“İran, Rusya’ya Yüzlerce Balistik Füze Gönderdi” İddiası

İran ile Rusya arasında gelişen askeri ilişkiler sahaya yansımış görünüyor. Tahran yönetimi, bu yıl içerisinde, menzili 700 km. kadar ulaşabilen en az 400 balistik füzeyi Moskova’ya teslim ettiği bildirildi.

Rusya’nın Ukrayna savaşı boyunca İran’ın gönderdiği 3 bin 700 adet kamikaze İHA kullandığı iddia edilmişti. İran, kasım ayında Rusya’dan Su-35 savaş uçakları, Mi-28 saldırı helikopterleri ve Yak-130 pilot eğitim uçağı alınması konusunda anlaşma sağlandığını açıklamıştı.

İran’ın Rusya’ya çok sayıda karadan karaya balistik füze sağladığı ve ABD’nin yaptırım uyguladığı iki ülke arasındaki askeri iş birliğinin son dönemde giderek derinleştiği bildirildi.

Reuters’in konuyla ilgili üç İranlı kaynağa dayandırarak verdiği habere göre, Tahran yönetimi, menzilleri 300 ila 700 kilometre arasında değişen, “Fatih-110” ve “Zülfikar” adlarıyla tanınan yaklaşık 400 adet kısa menzilli balistik füzeyi Moskova’ya teslim etti.

İran Savunma Bakanlığı ve İran devrim Muhafızları Rusya’ya balistik füze kısa teslimatını reddederken, Moskova’dan konuyla ilgili şu ana kadar bir açıklama yapılmadı. İranlı bir kaynağa göre, geçen yıl sonu İran ve Rusya arasında konuyla ilgili anlaşma sağlandı ve balistik füze sevkiyatının ocak ayı başında başladı.

Diğer kaynaklar gibi isminin açıklanmasını istemeyen bir İranlı yetkili ise şu ana kadar 4 kez füze sevkiyatı yapıldığını ve bu sevkiyatın gelecek haftalarda da süreceğini aktardı. Bir başka İranlı yetkili ise bu balistik füzelerin bir kısmının Hazar Denizi üzerinden gemiyle, diğer kısmının ise nakliye uçaklarıyla gönderildiği bildirdi.

İkinci İranlı yetkili, “Daha fazla sevkiyat olacak. Bunu saklamaya gerek yok. İstediğimiz ülkeye silah ihraç etme iznimiz var.” ifadesini kullandı.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) ekim ayında dolan yaptırımları İran’ın füze ve İHA ihracatına yasak getiriyordu. Bununla birlikte ABD ve Avrupa Birliği, Orta Doğu’da kendi adına vekalet savaşı yürütenlere ve Rusya’ya yönelik silah ihracatına ilişkin endişeler yüzünden İran’ın balistik füze programına yönelik yaptırımlarını sürdürüyor.

Konuya yakın dördüncü bir kaynak ise Rusya’nın yakın zamanda İran’dan çok sayıda füze aldığını doğruladı ancak sayıyla ilgili ayrıntı vermedi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby ocak ayında yaptığı bir açıklamada ülkesinin Rusya’nın İran ve Kuzey Kore’den kısa menzilli balistik füze almasından “endişe duyduğunu” ifade etmişti.

Yine bir ABD yetkilisi yaptığı açıklamada Rusya’nın balistik füze alımına ilişkin müzakerelerinden haberdar olduklarını ancak teslimatın gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda ellerinde bir kanıt olmadığını söyledi.

Bu arada Ukrayna başsavcısı cuma günü yaptığı açıklamada, Kuzey Kore’nin Rusya’ya sağladığı balistik füzelerin savaş alanında etkili olmadığının açıkça görüldüğünü ve 24 füzeden yalnızca ikisinin hedefi vurduğunu bildirdi.

Moskova ve Pyongyang, Kuzey Kore’nin Ukrayna’da kullanılan füzeleri Rusya’ya gönderdiği haberini ise yalanladı.

İran füzeleri savaş alanında etkili mi?

Kuzey Kore füzelerinin etkili olmadığı haberi gelirken bunun aksine, Monterey’deki Middlebury Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü’nden uzman Jeffrey Lewis, İran’ın Fatih-110 ve Zülfikar füzelerin oldukça hassas silahlar olduğunu söyledi.

Rus bombardımanlarının zaten “oldukça acımasız” olduğunu belirten Lewis, İran’dan gelen füzeler için “Bunlar hassas ve etkili hasar verebilen silahlar. 400 füze Ukrayna’da kullanılması durumunda ciddi zararlar verebilir.” dedi.

Philadelphia merkezli bir düşünce kuruluşu olan Dış Politika Araştırma Enstitüsü’nün araştırmacılarından Rob Lee, İran’dan Fatih-100 ve Zülfikar füzelerinin tedarik edilmesinin Rusya’ya savaş alanında daha da büyük bir avantaj sağlayacağını söyledi.

Lee, “Operasyonel derinliklerdeki askeri hedefleri vurmak için kullanılabilir bu balistik füzelerin Ukrayna hava savunması tarafından engellenmesi daha zor.” dedi. Bununla birlikte Ukraynalı bir askeri kaynak Reuters’e, Kiev’in savaşta Rus kuvvetleri tarafından herhangi bir İran balistik füzesi kullanıldığına dair bir kanıt olmadığını söyledi.

Ukrayna Savunma Bakanlığı ise Reuters’in bu konudaki yorum talebine şu ana kadar resmi yanıt vermedi.

Bu haberin yayımlanmasını ardından Ukrayna Hava Kuvvetleri’nden bir sözcü, ulusal televizyona, Rusya’nın bu tür füzeleri elde ettiğine dair resmi bir bilginin bulunmadığını söyledi. Sözcü, bununla birlikte balistik füzelerin Ukrayna için ciddi bir tehdit oluşturabileceğini söyledi.

Ukrayna daha önce yaptığı açıklamalarda İran’dan Rusya’ya Ukrayna savaşında kullanılmak üzere İHA göndermemesini istemişti. Ukrayna aralık ayında yaptığı açıklamada Rusya’nın savaş boyunca İran’ın gönderdiği 3 bin 700 adet kamikaze İHA kullandığını iddia etmişti.

Bu arada İran balistik füzelerinin son haftalarda Rusya’ya teslim edildiğini doğrulayan Batılı bir diplomat, Batılı ülkelerin, Rusya’nın İran’a karşılıklı silah transferinin ABD ve İsrail ile olası bir çatışmada Rusya’nın konumunu güçlendirebileceğinden endişe duyduğunu söyledi.

İran, kasım ayında Rusya’dan Su-35 savaş uçakları, Mi-28 saldırı helikopterleri ve Yak-130 pilot eğitim uçağı alınması konusunda anlaşma sağlandığını açıklamıştı.

Siyasi risk danışmanlığı yapan “Eurasia Group” araştırmacısı Gregory Brew, Rusya’nın İran için uygun bir müttefik olduğunu belirterek, “İran, insansız hava araçları karşılığında daha fazla güvenlik işbirliği ve gelişmiş silahlar, özellikle de modern uçaklar almayı hedefliyor.” dedi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

İran, Yeni Hava Savunma Sistemlerini Tanıttı: Arman Ve Azarakheş

İran, ABD’nin Orta Doğu’daki İran yanlısı silahlı gruplara karşı hava saldırılarının devam ettiği bir dönemde, “Arman” balistik füze savunma sistemi ve kısa menzilli hava savunma sistemi “Azarakhsh”ı tanıttı.

“Arman” balistik füze savunma sisteminin 120 ile 180 kilometre arasındaki mesafelerde altı hedefi vurabilme kapasitesine, “Azarakhsh” kısa menzilli hava savunma sisteminin ise fırlatma aracında bulunan dört adet güdümlü füzeyle 50 kilometreye kadar olan hedefleri tespit edip imha edebilme yeteneğine sahip olduğu belirtildi.

İran resmi haber ajansı IRNA, savunma bakanlığı tarafından inşa edilen Arman anti-balistik füze sistemi ve Azarakheş alçak irtifa hava savunma sisteminin bu sabah tanıtıldığını duyurdu.

Euronews Türkçe’nin IRNA’dan aktardığına göre, Savunma Bakanı Muhammad-Rıza Aştiani, Arman füze sisteminin “orta menzile ve yüksek irtifaya sahip olduğunu, 180 kilometredeki hedefleri belirleyebildiğini ve 120 kilometrede onları vurup imha edebildiğini” açıkladı.

Ajans, “aynı anda altı hedefe” saldırabilen Azarakheş savunma sisteminin ise birden fazla araç tipine monte edilebildiğini ve “hedefini tespit etmek ve izlemek için radar, elektro-optik sistem ve termal arayıcılar kullandığını” belirtti.

İran, savaşı tetikleyen 7 Ekim’deki Hamas saldırısını övmüş, ancak herhangi bir dahli olduğu iddialarını reddetmişti.

Ancak Gazze’deki savaş beşinci ayına girerken Suriye, Lübnan, Irak ve Yemen’deki Tahran destekli militan gruplar Irak ve Suriye’de konuşlu Amerikan ve koalisyon birliklerine karşı giderek daha fazla saldırılar düzenlemeye başladı.

Ürdün’de Amerika Birleşik Devletleri’ne ait bir üsse 28 Ocak’ta düzenlenen saldırıda üç Amerikan askeri personelinin ölmesi, Washington’un Suriye ve Irak’taki İran yanlısı hedeflere karşı kendi saldırılarını başlatmasına yol açtı.

ABD, İngiltere ile birlikte, ayrıca Yemen’deki İran destekli Husilere karşı, grubun ticari gemilere yönelik ısrarlı saldırılarına karşılık olarak saldırılar düzenliyor.

Öte yandan İran’ın nükleer programı bölgedeki gerilimi arttıran bir diğer unsur. Tahran’ın nükleer programına şiddetle karşı çıkan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, 2023 yılında İran’ın nükleer silah elde etmesini önlemek için “inandırıcı bir askeri tehditle” karşı karşıya kalması çağrısında bulunmuştu.

Tahran ise nükleer programının barışçıl olduğunda ısrar ediyor ve nükleer bomba arayışında olduğu iddialarını reddediyor.

Paylaşın

ABD’den Türkiye Merkezli Bir Şirkete İran Yaptırımı

ABD, Türkiye merkezli Ted Teknoloji Geliştirme Hizmetleri Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’ne İran Merkez Bankası için Amerikan teknolojisi kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle yaptırım uyguladığını açıkladı.

Ticaret sicil kaydına göre, Ağustos 2019’da 50 bin TL sermayeyle kurulan şirket, bilgi teknolojileri alanında faaliyet gösteriyor. Sicil kaydında şirketin adresi İstanbul Bahçelievler olarak görülüyor.

ABD Hazine Bakanlığının Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı Brian Nelson, “Amerika Birleşik Devletleri, İran rejiminin hassas ABD teknolojisi ve kritik bilgilerini elde etmeye yönelik yasa dışı girişimlerini engellemek için elindeki tüm araçları kullanmaya devam edecektir” dedi.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İran Merkez Bankası’nın İran’daki bir iştirakine, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli iki kuruluşa, Türkiye merkezli bir kuruluşa ve üç kişiye Amerikan teknolojisi kaçakçılığı yaptıkları gerekçesiyle yaptırım uygulandığını açıkladı.

ABD Hazine Bakanlığı’ndan gelen açıklamada söz konusu kuruluşların, İran Merkez Bankası’nın bir iştiraki olan İran merkezli Informatics Services Corporation (ISC), bir ISC paravan şirketi olan BAE merkezli Advance Banking Solution Trading, yine BAE merkezli Freedom Star General ticaret firması ve Türkiye merkezli Ted Teknoloji Geliştirme Hizmetleri Sanayi Ticaret Anonim Şirketi oldukları kaydedildi.

ABD Hazine Bakanlığı, Ted Teknoloji Geliştirme Hizmetleri Sanayi Ticaret A.Ş. ise ISC’nin Türkiye’deki temsilcisi olarak hizmet verdiğini ve paravan şirketlerle iş birliği içerisinde ABD mallarını ve teknolojisini satın aldığını bildirdi. Açıklamada, yaptırım listesine alınan ve hem Fransa hem de İran vatandaşlığı bulunan ISC çalışanı Pouria Mirdamadi’nin Ted’in faaliyetlerine dâhil olduğu belirtildi.

İstanbul Ticaret Odası’ndaki sicil kaydına göre de şirketin tek yönetim kurulu üyesi olarak bu kişinin adı görülüyor. Ticaret sicil kaydına göre, Ağustos 2019’da 50 bin TL sermayeyle kurulan şirket, bilgi teknolojileri alanında faaliyet gösteriyor. Sicil kaydında şirketin adresi İstanbul Bahçelievler olarak görülüyor.

ABD Hazine Bakanlığı’nın Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı Brian Nelson, yaptığı açıklamada “İran Merkez Bankası, Ortadoğu’yu daha da istikrarsızlaştırmayı amaçlayan iki kilit aktör olan İslam Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü ve Hizbullah’a mali destek sağlanmasında kritik bir rol oynamıştır” dedi.

Brian Nelson, “ABD, İran rejiminin hassas Amerikan teknolojisini ve kritik girdileri elde etmeye yönelik yasadışı girişimlerini engellemek için mevcut tüm araçları kullanmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Suriye Ve İran’dan İsrail Açıklaması: Savaşmaya Hazırız

İsrail’le olası bir çatışmaya ve topraklarını korumaya hazır olduklarını söyleyen Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, “Ancak savaşın zamanına ve şekline biz karar vereceğiz” dedi.

1967’den bu yana İsrail işgali altında olan Golan Tepeleri’ne dikkat çeken Mikdad, bölgedeki işgali sonlandırmanın en önemli önceliklerden biri olduğunu belirtirken, “Suriye bu kurtarma operasyonlarının bedelini ödemeye hazır” ifadelerini kullandı.

Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan, Şam’da bir araya geldi. Mikdad ile Emirabdullahiyan görüşmede, Filistin’e verilecek destek konusunda atılacak adımları masaya yatırdı.

Independent Türkçe’nin aktardığına göre; İkili görüşme sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlatan Faysal Mikdad, Suriye’nin 1948’den bu yana “İsrail’e direndiğini” söyledi. Mikdad, “Suriye, İsrail işgaline karşı yıllarca savaştı ve yine savaşmaya hazırız. Ancak zamanına ve şekline biz karar vereceğiz” diye konuştu.

1967’den bu yana İsrail işgali altında olan Golan Tepeleri’ne dikkat çeken Suriye Dışişleri Bakanı, bölgedeki işgali sonlandırmanın en önemli önceliklerden biri olduğunu belirtirken, “Suriye bu kurtarma operasyonlarının bedelini ödemeye hazır” ifadelerini kullandı.

Toplamda 1800 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Golan Tepeleri, İsrail tarafından 1967’de işgal, 1981’de de tek taraflı ilhak edilmişti. 2019’da dönemin ABD Başkanı Donald Trump, Golan Tepeleri üzerindeki İsrail hakimiyetini resmen tanıdıklarını açıklamıştı.

İsrail’in tatlı su ihtiyacının üçte birini karşılayan bölge, Doğu Akdeniz’in en stratejik noktalarından biri olarak görülüyor. Mikdad ayrıca, ülkedeki ABD ve Türkiye askerlerinin varlığının gayrımeşru olduğunu ve sona ermesi gerektiğini iddia etti.

İran Dışişleri Bakanı Emirabdullahiyan da yasadışı şekilde Suriye’de bulunan yabancı askerlerin ülkeden çekilmesi gerektiğini ifade etti. İranlı bakan ayrıca İsrail ve ABD’nin Filistinlilere karşı soykırım gerçekleştirdiğini söyledi.

7 Ekim’deki Hamas saldırılarının ardından Suriye’de de askeri hareketlilik artmıştı. Bölgedeki Amerikan üslerine yönelik saldırıların ardından, ABD uçakları geçen haftalarda Suriye’deki bazı hedefleri vurmuştu. Pentagon bu saldırılarda İran destekli militan grupların hedef alındığını duyurmuştu.

Paylaşın

İsrail İstedi: Meta, Hamaney’in Instragram Hesabını Kapattı

Facebook ve Instagram’ın çatı kuruluşu Meta, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in İngilizce ve Farsça hesaplarını kapattı. Hamaney’in Farsça hesabının 5,1 milyon, İngilizce hesabını ise 200 binin üzerinde kişi takip ediyordu.

Akademisyen ve İran hükümetinin eski danışmanlarından Muhammad Marandi, “Ben dahil binlerce İranlının Facebook ve Instagram hesapları askıya alındı ya da silindi. Dolayısıyla bu beklenmedik bir durum değil. Ayetullah Hamaney Filistin’deki direnişi destekleyen ve güçlendiren tek dünya lideridir. Onun suçu bu.” diye konuştu.

İran’da Facebook ve Twitter gibi sosyal medya platformları uzun yıllardır yasaklı olsa da kullanıcılar VPN kullanarak kısıtlamaları aşabiliyor. Keza yasağa rağmen, aralarında Ali Hamaney’in de bulunduğu bazı İranlı yetkililerin bu mecralarda da hesapları bulunuyor.

Sosyal medya platformu Facebook ve Instagram’ın çatı kuruluşu Meta, İsrail yanlısı grupların uzun süredir devam eden baskılarının ardından İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in İngilizce ve Farsça hesaplarını kapattı. Hamaney’in Farsça hesabının 5,1 milyon, İngilizce hesabını ise 200 binin üzerinde kişi takip ediyordu.

Euronews Türkçe’nin aktardığına göre; Bir Meta sözcüsü, yaptığı açıklamada, “Defalarca ‘Tehlikeli Kuruluşlar ve Kişiler’ politikamızı ihlal ettikleri için bu hesapları kaldırdık” iddiasında bulundu.

Meta, söz konusu uygulama uyarınca, “şiddeti öven ya da şiddete başvuran örgüt ya da kişileri” platformlarından çıkarıyor. İsrail yanlısı gruplar ve İran muhalefeti, özellikle de 7 Ekim’de başlayan İsrail-Hamas savaşı sonrası, Hamaney’in sosyal medya hesaplarının yasaklanması için çağrıda bulunuyordu.

Tahran, Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği saldırılarla herhangi bir dahli olduğu iddialarını reddediyor. Bununla birlikte İran dini lideri, sosyal medyada, İsrail’de yaklaşık 1,200 kişinin ölümüne neden olan hadiseyi övmekle suçlandı.

Ancak Ali Hamaney İsrail’in Gazze’ye yönelik bombardımanına karşı ‘Filistin direnişini’ ve Yemen’deki Şii Husi grubun, Kızıldeniz’de seyreden gemilere yönelik saldırılarını açıktan destekledi. Selefi Humeyni’nin 1989’da ölmesinin ardından bu makama gelen Hamaney’in Instagram hesapları 2019’da da askıya alınmış bir süre sonra tekrar iade edilmişti.

Akademisyen ve İran hükümetinin eski danışmanlarından Muhammad Marandi, MEE’ye verdiği demeçte, İsrailli yetkililerin ülkelerinin Gazze’deki eylemlerine verdikleri destek nedeniyle benzer kısıtlamalarla karşılaşmadığını söyleyerek Meta’yı “ikiyüzlülük yapmakla” suçladı.

Marandi, “Ben dahil binlerce İranlının Facebook ve Instagram hesapları askıya alındı ya da silindi. Dolayısıyla bu beklenmedik bir durum değil. Ayetullah Hamaney Filistin’deki direnişi destekleyen ve güçlendiren tek dünya lideridir. Onun suçu bu.” diye konuştu.

İran’da Facebook ve Twitter gibi sosyal medya platformları uzun yıllardır yasaklı olsa da kullanıcılar VPN kullanarak kısıtlamaları aşabiliyor. Keza yasağa rağmen, aralarında Ali Hamaney’in de bulunduğu bazı İranlı yetkililerin bu mecralarda da hesapları bulunuyor.

Paylaşın

Suriye’deki ABD Üssüne İnsansız Hava Aracıyla Saldırı

Irak İslami Direniş Örgütü’ne bağlı silahlı Şii gruplar, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde bulunan ABD askeri üssüne insansız hava aracıyla bir saldırı düzenlediklerini açıkladı.

Haber Merkezi / “İslami Direniş düşman kalelerini yok etmeye devam ettiğini teyit etmektedir” denilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Irak ve bölgedeki ABD işgal güçlerine direnen ve Siyonist varlığın Gazze Şeridi’nde halkımıza karşı gerçekleştirdiği katliama karşılık olarak, Irak’taki ‘İslami Direniş’ birlikleri 3 Şubat Cumartesi günü işgalcilerin Suriye’deki ABD üssüne insansız hava aracıyla saldırdı.”

ABD, Irak ve Suriye’deki İran destekli gruplara yönelik hava saldırıları düzenledi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, ABD savaş uçaklarının “İran Devrim Muhafızları ve bu oluşumun sponsoru olan militan gruplarca kullanılan yedi bölümden 85’ten fazla hedef vurduğunu duyurdu.

Söz konusu tesislerden dördünün Suriye’de, üçününse Irak’ta olduğu belirtildi. Kirby Açıklamada, “Bu gollerin sivil can kaybının önüne geçilebilmesi için seçilebilmesi” açıklamasında yer aldı. Saldırı ABD’den uzun menzilli kalkanlarda B1 savaş uçakları da satıldı.

ABD, söz konusu operasyonun, 28 Ocak Pazar günü Ürdün’deki bir ABD üssüne düzenlenen insansız hava operasyonuna cevaben gerçekleştirildiğini belirtti. Washington, üç ABD askerinin öldüğünü, 40’ı aşkın askerinin yaralandığı saldırılardan İran destekli sorumlu tutmuştu.

ABD Başkanı Joe Biden, Suriye ve Irak’taki hava saldırılarının ardından “Karşılığımız bugün başladı. Bizim detaylarımız zaman ve imkanlarımız devam edecek” açıklamasında bulundu.

ABD’nin Ortadoğu’daki üsleri nerelerde?

ABD’nin on yıllardır Ortadoğu’da üsleri bulunuyor. En yoğun dönemlerinde, 2011 yılında Afganistan’da 100 binden fazla, 2007 yılında ise Irak’ta 160 binden fazla ABD askeri vardı.

Bu sayı 2021’de Afganistan’dan çekilmenin ardından çok daha düşük olsa da, halen bölgeye dağılmış yaklaşık 30 bin ABD askeri bulunuyor. Buna ek olarak, İsrail-Hamas savaşının başladığı Ekim ayından bu yana ABD, savaş gemileri de dahil olmak üzere bölgeye geçici olarak binlerce ek asker gönderdi.

ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük üssü Katar’da El Udeid Hava Üssü olarak bilinen ve 1996 yılında inşa edilen üs. ABD’nin varlık gösterdiği diğer ülkeler arasında Bahreyn, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) yer alıyor.

ABD’nin Suriye’de, çoğunlukla ülkenin kuzeydoğusundaki El Ömer petrol sahası ve El Şaddadi gibi küçük üslerde yaklaşık 900 askeri bulunuyor. Ülkenin Irak ve Ürdün sınırı yakınlarında El Tanf garnizonu olarak bilinen küçük bir karakolu da var.

Irak’ta Union III ve Ayn El Esad hava üssü gibi tesislere yayılmış 2500 personel var, ancak bu birliklerin geleceği hakkında görüşmeler devam ediyor. ABD askerleri Ortadoğu’da farklı nedenlerle, Suriye hariç her ülkenin hükümetinin izniyle bölgede bulunuyor.

Irak ve Suriye gibi bazı ülkelerde ABD askerleri IŞİD militanlarına karşı savaşmak ve yerel güçlere danışmanlık yapmak için bulunuyor. Ancak son birkaç yıldır İran destekli güçlerin saldırısına uğrayan ABD askerleri, bu güçlere karşı harekete geçti.

ABD’nin bölgedeki önemli müttefiklerinden Ürdün’de yüzlerce ABD’li eğitmen bulunuyor ve yıl boyunca kapsamlı tatbikatlar düzenleniyor. Katar ve BAE’de olduğu gibi diğer ülkelerde de ABD birlikleri müttefiklere güven vermek, eğitim vermek ve bölgedeki operasyonlarda gerektiğinde kullanılmak üzere varlık gösteriyor.

ABD’de yabancı askeri üsler var mı?

Washington’un müttefikleri bazen ABD birliklerini eğitmek ya da onlarla birlikte çalışmak üzere birliklerini gönderse de, ABD içinde yabancı askeri üs bulunmuyor.

Ürdün’ün Suriye ve Irak sınırlarının kesiştiği en kuzeydoğu noktasında yer alan Kule 22 üssü 28 Ocak’ta insansız hava aracıyla düzenlenen bir saldırıda vurulmuş ve üç yedek asker hayatını kaybettmişti. Washington saldırıyla ilgili olarak İran destekli Iraklı milis gücü Kataib Hizbullah’ı suçladı.

Özellikle Kule 22, Suriye sınırında yer alan ve az sayıda ABD askerine ev sahipliği yapan El Tanf garnizonunun yakınında bulunuyor. Tanf, IŞİD’e karşı mücadelede kilit rol oynamıştı ve ABD’nin İran’ın Suriye’nin doğusunda askeri yığınak yapmasını engelleme stratejisinin bir parçası olarak rol üstlenmişti.

ABD üsleri, füzelere ya da insansız hava araçlarına karşı koruma sağlayan hava savunma sistemleri de dahil olmak üzere son derece iyi korunan tesisler. Katar, Bahreyn, Suudi Arabistan, Kuveyt gibi ülkelerdeki tesisler genellikle saldırıya uğramıyor.

Ancak Irak ve Suriye’deki ABD birlikleri son yıllarda sık sık saldırıya maruz kaldı. ABD birlikleri 7 Ekim’den bu yana İran destekli milisler tarafından 160’tan fazla kez saldırıya uğradı ve yaklaşık 80 asker yaralandı.

Paylaşın

ABD, Suriye Ve Irak’ta 85 Hedefi Vurdu

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), geçen hafta sonu üç ABD askerinin ölümüne yol açan insansız hava aracı saldırısına misilleme olarak Irak ve Suriye’de 85’ten fazla hedefin vurulduğunu duyurdu.

Haber Merkezi / CENTCOM, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, saldırıların, “İran’ın İslam Devrim Muhafızları Kolordusu (IRGC) Kudüs Gücü ve ona bağlı milis gruplara” yönelik olduğu belirtildi.

ABD Başkanı Joe Biden, operasyona ilişkin açıklamasında “Benim talimatımla, ABD askeri güçleri, Irak ve Suriye’de İran Devrim Muhafızları ve destekledikleri milislerin ABD güçlerine saldırmak için kullandıkları tesislerdeki hedefleri vurdu. Müdahalemiz bugün başladı. Bizim seçtiğimiz yer ve zamanlarda devam edecektir” dedi.

Biden ayrıca açıklamasında ayrıca “Ortadoğu’da veya başka bir yerde çatışma istemiyoruz. Ancak bize zarar vermeyi amaçlayan herkes şunu bilsin: Bir Amerikalı’ya zarar verirseniz, karşılık veririz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin saldırıları, Ürdün’de hayatını kaybeden üç askerin naaşlarının ABD’ye getirilmesinin ve Başkan Joe Biden’ın askerlerin aileleriyle biraraya gelmesinin hemen arkasına denk geldi.

Ortadoğu’daki ABD üslerine yönelik saldırılar, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının ardından yoğunlaşmıştı. ABD’nin Irak’ta 2 bin 500, Suriye’de 900 Ürdün’de ise 3000 civarında askeri bulunuyor.

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), üst düzey subaylarını Suriye’den çekme kararı aldı. İran’ın kararı, Orta Doğu’da zaten oldukça yüksek olan tansiyonun içine doğrudan çekilmek istememesinden kaynaklanıyor.

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Suriye’de devam eden iç savaşta Devlet Başkanı Beşar Esad’a yardım etmek için 10 yıl önce bu ülkeye geldi.

Rusya da 2015 yılında hava kuvvetlerini Suriye’ye konuşlandırarak Beşar Esad’ı desteklemişti. Analistlere göre İran’ın Suriye’deki varlığının zayıflaması, Rusya’nın işine yarayabilir.

Paylaşın

İran’dan Batı’ya Gözdağı: Karşılık Veririz

ABD, Irak ve Suriye’deki İran hedeflerine yönelik saldırı planlarını hazır hale getirirken, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ülkesinin bir savaş başlatmayacağını ama ülkesine karşı zorbalık yapmaya çalışana güçlü karşılık vereceğini söyledi.

Haber Merkezi / İran Cumhurbaşkanı Reisi, “Önce, Amerikalılar bizimle konuşmak isteyince askeri seçeneğin masada olduğunu söylediler. Şimdi de İran’la çatışma istemediklerini belirtiyorlar.

İran İslam Cumhuriyeti’nin askeri gücü bölgede hiçbir ülkeye tehdit değil ve olmamıştır. Tersine, bölge ülkelerinin dayanacağı ve güvenebileceği güvenlik sağlar” ifadelerini kullandı.

ABD, Ürdün’de Amerikan askerlerinin hedef alındığı saldırıda kullanılan insansız hava aracının İran’da üretildiğini değerlendiriyor.

Suriye sınırına yakın Ürdün’de bir insansız hava aracı saldırısında üç ABD askeri hayatını kaybetmesi sonrası Beyaz Saray, misilleme olarak Suriye ve Irak’taki İran hedeflerini vurma planını onayladı.

Saldırıya yanıtının ne olacağı üzerine değerlendirmeler yapılırken, ABD Başkanı Joe Biden’a, ülkesindeki şahin siyasetçilerden İran topraklarındaki hedeflerin vurulması çağrısı da geldi.

ABD Başkanı Biden, Beyaz Saray’da gazetecilere yaptığı açıklamada “İstediğim şey bu değil” mesajı verdi ve İran topraklarına yönelik bir misilleme yapılmayacağını ima etti. Beyaz Saray yapacağı misillemeyi Suriye ve Irak topraklarındaki İran bağlantılı hedeflerle sınırlı tutacak.

ABD’nin Irak’ta 2 bin 500, Suriye’de 900 Ürdün’de ise 3000 civarında askeri bulunuyor.

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’a göre İran destekli milisler, 17 Ekim’den bu yana Irak ve Suriye’deki Amerikan birliklerinin bulunduğu üslere 150’den fazla saldırı düzenledi. Roketler ve tek yönlü saldırı uçaklarıyla yapılan saldırıların büyük çoğunluğu önlendi.

Haberler İran’ın da benzer bir gerilimi engellemek için adım attığına işaret ediyor. İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), üst düzey subaylarını Suriye’den çekme kararı aldı.

İran’ın üst düzey subaylarını geri çekme kararı, Orta Doğu’da zaten oldukça yüksek olan tansiyonun içine doğrudan çekilmek istememesinden kaynaklanıyor.

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Suriye’de devam eden iç savaşta Devlet Başkanı Beşar Esad’a yardım etmek için 10 yıl önce bu ülkeye geldi.

Rusya da 2015 yılında hava kuvvetlerini Suriye’ye konuşlandırarak Beşar Esad’ı desteklemişti. Analistlere göre İran’ın Suriye’deki varlığının zayıflaması, Rusya’nın işine yarayabilir.

Bu arada İran’ın desteklediği Iraklı Nujaba adlı grup, bölgedeki Amerikan güçlerine saldırmaya devam edeceğini açıkladı. Örgüt, Gazze savaşı sona erene ve Amerikan askerleri Irak’tan çekilene kadar saldırıların süreceğini belirtti.

Paylaşın

ABD’den İran’a Misilleme Hazırlığı

Suriye sınırına yakın Ürdün’de bir insansız hava aracı saldırısında üç ABD askeri hayatını kaybetmesi sonrası Beyaz Saray, misilleme olarak Suriye ve Irak’taki İran hedeflerini vurma planını onayladı.

Haber Merkezi / Saldırıya yanıtının ne olacağı üzerine değerlendirmeler yapılırken, ABD Başkanı Joe Biden’a, ülkesindeki şahin siyasetçilerden İran topraklarındaki hedeflerin vurulması çağrısı da geldi.

ABD Başkanı Biden, Beyaz Saray’da gazetecilere yaptığı açıklamada “İstediğim şey bu değil” mesajı verdi ve İran topraklarına yönelik bir misilleme yapılmayacağını ima etti.

Beyaz Saray yapacağı misillemeyi Suriye ve Irak topraklarındaki İran bağlantılı hedeflerle sınırlı tutacak.

Irak’ta konuşlu İslami Direniş adlı bu grubun, İran Devrim Muhafızları tarafından silahlandırıldığı, finanse edildiği ve eğitildiğine inanılıyor.

Ürdün’deki saldırıda ölen üç ABD askerinin cenazelerinin cuma günü Delaware Hava Kuvvetleri üssüne geri gönderilmesi bekleniyor. Beyaz Saray Başkan Biden’ın törene katılacağını açıkladı.

Haberler İran’ın da benzer bir gerilimi engellemek için adım attığına işaret ediyor. İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), üst düzey subaylarını Suriye’den çekme kararı aldı.

İran’ın üst düzey subaylarını geri çekme kararı, Orta Doğu’da zaten oldukça yüksek olan tansiyonun içine doğrudan çekilmek istememesinden kaynaklanıyor.

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Suriye’de devam eden iç savaşta Devlet Başkanı Beşar Esad’a yardım etmek için 10 yıl önce bu ülkeye geldi.

Rusya da 2015 yılında hava kuvvetlerini Suriye’ye konuşlandırarak Beşar Esad’ı desteklemişti. Analistlere göre İran’ın Suriye’deki varlığının zayıflaması, Rusya’nın işine yarayabilir.

Paylaşın

İran, Mossad Bağlantılı 4 Kişiyi İdam Etti

İran’da Mossad ile ilişkili oldukları ve bombalı saldırı planladıkları gerekçesiyle, Muhammed Faramarzi, Muhsin Mazlum, Vefa Azarbar ve Pejman Fatihi’nin idam edildiği belirtildi.

İran’da geçen ay da Mossad’la bağlantılı oldukları söylenen biri kadın 4 kişi idam edilmişti. Aralığın ilk haftalarında gizli bilgileri Mossad’a aktarmakla suçlanan bir başka kişinin infazı da gerçekleştirilmişti.

İran’da, İsrail istihbarat servisi Mossad adına çalıştıkları öne sürülen 4 kişi sabah erken saatlerde idam edildi. İnfazı gerçekleştirilen kişilerin İran’ın Kürdistan eyaletinden oldukları belirtildi.

İran devlet medyasında yer alan haberlerde sanıkların temyiz başvurularının Yüksek Mahkeme tarafından rededdildiği ve idam cezasının bugün infaz edildiği belirtildi.

Hepsi İran vatandaşı olan Muhammed Faramarzi, Muhsin Mazlum, Vefa Azarbar ve Pejman Fatihi’nin İsfahan’da İran Savunma Bakanlığı için füze ve askeri teçhizat üreten bir fabrikaya bombalı saldırı hazırlığında oldukları ileri sürülüyordu.

Şahısların “operasyondan bir buçuk yıl önce” Mossad ile ilişkilendiği, “askeri merkezlerde eğitim almak için” Afrika ülkelerine gönderildiği iddia ediliyordu.

İran medyasında çıkan haberlerde 2022 yılının yaz mevsiminde düzenlenmesi planlanan saldırı İran istihbarat servisince engellendi. Sanıklar Eylül 2023’te idam cezasına çarptırılmıştı. İran’da Aralık ayında da 5 kişi benzer suçlamalarla idam edilmişti.

İran ile İsrail yıllardır birbirlerini casusluk ve gölge savaş sürdürmekle suçluyor. İsrail İran’ı en büyük tehdit olarak görüyor ve ülkenin nükleer silahlar edinmesini engellemek için askeri müdahale tehdidinde bulunuyor. Nükleer programının silah üretme amaçlı olmadığını ileri süren İran ise herhangi bir saldırganlığa sert bir yanıt vereceğini ifade ediyor.

Paylaşın