Muğla: Marmaris, Amnistos (Karacasöğüt)

Amnistos (Karacasöğüt) Antik Kenti; Muğla’nın Marmaris İlçesi, Sedir Adası’nın güney batısında, Altınsivri denilen tepenin yaklaşık 6-7 km. batısındadır.

Amnistos; Kamiros Kenti’ne bağlı idi. 1954′te Bean ve Cook tarafından yapılan yüzey araştırmasında Söğütköy’de tespit edilen kalıntılar burunda yer alan bir kale; bir kule ve aşağıdaki körfezin kıyısında isodomos tekniği gösteren bir rıhtım duvarından ibarettir.

Kalenin inşasında hem kesme taş; hem de polygonal teknik kullanılmıştır. Duvarlar bosajlıdır. Kuzeyde 1.6 m genişliğinde ve yaklaşık 3 m yüksekliğinde bindirme kemerli bir kapıya sahiptir. En tepede 0.5 m kalınlığında duvarlara sahip bir yapı yer alır.

Kule ise batıdadır ve yakın zamanda bloklarının alınması yüzünden büyük ölçüde harap olmuştur. Siyah firnisli bir Attika tuzluğu MÖ 5. yy’ın son çeyreği ya da 4. yy’ın ilk çeyreğine tarihlendirilmiştir. Yaklaşık 800 m genişliğindeki bir vadi denizden içeri kesimlere doğru 3 km kadar devam eder. Vadinin içinde sürekli akan bir dere ile kıyıdan yaklaşık 1.5 km uzakta 60 m uzunluğunda bir teras duvarı bulunmaktadır.

Duvar 1 m yüksekliğe kadar korunmuştur. Söğüt’ün 1.6 km uzağındaki İçme adında küçük bir koyun kıyısında bulunan Amnistoslu birine ait mezar yazıtından dolayı Amnistos Antik Kenti’nin burada olduğu düşünülse de kesin bir sonuca varmak mümkün değildir. Koyda ayrıca iki mezar sunağı ile Hellenistik Dönem çanak çömlek parçaları bulunmuştur.

Paylaşın

Muğla: Marmaris, Phoenix Antik Kenti

Phoenix Antik Kenti; Muğla’nın Marmaris İlçesi, Taşlıca Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Taşlıca Köyü’nin 4 km. güneybatısında Söğüt Körfezi’nin güneydoğusunda ancak denizden yüksekte ve kıyıdan içeridedir.

Kentin akropol ve agorasına ait kalıntılar geç dönemlerde de kullanılmış bir tapınak kalıntısı çeşitli işlevlere sahip yapı, duvar kalıntıları ve mezar kalıntıları görülebilmektedir.

Yörenin günümüzde olduğu gibi Antik dönemde de su sorunu bulunduğundan kent ve çevresinde çok sayıda antik dönemden günümüze dek kullanılan kuyu bulunmaktadır.

Paylaşın

Muğla: Marmaris, Amos Antik Kenti

Amos Antik Kenti; Muğla’nın Marmaris İlçesi, Turunç Beldesi sınırları içerisindeki Hisarburnu yakınında, Kumlubük Koyunun kuzeybatısında yer almaktadır.

Amos, Helen dilinde ‘Ana Tanrıça Tapınağı’ anlamına gelmektedir. Kalıntılar daha çok yoldan eğim ile yükselen bu tepede yoğunlaşmaktadır. Yörenin önemli antik kentlerinden biri olan Amos’ta bulunan kalıntılar antik kentin MÖ.2.yy’dan itibaren yerleşim gördüğünü kanıtlar.

Günümüze ulaşan en önemli kalıntıları antik dönem sur, kule ve idari yapılara aittir. Rodos karşı yakasındaki üç tiyatrodan ikincisi olan Amos Antik Tiyatrosu, bugün oldukça iyi durumdadır.

Oturma yerleri, yan duvar ve sahne binasının üç odasını ayırt etmek mümkündür. Prof. E. GeorgeBean, bölgede yaptığı kazılarda (1948) M.Ö 200 civarına ait üç ayrı kira sözleşmesinin koşullarını ele alan dört yazıt parçasını ortaya çıkarmıştır.

2010 yılında Marmaris Müze Müdürlüğü, Turunç Belediyesi ve Marmaris Ticaret Odası’nın katkılarıyla Çevre Düzenleme ve Yol Güzergahı Belirleme çalışması yapılmıştır.

Paylaşın

Muğla: Marmaris Kalesi ve Müzesi

Marmaris Kalesi ve Müzesi; Muğla’nın Marmaris İlçesi, Tepe Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Marmaris Müzesi, tarihi bir mekân olan Marmaris Kalesi’nde hizmet vermektedir.  Kale, Marmaris Limanı arkasında denize hakim konumda, bir yarımada üzerinde inşaa edilmiştir. Marmaris Kalesine ait ilk bilgileri M.Ö. 490-425 yılları arasında yaşayan Halikarnassoslu (Bodrum) tarihçi Herodot vermektedir. Herodot kalenin ilk olarak M.Ö. 3. Binde yapıldığını söyler. Bu dönemde bir Karia Kenti olan Physkos (Marmaris) bugün olduğu gibi Ege Denizi ve Akdeniz arasında bir geçiş noktasıdır.Kentin limanı Rodos ve Mısır’a açılan ticaret yollarıyla çağlar boyunca önemini korumuştur.

Marmaris Kalesi’nin yapımından söz eden tek yazılı kaynak, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesidir. M.S. 17.yy. da Muğla yöresini gezen Evliya Çelebi, ünlü Seyahatname’sinde kalenin 1522 yılında Osmanlı Hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman tarafından Rodos seferi sırasında yaptırıldığı ve buranın bir askeri üs olarak kullanıldığını ayrıca düzgün taşlarla örülmüş 400 ayak uzunluğunda bir duvarı olduğunu söylemektedir.

Kaleye çıkan dar ve basamaklı sokağın girişinde Hafsa Sultan Kervansarayı yer alır. Kervansarayın giriş kapısı üzerinde yer alan kitabeden 1545 tarihinde Osmanlı hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman tarafından annesi adına yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Yapım amacı Rodos seferi sırasındaki konaklama ve ticaret ile ilgilidir. Kervansaray dikdörtgen planlı ve iki katlı olup, yedi küçük bir büyük oda ve bir hamamdan oluşmaktadır. Mekanın alt katları dükkan, üst katları ise konaklama için kullanılmış, üzeri kemerlerle örtülmüştür. Marmaris Kalesi ve Kervansaray, dönemin kompleks yapılarına özgü bir bütünlük göstermektedir.

Kalenin önemli bir kısmı, Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1914 yılında bir Fransız savaş gemisinin top atışları ile yıkılmıştır. Cumhuriyet öncesinden başlayarak yakın tarihe kadar içi Marmarisliler tarafından iskan edilen Kalede, 18 konut, bir çeşme ve bir sarnıcın olduğu bilinmekedir.1979 yılına kadar kale içinde ve dışında bulunan 18 adet konut kamulaştırılmıştır.

Paylaşın

Muğla: Köyceğiz, Toparlar Şelalesi

Toparlar Şelalesi; Muğla’nın Köyceğiz İlçesi, Toparlar Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Tabelası küçük dikkat etmek gerekiyor. İçeri doğru girince çam ağaçları karşılıyor insanı ve suyun sesini duymaya başlıyorsunuz. Güzellikleri görmek için sıkı bir yürüyüşe hazır olmalısınız neyse ki durup dinlenmeyi bahane edecek bir çok güzellik var.

Yürüyüşü, sekmeyi, kızıl toprağı da düşünürsek kesinlikle rahat bir ayakkabı, eşofman, şapka, içeceklerimizle ve soğuk suda serinlemek istiyorsanız mayonuzla ve tedarikli gitmelisiniz.

İlk şelaleden sonra vazgeçmeyin ve kayalardan sekerek ilerlemenin zevkini çıkararak gezinizin tadını çıkarın. Her yerde oluşan küçük gölcükler dağlardan sızan suların ve üstündeki çiçeklerin görüntüsü size unutulmaz bir gün yaşatacaktır.

Çünkü Köyceğiz’e sadece 8 km. uzaklıktaki Toparlar Şelalesi, yılın en sıcak aylarında dahi Trekking ve doğa hayranları için, 15 dakikalık bir doğa yürüyüşü ile ulaşarak, serinleyebilecekleri uğrak yerlerinden biridir.

Paylaşın

Muğla: Köyceğiz, Sultaniye Kuş Cenneti

Sultaniye Kuş Cenneti; Muğla’nın Köyceğiz İlçesi, Sultaniye Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır.

Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Kuş Cenneti’nde yerli ve göçmen olmak üzere 180 den fazla kuş türü yaşamaktadır. Bunlardan en önemlileri: Yalıçapkını, Alaca Yalıçapkını, Sakarmeke…

Kuş Cenneti için Köyceğiz’e her yıl başta İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinden, gruplar halindeki doğa sevenler akın eder.

Bölgenin morfolojik yapısından, iklim ve bitki örtüsünden dolayı zengin hayvan türlerine rastlanır. Her türden sürüngenler, memeli hayvanlar ve kuşlar.

Hayvan türlerinden bazıları şunlardır; Benekli kaplumbağa, Deniz kaplumbağaları, Dikenli kertenkele, Bukalemun, Oluklu kertenkele, Boynuzlu engerek, Hazer yılanı, Mahmuzlu yılan, Vaşak, Karaca, Karageyik, Alageyik, Dağ keçisi.

 

Paylaşın

Muğla: Köyceğiz, Akköprü

Akköprü; Muğla’nın Köyceğiz İlçesi, adını verdiği Akköprü Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Dalaman Çayı iki tarafı arasındaki ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkileri de şekillendiren Akköprü, Köyceğiz’e 33 kilometre uzaklıkta.

Adını Dalaman Çayı üzerinde kurulacak baraja veren tarihi Akköprü, yıl boyunca çok sayıda ziyaretçi ağırlar. Geçmişte Ege ile Akdeniz’i bağlayan tek köprü olan Akköprü, MS 3. yüzyılda Romalılar tarafından yapıldı. 30 metre yüksekliğinde ve 50 metre uzunluğundaki köprü, 2 kemerli ve 3 ayak üzerine yapılı.

Taşların kimi yerlerde demir kancalarla tutturulmuş olması nedeniyle aradan geçen zamana rağmen aslını koruyan Akköprü, Dalaman Çayı üzerinde rafting yapanların da son durağı olma özeliği taşıyor. Yapımında kullanılan taşların beyaz olması nedeniyle halkın “Akköprü” adını verdiği tarihi köprü, Akköprü barajının su tutması ile malesef sular altında kalacak.

Paylaşın

Muğla: Köyceğiz, Gedova Adası

Gedova Adası; Muğla’nın Köyceğiz İlçesi sınırları içerisindeki Köyceğiz Gölünün ortasında ormanlarla kaplı bir adadır.

Gedova Adası, küçük iskelesi, plaj ve bungalov tipi evleriyle güzel bir dinlenme yeridir.

Hristiyanların din savaşlarından Yahudilerin dışlanması üzerine onlardan biri kaçıp Gedova’ya gelir. Önce “Yehova” olan bu adanın ismi daha sonra Gedova olur.

Bugün Gedova’ya verimsiz ova da denir. Gedova’da bulunan bir mezar taşında; “Yüz yirmi güneş yılı yaşayan Suciye, o kadar çok içerdi ki, içtiği zaman Azrail bile ondan korkardı. İçki içmediği bir gün Azrail onun canını aldı diye yazılıdır.

Paylaşın

Muğla: Köyceğiz, İmbros Kalesi

İmbros Kalesi; Muğla’nın Köyceğiz İlçesi, Sultaniye Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Kaunos Antik Kenti’nin kuzeyindeki Ölemez Dağı üstünde yer alan İmbros Kalesi eskiden liman yakınındaydı.

Limanın dolması ticaret ilişkilerinde sorun yaratmış, ayrıca üreyen sivrisineklerin neden olduğu sıtma salgınları da kentin yaşamını olumsuz yönde etkilemiştir.

Kent akropolisi doğuda yüksek ve batıda alçak iki tepeden oluşmuştur. Akropolis’ten kuzeydoğuya doğru uzanan sur duvarları oldukça iyi korunmuştur.. Mausolos dönemine tarihlenen surlar daha sonra da onarımlar görmüştür..

Paylaşın

Muğla: Kyon Antik Kenti

Kyon Antik Kenti; Muğla’nın Kavaklıdere İlçesi, Çamyayla (Bellibal) Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Kelime anlamı, Helence’de “köpek mezarı”dır. Bizans döneminde ise, buraya Paliapolis denir. Yörede arkeolojik kazı çalışmaları yapılmadığından ve yazılı kaynaklarda, buranın yalnızca ismi zikredildiğinden, antik şehir hakkında ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır.

Buradaki antik kent kalıntıları içinde, günümüzde görebilecekleriniz Roma dönemine ait bir tiyatro ve çeşitli sunak taşları kalıntılarıdır. Ancak, Roma döneminde sikke basıldığı bilinen şehrin: sonuçta, nadir sikke basan önemli şehirlerden biri olduğu düşünülmektedir. Antik kalıntılar içinde en öne çıkanı, tiyatrodur.

Tiyatro tepeye yaslanmıştır ve evlerin arasındadır. Oturma sıraları taşlarının işçiliği, komşu kent Hyillarima tiyatrosunun sıraları ile benzerlik göstermektedir. Ama, bu sıralardan, yalnızca 13 sıra, günümüze ulaşmıştır. Orkestra çukurluğu altta kalmış ve birkaç sıra üstüne, günümüzde kullanılan Belediye otoparkı yapılmıştır.

Paylaşın