Gıda fiyatları son bir yılda yüzde 29.2 arttı

Gıda fiyatlarında geçen yılın son aylarında başlayan artış trendi bu yılın mart ayında da sürdü. Martta bir önceki aya göre yüzde 2,5 oranında artan gıda fiyatlarında bu yılın ilk üç aylık döneminde yüzde 9,2, son bir yılda ise yüzde 29,2 oranında artış yaşandı.

Haber Merkezi / Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu “Mart 2021 Halkın Enflasyonu Raporu”nu yayınladı. Yayınlanan rapora göre gıda fiyatlarında geçen yılın son aylarında başlayan artış, bu yıl Mart ayında da sürdü.

Gıda fiyatlarında yüzde 29,2 oranında artış yaşandığı belirtilen Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu rapor şöyle;

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonun Ar-Ge birimi KAMUAR’ın, fiyatlarını Ankara’daki pazar ve marketlerden her ay düzenli olarak derlediği ve halkın en fazla tükettiği 76 gıda maddesinden oluşan bir sepeti esas alarak yaptığı “halkın enflasyonu” araştırmasının Mart 2021 ayı sonuçları açıklandı.

Araştırmayla, gelirinin büyük bölümünü gıdaya ayırmak zorunda olan ve enflasyona karşı herhangi bir koruması bulunmayan, sabit gelirlilerin, ücretlilerin ve yoksulların yaşadığı gerçek enflasyonun boyutunun ortaya konulması amaçlanıyor.

Aylık fiyat artışı

Gıda fiyatları bir önceki aya göre bu yıl ocak ayında yüzde 3,6, şubatta da yüzde 2,8 oranında artmıştı.  Martta yaşanan yüzde 2,5 oranındaki artışta, et-balık, yağ, sebze ve işlenmiş gıda fiyatlarında yaşanan artışlar belirleyici oldu.

Martta, ekmek, un, bulgur fiyatlarında bir önceki aya göre değişiklik yaşanmazken, et ve balık grubu fiyatlarında yüzde 2,6, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 1,7 oranında artış kaydedildi.  Mart ayında, geçen yılın son aylarında da hızlı bir artış yaşanan sıvı yağ fiyatlarında ise zeytin yağı fiyatlarına bağlı olarak yüzde 7,2 oranında   bir yükseliş oldu.

Meyve fiyatlarının yüzde 0,2 oranında azaldığı mart ayında sebze fiyatlarında ise bir önceki aya göre yüzde 6,4 oranında yükseliş gözlendi.

Bakliyat fiyatlarının yüzde 2,7 oranında azaldığı mart ayında, salça, zeytin, bal, çay, tuz ve benzeri gıda maddelerinden oluşan diğer işlenmiş gıda fiyatları yüzde 1,9 oranında arttı.

Böylece, mevcut gıda tüketim alışkanlıklarına göre seçilen 76 gıda maddesinden oluşturulan gıda sepetini satın alabilmek için martta bu yıl şubat ayına göre yüzde 2,5 oranında daha fazla para ödendi.

İlk üç aylık değişim

Gıda fiyatlarında ocak-mart dönemin ise yüzde 9,2 oranında artış yaşandı. İlk üç aylık dönemde ekmek, bulgur, un makarna fiyatlarında yüzde 5,5, et ve balık fiyatlarında yüzde 7,8, süt, süt ürünleri ve yumurta fiyatlarında yüzde 18,1 oranında artış gözlenirken, 2020 yılının son aylarında hızla yükselen yağ fiyatlarında ise yüzde 4,8 oranında artış oldu. Yılın ilk çeyreğinde meyve fiyatlarında ortalama yüzde 4,4, sebze fiyatlarında yüzde 12,5 oranında artış, bakliyat fiyatlarında yüzde 3,1 oranında azalış yaşandı. Diğer işlenmiş gıda fiyatlarında ise yüzde 6,5 oranında artış oldu.

Yıllık değişim

Gıda fiyatlarında yıllık olarak ise (Mart 2020’ye göre) yüzde 29,2 oranında artış kaydedildi.

Bu yıl martta geçen yılın mart ayına göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 25,7, et-balık fiyatlarında 12,4, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 39,1 oranında artış oldu.  Bir yıl öncesine göre yağ fiyatları yüzde 40,8 oranında arttı. Meyve fiyatları yüzde 18,1 oranında, sebze fiyatları ise yüzde 55,1 oranında artış gösterdi.  Bakliyat fiyatları son bir yılda yüzde 16,5 diğer gıda fiyatları ise yüzde 13,9 oranında zamlandı.

Yıllık ortalama

Sepete dâhil edilen ürünlerin son 12 aylık ortalama fiyatlarının bir önceki 12 aylık dönemdeki ortalama fiyatlarıyla karşılaştırılarak hesaplanan 12 aylık ortalamalara göre de gıda fiyatlarında son yılda yüzde 29 oranında artış yaşandı.

Yıllık ortalamalara göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatları yüzde 14,1, et ve balık fiyatları yüzde 18,9, süt, süt ürünleri ve yumurta fiyatları yüzde 24,7, yağ fiyatları yüzde 30,4, meyve fiyatları yüzde 49,1, sebze fiyatları yüzde 58,1, bakliyat fiyatları yüzde 24,7, diğer gıda maddelerinin fiyatları da yüzde 11,3 oranında artış kaydetti.

Paylaşın

Gelir eşitsizliği en fazla İstanbul’da

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, gelir eşitsizliğinin en yüksek ölçüldüğü yer 8.6 ile İstanbul olurken, İstanbul’u 7.2 ile Tekirdağ, Edirne, Kırklareli ve 7.1 Adana, Mersin izledi.

Verilere göre, Türkiye’de ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri, 2018’de 24 bin 199 lira olarak hesaplandı.

Açıklanan verilere göre, ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirinin en düşük olduğu bölgeler ise 10 bin 965 lirayla ‘Van, Muş, Bitlis, Hakkari’, 11 bin 204 lirayla ‘Mardin, Batman, Şırnak, Siirt’, 11 bin 357 lirayla ‘Şanlıurfa, Diyarbakır’ olarak sıralandı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2018 yılı gelir ve yaşam koşulları araştırması bölgesel sonuçlarını açıkladı. TÜİK’in açıkladığı sonuçlar şöyle:

En yüksek gelir TR10 (İstanbul)

Türkiye’de ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 2018 yılında 24 bin 199 TL iken, İBBS 2. Düzey bölgeleri itibarıyla en yüksek olduğu bölge, 34 bin 912 TL ile TR10 (İstanbul) Bölgesi oldu. Bu bölgeyi, 29 bin 952 TL ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) Bölgesi ve 29 bin 847 TL ile TR51 (Ankara) Bölgesi izledi.

Ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirinin en düşük olduğu bölgeler ise 10 bin 965 TL ile TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkari), 11 bin 204 TL ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) ve 11 bin 357 TL ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır) şeklinde sıralandı.

Gelir eşitsizliği en düşük bölge TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli)

Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade etmektedir.

Gini katsayısı Türkiye’de 2018 yılı itibarıyla 0,408 iken, bu değerin en düşük olduğu bölgeler; 0,305 ile TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli), 0,308 ile TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın) ve 0,313 ile TRA1 (Erzurum, Erzincan, Bayburt) bölgeleri oldu.

Gini katsayısının en yüksek olduğu bölgeler ise 0,444 ile TR10 (İstanbul), 0,402 ile TR62 (Adana, Mersin) ve 0,401 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) oldu.

P80/P20 oranı en yüksek bölge TR10  (İstanbul)

P80/P20 oranı, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun gelirinin en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun gelirine oranı şeklinde hesaplanmaktadır. Buna göre 2018 yılında Türkiye’deki en zengin yüzde 20’lik grubun geliri en yoksul yüzde 20’lik grubun gelirinin 7,8 katı oldu.

P80/P20 oranının en yüksek olduğu bölgeler; 8,6 ile TR10 (İstanbul), 7,2 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) ve 7,1 ile TR62 (Adana, Mersin) oldu. Bu oranın en düşük olduğu bölgeler ise 4,5 ile TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli), TRA1 (Erzurum, Erzincan, Bayburt), TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın), 5 ile TRC1 (Gaziantep, Adıyaman, Kilis) ve 5,1 ile TR32 (Aydın, Denizli, Muğla), TR33 (Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak) ve TR42 (Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova) bölgeleri oldu.

Göreli yoksulluk oranı en düşük bölge TRC1 (Gaziantep, Adıyaman, Kilis)

Her bölge için eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si temelinde hesaplanan yoksulluk sınırına göre, gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler; yüzde 13,5 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli), yüzde 12,7 ile TR10 (İstanbul) ve TR62 (Adana, Mersin) ve yüzde 12,4 ile TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) oldu.

Göreli yoksulluk oranının en düşük olduğu bölgeler ise yüzde 5 ile TRC1 (Gaziantep, Adıyaman, Kilis), yüzde 7,2 ile TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın) ve yüzde 7,7 ile TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) bölgeleri şeklinde sıralandı.

Diğer bir yoksulluk sınırı olan medyan gelirin yüzde 60’ı dikkate alınarak hesaplanan gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler; yüzde 21 ile TR10 (İstanbul), yüzde 20,4 ile TR62 (Adana, Mersin) ve yüzde 20,1 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) oldu. Bu oranın en düşük olduğu bölgeler ise yüzde 11,9 ile TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın), yüzde 13,2 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) ve yüzde 13,4 ile TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) bölgeleri oldu.

Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2018 yılı sonuçlarına ilişkin gelir bilgileri, bir önceki takvim yılı olan 2017 yılını referans almaktadır. Gelir hesaplamalarında, haneleri karşılaştırılabilir hale getirmek için hanehalkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak elde edilen eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri kullanılmaktadır.

 

 

Paylaşın

Perakende satışları Temmuz’da yüzde 1.5 azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, perakende satış hacmi, temmuzda bir önceki aya göre yüzde 1.5 azaldı.

Açıklanan veriler göre, Temmuzda, gıda dışı satışlar yüzde 2.8, otomotiv yakıtı satışları yüzde 0.3 azaldı.

TÜİK, Temmuz ayına ilişkin perakende satış hacmi endekslerini açıkladı. TÜİK’in açıkladığı perakende satış hacmi endeksi verileri şöyle:

Perakende satış hacmi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,7 azaldı

Takvim etkilerinden arındırılmış sabit fiyatlarla perakende satış hacmi 2019 yılı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,7 azaldı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 1, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 4,5, otomotiv yakıtı satışları %5 azaldı.

Perakende satış hacmi bir önceki aya göre yüzde 1,5 azaldı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sabit fiyatlarla perakende satış hacmi 2019 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 1,5 azaldı. Aynı ayda gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 2,8, otomotiv yakıtı satışları yüzde 0,3 azalırken, gıda, içecek ve tütün satışları ise aynı seviyede kaldı.

Perakende ciro bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,2 arttı

Takvim etkilerinden arındırılmış cari fiyatlarla perakende ciro 2019 yılı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,2 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 18, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 13,7, otomotiv yakıtı satışları yüzde 5,8 arttı.

Perakende ciro bir önceki aya göre yüzde 0,8 arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış cari fiyatlarla perakende ciro 2019 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 0,8 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 1,8, otomotiv yakıtı satışları yüzde 2,8 artarken, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 0,5 azaldı.

Paylaşın

İşsizlik, Haziran’da yüzde 13’e yükseldi

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilerine göre, Haziran ayında işsizlik oranı 2,8 puanlık artışla yüzde 13 oldu.

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 yılı haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 938 bin kişi artarak 4 milyon 253 bin kişi oldu.

Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 5,4 puanlık artış ile yüzde 24.8 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 2.9 puanlık artış ile yüzde 13.3 olarak gerçekleşti.

TÜİK, Haziran 2019’a ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı. TÜİK’in açıkladığı iş gücü istatistikleri şöyle;

İşsizlik oranı yüzde 13

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 yılı Haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 938 bin kişi artarak 4 milyon 253 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 2,8 puanlık artış ile yüzde 13,0 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 3,2 puanlık artış ile yüzde 15,3 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 5,4 puanlık artış ile yüzde 24,8 olurken, 15-64 yaş grubunda bu oran 2,9 puanlık artış ile yüzde 13,3 olarak gerçekleşti.

İstihdam oranı yüzde 46,4

İstihdam edilenlerin sayısı 2019 yılı Haziran döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 802 bin kişi azalarak 28 milyon 512 bin kişi, istihdam oranı ise 2 puanlık azalış ile yüzde 46,4 oldu.

Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 232 bin, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 569 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin yüzde 18,9’u tarım, %19,7’si sanayi, yüzde 5,7’si inşaat, yüzde 55,7’si ise hizmet sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0,3 puan, inşaat sektörünün payı 1,5 puan azalırken, sanayi sektörünün payı 0,1 puan, hizmet sektörünün payı 1,7 puan arttı.

İşgücüne katılma oranı yüzde 53,3

İşgücü 2019 yılı Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 137 bin kişi artarak 32 milyon 766 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,5 puanlık azalış ile yüzde 53,3 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre; erkeklerde işgücüne katılma oranı 1 puanlık azalış ile yüzde 72,4, kadınlarda ise 0,1 puanlık artış ile yüzde 34,7 olarak gerçekleşti.

Kayıt dışı çalışanların oranı yüzde 35,2

Haziran 2019 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,2 puan artarak yüzde 35,2 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,8 puan artarak yüzde 23,2 oldu.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı yüzde 45,6, işsizlik oranı yüzde 13,9

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam bir önceki döneme göre 100 bin kişi artarak 27 milyon 983 bin kişi olarak tahmin edildi. İstihdam oranı 0,1 puan artarak yüzde 45,6 oldu.

Mevsim etkisinden arındırılmış işsiz sayısı bir önceki döneme göre 11 bin kişi artarak 4 milyon 532 bin kişi olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı 0,1 puan azalarak yüzde 13,9 oldu.

Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı 0,1 puan artarak yüzde 52,9 olarak gerçekleşti. Ekonomik faaliyete göre istihdam edilenlerin sayısı, tarım sektöründe 25 bin, sanayi sektöründe 70 bin, inşaat sektöründe 12 bin kişi artarken, hizmet sektöründe 7 bin kişi azaldı.

Paylaşın