İYİ Parti Lideri Dervişoğlu’ndan ‘Kararlılık’ Mesajı

İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu, “Aziz milletimiz emin olsun ki, İYİ Parti olarak her gün bir önceki günden daha fazla çalışacak, Türk milletinin gür sesi ve hürriyetin bekçisi olmaya büyük bir inançla, azimle ve kararlılıkla devam edeceğiz” dedi.

Haber Merkezi / İYİ Parti Genel Başkanlığı’na seçilen Müsavat Dervişoğlu, güzel dileklerini ve temennilerini ileten herkese teşekkür etti. Dervişoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, partisinin 5. olağanüstü kurultayını demokrasi, kardeşlik ve birlik ruhuyla gerçekleştirdiklerini belirtti.

Kurultayın ardından sevinçlerine ortak olarak güzel dileklerini ve temennilerini ileten herkese yürekten teşekkür eden Dervişoğlu, “Aziz milletimiz emin olsun ki, İYİ Parti olarak her gün bir önceki günden daha fazla çalışacak, Türk milletinin gür sesi ve hürriyetin bekçisi olmaya büyük bir inançla, azimle ve kararlılıkla devam edeceğiz” ifadesini kullandı.

İYİ Parti’nin 5’inci Olağanüstü Kurultayı bugün Ankara’da ATO Congresium’da yapıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in aday olmadığı seçimin ilk turunda, TBMM Grup Başkanı Koray Aydın, Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcı Mehmet Tolga Akalın ve Günay Kodaz genel başkanlık için yarıştı. Müsavat Dervişoğlu, genel başkan seçildi.

Dervişoğlu, seçimin ardından konuşma yaptı. Sahneye gelen Müsavat Dervişoğlu, ilk olarak genel başkan adayı Koray Aydın’la görüştü. “Hayırlı uğurlu olsun” diyen Aydın, sarılarak Dervişoğlu’nu tebrik etti. Bir diğer genel başkan adayı Tolga Akalın da sahneye gelerek Dervişoğlu’nu tebrik etti.

Paylaşın

İYİ Parti Lideri Dervişoğlu: Artık Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak

İYİ Parti’nin yeni genel başkanı Müsavat Dervişoğlu, seçim sonrası yaptığı konuşmada, “Bugün itibariyle birbirimize sarılarak yaralarımızı saracağız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Ondan sonra da Allah’ın izniyle iktidar yolcuğuna yine ağabeyim Koray Aydın’la, kardeşim Tolga Akalın’la ve bu dava için alın teri döken sizlerle devam edeceğiz. Herkes emin olsun, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum, büyüklerimin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpüyorum. Ne mutlu Türk’üm diyene”

İYİ Parti’nin 5’inci Olağanüstü Kurultayı bugün Ankara’da ATO Congresium’da yapıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in aday olmadığı seçimin ilk turunda, TBMM Grup Başkanı Koray Aydın, Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcı Mehmet Tolga Akalın ve Günay Kodaz genel başkanlık için yarıştı. Müsavat Dervişoğlu, genel başkan seçildi.

Dervişoğlu, seçimin ardından konuşma yaptı. Sahneye gelen Müsavat Dervişoğlu, ilk olarak genel başkan adayı Koray Aydın’la görüştü. “Hayırlı uğurlu olsun” diyen Aydın, sarılarak Dervişoğlu’nu tebrik etti. Bir diğer genel başkan adayı Tolga Akalın da sahneye gelerek Dervişoğlu’nu tebrik etti.

Genel başkan adayları Aydın ve Akalın’la sahnede konuşma yapan Dervişoğlu, “Ben bir yarış kazanmadım çünkü kimseyle yarışmadık biz. Herkesin gözü bu kongredeydi. Hepinizden Allah gani gani razı olsun, en küçük bir tatsız bir olay bile yaşanmadı. Bu İYİ’ler ve cesurlar hareketinin, nasıl bir hareket olduğunun, nasıl bir siyasi ahlaka sahip olduğunun en büyük delilidir” dedi.

İYİ Parti’nin “aile” olduğunu söyleyen Müsavat Dervişoğlu, “Sayın Koray Aydın benim aile büyüğüm ve ağabeyimdir. Sayın Tolga Akalın da benim kardeşimdir. Sizlerin adayları olarak bu yolculuğa çıktık. Asıl siz çok büyük bir ailesiniz, size mensup olmaktan hepimiz iftihar ediyoruz” ifadelerini kullandı.

İktidar olmak için hep birlikte mücadele edeceklerini vurgulayan Dervişoğlu, “Bugün itibariyle birbirimize sarılarak yaralarımızı saracağız. Ondan sonra da Allah’ın izniyle iktidar yolcuğuna yine ağabeyim Koray Aydın’la, kardeşim Tolga Akalın’la ve bu dava için alın teri döken sizlerle devam edeceğiz. Herkes emin olsun, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum, büyüklerimin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpüyorum. Ne mutlu Türk’üm diyene” şeklinde konuştu.

Genel başkan adaylarının konuşmalarından öne çıkan mesajlar

Grup Başkan Vekili Müsavat Dervişoğlu, Grup Başkanı Koray Aydın, Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın ve Kurucular Kurulu Üyesi Günay Kodaz, kongrede konuşmalarını yaptı.

Konuşmasında yerel seçim sonuçlarına ve partinin bundan sonraki sürecine değinen Müsavat Dervişoğlu, “İYİ Parti kuruluş amacına bakıldığında elbette siyasetin merkezinde olacaktır. Verilecek mücadeleyi asla ıskalamayacaktır. Toplumun bütün kesimlerini kucaklayacaktır” dedi.

Dervişoğlu, “Sizlere yalvarıyorum. Allah rızası için diyorum. Türkiye’nin meydanlarında Tayyip Erdoğan’la hesaplaşmak istiyorum. Bana o gücü verin. Bana o desteği verin. Benden esirgemeyin” diye konuştu.

Dervişoğlu’nun ardından kürsüye çıkan Tolga Akalın, “Bugün eski Türkiye’nin, yani Tayyip Erdoğan iktidarının son günü. Bugün iktidar yoluna girişimizin ilk günü. Elbette bu yürüyüşte Türk yurtseverleri, Türk demokratları ve samimi muhafazakarlarla omuz omuza yeni bir dönemi açıyoruz” dedi.

İYİ Parti’nin yerel seçim performansına değinen Koray Aydın ise konuşmasında “Doğru bir değerlendirme yapmaz, acil bir değerlendirmede bulunmazsak bu kötü tablo sürekli hale gelecektir. Genel başkanımızın olağanüstü kurultay yolunu açması ve kendisinin de aday olmaması demokratik bir olgunluktur. Örnek bir tavırdır. Şimdi sıra sizlerdedir” dedi.

Koray Aydın’ın ardından kürsüye son olarak Günay Kodaz çıktı. Kodaz, “Biz bu partiyi masa başında kurmadık. İYİ Parti Türkiye’nin umududur. Bugüne kadarki emekleri için Sayın Meral Akşener’e teşekkür ediyorum. Partimizde mutlaka emek, liyakat, bilgi, istişare, çalışkanlık, sözünde durma hakim olmalıdır” diye konuştu.

Paylaşın

Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti’nin Yeni Genel Başkanı

Ankara’da ATO Congresium’da yapılan İYİ Parti’nin 5’inci Olağanüstü Kurultayı’nda 611 oy alan Müsavat Dervişoğlu, genel başkan seçildi. Dervişoğlu’nun rakibi Koray Aydın ise 548 oy aldı.

Haber Merkezi / Yerel seçim sonuçlarına ve partinin bundan sonraki sürecine değinen Müsavat Dervişoğlu, “İYİ Parti kuruluş amacına bakıldığında elbette siyasetin merkezinde olacaktır. Verilecek mücadeleyi asla ıskalamayacaktır. Toplumun bütün kesimlerini kucaklayacaktır” dedi.

Dervişoğlu, “Sizlere yalvarıyorum. Allah rızası için diyorum. Türkiye’nin meydanlarında Tayyip Erdoğan’la hesaplaşmak istiyorum. Bana o gücü verin. Bana o desteği verin. Benden esirgemeyin” diye konuştu.

İYİ Parti’nin 5’inci Olağanüstü Kurultayı bugün Ankara’da ATO Congresium’da yapıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in aday olmadığı kurultayda yapılan seçimin üçüncü turunda genel başkanlığa Müsavat Dervişoğlu seçildi. Üçüncü turda Müsavat Dervişoğlu 611 oy, Koray Aydın ise 548 oy aldı.

İlk iki turda salt çoğunluk sağlanamaması üzerinde üçüncü tur oylama yapıldı. Üçüncü turda en fazla oyu alan Dervişoğlu İYİ Parti’nin yeni Genel Başkanı oldu. Dervişoğlu, Akşener’e yakın isimler arasında sayılıyordu.

Seçimin ilk turunda, TBMM Grup Başkanı Koray Aydın, Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcı Mehmet Tolga Akalın ve Günay Kodaz genel başkanlık için yarıştı.

Seçimlerin ilk turunda 1178 delege oy kullandı. Yedi oy geçersiz sayılırken; Koray Aydın 472, Tolga Akalın 327, Müsavat Dervişoğlu 370, Günay Kodaz ise 2 oy aldı. Seçimde hiçbir adayın gereken salt çoğunluğu sağlamaması üzerine ikinci tur oylama yapıldı. İkinci tur oylamaya geçilmeden önce Tolga Akalın adaylıktan çekildiğini açıkladı.

İkinci turda ise Müsavat Dervişoğlu 570, Koray Aydın 565 oy aldı. Adaylıktan çekilmesine rağmen Tolga Akalın 15, bir önceki turda 2 oy alan Günay Kodaz 3 oy aldı. Seçimin ikinci turunda 1158 delege oy kullandı, 6 geçersiz oy, 1152 geçerli oy sayıldı. Salt çoğunluk olan 652 oya ulaşan aday olmadığı için kurultayda üçüncü tur oylama yapıldı.

“Feragatte ve fedakarlıkta bulundum”

İYİ Parti’de genel başkanlık seçimlerin öncesinde partinin kurucu lideri Meral Akşener bir konuşma yaptı. Meral Akşener, 31 Mart’taki yerel seçimlere “hür ve müstakil” olarak katılma kararını savundu ve bu kararı aslında İYİ Parti’yi fabrika ayarlarına döndürmek, iki kutuplu hale gelmiş Türk siyasetine nefes aldırmak amacıyla aldığını anlattı.

Türkiye’de bugün alıştırılmış normaller dışında bir yaklaşım sergileyerek bedel ödeme sırasında en önde durduğunu söyleyen Akşener, ittifaksız şekilde 31 Mart’taki yerel seçimlere girilmesi kararı, İYİ Parti’de 14 Mayıs 2023’teki milletvekili aday listesi hazırlığıyla ilgili maddi çıkar sağlama ve parti içinde maddi yolsuzluklar olduğu iddiasına da üstü kapalı göndermede bulundu.

İftiralara ve hakaretlere maruz kaldığını anlatan Akşener, “Ne kadar zorlu bir yola çıktığımızın farkındaydım. İftiralarla, karalamalarla, çirkin oyunlarla üzerimize gelineceğinin farkındaydım. Satın alınmışlara karşı yürekten inanmışların mücadelesini yürüttüğümüzün farkındaydım. Taşın altına elini, gövdesini koyanların farkında olduğum gibi o taşın bizi ezmesi için çalışanların da, iştahla el ovuşturanların da farkındaydım. Ez cümle seçim sonuçları doğrultusunda aldığımız riskin elbette farkındaydım. Bugüne kadar olduğu gibi bugün de Türkiye’nin alıştırılmış normallerinin dışında, sadece söz söyleme sırasında değil bedel ödeme sırasında da en önde duruyorum. Bugüne kadar her daim, kimseden bir beklentim olmaksızın gerektiğinde bedel ödemeyi bildim. Bundan dolayı da asla pişman olmadım. Nitekim bugün de pişman değilim. Çünkü haklılığımızın elbet bir gün anlaşılacağını biliyorum. Ve bugün üzerime düşen her şeyi yapmış olmanın huzuruyla son kez karşınızdayım” ifadesini kullandı.

Yerel seçimler sonrasında “hür ve müstakil” kararında haksız olduğu için değil yetim, öksüz bırakmamak için mağlubiyet kararını üstlendiğini söyleyen Akşener, “Başarısızlığı ben aldım, artık başarıyı siz yakalayacaksınız! Bedeli ben ödedim, artık hesabı siz tutacaksınız! Kiminiz ‘abla’, kiminiz ‘kardeş’, kiminiz ‘anne’ diye geldiniz. Benden bir ev, bir yuva istediniz. Ben de İYİ Parti’yi sizlere bir ev, bir yuva yaptım. Ocağını tüttürdüm, içini ısıttım, sofrasını kurdum, bahçesini genişlettim. Yıkmak isteyenlere, dağıtmak isteyenlere, çökmek isteyenlere müsaade etmedim. Ama bugünden sonra artık bu evi siz koruyacaksınız! Şairin de dediği gibi; ‘Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı, bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı… Dünyâya vedâ ettik, atıldık dolu dizgin. En son koşumuzdur bu, asırlarca bilinsin!” sözleriyle veda konuşmasını sonlandırdı.

İYİ Parti’deki genel başkanlığına veda konuşmasında Ankara siyasetine ve muhalefet cephesine ilişkin mesajlar verdiği gözlemlenen Akşener, özellikle CHP’ye yönelik Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili sitemini yeniden gündeme taşıdı.

Akşener, “Mesela 2017 yılında; devletimizin ‘kerim’ anlayışını ortadan kaldıran, milletimizi de ucube bir sisteme mahkûm eden Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi referandumuna ‘Hayır’ demek için il il gezdim. ‘Bu sistem Türkiye’yi uçuruma sürükler.’ dedim. Ve maalesef haklı çıktım. 2018’de, 2019’da, 2020’de ve en nihayetinde 2023 yılında da ‘milletle inatlaşılmaz’ diyerek hem iktidarı hem de ana muhalefeti defalarca uyardım. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Türkiye’ye nefes aldırmak için yeri geldi feragatte, yeri geldi fedakarlıkta bulundum. Yeri geldi herkes sustuğunda bile milletin sesini haykıran oldum” dedi.

Bu noktada Akşener’in, 31 Mart’taki yerel seçimlerde ittifak kurmama kararı aldığı CHP’ye yönelik 14 Mayıs 2023’teki Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde kendi ifadesiyle “kazanacak aday” belirleme ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığında ısrarcı tutuma karşı tepkisini koruduğu görüldü.

Meral Akşener, konuşmasında Türkiye’deki yakın siyasi tarihe ilişkin sıklıkla “Haklı çıktım” ifadesini kullanarak, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan iktidarına yönelik 2010’daki anayasa değişikliği referandumu da dahil olmak üzere yanlışlıklara karşı çıktığını kaydetti. Akşener, “Zihnim de, vicdanım da hep çok rahat oldu. Çünkü hiçbir zaman peşinden koştuğum kişisel bir çıkarım olmadı. Çünkü hiçbir zaman utanacağım bir yaram olmadı. Çünkü hiçbir zaman vicdanımı susturabilecek bir güç olmadı. Tehdide, baskıya, zorbalığa hiç eyvallahım olmadı. Allah şahit; toz zerresi kadar korkum da olmadı” sözleriyle kendisini anlattı.

“Hayatımın her döneminde sahip olduğum ahlaki değerleri, Cumhuriyetimizin temel ilkelerini, Türkiye’nin ihtiyaçlarını gözeterek; sorumluluklar aldım, tutumlar sergiledim. Mesele millet, mesele memleket olduğunda inandığım yolda yürümekten hiçbir zaman çekinmedim. Milletin hakkı için, devletin itibarı için karşısında durduklarımın parmak sallayan elleri beni yıldıramadı. Hedef tahtasına koyan dilleri beni sindiremedi. Cazip teklifleri beni susturamadı. Makam vaatleri beni durduramadı. ‘Tutuklanacaksın’ tehditleri umurumda bile olmadı” diyen Akşener, 30 yıllık siyasi kariyerinde aldığı tüm kararların arkasında durmaya devam edeceğini söyledi.

Meral Akşener, kürsüde konuşmasını tamamladıktan hemen sonra salondan ayrıldı ancak birinci turda oy kullanmaya arada geri döndü. Hızlıca oyunu kullandıktan sonra yeniden ayrıldı.

Genel başkan adayları konuşmalarını yaptı

Akşener’in ardından genel başkanlık için Grup Başkan Vekili Müsavat Dervişoğlu, Grup Başkanı Koray Aydın, Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın ve Kurucular Kurulu Üyesi Günay Kodaz de konuşmalarını yaptı.

Konuşmasında yerel seçim sonuçlarına ve partinin bundan sonraki sürecine değinen Müsavat Dervişoğlu, “İYİ Parti kuruluş amacına bakıldığında elbette siyasetin merkezinde olacaktır. Verilecek mücadeleyi asla ıskalamayacaktır. Toplumun bütün kesimlerini kucaklayacaktır” dedi.

Dervişoğlu, “Sizlere yalvarıyorum. Allah rızası için diyorum. Türkiye’nin meydanlarında Tayyip Erdoğan’la hesaplaşmak istiyorum. Bana o gücü verin. Bana o desteği verin. Benden esirgemeyin” diye konuştu.

Dervişoğlu’nun ardından kürsüye çıkan Tolga Akalın, “Bugün eski Türkiye’nin, yani Tayyip Erdoğan iktidarının son günü. Bugün iktidar yoluna girişimizin ilk günü. Elbette bu yürüyüşte Türk yurtseverleri, Türk demokratları ve samimi muhafazakarlarla omuz omuza yeni bir dönemi açıyoruz” dedi.

İYİ Parti’nin yerel seçim performansına değinen Koray Aydın ise konuşmasında “Doğru bir değerlendirme yapmaz, acil bir değerlendirmede bulunmazsak bu kötü tablo sürekli hale gelecektir. Genel başkanımızın olağanüstü kurultay yolunu açması ve kendisinin de aday olmaması demokratik bir olgunluktur. Örnek bir tavırdır. Şimdi sıra sizlerdedir” dedi.

Koray Aydın’ın ardından kürsüye son olarak Günay Kodaz çıktı. Kodaz, “Biz bu partiyi masa başında kurmadık. İYİ Parti Türkiye’nin umududur. Bugüne kadarki emekleri için Sayın Meral Akşener’e teşekkür ediyorum. Partimizde mutlaka emek, liyakat, bilgi, istişare, çalışkanlık, sözünde durma hakim olmalıdır” diye konuştu.

Paylaşın

İYİ Parti Kongresi’nde Kürsüye Çıktı Akşener, CHP’ye Yüklendi

İYİ Parti’deki genel başkanlığına veda konuşmasında Ankara siyasetine ve muhalefet cephesine ilişkin mesajlar verdiği gözlemlenen eski İYİ Parti Lideri Meral Akşener, özellikle CHP’ye yönelik Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili sitemini yeniden gündeme taşıdı.

Haber Merkezi / İYİ Parti Lideri Akşener, “Mesela 2017 yılında; devletimizin ‘kerim’ anlayışını ortadan kaldıran, milletimizi de ucube bir sisteme mahkûm eden Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi referandumuna ‘Hayır’ demek için il il gezdim. ‘Bu sistem Türkiye’yi uçuruma sürükler.’ dedim. Ve maalesef haklı çıktım.

2018’de, 2019’da, 2020’de ve en nihayetinde 2023 yılında da ‘milletle inatlaşılmaz’ diyerek hem iktidarı hem de ana muhalefeti defalarca uyardım. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Türkiye’ye nefes aldırmak için yeri geldi feragatte, yeri geldi fedakarlıkta bulundum. Yeri geldi herkes sustuğunda bile milletin sesini haykıran oldum” dedi.

Bu noktada Meral Akşener’in, 31 Mart’taki yerel seçimlerde ittifak kurmama kararı aldığı CHP’ye yönelik 14 Mayıs 2023’teki Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde kendi ifadesiyle “kazanacak aday” belirleme ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığında ısrarcı tutuma karşı tepkisini koruduğu görüldü.

İYİ Parti Lideri Akşener, konuşmasında Türkiye’deki yakın siyasi tarihe ilişkin sıklıkla “Haklı çıktım” ifadesini kullanarak, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan iktidarına yönelik 2010’daki anayasa değişikliği referandumu da dahil olmak üzere yanlışlıklara karşı çıktığını kaydetti.

Meral Akşener, “Zihnim de, vicdanım da hep çok rahat oldu. Çünkü hiçbir zaman peşinden koştuğum kişisel bir çıkarım olmadı. Çünkü hiçbir zaman utanacağım bir yaram olmadı. Çünkü hiçbir zaman vicdanımı susturabilecek bir güç olmadı. Tehdide, baskıya, zorbalığa hiç eyvallahım olmadı. Allah şahit; toz zerresi kadar korkum da olmadı” sözleriyle kendisini anlattı.

İYİ Parti’nin 5. Olağanüstü Kurultayı’nda yeniden aday olmayan Meral Akşener, genel başkan sıfatıyla son kez konuşma yaptı. “5. Olağanüstü Kurultayımıza hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz. Bugün karşınızda bu kürsüden son kez konuşuyorum” diyen Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Divanımızın, sayın başkan ve üyeleri; kıymetli üst kurul delegelerimiz; değerli milletvekili ve başkanlarımız; bin bir badireye, birlikte göğüs gerdiğim, sevgili kardeşlerim; her zorlu dönemeçte, gücüme güç katan, genç evlatlarım; gönlünü memleketine, yüreğini milletine adayan; iyi ve cesur dava arkadaşlarım; 5’inci Olağanüstü Kurultayımıza, hoş geldiniz.

Bugün karşınızda, bu kürsüden, son kez konuşuyorum. Çünkü bugün, emaneti devretme günü… Hayatımın 30 yılını, farklı dönemlerde, farklı mekânlarda, farklı imkânlarla; memleketimizin geleceği, insanımızın iyiliği, devletimizin güvenliği için; siyaset sahnesinde, çalışarak geçirdim. Siyasi kariyerim boyunca; beni motive eden, tek bir şey vardı: O da; tüm eğitim hayatım boyunca; beni parasız yatılı okutan, milletimize; bana büyük fırsatlar sunan, Cumhuriyetimize; ve her geçen gün, tahrip edilen, devletimize karşı; vefa borcumu ödemekti.

Bu uğurda, 30 yıl boyunca; bir kadın olarak; zorluklarla, iftiralarla, tehditlerle karşılaştım. Her devrin fırsatçılarıyla, ahlaksızlarıyla, zalimleriyle, mücadele ettim. Ama şunu içtenlikle söyleyebilirim ki; Zihnim de, vicdanım da, hep çok rahat oldu. Çünkü hiçbir zaman, peşinden koştuğum, kişisel bir çıkarım olmadı. Çünkü hiçbir zaman, utanacağım bir yaram olmadı. Çünkü hiçbir zaman, vicdanımı susturabilecek bir güç olmadı. Bu yüzden de; Yalana, dolana, dümene, hiç tahammülüm olmadı. Tehdide, baskıya, zorbalığa, hiç eyvallahım olmadı. Allah şahit, toz zerresi kadar korkum da olmadı.

Çünkü; ecelin ne bir nefes evvel, ne bir nefes sonra olduğuna, hep inandım. Dolayısıyla, hayatımın her döneminde; sahip olduğum, ahlaki değerleri; cumhuriyetimizin, temel ilkelerini; Türkiye’nin ihtiyaçlarını gözeterek; sorumluluklar aldım, tutumlar sergiledim. Mesele millet, mesele memleket olduğunda; inandığım yolda yürümekten, hiçbir zaman çekinmedim.

Milletin hakkı için, devletin itibarı için, karşısında durduklarımın; parmak sallayan elleri, beni yıldıramadı. Hedef tahtasına koyan dilleri, beni sindiremedi. Cazip teklifleri, beni susturamadı. Makam vaatleri, beni durduramadı. “Tutuklanacaksın” tehditleri, umurumda bile olmadı. Rabbime şükürler olsun ki; bugüne kadar verdiğim tüm kararların; aldığım tüm tutumların; üstlendiğim tüm sorumlulukların; hep arkasında durdum; bugün de, durmaya devam ediyorum.

Hani derler ya; hakla batılın arasındaki farkı, tarih belirlermiş… Nitekim, ben de buna, hep şahit oldum. Her zaman, kısa vadede olmasa da; zaman beni, en nihayetinde, hep haklı çıkardı. Mesela 28 Şubat’ta; herkes korkudan susup otururken; ölümle tehdit edilmeme rağmen; vesayetçilere karşı, tutum aldım. Ve haklı çıktım. Mesela, 2001 yılında; Herkes makam mevki hayalleri kurarken; “Türk demekten korkanlarla, yol yürünmez.” diyerek, bir karar aldım. Yıllarca sürecek bir iktidarın parçası olmamayı; ben daha, yolun en başında seçtim. “Devletle milleti barıştıracağız.” diye gelenlerin; milleti birbirine küstüreceklerini, ben daha en başında gördüm. Ve haklı çıktım.

Mesela, 2010 yılında; herkes, “Yetmez ama evet.” diye diye; demokrasi havarisi havalarında, ortalıkta gezinirken; Türkiye, göz göre göre, ateşe atılmasın diye; iktidarın, en tepesi de dahil olmak üzere, önde gelenlerine; bizzat gittim, söyledim; “Yapmayın, etmeyin. Bu garabet sizi de vuracak.” dedim. Sonucunda ise, maalesef ki milletimiz; devletini, sokaktan toplamak zorunda kaldı. Ve haklı çıktım. Mesela, 2017 yılında; Devletimizin, “kerim” anlayışını, ortadan kaldıran; Milletimizi de, ucube bir sisteme mahkûm eden, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi referandumuna; “Hayır” demek için, il il gezdim. “Bu sistem, Türkiye’yi uçuruma sürükler.” dedim. Ve maalesef, haklı çıktım.

2018’de, 2019’da, 2020’de, ve en nihayetinde, 2023 yılında da; “milletle inatlaşılmaz” diyerek; hem iktidarı, hem de ana muhalefeti defalarca uyardım. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, Türkiye’ye nefes aldırmak için; Yeri geldi, feragatte; yeri geldi, fedakarlıkta bulundum. Yeri geldi; Herkes sustuğunda bile; milletin sesini haykıran oldum. Çok değil, daha geçen yıl söylediklerimi; O günlerde, hararetle reddedenler; şahsıma, her türlü hakareti edenler; hırsından hızını alamayıp, iftiraya sarılanlar; bugün, benimle aynı şeyleri, söylemeye başladılar.

Hatta bazıları, kısık sesle de olsa; “haklıymış” bile diyorlar… Ne diyeyim? Sabah şerifleriniz hayrolsun… Rahmetli İnönü’nün, bir sözü vardır: “Tarih kürsüsünden, hâlinizi seyrediyorum. Suçluların telaşı içindesiniz…” İşte ben de, bugün, bu arkadaşların hâlini; acıyarak seyrediyorum… Çünkü benim için, esas mesele; Benim haklı çıkmam değil, milletimizin çırak çıkmamasıydı. Memleketimizde yokluğun, yoksulluğun, adaletsizliğin, hukuksuzluğun; 5 yıl daha, hüküm sürmemesiydi. Türkiye’nin, 5 yılını daha, kaybetmemesiydi.

Değerli arkadaşlarım; Gelelim bugüneee… Yani 2024’e… Bildiğiniz gibi, yetkili kurullarımızın, kararı doğrultusunda; 31 Mart yerel seçimlerine, hür ve müstakil olarak girdik. Bu karar aslında, bizim için, fabrika ayarlarımıza dönmek demekti. Çünkü biz, İYİ Parti’yi; İki kutba mahkûm edilen Türk siyasetinin; yaşam odası olması için kurmuştuk! Çünkü biz İYİ Parti’yi; Kavgalara, korkulara, mecburiyetlere, mahkûm edilen milletimize; yeni bir seçenek sunmak için kurmuştuk!

Çünkü biz İYİ Parti’yi; bir kişiye, bir zümreye, bir gruba, ya da bir başka partiye kaldıraç olmak; imkân sağlamak; kariyer basamağı olmak için değil; milletin istiklali, memleketin istikbali için kurmuştuk! Dolayısıyla ben de, bugüne kadar; hem kendimin, hem de partimizin; aldığı tüm kararların, arkasında durduğum gibi; bu kararın da, elbette arkasında durdum. Ne kadar zorlu bir yola çıktığımızın, farkındaydım. İftiralarla, karalamalarla, çirkin oyunlarla, üzerimize gelineceğinin, farkındaydım. Satın alınmışlara karşı; yürekten inanmışların mücadelesini yürüttüğümüzün farkındaydım.

Taşın altına, elini, gövdesini koyanların, farkında olduğum gibi; O taşın, bizi ezmesi için çalışanların da; iştahla el ovuşturanların da, farkındaydım. Rz cümle; Seçim sonuçları doğrultusunda, aldığımız riskin, elbette farkındaydım. İşte bu yüzden; bugüne kadar olduğu gibi, bugün de Türkiye’nin, alıştırılmış normallerinin dışında sadece söz söyleme sırasında değil bedel ödeme sırasında da, en önde duruyorum.

Bugüne kadar, her daim; kimseden bir beklentim olmaksızın; gerektiğinde, bedel ödemeyi bildim. Bundan dolayı da, asla pişman olmadım. Nitekim bugün de, pişman değilim. Çünkü, haklılığımızın, elbet bir gün anlaşılacağını biliyorum. Ve bugün üzerime düşen, her şeyi yapmış olmanın huzuruyla son kez karşınızdayım.

Hiçbir hesaba, hiçbir pazarlığa, hiçbir sahtekârlığa girmeden milletin sesini duyurmuş olmanın, mutluluğuyla son kez karşınızdayım. İYİ Parti olarak, varlığımızı, onurumuzu, duruşumuzu pazarlık masalarına, meze ettirmemiş olmanın gururuyla son kez karşınızdayım. İYİ Parti’yi kurduğumuz, ilk günkü gibi bir an bile pes etmeden, mücadele etmiş olmanın, gönül rahatlığıyla son kez karşınızdayım! Allah herkese, böyle veda etmeyi nasip etsin.

“İYİ Parti’yi, sizlere bir ev, bir yuva yaptım”

İYİ Parti’nin ve İYİ Partilinin fedakârlığını, taşıyamayanlara mani oldum. “Tek kişi kalsam da, bu mücadeleden vazgeçmeyeceğim.” dedim, asla da vazgeçmedim. “Gerekirse bedelini ödeyeceğim.” dedim; Ve bugün de karşınızda aziz milletime ve sizlere karşı, bir kez daha söylemek isterim ki; Ben, bu bedeli ödemeye razıyım. Türkiye’nin iyi ve cesur evlatları Kennedy’nin, çok meşhur bir sözü vardır “Zaferin bin babası vardır, mağlubiyet yetimdir” der.

İşte ben, o bin babanın, kaçıştığı yerde o yetim mağlubiyeti, öksüz bırakmadım! Haksız olduğumuz için değil söz verdiğim için bırakmadım! Başarısızlığı ben aldım artık başarıyı, siz yakalayacaksınız. Bedeli ben ödedim artık hesabı, siz tutacaksınız. Kiminiz “abla”, kiminiz “kardeş”, kiminiz “anne” diye geldiniz. Benden bir ev, bir yuva istediniz. Ben de İYİ Parti’yi, sizlere bir ev, bir yuva yaptım. Ocağını tüttürdüm, içini ısıttım, sofrasını kurdum, bahçesini genişlettim. Yıkmak isteyenlere, dağıtmak isteyenlere, çökmek isteyenlere, müsaade etmedim.

Ama bugünden sonra artık bu evi, siz koruyacaksınız. Bu evi, artık, siz ayakta tutacaksınız. Bu eve, artık, siz bakacaksınız. Şairin de dediği gibi “Bizdik o hücumun, bütün aşkıyla kanatlı, bizdik o sabah, ilk atılan safta yüz atlı… Dünyâya vedâ ettik; atıldık dolu dizgin… En son koşumuzdur bu; Asırlarca bilinsin!..” Bu vesileyle, Genel başkan adaylarımıza başarılar diliyor; Kurultayımızın, milletimiz, memleketimiz ve partimiz için; hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yolunuz, bahtınız açık olsun. Allah’a emanet olun!”

Paylaşın

İYİ Parti’de Bir istifa Daha!

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlere “hür ve müstakil” giren ve seçimlerde büyük bir hezimet yaşayan İYİ Parti’de genel başkan yardımcısı Birol Aydemir, partisinden istifa ettiğini duyurdu.

Haber Merkezi / Birol Aydemir, sosyal medya hesabından istifa kararına ilişkin açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“İYİ Parti’deki görevlerimden ve üyeliğimden istifa ettiğimi kamuoyunun bilgilerine sunarım. Siyaseti sadece ülke ve milletimiz için güzel şeyler yapmanın bir aracı olarak gördüm. Bu nedenle siyasete girdim. Çünkü kurumsallığın oldukça zayıf olduğu ülkemiz; sosyal, ekonomik, hukuki tüm bileşenleri ile siyasetten aşırı derecede etkileniyor.

Ülkemizin mevcut siyasi atmosferindeki ‘doğru’ alternatif olma yolunda partimizin karar alıcı organlarında fikirlerimi beyan etmekten geri durmadım. Ancak, maalesef partideki çalışma arkadaşlarımla aynı rotada ilerleyemeyeceğimizi üzülerek müşahede ettim. Bu sebeple İYİ Parti’den ayrılmaya karar verdim. Ancak, bundan sonra da bilgi ve tecrübemi ülkemizin hizmetine sunmaya ve bu doğrultuda çalışmaya/üretmeye inşallah devam edeceğim.”

Birol Aydemir kimdir?

1966 yılı Erzincan doğumlu olan Birol Aydemir, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü mezunu. Aydemir, yüksek lisans eğitimini ise Delaware Üniversitesi’nde tamamladı.

Birol Aydemir, 1989’da Devlet Planlama Teşkilatına uzman yardımcısı olarak girdi, uzmanlık ve daire başkanlığı yaptıktan sonra, 2002 yılında DPT müsteşar yardımcılığına atandı, 2006-2008 yıllarında Sosyal Güvenlik Kurumunun kurucu başkanı oldu.

Aydemir, 2008-2009 yıllarında Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’nde planlama müşavirliği görevinde bulundu. Birol Aydemir, 2009-2011 yılları arasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müsteşarı olarak görev aldı, 2011-2016 yılları arasında Türkiye İstatistik Kurumu başkanı olarak görev yaptı, Şubat 2016’da kendi isteğiyle emekli oldu.

Aydemir, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi kurucu üyesi olup, sektörel politikalar başkanı olarak Genel Merkez Başkanlık Kurulu üyeliği görevinde bulunmaktayken görüş ayrılıkları gerekçesi ile 15 Mart 2022 tarihinde Twitter’dan yaptığı açıklama ile partisinden istifa etmişti. Birol Aydemir, bu istifanın ardından temmuz ayında İYİ Parti’ye katılmıştı.

Paylaşın

İYİ Parti’de İstifa Furyası Devam Ediyor!

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlere “hür ve müstakil” giren ve seçimlerde büyük bir hezimet yaşayan İYİ Parti’de istifalar devam ediyor. Son olarak İYİ Parti Ankara İl Başkanı Akif Sarper Önder, partisinden istifa ettiğini duyurdu.

Akif Sarper Önder, istifa açıklamasında “Derdiyle dertlenip, neşesiyle gülümsediğim, Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında ve sonrası sonsuz yüzyıllarında ülkemizin olmazsa olmazı olan İYİ partimizin 27 Nisan’da yapılacak olan, olağanüstü genel kurulunun ülkemize, milletimize, Türk siyasetine ve partimize hayırlı olmasına diliyorum” ifadelerini kullandı.

27 Nisan’da olağanüstü kurultay yapmaya hazırlanan İYİ Parti’de Ankara İl Başkanı Akif Sarper Önder, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla görevinden istifa ettiğini açıkladı. Önder, paylaşımında şunları kaydetti:

“Derdiyle dertlenip, neşesiyle gülümsediğim, Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında ve sonrası sonsuz yüzyıllarında ülkemizin olmazsa olmazı olan İYİ partimizin 27 Nisan’da yapılacak olan, olağanüstü genel kurulunun ülkemize, milletimize, Türk siyasetine ve partimize hayırlı olmasına diliyorum.

Bu vesileyle; 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel yönetimler seçimlerinin gerçekleşmesine az bir zaman kala kurucu Genel Başkanım Meral Akşener Hanımefendinin onurlarıyla atandığım ve görev süresince Ankara’mızın en ücra köşesindeki üyemizin dahi partimize olan mensubiyet şuurunu artırmak, il teşkilatımızı kurumsal bir yapıya dönüştürmek ve seçimlerde de başarılı olmak adına yönetim kurulu ve divan üyesi arkadaşlarımla birlikte büyük bir gayretle yürütmüş olduğum Ankara İl Başkanlığı görevimi bugün itibariyle sonlandırdığımı tüm kamuoyuna duyururum.”

Paylaşın

“AK Parti, İYİ Parti’yi Yakından İzliyor” İddiası

31 Mart seçimlerinde istediği sonucu alamayan İYİ Parti’de genel başkan Meral Akşener’in siyaseti bırakacağı söylentilerinin ardından AK Parti’nin İYİ Parti’yi yakından izlediği öne sürüldü.

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlere “hür ve müstakil” giren ve seçimlerde büyük bir hezimet yaşayan İYİ Parti’de ve seçimlerde ikinci parti konumuna düşen AK Parti’de sular durulmuyor.

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, bugünkü köşe yazısında AK Parti kulislerinde konuşulan bir iddiayı yazdı. Babacan AK Parti’nin, 31 Mart seçimlerinde istediği sonucu alamayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in siyaseti bırakacağı söylentilerinin ardından İYİ Parti’yi yakından izlediğini yazdı.

Babacan’ın AK Parti kulislerinden aktardığına göre, Cumhurbaşkanlığı ekibinin Akşener ve ekibiyle yakın ilişkide olduğu da iddialar arasında.

Babacan’ın yazısının ilgili bölümü şöyle: “AKP kulislerinde, İYİ Parti’deki gelişmeler de yakından izleniyor. Cumhur İttifakı’nın seçim sürecinde ve sonrasında bu partiye gösterdiği ilgiyi farklı okuyanlar var. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in siyasete veda etmemesi için gösterilen çabanın altında, bu partinin milletvekillerine duyulacak ihtiyaç gösteriliyor. Olası bir ‘anayasa değişikliği’ veya kritik kararlarda 38 milletvekilinin işe yarayacağı hesabı yapılıyor. Bu arada, Cumhurbaşkanlığı ekibinin Akşener ve ekibiyle yakın ilişkide olduğu da iddialar arasında…”

Paylaşın

“İYİ Parti Delege Listelerinde Usulsüzlük” İddiası

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlere “hür ve müstakil” giren ve seçimlerde büyük bir hezimet yaşayan İYİ Parti’de delege listelerinde usulsüzlük olduğu iddia edildi.

Haber Merkezi / İddiayı dile getiren İYİ Partili Rıdvan Uz, “Bu talihsiz ve üzücü vaka karşısında hukuki girişimler gün içinde gerçekleştirilecek ve hukuki düzeltmeler yapılacak olup detay açıklama hukuki müracaatlar sonrası yapılacaktır” açıklamasında bulundu.

27 Nisan’da olağanüstü kurultay yapmaya hazırlanan İYİ Parti’de, kurultay delegeleri listesinde usulsüzlükler tespit edildiği öne sürüldü. İYİ Parti Çanakkale Milletvekili ve Kurucular Kurulu Üyesi Rıdvan Uz, “Bu talihsiz ve üzücü vaka karşısında hukuki girişimler gün içinde gerçekleştirilecek ve hukuki düzeltmeler yapılacak olup detay açıklama hukuki müracaatlar sonrası yapılacaktır” açıklamasında bulundu.

Rıdvan Uz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: “İYİ’ler ve Cesurlar Hareketinin siyasi alanda vücut bulmuş hali olan İYİ Partimiz, 5. Olağanüstü Kurultayını 27/04/2024 tarihinde gerçekleştirecektir. Genel Merkezimiz tarafından Çankaya İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına 19/04/2024 tarihinde teslim edilen kurultay delegeleri listesinin incelenmesinde seçme ve seçilme hakkına halel getiren ve 146 yıllık demokratik seçim geleneğimize darbe vuracak SİSTEMLİ VE ORGANİZE USULSÜZLÜKLER yapıldığı tespit edilmiştir.

Bu talihsiz ve üzücü vaka karşısında hukuki girişimler gün içinde gerçekleştirilecek ve hukuki düzeltmeler yapılacak olup detay açıklama hukuki müracaatlar sonrası yapılacaktır. Kongremizin zamanında, herhangi bir şaibeye meydan vermeden ve tartışmasız şekilde icrası edilecektir. Bu hususta gerekli tedbirler alınmış olup, partimizin hiçbir üyesinin bu aşamada endişe etmesine mahal yoktur. İYİ Parti 5. Olağanüstü Kurultay Delegelerine ve Türk kamuoyuna arz ederim.”

Paylaşın

İYİ Parti’de Üst Düzey İstifa: Meral Akşener’e Sert Eleştiriler

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlere “hür ve müstakil” giren ve büyük bir hezimet yaşayan İYİ Parti’de istifalar devam ediyor. Son olarak Bilge Yılmaz, Meral Akşener’i eleştirerek istifa ettiğini duyurdu.

Haber Merkezi / Akşener’in altılı masa sürecinin kötü bir müzakereyle yürüttüğünü belirten Bilge Yılmaz, “Partimizin kurumsal yapısı kişilerin çıkar, eğilim ve beklentileri karşısında çöktü. Parti lideri Sn. Meral Akşener ise Altılı Masa sürecinin her aşamasında kötü bir müzakere süreci yürüttü ve Kemal Kılıçdaroğlu adaylığını önleyemedi” dedi ve ekledi:

“Bu süreç, 3 Mart günü sert ve duygusal bir tepkiyle masadan ayrılma ve 3 gün sonra 7 cumhurbaşkanı yardımcılığı modelini kabul ederek masaya dönmeyle sonuçlandı. Bu tutarsızlık liderin siyasi kredisini tüketti.”

İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile partisinden istifa ettiğini duyurdu. Yılmaz, istifa açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Sevgili İYİ Partililer, 2021 senesinden bu yana daha demokratik ve daha müreffeh bir ülkede yaşamak için sizlerle birlikte siyasi bir mücadele verdim. Türkiye’ye gelirken, iktidara destek verenler dâhil daha iyi bir Turkiye hayal eden milyonlarca makul seçmeni İYİ Parti’nin ikna edebileceğini ve bunu başarabilecek kadro ve söylemlere sahip olduğunu düşünüyordum.

Açıkçası, beklentilerimde beni yanıltmayan birçok uzmanlık sahibi ve düzgün karakterli insanla tanıştım partide. Beni partim için çalışmaya bu insanların samimiyeti ve ülkelerine duyduğu sevgi teşvik etti, yüreklendirdi. İYİ Parti, doğru bir kurumsal yapı ve güçlü liderlik ile seçmenin talep ettiği boşluğu doldurmaya aday bir aktördü. Ne var ki, zaman içinde partinin zaafiyetlerini hep birlikte gördük.

Partimizin kurumsal yapısı kişilerin çıkar, eğilim ve beklentileri karşısında çöktü. Parti lideri Sn. Meral Akşener ise Altılı Masa sürecinin her aşamasında kötü bir müzakere süreci yürüttü ve Kemal Kılıçdaroğlu adaylığını önleyemedi. Bu süreç, 3 Mart günü sert ve duygusal bir tepkiyle masadan ayrılma ve 3 gün sonra 7 cumhurbaşkanı yardımcılığı modelini kabul ederek masaya dönmeyle sonuçlandı. Bu tutarsızlık liderin siyasi kredisini tüketti.

Geride kalan bir sene içinde ise sürekli olarak bir mağdur psikolojisi içinde ve yaşadığı bütün sorunların kaynağını dışarıda arayan, kendini sadece dışarıya düşmanlık ederek meşrulaştıran bir liderlik tarzı izledik. Artık kendi dışına konuşamayan, toplumun sadece sansasyonel haberler ve skandallarla ilgisini çekebilen bir parti kaldı geriye. Birçok iyi niyetli, temiz karakterli insan milletvekili aday listelerine ve belediye başkan adaylarına baktıkça haksızlığa uğradığını, emeğini boş yere heba ettiğini düşünüyor. Partiye oy veren vatandaşlar ise tepkilerini ya sandığa gitmeyerek ya da başka partilere oy vererek gösteriyor. Geldiğimiz nokta budur.

2023 yılında birçok kez İYİ Parti’nin ülkemizde iyi bir yönetime kavuşması için kilit bir görevi olduğunu ve kurumsal problemlerini çözmek zorunda olduğunu hem yetkili kurullarda hem de kamuya açık bir şekilde dile getirdim. Genel başkanımızın ricası ile Aralık 2023’te parti liderliğine son bir şans vermek için geri çekildim. Maalesef kötü gidiş devam edince 28 Şubat 2024’te şahsi çıkarların ortak hedeflerin önüne geçtiğini, muhalefet partilerinin genel seçim kazanabilmesi için yeniden yapılandırılması gerektiğini açıkladım.

“Umudum başkaydı”

Önümüzde bir kongre süreci var ve Sn. Meral Akşener örnek bir davranış göstererek aday olmayacağını açıkladı. Ne var ki, İYİ Parti’nin bu cendereden çıkabilmesi mevcut genel başkan adaylarının rekabetinin yarattığı atmosfer ile mümkün olmayacak. Bu süreçte umudum başkaydı. Parti olarak geldiğimiz noktayı ortak akıl ile ele almalı ve meseleyi genel başkanlık rekabetinin ötesine taşımalıydık. İYİ Parti’nin meselesi kimin genel başkan olacağı değil partinin nasıl yeniden toplumun tamamına konuşabilecek ve umut veren bir yapıya dönüşeceğidir. Görüyorum ki, bu noktanın çok uzağındayız.

Bir yılı aşkın süredir yapılan yanlış tercihler beni İYİ Parti’den ayrılmaya ve ülkemiz için yeni bir yapı altında çalışmaya itiyor. Ancak seçim sürecinde partiye zarar vermemek ve delegenin bana verdiği GİK üyeliği yetkisine ihanet etmemek için bekledim. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmış olmanın huzuruyla İYİ Parti’den ayrılıyorum. İYİ Parti’de birlikte çalışma fırsatı yakaladığım tüm vatansever insanlara minnettarım. Başta genel başkan adayları olmak üzere herkese gelecek kongrede başarılar diliyorum.”

Paylaşın

İYİ Parti’de “Meralciler”in Kurultay Beklentisi

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlere “hür ve müstakil” giren ve büyük bir hezimet yaşayan İYİ Parti, olağanüstü kurultaya gidiyor. Genel Başkan Meral Akşener’in aday olmayacağı kurultayda parti yöneticileri Koray Aydın, Müsavat Dervişoğlu ve Tolga Akalın liderlik için yarışacak.

Ancak bu üç isim de Akşener ile siyasete başlamış ya da Akşener olduğu için İYİ Parti’ye katılmış birçok isim açısından bir seçenek değil. İYİ Parti Meclis grubunda birçok milletvekili, “üç adaya da mesafe koyup, tarafsız davranacağını sadece kurultayda mecburen oy kullanacağını” söylüyor.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; Seçimden hemen sonra, dar bir zaman diliminde yapılan kurultayın sağlıklı sonuç vermeyeceğini kaydeden birçok İYİ Partili, “Genel başkan aday olsaydı delege nezdinde sorun yaşamazdı. Ancak kamuoyu nezdinde bir güven kaybı yaşıyor. Sonuç olarak ‘Başarısız olursam bırakırım’ sözünün arkasında durdu. Ancak bunun bir geçiş süreci olacağını düşünüyoruz. Bir yıl sonra olağan kurultay var. Asıl yarış orada olur. Bu arada da daha sağlıklı tartışmalar yapıp, yaraları sarabiliriz” diyor.

Öte yandan seçimlerde umduğunu bulamayan İYİ Parti’de bunun nedenlerine dair tartışma devam ediyor. Seçimlere “Hür ve müstakil” girme kararını savunan bir kurmay, seçim sonrası yaptığı değerlendirmede bu sonuçta CHP’nin de hatası olduğunu savundu.

Yerel seçimlerde CHP ile kısmi bir iş birliğinin mümkün olduğunu ama CHP’nin tavrı nedeniyle bunun gerçekleşmediğini kaydeden kurmay o süreçte yaşananları şöyle anlattı:

“CHP kurultayı sonrası yeni genel başkan Özgür Özel’in genel başkanımızla görüşmesi önemliydi. Bu ziyarette iş birliği için bir kapı açılabilirdi. Ancak Özel İYİ Parti GİK toplantısında alından 81 ilde seçimlere tek başına girme kararının gözden geçirilip geçirilemeyeceğini sorarken somut bir teklifte bulunmadı. Eğer CHP o gün bir teklifle gelseydi böyle olmazdı. Sonuçta bizden bir karar değişikliği beklediklerini söylüyorlar ama bu kararı değiştirdiğinizde ne elde edeceğinizi bilmek istersiniz. Bu şekilde irdelenecek bir teklif olmayınca karar da değişmedi.”

Paylaşın