İmamoğlu: Böyle Giderse Yerel Seçimleri Kazanamayız

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, muhalefet bileşenleri olarak 21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem Meclis hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybettiklerini belirterek, çaresizlik ve ümitsizliğin Türkiye’yi giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklediği uyarısı yaptı.

Haber Merkezi / Bu tablonun devamı durumunda yerel seçimlerde de başarı şansının kalmayacağını söyleyen İmamoğlu, “Bir bütün olarak kendimizi, partimizi, muhalefeti yeniden inşa etmemiz en acil ve en hayati ihtiyaçtır. Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmek yetmez” diye konuştu.

“CHP’yi topluma açarak örgütümüzü gençleştirmeliyiz. Parti içi demokrasi vazgeçilmez prensibimiz olmalı. Değişmek zorundayız” diyen İmamoğlu, 81 il başkanının bugün yaptığı açıklamayla ilgili olarak ise “İl başkanları açıklaması dört il başkanı tarafından hazırlandı diye biliyorum. Böyle bir açıklamanın yerine değişim sürecine yönelik bir yol haritası metni olabilseydi… Bu metni 81 il başkanının kabul ettiğini düşünmüyorum” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’a Hizmette 4. Yıl” sunumu gerçekleştirdi.  İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Her yıl dönümünde olduğu gibi insanlarımıza olan biteni anlatmak, insanlarımızla raporlarımızı paylaşmak, bir yılın hesabını verirken bir sonraki dönemin hangi adımları içerdiğini onlarla paylaşmak sorumluluğunu yerine getiriyoruz.

Belki de tarihinde ilk kez İstanbul kendi ürettikleriyle en fazla meşgul olması gereken kurumla yani İBB ile ilk defa bu kadar iç içe oldu. 2019 öncesinde olan bitenin vatandaşın hiç gündeminde olmadığı bir zaman dilimi var iken 2019’dan bu yana ortaya koyduğu toplantıların her aşamasını kamuoyuyla paylaşmanın gururunu ve onurunu yaşıyoruz.

Seçim bittiği andan itibaren gerçekten evet ben CHP’nin bir ferdiyim ve partime layık olmayı çok önemsediğimi herkes bilir ama seçildiğimiz andan itibaren devletimizin bir kurumunu yönetmenin tüm gereklerini, etik olarak, kurallarıyla yerine getirmenin sorumluluğunu taşıma bilinciyle partizanlığı asla kapıdan içeri sokmadan, vatandaşına layık olma bilincini ortaya koyma mücadelesinde olduğumuzu söylemek isterim.

4 yıl önce İstanbul ve Türkiye sizlerin de katkılarıyla, vatandaşların kararıyla, yeni bir döneme atışıyla beraber neler yaşadığını ve hissettirdiğini sunmaya başlamak istiyorum. Aynı zarftan çıkan 4 oydan yalnızca birini geçersiz ilan edip vatandaşın iradesini yok sayanlar kendilerini ne yazık ki kendini ülkenin sahibi zannedenler o gün aslında güçlü bir şekilde derslerini aldılar.

Anladılar ki hiçbir güç milletin iradesi üzerinde değildir. Milletimiz o gün o demokrasi dersini vermeseydi Türkiye gerçekten çok daha karanlık günlere girerdi; milletimizi çok kötü yıllar bulurdu. 23 Haziran bu ülkeyi hukuk ve demokrasi rotasında tutma iradesinin mutlak zaferidir.

Yaptığımız her işi özenle saygıyla aidiyet duygusuyla yapıyoruz, onun için ortak aklı ve ortak iradeyi arayarak katılımcı mekanizmaları sonuna kadar işleterek birlikte karar alıyoruz.

İBB’nin bütçesini inanınız bir evin içindeki bütçe gibi aile bütçesi hassasiyetiyle yönetiyoruz. Her bir kuruşu bu kadim kent için harcıyoruz. Bu şehirde eski yanlışları kapalı devre bir avuç insanın yönettiği anlayışı silip atıyoruz. Asla ama asla israfa geçit vermedik vermiyoruz.

Trafik sorununu çözmek için kent içi hareketliliği ve yaşam kalitesini arttırmak için yatırımların aslan payını metroya ayırdık, ayırmaya da devam ediyoruz. İhmal edilmiş yılların farkını kapatmak zorundayız. İstanbul tarihinin yıllık bazda en çok metro üreten yönetimiyiz. Bu sadece şehrimiz ve ülkemiz için değil dünya için de önemli bir rekordur. 3.5 yılda toplam 46 istasyona sahip 46.2 km uzunluğunda 5 metro ve tramvay hattını hizmete açtık. Halen 8 metroda inşaatlarımız hızla devam ediyor.

3.5 yılda bir hükümetin bir yerel yönetime çektireceği ıstıraplar noktasında akla hayale gelmeyen süreçlerin altını çizelim. Düşün ki Türkiye’nin en önemli üç kamu kurumundan birisi İBB’nin devletin finansa kuruluşlarından bir kuruş dahi kredi alamadığı bir 3.5 yıl. Borçlanmalarda engellendiği bir 3.5 yıl. Pandemiden bahsediyoruz, ekonomik kriz döneminden bahsediyoruz, böylesi bir dönemde bahsettiğim güçlü yatırımları İstanbul’a kazandırdık.

Herkesin artık çok iyi bildiği, asla anlamlandıramadığı, komik durumlara düşürerek engellemelerini izlediği taksi sürecinde de 2800 taksi dolmuşun, yeni nesil taksilere dönüşümünü sağladık ve başardık. Umuyorum bu anlamsız ve iyi niyetli olmayan duruşlarından vazgeçerler.

Yıllardır belediyenin kendi yönetiminin çoğunluğunun olduğu bir UKOME mekanizmasına müdahale ederek oradaki çoğunluğu ele alarak sözüm ona İBB’nin ulaşımla ilgili iradesini sektere uğratıp işlerini engelleme çabasını ortaya koyma marifeti… İnanın akla sığmayacak işler bunlar.

2019’da göreve geldiğimizde deniz şehri İstanbul’da sadece 20 hatta şehir hatları vapurları çalışıyordu. Bunu tam yüzde 70 artışla 34 hatla vapurlarımızın halkımıza hizmet vermesini sağladık. 50 adet deniz taksiyi kendimiz üreterek hizmete sunduk.

Çöpten elektrik üretimini yüzde 55 artırarak, 2.5 milyon İstanbullunun bir yıllık enerji ihtiyacını üretiyor hale geldik.

Yeşil İstanbul hedefimiz doğrultusunda kent ormanları yaşam vadileri korular açıldık. Bunların bir kısmı unutulmuş vadiler dere kenarlarıydı bir kısmı unutturulmak istenmiş ormanlar veya alanlardır. Toplam 7.5milyon metrekareden fazla gerçek anlamda aktif yeşil alanı kentimize kazandırmanın gururunu yaşıyoruz. Tam 52 tane daha Gülhane Parkı büyüklüğündeki yeşil alanı İstanbulluların hizmetine sunmuş olduk.

Biz İstanbul’un her konusuna hassasiyetle eğiliyoruz. Tarihini kültürünü bir aile yadigarı olarak görüp o duyguyla sahip çıkıyoruz. Geride bıraktığımız 4 yılda tam 630 yapıyı restore ettik. Art İstanbul Feshane, ki bu akşam açılışını yapıyoruz muazzam bir yer oluyor.

Anne kart ile 4 yaşına kadar çocuğu olan ve ne yazık ki bu şehrin gezemeyen yine ben seçimlerde sayın cumhurbaşkanı ifadesiyle ‘kimin parasını kime veriyorsun’ diye tabiri caizse bizi eleştirdiği bir hizmetin tam 532 bin anneye ulaştığını ve 4 yaşına kadar çocuğu olan bu annelerin çocuklarıyla birlikte ücretsiz seyahat ettikleri, bu zor ekonomik koşullarda onların bütçesine bir dirhem de nefes aldıran bir proje hayata geçirdiğimizin özellikle altını çizmek isterim.

Onların tarihlediği ‘fetret devri’nin adı 16 milyona göre “büyük atılım devri”dir. Bu nu atılımcı bir İstanbul’a dönüştürme konusunda kararlıyız. Gerçekten yaptıklarımızın listesi uzar gider.

İstanbul’un yakın tarihi öyle büyük ihmal ve ihanetlerle dolu ki gerçekten şehrimiz adına zaman kaybetme lüksümüzün olmadığını biliyoruz.

“Değişim” mesajı

Her değişim bir zihniyet devrimiyle başlar biz İstanbul’da vatandaşın şehre ve yerel yönetime bakış açısını değiştirdik. İstanbullular artık daha azına razı olmayacak: Yapılan her işte insana saygı şehre özeni talep edecek, bu şehirde bunsan böyle liyakat hakimdir diyecek.

Bir avuç insanın eşi dostu değil, ya da bir kesimin mutlu edildiği değil milletin mutlu edildiği bir süreci her zaman isteyecek. Yapılan her işte şeffaflığı katılımcılığı talep edecek. İstanbullular artık daha azına asla razı olmayacak. İsrafa ihmale partizanlığa geçit vermeyecek. Değişim eldekiyle yetinmeme daha azına razı olmama duygusuyla başlar. İktidarlar bu duyguyu kaybettirmeye çalışırlar.

İşe yaramadı. Vakti gelmiş değişimin önünde asla durulamaz. Gücü iktidar dayanağı ne olursa olsun göreceksiniz asla değişimin önünde duramaz. 23 Haziran bu gerçeğin kanıtlandığı önemli günlerden biridir. 23 Haziran buşehir için bir demokrasi zaferidir.

“Toplumsal kesimler arasında kutuplaşma ne yazık ki olabildiğince derinleşmiş, adalete güven tükenmiş halde. Bu haliyle ülkemiz demokratik dünyadan ne yazık ki çokça uzaklaşmış durumunda. Muhalefet bileşenleri olarak 21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem meclis hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerini ne yazık ki kaybettik. Vatandaşın değişim talebine cevap veremedik. İktidarı değiştirecek bir güven ve umut ortamını ne yazık ki oluşturamadık.

“Bugün içinde olduğumuz tablo sadece bir seçim yenilgisi tablosu değildir. Çaresizlik ve  ümitsizlik Türkiye’yi giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklediğini hep birlikte görmek zorundayız.

Muhalefetsiz rejimlerde vatandaşlar iktidarların merhametine terk edilir. Toplumun bizden esaslı bir çaba değişim ve güçlü bir yolculuğu beklediğini biliyoruz, bu değişimi gerçekleştirmek zorundayız. Vatandaşlarımızın beklentisini karşılamak zorundayız, yoksa asla ve asla bu şekilde davranırsak bulunduğumuz mevzileri de koruyamayız.

Daha da kötüsü uzunca bir süre toplumsal muhalefetin değişim arzusunu ve umudunu kolay kolay yeniden harekete geçirmekte çok büyük güçlük çekeriz. Bu tablo devam ederse önümüzdeki yerel seçimlerde de elde etmeyi arzu ettiğimiz o üstün başarıyı elde etmekte zorluk yaşarız. Türkiye muhalefetini hep birlikte buradan çıkartmak zorundayız. Bunu çıkartmak yine her zaman olduğu gibi CHP’nin göstereceği kararlı değişim iradesine bağlıdır.

Bir bütün olarak kendimizi, partimizi muhalefeti hep birlikte güçlendirmek yeniden inşa etmek ve kazanacak bir modeli hayata geçirmek zorundayız. En acil ve hayati ihtiyaç budur. Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmenin yetmeyeceğini hepimiz biliyoruz.

Parti içi demokrasi vazgeçilmez prensibimiz olmalıdır. Değişmek zorundayız. Değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafeyi açtığımızı unutmamalıyız.”

Soru Cevap

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan İmamoğlu yarın 2019’daki İstanbul yerel seçiminin yıldönümü için yapacağı mitinge hem CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu hem de İYİ Parti lideri Akşener’i davet ettiğini fakat henüz bir geri dönüş alamadığını belirtti.

İl başkanlarının ortak açıklamasının dört il başkanı tarafından kaleme alındığını ve tüm il başkanlarının aynı fikirde olmadığını söyleyen İmamoğlu, “İkili konuşur gibi bir metin yazılmaz. Örgütün il başkanı fikri sorulacak kişi değil, fikir sorulması için zemin hazırlaması gereken kişidir” dedi.

İmamoğlu değişim hakkındaki bir soruya ise “Mevcut durum bu 2023 seçimini kazanamadı, daha öncekileri de kazanamadı. Ben nasıl kazanılacağını az çok biliyorum” diye yanıt verdi:

“Toplum muhalefetin genelinden bir yenilenme ve dönüşüm beklemektedir. Yeni ittifakların toplumda güven tazelemesi ve iktidar umudunu diri ve enerjik tutması bir zarurettir. Değişemeyen ve dönüşemeyen bir muhalefet iktidarı da değiştiremez.”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun açıklamaları hakkında ise “Parti içinde siyasi yasağımın konuşulması çok vasat. Bu kişi bunu anlamsız ve gereksiz zamanlarda birden fazla kere dile getirmiştir. Bu konuda genel başkanımızın gereğini yerine getireceğini düşünüyorum” dedi.

İmamoğlu “Genel başkan olursanız, kaç seçim kaybedince görevi bırakırsınız” sorusuna “Kişisel olarak bir kaybetme deneyimim olmadığı için sorunuzu yanıtlayamayacağım” cevabını verdi.

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Erdoğan’a “Fetret Dönemi” Yanıtı: Sizi Bunalıma Soktuk

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “fetret dönemi” eleştirine yanıt veren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Hala sindiremiyorlar ve birtakım ifadelerde bulunuyorlar. Efendim neymiş? Bizim bu dönemi, ‘fetret dönemi’ diye tanımlama cihetinde bulunuyor” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Hem de ne yazık ki yeni seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanı, bunu bir cami açılışının önünde söylüyor. Yani bir caminin önünde söylenecek, herhalde en son söz, yalan konuşmaktır. O bakımdan, bu sözün orada söylenmesini kınıyorum. Çünkü, sizin fetret döneminizi yıkıp, israf döneminizi ortadan kaldıran bizler, anlıyorum ki sizi büyük bir bunalıma soktuk. O bunalım hala devam ediyor.”

İmamoğlu, konuşmasının devamında, “O bunalımdan kurtulamadınız. İşte bugün, burada ortaya çıkan Taş Mektep, tam da bunun karşılığıdır. Yani geçmişten beri metruk halde bırakıp, dönüp bile bakmadığınız bu ve buna benzer İstanbul’un her köşesindeki ecdadın bize bıraktığı eserleri hak ettiği değere kavuşturmak; evet size göre ‘fetret dönemi’ olabilir, ama bize göre, tam aksine şehre hak ettiği değeri vererek, sizin hizmetinizde olan bir avuç insana hizmet etmek değil, insanlarımıza ve 16 milyon insanımıza hizmet etmenin karşılığı bir görüntüdür” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Büyükada’da Taş Mektep’in açılışında konuştu. Yenilenen Taş Mektep’in kaderine terk edilmiş halini görünce çok şaşırdığını aktaran İmamoğlu, “Adalar, başından beri bizim için unutulmaz bir hazine. Ve bu hazinenin hak ettiği değere kavuşması için, yapacağımız oldukça fazla şey var. Çünkü Adalar, sadece bir yaşam alanı değil, bir kültür hazinesi, bir tarih hazinesi. Muhteşem bir miras ve tek şartı var. Mirası, mirasyedilere değil de mirası koruyan ve geliştirenlere teslim edildiğinde, bize çok özel fırsatlar yaratan bir bölge” dedi.

Adalar’ın temsil ettiği değerleri korumanın sorumlulukları olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “İstanbul’un tarihini çocuklarımıza, torunlarımıza, gelecek nesillere aktarmak da bizim sorumluluk alanlarımızın belki de ilk sıralarında bulunuyor. Bu bilinçle, Ada’nın unutulmuş, biraz da kenara itilmiş bir yapısını hak ettiği değere kavuşturmak heyecan verici. Yani Taş Mektep’i, Adalar’ın yeni kültür merkezi, bir yaşam alanı, bir buluşma yeri, güzel anıların biriktirildiği, dünyanın çok güzel sanatçılarının belki bir kısım söyleşilerinin, buluşmalarının, sergilerin olduğu bir yere dönüşmesi gerçekten heyecan verici” diye konuştu.

Taş Mektep’in tarihçesi ile kısa bilgilendirmelerde bulunan İmamoğlu, “Uzun yıllar çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Taş Mektep, metruk bir hale dönüşmüş. Ki o halini gelip gördüğümde, gerçekten çok üzüntü duydum. Bu yadigarı, bu güzel eseri gelecek nesillere aktarmak için, İstanbul Büyükşehir Belediyemizin çok özel markası haline gelen İBB Miras’taki ekip arkadaşlarımla birlikte, yoğun bir çaba sarf ettiğimizi söylemek isterim. Taş Mektep’i aslına sadık kalarak daha güzel, daha dayanıklı hale getirmek için çalışmalarını yaptılar.

Ahşabından demir elemanlarına, yapısal çatlaklarından peyzajına, inanın her bir köşesine, her bir kirişine, ağacına özen gösterdiklerini gördüm. Hatta biraz önce erik ağacına bakınca, normalde bu hale gelmiş erik ağacı pek peyzajda tutulmaz. Ama ona bile özen göstermişler. ‘Belki de buradan mezun olanların erik yemişliği var’ diyeceğim ama o kadar eski gözükmüyor. Bu kadar özenli davrandılar doğaya.

Taş Mektep, bugünden itibaren; içinde sergi salonu, sanat alanları, kütüphanesi, kafesi, İstanbul Kitapçısı ve açık hava amfisiyle yeni nesil bir kültür merkezi haline dönüşecek. Burada bulunan kütüphanemiz, yüzlerce kitabı vatandaşlarımızla buluşturacak. Kütüphane kataloğuna çok yakında, özellikle Ada mirasını anlatan ve Ada’yla ilgili bilgi almak isteyenler için de güzel bir koleksiyon eklenecek. Alanda oluşturduğumuz Beltur Kafe, Taş Mektep ziyaretçilerine çok özenli lezzetler sunacak. Sergi salonumuz, buraya kültür faaliyetleri adına çok özel buluşmaları sağlayacak” bilgilerini paylaştı.

“İstanbul için olağanüstü bir hazine” olarak nitelediği Adalar’a gereken özeni göstermek için büyük bir çaba içerisinde olduklarının altını çizen İmamoğlu, ilçe özelinde yaptıkları çalışmalarla ilgili bir özet yaptı. İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde tanık olduğu bir olayı da katılımcılarla paylaştı:

“Görev süremizi 2024’te tamamlıyor olacağız. 25 yıl boyunca, sadece ve sadece tek sebeple, Adalar Belediyesi başka bir partiden belediye diye, bu şehre ve bu güzel, biblo gibi şehrin vitrini gibi duran Adalar’a hizmet edilmemesi ve o 25 yılda yapılan hizmetlerin belki de birkaç katını, sadece 5 yılda yapabilmenin gururunu ve onurunu yaşıyor olacağız. Adaletle, eşitlikle, ayrım etmeden, hizmet etmenin ne olduğunu bilmeyenlerden, 4 yıl boyunca yaptıklarımızı da anlamalarını açıkçası beklemiyorum. Vatandaşa hizmet etmek, anlamayacakları taraf.

Vatandaşlara hizmet etmek yerine, bir avuç insana hizmet etmekle ilgili ayrımcılığı, 25 yıl boyunca bir israf düzeni ve o süreç içerisinde partizanlık şekliyle ayrımcılık yapmayı, ben Adalar’la ilgili bir anımda yaşadım. İlçe Belediye Başkanıydım. Buranın o dönemki Belediye Başkanı, buranın çöp taşımasıyla ilgili tekne sorununu, o dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı’na aktardığı toplantıda ben de vardım. Ne yazık ki, 5 yıl boyunca tek randevu alabildim. O büyükşehir belediye başkanı toplantısına üç Cumhuriyet Halk Partili ilçe belediye başkanı olarak katıldık. Dün gibi hatırlıyorum.

Birisi bendim, birisi Adalar Belediye Başkanı, bir diğeri de başka bir iIçemizin belediye başkanı. Konuları konuşurken, o dönemki Adalar Belediye Başkanı’nın, çöpün taşınmasıyla ilgili, bugüne kadar verilen teknenin niçin verilmediği konusunda ısrarlı sorular sormuştu. Kısa dönem belediye başkanlığı yapmış şahıs yanıtına Adalar Belediye Başkanı çok büyük tepki göstermişti. Kalkıp adamı tutmak zorunda kalmıştım. Verdiği cevap şuydu: ‘Siz de siyaset yapıyorsunuz, ben de siyaset yapıyorum. Niçin vereyim ki, niçin yardımcı olayım ki’ demişti. Ve o kişi, bu şehre 1,5 sene belediye başkanlığı yaptı. Bakın bu kulaklar duydu ve yaşadı.”

“Bu sözün orada söylenmesini kınıyorum”

“Bugün gerçekten hala bakıyorum; dört yıl olmuş, millet oy vermiş, sizi tıpış tıpış evine yollamış” diyen İmamoğlu, “Hala sindiremiyorlar ve birtakım ifadelerde bulunuyorlar. Efendim neymiş? Bizim bu dönemi, ‘fetret dönemi’ diye tanımlama cihetinde bulunuyor. Hem de ne yazık ki yeni seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanı, bunu bir cami açılışının önünde söylüyor. Yani bir caminin önünde söylenecek, herhalde en son söz, yalan konuşmaktır. O bakımdan, bu sözün orada söylenmesini kınıyorum.

Çünkü, sizin fetret döneminizi yıkıp, israf döneminizi ortadan kaldıran bizler, anlıyorum ki sizi büyük bir bunalıma soktuk. O bunalım hala devam ediyor. O bunalımdan kurtulamadınız. İşte bugün, burada ortaya çıkan Taş Mektep, tam da bunun karşılığıdır. Yani geçmişten beri metruk halde bırakıp, dönüp bile bakmadığınız bu ve buna benzer İstanbul’un her köşesindeki ecdadın bize bıraktığı eserleri hak ettiği değere kavuşturmak; evet size göre ‘fetret dönemi’ olabilir, ama bize göre, tam aksine şehre hak ettiği değeri vererek, sizin hizmetinizde olan bir avuç insana hizmet etmek değil, insanlarımıza ve 16 milyon insanımıza hizmet etmenin karşılığı bir görüntüdür” ifadelerini kullandı.

“Herkes hafızasında, 2019’da elde ettiğimiz başarıyı, canlı ve taze tutsun”

Konuşmasındaki ikinci örneği de Adalar’dan veren İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Burada, Adalar İskelesi’nin üstünde bulunan, aile yakınlarının derneğine, vakfına emanet edilmiş binayı, kamu olarak almak hakkımız olmasına rağmen verilmemesini ve oranın bir aile yakınınızın, çocuğunuzun kullandığı bir vakfa teslim etmeyi, kendine devlet yönetimi aklı ve anlayış olarak gören insanlar, işte bizim bu yönetim anlayışını ‘fetret dönemi’ olarak tanımlıyor olabilirler. Ama bu tür ortamlardan kurtulmak, bu mücadele, bir an için kolay bir şekilde geri döndürülemeyebilir. Ama bunun yolu yöntemi vardır. Bu yapılır. Başarılır da.

Herkes hafızasında, 2019’da elde ettiğimiz başarıyı, canlı ve taze tutsun. O, hiç aklınızdan çıkmasın. Onu canlı tutacağız ve önümüzdeki süreçlerde, memleketimizin bu değişimine ve dönüşümüne, hep birlikte imza atacağız. Bugün babalar günü. Burada bulunan bütün babalara, güzel bir ömür ve yaşam diliyorum. Evlatlarının, güzel çocuklarının onlara layık birer evlat olmasını diliyorum. Her zaman bütün anne babaların çocuklarıyla ilgili hayal kurdukları ne var ise, ki anneler babalar çocukları için hep güzel hayaller kurarlar, onların gerçekleşmesini diliyorum. Bu güzel yapının, babalar günü hediyesi olarak hem Adalara hem İstanbul’umuza hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’yla Görüşen İmamoğlu: Değişim Yönündeki Parametreleri Paylaştım

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Düşüncelerimi, değişim yönündeki parametreleri, neler olması noktasındaki aşamaları yine kendisiyle paylaştım” dedi ve ekledi:

“Çok makul, çok güzel, çok değerli hatta pozitif anlamda uzlaşı sonucuyla toparlanan bir buluşmayı yaptık kendileriyle. Tabii ki bunun bir zaman dilimi vardır. Benim bu sohbetten değişim ve dönüşüm adına aktarabileceğim şimdilik bu kadar.”

İmamoğlu, bu sürecin kıymetli olduğunu belirterek, “Ele alınması gereken ve kamuoyuna hissettirilmesi gereken tarafları oldukça fazladır. Şu anda yapılan hamlelerin, toplum için yeterli gelmediğini biliyoruz. Bu yeterli gelmeyen ama yeterli olması için yapılması gerekenlerle ilgili tüm fikirlerimi, süreçleri kendisiyle paylaştım” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB’nin Londra’dan İstanbul’a getirdiği Fatih Sultan Mehmet’in madalyonunun, Panorama 1453 Tarih Müzesi’nde sergilenmeye başlamasına dair törende konuştu.

İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ile görüşmesine ilişkin, “Şu anda yapılan hamlelerin, toplum için yeterli gelmediğini biliyoruz. Bu yeterli gelmeyen ama yeterli olması için yapılması gerekenlerle ilgili tüm fikirlerimi, süreçleri kendisiyle paylaştım” dedi.

İmamoğlu, bu konudaki sorular üzerine şu açıklamayı yaptı: “Elbette seçimi kaybettik. İki kere iki dört. Dolayısıyla Millet İttifakı olarak başta Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere hepimizin bunun içinde en önde tabii orada 6 parti var, onun lideri var, yöneticileri var ama aynı zamanda biz varız. Etkin belediye başkanları var.

Her birimiz şapkamızı önümüze koyacağız, oturacağız, düşüneceğiz. Ortak akılla, doğru kararlar alacağız. Bu doğru kararlar almanın içerisinde en önemli aktör, en önemli kurum Cumhuriyet Halk Partisidir.

Cumhuriyet Halk Partisi, ittifaka liderlik ettiği gibi bugün de değişime ve dönüşüme liderlik etmek, öncü hareketleri, hamleleri yapmak zorundadır. Bunun da adresi Cumhuriyet Halk Partisi olduğuna göre o adresin ana noktası da elbette benim çok kıymetli Genel Başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur.”

“Değişim yönündeki parametreleri paylaştım”

İmamoğlu, bu bakımdan seçimin ilk gününden itibaren Kılıçdaroğlu ile telefonla yazışarak ve baş başa konuşarak defalarca sohbetleri ve paylaşımlarının olduğunu söyledi:

“Çarşamba günü yaptığımız buluşma da elbette ki yine benim kendilerine birtakım hatırlatmalarım, önerilerim ve yazılarım doğrultusundaki talebimden ötürü bir araya geldik. Düşüncelerimi, değişim yönündeki parametreleri, neler olması noktasındaki aşamaları yine kendisiyle paylaştım. Çok makul, çok güzel, çok değerli hatta pozitif anlamda uzlaşı sonucuyla toparlanan bir buluşmayı yaptık kendileriyle. Tabii ki bunun bir zaman dilimi vardır. Benim bu sohbetten değişim ve dönüşüm adına aktarabileceğim şimdilik bu kadar.”

İmamoğlu, bu sürecin kıymetli olduğunu belirterek, “Ele alınması gereken ve kamuoyuna hissettirilmesi gereken tarafları oldukça fazladır. Şu anda yapılan hamlelerin, toplum için yeterli gelmediğini biliyoruz. Bu yeterli gelmeyen ama yeterli olması için yapılması gerekenlerle ilgili tüm fikirlerimi, süreçleri kendisiyle paylaştım” dedi.

Parti içindeki meseleleri ve süreçleri bu seviyenin daha ötesinde paylaşmayı doğru bulmadığını belirten İmamoğlu, bu bahsedilen sorunların içerisinde kamuoyunun bilmesi gereken kısımların da olduğunu anlattı:

“O kısımlarla ilgili ve nasıl olması gerektiği konusunda Genel Başkanımızın, umuyorum ki bayram öncesi yapabileceği bazı aktarımlar sonrasında belki farklı bir ortam, farklı bir buluşma ya da bireysel olarak benim de kamuoyunu bilgilendireceğim tarafları olabilecektir. Şimdilik Sayın Genel Başkanımla çok saygın, çok özenli ve çok değerli buluşmalarımızı sonuçlandırdık.

Bu aşamadan sonra umuyorum ülkemizin önünü açacak, muhalefetin yeniden güçlenmesini sağlayacak, Cumhuriyet Halk Partisinin daha güçlü bir şekilde süreci tasarlayacağı, hem yerel yönetime, yerel yönetim seçimlerine, yerel seçimlere dönük en güçlü şekilde sadece İstanbul değil, Türkiye’nin her sathında en güçlü ve en iddialı şekilde girmesini sağlayacak.”

Paylaşın

“Kemal Kılıçdaroğlu İle Ekrem İmamoğlu Anlaştı” İddiası

14 ve 28 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından ‘değişim’ seslerinin yükseldiği Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile İBB Başkanı İmamoğlu’nun üçüncü görüşmede uzlaşmaya vardığı öne sürüldü.

Bu kapsamda İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bir yol haritası hazırlamaya başladığı iddia edildi.

Kemal Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu görüşmesini kaleme alan gazeteci Fikret Bila, “Bu görüşmede bir uzlaşmaya ve sürecin birlikte yürütülmesi kararına varıldığını, İmamoğlu’nun bu konuda bir ‘yol haritası’ belirlemek üzere bir çalışma yapacağını ve çalışma tamamlandıktan sonra yeniden Kılıçdaroğlu’yla bir araya geleceğini söyleyebiliriz” diye yazdı.

halktv.com.tr yazarı Fikret Bila yazısında şunları söyledi:

“Çankaya Belediyesi’ne ait Ahlatlıbel tesislerinde yapılan görüşmede Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’na yaptığı önerinin çerçevesini özetle şöyle çizebiliriz:

‘Belediye başkanlığından ayrılmanız, yerel seçim öncesinde İstanbul’u AK Parti’ye bırakmanız yanlış olur. Seçmenden de tepki görürüz. Siz yerel seçimlerde İstanbul için yeniden aday olun. İstanbul’u kazanmamız yerel seçimler için çok önemli. Ben demokratik bir kurultay zemini hazırlayacağım.’

İmamoğlu’nun da, Kılıçdaroğlu’nun önerisi doğrultusunda bir yol haritası belirlemek üzere çalışma yapacağı ve çalışma tamamlandıktan sonra kendisine sunacağı yanıtını verdiğini söyleyebiliriz.

İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’yla görüşmek üzere Ankara’ya gelmeden önce İstanbul ilçe belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıdaki yaklaşımı da önem taşıyor. İmamoğlu’nun, bu toplantıda, ‘Ben Genel Başkanımız aleyhine bir hareket içinde bulunmam. Kılıçdaroğlu’na karşı imza toplamak gibi bir girişimde de bulunmam’ şeklinde özetlenebilecek değerlendirmesinin Genel Merkez’de memnuniyetle karşılandığını da kayda geçirelim.”

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu’nun Yargılandığı Dava Ertelendi

“İhaleye fesat karıştırma” suçlamasıyla yargılan İBB Başkanı İmamoğlu ve 6 sanık hakkındaki dava 30 Kasım’a ertelendi. Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya İçişleri Bakanlığı davaya müdahil oldu.

Bu davanın haricinde İmamoğlu’nun “YSK üyelerine hakaret ettiği” iddiasıyla yargılandığı davadan da hakkında siyasi yasak getirilmesi riski bulunuyor.

İmamoğlu’na Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla 28 Aralık 2022’de İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı verilmişti.

İmamoğlu’nun avukatları bu karara itiraz etmişti. Dosya, istinaf mahkemesine gönderilmişti. Cezanın onanması durumunda İmamoğlu, siyasi yasaklı olacak.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “ihaleye fesat karıştırma” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Saat 14.30’ta başlayan duruşmaya İmamoğlu katılmazken, diğer sanıklar Hilal Çuhadar, Fidan Gül, Cem Ülken, Hasan Çetin, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel hazır bulundu. Duruşmaya İçişleri Bakanının avukatı Gülnur Kara Kucur da katıldı.

Duruşma kimlik tespiti ile başladı. Kimlik tespitinin ardından sanıklar, iddianamede yer alan iddialara karşı savunma yaptı.

İlk sözü alan ihale komisyonu ve kontrol heyeti üyesi sanık Hilal Çuhadar, 30 yıllık memuriyet hayatının son 10 yılını Beylikdüzü belediyesinde geçirdiğini söyledi.

Kanuna aykırı hiçbir işlemde bulunmadığını belirten Çuhadar, “Görevimi her zaman layıkıyla yapmaya çalışan bir memur olmuşumdur. Kanuna aykırı hiçbir işlemde bulunmadım. Vicdanen rahatım. İhale kararındaki imza bana aittir. Aleyhime olan suçlamaları kabul etmiyorum. Avukatımla verdiğim savunmaları tekrar ediyorum. Beraatimi talep ediyorum” dedi.

“İhale alıcısının ihaleye katılma yeterliliği vardır”

İhale komisyonu başkanı sanık Türkan Demirel Dişisağlam da, imzanın kendisine ait olduğunu ifade etti ve şunları söyledi: “İhale dosya açma tutanağının iş deneyimi belgesi olduğunu göreceksiniz. Bu belge bu davanın şu anda yersiz yere olduğunu gösterecektir.

Zarflar açıldığında çok sayıda iş bitirme belgeleri çoklu bir evrak sunulmuştu orada zarf açma tutanağına da var şeklinde geçti.

İhale alıcısının ihaleye katılma ve alma yeterliliği vardır. TÜRSAB A belgesi sözleşme imzalandıktan sonra olan döneme ait belgedir, ihale için yeterlilik belgesi değildir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum”

“Ekrem Başkan talimat vermedi”

Ardından konuşan ihale yetkilisi olan sanık Fidan Gül ise; “komisyonun kararında tüm evrakların tam olduğuna dair belge geldiğinde kendisinin de imza attığını, ihalenin usulüne uygun şekilde gerçekleştirildiğini” belirtti.

Gül, şöyle devam etti: “TÜRSAB A belgesi yeterlilik kriteri olarak istenen belge değildir. Zaten yeterlilik belgesi kriteri olarak bu kriteri koyduğunuz takdirde açık ihalelere katılacak firmaları kısıtlayacağı için yani rekabeti engelleyeceğinden istenmesi doğru değildir. Biz de istemedik zaten. Ekrem başkan ne bana ne başkasına talimat vermemiştir. Asgari ücrette beklenmedik artış söz konusuydu, bu nedenle ek sözleşme tanzim ettik.”

19 yıldır Beylikdüzü belediyesinde çalıştığını belirten ihale komisyonu ve kontrol heyeti üyesi Cem Ülken, suçlamaları kabul etmediğini belirtti ve “Bu zamana kadar görevimi layıkıyla yaptığıma inanıyorum. Yazılı savunmamda iddianamede belirtilen hususlara dair açıklama yaptık ekleyeceğim bir şey yoktur. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum” dedi.

İhale komisyonu üyesi Mehmet Hepgül de, “Hem görevim icabı hem girmiş olduğum ihalelerde kanun ve yönetmeliğe uygun hareket ediyoruz üzerime atılı suçları kabul etmiyorum” diyerek beraatini istedi.

Sanıkların ardından söz alan İmamoğlu’nun avukatı ise; “Müvekkilimi ani program değişikliği nedeniyle hazır edemedik başka bir diyeceğim yoktur” dedi.

Duruşma 30 Kasım’a ertelendi

Avukatların savunmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, İmamoğlu’nun avukatıyla birlikte bir sonraki duruşmada hazır edilmesine hükmetti.

Daha sonra söz alana İçişleri Bakanlığının avukatı da duruşmaya katılma talebinde bulundu. İmamoğlu’nun avukatları “Bakanlığın davada zarar gören taraf olmadığını” belirterek talebe itiraz ettiler.

Ara kararını veren Mahkeme, Beylikdüzü Belediyesine de “kamu zararı olup olmadığının tespiti” için müzekkere yazılmasına karar verdi ve duruşmayı 30 Kasım 2023 tarihine erteledi.

Duruşmanın ardından adliye önünde basın açıklaması yapan CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın, davanın hiç açılamaması gerektiğini belirtti ve “Olmaması gereken bir iddianame ve yapılmaması gereken bir yargılamanın ilk duruşmasından çıktık” dedi.

Davaya dair bilgi veren Günaydın, şöyle konuştu: “Ekrem İmamoğlu’nun 2015 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’nın ilk yıllarında ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla bir soruşturma yürütülmüştü. Danıştay soruşturma iznini iptal etmişti çünkü iddiaların tümü geçerli değildi.

“Buna karşılık 2020 yılından itibaren Süleyman Soylu yönetimindeki İçişleri Bakanlığı’ndan İBB’ye gönderilen mülkiye müfettişleri bu davayı yeni bir forma dönüştürdüler. Hazırladıkları müzekkereyi savcılığa yollayarak incelemesini sağladılar. Bir iddianame düzenlediler ve bugün ilk duruşmasını yaptık. İmamoğlu ile beraber Beylikdüzü Belediyesi çalışanı arkadaşlarımızda yargılandılar”

“Arkadaşlarımız, iddialara yanıt verdiler ve ‘herhangi bir kamu zararı da söz konusu değildir’ dediler. Ancak buna rağmen olmaması gereken bir yargılama yapıldı.”

Ne olmuştu?

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, İçişleri Bakanlığı ihbar eden, Ekrem İmamoğlu, Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam ise şüpheli olarak yer almıştı.

İddianamede, 29 Aralık 2015 tarihinde ‘Beylikdüzü Belediyesi Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi’ ihalesi sırasında, İmamoğlu’nun Başkan olduğu, diğer sanıkların ise belediyede müdür ve personel olarak görev yaptıkları belirtilmişti.

İddianamede, kamu kurumu statüsüne haiz Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’nın 250 bin 86 lira fazladan para ödemesine ve neticede 250 bin 86 lira tutarında kamu zararına neden oldukları iddia edilmişti.

Savcılık, İmamoğlu ve 6 isim hakkında “ihaleye fesat karıştırma” suçundan ayrı ayrı 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemişti. İddianamede Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlıklı siyasi yasak olarak bilinen 53. maddesinin uygulanması da talep edilmişti.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu Hakkında Yeni Dava: 7 Yıla Kadar Hapis İstemi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde şartları oluşmayan bir firmaya ihale verilmesiyle ilgili ‘ihaleye fesat karıştırma’ suçundan, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

İmamoğlu’na açılan yeni davanın ardından İBB Başkan Danışmanı Murat Ongun, “Bu dava da, Danıştay kararına rağmen açılmış, siyaseti dizayn etme davasıdır. Yıllar sürecek bu davalarla, siyaset dizaynına milletimiz izin vermeyecektir” diyerek tepki gösterdi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, perşembe günü hakim karşısına çıkacak.

İmamoğlu hakkında, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde şartları oluşmayan bir firmaya ihale verilmesiyle ilgili ‘ihaleye fesat karıştırma’ suçundan, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Süreç, İçişleri Bakanlığı’nın İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine ilişkin yaptığı bir inceleme ile başladı. İnceleme konusu 29 Aralık 2015’te gerçekleştirilen bir ihaleydi.

NTV’den Tuğba Öztürk’ün haberine göre, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği, hazırladığı raporu Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Büyükçekmece savcılığınca hazırlanan iddianamede, kamunun 250 bin lira zarara uğratıldığı iddia edildi.

Savcılık savunmaların alınmasının ardından soruşturmasını tamamladı. İmamoğlu dahil 7 isim hakkında ‘ihaleye fesat karıştırma’ suçlamasıyla 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi. Avukatı, İmamoğlu’nun ihale sürecinin hiçbir aşamasına dahil olmadığı, talimatı veya yönlendirmesi olmadığı ve imzası bulunmadığını savundu. Davanın ilk duruşması 15 Haziran’da görülecek.

Öte yandan, İmamoğlu’na açılan yeni davanın ardından İBB Başkan Danışmanı Murat Ongun, “Bu dava da, Danıştay kararına rağmen açılmış, siyaseti dizayn etme davasıdır. Yıllar sürecek bu davalarla, siyaset dizaynına milletimiz izin vermeyecektir” diyerek tepki gösterdi.

İmamoğlu’nun, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada karar açıklanmış, mahkeme hakimi sanığın ‘hakaret’ suçunu ‘kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı (YSK üyeleri)’ işlediğini belirterek, bu nedenle İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmesine karar vermişti.
Cezada indirim uygulamasına yer olmadığına da hükmetmişti.

İmamoğlu’nun, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada karar açıklanmış, mahkeme hakimi sanığın ‘hakaret’ suçunu ‘kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı (YSK üyeleri)’ işlediğini belirterek, bu nedenle İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmesine karar vermişti. Cezada indirim uygulamasına yer olmadığına da hükmetmişti.

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu: Değişim Konusunda Fikrim Net, Kararlıyım

Haliç Su Sporları Merkezi açılışı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Değişim konusundaki fikrimde net olarak kararlıyım” dedi.

“Asla kişilere bağlı bir düzene değil, kalıcı bir demokrasi düzeninin bu ülkede var olması için, bunun partimizde de var olması yönünde kararlıyım” diyen İmamoğlu, İstanbul’da değişim nasıl çok güzel bir sonuç verdiyse eminim ki siyasetteki bu anlamda değişim, hele muhalefette ve kendi partimden başlayan bu kıvılcımın Türkiye’ye çok iyi geleceğini çok iyi görüyorum” ifadelerini kullandı.

“CHP Genel Başkanlığı’na aday mısınız?” sorusuna ise İmamoğlu, “Benim aday olduğum tek şey var; ülkemizde aynen İstanbul’da olduğu gibi büyük bir değişim” şeklinde yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Seçimleri’nde Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı olarak gösterilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu Haliç Su Sporları Merkezi’nin açılışı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Değişim şarttır. Değişim usulleriyle, sisteme topuklumu katışıyla, bir takım hatalardan geri dönmekle mümkün olabilir. Onun yerine doğruları koyarak mümkün olabilir. Bunun parti içinde tatbiki tartışılması en doğrusu.

Elbette çok geniş fikirlerim var. Gereken kısmını kamuoyuyla, gerekli olan kısmını partimin yöneticileriyle, kişileriyle paylaştım, paylaşmaya da devam edeceğim. Bu değişim noktasındaki fikrimde net olarak kararlıyım.

Menzile yürüme hususunda net olarak kararlıyım. Asla kişilere bağlı bir düzenin değil, kalıcı bir demokrasi düzeninin bu ülkede var olması için, bunun partimizde de var olması yönünde kararlıyım.

Yani İstanbul’da değişim nasıl çok güzel bir sonuç verdiyse, eminim ki siyasetteki bu anlamdaki değişim, hele hele muhalefette ve kendi partimden başlayan bu kıvılcımın Türkiye’de çok iyi geleceğini şimdiden görüyorum. Bu heyecanla, bu gururla, bu ideallerle yol yürümeye kararlı bir Ekrem İmamoğlu var.

Eminim ki, Ekrem İmamoğlu gibi düşünen milyonlarca insan İstanbul’da var. On milyonlarca insan Türkiye’mizde var, yüzbinlerce insan üye partimde var. Bunu kovalayacağız ve sonuçta değişim başarasını mutlaka elde edeceğiz. Bu başarı bize yerel seçimlerde de, ondan sonraki genel seçimlerde de tahminimizin çok üstünde, çok daha güzel, çok daha kararlı, çok daha tutarlı, kalıcı başarıları getirecektir.”

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu: Mühim Olan Değişim

28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nden sonra dile getirdiği  “değişim” talebini yineleyen İBB Başkanı İmamoğlu, “Şunun altını çizelim ne yazık ki 9 yılda 3 kez üst üste seçim kaybettik, Cumhurbaşkanı seçimi kaybettik. Bu seçimden sonra da aynı şeyleri yapıp yol yürüme gafletine kapılamayız. CHP, Cumhuriyet tarihinin en önemli siyasi partisidir” dedi ve ekledi:

“Değişim meselesi önemli, geçtiğimiz hafta yaptığım açıklamada çok net olarak güçlü bir değişimden bahsetmiştim. Topyekun bir anlayış değişimini, köklü, detaylı bir değişimi içeren kavramlar ifade etmiştim. Ben aynı yerden devam ediyorum. Hala en güçlü şekilde bu değişimi talep eder durumdayım.”

İmamoğlu sözlerine, “Değişimin sadece bir kurul, heyet değişimiyle olmayacağını hepimiz biliriz. Değişim ihtiyacını ben tariflemiyorum… Bu ihtiyacı toplum tarifiliyor, insanlar istiyor, kulağını buna tıkayarak yol yürümek olmaz. Toplumun her kesimini dinlemememiz ve anlamamız şart.” şeklinde devam etti.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, gazetecilere açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

“Bir muhasebe, bir özeleştiri gerekir. Bunun yapılması gereken hassas alanlar vardır. Şunun altını çizelim… Dokuz yılda üst üste üç kez Cumhurbaşkanlığı seçimi kaybettik. Bu seçimlerden sonra da aynı şeyleri yapıp yol yürüme gafletine kapılamayız. CHP, Türkiye’nin en önemli siyasi partisidir.

CHP, irtifa kaybedecek bir parti asla olamaz. O bakımdan en üst seviyeden bu sürecin irdelenmesi şart. Genel merkezinden en ücra köşedeki örgütüne kadar bu muhasebe şart.

Toplumun beklentisini hep önde tutan bir süreci yaşadım, buna devam edeceğim. Her zaman ülkemiz ve milletimiz her şeyin önünde durmuştur. Siyasi partiler amaç değil hizmet aracı olduğunu defalarca dile getirdim, bu felsefeyi temsil ettim.

Değişim meselesi önemli. Çok önemli bir kavram. Geçen hafta aslında çok net olarak güçlü olarak değişimden bahsettim. Topyekun bir değişim, detaylı, köklü bir değişim içeren kavramlar ifade ettim. Aynı yerden devam ediyorum. Değişim anlayışını en güçlü şekilde talep eder durumdayım.

Değişimin sadece bir kurul veya heyet değişimiyle olmayacağını hepimiz biliriz. Değişim ihtiyacını ben tariflemiyorum, insanlar bunu istiyor. Kulağını buna tıkayarak yol yürümek olmaz. Herke kesimin ne istediğini anlamamız şart.

Genç nüfusun ne istediğini görmeden siyaset olmaz. Bunları görmek zorundayız. O gün ne ifade ettiysem, aynı duruşta devam ediyorum. Demokrasi de bunun için var. Demokrasi değişimi tarifler. Mesele sadece bir makam ve kurul meselesi değil.

Kılıçdaroğlu’na ne söyledi?

(Kılıçdaroğlu’yla görüşmesinde “Değişim sürecine liderlik etmekte ben gönüllüyüm” dedi mi) Ben elbette ki tüm duygu ve düşüncelerimi geniş kapsamlı olarak paylaştım. İdeallerim uğrunda görev almaktan asla çekinmem, asla çekinmedim. Demokrasinin bir neferi olarak, her kavrama dönük mücadeleyi en üst seviyede vermenin bir neferi olmaya devam edeceğim. Aynı yoldayım, takip edeceğim süreci.

(Basında “Baba – oğul kavgası başladı” başlıkları) Çok detay var, bunlar benim hayatımda çok yer işgal etmiyor. Siyasi yasak ne olacak… İBB ne olacak… Bunların hepsi cevapları verilmesi gereken sorular, kervan yolda dizilir ve çözülüp karara bağlanır. Mühim olan değişim.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Seçim Yorumu: Mücadeleye Devam Edeceğiz

28 Mayıs ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarıyla ilgili görüşlerini aktaran İBB Başkanı İmamoğlu, “Kimse endişe etmesin; her şey yeniden başlıyor. Unutmayın; değişmeyen tek şey, değişimdir. Her sahada her ortamda değişim… Aynı şeyleri yaparak, farklı sonuç asla beklemeyeceğiz artık. Tıpkı 38 yaşındaki Mustafa Kemal Atatürk gibi, tıpkı 21 yaşındaki Fatih Sultan Mehmet gibi yapacağız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bugün, 29 Mayıs. Bugün, İstanbul’un fethinin 570. Yıldönümü. Asırlar boyu ne ordular ne komutanlar İstanbul kapısından eli boş döndü. Ama gün geldi, yöntem ve araçları değiştiren Mehmet fethetti; Fatih oldu. Sadece bu kadim şehri değil, bu şehirde yaşayanların gönlünü de fethetti. Böylece fethi kalıcı kıldı. Biz de gönülleri fethetmek için yola çıktık. Bundan sonra bütün gönülleri kazanmak için mücadeleye devam edeceğiz.”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 28 Mayıs ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarıyla ilgili görüşlerini, sosyal medya hesaplarından canlı yayınla kamuoyuna açıkladı. İmamoğlu. açıklamasında şunları söyledi:

“Kıymetli vatandaşlarım; 28 Mayıs seçimleri sonuçlandı. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız, milletindir’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde bir siyasetçi olarak, bu sonuçların milletimize ve güzel ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Türkiye’nin şimdi hızlıca, normalleşmeye ve gerçek sorunlarına çözüm bulmaya ihtiyacı vardır.

Bugün, büyük hayal kırıklığı yaşayan on milyonların olduğunun farkındayım. Sevgili çocuklar; sakın ama sakın üzülmeyin. Kıymetli gençler; sakın ama sakın umutsuzluğa kapılmayın. Hanımefendiler; asla tedirgin olmayın. Beyefendiler; başınız dik yürümeye devam edin. Biz, az zamanda çok ve büyük işler başarabilen bir ulusuz. Yine başarırız.”

“Aynı şeyleri yaparak, farklı sonuç beklemeyeceğiz”

“Kimse endişe etmesin; her şey yeniden başlıyor. Unutmayın; değişmeyen tek şey, değişimdir. Her sahada her ortamda değişim… Aynı şeyleri yaparak, farklı sonuç asla beklemeyeceğiz artık. Tıpkı 38 yaşındaki Mustafa Kemal Atatürk gibi, tıpkı 21 yaşındaki Fatih Sultan Mehmet gibi yapacağız. Bugün, 29 Mayıs. Bugün, İstanbul’un fethinin 570. Yıldönümü.

Asırlar boyu ne ordular ne komutanlar İstanbul kapısından eli boş döndü. Ama gün geldi, yöntem ve araçları değiştiren Mehmet fethetti; Fatih oldu. Sadece bu kadim şehri değil, bu şehirde yaşayanların gönlünü de fethetti. Böylece fethi kalıcı kıldı. Biz de gönülleri fethetmek için yola çıktık. Bundan sonra bütün gönülleri kazanmak için mücadeleye devam edeceğiz.

Büyük Atatürk diyor ki; ‘Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır.’ İstanbul’da, benim gibi milyonlarca, Türkiye’de on milyonlarca umutlu hem de çok umutlu demokrasi neferleri var. Bu seçim kampanyasında onların inançlı-dirençli, asla vazgeçmeyen mücadelesine tanık oldum. Başta ‘demokrasi neferleri’ olan sizleri, çocukları, gençleri, anneleri ve bütün İstanbulluları, bugün saat 20.00’de Maltepe Meydanı’nda düzenlediğimiz 570.

Fetih etkinliklerine davet ediyorum. Bu akşam orada göz göze geleceğiz. Yapacaklarımızı ve değişimi konuşacağız. Tüm Kalpleri fethetmek için nasıl daha hızlı koşacağımızı paylaşacağız. Bana inanın; yolumuz uzun gençliğimiz var, inancımız tam. Ve bana güvenin: Her şey çok güzel olacak…”

Paylaşın

30 Büyükşehirde Kira Artış Oranı Yüzde 697

Nisan 2019 – Nisan 2023 dönemini kapsayan 4 yıllık süre zarfında Türkiye genelinde konut kiraları yüzde 583 artarken, Nisan 2019’da 81 ilde ortalama kira bedeli aylık 728 liradan 5 bin 58 liraya yükseldi.

Büyükşehirlerde ise Türkiye ortalamasından çok daha fazla bir fiyat artışı görüldü. Söz konusu dört yıllık dönemde 30 büyükşehirde kira bedelinde ortalama artış oranı ise yüzde 697 olarak ölçüldü.

Antalya’da artış yüzde bin 109, Mersin’de yüzde 963, Muğla’da yüzde 935, Ankara’da yüzde 833, İstanbul’da yüzde 713 olarak tespit edildi.

Türkiye genelinde 2019 yılı Nisan ayında kira bedeli ortalama ücretin sadece yüzde 27’si kadarken, bugün yüzde 45’e ulaştı.

Muğla’da kira bedelinin ortalama ücretin yüzde 187’si, Antalya’da yüzde 120’si, İstanbul’da yüzde 117’si kadar olduğu tespit edildi.

30 büyükşehirde ortalama kira bedeli de asgari ücretin yüzde 79’unu aştığı hesaplandı. Antalya ve İstanbul’da ortalama kira bedelinin asgari ücretin 1,5 katına tekabül ettiği belirlerken, Muğla’da ise kira bedelinin asgari ücretin 2,5 katına çıktığı hesaplandı.

Sığınmacıların yoğun yaşadığı ilk 10 ilde ise kira bedelindeki artışın Türkiye ortalamasının üstünde olduğu, buralarda kira bedellerinin yüzde 702 zamlandığı ifade edildi.

Bu illerde kira bedelinin asgari ücrete oranı 2019’da yüzde 46 iken bugün yüzde 86’ya çıktığı da vurgulandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe, Türkiye genelinde kira artış oranlarına ilişkin analizini sosyal medya hesabından paylaştı.

“Kira artış oranlarını derinlemesine analiz ettik” diyen Gökçe, Nisan 2019 ile Nisan 2023 dönemindeki değişime dikkat çekti.

Nisan 2019’da 81 ilde ortalama kira bedelinin aylık 728 TL olduğunu, Nisan 2023’te ise bu ortalamanın 5 bin 58 TL’ye çıktığını vurgulayan Gökçe, artış oranının yüzde 583 olduğunu kaydetti.

“30 büyükşehirde kira bedelinde ortalama artış oranı yüzde 697”

Gökçe, “Önemli bir gösterge” diyerek kiraların ortalama ücretler karşısındaki durumuna dair de istatistikleri şöyle paylaştı:

“Tüm Türkiye’de 2019 yılı Nisan ayında kira bedeli ortalama ücretin sadece yüzde 27’si kadarken, bugün yüzde 45’e ulaşmış. Muğla’da kira bedeli ortalama ücretin yüzde 187’si, Antalya’da yüzde 120’si, İstanbul’da yüzde 117’si kadar.

Büyükşehirlerde manzara Türkiye ortalamasından çok daha farklı. Nisan 2019 – 2023 döneminde 30 büyükşehirde kira bedelinde ortalama artış oranı yüzde 697. Antalya’da artış yüzde bin 109, Mersin’de yüzde 963, Muğla’da yüzde 935, Ankara’da yüzde 833, İstanbul’da yüzde 713.

Örneğin Antalya ve İstanbul’da ortalama kira bedeli asgari ücretin 1,5 katı. Muğla’da kira bedeli asgari ücretin 2,5 katına çıkmış. 30 büyükşehirde ortalama kira bedeli asgari ücretin yüzde 79’unu aşmış bir halde.

Sığınmacıların yoğun yaşadığı ilk 10 ilde ise kira bedelindeki artış Türkiye ortalamasının üstünde. Kira bedelleri yüzde 702 zamlanmış. Bu illerde kira bedelinin asgari ücrete oranı 2019’da yüzde 46 iken bugün yüzde 86’ya çıkmış. Yani asgari ücret kira bedeli karşısında erimiş.”

Konut krizininin düşünüldüğünden daha derin olduğunu ifade eden Gökçe, devrim niteliğinde adımları atılması gerektiği konusunda uyardı ve aksi durumda tarihin en vahim barınma krizinin yaşanacağını söyledi.

Gökçe, paylaşımlarının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Yaşanılan konut krizi düşünüldüğünden daha derin. Özellikle Türkiye nüfusunun yüzde 75’inin yaşadığı 30 büyük şehirde çalışanların, ücretlilerin gelirlerinin önemli bir kısmı konut kirasına gidiyor. Yeni işe başlayan gençlerin maaşlarıyla neredeyse konut kiralama şansı yok.

Büyükşehirlerde görev yapan memurların, kamu görevlilerinin de maaşlarından konut kirası çıktıktan sonra gıda, ulaşım, giyinme ve temel ihtiyaçlar için sadece çok küçük bir kaynak kalıyor. Tasarruf edebilmeleri ise maddeten mümkün değil.

Türkiye önümüzdeki yıllarda konut krizini çözmek için çok ciddi, devrim sayılabilecek adımlar atmazsa bu kriz derinleşecek ve Cumhuriyet tarihimizin en vahim barınma krizi ile karşı karşıya kalacağız. Bu acı tabloyu hepinizin dikkatine sunarım.”

Paylaşın