2022 Yılında İstanbul’un Gündeminde Ekonomik Sorunlar Vardı

İstanbul Planlama Ajansı’nın yayınladığı rapora göre, 2022 yılında İstanbul’un gündeminde de ilk sırada ekonomik sorunlar yer aldı. Ocak ve Şubat ayları dışında ekonomik sorunlar gündemi yıl boyunca değişmedi.

İstanbul’un gündeminde ikinci sırada ise Covid-19, kent yoksulluğu, akaryakıt zamları, İstanbul’daki konut satış ve kira fiyatlarındaki artış, sığınmacılara yönelik tartışmalar ve İstiklal Caddesi’nde gerçekleşen patlama yer aldı. Konut satış ve kiralama fiyatlarındaki artış ile sığınmacılara yönelik tartışmalar öne çıkan gündemler olarak görüldü.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) tarafından aylık olarak gerçekleştirilen İstanbul Barometresi araştırmasının yıllık raporu yayımlandı.

Raporda yıl boyunca İstanbulluların evdeki gündemi, İstanbul gündemi, ekonomik durumlarına ilişkin değerlendirmeleri ve duygu durumlarına dair veriler paylaşıldı. Rapora göre İstanbulluların 2022’de evdeki gündemi ekonomik sorunlar oldu. İstanbulluların yaklaşık %80’i ya hiç geçinemediğini ya da ancak kıt kanaat geçindiğini söyledi. Maddi yetersizliklerden dolayı tercih ettiği gıdaları alamayanların oranı ise yıl boyunca %60’ın altına inmedi.

İstanbullular 2022 yılında evde en çok ekonomik sorunları konuştu

İstanbullulara her ay evde en çok ne konuştukları soruldu. Katılımcıların cevapları aylara göre incelendiğinde, ekonomik sorunların tüm aylarda ilk sırada yer aldığı görüldü. Bir önceki yılla karşılaştırıldığında, 2021’de Covid-19 pandemisi öne çıkarken, 2022 yılında öne çıkan konu ekonomik sorunlar oldu.

Evde konuşulan konularda ikinci sıraya elektrik ve doğalgaz zamları yerleşti, diğer konular ise Covid-19, Ukrayna-Rusya savaşı, Ramazan Bayramı, konut ve kira fiyatlarındaki artış, ailevi sorunlar, okulların açılması ve terör saldırısı gibi konuların yer aldığı görüldü. Konut ve kira fiyatlarındaki artış, ikinci sırada yer alan gündemlerin üçte birini oluşturdu.

Ocak 2022’de ekonomik sorunlar, her iki İstanbulludan birinin gündemiyken faturalara gelen zamlar ve yüksek enflasyonun etkisiyle Nisan ayında evdeki gündemlerinin ekonomik sorunlar olduğunu belirtenlerin oranı %80,4’e çıktı.

2022 yılında İstanbul’un gündeminde ekonomik sorunlar vardı 

İstanbullulara göre ev içi gündemde olduğu gibi İstanbul’un gündeminde de ilk sırada ekonomik sorunlar yer aldı. Ocak ve Şubat ayları dışında ekonomik sorunlar gündemi yıl boyunca değişmedi.

İstanbul’un gündeminde ikinci sırada ise Covid-19, kent yoksulluğu, akaryakıt zamları, İstanbul’daki konut satış ve kira fiyatlarındaki artış, sığınmacılara yönelik tartışmalar ve İstiklal Caddesi’nde gerçekleşen patlama yer aldı. Konut satış ve kiralama fiyatlarındaki artış ile sığınmacılara yönelik tartışmalar öne çıkan gündemler olarak görüldü.

2022 yılında Türkiye’nin gündeminde faturalar, zamlar ve yüksek enflasyon vardı

2022 yılı elektrik ve doğalgaz faturalarına yapılan zamlarla başladı, yüksek enflasyon ve akaryakıt zamları ile devam etti. Ağustos ayına kadar Türkiye gündeminde ilk sırada fatura ve gıda ürünlerine yapılan zamlar yer aldı. Bu gündemlerin yanı sıra KPSS sorularının sızdırılması iddiası ve KPSS’nin iptal edilmesi, TOKİ’nin yürüttüğü sosyal konut projesi, Bartın’da meydana gelen maden kazası, İzmir ve Düzce merkezli iki farklı depremin yaşanması ve Asgari ücret tartışmaları da Türkiye gündeminde birinci sırada yer alan konular arasında oldu.

İstanbullular 2022 yılında ya hiç geçinemedi ya da kıt kanat geçindi

Yıl boyunca İstanbulluların geçinme durumu, araştırma içerisinde periyodik sorularla incelendi. Katılımcıların neredeyse yarısı yıl boyunca geçinemediğini belirtti. Türkiye’nin gündemiyle paralel bir şekilde Nisan ve Mayıs ayları geçimin en zor olduğunun belirtildiği aylar oldu. Şubat ve Ekim ayında diğer aylardan farklı olarak kıt kanaat geçinebildiğini belirten katılımcıların oranı, geçinemediğini belirten katılımcılardan daha yüksek oldu. Kenara ek para koyduğunu belirten katılımcıların Ocak ayındaki oranlara en çok yaklaştığı ayın Ağustos olduğu görüldü.

Katılımcıların maddi yetersizlikten dolayı tercih ettiği gıdaları alamadığını belirten katılımcıların seviyesi sorunun sorulduğu sekiz ay boyunca %60’ın üzerinde seyretti. Bu oranın en yüksek olduğu ayların Mayıs ve Kasım ayları olduğu görüldü. Her beş katılımcıdan üçü yeterli gıdaya ulaşamadığı için porsiyonlarını küçülttüğünü belirtti. Bu oranın en yüksek olduğu ayın Kasım ayı olduğu görüldü.

Katılımcılara on iki ay boyunca İstanbul’un en önemli üç sorunu soruldu. Sığınmacılara yönelik tartışmalar yılın on ayında en önemli sorun olarak gösterildi. İkinci sorun olarak ekonomik sorunlar gösterildi. Ocak ve Mart aylarında ekonomik sorunların ilk sırada geldiği görüldü.

İstanbulluların stres seviyesi yıl boyunca 10 üzerinden 7’nin altına düşmedi

İstanbullulardan her ay stres, mutluluk ve yaşam memnuniyetleri için 0 ve 10 arasında bir puan vermeleri istendi. Stres puanının yıl boyunca 7’nin altına düşmediği görüldü. Kadınların stres seviyesi yıllık ortalama 7,9 iken erkeklerde bu seviye 7,1 olarak hesaplandı.

Katılımcıların kaygı durumları incelendiğinde genel ortalamanın 7,4 olduğu görüldü. Çalışmayan katılımcıların ortalama kaygı puanı 7,9 olarak ölçüldü. İş arayan katılımcıların kaygı seviyesinin ise 8,2 olduğu görüldü. Ev kadınlarının kaygısı ise 8,0 oldu.

İstanbullular 2022 yılında bir önceki yıla göre daha çok tartıştı. Katılımcıların en çok Temmuz ayında tartıştığı görüldü. Yaş gruplarına göre incelendiğinde, en çok tartışma yaşayanların 18-34 yaş grubu arasında olduğu görüldü. Tartışmalar en çok aile ortamında gerçekleşti.

Kadınların daha çok aile ortamında erkeklerin ise iş ortamında tartışmaya girdiği görüldü. Sosyoekonomik statüye göre değerlendirildiğinde, sosyoekonomik seviye düştükçe aile ortamındaki tartışmaların arttığı görüldü.

Raporun tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Be Gafiller, Müptezeller, Çakallar… Siz Mi Beni Korkutacaksınız?

Partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuk olduğu bir televizyon programında verilen SADAT reklamlarına ilişkin, “Şimdi bu kürsüden bu çetelere, mafyaya, bu paramiliter yapılara seslenmek istiyorum” dedi ve ekledi:

“Be gafiller, be şerefsizler, be akılsızlar, be müptezeller, be çakallar siz mi beni korkutacaksınız? Sizin önünüzde diz çöküp yaşamaktansa ayakta ölmeyi tercih ederim. Hodri meydan gelin görüşelim. Allah nasip ederse de yaşarsak hayatınız boyunca görüp göreceğiniz en büyük kabus olmaya devam edeceğim.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Bir televizyon programına katıldım. Sayın Uğur Dündar davet etti. Kendisi saygıdeğer, duayen bir gazetecidir ve onun programına katıldım. Sonra olanlar hepimizin malumu. Silahlı insanların olduğu reklamla güya beni tehdit ediyorlar. O resimdeki mesaj net, sizin için geleceğiz diyorlar. Benim için beyefendiler gelecekmiş. Şimdi halkım beni iyi dinlesin. Vatandaşımızın ne olup bittiğini anlamasını istiyorum. Bu paramiliter artıklar daha büyük bir resmin sadece bir parçası her şeyin temelinde aslında tek bir şey var. O da para, çok para. Halkımızdan çalınan bu para.

Bu parayı çalan beşli çeteler var. Bu arada beşli çete dediğime bakmayın siz bunların kod ismi beşli aslında bunların sayısı binlerce. Kuruşu, kuruşu uzman arkadaşlarıma hesaplattım. Bu Saray iktidarı sırasında devlet Hazinesi’nden bunlar ne kadar para çaldılar hesapladık. 418 milyar dolar. Tahsil edeceğim rakam budur. Sizden 418 milyar doları iktidarımızda tahsil edeceğiz ve alacağız. Önce benimle konuşup, anlaşmak istediler kapıyı yüzlerine kapattım.

Bir sonraki aşamaya geçtiler. Bu işin içine bazı medya organlarını da soktular. Bunların hapislerde çıkan mafya artıkları var. Satın alınan araştırmacıları var, medya ünlüleri, satın alınan gazetecileri var. Tüm bunları yöneten merkezleri var. Sureti muhalefetten görünüp bir sürü insan da var… Her operasyona başvurdular ama bilmedikleri, anlamadıkları bir şey var. Bay Kemal asla ve asla yolundan dönmez.

“Eğer bana bir şey olursa halkıma vasiyetimdir…”

Artık son aşamaya geldik. Silah ve suikast tehditleri. Son uyarılarını yapıyorlar akıllarınca. Yeni bir şey değil uzun zamandır bu tehditler var. Şimdi bu kürsüden bu çetelere, mafyaya, bu paramiliter yapılara seslenmek istiyorum. Be gafiller, be şerefsizler, be akılsızlar, be müptezeller, be çakallar siz mi beni korkutacaksınız? Sizin önünüzde diz çöküp yaşamaktansa ayakta ölmeyi tercih ederim. Hodri meydan gelin görüşelim.

Allah nasip ederse de yaşarsak hayatınız boyunca görüp göreceğiniz en büyük kabus olmaya devam edeceğim. Trolleriniz beni yolumdan çeviremez ve durduramazsınız. Eğer bana bir şey olursa halkıma vasiyetimdir, o 418 milyar doları siz tahsil edeceksiniz. Gençlerimizin geleceğidir bu para, bu ülkenin doğmamış bebeklerinin parasıdır o para, bu ülkenin parasıdır o para. Alacaksınız o paranın her kuruşunun tahsis edeceksiniz. Benim size vasiyetimdir bu. 418 milyar doları bunlardan alacaksınız.”

Paylaşın

HDP Eş Genel Başkanı Buldan: Adayımızı Yakın Zamanda Müjdeleyeceğiz

Partisinin haftalık Meclis grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Biri karakış diğeri sonbahar olan iki kutupla bahar bu ülkeye gelmez. Baharı getirecek olan HDP’dir. HDP’nin üçüncü yoludur. Cumhurbaşkanı adayımızı yakın zamanda müjdeleyeceğiz.” dedi ve ekledi:

“Uğruna ağır bedeller ödediğimiz mücadelemizin tabii ki kendi cumhurbaşkanı adayı olacaktır. Siyasette varız, mücadelede varız, cumhurbaşkanlığı adaylığında da varız.”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın pazar günü İstanbul Kartal’da gerçekleştirdiği mitingi hatırlatarak başlayan Buldan, konuşmasında özetle şunları söyledi:

“İlk mitingimizi büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Bu ülkeyi karanlığa teslim etmemek üzere o meydanda halkımızla sözleştik. Orada da söyledik burada da söylüyoruz, bu daha başlangıç. Yarınların güçlü sözü olarak geliyoruz. Bu ülkeyi AKP-MHP iktidarından kurtarma ortaklığı ve kararlılığıdır.

Büyük finali ve büyük zaferi mutlaka halkımızla buluşturacağız. AKP-MHP bloku kapatma davasıyla, hazine yardımı gaspıyla, özellikle seçim sürecinde belirsizlik ortamı yaratabilmek için çırpınıp durmaktadır. HDP’siz bir seçim süreci algısı yaratabilmek için sis dalgası oluşturmaya çalıştıklarını görebiliyoruz. Bu çabalar boşuna, nafile çabalardır. HDP için de halkımız için de asla bir belirsizlik ortamı yoktur.

Karamsarlığa, umutsuzluğa yer yoktur. HDP’nin de halkımızın da odaklandığı nokta bu iktidar düzenini bir an önce değiştirmektir. HDP’nin gündemini sadece ve HDP ve halkımız belirler. Bizim gündemimiz mücadele hedefimiz siyasete topluma ekmeğe darbe yapanlara karşı bu ülkeyi demokratik bir geleceğe taşımaktır. Bu gündemi hiç kimse değiştiremeyecektir. Sizi sandıkta yeneceğiz, nokta.

HDP’siz bir seçim hayaline asla ve asla kapılmayın. Mühendislikleriniz halktan, meydanlardan geri döner, elbette ki dönecektir. Elbette bedeller ödedik ama asla boyun eğmedik. Bundan sonra da size, rejiminize, baskılarınıza boyun eğmeyeceğiz, biat etmeyeceğiz, önünüzde diz çökmeyeceğiz. Meydanı size mi bırakacağız? Karşınızda milyonlar var. Mücadelemiz var, direnişimiz var.

Ceketimi satarım HDP’ye her türlü desteği sunarım diyen bir halk iradesini durduracağınızı sanıyorsanız çok büyük yanılıyorsunuz. Bu mücadeleyi Türkiye halklarının ortak iradesi ve gücüyle büyük kazanımlarla buluşturacağız. İktidar seçimler için bir takvim arayışındadır. Sürekli papatya falı açıyorlar, kaybedecekleri günü seçmekte zorluk yaşıyorlar. Onlar için elbette ki zor bir seçim olacak. Hazirandan korktuklarını biliyoruz.

Çünkü 7 haziran sendromları var. Nisan-mayıs arasında gidip gelen bir ittifak var. Gidip de gelemeyeceğiniz tarihi ben söyleyeyim. Bu seçimlerin ikinci turu kesinlikle hazirandadır ve hazirandan kaçamayacağınızı özellikle belirtiyorum. Onun için takvimlere pek fazla umut bağlamayın derim. Sizi kurtaracak bir gün yoktur. Ya zamanında yapılacak bir takvimde kaybedeceksiniz ya da erkene alacağınız bir takvimde gideceksiniz. Bütün yollar gidişinize çıkmaktadır.

Sevgili Demirtaş’ın kamuoyuyla paylaştığı mesajların engellenmesine yönelik arayışlarda bir kez daha görüyoruz. Sevgili Demirtaş’ı susturabileceklerini sanıyorlar. Demirtaş milyonların kendisidir. Milyonları susturamaz halkın sesini kesemezsiniz. Halkın sahiplendiği ve umut olarak gördüğü bir siyaseti tecritle, yasaklarla, baskıyla engelleyemezsiniz.  Onun için bir kez daha sorumlu, duyarlı herkese seslenmek istiyorum iktidarın tecrit politikasına hep birlikte karşı çıkalım.

Biz tarihi sorumluluğumuzu yerine getirme konusunda kararlı olduğumuzu ifade etmek istiyoruz… Yakın zamanda cumhurbaşkanı adayımızı müjdeleyeceğiz. Uğruna ağır bedeller ödediğimiz demokrasi mücadelemizin kendi cumhurbaşkanı adayı da olacaktır.

İktidarın küçük ortağı bugün yine bize laf etti. Ben de diyorum ki, asıl sizin ve ortağınızın Kürt düşmanlığı siyasetinin bitirilecek olması demokrasinin en büyük onurudur. Bu onuru da bu ülkeye ilk seçimlerde bizler yaşatacağız.”

Paylaşın

Z Kuşağı “Ben Milliyetçiyim” Diyor

Global Akademi ile Akademetre Araştırma’nın ‘Türkiye’nin Eğilimleri Araştırma’sına göre, en geniş milliyetçi yaş grubu 23,1 ile 18-24 yaş. Bu yaş grubunun ikinci hayat tarzı ise muhafazakarlık. En çok siyasal İslamcı 65 yaş üzeri. Kemalistler ise 45-54 yaş arasında daha fazla.

Araştırmaya göre, AK Parti’lilerin yüzde 87,7’si kendisini “sağcı”, CHP’lilerin yüzde 85,3’ü ise kendilerini “solcu” olarak tanımlıyor. Kendisini “ortada” olarak en fazla tanımlayan seçmen ise İYİ Parti’ye oy veriyor.

İYİ Partililerin yüzde 24,4’ü “solcuyum”, yüzde 41,1 “sağcıyım” derken “ortadayım” diyenlerin oranı yüzde 34,4olarak tespit edildi.

2022’nin son günlerinde yapılan “Türkiye’nin Eğilimleri Araştırma” sonuçları İstanbul’da kamuoyuna duyuruldu.

Global Akademi ile Akademetre Araştırma ortaklığında yürütülen araştırma, Prof. Dr. Mustafa Aydın koordinatörlüğünde yapıldı.

Bu yıl 13’üncüsü yapılan araştırmanın sonuçları 3 Kasım-12 Aralık arasında ve 26 şehirde yapılan saha araştırması sonuçlarının analiziyle ortaya çıktı. Araştırma için 18 yaş arası bin kişi ile görüşüldü.

Araştırmaya katılanların yüzde 27,4’ü kendisini “muhafazakâr”, yüzde 16,6’sı “Kemalist”, yüzde 15’i ise “milliyetçi” olarak nitelendiriyor.

Kendine “sosyal demokrat” diyenler ise 35-44 yaş arasında yoğunlaşıyor. Yine en fazla apolitik de yüzde 9,8’de 65 yaş üzerinde bulunuyor.

Katılımcıların yüzde 12,9’u kendisini “siyasal İslamcı” olarak tanımlıyor. Bu oran geçen yıla göre daha yüksek.

Bu cevaba, “sosyal demokrat” diyenlerin oranı yüzde 9,9’a, “ulusalcı” olarak tanımlayanlar ise yüzde 5,5’e yükseldi.

“Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz” sorusuna katılımcıların yüzde 35,3’ü AK Parti, yüzde 24,5’i CHP, yüzde 10,2’si İYİ Parti, yüzde 8,9’u ise MHP olarak yanıt verdi.

Cumhur İttifakı yüzde 47

“Oy vermem” diyenler çıkarılınca denklemden sonuçlar şöyle şekillendi:

  • AK Parti: Yüzde 37,4
  • CHP: Yüzde 25,9
  • İYİ Parti: Yüzde 10,8
  • HDP: Yüzde 10,1
  • MHP: Yüzde 9,4

Sonuçlara göre Cumhur İttifakı yüzde 47, Altılı Masa’yı kuran partilerin oluşturduğu ittifak ise yüzde 38,1 oldu.

Erdoğan yüzde 47,6, Kılıçdaroğlu yüzde 30,8 alıyor

Aynı soru Cumhurbaşkanlığı seçimi için de soruldu.

Erdoğan-Kılıçdaroğlu-Demirtaş’ın yarıştığı bir seçimde oy oranları öyle şekillendi:

  • Erdoğan: Yüzde 47,6
  • Kılıçdaroğlu: Yüzde 30,8
  • Demirtaş: Yüzde 12,1
  • Muharrem İnce: 6,5
  • Ümit Özdağ: 3

Benzer soru İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İYİ Parti lideri Meral Akşener’in aday olduğu versiyonlarla da soruldu.

Sonuçlara göre İmamoğlu, Erdoğan karşısında yüzde 33,7, Yavaş 32,6, Akşener ise 32,2 oranında oy alıyor.

Seçimlerin ikinci turunda da benzer sonuçlar çıktı. Kararsızlar ve “oy kullanmam” diyenler dağıtılmadan Kılıçdaroğlu’nun rakibi olan Erdoğan ikinci turda yüzde 44 oranında oyla birinci oldu.

İmamoğlu, Yavaş ve Akşener’in Erdoğan’ın karşısında yarışacağı ikinci turda da sonuçlar benzer şekilde tespit edildi.

Z Kuşağı “Ben milliyetçiyim” diyor

En geniş milliyetçi yaş grubu 23,1 ile 18-24 yaş. Bu yaş grubunun ikinci hayat tarzı ise muhafazakârlık.

En çok siyasal İslamcı 65 yaş üzeri. Kemalistler ise 45-54 yaş arasında daha fazla.

AK Parti’liler “sağda”, CHP’liler “solda”, İYİ Partililer “ortada”

AK Parti’lilerin yüzde 87,7’si kendisini “sağcı”, CHP’lilerin yüzde 85,3’ü ise kendilerini “solcu” olarak tanımlıyor.

Kendisini “ortada” olarak en fazla tanımlayan seçmen ise İYİ Parti’ye oy veriyor.

İYİ Partililerin yüzde 24,4’ü “solcuyum”, yüzde 41,1 “sağcıyım” derken “ortadayım” diyenlerin oranı yüzde 34,4olarak tespit edildi.

Yüzde 33 “günlük namaz kılarım” diyor

“Namaz kılmam” diyenler yüzde 39 iken, yüzde 24,6’sı “tüm vakit namazlarımı kılarım”, yüzde 8,4’ü ise “günde 3 vakit namaz kılarım” yanıtını verdi.

“Yalnızca bayram, ramazan, cuma, şükür namazlarını kılarım” diyenlerin oranı ise yüzde 12,2.

Yüksek gelir grubu kendisini siyasal yelpazenin “solunda” daha dar gelir grubuna dahil olanlar ise “sağda” tanımlıyor.

En yüksek gelire sahip olan “A Gelir Grubu”na mensup olanların yüzde 45,7’si kendisini “solcu” olarak nitelendirirken en düşük gelire sahip olan “E Gelir Grubu”na mensup olanların yüzde 34,8’i kendisini “sağcı” olarak ifade ediyor.

Yönetim şekli tercihi: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi

Katılımcıların yüzde 53,7’si Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni yönetim şekli olarak tercih ederken, Parlamenter Sistem’i tercih edenlerin oranı yüzde 46,3.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni “çok başarılı” ve başarılı bulanların oranı yüzde 41’in üzerinde.

“Ne başarılı ne başarısız” diyenlerin oranı yüzde 24 olarak tespit edildi. “Başarısız” diyenlerin oranı ise yüzde 20,8’de kaldı.

Katılımcıların yüzde 52’si, “Ülkeyi seçimle işbaşına gelenler yönetmesi iyidir” derken, yüzde 36’sı, “Parlamento ve seçimler olmadan güçlü bir liderin yönetmesi iyidir”, yüzde 30,5’i “Teknokratların yönetmesi iyidir”, yüzde 21,9’u ise “ordunun yönetmesi iyidir” dedi.

“Ülkeyi dini liderlerin yönetmesi iyidir” diyenlerin oranı ise yüzde 24,7 olarak belirlendi.

“Gençlere Türk milletinin manevi değerlerine sahip çıkmayı öğretmenin demokrasi eğitimi vermekten daha önemlidir” diyenlerin oranı yüzde 54,1’ken, “Türkiye demokratik bir ülkedir” önermesine katılanların oranı ise yüzde 48,2 oldu.

Öncelikli sorun: Ekonomi

Türkiye gündeminin en önemli sorunu olarak “ekonomideki sorunlar” yanıtı verildi.

İkinci öncelikli sorun ise “terörle mücadele”.

Geçen yıl ikinci sırada yer alan “mülteci sorunu” bu yıl bu araştırma sonucuna göre üçüncü sıraya geriledi.

“Hak ve özgürlüklerin sınırlanması” ise dördüncü sırada.

Diğer tüm bölgelerde en önemli sorun “ekonomi” olarak tanımlanırken Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise öncelikli soruna “terörle mücadele” cevabı verildi.

Ekonominin iyiye gittiğini düşünenlerin oranı yüzde 5,7

“Kendini ve ailemi geçindiremiyorum” diyenlerin oranı yüzde 52,2, “Ekonomik olarak daha kötü durumdayım” diyenlerin oranı ise yüzde 51,9 olarak ölçüldü. “Borçlarının seviyesinden endişe duyanların” oranı da yükseldi. “Gelirim harcamalarımı karşılamaya yetiyor” diyenlerin oranı ise yüzde 40’tan yüzde 23’e geriledi.

Kurumlara güven düştü

En çok güvenilen üç kurum polis, jandarma ve TSK olarak yanıtlanırken. TBMM ve Cumhurbaşkanlığı yüzde 48,2 ile dördüncü sırada.

Araştırma sonucuna göre bütün kurumlara güven geçen yıla göre 10 puana varan düşüşler görüldü.

TBMM’ye olan güven yüzde 8, TSK’ya olan güven yüzde 14, polise olan güven yüzde 10,4, Cumhurbaşkanlığı’na olan güven yüzde 8,7, Anayasa Mahkemesi’ne olan güven 8,7, Diyanet İşleri Başkanlığı’na olan güven yüzde 5,3, Merkez Bankası’na olan güven yüzde 5,2, BDDK’ya olan güven yüzde 8, RTÜK’e olan güven ise yüzde 7,2 oranında düştü.

Güveni en az düşen kurumlar ise medya kurumları oldu.

Türkiye’de yargının siyasallaştığını düşünenlerin oranı ise yüzde 48 olarak tespit edildi.

Partililerin kendi partilerini başarılı bulma oranları

AK Parti’lilerin yüzde 88’i partilerini başarılı bulurken, CHP’lilerin yüzde 79,4’ü, MHP’lilerin 84’ü, İYİ Partililerin 88,9’u, HDP’lilerin ise 83’ü partilerini başarılı buluyor.

Geçen yıl AK Parti’lilerin 91,5’ü “Recep Tayyip Erdoğan’ı başarılı buluyorum” derken bu yıl bu oranı 73,3’e düştü.

CHP’lilerin Kemal Kılıçdaroğlu’nu başarılı bulma oranı yüzde 79,7’den 77,1’e, MHP’lilerin Devlet Bahçeli’yi başarılı bulma oranı yüzde 83,3 yüzde 66’ya, İYİ Partililerin Meral Akşener’i başarılı bulma oranı ise 83,9’ten 58,9’a düştü.

Bu oran HDP’de daha yüksek.

Sancar ve Buldan’ı başarılı bulan HDP’lilerin oranı yüzde 44’ten yüzde 63’e yükseldi.

Katılımcıların yüzde 40’ı Erdoğan’ı başarılı buluyor. Bu oran partililer açısından en yüksek AK Parti ve MHP’liler arasında çıkıyor.

CHP’liler gerilim kaynağını laik-dindar çatışmasında, AK Parti’liler sağ-sol kavramlarında arıyor

CHP’lilerin çoğu kutuplaşma eksenini “laik-dindar” gerilimi olarak algılarken, AK Parti’lilerin önemli bir kısmı ise bu gerilimin eksenini “sağcı-solcu” gelirimi olarak görüyor. Araştırmaya göre toplumdaki kutuplaşmanın kaynağı da sağcı-solcu gerilimi.

“Türkiye hangi ülkelerle işbirliği yapmalı” sorusuna yüzde 23,3 ile “Müslüman ülkeler” yanıtı verilirken, Rusya geçen yıla göre ikinci sıradaki yerini kaybederek dördüncü sıraya yerleşti.

Mülteci, gayrimüslim ve seküler gelin-damat istenmiyor

Araştırmaya katılanların yüzde 53,8’i “çocuğumun mülteci-sığınmacı biriyle evlenmesini istemem” derken yüzde 39,4’ü çocuğunun gayrimüslim biriyle, yüzde 38,5’i ise dindar olamayan birisiyle evlenmesini istemeyeceğini söylüyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

2022 Yılında Yabancılara 67 Bin 490 Konut Satıldı

Yabancılara yapılan konut satışları 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 15,2 artarak 67 bin 490 oldu. 2022 yılında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 4,5 oldu.

Haber Merkezi / 2022 yılında yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 24 bin 953 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 21 bin 860 konut satışı ile Antalya, 4 bin 316 konut satışı ile Mersin izledi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Konut Satış İstatistikleri Aralık 2022 verilerini açıkladı. Buna göre, konut satışları 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 0,4 azalarak 1 milyon 485 bin 622 olarak gerçekleşti. Konut satışlarında İstanbul 259 bin 654 konut satışı ve yüzde 17,5 ile en yüksek paya sahip oldu.

Satış sayılarına göre İstanbul’u 126 bin 166 konut satışı ve yüzde 8,5 pay ile Ankara, 83 bin 502 konut satışı ve yüzde 5,6 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 468 konut ile Ardahan, 910 konut ile Hakkari ve 956 konut ile Bayburt oldu.

Türkiye genelinde konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,2 azalarak 207 bin 963 oldu. Konut satışlarında İstanbul 36 bin 744 konut satışı ve yüzde 17,7 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 16 bin 365 konut satışı ve yüzde 7,9 pay ile Ankara, 11 bin 168 konut satışı ve yüzde 5,4 pay ile Antalya izledi. Konut satışlarının en az olduğu il 58 konut ile Ardahan oldu.

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 51,8 azalış göstererek 21 bin 796 oldu. 2022 yılında gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yıla göre yüzde 4,8 azalışla 280 bin 320 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı Aralık ayında yüzde 10,5, 2022 yılında yüzde 18,9 olarak gerçekleşti.

Aralık ayındaki ipotekli satışların, 6 bin 971’i; 2022 yılındaki ipotekli satışların ise 77 bin 141’i ilk el satış olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde diğer konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,7 artarak 186 bin 167 oldu. 2022 yılında gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yıla göre yüzde 0,7 artışla 1 milyon 205 bin 302 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı Aralık ayında yüzde 89,5, 2022 yılında yüzde 81,1 olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,5 artarak 77 bin 889 oldu. İlk el konut satışları 2022 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,3 azalışla 460 bin 79 olarak gerçekleşti. Toplam konut satışları içinde ilk el satışların payı Aralık ayında yüzde 37,5, 2022 yılında yüzde 31,0 oldu.

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,1 azalış göstererek 130 bin 74 oldu. İkinci el konut satışları 2022 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,5 azalışla 1 milyon 25 bin 543 olarak gerçekleşti. Toplam konut satışları içinde ikinci el satışların payı Aralık ayında yüzde 62,5, 2022 yılında yüzde 69,0 oldu.

Yabancılara 67 bin 490 konut satıldı

Yabancılara yapılan konut satışları 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 15,2 artarak 67 bin 490 oldu. 2022 yılında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 4,5 oldu. 2022 yılında yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 24 bin 953 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 21 bin 860 konut satışı ile Antalya, 4 bin 316 konut satışı ile Mersin izledi.

Yabancılara yapılan konut satışları 2022 yılı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,6 azalarak 6 bin 386 oldu. Aralık ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 3,1 oldu. Aralık ayında yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 2 bin 465 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla bin 968 konut satışı ile İstanbul, 663 konut satışı ile Mersin izledi.

Rusya Federasyonu vatandaşları 2022 yılında Türkiye’den 16 bin 312 konut satın aldı. Rusya Federasyonu’nu 8 bin 223 konut ile İran vatandaşları ve 6 bin 241 konut ile Irak vatandaşları izledi. Aralık ayında ise Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den 2 bin 403 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 675 konut ile İran, 345 konut ile Irak vatandaşları izledi.

Türkiye genelinde 2022 yılında, kadınlar yüzde 32,6 pay ile 484 bin 654, erkekler yüzde 55,3 pay ile 821 bin 132 konut sahibi olurken yüzde 1,6 pay ile 24 bin 193 konut kadın ve erkek tarafından ortaklaşa alındı.

Paylaşın

Altılı Masa’nın Adayı Nasıl Belirlenecek?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Atılı Masa, İYİ Parti’nin ev sahipliğinde on birinci toplantıya hazırlanıyor.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş vaat eden Altılı Masa bu süreci yönetecek “Cumhurbaşkanı (adayı) kim olacak?” sorusuna önümüzdeki bir ay içinde yanıt vermeye hazırlanıyor. Son toplantısında “Ortak Cumhurbaşkanı adayının tespiti ile ilgili istişarelerin başlatılmasına” karar veren liderler önce adayı belirleme usulünü ele alacak. Bu konuda İYİ Parti’nin iki önerisi var.

Akşener 19 Ocak’ta liderler turuna başlayacak

Altılı Masa İYİ Parti’nin ev sahipliğinde on birinci toplantıya hazırlanıyor. 26 Ocak’ta gerçekleşecek toplantının iki ana gündemi var. Son toplantıda büyük ölçüde tamamlanan Geçiş Süreci Yol Haritası ile Altılı Masa’nın seçim manifestosu anlamına gelecek Ortak Politikalar Metnine nokta konulacak. Ev sahibi İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in gündemle ilgili görüş alışverişinde bulunmak üzere perşembe (19 Ocak) günü liderleri ziyaret etmesi planlanıyor.

Cumhurbaşkanı adayı parti genel başkanlığını bırakacak mı?

Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın haberine göre, Altılı Masa’daki partilerin temsilcilerinden edinilen bilgiye göre aylardır hazırlığı süren iki metinle ilgili büyük ölçüde uzlaşma sağlandı. Siyasi parti genel başkanlarının Cumhurbaşkanı Yardımcısı olması konusunda genel bir eğilim oluştu. Ancak geçiş sürecini Cumhurbaşkanı Yardımcıları ile birlikte yönetme vaadi bulunan Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayının seçilmesi durumunda partisiyle kuracağı ilişkinin nasıl olacağı sorusuna henüz yanıt verilmiş değil.

Bu konunun liderler arasında ikili görüşmelerde ele alınabileceği ve 26 Ocak’taki toplantıda karara bağlanabileceği kaydediliyor. Cumhurbaşkanı adayının genel başkan olması durumunda bu görevi bırakması gerektiğini savunanlar var. Ancak karşı çıkanlar ise “Şu anki başkanlık sistemi ile parlamenter sistemi ayrı düşünmek gerek. Parlamenter sistemde temsili bir cumhurbaşkanı tarifi yapıyoruz. Bu sistemde ise icranın başında bir yetkili var. Partili olmak ilkesel olarak karşı çıktığımız bir durum ama geçiş süreci tamamlanana kadar bu devam etmeli. Kim Cumhurbaşkanı olursa olsun buna ihtiyaç duyacaktır” görüşünü dile getiriyor.

30 Ocak ertelenebilir mi?

Altılı Masa’nın son toplantısında Geçiş Süreci ve Ortak Politikalar Metni’nin 30 Ocak’ta yapılacak bir tanıtım toplantısı ile kamuoyuna duyurulacağı açıklandı. Ancak bu konuda da farklı görüşler dile getirilmeye başlandı. Bazı parti yetkilileri “Hükümet programı da geçiş süreci de adayla ilişkili. Bu iki metnin adayla açıklanması, hatta aday tarafından açıklanması daha şık olabilir. Sonuçta iki metin de adayı güçlendirecek metinler” diyerek 26 Ocak toplantısında 30 Ocak lansmanının ertelenmesinin de ele alınabileceğini kaydediyor.

Ancak adayla programın açıklanmasının ayrı olması gerektiğini savunanlar ise “30 Ocak’ta açıklanması planlanan iki metin de çok önemli. Topluma dönük vaatlerimizi içeriyor. Bunları adayla açıklarsak gözler adaya çevrilir ve bu vaatler gölgede kalır, ilgi azalır. Ayrı yapmak daha doğru” görüşünü savunuyor. Ama bu iki önerinin de 26 Ocak’taki toplantıda ele alınıp karara varılması bekleniyor.

Aday değil usul konuşulacak

Altılı Masa kurmaylarından edinilen bilgiye göre toplantının en önemli gündem maddelerinden biri de ortak Cumhurbaşkanı adayı olacak. Ancak 26 Ocak’taki toplantıda da bir isim belirlenmesi beklenmiyor. Yetkililer toplantı öncesi ikili görüşmelerde liderlerin aday belirleme usulünü ele alacağını, toplantıda da bunun kararını verme ihtimalinin yüksek olacağını kaydediyor. Akşener’in yapacağı liderler turunda ele alınacak usul ile ilgili partilerin mutfaklarında da öneriler şekillenmeye başladı.

Hem halkın hem de partilerin görüşü masaya getirilsin önerisi

Toplantıya ev sahipliği yapacak olan İYİ Parti “Aday halka sorulsun” görüşünü savunuyor. Bu kapsamda diğer partilerin de “aday belirleme sürecinde kamuoyu anketlerine bakılabilir” görüşü doğrultusunda Altılı Masa’nın belirlediği güvenilir bazı şirketlere ortak anket yaptırılması, hatta uluslararası kimi şirketlerden de destek alınması gerektiği ifade ediliyor.

İYİ Parti ayrıca parti tabanlarının görüşünün yanı sıra partilerin Genel İdare Kurulu, Parti Meclisi gibi geniş yönetim organları ile Başkanlık Divanı, MYK gibi parti yürütme organları ve milletvekillerinin de adayla ilgili eğilimlerinin belirlenip Altılı Masa’ya bunların da taşınması önerisinde bulunuyor.

İYİ Parti’de “Aday belirleme usulüyle ilgili birkaç kriter konulabilir. Partilerin kendi iç kararları, yetkili kurullarının tabanlarının eğilimleri. Halk ne diyor, partinin kendi tabanları ne diyor? Bunlar masaya getirilmeli” deniliyor.

Paylaşın

Bahçeli, Seçim İçin Mayıs Ayını İşaret Etti

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan MHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Kriz çıkarmanın, kavga iklimi yaratmanın ahlaken bir karşılığı olmayacağını görmek lazımdır. Muhalefet partileri bu yönde adımdan imtina ederse, cumhurbaşkanımız anayasa 116. madde 2. fıkra uyarınca seçimlerin yenilenmesine karar verebilecektir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “MHP, iki alternatife de hazırdır. Cumhurbaşkanımız seçimlerin yenilenmesine karar verdiği anda, 60 günlük süre de işlemeye başlayacaktır. Muhalefet şayet seçimlerden umut kesmemişlerse, ipe un sermeyi bir kenara bırakma düşüncesine sabitlenmemişlerse TBMM’de makul tarihin uzlaşmayla belirlenmesi önünde hiçbir engel kalmayacaktır. Mayıs ayı içinde bu işi bitirelim, sözü ve kararı aziz milletimizin kutlu iradesine verelim.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları:

“MHP, önümüzdeki baharda gerçekleşmesi gündemde olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimine hazırdır, başarıya inanmıştır.

15 Ocak’tan itibaren seçim sürecine girdiğimiz, bu suretle seçim hazırlıklarını daha da yoğunlaştırmaya karar verdiğimiz malumdur.

Seçimin ne zaman yapılacağıyla ilgili tartışmaların bir an evvel son bulması, mevsim şartlarıyla birlikte uygun bir tarihin mutabakatla tespiti iyi niyetli beklentimizdir.

Böyle bir karar çıkarsa bu durum bir erken seçim değil, seçim tarihinin güncellenmesi şeklinde yorumlanmalıdır. Kriz çıkarmanın, kavga iklimi yaratmanın ahlaken bir karşılığı olmayacağını görmek lazımdır.

Muhalefet partileri bu yönde adımdan imtina ederse, cumhurbaşkanımız Anayasa 116. madde 2. fıkra uyarınca seçimlerin yenilenmesine karar verebilecektir. MHP, iki alternatife de hazırdır.

“Mayıs ayı içinde bu işi bitirelim”

Cumhurbaşkanımız seçimlerin yenilenmesine karar verdiği anda, 60 günlük süre de işlemeye başlayacaktır.

Muhalefet şayet seçimlerden umut kesmemişlerse, ipe un sermeyi bir kenara bırakma düşüncesine sabitlenmemişlerse TBMM’de makul tarihin uzlaşmayla belirlenmesi önünde hiçbir engel kalmayacaktır. Mayıs ayı içinde bu işi bitirelim, sözü ve kararı aziz milletimizin kutlu iradesine verelim.

MHP ve Cumhur İttifakı’nın ulaşacağı sonuç fedakarlıkların, emeklerin, hane hane gezilerek yapılan görüşmelerin, göz nurlarının muhterem eseri olacaktır.

Tüm dava arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Partimize verilecek her destek ve her oy bizim için siyasi namusumuzun bir belgesidir. Bizim ittifakımız ve davamız, umuttur, huzurdur, kardeşliktir, Türk Milleti’nin ta kendisidir.

Moralimizi bozmak isteyecekler. Mücadelemizi zaafa uğratmanın hesabını yapacaklar, güveni sarsmak için uğraşacaklar.

Kara kampanyalara hız katacaklar, kuşku uyandırmak için yeni taktikler geliştirecekler. Fitnenin dozajını artıracaklar. Hiçbir arkadaşım böyle bir sabotaja boyun eğmemelidir. Onların nifak madeni varsa bizim de çelik gibi imanımız vardır.

Kılıçdaroğlu’nun TSK’nın şerefli komutanlarına saldırıp karalama yarışına girmesi, terörle mücadeleden ödü patlayan, kabuslar yaşayan mankurt bir siyasetçinin ağzından saçılan kötülük ve nefrettir.

Fırtına Obüs’lerinden rahatsızlık duyan bu milletin evladı olamaz. İHA’larımızdan, SİHA’larımızdan, Kızılelma’dan, Tayfun füzelerinden ve silah sanayi ürünlerinden kimler gocunuyorsa onlar küresel emperyalizme ruhlarını satan ilkesizlerdir. El alem bize gıpta ile bakarken zillet ittifakının niyetleri husumet alametidir.

Kılıçdaroğlu’nun konuşması CHP’nin müktesebatını yok saymaktır. Bu zihniyetin anlayışı rejim ve devlet krizi çıkarmaktır. Kılıçdaroğlu istese de istemese de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle birlikte birlikte ve dayanışma ruhu hakimdir.

Vesayet demek CHP yönetimi demektir. Kenan Evren kafası Kılıçdaroğlu kafasıdır. Kılıçdaroğlu bir tarafta terörist Demirtaş’ın serbest kalmasını isterken diğer tarafta Türk askerini rencide etmektedir. Kılıçdaroğlu HDP/PKK’yı aklarken TSK’yı terbiyesizce hedef almaktadır.

HDP’nin kapatılması adalet ve demokrasi onurudur

Demiş ki ‘Siyasi partiler kapatılamaz, Hazine yardımı kesilmesi demokrasi dışıdır’. Teröre yardım ve yataklık yapan HDP kapatılmasın da Kandil’e milletimizin vergileri mi aktarılsın, daha çok mermi almaları mı sağlansın? HDP’nin kapatılması adalet ve demokrasi onurudur.

Paylaşın

Çin’de 1961’den Bu Yana Bir İlk: Nüfus, 800 Bin Kişi Azaldı

Çin’in nüfusu 2021’de 1 milyar 412 milyon 600 bin iken, 2022’de 1 milyar 411 milyon 800 bin olarak belirlendi. Ülkede 2022’de 9,56 milyon bebek dünyaya gelirken, doğum sayısı önceki yıla göre yüzde 9,8 azaldı. Ölüm oranı binde 7,37 olurken nüfus artış hızı eksi yüzde 0,6’ya düştü.

Çin nüfusunun azalma eğilime girmesiyle, Hindistan’ın “dünyanın en büyük nüfusa sahip ülkesi” olarak Çin’i geride bırakacağı tahmin ediliyor.

Ulusal İstatistik Bürosunun (UİB) verilerine göre, Çin ana karasının nüfusu 2021’de 1 milyar 412 milyon 600 bin iken, 2022’de 1 milyar 411 milyon 800 bin olarak belirlendi.

Ülke nüfusu, 1960’ların başında Komünist yönetimin tarımda kolektifleştirme hamlesine giriştiği dönemde yaşanan kuraklık ve kıtlık yıllarından bu yana ilk kez azaldı. O dönemde 30 milyon kişinin yaşamını yitirmesi 1960 ve 1961 yıllarında ülke nüfusunun azalmasına yol açmıştı.

Doğum oranı 2022’de binde 6,77’ye gerileyerek ulusal kayıtların tutulmaya başlandığı 1949 yılından bu yana en düşük seviye olarak kayıtlara geçti. Ülkede 2022’de 9,56 milyon bebek dünyaya gelirken, doğum sayısı önceki yıla göre yüzde 9,8 azaldı.

Ölüm oranı binde 7,37 olurken nüfus artış hızı eksi yüzde 0,6’ya düştü.

Uzmanlar, son yıllarda ekonomik büyümenin yavaşlamasının, çocuk yetiştirme ve yaşam maliyetlerinin artmasının ve son 3 yılda Covid-19 salgını nedeniyle uygulanan katı kontrol tedbirlerinin nüfusta azalmayı tetiklediği değerlendirmesini yapıyor.

2016’dan beri nüfus artışı hızının azaldığı Çin’de hükümet, 1980’lerden itibaren uygulanan “tek çocuk” politikasını terk ederek önce 2016 yılında çocuk sahibi olma sınırını 2’ye çıkarmış, ardından 2021’de ailelerin 3 çocuk sahibi olmasına izin veren yasa değişikliğini kabul etmişti.

Hindistan nüfusunun bu yıl Çin’i geride bırakacağı tahmin ediliyor

Çin nüfusunun azalma eğilime girmesiyle, Hindistan’ın “dünyanın en büyük nüfusa sahip ülkesi” olarak Çin’i geride bırakacağı tahmin ediliyor.

Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesinin yayımladığı “Dünya Nüfus Beklentileri 2022” raporunda, Çin nüfusunun 2023’ün başından itibaren “mutlak azalma sürecine” gireceği, Hindistan nüfusunun ise artışını sürdürerek dünyanın en kalabalık ülkesi olarak Çin’i geride bırakacağı öngörüsüne yer verilmişti.

Raporda Çin nüfusunun 2050’de 1 milyar 317 milyona, yüzyıl sonunda ise 766 milyona kadar gerileyeceğinin tahmin edildiği belirtilmişti.

Nüfus artış hızının eksiye düşmesinin, yaşlanan nüfusla birlikte gelecekte Çin’in iş gücü potansiyelinde azalmaya yol açacağı, bunun ekonomiye etkilerinin hissedileceği öngörülüyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

İYİ Parti’de Kılıçdaroğlu Rezervi: Seçmen Sandığa Gitmez

“Kazanacak aday” kriterini baştan itibaren dile getiren İYİ Parti, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun adaylığına en mesafeli parti konumunda. İYİ Partililer buna gerekçe olarak “İYİ Parti seçmeninin tepki olarak sandığa gitmemesi” ihtimalini gösteriyor.

Partili seçmenin sandığa gitmemesi halinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçilme şansının artacağına işaret edilerek, “Seçmen sandığa giderse, bizim adayımızın şansı yüksek olur. Ama tabanımızda, ‘sandığa gitmeyiz’ diyen seçmen çok fazla” görüşü dile getiriliyor.

Altılı Masa’da yer alan siyasi partiler, 26 Ocak’ta Akşener’in ev sahipliğinde yapılacak toplantıda, cumhurbaşkanı adayı belirlemek için masaya oturacak.

Geçirdiği rahatsızlığın ardından, dün parti genel merkezinde mesaisine başlayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, toplantı gündemine ilişkin Perşembe gününden itibaren liderleri ziyarete başlayacak.

Kulislerde, aday isminin netleşeceği tarih olarak ise Şubat  ayının ilk yarısında, Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde yapılacak  ikinci turun son toplantısı gösteriliyor.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem konusunda ortak mutabakat açıklayan altı siyasi parti, bu işbirliğini  hem cumhurbaşkanlığı seçimi hem de parlamento seçiminde ittifaka taşımak için son viraja giriyor.

2022 yılı Şubat ayından itibaren 10 toplantıyı geride bırakan Altılı Masa’da seçim güvenliği, güçlendirilmiş parlamenter sisteme ilişkin anayasa değişikliği, kurumsal reformlara ilişkin çalışmalar tamamlandı. Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayının “seçim bildirgesi” niteliğindeki “temel politikalar” ve “güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sürecinin yol haritası”na ilişkin metinler ise 30 Ocak’ta kamuoyuna açıklanacak.

Aday belirleme yöntemi netleşecek

Altılı Masa’nın önündeki en kritik konu ise cumhurbaşkanı adayının kim olacağı ve bu adayın nasıl belirleneceği. İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Perşembe günü, toplantı gündem önerilerini almak için liderler turuna çıkacak.  Akşener’in bu ziyaretlerinde aday belirleme yöntemi konusunda görüş alışverişinde bulunması ve toplantıda aday belirleme yönteminin netleştirilmesi bekleniyor.

Kim hangi adayı istiyor?

Her ne kadar Altılı Masa’da şimdiye kadar aday ismi konuşulmasa da parti kulislerinde adaya ilişkin eğilimler uzun süredir konuşuluyor. CHP, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığında ısrarlı. CHP liderinin,  Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adaylıklarına rezerv koyduğu için öncelikle kendi adaylığı üzerinde uzlaşma arayacağı ifade ediliyor.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na destek eğiliminde olduğu belirtilirken, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da kendi adaylığını bir süredir seslendiriyor.

Gelecek Partisi’nde de Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakılmıyor. Ancak aday konusunda belirleyici iki ismin Akşener ve Kılıçdaroğlu olacağı masadaki diğer siyasi partilerce de dile getiriliyor ve iki liderin uzlaşması halinde sorunun büyük ölçüde çözülmüş olacağına işaret ediliyor.

İYİ Parti’de Kılıçdaroğlu rezervi: Seçmen sandığa gitmez

“Kazanacak aday” kriterini baştan itibaren dile getiren İYİ Parti, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına en mesafeli parti konumunda. İYİ Partililer buna gerekçe olarak “İYİ Parti seçmeninin tepki olarak sandığa gitmemesi” ihtimalini gösteriyor.

Partili seçmenin sandığa gitmemesi halinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçilme şansının artacağına işaret edilerek, “Seçmen sandığa giderse, bizim adayımızın şansı yüksek olur. Ama tabanımızda, ‘sandığa gitmeyiz’ diyen seçmen çok fazla” görüşü dile getiriliyor.

‘Halka, parti kurullarına, tabana sorulabilir’

Partiden gelen bu görüşler doğrultusunda,  Akşener’in,  adayın kamuoyu anketleri ile halka sorulması, ayrıca parti yetkili kurullarının ve tabanlarının eğilimlerine göre belirlenmesi önerilerini masaya getireceği belirtiliyor.  Hangi isimlerin kamuoyu anketine konulacağı, anketin hangi şirket tarafından nasıl yapılacağı konusunun da liderlerin masasında olacağına dikkat çekiliyor:

“Tabii öncelikle anket yöntemi konusunda mutabık kalmak gerekiyor. Bu konuda partilerin birbirlerini çek edebilecekleri bir ortak çalışma grubu oluşturulabilir. Aday belirlemede iki kriter çok önemli: Birincisi kamuoyu anketi ile halka sorulmalı. İkincisi de partinin yetkili kurullarının eğilimi ve tabanlarının eğilimi alınmalı. Bunlar masaya getirilmeli.”

‘Fark azsa, liderler içlerinden birini tercih edebilirler’

İYİ Parti’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ilk turda seçimi kazanma potansiyeli en yüksek isim olarak ifade edilirken, İmamoğlu’nun hakkındaki yargı kararı nedeniyle aday gösterilme olasılığı düşük görülüyor. Ancak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da hala İYİ Parti’nin gündeminde.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’a konuşan bir parti yöneticisi, Kılıçdaroğlu’nun aday gösterilebilmesi için kriterin ne olacağı sorusuna ise şu yanıtı veriyor:

“Kamuoyu anketlerinde, Kemal bey ile Mansur Yavaş arasında ilk başlarda çok fark vardı.  Mesela, Kemal bey yüzde 38 civarındaysa Yavaş yüzde 56-58  çıkıyordu. Ama şimdi baktığımızda, Kemal bey  aradaki farkı biraz daha  kapatmış görünüyor. Mesela böyle bir anket yaparsınız, aradaki fark 1-2  puan olur o zaman liderler kendi içlerinden birini aday olarak tercih edebilirler. Ama fark çok olursa, bu göze alınabilir bir risk değil.”

Geçiş süreci yönetimi de masada netleşecek

Altılı Masa’nın 30 Ocak’ta kamuoyuna açıklanması beklenen “geçiş süreci”nin en tartışmalı konusunu, masadaki liderlerin yönetimde nasıl görev alacağı oluşturuyor.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Cumhurbaşkanı imza yetkisini Altılı Masa liderleriyle paylaşacak” açıklaması nedeniyle tartışma konusu olan yönetim modeli konusuna da toplantıda son noktanın konulması bekleniyor.

Liderlerin “Cumhurbaşkanı Yardımcısı” olarak yönetimde görev almaları konusunda uzlaşma noktasına gelindiği belirtilirken, milletvekili olmak isteyen liderlerin yerine partiden birisinin görevlendirilmesi seçeneğinin de düşünülebileceği ifade ediliyor.

Cumhurbaşkanı’nın anayasal yetkilerini kullanmaya engel bir yönetim modeli olmayacağı belirtilirken, çok önemli kararlar ve atamalarda, “istişare”  yöntemini kullanabileceği bir sistem öngörülüyor.

30 Ocak’ta aday da açıklanabilir mi?

Cumhurbaşkanı adayının ne zaman açıklanacağı ise en çok merak edilen konuların başında geliyor. Adayın 26 Ocak toplantısında netleşmesi zayıf seçenek olarak görülüyor. O nedenle seçim bildirgesi ve geçiş sürecinin yol haritasının açıklanacağı 30 Ocak’taki toplantıya yetişmeyeceği düşünülüyor.

Altılı Masa kulislerinde, adayın açıklanma tarihi olarak,  SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde yapılacak ikinci turun son toplantısı gösteriliyor. Liderlerin bu toplantı öncesinde yoğun bir görüşme trafiği yürüteceği ve seçim takvimini de dikkate alarak,  Şubat’ın ilk yarısında adayı açıklayabileceği ifade ediliyor.

Geçiş sürecinde cumhurbaşkanı parti ile bağını sürdürecek mi?

Toplantıda netleşmesi beklenen konulardan biri de cumhurbaşkanı adayının parti liderlerinden biri olması halinde, geçiş sürecinde parti genel başkanlığından ayrılıp ayrılmayacağı olacak. Güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisinde, cumhurbaşkanının partisiyle bağının kesilmesi öngörülüyor. Ancak geçiş sürecinde, masadaki diğer liderlerin cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı bir denklemde, cumhurbaşkanının parti bağının kesilmesinin sıkıntılara yol açacağına dikkat çekiliyor.

DEVA Partisi de bu nedenle geçiş sürecinde, liderin partisiyle bağını sürdürmesi önerisini masaya getirmeyi planlıyor. Kulislerde, cumhurbaşkanının geçiş sürecinde parti ile ilişiğinin kesilmesi halinde doğacak sakıncalar şöyle ifade ediliyor:

“Diyelim Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçildi. Bir parti yöneticisi de CHP Genel Başkanı oldu. Peki CHP o zaman Kılıçdaroğlu’nun taahhütlerinin arkasında olmazsa ne olacak? Tahhütlerimizi hayata geçirme şansımız kalmaz. Parlamenter sistemde, temsili sembolik olacağı için parti bağı olmasın, ama geçiş sürecinde icranın başında olacağı için parti bağı sürmeli. Bu olmazsa, geçiş sürecini tamamlayamazsınız.”

Paylaşın

Berlin, Ankara’yı Sert İfadelerle Uyardı

AK Parti milletvekili Mustafa Açıkgöz’ün PKK ve Gülen yapılanması için “Saklandıkları deliklerden çıkarıp yok edeceğiz” konuşmasına sert tepki gösteren Almanya, Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği aracılığıyla Ankara’yı sert ifadelerle uyardı.

Haber Merkezi / AK Parti Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz’ün Almanya’daki konuşmasında PKK ve Gülen yapılanması için “Saklandıkları deliklerden çıkarıp yok edeceğiz” demesi üzerine, Almanya Dışişleri Bakanlığı’ndan açıklama geldi.

Almanya Dışişleri Bakanlığı, resmi sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı mesajda, “Türk milletvekilinin yer aldığı görüntüler tekrarlanmamalı. Nefret söyleminin Almanya’da yeri yoktur” ifadelerini kullandı.

Söz konusu görüntülerle ilgili Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi’nin Dışişleri’ne çağrıldığı da açıklamada belirtildi.

Açıklamada, yabancı ülkelerin seçim kampanyalarıyla ilgili etkinliklerin önceden Alman makamlarınca onaylanması gerektiği kaydedildi.

Almanya Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, “Türk temsilciler oyun kurallarına uymadıkları takdirde, bunun sonuçlarını değerlendirmek zorundayız” ifadeleri yer aldı.

Açıkgöz ne demişti?

Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz, Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) Almanya’daki yapılanması olan Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu’nun Neuss kenti şubesinde 13 Ocak’ta bir konuşma yaptı. Açıkgöz, bu konuşmasında PKK ve “FETÖ” olarak tanımladığı Gülen yapılanması mensuplarını “yok edeceklerini” söyledi.

Açıkgöz’ün, ”Onlara Türkiye’de yaşam hakkı tanımadığımız gibi Almanya’da da tanımayacağız. Dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar PKK denen terör örgütünü, FETÖ denen terör örgütünü bitireceğiz” şeklindeki ifadeleri Almanya’da geniş yankı buldu.

Paylaşın