TTB: Vaka Artışı Çok Fazla, Önlemler Geri Gelmeli

Sağlık Bakanlığı’nın haftalık Kovid-19 verilerine vaka sayılarında artışın devam ettiği gözlemlendi. Verileri değerlendiren Türk Tabipleri Birliği İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten, “Artış çok fazla. Çok hızlı bir yükseliş var. Acilen birtakım tedbirler almak lazım” dedi.

Sağlık Bakanlığı’nın haftalık Kovid-19 verilerine göre vaka sayılarının geçen haftaya göre iki kat arttığı görüldü. 4-10 Temmuz’da 117 bin 95 kişinin testi pozitif çıktı, 31 kişi yaşamını yitirdi, iyileşenlerin sayısı ise 61 bin 47 oldu. Önceki hafta vaka sayısı 57 bin 113, yaşamını yitirenlerin sayısı ise 25 olarak açıklanmıştı. Türkiye’de ilk Kovid-19 vakasının belirlendiği 11 Mart 2020’den bu yana görülen vaka sayısı 15 milyon 297 bin 539’a yükselirken 99 bin 88 kişi yaşamını yitirdi.

“Sonbaharda ciddi yükseliş bekleniyor”

Verileri Cumhuriyet’e değerlendiren Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten, “Artış çok fazla. Çok hızlı bir yükseliş var. Önlem almak gerekir ama iktidar bu yönde bir açıklama yapmadı. Acilen birtakım tedbirler almak lazım. En başta maske, mesafe, hijyen gibi kişisel koruyucu tedbirlere yeniden dönmek geliyor. Aşılama hızı mutlaka artırılmalı. Sağlık Bakanlığı konuya daha ciddi yaklaşmalı. Gidişat ne yazık ki daha kötü olabilir. Ölüm sayılarında artış var. Sonbaharda ciddi yükseliş bekleniyor. Bunların hepsini değerlendirdiğimizde, önümüzdeki süreç ciddi geçebilir” dedi.

TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut ise “Beklenen bir şeydi. Önlemler çok hızlı gevşetildi. Dünya Sağlık Örgütü pandeminin bitişini ilan etmeden Türkiye, önlemleri kaldırarak vaka sayısının artmasına neden oldu. Bu, sonbahara girişte kat be kat artar. Bu dönemde yine maske, mesafe, hijyene çok dikkat etmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Dünya Sağlık Örgütü: Kovid 19 Kaynaklı Ölümler Artıyor

DSÖ Genel Direktörü Dr. Ghebreyesus, pandemi ile mücadele araçlarından test, genom sıralaması ve aşıyı kullanmayı sürdürme çağrısı yaptı. DSÖ ayrıca, Kovid 19 pandemisinin “küresel acil durum” şeklinde nitelendirmeye devam etmeye karar verdi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ/WHO), Acil Durum Komitesi 8 Temmuz’da pandemiyle ilgili görüşmek için toplandı. Toplantı sonrası yapılan yazılı açıklamada, Kovid 19’un Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu (PHEIC) kategorisinde değerlendirilmesi yönünde Komitenin tavsiyede bulunduğu ve bu önerinin kabul edildiği bildirildi.

BA.4 ile BA.5 artışı tetikledi

DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, örgütün Cenevre’deki merkezinde düzenlenen basın toplantısında “Kovid 19 ölümlerinde artan eğilimin, sağlık sistemleri ve sağlık çalışanlarına yarattığı zorluklardan endişeleniyorum” diye konuştu.

Ghebreyesus, Omicron varyantının alt varyantları BA.4 ile BA.5’in dünya genelinde vaka sayılarında artışı tetiklemeyi sürdürdüğünü söyledi:

“Virüsün takibindeki azalma, varyantların nasıl bulaştığı, hastalığa yol açma ihtimali ve virüse karşı mücadelenin etkililiğinin derecesinin anlaşılmasına engel oluyor.”

Küresel Kovid 19 vakalarının üst üste dört haftadır artışta olduğunun altını çizen Ghebreyesus, DSÖ üyesi ülkelere pandemi ile mücadele araçlarından test, genom sıralaması ve aşıyı kullanmayı sürdürme çağrısında bulundu.

Türkiye’de son durum

Öte yandan Kovid 19 vaka sayılarının yükselmeye başlamasıyla birlikte Sağlık Bakanlığı harekete geçmişti. Bakanlığın açıklamasına göre son Kovid 19 aşısının üzerinden en az altı ay geçen kişiler, dördüncü doz aşılarını; yani ikinci doz hatırlatma aşılarını olabilecek.

Randevular, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden alınabilecek. Hatırlatma dozu için TURKOVAC, Sinovac veya BioNTech aşılarından biri tercih edilebilecek.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Omicron’a bağlı vakalar Türkiye’de de artış gösteriyor.” ifadelerini kullanmıştı:

Türkiye’de Kovid 19 vakaları haftalık olarak açıklanıyor.

Haziran ayına kadar koronavirüs tespit edildiği açıklanan kişi sayısı 10 binin altında seyrederken 13-19 Haziran haftasında sayı 11 bine yaklaşmıştı.

20-26 Haziran haftası hızlı bir yükselişle 26 bin 635’e yükselen haftalık koronavirüs vaka tespit sayısı; 27 Haziran – 3 Temmuz arasında 57.113’e yükseldi.

Sağlık Bakanlığı, özellikle 50 yaş üzerindeki kişilerle risk grubundakilerin dördüncü doz aşılarının vurulması konusunda çağrıda bulunuyor.

Paylaşın

Kovid 19’a Karşı 4. Doz Aşı Uygulaması Başlıyor

Kovid 19 vaka sayılarının yükselmeye başlamasıyla birlikte Sağlık Bakanlığı harekete geçti. Bakanlığın açıklamasına göre son Kovid 19 aşısının üzerinden en az altı ay geçen kişiler, dördüncü doz aşılarını; yani ikinci doz hatırlatma aşılarını olabilecek.

Randevular, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden alınabilecek. Hatırlatma dozu için TURKOVAC, Sinovac veya BioNTech aşılarından biri tercih edilebilecek.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Omicron’a bağlı vakalar Türkiye’de de artış gösteriyor.” ifadelerini kullanmıştı:

Türkiye’de Kovid 19 vakaları haftalık olarak açıklanıyor.

Haziran ayına kadar koronavirüs tespit edildiği açıklanan kişi sayısı 10 binin altında seyrederken 13-19 Haziran haftasında sayı 11 bine yaklaşmıştı.

20-26 Haziran haftası hızlı bir yükselişle 26 bin 635’e yükselen haftalık koronavirüs vaka tespit sayısı; 27 Haziran – 3 Temmuz arasında 57.113’e yükseldi.

Sağlık Bakanlığı, özellikle 50 yaş üzerindeki kişilerle risk grubundakilerin dördüncü doz aşılarının vurulması konusunda çağrıda bulunuyor.

Paylaşın

Türk Tabipleri Birliği Uyardı: Pandemi Bitmedi

Türk Tabipleri Birliği (TTB), yazılı bir açıklama yayınlayarak yetkililerin “pandemi bitti” algısı yaratabilecek tutumlardan kaçınması gerektiğini vurguladı. Açıklamada, yeni dalgaya etki edebilecek güncellenmiş aşıların ekim-kasım aylarında hazır olacağının altı çizilirken, gerekli önlemler alınmadığı takdirde yıkıcı etkiler yaşanacağına dikkat çekildi.

Vaka sayılarındaki yeniden artışla birlikte, TTB tarafından konuya ilişkin “COVID-19 Pandemisi Bitmedi” başlığıyla bir açıklama yapıldı. Haziran ayının ortalarından itibaren başta İstanbul olmak üzere ülke genelinde yeni bir dalganın başladığı ve hızlanarak vaka sayılarını ciddi şekilde arttırdığı belirtilen açıklamada şu sözlere yer verildi:

“Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan 26 Haziran-3 Temmuz haftası için yeni olgu sayısı, günlük ortalama 8 bin 159 olup bir önceki haftanın iki katından daha fazladır. Öte yandan %30-40’ları aşan test pozitiflik oranlarının açıkça gösterdiği üzere gerekenden çok az test yapılmakta olduğu düşünüldüğünde, Avrupa’da benzer nüfus ve varyant profiline sahip ülkelerdeki günlük 80-100 bini aşan sayılar bizim için de geçerli olabilir.”

Aşılama oranı düşük

Yeni varyantların ağır hastalık yapmasını engelleyecek olan ek aşıları yaptırmış olan kişi oranının 18 yaş üstü nüfusta %33, 12 yaş üstü nüfusta ise %11 olduğu vurgulanan açıklamada, kısa sürede milyonlarca insanın hastalanması ve işe gidememesi nedeniyle birçok işkolunda işlerin aksayabileceği belirtildi.

Açıklamada, yeni dalganın başladığı bazı ülkelerde sağlık ve havayolları hizmetlerinde aksamalar görülmesinin altı çizildi. Covid-19’un ölümle sonuçlanmasa bile bazı kişilerde uzun dönemde komplikasyonlara neden olduğu da hatırlatıldı.

Yeni önlemler gerekiyor

TTB, vaka sayılarının azaltılması ve başta aşısız olan küçük yaş grupları ile risk altındaki ileri yaş ve eşzamanlı hastalıkları olan yurttaşların korunması için alınması gereken bir dizi önlem açıkladı:

  • Yetkili makamlar, pandeminin sona erdiği Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilmediği sürece “Pandemi bitti” şeklinde algılanabilecek açıklamalar yapmaktan kaçınmalı,
  • Ülkemizde vaka sürveyansının, tüm vakaları saptayabilecek şekilde genişletilmesi, vakalara ait yaş, cinsiyet dağılımları, aşılanma durumları, il ve ilçe verileri, yoğun bakım doluluk oranları, vefat edenlerin ayrıntılı özellikleri açıklanmalı,
  • Yapılmakta olan genomik sürveyansın yaygınlaştırılarak, elde edilen verilerin harekete geçebilmeyi sağlayacak şekilde güncel olarak paylaşılması,
  • Primer aşılama ve ek aşı dozlarının yapılabilmesi için ciddi kampanyalar şeklinde aşılama çalışmalarının yapılması, 12 yaşın altındaki çocuklar için uygun aşıların sağlanarak aşılamanın başlatılması,
  • Toplumda infeksiyonun yayılımını engellemek üzere kapalı alanlarda ve toplu taşıma araçlarında maske kullanım zorunluluğunun yanı sıra, kapalı mekanların havalandırılmasını sağlayacak önlem ve düzenlemelerin hayata geçirilmesi ve pozitiflik saptananların veya temaslıların etkili izolasyonu için HES kodu uygulamasının hızla geri getirilmesi,
  • Yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle artacak insan hareketliliğinin virüsün yayılımını artıracağı ve en riskli grup olan yaşlıların bu yayılımdan doğrudan (ziyaretler nedeniyle) ve ciddi şekilde etkileneceği göz önüne alınarak topluma yönelik bilgilendirme çalışmaları yapılması ve önlemlere uyma çağrısında bulunulması,
  • İnfeksiyon geçirenlerin testlerini yaptırmaları, soğuk algınlığı (solunum yolu infeksiyonu) belirtileri/bulguları olduğu sürece; başkaları ile temas etmemeleri ve maske takmaları, evde kalarak işe gitmemeleri, özellikle kapalı ve kalabalık ortamlardan, yukarda belirtilen riskli kişilerle temastan kaçınarak infeksiyonun yayılımının engellenmesi konusunda katkıda bulunmaları, işverenlerin çalışanlarını bu yönde desteklemeleri böylelikle daha büyük işgücü kayıplarını engellemeleri gereklidir.
Paylaşın

TTB’den Kovid 19 Uyarısı: Maskeye Geri Dönülmeli

Kovid-19 vaka sayısında artış yaşanması üzerine açıklama yapan TTB, çocukları kapsayacak şekilde aşıların başlatılması, kapalı ortamda maskeye geri dönülmesi ve verilerin günlük olarak paylaşılması çağrısında bulundu.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Kovid-19 vaka sayılarında artış yaşanması üzerine hükümete çağrıda bulundu. TTB’den yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı;

“COVID-19 vaka sayılarında artış görülmektedir. Başta riskli yurttaşlar olmak üzere durma noktasına gelen aşılanma çocukları da kapsayacak şekilde başlatılmalı, kapalı ortamlarda maskeye geri dönülmeli, testler artırılmalı, veriler test sayılarıyla birlikte günlük paylaşılmalıdır.”

Vaka sayısında artış

Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 13-19 Haziran 2022’de 10 bin 954 olan haftalık vaka sayısı, 20-26 Haziran 2022’de 26 bin 635’e yükseldi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da vaka sayılarında bir süredir artış gözlemlendiğini belirterek, günlük binin altına inen vaka sayılarının şu anda 4 bine doğru ilerlediğini ifade etti. Türkiye genelinde 2. doz aşı yapılma oranı yüzde 85, 1. doz aşı yapılma oranı ise yüzde 93.

Paylaşın

DTÖ’den Kovid 19 Aşılarının Patent Hakkı Konusunda Uzlaşma

Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) Cenevre’de yapılan 12’nci Bakanlar Konferansı’nda 164 üye ülkenin temsilcileri bir dizi konuda uzlaşma sağladı. Buna göre daha fazla ülkenin Kovid 19 aşısı üretebilmesi için aşı patentlerinin geçici bir süreliğine kaldırılmasına karar verildi.

Bu sayede Kovid 19 aşılarına dünya genelinde özellikle de yoksul ülkelerde eşit erişim hakkının tanınması hedefleniyor. Konferansta bunun yanı sıra uzun yılladır tartışmalara neden olan zararlı balıkçılık sübvansiyonlarının azaltılması konusunda da anlaşma sağlandı. Bu uzlaşma ile aşırı balık avcılığının önüne geçilmesi amaçlanıyor.

DTÖ ayrıca dünya genelinde açlıkla mücadele eden Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından yapılan alımların ihracat kısıtlamaları ile engellenmemesi konusunda da uzlaştı.

“DTÖ zamanımızın zorluklarına tepki verebilecek durumda”

Dünya Ticaret Örgütü Başkanı Ngozi Okonjo-Iweala Çarşamba günü sona ermesi planlanan ama Cuma sabahına dek devam eden görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada uzlaşmayı, “DTÖ zamanımızın zorluklarına tepki verebilecek durumda olduğunu gösterdi” sözleriyle özetledi.

Okonjo-Iweala’nın konuşması üye ülkelerin hükümet temsilcileri tarafından akışlanırken, sivil toplum temsilcileri bu duruma tepki gösterdi. Public Citizen kuruluşundan Melinda St. Louis, “DTÖ üyelerinin sendeleyen bir kurumu kurtarmaya çalışması ve ahlaksız kurumsal karları hayat kurtarmaktan daha öncelikli hale getirmesi utanç verici” diye konuştu.

Gözlemciler sonuç bildirgesindeki “DTÖ’de gerekli reformlar için çalışmaya kararlıyız,” “Bizce reformların tüm işlevlerinin iyileştirilmesi gerekir” gibi belirsiz ifadelerin müzakerelerin zorlu geçtiğine işaret ettiğini belirtiyor.

12 Haziran’da başlayan görüşmelerin 15 Haziran’da sona ermesi planlanmış ancak uzlaşma sağlanamayınca görüşmeler uzamıştı.

DTÖ kurulduğu 1995 yılından bu yana en büyük krizini yaşıyor. Küresel gerilimler, birçok ülkenin himayeci politikalar izlemesi ve Kovid 19 salgını, DTÖ üzerindeki baskıyı artırıyor. Özellikle Kovid 19 salgınının ortaya çıkmasından bu yana DTÖ’ye sık sık işlevini yitirdiği eleştirileri yöneltiliyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Kuzey Kore’de İlk ‘Resmi’ Kovid 19 vakası

Kuzey Kore’nin resmi Kore Merkezi Haber Ajansı (KCNA), başkent Pyngoyang’da Omicron’un alt varyantlarından BA.2’nin tespit edildiğini duyurdu. Fakat kaç kişide hastalığa rastlandığına veya bu kişilerin virüsü nasıl kaptığına ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı.

Kuzey Kore yönetimi iki yılı aşkın süredir devam eden pandeminin başından bu yana hastalığın ülkede yayılmadığını ifade ediyordu.

The Guardian gazetesinin aktardığına göre, ülkede Kovid 19’un Omicron varyantına rastlanmasının ardından “ciddi acil durum” ilan edildi.

KCNA, “Bu, Şubat 2020’den bu yana geçen iki yıl üç ay boyunca güvende tutulan ülkedeki en büyük acil durum” ifadelerini kullandı.

Güney Kore’nin Seul merkezli NK News haber kanalı vakaların görüldüğü başkent Pyongyang’ın son iki gündür kapanma durumunda olduğunu duyurdu: “Pek çok kaynak kapanmanın ne zaman biteceğinin belli olmamasının şehirde ‘panik alışverişine’ sebep olduğunu ifade ediyor.”

“Hiç kimse virüse karşı aşılanmadı”

Ülkede hastalığın tespit edilmesinin ardından Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-un bir acil durum toplantısı düzenledi.

Toplantıda kararlaştırılan “maksimum” acil durum önlemleri arasında daha sıkı sınır kontrolleri ve kapanma önlemleri olduğu ifade ediliyor.

Kuzey Kore’nin resmi haber ajansı KCNA’nın aktardığına göre, ülkedeki “tüm iş ve üretim faaliyetleri her bir iş birimi hastalığın yayılmasını engelleyecek şekilde ‘izole’ olacak şekilde gerçekleştirilecek.”

Öte yandan, Kovid 19’un Kuzey Kore’de tespit edilmesi ülke için ciddi bir risk anlamına geliyor. The Guardian’ın atıfta bulunduğu uzmanlar, 25 milyon nüfuslu ülkede henüz kimsenin aşılanmadığını söylüyor.

Kuzey Kore, Birleşmiş Milletler’in (BM) desteğiyle yürütülen Covax dağıtım programı kapsamında sunulan aşılardan uzak durmuştu.

Seul’deki Ewha Üniversitesi’nden Prof. Leif-Eric Easley, Kuzey Kore rejiminin koronavirüs vakalarının varlığını kamuoyu önünde kabul etmesinin “kamu sağlığı durumunun ciddi olduğuna” işaret ettiğini belirtiyor.

Paylaşın

Prof. Dr. Ceyhan’dan Dikkat Çeken Kovid 19 Paylaşımı

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, maskenin kaldırılması kararına ilişkin tepki göstererek sık sık uyarılarda bulunmaya devam ediyor.

Koronavirüs salgını ile ilgili sosyal medya hesabından salgının henüz bitmediğini ve Mis-C hastalığını görmeye devam ettiklerini belirten Ceyhan, “Covid-19 aktivitesinin yüksek olduğunu görüyoruz” dedi.

Ceyhan, koronavirüs aşıları eksik olan yurttaşlara dikkat çekerek aşıların tamamlanması gerektiğini belirtti.

“Aktivitesi yüksek”

Ceyhan, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

“Dikkat! Hala Mis-C hastalığı görmeye devam ediyoruz. Bu da toplumda COVID 19 aktivitesinin yüksek olduğunu gösteriyor. Lütfen dikkatli olalım. Aşılarımızı tamamlamak, sosyal mesafenin sağlanamadığı durumlarda maske takmakla birşey kaybetmeyiz”

Paylaşın

Kovid 19 Salgınında Yaklaşık 15 Milyon Kişi Hayatını Kaybetti

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Kovid 19 hastalığına yol açan koronavirüsten ya da salgın nedeniyle yoğun baskı altında kalan sağlık sistemleri nedeniyle son iki yılda yaşanan can kaybının 15 milyona yakın olduğunu açıkladı.

Bu rakam 6 milyon olarak açıklanan resmi can kaybı sayısının iki katından fazla. Ölümler en fazla Güneydoğu Asya, Avrupa ve Amerika kıtalarında yaşandı.

Birleşmiş Milletler’e bağlı bir kurum olan DSÖ’nün son yayımladığı raporu kmuoyuyla paylaşan Genel Direktör Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, bu rakamın gelecekteki acil sağlık durumlarının önüne geçilebilmesi için kapasitelerini geliştirmek üzere yatırıma yönlendirilmek için ülkelerin “aklını başına getrirmesi” gerektiğini belirtti.

DSÖ’nün Kovid 19 kaynaklı asıl can kaybı sayısını hesaplamakla görevlendirdiği bilim insanları, Ocak 2020 ile 2021 yılı sonuna kadarlık sürede 13, 3 milyon ila 16,6 milyon kişinin yaşamını yitirdiği tahmininde bulunuyor.

Bu ölümlerin ya koronavirüsten ya da örneğin kanserli hastaların Kovid hastalarıyla dolu hastanelerde tedaviye erişim güçlüğü yaşaması gibi salgının sağlık sistemi üzerinde yarattığı etkilerden dolayı yaşandığı bildiriliyor.

Bu rakamlar ülkelerin rapor ettiği veriler ve istatistik modellemelerinden elde edildi. DSÖ henüz bu rakamın kaçının doğrudan koronavirüs kaynaklı, kaçının ise pandeminin etkisinden dolayı olduğuna dair ayrıntılı döküm yapmadı.

Güney Kore örneği

Amerika Birleşik Devletleri’ndek Yale Halk Sağlığı Okulu’ndan bulaçıcı hastalıklar uzmanı Albert Ko “Bu çalışma fasulye saymaya benziyor ama DSÖ’nün bu rakamları elde etmesi pandemiyi anlamak ve bu salgınla mücadeleyi sürdürürken gelecekteki pandemilerle savaşmak için çok kritik önem taşıyor” değerlendirmesinde bulundu.

DSÖ’nün çalışmasında yer almayan Ko, örnek olarak Güney Kore’deki halk sağlığına yoğun yatırım yapılması kararının MERS salgınından ağır şekilde etkilenmesi üzerine aldığını belirtti.

Ko’ya göre Güney Kore bu sayede Kovid 19’u kişi başına ölüm oranında ABD’den 20 kat az şekilde etkilenerek atlattı.

Kesin rakam hiç hesalanamayabilir

Pandemi devam ederken Kovid 19 kaynaklı ölümlere ait kesin rakamların hesaplanmasından bazı zorluklar yaşandı.

Örneğin test kapasitesinin sınırlı olması ve ülkelerin Kovid 19 kaynaklı ölümleri farklı hesaplamasından kaynaklanan sebeplerle rakamlar virüsün yaratığı yıkımın yalnızca bir bölümünü gösterdi.

DSÖ’ye bildirilen ve John Hopkins Üniversitesi tarafından ayrı şekilde sayılan resmi hükümet verilerine göre bugüne kadar  6 milyondan fazla koronavirüsten dolayı can kaybı yaşandı.

Öte yandan Washington Üniversitesi’ndeki Sağlıık Ölçüm ve Değerlendirme Enstitüsü’nden bilim insanları  Ocak 2020-Aralık 2021 aralığındaki Kovid 19 ölümlerinin 18 milyonun üzerinde olduğunu hesapladı. Kanadalı araştırmacıların öncülüğünde yürütülen ve Lancet bilimsel dergisinde yayımlanan çalışmaya göre sadece Hindistan’da sayılmayan koronavirüs ölümleri 3 milyondan fazla.

Hindistan ise ölü sayısının resmi açıklanandan daha fazla olduğu iddialarını reddederek DSÖ’nün Kovid 19 ölümlerini sayma metodunu tartışmaya açtı.

Hint hükümetinin bu hafta başında açıkladığı yeni veriler 2020’de bir önceki yıla kıyasla 474 bin daha fazla ölüm yaşandığını gösterdi, ancak hükümet bu durumun salgınla bağlantılı olmadığını belirtti. Hindistan bulaşıcılık derecesi yüksek delta varyantı ülkeyi kasıp kavurduğu ve binlerce kişinin ölümüne neden olduğu dönemde 2021 için hiç bir ölü sayısı tahmini açıklamamıştı.

Yale Üniversitesi’nden Albert Ko, DSÖ’nün çalışmasının pandemiye dair örneği Afrika’nın düşük aşılanma oranına rağmen virüsten en az etkilenen kıta olması gibi bazı gizemleri açıklayabilmek için daha iyi verilere ihtiyaç olduğu görüşünde.

Ko ayrıca İngiltere ve ABD gibi zengin ülkelerde yaşanan yüksek ölümlerin pandemiyle mücadelede kaynağa sahip olmanın tek başına yetmeyeceğini de açığa çıkardı.

İngiltere’deki Exeter Üniversitesi’nden halk sağlığı uzmanı Dr Bharat Pankhania ise Kovid 19’dan kaynaklı gerçek can kaybı sayısının belki de hiç bilinemeyecğine dikkat çekti.

Dr Pankhania “Böylesine büyük bir salgında insanlar oksijensizlikten sokaklarda ölürken, cesetler terkedilirken ya da kültürel inanışlara göre derhal yakılır veya gömülürken kaçkişinin öldüğünü hiç öğrenemeyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

İspanyol gribiyle kıyaslama

1918’de patlak veren İspanyol gribinde can kaybının 100 milyonu bulduğunu tahmin ediyor. Bu salgınla kıyasla Kovid 19 kaynaklı ölümler az görünse de Dr Pankhania modern tıp ve özellikle aşıların son derece hızla geliştirildiği bir çağda bu kadar çok ölümün utanç verici olduğu görüşünde.

İspanyol gribiyle bir diğer kıyaslamanın uzun Kovid olduğuna dikkat çeken uzman “İspanyol gribinde grip vardı ve bazı akciğer hastalıkları yaşanıyordu ama bu kadardı. Oysa Kovid 19’da halen dirençli bir bağışıklık sorunu ile karşı karşıyayız” uyarısında bulundu.

“Uzun Covid’in insanları hangi ölçüde etkilediğinin tam bilinmediğinin altını çizen Dr Pankhania bu kişilerin tekrar eden enfeksiyonlar durumunda ömürlerinin kısalabileceği ya da başka problemlerle karşılacabileceğinin de altını çizdi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Kovid 19 Çocuklarda Astımı Kötüleştiriyor

ABD’de yapılan bir araştımada koronavirüs enfeksiyonunun çocuklarda astımı kötüleştirdiği kaydedildi. Uzmanlar, pandeminin ilk yılında virüs için PCR testi olan astımlı yaklaşık 62 bin ABD’li çocuk üzerinde yaptığı çalışmada onların 7.700’ünün pozitif çıktığını belirtti. 

Araştırmacılar, hastalıktan sonraki altı ay boyunca, enfekte çocukların astım için hastaneye gelişleri, hastaneye yatışları, steroid tedavileri gibi verileri inceledi.

California’daki Orange County Çocuk Sağlığı’ndan Dr. Christine Chou, Kovid 19 testi negatif çıkan çocukların “altı ay boyunca astım kontrolünü iyileştirdiğini, bunun da daha az acil servis ziyareti ve astım nedeniyle hastaneye yatış; daha az astım tedavisi anlamına geldiğini” söyledi.

Journal of Allergy and Clinical Immunology’de yayınlanan yazıda, pandeminin erken döneminde astım kontrolünde iyileşme olduğunu gösteren daha önceki çalışmaların sonuçlarının, ‘karantina önlemlerinden’ kaynaklı olabileceği kaydedildi.

Chou, pandeminin ilk yılında astımlı çocukların iyi performans gösterdiğine dair genel izlenime rağmen, yeni çalışmanın “Kovid’in çocukların astımı üzerinde daha uzun süreli zararı” olduğunu gösterdiğinin altını çizdi.

“Enfeksiyondan sonra takviye aşının etkisi daha az”

Yeni verilere göre, “daha önce koronavirüs bulaşmış kişiler arasında, Pfizer/BioNTech veya Moderna’dan üçüncü doz Kovid 19 aşısının, Omicron varyantına karşı korumayı artırmayabileceği” belirtildi.

Araştırmacılar, Kasım 2021’den Ocak 2022’ye kadar Connecticut’ta Kovid için test edilen 10.676’sı Omicron enfeksiyonlu yaklaşık 130 bin kişi üzerinde çalıştı.

MedRxiv’de yayınlanan bir rapora göre, kabaca yüzde 6 ila yüzde 8’ine koronavirüsün önceki varyantları bulaşmıştı. İki doz Kovid 19 aşısı, daha önce enfeksiyonu olan kişilerde Omicron’a karşı korunmaya yardımcı oldu; ancak Yale Üniversitesi’nden Margaret Lind, “Bu grupta üçüncü bir takviye dozu almanın ek bir faydasını tespit etmedik” dedi.

İnsanların daha önce enfeksiyon geçirip geçirmediklerine bakılmaksızın iki doz Kovid 19 aşısı olması gerektiğini belirten Lind, “Daha önce enfeksiyonu olmayan kişilere bir destek dozu almalı. Önceden enfeksiyon olan kişiler, özellikle yaşamı tehdit eden komplikasyonlar açısından yüksek risk grubundaysa, bir ek doz düşünmeli” dedi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın