DEVA Partisi İttifaklara Katılacak Mı? Babacan Açıkladı

Ülke gündemindeki ‘ittifak’ konusunda değerlendirmelerde bulunan Deva Lideri Babacan, “Şu an içinde olduğumuz bir ittifak yok… Bir sonraki seçime girerken ittifaklar nasıl şekillenir, biz parti olarak herhangi bir ittifakta yer alır mıyız veya kendi başımıza mı seçime gireriz bunlar seçim takvimi yaklaşınca vereceğimiz bir karar. Önümüzdeki süreçte bütün opsiyonları açık tutarak bir yandan kendimiz çalışmaya devam edeceğiz. Bir yandan da Türkiye’de seçime kadar siyasi yapıların nasıl şekilleneceğini izleyeceğiz. Her türlü senaryoyu dikkate alan çalışmalar yapıyoruz.” dedi.

Haber Merkezi / Denizli’de partisinin 1. Olağan İl Kongresi’ne katılmak için şehirde bulunan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, kentteki bir otelde partililerle bir araya geldi. Babacan, kongrenin yapacağı merkeze geçmeden önce düzenlediği basın toplantısında ittifak konusunda değerlendirmede bulundu.

Babacan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Şu an içinde olduğumuz bir ittifak yok. Seçim ittifakı, seçime girerken Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) bunun söylenmesidir. Buna göre sistem işliyor. Seçim bittikten sonra hukuki hiçbir niteliği kalmıyor. Adı üzerinde ‘seçim ittifakı.’ Seçimden sonraki süreç gönüllü bir birlikteliktir. Cumhur İttifakı da Millet İttifakı da gönüllü birliktelik. Bir sonraki seçime girerken ittifaklar nasıl şekillenir, biz parti olarak herhangi bir ittifakta yer alır mıyız veya kendi başımıza mı seçime gireriz bunlar seçim takvimi yaklaşınca vereceğimiz bir karar. Önümüzdeki süreçte bütün opsiyonları açık tutarak bir yandan kendimiz çalışmaya devam edeceğiz. Bir yandan da Türkiye’de seçime kadar siyasi yapıların nasıl şekilleneceğini izleyeceğiz. Her türlü senaryoyu dikkate alan çalışmalar yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Basın toplantısının ardından DEVA Lideri Babacan, partisinin 1. Olağan Denizli İl Kongresi’nin yapılacağı Merkezefendi Kültür Merkezi’ne geçti. Babacan, kongrede yaptığı konuşmada ise şunları söyledi;

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’de katıldığı bir yayında hakaret davalarına ilişkin bir soru üzerine kullandığı ‘Benim hakkımda açılmış böyle davalar falan yok. Bunları kaynağında araştırıyor musunuz?’ ifadelerini ekranda gösteren Babacan, cumhurbaşkanına hakaret suçunun adli istatistiklerini paylaştı:

Biz bunları kaynağında araştırdık. ‘Dava falan yok’ diyor ya. Cumhurbaşkanı olduğu 2014’ten 2020’ye TCK 299. maddesine istinaden 160 bin soruşturma, 35 bin 500 de dava açılmış. Sayın Erdoğan uluslararası kuruluşları beğenmiyor ya hani. Bunlar kendi Adalet Bakanlığı’nın rakamı. Bu tabloda; vatandaşıyla kavgaya tutuşan bir cumhurbaşkanı var. Yürütmenin etkisi altına girmiş bir yargı, paspas edilen ifade özgürlüğü var. Bütün bir ülkeyi ceza tehdidiyle susturacağını zanneden bir kişi var. Kanunların sadece tek bir siyasi partinin genel başkanını korumak amacıyla kullanılması var. Bu tabloda, parti-devlet var.

Sizin, kanunlar karşısında, Dersimli Kemal’den, İzmitli Meral’den, Mardinli Mithat’tan, Osmaniyeli Devlet’ten ne farkınız var? Bakkal Ahmet amcadan, üniversite öğrencisi Levent’ten yasalar önünde nasıl bir ayrıcalığınız olabilir? Genel başkan şapkanızı takıp taraflı davrandığınız anda diğer genel başkanlarla mevzuat önünde eşitlenmeniz gerekir. İstediğine istediğin gibi konuş, aynısını başkası söylerse hemen hakaret davası aç… Adalet, hakkaniyet bu değil. Kendisi diğer genel başkanlarla ilgili her şeyi söyleyebiliyor, benzer ifadeler kendisiyle ilgili kullanıldığında ‘Ben cumhurbaşkanıyım, bana bunu diyemezsin’ diye dava açıyor. Genel başkana söylüyor bunu, nereden ayırt edeceksin?

Soruşturma ve dava açmakla yetinmiyorlar. Ek yaptırımlar getiriyorlar. Bir öğrenci cumhurbaşkanına hakaret suçundan cezalandırırlarsa, o öğrenciye yurtta yer vermiyorlar. Yurttaysa, bu suçlamadan dolayı ceza alırsa, ilişiğini kesiyorlar. Hakaret diye tanımladıkları da genel başkana yapılacak eleştiriler. Bir genç 17-18 yaşında Cumhurbaşkanı’na muhalif ise devletin yurdunda barınamıyor. Bu zihniyet, gençlere ‘Bana muhalifsen, sana yatacak yatak yok’ diyor. Korkmuyoruz, ülkeye ifade özgürlüğü getireceğiz.”

“Bu sistem tarih kitaplarına ‘gerileme dönemi’ diye geçecek”

DEVA Lideri Babacan, ayrıca kürsüden yayınladığı grafiklerle kendi dönemi ile Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi dönemindeki ekonomik verileri karşılaştırdı. Babacan şunları söyledi:

“Keyfî yönetim zihniyeti, hak ve özgürlüklerimizi geriletti. Ülkemiz her alanda geriledi. Taraflı cumhurbaşkanlığı sistemi tarih kitaplarında kısa bir bölüm olarak geçecek. O bölümün adı da ‘gerileme dönemi’ olacak. Taraflı cumhurbaşkanlığı sistemi, tarih kitaplarında ‘Bir kişinin duyguları ve dürtüleriyle koskoca bir ülke yönetildiğinde nasıl oluyor’ örneği olarak kayıtlara geçecek.

Dolar cinsinden kişi başı millî gelirde ben ve arkadaşlarım işin başındayken, ortak aklın ve istişare varken kişi başı millî gelirde yıllık ortalama %12,2 büyüme var. Son üç yılda eksi. Her yıl ortalama 2,9 fakirleştirmişler. Biz artırdık, onlar düşürdü. Biz bu milleti zenginleştirdik, onlar yoksullaştırdı. İşte bunun için gerileme dönemi.

Bizim dönemimizde dolar cinsinden asgari ücret, her yıl ortama %10,9 arttı. Taraflı cumhurbaşkanlığı döneminde yıllık ortalama tam %3 düştü. Asgari ücrette Çin’in bile gerisinde Türkiye. İşçi sendikalarının açıkladığı rakamlara göre, asgari ücret açlık sınırının altında. Hani sayın Erdoğan arada bir ‘Asgari ücreti artırdık’ diyor ya… Bizim dönemde artmış, tek yetkiyi elinde tuttuğu dönemde düşmüş; paçal muhasebeyle kapatmaya çalışıyor. Buyursun tekrar yapsın.

“Yılık ortalama büyüme hızı bu sistemde %3,6’ya geriledi”

Rakamları eğip bükerek ‘Şu kadar büyüdük, bu kadar büyüdük’ diye övünüyorlar. Bizim iş başında olduğumuz dönemde Türkiye ekonomisi ortalama her yıl yüzde 7,3 büyümüş. Yani yüzde 7,3 büyüyorsunuz; onun üstüne bir yüzde 7,3 daha büyümek demek. Son dönemde yüzde 3,6. Bunu da kim hissediyor, bilmiyorum. Ülke ekonomisi ne zaman şaha kalkmış, ne zaman ilerlemiş çok açık.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir