Birleşmiş Milletler’den ‘Nükleer Çatışma Olasılığı’ Uyarısı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Genel Merkezi’nde gazetecilere yaptığı açıklamada, “Ukrayna yanıyor. Ülke dünyanın gözleri önünde yok ediliyor.” dedi.

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşının siviller üzerindeki etkisinin ”korkunç boyutlara” ulaştığını söyleyen Guterres, ”Sonuç ne olursa olsun, bu savaşın kazananı olmayacak, sadece kaybedenleri olacak.” diye konuştu.

Guterres, bu savaşın Ukrayna’nın da ötesine geçtiğini belirterek, ”Aynı zamanda dünyanın en savunmasız insanlarına ve ülkelerine yönelik bir saldırı. Ukrayna üzerine savaş yağarken, Demokles’in kılıcı küresel ekonominin, özellikle de gelişmekte olan dünyanın üzerinde sallanıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Rusya’nın nükleer alarm seviyesini yükseltmesinin ise ”tüyler ürperten” bir gelişme olduğuna dikkati çeken Guterres, ”Bir zamanlar düşünülemez olan nükleer çatışma olasılığı, şimdi yeniden olasılık dahilinde.” dedi. Antonio Guterres, ”Ukrayna halkının üzerine salıverilen dehşeti durdurma, diplomasi ve barış zamanı.” ifadelerini kullandı.

Türkiye, Fransa, Almanya, İsrail, Hindistan ve Çin’e ise arabuluculuk çabaları dolayısıyla teşekkür eden Guterres, Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bölge oluşturulmasının ise ”gerilimi artırma riski taşıdığı” değerlendirmesinde bulundu.

Sivil can kaybı 46’sı çocuk 636’ya yükseldi

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Ukrayna’da Rusya’nın saldırılarının başladığı 24 Şubat’tan 13 Mart’a kadar 46’sı çocuk olmak üzere 636 sivilin yaşamını yitirdiğinin teyit edildiğini bildirdi.

İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Ukrayna’da çatışmaların sürdüğü Harkiv ve Mariupol gibi kentlerden bilgilerin gelmesi geciktiği için, hayatını kaybeden sivillerin sayısının daha yüksek olabileceğine dikkat çekti. Komiserlik, yaralananların sayısını ise bin 125 olarak bildirdi. Bir gün önce ise yaşamını yitirenlerin sayısının 596, yaralananların sayısının ise bin 67 olduğu açıklanmıştı.

AB’den Rusya’ya yeni yaptırımlar

Avrupa Birliği, Rusya’ya karşı dördüncü yaptırım paketinde uzlaştı. Paketin ayrıntıları henüz resmen açıklanmazken diplomatlardan alınan bilgilere göre yaptırımlar, Rusya’dan çelik ve demir ithalatına yasak, petrol şirketleri ve enerji sektörüne yatırım yasağı, değeri 50 bin euroyu aşan otomobiller dahil, lüks malların Rusya’ya ihracatının yasaklanması gibi önlemler içeriyor.

Paket çerçevesinde ayrıca, aralarında İngiliz Chelsea futbol takımının sahibi Rus milyarder Roman Abramoviç’in de bulunduğu 15 kişinin yaptırım listesine dahil edildiği belirtiliyor.

Paylaşın

Rusya’nın Ukrayna İşgalinde 549 Sivilin Yaşamını Yitirdiği Belgelendi

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Rusya’nın Ukrayna işgalinde şimdiye kadar 549 sivilin yaşamını yitirdiğini belgeledi. Cenevre’deki merkezden yapılan açıklamada bu sivillerin 41’inin çocuk olduğu kaydedildi.

BM’nin elinde 957 kişinin yaralandığına ilişkin doğrulanmış bilgi bulunduğu aktarıldı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet gerçek sayıların kesinlikle önemli ölçüde daha yüksek olduğunu söyledi. Bachelet çalışanların kurbanların sayısını doğrulamak için süreye ihtiyacı olduğunu kaydetti. Yüksek Komiserlik sadece bağımsız olarak doğrulayabildiği rakamları açıklıyor.

“En az 71 çocuk öldürüldü”

Ukrayna parlamentosu İnsan Hakları Görevlisi Lyudmila Denisova, Rusya’nın saldırılara başladığı 24 Şubat’tan beri ülkede en az 71 çocuğun hayatını kaybettiğini açıkladı. Denisova Telegram kanalından yaptığı açıklamada, 100’den fazla çocuğun da yaralandığını bildirdi.

Mariupol kentindeki çocuk hastanesi ve doğumevine yönelik dün düzenlenen saldırıda da biri çocuk, üç kişi yaşamını yitirdi, 17 kişi de yaralandı. Hastane saldırısına uluslararası toplum tepki gösterdi. Hastanenin hedef alındığını yalanlamayan Rusya ancak “Ukraynalı milliyetçi taburların” binayı çatışmalarda kullanabilmek için hastaları ve personeli tahliye ettiğini iddia ediyor.

Antalya’daki dışişleri bakanları görüşmesinden sonuç alınamadı

Türkiye’nin arabuluculuğunda Rusya ile Ukrayna arasında Antalya’da düzenlenen dışişleri bakanları toplantısı sona erdi. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba toplantı sonrasında yaptığı açıklamada ateşkes konusunda ilerleme sağlanamadığını, Rusya’nın şu anda bir ateşkese hazır olmadığını söyledi.

En sıkıntılı durumun Ukrayna’nın liman kenti Mariupol’de yaşandığını belirten Kuleba, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’un insani koridorlar konusunda bir taahhütte bulunmadığını kaydetti. Kuleba, Rusya’nın Mariupol’de kaçış koridorlarına izin vereceğini ümit ettiğini söyledi.

Kuleba ayrıca aynı formatta Rusya ile tekrar görüşmeye hazır olduklarını belirtti. NATO’nun tam üyesi olma hedefini koruduklarını söyleyen Kuleba, “Ancak bunun yakında ya da yakın gelecek içinde olmayacağını anlıyoruz” diye konuştu.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise Batı’nın Ukrayna’daki tutumunu “tehlikeli” olarak niteledi. Batı’nın Ukrayna’ya ölümcül silahlar temin ettiğini belirten Lavrov, verilen bu silahların kimlerin eline geçebileceğinin belirsiz olduğunu kaydetti. “Ukrayna’nın militarizasyonunu istemiyoruz” diyen Lavrov “Ukrayna’nın nötr olmasını istiyoruz” diye konuştu.

Sonuç alınamamasından dolayı Ukrayna tarafını da suçlayan Lavrov, Ukrayna hükümetinin “görüşmek için görüştüğünü” söyleyerek Ukrayna’dan önerilerine yanıt istediklerini söyledi.

Lavrov Mariupol’de vurulan hastaneye ilişkin de buranın radikal savaşçılardan oluşan Azov Tugayı tarafından kullanıldığını söyledi. Lavrov 7 Mart tarihinde Birleşmiş Milletler’i eski hastanede tıp personeli olmadığı konusunda bilgilendirdiklerini belirtti.

Paylaşın

Ukrayna’dan Kaçanların Sayısı 2 Milyon Sınırında

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği, Ukrayna’daki savaştan kaçanların sayısının “bugün veya yarın” 2 milyonu geçmesinin beklendiğini açıkladı. Örgütün başkanı Filippo Grandi Oslo’da yaptığı açıklamada, “2 milyon eşiğini bugün ya da en geç yarın geçeceğimizi düşünüyorum” dedi.

Haber Merkezi / BM’nin verilerine göre, Rusya’nın işgalinin ardından Ukrayna’dan şimdiye kadar yaklaşık 1 milyon 700 bin kişi ayrıldı. Grandi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın ilk kez bu kadar kısa sürede böylesine yoğun bir göçle karşılaştığını söyledi.

İkinci mülteci dalgası uyarısı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Ukrayna’da savaşın devam etmesi halinde ikinci mülteci dalgasının çok daha savunmasız kişilerden oluşacağı uyarısında bulundu.

UNHCR Başkanı Filippo Grandi, “Savaş devam ederse kaynakları ve bağlantıları olmayan insanlar göreceğiz” dedi. Avrupa için bu durumu yönetmenin daha zor olacağını belirten Grandi, “Avrupa ve ötesindeki herkesin daha fazla dayanışma göstermesi gerekecek” dedi.

Sumi ve İrpin’den tahliyeler başladı

Ukraynalı yetkililer, Sumi ve başkent Kiev yakınlarındaki İrpin kentlerinden sivillerin tahliyesine başlandığını açıkladı. Kiev Bölge Valisi Oleksiy Kuleba, “9.30 (yerel saat ile) dolayında 150’den fazla kişi tahliye edildi ve tahliye faaliyetleri sürüyor” açıklamasında bulundu.

Vali ayrıca, kent sakinleriyle birlikte yabancı öğrencilerin de ilk konvoyda Sumi’den ayrıldığını duyurdu. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Sumi’den ayrılan konvoyun Poltava kentine doğru yola çıktığını açıkladı. Bakanlık, Rusya’yı diğer insani koridorların oluşturulmasına da onay vermeye çağırdı.

Rusya bugün Ukrayna’nın Kiev, Harkiv, Çernigiv, Sumi ve Mariupol kentlerinden sivillerin tahliyesi için geçici ateşkes ilan edileceğini açıklamıştı.

Zelensky: İşgal altında olan ve tanınmayan topraklar konusunu müzakere edebiliriz

ABC News kanalına konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky, Rusya’nın Ukrayna’nın doğusunda işgal ettiği topraklar ve ‘tanınmayan cumhuriyetler’ konusunu Moskova ile müzakere edebileceklerini söyledi.

Interfax haber ajansının aktardığına göre Zelensky, “Güvenlik konusundaki garantilerle ilgili konuşuyorum. Bence geçici olarak işgal edilen ve Rusya Federasyonu dışında tanınmayan cumhuriyetlerin tanınması konusunu müzakere edebilir ve bir anlaşmaya varabiliriz.” dedi.

Zelensky ayrıca, NATO’ya üyelik konusunda ise “NATO’nun Ukrayna’yı kabul etmeye hazır olmadığını anladıktan sonra bu konuya olan ilgimi kaybettim. NATO, çelişkili şeylerden ve Rusya Federasyonu ile karşı karşıya gelmekten korkuyor.” diye konuştu.

Rusya, Ukrayna’dan NATO’ya üye olmayacağını anayasa değişikliği ile garanti altına almasını, Kırım’ı Rus toprağı olarak kabul etmesini ve işgal altındaki toprakları da tanımasını talep ediyor.

Zelensky’den Batı’ya tepki: 13 gündür sadece laf duyuyoruz

Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky, Batılı ülkeleri, Ukrayna’yı Rus saldırılarından korumak için dile getirdiği sözleri tutmamakla eleştirdi.

Telegram’da yayınlanan bir videoda Zelensky, “On üç gündür sözler duyuyoruz. On üç gündür bize yardım edecekleri, havada uçakların olacağı, onları bize teslim edecekleri söylendi. Ancak bunun sorumluluğu da Batı’da 13 gündür karar veremeyenlerde ve Ukrayna semalarını Rus saldırılarından koruyamayanlarda.” dedi.

Zelensky, ısrarla Ukrayna hava sahasının uçuşa yasak bölge ilan edilmesini istiyor. Ancak NATO, böylesi bir uygulamanın NATO’yu Rusya ile doğrudan bir savaşa sokacağı gerekçesiyle talebi reddediyor.

Son olarak Polonya’nın göndermeyi planladığı savaş uçaklarını göndermeme kararı aldığı belirtilmişti. ABD ve İngiliz hükümet yetkilileri, Polonya’nın olası uçak gönderme kararına saygı duyacağı yönünde açıklamalar yaptı.

Paylaşın

Ukrayna İşgalinde 25’i Çocuk En Az 364 Sivil Hayatını Kaybetti

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Ofisi, 24 Şubat’ta Rusya’nın işgali başladığından bu yana Ukrayna’da ölen sivillerle ilgili verisini güncelledi. BM, 25’i çocuk en az 364 sivilin hayatını kaybettiğini; 759 kişinin de yaralandığını teyit ettiğini duyurdu.

BM İnsan Hakları Ofisi, sivil kayıplarının, hava saldırıları ve top ve füze sistemleri dahil bombardıman ile gerçekleştiğini duyurdu. Ancak girilemeyen çatışma bölgelerinde de ölüler ve yaralılar bulunduğu belirtilen açıklamada, gerçek sayısının “muhtemelen çok daha yüksek olduğu” ifade edildi.

Mariupol’da tahliyeler durduruldu

Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), Ukrayna’nın Mariupol kentinde dün başlayacağı belirtilen yaklaşık 200 bin sivilin tahliyesinin durdurulduğunu açıkladı.

Ukraynalı yetkililer, 5 Mart Cumartesi günü Rus tarafının ateşkes ihlali nedeniyle Mariupol ve Volnovaha kentlerinden tahliyelerin durdurulduğunu açıklamıştı. ICRC’den yapılan yazılı açıklamada, “Mariupol’den sivillerin güvenli geçişi ikinci günde de durduruldu; ICRC, tarafları (sivillerin tahliyesi için) belirli şartlarda anlaşmaya çağırıyor” ifadesi kullanıldı.

Sivil tahliyede saldırı

Rus askerlerinin ilerleyişlerinin sürdüğü Kiev’e yaklaşık 25 kilometre uzaklıktaki Irpin’de, sivil halk tahliye sırasında bombardırman arasında kaldı.

Savaştan kaçan anne, baba ve iki çocukları topçu ateşinde hayatını kaybetti. Ukrayna Devlet Başkanı Volodymir Zelenskiy, sivilleri hedef alan saldırıları kınadı ve bunların affedilmeyeceğini söyledi. Kremlin ise sivil yerleşimlere saldırı yapıldığı haberlerini yalanladı.

En az 1,5 milyon göç

Birleşmiş Milletler Müteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, 24 Şubat’ta Rusya’nın Ukrayna’yı işgali başladığından bu yana 1,5 milyondan fazla Ukraynalının ülkeyi terk ettiğini; bu sayının 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana 10 günde görülen en yüksek sayı olduğunu açıkladı. Polonya sınır görevlilerine göre 24 Şubat’tan bu yana Ukrayna’dan 922 bin 400 kişi Polonya’ya geçti.

Moldova’ya geçen Ukraynalıların sayısı ise 201 bin 133’e ulaştı. Moldova, bölgede nüfus yoğunluğu anlamında en büyük oranda mülteciye ev sahipliği yapan ülke oldu. Bunların 100 bininin Romanya’ya geçtiği tahmin ediliyor. Romanya son 10 günde 227 bin 446 Ukraynalıya kapılarını açtı. 50 bin Ukraynalı Çek Cumhuriyeti’ne geçiş yaparken Macaristan ve Slovakya’ya geçenlerin sayısı da binleri buluyor.

Dünya Sağlık Örgütü, Moldova, Polonya ve Romanya’ya ek çalışan göndererek mültecilerin sağlık hizmetlerinin sağlanması; aynı zamanda buralardan Ukrayna hükümetine sağlık konusunda destek vermek için çabalarını artırdı.

Rusya’da savaşı protesto

Rusya’da cezaevindeki muhalif lider Aleksey Navalni’nin savaş karşıtlarına protesto gösterileri düzenleme çağrısı yapmasının ardından 21 şehirde gösteriler düzenlendi. İzleme grubu OVD-Info’ya göre, Rusya genelinde 600’den fazla kişi gözaltına alındı.

24 Şubat’ta Rusya’nın Ukrayna’yı işgali başladığından bu yana yapılan savaş karşıtı gösterilerde OVD-Info’ya göre 8 binin üzerinde kişi gözaltına alındı.

Paylaşın

Ukrayna’dan Kaçanların Sayısı 1 Milyon 500 Bini Geçti

Birleşmiş Milletler (BM), Ukrayna’daki savaşın 10’uncu günü itibarıyla 1 milyon 500 binden fazla insanın ülkeyi terk ettiğini açıkladı. BM, durumu “Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’ndan beri en hızlı büyüyen sığınmacı krizi” olarak niteledi.

Rusya işgalinin başlamasından bu yana yalnızca Polonya’ya sığınan Ukraynalıların sayısının bir milyona yaklaştığı belirtildi. Polonya sınır güvenliği, sınırı geçen Ukraynalıların sayısını 922 bin 400 olarak açıkladı. Yalnızca Cumartesi günü 129 bin kişinin sınırı geçtiği, Pazar gününün erken saatlerinde de ülkeye giriş yapanların sayısının 39 bin 800’ü bulduğu açıklandı.

Polonya Dışişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, ülkeye sığınanların çoğunluğunu Ukrayna vatandaşları oluştursa da iltica edenler arasında Özbekistan, Belarus, Hindistan, Cezayir, Nijerya, Fas, ABD ve diğer ülkelerin vatandaşları da bulunuyor.

Yunanistan da vatandaşlarının Ukrayna’dan tahliyesine devam ediyor. Yunan Göç Bakanlığı savaşın başından beri 906’ı çocuk, 3 bin 155 kişinin Yunanistan’a kaçtığını açıkladı. Alman İçişleri Bakanlığı da pazar günü itibarıyla Almanya’ya sığınan Ukraynalıların sayısının 37 bin 800’e yaklaştığını açıkladı.

Erdoğan, Putin ile telefonda görüştü

Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonda görüştü. Cumhurbaşkanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamaya göre görüşmede Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ele alındı, Türkiye-Rusya ilişkileri değerlendirildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede “ateşkesin sağlanması, insani koridorların açılması ve bir barış anlaşmasının imzalanması için acilen adım atılmasının önemini” vurguladı. Ukrayna tarafıyla ve diğer ülkelerle sürekli temas halinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kapsamlı müzakerelerin yapılması ve netice alınması için çabalarını sürdüreceğini dile getirdi.

Paylaşın

BM: Ukrayna’da Ölen Sivillerin Sayısı 331’e Yükseldi

Birleşmiş Milletler (BM), Rusya’nın Ukrayna’ya işgalinin başladığı 24 Şubat’tan bu yana Ukrayna’da 331 sivilin öldüğünü, 675’inin de yaralandığını açıkladı. BM’den dün yapılan açıklamada ise ölen sivillerin sayısı 249 olarak belirtilmişti.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nden yapılan açıklamada, ölenlerden 19’unun çocuk olduğu belirtilerek gerçek ölü sayısının muhtemelen çok daha yüksek olduğu vurgulandı.  Kurbanların büyük bölümünün ağır topçu ateşi ve roket ve füze saldırıları sonucu hayatını kaybettiği ifade edildi.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) yaptığı açıklamada, Ukrayna’daki mülteci krizine ilişkin çeşitli kaynaklardan edinilen verileri paylaştı. Açıklamada, 24 Şubat-3 Mart arasında yarıdan fazlası Polonya’ya olmak üzere 1 milyon 209 bin 976 mültecinin Ukrayna’dan komşu ülkelere geçtiği belirtildi.

Polonya’ya 649 bin 903, Macaristan’a 144 bin 738, Moldova’ya 103 bin 254, Slovakya’ya 90 bin 329, Romanya’ya 57 bin 192, Rusya’ya 53 bin 300, Belarus’a 384 ve diğer Avrupa ülkelerine ise 110 bin 876 mültecinin geçiş yaptığı aktarılan açıklamada, bu rakamlara ilave olarak Donetsk ve Luhansk bölgelerinden 18-23 Şubat’ta 96 bin kişinin de Rusya’ya geçtiği kaydedildi.

BMMYK, Ukrayna’da durumun daha da tırmanması halinde 4 milyon kadar sivilin ülkeden kaçabileceği uyarısında bulundu.

Avrupa Birliği Konseyi ise, Ukrayna’daki çatışmalardan kaçan insanlara AB ülkelerinde acilen koruma sağlayacak Geçici Koruma Yönergesi’ni uygulamaya soktu. Uluslararası Af Örgütü Avrupa Enstitüleri Ofisi Direktörü Eve Geddie konuya ilişkin bir açıklama yayımladı:

“Çatışmalardan kaçan herkese koruma sağlanmalıdır ve düzen kurmalarına yardımcı olunmalıdır. Ukraynalılara hızla koruma sağlanacak olmasından memnuniyet duyuyoruz. Ancak Konsey bu desteği esasen çatışmalardan kaçan Ukraynalılarla sınırlı tutarak Avrupa’nın dayanışmasının sınırlarını da ortaya koydu.”

“Bugünkü karar, AB’ye sığınan Ukraynalıların hızla ikamet izni alabileceği, çalışabileceği, uygun konaklamaya, sosyal yardımlara, tıbbi desteğe ve eğitime erişebileceği anlamına geliyor. Bu imkanları Ukrayna’dan kaçan diğer kişileri de kapsayacak şekilde genişletip genişletmeyeceklerine karar vermek üye ülkelerin elinde. Onları bu savaştan kaçan herkese eşit muamele uygulamaya çağırıyoruz.”

“Konseyin bugünkü kararı, Avrupa’nın uzun zamandır savaştan kaçanları korumak ve insanların ulaşmasına yardımcı olmak için gerekli araçlara sahip olduğunu ve bilindik ‘Kale Avrupası’ yaklaşımının siyasi güdümlü bir tercih olduğunu hatırlatmaktadır. Yönergenin ilk kez ve özellikle yerinden edilen Ukrayna uyruklular için uygulanacak olması AB’nin yaklaşımının çifte standartlarla dolu olduğunu gösteriyor.”

Paylaşın

Ukrayna’dan 1 Milyon 209 Bin 976 Kişi Kaçtı

Ukrayna’da savaş tüm şiddetiyle devam ederken Birleşmiş Milletler (BM), Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle yaklaşık 1 milyon 209 bin 976 mültecinin Ukrayna’dan komşu ülkelere geçtiğini açıkladı.

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) yaptığı açıklamada, Ukrayna’daki mülteci krizine ilişkin çeşitli kaynaklardan edinilen verileri paylaştı. Açıklamada, 24 Şubat-3 Mart arasında yarıdan fazlası Polonya’ya olmak üzere 1 milyon 209 bin 976 mültecinin Ukrayna’dan komşu ülkelere geçtiği belirtildi.

Polonya’ya 649 bin 903, Macaristan’a 144 bin 738, Moldova’ya 103 bin 254, Slovakya’ya 90 bin 329, Romanya’ya 57 bin 192, Rusya’ya 53 bin 300, Belarus’a 384 ve diğer Avrupa ülkelerine ise 110 bin 876 mültecinin geçiş yaptığı aktarılan açıklamada, bu rakamlara ilave olarak Donetsk ve Luhansk bölgelerinden 18-23 Şubat’ta 96 bin kişinin de Rusya’ya geçtiği kaydedildi.

BMMYK, Ukrayna’da durumun daha da tırmanması halinde 4 milyon kadar sivilin ülkeden kaçabileceği uyarısında bulundu.

Öte yandan Avrupa Birliği Konseyi Ukrayna’daki çatışmalardan kaçan insanlara AB ülkelerinde acilen koruma sağlayacak Geçici Koruma Yönergesi’ni uygulamaya soktu. Uluslararası Af Örgütü Avrupa Enstitüleri Ofisi Direktörü Eve Geddie konuya ilişkin bir açıklama yayımladı:

“Çatışmalardan kaçan herkese koruma sağlanmalıdır ve düzen kurmalarına yardımcı olunmalıdır. Ukraynalılara hızla koruma sağlanacak olmasından memnuniyet duyuyoruz. Ancak Konsey bu desteği esasen çatışmalardan kaçan Ukraynalılarla sınırlı tutarak Avrupa’nın dayanışmasının sınırlarını da ortaya koydu.”

“Bugünkü karar, AB’ye sığınan Ukraynalıların hızla ikamet izni alabileceği, çalışabileceği, uygun konaklamaya, sosyal yardımlara, tıbbi desteğe ve eğitime erişebileceği anlamına geliyor. Bu imkanları Ukrayna’dan kaçan diğer kişileri de kapsayacak şekilde genişletip genişletmeyeceklerine karar vermek üye ülkelerin elinde. Onları bu savaştan kaçan herkese eşit muamele uygulamaya çağırıyoruz.”

“Konseyin bugünkü kararı, Avrupa’nın uzun zamandır savaştan kaçanları korumak ve insanların ulaşmasına yardımcı olmak için gerekli araçlara sahip olduğunu ve bilindik ‘Kale Avrupası’ yaklaşımının siyasi güdümlü bir tercih olduğunu hatırlatmaktadır. Yönergenin ilk kez ve özellikle yerinden edilen Ukrayna uyruklular için uygulanacak olması AB’nin yaklaşımının çifte standartlarla dolu olduğunu gösteriyor.”

Arka Plan

Geçici Koruma Yönergesi 2001’de, Yugoslavya’daki çatışmaların hemen ardından oluşturuldu. Avrupa o tarihte İkinci Dünya Savaşı’ndan beri ilk kez insanların Avrupa’daki bir savaş sonucu kitlesel boyutta yerinden edilmesiyle karşı karşıya kalmıştı. Ancak yönerge hiçbir zaman uygulanmadı.

Uluslararası Af Örgütü defalarca yönergenin uygulanması için çağrı yaptı ve en son Avrupa’nın Afganistan ve Ukrayna’daki krizlere verdiği yanıt bağlamında bu çağrıyı yineledi.

Paylaşın

BM, Plastik Kirliliğini Sona Erdirmeyi Amaçlayan Kararı Kabul Etti

Uluslararası toplum, dünyanın büyüyen plastik sorununu frenlemek için ilk kez bir çerçeve üzerinde anlaştı. Birleşmiş Milletler (BM)tarafından kabul edilen karar, “plastik kirliliğini sona erdirmek” adına yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma geliştirmek için iddialı bir plan ortaya koyuyor.

Karar, plastiklerin üretimden imhaya kadar “tüm yaşam döngüsünü” kapsayan ve önümüzdeki iki yıl boyunca müzakere edilecek bir anlaşma çağrısında bulunuyor.

BM kararında, “Yüksek ve hızla artan plastik kirliliği seviyeleri, küresel ölçekte ciddi bir çevre sorununu temsil ediyor. Plastik kirliliğinin ortadan kaldırılması için uzun vadede acil önlemler almak için küresel koordinasyonu, iş birliğini ve yönetişimi güçlendirmenin acil gereğini kabul ediyoruz” denildi.

BM yetkilileri, dünyanın bu ilk küresel plastik kirliliği uzlaşmasını bir “dönüm noktası” olarak nitelendirdi ve 2015 Paris İklim Anlaşması’ndan bu yana en önemli “yeşil anlaşma” olarak tarif etti.

Kararda hangi detaylar var?

Karar, Nairobi’de iki yılda bir düzenlenen 150’den fazla ülkenin temsil edildiği BM Çevre Asamblesi’nin (UNEA) üçüncü gününde onaylandı. Buna göre, 2024 sonuna kadar yapılacak anlaşmanın ayrıntılarını ortaya çıkarmak için bir hükümetler arası müzakere komitesi de oluşturuldu.

Karar, STK’lara göre milyonlarca insanı etkileyecek bir “çığır açan gelişme” olan atık toplayıcıları tanımaya yönelik hükümler ve yerli halkların rolünün kabul edilmesini de içeriyor. Gelişmekte olan ülkelerde geri dönüştürülebilir plastik ve diğer eşyaları toplayan düşük ücretli atık toplayıcılar ilk kez bir çevresel kararda tanınıyor.

Karar, 2050 yılına kadar neredeyse dört katına çıkacağı ve küresel karbon bütçesinin yüzde 10-13’ünü oluşturacağı tahmin edilen plastik üretimiyle mücadele için önlemler alınmasını öneriyor. Dünya liderleri önümüzdeki iki yıl içinde anlaşmanın ayrıntılarını geliştirme ve sonuçlandırma konusunda daha fazla kararlılık göstermeye çağrılıyor.

Anlaşmaya mali ve teknik destek verilecek. Bunun yanı sıra tavsiyeler verecek bir bilim kurulu da bulunacak.

Öte yandan, plastik üretimine, kullanımına veya tasarımına kısıtlama getiren herhangi bir anlaşma, ham plastik üreten petrol ve kimya şirketlerinin yanı sıra binlerce ürünü tek kullanımlık ambalajlarda satan tüketim malları devlerini etkileyecek. Ayrıca ABD, Çin, Hindistan, Suudi Arabistan ve Japonya dahil olmak üzere büyük plastik üreten ülkelerin ekonomileri de kararlardan etkilenecek.

En çetrefilli konu plastik üretimi

BM müzakere komitesi, nispeten kısa bir süre içinde incelenecek çok sayıda ayrıntıya sahip olacak. Anlaşmanın raporlama standartları, finansman mekanizmaları gibi pek çok madde arasında, belki de en çetrefilli konu olan plastik üretimini de ele alması gerekecek. Uluslararası Çevre Hukuku Merkezi avukatı David Azoulay “Milyon dolarlık soru, sıfırdan plastik üretimini azaltmak hakkında ne kadar konuşacağımızdır” dedi.

Bu konunun tartışmalı olması muhtemel. Konferans öncesinde, kimyasal üreticilerinin ticaret birliği olan Amerikan Kimya Konseyi’nde plastiklerden sorumlu başkan yardımcısı Joshua Baca, plastik üretiminin kısıtlanması ve düzenlenmesini “çok dar görüşlü bir yaklaşım” olarak nitelendirdi.

Uluslararası Kirleticilerin Önlenmesi Ağı‘nın uluslararası koordinatörü Bjorn Beeler, zaman çizelgesinin tutacağından şüpheli olduğunu belirterek “İçine girdikçe, bir canavara dönüşecek. İki yıl içinde nasıl bir anlaşma yapabileceğinizi anlamıyorum” dedi ve ekledi: “Ama bu gerçekten ilk adım. Bu anlamlı, bu önemli” dedi.

Karar nasıl karşılandı?

Ruanda Çevre Bakanı Jeanne d’Arc Mujawamariya, “Plastik kirliliği her geçen gün daha da kötüleşirken kaybedecek zaman yok. Bu karar, gezegenimizin plastikler içinde boğulmasını önlemeye yönelik küresel çabada tarihi bir dönüm noktasıdır” dedi.

Okyanuslar ve uluslararası çevre ve bilimsel ilişkilerden sorumlu devlet sekreteri yardımcısı ABD’li delege Monica Medina ise “Bu, birlikte çalıştığımızda dünyanın neler yapabileceğinin harika bir gösterisi” diye konuştu. Medina gözyaşlarını tutarak “Bu, bu gezegendeki plastik belasının sonunun başlangıcı. Bugünü çocuklarımız ve torunlarımız için önemli bir gün olarak değerlendireceğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Çevre aktivistleri ve sektör temsilcileri de kararı memnuniyetle karşıladı. Washington Post’a konuşan Dünya Yaban Hayatı Fonu (WWF) plastik atık ve işletme başkanı Erin Simon, “Karar, ürecin bu aşamasında gerekli olduğunu düşündüğümüz tüm kritik bileşenlere sahip” dedi.

Bir ticaret derneği olan Uluslararası Kimya Dernekleri Konseyi yaptığı açıklamada, “Plastik kirliliğini ele almak ve anlamlı bir çözüm geliştirmek adına ortak bir zemin bulmak için uzun günler harcayan hükümetleri takdir ediyoruz” diye yazdı.229795

Avukat David Azoulay ise, BM kararının yıllardır hazırlandığını, 2016’da denizlerdeki plastik bağlamında BM Çevre Meclisi’nde ilk kez bu fikrin su yüzüne çıktığını söyledi. Azoulay, “Böyle bir anlaşma tasavvur etmek düşünülemezdi” dedi. Azoulay, karardaki başarıları da şöyle sıraladı:

“Müzakere komitesi plastik üretimine de bakmakla görevlendirildi, anlaşmanın finanse edilmesine yardımcı olacak özel bir fon seçeneği var ve plastik kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerinden bahsediliyor.”

Ancak, karardan anlaşmaya geçiş kolay olmayacak. Kar amacı gütmeyen bir grup olan Environment America‘da koruma programını yürüten Steven Blackledge, “Bağlayıcı kurallara yönelmeleri gerçeğini çok iyi bir işaret olarak görüyorum” dedi ve ekledi: “Şeytan ayrıntıda”.

Plastik kirliliği

Her yıl milyonlarca ton plastik okyanuslara karışıyor ve bu da birçok hayvanın atıklara yakalandığı endişe verici görüntülere sebep oluyor. Dünya kutuplardan en ücra adalara, deniz yüzeyinden en derin okyanus çukuruna kadar plastik kirliliği ile karşı karşıya. Ulusal Bilimler Akademisi araştırmasına göre, bu tufana en çok ABD katkıda bulunuyor ve kişi başına yaklaşık 130,1 kilogram plastik üretiyor.

1950 ile 2017 yılları arasında üretilen tahmini 9,2 milyar ton plastiğin yaklaşık 7 milyarı atık durumunda. Bu atığın yaklaşık yüzde 75’i ya çöplüklerde ya da karasal ve sucul ortamlarda ve ekosistemlerde birikiyor.

Geçtiğimiz ay yayımlanan Alfred Wegener Kutup ve Deniz Araştırmaları Enstitüsü tarafından Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) için hazırlanan “Denizlerdeki Plastik Kirliliğinin Denizel Türler, Biyolojik Çeşitlilik ve Ekosistemler Üzerindeki Etkileri” adlı rapora göre, plastik kirliliğinde eşik değer aşıldı. Rapora göre, her yıl 19 ile 23 milyon ton arasında plastik atığın denizlere karıştığı tahmin ediliyor. Eğer böyle devam ederse denizlerdeki plastik kirliliği 2050’ye kadar dört katına çıkacak. Mikroplastiklerde ise 2100 yılına kadar 50 kat artış görülebilir.

Birleşmiş Milletler (BM) Göç Eden Yabani Hayvan Türlerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme (CMS), Eylül 2021 tarihli raporunda tatlı su türleri, kara hayvanları ve kuşlar da dahil olmak üzere korunan türlerin nehir ekosistemleri ve karadaki plastik kirliliğinden etkilendiğini ortaya koymuştu.

Öte yandan bilim insanları, plastik kirliliğini yönetmeye yönelik küresel kapasitenin, plastik pazarında öngörülen büyümeye ayak uyduramadığı konusunda uyarıyor.

2030 yılına kadar, iddialı önlemlerle bile yılda 53 milyon metre tona kadar plastiğin su ekosistemlerine karışabileceği ve herhangi bir iyileştirme yapılmadığı takdirde bu rakamın yılda 90 milyon tona ulaşabileceğini vurgulanıyor.

Ülkeler ne yapıyor?

Bazı ülkeler, eyaletler ve belediyeler plastik atıkları azaltmak için harekete geçmişti.

Örneğin Ruanda, on yıldan fazla bir süredir plastik poşetleri yasaklıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde, Sens. Dan Sullivan (R-Alaska) ve Sheldon Whitehouse (DR.I.), dönemin başkanı Trump‘ın 2020’de imzaladığı Denizlerimizi Kurtar 2.0 Yasası da dahil olmak üzere plastik kirliliği konusundaki kongre çabalarına öncülük etti.

Ancak BM’nin bu son hamlesi, plastik kirliliği sorununu çözmek için şimdiye kadarki en uyumlu uluslararası çaba.

Paylaşın

Ukrayna’dan Yedi Günde 1 Milyon Kişi Kaçtı

Birlemiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, Rusya’nın saldırılar düzenlediği Ukrayna’dan son yedi gün için 1 milyon kişinin kaçtığını açıkladı. Grandi, açıklamasında, “Sadece yedi gün içinde 1 milyon sığınmacının Ukrayna’dan komşu ülkelere göçtüğüne tanık olduk” dedi.

Haber Merkezi / Grandi, “Ukrayna’daki milyonlarca insan için, hayat kurtaran insan yardımların sağlanabilmesi için silahların susmasının zamanı” ifadelerini kullandı.

Yarım milyondan fazla sığınmacı kabul eden Polonya en fazla Ukraynalı sığınmacı kabul eden ülke durumunda. Onu Macaristan, Moldova, Slovakya ve Romanya takip ediyor. UNHCR’nin tahminine göre Ukrayna’yı terk eden sığınmacıların sayısı 4 milyona kadar yükselebilir.

Gece boyunca hava saldırıları sürdü

Ukrayna’da gece boyunca çok sayıda kentte Rusya’nın hava saldırıları düzenlediği bildirildi. Ukraynalı yetkililer ülkenin güneyindeki liman kenti Herson’un Rus birliklerinin kontrolüne geçtiğini teyit etti.

Bölge valisi Gennady Lakhuta Telegram kanalından yaptığı açıklamada, Rus “işgalcilerin” kentin bütün semtlerine yayıldığını ve “çok tehlikeli” olduklarını belirtti. Rus ordusu, Herson’da kontrolün sağlandığını Çarşamba sabahı duyurmuştu.

Başkent Kiev’de de çok sayıda patlama meydana geldiği, kentte gece boyunca siren sesleri duyulduğu bildirildi. Ukrayna medyası kentin banliyölerinde çatışmalar yaşandığını, bir Rus uçağının düşürüldüğünü aktardı.

Ülkenin doğusundaki Harkov kenti yakınlarındaki İzyum’daki hava saldırısında, bölge yetkililerinin verdiği bilgilere göre 8 kişi hayatını kaybetti. Ukrayna medyası Harkov’da ise belediye binasına iki roketin düştüğünü duyurdu.

Yaklaşık 440 bin nüfuslu liman kenti Mariupol de ise hava saldırıları sonrasında su ve elektriğin kesildiği, ısınma sisteminin hasar gördüğü bildirildi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi soruşturma başlattı

Hollanda’nın Lahey kentindeki Uluslararası Ceza Mahkemesi 39 üye ülkenin başvurusu ile Ukrayna’da savaş suçu, insanlığa karşı suç ve soykırım iddialarına ilişkin soruşturma başlattı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Karim Khan, Perşembe gecesi yaptığı açıklamada şimdiki ve geçmişteki iddiaları kapsayan soruşturmada kanıt toplama işlemlerinin “şimdi başladığını” belirtti.

Khan’ın verdiği bilgilere göre, soruşturma 21 Kasım 2013 tarihinden itibaren işlenen suçları kapsıyor. Ukrayna’nın doğusunda Rus yanlısı ayrılıkçılar ile Ukrayna ordusu arasındaki çatışmalar 2014 yılında başlamıştı.

Paylaşın

Plastik Kirliliğiyle Mücadelede Önemli Adım

Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Asamblesi (UNEA) plastik kirliliğiyle mücadele ile ilgili küresel anlaşmaya giden yolda önemli bir adım attı. Yaklaşık 200 ülkenin heyetleri Kenya’nın başkenti Nairobi’de yapılan toplantıda oy birliğiyle plastik kirliliğiyle mücadele anlaşması müzakerelerinin başlatılmasını onayladı.

Bunun için hükümetler arası bir komite kurulacak ve söz konusu komite 2024 yılına kadar plastik atıkların ortadan kaldırılması için hukuki açıdan bağlayıcı bir anlaşma hazırlayacak. BM Çevre Programı (UNEP), kararı Paris İklim Anlaşması’ndan bu yana alınan en önemli çevre uzlaşması olarak görüyor.

BM Çevre Asamblesi Başkanı Norveç Çevre Bakanı Espen Barth Eide sağlanan uzlaşmayı, “tarih kitaplarına geçecek” ifadesiyle tanımladı. Bakan, plastik kirliliğinin yasaklanması için müzakere sürecinin başladığını belirterek, iklim ve çevre krizi arasında somut bir bağlantı olduğunu ifade etti. Almanya Çevre Bakanı Steffi Lemke de söz konusu uzlaşmayı “tarihi” olarak nitelendirdi.

Söz konusu müzakerelerde plastiğin üretiminden kullanımına, çöpe atılmasından geri dönüşümüne kadar her süreç masaya yatırılacak. Küresel bir anlaşmaya giden müzakereleri yürütecek komite, karada ve denizde plastik atıklara yönelik alınacak önlemleri belirleyecek.

Kontrol süreci için alınacak önlemler ve yoksul ülkeler için yapılacak yardımlar da bu müzakerelerde masaya yatırılacak. BM Çevre Asamblesi’ndeki müzakerelerin yılın ikinci yarısında başlaması planlanıyor. BM’ye üye bütün ülkeler müzakere sürecini takip edebilecek.

2019 yılında yaklaşık 460 milyon ton plastik üretildi. Bu plastiğin 353 milyon tonu çöpe gitti. Dünya genelinde üretilen plastiğin sadece yüzde 10’u geri dönüştürülebiliyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) verilerine göre plastiğin büyük bölümü ya çöplüklere gidiyor ya da korumasız bir biçimde çevreye, nehirlere ve denizlere atılıyor.

Paylaşın