KKM Tarihi Zirvede, Rezervler Dipte

Türk Lirası karşısında yükselen dolar ve avronun yanı sıra bankalararası piyasa ile efektif döviz satışı arasındaki fark 1 lirayı aştı. Piyasadaki yabancı para hacmi 14 Nisan haftasında 2.2 milyar dolar düştü.

Aynı hafta kur korumalı mevduat ise 1.9 trilyon lira ile tarihi zirvesine ulaştı, net rezervler ise 25 haftanın dibini gördü. Buna karşın yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı da 14 Nisan haftasında 605 milyon dolar düştü.

Birbirine zıt işlemler gözlemlenmeye devam ederken uzmanlar “seçim belirsizliği nedeniyle yurtiçi talepte yükselişin devamının muhtemel olduğunu” vurguladı.

Ekonomi Gazetesi’nden Şebnem Turhan’ın haberine göre, Dolar ve Euro satışında bankalararası piyasa ile serbest piyasa ve bankaların satışlarında makas açılmaya devam ederken döviz piyasalarında ilginç gelişmeler yaşanıyor. Kur korumalı mevduat 1.9 trilyon liraya yükselirken, net uluslararası rezervler 12 milyar dolara indi. Fiziki döviz talebi ise artıyor.

Türkiye ekonomisinde son dönemin en önemli konusu döviz kurları. TL karşısında yükselen dolar ve Euro’nun yanı sıra bankalararası piyasa ile efektif döviz satışı arasındaki fark 1 lirayı aştı. Öte yandan efektif döviz yani piyasadaki yabancı para hacminde de 14 Nisan haftasında 2.2 milyar dolar düşüş var. Aynı hafta kur korumalı mevduat ise 1.9 trilyon lira ile tarihi zirvesinde, net rezervler ise 25 haftanın dibinde.

Buna karşın yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı da 14 Nisan haftasında 605 milyon dolarlık düşüş var. Döviz piyasalarında birbirine zıt işlemler olmaya devam ederken uzmanlar seçim belirsizliği nedeniyle yurtiçi talepte yükselişin devamının muhtemel olduğunu vurguladı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun 14 Nisan ile biten haftaya ilişkin verilerine göre bankalardaki kur korumalı mevduat hesabı hacmi 1 haftada 113.7 milyar lira artarak 1 trilyon 890 milyar 584 milyon liraya çıktı. Yani 98 milyar dolara ulaşıldı. 1 haftada 113.7 milyar liralık artış daha önce hiç gerçekleşmemişti.

Geçen yıl şubatta tüzel kişiler vergi avantajı sağlanarak KKM’ye dahil edildiğinde haftalık 85 milyar liranın üzerinde yükseliş 14 Nisan haftasına kadarki en yüksek artış idi. Geçen yıl sonuna göre KKM hesaplarında 475.3 milyar lira oldu. Güncel kur ile geçen yıl sonundan bu yana 24.5 milyar dolarlık artış var.

KKM’de faiz üst sınırının kaldırılması, bankalara TL’ye dönüşüm ve TL mevduat oranı hedefl eri konması KKM artışının bu kadar hızlı olmasının nedenlerini oluşturuyor. Bankacılık sektörü kaynaklarının verdiği bilgiye göre KKM hesaplarında dövizden dönüşlerde dolar cinsi yıllık faiz yüzde 30-35’leri buluyor.

KKM artmaya devam ederken yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı parite etkisinden arındırılmış olarak 14 Nisan haftasında 605 milyon dolar geriledi. Bu gerilemede 945 milyon dolarlık dolar cinsi döviz mevduatlarındaki düşüşün etkisi büyük. Euro ve altın hesaplarında pariteden arındırılmadığında artış yaşandı. Önceki haftalarda ise hem KKM hem de döviz mevduatları yükseliş yaşadı.

12 milyar dolarlık rezerv

Merkez Bankası haftalık para ve banka verileri 14 Nisan haftasında IMF tanımlı net uluslararası döviz rezervlerinde gerileme olduğuna işaret ediyor. Merkez Bankası verilerine göre 7 Nisan haftasında 13.8 milyar dolar olan net uluslararası rezervler 14 Nisan haftasında 12 milyar dolara indi. 1.8 milyar dolarlık düşüş yaşandı. Geçen yıl sonundan bu yana düşüş ise 15.5 milyar dolara ulaştı. Son 4 haftada net uluslararası döviz rezervleri 8 milyar dolar azaldı.

Merkez Bankası toplam rezervleri ise 14 Nisan haftasında bir önceki haftaya göre 428 milyon dolar artarak 121 milyar 531 milyon dolara yükseldi. Verilere göre, 14 Nisan itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 920 milyon dolar artışla 69 milyar 411 milyon dolara çıktı.

Brüt döviz rezervleri, 7 Nisan’da 68 milyar 491 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu. Söz konusu dönemde altın rezervleri ise 493 milyon dolar azalarak 52 milyar 612 milyon dolardan 52 milyar 119 milyon dolara indi. Böylece Merkez Bankası’nın toplam rezervleri, 14 Nisan haftasında bir önceki haftaya kıyasla 428 milyon dolar artışla 121 milyar 103 milyon dolardan 121 milyar 531 milyon dolara yükseldi.

Haberin tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

200 Türk Lirası Yüzde 647 Eridi

200 Türk Lirası tedavüle girdiği 2009 yılından bugüne yüzde 647 değer kaybetti. O gün 200 Türk Lirasına dolan bir alışveriş sepeti için bugün 1495 Türk Lirası ödemek gerekiyor.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) güncel verilerine göre Mart 2022’de 536 milyon adet olan tedavüldeki 200 TL’lik banknot sayısı Mart 2023’te 1 milyar 77 milyon adedi aştı.

Bu tür gelişmeler ekonomi uzmanları tarafından yüksek enflasyonun temel bir göstergesi olarak kabul ediliyor.

Cumhuriyet’ten Ali Can Polat’ın haberine göre, en büyük banknot olan 200 TL tedavüle girdiği 2009 yılından bugüne yüzde 647 değer kaybetti. O gün 200 TL’ye dolan bir alışveriş sepeti için bugün 1495 TL ödemek gerekiyor.

TL’deki erime karşısında iktidarın yeni banknot basacağını dillendiren ilk isimlerden biri eski Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Şenol Babuşcu olmuştu. Babuşcu, 5 TL’lik demir para ve 500 TL’lik banknotlar için darphanede hazırlıklar yapıldığını dile getirmişti.

Yeni banknot basımının neredeyse bir mecburiyete döndüğünü söyleyen Şenol Babuşcu şöyle konuştu:

“Uluslararası standartlara göre en büyük banknotun payı yüzde 50’yi geçerse, ki bizde yüzde 56’yı geçti, yeni banknot basılmak zorunda. Veya en büyük iki banknotun sayısı yüzde 90’ı geçerse de aynı şey geçerli.

Yeni banknot basılmalı derken bu çok iyi bir şeydir diye demiyoruz. ‘Ülkeyi bu hale getirdiniz yapacak bir şey kalmadı, artık mecburiyet oldu’ diyoruz. Zaten seçimi kim kazanırsa kazansın bunu yapmak zorunda kalınacak.”

Paylaşın

Türkiye’de Neredeyse Herkes İcralık

İcra ve iflas dairelerindeki dosya sayıları ülkenin içinde bulunduğu ekonomik darboğaza ayna tuttu. İcra ve iflas dairelerinde 2020’de 30 milyon 384 bin 443 olan dosya sayısı, 2021 ve 2022 yılı itibarıyla sırasıyla 32 milyon 169 bin 150 ve 33 milyon 275 bin 632 olarak gerçekleşti.

Adalet Bakanlığı’nca yayımlanan istatistikler, ülkedeki suç oranlarında yaşanan artışı ortaya koydu. 2022’de bir önceki yıla oranla dolandırıcılık suçunda yüzde 41, çocuklara yönelik cinsel istismar suçunda yüzde 33, hırsızlık suçunda yüzde 30, uyuşturucu suçunda ise yüzde 25’lik artış yaşandı.

BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre; Cumhuriyet başsavcılıklarında 2020’de 8 milyon 996 bin 173, 2021’de 9 milyon 857 bin 295 olan soruşturma dosyası sayısı, geçen yıl 10 milyon 598 bin 645’e yükseldi.

Başsavcılıklardaki 10 milyon 598 bin 645 dosyanın 5 milyon 40 bin 427’si karara bağlandı. Ceza mahkemelerindeki toplam dosya sayısının suç karar türlerine göre dağılımı da dikkat çekti.

2022’de ceza mahkemelerinde 2 milyon 9 bin 860 dosyanın 867 bin 397’sine yönelik mahkûmiyet kararı çıktı. Ağır ceza mahkemelerinde alınan mahkûmiyet karar sayısı ise kayıtlara 102 bin 92 olarak geçti.

Suça sürüklenen çocuk sayısında da ciddi artış yaşandı. 2021’de 50 bin 114 olan çocuk ceza mahkemelerindeki dosya sayısı, geçen yıl 52 bin 612’ye yükseldi. 2022’de çocuk ceza mahkemelerindeki dosyalara yönelik karar türleri şöyle:

Mahkûmiyet: 20 bin 800

Beraat: 9 bin 607

Diğer kararlar: 9 bin 324

Herkes icralık

İcra ve iflas dairelerindeki dosya sayıları da ülkenin içinde bulunduğu ekonomik darboğaza ayna tuttu. İcra ve iflas dairelerinde 2020’de 30 milyon 384 bin 443 olan dosya sayısı, 2021 ve 2022 yılı itibarıyla sırasıyla 32 milyon 169 bin 150 ve 33 milyon 275 bin 632 olarak gerçekleşti.

Cumhuriyet başsavcılıklarında geçen yıl açılan soruşturma evresine gelinen dosyalardaki şüpheli ve suç sayıları ise şöyle:

Malvarlığına karşı suçlar: 5 milyon 847 bin 538 dosya, 6 milyon 552 bin 641 şüpheli

Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar: 121 bin 242 dosya, 114 bin 78 şüpheli

Hürriyete karşı suçlar: 914 bin 175 dosya, 1 milyon 34 bin 167 şüpheli

Kamunun sağlığına karşı suçlar: 402 bin 126 dosya, 286 bin 296 şüpheli.

“İfade özgürlüğünün önündeki en büyük engellerden” olan ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu”nu da kapsayan TCK 299 ile 301’inci maddeleri uyarınca 2022’de açılan dosya sayısı da dikkat çekti. Bu kapsamda geçen yıl 25 bin 513 dosya açıldı. Bu dosyalardaki şüpheli sayısı 18 bin 737, suç sayısı ise 30 bin 505 oldu.

TCK 299 ile 301’inci maddeler kapsamında ceza mahkemelerinde geçen yıl toplam 17 bin 752 dosya görüldü. Bu kapsamda yargılananların 53’ünün 12-14 yaş aralığında, 249’unun ise 15-17 yaş aralığında olduğu kaydedildi.

2020: 8,9 milyon

2021: 9,8 milyon

2022: 10,5 milyon

Paylaşın

Bloomberg: Türk Lirası’nın Değer Kaybı Yaklaşıyor

Londra merkezli yatırım şirketi Carrhae Capital’dan baş yatırım yetkilisi Ali Akay, “Türkiye’de Türk Lirası’nın yaklaşan devalüasyonundan başka bir yatırım fırsatı yok” yorumunda bulunuyor.

Barclays PLC ve TD Securities, üçüncü çeyrekte Türk Lirası’nın yüzde 40 değer kaybıyla 27 dolara çıkmasını bekliyor.

Vadeli sözleşmeler de yatırımcıların kim kazanırsa kazansın TL’nin değer kaybetmesini beklediğini gösteriyor.

Bloomberg, Türkiye’de 14 Mayıs’ta düzenlenecek seçim sonuçlarına yönelik belirsizliğin hakim olduğunu, bu yüzden yatırımcıların Türk Lirası varlıklara ilişkin konum almaktan kaçtığını aktardı.

Bloomberg’e göre riskten korunma konusunda uzmanlaşan serbest yatırım fonu (hedge fon) şirketleri bile Türkiye ile ilişkili yatırım yapmaktan kaçınıyor.

Türkiye’nin de içinde olduğu gelişmekte olan ülkelere yönelen yatırım fonları, bundan sonra hangi senaryonun devreye gireceğini kestirmenin zor olduğunu ifade ediyor.

Diğer yandan Bloomberg’in haberine göre seçim sonuçlarının ne olacağından bağımsız olarak Türk Lirası’nın sonraki dönemde değer kaybetmesi bekleniyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın özellikle son haftalarda Türk Lirası’nın düşmesine engel olmak için “arka kapı müdahalelerini” devreye soktuğu aktarılıyor.

Ancak seçimlerden sonra sonucun ne olacağından bağımsız olarak devletin TL’ye desteğinin kalkacağı ve bu yüzden de TL’nin değer kaybedeceği tahmin ediliyor.

Londra merkezli yatırım şirketi Trium Capital’dan Peter Kisler, “Tamamen kontrol altında bir piyasa. Seçimlere kadar da böyle kalması beklenebilir. Ancak seçimlerden sonra çok büyük ihtimalle kim kazanırsa kazansın serbest kalacak” yorumunda bulundu.

Bloomberg’e konuşan Kisler’e göre “muhalefetin rahat bir şekilde kazanması takdirinde TL dışındaki bütün varlıkların yükselmesi” beklenebilir.

“TL’nin değer kaybı yaklaşıyor”

Londra merkezli yatırım şirketi Carrhae Capital’dan baş yatırım yetkilisi Ali Akay, “Türkiye’de Türk Lirası’nın yaklaşan devalüasyonundan başka bir yatırım fırsatı yok” yorumunda bulunuyor.

Barclays PLC ve TD Securities, üçüncü çeyrekte Türk Lirası’nın yüzde 40 değer kaybıyla 27 dolara çıkmasını bekliyor.

Vadeli sözleşmeler de yatırımcıların kim kazanırsa kazansın TL’nin değer kaybetmesini beklediğini gösteriyor.

Londra’daki gelişmekte olan ülkeler yatırım yönetimi şirketi North of South Capital’dan Kamil Dimmich, “Risk şu ki, kur kontrolleri ya da ani bir devaülasyon ile karşılaşabilirsiniz. Şu an Türkiye’ye kur etrafındaki riskler dolayısıyla direkt girmiş değiliz” dedi.

Bloomberg’in haberinde yabancıların da TL’den büyük ölçüde çıktığı belirtiliyor.

Merkez Bankası’nın verilerine göre bu ay yabancıların TL fonlarındaki sahipliğinin 1,2 milyar dolara düştüğü ifade edildi. Bu rakam 2013’te 72 milyar dolardı.

Helm Yatırım Ortaklığı’nın partnerlerinden Rejat Suri, “daha öngörülebilir politikaların yatırım atmosferini geliştirebileceğini ve yavaş da olsa yabancı yatırımın geri gelmesini sağlayabileceğini” belirtiyor.

Ancak böyle bir gelişmenin ufukta görünmesine rağmen Suri, siyasi belirsizlikler ve TL’yi bekleyen riskler yüzünden Türkiye piyasasından uzak kaldıklarını aktarıyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

14 Mayıs Seçimleri: Bankalar, Şoklarına Karşı Stres Testi Yapmaya Başladı

14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. Ekonomi piyasalarının önemli aktörleri de seçimin olası sonuçlarına göre hazırlıklar yapıyor: Büyük bankalar piyasa şoklarına karşı stres testi yapmaya başladı.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters’in dört sektör kaynağına dayandırdığı haberine göre bankalar, geçmiş dönemlerde yürürlüğe giren idari düzenlemelerin de etkisinin görülmesiyle kârlarının düşmesini bekliyor.

Banka yöneticileri, yeni ekonomi politikaları kapsamında 2021 yılı sonundan beri yürürlüğe sokulan yüzden fazla yeni kuralın etkilerinin ölçülmesinin hedeflendiğini belirtti.

14 Mayıs’taki seçimlerinin sonucunun kestirilmesi zor olsa da bankalar mevduatlara uygulanan yüksek faizle kredilere uygulanan düşük faiz arasındaki farkın yılın ikinci yarısında bilançoları vuracağından emin.

Bu da geçtiğimiz yıl büyük oranda enflasyona endeksli tahviller sayesinde rekor karlar açıklayan bankalar için alarm zillerinin çalmasına neden oluyor.

İsimlerinin açıklanmasını istemeyen bankacılar, ekonomik sıkıntılar taşma noktasına geldiği için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden kazanması halinde ekonomik programı değiştirmesi gerekeceğini belirtti.

Büyük bir bankanın üst düzeyli yöneticisi “Olası kur, faiz ve kredi şoklarına karşı bankalar stres testleri uygulamaya başladı,” ifadelerini kullandı.

Bir diğer yönetici de firmaların olası market çalkantıları ve bunun halihazırdaki kredilere etkilerini görmek için bilançolarını test ettiklerini belirtti. Yönetici “her bankanın uyguladığı testin senaryosu farklı,” sözlerini kullandı.

Dört bankacının tamamı da düşük faiz politikasının sürdürülemez olduğunu ve uzaması halinde piyasalarda felakete yol açabileceğini vurguladı.

Bankacılık sektörünün geçen yıl düzgün işlemediğini söyleyen Bluebay Varlık Yönetimi Yükselen Piyasalar Şefi Polina Kurdyavko “Kredi kaynağını yönetmek için 200 düzenlemeyi geleneksel olmayan para politikası ortamında getirirseniz…bu işe yaramaz,” ifadelerini kullandı.

Kuryavko seçimleri kim kazanırsa kazansın ekonomi alanında işinin zor olacağını vurguladı.

Paylaşın

Gıda Yardımı Alanların Sayısı Yüzde 36 Arttı

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk yılı olan 2019’da 688 bin 507 olan gıda yardımı alan kişi sayısı, 2023 yılı itibarıyla 936 bin 683’e dayandı. Gıda yardımı alan kişi sayısındaki artış oranı ise yüzde 36 olarak kaydedildi.

Yine 2019 yılında 22 bin 413 olan barınma yardımı alan kişi sayısı yüzde 19 arttı. Türkiye’de “Oturulamayacak derecede bakımsız ve eski” konutlarda yaşadığı belirtilen kişi sayısı, 26 bin 688’e ulaştı.

Başkanlık sistemi ile birlikte artan ve derinleşen yoksulluk resmi verilere de yansıdı. 2019 yılında 688 bin olan gıda yardımı alan kişi sayısı, 2023 itibarıyla 936 bine yükseldi.

Emeğiyle yaşayan yurttaşlar yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı ile mücadele ederken, AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bu kardeşinize yetkiyi verin” diyerek destek istediği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de ülkeyi derin bir krize sürükleyen adımlardan biri oldu. İktidarın vaadettiği hiçbir şey gerçekleşmezken, yoksulluk çok daha geniş kesimlere yayıldı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sosyal yardım verileri de ekonomik kriz ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yarattığı yıkımı ortaya koydu. Bakanlık verilerine göre 2019 yılında 22 bin 413 olan barınma yardımı alan kişi sayısı yüzde 19 arttı. Türkiye’de “Oturulamayacak derecede bakımsız ve eski” konutlarda yaşadığı belirtilen kişi sayısı, 26 bin 688’e ulaştı.

BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre karnını ancak sosyal yardım ile doyurabilen kişi sayısında da dramatik bir artış yaşandı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk yılı olan 2019’da 688 bin 507 olan gıda yardımı alan kişi sayısı, 2023 yılı itibarıyla 936 bin 683’e dayandı. Gıda yardımı alan kişi sayısındaki artış oranı ise yüzde 36 olarak kaydedildi.

Elektrik desteğine yüzde 174 artış

Elektrik dağıtımının özelleştirilmesinin bir yansıması olan elektrik zamları da yurttaşları etkiledi. Hemen her yıl katlanarak artan elektrik faturaları nedeniyle elektrik dağıtım şirketlerine borçlu kişi sayısı katlandı. İhtiyaç sahibi hanelerin elektrik fatura giderlerine destek olmak amacıyla yürütülen, “Elektrik Tüketim Desteği (ETD)” kapsamındaki hane sayısında 2019-2022 döneminde kaydedilen artış oranı yüzde 174 olarak ifade edildi.

2019 yılında elektrik tüketim desteğinden bir milyon 343 bin 109 hane yararlanırken 2023 yılı itibarıyla bu destekten 3 milyon 690 bin 582 hane yararlandı.

Paylaşın

Kredi Ve Kredi Kartı Borçları Bir Trilyon 746 Milyar Liraya Ulaştı

İktidar ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da açıklanan her veri vatandaşın yaşadığı derine ekonomik krizi gözler önüne seriyor. Bireysel kredi ve kredi kartı borçları bir trilyon 745 milyar 807 milyon TL’ye ulaştı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haftalık bülteninde yer alan verilere göre bankalara olan toplam borç içinde tüketici kredileri tutarı, bir haftada 23 milyar 317 milyon TL artışla bir trilyon 226 milyar 166 milyon TL’ye yükseldi.

Sözcü’den Deniz Bilici Göçmen’in haberine göre söz konusu kredi borçlarının 792 milyar 980 milyon TL’si ihtiyaç kredilerinden oluşurken, 374 milyar 339 milyon TL’si konut, 58 milyar 845 milyon TL’si ise taşıt kredilerinden oluştu.

Aynı dönemde bireysel kredi kartı borçları da 5 milyar 598 milyon TL artarak 519 milyar 641 milyon TL’ye çıktı. En çok artış ise ihtiyaç kredisinde görüldü. 3 Mart haftasından 10 Mart haftasına kadar ihtiyaç kredisi borcu 17 milyar 678 TL artış gösterdi.

Yaklaşık bir aylık dönemi içeren 10 Mart haftası ile 17 Şubat haftası verileri karşılaştırıldığında, bu süreçte yurttaşların bireysel kredi ve kredi kartı borçları toplamındaki artış 116 milyar 885 milyon TL oldu.

Söz konusu dönemde toplam borç içinde tüketici kredileri tutarı, bir ayda 85 milyar 376 milyon TL artışla, bir trilyon 226 milyar 166 milyon TL’ye yükseldi. Bu dönemde bireysel kredi kartı borçlarındaki artış ise 31 milyar 509 milyon TL oldu.

Paylaşın

On Milyonlar İhtiyaçlarını Sosyal Yardımlarla Karşıladı

İktidar ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da gerçekler iktidarı yalanlıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2022 yılı verilerini içeren raporları Türkiye’deki yoksullaşmayı ve giderek derinleşen ekonomik bunalımı ortaya koyuyor.

Bakanlığın verilerine göre, ekonomik krizin altında ezilen 4 milyon 419 bin 286 hane 2022 yılında sosyal yardımlardan yararlandı.

Öz ailesinin bakımını sağlayamadığı 157 bin 248 çocuğa ise sosyal ve ekonomik destek verildi. 2022 yılında 3 milyon 472 bin 393 yurttaş karnını, gıda yardımı ile doyurabildi.

Yurttaşın elektrik, doğalgaz ve kömür gibi ihtiyaçlarını dahi ancak sosyal yardımlar ile karşılayabildiğini gözler önüne serildi.

Birgün’den Mustafa Bildirici’nin haberine göre, yurttaş alım gücünün erimesiyle borçlarını ödeyemez duruma gelirken Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün verileri de ekonomik krizin barınma hakkı üzerindeki dramatik etkisini gözler önüne serdi.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile Adalet Bakanlığı ortaklığıyla e-haciz işlemlerine yönelik yazılım ve entegrasyon çalışmaları 2018 yılının sonunda tamamlandı.

Tapulara yönelik ilk e-haciz uygulaması 14 Ocak 2019 tarihinde Sincan Batı Adliyesi’nde uygulanmaya başlandı. Tapuda e-haciz, 15 Mayıs 2019 tarihinde ise Türkiye çapında yaygınlaştırıldı.

Müdürlüğün verilerine göre, 2020 yılında 3 milyon 737 bin 827, 2021 yılında 5 milyon 431 bin 29 olan tapuda e-haciz tesis sayısı, 2022 yılında 5 milyon 572 bin 805’e kadar yükseldi. Müdürlüğün e-haciz, terkin ve kamu haczine yönelik istatistiklerinde şu veriler sıralandı:

Tapuda e-haciz tesis sayısı: 5 milyon 572 bin 805
Tapuda e-haciz terkin sayısı: 2 milyon 311 bin 741
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından konulan kamu haczi: 635 bin 497

Türkiye, 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere giderek derinleşen ekonomik krizin gölgesinde girmeye hazırlanıyor. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, icra-iflas dairelerinde toplam 23 milyon 200 bin icra dosyası bulunuyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, bankacılık sektörünün takipteki alacakları 10 Mart itibarıyla 159 milyar 151 milyon liraya çıktı.

Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 1,1 artışla 519 milyar 641 milyon lira oldu. Bireysel kredi kartı alacaklarının 264 milyar 684 milyon lirası taksitli, 254 milyar 958 milyon lirası taksitsiz oldu.

Paylaşın

Ocak Ayında Cari Denge Rekor Açık Verdi

Türkiye ekonomisi ocak ayında ilk ayında aylık bazda 9,85 milyar dolar ile rekor cari açık verdi. 12 aylık cari açık da 51,7 milyar dolarla 2014 yılının şubat ayından bu yana en yüksek seviyeye çıktı.

Haber Merkezi / Daha önce 2011 yılının Mart ayında 9,4 milyar dolarlık cari açıkla rekor seviye kaydedilmişti.

Reuters ve Anadolu Ajansı, Ocak 2023 cari açık beklentileri için ekonomistlerle iki ayrı anket yapmış, Reuters anketine katılanlar ortalama 10 milyar dolar, AA anketine katılanlar ise 8,8 milyar dolar cari açık beklediklerini aktarmıştı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ocak ayı ödemeler dengesi verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, Türkiye ekonomisi ocak ayında cari denge 9,85 milyar dolar açık verdi.

Daha önce 2011 yılının Mart ayında 9,4 milyar dolarlık cari açıkla rekor seviye kaydedilmişti.

TCMB verilerine göre Ocak ayı itibariyle 12 aylık cari açık 51,7 milyar dolar oldu. Aralık ayında 12 aylık cari açık 48,7 milyar dolar olarak kaydedilmişti. Ocak’ta yıllıklandırılmış cari açık Şubat 2014’ten bu yana en yüksek seviyeye çıktı.

Çekirdek denge göstergesi olan altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 2,6 milyar dolar fazla verdi. Verilere göre Ocak’ta ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 12,4 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Hizmetler dengesi kaynaklı girişler 3,2 milyar dolar olurken bu kalem altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 2,5 milyar dolar olarak kaydedildi.

Net hata noksanda çıkış

TCMB verilerine göre doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler Ocak’ta 223 milyon dolar oldu.

Portföy yatırımları 490 milyon dolar tutarında net giriş kaydetti. Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi piyasasında 486 milyon dolar net satış ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında 22 milyon doları net alış yaptığı görüldü.

Resmi rezervlerde bu ay 9,3 milyar dolar net azalış oldu. Net hata noksan tarafında ise 119 milyon dolarlık çıkış izlendi.

Cari açık, bir ülkenin dünya ile olan ekonomik ilişkilerinde, giderlerinin (ithalat, faiz ve kar transferleri gibi) gelirlerinden (ihracat, dış yardım ve işçi gelirleri gibi) yüksek olduğu anlamına gelir. Cari açığın oluşmasının temel nedeni ise dış ticaret açığı, yani ithalatın ihracattan fazla olmasıdır.

Paylaşın

2022 Yılında 3,5 Milyon Vatandaş Karnını Gıda Yardımlarıyla Doyurdu

İktidar ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da açıklanan her veri iktidarın açıklamalarını yalanlıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2022 yılı verilerini içeren raporları, Türkiye’deki yoksullaşmayı ve giderek derinleşen ekonomik bunalımı bir kez daha gözler önüne serdi.

Bakanlığın verilerine göre, ekonomik krizin altında ezilen 4 milyon 419 bin 286 hane 2022 yılında sosyal yardımlardan yararlandı. Öz ailesinin bakımını sağlayamadığı 157 bin 248 çocuğa ise sosyal ve ekonomik destek verildi.

BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre; milyonlarca hanenin sosyal yardım ile ayakta kalmaya çalıştığı 2022 yılında devlet, 151 milyar 900 milyon TL’lik sosyal yardım harcaması yaptı.

2022 yılındaki sosyal yardım harcaması, 2021 yılına oranla yüzde 55 arttı. 2022 yılında gerçekleştirilen 151,9 milyar TL’lik sosyal yardım harcamasının gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki payının yüzde 1,13 olduğu bildirildi. 2022’de 4 milyon 419 bin 286 haneye sosyal yardım yapıldı.

2022 yılında gerçekleştirilen tüm yardımların içinde nakdi yardımların oranı yüzde 93 oldu. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, sosyal yardımların türlerine göre dağılımını da paylaştı. Bakanlığın verilerine göre, 2022 yılında 3 milyon 472 bin 393 yurttaş karnını, gıda yardımı ile doyurabildi. Gıda yardımlarının maddi karşılığı ise 777,9 milyon TL ile ifade edildi.

Bakımsız evler

Oturulamayacak derecede eski, bakımsız ve sağlıksız hane sayısı da çarpıcı tabloyu ortaya koydu. Buna göre, 2022 yılında bakımsız ve sağlıksız olduğu belirlenen 26 bin 688 hanedeki yurttaş için 144,9 milyon TL’lik kaynak aktarıldı. Kaynağın, evlerin bakım ve onarımı için kullanıldığı belirtildi.

Sosyal yardım ile eğitim

2022 yılında 237 bin 428 öğrenci eğitim yaşamını, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları tarafından sağlanan kırtasiye yardımı ile sürdürebildi. 2021 yılında 131 bin 707 olan kırtasiye yardımı alan çocuk sayısı neredeyse ikiye katlandı.

GSS borcunu ödeyemeyen milyonlar

İşsiz ve çalışmayan yurttaşların kabusu olan Genel Sağlık Sigortası (GSS) prim borcunu ödeyemeyen kişi sayısının 9,5 milyona yaklaştığı da Bakanlığın verileriyle ortaya konuldu. Ödeme gücü olmadığı için GSS primlerini ödeyemeyen ve sağlık hizmetlerinden yararlanamayan 9 milyon 488 bin 441 kişi için yapılan destek ödemesi faaliyet raporuna, 33,5 milyar TL olarak kaydedildi.

Fatura yükü

Yurttaşın elektrik, doğalgaz ve kömür gibi ihtiyaçlarını ancak sosyal yardımlar ile karşılayabildiğini gözler önüne seren diğer bazı veriler ise rapora şöyle yansıdı:

Elektrik tüketim desteği: 3 milyon 690 bin 582 hane – 4,7 milyar TL’lik kaynak
Doğalgaz tüketim desteği: 690 bin 30 hane – 9,8 milyon TL’lik kaynak
Yakacak yardımları: 2 milyon 29 bin 576 hane – 516,7 milyon TL’lik kaynak.

Paylaşın