Arkadaş Z. Özger kimdir?

08 Ocak 1948 yılında Bursa’da dünyaya gelen Arkadaş Z. Özger, 5 Mayıs 1973’te hayatını kaybetti. Arkadaşları Özger’in genç yaşta beyin kanaması geçirmesinin sebebinin sanatçının 12 Mart öncesi bir yurt baskınında kafasına aldığı cop darbeleri olduğunu iddia etti. Asıl adı Zekai Özger’dir.

Haber Merkezi / Bursa Osmangazi Ortaokulu’nda (1960) ve Atatürk Lisesi’nde okudu (1963). Ankara Üniversitesi SBF Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo Televizyon Bölümünden mezun oldu (1970). TRT’de çalışmaya başladı.

TRT’de görevi dolayısıyla bir programa giderken Meşrutiyet Caddesinde yüksek bir kaldırımdan düşerek 29 Nisan 1973’te beyin kanaması geçirdi. Sabaha karşı bulunup kaldırıldığı Ankara Numune Hastanesi’nde 5 Mayıs 1973’te hayatını kaybetti. Ölümünün ardından ailesi ve arkadaşları Özger’in genç yaşta beyin kanaması geçirmesinin sebebinin sanatçının 12 Mart öncesi bir yurt baskınında kafasına aldığı cop darbeleri olduğunu iddia etti.

Kitap yayımlamamış şairleri kapsayan Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü ve altı yılda br verilen şiir inceleme ödülü 1996’dan beri, şairin ölüm yıldönümünde verilmekte ve Mayıs Yayınları’nca (İzmir) basılmaktadır (http://www.mayisyayinlari.com/arkadaszozgersiirodulu.html).

Şiir ve edebiyat Özger için -çocukluğunda ortaya çıkan ve defalarca ameliyat olmasına rağmen ölümüne kadar sürecek kemik rahatsızlığından- bir kaçış ve tutunma vasıtası olmuştur. Attila İlhan, Oktay Rifat, Metin Eloğlu gibi şairlerin etkisinde ve II. Yeni anlayışı içinde şiire başlayan sanatçının ilk şiiri “Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası” Soyut dergisinin 28. sayısında yayımlandı (Ağustos, 1967).

Bir gün yayımlanacak olursa ilk şiir kitabının da adı olmasını istediği bu şiiri, Yordam, Papirüs, Forum gibi dergilerdeki şiirler takip etti. Ömer Zafer Göktürk’le Kent 16 dergisini çıkardı (1965, 1 sayı). Soyut, Dost, Yansıma dergilerinde şiirleri yayımlandı.

II. Yeni anlayışı içinde yazsa da onun şiirleri II. Yeninin dilin imkânlarını zorlayan tekniklerinden ve anlam kapalılığına yol açan simgeselliğinden uzaktır. 1970’ten sonra bireycilikten toplumculuğa kesin dönüş yapan şair, toplumcu gerçekçi şiir söylemini kendi estetiğiyle birleştirdiği şiirlerinde çoğunlukla toplum-birey-iktidar çatışmalarını ve bireyin acılarını dile getirdi.

Kitap yayımlama fırsatı bulamadan hayata veda eden sanatçının -bazıları bestelenmiş- şiirleri ölümünden sonra Tekin Sönmez tarafından toplanıp önce Sevdadır adıyla kitap olarak yayımlandı. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Arife Kalender kimdir?

7 Ağustos 1954 yılında Malatya’nın Arguvan Beldesi’ne bağlı Ermişli Köyü’nde dünyaya gelen Arife Kalender, ilk ve Ortaöğreniminin büyük bölümünü Malatya’da Malatya Turan Emeksiz Lisesinde okudu, Fenerbahçe Lisesinden 1971 yılında mezun oldu.

Haber Merkezi / Daha sonra İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Almanca Bölümünde okudu,1977’de mezun oldu. Mezuniyetinden sonra, Kadıköy Ortaokulunda, Kadıköy Anadolu Lisesinde Almanca öğretmenliği ve yöneticilik yaptı. 1997 yılında, emekli oldu.

PEN yazarlar Derneği genel sekreterliği (1999-2001) yapan Arife Kalender, BESAM | Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği yönetim kurulu üyesi ve Türkiye Yazarlar Sendikası üyesidir. Arife Kalender’in ilk şiirleri yerel dergi ve gazetelerde çıktı. 1970’li yıllarda Yansıma dergisine yazdı. Sonrasında Karşı, Kıyı, Damar, Gösteri, Evrensel Kültür, Varlık, Yaşasın Edebiyat vb. dergilerde yazı ve şiirleri yayınlandı.

Şiirlerinin yanı sıra; Erich Fried’den, Gerhard Hauptmann’dan, Georg Trakl’dan, Ulla Hahn’dan, Albert Ehrenstein’dan, Erich Kâstner’den şiirler çevirdi. Edip Cansever, Metin Eloğlu, Şükran Kurdakul, Arif Damar, Behçet Necatigil, Turgut Uyar, Özdemir Asaf, Melisa Gürpınar, Ataol Behramoğlu, Oktay Rifat, Gülten Akın, Cemal Süreya, İlhan Berk ve Ahmet Muhip Dıranas incelemeleri yaptı.

Bu incelemelerini Şiir Irmakları (2005) adlı kitapta topladı. Kalender’in şiirlerinde; ardıç dalından, İstanbul sokaklarına, çingenenin düşlerine, aşlara, martılara kadar insan hayatının ve çevresinin bütün yönlerine dair konular işlenir.

Arife Kalender, Gül Küstü / Toplu Şiirler 1 (2011) kitabında; aşkın evrenselliği, aşka sığınma konusundaki şiirlerini topladı. Suskun Resimler Durağı (1995) ile Türk Tabipler Birliği Behçet Aysan Şiir Ödülünde övgüye değer bulundu. Deli Bal ile 2004 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülünü aldı. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Arif Nihat Asya kimdir?

1904 yılında İstanbul’un Çatalca İlçesine bağlı İnceğiz Köyü’nde dünyaya gelen Arif Nihat Asya, 5 Ocak 1975 tarihinde Ankara’da hayata gözlerini yumdu. Arif Nihat Asya’nın asıl adı Mehmet Arif’tir. Arif Nihat Asya, geride bıraktığı eserleriyle yaşadığı dönem ve sonraki dönemin milliyetçi çizgide yürüyen genç şairleri üzerinde oldukça tesirli oldu.

Haber Merkezi / Babasının ölümü üzerine, akrabalarının himayesinde büyüdü. İlkokula köyünde başladı İstanbul Haseki Mahalle Mektebi’nde bitirdi. Gülşen’i Maarif Rüştiyesi (ortaokul), Bolu ve Kastamonu Sultanisi’ne (lise) yatılı okudu. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nun Edebiyat Bölümü’nden mezun oldu.

Değişik illerde lise ve öğretmen okullarında edebiyat öğretmenliği ve yöneticilik yaptı. Eskişehir’den milletvekili seçildi. Ankara Gazi Lisesi’nden emekli oldu. 5 Ocak 1975 tarihinde Ankara’da hayata gözlerini yumdu.

Çeşitli dergi ve gazetelerde yazılar yazdı. Şiirlerinde hece, arûz ve serbest vezinleri kullandı. Her nazım türünü ve şekli denedi. Şiirlerinde milliyetçilik konusu büyük bir yer tutar. Son şiirlerinde mistisizme yöneldiği gözlenmektedir.

İlk şiirlerinde Mehmet Emin Yurdakul ve Mehmet Akif Ersoy’dan etkilendiği görülen Arif Nihat Asya, olgunluk dönemi şiirlerinde Yahya Kemal’in Türk tarih ve medeniyetini anlattığı millî romantik duyuş tarzını çağrıştıran bir etkiyle şiirler yazdı. Tıpkı onun gibi hayata ve ölüme rindane bir tavırla yaklaştı. Arif Nihat Asya, geride bıraktığı eserleriyle yaşadığı dönem ve sonraki dönemin milliyetçi çizgide yürüyen genç şairleri üzerinde oldukça tesirli oldu.

Yapıtları; Heykeltraş, Yastığımın Rüyası, Ayetler, Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor, Rubaiyyat-ı Arif, Enikli Kapı, Kubbe-i Hadrâ, Kökler ve Dallar, Emzikler, Dualar ve Aminler, Aynalarda Kalan, Kanatlar ve Gagalar, Kıbrıs Rubaileri, Avrupa’dan Rubailer, Kova Burcu

Paylaşın

Arif Madanoğlu kimdir?

1944 yılında Uşak’ın Eşme İlçesine bağlı Eşmetaş Köyü’nde dünyaya gelen Arif Madanoğlu, zor koşullarda yaşama atıldı. PTT de çalışırken siyasi nedenlerle sürgün edildi. Daha sonra görevine son verilerek 1982 de tutuklandı ve 15 yıl habis cezası verildi.

Haber Merkezi / Cezasını tamamladıktan sonra kahvehane çalıştırdı, çiftçilik, hayvancılık yaptı. Almanya’ya yerleşti, yaşamını orada sürdürüyor. Kendi deyimi ile kendi kendine çırak olarak şiirini geliştirdi. Şiirleri pekçok dergide yayımlandı, şiir yıllıklarında yer aldı.

Yapıtları; Bu Can Bende Durdukça, Belali Sevda, Gül Dikenini Öpünce, Asli Bende Kalsın, Üçüncü Gölge, Aşk ve Öteki

“Havlıyor Kurşun”

dünyanın dünyalığı zan altında
deve hayvandır; lama gibi tükürmez
hurma meyvedir; niteliğini çürütmez
çöller mecnun, sahralar salpa
petrol şımartır, dolar konuşur

savaşlar korsan, şafaklar forsa
masum ve mazlum olanlar mülteci
o karede; sorguladın mı durduğun yeri
her kim kendinden bile kaçıyorsa
geri getirebilir mi genç ölümleri?

bulutlar öpüştükçe kıvılcım sektiriyor
dilleniyor alev kamçı
yolcular sevdalı, kolcular hancı
havlıyor cop! erdemi soyarak çektiriyor
sarmal siren sesleriyle sıkıştırıyor sancı

sarmal siren sesleriyle sıkıştırıyor sancı
kimler meczup, kimler yalvaç
aradığımsın, kollarını kenetlenmeye aç
yek vücut değilsek; zulümler istilacı
kanla beslenir o imansız burgaç

izin verme vurkaç ilmine
sevgilimsen!
kollarını kenetlenmeye aç
sancılı kesitlerde hızımı kesme
havlıyor kurşun

“Döne Döne Kan Mürekkebi”

Menzil dışı, kanat yordamı
yüksek uçar hüma kuşu
kibir üstüne fikir geliştirir
tüyü de kuru!
Ah evet, nereden bilsin o
ileri cephede ilke çalışanları
döne döne kan mürekkebi

tahrikle gelişen tarih
döne döne sıkıntılı nakarat
zulmü, egemen zulmü besleyeli alkışlar
şişirme cesaret, sunak şölenidir
o alkışlar geri tepsin de gör;
kanın gelinciğe yansıyan gümbürtüsünü

ol ki; zehirli bir böcek girse
nar çiçeği gamzesine
vurgun acıdır
karayı, egemen karayı berkiten zifir
döne döne zehir zemberek

sevda cephesinde şiir çalışanları
muştu olarak
sevgi sektirir imgelem burcuna
döne döne zirve zaferi
bütün renkleri kaynaştıran alkım
usun eşiğinden içeri

gümüş söz; simli kamçı yerine
tetiklemiştir sesi
mavinin, egemen mavinin sözdizimine
döne döne dönüşen imge
nariçi kan bedeli, şiir ırmak
yayıldıkça derinleşir

Paylaşın

Arif Damar kimdir?

23 Temmuz 1925 yılında Çanakkale’nin Gelibolu İlçesi’ne bağlı Karainebey Köyü’nde dünyaya gelen Arif Damar, 20 Ekim 2010’da İstanbul’da hayata gözlerini yumdu. Şiirinin şekli, Nâzım Hikmet’le başlayan toplumcu şiirin geneli gibi serbest vezinli ve kırık dizelerden oluşmaktadır. Noktalama işaretleri olabildiğince azdır.

Haber Merkezi / Küçük yaşlarda önce babasını ardından annesini kaybetti. İlkokulu Çanakkale’de, ortaokulu İstanbul’daki Yenikapı Ortaokulu’nda tamamladı. İstanbul Erkek Lisesi’ndeki öğrenimini iki yıl sonra bıraktı. Çeşitli işlerde çalıştı. Ankara’ya giderek 1944 – 1947 yılları arasında Atatürk Orman Çiftliği’nde memurluk yaptı. Askerliğini, Kayseri ve Sivas- Zara’da bulunan sürgün alaylarında yaptı.

Askerlik sonrası İstanbul’a döndü, Mahmutpaşa’da işportacılık yaptı. Türkiye Komünist Partisi öncülüğünde çıkan Yeryüzü adlı kültür dergisi’nin yönetiminde bulundu. 15 Kasım 1951’de yayımlanan “Dayanılmaz” adlı şiirinin ardından gizli örgüt üyesi olduğu suçlamasıyla tutuklandı. İki yıl tutuklu kaldı ve delil yetersizliğinden bırakıldı. İstanbul’da muhasebecilik yaptı, Suadiye’de açtığı Yeryüzü Kitabevini işletti. Birçok kez şiirleri nedeniyle koğuşturmaya uğradı. Günden güne (1956) adlı şiiri 22 Ocak 1957’de kitabı toplatıldıysa da, yargılanma aklanmasıyla sonuçlandı.

24 Kasım 1967’de Türk Solu dergisinde yayımlanan “Che İçin” başlıklı şiirinden dolayı açılan davada da aklandı (12 Temmuz 1968). Suadiye’de kendisine ait Yeyüzü Kitabevi’nde “yasak yayın bulundurduğu” gerekçesiyle 6 Temmuz 1982’de sıkıyönetimce gözaltına alındı, bir süre sonra serbest bırakılıp dava açıldı ve üç ay hapse çarptırıldı (16 Eylül 1982). Bozcaada Tutukevi’nde yattı (Nisan 1984).

Seslerin Ayak Sesleri (1975) adlı kitabında “Vietnam” başlıklı eski bir şiirin Sakarya gazetesinde yayımlanması üzerine açılan davada sivil mahkeme görevsizlik kararı verdi. (5 Kasım 1983) dosyasının gönderildiği Gölcük Askeri Mahkemesi’ndeki yargılama ise aklanmayla sonuçlandı (8 Mart 1984).  1984 yılında kitabevini kapatıp kendini bütünüyle yazılarına verdi. 20 Ekim 2010’da İstanbul’da öldü.

Şiir yazmaya ortaokulda başladı. İlk şiiri ‘Edirne’de Akşam’, Yeni İnsanlık adlı dergide altında “Harika Çocuk” diye bir notla yayımlandı. (Bu şiirden sonra Hasan İzzettin Dinamo kendisini görmeye Yenikapı Ortaokulu’na gitmiştir.) Şiirlerinde ve yazılarında Arif Barikat, Arif Hüsnü, Ece Ovalı takma adlarını da kullandı. Yeni İnsanlık, İnsan, Gün ve 1945’te Ant dergisinde yayımladığı şiirlerle adını duyurdu.

1940 kuşağı toplumcu şairleri arasında kavgacı, ama barışcıl ve insancıl yanı ağır basan yoğun içerikli, dil ögesini, biçim kaygısını taşıyan, işçiliği titiz şiirleriyle tanındı. Yön, Papirüs, Türk Solu, Türkiye Yazıları, Milliyet-Sanat Dergisi gibi çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlandı. 1958 yılında “İstanbul Bulutu” adlı kitabıyla Yeditepe Şiir Armağanı’nı Cemal Süreyya ile paylaştı. 1959’da Melih Cevdet Anday ile birlikte yazdıkları ve Murat Tek takma adıyla Tercüman gazetesinde tefrika edilen “Yağmurlu Sokak” adlı romanı 1985’te yayımladı.

Yapıtları; Günden Güne, İstanbul Bulutu, Kedi Aklı, Saat Sekizi Geç Vurdu, Alıcı Kuş, Sesleri Ayak Sesleri, Alıcı Kuşu Kardeşliğin, Ölüm Yok Ki, Ay Ayakta Değildi, Acı Ertelenirken, Yoksulduk Dünyayı Sevdik, Ay Kar Toplamaz Ki, Onarırken Kendini, Eski Yağmurları Dinliyordum, Kitaplar Kitabı, Toplu Şiirler.

Ödülleri; 1959 Yeditepe Şiir Armağanı / İstanbul Bulutu ile (Kaynak: siirakademisi.com)

Paylaşın

Arif Berberoğlu kimdir?

22 Eylül 1959 yılında Antakya’da dünyaya gelen Arif Berberoğlu, ilk ve ortaokulu Reyhanlı Yatılı Bölge Okulu’nda okudu. 1976’da Van Sağlık Koleji’ne girdi ve bu okulu 1981’de Konya’da bitirdi.

Haber Merkezi / Aynı yıl Kars’ın Göle ilçesine bağlı bir köy sağlık ocağına sağlık memuru olarak atandı, bu köyde yaklaşık dört buçuk yıl çalıştı. Askerlik sonrası (1986) tayinle Ankara’ya geldi ve AÜ-DTCF Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne başladı, 1990’da buradan mezun oldu. 1991-92 yılları arasında bir süre Kuzey Osetya’nın başkenti Vladikavkas’ta bulundu.

Şiirleri ve şiir çevirileri bugüne dek çeşitli dergilerde (Yaba-Öykü, Varlık, Evrensel Kültür, Çağdaş Türk Dili, Edebiyat-Eleştiri, Damar, Berfin-Bahar, Kum, Lacivert, Deliler Teknesi vb.) yayımlandı.

Şiir Kitapları; Cehennemde Serenat (Petrol-İş Sendikası Şiir Ödülü –İkincilik), Ütopya ve Katran, Kırık Su (Kültür Bakanlığı Cumhuriyetin 75. Yıl Başarı Ödülü), Vurulmuş Kuşlar Müzesi (2001 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü), Gökyüzü Kuşlara Kalsaydı

Çeviri Kitapları: Nekrasov (Sanatı-Şiirleri),  Yıldız, E. Kazakeviç (Roman, Küçük Motl, Ş. Aleyhem (Öykü), Keman Ş. Aleyhem (Öykü), Sovyet Rusya’da İslam Tarihi İncelemeleri (N.A.Smirnov), Emek, Din ve İnsan, Hayalci Nikolay Nosov (Çocuk öyküleri), Yalnız Taşlar Ağlamıyor Burda, Nekrasov,  Sovyetler Birliği Neden/Nasıl Yıkıldı

Paylaşın

Altay Öktem kimdir?

21 Ocak 1964 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Altay Öktem, ilk ve ortaokulu Üsküdar’da okudu. 1982’de Kuleli Askeri Lisesinden, 1990’da Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 1990-1998 arasında pratisyen hekim olarak Kahramanmaraş Devlet Hastanesinde daha sonra İstanbul Etiler Huzurevinde çalıştı.

Haber Merkezi / Edebiyatçılar Derneği üyesi olan Öktem’in İlk şiiri 1984 yılında Yamaç dergisinde çıktı. İlk şiir kitabı Eski Bir Çocuk’tur. Sonra sırasıyla Sukuşu, Beni Yanlış Öptüler Aslında, Çamur Şiir, Her Şey; Oda Kırbaç Ayna, Sokaklar Tekin Değil, Parça Tesirli, Dört Kırıtık Opera ve Fazla Elli adlı şiir kitapları yayımlandı. 2006’da toplu şiirlerinin bir bölümünü Beni Yanlış Öptüler adıyla kitaplaştırdı.

Şiirlerinde hüzün, yalnızlık ve sevgi temalarını çarpıcı bir dille işledi, İkinci Yeni şiirinden yararlanarak kurduğu kendine özgü imge dünyasıyla dikkat çekti. Öktem başta şiir olmak üzere birçok türde eser verdi. İki öykü ve dört romanı vardır. Bununla birlikte Öktem’in alt kültürlerin iletişim aracı olan fanzinleri incelediği eserleri de vardır. Öktem deneme türünde de eserler verdi. Şiirleri ve yazıları Yamaç, Varlık, Adam Sanat, Milliyet Sanat, Öküz, Uç, Kül, Öteki-siz, Yazılı Günler, Dönemeç, Yeni Yaprak, Edebiyat ve Eleştiri dergilerinde yer aldı.

Çeşitli dönemlerde Cumhuriyet, Radikal, Akşam ve Vatan gazetelerinin kitap eklerinde düzenli olarak yazdı. Yazılı Günler dergisinin (1991-1993, 19 sayı) yayın kurulunda bulundu. Yazılmamış Mektuplar ile 1988 Ali Rıza Ertan Şiir Ödülünü, Eski Bir Çocuk ile 1989 Akademi Kitapevi Şiir Ödülünde mansiyon, 1991 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Şiir Ödülünü, Çamur Şiir ile 1995 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülünü, Şiddet Evet dosyasıyla 2000 Cemal Süreya Şiir Ödülünü aldı.

Paylaşın

Alphan Akgül kimdir?

17 Kasım 1974 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Alphan Akgül, Kabataş Erkek Lisesi ve Mecidiyeköy Lisesinde okudu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünden mezun oldu.

Haber Merkezi / Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümünden başladığı yüksek lisans eğitimini “Oktay Rifat şiirinde Güneş’in Üç Hâli” adlı teziyle 2005’te, aynı yerdeki doktorasını ise “Yahya Kemal Beyatlı Şiirinde Düzyazı ve Dünyevilik” adlı teziyle 2010’da tamamladı ve Yeni Türk Edebiyatı alanında “doktor” unvanı aldı.

Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi tarafından 2003-2004 ders yılında “Melih Cevdet Anday Bursu”yla ödüllendirildi. Akgül’ün doktora tezi, bazı değişikliklerle “Anlamın Sesi: Yahya Kemal Beyatlı’nın Şiir Estetiği” adıyla 2014’te yayımlandı ve Türkiye Yazarlar Birliği Edebî Tenkit Ödülü’ne layık görüldü. Şiirle de ilgilenen Akgül, 2000 yılında “Yaşar Nabi Nayır”, 2008 yılında “Nüzhet Erman” şiir ödüllerini aldı.

Güneş Yalnız Dirileri Isıtır: Oktay Rifat Şiiri Üzerine (2017) adlı çalışmasıyla da 2018 Mehmet H. Doğan Ödülü’ne layık görüldü. TÜBİTAK yurtdışı araştırma bursu kapsamında konuk araştırmacı olarak 2011-2012 arasında University of Washington’da modern şiir kuramları, metafizik şiir ve yaratıcı yazarlık üzerinde çalıştı. Alphan Akgül hâlen 29 Mayıs Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmakta ve çalışmalarını İstanbul’da sürdürmektedir.

Aplhan Akgül’ün şiirleri Varlık, Yasakmeyve ve kitap-lık gibi dergilerde yayımlanmıştır. Akademik çalışmalarını modern Türk şiirinin kuramsal ve tarihsel temellerinin sorgulanması üzerine yoğunlaştıran Akgül’ün, modern Türk şiiri ve romanı üzerine çok sayıda akademik makalesinin yanı sıra görsel sanatlar üzerine çözümleyici eleştiri yazıları da yayımlanmıştır. 2000-2007 yılları arasında geliştirmiş olduğu üslupla kaleme aldığı bütün şiirleri içeren Bahçeler Çözüldü (2007)’de şair, lirizm ile ironi arasında bir denge kurma çabasına girişir.

Ona göre, lirik geleneğin modern şiir içinde devam edebilmesi, ancak ironi ile mümkün olabilir. İroni, klasik lirik şairlerimizi üreten toplumsal formasyonun hâli hazırda mevcut olmadığını vurgulamaktır. Böylece her lirik şiir, ait olmadığı bir toplumsal yapıda “-mış” gibi söylenmektedir. Divan şiirimizin bahçesi ironiyle sökülmektedir. Şair, “tuhaf sözlere bulandın mış gibi” derken, aslında lirizmin bu çağda elde edilmesi zor bir ideal hâline geldiğini söylemek ister. Onun şiiri içinde lirikler saklayan bir kâğıdın yüzümüze bile bakmadığı, lirik şarkıların bile ironiye dönüştüğü bir şiirdir.

Anlamın Sesi: Yahya Kemal Beyatlı’nın Şiir Estetiği (2014) adlı incelemede Yahya Kemal’in şiir hakkında geliştirdiği görüşleri ayrıntılı bir şekilde tartışmaya açılıp bu görüşlerin işlevsel olan ve olmayan yönleri ortaya konmuştur. Böylece hem Yahya Kemal’in poetikası derinlikli bir şekilde incelenmiş, hem de bu poetika ile şairin şiirleri arasında hangi ölçüde bir uyum olduğu tespit edilmiştir. Akgül’e göre Yahya Kemal’in şiirlerinde esas öge anlamdır ve şair bu anlamı açığa çıkartmak ya da pekiştirmek için biçim özelliklerini harekete geçirir. Şiir kuramlarıyla ilgili detaylı bilgi de verilen kitapta Akgül, Yahya Kemal’in her şiirinin sözle inşa edilen bir anlam kompozisyonu olduğunu savunumaktadır.

Güneş Yalnız Dirileri Isıtır: Oktay Rifat’ın Şiirleri Üzerine (2017) adlı incelemede ise Akgül, Oktay Rifat’ın şiirlerini anlamaya basit ama anlamlı bir soruyla başlar: İnsan nasıl düşünür? Bulduğu ilk yanıt: “Benzetme ve kıyas yaparak!” İster ilkel ister modern çağlarda olsun, insan benzetme ve kıyas yapar, varlıkları sınıflandırır. Oktay Rifat’ın şiirlerinin ağırlık merkezi de işte burasıdır: Güneş kimi zaman bir tanrı, kimi zaman bir hükümdar, kimi zaman da sadece güneştir ama bir bisiklet tekerine, bir şamdana, bir köpeğe benzeyen bir güneş… Kitap, Oktay Rifat’ın bir dizesinden gelen adından da anlaşılacağı gibi, şairin benzetme ve çağrışım yapma ilkesinin maddi bir temele dayandığını öne sürer. Öte yandan, benzetme yapmanın insanın gizem üretme tutkusunu dışarıda bırakmadığını da vurgular. Alphan Akgül, Oktay Rifat’ın şiirlerini incelerken, bir yandan da şiiri ortaya çıkaran düşünce tarzını yakalamayı hedeflemiş; bir bakıma “şiir felsefesi” yapmaya çalışmıştır. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Alper Çeker kimdir?

13 Mart 1972 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Alper Çeker; şair ve yazar olup aynı zamanda dünya edebiyatından çeviriler yapmaktadır. Çeker, 1991 yılında Kadıköy Anadolu Lisesinden, 1998 yılında ise İstanbul Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu.

Haber Merkezi / Altıkırkbeş Yayınlarında editörlük ve çevirmenlik yapan Alper Çeker, İzdiham dergisinde de yazılar yazmaktadır. İlk şiiri 1991’de Düşler dergisinde çıktı. Şiir, yazı ve çevirileri; Düşler, Sonbahar, Varlık, Göçebe, Kaşgar, E dergileri ile Yenişafak gazetesinde yayımladı. Şiirlerinin yanısıra göstergebilim ve dil bilim alanındaki yazıları, müzik ve sinema alanındaki çevirileri ile de dikkat çekti.

Kaşgar dergisinin ilk altı sayısının ve E dergisinin yönetiminde yer aldı. İstanbul Belediyesi Kültür İşleri Dairesinde çalışmaktadır (Yalçın, 2010). İlk şiirlerini 1990’lı yıllarda yayımlamaya başlayan Çeker’in Gece Şehre Dedi Ki adlı şiir kitabının ilk baskısı 1995 yılında yapıldı. Alper Çeker, çeşitli dallarda verdiği eserler ile yazı hayatını devam ettirmektedir.

Alper Çeker’in eserlerini şiir, derleme, deneme-araştırma-inceleme ve çeviriler olmak üzere farklı dallarda sınıflandırmak mümkündür. William Gibson, Vladimir Mayakovski gibi isimlerden çeviriler yapan Çeker, Amerikan ve Rus edebiyatının önemli eserlerini Türk edebiyatına kazandırmıştır. Dil/Aramızdaki Muhbir (2002), Türk Kitap Medeniyeti (2009), Reziller (2012), Dış Politika Yazıları (2017), yazarın araştırma-inceleme-deneme tarzında yazdığı eserleridir.

Alper Çeker’in Dil/Aramızdaki Muhbir (2002) adlı eseri yazarın dilbilimi ve modern şiir üzerine deneme tarzında kaleme aldığı eseridir. Eserde genel olarak “Rus Biçimciliği, Serbest Nazım, Modern Türk Şiirinin Başlangıcı” gibi konular ele alınmaktadır. Yazar, Edebî Teknikler ve 72 Yaratıcı Yazarlık Deneyi adlı eserde ise edebî teknikleri Türk ve Dünya edebiyatından örneklerle anlatmakta ve 72 adet yaratıcı yazarlık deneyi ve kalem alıştırması önerisiyle eseri okuyuculara sunmaktadır. Alper Çeker’in birbirinden farklı konulara değindiği görülür.

Rus dış politikasını merkeze alan Dış Politika Yazıları ile kedi sevgisini edebiyat keyfiyle sunmak için Çağdaş Türk edebiyatından seçilmiş 25 hikâyeden oluşan Kedi Hikayeleri, yazarın diğer önemli çalışmalarıdır. Cumhuriyet Dönemi Muhalif Türk Romanı Balonun Davetsiz Konukları adlı çalışma ise Türkiye’de kamu kurumlarının yönetimini elinde tutan zümrenin uygulamalarına getirdiği eleştiriyi ve romancının bu zümre ile bir bakıma hesaplaşmasını konu edinmektedir. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Aliye Özlü kimdir?

03 Temmuz 1967 yılında İzmir’de dünyaya gelen Aliye Özlü, Suphi Koyuncuoğlu Lisesi ve Beykent Kolejinde öğrenim gördü. Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesinde İngilizce öğretmenliği eğitimi aldı. Çeşitli okullarda İngilizce öğretmeni olarak çalıştı.

Haber Merkezi / Özel eğitim kuruluşlarında yöneticilik ve koordinatörlük yaptı. 52 Noktada Gümrük Uygulayım Projesi (1999 – 2000) ve Avrupa Birliği-Kadının Psikolojik Gelişim Etrafında Mesleki Eğitimi (2005) adlı projelerde görev aldı. Cem TV, Cine-5, Ulusal Kanal, Beykent TV ve Yıldız TV gibi yayın kuruluşlarında televizyon programları hazırladı. Kızkısmısı Sinemaya Gidemez (2005) adlı bir belgesel yaptı. İngiltere, Fransa ve Yunanistan okullarında eğitim araştırmaları yaptı. Homeros dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yürüttü.

Halen tercümanlık, bir eğitim şirketinde danışmanlık ve organizasyon hizmetleri vermektedir. Türkiye Yazarlar Sendikası, PEN Dünya Yazarları, Nâzım Hikmet Vakfı (kurucu), İzmir Multipl Skleroz Derneği (kurucu), İzmir Tercümanlar Derneği (kurucu), Yazın Sanat Kooperatifi üyesi olan Aliye Özlü İstanbul’da yaşamakta ve çalışmalarını burada sürdürmektedir.

Edebiyat dünyasında şair kimliği ile tanınan Aliye Özlü 80’li yıllarda yazı hayatına başlamıştır. Şiir ve yazıları 1987 yılından itibaren Flashaber, Form Edebiyat, Hiç, Homeros, Hürriyet Express, İnsancıl, Kar, More, Oku, Papirüs ve Şehir gibi çeşitli süreli yayınlarda yer almıştır. Şiirlerini Kırmızıyı Unutma (1994) ile kitaplaştırmaya başlamış ve daha sonra Aşk Bir Yanılsamadır (1998) ile emailaskcom.tr (1999) adlı şiir kitaplarını yayımlamıştır.

Şiirlerinde aşk, kadın, özlem, sevgili, acı gibi temaları ince bir duyarlılıkla işlemiştir. 12’den Vurulanlar (2011) ve Grandiva (2012)’da kadın duyarlığı ile mekân ve renk imgelerinin yoğunluğu dikkat çekmektedir. Serbest ölçüyü kullanan şair dizelerini “ben”in dışavurumu şeklinde okuyucuya sunmuştur. Şiir serüveninde kurmacaya da yer veren Özlü İyilik Çanları (2010) adlı bir hikâye kitabı yayımlamıştır.

Astrolojiyle yakından ilgilenen Aliye Özlü televizyon kanallarında edebiyat, sanat programlarının yanı sıra astroloji programlarına da katılmıştır. Bu minvalde okurların; her burcun riskli hastalıkları, bu hastalıkların kaynakları, önlemleri, iyi gelen yiyecek ve içecekleri ile sağaltım yolları hakkında bilgi bulabilecekleri Burçlarımız – Yıldızınızla Tanışın (2007) adlı astroloji kitabı kaleme almıştır. Çeviri çalışmaları da yapan Özlü, Sandy Linver’in Konuşma Eğitimi (1991) adlı eserini dilimize kazandırmıştır. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın