Altılı Masa’nın Gündemi “Ortak Aday”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Atılı Masa’nın ikinci tur beşinci buluşmasında en önemli gündem başlığı, cumhurbaşkanı adayının nitelikleri ve ismi olacak.

Ortak aday konusunda anlaşan Altılı Masa’da liderler, öne çıkan aday adaylarını dile getirecek. Kamuoyu yoklamalarının yanı sıra adayın, ‘masadaki liderlerle eş güdüm halinde çalışan, ülkenin sorunlarına hakim ve masanın çalışmaları ile yakından ilgili’ olmasına dikkat edilecek.

Muhalefet kulislerinde bu kriterlere en yakın kişinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olduğu konuşulurken adayda tüm liderlerin hemfikir olması gerektiği dile getirildi.

Altılı Masa, cumhurbaşkanı adayı ve Ortak Politikalar Metni hazırlıklarını ele alacağı 11’inci liderler buluşmasına hazırlanıyor. Yarın İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ev sahipliğinde gerçekleştirilecek zirvenin ardından 30 Ocak’ta Ankara Congresium’daki toplantısı ana gündem maddesi olacak.

Birgün’de yer alan habere göre, Altılı Masa’nın ikinci tur beşinci buluşmasında en önemli gündem başlığı, cumhurbaşkanı adayının nitelikleri ve ismi olacak. Ortak aday konusunda anlaşan Altılı Masa’da liderler, öne çıkan aday adaylarını dile getirecek. Kamuoyu yoklamalarının yanı sıra adayın, ‘masadaki liderlerle eş güdüm halinde çalışan, ülkenin sorunlarına hakim ve masanın çalışmaları ile yakından ilgili’ olmasına dikkat edilecek.

Muhalefet kulislerinde bu kriterlere en yakın kişinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olduğu konuşulurken adayda tüm liderlerin hemfikir olması gerektiği dile getirildi. Tam mutabakat sağlanamazsa hiçbir aday adayının, cumhurbaşkanı adayı olarak belirlenmeyeceği de ifade edildi. Ortak liste konusunda da görüşmelerini sürdüren masanın bu konudaki ana görüşmelere gelecek ay başlayacağı aktarıldı.

Program gündemde

Altılı Masa’nın 30 Ocak’taki gündem maddesi ise Ortak Politikalar Metni olacak. Ankara’da ATO Congresium’da gerçekleştirilecek açıklamada, Altılı Masa’nın uzun süredir üzerinde çalıştığı ve Hükümet Programı niteliğinde olan Ortak Politikalar Metni kamuoyuna duyurulacak.

Yargı bağımsızlığının sağlanması, TBMM’nin yasama işlevinin yeniden artırılması, kadın haklarına yönelik ulusal ve uluslararası sözleşmelerin yeniden yürürlüğe girmesi gibi hedefler, bu metinle birlikte kamuoyuna duyurulacak. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, kamu, özel iş birliği projelerinin yeniden ele alınması gibi hedeflerin de metinde yer alması bekleniyor.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den Taliban’a Eğitim Hakkı Çağrısı

Ağustos 2021’de Afganistan’da yönetimi yeniden ele geçiren Taliban, kadınların ve kız çocukların ne yapıp ne yapamayacağına odaklanmış vaziyette. Taliban, kadınların ve kız çocukların okullara ve üniversitelere gitmesinin kalıcı olarak yasaklanmadığını, kendileri için elverişli bir ortam oluşturulana kadar eğitimlerinin “ertelendiğini” iddia ediyor.

Taliban, kadınların ve kız çocukların eğitim hakkını yasakladığı için halihazırda uluslararası alanda sert eleştirilerin hedefinde.

Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), “24 Ocak Dünya Uluslararası Eğitim Gününü” Afganistan’de temel eğitim haklarından zorla mahrum bırakılan, öğrenim hakları ellerinden alınan Afgan kadın ve kızlara adadığını açıkladı.

UNESCO Direktörü Audrey Azoulay, dünyadaki hiçbir ülkenin kadın ve kız çocuklarının eğitim almasını engellememesi gerektiğini belirterek, “Eğitim, saygı duyulması gereken evrensel bir insan hakkıdır. Uluslararası toplum, Afgan kız ve kadınların haklarının gecikmeden geri verilmesini sağlama sorumluluğuna sahiptir” dedi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guteres, “24 Ocak Dünya Uluslararası Eğitim Gününü” nedeniyle sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, eğitime erişimi engelleyen tüm ayrımcı yasa ve uygulamalara artık son vermenin zamanının geldiğini vurguladı. Guterres, Taliban’ı, Afganistan’daki kız çocukları ve kadınların orta ve yüksek eğitime erişimine yönelik yasağı kaldırma çağrısında bulundu.

UNESCO’nun son verilerine göre, dünyada 244 milyon kız ve erkek çocuk eğitimden mahrum. UNESCO, “24 Ocak Dünya Uluslararası Eğitim Günü” nedeniyle yaptığı açıklamada, sadece Ukrayna’da 5 milyon çocuk ve gencin eğitiminin aksadığını açıkladı.

UNICEF, yaptığı açıklamada dünyada okul dışı kalanların eğitimlerine devam etmeleri için hükümetlerden, gerekirse online eğitim olasılıklarını da kullanarak çocukların eğitimden yoksun kalmamaları için daha fazla çaba göstermelerini istedi.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

ABD’den İsveç Ve Finlandiya Açıklaması: Birlikte NATO’ya Üye Olmalı

Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyelik süreçlerine ilişkin soruyu yanıtlayan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, ABD’nin Finlandiya ve İsveç’in ilk fırsatta birlikte NATO’ya üye olmalarını istediğini ifade etti.

Washington’un Finlandiya’nın İsveç olmadan İttifak’a olası katılımını destekleyip desteklemeyeceği sorulan Price, ”varsayımsal” olarak nitelendirdiği bu konuda yorum yapmayı reddetti.

Böyle bir sorunun gündemlerinde olmadığını söyleyen Ned Price, ”Bu her zaman Finlandiya ve İsveç’le ilgili yürütülen bir görüşme olmuştur’’ dedi. Price, 28 üyeli bir ittifaktan 30 üyeli bir NATO’ya dönüşümün gerçekleşmesini istediklerini kaydetti.

ABD yönetiminin, üçlü görüşmelerin durmasıyla ilgili Türk yetkililerle temasa geçip geçmediğinin sorulması üzerine, “Bir sonraki görüşme turları iptal edilmedi, ertelendi” vurgusu yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Price, “Bu Finlandiya, İsveç ve Türkiye’nin nerede olduklarını değerlendirmeleri için bir fırsattır. Açıkçası bu istişarelerin devam ettiğini görmek istiyoruz” diye konuştu.

Üçlü mutabakat kapsamında meselelerin Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında çözülmesi gerektiğini belirten Price, “Bu mutabakatın imzalanmasında yanlarında bulunmaktan gurur duyduk ancak nihayetinde biz bu mutabakatın bir tarafı değiliz. Söyleyebileceğim tek şey Finlandiya ve İsveç’in Türkiye ile üçlü mutabakat kapsamında verdikleri taahhütleri yerine getirmek üzere somut adımlar attıklarıdır’’ dedi.

İsveç Başbakanı’ndan açıklama: Provokatörler

Öte yandan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da dün Dışişleri Bakanı Tobias Billström ve Savunma Bakanı Pal Jonson ile başkent Stockholm’de düzenlediği ortak basın toplantısında konuyla ilgili konuştu. “İsveç’in NATO’ya katılmasının ne kadar ciddi olduğunu bazılarının anlamadığını” ifade eden İsveç Başbakanı Kristersson, “provokatörlerin İsveç’in NATO üyeliğini engellemeye çalıştığını” söyledi:

“İsveç, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra en ciddi güvenlik sorununu yaşıyor. İsveç’in NATO’ya katılmasının ne kadar ciddi olduğunu bazıları anlamıyor. Provokatörler, İsveç’in üyeliğini engellemeye çalışıyor. Türkiye ile tekrar işleyen bir diyaloğa dönmek istiyoruz. Türkiye, kendi kararlarını kendi verir, buna saygı duymak zorundayız, bu süreci sakinleştirmek istiyoruz.”

“Finlandiya ve İsveç, NATO’ya birlikte girmek istiyor”

Kristersson, Finlandiya’nın İsveç ile NATO’ya beraber girmek istediğine de dikkat çekerek, “Finlandiya, hala NATO’ya İsveç ile beraber girmek istiyor. İsveç’in NATO’ya üye olması engellenirse, bu durum Finlandiya’nın NATO’ya yalnız girmesine engel teşkil etmez” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç’e yönelik son açıklamalarına da değinen Kristersson, “Erdoğan’ın açıklamasına yorum yapmayacağım. Bunu kimsenin, ‘Erdoğan kapıyı kapattı’ şeklinde yorumladığını sanmıyorum” değerlendirmesini yaptı.

Kristersson, İsveç’in NATO üyeliği konusunda açık konuşmak istediğini ifade ederek özetle şöyle dedi: 28 ülke, İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO üyeliği hakkında bireysel kararlar aldı, Türkiye kendi kararını veriyor. İsveç, Finlandiya ve Türkiye arasındaki anlaşmaya uymamız için işleyen bir diyalog gerektiriyor ve bu garip bir şey değil. Aksi takdirde bunun İsveç güvenliği için sonuçları var.

Billström: Hükümet durumu yakından takip ediyor

İsveç Dışişleri Bakanı Billström ise Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kuran yakılmasına değinerek, şunları kaydetti: “Kitapların yakılmasının çok karanlık bir tarihi vardır. Bunu belirtmek, Türkiye’ye yaranmaya çalışmak değildir.

“Türkiye’de ve protestoların düzenlendiği Afganistan ve Pakistan gibi diğer ülkelerde sert tepkiler var. Sosyal medyada, İsveç mallarını boykot etmek isteyen sesler yükseldi. Hükümet, durumu yakından takip ediyor.”

Savunma Bakanı Jonson da İsveç’in NATO’ya üye olması için çabalarının devam edeceğini ve bunun İsveç’in NATO güvenliğine çok şey katacağını söyledi.

Paylaşın

Başörtüsü Teklifi: İYİ Parti Ve CHP Anayasa Değişikliğine Destek Vermeyecek

CHP ve İYİ Parti, AK Parti ve MHP’nin önerdiği Anayasa’nın 24. Maddesinde değişiklik içeren başörtüsü teklifine TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerde destek vermeyecek. HDP’de anayasa değişikliği teklifine destek vermeyeceğini açıklamıştı.

Yeni bir uzlaşma olmazsa, teklifin Meclis’ten geçmesi mümkün görünmüyor. AK Parti, MHP ve BBP’nin milletvekili sayısı TBMM Başkanı Mustafa Şentop oy kullanamadığı için 334’te kalıyor ve bu sayı değişikliğin Meclis’ten geçmesi için yeterli değil.

TBMM Anayasa Komisyonu’nda, başörtüsüne anayasal güvence ve “evlilik birliği”nin tanımlandığı anayasa değişikliği önerisi, AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi. Teklifin, başörtüsü serbestisini düzenleyen birinci maddesi üzerinde verdikleri değişiklik önergesi reddedilen CHP ve İYİ Parti ise komisyonu terk etti.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre önergesi reddedilen CHP ve İYİ Parti ile parti kapatma davası nedeniyle iktidar kanadını protesto ederek komisyon görüşmelerine de katılmayan HDP, Genel Kurul’daki görüşmelerde anayasa değişikliği teklifine, bu haliyle destek vermeyecek. Yeni bir uzlaşma olmazsa, teklifin Meclis’ten geçmesi mümkün görünmüyor.

AK Parti, MHP ve BBP’nin Anayasa değişikliği teklifi din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen 24. Maddesi ile “ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41. Maddesinde değişiklik öneriyordu.

Muhalefetin önergesinde, Anayasa değişikliği teklifinin birinci maddesinde yer alan “dini inancı sebebiyle başını örtmesi” ibaresinin “başını örtmesi ya da örtmemesi de dahil olmak üzere” şeklinde ve “Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda ise devlet; kadının başını örtmesini engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alır” şeklinde değiştirilmesi öngörüldü.

AK Parti, MHP ve BBP’nin milletvekili sayısı TBMM Başkanı Mustafa Şentop oy kullanamadığı için 334’te kalıyor ve bu sayı değişikliğin Meclis’ten geçmesi için yeterli değil.

Böyle bir durumda seçimlerde cumhurbaşkanlığı, milletvekilliği seçim sandığının yanına “referandum” sandığı koyma planı yaptığı belirtilen Cumhur İttifakı’nın, muhalefetle yeni bir uzlaşma kapısını açmazsa, bu hedefe ulaşması zor görünüyor.

Paylaşın

ABD, Art Arda Silahlı Saldırılarla Sarsılıyor

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) California ve Iowa eyaletlerinde yaşanan silahlı saldırıların ardından bir saldırı haberi de Washington eyaletinden geldi. Silahlı bir saldırgan bir benzin istasyonunda 3 kişiyi vurarak öldürdü.

ABD dünyada sivillerin elinde bulunan silahların kişi sayısından fazla olduğu tek ülke. Son yıllarda yapılan farklı araştırmalara dayanılarak hazırlanan habere göre, her 100 kişiye 120,5 silah düşen ABD dünyada ilk sırada yer alıyor.

Falkland Adaları 100 kişiye 62 silah ile ikinci, yaklaşık 7 yıldır iç savaşın yaşandığı Yemen 100 kişiye 53 silah ile üçüncü sırada. Güney Kore ve Japonya gibi bazı ülkelerde ise bu oranın 0,2 gibi sıfıra yakın bir düzeyde.

Washington eyaletinin Yakima kasabasındaki bir benzin istasyonunda bulunan markete sabah karşı saat 03:30 sularında gelen 21 yaşındaki silahlı saldırgan markette bulunan iki kişiyi silahıyla vurarak öldürdü.

Daha sonra dışarı çıkan saldırgan burada da bir kişiyi vurdu. Polisin herhangi bir tartışma ya da benzeri olay izine rastlamadığını açıkladığı olayda 3 kişi hayatını kaybetti.

Polis yetkilileri 21 yaşındaki Jarid Haddock isimli saldırganın kaçtığını ve henüz yakalanamadığını açıkladı. Saldırganın hangi amaçla söz konusu yere gelip rastgele ateş açarak 3 kişiyi öldürdüğü henüz bilinmiyor. Polis, yaklaşık 97 bin kişinin yaşadığı ve halkının tarımla geçindiği bilinen bölgede yaşayanları dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Saldırganın olayın ardından yolun karşısına geçerek burada aracı içerisinde bulunan bir kişiye ateş ederek yolcu koltuğuna geçmeye zorladığı ve daha sonra içerisinde bu kişiyle birlikte aracı alarak kaçtığı belirtiliyor. Saldırganın çaldığı aracın içerisindeki kişinin durumu da bilinmiyor.

ABD Başkanı Joe Biden California’daki silahlı saldırıların ardından taziye açıklaması yapmış ve saldırı silahlarının satışının yasaklanmasıyla ilgili yasanın Kongre’den bir an önce geçmesi gerektiğini hatırlatmıştı.

Beyaz Saray’dan bugün yapılan açıklamada da Başkan Biden’a saldırılar hakkında bilgi verildiği, Biden’ın da toplumu güvenli hale getirebilmek için yapılması gereken çok fazla şey olduğunu söylediği belirtildi.

ABD’nin California ve Iowa eyaletlerinde yaşanan silahlı saldırılarda en az dokuz kişi öldü. ABD California Eyaleti San Mateo County bölgesinde düzenlenen silahlı saldırılarda yedi kişi ölürken, Iowa eyaletindeki silahlı saldırıda ise iki öğrenci hayatını kaybetti.

Paylaşın

Emek Ve Özgürlük İttifakı’ndan Dikkat Çeken “Ortak Aday” Açıklaması

Ankara’da “cumhurbaşkanlığı seçimi, parlamento seçimi, seçim süreci ve sandık güvenliği gündemleriyle” toplanan Emek ve Özgürlük İttifakı, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, “Mevcut iktidarı yenilgiye uğratacak, bu rejimin inşasını durduracak, demokratik ve emekten yana bir geleceği kuracak olan ittifakımız, seçim takvimini de göz önünde bulundurarak halkımızı seçeneksiz bırakmıyor” ifadelerine yer verdi.

Haber Merkezi / Açıklamanın devamında, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilkelerimize dayanarak belirleyeceğimiz adayımızın ismini, en geniş emek ve demokrasi güçleriyle sürdürülen müzakereler ve çalışan mekanizmalarımızın varacağı netice ışığında, kısa bir zaman içinde kamuoyu ile paylaşacağız” denildi.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bileşenleri Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nin (TÖP) Eş Başkanları, Başkanları ve Sözcüleri, Ankara’da “cumhurbaşkanlığı seçimi, parlamento seçimi, seçim süreci ve sandık güvenliği gündemleriyle” bir toplantı  gerçekleştirdi.

Toplantı sonrası yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Yürütülen tartışmalar neticesinde cumhurbaşkanlığı seçimlerine, doğrudan diyalog ve açık müzakere yöntemi ile gerçekleştirilebilecek görüşmelere tümden kapalı olunmamakla birlikte, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bileşenleri olarak üzerinde uzlaşı sağladığımız bir aday belirlemeye prensip olarak karar verdik.

Mevcut iktidarı yenilgiye uğratacak, bu rejimin inşasını durduracak, demokratik ve emekten yana bir geleceği kuracak olan ittifakımız, seçim takvimini de göz önünde bulundurarak halkımızı seçeneksiz bırakmıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilkelerimize dayanarak belirleyeceğimiz adayımızın ismini, en geniş emek ve demokrasi güçleriyle sürdürülen müzakereler ve çalışan mekanizmalarımızın varacağı netice ışığında, kısa bir zaman içinde kamuoyu ile paylaşacağız.

Parlamento seçimleriyle ilgili toplantımızda yürütülen tartışmalar sonucunda da Emek ve Özgürlük İttifakı’nın renkli, çoğulcu ve dinamik yapısını Meclis’te en geniş biçimde temsil edecek ve seçimlerden güçlü bir biçimde çıkacak formüller üzerindeki çalışmaların sürdürülmesi konusunda kararlığın altını çizdik.

Grev yasaklarının, siyasi yasakların, her alanda uygulanan baskının ve şiddetin artarak devam ettiği bir atmosferde, seçim süreci ve sandık güvenliğine dair tüm toplum kesimleriyle sürdürdüğümüz ortak çalışmaları hızlandırarak büyütme ve genişletme kararı aldık.”

Paylaşın

2023 Oscar Ödülleri’nin Adayları Belli Oldu

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) California merkezli Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi tarafından her yıl verilen ve Sinema dünyasının en prestijli ödülleri olan Oscar Ödülleri’nin adayları belli oldu. 

Bu sene 12 Mart’ta yapılacak törende En İyi Film dalında yarışacak filmler arasında ‘All Quiet on the Western Front”, “Avatar: The Way of Water” ve Top GunMaverick” de bulunuyor. Altın Küre ödüllü “Everything Everywhere All At Once” filmi, Oscar’da 11 adaylıkla öne çıktı.

Bu yıl 95’incisi düzenlenecek Akademi Ödülleri’nde TRT ortak yapımı “Hüzün Üçgeni (Triangle of Sadness)”, En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Orijinal Senaryo dallarında Oscar’a aday gösterildi.

En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Yabancı Dilde Film dallarında adaylar şöyle:

En İyi Film:

  • “All Quiet on the Western Front”
  • “Avatar: The Way of Water”;
  • “The Banshees of Inisherin”
  • “Elvis”
  • “Everything Everywhere All at Once”
  • “The Fabelmans”
  • “Tár”
  • “Top Gun: Maverick”
  • “Triangle of Sadness”
  • “Women Talking”

95 Los Angeles’taki Dolby Tiyatrosu’nda gerçekleşecek törende en iyi yönetmen adayları ise şöyle:

  • Martin McDonagh, “The Banshees of Inisherin”
  • Daniel Kwan ve Daniel Scheinert, “Everything Everywhere All at Once”
  • Steven Spielberg, “The Fabelmans”
  • Todd Field, “Tar”
  • Ruben Ostlund, “Triangle of Sadness”:

Ruben Östlund’un yönetmenliğini üstlendiği film, İngiliz Sinema ve Televizyon Sanatları Akademisi (BAFTA) tarafından bu yıl 76’ncı kez dağıtılacak olan “BAFTA Ödülleri”nde ise “En İyi Orijinal Senaryo”, “En İyi Casting” ve “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” dallarında da aday gösterildi.

Fransa, Almanya, Türkiye, İngiltere, İsveç, İsviçre, ABD ve Yunanistan ortak yapımı “Hüzün Üçgeni”, modellik yapan genç çift Carl ve Yaya’nın milyarder yolcuların bulunduğu süper lüks bir gemiyle çıktığı gezide başından geçenleri anlatıyor.

En İyi Kadın Oyuncu

  • Ana de Armas, “Blonde”
  • Cate Blanchett, “Tár”
  • Andrea Riseborough, “To Leslie”
  • Michelle Williams, “The Fabelmans”
  • Michelle Yeoh, “Everything Everywhere All at Once”.

En İyi Erkek Oyuncu:

  • Brendan Fraser, “The Whale”
  • Colin Farrell, “The Banshees of Inisherin”
  • Austin Butler, “Elvis”
  • Bill Nighy, “Living”
  • Paul Mescal, “Aftersun”

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu:

  • Angela Bassett, “Black Panther: Wakanda Forever”
  • Hong Chau, “The Whale”
  • Kerry Condon, “The Banshees of Inisherin”
  • Jamie Lee Curtis, “Everything Everywhere All at Once”
  • Stephanie Hsu, “Everything Everywhere All at Once”

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu

  • Brian Tyree Henry, “Causeway”
  • Judd Hirsch, “The Fabelmans”
  • Brendan Gleeson, “Banshees on Inisherin”
  • Barry Keoghan, “Banshees of Inisherin”
  • Ke Huy Quan, “Everything Everywhere All at Once.”

Uluslararası film adayları:

  • “All Quiet on the Western Front” (Almanya)
  • “Argentina, 1985” (Arjantin)
  • “Close” (Belçika)
  • “EO” (Polonya)
  • “The Quiet Girl” (İrlanda).

Özgün senaryo adayları

  • “Everything Everywhere All at Once”
  • “The Banshees of Inisherin”
  • “The Fabelmans”
  • “Tár”
  • “Triangle of Sadness”.

En iyi özgün müzik dalı:

  • Volker Bertelmann, “All Quiet on the Western Front”
  • Justin Hurwitz, “Babylon”
  • Carter Burwell, “The Banshees of Inisherin”
  • Son Lux, “Everything Everywhere All at Once”
  • John Williams, “The Fabelmans”.

En iyi animasyon film adayları

  • “Guillermo del Toro’s Pinocchio”
  • “Marcel the Shell With Shoes On”
  • “Puss in Boots: The Last Wish”
  • “The Sea Beast”
  • “Turning Red”.

Sinema uzmanları 2023’ün Oscar ödülleri açısından “en belirsiz” yıllardan biri olacağı konusunda hem fikir. Hem uzmanlarda hem de jüride gözlemlendiği belirtilen bu “kafa karışıklığının” başlıca nedeni olarak ise dış yapımların son dönemdeki başarısı gösteriliyor.

Yabancı yapımların her sene daha da başarılı olduğunun altını çizen Clayton Davis, “Bence bu başarılar artmaya devam edecek” diyor.

Alman yapımı “Nothing New in the West”in İngiliz Bafta Ödülleri’ndeki başarısı Oscar için de yüksek şansa sahip olduğunun en büyük işareti.

Tören, film endüstrisi için Covid-19 yıllarından biri olan ve Cineworld gibi devlerin bu sonbaharda iflas başvurusunda bulunduğu bir yılın ardından geliyor.

Her ne kadar sinema salonları “Avatar” ve “Top Gun” sayesinde dolmuş da olsa son senelerdeki kayıplarının sadece yüzde 70’ini karşılayabildikleri belirtiliyor.

James Cameron’ın Avatar efsanesinin ikinci bölümü geçtiğimiz hafta sonu gişede sembolik 2 milyar dolar hasılat sınırını geçti.

Geçen mayısta gösterime giren “Top Gun: Maverick” ise yaklaşık 1,5 milyar dolar kazandı.

Paylaşın

15 Milyonu Aşkın Suriyeli İnsani Yardıma Muhtaç

2022 yılında 15 milyon 300 bin Suriyelinin insani yardıma muhtaç durumda olduğu bildirildi. Bu bir önceki yıla göre yardıma muhtaç insan sayısının yüzde 5 artığını gösteriyor. Ülke içinde yerinden edilmiş 6,8 milyon Suriyelinin olduğu tahmin ediyor.

Haber Merkezi / On yılı aşkın süredir devam eden çatışmalar, Suriye’yi dünyanın en karmaşık acil durumlarından biriyle karşı karşıya bıraktı. Nüfusun üçte ikisi, kötüleşen ekonomik kriz, devam eden yerel düşmanlıklar, kitlesel yerinden edilme ve harap olmuş kamu altyapısı nedeniyle yardıma ihtiyaç duyuyor.

Dondurucu soğuklar ve şiddetli yağmurlarla birlikte sert kış ayları, yakıt kıtlığı ve ısınma araçlarının yeterli oranda olmaması, işleri daha da kötüleştiriyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), 2022 yılında 15,3 milyon Suriyelinin insani yardıma muhtaç durumda olduğunu duyurdu. Bu, bir önceki yıla göre yardıma muhtaç insan sayısının yüzde 5 artığını gösteriyor.

UNHCR’nin açıkladığı rakamlar ülkedeki kötüleşen koşulların açık bir kanıtı durumunda.

UNHCR, 236 bin kişiye battaniye ve kalın giysiler gibi kışlık erzak sağladığını bildirdi. 2022 yılında yardım ulaştırılanların yüzde 14’ü, Rakka kırsalı ve Deyrizor gibi daha önce teşkilatın yetki alanı dışında kalan bölgelerde.

Daha önce basına yansıyan haberler, Rakka ve Deyrizor kırsalında bulunan düzinelerce derme çatma kampta yaşayanların içinde bulunduğu kötü duruma dikkat çekmişti.

UNHCR, şu anda kuzeydoğu Suriye de dahil olmak üzere ülkede ülke içinde yerinden edilmiş 6,8 milyon Suriyeli olduğunu tahmin ediyor.

UNHCR ayrıca, yurtdışında yaşayan Suriyelilerin ‘gönüllü geri dönüşlerine’ ilişkin rakamlar da verdi. Buna göre 2022 yılında 50.966 kişi Suriye’ye geri döndü. Bunların 33.932’si (veya üçte ikisi) Türkiye’den döndü.

Paylaşın

Satürn’ün Uydusu Enceladus, Dünya Dışı Yaşam Barındırıyor Olabilir

Satürn’ün en büyük uydusu olan Titan’ın onda biri büyüklüğünde olan ve yaklaşık 500 kilometre çapında olan Enceladus’ta şaşırtıcı bir keşfe imza atıldı.  Donmuş bir gök cismi olan Enceladus, büyük bir yeraltı okyanusuna sahip.

Gök cisminin buzlu kabuğunun üzerinde yumuşak ve tüy benzeri malzemeler tespit edildi. Bilim insanları, bunların kar benzeri parçacıklar olduğunu söylüyor.

Öte yandan gök cismi, Güneş’ten çok uzakta yer aldığı için bu okyanusların üstü kalın bir buz tabakasıyla örtülü.

Ancak yeni araştırmaya göre bu okyanusu örten tek tabaka, buz tabakası değil. Cismin yüzeyi aynı zamanda kar benzeri yumuşak parçacıklarla dolu.

Bu parçaların, gök cisminin derinliklerine uzanan devasa buzlu gayzerlerden fışkırdığı düşünülüyor. Buna göre söz konusu fışkırmalar, yüzeyde çok miktarda yumuşak parça biriktirdi.

Gayzerlerden fışkıran daha küçük ve hafif parçacıkların da uzaya fırlatıldığı ve Satürn’ün devasa halkalarına katkıda bulunduğu belirtiliyor.

Hakemli bilimsel dergi Icarus’ta yayımlanan bulgular gök cisminde tahmin edildiğinden daha fazla tektonik aktivite olduğu anlamına geliyor.

Öte yandan araştırmacılar, bu yumuşak parçaları kar olarak adlandırmak yerine “regolit” diye tanımladı.

ABD’deki Ulusal Hava ve Uzay Müzesi’nden gezegen bilimci Emily Martin, bunlara “bildiğimiz anlamıyla kar denemeyeceğini” belirtti.

Aynı zamanda araştırmanın da başyazarı olan Martin, “Enceladus’un yüzeyinde tespit ettiğimiz malzeme, Dünya’daki karın aksine atmosferden üretilmedi” ifadelerini kullandı:

Ancak, bu parçacıkların yüzeye düşme şekli karı andırıyor ve bence uygun bir benzetme.

Bunun yanı sıra Enceladus’taki yumuşak malzemenin Dünya’daki karla aynı bileşime sahip olmama ihtimali de var.

Fütürizm’e konuşan Martin, “Bu malzemenin fiziksel özellikleri halen tam olarak anlaşılamadı” dedi.

Gökbilimcilere göreyse Enceladus’taki bu tuhaflıkların daha iyi anlaşılması son derece önemli.

Zira uyduyu kaplayan okyanusta yaşamın oluşması için gereken materyallerin bolca bulunduğu tahmin ediliyor.

Bu da Enceladus’un mikroskobik ölçeklerde de olsa Dünya dışı yaşam barındırabileceği anlamına geliyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Demirtaş, Erdoğan’ın Üçüncü Kez Aday Olmasına İtiraz Edecek

Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olmasına itiraz edeceğini açıklayan Demirtaş, “Erdoğan’ın yasa dışı ve gayrı meşru bir aday olarak seçime girmesi sağlanabilir ama pirupak bir aday olarak asla” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Erdoğan’ın adaylığına karşı Yüksek Seçim Kurulu’na itiraz dilekçesi sunacağım. Erdoğan kral mı ki yasalar onu bağlamıyor? Kusura bakmayın, ben kralını tanımam.”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla kullandığı sosyal medya hesabından, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olmasına ilişkin açıklama yaptı.

Demirtaş, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Erdoğan hem diploması olmadığı için hem de olsa bile üçüncü kez cumhurbaşkanı olamayacağından, adaylığı yasaya aykırı ve gayrı meşrudur. Yüksek Seçim Kurulu’nun Erdoğan’ın adaylığını kabul etmesi bu gerçeği değiştirmez. Sadece, Yüksek Seçim Kurulu bir suça daha ortak olur.

Erdoğan’ın yasa dışı ve gayrı meşru bir aday olarak seçime girmesi sağlanabilir ama pirupak bir aday olarak asla. Erdoğan’ın adaylığına karşı Yüksek Seçim Kurulu’na itiraz dilekçesi sunacağım. Erdoğan kral mı ki yasalar onu bağlamıyor? Kusura bakmayın, ben kralını tanımam.”

Paylaşın