DİSK’ten “Asgari Ücret” Tepkisi: Milyonların Meselesidir

Türkiye işçi sınıfının asgari ücrete mahkum edildiğini söyleyen DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu, yapılan ücret artışlarının adaletsiz vergi sistemi ve yüksek enflasyon yoluyla kelepçelendiğini ekledi ve şöyle devam etti:

“17 milyon kişinin gelirlerinin üçte ikisi kiraya ve gıda harcamalarına gidiyor. Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM), Mayıs 2023 dönemine ait verilerine göre açlık sınırı 10 bin 72 lira, yoksulluk sınırı ise 34 bin 838 TL liradır. Türkiye’de ortalama ücretleri bu rakamlarla karşılaştırdığımızda bir kez daha vurgulamak isteriz ki asgari ücret milyonların meselesidir.”

Çerkezoğlu, açıklamasının devamında, “TÜİK’in baskılanmış enflasyon rakamlarına referans vererek sık sık dile getirilen ‘asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik’ söylemleri hakikatten uzaktır. TÜİK hem enflasyona esas madde fiyat listesini mahkeme kararlarına rağmen gizlemeye devam ederek hem de doğalgazdaki devlet desteğini dahi enflasyonu düşük göstermek için kullanarak, inandırıcılığını ve güvenilirliğini tamamen yitirmiştir.” ifadelerini kullandı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), asgari ücrete dair tespit, öneri ve taleplerini duyurmak amacıyla genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretin hükümet ve işverenler tarafından tek taraflı olarak belirlendiği eleştirisini yöneltti. Çerkezoğlu, Asgari ücret belirlenirken, komisyonun en düşük ücreti değil aslında ortalama ücreti belirlediğini ifade etti.

Arzu Çerkezoğlu, “Türkiye’de milyonlar asgari ücret civarında ve hatta asgari ücretin bile altında ücretlerle çalıştırılıyor. AB ülkelerinde asgari ücret civarında bir ücretle çalışanların oranı ortalama yüzde 4 iken, bu oran Türkiye’de yüzde 50 civarında” dedi ve işçilerin açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edildiğini söyledi.

İşçilerin yüksek enflasyon karşısında geçim mücadelesi verdiğini dile getiren Çerkezoğlu, gelir adaletsizliğinin tarihte görülmemiş ölçüde arttığı bir süreç yaşandığını anlattı. Çerkezoğlu, “Siyasi iktidarın ve işverenlerin elbirliğiyle asgari ücret belirlemesinin ağır sonuçlarını bugün hep beraber yaşıyoruz.” diye konuştu.

Türkiye işçi sınıfının asgari ücrete mahkum edildiğini söyleyen Çerkezoğlu, yapılan ücret artışlarının adaletsiz vergi sistemi ve yüksek enflasyon yoluyla kelepçelendiğini ekledi ve şöyle devam etti:

“17 milyon kişinin gelirlerinin üçte ikisi kiraya ve gıda harcamalarına gidiyor. Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM), Mayıs 2023 dönemine ait verilerine göre açlık sınırı 10 bin 72 lira, yoksulluk sınırı ise 34 bin 838 TL liradır. Türkiye’de ortalama ücretleri bu rakamlarla karşılaştırdığımızda bir kez daha vurgulamak isteriz ki asgari ücret milyonların meselesidir.

TÜİK’in baskılanmış enflasyon rakamlarına referans vererek sık sık dile getirilen ‘asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik’ söylemleri hakikatten uzaktır. TÜİK hem enflasyona esas madde fiyat listesini mahkeme kararlarına rağmen gizlemeye devam ederek hem de doğalgazdaki devlet desteğini dahi enflasyonu düşük göstermek için kullanarak, inandırıcılığını ve güvenilirliğini tamamen yitirmiştir.”

Çerkezoğlu, Türkiye’de sendikalaşmanın baskı altına alınması, toplu pazarlık kapsamının daraltılması ve grevlerin yasaklanması sonucunda özel sektörde asgari ücretle çalışanların oranının hızla yükseldiğinden de bahsetti.

“Asgari ücret tespit sürecinin demokratikleşmesi gerekiyor”

Asgari ücret tespit sürecinin demokratikleşmesi gerektiğini vurgulayan Çerkezoğlu, bu sürece Türk-İş dışındaki diğer işçi konfederasyonlarının da katılması gerektiğini söyledi. Asgari ücret tespitinin Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon verileri üzerinden değil, gerçek veriler üzerinden değerlendirilmesini gerektiğini sözlerine ekleyen Çerkezoğlu, şu önerilerde bulundu:

“İşçinin sadece kendisinin değil ailesiyle beraber geçiminin sağlanması gerektiğini söyleyen uluslararası standartlar göz önüne alınmalıdır. Her zaman söylediğimiz gibi, asgari ücret belirlenirken bir evde iki kişinin çalışması halinde o eve yoksulluk sınırının üstünde gelir girmesi güvence altına alınmalıdır. Kamu işçileri ve özel sektör işçileri arasındaki ücret farkları ortadan kaldırılmalıdır. En düşük emekli aylığı da asgari ücret düzeyinde belirlenmelidir.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir