İran’dan BM Aracılığıyla İsrail’e Gazze Uyarısı

Filistin – İsrail savaşında çatışmalar her geçen gün biraz daha da şiddetlenirken, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan, Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Birleşmiş Milletler’in (BM) Orta Doğu temsilcisi Tor Wennesland ile bir araya geldi.

Haber Merkezi / Görüşmede, Tor Wennesland, Hüseyin Emirabdullahiyan’dan Gazze’deki çatışmaların daha geniş bölgelere yayılmasının önlenmesine yardım etmesini istedi. Emirabdullahiyan ise, ülkesinin çatışmaların bölgesel bir savaşa dönüşmesini istemediğini ve Gazze’de Hamas tarafından rehin tutulan sivillerin serbest bırakılmasına yardımcı olmak istediğini söyledi.

İran’ın kırmızı çizgilerinin olduğunu vurgulayan Hüseyin Emirabdullahiyan, İsrail’in askeri operasyonu devam ederse ve özellikle Gazze’ye kara saldırısı düzenlerse, ülkesinin buna karşılık vermek zorunda kalacağını belirtti.

Biden, Mahmud Abbas ve Binyamin Netanyahu ile görüştü

Öte yandan ABD Başkanı Joe Biden, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile telefonda görüştü. Konuya ilişkin Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Biden’ın Abbas’a “Filistin halkına, özellikle Gazze’ye acil ihtiyaç duyulan insani yardım” konusunda teklifte bulunduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca, “Biden’ın Netanyahu’ya ABD’nin İsrail’e tam desteğinin devam ettiği” bilgisine de yer verildi.

Abbas’dan Biden’a İsrail’in insani hukuka saygı göstermesi çağrısı

Ayrıca Sputnik’in Wafa ajansından aktardığına göre; Abbas’ın Biden ile yaptığı görüşmede İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki uluslararası insancıl hukuka uyması çağrısında bulundu ve İsrail’in bombalamalarının durdurulması gerektiğini vurguladı.

Haberde, “Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı telefon görüşmesinde bölgede barış ve güvenliğin ancak uluslararası kararlara dayanan iki devletli çözümün hayata geçirilmesiyle sağlanabileceğini vurguladı, Filistin tarafının bu hedefe yönelik çalışma istekliliğini dile getirdi, tüm saldırıların durdurulması, ayrıca Gazze Şeridi’nde olup bitenlerle ilgili olarak uluslararası insani hukuka saygı duyulması gerektiğini ifade etti” denildi.

Abbas’ın ayrıca ‘Gazze Şeridi’nde acil insani koridorların açılması, oradaki vatandaşlara temel malzeme ve ilaçların sağlanması, su, elektrik ve yakıt ulaştırılmasının yanı sıra Gazze Şeridi’nden nüfusu taşıma politikasından tamamen vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizdiğine’ dikkat çekilen haberde, Filistin liderinin ayrıca Batı Şeria’daki Filistin kasabaları, köyleri ve mülteci kamplarına yönelik saldırıların yanı sıra, durumun tırmanmasına neden olan Mescid-i Aksa’ya yönelik aşırılık yanlısı saldırılara da son verilmesi çağrısında bulunduğu vurgulandı.

Filistin lideri aynı zamanda ‘sivil mahkumların serbest bırakılması çağrısında bulunarak, her iki taraftaki sivilleri öldürme veya kötü muamele uygulamalarını reddettiğini’ teyit etti.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler: İnsanlık Gazze’de Sınıfta Kalıyor

Hamas’ın silahlı kanadı Kassam Tugayları’nın başlattığı Filistin – İsrail savaşında sekizinci gün geride kalırken, Birleşmiş Milletler İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Martin Griffiths, Gazze’deki insani durumun “hızla devam edemez hale geldiğini” söyledi.

Haber Merkezi / Griffiths, “Gazze’de elektrik, su, yakıt yok ve gıda da tehlikeli bir şekilde kıtlaşıyor” derken “İsrail’in tahliye uyarısından sonra “tıkalı, hasar görmüş yollarda güneye gitmeye çalışırlarken ailelerin bombalandıklarını” belirtti. Griffiths ayrıca “Korkarım daha kötüsü geride. İnsanlık sınıfta kalıyor” dedi.

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’ndan (UNRWA) yapılan açıklamada Gazze Şeridi’ne uygulanan izolasyon nedeniyle çekilen su sıkıntısının bir “ölüm kalım meselesi haline geldiği” ifade edildi.

UNRWA Genel Direktörü Philippe Lazzarini bugün yaptığı yazılı açıklamada bölgedeki yaklaşık 2 milyon Filistinli sivilin su ihtiyacının karşılanması için derhal Gazze’ye yakıt ikmalinin de serbest bırakılmasını talep etti. İnsani yardımın bölgeye ulaştırılmasının en az bir hafta aldığını belirten Genel Komiser, uygulanan ablukanın derhal kaldırılması yönündeki talebini de tekrarladı.

UNRWA’nın açıklamasında, bölgedeki su şebekesi işlemediğinden mevcut temiz suyun tükenmek üzere olduğu, bu yüzden insanların kirli su kullanmak zorunda kaldığı, bunun da kirli suyla bağlantılı hastalıkların yayılma riskini artırdığı belirtildi.

UNRWA’nın İsrail’in bombardımanı nedeniyle güneydeki Birleşmiş Milletler merkezine taşıdığı hizmet merkezinde de suyun tükenmekte olduğu ifade edildi. UNRWA Genel Direktörü Lazzarini, saldırılar üzerine kendilerine sığınan, “çoğu çocuk, yaşlı ve kadın Filistinli’nin su sıkıntısı nedeniyle aşırı sıvı kaybından (dehidrasyondan) öleceğini” söyleyerek İsrail’den blokajın kaldırılmasını talep etti.

7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırmasıyla başlayan ve İsrail’in resmen “savaş” ilan etmesiyle, Benyamin Netanyahu hükümeti, militan İslamcı Hamas’ın kontrol ettiği Gazze Şeridi’ni abluka altına alma kararı almıştı. Bu arada yaklaşık 2 milyon 300 bin sivilin yaşadığı Gazze’ye bombardımanı da sürdürüyor.

İsrail, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yaşayan Filistinlilere güneye gitme çağrısı yapmıştı. İsrail, bölgede yaşayan yaklaşık 1 milyon 100 bin Filistinli’den güneye gitmesini istemişti.

Avrupa Birliği, Gazze yardımlarını üç kat arttırıyor

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İsrail ziyaretini takiben yürüttüğü temasları sonrasında Avrupa Birliği’nin sivillere yönelik yardımını arttıracağını duyurdu.

Von der Leyen, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “AB, Gazze’deki ve daha geniş bölgedeki savunmasız sivillere yönelik insani yardımlarını üç katına çıkaracak. Bu desteğin ihtiyacı olanlara ulaşmasını sağlamak için çabalarımızı iki katına çıkaracağız.” diye yazdı.

Komisyon, bu kapsamda Gazze için öngörülen mevcut insani yardım paketini 50 milyon euro arttıracağını ve böylece toplam yardım miktarı 75 milyon euronun üzerine çıkacağını duyurdu.

Komisyondan yapılan basın açıklamasında, AB’nin bu yardımın BM ile yakın işbirliği içinde Gazze şeridindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını amaçladığı belirtildi ve İsrail’in Hamas’a karşı uluslararası insancıl hukuka tam saygı çerçevesinde kendini savunma hakkını desteklediği ifade edildi.

“İnsani yardım ve savaş hukukunun uygulanması için çalışıyoruz”

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden, İsrail’in olası kara harekatı öncesinde sosyal medya hesabından bir paylaşım yaparak insani yardım ve savaş hukukuna vurgu yaptı. Biden, bunun için ülkesinin İsrail, Mısır, Lübnan ve Birleşmiş Milletler’le birlikte çalıştığının altını çizdi.

Açıklamada “ABD, Hamas’ın saldırısının insani sonuçlarını hafifletmek, yardım akışını yeniden başlatmak için gerekli koşulları yaratmak ve savaş hukukunun uygulanmasını savunmak üzere İsrail, Mısır, Ürdün hükümetleri ve BM ile birlikte çalışmaktadır.” denildi.

ABD, Hamas’ın İsrail’de sivilleri hedef alan saldırılarınıa karşı İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu ve bunun için her türlü yardımı yapmaya hazır olduğunu ifade ediyor. ABD Dışişleri bakanı Antony Blinken,sivillere yardım ve güvenli koridor açılması konularında Arap ülkelerinden destek almak amacıyla bölgede temaslarını sürdürüyor.

BM: 1 milyon kişi evlerini terk etti

Son bir hafta içinde Gazze’de bir milyon kişinin bölgedeki evlerini terk ettiği açıklandı. Açıklama Gazze’de yer alan Birleşmiş Milletler birimlerinden geldi. Son 24 saat içinde bölgenin kuzeyinden güneyine doğru büyük bir hareket devam ediyor.

Paylaşın

Suudi Arabistan, İsrail İle Normalleşme Görüşmelerini Askıya Aldı

Hamas’ın silahlı kanadı Kassam Tugayları’nın başlattığı operasyon sonrası şiddetlenen Filistin – İsrail çatışmalarının sekizinci gününde, Suudi Arabistan yönetimi, İsrail ile normalleşme görüşmelerini askıya aldı. 

Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, İsrail saldırılarında Gazze’de en az 2 bin 215 kişinin öldüğünü, 8 bin 714 kişinin yaralandığını açıkladı. Açıklamaya göre, Batı Şeria’da da 54 kişi yaşamını yitirdi, 1100 kişi yaralandı.

Bakanlık açıklamasında, İsrail saldırılarında bugüne kadar ölenlerden 724’ünün çocuk ve 458’inin kadın olduğu kaydedildi. İsrail’den yapılan son açıklamada, 1300 İsraillinin hayatını kaybettiği, 3 bin 436 İsraillinin yaralandığı bilgisi paylaşılmıştı.

Suudi hükümetine yakın bir kaynak yaptığı açıklamada, İsrail ve Hamas arasındaki savaşın devam ettiği bir ortamda, Riyad’ın İsrail ile olası normalleşme görüşmelerini askıya almaya karar verdiğini söyledi.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Orta Doğu turu kapsamında şu anda Riyad’da bulunduğunu belirten kaynak, Suudi Arabistan’ın “İsrail ile olası normalleşme görüşmelerini askıya almaya karar verdiğini ve ABD’li yetkilileri bu konuda bilgilendirdiğini” dile getirdi.

Reuters’a göre de konuya vakıf iki kaynak, Suudi Arabistan’ın ABD destekli İsrail ile ilişkileri normalleştirme planlarını rafa kaldırdığını ve dış politika önceliklerini hızla gözden geçirdiği bilgisini verdi.

Gazze merkezli Filistinli silahlı direniş grubu Hamas ile İsrail arasında devam eden savaş, aynı zamanda Suudi Arabistan Krallığı’nı İran’la ilişki kurmaya itti.

Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman, çatışmaların patlak vermesinin akabinde ilk telefon görüşmesini İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile yaptı. Taraflara göre liderler arasındaki görüşme 45 dakika sürdü.

Reuters’a konuşan kaynaklar, ABD destekli İsrail’le normalleşme görüşmelerinde gecikme yaşanacağını, Riyad’ın bunu ABD ile savunma anlaşmasını elde edebilme yolunda önemli bir koz olarak kullanacağını aktardı.

Bölgede 7 Ekim’de patlak veren savaş öncesi hem İsrailli hem de Suudi liderler Orta Doğu’yu yeniden şekillendirebilecek olası bir anlaşmaya doğru istikrarlı şekilde ilerledikleri yorumlarını yapıyordu.

Hatta İslam’ın en kutsal iki mekanına ev sahipliği yapan Suudi Arabistan, son savaşa kadar, İsrail, Filistinlilere kendi bağımsız devletlerini kurma izni vermese bile ABD savunma anlaşması arayışının raydan çıkmasına izin vermeyeceğini ima etmişti.

Ancak analistlere göre “Filistinlileri bir kenara iten yaklaşım” bölgedeki Arapları kızdırma riski taşıyordu. Riyad, İsrail’le ilişkileri normalleştirmesi karşılığında ABD’den resmiyete dökülmüş bir savunma anlaşmasını imzalamasını istiyor.

Bu bağlamda Riyad, Washington’dan sivil nükleer programı için destek, beşinci nesil F-35 savaş uçakları ve gelişmiş Amerikan silahlarına hızlı ve sorunsuz erişim talep ediyor. Joe Biden liderliğindeki ABD yönetimi ise henüz Suudi Arabistan’a söz vermiş değil.

Zira Washington, Riyad’a söz konusu anlaşma karşılığında bazı şartlar sunuyor. Bunlardan ilki ve en önemlisi ise İsrail ile ilişkileri normalleştirmesi.

Riyad’ın duruşuna vakıf bir kaynak, İsrail’le görüşmelerin şimdilik sürdürülemeyeceğini ve müzakereler yeniden başladığında ise İsrail’in Filistinlilere vereceği tavizler konusunun daha büyük bir öncelik olması gerektiğini belirtti.

Bu da, Riyad’ın bağımsız Filistin devleti fikrinden geri adım atmadığını gösterdiği şeklinde değerlendirildi.

Suudi Arabistan’a yakın bir başka kaynak Washington’ın Riyad’a Hamas’ın İsrail operasyonunu kınaması için baskı yaptığını ancak Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan’ın buna karşı çıktığını söyledi. Konuya aşina bir ABD’li yetkili de bunu doğruladı.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ise Beyaz Saray’da düzenlenen bir toplantıda normalleşme çabalarının “askıya alınmadığını” ama diğer acil sorunlara odaklanıldığını söyledi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

“Hamas’ın Lider Kadrosundan İki Kişi Öldürüldü” İddiası

İsrail, 7 Ekim’de başlayan operasyonların ana sorumlularından olduğunu iddia ettiği Hamas’ın lider kadrosundan Ebu Murad ve El Kadı’nın öldürüldüğünü öne sürdü. İddialar bağımsız kaynaklarca henüz doğrulanmadı.

Haber Merkezi / Hamas’ın silahlı kanadı Kassam Tugayları’nın İsrail’e yönelik ‘Aksa Tufanı’ operasyonuyla başlayan Filistin – İsrail savaşı sekizinci gününde devam ederken, İsrail ordusu, gece boyunca Gazze Şeridi’ne yönelik bombardımanını sürdürdü.

İsrail, saldırılarında Hamas’ın lider kadrosundan Murat Ebu Murad’ın öldürüldüğünü öne sürdü. Ordu, Ebu Murad’ın İsrail’e yönelik 7 Ekim’de başlayan operasyonun ana sorumlularından biri olduğunu iddia edildi. Hamas ise Murad Ebu Murad’ın öldürüldüğünü henüz doğrulamadı.

İsrail ayrıca, El Kadı isimli Hamas komutanının öldürüldüğünü açıkladı. Açıklamada, El Kadı’nın SİHA saldırısında öldüğü ve istibharatın Şin Ben aracılığı ile elde edildiği kaydedildi. El Kadı’nın da öldürüldüğü henüz bağımsız kaynaklarca doğrulanmadı.

Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, Gazze’de en az 2 bin 215 kişinin öldüğünü, 8 bin 714 kişinin yaralandığını açıkladı. Açıklamaya göre, Batı Şeria’da da 54 kişi yaşamını yitirdi, 1100 kişi yaralandı. Bakanlık açıklamasında, İsrail saldırılarında bugüne kadar ölenlerden 724’ünün çocuk ve 458’inin kadın olduğu kaydedildi.

İsrail’den yapılan son açıklamalara göre, 1300 İsraillinin hayatını kaybettiği, 3 bin 436 İsraillinin yaralandığı bilgisi paylaşılmıştı.

İsrail, Gazzelilere TSİ 16’ya kadar süre verdi

İsrail, Gazzelilere bölgenin güneyine güvenli gidiş için Türkiye saati ile 16’ya kadar süre verildiğini duyurdu.

Ordu sözcüsünün sosyal medyada yaptığı açıklamada, güneye giden iki yolun, “zarar görme endişesi taşımadan” kullanılabileceği mesajını verdi. Sivillere Beyt Hanun ve Han Yunus’a geçmeleri tavsiyesi yapılıyor.

İsrail ordusu dün de Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yaşayan 1 milyon 100 bin Filistinlinin güneye geçmesi için 24 saat süre tanımış ve bu süre dün akşam TSİ 20.00’de dolmuştu. İsrail’in çağrısı başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere uluslararası toplumda da yoğun tepkilere neden olmuştu.

BM, 1 milyon 100 bin Filistinli’nin bölgedeki yaklaşık 2 milyon 300 binlik nüfusun neredeyse yarısı olduğuna dikkat çekerek, bu kadar çok kişinin büyük bir trajedi yaşanmadan 24 saatte güneye tahliyesinin imkansız olduğunu vurgulamıştı. BM, İsrail’den tahliye kararını geri almasını da talep etmişti.

Olası bir mülteci dalgasından endişe eden Mısır da Gazze sınırını kapattığı için bölgede Hamas ile İsrail arasında sıkışıp kalan ve gidebileceği yer olmayan sivillerin büyük bir insanlık dramı yaşamasından endişe ediliyor.

Öte yandan, sivillerin bölgeyi terk etmesi halinde İsrail’in hazırlandığı kara saldırısını başlatacağını düşünen Hamas’ın da güneye geçmek isteyen Filistinlileri durdurduğu ve zorla geri gönderdiği iddia edildi.

ısır, İsrail’in olası kara saldırısı öncesi geçişleri önlemek için Gazze sınırına beton bloklar yerleştiriyor. Refah Sınır Kapısı’nın açık olduğunu söyleyen Mısır  Gazze’den sınırlı sayıda insanı topraklarına kabul etti.

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye’de yer alan El-Avde Hastanesi Müdürü Ahmed Muhenne, İsrail ordusunun bombalamak için süre vermesine rağmen sağlık ekiplerinin hastaneyi tahliye etmeyi reddettiğini söyledi.

Özellikle yoğun bakımdaki 5 hastanın tahliyesinin mümkün olmadığını belirten Muhenne, “Hastanemizin küçüklüğüne ve imkanların kıtlığına rağmen biz burada kalıp hastalara hizmet vermekte ısrar ediyoruz. Tahliyeyi reddediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Gazze’deki duruma ilişkin açıklama yaptı. Kuruluş “İsrail’in sivilleri öldürmesi ve Gazze Şeridi’ndeki tüm mahalleleri yok etmesi karşısında şok olduk ve dehşete düştük” ifadelerini kullandı.

Kuruluş açıklamasına şöyle devam etti: Derhal ateşkesin sağlanmadı, ablukanın kaldırılması ve Gazze Şeridi sakinlerine yönelik toplu cezalandırmaya son verilmesi çağrısında bulunuyoruz.

Rusya, insani ateşkes çağrısında bulunacak ve sivillere yönelik şiddeti kınayacak bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) karar taslağı önerdi.

Reuters’in haberine göre, tek sayfadan oluşan karar taslağında ayrıca rehinelerin serbest bırakılması, insani yardımların engellenmeden ulaştırılması ve yardıma ihtiyacı olan sivillerin güvenli bir şekilde tahliye edilmesi çağrısında bulunuluyor.

Diplomatlar, metnin 15 üyeli konseye çatışmayla ilgili kapalı kapılar ardında yapılan bir toplantı sırasında verildiğini söyledi.

ABD Başkanı Joe Biden, Philadelphia’da bir etkinlikte konuştu. ABD’nin İsrail’in yanında olduğunu tekrarlayan Biden, şu ifadeleri kullandı:

“Saldırı hakkında daha fazla şey öğrendikçe, olay daha da dehşet verici hale geliyor. Aralarında en az 27 Amerikalının da bulunduğu bin masum insanın hayatını kaybettiren bu adamlar tam bir şeytan. Başından beri söylediğim gibi, Amerika Birleşik Devletleri, hiç kuşkunuz olmasın, İsrail’in yanındadır”

Biden ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin’in bölgeye yaptığı ziyaretlerin amacının “İsrail’in kendisini savunmak ve bu saldırılara karşılık vermek için ihtiyaç duyduğu her şeye sahip olduğundan emin olmak” olduğunu söyledi.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze’nin kuzeyinin tahliyesinin ‘kesinlikle mümkün olmadığını’ söyledi.

Bölgeye insani yardım çağrısında bulunan Guterres kısa açıklamada, “Tüm bölge kuşatma altındayken, 1 milyondan fazla insanı yoğun nüfuslu bir savaş bölgesinden yiyecek, su ve barınma imkanı olmayan bir yere taşımak son derece tehlikeli ve bazı durumlarda kesinlikle mümkün değil” dedi.

Paylaşın

Abbas: Gazze Tehciri ‘İkinci Nakba’ Olur ; Netanyahu: Bu Sadece Başlangıç

Filistin ile İsrail arasındaki çatışmalar Hamas’ın “Aksa Tufanı” operasyonu sonrası şiddetlenirken, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail’in Gazze çağrısı sonrası yaşanabilecek insani felakete karşı uyardı.

Mahmud Abbas, Gazze’dekilerin tehcir edilmesinin “ikinci Nakba” olacağını söyledi. Gazze’ye insani yardım koridorları açılmasına izin verilmesi, tıbbi yardım ulaştırılması, elektrik, su ve akaryakıt temin edilmesi çağrısı yapan Abbas, iki taraftan da sivillerin öldürülmesine ya da cezalandırılmasına karşı olduğuna söyledi.

Hamas’a esirleri serbest bırakması çağrısında bulunan Filistin Devlet Başkanı Abbas, barış ve güvenliğin Filistin halkına meşru haklarının verilmesiyle sağlanacağını ifade etti.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, beklenen kara operasyonu öncesi yaptığı açıklamada, “Bu, sadece başlangıç. Bu savaşı hiç olmadığı kadar güçlü bir şekilde bitireceğiz” ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı Netanyahu, operasyon için arkalarında güçlü bir uluslararası destek bulunduğunu ve “Hamas’ı yok edeceklerini” söyledi. Netanyahu, “Hamas’ı yok edecek ve kazanacağız ama bu, zaman alacak” dedi.

İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yaşayan Filistiinlilere güneye geçmeleri için tanıdığı 24 saatlik süre, TSİ 20.00’de dolmuştu. Bir milyonun üstünde kişinin bu kadar kısa bir sürede yaşadıkları yerleri terk etmesinin zorluğu nedeniyle İsrail’in çağrısı uluslararası tepkilere yol açmıştı.

İsrail’in çağrısını dezenformasyon” olarak tanımlayan Hamas ise Gazzelilere çağrı yaparak İsrail’in söz konusu uyarısını görmezden gelmelerini istedi. Hamas söz konusu çağrının Gazze’nin işgali için yapıldığını belirtirken, Gazze’deki camilerden çağrıya kulak verilmemesi yönünde anonslar yapıldı.

Geçen Cumartesi günü Hamas’ın İsrail’e karşı düzenlediği Aksa Tufanı operasyonu ve ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden hava bombardımanında şimdiye kadar binlerce kişi hayatını kaybetti.

“İnsani durum ölümcül seviyeye ulaştı”

UN News’te yer alan habere göre, BM insani yardım görevlileri bugün İsrail’in devam eden hava saldırıları ve derinleşen insani krizin ortasında tüm nüfusun kuzeyi terk etmesini emretmesinin ardından Gazze Şeridi’ndeki tüm siviller için derin endişe duyduklarını ifade etti.

İnsani durumun “ölümcül seviyeye” ulaştığını belirten BM Sözcüsü Stéphane Dujarric, BM’nin böyle bir hareketin yıkıcı insani sonuçlar doğurmadan gerçekleşmesinin “imkansız” olduğunu düşündüğünü ve emrin iptal edilmesi çağrısında bulunduğunu söyledi.

“Tehcir kararı ölüm cezası demek”

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Sözcüsü Tarik Jasarevic de İsrail’e pek çok kişi için “ölüm cezası” anlamına gelen tehcir kararını iptal etmesi çağrısını yaptı.

Jasarevic, İsviçre’nin Cenevre kentinde gazetecilere yaptığı açıklamada, sağlık yetkililerinin değerlendirmeleri doğrultusunda, “hassas durumdaki hastaların Gazze’nin kuzeyinden tahliye edilmesinin imkânsız olduğunu” söyledi.

İsrail, Gazze’ye karadan giriş yapmaya hazırlanıyor

İsrail medyası, İsrail’deki güvenlik güçlerinin abluka altındaki Gazze Şeridi’ne yönelik kara harekatı düzenleme hazırlığında olduğunu kaydetti. İsrail’in Kanal 14 televizyonunun internet sitesinde yer alan bir raporda, İsrail güvenlik güçlerinin Gazze Şeridi’ne karadan giriş için hazırlandığı ancak siyasi düzeyde onay beklediği belirtildi.

“Karadan harekat onaylanırsa İsrail kuvvetleri birkaç ay daha orada (Gazze’de) kalmaya hazır” ifadelerine yer verilen raporda, “Ordunun bu aşamadaki açık hedefi Gazze Şeridi’ni silahsızlandırmaktır” değerlendirmesi yapıldı. Kanal 14 televizyonunun sitesinde yer alan raporla ilgili İsrail resmi makamlarından henüz bir açıklama yapılmadı.

İsrail Ordusu’ndan yapılan açıklamada, Hava Kuvvetlerinin, Hamas ve İslami Cihad hareketlerine ait noktalara 6 bin bomba attığı, Gazze Şeridi’nde de büyük çaplı hava saldırıları düzenlediği kaydedildi.

İsrail Hava Kuvvetleri, Lübnan sınırları içerisinde Hizbullah’a ait hedeflerin vurulduğunu duyurdu. Kurumun sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, uzaktan kumanda edilen bir hava aracıyla Lübnan’da Hizbullah’ın vurulduğu kaydedildi.

Gazze’de yaşanan çatışmaların kuzeye sıçrayacağı endişeleri artarken, Lübnan’dan fırlatılan roketlere İsrail’in topçu ateşiyle karşılık verdiği kaydedilmişti. Reuters haber ajansı, İsrail’in topçu ateşiyle Lübnan ordusuna ait bir gözetleme noktasının da vurulduğunu duyurdu.

Hizbullah savaşçılarının İsrail’e sınır duvarını patlatarak sızdığı ve taraflar arasında çatışma çıktığı öne sürüldü. Arap ve İsrail basınında yer alan haberlere göre, İsrail’in Gazze saldırıları sonrası artan gerginlikle beraber Hizbullah savaşçıları Lübnan sınır duvarını patlatarak sızma gerçekleştirdi.

İsrail ise sınırı savunduklarını duyurarak, vatandaşlardan evlerinde kalması için çağrı yaptı. İki taraf arasında yaşanan çatışmada ölü ve yaralı sayısına dair herhangi bir bilgi edinilemedi.

Gazze’de 583’ü çocuk, bin 799 kişi öldü

Hamas’ın cumartesi günü başlattığı beklenmedik saldırı sonrası İsrail misillemesi ile Gazze’de sivil can kayıpları artmaya devam ediyor.

Hamas saldırılarında İsrail’de bin 300 kişi hayatını kaybederken, hava saldırılarının hedefi olan Gazze’de ölenlerin sayısı bin 799’a çıktı. Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail saldırılarından öldürülenlerin 583’nün çocuk olduğunu kaydetti.

Paylaşın

İsrail, Uluslararası Gazeteciler Grubunu Vurdu: 1 Ölü, 6 Yaralı

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nın operasyonu sonrası başlayan Filistin – İsrail savaşını takip eden uluslararası gazeteciler grubu İsrail’in topçu ateşine hedef oldu. 

Reuters haber ajansına çalışan kameraman Issam Abdullah’ın olayda hayatını kaybettiği, altı gazetecinin de yaralandığı bildirildi.

Reuters’tan yapılan yazılı açıklamada “Video gazetecimiz Issam Abdallah’ın öldürülmüş olması nedeniyle derin üzüntü duyuyoruz. Issam, Güney Lübnan’dan canlı yayın imkanı sağlayan bir Reuters ekibiyle birlikte çalışıyordu. Issam’ın ailesi ve çalışma arkadaşlarına destek verirken, bölgedeki makamlarla birlikte çalışarak, acil bir şekilde daha fazla bilgiye ulaşmaya çalışıyoruz” denildi.

Sosyal medyaya yansıyan görüntülerde bir aracın yandığı, yerde yatan yaralı bir kadın gazetecinin bacaklarını hissedemediğini söylediği duyuluyor. Olay yerindeki gazetecilerin üzerinde “Press” yazılı yelekler bulunduğu da göze çarpıyor.

Olay yerinde bulunan AP fotomuhabiri, bir gazetecinin cansız bedenini ve altı yaralı gazeteci gördüğünü, yaralananlardan bazılarının ambülanslarla hastaneye kaldırıldığını bildirmişti.

Katar merkezli Al Jazeera ise olayda Elie Brakhya ve Carmen Joukhadar isimli iki çalışanının yaralandığını açıkladı. Gazetecilerin, İsrail-Lübnan sınırında İsrail ordusuyla Hizbullah arasındaki çatışma sırasında isabet aldığı belirtiliyor.

İsrail: Hizbullah’ı vuruyoruz

İsrail Hava Kuvvetleri, Lübnan sınırları içerisinde Hizbullah’a ait hedeflerin vurulduğunu duyurdu. Kurumun sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, uzaktan kumanda edilen bir hava aracıyla Lübnan’da Hizbullah’ın vurulduğu kaydedildi.

Gazze’de yaşanan çatışmaların kuzeye sıçrayacağı endişeleri artarken, Lübnan’dan fırlatılan roketlere İsrail’in topçu ateşiyle karşılık verdiği kaydedilmişti. Reuters haber ajansı, İsrail’in topçu ateşiyle Lübnan ordusuna ait bir gözetleme noktasının da vurulduğunu duyurdu.

İsrail ordusunun, son 24 saat içinde Gazze’ye karadan girerek baskınlar yaptığı açıklandı. İsrail’in Gazze’ye karadan operasyonu beklenirken ordudan yapılan açıklamada yoğun nüfuslu Gazze’ye kardan girildiği öne sürüldü.

Açıklamada, “İsrail ordu güçleri son 24 saat içinde Gazze Şeridi topraklarında ‘teröristleri’ ve silahları’ aramak için yerel baskınlar gerçekleştirdi” denildi. Operasyonlar sırasında ‘kayıp kişilerin bulunması’ için çalışmaların da yapıldığı belirtildi.

Gazze’de hava saldırıları sürerken Lübnan sınırına da sıçrayan çatışmalarda bir gazeteci hayatını kaybederken, 6 kişi de yaralandı. Lübnan medyası, roket atışlarının ardından İsrail ordusunun topçu ateşi ile cevap verdiğini duyurdu.

Hizbullah savaşçılarının İsrail’e sınır duvarını patlatarak sızdığı ve taraflar arasında çatışma çıktığı öne sürüldü. Arap ve İsrail basınında yer alan haberlere göre, İsrail’in Gazze saldırıları sonrası artan gerginlikle beraber Hizbullah savaşçıları Lübnan sınır duvarını patlatarak sızma gerçekleştirdi.

İsrail ise sınırı savunduklarını duyurarak, vatandaşlardan evlerinde kalması için çağrı yaptı. İki taraf arasında yaşanan çatışmada ölü ve yaralı sayısına dair herhangi bir bilgi edinilemedi.

Son gelişmeler

İsrail, Gazze Vadisi’nin kuzeyinde yaşayan 1,1 milyon Gazzelinin 24 saat içinde güneye geçmesini istedi. Hamas Gazzelilerden bu uyarıyı görmezden gelmelerini istedi. Birleşmiş Milletler (BM) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu uyarıyı, olası insani sonuçları açısından eleştirdi.

İsrail ordusu kentin boşaltılmasının verilen süreden daha uzun sürebileceğini anladığını açıkladı. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini “savaş suçu” olarak nitelendirdi.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Filistin lideri Mahmud Abbas ile Ürdün’de görüştü. Görüşmeyle ilgili açıklamasında Abbas, Filistinlerin “zorla yerinden edilmesini reddettiklerini” söyledi ve bu sürecin “ikinci Nakba” ile sonuçlanacağı uyarısında bulundu. Nakba Filistinlilerin İsrail’in 1948 yılında kurulduğu tarihe atıfla felaket olarak niteledikleri olay.

Blinken daha önce İsrail’i ziyaret etmiş ve ABD’nin İsrail’e kesintisiz desteğinin devam edeceği sözünü vermişti. Bunun yanında Hamas saldırılarına karşı operasyonun “savaş kurallarına uygun yürütülmesi” çağrısında bulunmuştu.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola destek sunmak üzere İsrail’e gitti.

Irak, İran, Ürdün, Afganistan, Endonezya, Türkiye ve daha birçok ülkede insanlar Filistinlilere destek mitingleri düzenledi. Protestoların beklendiği Mescid-i Aksa’da geniş güvenlik önlemleri alındı.

İsrial askerlerinin çok sayıda Filistinlinin Cuma namazı için buraya girişini engellediği bildiriliyor. Filistin Sağlık Bakanlığı Batı Şeria’da düzenlenen mitinglerde İsrail polisinin dokuz Filistinliyi öldürdüğünü açıkladı.

Paylaşın

İsrail’den Savaş Suçu: Beyaz Fosfor Bombası Kullandı

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin El-Kassam Tugayları’nın başlattığı Filistin – İsrail savaşında, Tel Aviv yönetiminin Gazze ve Lübnan’daki askeri operasyonlarda kullanımı yasak olan beyaz fosfor bombası kullandığı duyuruldu.

Beyaz fosfor bombası, savaş suçu kapsamına giren kimyasal bir silah. Beyaz fosfor olarak da anılan patlayıcı, infilak ettikten sonra yanarak havadan yere doğru iniyor. Dumanıyla perdeleme işlevi gören fosfor bombası, 155 milimetrelik top mermisi patladığında oksijenle temas kurarak ateş alıyor. Bu ateş, geniş bir alanı kaplıyor.

Yerde de patlamalar meydana geliyor. Fosfor bombasının çıkardığı dumana maruz kalanlar boğuluyor. Vücut, cilt altından içten dışa doğru yanıyor ve yanma durdurulamıyor. Beyaz fosfor yalnızca yakıcı değil, böbreği ve karaciğeri de etkiliyor. Organ yetmezliğine neden oluyor ve ölüme yol açıyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki askeri operasyonlarda kullanımı yasak olan beyaz fosfor bombası kullandığını duyurdu. Örgüt, sırasıyla 10 ve 11 Ekim 2023 tarihlerinde Lübnan ve Gazze’de çekilen, Gazze limanı ve İsrail-Lübnan sınırındaki iki kırsal bölge üzerinde topçu ateşiyle beyaz fosfor patlamalarını gösteren videoları doğruladı.

HRW açıklamasında, “Dünyanın en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri olan Gazze’de beyaz fosfor kullanımı sivillere yönelik riski artırmakta ve uluslararası insancıl hukukun sivilleri gereksiz yere riske atma yasağını ihlal etmektedir” uyarısında bulundu.

Konuyla ilgili açıklama yapan HRW Ortadoğu ve Kuzey Afrika Direktörü Lama Fakih, “Beyaz fosforun sivillerin yaşadığı kalabalık bölgelerde kullanıldığı her durumda, dayanılmaz yanıklara ve ömür boyu sürecek acılara yol açma riski yüksektir. Beyaz fosfor, evleri yakabileceği ve sivillere korkunç zararlar verebileceği kalabalık kentsel alanlarda havadan patlatıldığında hukuka aykırı bir şekilde ayrım gözetmez” dedi.

Örgüt, videoyu inceleyerek Gazze’nin limanında çekildiğini doğruladı ve saldırıda kullanılan mühimmatın hava patlamalı 155 mm beyaz fosforlu top mermileri olduğunu tespit etti. HRW, yoğun beyaz duman ve sarımsak kokusunun beyaz fosforun özelliklerinden olduğunu da belirtti.

HRW, ayrıca 10 Ekim’de İsrail-Lübnan sınırına yakın iki yerden çekilmiş iki videoyu da inceledi. Her ikisinde de 155 mm’lik beyaz fosforlu top mermilerinin duman perdesi, işaretleme veya sinyalizasyon amacıyla kullanıldığı görülüyor.

Örgüt, Gazze’de nüfusun yoğun olduğu bölgelerde beyaz fosfor kullanılmasının, uluslararası insancıl hukukun sivillerin yaralanmasını ve hayatını kaybetmesini önlemek için mümkün olan tüm tedbirleri alma şartını ihlal ettiğini söyledi.

İsrailli yetkililer, beyaz fosfor kullanıp kullanmadıkları konusunda yorum yapmadı.

İsrail daha önce de kullanmıştı

İsrail ordusunun 2009 yılı da dahil olmak üzere Gazze’deki önceki çatışmalarda da beyaz fosfor bombası kullandığını hatırlatan HRW, “İsrail, hava patlamalı beyaz fosfor mühimmatlarının nüfusun yoğun olduğu bölgelerde istisnasız tüm kullanımını yasaklamalıdır” çağrısını yaptı.

Filistin 5 Ocak 2015’te, Lübnan ise 5 Nisan 2017’de Protokol III’e katılırken İsrail henüz onaylamadı.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

İsrail’den Gazze’deki Sivillere Kara Harekatı Öncesi Tahliye Emri

Hamas’ın askeri operasyonu sonrası başlayan Filistin – İsrail savaşında, Tel Aviv yönetimi, “tüm sivillerin” 24 saat içinde Gazze Şeridi’nden güneye tahliye edilmesi emrini verdi. Tel Aviv yönetiminin kararına tepkiler geldi.

İsrail, “Gazze Şehrindeki tüm sivillerin kendi güvenlikleri ve korunmaları için evlerinden güneye tahliye edilmeleri emrini verdiğini” duyurdu. Sivillerin Gazze Şehri’nin güneyindeki bir dere olan “Wadi Gaza’nın güneyindeki bölgeye taşınması” gerektiği belirtildi.  Açıklamada “Yeni bir duyuru yapılana kadar Gazze’ye dönmenize izin verilmeyecektir” denildi.

İsrail’in çağrısına Birleşmiş Milletler (BM), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği’nden (AB) tepki geldi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, İsrail’in çağrısını yerine getirmenin “çok güç bir iş olacağını” belirterek bölgenin halihazırda çatışmaların sürdüğü yoğun nüfuslu bir yerleşim alanı olduğunu kaydetti.

“Çok kısa bir süre içinde yer değiştirmesi gereken çok fazla kişi” bulunduğunu ifade eden Kirby, “Yapmaya çalıştıkları şeyi ve bunu niye yapmaya çalıştıklarını anlıyoruz. Sivil halkı Hamas’tan ayırmaya çalışıyorlar. Gerçek hedefleri Hamas… Tahliyenin gerçekleştirilmesinin zorluklarını kimsenin hafife aldığını sanmıyorum” ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletler’den yapılan açıklamada da İsrail’in talebinin yerine getirilmesinin imkansız olduğu belirtilerek bunun insani açıdan korkunç sonuçlara yol açabileceği uyarısı yapılmıştı.

BM açıklamasında İsrail’in tahliye talimatının çok geç iletildiği belirtilerek Gazze’nin kuzeyinde tahliye edilmesi istenen 1 milyon 100 bin kişinin, bölgede yaşayan 2 milyon 300 bin kişinin neredeyse yarısı olduğuna dikkat çekilmişti.

İsrail’den BM’ye tepki

İsrail, tahliye emrini savunduğu ve BM’nin açıklamasının “utanç verici” olduğunu söylediği bir açıklama yaptı. Ülkenin BM Büyükelçisi Gilad Erdan, İsrail’in Gazze halkına erken uyarıda bulunduğunu ve Hamas’a yönelik askeri operasyonuna “dahil olmayanlara verilen zararı en aza indirmeye” çalıştığını söyledi.

“BM, Hamas’ın silahlandırılmasına ve Gazze Şeridi’ndeki sivil nüfusu ve sivil altyapıyı silahları ve cinayetleri için saklanma yeri olarak kullanmasına uzun yıllardır göz yumuyor” dedi. Erdan, “Şimdi de, vatandaşları Hamas teröristleri tarafından katledilen İsrail’in yanında durmak yerine İsrail’e vaaz veriyor” dedi.

“BM’nin artık rehineleri geri getirmeye, Hamas’ı kınamaya ve İsrail’in kendisini savunma hakkını desteklemeye odaklanması daha iyi olur” diye ekledi.

AB Güvenlik ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de İsrail’in talebini “gerçekçi değil” diye değerlendirdi.

Pekin’de Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi ile görüşmesi sonrasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Borrell, “Tabii ki sivillerin gerçekleştirilecek askeri operasyonlarla ilgili uyarılması gerekir. Ama bir milyon kişinin 24 saat içinde yer değiştirmesi hiç gerçekçi değil” dedi.

Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi ise İsrail-Filistin anlaşmazlığını çözmek için doğru yolun “iki devletli çözüm”den ve barış müzakerelerinin derhal yeniden başlatılmasından geçtiğini kaydetti. Vang, BM’yi, Filistin sorununun çözümü için üzerine düşen rolü oynamaya çağırdı.

İngiltere de İsrail’in Gazze’deki sivillerin korunması için tedbirler alması konusunda ABD yönetiminden gelen açıklamalara katıldığını belirterek “İsrail, kendini müdafaa yönündeki meşru hakkını kullanırken sivilleri korumaya yönelik her tür tedbiri almalıdır” dedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaların arkasındaki gücün ABD olduğunu savundu.

Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te düzenlenen Bağımsız Devletler Topluluğu zirvesinde konuşan Putin, “Amerikalıların yıllar boyunca izlediği tek taraflı tutum, bölgedeki durumu çıkmaza sürükledi. İsrailliler ve Filistinlilerin şu an yaşadığı büyük çaplı trajedi, Ortadoğu’daki ABD politikalarının başarısızlığının sonucudur” ifadelerini kullandı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İsrail’in Gazze’ye yönelik kara saldırısının siviller arasında kesinlikle kabul edilemez kayıplara yol açacağı uyarısında bulundu. Vladimir Putin, asıl önemli olanın akan kanı durdurmak olduğunu söyledi. Putin, çatışmanın barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini ve Rusya’nın iki devletli bir çözümü desteklediğini söyledi.

Yeni cepheler açılır

İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının devam etmesi halinde “diğer cephelerde” de savaş çıkabileceği uyarısında bulundu. Hizbullah’ın elinde yaklaşık olarak 150 bin roket olduğu tahmin ediliyor ve bu cephanenin İsrail’in Demir Kubbe savunma sistemini etkisiz hale getirebileceği belirtiliyor.

Lübnan’a bir ziyaret gerçekleştiren Amirabdullahiyan Hamas ile Filistin İslami Cihad temsilcileri ve Lübnanlı yetkililer tarafından karşılandı. Beyrut’a varışında gazetecilere konuşan Amirabdullahiyan, “Devam eden saldırganlık, savaş suçları ve Gazze’ye yönelik kuşatma ışığında, başka cephelerin açılması gerçek bir olasılık” dedi.

Ürdün’den uyarı

Ürdün Kraliyet Sarayı’ndan yapılan açıklamaya göre Ürdün Kralı 2. Abdullah, “Filistinlileri Filistin topraklarından sürmeye ya da sürülmelerini kışkırtmaya yönelik her türlü girişime” karşı uyarıda bulundu.

Cuma günü ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’i kabul eden 2. Abdullah, Hamas’a karşı savaş yürüten İsrail’in sabah saatlerinde Gazze’deki tüm sivillerin tahliyesini emretmesinin ardından “krizin komşu ülkelere sıçramaması ve mülteci sorununu ağırlaştırmaması gerektiğini” söyledi.

Paylaşın

TBMM’de Özel Filistin Oturumu: Altı Partiden Ortak Bildiri

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda AK Parti grubunun talebi üzerine Gazze oturumu yapıldı. TBBM Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un yönettiği oturumda İsrail-Filistin çatışmalarına ilişkin gelişmeler ele alındı.

Haber Merkezi / Oturumun ardından TBMM’de grubu bulunan 6 partinin imzası ile ortak bir bildirge yayımlandı.

Taraflara çatışmaya son verme çağrısı yapılan bildirgede, “Gazze’de bitmeyen insani trajediyi derinleştiren kolektif cezalandırma yöntemleri ile hedefi doğrudan siviller olan tüm saldırıları kınıyor; Filistin ve İsrail ‘i, iki devlet temelinde adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmaları için, daha fazla gecikmeksizin kalıcı barışa yönelik müzakerelere başlamaya davet ediyoruz” denildi.

Bildirgede şu ifadelere yer verildi: “Filistin ve İsrail’de yaşanan çatışmalarda ağır sivil can kayıplarının var olması, sivil altyapının hedef alınması ve sivillerin en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak durumda bırakılmaları vicdanları yaralamaktadır. Krizin başka bölgelere de sirayet potansiyeli, bölgesel güvenlik ve istikrarı ciddi biçimde tehdit etmektedir.

Sivillerin her şartta korunması ve toplu cezalandırma mahiyetindeki uygulamalardan kaçınılması hukukun, vicdanın ve insanlığın gereğidir. Bu gerilimin telafi edilemez sonuçlar doğurmaması için tüm tarafları barış-güvenlik-istikrar vizyonumuz çerçevesinde itidale ve aklıselime davet ediyoruz.

Filistin-İsrail hattında son yaşananlar, uzun süredir tarifsiz sıkıntı, umutsuzluk ve acılara yol açan bu sorunun artık kalıcı bir çözüme kavuşturulması zaruretini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Filistin-İsrail meselesinin çözümü, sonuçları yönetmekten değil, sorunların temelinde yatan sebepleri ortadan kaldırmaktan geçmektedir. Son olaylar, 56 yıldır devam eden hukuksuz işgal ve buna bağlı politikaların doğurduğu bir sonuçtur.

Toprakları, hayat ve gelecek umutları elinden alınan Filistin halkı bugün yeni ve emsali görülmemiş bir kuşatma altındadır. İki milyon insanın yaşadığı ve 16 yıllık ablukayla çoktan bir açık hava hapishanesine dönüşmüş bulunan Gazze’ye sağlanan gıda, enerji ve insani yardımların kesilmesi, sivil yerleşimlerin hedef gözetilmeksizin vurulması uluslararası hukukun açık ve ağır bir ihlalidir. Siviller arasında bir hiyerarşi yaratılması ırkçılığın ve ayrımcılığın bir başka tezahürüdür.

İşgalle başlayan, yasadışı yerleşimcilerin mülk gaspları, kutsal mekanların statüsünü hiçe sayan saldırı ve provokasyonlarla devam eden ihlaller zinciri ve çifte standart uygulamalar, iki devlet temelindeki çözüm vizyonunu da aşındırmaya devam etmektedir.

Bu itibarla, işgal altındaki Filistin topraklarında devam eden işgal uygulamalarının bir an önce sona ermesi ve adil bir barışa ulaşılması şarttır. Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere, tüm uluslararası toplumun, artık daha fazla gecikmeksizin iki devletli çözüm vizyonu temelinde tarafları adil bir çözüme imale etmek için sorumluluk alması gerekmektedir.

Ortadoğu’da kalıcı barışın ancak Filistin-İsrail meselesinin adil bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkün olduğunu ve bunun, 1967 sınırları temelinde, başkenti Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti’nin vücut bulmasıyla mümkün olabileceğini net bir şekilde yineliyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan tüm siyasi partiler olarak, yukarıda sıraladığımız görüşler temelinde, Filistin ve İsrail’ de yaşanan çatışmaların taraflarından tırmanmaya son vermelerini ve sivilleri hedef almamalarını bekliyor; Gazze’de bitmeyen insani trajediyi derinleştiren kolektif cezalandırma yöntemleri ile hedefi doğrudan siviller olan tüm saldırıları kınıyor; Filistin ve İsrail ‘i, iki devlet temelinde adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmaları için, daha fazla gecikmeksizin kalıcı barışa yönelik müzakerelere başlamaya davet ediyoruz.”

Bildirgeye, AK Parti Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu, MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, Yeşil Sol Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya imza attı.

Paylaşın

Filistinli Hangi Örgütler “Aksa Tufanı” Operasyonunda Yer Aldı?

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları başlattığı “Aksa Tufanı” operasyonunun ardından başlayan İsrail – Filistin savaşı altıncı gününde. Çatışmalar her geçen dakika daha da sertleşirken, her iki tarafta toplamda 2 bin 500’den fazla can kaybı var.

Peki “Aksa Tufanı” operasyonuna hangi örgütler katılıyor, bu örgütler ne zaman ve nasıl bir araya geldi?

İsrail’in işgal altındaki Doğu Kudüs ve Mescid-i Aksa’da artan ihlalleri ve abluka altındaki Gazze Şeridi’nde 30 Mart 2018’de başlayan ‘Büyük Geri Dönüş Yürüyüşü’ adlı barışçıl eylemlere yönelik saldırıları sonrası Gazze’deki Filistinli direniş gruplarının bir araya gelmesiyle kuruldu.

23 Temmuz 2018’de ‘işgale karşı birleşik bir mücadele cephesi oluşturmak’ ve ‘eylemleri tek merkezden koordine etmek’ amacıyla kuruluşunu ilan eden ‘Filistin Direniş Grupları Ortak Operasyon Odası’nda farklı çizgilerdeki (İslami, sol ve Marksist-Leninist) 12 Filistinli askeri grup yer alıyor.

‘Ortak Operasyon Odası’nda El-Fetih’in silahlı kanadı El-Aksa Şehitleri Tugayları yer almıyor ancak hareketin İsrail’le ilişkilerini reddeden ve silahlı mücadeleyi sürdürme kararı alan eski El-Aksa kadroları tarafından kurulan örgütler yer alıyor.

İzzeddin el-Kassam Tugayları (Hamas)
Kudüs Tugayları (İslami Cihad)
Nidal el-Amudi Tugayı (El-Fetih)
Fırtına Ordusu (El-Fetih)
Şehit Eymen Cude Grubu (El-Fetih)
Abdulkadir el-Huseyni Tugayları (El-Fetih)

Mücahidin Tugayları (Filistin Mücahit Hareketi)
El-Nasır Selahaddin Tugayları (Halk Direniş Komiteleri)
Ebu Ali Mustafa Tugayları (Filistin Halk Kurtuluş Cephesi)
Filistin Ulusal Direniş Tugayları (Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi)
Şehid Cihad Cibril Tugayları (Filistin Halk Kurtuluş Cephesi-Genel Komutanlık)
Ensar Tugayları (Filistin Özgürlük Hareketi)

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın