İşsiz Sayısı 11,5 Milyona Yaklaştı

Geniş tanımlı işsiz sayısı aralık ayında 11 milyon 476 bine yükseldi. Geniş tanımlı işsiz sayısı bir önceki yılın aralık ayında 9 milyon 694 bin olarak kayıtlara geçmişti.

Haber Merkezi / Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu (Şubat 2025) yayımlandı.

Rapordan öne çıkan bölümler şöyle: “TÜİK, mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8,5 mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (âtıl işgücü) ise yüzde 28,2 olarak hesapladı.

TÜİK’e göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde dar tanımlı işsiz sayısı (mevsim etkisinden arındırılmış) 2024 Aralık ayında 3 milyon 26 bin oldu.

DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Aralık 2024’te 11 milyon 476 bin kişi olarak gerçekleşti.

Geniş tanımlı işsizlik oranı Ocak 2021 tarihinden bu yana en yüksek oranına ulaştı. Ocak 2021’de yüzde 29 olan işsizlik oranı Kasım ve Aralık 2024’te salgın günlerindeki işsizlik oranına yaklaşarak yüzde 28,2’ye ulaştı.

Geniş tanımlı işsiz sayısı son bir yılda 1 milyon 782 bin kişi arttı. Geniş tanımlı işsiz sayısındaki artışın sebebi zamana bağlı eksik istihdam ve ümitsiz işsizler ile iş aramayıp çalışmaya hazır olanları, iş arayan ancak hemen çalışmaya başlayamayacak olanları kapsayan potansiyel işgücü sayısındaki artıştır.

Aralık 2024’te mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,9 iken kadınlarda yüzde 11,4 oldu. Geniş tanımlı işsizlik (âtıl işgücü) erkeklerde yüzde 22,8 kadınlarda ise yüzde 37,2 olarak hesaplandı.”

Raporda diğer bulgular ise şöyle:

“Zamana bağlı eksik istihdam artmaya devam ediyor.
Potansiyel işgücü sayısı son bir yılda 977 bin kişi artarak 3,9 milyondan 4,9 milyona yükseldi.
Aralık 2024’te mevsim etkisinden arındırılmış HİA verilerine göre işsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori yüzde 37,2 ile geniş tanımlı kadın işsizliği oldu.
Dar ve geniş tanımlı işsizlik farkı 19,7 puan.”

Paylaşın

Asgari Ücret Cebe Girmeden Bin 112 Lira Eridi

Yüksek enflasyon ile adaletsiz vergi ve kesintiler emek gelirlerini eritmeye devam ediyor. Asgari ücret daha cebe girmeden enflasyon karşısında bin 112 lira eridi.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) Ücret Kayıpları İzleme Raporu’nu yayınladı.

Rapor, yüksek enflasyon ve adaletsiz vergi politikalarının vatandaşların gelirlerinde yarattığı kayıpları ortaya koydu. Rapora göre, Ocak 2025’te çalışanların ve emeklilerin toplam gelir kaybı 70 milyar TL’ye yaklaştı.

Rapora göre, 2025 yılı için belirlenen asgari ücret daha işçinin eline geçmeden bin 112 TL değer kaybetti. Ücretin enflasyon karşısındaki toplam kaybı ise 5 bin TL’yi aştı. Asgari ücretin 1,5 katı düzeyinde maaş alan bir çalışanın kaybı bin 579 TL, asgari ücretin üç katı maaş alan bir çalışanın kaybı ise 3 bin TL’yi buldu.

Ocak ayında çalışanların toplam kayıpları:

İşçilerin toplam kaybı: 37,8 milyar TL
Memurların toplam kaybı: 17,7 milyar TL
Emeklilerin toplam kaybı: 14,3 milyar TL
Genel toplam: 69,8 milyar TL

Raporda en düşük memur maaşının Ocak 2025’te 4 bin 389 TL değer kaybettiği, en düşük emekli aylığının ise 728 TL eridiği vurgulandı. En düşük emekli aylığının 14 bin 469 TL’ye yükseltilmesine rağmen enflasyon karşısında alım gücünün düştüğü belirtildi.

DİSK-AR raporu, vergi politikalarının düşük gelirli çalışanlar aleyhine işlediğini ve yıl içinde artan vergi dilimlerinin işçilerin eline geçen net ücretleri düşürdüğünü ortaya koydu. Brüt ücretten yapılan kesintiler ve enflasyon kayıpları sonucunda işçiler, maaşlarının dörtte birini daha almadan kaybetti.

Raporda, mevcut ekonomi politikalarının ücretleri ve alım gücünü baskılamaya odaklandığı ve enflasyonla mücadelenin maliyetinin büyük ölçüde çalışanlara yüklendiği vurgulandı.

Paylaşın

140 Ülkenin Yıllık Enflasyonu Türkiye’nin Aylık Enflasyonundan Daha Düşük

Dünyanın en yüksek enflasyon oranına sahip altıncı ülke konumunda bulunan Türkiye’nin aylık resmi enflasyonu dünyanın 140 ülkenin yıllık enflasyonundan daha yüksek!

Ekim ayında, ENAG, yıllık enflasyonu yüzde 81,01 olarak hesaplarken, TÜİK ise beklentilere paralel olarak, yıllık enflasyonu yüzde 42,12 olarak hesapladı. Yılsonu enflasyon tahmin ise yüzde 21 bandında.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) Şubat 2025 Enflasyon Bülteni’ni yayınladı. Bültene göre; Türkiye, dünyanın en yüksek enflasyon oranına sahip 6. ülkesi konumunda bulunuyor. 190 ülkenin 185’inde enflasyon Türkiye’den daha düşük seviyede seyrediyor.

DİSK-AR’ın Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine dayandırdığı analize göre, Türkiye’de yıllık enflasyon yüzde 42,1 olarak hesaplandı. Türkiye’den daha yüksek enflasyona sahip ülkeler Zimbabve (yüzde 404,8), Sudan (yüzde 242,2), Güney Sudan (yüzde 216,4), Arjantin (yüzde 139,7) ve Venezuela (yüzde 60) olarak sıralandı.

DİSK-AR raporuna göre, gıda fiyatları son 20 yılda genel fiyat artışından daha hızlı yükseldi. 2003 yılından bu yana genel fiyatlar 24 kat artarken, gıda fiyatlarındaki artış 35 katı buldu. Bu durum, dar gelirli vatandaşlar için yaşam maliyetinin çok daha hızlı arttığını gösteriyor.

2025 Ocak itibarıyla en yüksek fiyat artışı yüzde 99,9 ile eğitimde görülürken, konut fiyatları yüzde 68,9, sağlık hizmetleri ise yüzde 55,02 oranında arttı. Gıda ve alkolsüz içeceklerdeki yıllık artış ise yüzde 41,76 olarak kaydedildi.

TÜİK verilerine dayandırılan DİSK-AR analizine göre, en düşük yüzde 20’lik gelir grubunun toplam gelirin yalnızca yüzde 6,3’ünü aldığı, ancak harcamalarının yüzde 36,6’sını gıdaya ayırmak zorunda kaldığı belirtildi. Buna karşın en yüksek yüzde 20’lik gelir grubunun toplam gelirin yüzde 48,1’ini aldığı ve gıdaya ayırdığı payın yalnızca yüzde 14,5 olduğu ifade edildi.

Bu veriler, yüksek fiyat artışlarının düşük gelir gruplarında çok daha şiddetli bir geçim sıkıntısı yarattığını ve gelir dağılımındaki adaletsizliği derinleştirdiğini gösteriyor.

DİSK-AR, enflasyon verilerinin toplum üzerindeki gerçek etkisini ölçmek için algılanan (hissedilen) enflasyonun da açıklanması gerektiğini vurguladı.

Raporda, 2023 yılında hissedilen enflasyon ile açıklanan resmi enflasyon arasında 53 puan fark olduğu hatırlatıldı. Avrupa ve ABD’de merkez bankalarının hissedilen enflasyon verisini düzenli olarak yayımladığına dikkat çeken DİSK-AR, TÜİK’in de benzer bir şeffaflık politikası izlemesi gerektiğini belirtti.

Paylaşın

Açlık Sınırı 21 Bin 553, Asgari Ücret 22 Bin 104 Lira

Aralık ayında dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 21 bin 553 liraya yükseldi. Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır.

Haber Merkezi / 2025 için belirlenen 22 bin 104 liralık asgari ücretin açlık sınırının yalnızca 551 lira üzerinde kalması dikkat çekti.

Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 74 bin 552 lira olarak gerçekleşmiştir. Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 34 bin 734 lira oldu.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM), aralık ayına ilişkin açlık ve yoksulluk raporunu açıkladı.

Buna göre; Dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı aralık için 21 bin 553 lira oldu. Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 74 bin 552 lira olarak gerçekleşti.

Sağlıklı ve dengeli beslenmek için her aile ferdinin alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 6 bin 022 lira, bu değer yetişkin bir kadın için 5 bin 751, 15-18 yaş bir genç için 5 bin 990, 4-6 yaş arası bir çocuk için 3 bin 789 lira oldu.

Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 21 bin 553 lira olarak tespit edildi. Bu tutar söz konusu ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutardır. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 74 bin 552 liraya ulaştı.

Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 34 bin 734 lira olmalı. Buna göre tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı 34 bin 734 lira olarak tespit edildi.

Günlük harcamalarda aralık dönemi için en yüksek maliyet grubunu 218.61 liralık harcama gereksinimi ile meyve sebze grubu oluşturdu. İkinci en yüksek maliyetli harcama grubu 185.38 liralık harcama gereksinimi ile süt ve süt ürünleri oldu.

Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 137.58 lira, ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 57.11 lira, katı yağ ve sıvı yağ ise 36.56 lira masraf yapılması gereken ürün grubu oldu. Yumurta için 15.18, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 16.96 lira harcama yapılması gerekmekte.

Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda meyve ve sebze yüzde 30.4 ile ilk sıradayken, süt ve süt ürünleri grubununun payı yüzde 25.8, et, yumurta ve kurubaklagil grubunun payı ise yüzde 25.8 olarak tespit edildi. Ekmek, makarna vb.’nin toplam içindeki payı yüzde 10.23, diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 7.45 oldu.

Paylaşın

DİSK: Milyonlarca İşçinin 28,5 Puanlık Zammı Gasp Edildi

İşçi, memur ve emekli maaş zamlarına ilişkin açıklama yapan DİSK, açıklamasında, “12 Aylık ortalamalara göre  enflasyon yüzde 58,51, asgari ücret zammı sadece yüzde 30. Milyonlarca işçinin 28,5 puanlık zammı gasp edildi” ifadelerine yer verdi.

Haber Merkezi / Açıklamanın devamında, “2024 yılı son 6 aylık enflasyon yüzde 15,75. İşçi ve Bağ-Kur emeklileri için uygulanacak zam oranı yasa gereği yüzde 15,75, memur emeklileri zam oranı yüzde 11,54” denildi.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), TÜİK, 2024 yıl sonu enflasyon verileriyle hesaplanan işçi, memur ve emekli maaş zamlarına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“TÜİK milyonların ekmeğiyle oynadı!
Resmi enflasyon oranları açıklandı!
Aralık 2024 enflasyonu sadece yüzde 1,03!!!
2024 yıl sonu resmi enflasyonu yüzde 44,38
12 Aylık ortalamalara göre enflasyon yüzde 58,51!

Asgari ücret zammı sadece yüzde 30!
Milyonlarca işçinin 28,5 puanlık zammı gasp edildi.
2024 yılı son 6 aylık enflasyon yüzde 15,75!
İşçi ve Bağ-Kur emeklileri için uygulanacak zam oranı yasa gereği yüzde 15,75.
Memur emeklileri zam oranı yüzde 11,54!”

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre enflasyon, Aralık 2024’te aylık bazda yüzde 1,03 olurken, yıllık bazda yüzde 44,38’e geriledi.

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise tüketici fiyatlarında artışı aylık 2,34; yıllık yüzde 83,40 olarak hesapladı.

TÜİK’e göre yıllık bazda en hızlı fiyat artışı yüzde 91,64 ile eğitimde kaydedildi. Fiyat değişimi en az, yüzde 25,88 artışla ulaştırmada görüldü. Aylık bazda giyim ve ayakkabı kategorisinde eksi yönlü fiyat hareketi görülürken ev eşyası yüzde 2,78 ile artışın en yüksek yaşandığı grup oldu.

TÜİK Kasım ayında enflasyonun aylık yüzde 2,24; yıllık yüzde 47,09 oranında arttığını hesaplamıştı.

Aralık verisiyle birlikte emekli zamlarına etki eden altı aylık enflasyon farkı da belli oldu. Altı aylık enflasyon oranı yüzde 15,75 olarak hesaplanırken SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarında bu oranda artış yapılacak.

Paylaşın

Asgari Ücretli Son 20 Yılda 20 Cumhuriyet Altını Kaybetti

Asgari ücretlinin son 20 yılda 20 Cumhuriyet altını kaybettiğini söyleyen DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “2005’te yıllık asgari ücretle 31 altın alınabilirken, 2024’te bu rakam 11,6’ya düştü” dedi.

Asgari ücret görüşmelerine de değinen Çerkezoğlu, yüksek enflasyonist ortamda herhangi bir rakam talep etmenin artık geçerliliğini yitirdiğini belirterek, “Türkiye o kadar yüksek enflasyonlu bir süreci yaşıyor ki bugün vereceğimiz bir rakamın 3 gün sonra bir anlamı kalmıyor” ifadelerini kullandı.

7 milyon kişiyi doğrudan kalanların tümünü dolaylı şekilde etkileyecek asgari ücret görüşmeleri öncesi Prof. Dr. Aziz Çelik ve DİSK Araştırma Merkezi uzmanları Deniz Beyazbulut ile Zeynep Kandaz tarafından hazırlanan DİSK AR’ın Asgari Ücret Araştırması Taksim Hill Otel’de düzenlenen toplantıyla paylaşıldı.

DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu asgari ücretlinin son 20 yılda 20 Cumhuriyet altını kaybettiğini söyledi. Çerkezoğlu “Asgari ücret, taban olmaktan çıkıp ortalama ücret haline geldi. 7,6 milyon işçi asgari ücrete de erişemiyor. 2005’te yıllık asgari ücretle 31 altın alınabilirken, 2024’te bu rakam 11,6’ya düştü. 2024 yılında asgari ücrete bir kez zam yapıldı. Enflasyon karşısında da eridi” dedi.

Çerkezoğlu, yüksek enflasyonist ortamda herhangi bir rakam talep etmenin artık geçerliliğini yitirdiğini ifade ederek şunları söyledi: “Türkiye o kadar yüksek enflasyonlu bir süreci yaşıyor ki bugün vereceğimiz bir rakamın 3 gün sonra bir anlamı kalmıyor. Açlık, yoksulluk sınırları rakamları da sürekli değişiyor. Geçtiğimiz yıldan bu yana rakamdan çok bir aralık tarif ediyoruz. Aynı zamanda yılda 4 kez de güncellenmesi gerekiyor.”

Çerkezoğlu, 2025 yılı asgari ücreti belirlenirken gözardı edilmemesi gereken 3 kriteri şöyle sıralardı:

1- Asla tutmayan ve sürekli revize edilen afaki enflasyon hedeflerine göre bir artış asla kabul edilemez.
2- Asgari ücret bir işçinin değil, uluslararası standartlara uygun olarak işçinin bakmakla yükümlü olduğu hanehalkı ile birlikte geçinebileceği bir ücret olarak belirlenmeli.
3- Açlık ve yoksulluk sınırları göz ardı edilmemeli; bir evde iki kişi çalıştığı zaman o eve bir yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmesi asgari ücret ile garanti altına alınmalı.

Raporda yer alan verilerden bir bölümü şöyle: “Sadece enflasyona hapsedilmiş bir asgari ücret tartışması bölüşüm ilişkilerinin bozulmasına yol açar. Bu nedenle yoksulluk sınırı dikkate alınmalı.

2023 yılında ortalama net asgari ücret 9 bin 955 TL oldu. Buna göre 7,6 milyon işçi asgari ücrete (AÜ) erişemedi. 8,5 milyon işçi ise yüzde 10 altında veya üzerinde ücret aldı.

Toplam 17,4 milyon işçinin yalnızca yüzde 7,5’i ise asgari ücretin 2 katından daha fazla gelir elde edebiliyor.

Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) verilerine göre Türkiye, Avrupa ülkeleri içinde en düşük asgari ücrete sahip beşinci ülke. Türkiye’den daha düşük brüt asgari ücrete sahip ülkeler sırasıyla Sırbistan, Karadağ, Bulgaristan ve Arnavutluk oldu.

AÜ’in kişi başına GSYH’ye oranı geçmişe göre ciddi biçimde geriledi. 1974 yılında asgari ücret, kişi başına düşen GSYH’nin yüzde 80,6’sına denk gelirken, 2024 yılında bu oran yüzde 46,5’e geriledi. Bu çalışanların ekonomik büyümeden daha az pay almasını ve göreli olarak yoksullaştığını gösterdi.

Asgari ücret altın karşısında da dramatik ölçüde değer kaybetti. Merkez Bankası’nın yıllık ortalama Cumhuriyet altını fiyatlarına göre 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarı ile 25 altın, 2005’te 31,5 altın alınabilmekteydi. 2024 yılı Kasım ayında ise 11,6 Cumhuriyet altını alabiliyor. Hızla artan altın fiyatları karşısında asgari ücretli, 2005’ten bu yana 20 Cumhuriyet altınını kaybetti.

Türkiye’de işçilerin %49’u asgari ücret civarında çalışıyor, bu oran AB’de sadece %4. 2024’te yıllık alım gücü kaybı 55 bin TL’ye ulaştı, asgari ücret enflasyonun altında ezildi. Net asgari ücret, açlık sınırının %18,5; yoksulluk sınırının ise %76,4 altında kaldı.

Vergi yükü %28,6’ya ulaştı; işverenlere sağlanan SGK desteği işçilere de uygulanmalı. Düşük sendikalaşma oranları ve toplu sözleşme kapsamı, asgari ücretin yaygın hale gelmesinin ana nedenlerinden biri.”

(Kaynak: BirGün)

Paylaşın

DİSK, TÜRK-İŞ Ve HAK-İŞ’den “Asgari Ücret” Çağrısı: İnsanlık Onuruyla…

DİSK, Türk-İş ve Hak-İş, asgari ücretin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre işçinin ve ailesinin insanca yaşamasını mümkün kılacak ve insanlık onuruyla bağdaşacak şekilde belirlenmesi gerektiği çağrısında bulundu.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ve Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ), asgari ücrette ilişkin ortak bir açıklama yayınladı.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ve HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan’ın imzasını taşıyan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“İşçiler enflasyonun sebebi değil mağdurudur. Enflasyon artışını ücret gelirlerinde gören yaklaşım kabul edilemez. Asgari ücret, emeğe gösterilen saygının ölçüsüdür. Ülkemizdeki asgari ücret düzeyi AB üyesi çoğu ülkenin gerisindedir. Türkiye’nin rekabet şartları düşük ücret politikasıyla sağlanmamalıdır.

Sosyal devlet anlayışı çerçevesinde, gelir dağılımında adaleti ve iyileştirmeyi temel alan, refahın geniş kitlelere yayılmasını amaçlayan bir yaklaşımla asgari ücretin tespit edilmesi, toplumsal huzur ve iş barışının sağlanması için gereklidir.

İşçi temsilcileri, ‘insan onuruna yaraşır’ bir düzeyde asgari ücret belirlenebilmesi için, komisyon çalışmaları sırasında temel alınması gereken ilkeleri aşağıdaki biçimiyle savunmaktadır: Asgari ücretin saptanmasında Anayasa’da yer alan ‘geçim şartları’ yaklaşımına öncelikle uyulmalıdır.

Günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre işçinin ve ailesinin insanca yaşamasını mümkün kılacak ve insanlık onuruyla bağdaşacak asgari ücret belirlenmelidir. Asgari ücret, herhangi bir ayrım yapılmadan yine ulusal düzeyde tek olarak belirlenmelidir.

İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınmalıdır. Asgari ücret, sosyal bir ücret olarak kabul edilmeli ve buna göre belirlenmelidir.

Devlet çalışanlar arasında ayrım yapmamalı, kamuda geçerli en düşük aylık tutarını asgari ücret belirlenirken de dikkate almalıdır. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı ve asgari ücret teşviki sadece sendikal örgütlenmenin olduğu iş yerleri için uygulanmalıdır.”

İlk toplantı  10 Aralık’ta

Öte yandan 2025’te uygulanacak asgari ücreti belirlemek için toplanacak olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantı tarihi 10 Aralık olarak netleşti. 15 üyeden oluşan komisyonda, işçileri TÜRK-İŞ, işverenleri TİSK temsil edecek.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı temsilcileriyle, asgari ücretle çalışan dört çalışan da komisyonda yer alacak. İlk kez bir gazeteci de komisyonda yer alacak.

İlk toplantının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapılması bekleniyor. Görüşmelerde ekonomik göstergeler değerlendirilecek. Asgari ücret şu an 17 bin 2 lira. Bu ücrete 2024’te, 2023’teki gibi ara zam uygulanmadı.

Türk-İş’in ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’nın Kasım 2024 sonuçlarına göre dört kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden ‘açlık sınırı’ 20 bin 562 lira oldu.

Gıda, giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen ‘yoksulluk sınırı’ysa 66 bin 976 lira. Araştırmaya göre bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ aylık 26 bin 712 lira.

Ankara’da yaşayan dört kişilik ailenin asgari gıda harcaması bir önceki aya göre yüzde 0,64 arttı. Son 12 ay itibarıyla artış oranı yüzde 46,60, yıllık ortalama artışsa yüzde 67,20 hesaplandı.

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, asgari ücretin insanın insanca yaşayabileceği, hayat standartlarını rahatlatıcı düzeyde olması gerektiğini söyledi.

Atalay, “Rakamdan öte insanın insanca yaşayabileceği ve en azından hayat standartlarına nefes aldıracak ücret olması lazım. Asgari ücrete bir rakam koyarsın, enflasyon devam ettiği müddetçe asgari ücretin ne önemi, ne özelliği var” dedi.

Paylaşın

Dar Gelirlinin “Gıda Enflasyonu” Yüzde 86,2

DİSK-AR’ın  TÜİK verilerinden yararlanarak yaptığı hesaplamaya göre; emeklinin gıda enflasyonu yüzde 67 olurken, dar gelirlinin gıda enflasyonu ise yüzde 86,2 oldu.

Haber Merkezi / Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi DİSK-AR, kasım ayı enflasyon verileri sonrası her ay olduğu gibi değerlendirme yayımladı. “Enflasyon çok yüksek, yoksulun enflasyonu daha da yüksek!” başlıklı değerlendirmede şu ifadelere yer verildi:

“TÜİK verilerine göre TÜFE’deki değişim 2024 Kasım’da bir önceki aya göre yüzde 2,24 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,09 oldu. 2024 yılının ilk on bir ayında ortalama fiyat artış oranı ise yüzde 42,91 olarak gerçekleşti.

2024 Kasım döneminde en yüksek fiyat artışı yıllık yüzde 92,5 ile eğitim oldu. İkinci en yüksek fiyat artışının görüldüğü harcama grubu yıllık yüzde 74,45 artışla konut olurken üçüncü harcama grubu ise yüzde 60 ile lokanta ve oteller oldu. Gıda enflasyonu da ortalama enflasyonun üzerinde gerçekleşti ve yüzde 48,57 oldu.

TÜİK, Kasım 2024 döneminde gıda enflasyonunu yüzde 48,57 olarak açıkladı. Ancak bu enflasyon halkın hissettiği gerçek enflasyonu yansıtmaktan oldukça uzak bir oran. DİSK-AR’ın  TÜİK verilerinden yararlanarak yaptığı hesaplamaya göre emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 67 oldu. Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 54,2 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 67,8 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 86,2 olarak gerçekleşti.

Son bir yıllık seriye baktığımızda ortalama resmi enflasyon ile en yoksul kesimin enflasyonu arasında ciddi bir fark olduğu ortaya çıkıyor.

Yüksek gelir gruplarının daha düşük gıda enflasyonu hissettiği görülüyor. Dördüncü (yüksek) yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 47,3 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 34,1 oldu. Böylece en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 86,2 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 34 düzeyinde kaldı. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına, farklı toplumsal kesim ve sınıflara göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor.

Gıda enflasyonunda olduğu gibi resmi ortalama enflasyon oranları da düşük gelirlilerin, emekçilerin günlük yaşamda karşılaştığı ve hissettiği oranlar değildir. Uluslararası alanda Avrupa, ABD, Almanya ve Japonya Merkez Bankaları gibi çeşitli kuruluşlar tarafından hissedilen/algılanan ve beklenen tüketici enflasyonu düzenli olarak yayımlanıyor. Ancak TÜİK, aylık Tüketici Eğilim Anketi gerçekleştirmesine rağmen, bunun çıktısı olan “hissedilen/algılanan enflasyon”u açıklamıyor. TÜİK, uluslararası kuruluşların yaptığı gibi halkın hissettiği/algıladığı enflasyon oranı ve beklenen enflasyonu da elinde hazır bulunan verileri işleyerek yeni bir veri olarak yayımlamalıdır.  TÜİK ayrıca gelir gruplarına göre enflasyon farklılaşmasını da açıklamalıdır.

TÜFE ve gıda fiyatları endeksi artmaya devam ediyor. 2005 Kasım’da 122 olan TÜFE endeksi, Kasım 2024’te 2657’ye yükseldi. 2005 Kasım’da 116 olan gıda fiyatları endeksi ise 2024 Kasım’da 3792’ye yükseldi. Kasım 2005’te yüzde 7,6 olan yıllık enflasyon oranı Kasım 2024’te yüzde 47,09 oldu. Kasım 2005’te yüzde 5,7 olan yıllık gıda enflasyonu ise Kasım 2024’te yüzde 48,5’e yükseldi.

Öte yandan son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark açılmaya başladı. Kasım 2005’te TÜFE’yle benzer seyreden gıda fiyatları endeksi Kasım 2024’te TÜFE’nin 1135 puan üstüne çıktı.

TÜİK veri saklamaya devam ediyor

TÜİK madde fiyat listesini Haziran 2022’den bu yana açıklamadığı için ürün ve hizmet bazında ortalama fiyatlar tam olarak bilinmiyor. TÜİK, DİSK tarafından açılan ve kazanılan davaya rağmen yargı kararını uygulamayı reddetti. Bu nedenle enflasyon oranını hesaplanmasına kaynak teşkil eden madde fiyat listesi görülemiyor.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığın hukuksuz işleme koymama kararı, TÜİK’in madde sepeti ve ortalama madde fiyatlarına ilişkin veri setini açıklama yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumları keyfi olarak hareket edemez. TÜİK’in yöneticileri Anayasa ve yasalar gereği mahkeme kararlarını gecikmesizin yerine getirmek zorundadırlar.”

Enflasyon, ENAG’a göre yüzde 86,76, TÜİK’e göre yüzde 47,09

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayı enflasyon oranlarını açıkladı. Buna göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Ekim ayına göre yüzde 2,24 arttı. Yıllık artış ise yüzde 47,09 olarak kayıtlara geçti.

TÜİK verilerine göre, son bir yılın ortalamaları dikkate alındığında tüketici fiyatları yüzde 60,45, yurt içi üretici fiyatları ise yüzde 42,6 arttı.

Geçen yılın Kasım ayı ile kıyaslandığında fiyatların en fazla arttığı gruplar yüzde 92,49 ile eğitim ve yüzde 74,45 ile konut oldu. En az fiyat artışı ise yüzde 26,24 ile ulaştırma ve yüzde 31,45 ile giyim ve ayakkabıda kaydedildi. Aylık değişimlerde ise en fazla fiyat artışı yüzde 5,1 ile Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yaşandı. Giyim ve ayakkabı grubunda ise Ekim ayı ile kıyaslandığında Kasım’da yüzde 0,25 fiyat düşüşü olduğu kaydedildi.

Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) verilerine göre ise, tüketici fiyatları Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 4,06, geçen yılın Kasım ayına göre de yüzde 86,76 arttı. ENAG’ın geçen ay için hesapladığı yıllık enflasyon ise yüzde 89,77 olarak açıklanmıştı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek enflasyon rakamlarıyla ilgili “Hizmet enflasyonundaki gerileme ve iyileşen enflasyon beklentileri katılıkları azaltmada önemli mesafe katettiğimizi gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.

Paylaşın

Yoksulluk Sınırı 72 Bin Lirayı Aştı

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 20 bin 860 liraya, açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak hesaplanan yoksulluk sınırı ise 72 bin 156 liraya yükseldi.

Haber Merkezi / Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 33 bin 634 lira oldu.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) / Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM), ekim ayına ilişkin açlık ve yoksulluk verilerini açıkladı.

Buna göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı ekim için 20 bin 860 liradır. Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 72 bin 156 lira olarak gerçekleşmiştir.

Sağlıklı ve dengeli beslenmek için her aile ferdinin alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 5 bin 837 liradır. Bu değer yetişkin bir kadın için 5 bin 564, 15-18 yaş bir genç için 5 bin 802, 4-6 yaş arası bir çocuk için 3 bin 657 liradır.

Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 20 bin 860 lira olarak tespit edilmiştir. Bu tutar söz konusu ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutardır. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 72 bin 156 liraya ulaşmaktadır.

Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 33 bin 634 lira olmalıdır. Buna göre tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı 33 bin 634 lira olarak tespit edilmiştir.

Günlük harcamalarda ekim ayında en yüksek maliyet grubunu 211.62 liralık harcama gereksinimi ile meyve sebze grubu oluşturmaktadır. İkinci en yüksek maliyetli harcama grubu 182.6 liralık harcama gereksinimi ile süt ve süt ürünleri olmuştur. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 131.97 liradır.

Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 57.11 liradır. Katı yağ ve sıvı yağ ise 34.67 lira masraf yapılması gereken ürün grubudur. Yumurta için 11.86, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 16.02 lira harcama yapılması gerekmektedir.

Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda meyve ve sebze yüzde 30.4 ile ilk sıradayken, süt ve süt ürünleri grubununun payı yüzde 26.3’tür. Et, yumurta ve kurubaklagil grubunun payı ise yüzde 25.5 oldu. Ekmek, makarna vb. için pay yüzde 10.5, diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 7.3 oldu.

Paylaşın

BİSAM Açıkladı: Açlık Sınırı 20 Bin 478 Lira

Eylül ayında, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 20 bin 478 liraya yükseldi. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı ise 70 bin 835 liraya çıktı.

Haber Merkezi / Tek başına yaşayan bir bireyin hem sağlıklı beslenebilmesi hem de barınma, ulaşım, sağlık gibi zorunlu giderlerini karşılayabilmesi için aylık en az 32 bin 933 liraya çıktı.

Bu veriler, Türkiye’de artan yaşam maliyetlerinin ve giderek derinleşen ekonomik krizlerin aile bütçeleri üzerindeki ağır baskısını bir kez daha ortaya koyuyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan Eylül 2024 dönemine ait ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’ sonuçları yayımlandı.

Verilere göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için (açlık sınırı) aylık yapması gereken harcama tutarı Eylül 2024 için 20 bin 478 lira oldu. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler (yoksulluk sınırı) ile birlikte dört kişilik bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 70 bin 835 liraya ulaştı.

Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise 32 bin 933 TL olarak tespit edildi.

Günlük harcamalarda Eylül 2024’de en yüksek maliyet grubunu 197.05 liralık harcama gereksinimi ile meyve sebze grubu oluşturdu. İkinci en yüksek maliyetli harcama grubu 185.5 liralık harcama gereksinimi ile süt ve süt ürünleri oldu. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 132.56 liradır.

Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 57.11 liradır. Katı yağ ve sıvı yağ ise 33.95 lira masraf yapılması gereken ürün grubudur. Yumurta için 12.08, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 15.74 lira harcama yapılması gerekmektedir.

Bu veriler, Türkiye’de artan yaşam maliyetlerinin ve giderek derinleşen ekonomik krizlerin aile bütçeleri üzerindeki ağır baskısını bir kez daha ortaya koyuyor.

Paylaşın