Erzurum Olayları: İmamoğlu’ndan Dört Soru

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Erzurum’da taşlı saldırıya uğradığı için mitingi yarıda keserek İstanbul’a döndü.

Haber Merkezi / Havalimanına indiğinde eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte CHP Meclis Grup Başkan Vekili Engin Altay, CHP İstanbul milletvekilleri Zeynel Emre ve Yunus Emre’nin de olduğu partililer tarafından karşılanan İmamoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun çağrısı üzerine Sabiha Gökçen Havalimanı’nın önüne gelenlere seçim otobüsünden hitap etti.

İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları öyle:

Öncelikle Erzurum’da o güzel meydanda toplanarak bizimle duygularımızı paylaşmak için oraya gelen. Kızlarımızdan oğullarımızdan annelerden teyzelerden amcalardan kardeşlerimden helallik istiyorum onlar teşekkür ediyorum. Onlar oraya geldiler onlar Erzurumlu hemşerilerimin bir temsilciydi. Ama ne yazık ki o koca taşların yaraladığı o insanlara Allah şifa versin üzüntümüz ben o çocukların hanımefendilerin gençlerin her birisinin sağlığıyla anbean ilgileneceğim en kısa zamanda da bir araya gelip kucaklaşacağım.

Tarihi bir sürecin içindeyiz. Ne yazık ki ülkemizi bu duruma getiren bir avuç insanın hiçbir zaman bu kötü uygulamalarının kötü dillerinin kötü davranışlarının onlardan kurtulana kadar sonu gelmeyecek bunu bilelim. Tedbirli olalım. Tedbirin birkaç yolu var. Tedbirin birinci dili sevgidir. İkinci dili uzlaşmadır. Üçüncü dili hiçbir vatandaşımıza kırıcı davranmamaktır. Vatandaşlarımızı kucaklamaktır.

“Ahlakını yitirmiş bir adam”

O meydanda kim oldu belli olmayan o 100 200 kişi asla masum değil. Şimdi İçişleri Bakanı bir televizyon kanalında çıkarak Erzurumlulara provokatör dediğimi anlatacakmış. Utanmaz adam, iftiracı, yalancı. Ve bu adam gözü dönmüş bir şekilde, gözü fır fır dönerek konuşuyor. Ahlakını yitirmiş bir adam.

Erzurumlu boşuna dadaş adını almamıştır Erzurumlu merttir Erzurumlu Nene Hatun’un torunudur. Erzurumlu onlara cevabını verecek hiç kuşkum yok.

Biz bugün Çorum’a gittik Sivas’a gittik ardından Erzurum’a gideceğiz bir haber geldi. Halk buluşması yapacağımız yere otobüsler çekiliyor. Neymiş Büyükşehir Belediyesi orada otobüs tanıtımı yapacakmış. Bakın o an itibari ile arkadaşlarım diyalog kurmaya başladı. Bize söylenen şu ‘bu yanlıştır doğru değildir.’ Ardından valinin danışmanıma verdiği cevap ‘Merak etmeyin gerekli tedbirleri aldık 5 bin polisimiz bu konuda en yüksek tedbirle hiçbir problem çıkarmayacak dedikodulara kulak asmayın.’ Sonra otobüsler sahadan çekildi. Çekildikten sonra vali tekrar hem danışman arkadaşlarıma bir sorun yok, olmayacak dendi.

Sivas’tan Erzurum’a indik bir grubun toplandığını öğrendik. Biz oraya gittik. Milletvekili adaylarımızla konuştuk bu konu hafta içi konuşuluyor ve burada miting alanı tartışılıyor miting alanında sorun çıkarıyorlar. Burası ile ilgili sorun olmaz Ekrem bey gelir selamlama yapar sonra isterse esnafla selamlaşarak Erzurum gezisine devam eder. Vali ile uzlaşılıyor İl Emniyet Müdür Yardımcısı Umut Bey ile uzlaşılıyor ve buranın ilanı il tarafından ilan ediliyor. Biz bu kararla oraya gittik.

“Polisi uyarmama rağmen hareket edilmedi”

Oraya vardığımızda aynen böyle bir ortam vatandaşlara sesleniyoruz. Arkamızda 1,5 metrede bir polislerin yüzüne doğru baktığı 150-200 kişi… Seslenişe başladım. 5. dakikada taşlar yağmaya başladı ve tek bir müdahale yapılmadan izlendi. Bunlar azmettirilmiş insanlardır. Bunlar taşları attıkça gözümün önünde çocuğun başı kanamaya başladı teyzenin gözü kanamaya başladı. Bir amca yere yığıldı. Aşağıda konuşmaya devam ettim geri çekilin dedim. Allah var insanlarımızın bir tanesi bile oraya taş atmadı. O insanlar çaresizce bekledi.

Bunları izledik daha sonra polisi uyarmama rağmen hareket edilmedi. Ben dedim vatandaşlarım ben sizsin aranızdan benden dolayı siz taşa maruz kalıyorsunuz ben mecburen buradan ayrılıyorum. Sizin emniyetiniz için ayrıldım. Havalimanına giderken bize bir trafik polisi eşlik etti. Bu polis meselesi değil polisimiz bizim kardeşlerimiz.

Birincisi belediye başkanı zavallı bir hamle yaparak tarihe kara leke almış bir yerel yönetici olarak geçmiştir. Ne yazık ki vatandaşımızı koruması gereken emniyet güçleri orada ne yazık ki taş atanları koruma altına alarak onların taş atmasını izledi.

Soru bir, Emniyet müdürü kimdir? Emniyet müdürü polise nasıl bir talimat verdi ki polis yerinden kıpırdayamadı?

İki, elinde Türk Bayraklarıyla buraya gelmiş binlerce insan taş yağıyor dememe rağmen nasıl bir talimat aldınız da kılını kıpırdatmadın emniyet müdürü sana soruyorum.

Üç, emniyet müdürü validen bile talimat almayacaksın görevini yapacaksın diye bir talimat almış mıdır? Hesabını verecek.

Dört, onlarca insan; ben iki buçuk saat havalimanında bekledim 12-13 tane ulaşabildim yaralılar görüntülü konuştum. Vali bilgi vermek için aradı 7 kişi dedi ben 12 kişiyle konuştum. Yandaki Telekom binasında kamerayla çekim yapan polisler de var. Bu saldırıyı yapan 200-300 kişiden kaçı gözaltına alındı bana bilgi gelmedi haber ve cevap bekliyoruz.

Belediye başkanı halkı insanları provoke eden bir dil ve anlayışla oraya o otobüsleri koyarken, niçin seyirci kalındı. Vali bey 5 bin polisle tedbir alındığını söylemesine rağmen niçin sahada o sayıyı göremezken havalimanına giderken niçin yanımızda tek bir polis bulunmadı.

Millet İttifakı’nın önemli bir insanı olarak İstanbul’un seçilmiş bir belediye başkanı bu olayları yaşamış, iki buçuk saat havalimanına beklememe rağmen tek bir yetkili, ‘kardeşim ne oldu geçmiş olsun’ niçin diyemedi. Şimdi bu soruların cevabını bu dönemin ve sürecin içindeki bir avuç insandan asla beklemiyorum. Bu soruların cevabını bir hafta sonra tek tek alacağız tek tek.

Bu taşlar Ekrem İmamoğlu’na atılmadı. Bu taşlar kardeşliğimize atılmıştır. Bu taşlar memleketin inancına değerlerine atılmıştır. Milletin birlik ve beraberliğine atılmıştır. Bu azmettirici zihniyeti de biliyoruz. Biz bir avuç insanın siyasi stratejisine içinde bulunan bir takım örgütlü yapıları açıklarken biricikleri rahatsız mı oldu. Bu devleti bir parti devleti bir şahsın devleti yapmalarına asla müsaade etmeyeceğiz. O bir avuç insanın çocukları bile onların evladı olmaktan utanıyor.

2019’da bana sevgi pıtırcığı dediler. Evet öyleyim. Sizin gibi avuç insan gibi suratı asık, bizde mendebur suratlı derler, öyle olacağıma evet ben sevgi pıtırcığıyım. Her biriniz bulunduğunuz yeri sevgiye boğacaksınız… 2019’da yaşadıklarımızı hatırlıyorsunuz seçimi elimizden almaya kalktılar. Bize oy vermeyenler bile ne dedi biliyor musunuz? İyi ki bu adam kazandı dedi. Kötülüğe son vereceğiz iyilik kazanacak. Hazır mıyız?

Paylaşın

Erzurum’da İBB Başkanı İmamoğlu’nun Mitingine Taşlı Saldırı

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum’da yaptığı mitingde, otobüs üzerinde konuştuğu sırada bir grubun taşlı saldırısına uğradı. İmamoğlu, saldırının ‘tertipli’ bir olay olduğunu söyledi.

Haber Merkezi / Olay sonrası otobüsün içinden mikrofonla bir süre konuşan İmamoğlu, polis ekiplerine tepki gösterdi ve “Bunu seyreden polisler, biz de sizi seyrediyoruz. Bu şehrin valisi, emniyet müdürü biz de sizi seyrediyoruz. Hiç sorun yok. Aldatılmış gençler olabilir. Aldatılmış yöneticiler olabilir. Burada yaralanan vatandaşlar var, siz seyrediyorsunuz polisler. Erzurum Valisi, Erzurum Belediye Başkanı… Hakkınızda suç duyurusunda bulunacağım. İnsanları tahrik ediyorsunuz” dedi.

Ekrem İmamoğlu daha sonra paylaştığı bir video ile de yaşananlara tepkisini ortaya koydu. İktidar mensuplarına seslenen İmamoğlu, “Yanlış yoldasınız, millete zarar veriyorsunuz” diye uyardı.

Atılan taşlar nedeniyle bazı katılımcılar yaralandı. İmamoğlu ve beraberindeki heyeti taşıyan otobüste hasar meydana geldi. İmamoğlu’nun otobüsü alandan ayrılırken polis de kalabalığa TOMA’larla su sıktı.

Saldırının ardından İmamoğlu’nun Erzurum Valisi Okay Memiş’e tepki gösterdiği görüntüler ortaya çıktı. Telefonda Vali Memiş’e “Erzurum adına kınıyorum, dadaş adına kınıyorum. Bana ‘tedbirleri aldım ama üzgünüm’ derseniz bunları söylerim size. Ama ‘Tedbir alamadım, gereğini yapacağım’ derseniz…” ifadelerini kullandı. Vali Memiş’in “Ağır konuşuyorsun” demesi üzerine İmamoğlu “Ağır mı konuşuyorum! Sen dua et ben böyle konuşuyorum!” karşılığı verdi.

Vali ve belediye başkanından açıklama

Erzurum Valisi Okay Memiş de, İmamoğlu’nun mitingindeki saldırıya ilişkin olarak “Bugün Havuzbaşı Kent Meydanı, resmi olarak ilan edilmiş miting alanı değildi. Eğer resmi alan olarak ilan edilen bir miting alanı olmuş olsaydı, birçok daha fazla güvenlik tedbiri alıp bunu sağlayabilirdik.” dedi.

Vali Memiş, Valilik’te düzenlediği basın toplantısında, İmamoğlu’nun kente ziyaretinin bir “miting” olarak değil, “esnaf ziyareti” olarak programlandığını savundu.

AK Partili Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, CHP il başkanlığının kamuoyunu yanılttığını savundu.

Sekmen, “Cumhuriyet Halk Partisi, İl Seçim Kurulu tarafından belirlenen miting alanını dolduramayacağını anladığından sağı solu karalayarak ‘Miting yapmamıza izin verilmiyor’ imajını oluşturmaktadır. Miting alanı müsaittir ve ilgili makamlardan izin alınarak isteyen parti miting yapabilir.” mesajını sosyal medya hesabından paylaştı.

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Seçimi “İlk Turda Bitirelim” Çağrısı

Millet İttifakı’nın İstanbul mitinginde konuşan İBB Başkanı İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimi için “ilk turda bitirelim” çağrısı yaptı. Hükümeti işaret ederek, “Bakın bu alevereciler dalavereciler var ya, hani ‘bir iş oldu ama ne iş oldu’ diye işi karıştıran insanlar, ikinci tura gittiğinde ellerinden geleni yapacaklar” diyen İmamoğlu şöyle devam etti

Haber Merkezi / “Her şeye rağmen karşılığını veririz. Ama ikinci tura bu işi bırakmayın. Her türlü numarayı çeker bunlar. Bunların fıtratında var. Bunun cevabı 31 Mart seçimidir. Bunlar dövize de, ekonomiye de her türlü zevali getirirler. İnanın emekliye de, işçiye de, memura da her türlü zararı verirler.”

İmamoğlu, Gezi davasında tutuklu bulunan Tayfun Kahraman’ın isminin yer aldığı bir pankarta da atıfta bulunarak, “Suçsuz yere hapiste olan herkes için” adaletin sağlanacağını söyledi:

“Hiçbir suçu yokken, Gezi davası dahil haksız yere, hukuksuz yere hapiste tutulan herkese adalet istiyoruz. Adalet kişiye göre olmaz. Adalet iktidara yakınlığına göre olmaz. Adalet millete göre olur, millete adalet olur. Devlet insanı, vatandaşına iyi davranır, düzgün davranır. Devlet güçlü olur. Devletimiz güçlü olacak. Ama devletimiz, insanına gücünü değil, şefkatini, vicdanını, adaletini, erdemini gösterecek.”

Millet İttifakı, 14 Mayıs seçimlerine sekiz gün kala İstanbul Maltepe sahilinde, tüm siyasi liderlerinin katılımıyla büyük bir miting düzenledi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sırasıyla birer konuşma yaptı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, mitingde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

İstanbul, tarihi mitingler yaşamış bir şehirdir. Kurtuluş Savaşı döneminin Sultanahmet mitinglerinden bugüne, bu milletin en güçlü, en gür sesi İstanbul’dan yükselir. İstanbul mitingleri, Türkiye’nin tarihini şekillendirir. Bugün de tarihi bir buluşma yaşıyoruz. Bu muhteşem tablo gösteriyor ki…Türkiye değişiyor dostlar, Türkiye değişiyor. Kazanıyoruz, kazanıyoruz, kazanıyoruz… Birliğimizi kazanıyoruz, kardeşliğimizi kazanıyoruz, geleceğimizi kazanıyoruz, barışı-sevgiyi kazanıyoruz. Bugün, Türkiye tarihinin unutulmaz 6 Mayıslarından birini yaşıyoruz.

Bundan 4 yıl önce, 6 Mayıs 2019 günü, bir yargı darbesiyle karşı karşıya kalmıştık. (Yuh sesleri yükselince) Genelde yuhalamayın derim ama bu kararı alanları yuhalayın ki bir daha cesaret edemesinler. İstanbulluların iradesini beğenmeyenler seçimi iptal ettirmişlerdi. O gün utanmadan ‘Sandıktan biz çıkmazsak, o seçim geçerli sayılmaz’ dediler. Sonra millet onlara öyle bir demokrasi tokadı attı ki saymayı öğrendiler. Hem milletin kararına saygı duymayı hem de oyları saymayı öğrendiler. 23 Haziran’da, 806 bin oy farkını tek tek saydırdı bu millet onlara. 14 Mayıs’ta da milyonlarca oy farkını tek tek sayacaklar. Milletin iradesine saygı duyacak, iktidarı millete teslim edecekler. Milletin iradesine saygı duyacak, iktidarı millete teslim edecekler, millete.

“Patates- soğan güle güle Erdoğan güle güle kardeşim, güle güle…”

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözü altı dolu bir sözdür. Bugün hep beraber ekonomiyi konuşuyoruz, konuşacağız. Ama onlar, ekonominin e’sini ağızlarına almaya cesaret edemiyorlar tarihin en büyük ekonomik krizini unutturmak için, kötü dillerini, milletimizi bölmek için kullanıyor. Sanıyorlar ki, bu milleti kandıracaklar. Yemez… Artık yemiyor bu numaralar, yemiyor… Millet güzel bir slogan buldu: Patates- soğan güle güle Erdoğan güle güle kardeşim, güle güle…

Bunlar, kötülüğü o kadar büyüttüler ki artık miting alanlarında eşlerimizin görüntülerini yayınlayarak oy kapma ucuzluğuna başladılar. Biz sana benzemeyiz, eyy benzersiz kötülüklerin sahibi, biz kutsal saydığımız aileleri, oy uğruna seçim meydanlarına katmayız. Eşleri, çocukları siyaset mücadelesinden muaf tutarız. O yüzden, bugün buradaki yüzbinlerce insana görüntüler izletip, aileleri hedef yapmayız. Oysa ne kadar kolay, o kadar çok malzeme verdiniz ki ama biz aileye kutsal olarak yaklaşırız.

Siyasi rakiplerimizin eşlerini, çocuklarını hiçbir zaman hedef haline getirmeyiz. Miting meydanlarında görüntülerini sergilemeyiz. Bizim aile terbiyemizde, ahlakımızda, vicdanımızda bunu yapmaz. Biz de mertlik vardır. Serde mertlik vardır, kadına çocuğa dokunmayız biz. Çünkü biz anne-babamızdan bu ahlakı aldık, sevgiyle büyütüldük. Allah kalbinde sevgi olmayana da iyilik versin. Allah, ona da doğru yolu göstersin inşallah. Ahlakı ve erdemi bulmasına vesile olsun inşallah. İşin özü; Allah senin iyiliğini versin be kardeşim.

Milyonlarca vatandaş hakkıyla işe girecek hak, hukuk, adalet mücadelesinin simgesi, 13’üncü Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin birleştirici gücüdür. Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde, bir devir kapanacak. Bir avuç insanın torpilli yaşamı bitecek, millet huzura erecek. 15 Mayıs’tan itibaren, Türkiye güçlü ülke olma yolunda büyük adımlar atacak. Güçlü ülke, herkesin ‘çalışır kazanırım, ne ihtiyacım varsa kendim alırım’ diyebildiği ülkedir. Türkiye öyle bir ülke olacak. Eli ekmek tutanların, işiyle gurur duyanların ülkesi olacak. Bu yolda atılması gereken ilk adım, yöneticilerin, vatandaşa iş bulma sorumluluğunu hissetmeleridir. Biz, İstanbul’da bu sorumlulukla hareket ediyoruz.

Bizden önceki 25 yıl İstanbul’u yönetenlerin, insanlara iş bulmak gibi bir derdi hiç olmadı. Biz göreve gelir gelmez, Bölgesel İstihdam Ofisleri açmaya başladık. 100 binden çok yurttaşımızın özel sektörde işe yerleşmesini sağladık. 100 bin hanenin geliri arttı. 100 bin hanenin huzuru ve mutluluğu arttı. Bu yönetimin, uyguladığı model istihdam yaratmıyor hükümetin böyle bir derdi yok. Türkiye OECD ülkeleri arasında yüzde 54’e yakın bir oranla en düşük istihdam oranına sahip ülke.

Ekonomide güven ve istikrar ortamını tesis edeceğiz. Böylece, yatırım ortamını iyileştirerek sürdürülebilir büyümeyi sağlayacağız. Çok yönlü ve kapsayıcı işgücü ve mesleki eğitim politikaları uygulayarak işsizlikle ilgili yapısal sorunları çözüme kavuşturacağız. İstihdamda ve eğitimde yer almayan gençlere öncelik vereceğiz. Gençlerin doğru istihdamı için ‘Garantili Yetenek Programları’ başlatacağız.

Kadınların iş gücüne daha aktif katılımını sağlamak amacıyla İstanbul’da başlattığımız kreş seferberliğini tüm Türkiye’ye yayacağız. İstanbul’da nasıl yaptıysak, Türkiye’de de yapacağız. Maalesef iş bulma ümidini kaybetmiş veya uzun süredir işsiz olan insanlarımız/gençlerimiz var. Bu bireylere yeni beceriler ve yetenekler kazandırarak istihdama geçmelerini sağlamayı amaçlayan yapılar oluşturacağız. Bizden önce İstanbul’u yönetenlerin, kadınların çalışmasını sağlamak gibi bir derdi hiç olmadı.

Biz, ilk kez üst düzey yönetim kadrolarına kadın yöneticiler atadık. Bizden önce, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 12 meslek dalında kadınlara fırsat verilmemişti. Mesela hiç kadın otobüs şoförü, vatman, zabıta, cankurtaran, Şehir Hatları’nda denizci yoktu. Bugün 90 bin çalışanımız arasında o meslekleri yapan yüzlerce kadın çalışanımız var. Kadınlar, torpilleri veya tanıdıkları olduğu için değil liyakat sahibi oldukları için çalışıyorlar. Bu memlekette liyakat zincirini yok ettiler. Mülakat çöpe liyakat memleketin gündemine.

Milletin iktidarında böyle olacak. Erkekler, kadınlar, gençler, engelliler Milyonlarca vatandaş hakkıyla işe girecek. Bizden önce İstanbul’u yönetenlerin, çiftçileri desteklemek gibi bir dertleri hiç olmadı. Biz göreve geldik ve İstanbul’un çiftçilerini, hayvan yetiştiricilerini, arıcılarını ve balıkçılarını desteklemeye başladık. İstanbul’da 700’ün altına inmiş olan çiftçi sayısı bugün tam 8 bin 200’ün üzerine çıktı.

Halk Ekmek buğdayımızı ve ücretsiz dağıttığımız HalkSüt’ü artık tamamen İstanbullu çiftçilerden alıyoruz. İstanbul’da tarım da var. Bin mahalle bakkalını İstanbulkart ile alışveriş yapılabilir hale getirdik. Sosyal destek sunduğumuz binlerce yurttaşımız doğrudan Halk Bakkallardan alışveriş yapıyor. Milletin iktidarında da böyle olacak. Aracı olmayacak yancılar, komisyoncular olmayacak, Halk kazanacak. Gıda fiyatları düşecek.

Bunların hepsi nasıl olacak? diye düşünebilirsiniz. Diyebilirsiniz ki bunlar 20 yıldır iktidarda, siz daha yenisiniz. Kaygı duyanlar olabilir. Bu kaygıların çok güzel bir yanıtı var. Bakın, az önce yanıtında biri buradaydı Mansur Başkanım, o Ankara’da başardı. Değil 20 yıl bunlar 25 yıldır iktidardaydı. Ankara’ya Mansur Başkanım geldi. 25 yıllık kadrolaşmanın üstüne.

Adana’da başardık, Mersin’de başardık, Antalya’da İstanbul’da başardık. Üstelik her işimize köstek olan hükümete rağmen. Ankara’da İstanbul da bugün en güzel günlerini yaşıyor. Ankara’da da İstanbul’da da bugün 4 yıl önce bize duyulan halk desteğinin 10 puan daha önünde destek alıyoruz. Her işimize köstek olan hükümete rağmen, bu kadar iş yapıyorsak, şu iktidarı bize verin de cümle aleme iş nasıl yapılır bir gösterelim.

“Her şey çok güzel olacak”

Bu memleketi uçuracağız. Bir gösterelim… Bu fırsatı verecek misiniz? O zaman bu iş ilk turda bitsin. Bak bu alavereci dalavereci iktidar, 2. tura kalırsa ellerinden geleni yapacaklar. Ama 2. tura bu işi bırakmayın, her türlü numarayı çeker. Bunların fıtratında var, 31 Mart seçimi örnektir. Dövizi de patlatır, borsayı da çökertir, emekliye maaş bile vermez daha beter işler de yaparlar sonra da suçu bize atmaya kalkarlar.

Bu işi ilk turda bitirmek farzdır farz. Artık bu ülkede ‘ben devri’ bitecek, ‘biz dönemi’ başlayacak. 15 Mayıs sabahı, 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile güneş bir başka doğacak. Milletin ittifakıyla bu memlekete güneş bir başka doğacak. 15 Mayıs sabahı kalktığınızda içinize derin bir nefes aldığınızda diyeceksiniz ki ‘Mis gibi demokrasi kokuyor, mis gibi cumhuriyet kokuyor, mis gibi eşitlik kokuyor.’ Haksızlığa uğrayan herkese adalet istiyorum.

Tayfun kardeşim bir yıldır Gezi davasında haksız yere hapiste tutuluyor. Hiçbir suçu yokken, Gezi davası dahil haksız yere, hukuksuz yere hapiste tutulan herkese adalet istiyoruz. Adalet kişiye göre olmaz. Adalet iktidara yakınlığına göre olmaz. Adalet millete göre olur, millete adalet olur. Devlet insanı, vatandaşına iyi davranır, düzgün davranır. Devlet güçlü olur. Devletimiz güçlü olacak. Ama devletimiz, insanına gücünü değil, şefkatini, vicdanını, adaletini, erdemini gösterecek. Her şey çok güzel olacak.”

Paylaşın

Millet İttifakı Adayı Kılıçdaroğlu: Ülkemde Yabancı Asker Postalı İstemiyorum

Zonguldak’ta halka seslenen Kılıçdaroğlu, “Bir Suriye tezkeresi var, diyorlar ki ‘Kılıçdaroğlu niye hayır dedi?’. Terör örgütleri ile mücadele için yabancı askerleri Türkiye’ye davet etme hakkı vardı. Ben milli Kurtuluş Savaşı’nı veren gelenekten gelen bir anlayışın siyasetçisi olarak kendi ülkemde hiçbir zaman yabancı asker postalı istemiyorum” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bahçeli’ye, Erdoğan’a sordum, ‘Hangi yabancı askerleri davet edeceksiniz?’ Sen kalkıyorsun terörle mücadelede yabancı askerleri davet ediyorsun. Bay Kemal evet der mi ya?”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu Zonguldak’ta miting düzenledi.

Sahneye ilk olarak Ekrem İmamoğlu çıktı. Mitinge gelen kalabalığın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayan İmamoğlu, “Alın teriyle kazancın şehri şu an Türkiye’de en fazla göç veren şehirlerin başında geliyor” dedi.

“Şimdi hesap sorma zamanı” diyen İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Sandık, vatandaşın hakkını arama yeridir. Sandık, vatandaşın hakkını verme yeridir. Millet İttifakı olarak bu sandıkta vatandaşın hakkını aldığı bir dönemi başlatacak. ‘Ben her şeyi bilirim’ diyen, ‘Ekonomiyi bilirim’ diyen insana güle güle diyoruz. ‘Horonu tek başıma oynarım’ diyen akıl duvara tosladı.

Herkes eşit ve muteber olacak. Buradaki insanlara bakınca annemi, babamı, arkadaşlarımı görüyorum. ‘Bana oy veriyorsan milliyetçisin yoksa değil’ öyle mi? Hadi oradan, haddini bil. Sen kim oluyorsun vatan evladına hain diyorsun? Bu memlekete zarar veriyorlar. 86 milyon insanı bir görmeyen bir avuç insan bu ülkeye zarar veriyorlar. Karşınızda kalbi buzlaşmış birini görebilirsiniz. Onu sevginizle, vicdanınızla o buzu eriteceksiniz.”

Sosyal yardımları 5 katına çıkardıklarını ifade eden İmamoğlu, “Milletin parasını millet veriyorum” dedi. Karadeniz’de olduğu için diğer illere göre konuşmasını biraz daha uzun tuttuğunu belirten İmamoğlu, sözlerine gençlere seslenerek son verdi: “Bu seçim sizin seçiminiz, dağılmak oyunuzu ziyan etmek yok. Kazanıyoruz Zonguldak, kazanıyorsunuz.”

“Sizin hakkınızı, hukukunuzu her ortamda savunacağım, gereğini yapacağım”

İmamoğlu’nun ardından kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Zonguldak’a geldiğimde hep bir burukluk hissederim. Alın teri dökenlerin kenti, kara elmasın kenti diye düşünüyorum” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Madenciler için dünya kadar şiirler, öyküler, romanlar yazıldı. Hayatını kaybedenlerin arkasından hep beraber gözyaşı döktük. Emekçilerin dediğimiz bir kentin yürüyüşünü unutmadık. Zonguldak bir emekliler kentine dönüştü. Madeni ta Güney Amerika’dan, Güney Afrika’dan getiriyorlar, dünyanın parasını ödüyorlar. Şu dağların altında kara elmas var, çalışmak isteyen binlerce kişi var.

Aşamalı olarak 5 bin işçiyi alacağım. Yıllardır söz verdiler yapmadılar. 5 bin işçi sözü verdim, geldiler dediler ki 2 bin kişi alacağız. 2 bin alacağız diyenlerin üstünü kömürün karasıyla çizeceksiniz. 5 bin işçiyi alacağım diyenin yanına da bir kömür koyacaksınız, emeğin hakkı olarak. Sizin hakkınızı, hukukunuzu her ortamda savunacağım, gereğini yapacağım.

Esnaf kardeşim de unutmasın. 5 bin işçi çalıştığında en çok esnaf da kazanmış olacak. Esnafı sahipsiz bırakmayacağız, onların da bakanlığını kuracağız. Herkesin kazandığı güzel bir Türkiye’yi inşa etmek için yola çıktık. Kadınların derdini ve sorunlarını da gayet iyi biliyorum. Türkiye’nin bir değişime ihtiyacı var. Türkiye’nin huzura, ayrışmaya, kavgaya değil, beraber olmaya ihtiyacı var.

Her ilde, her mutfakta berekete ihtiyacı var. Güzel günler mutlaka gelecek. Köyler boşaldı. Söz verdim, bütün köy okullarını yeniden açacağız ve 100 bin öğretmenin atamasını yapacağız. Köyde öğretmen, ziraat mühendisi, veteriner olsun. Gencecik üniversiteyi bitirmiş insanlar işsiz. Köyde çalışsınlar, üretsinler. Bu işin kimseye zararı yok.

Ne ezen ne ezilen, insanca hakça düzeni getireceğiz. Rahmetli Ecevit diyordu. Sözüm söz, Ramazan ve Kurban bayramlarında asgari ücret kadar emeklilere ikramiye vereceğiz. Kurban Bayramı’nda emekli kardeşim bankadaki hesabına bakacak, 15 bin liralık ikramiyesini görecek.

Bay Kemal’in sözü. Bay Kemal sözünden dönmez. Parayı nereden bulacaksın diyorlar, devasa bir bütçemiz var. Paranın nereye harcanacağına siyasi iktidar karar verir. Herkese para var emekliye gelince nereden bulacaksın… 27,5 yılımı harcadım, bütçe nasıl yapılır, devletin ne olduğunu gayet iyi bilirim.

“Ülkemde hiçbir zaman yabancı asker postalı istemiyorum”

Bir Suriye tezkeresi var, diyorlar ki ‘Kılıçdaroğlu niye hayır dedi?’. Terör örgütleri ile mücadele için yabancı askerleri Türkiye’ye davet etme hakkı vardı. Ben milli Kurtuluş Savaşı’nı veren gelenekten gelen bir anlayışın siyasetçisi olarak kendi ülkemde hiçbir zaman yabancı asker postalı istemiyorum. Bahçeli’ye, Erdoğan’a sordum, ‘Hangi yabancı askerleri davet edeceksiniz?’ Sen kalkıyorsun terörle mücadelede yabancı askerleri davet ediyorsun. Bay Kemal evet der mi ya?”

Paylaşın

İmamoğlu: Bir Avuç İnsana Değil, 86 Milyona Hizmet Etmeye Geliyoruz

Seçim çalışmaları kapsamında Çanakkale Biga’da yurttaşlara seslenen İBB Başkanı ve cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, “Bir avuç insana değil, 86 milyon insana hizmet etmeye geliyoruz” dedi.

Seçimlere ilişkin mesajlarına devam eden İmamoğlu, “Birleşe birleşe kazanacağız. Coşa coşa sandıklara gideceğiz, sandıklara sahip çıkacağız. Komşularımızı ikna edeceğiz. Herkesle konuşup onları ikna edeceğiz” diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ekrem İmamoğlu, 14 Mayıs seçimlerine ilişkin ziyaretlerini sürdürüyor. İmamoğlu, Çanakkale Biga’da yurttaşlara seslendi.

“Bir avuç insana değil, 86 milyon insana hizmet etmeye geliyoruz” diyen İmamoğlu, “Herkes patates, soğan fiyatlarını dert etmeden pazara, manava gidecek. Yurt sorunu olmayacak. Okulda ücretsiz yemeği olacak. Bu milletin parası bu millete yeter. Yeter ki bu milletin parasını çar çur etme!” ifadelerini kullandı.

İktidara tepki gösteren İmamoğlu, “Karşınıza gelecekler ve meydan okuyacaklar. Bu iş öyle olmaz, meydan okuma işi değil bu. Bugün karşınıza gelip -cek, -cak diyenler kim biliyor musunuz? Yalancı pehlivan onlar” dedi.

“Bu memleketin 86 milyon insanımızın pehlivan evlatlarına inanıyoruz” diyerek sözlerine devam  eden İmamoğlu, “Millet İttifakı olarak göreve geleceğiz ve vatandaşımıza hizmet edeceğiz. Birleşe birleşe kazanacağız ve kazandığımızı milletle paylaşacağız” diye konuştu.

İmamoğlu, şöyle devam etti: “Milletle konuşurken sen şu partilisin, sen bu partilisin demeyeceğiz. Allah şahit, şu güzel annelerimize baktığımda evimdeki anneme bakar gibi bakmıyorsam namertim! Bütün milletimize bakışım böyle.”

“Partizanlığı söküp atacağız”

“Devlet, milletine ayırt etmeden bakar” diyen İmamoğlu, “Devlet, milletine fırça atmaz. Millet İttifakı kimseyi ayırt etmeyecek. Partizanlığı devletin bütün kurumlarından söküp atacağız” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, “13. Cumhurbaşkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu sizin bir kuruşunuza bile zeval gelmemesi için çalışacak” dedi ve ekledi: “Tarım için çalışacağız. Tarımda köyünde çalışan kadının sosyal haklarını biz sağlayacağız. Bu şehirde ve bütün Türkiye’de sosyal imkanları artırırken, bir yandan yaşamı daha kaliteli bir hale geleceğiz.”

Seçimlere ilişkin mesajlarına devam eden İmamoğlu, “Birleşe birleşe kazanacağız. Coşa coşa sandıklara gideceğiz, sandıklara sahip çıkacağız. Komşularımızı ikna edeceğiz. Herkesle konuşup onları ikna edeceğiz” diye konuştu.

(Kaynak: Birgün)

Paylaşın

Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş Ve Ekrem İmamoğlu’nun Görevlerini Açıkladı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükeşehir Belediye Başkanı (ABB) Mansur Yavaş ile beraber sosyal medyadan halka seslendi.

‘Yiğitlerim’ başlıklı videoda, 14 Mayıs seçimlerinin kazanılması durumunda iki belediye başkanının alacağı görevler de paylaşıldı.

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun görevinin, “Türkiye’yi afetlere hazırlayarak kentlerin dirençliliğini artırmak”; Yavaş’ın görevinin ise “Sosyal politikalarla hane ekonomisini hızla güçlendirerek ve aile destekleri sigortasından kadın istihdamına kadar yoksullukla mücadele ederek, Türkiye’yi geliştirecek ve güçlendirecek teknolojik atılımlarla tarımsal kalkınmayı hayata geçirmek” olacağını söyledi.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“Sevgili milletim bugün size cumhurbaşkanı yardımcılarım ile sesleniyorum. Ekrem Başkanım solumda, Mansur Başkanım da sağımda. Son günlerde olan olayları lütfen artık boş verelim. Biz işimize bakıyoruz, siz bakmayın onlara. Bu ülkenin gündemi provokasyonlar olamaz. Halkımızın gündeminde ne var biliyor musunuz? Ekonomik sıkıntılar, mutfaklarda yangın var. Kira derdi var. Dahası depremler, seller var. Ülkemizde olan ve olması muhtemel afetler var… Bu yüzden doğru şehirleşmeye doğru konut politikalarıyla kentlerimizi güçlendirmeye güçlü yapılara ihtiyacımız var. Türkiye’yi afetlere hazırlamak ve kentlerimizin dirençliliğini artırmak istiyorum. Bu görevi en iyi kim yapar? Tabii Ekrem Başkan yapar. İstanbul’da ve dünya tarihinde 10 metroyu aynı anda yapan bir kişi var, bu görevi ona vereceğiz. Bu berbat şehirleşmeyi bitirecek olan yiğit odur.

Gündemimizdeki diğer konu ne? Sosyal politikalar. Hane ekonomisini hızla güçlendirmemiz gerekiyor. Aile destekleri sigortasından kadın istihdamına kadar yoksullukla mücadelede yapacak çok işimiz var. Bunun yanında Türkiye’yi geliştirecek ve güçlendirecek teknolojik atılımları tarımsal kalkınmayı hayata geçirmemiz lazım. Bu görevi hangi yiğit yapar? Doğal olarak onu da Mansur Başkanımız yapar. Bu konuda Ankara’da devraldığı kötü yönetimi halkçı politikalarla hızla bambaşka bir yere taşıyan peşi sıra etkili projelere imza atan Mansur Başkanıma güvenirim. Ülkenin teknolojileri konusunda da ona güveneceğim.”

Kılıçdaroğlu’nun ardından iki belediye başkanı da söz aldı. Ekrem İmamoğlu şöyle konuştu:

“Bu güzel ülke son 20 yıl içinde en büyük yıkımı ne yazık ki kentlerde yaşadı. Çoklu kanun, kurum ve yönetmelikle, partizanlık ve ayrımcılıkla kentlerimiz ne yazık ki çağdaş dünyanın çok gerisinde kaldı. Belediyecilik ve dünyanın en büyük kenti İstanbul’da elde ettiğim deneyimle ikinci yüzyılda kentleri en çağdaş seviyeye taşıma ve özellikle plansız otobanlarla değil birbirine bağlı raylı sistemlerden hava yolu kara yolu entegre bir ağ olarak Türkiye’yi dünyanın en önemli lojistik merkezlerinden birine dönüştürmeyi bütün kentlerimizi bütün yerleşim yerlerimizi depreme dayanıklı ve uygar bir sürece kavuşturmayı ülkenin mutluluğu için hazırız.”

Mansur Yavaş da şu ifadeleri kullandı:

“Sosyal devlet anlayışını yeniden yapılandırarak hiç kimsenin yatağa aç girmediği açıkta kalmadığı eğitimden ve protein hakkından mahrum kalmadığı bir yapıyı yeniden inşallah inşa edeceğiz. Çiftçinin sırtından döviz yükünü kaldırmak suretiyle kırsal kalkınma desteklerimizle çalışan üreten kendi ülkesine yeten bir modeli mutlaka kavuşturacağız. Karada havada mavi vatanda ve siber uzayda yedi bölgede 81 ilde önemli stratejik ve milli teknolojik çalışmalarına liyakatlı kadrolar ve ülkemizin pırıl pırıl gençleriyle mutlaka başarılara imza atacağız”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Gençlere Çağrı: Mutlaka Oy Kullanın

Giresun’da konuşan İBB Başkanı İmamoğlu, gençlere seslenerek, “Gençler, hiçbirinizin hakkınızı yedirmeyeceğiz. Gençlerimizin sesinin kısıldığı değil, sesinin gür çıktığı bir Türkiye var edeceğiz. Bu ülkenin teminatı olan gençlerimiz, mutlaka ve mutlaka oy kullanın.” dedi.

Haber Merkezi / Erdoğan’ın ‘mülakatı kaldıracağız’ açıklamasına tepki gösteren İmamoğlu, “Geçen hafta bir konuşmasında sayın Cumhurbaşkanı “artık mülakat yok” dedi. Siz, acaba 21 yılda kaç milyon kişilik hukuksuzluk yaptınız, kaç milyonun hakkını yediniz? 21 yıl sonra mı aklınıza geldi ‘Artık mülakat yok’ demek. 21 yıl yönettiniz efendim mülakat yok” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ekrem İmamoğlu, Giresun’da halka seslendi. İmamoğlu, şunları söyledi:

“Geçen hafta bir konuşmasında sayın Cumhurbaşkanı “artık mülakat yok” dedi. Siz, acaba 21 yılda kaç milyon kişilik hukuksuzluk yaptınız, kaç milyonun hakkını yediniz? 21 yıl sonra mı aklınıza geldi ‘Artık mülakat yok’ demek. 21 yıl yönettiniz efendim mülakat yok.

21 yıl yönettiniz efendim İstanbul’da deprem sorununu beş yılda çözeriz diyorsunuz. 21 yıl bu ülkeyi yönettiler, şimdi size gelip ‘fındığın sorununu biz çözeriz’ diyecekler. Giresunlular bunlara kahkahayla gülün. Bunların dediğine inanmayın sakın. Ama biz size söz veriyoruz. Tek bir vatandaşımızın dahi hakkını yedirmeyeceğiz.

Biz liyakata önem vereceğiz. Biz memleketimizin evlatları ile bu ülkeyi yöneteceğiz. Sadece bir avuç insanıyla, akrabasıyla, damadıyla, kızıyla ülkeyi yönetme devrine son vereceğiz. Onlara ‘Evinize gidin hadi, güle güle’ diyeceğiz.

86 milyon insanın fikrinin alındığı, devletin vatandaşa gücünü değil, devletin vatandaşa şefkatini, anlayışını, güzel duygularını gösterdiği bir dönem geliyor. Devletin başındaki insanın çocukları, gençleri, yetişkinleri hanımefendileri beyefendileri fırçaladığı değil, Atatürk’ün gözünün içine baka baka dinlediği bir dönem geliyor.

Somurtkan, yüzü asık, konuşurken döver gibi söver gibi konuşan değil, güler yüzlü… Bakın Cumhuriyet nedir biliyor musunuz? Devletin yöneticilerinin vatandaşa karşı haddini bildiği bir yönetimdir. Cumhuriyet öyle bir sistemdir. Yani yöneticinin vatandaşa haddini bildirdiği değil vatandaşa karşı haddini bilecek.

Devletin başındaki insan sanki 25 yıldır yönettiği şehri malı mülkü zanneden o bir avuç insandan söküp aldık ya sanki malını aldık bizimle görüşemiyor bile… Niye? Ekrem İmamoğlu Cumhuriyet Halk Partili, Ekrem İmamoğlu Millet İttifakı’nın belediye başkanı… Yahu Allah aşkına, ne bu devlet senin, ne bu şehir senin, 86 milyon insanın malı.”

Paylaşın

İmamoğlu: Bu Seçimi İlk Turda Kazanacağız, İkinci Tur Yok

Tokat’ta halka seslenen İBB Başkanı İmamoğlu, “Hilelere başvurdular, seçimi elimizden almaya kalktılar. Onları yuhalamayın. Onlar iyi bir demokrasi tokadı yediler, hâlâ kendilerine gelemediler. Oraya vekaleten atanan kişi gelecek diye ta Beylikdüzü’nden astığım portreyi kaldırdılar. O portrede Mustafa Kemal Atatürk köylü ile konuşuyor. O köylü Tokatlı Turhallı” dedi.

Haber Merkezi / İmamoğlu, konuşmasının devamında, “Bu seçimi ilk turda kazanacağız. İkinci tur yok. Milletçe sevdiğimiz bir söz var: Bugünün işini yarına bırakmayacaksın. Millet İttifakı olarak sandıklarda oy patlaması yapacağız. İstanbul’da nasıl hep birlikte sandığa koştuk, sandığa sahip çıktık. Türkiye’de de aynısını yapacağız. Milletçe kazanacağız. 86 milyon insan kazanacak” ifadelerini kullandı.

İBB Başkanı İmamoğlu, konuşmasını, “Ben Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham aldım. Milletimin gözüne onun gibi bakıyorum. Memleketimin hiçbir insanı yoklukla sınanmasın. Hiçbir evladımız yatağa aç girmesin. Ramazan ayında dua ederiz. Ramazana layık olmaya gayret ederiz” sözleriyle devam ettirdi.

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Merzifon ve Amasya’nın ardından Tokat’a gitti. Tokat’ta halka seslenen İmamoğlu’nun açıklamasından satır başları şöyle:

“Hilelere başvurdular, seçimi elimizden almaya kalktılar. Onları yuhalamayın. Onlar iyi bir demokrasi tokadı yediler, hala kendilerine gelemediler.

Oraya vekaleten atanan kişi gelecek diye ta Beylikdüzü’nden astığım portreyi kaldırdılar. O portrede Mustafa Kemal Atatürk köylü ile konuşuyor. O köylü Tokat’lı Turhallı. Ben Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham aldım. Milletimin gözüne onun gibi bakıyorum.

Memleketimin hiçbir insanı yoklukla sınanmasın. Hiçbir evladımız yatağa aç girmesin. Ramazan ayında dua ederiz. Ramazan’a layık olmaya gayret ederiz. Tokat tarım şehri. Tokat Türkiye’nin en fazla göç veren şehirlerinden. Tokat bunu hak etmiyor. Hep birlikte çiftçimizi var edeceğiz.

Halkçı, demokrat, çiftçisini düşünen Millet İttifakı geliyor. 100 bin öğretmen atamasını göreve geldiğimizde hemen yapacağız. Şehirlerimizde ayrım yapmayacağız. Memleketten partizanlığı kaldıracağız.

14 Mayıs’ta biz hanımefendilere anneler günü hediyesi vermeye geliyoruz. Sevgili gençler bu ülkede emek, liyakat zinciri maalesef yerinden kopmuştur. O partiye üye olmamışsa işe girebilir mi o gençler? Biz bu düzeni ortadan kaldıracağız.

Bu ülkenin gençleri hayallerini bu ülkede, Tokat’ta, Zile’de, Erbaa’da kuracak. Gençleri özgür bırakmalısınız. Gençleri üretime davet etmek için onları iyi meslek sahibi yapacak fırsatlar vermelisiniz. Biz gençlerimizin yüzünü güldürecek, mutlu, umutlu edecek bir dönemi getiriyoruz.

Hak, hukuk, adaletin bütün zincirlerini kıran anlayışa karşı diyoruz ki: Güçlü bir demokrasi getireceğiz, halkımızla birlikte konuşacağız, halkımızla birlikte üreteceğiz, ülkenin zenginliğini 86 milyon insanla paylaşacağız. Bunların dönemi bir avuç insanla paylaşma dönemi.

‘İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır’ demişti. ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ demişti. Son zamanlarda ilk kez doğruyu gördü. Bu seçimi kazanacağız. Bu seçimi ilk turda kazanacağız. İkinci tur yok. Milletçe sevdiğimiz bir söz var: Bugünün işini yarına bırakmayacaksın.

‘Oy patlaması yapacağız’

Millet İttifakı olarak sandıklarda oy patlaması yapacağız. İstanbul’da nasıl hep birlikte sandığa koştuk, sandığa sahip çıktık. Türkiye’de de aynısını yapacağız. Milletçe kazanacağız. 86 milyon insan kazanacak. Bunların kazanma dönemi bitti. Kazananlar kulübü değişti. Bir avuç insanın kazanma kulübü vardı. Şimdi 86 milyonun kazanma vakti geldi.

Tokat’la ilgili bir söz vardı: Sen sırtını Tokatlıya yasla başka bir şey düşünme. Tokatlılar sözünün eri, vatansever insanlardır. Doğru karar vereceğiz, asla bölünmeyeceğiz, ayrışmayacağız. Hedefimiz tek; bugünün işini yarına bırakmayacağız.

15 Mayıs sabahı çok önemli. Size söz veriyorum; 15 Mayıs sabahı kalktığınızda hava size başka güzel gelecek, yüzünüz gülecek, artık televizyonlarda saat başı konuşan yüzü asık bir insan görmeyeceksiniz. 15 Mayıs sabahı itibariyle her gün vatanı ve milleti için çok çalışan bir heyeti göreceksiniz.”

Paylaşın

İmamoğlu: Sorunların Hepsini Sen Yarattın Nasıl Çözeceksin?

Amasya’nın Merzifon ilçesinde konuşan İBB Başkanı İmamoğlu, “Bu memleketi ekonomik olarak çökerttiler. Bu sorunları yaratan, büyüten, memleketimizin her insanına adaletsizliği ve hukuksuzluğu yaşatan, partizanlığı devletimizin her kurumuna tabiri caizse sokan bu akıl diyor ki ‘ben çözeceğim’, sen sorunların hepsini yarattın nasıl çözeceksin?” dedi ve ekledi:

“İnanmayın bunlara. İnanacağınız tek şey var; milletin ittifakı. Bizi güçlü yapan farklılıklarımız. Bugün ortaya gelen Millet İttifakı da zenginliğin ittifakıdır. Cumhurbaşkanı adayımız, 13’üncü Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti’nin Genel Başkanı Meral Akşener’in birlikte neler başarabileceğini ben çok iyi biliyorum. İstanbul’daki başarımızdan biliyorum.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Amasya’nın Merzifon ilçesinde Halk Buluşması programına katıldı. İmamoğlu, konuşmasında şunları söyledi:

“Zaman hızla akıyor önümüzde çok az zaman var, çok az zamanda çok büyük işler başarmak zorundayız. Memleketimiz, milletimiz için başarmak zorundayız. 86 milyon insanımız için başaracağız. Türkiye’de siyasete ahlak, dinamizm gelsin; siyasetten bencillik, kibir gitsin, partizanlık devletimizin bütün kurumlarından uzaklaşsın diye yola çıktık. Millet İttifakı, aynı şu meydanda olduğu gibi herkesi kapsayacak. Biz herkesin elin sıkmaya geliyoruz, herkesle konuşacağız; ‘benden değilsen yoksun’ asla demeyeceğiz, ‘derdin ne’ diyeceğiz.

Memleketimizi yöneten akıl, şahıslar, cumhurbaşkanı İstanbul’a gelip İstanbul Belediye Başkanı’na laf atmaz. Gerek yok, milletin oyu ile seçilmiş bir kişi cumhurbaşkanı olduktan sonra 86 milyonun cumhurbaşkanı olmalı. Her şehre gittiğinde çözüm aramalı. Neymiş ‘çivi bile çakmamış’ diyor bana; bak bak bak… Ben de diyorum ki bir gün beni davet et anlatayım.

Sorun yok anlatırım ama bir gün bile yetmez hizmetlerimi anlatmaya. Sorun şurada; 25 yıl yönettiler doğru, özellikle son 15 yılında çok sıkıntılı işler yaptılar İstanbul’da. 25 yıl yöneten anlayış şöyle bir psikolojiye bürünmüş; biz seçimi kazanınca zannettiler ki malını mülkünü aldık. İstanbul’u kendi malı mülkü zanneden bir yönetici grubu var. İstanbul bizim malımız mülkümüz değil 16 milyon insanın. Bu akıldan vazgeçmedikleri sürece bunlardan bize fayda yok. 14 Mayıs’ta 86 milyon insan onlara güle güle, bay bay diyecek, hadi evinize dinlenmeye…

“Memleketi ekonomik olarak çökerttiler”

86 milyon insanımızla bu ülkenin sahibi olduğunu hissettirdiği bir dönemi başlatacağız. Gençler iyi ki varsınız o kadar güveniyorum ki size. Bu memlekette çaba, emek gösteren, çalışan herkes, ‘hakkımı alacağım’ duygusunu her gence vereceğiz. O zaman hiçbir gencimiz hayallerinden, memleketinden vazgeçmeyecek. Sevgili hanımefendiler, doya doya çocuklarınıza, evinizdeki insanlarınıza bayramlık hediyelerinizi alabilecek durumda mısınız?

Bu memleketi ekonomik olarak çökerttiler. Bu sorunları yaratan, büyüten, memleketimizin her insanına adaletsizliği ve hukuksuzluğu yaşatan, partizanlığı devletimizin her kurumuna tabiri caizse sokan bu akıl diyor ki ‘ben çözeceğim’, sen sorunların hepsini yarattın nasıl çözeceksin? İnanmayın bunlara. İnanacağınız tek şey var; milletin ittifakı. Bizi güçlü yapan farklılıklarımız. Bugün ortaya gelen Millet İttifakı da zenginliğin ittifakıdır.

Cumhurbaşkanı adayımız, 13’üncü Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti’nin Genel Başkanı Meral Akşener’in birlikte neler başarabileceğini ben çok iyi biliyorum. İstanbul’daki başarımızdan biliyorum. Bütün ekonomik sorunlarınızı çözecek büyük bir kadroya dönüştü 6 siyasi partilerin liderleri, ekipleri.

Esas kadromuz hepinizin evlatları, şu enerjisi yüksek, kalbi temiz gençlerimiz. Gençlerimizi biz oy deposu olarak görmüyoruz. Ben onlardan çok besleniyorum. Gençler bana ne diyor biliyor musunuz? ‘Başkanım adalet istiyoruz…’ Gençler, bana adil ol gerisini ben hallederim, diyor. Bölünmeyeceğiz, birliğini gücünü milletçe milletimize göstereceğiz. 14 Mayıs’a az kaldı.

Bu işi hep birlikte başaracağız, herkesin gönlünü kazanacağız, konuşacağız, derdini dinleyeceğiz vatandaşımızın. Bu memleketin kurtuluşa bir araya gelmeye ekonomide, eğitimde, sağlıkta iyileşmeye, adalete, gençlerin geleceğe umutla bakmaya ihtiyacı var.

Fırça atar gibi konuşan siyasetçilerden bıktık deyin, suratı asık değil yüzü güleç insanlar istiyoruz deyin. Milleti işaretle bile bölen değil birleştiren, bu sürece ihtiyacımız var diye yola çıktık, bunları anlatın. Hazırız biz, bu milleti ayağa kaldıracağız hep beraber. Kimsenin kalbini kırmayacağız. Biz bu seçimi sadece bize oy verenler için değil bütün bir millet için kazanacağız. 15 Mayıs’ta her şey çok güzel olacak.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Bizim Milliyetçiliğimizi Saraydakiler Değil Bütün Dünya Bilecek

Trabzon’da kalabalığa seslenen Kılıçdaroğlu, “Bay Kemal’in sözü var; o dolarla ihalelerin tamamını Türk Lirası’na çevireceğim. Bizim milliyetçiliğimizi Saraydakiler değil bütün dünya bilecek. Ne ezen ne ezilen insanca hakça bir düzen getireceğiz” dedi ve ekledi:

“Trabzon bir dünya şehri, Trabzon’un görkemli bir tarihi var. Yeşili ve mavisi ile bütün dünyanın ilgisini çeken bir kent. Ama Trabzonlunun geliri bin 300 dolar düştü. Mustafa Kemal’in hayalini 100 yıl sonra gerçekleştireceğiz demir yolunu Gürcistan’a kadar gerçekleştireceğiz. Sadece Trabzon değil bütün Karadeniz görecek. Sanıyorlar ki Ekrem İmamoğlu’nu yeriz. Sakın böyle bir şey yapmayın! Ekrem İmamoğlu büyük lokmadır, size yedirmeyeceğiz. Kul hakkı yiyen taraftan olmayan. Türkiye nasıl şahlanacak, bütün dünya görecek.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu Trabzon’da mitinge katıldı. Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu, mitingde konuşma yaptılar.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

“AFAD’ın dediği kadar var… Bir fırtına var. Ekrem başkan İstanbul’u gerçekten de hem Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hem Fatih Sultan Mehmet’in öngördüğü İstanbul yapacak Aynı zamanda cumhurbaşkanı yardımcısı olarak görevini yapacak. Önündeki tüm bürokratik engelleri kaldıracak. Bu ülkede kavgadan bıkmadık mı? 85 milyonu kucaklaştıracağım. Bir arada olacağız ve güzel Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz.

Emeklilere Ramazan Bayramı ve Kurban bayramında verilecek ikramiye asgari ücret kadar olsun dedik. 8500 TL… Eksik verdiler. Cumhurbaşkanı seçildiğimde önümüzdeki bayram emeklilerin hesabında 15 bin TL yatacak. Göreceksiniz… Diyecekler ki parayı nereden bulacaksın. Söz söz. Bay Kemal o paranın tamamını bulacak. 5’li çeteye, uyuşturucu baronuna para var, milyon dolarlar dönüyor, 5 yerden 6 yerden maaş alana para var… Emekliye gelince para yok! Para var, alacağım, vereceğim. 418 milyar dolarlık bir hortum var. O paranın tamamını alacağım ve bu milletin cebine koyacağım.

“Kim ne götürdüyse kuruşu kuruşuna biliyorum”

Kim ne götürdüyse kuruşu kuruşuna biliyorum… İktidara gelirsek 1 ay içinde esnafın pandemi döneminde çektiği kredilerin faizini sileceğiz. Esnaf rahat nefes alacak. Stopaj vergisini sıfırlayacağız. Zincir mağazalardan en çok esnaf şikayet ediyor. Sana söz o beladan kurtaracağım esnafı. Benim cumhurbaşkanı adayı olmama engel olmak istediler.

Gençler üniversite sınavına gireceksiniz, üniversiteye gidiyorsunuz, kazanıyorsunuz ama sözlü sınavda hakkınız yeniliyor, torpili olanlar yukarı; ama sizin hakkınız yeniliyor. Söz verdim o torpili kaldıracağım.

İktidar olmanın yolu çalışmaktan geçer, beraber olmaktan geçer, kul hakkı yememekten geçer. Bütün Trabzonlu kardeşlerime sesleniyorum. Biz beraberiz. Altı lider beraberiz. Altı lideri bir araya getiren demokrasidir, yolsuzlukla mücadeledir. Altı Masa’yı bir araya getiren bu ülkede adaletin artık olmamasıdır. Biz bir araya geldik. Bu ülkeye adaleti getireceğiz. Kadın haklarını getireceğiz, gençlerin isteklerini yapacağız. Saray’a değil halka çalışacağız. Trabzon’da güçlü milliyetçi damarın olduğunu biliyorum Kimse unutmasın, gerçek milliyetçi arıyorsanız o da biziz. Allah nasip eder cumhurbaşkanlığına geldiğimizde Süleyman Şah Türbesi’ni alacağım, vatan toprağına getireceğim.

Yandaşlara euro veya dolarla ihale yapıyorlar. Ne yapıyorlarsa yabancı parayla. Hani Türk Lirası vardı. Hani milliyetçiydik? Bunların milliyetçiliğini gördünüz mü? Bay Kemal’in sözü var o dolarlı ihalelerin tamamını Türk Lirası’na çevireceğim. Bizim milliyetçiliğimizi Saraydakiler değil, tüm dünya bilecek. Ne diyordu rahmetli Ecevit, “Bizim milliyetçiliğimiz Akdeniz sularındadır” diyordu. Ne ezen ne ezilen hakça insanca hakça bir düzen diyordu Ecevit. Bu düzeni getireceğiz.

Umutlarınızı kaybettiğinizi biliyorum. Şunu unutmayın. Sizin hayalleriniz Bay Kemal’in hedefi olacak. O hayallerin tamamını gerçekleştireceğim. Trabzon bir dünya şehri aslında. Görkemli tarihi var. Ama Trabzon’un geliri 1300 dolar düştü. Bunu çözmemiz lazım. Mustafa Kemal Atatürk’ün demiryolu hayali var. 100 yıl önce söyledi. Demiryolunu Gürcistan’dan geçirerek bunu hayata geçireceğiz.

Her seçim döneminde 2023’te bitireceğiz dediler, şimdi 2053 diyorlar. Türkiye’ye söz Trabzon’a söz bunu bitireceğiz. Hafif raylı sistem konusunda sorun var. 10 Trabzonlu var, 4’ü bakan. 10 Trabzonlu hafif raylı sistemi yapamıyor. (Ekrem İmamoğlu’na ithafen) Ama bir Trabzonlu 10 büyük Metro inşaatını yapıyor Bütün engellemelere rağmen yapıyor. Dedim ‘Ekrem İmamoğlu büyük lokmadır, size yedirmeyiz.’

Geçmişte hangi partiye oy verdiyseniz başımın üstü. Siyaset geçicidir, devlet bakidir. Devletin yeniden ayağa kalkması lazım. Devletin dini adalettir. Adaletin olmadığı yerde haksızlık olur, kargaşa olur. Devleti yeniden inşa edeceğiz.

Sandık başına giderken elinizi vicdanınıza koyun. Kul hakkı yiyene asla prim vermeyin. Geleceğiz, bütün dünya görecek. Türkiye nasıl şahlanır tüm dünya görecek.

Her tarafımız deniz. Düşünebiliyor musunuz bir yolcu gemisi bile yok. Denizden vapur geldiğinde asfalt mı var? Allah’ın denizi. Gemiyi yapacaksınız. Yolcu gelecek. Turist gelecek. Trabzon, Karadeniz 12 ay turist ağırlayacak. Bu imkan var ama bu siyaset bunu görmüyor.

Karadenizli kadının çalışkanlığını tüm Türkiye biliyor. Kırsalda çalışan tüm kadınların gençlerin sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek. Kırsalda çalışan kadınlar emeklilik hakkına kavuşacak.

Gençleri korumazsanız, kadına yönelik şiddet konusunda sessiz kalırsanız bunu affetmez Bay Kemal. Kadına şiddettin pazarlığı olmaz. Kadın başımızın üstündedir. Sevgili peygamberiniz “Cennet kadının ayakları altındadır” dedi. Biz buna inanıyoruz.

“Biz salı toplantılarını halkla beraber yapalım” dedik… “Çadır olsun orada yapalım” dedik. Engel çıkardılar. Sağ olsunlar böyle fırtınanın doğmasına sebep oldular. Rahmetli babam derdi ki ‘oğlum sen doğru dur eğri belasını bulur.’

Bir şeyi unutmayın. Kul hakkı yiyenlere oy vermeyin. Ekrem başkanımız cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Göreceksiniz. Mansur Yavaş cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Altılı masa liderleriyle birlik içinde çalışıyoruz. Biz iktidara geldiğimizde neyi ne zaman nasıl yapacağımızı biliyoruz. Karşı taraf neyi nasıl yapacağını biliyor mu? Biz hazırız. Elinizi vicdanınıza koyun ve oyunuzu öyle kullanın. Haktan, hukuktan, evlatlarınızdan, ormanlarınızdan yana oyunuzu kullanın.”

“Bir avuç insanın kazanma dönemi bitti”

Sahneye Kılıçdaroğlu’ndan önce çıkan Ekrem İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Ben bugün her karış toprağına basan bir hemşeriniz olarak Trabzon’un meydanında coşmaya geldim. Benim için bu güzel meydanın anıları var. Bugün buradayım ama yalnız gelmedi. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile geldim.

Ben çocuklara diyorum ki bu şekilde para dağıtandan para alınmaz. Parayı göstermek ayıptır. Milletin cebinde gösterecek para bırakmadılar. Bu iktidar sabah kalkıyor İmamoğlu, akşam yatıyorlar İmamoğlu.  Ben 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na buradan teşekkür ediyorum. Beni İstanbul’a aday yaptığı için teşekkür ediyorum kendisine. Belki de ilk kez İstanbul’da Trabzonlu bir belediye başkanı var.

2019 seçimlerinden sonra ne dediler İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder dediler. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır dediler onu da biz demedik. Seni gidi seni o günden anladın seçimi kaybedeceğini. Kaybedecekler çünkü bir avuç insanın kazanma dönemi bitti. 86 milyon kazanacak. Ayrışmak yok, birleşe birleşe kazacağız. Her şey çok güzel olacak diyoruz. Bugün Karadeniz’de Trabzon’da fırtına var. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu fırtınamız var.”

Paylaşın