‘Altılı Masa’ 14 Kasım’da Genişleme Stratejisini Netleştirecek

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Altılı Masa toplantısına ikinci kez ev sahipliği yapacak olan DEVA Partisi Lideri Babacan, Pazartesi günü liderleri ziyaret ederek toplantı gündemine ilişkin önerileri alacak.

Toplantının ana gündem maddelerinin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş sürecinin yol haritası ile ortak politikaları belirlemek üzere oluşturulan komisyonların çalışmalarının olması bekleniyor.

Ancak Akşener’in, Baş’ın masaya dahil olma talebini de masa gündemine getirmesi nedeniyle, bundan sonra muhalefet bloğuna katılacak siyasi partilerle ilgili izlenecek tutumun da netleştirilmesi bekleniyor.

Masa bileşenlerinde ağırlıklı görüş, “Altılı Masa’nın olduğu gibi kalması”, ancak seçim ittifakı içinde yer almak isteyen siyasi partilerle işbirliği konusunun ilerleyen süreçte ele alınması yönünde.

Türkiye, yavaş yavaş seçim sürecine girerken özellikle oy oranı düşük olan siyasi partilerde de ittifak arayışları başladı. Bu konuda somut adım atan partilerden birisi ise BTP oldu.

Partinin kurucu lideri Haydar Baş’ın yaşamını yitirmesinin ardından genel başkanlık görevini üstlenen oğlu Hüseyin Baş, önce katıldığı bir televizyon programında Millet İttifakı içinde yer almak istediğini duyurdu.

Bu çağrıya İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener olumlu yanıt verdi ve ziyaret ettiği Baş’ın bu talebini “Altılı Masa’ya götüreceğini” açıkladı.

Akşener’in telefonla görüşerek bu niyetine ilişkin bilgi verdiği CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Baş’ın talebinin 14 Kasım’da görüşüleceği mesajını verdi.

Genişleme stratejisi belirlenecek

Altılı Masa toplantısına ikinci kez ev sahipliği yapacak olan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Pazartesi günü liderleri ziyaret ederek toplantı gündemine ilişkin önerileri alacak.

Toplantının ana gündem maddelerinin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş sürecinin yol haritası ile ortak politikaları belirlemek üzere oluşturulan komisyonların çalışmalarının olması bekleniyor.

Ancak Akşener’in, Baş’ın masaya dahil olma talebini de masa gündemine getirmesi nedeniyle, bundan sonra muhalefet bloğuna katılacak siyasi partilerle ilgili izlenecek tutumun da netleştirilmesi bekleniyor.

Masa bileşenlerinde ağırlıklı görüş, “Altılı Masa’nın olduğu gibi kalması”, ancak seçim ittifakı içinde yer almak isteyen siyasi partilerle işbirliği konusunun ilerleyen süreçte ele alınması yönünde.

Sarıgül de dahil olmak istiyor

Seçim ittifakı içinde yer almak isteyen başka partilerin de olabileceği, bunların bu aşamadan sonra masaya dahil edilmesinin, çalışmalarda zafiyet yaratacağı belirtiliyor.

Bu arada bazı küçük siyasi partilerin de muhalefet ittifakı için temaslara başladığı ifade ediliyor.

Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül’ün muhalefet bloğu içinde yer almak istediği ve bu konuda nabız yokladığı siyasi kulislere yansıyan bilgilerden.

DEVA Partisi Sözcüsü Şahin: Başka talepler de var, genişleme ihtimali zayıf

14 Kasım’daki toplantıya ev sahipliği yapacak olan DEVA Partisi de masanın genişlemesine soğuk bakıyor.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre, Parti Sözcüsü İdris Şahin, Altılı Masa’nın çalışma usullerinin liderlerin mutabakatıyla belirlendiğini ve kararların “istişare, müzakere, mutabakat” esasına dayandığına dikkat çekti. Şahin, “Eğer bir karar alınacaksa, bu ilkeler doğrultusunda alınacak” dedi.

Altılı Masa’nın çalışmalarını artık neredeyse son aşamaya getirdiğine dikkat çeken Şahin, masada yer almak isteyen başka siyasi partilerin de olduğunu, her talep üzerine masanın genişlemesinin sıkıntı yaratacağına etti.

Şahin, “Şu aşamadan sonra genişleme ihtimalini son derece zayıf görüyoruz” dedi. BTP’nin bir seçim ittifakı içinde yer alması konusunda ise şu görüşleri dile getirdi:

“Sayın Baş’ın Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e dair ortak mutabakat metnine destek olması son derece kıymetlidir. Bunu önemsiyoruz. Altılı Masa’nın oluşturacağı ve ortaklaşa vereceği kararda ittifaklar ne şekilde şekillenir, seçimlere hangi şartlarda girilir; bu husus netleştiğinde sistem değişikliğine yönelik her desteği de kıymetli bulduğumuzu ifade etmek isteriz.”

BTP’li Çetin: Meral Hanım masada yer almamızı canı gönülden istiyor

BTP ise Altılı Masa’nın “Yedili Masa” olması olmasını istiyor.

BTP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Çetin, Altılı Masa’nın Yedili Masa’ya dönüşüp dönüşmeyeceğine 14 Kasım’da liderlerin karar vereceğine işarete ederken, “Biz Millet İttifakı’na girmek istiyoruz. masanın da yedinci partisi olmak istiyoruz” dedi.

BTP’nin oy oranının yüzde 2 bandında olduğunu ve katılırlarsa masanın üç veya dördüncü büyük partisi olacakları iddiasında bulunan Çetin, eğer masadan kabul görmezlerse Cumhur İttifakı’na da gitmeyeceklerini, kendi yollarında yürüyeceklerini ifade etti.

Akşener’le yapılan görüşmenin son derece olumlu olduğunu, ittifak veya Altılı Masa’da yer almalarına destek verdiğini belirten Çetin, “Meral Hanım, bizim orada olmamızı canı gönülden istiyor. Listelerde veya Altılı Masa’da, her şartta olmamız istiyor. Çünkü şayet bu seçimde Cumhur İttifakı kazanırsa, Millet İttifakı diye bir şey kalmaz. Onun için bu seçimde bunu söküp atmak istiyor Meral Hanım” diye konuştu.

Paylaşın

AK Parti, Başörtüsü Teklifi İçin TBMM’de Grubu Bulunan Partileri Ziyaret Etti

AK Parti, başörtüsü düzenlemesine ilişkin Anayasa değişikliği teklifi için TBMM’de grubu bulunan partileri ziyaret etti. AK Parti heyetinde, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz yer aldı.

Adalet Bakanı Bozdağ, “Bu istişareler sonucunda ortaya çıkacak görüşleri tekrar değerlendirip teklife son halini vereceğiz. Çünkü hazır bir teklif götürmüyoruz” dedi.

MHP grubunu ziyareti sonrası açıklama yapan Bakan Bozdağ, “İlk görüşmemizi MHP ile yaptık. Kamuoyunun da yakından takip ettiği gibi anayasada değişiklik çalışmalarını esasında Cumhur İttifakı ile birlikte daha önce değerlendirdik” dedi.

Daha sonra CHP grubunu ziyaret edip Grup Başkan Vekili Engin Altay ve Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ile bir araya geldiklerini aktaran Bozdağ, “Kendilerine anayasa değişikliği konusunda yaptığımız hazırlıklar konusunda bilgi aktarımında bulunduk. Anayasanın hangi maddelerinde değişiklik düşündüğümüzü paylaştık, bir de genel çerçeve üzerinde durduk ve kendilerinden bu hazırlık sürecine katkı vermelerini istedik” dedi.

CHP’den ‘başörtüsü’ için anayasa değişikliği teklifine ret

“AK Parti’nin hazırladığı anayasa değişikliği önerisinin içinde olmayacağımızı söyledik. Teklifi de gördükten sonra da değerlendireceğiz” diyen CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, ziyarete ilişkin açıklamada şunları kaydetti:

“Bir anayasa değişikliği teklifi ile demeyeyim de önerisi ile geldiler. Bir hazırlanmış teklifle gelmediler. AK Parti’nin bu konudaki çerçevesini ortaya koydular. Anayasanın 24 ve 41. maddelerinde bir değişiklik düşündüklerini, bunu Meclis’te grubu bulunan bütün siyasi partilerle paylaşacaklarını ve mümkünse çalışmanın birlikte yapılmasını istediklerini söylediler. Bu konu; Sayın Genel Başkanımızın kadına özgürlük, kadının kılık kıyafetine özgürlük, kamuda özgürlük noktasında verdiği kanun teklifi sonrası gelişen bir konudur. Biz prensip olarak, Türkiye’de başörtüsü meselesinin bir mesele olmaktan çıktığını, öteden beri söyleyegeldik. CHP bakımından Anadolu’da karşılaştığımız kimi eleştirilere karşı bu konudaki samimiyetimizi ve dürüstlüğü ortaya koymak için Sayın Genel Başkanımız böyle bir kanun teklifini Meclis’e verdi, bizlerin de imzasıyla. AK Parti buna karşılık bir anayasa değişikliği önerdi.

Biz; temel hakların referandum konusu, anayasa konusu olmaması gerektiğini söyledik. Sadece bununla sınırlı olmayan bir anayasa değişikliğinin de seçime yedi ay kalmışken parlamentoda yapılmasının doğru olmadığını düşünüyoruz. Yeni bir anayasa, yeni parlamentonun işi olmalıdır diye düşünüyoruz. AK Parti’nin çalışmaları birlikte olgunlaştıralım, son şeklini verelim önerisinin içinde olmayacağımızı da kendilerine belirttik. Kendileri daha sonra net bir taslak ortaya koyduklarında, o taslağı görerek de bir değerlendirme ayrıca yaparız. Özetle; AK Parti’nin gerçekleştirmek istediği bir anayasa değişikliği çalışmasının içinde olmayacağımızı sayın bakana ve heyete söyledik.”

‘Referandumu doğru bulmuyoruz’

AK Parti heyeti daha sonra HDP ve İYİ Parti gruplarını ziyaret etti; HDP Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş, Saruhan Oluç ve Parti Sözcüsü Ebru Günay’la görüştü.

HDP Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ile Saruhan Oluç ve Parti Sözcüsü Ebru Günay, AK Partili kurmaylarla yaptıkları görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. “Anayasa değişiklik teklifiyle ilgili bir ziyaretti. Henüz yazılı bir metin yok” ifadelerini kullanan Beştaş, AK Parti’nin teklifinin Anayasa’daki 24 ve 41’inci maddelere dönük olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Sadece anayasanın 24 ve 41’inci maddelerinde yapılacak bir değişiklik olacağını, bunun kapsamını genel olarak paylaştılar. Biz de buna ilişkin tutumumuzu, Eş genel başkanlarımız ve MYK’la yaptığımız değerlendirme sonucunda kamuoyuyla paylaşıyor olacağız. Bugün sohbet ettik, uzun süredir tartışılan bir mesele neticesinde. Kıyafet özgürlüğüne dair, türbana dair, kadın haklarına dair bizim tutumumuz net. Buna ilişkin negatif tutumumuz olmadı ama böyle bir dönemde nasıl karar alacağımızı ilgili kurullarımızda karar vereceğiz.”

AK Partili kurmaylara doğrudan “evet” ya da “hayır” gibi bir yanıt vermediklerini, iktidar yetkililerinin pazartesi teklifin Meclis’e sunulacağını belirttiğini aktaran Beştaş, “Ondan önce bir görüşmemiz olur ve iletmiş oluruz görüşümüzü” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“İçeriğini kamuoyuna açıkladılar. 24’üncü maddede giyim kuşam ve türbanla ilgili değişiklik, diğerinde aile kurumunu düzenleyen 41’inci maddede kadın ve erkek arasında evlilik birliğinin kurulacağına dair bir düzenleme düşünüldüğünü gelmeden de biliyorduk. Aynı sözleri bizimle de paylaştılar. HDP olarak bu konudaki tutumumuz hukuktan, evrensel hukuktan yanadır. Biz konusu hak ve özgürlükler olan bir olguda referandumu doğru bulmayız. İnsanların nasıl giyileceğine dair bir hakkı nasıl halka soralım? Zaten bu vazgeçilemez bir hak. Biz de hukuktan yana tutum alırız.”

Paylaşın

Akşener’den ‘Türkiye Yüzyılı’ Programına Eleştiri: Bayat Vaatleri Ambalajlamışlar

İYİ Parti Lideri Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen hafta açıkladığı ‘Türkiye yüzyılı vizyonu’ hakkında, “‘Vizyonsuzluk belgesi’ bize gösteriyor ki gidişatı gören Sayın Erdoğan şimdiden muhalefet partisi liderliğini içselleştirmiş” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / İYİ Parti Lideri Akşener, “20 yıllık bir iktidarın sonunda vizyon diye pazarlanan bir vizyonsuzluk vesikası. Lütfen biriniz sayın Erdoğan’a 20 yıldır iktidarda olduğunu hatırlatsın” diye konuştu ve şöyle devam etti:

“İki hafta önce sansür yasasını Meclis’ten geçiren Bay Kriz, şimdi özgürlük vadediyor. Daha dün mutlu ve huzurlu bir hayat isteyen gençlerimize ‘süfli’ diyen Bay Kriz, şimdi çıkmış ‘Geleceği birlikte inşa edelim’ diyor. Dün kadınlara ‘sürtük’ diyen Bay Kriz, istikbal mücadelesini birlikte verelim diyor. Bay Kriz’in Türkiye’ye verecek hiçbir şeyi kalmadı. Milletimiz bunu görüyor.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Akşener’in konuşmasından satır başları şöyle:

“Bugün öğretmenlerimiz sendikaların aldığı karar doğrultusunda iş bırakma eylemi yapıyor. Keşke böyle bir eyleme gerek olmasaydı, keşke AK Parti öğretmenlerimizin taleplerini dikkate alsaydı. Tüm dertli vatandaşlarımızı görmezden gelen iktidar zor durumdaki öğretmenlerimizi de yok saymayı tercih etti.

Sayın İsmail Koncuk Bey vasıtasıyla öğretmenlerimizin taleplerini içeren kanun teklifimizi verdik. Biz İYİ Parti olarak uzman öğretmenlik, başöğretmenlik gibi sınava dayalı sistemleri doğru bulmuyoruz, İYİ Parti iktidarında 5-15 yıl gibi kıdemleri esas alarak öğretmenlerimizin maaşlarında düzenleme yapacağız.

Tüm öğretmen ve akademisyenlerimizin ek ders göstergelerini yükselterek eğitim çalışanlarımıza her yıl başında 1 net maaş ikramiye vereceğiz. Kıdemi ne olursa olsun her öğretmenimizin maaşında yıllık aylık ücretin net yüzde 50’si oranında iyileştirme yapacağız. Tayin, terfi, yer değiştirme gibi tüm problemlerini sendikalarını da dikkate alarak çözeceğiz.

İktidarımızın ilk haftasında, ilk ayında, ilk yılında neler yapacağımız şimdiden belli. Türkiye öyle bir hızla iyileşecek ki, bugün bu yalanları söyleyenler o kutlu gün geldiğinde utanacak. Çünkü biz devlete ciddiye ve millete hürriyet diyerek dimdik yürüyenleriz. Çünkü biz, güçlü, zengin Türkiye vizyonumuzla gümbür gümbür gelenleriz.

Vizyon demişken, sayın Erdoğan geçen hafta bir vizyon belgesi tanıttı. Vizyon diye yerine getirilmemiş bayat vaatlerini yeniden ambalajlayıp servis etmeyi tercih etmişler. 20 yıllık bir iktidarın sonunda vizyon diye pazarlanan bir vizyonsuzluk vesikası, yazık bu ülkeye.

20 yıl önceki vaatlerini tekrarlayan bir iktidar, bizden başka hiçbir millete nasip olmadı. Buradan çevresindekilere seslenmek istiyorum, biriniz Erdoğan’a 20 yıldır iktidarda olduğunu hatırlatsın.

2023 vizyonunda bahsettiler, açın arşivleri bakın, dediler ki 2023 yılında milli gelirimiz 2 trilyon dolar olacak. Şimdi ne diyorlar, 2023’te milli gelirimiz 867 milyar dolar olacak. Aradaki fark 2.5 kat. 10 yıldır dediler ki Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde yer alacak. Bırakın ilk 10’a girmeyi Türkiye, gelişmiş 20 ülke arasından bile çıktı.

Daha dün kadınlara ‘sürtük’ diyen bay kriz, ‘istikbal mücadelesini beraber verelim’ diyor. Bay Kriz’in Türkiye’ye verecek hiçbir şeyi kalmadı. Milletimiz bunu görüyor. Vatandaşımız geçim sıkıntısına çare arıyor. Adalet ve özgürlük istiyor. Bunları veremeyen Bay Kriz’in yeni masallarına da inanmıyor. Erdoğan’a göre ülkemizde hiçbir dert yok. Sanırsın millet parayı koyacak yer yok, ekonomiyi batırmamış, milletimiz son 4 yılda zenginleşmiş.

Sanırsın konuttan otomobile, telefondan gıdaya tüm ürünleri daha ucuza satın alır olmuşuz. Tarihimizde çok çeşitli kutlamalar yaptık ama enflasyonun yüzde 80’i aşmasını, doların 18’i geçmesini ilk defa kutluyoruz.

Gerçekten ibretlik. Hâlâ ah bir seçilsem neler neler yapacağım diyor. 4,5 yıl önce de ‘Bu kardeşinize verin yetkiyi, görün etkiyi’ demişti. Verdik yetkiyi, gördük etkiyi… Yetkiyi verin; dolarla, enflasyonla nasıl mücadele edilir görün demişti. Onu da gördük.

Bundan 3 hafta Türkiye’yi yolsuzluktan biz kurtarırız demişti. Şaka gibi. Ben de ‘gelin, yolsuzlukların üzerine birlikte gidelim’ demiştim.

Biz yasa tekliflerimizi getireceğiz demiştim. Ama millete yolsuzluğu çözeceğim deyip tekliflerimize hayır oyu veren utanmazdır, yüzsüzdür, yalancıdır diye eklemiştim. Sonuç ne oldu? Yolsuzlukları araştırma teklifimize hayır oyu verdiler.

Geçen haftaki vizyonsuzluk belgesi bize gösteriyor ki gidişatı gören Sayın Erdoğan, şimdiden muhalefet partisi liderliğini içselleştirmiş. Utanmasa bir de bizi deneyin bu seçimde diyecek! Sen hiç merak etme, şunun şurasında 7 ay kaldı. O sandık geldiğinde vizyonu da liyakati de projeyi de İYİ Parti iktidarında göreceksin.”

Paylaşın

RTÜK Üyeliği AK Parti’ye Verildi; İYİ Parti Dava Açmaya Hazırlanıyor

9 üyeli Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndaki (RTÜK) boş koltuğa AK Parti kontenjanından Mete Hacıarifoğlu seçildi. İYİ Parti ise, TBMM Başkanlığı ve Başkanlık Divanı’nın kararlarıyla kontenjan hakkının AK Parti’ye verilmiş olmasına karşı idari dava açmaya hazırlanıyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda bugün yapılan oylamada, AK Parti ve MHP’nin oy çokluğuyla RTÜK üyeliği için AK Parti kontenjanından seçim yapıldı. Bu çerçevede Mete Hacıarifoğlu AK Parti kontenjanından yeni RTÜK üyesi oldu.

VOA Türkçe’den Yıldız Yazıcıoğlu‘nun aktardığına göre, İYİ Parti, ayrıca bugünkü TBMM Genel Kurulu’nda, “Basın ve yayın kuruluşlarının tarafsız ve güvenilir yayın yapabilmeleri için düzenlemeler yapılmasına ve RTÜK’ün siyasi ve taraflı karar vermesinin engellenmesine ilişkin” önergesini gündeme taşıdı.

RTÜK’ün, basın özgürlüğü önünde engel oluşturduğunun tartışıldığı oturumda, İyi Parti Grubu Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, “Siyasi ketenperelerle, siyasi manevralarla ve entrikalarla elde ettiğiniz şey sadece bir RTÜK üyeliğidir. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin eğer bu RTÜK üyeliği başını göğe erdirecekse buyurun sizin olsun ama bu RTÜK üyeliği yüzünden bu Meclis’in hoşgörü ortamına zarar verecek ve insicamını da ortadan kaldıracaksınız” tepkisini gösterdi. Ancak İYİ Parti, RTÜK ile ilgili önergesi de, kontenjan hakkı itirazı gibi AK Parti ve MHP’nin oy çokluğuyla reddedildi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da, tartışma sırasında İyi Parti’nin RTÜK üyeliği hakkı gasp edilerek TBMM içinde de demokrasiye zarar verilmiş olduğunu ve bir ayıba imza atıldığını dile getirdi.

RTÜK üyeliği tartışması nasıl gelişti?

Bu süreçte, AK Parti kontenjanından seçilmiş üye Taha Yücel’in istifasıyla boşalmış olan RTÜK üyeliğine 1 Temmuz itibarıyla üye seçimi hakkının İYİ Parti’de olması gerekçesiyle iktidar ile muhalefet arasında tartışma söz konusuydu.

TBMM Başkanlık Divanı ise, 26 Ekim’deki toplantısıyla AK Parti ve MHP’nin oy çokluğuyla boş RTÜK üyeliği için AKP kontenjanından seçim yapılması gerektiğine karar vermişti. AK Parti Grubu, İYİ Parti Grubu’nca yapılan itiraz ve CHP Grubu’nun bu itirazı desteklemesine rağmen RTÜK üyeliği seçiminde kendi kontenjanından seçim yapılmasında ısrarcı oldu.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, RTÜK üyeliği seçiminde TBMM’deki mevcut sandalye dağılımı yerine 1 Temmuz tarihinde, ancak o günün de öğleden sonrasındaki dağılımı kabul etmesi de tartışmayı büyüttü. İyi Parti, 1 Temmuz itibarıyla RTÜK üyeliği kontenjanı hakkına sahip olduklarını ve bugünkü TBMM sandalye dağılımı itibarıyla da hak sahibi olduklarını bildirdi. CHP Grubu da, Şentop’un “1 Temmuz’daki aritmetik, Aykut Erdoğdu’nun CHP’den istifasıyla değişti” görüşüne karşı, Erdoğdu’nun ıslak imzalı istifasını 5 Temmuz’da TBMM Başkanlığı’na verdiğini açıkladı.

Şentop’un talebiyle AK Parti Grubu, RTÜK üyeliğine seçim yapılması için kanun uyarınca iki kişilik listesinde Mete Hacıarifoğlu yanı sıra “tavşan aday” olarak Batuhan Mumcu’yu göstermişti. İYİ Parti Grubu ise, AK Parti kontenjanından seçim yapılacak olmasına tepki amacıyla Murat İde ve Çiğdem Akdemir’in isimlerini TBMM Başkanlığı’na aday olarak bildirmişti.

Paylaşın

“Altılı Masa Cumhurbaşkanı Adayını Anketle Belirleyecek” İddiası

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayını, tüm ülkeye yayılan bir anketin sonunda belirleyeceği ve bu anketin yılın ilk günlerinde yapılacağı ileri sürdü.

Diken’den Altan Sancar’ın kulis haberine göre; CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun uzun süredir tartışılan cumhurbaşkanlığı adaylığına dair CHP içinden gelen açık destek yerini “İzle ve gör” yaklaşımına bırakıyor. Uzun süre “Adayımız Kılıçdaroğlu” diyen CHP’li bazı isimler dahi İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adaylık ihtimalini reddetmiyor. Öte yandan ‘altılı masa’nın adayı belirlemek için anket düzenlemeye hazırlandığı belirtiliyor.

Kılıçdaroğlu’nun gezileriyle birlikte açıklamaları cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacağı tartışmalarını beraberinde getirmişti. Vaatleri ve sosyal medyada yayınladığını videolarda kullandığı ‘ben’ dili de bu beklentileri büyütmüştü. CHP içindense gerek açık kimlikle gerekse kulis haberlerinde Kılıçdaroğlu’nun adaylığına işaret ediliyordu.

CHP’nin de olduğu ‘altılı masa’nın önemli aktörü İYİ Parti’nin lideri Meral Akşener ve partinin kurmaylarıysa Kılıçdaroğlu’na ‘saygı duyduklarını, ancak adayın kazanacak bir isim olması’ yönünde görüşlerini açıklamıştı. DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nden de benzer açıklamalar gelmişti. Partiler İBB Başkanı İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş’ın adaylığını reddetmemişti.

Tüm şehirlerde anket

Haberdeki bilgilere göre, ‘altılı masa’ ilerleyen aylarda cumhurbaşkanı adaylarını belirlemek üzere Türkiye’nin tüm şehirlerini ve toplumsal gruplarını kapsayacak bir ankete hazırlanıyor.

Parti kulislerinden edinilen bilgilere göre farklı şirketler üzerinden yürütülecek çalışmalarda yer alacak isimlere ve tarihlerine liderler karar verecek. Anket sonuçlarının liderlere ulaşması ve koalisyon mutabakatının sağlanmasının ardından da adayın belirlenmesi için son adımlar atılacak. Masanın anket çalışmalarına 2023’te başlaması bekleniyor.

Haberde, CHP içinde Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destekleyen bazı isimlerin İmamoğlu’nun adaylığını net şekilde reddetmediği vurgulandı ve “Geçtiğimiz aylarda Kılıçdaroğlu’nun adaylığının ‘kesinleştiğini’ söyleyen bir başka CHP’li isim de adaylık tartışmalarına ‘temkinli yaklaşmayı’ tercih ediyor. İmamoğlu’yla birlikte Yavaş’ın da adaylık şansını ‘yüksek’ gördüğünü söyleyerek ‘kazanacak aday’ tartışmasının partileri içinde de karşılık bulduğunu belirtiyor” ifadesi yer aldı.

Paylaşın

Melek Mosso Konseri; Meral Akşener ‘Yıllar Affetmez’e Eşlik Etti

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Antalya’da Demre Belediyesi tarafından bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Demre-Kekova Festivali’nin açılışına katıldı. Açılışta bir konuşma yapan Akşener, daha sonra Melek Mosso’nun seslendirdiği ‘Yıllar Affetmez’ şarkısına eşlik etti.

Haber Merkezi / Festivalin açılışında konuşan İYİ Parti Lideri Akşener, “Öncelikle çok konuşmayacağım, konseri bekliyorsunuz. Evet, bugün burada çoğunluğu genç olan, çoğunluğu kadın olan, erkekler de var tabi Demrelilerle beraber olmak nasıl bir heyecandır nasıl bir gururdur bunu size anlatabilmem mümkün değil” dedi ve ekledi:

“Sevgili gençler ve değerli kadınlarımız, sizi görünce Atatürk’ümüzün ne için bu Cumhuriyeti size miras bıraktığını anlıyorum. Ve Atatürk’ümüzün dünyadaki bütün kadınlardan önce her türlü hakkı biz Türk kadınlarına ne için verdi bugün anlıyorum. Çünkü diyor ki Atatürk’ümüz ‘Dünyanın hiçbir milletinin kadını Anadolu kadını kadar fedakarlık yapmamıştır. Onun kadar çalışmamıştır. Onun için başımızın üstünde gezdirmemiz gerekir.’ ama en büyük görev çocuklar sizin. Cumhuriyet size emanet.”

“Bugün gençlere, bugün çocuklara, bugün sizlere süfli diyen bir Cumhurbaşkanı var ve size Atatürk’ümüzü unutturmaya çalışan bir iktidar var ama buna rağmen inatla bu ülkeyi seven, bu ülkede kalacağız diyen, bu ülkenin bu cumhuriyetin bu demokrasinin emanetçisi bekçisi biziz diyen sizler var. Allah hepinizden razı olsun” diyen Akşener, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Yine Demre’deyiz. Atatürk’ümüz der ki; ‘ Toroslardaki bir Yörük çadırındaki bir Yörük obasındaki eğer o duman tütüyorsa bu ülke her şekilde ayağa kalkar’. Dolayısıyla bugün bu meydanı şereflendiren sizler, Atatürk’ümüzün size niye güvendiğini, Yörüklere Türkmen’e niye güvendiğini niçin ona inandığını, ne için siz gençlere bu Cumhuriyeti emanet bıraktığını çok iyi anlıyoruz.

Bugün burada hem Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin hem de Demre Belediyesi’nin el ele vererek Hem Antalya’ya hem de Demre’ye nasıl hizmet ettiğini dinledik. Kısacık anlattılar ama önemli bir şey var orta yerde. Eğer çalmazsanız, çaldıramazsanız, adam kayırmazsanız, yandaş kayırmazsanız israf etmezseniz itibardan tasarruf olmaz deyip de yandaş kayırırsanız 5-10-15 maaş alan danışmanlar atamazsanız demek ki sizin paranızla sizin verginizle size hizmet edilebilirmiş.

Demek ki Türkiye’nin kaynakları, demek ki Antalya’nın kaynakları, demek ki Demre’nin kaynakları hizmet etmeye yetermiş. Demek ki bundan sonra bize çok büyük bir iş düşüyor. Nasıl el ele tutuştuk Antalya Büyükşehir alındıysa, nasıl Demre alındıysa, nasıl Elmalı alındıysa nasıl 11 büyükşehir alındıysa şimdi de el ele tutuşacağız, sizi mahcup etmeyeceğiz, sizi utandırmayacağız, sizi üzmeyeceğiz ve inşallah inançla söylüyorum gururla söylüyorum 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakının gösterdiği aday olacak inşallah.

“Atatürk’ümüz bu Cumhuriyeti ve bu devleti size emanet etti”

Gençler bunu size söylüyorum biz büyükler size yeterince bize bırakılan Türkiye’nin benzerini bırakamadık. Biz görevimizi yeteri kadar yapamadık biz Atatürk’ü size yeterince anlatamadık ve bu milletin sizin büyüklerinizin nasıl ayağa kalkıp nelere katlanarak nelere direnerek bu ülkeyi bu Cumhuriyeti kurduklarını tam anlamıyla anlatamadık. Gazi Paşa, İstiklal Savaşı biter ve Adana’ya gelir Adana’da istasyon caddesinde yürür ve çok güzel evler görür. Der ki; ‘Bu kimim evi?’ Söylerler; ‘Şunun evi. Onlar askerlik yapmazlar, bedel ödeyenlerdir.’ Sonra gelir eski püskü bir evin yanında durur; ‘Bu ev kimin’ der. Vali Bey der ki ‘Paşam bu ev Recep Çavuş’un.’ Çağırır Recep Çavuş’u Gazi Paşa. Hafif de sinirlenmiştir. Gelir Recep Çavuş, ayağının biri topaldır, kolunun birisi yoktur.

Gazi Paşa, celallenmiştir der ki ‘ Recep Çavuş bunlar bu evleri yaparken sen neredeydin?’ Recep Çavuş boynunu eğerek der ki ‘Ben seninle beraber Sakarya’daydım Paşam. Ben seninle beraber İzmir’deydim Paşam. Ben seninle birlikte Çanakkale’deydim Paşam.’ İşte Recep Çavuş’un torunlarısınız siz. Onun için Atatürk’ümüz bu Cumhuriyeti ve bu devleti size emanet etti. Bu emaneti koruyacağınızdan, bu emanete sahip çıkacağınızdan, bu emaneti ilelebet muhafaza edeceğinize inancım tamdır. Her birinizi ayrı ayrı Allah’a emanet ediyor, saygı ile selamlıyorum.”

Konuşmasının ardından İYİ Parti Llideri Akşener, şarkıcı Melek Mosso’nun konserini izledi. Mosso, Meral Akşener’in de sevdiği ‘Yıllar Affetmez’ şarkısını seslendirirken, Akşener de şarkıya eşlik etti.

Paylaşın

‘Altılı Masa’ Bürokratlar Listesini Nasıl Belirleyecek? DEVA Partisi Sözcüsü Açıkladı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Altılı Masa’nın parti genel başkanlarının ikinci tur görüşmeler kapsamında ikinci randevu tarihi belli oldu. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın ev sahipliğinde 14 Kasım’da bir araya gelecek.

Altılı masanın çalışmalarıyla ilgili Milliyet gazetesinde Mehtap Gökdemir imzasıyla yayımlanan kulis haberde, masanın iktidara hazırlık olarak bürokratik kadrolarla ilgili çalışma yaptığı belirtildi.

Haberde, “Kulislerde ‘2 bin kişilik bürokrat listesi hazırlandığı’ iddiası konuşulurken altılı masa kurmayları şu aşamada ağırlıklı olarak getirilecek isimlerle ilgili değil, değişmesi gereken kadrolara ilişkin çalışma yürütüldüğünü vurguluyor” denildi.

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan da bugünkü köşe yazısında bu konuyu DEVA Partisi sözcüsü İdris Şahin’le konuştuğunu aktardı. Pehlivan’ın yazısı özetle şöyle:

“(…) Şahin’e “Seçim sonrası göreve gelecek bürokratları nasıl belirlediklerini” sordum. Anlatmaya başladı:

“Her siyasi parti kendi çalışmalarını yapıyor. CHP’ye de İYİ Parti’ye de ve elbette bize de gelen bürokratlar oluyor. Şu anda devlette görev yapan, doğrudan partiye üye olamayan, rozet taktıramayan, ama seçime giden süreçte mutfaklarımızda çalışanlar var. İktidara gelindiğinde, hazır var olan bu arkadaşlar üzerinden bir değerlendirme mutlaka yapılır. Yoksa altılı masanın şu an için özel olarak bir çalışması söz konusu değil.”

Araya girdim. “Peki, kesin listeyi, yani devlette hangi koltuğa kimin oturacağını seçimi kazandıktan sonra mı belirleyeceksiniz” diye sordum. DEVA Partili İdris Şahin’in yanıtı şu oldu:

“Cumhurbaşkanı adayı kesinleştikten sonra oluşturulacak kurullar bunun üzerinde mutlaka çalışacak. Ama şu anda değil. Altılı masa şimdilik bu konuya dair kolektif bir çalışma yapmıyor. Fakat dediğim gibi, kurumsal olarak herkes kendi bürokrat adaylarıyla mutlaka görüşüyor.

Mesela biz de parti olarak kamudan çok ciddi anlamda destek alıyoruz. Keza yurtdışındaki hocalar da yardım ediyor. Görüştüğümüz bu insanların çoğu yarınki bir düzenlemeyle müsteşar, rektör ya da genel müdür olarak çalışabilecek düzeyde.”

Altılı masanın sekizinci toplantısı kasım ayının ortasında gerçekleşecek. Ev sahibi DEVA Partisi’nin sözcüsü İdris Şahin’i bulmuşken sordum: “Toplantıdaki en önemli konu başlığı ne olacak?”

Şunları duydum:

“Geçiş sürecinin yol haritası da ortak söylemler de nihai aşamaya ulaşmış olacaktır. Yani artık bir nevi bu işin son noktasına doğru geldiğimizi gösterebiliriz. Geçiş süreci yol haritasına ilişkin her partinin teklifleri sunuldu. Ama işte son noktayı liderler koyacak.

Diğer dokuz tane temel konuda, yani ekonomi, sağlık, eğitim, adalet gibi konularda neler yapılacağı kasımdaki toplantıda ete kemiğe bürünmüş olur. Ve artık bunlardan sonra da nasıl bir cumhurbaşkanı olacağına dair konu gündeme gelir…”

DEVA Partisi kurmayının aktardıkları böyle.

Ben ise aynı noktadayım. Kuşkusuz altılı masa çok önemli çalışmalar yapıyor. Lakin “cepte olmayan” insanları kazanabilmeleri için çözümlerini etkili aktaramıyor. Koşar adım seçime giderken bir ortak iletişim kanalı bile halen kurulamıyor. Kasım buluşması bize neler gösterecek, hep birlikte göreceğiz.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

RTÜK’ün Boş Kontenjanı AK Parti’ye Geçti

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlık Divanı, boş bulunan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeliği kontenjanının, Taha Yücel’in üyelikten istifa ettiği 1 Temmuz tarihindeki parlamento aritmetiği esas alınarak belirlenmesini kararlaştırdı.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın‘ın aktardığına göre, AK Parti bunun üzerine iki ismi, TBMM Başkanlığı’na bildirdi.

TBMM Genel Kurulu’nda gelecek hafta yapılacak seçimde, Kültür Bakanlığı Özel Kalem Müdürü Batuhan Mumcu’nun RTÜK üyesi seçilmesi bekleniyor.

Muhalefetin önerisi kabul görmedi

TBMM Başkanlık Divanı, bugünkü toplantısında, AK Parti kontenjanından RTÜK üyesi seçilen Taha Yücel’in istifasıyla boşalan üyelik kontenjanının hangi siyasi partiye düştüğünü karara bağladı.

Toplantıda, AK Parti ve MHP’li divan üyelerinin oylarıyla, Yücel’in istifa tarihi olan 1 Temmuz’daki parlamento aritmetiğinin esas alınması benimsendi.

Muhalefet partili üyeler ise RTÜK’ün aylar boyunca istifayı Meclis’e bildirmediğine dikkat çekerek, son parlamento aritmetiğinin esas alınmasını istedi ancak bu öneri kabul görmedi.

Başkanlık Divanı’nın kararına karşın başta İYİ Parti olmak üzere muhalefet partileri, RTÜK’ün 1 Temmuz’dan Ekim ayına kadar, boşalan üyeliği TBMM Başkanlığı’na bildirmemesini eleştiriyor ve kararı “hukuksuz” olarak nitelendiriyor.

AKP isimleri önceden bildirdi

Adana Milletvekili İsmail Koncuk’un Mayıs ayında İYİ Parti’ye geçmesi ile kontenjanın da bu partiye geçtiği belirtilmişti.

Ancak Yücel’in istifasından bir gün önce, 29 Haziran’da İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun istifası dengeleri değiştirdiği için, üyeliğin bu tarih itibariyle AK Parti’ye geçtiği belirtildi.

RTÜK üyeliğinde kontenjan hesabı, d’hont sistemine göre yapılıyor ve bağımsız üyelikler hesaba dahil edilmiyor.

Yapılan hesaplara göre de 1 Temmuz itibarıyla kontenjanın yeniden AK Parti’ye geçtiği belirlendi.

Başkanlık Divanı bu kararıyla, İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin AK Parti’ye geçmesi sonrası, AK Parti’den ayrılan Ahmet Eşref Fakıbaba’nın İYİ Parti’ye katılımı nedeniyle RTÜK’teki kontenjan değişiminin de önüne geçmiş oldu.

Daha önce TBMM Başkanlığı’nın yazısı üzerine AK Parti, 12 Ekim itibarıyla iki ismi aday olarak bildirmişti.

RTÜK Yasası’na göre; siyasi partiler kendilerine düşen üye kontenjanının iki katı isim bildiriyor ve bu isimlerden birisi üye olarak seçiliyor.

Batuhan Mumcu’nun seçilmesi bekleniyor

RTÜK üyeliği seçiminin gelecek hafta TBMM Genel Kurulu’nda yapılması planlanıyor. Kültür Bakanlığı Özel Kalem Müdürü Batuhan Mumcu’nun AK Parti kontenjanından RTÜK üyesi seçilmesi bekleniyor.

Paylaşın

Akşener’den AK Partili Ünal’a: Düşünce Üretemiyorsan O Senin Kapasite Problemin

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ı sert sözlerle eleştiren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Cumhuriyet Bayramı’nı idrak ettiğimiz bu hafta AKP’nin bir grup başkanvekilinin ağzından çıkan ibretlik sözlerle gördük” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu arkadaş her bir cümlesi ayrı bir patolojik vaka olan bir açıklama yaptı. Dedi ki ‘maalesef bir kültür devrimi olarak cumhuriyet bizim lügatımızı, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir. Bugün konuştuğumuz Türkçeyle bir düşünce üretemeyiz. Sadece konuşma ihtiyacımızı karşılayabiliriz.

Şu rezalete bakar mısınız? Tarihi fesli meczuplardan öğrenmiş bu sözde entelektüelin hezeyan dolu şu analizine bakar mısınız? Neymiş? Bu fevkalade aydın arkadaşımız çığır açıcı düşüncelerini Türkçe dilinde üretemiyormuş. Sadece konuşabiliyormuş, düşünemiyor, bundan da çok muzdaripmiş. İşte size ‘keşke Yunan kazansaydı’ diyen ucube bir zihniyetin ortaya çıkışı.

Biz ezelden beri Türkçe konuşuyoruz muhterem, yani cumhuriyet ile birlikte bizim dilimiz değişmedi, sadece alfabemiz değişti. Türkçe, Göktürklerden Selçuklu’ya, Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar binlerce yıllık kadim tarihimizi birbirine bağlayan harçtır.”

Ünal’ın sözlerinin “cahillikle açıklanamayacağını; art niyetli olduğunu” söyleyen Akşener, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Düşünce üretemiyorsan o senin kapasite problemin. Siz en küçük bir düşünce yetisine sahip oldunuz da Türkçe mi size engel oldu? Cumhuriyetin edebiyata, düşünce dünyamıza, bilime ve eğitime katkılarını; Cumhuriyetin ne büyük bir şahlanış olduğunu; bu aziz milletin oyuyla seçilmiş olan bir vekile, anlatmak zorunda olduğum için gerçekten utanç duyuyorum.

Neymiş? Bu Türkçe ile düşünce üretilmezmiş. Bu sözleri, cahillikle açıklamaya kalkmak, cahillik kavramının içini boşaltmak olur. Bu düpedüz patolojik bir Cumhuriyet nefretine kılıf bulma gayretidir. Ve tepeden tırnağa, art niyetlidir.”

Ne olmuştu?

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Kahramanmaraş Uluslararası 8. Kitap ve Kültür Fuarı’nda yaptığı konuşmada, “Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye’de yaşanmıştır. Mesela Fransız devrimi her şeyi yıkmıştır ama lügate dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi Mao’nun Çin kültür devrimidir. Lügate dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet; bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir” ifadelerini kullanmıştı.

Konuşmanın sosyal medyada gündem olmasının ardından Ünal, “Sözlerim bağlamından koparılıyor. Ben siyasi bir demeç vermek için o açıklamayı yapmış değilim. Bir kitaptan bahsediyoruz, Cemil Meriç’in kitabından” demişti.

MHP lideri Devlet Bahçeli ise grup toplantısında isim vermeden Ünal’a tepki göstermiş ve, “Bizim tarih anlayışımız devrevi, coğrafya algımız dönemsel değildir. Tarih ve coğrafyaya baktığımızda gördüğümüz dağınık parçalardan, birbirinden kopuk paydalardan müteşekkil bir yapı da değildir.

Tarih birdir ve bütündür, adı da Türk tarihidir. Coğrafya birdir ve bellidir, adı da Türk vatanıdır. Türkiye Cumhuriyeti, binlerce yıllık Türk tarihinin ana güzergâhından kategorik bir kopuş, kesif bir ayrılış, keskin bir sapış olarak görülemeyecek, asla gösterilemeyecektir. Yani Cumhuriyet şerefli geçmişimizin bir antitezi değildir” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşın

İYİ Parti Lideri Akşener’den Yeniden ‘Kazanacak Aday’ Vurgusu

‘Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayına ilişkin değerlendirmelerde bulunan İYİ Parti Lideri Akşener, “Kapsayıcı olacak, kutuplaştırmayacak, ciddi bir devlet deneyimi olacak, çılgın olmayacak, gece rüya görüp ertesi gün onları hayata geçirmeye çalışmayacak. Bu ülkeyi tekrar demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, yandaş kayırmanın dışına çıkmaya, şeffaflığın önemine inanmış bir arkadaşımız olacak. Ve de kazanacak.” dedi ve ekledi:

“Parlamenter sistemi konuşacağımız son seçim. Masayı kuran sayın Kılıçdaroğlu. Hepimizi masanın etrafına davet eden kendisi. Bu masanın cumhurbaşkanı adayını seçeceğini de ilan eden kendisi. Bizde olumlu baktık, yanında durduk.”

Akşener, konuya ilişkin açıklamasının devamında, “Kaybedersek parlamenter sistem bir daha bu konuşulmayacak. Kararnamelerle yönetilen bir ülke olacak. Erdoğan’ın son seçimi. Bir daha sayın Erdoğan aday olmayacak, olamayacak. Bu anlayış üzerinden dişini sıka sıka duran bir insan topluluğu olacak. Biz biliyoruz ki AK Parti’nin adayı seçilmeyecek. Benim Cumhurbaşkanı adayımızda olmazsa olmaz dediğim özellik ‘kazanması’ Bu vasıflara uyan pek çok insan var. Ama ‘kazanmak’ önemli. Henüz masada o noktaya gelmedik.” ifadelerini kullandı.

Halk TV’de İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah programına katılan Akşener partisine katılımlardan, ‘Altılı Masa’nın çalışmalarına kadar pek çok soruya yanıtlar verdi. İşte Akşener’in açıklamalarından öne çıkan mesajlar:

“Başörtüsü çözülmüş bir konu. Yani bunun hukuki bir alt yapısının olması, olmaması meselesi değildi. Kapanmış yaraları yeniden açmak yerine, kanayan yaralara bakmak durumundayız. Ben saygı duyuyorum elbette sayın Kılıçdaroğlu’nun bu tavrına ama bugün neyi tartışıyoruz? Anayasaya koyulmayı, başörtüsü içinden yeni bir kavgayı tartışıyoruz. Kılıçdaroğlu’nun duruşunu biliyoruz zaten. Bence gerek yoktu.

Sayın Erdoğan seçimi kaybedeceğini gördü her bir manevi konuya, somut kavrama iki eliyle sarılıyor. Anayasalar bu Meclis’te olmaz çünkü gidiyor, seçime kalmış 7-8 ay… Böyle bir durumda anayasalar vaattir. Seçime giderken bunları söylersiniz, kazandıktan sonra da bu vaadi yerine getirirsiniz. 2010’da aklına gelmemiş sayın Erdoğan’ın, 2017’de de aklına gelmemiş, şu anda aklına geldi. Derhal seçim kararı alsınlar, bu vaatle gitsinler, seçimi kazanırlarsa yerine getirirler. Bizim bakış açımız bu.

(İYİ Parti’ye yeni katılımlar): Bakcez duruma. Bakcez gari. Şu anda da görüştüğümüz isimler var… İYİ Parti vatandaş nezdinde çok ciddi bir teveccüh ile karşı karşıya. Bu partinin büyümesi lazım. Biz kurumsallaştırmaya, kalıcı hale getirmeye gayret ediyoruz. Bu ülkenin yetiştirdiği çok kıymetli insanlar var. Partimizde değerlendirmeleri için görüşmeler yapıyorum ben. Bir kısmı aktif olarak yer alıyor, bir kısmı bilgi ve birikimlerini projeler bazında, bilgi iletimi bazında, benim yaptığım çalışmalara katkı çerçevesinde dile getiriyorlar. Böyle bir çalışma biçimimiz var. Bu görüşmelerimize devam ediyoruz. Arkadaşlarımızın partimize kattıkları güçle kuvvetlenerek yolumuza devam ediyoruz.

Katılımlarda “gelin” siyaset

(Fakıbaba’nın katılımı): Ortak dostlarımız var bizim. Hakikaten bir gün telefon açtım görüşmeyi yapabilmek için ama evden bilgi sahibiyim bu arada. Gaziantepli eşi, çok güzel bir yumurtalı çiğ köfte yaptığına dair bilgim vardı. Direkt aradım, ‘Sayın bakanım ben oralarda yalnız, gariban koca İstanbul’da… Aç geziyorum.. Ben hanımefendiden şöyle bir şey rica ediyorum’ dedim. Sonra gittik. Şu anda da görüştüğümüz isimler var. Sadece AK Parti’den bahsetmiyorum. Türkiye’ye katkıda bulunmuş, genç yaşlı ve bundan sonrada bulunabilecek insanların her biriyle görüşüyorum… Ben gelinlerden istiyorum. Şimdi de öyle hanımefendilerden istiyorum.

Altılı Masa

Masayı muhafaza et, sürdürülmesine gayret et. Adamlar arasında arıza çıktığında düzelt’ dediler. ‘Jandarma Genel Komutanlığı’na çevirdiniz beni’ dedim. Masa çok iyi gidiyor. Cumhur İttifakı’nın masasıyla, altılı masa ittifaka dönüştüğü taktirde Millet İttifakı sistemi… Biz rasyoneliz, Cumhur İttifakı çok hissi. Yani tek parti gibi. Bizimki farklılıklar gören, saygı duyan ayrı ayrı alanlardan geliyoruz. Bu farklılıkları zenginlik olarak gören, kapsayıcı bir tutum alan, birbirini anlayan ve güvenen bir masa orası. Masa sürekli olarak üretiyor.

Altı genel başkan ve onların partileri oluşturdukları çeşitli komisyonlarla ortak çalışmalar yapıyor ve her biri kendi partisini eğitiyor. Parlamenter sisteme geçişin yol haritası nasıl olacak o çalışıyor. 2017 referandumunun sonuçları ortadan kaldırılması gerekiyor onunla ilgili bir Anayasa Komisyonumuz var.

Kapsayıcı olacak, kutuplaştırmayacak, ciddi bir devlet deneyimi olacak, çılgın olmayacak, gece rüya görüp ertesi gün onları hayata geçirmeye çalışmayacak. Bu ülkeyi tekrar demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, yandaş kayırmanın dışına çıkmaya, şeffaflığın önemine inanmış bir arkadaşımız olacak. Ve de kazanacak.

Parlamenter sistemi konuşacağımız son seçim. Masayı kuran sayın Kılıçdaroğlu. Hepimizi masanın etrafına davet eden kendisi. Bu masanın cumhurbaşkanı adayını seçeceğini de ilan eden kendisi. Bizde olumlu baktık, yanında durduk.

Kaybedersek parlamenter sistem bir daha bu konuşulmayacak. Kararnamelerle yönetilen bir ülke olacak. Erdoğan’ın son seçimi. Bir daha sayın Erdoğan aday olmayacak, olamayacak. Bu anlayış üzerinden dişini sıka sıka duran bir insan topluluğu olacak. Biz biliyoruz ki AK Parti’nin adayı seçilmeyecek. Benim Cumhurbaşkanı adayımızda olmazsa olmaz dediğim özellik “kazanması” Bu vasıflara uyan pek çok insan var. Ama “kazanmak” önemli. Henüz masada o noktaya gelmedik.

Muhalefet psikolojik üstünlüğü kayıp mı etti sorusuna): Doğrudur. Algılar olgular bunu sağlar. Bir şımarıklık çöktü ama siyasilere değil. Genellikle CHP’yi destekleyen ve onu tanzim etmeye çalışan insanlarda… Sağcılar diye bir kavram çıktı. İpin ucu kaçtı. Gazetecilik yapan insanlar olmayan şeyleri söylediğinde incinir insanlar. CHP’den gelen 15 milletvekili öyle hale döndü ki bu arkadaşlar tarafından…. O 15 milletvekilinin herkese en önemlisi Türkiye’ye faydası oldu. CHP’nin anti demokratik olarak kabul edilen algısını yıkan bir iştir. Teklif eden benim, kabul eden Kemal bey.

Masaya davet ettiniz geldik. Sağcı istemiyorsanız etmeyin kardeşim. Problem yok biz bunları anlıyoruz ama sonuçları itibariyle bu zararı herkes görür. Kazanılamadığı taktirde bu zararı herkes görür.

(Küçükkaya’nın AKP’nin gazetecilere davetini hatırlatması üzerine): Bence katılın ama ilginç olanı şu acaba sayın Erdoğan ve yanındaki muhteremler gazetecimsi, akademisyenimsi arkadaşların kendilerine verdiği zararı anlamış olabilirler mi? Bir istibdat yasası çıktı, onu örtmek amacıyla olabilir ama her ikisi halinde de gidin.

2018’de CHP de ekstra kazandı

(2018’deki ittifak): İYİ Parti kuruldu 2018 seçimlerine katıldık. Bizi seçimlere sokmayacaklardı, bir dümen oluşmuştu. Sayın Kılıçdaroğlu’ndan 15 milletvekili talep ettim kendisi buna hiç sektirmeden ‘evet’ dedi. O 15 milletvekili arkadaşımızın bize katılmasıyla birlikte grup kurmuş olduk… CHP bu ittifak sisteminden ekstra kazandı, biz 4 milletvekili ekstra kazandık. Sonuçta Cumhur İttifakı çoğunluğunu kaybetti. Bugün biz Türkiye’de yan yana gelmiş siyasi partilerin bir sürü çalışmaları konuşmak yerine ‘Adayınız kimdir?’ diyorsa o zaman 13. Cumhurbaşkanı bizim masanın önerdiği kişi olacak inancımı karşı taraftan da kabul edildiğini gösteriyor.

(Kadınlara konut desteği): Mantık doğru 300 bin lira ev. Ama 3 çocuk yanlış. 1 ya da 2 çocuklu olan kadınlara neden yok. Burada bir dümen var. Demek ki 3 çocuklu kadınların sayısı az. Talimatları var. Vay patronun sözü yere düşmesin. derseniz siz çok büyük ayrımcılık olur.

Paylaşın