Çin’de Fabrikalar Üretimi Durdurdu

Çin’de son 60 yılın en kötü sıcak dalgası yüzünden fabrikalar geçici olarak üretimi durdurdu. Çin’in Siçuan bölgesinde Apple ve Intel gibi büyük firmaların ürünleri üretiliyor. Ayrıca, yarı iletken çip sektörünü de karardan olumsuz etkilemesi bekleniyor.

Yaklaşık 80 milyondan fazla kişinin yaşadığı Siçuan bölgesinde pazartesi günü yetkililer, halkın elektrik kullanımına öncelik sağlanması için 21 şehirden 19’unda cumartesiye kadar fabrikaların üretime ara vereceğini duyurdu.

Hükümetten açıklanan verilere göre temmuzdan beri aşırı sıcaklarla boğuşan Siçuan’da 7 Ağustos’ta yapılan ölçümlerde, son 60 yılın en yüksek sıcak hava dalgasının yaşandığı kaydedildi. Geçen yıllara göre ortalama yağış oranında da yüzde 51 azalma gözlemlendi.

Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu’nun sözcüsü Jin Şiandong, bugün yaptığı açıklamada sıcak hava dalgası ve kuraklık nedeniyle hidrolik güç üretiminin ciddi ölçüde azaldığını, ülkenin elektrik üretimi için kömür kaynaklarını daha fazla kullanacağını ifade etti.

Siçuan bölgesi, elektronik, mobilya ve gıda alanında birçok fabrikaya ev sahipliği yapıyor. Düşük üretim maliyetleriyle şirketleri çeken bölgede, özellikle yarı iletken çip ve güneş paneli fabrikaları yer alıyor. Teknoloji devi Apple, elektronik imalat sağlayıcısı Foxconn ve Intel gibi firmaların fabrikaları da kesintilerden etkilenecek.

Ayrıca Siçuan, elektrikli araba bataryalarında kullanılan lityum madenciliğinin de önemli merkezlerinden biri. Japonya merkezli yatırım bankası Daiwa Capital, müşterilerine gönderdiği bilgilendirme notunda, fabrikaların kapanmasının polisilikon ve lityum tedarikini zorlaştırabileceği ve fiyatların yükselmesine neden olabileceği ifade edildi.

Çin Ulusal Meteoroloji Merkezi, 13 Ağustos’ta sıcak hava dalgasına karşı uyarı yayımlamıştı. “Kırmızı uyarı” açıklamasında Şaanşi, Siçuan, Hubey, Hunan, Ciangşi, Anhui, Ciangsu ve Cıciang eyaletleriyle Şanghay ve Çongçing şehirlerinin bazı bölümlerinde, hava sıcaklıklarının 42 dereceyi aşabileceği belirtilmişti.

Bölgedeki Luzhou şehrindeyse yetkililer, geçen hafta elektrik santraline binen yükü hafifletmek için geceleri sokak lambalarının kapatılacağını duyurmuştu.

Güneş enerjisi panellerinde kullanılan kristal silikon güneş hücresi üretiminde dünya lideri Tongwei Solar şirketi, kesintilerin ne kadara mal olacağını bilmediklerini ve yetkililerin getirdiği sınırlamalara göre hareket edeceklerini belirtti.

Apple ürünlerinin yapımından sorumlu Foxconn ise kesintilerin büyük bir etki yaratmayacağını açıkladı.

Öte yandan sıcak hava dalgası mahsul kıtlığı da yarattı. Çin Ulusal İstatistik Bürosu Sözcüsü Gu Linghui, pazartesi günkü basın açıklamasında, aşırı hava koşulları nedeniyle taze sebze fiyatlarının yıllık bazda yüzde 12,9 arttığını belirtmişti.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

İkinci ABD Heyeti Tayvan’da; Çin Askeri Tatbikat Başlattı

ABD Kongre üyelerinden oluşan bir delegasyon, iki gün sürmesi planlanan resmi ziyaretleri kapsamında Tayvan’a gitti. Beş Kongre üyesinin Tayvan ziyareti, Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin 2 Ağustos’taki ziyaretinin ardından ABD’li bir Kongre heyetinin Tayvan’a yaptığı ikinci ziyaret olma özelliği taşıyor.

Demokrat Partili Massachusetts Senatörü Ed Markey’nin liderliğindeki delegasyonda ayrıca Demokrat Partili Kongre üyeleri John Garamendi, Alan Lowenthal ve Don Beyer ile Cumhuriyetçi Partili Kongre üyesi Aumua Amata Coleman Radewagen de bulunuyor.

CNN International’ın aktardığına göre, Tayvan’ın başkenti Taipei’ye daha önceden duyurmadıkları ziyaretleri ile ilgili Twitter’dan açıklama yapan delegasyon başkanı Markey, ziyaretin “ABD’nin Tayvan’a olan desteğini bir kez daha teyit etme” çabalarının bir parçası.

Markey’nin açıklamasına göre, heyetin ziyaretinin “Tayvan Boğazı’nda istikrar ve barışı teşvik etmesi” bekleniyor.

Heyetin ziyaretleri sırasında Tayvan lideri Tsai Ing-wen ve Dışişleri Bakanı Joseph Wu ile de görüşmesi planlanıyor.

Tayvan Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, ABD delegasyonu, ziyaretleri sırasında Parlamento Dışişleri ve Milli Savunma Komitesi ile de “güvenlik ve ticarete ilişkin konuları görüşmek için” bir araya gelecek.

Tayvan Dışişleri Bakanlığı, ABD’li heyetin ziyaretini “memnuniyetle karşılarken” Nancy Pelosi’nin ziyaretine de tepki gösteren Çin, “ABD’nin provokasyonlarına karşı önlem alacaklarını” açıkladı.

Çin, tekrar tatbikat başlattı

Çin’in Washington Büyükelçiliği’nden dün (14 Ağustos) yapılan açıklamada, “ABD Kongre üyeleri, ABD hükümetinin tek Çin politikasına uygun şekilde davranmalı” değerlendirmesinde bulundu.

Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA) da Tayvan çevresindeki sularda ve hava sahasında yeniden “müşterek muharebeye hazırlık ve hakiki savaş tatbikatı” başlattığını duyurdu. PLA Doğu Harekat Alan Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Çin’in ulusal egemenliği ile Tayvan Boğazı’ndaki barış ve istikrarı korumak için gerekli tüm tedbirlerin alınacağı” söylendi.

Pelosi’nin Tayvan ziyareti

Çin, bir asırdan uzun süredir “bağımsızlık” anlaşmazlığı yaşadığı Tayvan’a ABD Kongresi’nin alt kanadı olan Temsilciler Meclisi’nin başkanı Nancy Pelosi tarafından yapılacak resmi bir ziyarete karşı çıkıyordu.

Pelosi’nin Nisan ayında COVID-19’a yakalanması sonucu iptal ettiği ve Çin’in tepkisini çeken Tayvan ziyaretini gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği merak ediliyordu. Bu ihtimalin konuşulduğu günlerde, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, ABD Başkanı Joe Biden ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş ve “Ateşle oynayan kendisini yakar” uyarısını yapmıştı.

Fakat Nancy Pelosi, 2 Ağustos 2022’de yerel saatle 22:20 sularında Tayvan’a geldi ve ertesi gün ülkede bir dizi resmi temasta bulundu.

Tayvan lideri Tsai Ing-wen, 3 Ağustos’taki görüşmelerinde Pelosi’ye Tayvan’daki hükümetin devamı olduğu söylenen Çin Cumhuriyeti’nin “Uğurlu Bulutlar Düzeni” isimli şeref madalyası ve özel şeridini takdim etti.

Çin, Pelosi’nin ziyaretini “ciddi bir provokasyon” olarak değerlendirerek ada çevresinde dört gün sürecek askeri bir tatbikata başladı. Tayvan, tatbikatın başladığı 4 Ağustos’ta bir açıklama yaparak Çin’in tatbikat kapsamında ateşlediği füzelerden 11’inin karasularına düştüğünü duyurdu. Ülke ayrıca “savunma sistemlerinin etkin duruma geçirdiğini” açıkladı.

Tayvan da Çin’in ardından 9-11 Ağustos’ta askeri tatbikat kararı alırken Çin Dışişleri Bakanlığı Nancy Pelosi ve yakın aile üyelerine yaptırım uygulanacağını ve Washington yönetimiyle bazı ikili diyalog ve işbirliği mekanizmalarının durdurulduğunu duyurdu.

Çin-Tayvan anlaşmazlığı

Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulması üzerine Chiang Kai-shek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi üyeleri, Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının adada devam ettiğini söyleyerek bağımsızlık ilan etti.

Bu girişim, Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971’e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Çin’i temsil etti.

1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada, Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale geldi.

Pekin yönetimi, “Tek Çin” ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor.

Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan’ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Çin: ABD, Ukrayna Ve Tayvan’da Aynı Kışkırtma Taktiğini Uyguluyor

Çin’in Moskova Büyükelçisi Zhang Hanhui, Ukrayna’daki krizin “başlıca kışkırtıcısı” olarak adlandırdığı Amerika Birleşik Devletleri’ni (ABD) Ukrayna ve Tayvan’da çatışmayı “kışkırtmak için aynı taktikleri” uygulamakla suçladı.

Rusya’nın TASS haber ajansına konuşan Büyükelçi, ABD’nin NATO’yu genişleterek ve Ukrayna’yı Moskova yerine Avrupa Birliği ile uyumlu hale getirmek isteyen güçlere destek vererek Rusya’yı “köşeye sıkıştırdığını” söyledi.

Zhang, “Ukrayna krizinin başlatıcısı ve ana kışkırtıcısı Washington, Rusya’ya eşi benzeri olmayan kapsamlı yaptırımlar uygularken Ukrayna’ya asker ve silah tedarik etmeye devam ediyor. Nihai hedefleri Rusya’yı uzun süreli bir savaş ve yaptırımların ağırlığı altında ezmek ve tüketmek” dedi.

Çin-Rusya ilişkilerinin tarihteki en iyi dönemine girdiğini belirten Zhang, iki ülke arasındaki ilişkilerin “en yüksek seviyede karşılıklı güven, etkileşim ve stratejik önem” içerdiğini ifade etti.

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin geçtiğimiz hafta Asya turu kapsamında Tayvan’a yaptığı ziyarete ilişkin de konuşan Büyükelçi, ABD’nin Ukrayna’da ve Tayvan’da büyük güç rekabetini ve çatışmayı kışkırtmak için aynı taktikleri uyguladığını söyledi.

Washington’ın Tayvan politikasını eleştiren Zhang, “İçişlere müdahale etmemek, dünyamızda barış ve istikrarı korumanın en temel ilkesidir” şeklinde konuştu.

Washington’un politikası uzun süredir “stratejik muğlaklık” üzerine kurulu. ABD, Çin’in Tayvan’ı işgal etmesi halinde duruma askeri olarak müdahale edeceğini söylüyor.

Bir yandan Pekin’in sadece tek bir Çin hükümeti olduğunu öne süren “tek devlet” politikasını destekliyor ve Taipei ile değil Pekin’le resmi diplomatik ilişkileri var.

Ancak diğer yandan da Tayvan’a savunma silahları tedarik edeceğini söylüyor ve Çin’in olası bir saldırısının büyük endişe yaratacağını belirtiyor.

Çin, Tayvan’ı, sonunda yeniden Pekin’in kontrolü altında olacak ayrılıkçı bir eyalet olarak görüyor. Tayvan ise kendisini, anayasası ve demokratik yollardan seçilmiş liderleriyle bağımsız bir ülke olarak tanımlıyor.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping daha önce “Tayvan ile yeniden birleşmenin gerçekleşmesi gerektiğini” söylemiş ve bunu başarmak için güç kullanımı ihtimalini dışlamamıştı.

ABD Başkanı Joe Biden, Mayıs 2022’de ülkesinin Tayvan’ı askeri açıdan savunup savunmayacağı yönündeki bir soruya duruma müdahale edecekleri yönünde yanıt vermişti.

Kısa süre sonra Beyaz Saray konuya açıklık getirmeye çalışmış, ABD’nin Tayvan politikasının değişmediğini belirtmiş, Çin’in “tek devlet” politikasına taahhütlerini yinelemişti.

Tayvan konusu, ABD-Çin ilişkilerinde yıllarca gerilime neden oldu. Çin, Washington’un Taipei’ye desteğini kınayan açıklamalar yaptı ve Biden’ın ABD Başkanı seçilmesinden bu yana Tayvan hava sahasında ihlallerini artırdı.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Tayvan Tatbikata Başladı, Çin ‘Geniş Özerklik’ Teklifini Geri Çekti

Tayvan dışişleri bakanlığından yapılan açıklamada, Pekin’in “bir ülke, iki sistem” modeli teklifinin reddedildiği duyuruldu. Bakanlık sözcüsü Joanne Ou, başkent Taipei’de düzenlediği basın toplantısında, yalnızca Tayvan halkının ülkenin geleceğine karar verebileceğini söyledi.

Ou, Çin’in ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Taipei ziyaretini “Tayvan halkının gözünü korkutmak için yeni bir normallik yaratma bahanesi” olarak kullandığını da sözlerine ekledi.

Çin ise adanın kontrolünü ele geçirmesi halinde Tayvan’a asker veya yönetici göndermeme sözünü geri çekti, Başkan Xi Jinping’in daha önce teklif edilenden daha az özerklik verileceğine işaret etti.

Daha önce geniş özerklik vaat edilmişti

Çin, 1993 ve 2000 yıllarında da Tayvan ile ilgili, “yeniden birleşme” olduğunda “Tayvan’a asker veya idari personel gönderilmeyeceği” söylenmişti.

Tayvan’ın Çin’in özel bir idari bölgesi haline geldikten sonra özerkliğe sahip olacağını garanti eden bu politika, yayınlanan ve ‘beyaz kitap’ adı verilen son belgede yer almadı.

Tayvan da kendi tatbikatlarına devam ediyor

Çin’in günlerdir benzeri görülmemiş askeri tatbikatları devam ederken Tayvan da kendi tatbikatlarını düzenliyor.

Tayvan da bir Çin işgaline karşı savunmayı simüle eden askeri tatbikatlar düzenliyor ve yıllık tatbikatlarının bir parçası olarak temmuz ayında “ortak müdahale operasyonu” adı verilen en büyük tatbikatı düzenlemişti. Bu şekilde denizden gelen saldırıları püskürtme egzersizleri yapıldı.

Tayvan Sekizinci Kolordusu sözcüsü Lou Woei-jye, perşembe sabahı savunma tatbikatının bir parçası olarak güçlerinin hedef fişekleri ve çok sayıda obüs ateşlediğini söyledi ve ekledi:

“Tayvan’ın en güneyindeki Pingtung ilçesinde tatbikat yerel saatle 08:30’da başladı ve yaklaşık bir saat sürdü. Kıyıdan içeri sokulan topçular yan yana sıralandı ve birliklerdeki silahlı askerler obüsleri birbiri ardına denize ateşledi.”

Lou tatbikatların önceden planlandığını ve Çin’in savaş oyunlarına yanıt verme amaçlı olmadığını söyledi. Yıllık tatbikatlara atıfta bulunan Lou, “Tatbikatlar için iki hedefimiz var, birincisi topçuların uygun durumunu ve bakım durumlarını belgelemek. İkincisi de geçen yılın verilerinden daha iyi sonuçlar elde etmek.” dedi.

Çin ordusu ise kendi tatbikatları sona erse bile Tayvan Boğazı’nda devriye gezmeye devam edeceğini duyurdu. Yapılan açıklamada “askeri eğitim vermeye ve savaşa hazırlanmaya devam edileceği” de ifade edildi.

Çin’in Tayvan İşleri Ofis’nden yayınlanan ayrı bir raporda da, “güç kullanımından vazgeçilmeyeceği” ve “gerekli tüm önlemleri alma seçeneğinin” saklı tutulacağı belirtildi. Raporda “Barışçıl yeniden birleşme için geniş bir alan yaratmaya hazırız, ancak hiçbir şekilde ayrılıkçı faaliyetlere yer bırakmayacağız” denildi.

Hong Kong modeli teklifi edilmişti

Çin’in iktidardaki Komünist Partisi, eski İngiliz kolonisi Hong Kong’un 1997’de Çin yönetimine geri döndüğü formüle benzer şekilde, Tayvan’ın “tek ülke, iki sistem” modeli altında yönetimine dönebileceğini öne sürmüştü.

Bu, demokratik olarak yönetilen Tayvan’a sosyal ve politik sistemlerini kısmen korumak için bir miktar özerklik sunacak gibi görünecekti ancak Hong Kong’un başına gelenler nedeniyle Pekin’in bu türden vaatlerini inandırıcı ve güvenilir bulan kimse kalmadı.

Tüm ana akım Tayvanlı siyasi partiler “bir ülke, iki sistem” önerisini reddediyor ve kamuoyu yoklamalarına göre bu formül 23 milyon nüfuslu ülkede neredeyse hiç halk desteğine sahip değil.

2000 tarihli beyaz kitapta, Tayvan tek bir Çin olduğunu kabul ettiği ve bağımsızlık aramadığı sürece “her şey müzakere edilebilir” diyen bir satır da en son yayınlanan beyaz kitapta eksik.

Tayvan’ın Anakara İşleri Konseyi, beyaz kitabın “yalanlarla dolu olduğunu ve gerçekleri göz ardı ettiğini” belirtti.

Tayvan, Mao Zedong’un Komünist Partisi’nin iç savaşı kazanmasının ardından mağlup Çin Cumhuriyeti hükümetinin adaya kaçtığı 1949’dan beri Çin işgali tehdidi altında yaşıyor.

(Kaynak: Euronews Türkiye)

Paylaşın

Çin, Tayvan Çevresindeki Tatbikatlarını Sonlandırdı

Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA), Tayvan adası çevresinde başlattığı askeri tatbikatların sona erdiğini duyurdu. PLA Doğu Cephesi Komutanlığı Sözcülüğünden yapılan açıklamada, Çin’in Tayvan çevresindeki sularda ve hava sahasında yürütülen tatbikatlardaki “görevlerin başarıyla tamamlandığı” ifade edildi.

Tatbikatlarla ilgili bilgi paylaşan PLA, “ordunun müşterek muharebe kabiliyetinin etkin şekilde test edildiğini” aktardı. Tayvan Boğazı’ndaki durumu izleyeceklerini de kaydeden PLA, “muharebeye hazırlık tatbikatlarını düzenli olarak icra edeceklerini” açıkladı.

Çin ve bir asırdan uzun bir süredir “bağımsızlık” ihtilafı yaşadığı Tayvan arasındaki gerilim Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Çin’in karşı çıkmasına rağmen 2 Ağustos 2022’de Tayvan’ı ziyareti ile yeniden yükselmişti.

Bu ziyaret sonrasında 4-7 Ağustos tarihleri arasında Tayvan çevresinde askeri tatbikatlar düzenleyen Çin, bu tarihten sonra da tatbikatlara devam etti. Bunun üzerine Tayvan da 9 ve 11 Ağustos tarihlerinde ülkenin güneyinde gerçek cephane ve mühimmatın kullanılacağı topçu tatbikatları yapacağını ve tatbikatın “savunma amaçlı olduğunu” açıkladı.

Çin’den Tayvan hakkında politika belgesi

Çin’in tatbikatları tamamladığı açıklaması ise bugün sabah saatlerinde Tayvan konusunda bir politika belgesi yayınlamasının ardından geldi.

Belgede Çin ve Tayvan arasında ideolojik ve sosyal farklılıkların tanınması temelinde “barışçı yeniden birleşme” hedefi vurgulanıyordu.

Çin Komünist Partisinin (ÇKP) Tayvan sorunun çözümünü ve Çin’in yeniden birleşmesini “tarihi görev” kabul ettiğinin belirtildiği politika belgesinde, “Barışçı yeniden birleşmeyi sağlamak için tüm samimiyetimizle ve elimizden gelen her çabayı göstereceğiz” ifadesi kullanıldı.

Ne olmuştu?

Çin, bir asırdan uzun süredir “bağımsızlık” anlaşmazlığı yaşadığı Tayvan’a ABD Kongresi’nin alt kanadı olan Temsilciler Meclisi’nin başkanı Nancy Pelosi tarafından yapılacak resmi bir ziyarete karşı çıkıyordu.

Pelosi’nin Nisan ayında COVID-19’a yakalanması sonucu iptal ettiği ve Çin’in tepkisini çeken Tayvan ziyaretini gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği merak ediliyordu. Bu ihtimalin konuşulduğu günlerde, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, ABD Başkanı Joe Biden ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş ve “Ateşle oynayan kendisini yakar” uyarısını yapmıştı.

Fakat Nancy Pelosi, 2 Ağustos 2022’de yerel saatle 22:20 sularında Tayvan’a geldi ve ertesi gün ülkede bir dizi resmi temasta bulundu.

Tayvan lideri Tsai Ing-wen, 3 Ağustos’taki görüşmelerinde Pelosi’ye Tayvan’daki hükümetin devamı olduğu söylenen Çin Cumhuriyeti’nin “Uğurlu Bulutlar Düzeni” isimli şeref madalyası ve özel şeridini takdim etti.

Çin, Pelosi’nin ziyaretini “ciddi bir provokasyon” olarak değerlendirerek ada çevresinde dört gün sürecek askeri bir tatbikata başladı. Tayvan, tatbikatın başladığı 4 Ağustos’ta bir açıklama yaparak Çin’in tatbikat kapsamında ateşlediği füzelerden 11’inin karasularına düştüğünü duyurdu. Ülke ayrıca “savunma sistemlerinin etkin duruma geçirdiğini” açıkladı.

Tayvan da Çin’in ardından 9-11 Ağustos’ta askeri tatbikat kararı alırken Çin Dışişleri Bakanlığı Nancy Pelosi ve yakın aile üyelerine yaptırım uygulanacağını ve Washington yönetimiyle bazı ikili diyalog ve işbirliği mekanizmalarının durdurulduğunu duyurdu.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Çin, Tayvan’a Ne Zaman Ve Nasıl Saldırabilir?

Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler (ABD) Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin geçen hafta Tayvan’ı ziyaretinin ardından Çin, adaya yönelik askeri tatbikatlarına hız verdi. Tayvan, Pekin’in bu tatbikatları adayı işgale hazırlanmak ve Asya-Pasifik bölgesindeki statükoyu değiştirmek için kullandığı endişesi taşıdığını belirtti.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping,Tayvan’ın anakara ile birleşimini “Çin ulusunun 2050’deki yeniden canlanma stratejisinin” bir parçası olarak görüyor. Pekin’in önümüzdeki 10 yıl içinde silahlı bir birleşim için hazırlıklarını sürdürdüğü tahmin ediliyor.

Ancak bazı Batılı hükümetler, Çin lideri Şi’nin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalindeki başarısızlıklarından ders çıkardığını ve bu nedenle Tayvan’ın işgalinin beklenenden daha erken bir tarihe alınabileceğini düşünüyor.

Çin ne zaman saldırabilir?

Diplomatlar ve uluslararası ilişkiler uzmanlarına göre Pekin, Tayvan’ın işgalinde Moskova’nın Ukrayna’yı işgal girişiminden çıkardığı derslere göre hareket edebilir.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 24 Şubat’ta başlattığı işgal girişimine Batılı ülkelerin tepki verme süresinin yaklaşık iki günü bulduğunu belirten kaynaklar, Pekin’in bu süreyi dikkate alacağı düşüncesinde.

Moskova’nın 48 saat içinde Kiev’i ele geçirerek Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy’i devirememesinin Batılı ülkelerin desteğine kapı açtığını belirten uzmanlar Şi’nin bu hatayı terkarlamak istemeyeceğini ve 48 saatlik süre içinde “yıldırım hızıyla” bir saldırı planlayacağını düşünüyor.

Savunma ve güvenik alanında uzmanlaşan Londra merkezli düşünce kuruluşu RUSI uzmanları, İngiliz The Daily Telegraph gazetesine verdikleri görüşte, bu saldırının en erken 2023’te gerçekleşebileceğini öngörüyor.

Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun “halen evrimleşen bir güç” olduğunu belirten uzmanlar, işgalin başarısız olması halinde Şi’nin, Çin Komünist Partisi liderliğinde üçüncü dönemi kazanmasının zora girme riskini göze almayacağı görüşünde. Liderin seçileceği parti kongresi bu yılın ikinci yarısında yapılacak.

Çin Tayvan’ı nasıl işgal edebilir?

Çin’in Pelosi’nin ziyaretinin ardından bölgede yürüttüğü kapsamlı askeri tatbikatları yakından takip eden uzmanlar Çin’in Tayvan’ı işgali için hangi yolları kullanacağına dair ipuçları arıyor.

Çin’in daha önce görülmemiş “savaş oyunları” donanma ablukasından savaş jetlerinin sortilerine ve Tayvan plajlarına amfibi çıkarmaya kadar birçok yöntemi tatbik ediyor. Uzmanlar Çin’in bütün bu yöntemleri bir arada kullanarak Tayvan’ı topyekün işgal edebileceğini belirtiyor.

Ancak Pekin’in tam tersine aşama aşama gücünü arttırarak Tayvan’ı “bir yılan gibi yavaş yavaş boğmayı” ve Batı’dan topyekün savaş tepkisini çekmeye bir adım kala durmayı tercih edebileceği de olası seçenekler arasında.

Çin’in işgali için kullanabileceği dört seçeneğin avantajları ve dezavantajları?

1 – Çin Tayvan’ı abluka altına alabilir

Çin, dünyanın en büyük mikroçip üreticisi Tayvan’ı finansal, ekonomik ve işlevsel olarak yıpratmayı deneyebilir, Tayvan silahlı güçlerini uzun soluklu ve sürekli yüksek hazırlık seviyesinde tutarak yorabilir.

Çin, Tayvan adasının çevresindeki yedi bölgeye odaklanan tatbikatlarında Tayvan’ın dış dünyayla bağlantısını kesecek gümrük ve uçuşa kapalı bölgeyi hızla oluşturabileceğini gösterdi.

Uluslararası nakliye rotasını etkileyecek bu yöntem itiraza neden olsa da, dirençli bir uluslararası tepki yaratmayabilir.

2- Çin, Matsu ve Kinmen adalarını işgal edebilir

Çin, uzun süredir kendi toprağı olarak gördüğü ve bazıları anakaradan yalnızca 10 kilometre uzaklıktaki bu adaları işgal ederek bölgede kontolü ele geçirebilir.

Tayvan’ın kuzeybatısındaki Matsu adaları ile Tayvan’ın batısındaki Büyük Kinmen Adası’nın işgali Çin’e yalnızca 20 bin asker gibi asgari bir maliyetle Batı’nın tepkisini ölçme fırsatı da verebilir.

Bu adaların işgaline verilecek tepkinin zayıf kalması, tıpkı Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı ilhakı gibi, Çin’e bu adaları ilhak etmek için cesaret verebilir. Bu adaların çok küçük olması sebebiyle birçok ülke tepki verme riskine girmek istemeyebilir. Ancak Amerika Birleşik Devletleri’nin Tayvan’la yaptığı ilişkiler anlaşması, bu adaları Tayvan’ın bir parçası olarak tanıyan Washington’u müdahaleye zorlayabilir.

Öte yandan, bu adaların işgali Çin’e “sınırlı bir ödül” karşılığında yüksek risk getirebilir.

3 – Çin Tayvan’a havadan ve anakaradan füze atışlarıyla saldırabilir

Çin’in elindeki bir diğer seçenek, Tayvan’ı hava saldırıları ve füze atışlarıyla zayıflatmak ve cezalandırmak olabilir. Çin ilk etapta Tayvan’ın kıyı savunmasını, radar ve havaalanlarını hedef alabilir, ancak müzakere masasında elini güçlü tutmak ve Tayvan halkının birlik içinde savunmaya teşvik etmemek için yoğun nüfuslu kentleri hedef almaktan kaçınabilir.

Bu seçenek her ne kadar askeri gerilimi tırmandırsa da, hedeflerin sınırlı olması uluslararası toplumu büyük bir tepki için kışkırtmayabilir.

Bu senaryoda ABD’nin bölgedeki, özellkle de Japonya’daki güçlerinin hazırlık düzeyini arttırması beklenebilir. Tokyo da ordusunu harekete geçirerek Çin’in balistik füze kapasitesini hedef almaya hazır konuma getirebilir.

RUSI uzmanı Sidharth Kaushal’a göre bu seçenek, her ne kadar Tayvan’da hasar yaratacak ve Batı’nın dikkatini bölgeye yönlendirecek olsa da, Tayvan’ı müzakere masasına zorlayacak bir yöntem değil, dolayısıyla da statükoyu değiştirmeye yetmeyecek.

Bu durumda Çin gerektiğinde tam kapasite tepki vermeye ve topyekün işgale hazırlık yapabilir.

4 – Çin Tayvan Adası’nı tamamen işgal edebilir

Topyekün işgale karar vermesi halinde Çin bu girişimi yaklaşık 110 kilometrelik Tayvan Boğazı boyunca füze ve savaş uçaklarının bombardımanı eşliğinde birliklerini stratejik noktalardan karaya çıkararak başlatabilir.

Çinli savaş gemileri ve denizaltıları, stratejik noktalara mayın döşenmesini önlemek amacıyla Tayvan donanmasını yok etmeye odaklanabilir.

Çin bir yandan Tayvan’ın savunma gücünü hızla alt ederek direncini kırmayı hedeflerken, diğer yandan siber saldırılarla Tayvan’ın iletişim kaynaklarını keserek halkı paniğe sürükleyebilir.

Uzmanlar ve diplomatik kaynaklar, Çin’in, Ukrayna’nın işgalindeki gibi Batı’nın tam teşekküllü tepki vermesine fırsat kalmadan 48 saat içinde işgali başarıya ulaştırmaya çalışacağı görüşünde.

Tam işgal durumunda Tayvan ne yapabilir?

Tayvan ise, ülkenin Çin tarafından işgale uğraması durumunda kentlerde, ormanlarda ve dağlarda gizli ekipmanla kendini savunmaya odaklanabilir.

Sivil güçleri, kıyı gözetleme, tanksavar ve füze savar savunma sistemlerini harekete geçirebilir ve gerilla savaşına yönelebilir.

Keşif uçakları, insansız hava araçları ve mobil radar platformlarıyla kıyıdaki hedefleri tespit ve yok edebilir.

Tam işgal halinde uluslararası tepki ne olur?

Tayvan’ın tam işgali, uluslararası toplumu harekete geçirebilir. ABD, Japonya ve muhtemelen Avustralya bu tepkiye liderlik edebilir.

Hindistan gibi diğer bölgesel güçlerin Çin’e karşı oluşan siyasi, ekonomik ve söylemsel tepkiye destek verebilir, ancak özellikle Hindistan’ın askeri müdahaleye dahil olması beklenmiyor.

RUSI uzmanı Kaushal’a göre “Çin’in ayağına basmaktan çekinen” birçok ülke Çin ile ABD arasında bir konum almaya çalışacak.

(Kaynak: Euronew Türkçe)

Paylaşın

Tayvan Dışişleri Bakanı Vu: Çin, Tayvan’ı İşgale Hazırlanıyor

Tayvan Dışişleri Bakanı Joseph Vu, Çin’in 4 Ağustos’tan bu yana devam eden tatbikatları ile ilgili açıklama yaparak endişelerini dile getirdi. Bakan Vu, bugün (9 Ağustos) erken saatlerde başkent Taipei’de düzenlediği basın toplantısında, Çin’in “kendi toprağı” olarak gördüğü Tayvan adası etrafında sürdürdüğü askeri tatbikatlara ilişkin konuştu.

Bakan, “Çin’in asıl hedefi Tayvan Boğazı’nda ve Asya-Pasifik Bölgesi’nde statükoyu değiştirmek” diyerek Çin’in “Tayvan halkının moralini bozmak için büyük tatbikatlar düzenlediğini, füzeler denediğini, siber saldırılar düzenlediğini, dezenformasyon kampanyası yürüttüğünü” söyledi.

Çin’in “son tatbikatları ile birlikte Tayvan’ı işgale hazırlandığını” da sözlerine ekleyen Bakan Joseph Vu, “Batılı müttefiklerine Çin’in karşısında durdukları için” teşekkür ederek “Bu tavırla dünyaya net bir mesaj veriliyor: Demokrasi, otoriterliğe boyun eğmeyecektir” dedi.

Ada çevresinde 39 savaş uçağı, 13 savaş gemisi

Çin ve bir asırdan uzun bir süredir “bağımsızlık” ihtilafı yaşadığı Tayvan arasındaki gerilim Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Çin’in karşı çıkmasına rağmen 2 Ağustos’ta Tayvan’ı ziyareti ile yeniden yükselmişti.

Bu ziyaret sonrasında 4-7 Ağustos tarihleri arasında Tayvan adası çevresinde askeri tatbikatlar düzenleyen Çin, bu tarihten sonra da tatbikatlara devam etti. Bunun üzerine Tayvan da 9 ve11 Ağustos tarihlerinde ülkenin güneyinde gerçek cephane ve mühimmatın kullanılacağı topçu tatbikatları yapacağını ve tatbikatın “savunma amaçlı olduğunu” açıkladı.

Bu bağlamda bir açıklama yapan Tayvan Savunma Bakanlığı, Çin ordusunun askeri tatbikatlarının beşinci gününde (8 Ağustos) Tayvan çevresinde 39 savaş uçağı ve 13 savaş gemisinin görüldüğünü duyurdu.

Bakanlık ayrıca Çin hava ve deniz araçlarını elektronik takip araçları, devriye uçakları, gemiler ve füze sistemleriyle izlediklerini söyledi.

Ne olmuştu?

Çin, bir asırdan uzun süredir “bağımsızlık” anlaşmazlığı yaşadığı Tayvan’a ABD Kongresi’nin alt kanadı olan Temsilciler Meclisi’nin başkanı Nancy Pelosi tarafından yapılacak resmi bir ziyarete karşı çıkıyordu.

Pelosi’nin Nisan ayında COVID-19’a yakalanması sonucu iptal ettiği ve Çin’in tepkisini çeken Tayvan ziyaretini gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği merak ediliyordu. Bu ihtimalin konuşulduğu günlerde, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, ABD Başkanı Joe Biden ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş ve “Ateşle oynayan kendisini yakar” uyarısını yapmıştı.

Fakat Nancy Pelosi, 2 Ağustos 2022’de yerel saatle 22:20 sularında Tayvan’a geldi ve ertesi gün ülkede bir dizi resmi temasta bulundu.

Tayvan lideri Tsai Ing-wen, 3 Ağustos’taki görüşmelerinde Pelosi’ye Tayvan’daki hükümetin devamı olduğu söylenen Çin Cumhuriyeti’nin “Uğurlu Bulutlar Düzeni” isimli şeref madalyası ve özel şeridini takdim etti.

Çin, Pelosi’nin ziyaretini “ciddi bir provokasyon” olarak değerlendirerek ada çevresinde dört gün sürecek askeri bir tatbikata başladı. Tayvan, tatbikatın başladığı 4 Ağustos’ta bir açıklama yaparak Çin’in tatbikat kapsamında ateşlediği füzelerden 11’inin karasularına düştüğünü duyurdu. Ülke ayrıca “savunma sistemlerinin etkin duruma geçirdiğini” açıkladı.

Tayvan da Çin’in ardından askeri tatbikat kararı alırken Çin Dışişleri Bakanlığı Nancy Pelosi ve yakın aile üyelerine yaptırım uygulanacağını ve Washington yönetimiyle bazı ikili diyalog ve işbirliği mekanizmalarının durdurulduğunu duyurdu.

Paylaşın

Politico: Çin, ABD’nin Telefonlarına Çıkmıyor

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyaretinin ardından Pekin ve Washington arasında tansiyon yükseldi. Çıkan krizin ardından Çinli üst düzey askeri yetkililerin, ABD’li meslektaşlarının çağrılarına yanıt vermediği ileri sürüldü.

ABD’nin ünlü Politico dergisinin konu hakkında bilgisi olan üç kişiye dayandırdığı haberde, çok sayıda çağrının cevapsız kaldığı iddia edildi. Telefonları açılmayan yetkililer arasında ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley’in olduğu yazıldı.

ABD Savunma Bakanlığı’na (Pentagon) göre Milley’nin, Çinli mevkidaşı Li Zuocheng’le yaptığı son görüşmenin tarihi 7 Temmuz.

Austin ise Çin Savunma Bakanı Wei Fenghe’yle haziranda görüşmüştü.

Pelosi ziyaretine cevap vermek isteyen Pekin, ABD’li üst düzey komutanlarla yapılacak diyalogları askıya almıştı. Cuma yapılan açıklamaya göre iklim değişikliği ve deniz güvenliği gibi alanlarda da işbirliği durduruldu.

Pentagon Sözcü Vekili Todd Breasseale, Bakan Austin’in herhangi bir yanlışlığa karşı Çinli yetkililerle iletişimin açık kalmasına önem verdiğini vurguladı.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby ise Çin’in işbirliğini durdurma açıklamasının, üst düzey askeri yetkililerin diyalog fırsatını tamamen ortadan kaldırmadığını savundu. Ancak Kirby, bu kararın kaza riskini artırdığını söyledi.

Çin-Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin’de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti’nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan’a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı’yla ilişkilerini koparan Çin’i 1970’lerin başına kadar Birleşmiş Milletler’de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM’nin 1971’de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti’ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM’den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, “tek Çin” ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan’ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Çin, Gizli Bir Uzay Aracı Fırlattı

Çin yörüngeye gizli bir yeniden kullanılabilen uzay aracı gönderdi. Çince yayın yapan devlete bağlı medya kuruluşu Şinhua’da yer alan habere göre, dün Jiuquan Uydu Fırlatma Merkezi’nden fırlatılan Uzun Yürüyüş 2F roketi, alçak Dünya yörüngesine “yeniden kullanılabilir bir test uzay aracı” gönderiyor.

Haberde uzay aracının testinin “uzayın barışçıl kullanımı için teknik destek sağlaması planlanan yeniden kullanılabilir ve yörüngedeki hizmetlerin teknik doğrulamasını” içerdiği belirtiliyor.

Fırlatmaya ilişkin herhangi bir fotoğraf veya ilgili bir işlem yayımlanmadı fakat test edilen aracın bir uzay uçağı olduğu tahmin ediliyor. Uzun Yürüyüş 2F roketi alçak Dünya yörüngesine yaklaşık 8 metrik ton taşıyabilir; bu da uzay uçağının ABD Hava Kuvvetleri’nin X-37B uzay uçağına benzer boyutta olduğuna işaret edebilir.

Başka bir gizli Çin uzay aracı Eylül 2020’de fırlatılmış ve Çin’e inmeden önce iki gün boyunca yörüngede kalmıştı. Bu yeni aracın o zamanki araçla aynı olup olmadığı bilinmiyor.

Çin, yeniden kullanılabilir uzay aracı kabiliyetlerini geliştirmek için hamleler yapıyor gibi görünüyor. Çin Devlet Konseyi Enformasyon Bürosu tarafından bu yıl ocakta yayımlanan uzay “resmi raporunda” ülkenin “yeniden kullanılabilir uzay taşımacılığı sistemleri için kritik teknolojiler üzerine araştırmaları güçlendirmeye ve buna uygun uçuş denemeleri yapmaya devam edeceği” belirtildi.

Raporda şöyle devam edildi:

Düzenli fırlatmalara yönelik artan ihtiyaca karşılık olarak Çin, uzaya çıkış ve uzaydan dönüş kapasitesini geliştirmek ve uzaya giriş ve uzaydan çıkışı daha verimli hale getirmek için yeni roket motorları, kombine döngü tahriki ve üst aşama teknolojileri geliştirecek.

Çin, devlete ait Çin Hava-Uzay Bilimleri ve Endüstri Şirketi (CASIC) aracılığıyla Tengyun adlı kendi uzay uçağını da geliştiriyor.

CASIC’ten Zhang Hongwen, 2018’de Çin Merkez Televizyonu’na, “SpaceX tarafından benimsenen roket geri dönüşümünün aksine, uzay uçağı sıradan bir havalimanından havalanarak uzay araçlarını yörüngeye taşıyabilir. Bu, gelecekteki uzay taşımacılığında devrim yapacak” demişti.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Çin’in Nüfusu 2025 Yılından İtibaren Azalmaya Başlayacak

Dünyanın en kalabalık ülkesi Çin’de nüfusun, yaşlanma ve düşük doğum oranı nedeniyle 2025’ten itibaren azalmaya başlayacağı açıklandı. Birleşmiiş Milletler tahminlerine göre, küresel nüfusun Kasım 2022’de sekiz milyara ulaşması ve Hindistan’ın 2023’te dünyanın en kalabalık ülkesi olarak Çin’i geçmesi bekleniyor.

Çinli yetkililer, 2016’da ülkenin katı “tek çocuk politikasını” gevşetmesine ve geçen yıl çiftlerin üç çocuk sahibi olmasına izin vermesine rağmen doğum oranının yine de rekor düşük seviyeye ulaştığını belirtti.

Çin Ulusal Sağlık Komisyonu (NHC), 2021 ile 2025 arasındaki döneme atıfta bulunarak “Toplam nüfusun büyüme hızı önemli ölçüde yavaşladı ve ’14. Beş Yıllık Plan’ döneminde bir negatif büyüme aşamasına girecek” dedi.

NHC’nin son raporunda, “Şu anda ülkemizin doğum desteğine yönelik politikaları mükemmel değil ve nüfus gelişimi ile insanların beklentileri arasında büyük bir boşluk var” ifadeleri kullanıldı.

Toplam doğurganlık hızının son yıllarda 1,3’ün altına düştüğü belirtilirken, 2035 civarında ülke nüfusunun yüzde 30’undan fazlasının 60 yaşın üzerinde olacağı ciddi bir yaşlanma aşamasına gireceği ifade edildi.

Ülkedeki bu duruma neden olarak ise imkanların ve zenginliğin adil dağılmamasını gören toplumun çocuk yapmak konusunda hevesli görünmemesi gösteriliyor. Düşük bebek sayısının arkasındaki diğer nedenlerin ise yüksek yaşam maliyetleri ve insanların daha küçük ailelere alışarak kültürel bir değişim geçirmesi olduğu düşünülüyor.

Yeni politikalar için çağrı yapıldı

Sağlık komisyonu, ailelerin küçülmesiyle emekli ve çocuk bakımı işlevlerinin de “zayıfladığını” kaydetti.

Çocuk yetiştirme desteğinin iyileştirilmesi ve aileler üzerindeki yüklerin azaltılmasına yardımcı olmak için yeni barınma, eğitim ve vergilendirme politikaları konusunda çağrıda bulunuldu.

Çin’in bazı bölgelerindeki yetkililer, yavaşlayan doğum oranıyla mücadele etmek amacıyla şimdiden aile dostu politikalar uygulamaya başladı.

Örneğin, Doğudaki Hangzhou eyaletinde artık üç çocuklu aileler ilk kez konut fonu kredisine başvururken azami limit olan yüzde 20 üzerinde borç alabilecekler.

Tek çocuk politikası neydi?

“Tek çocuk politikası”, 1980 yılında üst düzey lider Deng Xiaoping tarafından, kırsal kesimdeki aileler ve etnik azınlıklar için yapılan bazı istisnalar dışında, nüfus artışını engellemek ve ekonomik kalkınmayı teşvik etmek için uygulamaya sokulmuştu.

Birden fazla çocuk sahibi olan aileler vergilendiriliyor ve farklı cezalara maruz kalabiliyorlardı. Bu totaliter toplum mühendisliği yönteminin öngörülemeyen bir başka sonucu da ülkedeki kadın sayısında yaşanan düşüş oldu. Erkek çocuk isteyen aileler kız çocuklarının doğmasına engel oldu ve ciddi bir cinsiyet dengesizliği ortaya çıktı.(

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın