoruz. Üstelik her iki yapının da yöntemleri aynı zihniyetleri artı çıkarları aynı. Mesela iktidar güdümündeki yandaş medyaya göre ülkemizde her şey yolunda, bütün sorun ana muhalefette.

Ana muhalefetin güdümündeki yoldaş medyaya göre ise ana muhalefetin kendi yerel iktidar alanında her şey yolunca bütün sorun iktidar partisinde bir taraf iktidarın günahlarını yüklemek için ana muhalefete yükleniyor, diğer taraf ise ana muhalefetin yetersizliğini gizlemek için iktidara yükleniyor. Ama bu orta oyunca millete memlekete ne olursa olsun sonuç hep aynı kalıyor. Hacivat Hacivatlığından Karagöz Karagözlüğünden fevkalade memnun. Kişinin de ortak dertleri ise bu düzene bir üçüncünün girmemesi. Çünkü el ele kurdukları bu hileli düzende yaptıkları sözde siyaset çok konforlu.

Seçimlere ayrı gireceğiz dediğimizde başımıza gelmedik iş kalmadı. Cumhur İttifakı’nın paydaşı yeniden refah partisi ayrı girmeye kalkıştığında inanamayacağım yoldaşların bazıları da o derece ki orada YRP’ne alkış tutulması riyakarlığın dibidir. Ben hayatımda böyle bir sahtekârlık görmedim. Onlar YRP’ni övüyor, öbür taraf ateş ediyor. Ters bir durum olduğunda 24 saat şahsen bana partimin mensuplarına söven ne idüğü belirsiz gazeteci kılıklı tiplerin, uzman kılıklı tiplerin ne yapacağını hakikaten merak ediyorum.

Gazeteci kılıklı bir hanım hem yazdı hem haber haline geldi Halk Tv’de benim birine yani bir bakana bir eski AKP’li milletvekiline demişim ki ‘Kemal Beyi Alevi ve Kürt olduğu için’ kaldı ki Kemal Beyin ailesi Horosan’dan geliyor ‘onu cumhurbaşkanı adayı yapmayacağım’ demişim.

Kendi partilerinin iç meselesini bize yansıtılması olarak görmüyorum ama. Budur ama daha endişe verici bir problem olarak görüyorum. Normalde o hanımı mahkemeye verdim gereğini yapacağız. Sonra önemli kişileri aradım bu nedir diye. İsimler ortaya çıktı, izinlerini almadığım için söylemiyorum ama söyleyebilirim.

Eski bakan denilen arkadaşımızı aradım çünkü isim verildi, aradım, benim saygı duyduğum bir isim, beni ziyarete gelmişti, hakikatten de sormuştu ve Alevilik üzerinden bir soru sormuştu, iki yıl oldu, ben de kendisine demiştim ki tam tersine ‘Alevilik benim için artı değerdir.’ Bu ülkenin cumhurbaşkanının Alevi olması bu ülkenin yarın problem noktalarından birinin ortadan kalkmasına sebep olur. O Hanım bu bakanı aramış demiş ki meral hanım bana bunu söyledi.

Sonra bir Ak Parti milletvekilinden bahsedildi, onu da 20 yıldır tanırım alevi bir arkadaşımızdır. Aynen kelimeleri ile söylüyorum ‘Abla, benim karşımda sen bir Alevi’yi bir Kürt’ü cumhurbaşkanı yapmayacağım dediğin takdirde o kapıyı çarpar giderim. Biz senle sarılarak ayrıldık.’ Şimdi bunları şunun için anlattım Türkiye’de bir dümen dönüyor, bu dümenin merkezi ben olmayacağım. Burada başka bir dümen var bu dümenin ne olduğunu ortaya çıkaracağım. Bu da benim sözüm olsun.”

Öte yandan Meclis kürsüsünde Karacaoğlan müziği dinleten İYİ Parti Lideri Meral Akşener, bir anda hıçkırarak ağlamaya başladı

Paylaşın

İYİ Parti Lideri Akşener’den “Parlamenter Sistem” Çıkışı

Partisinin Denizli aday tanıtım programında konuşan İYİ Parti Lideri Meral Akşener, “İstanbul ve Ankara’nın alınması 2023’te bu ucube sistemin değiştirilmesine yönelik önemli bir umuttu ama olmadı” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Önce yerel seçimlerde daha sonra da 2028’de, bu ucube sistemi değiştirmek kaydıyla yol yürüyeceğimizi ilan ediyoruz. Allah’ın izni ve sizlerin teveccühü ile seçimi alacağımıza inanıyorum. Sonra da çok hızlı bir şekilde parlamenter demokrasiye geçiş sağlanacak.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Denizli aday tanıtım toplantısında konuştu. “Çok zorlu bir yolculuğu, çoban ateşini Denizli’den başlattık” diyerek sözlerine başlayan İYİ Parti Lideri Akşener, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü:

“Buradaki dava arkadaşlarımın gayreti ile yürüdük. Sanki dün gibi, bugün yine buradayız. İki genel, bir yerel seçim geçirmişiz; ikinci yerel seçimde yine buradayız. İyi ki ‘Yürü abla, kardeş, anne demişsiniz. Türkiye’ye bir nefes olma yolundayız.

Eskiden siyasetçi parmağını seçmene sallayamazdı. Birinin oyu ve diğerinin oyu eşitti. Her oy bir vebaldi. Şimdi bu Türkiye terk etti. Siyasetçi, lord haline geldi, seçmenin siyasetçi karşısında hazır ol da durmasına döndük.

Seçmen istismar edildi, ayrım gözetildi. Ama biz milletin sesine kulak vermek zorunda olduğumuz konusunda yola çıktık. İyi, kötü başarılı olduk. Sayemizde emekli maaşlarına dikkat çekilmişse, vatandaşın, seçmenin sesi olma görevimizdendir.

İktidar hizmet etmekle, muhalefet ise vatandaşın avukatı olmakla görevlidir. Birbirlerini gagalaya gagalaya bunu unutuyorlar. Biz esnaf esnaf gezerek, kadının, sanayicinin, öğrenmenin, emeklinin var olduğunu kayda aldırdık ve seçmenin sesini meclise getirdik. Sonuç olarak iktidarın gözünü onlara çevirdik. Çok başarılı olduk mu? Tam değil.

Bizim fikirlerimiz vatandaştan yana! Mesela, en düşük emekli maaşı asgari ücret kadar olmalıdır. Kimsenin elini sıkmayan hür ve müstakil adayları ile İYİ Parti var. 2028 yılında genel seçimlerde; iyi belediyeciliği görerek bunlar çalmıyor, yandaş kayırmıyor diyerek İYİ Parti’yi iktidar edeceksiniz.”

“Meselemiz bu sistemin değişmesidir”

Bir partilinin “Parlamenter sisteme dönecek miyiz?” sorusuna Akşener, “Hukukun, adaletin, demokrasinin, ekonominin oluşması için bir adam sisteminden, tek adamın iki dudağı arasına sıkıştırılmış bu siyasetten Türkiye’yi çıkarmamız lazım. Burada kimse düşmanımız değildir.

Bu sistemin başına şurada oturan arkadaşların hangisini koysak, namuslarına, şereflerine, dürüstlüklerine ben kefilim ama bir sene sonra hepsi kafayı yer. Her şeyi tek bir kişinin kararına bıraktığınızda oradan karar çıkmaz. Orada çok daha fazla yanlış olur. Meselemiz Sayın Erdoğan’ın gitmesi, yerine bir başkasının gelmesi değil, bu sistemin değişmesidir” şeklinde cevap verdi.

İYİ Parti Lideri Akşener, konuşmasının ardından başta Denizli Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmak üzere ilçe belediye başkan adaylarını tanıttı. İYİ Parti Denizli adayları:

Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Yasin Öztürk
Merkezefendi Belediye Başkan Adayı Fatih Coşkun
Çivril Belediye Başkan Adayı İsmail Çorbacıoğlu
Babadağ Belediye Başkan Adayı Ali Atlı

Pamukkale Belediye Başkan Adayı Türkay Berberoğlu
Honaz Belediye Başkan Adayı Osman Çaybaşı
Sarayköy Belediye Başkan Adayı Ahmet Çelikak
Acıpayam Belediye Başkan Adayı Mahir Altu

Tavas Belediye Başkan Adayı Emin Barıner
Serinhisar Belediye Başkan Adayı Şükrü Averi
Bozkurt Belediye Başkan Adayı Zafer Kocaman
Buldan Belediye Başkan Adayı Mustafa Gülbay

Çameli Belediye Başkan Adayı Sezai Turhan
Beyağaç Belediye Başkan Adayı Seyhan Demirel
Baklan Belediye Başkan Adayı Celal Tuğji
Güney Belediye Başkan Adayı Alaattin Gümüş

Çardak Belediye Başkan Adayı Mehmet Çakmak
Bekilli Belediye Başkan Adayı Kemal Karaman

Paylaşın

Meral Akşener: İYİ Parti Herkesin Hesabını Bozdu

Partisinin Balıkesir belediye başkan adayları tanıtım töreninde konuşan Meral Akşener, “İYİ Parti’nin hür ve müstakil olarak kurulması, hür ve müstakil olarak bu seçimlerde seçimlere katılması herkesin sinirini bozdu. Herkesin hesabını bozdu. Bu parti, İYİ Parti sizler tarafından kurulduğundan biz bir tek şey için uğraştık. O da şu. Bu ucube sistemin değiştirilmesi. Bu tek adam sisteminin değiştirilmesi” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Balıkesir belediye başkan adayları tanıtım töreninde partililere hitap etti. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Turhan Çömez’i tanıtarak sözlerine başlayan Akşener, “Şimdi Turan Çömez’i çok eski tanıyorum ben. Milletvekili olmadan evvel doktorluğu döneminden tanıyorum. Çırpına çırpına hasta iyileştirdi. Paranın peşinde koşmadı. Sonra siyasete girdi. O siyaset yaptığı dönemde de Türkiye’nin birliğine bütünlüğü için çalıştı.

Devletimizin kurumlarıyla el birliği yaptı. Sonra bir ters rüzgar esti. Bir baktık düşman olmuş. Bir baktık, düşman kuvveti olmuş. Bir rüzgar esti Turan Çömez düşman olmuş. Yılmadı mücadeleden ama bu ülkeyi de satmadı. Gidip şikayette bulunmadı. Ve sonuçta onun iradesi, onun direnci netice itibariyle Türkiye’ye başı dik, alnı açık, hırsızlık yapmadan, çalmadan, çaldırmadan. Bir siyasi dönem geçirdiği tescillenerek oculukla buculukla alakası olmadığı tescillenerek Ergenekon’dan yargılandı.

Ordunun yargılandığı dönemde Ergenekon’dan yargılandı. Sonuç itibariyle vatanını seven bir insan olarak tescillendi geri döndü. Ve bizim kurduğumuz partimize katıldı. Bunun içinde hem bu taraftan tekme yediğimiz, hem bu taraftan tekme yediğimiz bir süreçte ayakta kalmış İYİ Parti’nin saflarına katıldı. Ben şahidim. Canı çok daha rahat edebileceği bir siyasi partide yer alırdı. Hiç zorluk çekmeden siyasi hayatını devam ettirirdi.

Şimdi bugün burada. Niçin buradayız? Turan Çömez’in büyükşehir belediye başkan adaylığını Balıkesir’imizin büyükşehir belediye başkan adaylığı için buradayız. İYİ Parti’nin hür ve müstakil olarak kurulması, hür ve müstakil olarak bu seçimlerde seçimlere katılması herkesin sinirini bozdu. Herkesin hesabını bozdu. Bu parti, İYİ Parti sizler tarafından kurulduğundan biz bir tek şey için uğraştık. O da şu. Bu ucube sistemin değiştirilmesi. Bu tek adam sisteminin değiştirilmesi” dedi.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Akşener, açıklamalarına şöyle devam etti: Şimdi bütün bunların her birini değiştirecek olan şey ucube sistemin gitmesidir. Biz bununla ilgili 2018 ve 2019’da elimizden geleni, üstümüze ne düşüyorsa yaptık. Allah’ım şahittir ve bir süre sonra inanıyorum ki milletim de bunu görüp bizim hakkımızı teslim edecektir. Ama başaramadık. Şu sebeple, bu sebeple başaramadık. Varsayalım bütün suç benimdir. Dolayısıyla bunun bu başarısızlığın sebebi nedir? Bu tahterevalliden mutlu ve memnun olan sistemdir. Bu sistemden beslenen kişilerdir, kişiliklerdir. Biz buna karşıyız. Biz buna karşı olduğumuz için bulunduğumuz partilerden ayrılarak bir büyük mücadeleyle bir araya geldik. Şimdi eğer biz bu yerel seçimlerde bu yerel seçimlerde aday çıkardığımız şehirlerdeki her yerde kendi başımıza aday çıkarıp yol yürüyoruz.

“Allah’ıma şükür gıcığız”

Bu aday arkadaşlarımızın ilçelerde, beldelerde, illerde ve büyük şehirlerde kazanmalarını sağladığımız zaman neyi ortaya koyacağız? Bu ülkeyi yöneten partisin diyeceksin ki ’Eyvah! Artık insanları uyutamayacağım. Çünkü seçmen millet, benim kulağımın yarısını morarttı. Diğer tarafta diyecek ki ’Eyvah yan gel Osman devri bitti. Benim kulağımın yarısı da morardı’. İYİ belediyeciliği ortaya koyan sosyal belediyeciliği ortaya koyan ve kayırmayan çalmayan, çaldırmayan objektif hukuka uygun, adalete uygun bir belediyeciliği hayata geçirdiği andan itibaren ne olacak biliyor musunuz? 2028’de herkesin eteği tutuşacak.

Herkes hoplayacak ve herkes gelecek tek tek seçmenin gözünün içine bakacak. Çömez ve diğer arkadaşlarımız çıktılar dediler ki biz adayız. Şimdi kolay bir şey değil. Bakın çok kolay bir şey değil. Nedir bu? Her türlü zorluğa direnmektir. Nedir bu? Asacak billboard bulamamaktır. Nedir bu? Ağaca astığın posterinin Vali Bey tarafından indirilmesine göz yummak zorunda kalmaktır ama bizimki göz yummadı. Gıcığın önde gideni. Şimdi karşımda eski bakanlar oturuyor. Şimdi Oktay Vural. Ayfer Yılmaz. Bakın ben de hasbelkader bakanlık yaptım.

Dikkat ederseniz başka arkadaşlarını da sayabilirim. Milletvekillerimizi çok enteresan şu sıra Türkiye’de böyle para dedikodusu havalarda uçuşuyor. Şu parti şundan şunu aldı, şu parti şundan bunu aldı. Bakanlık yaptığımız süre içerisinde, iktidar olduğumuz süreler içerisinde Allah’ıma bin şükür ki ne benim hakkımda, ne burada oturan arkadaşlarım hakkında ’gıcık insanlar’ dışında tek kelime edilmemiştir. Allah’ıma şükür gıcığız. Ama şunu yaptılar, bunu yaptılar denilmemiştir.

2010 yılında ben milletvekiliydim. Meclis başkan vekiliydim. O meşhur anayasa değişikliği yapıldı. O meşhur anayasa değişikliğinin yapılmaması için AK Parti’nin ne kadar kallavi adamı varsa hepsine tek tek gittim. Yapmayın dedim. Yol su, elektrik olarak bu ülkenin boynuna bir bumerang saplanacak dedim. Bunlardan bir tanesi mesela o günün Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’dir. Kim varsa gittim. Dinletemedim. O anayasa değişikliği yapıldı.

Ne için yapıldı biliyor musunuz? 2019’da ki yerel seçimde öngördükleri oyu alamadıkları için seçmeni polarize etmek, seçmeni kutuplaştırmak için gene bir diğer alanı da düşmanlaştırmak için yapıldı. Bir de yargıda kendi adamlarımı koyar mıyım diye yapıldı. O eğer 2010’da referanduma gidilmesi o mecliste yapılan o değişiklik olmasaydı 15 Temmuz olmazdı. Bu millet devleti sokaktan, devleti köprüden toplamak zorunda kalmazdı. Ve hala bir FETÖ belasıyla mücadele etmek zorunda kalmazdı. Şimdi bugün de diyorum ki.

Turan Çömez ve ilçelerdeki arkadaşlarımızı seçin. Çünkü bu büyük şehirlerde bizim yönetimi devralmamız, belediyeleri devralmamız şunu sağlayacak. Şu anda da hukuk, adalet yerlerde, liyakat yerlerde ve en önemlisi gençlerin umudu yerlerde. Bunu toplayıp yerden toplayıp tekrar yerli yerine oturtmak gerçekten Allah bize nasip edecek sizlerin teveccühüyle. Ve bu ülkenin yeni baştan kuruluş ayarlarına dönmesini sağlayacak. Ama bizim iş görme, bunu ispatlamaya ihtiyacımız var. Bu ihtiyaç da belediyeleri kazanmaktan geçiyor.

Programda İYİ Parti Balıkesir Belediye Başkan Adayları da belli oldu. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Turhan Çömez, konuşmaların ardından projelerini içeren bir sunum gerçekleştirdi.

Paylaşın

“‘Akşener, Alevi-Kürt Bir Cumhurbaşkanı Seçtirir Miyim?’ Demiş” İddiası

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, hakkında dikkat çeken bir iddia ortaya atıldı. İddiada, Akşener’in, “Sizce ben Alevi-Kürt bir Cumhurbaşkanı seçtirir miyim? Siyasi çizgim buna izin verir mi! Asla!” dediği ifade edildi.

halktv.com yazarı Ayşenur Arslan, “Sizce Ben Alevi-Kürt Bir Cumhurbaşkanı Seçtirir Miyim?” başlıklı yazısında, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, hakkında dikkat çeken iddialarda bulundu. Ayşenur Arslan’ın yazısının ilgili kısmı şöyle:

Son iki yazım, beklediğimin ötesinde yankı getirdi. İlkinde “Erdoğan’a kazandırma cephesi” ve oyun planlarını yazmıştım. Yazı üzerine arayanların anlattıklarıyla da “Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu’na kazandırmama kararı ve TAYYİP ABİSİ hakkında düşündüklerini” kaleme almıştım.
O yazı üzerine yine telefonlarım susmadı.

İçlerinden biri -yine adı bende saklı- öyle şeyler anlattı ki, onları yazmak da şart oldu.
Telefondaki kişi şahsen tanıdığım bir isim değil, önce onu belirteyim. Ama yakasında AKP rozetiyle Meclis’e giden önemli bir siyasetçi. Epeydir o cepheden uzak olsa da anlaşılan siyasetten kopmamış. Belki de bu nedenle 2023 seçimine 2 ay kadar kala Akşener’i ziyarete gitmiş.

O görüşmede Meral Akşener -not aldım- şöyle demiş:
“Sizce ben Alevi-Kürt bir Cumhurbaşkanı seçtirir miyim? Siyasi çizgim buna izin verir mi! Asla!”
Ziyaretçisi “Peki aklınızda başka bir isim var mı” diye sormuş. Akşener de güzel güzel anlatmış:
“İlhan (Kesici) Abi olabilir. Ama o da Abdullah Gül gibi yemeği önüne hazır ister. Bir de Hikmet (Çetin) Bey düşünülebilir. Her halükarda Kemal (Kılıçdaroğlu) Bey’in olmayacağı kesin.”

Neden yazdım bunu?
Uzun yıllardır sahnelenen oyunun sonuna geldik. Birazdan perde kapanacak.
Adı bende saklı olanların ya da bugüne kadar gölgelerden hiç çıkmayanların.. Tanıdıklarımın tanımadıklarımın artık öne çıkma zamanı geldi. KONUŞUN.. ANLATIN.. BU ÜLKE ELDEN GİDERKEN VE BUNA KARŞI ÇABALAMAKTAN BAŞKA SUÇU OLMAYANLAR HAPİSLERDE ÇÜRÜTÜLÜRKEN SUSMAYIN!

Akşener’in, -zaten bildiğimiz üzere- Bahçeli’nin, -tam aksini iddia ederken perde arkasında başka politikalar güden- Erdoğan’ın Alevi düşmanı olup olmadığını anlayalım. Kürtler’e aslında ne gözle baktıklarını bilelim.
Ve gelecekte bizi / ülkemizi nelerin beklediğini fark edelim.

Akit Gazetesi geçenlerde CHP’ye kin kusan manşetinde “Ülkenin asli unsuru dindarlar” diyordu. Kastedilen elbette “her dinin inananı” değil, biliyoruz. Akit ve “benzerleri için asli unsur “Sünni müslümanlar”.
Kutuplaşma, “siyasi tutumların merkezden uzaklaşıp aşırı uçlara doğru ayrışması” ise, bunun bu ülkede hangi fay hatları üzerinde yürüyeceğini biliyoruz, değil mi!

Akit, iktidar ve destekçilerinin bilinçaltını dışa vurmuş.
Eğer kendinizi sünni müslüman olarak tanımlamıyorsanız..
Dahası, o çizginin iktidar tarafından makbul görülen bir tarikat veya cemaatine mensup değilseniz..
Dolayısıyla muhtemelen oyunuzu Reis’e vermiyorsanız..
Ülkenin asli unsuru değilsiniz. ÖTEKİSİNİZ!

Erdoğan.. Bahçeli.. Erbakan’ı, Destici’si, Oğan’ı ile ortakları.. Ve artık fark ediyoruz ki Akşener.. GELECEĞİMİZ İÇİN PUSLU BİR PLANI UYGULAMAYA SOKTULAR. Bunu açığa çıkaracak, komploları ifşa edecek her ses çok değerli. O nedenle “KONUŞUN” diyorum.

Belli ki Akşener kapalı kapıların arkasında rahat rahat konuşmuş. Her ziyaretçisine Kılıçdaroğlu ve Aleviler-Kürtler hakkındaki düşüncelerini sakınmadan anlatmış.
Bunları, şimdi değilse ne zaman öğreneceğiz?

Yazının tamamı için TIKLAYIN

İYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Kürşad Zorlu, Ayşenur Arslan’ın Meral Akşener hakkındaki iddialarına da yanıt verdi. Ayşenur Arslan, Akşener’in 2 ay önce bir siyasetçi ile görüşmesinde Kılıçdaroğlu’nu kastederek “Sizce ben Alevi-Kürt bir Cumhurbaşkanı seçtirir miyim? Siyasi çizgim buna izin verir mi! Asla!” dediğini, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ise ‘abi’ diyerek bahsettiğini öne sürmüştü. Zorlu, iddialarla ilgili hukuki sürecin başlatıldığını vurgulayarak şöyle konuştu:

“Bu yazıyı yazan kişinin yanlış hatırlamıyorsam sözlerini çarpıtması neticesinde televizyon programı durdurulmuştu. Bir defa şunu söyleyeyim; çok çirkin. Bu iddiaları kesinlikle reddediyoruz. Bakın ben operasyon siyaseti demiştim. Operasyon siyasetinin yanında bir de yakın geçmişte, propagandist gazetecilik eklendi.

Bu şekilde kadro tamamlandı. Ancak biz bu konuda kararlıyız… Bütün bu tutarı adımları İYİ Parti atıyorken, üçüncü yolu açma irademizden dolayı bize acımasızca saldıran propagandist gazetecilik anlayışı milletimizce de dikkatle takip ediliyor. Ama biz bunlardan çekinmiyor ve korkmuyoruz.”

Paylaşın