Finlandiya: Türkiye, Güncel Bir İade Listesi Göndermedi

Finlandiya Radyosu Yle’ye konuşan Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyelikleri konusunda Türkiye’nin kendilerine güncellenmiş bir iade listesi göndermediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “130 civarında teröristleri bize vermeniz lazım dedik. Maalesef yapamadılar” açıklamasını değerlendiren Haavisto, bunun ‘Stockholm’deki kuklalı Erdoğan protestosuyla’ ilgili olduğunu kaydetti. Haavisto, “Bu kesinlikle son birkaç gündür yaşanan olaylara bir tepkiydi” dedi.

Erdoğan, “(İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği) Meclis’ten bunun geçmesi için her şeyden önce 100’ü aşkın 130 civarında, listeleri de verip, bu teröristleri bize vermeniz lazım dedik. Bunlar maalesef bunu yapamadılar” ifadesini kullanmıştı.

Türkiye ve ABD arasında yapılması beklenen F-16 anlaşmasının NATO üyelik sorunun çözümünde rol oynayacağını belirten Haavisto, “Bu anlaşması gerçekleşirse, düğümün çözülmesinin bir parçası olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Ne olmuştu?

Öte yandan İsveç’in başkenti Stockholm’de PKK destekçileri tarafından düzenlenen gösterilerde yaşananlar, iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir gerilim yaratmıştı.

İsveç gazetesi Aftonbladet’e konuşan Savcı Lucas Eriksson, yapılanların İsveç yasalarına aykırı olmadığını söylemişti.

Eriksson, “Dosya, masama hakaret diye geldi, ancak ben hakaret teşkil edecek ağırlıkta bir şey göremedim. Bu yüzden de bir ön soruşturma başlatmama kararı aldım” demişti.

Stokholm’de geçen hafta PKK destekçisi oldukları belirtilen bir grup, belediye binasının önünde toplanarak, Erdoğan’a benzetilen bir kuklayı ters olarak asmıştı. Eylem, Ankara’nın tepkisini çekerken, İsveç Büyükelçisi de Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmıştı.

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, eylem hakkında, “NATO üyeliği başvurusuna karşı sabotaj olarak tasarlandı” diye konuşmuştu.

İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye ile imzaladıkları üçlü muhtırada verdikleri sözleri yerine getirdiği konusunda bir şüphesinin olmadığını belirten Kristersson, “Müzakerelerde büyük bir değişim olduğunu düşünmüyorum” demişti.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için Türkiye’nin onayı gerekiyor. Finlandiya ve İsveç, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından mayısta NATO üyeliği için başvuru yapmıştı.

Türkiye, iki kuzey ülkesinin Ankara’nın terör örgütü olarak tanımladığı gruplara tolerans gösterdiğini belirterek, üyeliğe şerh düşmüştü.

Türkiye ve Macaristan dışında tüm NATO ülkeleri, iki ülkenin katılım protokollerini ulusal meclislerinden geçirdi.

Paylaşın

NATO Üyeliği Süreci: İsveç Başbakanı Kristersson’dan Yeni Açıklama

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyeliği için Türkiye ile müzakerelerde hala iyi bir pozisyonda olduklarını söyledi. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için Türkiye’nin onayı gerekiyor.

Reuters’ın aktardığına göre İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye ile imzaladıkları üçlü muhtırada verdikleri sözleri yerine getirdiği konusunda bir şüphesinin olmadığını belirten Kristersson, “Müzakerelerde büyük bir değişim olduğunu düşünmüyorum” dedi.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için Türkiye’nin onayı gerekiyor. Finlandiya ve İsveç, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından mayısta NATO üyeliği için başvuru yapmıştı.

Türkiye, iki kuzey ülkesinin Ankara’nın terör örgütü olarak tanımladığı gruplara tolerans gösterdiğini belirterek, üyeliğe şerh düşmüştü.

Türkiye ve Macaristan dışında tüm NATO ülkeleri, iki ülkenin katılım protokollerini ulusal meclislerinden geçirdi.

İsveç, kriz yaratan eylemle ilgili soruşturma açmayacak

Öte yandan İsveç’in başkenti Stockholm’de PKK destekçileri tarafından düzenlenen gösterilerde yaşananlar, iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir gerilim yaratmıştı.

İsveç gazetesi Aftonbladet’e konuşan Savcı Lucas Eriksson, yapılanların İsveç yasalarına aykırı olmadığını söyledi.

Eriksson, “Dosya, masama hakaret diye geldi, ancak ben hakaret teşkil edecek ağırlıkta bir şey göremedim. Bu yüzden de bir ön soruşturma başlatmama kararı aldım” dedi.

Ne olmuştu?

Stokholm’de geçen hafta PKK destekçisi oldukları belirtilen bir grup, belediye binasının önünde toplanarak, Erdoğan’a benzetilen bir kuklayı ters olarak asmıştı. Eylem, Ankara’nın tepkisini çekerken, İsveç Büyükelçisi de Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmıştı.

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, eylem hakkında, “NATO üyeliği başvurusuna karşı sabotaj olarak tasarlandı” diye konuşmuştu.

Paylaşın

Taliban Yönetimindeki Afganistan’da Başları Kapalı Plastik Mankenler Dönemi

Ağustos 2021’de Afganistan’da yönetimi ele geçirdikten kısa süre sonra, Taliban’ın İyiliği Emredip Kötülüklerden Sakındırma Bakanlığı, tüm mankenlerin vitrinlerden kaldırılması ya da kafalarının koparılması talimatını verdi.

Bakanlık bu uygulamayı, mankenlerin put gibi göründükleri gerekçesiyle yapıldığını belirtiyor. Uygulama aynı zamanda Taliban’ın kadınları toplumdan soyutlama çabalarının bir parçası olarak da görülüyor.

Afganistan’ın başkenti Kabil’de kadın giyim mağazalarında başları plastik poşetlerle kapatılmış şekilde mankenler dikkat çekiyor. Vitrindeki kadınların bile başlarının kapatılması Afgan halkı üzerindeki baskının bir işareti olarak da değerlendiriliyor.

Taliban, kız öğrencilere üniversiteyi yasakladığı için halihazırda uluslararası alanda sert eleştirilerin hedefinde.

Ağustos 2021’de yönetimi ele geçirdikten kısa süre sonra, Taliban’ın İyiliği Emredip Kötülüklerden Sakındırma Bakanlığı, tüm mankenlerin vitrinlerden kaldırılması ya da kafalarının koparılması talimatını verdi.

Bakanlık bu uygulamayı, mankenlerin put gibi göründükleri gerekçesiyle yapıldığını belirtiyor.

Uygulama aynı zamanda Taliban’ın kadınları toplumdan soyutlama çabalarının bir parçası olarak da görülüyor.

Giysi satıcılarının bazıları bu talimata uyarken bir kısmı kabul etmiyor.

Kıyafetlerini düzgün bir şekilde sergileyemeyeceklerinden ya da pahalı mankenlere zarar vermek zorunda kalacaklarından şikayetçiler.

Taliban bunun üzerine dükkan sahiplerinin mankenlerin başlarını örtmelerine izin verdi.

Dükkan sahipleri Taliban’a itaat etmekle müşteri çekmeye çalışmak arasında denge kurmak zorunda.

Bu durum özellikle kadın kıyafetleri satan Meryem Lisesi Caddesi’nde göze çarpıyor.

Mağaza vitrinleri ve showroomlar, renk ve dekorasyonla parıldayan gece elbiseleri ve elbiselerin içindeki cansız mankenlerle dolu. Hepsine de çeşitli şekillerde baş örtüleri takmış.Örneğin bir dükkanda mankenlerin başları, üzerlerindeki geleneksel elbiselerle aynı malzemeden yapılan özel çuvallarla örtülü.

Deniz kabuğuyla bezenmiş mor elbise giyen bir mankenin başında ise yine kıyafetine uygun mor bir başlık bulunuyor.

Altın işlemeli kırmızı elbiseli bir diğeri, yine başındaki altın taçla kırmızı kadifeden bir maske içinde ahenkli hale getirilmiş.

Dükkan sahibi Beşir, AP’ye yaptığı açıklamada “Mankenlerin başlarını plastik çirkin şeylerle kaplayamam çünkü bu vitrini ve dükkanı çirkin gösterir.” diyor.

Beşir, satışlarının eskisinin yarısı kadar olduğunu söylüyor:

“Düğün, abiye ve geleneksel kıyafetler satın almak artık insanlar için öncelik değil. İnsanlar daha ziyade karnını doyurmayı yiyecek bulmayı ve hayatta kalmayı düşünüyor.”

Bir başka dükkan sahibi Hakim de mankenlerinin başına alüminyum folyo geçirmiş. Bunun ürünlerine ayrı bir parlaklık kattığını düşünüyor:

“Tehdit ve yasakları fırsata çevirdim. Mankenlerin eskisinden daha da çekici olması için bunu yaptım.”

Bir başka mağazada ise kolsuz elbiseler giyen mankenlerin tamamının başına siyah plastik çuvallar geçirilmiş. Dükkan sahibi daha fazlasına maddi olarak gücünün yetmeyeceğini söylüyor.

Aziz isimli bir başka dükkan sahibi ise ahlak polisinin mankenlerin başlarının kesildiğinden ya da örtüldüğünden emin olmak için düzenli olarak dükkan ve alışveriş merkezlerinde devriye gezdiğini belirtiyor.

“Mankenler de esir alınmış durumda”

Bu arada Meryem Lisesi Caddesi’nde alışveriş yapan ve adının Rahime olduğunu söyleyen bir kadın, başları çeşitli şekillerde kapatılan mankenlere bakıp hissiyatını şu sözlerle dile getiriyor:

“Onları gördüğümde, bu mankenlerin de hapsedildiğini hissediyorum ve içimi bir korku kaplıyor. Bu vitrinlerin arkasında kendimi, tüm haklarından mahrum bırakılmış bir Afgan kadını görüyormuşum gibi hissediyorum.”

Taliban, iktidarı ele geçirdikten sonra 1990’lardaki ilk iktidarları döneminde olduğu gibi topluma aynı sert kuralları dayatmayacağı güvencesini vermişti.

Ancak aradan geçen 1,5 yılda özellikle kadınlar üzerindeki baskı arttı.

Kadınların ve kız çocuklarının altıncı sınıftan sonra okula gitmeleri yasaklanırken, dışarıdayken yüzlerini örtmeleri talimatı verildi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Mahsa Amini Protestoları: Hayatını Kaybedenlerin Sayısı 524’e Yükseldi

İran’da ‘tesettüre uygun olmayan’ giyimi gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Amini’nin ölümü sonrası başlayan protestolarda şu ana kadar en az 524 kişinin hayatını kaybettiği duyuruldu.

Haber Merkezi / Tahran merkezli İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı (HRANA), Mahsa Amini protestoları sırasında hayatını kaybeden ve gözaltına alınıp tutuklanan kişilerle ilgili güncel verileri paylaştı.

Buna göre, protestoların başladığı 17 Eylül 2022’den bu yana İran’da toplam bin 255 protesto gösterisi düzenlendi. Protestolar sırasında toplam 524 kişi hayatını kaybederken, bu kişilerin 71’i çocuktu.

HRANA verileri, protestolar sırasında 68 “rejim kuvveti” mensubunun da hayatını kaybettiğini ortaya koydu.

HRANA’ya göre, 15 Ocak itibariyle protestolarla bağlantılı olarak toplam 19 bin 401 kişi gözaltına alındı ve/veya tutuklandı. Bu kişilerin 713’ü öğrenciydi.

Protestolarla bağlantılı olarak 724 kişinin mahkemelerce mahkum edildiğini ve toplam 11 bin 721 ay hapis cezası verildiğini kaydeden HRANA, şimdiye kadar dört protestocunun idam edildiğini hatırlattı.

Buna göre, 107 protestocu da idam cezası alma riskiyle karşı karşıya.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

Ne olmuştu?

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete gelen Mahsa Amini erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlak polisince gözaltına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

Devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olduğunu yalanladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Mahsa Amini’nin ahlak polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.

Şu ana kadar Tahran, Senendec, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Bender Abbas, Abadan, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zencan, İlam, Mazenderan, Hemedan başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler düzenlendi. Birçok noktada eylemciler ile güvenlik güçleri arasında şiddetli arbede yaşandı.

Paylaşın

Rusya’nın Dnipro’ya Düzenlediği Füze Saldırısında Can Kaybı 35’e Yükseldi

Rusya’nın Ukrayna’nın doğusundaki Dnipro kentinde düzenlediği füze saldırısında en az 35 kişinin hayatını kaybettiği, 75 kişinin de yaralandığı açıklandı. 14’ü çocuk olmak üzere 39 kişi enkazdan kurtarılırken yaklaşık 35 kişinin enkaz altında olduğu tahmin ediliyor. 

Dnipropetrovsk Bölgesel Askeri İdaresi Başkanı Valentyn Reznichenko, Rusya güçlerinin Ukrayna’nın Dnipro kentinde dokuz katlı bir apartmana yönelik füze saldırısı hakkında son bilgileri paylaştı.

CNN International’ın aktardığına göre, saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısı 35’e yükseldi. 14’ü çocuk olmak üzere 39 kişi enkazdan kurtarılırken yaklaşık 35 kişinin enkaz altında olduğu tahmin ediliyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski de saldırıyla ilgili bir açıklama yapmış, Rusya’nın füze saldırısında hayatını kaybedenlerin sayısının 30’a yükseldiğini açıklamıştı.

Gece paylaştığı görüntülü mesajında halka seslenen Ukrayna Devlet Başkanı, kayıp 30 kişi için enkaz alanında arama-kurtarma çalışmalarının sürdüğünü söylemişti. Zelenski, “Kurtarma operasyonu, bir canı kurtarmak için en ufak bir umut olduğu sürece devam edecektir” demişti.

Dnipro Belediye Başkanı Boris Filatov, saldırının üstünden bir gün geçmişken binalarda canlı birinin bulunmasının düşük ihtimal olduğunu söylemişti.

“Donbass’ta sıcak çatışmalar sürüyor”

Dünkü mesajında savaşın ülkenin doğu ve güney bölgelerindeki gidişatı hakkında da bilgi veren Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Donbass bölgesinde sıcak çatışmaların sürdüğünü söyledi.

Özellikle en yoğun çatışmaların Luhansk ve Donetsk bölgelerinde yaşandığına dikkati çeken Zelenski, “Savaş, Soledar, Bahmut ve tüm Donetsk bölgesi için Luhansk bölgesi için tek bir mola vermeden, tek bir duraklama olmadan devam ediyor” dedi.

Rusya’yı sivillere yönelik saldırılar düzenlemekle suçlayan Zelenski, Rusya’ya yaptırımların arttırılması için çalışmaya devam ettiklerini kaydetti.

Rusya’dan açıklama

Rusya, saldırıda Ukrayna’ya ait askeri tesisler ve enerji altyapısının hedef alındığını açıkladı.

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ise bu tip saldırıların insanlık dışı olduğunu söyledi. Morawiecki, “Rusya bilinçli olarak savaş suçları işlemeye devam ediyor” dedi.

Rusya, Ukrayna’da Cumartesi günü Kiev, Harkiv ve Odesa’da da hava saldırıları düzenlemişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’daki operasyonlarının planlandığı gibi ilerlediğini söyledi.

Rusya ve Belarus bugün ortak tatbikata başlayacak. Belarus Savunma Bakanlığı tatbikatın savunma amaçlı olduğunda ısrarlı ancak Batı’da, Rusya’nın Ukrayna’nın işgaline katılması içine Belarus’a baskı yaptığına dair endişeler artıyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Pazar günü yaptığı açıklamada, Batılı müttefiklerinin Ukrayna’ya daha fazla ağır silah yardımı yapacağını söyledi.

Stoltenberg, Alman basınına yaptığı açıklamada da, “Ağır savaş teçhizatı için son taahhütler önemli ve yakın gelecekte daha fazlasını bekliyorum” dedi.

İngiltere Ukrayna’ya Challenger 2 tanklarından verme kararı almış, Rusya bunun daha yoğun operasyonlara ve sivil ölümlere yol açabileceğini vurgulayarak kararı eleştirmişti.

Paylaşın

Afganistan’da En Az 20 Kişi Donarak Yaşamını Yitirdi

Dondurucu soğukların etkili olduğu Afganistan’da en az 20 kişi donarak hayatını kaybetti. Afganistan’da, ekonomik kriz nedeniyle kış mevsiminde odun ve kömür alamayan dar gelirli büyük bir kesim bulunuyor.

Özellikle kırsal kesimlerde resmi kayıt tutma konusundaki eksiklik de benzeri can kayıplarının sayısının daha yüksek olduğu ihtimalini artırıyor.

Özellikle kış mevsiminde olumsuz hava koşulları nedeniyle yaşanan ulaşım zorlukları, insani yardım kuruluşlarının muhtaç ailelere yardım götürmesini de güçleştiriyor.

TOLOnews haber kanalının haberine göre, Badgis ve diğer vilayetlerinde en az 4 bin büyükbaş hayvan da soğuk sebebiyle yaşamını yitirdi.

Kanala konuşan yurttaşlardan Herat sakini Hüseyin, İran’a geçmek üzereyken soğuk hava sebebiyle donma tehlikesi atlattığını ve bu sebeple hastaneye kaldırıldığını söyledi: “Kar yağışı başladığında dört saattir yoldaydık ve daha fazla hareket edemedik.”

Herat Bölgesel Hastanesi’nin paylaştığı verilere göre, en az 70 kişi hipotermi sebebiyle hastaneye başvurdu.

Yerel yöneticiler de Badgis vilayetinde en az beş kişinin hayatını kaybettiğini ve bu kişilerin hepsinin çoban olduğunu söyledi.

Badgis Valiliği Sözcüsü Ahmet Hanzala, “Bir çoban ve dört çocuk hipotermi sonucu hayatını kaybetti” açıklamasını yaptı.

Yerel yetkililerin açıklamasına göre, Host’ta beş kişi, Faryab vilayetinde iki kişi ve Cevzcan vilayetinde iki kişi soğuktan öldü.

Soğuk havalar ve kar yağışları sebebiyle çok sayıda vilayette binlerce hektarlık tarım alanı ve sera da zarar gördü.

Anadolu Ajansı (AA) ise Afganistan basınına dayandırdığı haberinde, ülkedeki hava koşulları sebebiyle yaşanan can kaybını 24 olarak açıkladı. Buna göre, Badgis’de 4’ü çocuk 5, Herat ve Bağlan’da 9, Host’ta 5, Faryab’da 2, Cüzcan’da 2 ve Sar-e Pol’da 1 kişi donarak yaşamını yitirdi.

Afganistan’da, ekonomik kriz nedeniyle kış mevsiminde odun ve kömür alamayan dar gelirli büyük bir kesim bulunuyor.

Özellikle kırsal kesimlerde resmi kayıt tutma konusundaki eksiklik de benzeri can kayıplarının sayısının daha yüksek olduğu ihtimalini artırıyor.

Özellikle kış mevsiminde olumsuz hava koşulları nedeniyle yaşanan ulaşım zorlukları, insani yardım kuruluşlarının muhtaç ailelere yardım götürmesini de güçleştiriyor.

Paylaşın

Mahsa Amini Protestoları: Can Kaybı 522’e Yükseldi

İran’da ‘tesettüre uygun olmayan’ giyimi gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Amini’nin ölümü sonrası başlayan protestolarda şu ana kadar en az 522 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Haber Merkezi / Protestolardaki can kaybına ilişkin veri, ABD merkezli İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı (HRANA) tarafından yayımlandı. Ajans, gösterilerde ölenlerin 70’inin 18 yaşın altında olduğunu bildirdi. Hayatını kaybeden 522 kişi arasında 68 de polis ve güvenlik görevlisi bulunuyor.

HRANA, protestolarda yaklaşık 20 bin kişinin tutuklandığını belirtti. Bu kişilerden 110’una yönelik suçlamaların İran’daki yasalara göre idama varan cezalar öngördüğü ifade edildi.

İran’da Eylül ayı ortasında Amini’nin ölümüyle başlayan ve kısa sürede iktidar karşıtı gösterilere dönüşerek ülke geneline yayılan protestolara on binlerce kişi katıldı. Protestolar sırasında İran genelinde 160’ı aşkın kentte gösteri düzenlendi.

İran, protestolardaki can kaybı ve tutuklama sayılarına ilişkin resmi bir açıklama yapmıyor. Rejim, HRANA tarafından açıklanan verileri de şu ana kadar yalanlamadı.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

Ne olmuştu?

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete gelen Mahsa Amini erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlak polisince gözaltına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

Devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olduğunu yalanladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Mahsa Amini’nin ahlak polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.

Şu ana kadar Tahran, Senendec, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Bender Abbas, Abadan, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zencan, İlam, Mazenderan, Hemedan başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler düzenlendi. Birçok noktada eylemciler ile güvenlik güçleri arasında şiddetli arbede yaşandı.

Paylaşın

Ukrayna – Rusya Savaşı: Füze Saldırısında 20 Kişi Hayatını Kaybetti

Ukrayna’nın güneyindeki Dnipro’da bulunan dokuz katlı bir apartman roketli saldırıya hedef oldu. 20 kişinin hayatını kaybettiği ve şu ana kadar 38 kişinin enkaz altından çıkarıldığı apartmandaki arama çalışmaları sürüyor.

Rusya, Ukrayna’ya yönelik iki füze saldırısı gerçekleştirdi. Bir apartmanın isabet aldığı Dnipro’da aralarında 15 yaşında bir çocuğun da olduğu en az 20 sivil hayatını kaybetti.

AFP haber ajansının haberine göre, Dnipropetrovsk Valisi Valentyn Reznichenko, Telegram hesabından bir açıklama yaparak dokuz katlı apartmana yönelik füze saldırısında en az 20 kişinin öldüğünü duyurdu. Reznichenko, “49 kişinin akıbetinin ne olduğunun ise bilinmediğini” kaydetti.

Dnipropetrovsk Valisi, konuyla ilgili ilk açıklamasında, saldırıda 73 kişinin de yaralandığını, saldırının ardından olay yerine gelen arama kurtarma ekiplerinin bölgedeki çalışmalarının sürdüğünü söylemişti.

The Guardian gazetesinin aktardığına göre, Ukraynalı yetkililer Rusya’nın saldırılarının ülkenin enerji altyapısını hedef aldığını söyledi.

The Guardian muhabiri Isobel Koshiw de bölgeden görüntü paylaşarak saldırıda 20 kişinin öldüğünü, 73 kişinin yaralandığını, 37 kişinin kayıp olduğunu ve 400’den fazla kişinin evlerinden olduğunuz yazdı.

Arama kurtarma çalışmaları sürüyor

Dün öğle saatlerinde Ukrayna’nın güneyindeki Dnipro’da dokuz katlı bir apartmana roket isabet etti.

Saldırıyla ilgili açıklama yapan Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkan Vekili Kyrylo Tymoshenko, arama kurtarma ekiplerinin enkaz altında kalanları kurtarmak için çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti.

20 kişinin öldüğü ve şu ana kadar 38 kişinin enkaz altından çıkarıldığı apartmandaki arama çalışmaları sürüyor.

Zelenski’den saldırıya tepki

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Rusya güçlerinin dün Dnipro’ya düzenlediği saldırıya tepki gösterdi.

Saldırı sonucu dokuz katlı bir konutun yıkıldığını teyit eden Zelenski, füze saldırısını “terör saldırısı” olarak niteledi. Zelenski, Rusya kuvvetlerinin 14 Ocak’ta fırlattığı 30’a yakın füzeden 20’den fazlasının Ukrayna hava savunma kuvvetlerince imha edildiğini de kaydetti.

Rusya Kiev’e de saldırı düzenlemişti

Ukrayna’nın başkenti Kiev’in Belediye Başkanı Vitali Kliçko, Dnipro’da 14 Ocak’ta sabah saatlerinde patlama seslerinin duyulduğunu bildirmişti.

Kiev’in Holosiyiv semtine de füze parçalarının düştüğünü kaydeden Kliçko, bu semtte can kaybının olmadığını belirtmişti.

Rusya güçlerinin Ukrayna’nın çeşitli bölgelerine yönelik füze saldırılarında enerji altyapıları da hasar aldığı için özellikle Harkiv ve başkent Kiev bölgelerinde elektrik kesintileri meydana gelmişti.

Öte yandan bir Rus televizyonunda konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’daki operasyonlarının planlandığı gibi ilerlediğini söyledi: Her şey Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın hazırladığı gibi ilerliyor.

Paylaşın

Peru’da 30 Gün “Olağanüstü Hal” İlan Edildi

Peru hükümet, Lima ve çevre iller Cusco, Callao ve Puno da 30 günlüğüne Olağanüstü Hal (OHAL) ilan ettiğini açıkladı. Peru Silahlı Kuvvetlerinin de protestoların şiddeti ve durumuna göre, polise destek için meydanlara inebileceği değerlendiriliyor.

Göstericiler, Pedro Castillo’nun görevinden azledilmesinin ardından göreve getirilen Cumhurbaşkanı Dina Boluarte’nin istifasını, erken seçime gidilmesini ve Kongre’nin kapatılmasını talep ediyor.

Güney Amerika ülkesi Peru’da Cumhurbaşkanı Pedro Castillo’nun görevinden azledilip hapishaneye gönderilmesinin ardından başlayan protestolar başkent Lima da dahil pek çok şehirde devam ediyor.

Protestolar ve protestoculara yönelik polis ve asker şiddeti devam ederken, Peru hükümet, Lima ve çevre iller Cusco, Callao ve Puno da 30 günlüğüne olağanüstü hâl (OHAL) ilan ettiğini açıkladı.

Resmi Gazete’de dün (14 Ocak) yayınlanan ve güvenlik güçlerine olağanüstü yetkiler veren karar kapsamında ülke içerisinde toplanma, kişi hürriyeti ve anayasal konut dokunulmazlığı askıya alınıyor.

Peru Silahlı Kuvvetlerinin de protestoların şiddeti ve durumuna göre, polise destek için meydanlara inebileceği değerlendiriliyor.

Göstericiler, Pedro Castillo’nun görevinden azledilmesinin ardından göreve getirilen Cumhurbaşkanı Dina Boluarte’nin istifasını, erken seçime gidilmesini ve Kongre’nin kapatılmasını talep ediyor.

Cumhurbaşkanı Boluarte, 13 Ocak akşamı devlet televizyonunda bir açıklama yaparak istifa etmeyeceğini duyurmuştu. İstifa çağrılarını “şiddet uygulayan, radikal hiziplerden gelen bazı sesler” olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı, “İstifa etmeyeceğim. Peru’ya bağlıyım” demişti.

Peru basınına göre, hükümet karşıtı gösterilerde 11 Aralık 2022’den bu yana 48 kişi hayatını kaybetti, yaralı sayısı ise 700’ü geçti.

Hükümet ise eylemlerde 42 kişinin yaşamını yitirdiğini açıkladı.

Ne olmuştu?

Peru Cumhurbaşkanı Pedro Castillo, hükümeti devirmekle suçladığı Kongre tarafından “kalıcı ahlaki yetersizlik” suçlamasıyla görevinden azledildi.

Castillo’nun görevinden alınması yönündeki karar, 7 Aralık’taki genel kurul toplantısında altı aleyhte, 10 çekimser oya karşı 101 lehte oyla alındı.

Kongrede Castillo’nun görevden azledilmesi kararına gerekçe olarak “kamu fonksiyonlarını gasp etmeye, devlet yetkilerinin işleyişini engellemeye ve siyasi anayasa tarafından kurulan düzeni ihlal etmeye çalışmak” gösterildi.

Pedro Castillo, Kongreyi feshetme ve ulusal acil durum hükümeti kurma kararının ardından polis tarafından gözaltına alındı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Boluarte, Castillo’nun görevinden alınmasının ardından ülkenin yeni cumhurbaşkanı olarak 8 Aralık’ta yemin etti.

Castillo’nun 7 Aralık’ta azledilmesinin ardından göreve gelen Dina Boluarte, 11 Aralık’ta yaptığı açıklamada, “ülke için sağlıklı olmayan siyasi bir çatışma olduğunu” söylemiş, erken seçim önerisinde bulundu:

“Birkaç gün içinde Kongreye erken seçim önerisini getireceğim, cumhurbaşkanı olarak görevim çoğunluğun iradesine uymaktır.”

Boluarte’nin seçimlerin 2026 yerine Aralık 2023’te yapılması önerisi Kongre’de yapılan oylamada reddedildi.

Eski Cumhurbaşkanı Pedro Castillo, 18 ay süreyle “önleyici” bir tedbir olarak tutuklu yargılanıyor.

Paylaşın

Nepal’de Son 30 Yılın En Kötü Hava Kazası: En Az 68 Ölü

Nepal’in başkenti Katmandu’dan Pokhara’ya gitmek üzere havalanan Yeti Havayolları’na ait ATR 72 yolcu uçağı Seti Nehri Vadisi yakınlarında düştü. Yetkililer kazada en az 68 kişinin hayatını kaybettiğini bildirildi.

Katmandu Post gazetesinin haberine göre, Yeti Hava Yolları Sözcüsü Sudarshan Bartaula, uçağın 68 yolcu ve 4 kişilik mürettebatı taşıdığını belirtti. Sudarshan Bartaula, uçağın yolcuları arasında Nepal vatandaşı olmayan 15 kişi ile iki bebeğin de bulunduğu bilgisini paylaştı.

Buna göre, uçakta bir Avustralya, bir Fransa, bir Arjantin, dört Rusya, beş Hindistan, iki Güney Kore ve bir İrlanda vatandaşı da bulunuyordu.

The Guardian gazetesinin haberine göre, Ordu Sözcüsü Krishna Bhandari, ilk belirlemelere göre, kazada en az 40 kişinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu. “Daha fazla cesede ulaşmayı beklediklerini” kaydeden Krishna Bhandari, “uçağın parçalara ayrıldığını belirtmişti.

Uçağın düşmesinin ardından yüzlerce kişiden oluşan arama kurtarma ekipleri bölgeye gitti. Nepal Başbakanı Pushpa Kamal Dahal da kazayla ilgili açıklama yaparak güvenlik güçlerinden ve halktan bölgedeki arama kurtarma çalışmalarına destek olmalarını istedi.

Devlet televizyonun yayınladığı görüntülerde, Himalaya Dağları’nın eteğindeki sarp bölgede düşen uçaktan alev ve dumanların çıkması yer aldı.

Konu hakkında açıklama yapan yerel yöneticilerden Gurudutta Dhakal, bölgeye ulaşan ekiplerin uçağın enkazında çıkan yangını söndürmeye çalıştığını aktardı: “Tüm ekipler, önce yangını söndürmeye ve yolculara kurtarmaya odaklanmış durumda.”

Paylaşın