Özel’den Filistin İçin “Deniz Gezmiş” Mesajı

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Lideri Özgür Özel, “Dün Filistin’de olacaktım ama hafta sonu yaşanan saldırılardan sonra hava sahalarının kapatılması ziyaretimizi ertelememize neden oldu. En kısa zamanda Filistin’e giderek, 33 bin kaybın dünyaya duyurulmasını sağlayacağız” dedi ve ekledi:

“Bize düşen Bülent Ecevit’in Arafat’la kurduğu ilişki ve Deniz Gezmiş’in Filistin davasına sahip çıkmaktır… Yarın grubumuzdan 6 arkadaşımızın da görevli olduğu Avrupa Karma Parlamento Meclisi’nde bir konuşma yapacağım. Konuşmamın özünde Filistin’de yaşananlar ve İsrail’in mezalimi olacak.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart Yerel Seçimleri’nin ardından ilk kez partisinin grup toplantısında konuştu. Özel’in açıklamalarından başlıklar şöyle:

“Bugün tarihi bir toplantı gerçekleştiriyoruz. Bu mutluluğu elbette çok kişiye borçluyuz saya saya bitmez. Baba ocağının bacasını tüttürenlere selam olsun… Cumhuriyet Hak Partisi olarak bize oy veren kimseyi pişman etmeyeceğimize söz veriyoruz.

Sayın Grup Başkanvekilim kendisine ulaşan notlar çerçevesinde burada olanları selamladı. Ben burada olmayan ve bundan sonra da burada olmayacak olan 4 kişiyi selamlamak istiyorum… Afyonkarahisar milletvekilimiz ve önceki dönem Grup Başkanvekilimiz Burcu Köksal, Adıyaman milletvekilimiz Abdurrahman Tutdere, Kastamonu milletvekilimiz Hasan Baltacı ve Kırıkkale milletvekilimiz Ahmet Önal.

İllerinde tek milletvekiliydiler, kimi 1 dönem kimi 4 dönemdir bu görevi yaptı. O ilin sesini Türkiye’ye duyurdu. Ve her birisi her iki kişiden birinin oyunu alarak kendilerine verdiğimiz görevi hakkıyla yerine getirerek bu gruptan ayrıldılar ama o illerin belediye başkanı oldular.

Bir de birini yolladık gitti çalıştı, 10 ay önce yüzde 20 olan oyu 38 yaptı, bütün Türkiye’nin gözlerini yaşattı. İsmet Paşanın gözlerini yaşarttı, Özal’ı sevenlerden de oy aldı. Milliyetçileri ayırmadı, Malatya ittifakını kurdu. Malatya’nın evladı Veli Ağbaba’ya teşekkür ediyorum.

İran – İsrail gerilimi

Ortadoğu 7 Ekim’den bu yana zor günler yaşıyor. İsrail ile İran arasındaki gerilimi takip ediyoruz. Bu süreçte tarafların gerginliği artıracak adımlardan uzak durması gerektiğini yineliyorum. Etrafımız ateş çemberine dönüşmüşken ülkemiz tansiyonu düşürecek her çabanın öncüsü olmalıdır. Gazze’de ateşkes sağlanmadan gerilimin engellenmesi mümkün değildir.

Dün Filistin’de olacaktım ama hafta sonu yaşanan saldırılardan sonra hava sahalarının kapatılması ziyaretimizi ertelememize neden oldu. En kısa zamanda Filistin’e giderek, 33 bin kaybın dünyaya duyurulmasını sağlayacağız. Bize düşen Bülent Ecevit’in Arafat’la kurduğu ilişki ve Deniz Gezmiş’in Filistin davasına sahip çıkmaktır.

Yarın grubumuzdan 6 arkadaşımızın da görevli olduğu Avrupa Karma Parlamento Meclisi’nde bir konuşma yapacağım. Konuşmamın özünde Filistin’de yaşananlar ve İsrail’in mezalimi olacak.

Böyle meselelerde yıllardır, kimin sorumluluğu varsa sonuna kadar soruşturulmasını savunduk, savunmaya da devam edeceğiz. Kusuru olan kim varsa gözünün yaşına bakılmasın. Kendi iç denetim mekanizmalarımızı da işletiyoruz. Adaletin tecelli edeceği yer hukuktur. Ancak bugün Antalya’da büyük bir hukuksuzluk, vicdansızlıkla karşı karşıyayız.

2017’de, AK Parti döneminde inşa edilmiş bir teleferik. Hattın yönetimi bakanlık tarafından kabul edilen sertifikalı bir şirkete yaptırılmış. Rekor bir oy oyla Kepez Belediye Başkanı seçilen Mesut Kocagöz, teleferiği denetleyen şirketten ayrıldıktan sonra 3 kez daha denetim yapıldığı ortadayken tutukluluk gibi bir tedbire başvuranlar Allah’tan korksun.

Soma’dan İliç’e ne facialar yaşandı, 1 kamu görevlisi bile yargılanmadı. 22 yıllık iktidarlarında 1 kişiyi dahi yargılamayanlar suçu Mesut Kocagöz’e yıkmaya çalışıyor, günah keçisi ilan etmeye çalışıyor. Buna izin vermeyeceğim.

Hatay seçimleri

Hatay’ın iradesine sahip çıkmak üzere YSK’ye tam kanunsuzluk başvurusunu bizzat ben yaptım. Eğer geçen 31 Mart seçimi AK Parti’nin o başvurusuna rağmen yenilendiyse bizim başvurumuz üzerine en az 8 kez yenilenmesi gerekir. 108 seçmen hakkındaki kısıtlılık kararına rağmen oy kullandı, 3389 seçmen ölmüş olduğu halde yerine oy kullanıldı.

Reyhanlı ve Kumlu ilçelerinde belediye meclis üyesi adayları ilçe seçim kurulu üyesi olmuş, itirazları reddetmiş, içlerinden bir tanesi kendi mazbatasını imzalamıştır. Bu tam kanunsuzluk haline susacak olanlar, Hatay’da 1 sandığı bile yeniden saydırmayanlar, bu itirazları reddedenler bu tam kanunsuzluğun daniskasına bakalım ne diyecekler. Bu işin peşini bırakmayacağız. Hatay bizim kişisel meselemiz, milli meselemizdir.

Her birimiz şu sorumluluğu omuzlarımızda hissetmeliyiz; CHP bir çağrıda bulundu; siyasi partilerle ittifak yapamadık ancak ittifakı milletin vicdanında sandıkta yapmaya çağırdık. Renklerini ay yıldızlı al bayrağımızdan adını ülkemizden alan Türkiye İttifakıyla kimseyi ayırmadan kimseyi ötekileştirmeden bir büyük ittifakı sağladık. Baba ocağına zor günde bizlere güvenen demokratlar, iyi insanlar, Kürt demokratlar da geldi.

Kimseyi ayırmayacağız, bize oy veren kimseyi pişman etmeyeceğiz. Birinci parti olmanın sorumluluğuyla hakkı yenmiş kim varsa onun arkasında, yanında değil, önünde olacağız.

Biz belediyeleri birileri gibi çocuklarımızı işe sokmak için değil, biz birileri gibi millet açlıktan kıvranırken ıstakoz yiyenler gibi ihaleleri yandaşlara dağıtmak için değil, biz belediyeleri temiz yöneterek ve Türkiye’yi de nasıl yöneteceğimizi göstermek ve Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının ilk genel seçiminde Atatürk’ün partisini iktidar yapmak için aldık. Kalkın, Türkiye’yi kucaklayın.”

Paylaşın

CHP’nin Yeni Dönem Stratejisi: Hedef Yeni Seçmen

31 Mart Pazar günü yapılan yerel seçimlerde büyük bir başarıya imza atarak, seçimlerden birinci parti çıkan Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) yeni dönemin stratejisi de belli oldu.

Yeni döneme ilişkin değerlendirmelerde bulunan parti kurmayları, “Birinci parti tavrında olacağız. Makamlara da saygı göstereceğiz. Eleştirimizi yine en sert şekilde yapacağız ama kutuplaştırma da yapmayacağız” yorumunu yaptılar.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sabah gazetesine verdiği röportajda yeni dönemde izleyecekleri yol haritasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Son seçimlerden sonra artık Türkiye’nin birinci partisinin genel başkanı olduğunu söyleyen Özel, bu nedenle Erdoğan ile kapalı bir iletişim sürdürmeyeceğini belirtti. Erdoğan’la görüşmeye açık olacağına da dikkat çeken Özel, “Eskisi gibi ‘Ben senin yanına gelmem’ yok. Tercih ederim ki Çankaya Köşkü’nde buluşalım. Kendisinden randevu isteyeceğim. Verirse orada görüşeceğim. Bu ülkenin meselelerini çözeceğiz” dedi.

Cumhuriyet Gazetesi’nden Sarp Sağkal’ın aktardığına göre, CHP’nin yeni dönemdeki iletişim stratejisini anlatan parti kurmayları, Özel’in iktidara yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesine konuşmasının ve gazetenin birinci sayfasında geniş bir yer bulmasının bile yeni döneme örnek olabileceğini söyledi.

Partinin eleştirilerinden geri adım atmayacağını vurgulayan kurmaylar, bunu yaparken seslerini kendilerine oy vermeyen yurttaşlara da duyurarak yapmak istediklerini belirtti. Bunun için de iletişim kanallarını sürekli açık tutmaları gerektiğini söyleyen partililer, “Ülkenin sorunlarını çözmek için gerektiğinde iktidarla da konuşacağız. Biz artık son seçimle Türkiye’nin birinci partisi olarak devleti yönetmeye talibiz. O yüzden makamlara da saygı göstereceğiz. Son seçimde olduğu gibi bakanlar, devleti siyasi parti aygıtı gibi kullanmaya kalktığında da en sert eleştirimizi yapacağız. İktidarın her dediğine tabi olmaktan söz etmiyoruz” yorumunu yaptı.

Erdoğan’sız sabah

İktidara yakın Sabah gazetesi, dün CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i manşete taşıdı. Gazetenin AKP veya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la doğrudan ilgili bir habere yer verilmeyen birinci sayfasında Yavuz Donat’ın CHP lideri Özel’le yaptığı röportaj geniş yer aldı.

Paylaşın

CHP’nin Kazandığı İlçeye Kayyum Atandı

31 Mart Pazar günü yapılan yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) önde tamamladığı ancak seçimlerin iptal edildiği Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesine kayyum atandı.

Valilikten konuya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “31 Mart 2024 tarihinde ilimiz Pınarbaşı ilçesinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimleri, Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edilerek 02 Haziran 2024 tarihinde yenilenmesine karar verilmiştir.

Pınarbaşı Belediye Başkanlığına, seçimlerin yenileneceği tarih olan 02 Haziran 2024 tarihine kadar Valilik Makamının oluru ile Kayseri Vali Yardımcısı Ömer Tekeş görevlendirilmiştir.”

CHP’nin, Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin tekrarlanması kararına itirazı, İl Seçim Kurulu’nca reddedildi.

Kayseri Pınarbaşı’nda CHP’li adayın kazandığı seçim sonrasında MHP’li yetkililer, mühürsüz oy torbaları kullanıldığı iddiasıyla seçimin iptal edilmesi için Pınarbaşı İlçe Seçim Kurulu’na başvurdu. Kurul, seçimlerin yenilenmesine karar verdi. CHP seçimlerin yenilenmesi kararına itiraz etti ancak kabul edilmedi.

İlçedeki seçmen 2 Haziran’da yeniden sandığa gidecek.

Paylaşın

31 Mart Yerel Seçimlerinde CHP’yi Şaşırtan 3 İl

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 31 Mart yerel seçimlerinde 14 büyükşehir, 21 il belediyesi, 337 ilçe ve 61 belde belediye başkanlığı olmak üzere toplamda 433 belediye kazandı.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; CHP’nin 31 Mart yerel seçimlerinde aldığı sonuç “tarihi bir başarı” olarak nitelendirildi. İstanbul ve Ankara’nın açık ara farkla alınmasının yanı sıra birçok büyükşehir ve il de CHP’ye geçti. CHP’li yetkililer seçim öncesi Bursa, Balıkesir, Manisa’nın potada olduğunu, Afyon, Uşak, Kastamonu gibi birçok ili kazanmanın sürpriz olmayacağını söylüyordu.

Sonuçlar da hem sahada tutulan nabzı hem de anketleri doğruladı. CHP için sürpriz olan iller ise aday belirleme ve kampanya sürecinde kimi sıkıntılar yaşanan Edirne, Artvin ve Bartın oldu. 2019 seçimlerinde CHP’nin kazandığı bu illerde anketler olumsuz sonuçlar veriyor, ciddi risk bulunduğu söyleniyordu. Bu nedenle kampanya sürecinde bu kentlerdeki çalışmalara ayrıca özen gösterildi. Böylece korkulan olmadı.

CHP 31 Mart yerel seçimlerinde 14 büyükşehir, 21 il belediyesi, 337 ilçe ve 61 belde belediye başkanlığı olmak üzere toplamda 433 belediye kazandı. Yeni büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanları 21 Nisan’da Ankara’da bir araya gelecek. Yapılacak toplantıda seçim sonuçlarının değerlendirilmesi, 5 yıllık görev süresince yapılacak çalışmalarda belirli ilkeler çerçevesinde eşgüdüm içinde, deneyim aktarımını da içeren ortak bir hizmet anlayışının belirlenmesi bekleniyor.

CHP’nin bayramdan sonraki hafta önemli bir gündem maddesi de grup başkanvekilliği seçimi olacak. Afyon Milletvekili Burcu Köksal’ın belediye başkanı olmasının ardından boşalan grup başkanvekilliği koltuğu için yapılacak seçimde yine bir kadın milletvekilinin bu görevi üstlenmesi isteniyor. Parti grubunda da bu yönde bir tutum alınması durumunda 18 Nisan’da yapılacak kapalı grup toplantısında aday olacak kadın milletvekilleri arasından yeni grup başkanvekili seçilecek.

“En az 2 yıl erken seçim tartışmaları olmaz”

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde ülke genelinde yüzde 37,7 oy alan CHP, AK Parti’yi 22 yıldır oturduğu “birinci parti” koltuğundan indirdi. Bu sonucun erken seçim tartışmasını tetikleyeceği yorumları yapılırken CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Ben bir erken seçim çağrısı yapmıyorum. 10 ay önce altı parti yüzde 25 oy aldık. ‘Tek başına yüzde 38 benim oyum’ dersek bu kibir olur. Türkiye ittifakının oyu içinde AK Partilisi de var, MHP’lisi de var, DEM’lisi de var. Seçimi kazandıktan sonra ‘Bu güvensizlik oyudur, erken seçime gir’ dersem bana itimat eden AK Partili ve MHP’lilere haksızlık yapmış olurum” dedi.

Özel’in sözleri farklı siyasi yorumlara hatta eleştirilere yol açsa da 14 Mayıs seçimlerinde ilk kez seçilip milletvekili olmaya hak kazanmış yüzlerce vekil tarafından olumlu karşılandı. Çünkü milletvekillerinin milletvekili özlük haklarıyla emekliliği kazanmaları için 2 yıl görev yapmaları gerekiyor. Bu nedenle Meclis kulislerinde erken seçim tartışması olacaksa bunun en az 2 yıl, yani 2025 mayıs ayından önce yapılmayacağı konuşuluyor.

Paylaşın

CHP Lideri Özel: Erdoğan’ın Sertliğe Devam Edeceğini Görüyoruz

CHP Lideri Özgür Özel, Erdoğan’ın seçim sonrası yaptığı balkon konuşmasında verdiği mesajlara ilişkin, “Balkon konuşması stratejik olarak doğruydu. Ama Tayyip Erdoğan’ın içselleştirdiği bir konuşma olmadığı açığa çıkıyor” dedi ve ekledi:

“Dünyadaki bütün sert otoriter liderler, böyle durumlarda sertleşmeyi tercih ederler. Yumuşamanın kendilerine zarar vereceğini düşünürler. Ve Erdoğan’ın stratejik olarak sertliğe devam edeceğini görüyoruz. O günkü söylemi siyaseten kendisi açısından ve ülke açısından doğruydu ama şimdi samimi olmadığını görüyoruz. Samimi olsa böyle davranmaz.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhuriyet’e verdiği röportajda seçim sonuçlarını değerlendirdi.

Partisinin belediye yeni belediye başkanı kazandığı şehirler için “İllerden hiçbiri sürpriz değil ama oranlar çok sürpriz” diyen Özel, “Biz ankette Kilis’in gelmekte olduğunu gördük ama 12 puan farkla kazandık. Bursa, Balıkesir, Manisa, Denizli’yi kazanacağımızı söylüyorduk ama oranlara şaşırdık. Hepsini bekliyorduk. ‘Kastamonu da, Kırıkkale de Adıyaman da gelecek’ dedim. Ama tabii bunların bir kısmı gelir, bir kısmı gelmez. Hepsinin birden gelmesi çok iyi oldu tabii. Biz Bursa, Balıkesir, Denizli, Manisa için ‘İkisi kesin gelir.

Büyük ihtimalle üçü gelir. Dördü de gelse şaşırmam’ dedim mesela. O nedenle gelmesine şaşırdığım il yok. Çünkü hepsini gördük. Ama hepsinin birden çok yüksek oranlarda gelmesine memnun oldum. Hangi seçim çevresindeki sonuca üzüldüğümü soracak olursanız, gösterdiği mücadele ve partimizin oyunu büyük oranlarda artırmış olmasına rağmen Veli Ağbaba’nın seçimi kazanamamasına üzüldüğümü belirtmem lazım” diye konuştu.

“Seçmen bize ‘Değişmezseniz oy yok, 6 parti bir araya da gelseniz 25 veriyorum’ dedi. Oysa ki tek başımıza 38 aldık. AK Parti’ye de ‘Kötüye gidiyorsun’ dedi. Onlar kötüye gidişi görmediler” diyen Özel, “Mavi, gri, beyaz yakalı bütün emekçiler. Herkes bağırıyor. O, bu sesteki mesajı almadı, duymadı, gelmekte olanı görmedi. ‘Beni kimse geçmedi, Özgür Efendi de geçemez’ diyordu. Seçmenin verdiği mesaja kulağını tıkayan kaybetti, kulağını açan kazandı” ifadelerini kullandı.

Özel, “Değişim hareketinin etkisi oldu mu?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Seçimdeki en büyük avantaj şuydu: Değişmeyen partilerle değişmiş olan bir parti yarıştı. Bu sadece lider değişikliği değil. MYK’sı 43 yaşında bir parti. Yarısı kadın olan bir parti. Bir sene önce yaş ortalaması bundan 15 yaş fazla olan ve 3 kadının olduğu bir partiden yarısının yöneticilerinin kadın olduğu bir parti.

İzmir’de 3 küçük ilçeyi yönetirken 9 kadının olduğu bir parti, Çankaya’da, Tuzla’da 31 yaşında gençlik kolları başkanlığından gelen arkadaşların olduğu bir parti. Yani bakıyor, 30 yaşında belediye başkan adayı var. Bir sürü kadın, genç var. Değişmiş ile değişmemişlerin yarışı. İnsanlar değişim umuduna oy verirler. Çünkü hallerinden memnun değiller. Bir tarafta değişimi konuşan ve yaşayan bir parti, diğer tarafta 22 yıldır değişmeyen bir parti var.”

“Milletvekillerinden CHP’ye geçiş bekliyor musunuz?” sorusina, “Gelmek isteyenler vardı. Seçim üstü kimseyi kırmamak için hep durdurduk. Şimdi gelmek isteyenler yine olacaktır. Değerlendireceğiz ama sonuçta gelenler olacak diye görüyorum” şeklinde yanıt veren Özel, ittifaklar için ise şu değerlendirmeyi yaptı:

“Klasik ittifaklar çöktü. Yeni bir ittifak süreci başladı. Biz millet ittifakını zaten bir araya getiremedik. Cumhur İttifakı, bir arada oldukları halde kaybetti. Demek ki 2018-2019 modeli ittifak işi artık işlemiyor. Artık sandıkta ittifak işliyor.”

“Erdoğan’ın stratejik olarak sertliğe devam edeceğini görüyoruz”

Özel, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sonrası yaptığı balkon konuşmasında verdiği mesajlar ise şöyle yorumladı:

“Balkon konuşması stratejik olarak doğruydu. Ama Tayyip Erdoğan’ın içselleştirdiği bir konuşma olmadığı açığa çıkıyor. Dünyadaki bütün sert otoriter liderler, böyle durumlarda sertleşmeyi tercih ederler. Yumuşamanın kendilerine zarar vereceğini düşünürler. Ve Erdoğan’ın stratejik olarak sertliğe devam edeceğini görüyoruz. O günkü söylemi siyaseten kendisi açısından ve ülke açısından doğruydu ama şimdi samimi olmadığını görüyoruz. Samimi olsa böyle davranmaz.”

Özel, “CHP yakın vadede ne yapacak?” sorusuna şu yanıtı verdi: “En kısa vadede 1 Mayıs var. 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması önemli. İşçilerin iradesinin arkasında duracağız. Bir çatışmadan bahsetmiyorum ama 1 Mayıs’ta Taksim’de olunması, özgürce kutlanması gerekiyor. İlk kritik tarih 1 Mayıs. Seçim sonrası AK Parti çok sert bir ekonomik program yapacak.

Biz ne memuru ne de emekliyi onlara ezdiririz. Çok büyük bir mücadele vereceğiz. Çok büyük bir emekli mitingi yapacağız. Temmuz beklenmeden emekliye iyileştirme yapılmasını istiyoruz. Temmuzda asgari ücret kaç paraysa en düşük emekli maaşının o kadar olması lazım. Biz temmuz zammının yüzdesini merak etmiyoruz. Emekli maaşını bir asgari ücret yapmadan durmayacağız.”

Party of European Socialists (PES) toplantısı için cumartesi günü Romanya’ya gideceğini aktaran Özel, şunları söyledi: “‘Avrupa’da CHP, en çok belediyeye sahip sosyal demokrat partilerden biri oldu. Bu, bütün Avrupa soluna umuttur’ diyorlar. Avrupa solunun umudu olan bir fotoğrafı çektirmeye gidiyoruz ve fotoğrafın ortasında biz varız.

Dünyada da sol için çok çok önemli bir hamle bu. Çünkü Avrupa’da ve dünyada solun çok gerilediği bir yerde çok ileri bir hamle. 10 ay içinde oyları yüzde 50’den fazla arttıran bir sol parti. Böyle bir şey siyaset tarihinde yaşanan bir şey değil.”

Röportajın tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

CHP Lideri Özgür Özel: Erken Seçim Talebimiz Yok

Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP Lideri Özgür Özel, “Erken seçim olacaksa buna yine halk karar verecek. Ben bir erken seçim çağrısı yapmıyorum. Erdoğan’ın telaşla ‘Dört yıl seçim yok demesi’ bahsettiğiniz kaygıdan. Çünkü güvensizlik oyu olarak görüyorlar. Ben fırsatçılık yapacak değilim” dedi ve ekledi:

“Her an yapılacak seçime hazırız. ‘Ama bunu talep edecek olan biz değiliz.’ Biz değiliz. Halkın kendisidir. Bana güvenip oy veren AK Parti ve MHP’li emekliler var. Onlar genel seçim olsaydı belki oy vermeyeceklerdi. Onlara şu teminatı verdim: Bu bir yerel seçim. ‘Yerel yönetici seçiyorsunuz ve iktidara yerelden denge kurun’ dedim. Ertesi gün ‘Gördünüz mü bak, hükümet değişmeli’ dersek o seçmeni kandırmış olurum. Dürüst davranmak lazım.”

Özgür Özel, değerlendirmesinin devamında, “Bundan 10 ay önce altı parti yüzde 25 oy aldık. ‘Tek başına yüzde 38 benim oyum’ dersek bu kibir olur. Bu çağrımıza uyan Türkiye İttifakı’nın oyu içinde AK Partilisi de var, MHP’lisi de var. DEM’lisi de var. Buradan bir fırsatçılık yapmayacağız ama önümüzdeki günlerde emekliler, atanmayan öğretmenler, emekli astsubaylar,  4/6 mağdurları, çiftçiler ve öğrencilerle ilgili mitingler yapacağız. Sahadan çekilmeyeceğiz ve vatandaşın gerçek sorunlarıyla mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Sözcü yazarı İsmail Saymaz’a konuştu. Özel’in İsmail Saymaz’a yanıtlarının bir kısmı şöyle:

Sizce AK Parti neden kaybetti?

Bir kere biz hatalarımızdan ders aldık. Onlar geçen seçimi kıl payı kazanmış olmayı bir zafer olarak gördüler. Tehlike çanlarını görmediler. Çok yanlış yaptılar. Emekli maaşını önce 7 bin 500, sonra 10 bin lira yaptılar. Ben genel merkezin 600 kişilik salonuna emekli derneklerini çağırdım. İlk emekli konuşmamı yaptım. ‘Bugün hiçbir şey konuşmayacağım emekliden gayrı’ dedim. Salon ayağa kalktı. Dedim ki: ‘Tayyip Bey kavga etmek istiyor. Ben onunla kavga edeceğim ama emekliler için edeceğim.’ 106 mitingin tamamında emeklinin sesini duyurmadan konuşmadım.

(…)

İYİ Parti ve diğer Altılı Masa partileri çöküş yaşadı. Nasıl yorumluyorsunuz?

Yorumlamaktan özellikle kaçınıyorum. Çünkü yapacağım her tespit birilerini incitebilir. ‘Bana ablam demeyin’ dediklerinde ben ‘Kavga etmem, ablamdır’ dedim. Şu kadarını söyleyeyim: Aldığımız her oyun CHP değil, Türkiye İttifakı oyu olduğunun farkındayım. CHP’yi Türkiye İttifakı’nın partisi olarak tutmaya ve bu ittifakı büyütmeye ve güçlendirmeye devam edeceğiz. Siyasilerin kurmadığı ittifakı sandıkta seçmenle kurmayı başardık. Bu çok önemli. Çünkü siyasiler siyasi hesap yaptılar. Oysa seçmen kendisini ve ülkesini düşündü. Bir de devletle millet ne zaman yarışırsa hep millet kazanır. CHP bazen yanlış tarafta durdu. Bu sefer devletle millet yarışırken, milletin tarafındaydık.

Ben şöyle bir yorumda bulundum: Parlamenter sistemde olsaydık iktidarın güven oyu kaybı yaşadığını değerlendirirdik. Ne dersiniz?

Ben erken seçim ve güvensizlik oyu söyleminden kaçıyorum. Sebebi de şu: Meydanlarda bir söz verdim. ‘AK Partili ve MHP’li seçmen; sizden iktidara sarı kart göstermenizi istiyorum’ dedim. Oradan bana bağırdılar; ‘Kırmızı kart’ diye. Ben de döndüm, dedim ki: ‘Kırmızı kart genel seçimde olur, bu bir yerel seçim.’ İnsanlar hükümeti uyarmak istiyor. Seçimi kazandıktan sonra ‘Bu güvensizlik oyudur, erken seçime gir’ dersem bana itimat eden AK Partili ve MHP’lilere haksızlık yapmış olurum.

Erken seçim talebiniz yok.

Erken seçim olacaksa buna yine halk karar verecek. Ben bir erken seçim çağrısı yapmıyorum. Erdoğan’ın telaşla ‘Dört yıl seçim yok demesi’ bahsettiğiniz kaygıdan. Çünkü güvensizlik oyu olarak görüyorlar. Ben fırsatçılık yapacak değilim. Her an yapılacak seçime hazırız. ‘Ama bunu talep edecek olan biz değiliz.’ Biz değiliz. Halkın kendisidir. Bana güvenip oy veren AK Parti ve MHP’li emekliler var. Onlar genel seçim olsaydı belki oy vermeyeceklerdi. Onlara şu teminatı verdim: Bu bir yerel seçim. ‘Yerel yönetici seçiyorsunuz ve iktidara yerelden denge kurun’ dedim. Ertesi gün ‘Gördünüz mü bak, hükümet değişmeli’ dersek o seçmeni kandırmış olurum. Dürüst davranmak lazım. Bundan 10 ay önce altı parti yüzde 25 oy aldık. ‘Tek başına yüzde 38 benim oyum’ dersek bu kibir olur. Bu çağrımıza uyan Türkiye İttifakı’nın oyu içinde AK Partilisi de var, MHP’lisi de var. DEM’lisi de var. Buradan bir fırsatçılık yapmayacağız ama önümüzdeki günlerde emekliler, atanmayan öğretmenler, emekli astsubaylar,  4/6 mağdurları, çiftçiler ve öğrencilerle ilgili mitingler yapacağız. Sahadan çekilmeyeceğiz ve vatandaşın gerçek sorunlarıyla mücadele edeceğiz.

Gökhan Zan olayı

(…)

Üzüldüğünüz yer…

Malatya’da Veli Ağbaba’nın emeklerine üzüldüm. Yüzde 18’lik partiye yüzde 38 oy aldırdı. Hak etmişti ama iktidar son anda konsolide oldu. Çok büyük bir iş başardı.

Hatay?

Hatay’da halen çekişiyoruz. Ümidimi kesmiş değilim.

Burada Gökhan Zan’ın aldığı 15 bin oy var.

Maalesef kendini de şehrini de tüketti.

Tunç Soyer hayal kırıklığı

En büyük hayal kırıklığınız nedir?

Tunç Soyer’dir en büyük hayalkırıklığım. Çağırdım, anlattım. Cemil Tugay’ın ankette en yüksek oyu alan iki isimden biri olduğunu kendisi de gördü. Yurt dışı görev teklif ettim. Memnun oldu. Akşam yemeğe çıktık birlikte. ‘Kıbrıs, Amerika ve Brüksel’deki temsilcilikle birlikte Pekin ve Moskova’da şube açalım. Yurt dışı ilişkilerde iyisiniz’ dedim. ‘Onore oldum, çok sevindim’ dedi. Gitti, birkaç gün sonra çok kötü açıklamalar yaptı. En büyük hayal kırıklığım… Kimseye küskün değilim ama İzmir’de kazanmamız için hiçbir şey yapmadı. İzmir’de tehlike çanlarının çaldığı günler oldu. İzmir’i değil, kendisini düşündü. O yüzden çok kızıyorum ona.

Şükrü Genç?

Şükrü Bey’in yaşına veriyorum. Uyardık, keşke dinleseydi.

Bir de Soner Çetin var…

O terbiye sınırlarını aştığı için cevap vermeyeceğim.”

Söyleşinin tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

CHP Lideri Özgür Özel: Türkiye’yi Bölmeye Çalışanlar Kaybetti

Seçim sonuçlarına ilişkin açıklama yapan CHP Lideri Özgür Özel, “Hak arayanlar ve yok sayılanlar kazanmıştır. Yok sayılan, çağrımızla her geçen gün daha kalabalıklaşarak miting meydanlarına koşan emekliler kazanmıştır. Hayalleri kırılan gençler, yeni bir umuda tutunarak sandığa koşmuşlardır. Atanmayan öğretmenler, staj ve çıraklık mağdurları, emeklilikte adalet isteyenler kazanmıştır. Sorunları ile boğuşan üreticiler, çiftçiler, hayvancılar, arıcılar, balıkçılar kazanmıştır. Beyaz, mavi, gri yakalı emeği sömürülen emekçiler kazanmıştır” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Onları yok sayanlar ve her ne olursa olsun bizi iktidardan bunlar uzaklaştıramazlar diyenler de kaybetmiştir. Türkiye’yi biz ve onlar diye bölmeye çalışanlar kaybetmiştir. Biz bölünmeyiz, bir ve bütünüz, ötekinin hakkını kendi hakkım kadar çok savunurum diyenler kazanmıştır. Bunu en çok da yüzde 80’ne varan desteği ile kendi hakkı kadar diğerinin hakkını savunmayı bilen gençler kazanmıştır.

Onlar bu ülkeden ümidi kestiler, bavulları zihinlerinde topladılar ve bir gün gidecekler denilen gençler, bir seçim daha beklemeye karar vermişlerdir. Biz gücümüzü milletimizden aldık, şimdi milletimize güç verme zamanıdır. Milletin bize yüklediği sorumluluğun gereği olarak yarından itibaren Türkiye’de büyük bir mücadele başlatacağız. Bu hükümete itiraz eden kim varsa onların hakkını aramak için durmadan, yorulmadan mücadele edeceğiz. Hakkını arayanların yanında, arkasında değil gerektiğinde önlerinde yürüyeceğiz.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulundu. Özel, şunları söyledi:

“Adaylardan önce aday adaylarımıza, aday gösterilmedikleri halde partisini terk etmeyen, adaya adaydan çok çalışarak destek veren, var gücüyle bu partinin bayrağı dalgalansın diye emek veren aday adaylarına, kazansınlar kaybetsinler büyük bir mücadele veren tüm adaylarımıza, aday olmak, ismi bilinmek, kampanya yapmak çok önemli ama bu örgütün isimsiz kahramanlarına, sabah erkenden kalkıp parti binasını açanlara, birazdan gelirler diye çayı koyanlara, direklere bayrak asanlara, broşür dağıtanlara, kapı çalanlara, hepsine bütün parti emekçilerine, baba evinin bekçilerine, çorbasını kaynatanlara, bacası tütsün diye odun çekip taşıyanlara, CHP örgütüne teşekkür ediyorum.

Bugün seçmenlerimiz çok önemli bir karar verdiler. Seçim sonuçları göstermiştir ki bugün seçmen Türkiye’de yeni bir siyasetin kurulmasına karar verdi. Bugün seçmen 22 yıllık Türkiye fotoğrafını değiştirmeye, ülkemizde yeni bir siyasi iklime kapı aralamaya karar verdi. Bugün seçmen Cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk seçimlerinde iktidarın orantısız gücünü yerelden dengelemeye karar verdi. CHP ve milletimizle kurduğumuz Türkiye ittifakı bu seçimlerde tarihi bir sonuç elde etmiştir.

Milletimiz sadece yerel yöneticilerin kim olacağına karar vermemiş, ülkemizin ve belediyelerin nasıl yönetilmesi gerektiğine, nasıl yönetilmemesi gerektiğine dair de önemli bir karar ve mesaj vermiştir. Milletimiz ekmeğini küçültenlere, huzurunu bozanlara, demokrasiyi ezenlere, hukuk devletini çökertenlere açık bir mesaj vermiştir. Yok sayılanlar bugün ülkeyi yönetenlere açık bir mesaj vermiştir. Bu mesaj benim okumamla, bizlerin okumasıyla şu şekildedir. Biz ülkemizin bir hukuk devleti olarak kalmasını, kaybedilen hukuk devleti vasfının geri gelmesini istiyoruz. Biz ülkemizde ayrımcılığa karşı çıkıyoruz. Biz bütün renklerimizle Türkiye Cumhuriyetiyiz. Farklılıklarımız zenginliğimizdir. 31 Mart öncesi yaşananlar ne kadar çiğ, ne kadar haksız, ne kadar adaletsiz, ne kadar ötekileştirici olursa olsun biz Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşları olarak birlik ve beraberlik istiyoruz.

Birileri öyle söylüyor diye kimseyi milli, birileri öyle göstermeye çalışıyor diye de kimseyi de gayri milli görmüyoruz. Biz milletimizin verdiği bu mesajı bir kutsal emanet olarak alıyoruz. Tüm CHP’liler başımızın üzerine koyuyor. Ülkemizin gelecek yıllardan hakkı, hukuku, adaleti tanımayan siyasete bundan sonra geçit vermeyeceğini bugün gördük. Bilinmesini isterim ki bu galibiyetin bir kaybedeni yoktur. Bizim başarımız kimsenin hezimeti olmayacaktır, kimsenin hezimeti değildir. Bugün hangi partiye oy vermiş olursa olsun kimsenin kaybetmiş hissetmesini istemiyoruz. Halkımız iyi hizmeti ödüllendirmiş, kötü hizmeti ve kötü niyeti cezalandırmıştır.”

“CHP iyi belediyecilik yapar”

“Burada örgütümüzden sonra bir özel teşekkürü CHP’nin 2019 yılında AKP’den aldığı İstanbul, Ankara, Mersin, Adana, Antalya belediye başkanlarımıza özel olarak teşekkür etmek isterim. Olmazsa olmazdı, onlar iyi kriz yönetiminin, merkezi yönetimin desteği olmasa da kösteği de olsa ve hatta belediye meclis çoğunlukları olmasa bile mazeret üretmeden iyi icraatın ve CHP iyi belediyecilik yapar, CHP temiz ve dürüst yönetim algısının yerleşmesine yaptıkları katkıyla bugünkü zaferin baş mimarlarıdır. Ayrıca zaten elimizde olup ve geçen seçimde de kaybetmediğimiz belediye başkanlarımız.

En zor günlerde sancağı ellerinde taşıdıkları için, hiçbir zaman yere indirtmedikleri için ayrıca bir övgü ve taktiri hak ediyorlar. Bu belediye başkanlarımızın dışında, biz büyükşehirleri CHP’li belediyeler gibi yönetiriz iddiasını ortaya koyan, o cesareti ve o özgüveni gösteren bütün adaylarımıza, il ve ilçe adaylarımıza, belde belediye başkan adaylarımıza da ayrıca teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Şehirlerimiz emin ellere teslim edilmiş, halkımızın yaşam alanlarını bir 5 yıl daha halk için yönetecek belediye başkanları seçilmiştir. Seçmenlerimizin partimizin yaşadığı değişimi onayladıklarını, desteklediklerini, yüreklendirdiklerini, kendi şehirleri ve Türkiye için de istediklerini ifade etmek gerekiyor.

Geçen mayıs ayında yaşadığımız büyük üzüntüden sonra seçmenimizde ortaya çıkan büyük duygusal kopuşa, CHP’nin kurultayı, o kurultayda genel başkanı ve yönetimi seçimle değişebilen bir partinin Türkiye’de var olduğunu gösteren, başta Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na ve CHP’nin kimi desteklemiş olurlarsa olsun bütün delegelerine hepimiz çok şey borçluyuz. Bu seçimin kaybedeni olmadığı gibi bu seçim sonuçlarının seçimi kaybetmiş olmalarına rağmen iktidar partisine de önemli katkılar yapacağını, bir özeleştiri imkanı sunacağını, dünyadaki Türkiye algısının burada kamu yayıncılığını terk eden TRT’ye rağmen, bir partinin ajansına dönüştürülmeye çalışılan Anadolu Ajansına rağmen, bütün dünyaya Türkiye’de halen demokratik yollarla iktidarların değişebilmek ihtimalini ortaya koyması açısından Türkiye’ye ve hatta Türkiye ekonomisine yapılan önemli bir katkıdır.

Seçimde bizim başarı elde etmiş olmamız, bu seçimin hakkaniyetli bir seçim olduğunu ispatlamaz. Zira doğu ve güneydoğu illerinde taşınan seçmenlerle bir yerel seçim sonucunun değiştirilmeye çalışılması, daha önce o seçmenlerin seçtiği belediyelere kayyum atanması kadar kötü bir girişimdir. Kesinlikle doğru bulmadığımız, o şehirde hiç yaşamamış, belki o şehirde yaşamayacak kişilerin, orada oy kullanmaya zorlanmasının ve böyle bir demokrasi ayıbına alet edilmeye çalışılmasının bütün yükümlülüğü partiyi devletin, devleti partinin sanan anlayışa aittir. Cep telefonlarımızda hepimizin onlarca ve yüzlerce zorla orada oy kullanmaya yönlendirilen silahlı kuvvetler personelinin yakınmaları vardır. Silahlı kuvvetler personeli bireysel olarak bu ayıptan sorumlu değildirler.

Ancak Türkiye Cumhuriyeti devletinin yasal ve Anayasal düzenlemelerle bir şehirde oy kullanmak için o şehirde yaşamak ve o şehirde yaşayacak olmanın teminat altına alınması zorunluluğunu da görüyoruz. Silahlı kuvvetlerin bir kısım personelinin bu işe alet edilmesine, bu işte kullanılmaya çalışılmasına, hangi, kim emir ve talimat verdiyse, bu ülkenin toplumsal barışına çok büyük bir kötülük yapmıştır. Affedilir tarafı yoktur. Kampanya boyunca CHP olarak seçmenin gündemi ile kurduğumuz bağın emeklilerden, gençlerden ve toplumda yok sayıldığını hisseden atanmayan öğretmenlerden, staj mağdurlarına, sesini duyurmak isteyen toplumun tüm kesimlerine kadar kurulan bu ilişkinin karşılık gördüğünü hep birlikte müşahede ediyoruz.

“Yüzde 25’lik tavan tuzla buz”

Bugün elde ettiğimiz başarının en önemli mesajı şudur. CHP artık başının üzerindeki görülmez yüzde 25’lik tavanı söz verdiğimiz gibi kırmıştır, tuzla buz etmiştir. TRT’nin bize yaptığı onca haksızlığa, adaletsizliğe karşın onlara bir sürprizimiz var demiştim. Onlara sürprizim 1977’den beri ilk kez TRT ekranlarında CHP’nin şu anda birinci parti olmasıdır. Bu seçimlerde hiçbir siyasi parti ile ittifak kurulmadığı halde, CHP’nin gücü ve seçmenin vicdanının sandıkta kurduğu Türkiye ittifakı 2019 başarısını daha da büyütmüştür. Bu sonuçları bizleri rehavete sevk edecek bir galibiyet olarak asla değil seçmenin bize açtığı bir kredi olarak gördüğümüzü ifade etmek isterim.

Tüm seçmen gruplarından gelen Türkiye siyasetinin akışını esastan değiştiren bu desteğin partimize büyük bir sorumluluk yüklediğinin farkındayız. CHP artık tüm demokratların partisidir. CHP sosyal demokratların partisidir ama aynı zamanda milliyetçi demokratların, muhafazakar demokratların, Kürt demokratların aynı anda birlikte oy verebildikleri partidir. Bunu bu seçmenleri CHP’li yaptık olarak okumuyoruz. Bu seçmenlerin bize verdikleri bir kredi, bize verdikleri bir görev olarak addediyoruz, bu emaneti alıyor ve başımızın üstüne koyuyoruz.

Yeni seçmen kitlelerimizle bundan sonra kurulan yakın teması sürdürecek, bizden beklentilerinin detaylarına kadar dinleyecek, detaylarına kadar ineceğiz. Bu seçimlerde ilk kez CHP’ye oy veren seçmenimiz emin olsunlar ki bu verdikleri destekten dolayı hiçbir zaman pişman olmayacaklar, hiçbir zaman mahcubiyet duymayacaklar. Bu sonuçlar bizi kibirlendirmeyecek, bugüne kadar taşıdığımızdan daha büyük bir sorumluluk altında olduğumuzu hissettirecek, asla böbürlenmeyeceğiz, aldığımız yükü sorumlulukla taşıyacağız. Siyasi rakiplerimizi dahi daha önce yıllardır yaptıkları alaycı zafer konuşmalarından mahrum tutacağız.

Ben çocukken duyduğum bir hikayenin bütün siyaset hayatımda bana rehber olmasını hep diledim, hep istedim, hep dikkat ettim. Beşiktaş maçı kazanmıştır. Soyunma odasında büyük kıyamet kopmaktadır. Kapı açıldığında Süleyman Seba’nın koşup onlara sarılacağını düşünen bütün oyuncular, o büyük futbol adamının tarihi dersini almak üzere orada olduklarını birazdan öğreneceklerdir. Süleyman Seba onlara şunu demiştir. Siz kazandınız. Ama yan odada sizin sevinciniz kadar büyük bir üzüntüyü yaşayan rakipleriniz var. Centilmenliğe bu sığmaz. Ben bütün CHP’lilerden, köylerde davul çalmaktan tutun, havai fişek atmaya, gürültü yapmaya, gürültülü konvoylarla diğer siyasi partilerin adayların evinin önünden geçmesine, bugüne kadar bize ne yapıldıysa tamamını unutmalarını, sevinçlerini mümkün olan en sessiz şekilde yaşamalarını ve özellikle silahlardan, patlayıcılardan, havai fişeklerden uzak durmalarını partini Genel Başkanı olarak özel rica ediyorum.

Bu seçim gelecekte kazanacağımız daha büyük zaferlerin bir ilk adımıdır. Bugün bize bakanlar, kibri değil tevazuyu, böbürlenmeyi değil başarıyı bölüşebilmenin erdemini hissetmelidirler. Demokrasi bunu gerektirir. Kötü örnekler. Geçmişte bize yapılanlar. İçimizdeki rövanş almaya ilişkin özlemi içimize gömüyoruz ve gerçek demokratların hazmettikleri gibi, hazmetmeleri gerektikleri gibi bu başarıyı bize oy vermeyen seçmenlerimizle de paylaşmak üzere sevincimizi içimizde ve mümkün olunduğu kadar sessiz yaşıyoruz.

31 Mart seçimlerinin Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan herkes için olduğu gibi tüm siyasi partiler açısından da bir milat olduğunu, seçim sonuçlarının CHP belediyeciliğinin, halkçı belediyecilik anlayışının benimsendiğini gösterdiğini, seçimleri şehirlerimizi koruyan, güçlendiren, insanlarımıza güven ve huzur veren belediyecilik anlayışının kazandığını da buradan altını çizerek hatırlatmak isterim. Seçim sonuçları bir milattır. Çünkü seçim haritasının da gösterdiği üzere CHP artık her bölgenin, her şehrin, her kesimin ve her vatandaşın partisidir. Artık Akdeniz ve Ege kıyılarında değil Türkiye’nin her köşesinde vardır. Siyasi partilerle değil Türkiye’nin demokratları ile büyük bir birlikteliği kuran Türkiye ittifakı kazanmıştır.

Hak arayanlar ve yok sayılanlar kazanmıştır. Yok sayılan, çağrımızla her geçen gün daha kalabalıklaşarak miting meydanlarına koşan emekliler kazanmıştır. Hayalleri kırılan gençler, yeni bir umuda tutunarak sandığa koşmuşlardır. Atanmayan öğretmenler, staj ve çıraklık mağdurları, emeklilikte adalet isteyenler kazanmıştır. Sorunları ile boğuşan üreticiler, çiftçiler, hayvancılar, arıcılar, balıkçılar kazanmıştır. Beyaz, mavi, gri yakalı emeği sömürülen emekçiler kazanmıştır. Onları yok sayanlar ve her ne olursa olsun bizi iktidardan bunlar uzaklaştıramazlar diyenler de kaybetmiştir. Türkiye’yi biz ve onlar diye bölmeye çalışanlar kaybetmiştir. Biz bölünmeyiz, bir ve bütünüz, ötekinin hakkını kendi hakkım kadar çok savunurum diyenler kazanmıştır.

Bunu en çok da yüzde 80’ne varan desteği ile kendi hakkı kadar diğerinin hakkını savunmayı bilen gençler kazanmıştır. Onlar bu ülkeden ümidi kestiler, bavulları zihinlerinde topladılar ve bir gün gidecekler denilen gençler, bir seçim daha beklemeye karar vermişlerdir. Biz gücümüzü milletimizden aldık, şimdi milletimize güç verme zamanıdır. Milletin bize yüklediği sorumluluğun gereği olarak yarından itibaren Türkiye’de büyük bir mücadele başlatacağız. Bu hükümete itiraz eden kim varsa onların hakkını aramak için durmadan, yorulmadan mücadele edeceğiz. Hakkını arayanların yanında, arkasında değil gerektiğinde önlerinde yürüyeceğiz.

“Yeni başlıyoruz”

Bugün elde ettiğimiz başarı ile genel seçimlere giden yolda elbette daha güçlüyüz. Artık az değiliz. Daha çoğuz. Yarın daha da çok olacağız. Bugün yerelde kurduğumuz iktidarı yeni seçimlerde daha da büyüteceğiz. Bugün hep birlikte kazandık, ülkemizin geleceğini hep birlikte kuracağız. Bundan önce sorulduğunda hep şöyle söylemiştim. Bir siyasi partinin ve bir genel başkanın kendisinden önceki genel başkanlara göstereceği vefa, onların partisini iktidar yapmakla olur. Onların partisini birinci parti yapmakla olur. Yeni başlıyoruz.

Biraz önce genel merkezimizdeki hemen bütün çalışanları katlarında ziyaret ettim. Onlara teker teker teşekkür ettim. Bir kez daha sizlerin huzurunda partimizin emekçilerine, örgütümüzle birlikte teşekkür ediyorum. Aslında açıklama burada bitti. Ama çok bizim ağzımızdan duyulmasını, sizdeki sonuçlara göre sorusunu sorulmadan yanıt vermemin doğru olacağını söyledi arkadaşlar. Şu anda bizdeki verilere ve tüm kaynaklardan desteklenen verilere göre Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Eskişehir, Mersin, Muğla, Tekirdağ, İzmir, İstanbul’u yeniden kazandık. Balıkesir, Bursa, Manisa ve Denizli’yi büyükşehir belediyelerini kazandık.

İlçe belediyelerinde çok önemli başarılar elde ettik. 1989’dan sonra ilk kez Adıyaman’ı, Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa gibi Afyonkarahisar’ı, 1977’den beri Amasya’yı, Bartın’ı, Giresun’u, Kastamonu’yu, Cumhuriyet tarihinde ilk kez Kırıkkale’yi, Kilis’i, Kütahya’yı, Uşak ve Zonguldak’ı kazandık. Ardahan’ı, Artvin, Bilecik, Burdur, Bolu, Çanakkale, Edirne, Kırşehir, Sinop ve Yalova’yı kazandık. Kırklareli, Hatay ve Çorum’da başa baş bir yarış devam ediyor. Dikkatle takip ediyoruz. Bu illerimizde sayımın uzama ihtimaline karşı o illere yönelik milletvekili görevlendirmelerimiz olacak, onları arkadaşlarımız sizinle paylaşacaklar.

Ordu merkez ilçe Altınordu’yu, Trabzon Ortahisar’ı, Samsun Atakum Belediyesini kazanarak Karadeniz’deki merkez ilçelerde çok önemli başarılar elde ettik. İstanbul’da elimizdeki 14 belediyenin tamamını korurken, şu ana kadar buna 12 belediye ilave ettik. İl başkanımızın taahhüdü olan iki ilçe için yarış kıyasıya devam ediyor. İki ya da dört ilçeyi kazanmamız olası. Buradan sandık görevlilerimize, belediye meclis sonuçlarının çok önemli olduğunu, bunun için ıslak imzalı tutanaklar konusunda hassasiyetlerini sürdürmelerini istiyorum. Bugün sabah 08.30’da tüm Türkiye’deki sandıklarımızdan yüzde 98,5’luk oranında kalktılar, gittiler, görev yerlerine oturdular. Oturmayanın yerine yedeği, müşahidimiz oturdu.

Sandıklar güvende bilgisini veren, CHP’de bu seçimi yöneten Seçim ve Hukuk İşleri, Genel Sekreterlik ve Bilgi Teknolojileri başta olmak üzere örgütlerden sorumlu, yerel yönetimler, iletişimden sorumlu olan tüm arkadaşlarımızı kampanyayı tüm Türkiye’de başarı ve zorluklara rağmen yürüten, mali koordinasyonu yürüten sayman arkadaşımıza ve geniş ekibine yürekten teşekkür ediyorum. Biz geceyi takip ediyor olacağız. Taşkınlık yapmadan, kimseyi üzmeden, bu geceye leke getirebilecek bir üzüntü yaşamadan bu geceyi tamamlamak istiyoruz. Her gelen anket bir öncekinden iyi geldi demiştim. Her gittiğimiz meydan bir öncekinden iyiydi. Bu gece de her gelen haber bir öncekinden iyi olacak.”

Paylaşın

Ekonomik Kriz, Dar Gelirlinin Nefesini Kesti

CHP Bolu Milletvekili Türker Ateş, “Faiz artışları enflasyonu ve dövizin ateşini düşürmediği gibi, diğer taraftan dar gelirlinin nefesini kesiyor. İnsanlar her geçen gün borçlarını ödemekte daha da çok zorlanıyor” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bolu Milletvekili ve Sanayi ve Ticaret Komisyonu üyesi Türker Ateş, takibe düşen kredi kartı borçlarındaki hızlı artışa dikkat çekti.

Sol Haber’in aktardığına göre; Merkez Bankası’nın faiz artışlarının en çok dar gelirlileri zora soktuğuna dikkat çeken Ateş, “Sadece mart ayında 1,5 milyar liralık kredi kartı borcu, ödenemediği için takibe düştü. Yılbaşından beri takibe düşen kredi kartı borcu 5,8 milyar lirayı aştı” dedi.

Seçimden sonra kredi kartlarına getirilecek kısıtlamaların yoksullaşmayı daha da vahim boyutlara taşıyacağını ifade eden Ateş şöyle konuştu: “İktidar yoldan çıkardığı ekonomiyi, rayına oturtamadıkça işin kolayına kaçıp faturayı dar gelirliye kesmeye kalkıyor.

2023 sonunda 15 milyar 392 milyon lira olan takibe düşen kredi kartı borcu, 21 milyar 247 milyon liraya yükseldi. Sadece 3 ayda 5,8 milyar liralık kredi kartı borcu takibe düştü. Mart ayının ilk üç haftasında takibe düşen kredi kartı borcu 1 milyar 491 milyon lira. Faiz artışları enflasyonu ve dövizin ateşini düşürmediği gibi, diğer taraftan dar gelirlinin nefesini kesiyor. İnsanlar her geçen gün borçlarını ödemekte daha da çok zorlanıyor.”

‘Batık tüketici kredileri yılbaşından beri hızla artıyor’

Sorunun sadece kredi kartlarında olmadığını ifade eden Ateş, tüketici kredilerindeki batık oranının da yılbaşından beri hızla arttığına işaret etti. 2023 yılı sonunda, 29 milyar 443 milyon lira olan takibe düşen tüketici kredilerinin, daha üç ay dolmadan 33 milyar 887 milyon liraya ulaştığını belirten Ateş şunları söyledi:

“Yılbaşından beri daha üç ay geçmeden batık tüketici kredileri 3 milyar 444 milyon lira yükseldi. Faiz artışları enflasyonu ve dövizin ateşini düşürmediği gibi, diğer taraftan dar gelirlinin soluğunu kesiyor.”

Paylaşın

CHP Lideri Özgür Özel: Büyük Bir Zafer Kazanacağız

İzmir’de basın mensuplarına açıklamalarda bulunan CHP Lideri Özgür Özel, yerel seçimlere ilişkin, “Yarın büyük bir zafer kazanacağız. Çok umutluyuz. Geçmişte büyük ittifaklarla sağladığımız başarıyı seçmenin vicdanıyla ve ‘Türkiye İttifakı’ ile başaracağız” dedi ve ekledi:

“Demokrasi hep birilerinin, kendisine ve yandaşlarına kazandırmak; emekçilerin, emeklilerin süründürülmesi değildir. Ben veya herhangi bir adayım bir kişinin bile kalbini kırdıysa özür dileriz. 1 Nisan’da Türkiye demokrasisi çok önemli bir güne adım atacak.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, yerel seçim öncesi İzmir’de ziyaretlerde bulundu. Balçova Belediyesi’ni ziyaret eden Özel, çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Sözlerine “Yarın sandıklar açıldığında İzmir’in güneşi sandıklara gelsin” diyerek başlayan Özel, partilerin üst yönetimlerinde oluşmayan ittifakın seçmen nezdinde kurulduğunu belirterek şunları söyledi:

“Yarın büyük bir zafer kazanacağız. Çok umutluyuz. Geçmişte büyük ittifaklarla sağladığımız başarıyı seçmenin vicdanıyla ve ‘Türkiye İttifakı’ ile başaracağız. Demokrasi hep birilerinin, kendisine ve yandaşlarına kazandırmak; emekçilerin, emeklilerin süründürülmesi değildir. Ben veya herhangi bir adayım bir kişinin bile kalbini kırdıysa özür dileriz. 1 Nisan’da Türkiye demokrasisi çok önemli bir güne adım atacak.”

Kampanya dönemindeki eşitsizlikler ve devlet imkanlarının AK Parti adayları lehine kullanılmasına da dikkat çeken Özgür Özel şöyle konuştu:

“Türkiye’de bir partiyi devlet olarak gören anlayış olduğu müddetçe adil bir seçime ortamından bahsedemezsiniz. Devletin bütün imkânları bir parti için seferber edildi. Siyaset yapmayacakları söylenen bakanları siyasete karıştılar. Türkiye’nin her yerinde adaylarımız kendi öz güçleriyle mücadele etti. Devletle millet ne zaman yarıştıysa millet kazanmıştır. Bugün devletle ‘Türkiye İttifakı’ yarışıyor.”

Paylaşın

Özgür Özel’den Meral Akşener’e Yanıt: Canı Sağ Olsun

Meral Akşener’in CHP’yi ve kendisini hedef alan açıklamalarına yanıt veren Özgür Özel, “Dün Meral Hanım birçok şey söyledi. Tek itirazım biz miting yaparken Atatürk’ün partisine yapılan hakaret içerikli afiş idi” dedi ve ekledi:

“Abla diyeceğim dün kızmış bana abla demeyin demiş. Sayın Genel Başkanıma söyleyeceğim şudur. Bize saldırsınlar. Bende kural şu; eski dosttan düşman olmaz. Atatürkçü, centilmen insanlar birbirine çelme takmaz. Birbirine düşmanlık yapmaz. Canı sağ olsun, ablam benim.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, yerel seçimler kapsamında memleketi Manisa Turgutlu’da seçmene seslendi. Özgür Özel’in konuşmasından satır başları:

“Bundan 1,5-2 ay önce mitinglere ilk başladığımızda emekliler büyük acı çekiyorlar burada mı dedim. Meydanın yüzde 20’si buradayız dediler. Emekliler benimle birlikte olursanız sizin sesinizi duyuracağım, hakkınızı mutlaka alacağız dedim. Memleketin korosu en acı şarkıyı söylüyor. ’10 bin lira alıyoruz’ dediler.

AKP iktidara geldiğinde emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Bugünkü parayla 26 bin lira. Sizin düzeninizi hiç bozmasalar asgari ücret 26 bin lira. Ama onlar TÜİK’e göre düzenleme yapacağız dediler. TÜİK ne demek Tayyip’i Üzmeyen İstatistik Kurumu. İlk Tayyip Bey geldiğinde en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Bugün sadece 2,5 çeyrek altın alıyor. Emekliler her ay 5,5 çeyrek altın kayıptalar.

Ucuz kıyma için insanlar kuyrukta bekliyor. Karıncalar gibi bir arada durmak, yan yana durmak lazım. Karıncaların isteyip de aşamayacağı engel yoktur. O burnu büyüklere, o kibirlilere sizi karınca gibi ezmeye çalışanlara şunu söylüyorum; karıncayı ezdirmem karıncanın kardeşi var. O da CHP’dir.

4 liralık mazot 19 lira olduğunda isyan ettik. Düzelteceğiz dediler. 19 liralık mazotu 45 liraya çıkardılar. Hakkınızı 5’li çetelere, İliç’teki altın madeninin silinen vergilerine harcıyorlar.

Çiftçinin hakkını alana kadar, üzüm üreticisinin hakkını alana kadar, bundan sonra siz varsanız biz buradayız. Hakkınızı söke söke alacağız… Yandaş kayıran, esnafı, memuru ezdiren, yoksulları bir çare bırakanlara karşı yerel iktidarın yerelden dengeleneceği seçimlerdir. 31 Mart’ta canı yanan herkesi iktidara sarı kart göstermeye davet ediyoruz.

Meral Akşener’in sözlerine yanıt

Dün Meral Hanım birçok şey söyledi. Tek itirazım biz miting yaparken Atatürk’ün partisine yapılan hakaret içerikli afiş idi. Abla diyeceğim dün kızmış bana abla demeyin demiş. Sayın Genel Başkanıma söyleyeceğim şudur. Bize saldırsınlar. Bende kural şu; eski dosttan düşman olmaz. Atatürkçü, centilmen insanlar birbirine çelme takmaz. Birbirine düşmanlık yapmaz. Canı sağ olsun, ablam benim.

Erdoğan, Erbakanla görüşme yapmadı. Erbakan ittifaka yanaşmadı. Tayyip Bey, Fatih Bey’e ne diyor? Zübük diyor, ip cambazı diyor. Depremzedelere bile şantaj yapan kötücül bir akıl vardır. Bizim ittifakımız gücünü milletimizden, renklerini bayrağımızdan alır.”

Paylaşın