DİSK: İktidar Vergi Yükünü İşçilerin, Emekçilerin, Emeklilerin Omuzlarına Yıktı

DİSK Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, AK Parti hükümetinin, ‘sermayeyi ve zenginleri vergilendirmekten kaçındığını’ ve yıllardır dolaylı vergileri artırmaya devam ettiğini belirterek, “Yapılan düzenlemeyle dolaylı vergilerin payı, yani işçilerin, emekçilerin, emeklilerin, dar gelirlilerin vergi yükü daha da artacak” dedi.

Haber Merkezi / Arzu Çerkezoğlu, iktidarın ‘mali disiplin’, ‘bütçe açığını azaltma’, ‘vergiyi tabana yayma’ gibi adlar altında vergi yükünü işçilerin, emekçilerin, emeklilerin omuzlarına yıktığını söyledi.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, dolaylı vergilerdeki artış başta olmak üzere, ‘vergide artan adaletsizlik’ ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Çerkezoğlu, açıklamasında, şunları kaydetti:

“Günbegün artan fiyatlarla ücretlerimiz erirken, kimselerin inanmadığı resmi enflasyonla reel ücretlerimiz yani alım gücümüz gerilerken yılın ikinci yarısına vergi ve harç artışlarıyla başladık.

7 Temmuz 2023 tarihli ve 32241 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararnameleri (CBK) ile vergi ve harçlara devasa artış uygulandı. Yüzde 8 olan Katma Değer Vergisi (KDV) oranı yüzde 10’a; yüzde 18 olan KDV oranı ise yüzde 20’ye yükseltildi. Harçlarda da ciddi artışlar gerçekleştirildi. 6.019 TL olan yurtdışından şahsi kullanım için getirilen cep telefonu harçları ise söz konusu CBK ile 20.000 TL olarak uygulanmaya başlayacak. Öte yandan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nda yer alan harçlara yüzde 50 oranında artış uygulandı.

Vergilerde ve harçlarda yapılan bu artışlar TÜİK tarafından açıklanan ve işçilerin, emekçilerin ücretini belirleyen resmi enflasyon oranının çok üstündedir. Üstelik işçilerin, emekçilerin, emeklilerin yılın ikinci yarısı için aldıkları/alacakları ücret artışları daha ilk günden geri alınmaya başlandı.

Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek’in 6 Temmuz 2023 sabah saatlerinde sosyal medya hesabından duyurduğu “mali disiplin”, “bütçe açığını azaltma” gibi önlemlerinin “sınıfsal niteliği” de bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile resmileşti.

Bilindiği gibi KDV gibi dolaylı vergiler geliri ne olursa olsun bütün yurttaşlar tarafından aynı oranda ödenmekte ve vergilerin geniş bir tüketici grubu tarafından ödenmesi anlamına gelmektedir. İşçiden de patrondan da, yoksuldan da zenginden de eşit oranlı alındığı için dolaylı vergiler vergi adaletini bozar.

İşçiler bir yandan daha ücretlerini almadan peşin peşin gelir vergisi ödemekte, öte yandan tüketim sırasında da ikinci kez vergi ödemektedir. Böylece çifte vergilendirmeye maruz kalmaktadır.

Bir ülkede dolaylı vergilerin yüksekliği vergi yükünün tüketiciye ve dar gelirliye yüklenmesi anlamı taşımaktadır. Bu nedenle dünyada genellikle dolaylı vergiler düşük, dolaysız (doğrudan) vergiler, yani gelirden alınan vergiler yüksektir. Türkiye’de ise dünyadaki eğilimin tersi olarak doğrudan vergiler düşük, adaletsiz bir vergi olan dolaylı vergiler yüksektir.

Sermayeyi ve zenginleri vergilendirmekten kaçınan AKP hükümetleri yıllardır dolaylı vergileri artırmaya devam ediyor. Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki oranı Türkiye’de 1990’da yüzde 48 ve 2000’de yüzde 59 iken 2022’de yüzde 64’e ulaştı. 2023 bütçesine göre dolaylı vergilerin payının yüzde 67.7 olması öngörülüyordu. Yapılan düzenlemeyle dolaylı vergilerin payı, yani işçilerin, emekçilerin, emeklilerin, dar gelirlilerin vergi yükü daha da artacak.

Hükümet, çalışanların alım gücünü koruması gerekirken vergi oranlarında ve harç tutarlarına yaptığı artış işçileri daha da yoksullaştırmaya çalışıyor. Öte yandan vergi dilimlerinin sistematik olarak düşük belirlenmesi nedeniyle erkenden girdiğimiz yüksek vergi dilimleri nedeniyle, yıl içerisinde ücretlerimiz düşüyor.   Kısacası “mali disiplin”, “bütçe açığını azaltma”, “vergiyi tabana yayma” gibi adlar atlında vergi yükü işçilerin, emekçilerin, emeklilerin omuzlarına yıkılıyor.

Yüksek enflasyon dönemlerinde ülkeyi yönetenlerin görevi işçilerin, emekçilerin, emeklilerin alım gücünü korumaktır; gelirde ve vergide adaleti sağlamaktır. DİSK olarak yıllardır “Vergide Adalet, Gelirde Adalet” mücadelesi veriyoruz. Son olarak Aralık ayında işyerlerinde topladığımız taleplerimizi içeren binlerce imzayı Maliye Bakanlığı’na iletmiştik. Vergide adalet için alınması gereken acil önlemleri bugün bir kez daha dile getiriyoruz:

Dolaylı vergilere ve harçlara yapılan artışlar geri alınmalıdır.
Gelir vergisi tarife ilk dilim oranı ücretlilerde yüzde 10’a düşülmelidir.
Vergi tarife dilimleri en az asgari ücret veya yeniden değerleme oranında artırılmalıdır.
Ücretlerden ve tükettiklerimizden değil, kardan, ranttan daha fazla vergi alınan, az kazananın az, çok kazanın çok vergi ödediği bir vergi düzeni şarttır.”

Artışlar

Resmî Gazete’de bugün yayımlanan 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’yla Katma Değer Vergisi (KDV) yüzde 18 olan ürünlerde yüzde 20’ye, yüzde 8 olan ürünlerde ise yüzde 10’a çıkarıldı.

Deterjan, sabun, tuvalet kağıdı, bebek bezi ve yeme-içme sektöründeki KDV yüzde 10; mobilya, beyaz eşya, elektronik ürünler, sigara ve alkolde ise yüzde 20 olacak. Daha çok gıdayı kapsayan yüzde 1’lik KDV diliminde ise değişiklik yapılmadı.

7344 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’yla ise Yurt dışından getirilen telefonların kayıt altına alınması için belirlenen tutarda harç ücreti (IMEI) ise karar öncesinde 6 bin 91 TL iken 20 bin TL’ye yükseldi.

492 Sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı tariflerde yer alan maktu harçlara yüzde 50 oranında artış yapıldı. Karara göre, trafik harçları kapsamında bulunan “sürücü belgesi harçları” yapılan artıştan hariç tutuldu.

Paylaşın

Yoksulun Gıda Enflasyonu Yüzde 85

Emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 66,2 oldu. Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 61,5 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 70,5, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 84,7 olarak gerçekleşti.

Haber Merkezi / Dördüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 51,6 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 39,3 oldu. Böylece en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 85 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 39 oranında kaldı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı haziran ayı enflasyon verilerine ilişkin rapor yayımladı.

TÜİK verilerine göre TÜFE’deki değişimin 2023 Haziran’da bir önceki aya göre yüzde 3,92, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 19,77, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,95 bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38,21 olarak gerçekleştiği hatırlatılarak, şu ifadelere yer verildi:

“TÜİK, Haziran 2023 döneminde gıda enflasyonunu yüzde 53,92 olarak açıkladı. Ancak TÜİK tarafından yayımlanan resmi enflasyon oranları farklı gelir gruplarının gerçeğini yansıtmıyor. Resmi ortalama enflasyon oranları düşük gelirlilerin, emekçilerin günlük yaşamda karşılaştığı ve hissettiği oranlar değildir.”

En yoksul kesimin enflasyonu, en zenginin hissettiğinin 2 katından fazla

DİSK-AR’ın TÜİK verilerinden yaptığı hesaplamaya göre, gıda enflasyonu ortalama yüzde 53,9 olarak gerçekleşirken emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 66,2 oldu. Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 61,5 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 70,5, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 84,7 olarak gerçekleşti.

Dördüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 51,6 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 39,3 oldu. Böylece en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 85 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 39 oranında kaldı. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor.

TÜİK: Enflasyon yüzde 38,21

Öte taraftan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Haziran 2023 verilerini açıkladı.

TÜİK’e göre, enflasyon haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 3,92, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 19,77, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38,21 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,95 arttı.

ENAG: Enflasyon yüzde 108,58

Ayrıca Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), Haziran ayına ilişkin enflasyon rakamlarını açıkladı.

ENAG verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Haziran ayında yüzde 8,54 oldu. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı yüzde 108,58 olarak gerçekleşti. Ocak-Haziran dönemi enflasyon oranı ise yüzde 50,53 oldu.

Paylaşın

DİSK’ten TÜİK Önünde Protesto: Gerçek Verileri Paylaş

Enflasyon verileri sonrası TÜİK binası önünde protesto eylemi yapan DİSK’in Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, burada yaptığı konuşmada “TÜİK bir kamu kurumudur. 85 milyon adına çalışma yapan, 85 milyona hizmet eden bir kamu kurumudur” dedi.

Arzu Çerkezoğlu, konuşmasının devamında, TÜİK’in enflasyon hesaplamasının temelini oluşturan madde fiyat listesinin açıklanmasını durdurmasına karşı DİSK’in açtığı ve kazandığı davayı hatırlatarak, “Yargı kararlarının gereğini yapın” ifadelerini kullandı.

“TÜİK, enflasyonu düşük gösterme kurumu değildir” diyen DİSK Başkanı Çerkezoğlu, enflasyonun doğru ölçülmesi, şeffaf olunması ve gerçek verilerin kamuoyuyla paylaşılması çağrısında bulundu.

Enflasyon verilerinin açıklanması sonrası Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde protesto eylemi gerçekleştirdi.

Eyleme, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK Yönetim Kurulu üyeleri katıldı.

“Gerçekleri açıkla! Ekmeğimizle oynama!” yazılı pankartın açıldığı eylemde, sık sık “TÜİK elini cebimizden çek”, “TÜİK şaşırma, sabrımızı taşırma”, “Sefalete teslim olmayacağız” sloganları atıldı.

TÜİK’in verileri karartmaya devam ettiğini belirten DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, burada yaptığı konuşmada “TÜİK bir kamu kurumudur. 85 milyon adına çalışma yapan, 85 milyona hizmet eden bir kamu kurumudur” dedi.

Arzu Çerkezoğlu, konuşmasının devamında, TÜİK’in enflasyon hesaplamasının temelini oluşturan madde fiyat listesinin açıklanmasını durdurmasına karşı DİSK’in açtığı ve kazandığı davayı hatırlatarak, “Yargı kararlarının gereğini yapın” ifadelerini kullandı.

“TÜİK, enflasyonu düşük gösterme kurumu değildir” diyen DİSK Başkanı Çerkezoğlu, enflasyonun doğru ölçülmesi, şeffaf olunması ve gerçek verilerin kamuoyuyla paylaşılması çağrısında bulundu.

TÜİK: Enflasyon yüzde 38,21

Öte taraftan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Haziran 2023 verilerini açıkladı.

TÜİK’e göre, enflasyon haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 3,92, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 19,77, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38,21 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,95 arttı.

ENAG: Enflasyon yüzde 108,58

Ayrıca Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), Haziran ayına ilişkin enflasyon rakamlarını açıkladı.

ENAG verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Haziran ayında yüzde 8,54 oldu. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı yüzde 108,58 olarak gerçekleşti. Ocak-Haziran dönemi enflasyon oranı ise yüzde 50,53 oldu.

Paylaşın

DİSK’ten “Asgari Ücret” Tepkisi : Yoksulluk Sınırının Yüzde 67,3 Altında

2023’ün ikinci yarısından itibaren geçerli olacak asgari ücret ile ilgili olarak yazılı açıklama yapan DİSK Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM) Mayıs 2023 dönemi için açıkladığı rapora dikkat çekerek şunları kaydetti:

“Yoksulluk sınırı 35 bin TL’ye dayanmış durumdadır. Belirlenen asgari ücret yoksulluk sınırının yüzde 67,3 altındadır. Diğer bir ifadeyle bir eve iki asgari ücret girse bile yoksulluk sınırı aşılmamaktadır.”

DİSK Genel Başkan Çerkezoğlu ayrıca, kamu işçisi ile özel sektör işçileri arasındaki uçurumun devam ettiğini vurguladı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 2023’ün ikinci yarısından itibaren geçerli olacak asgari ücret ile ilgili olarak yazılı açıklama yaptı. DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu tarafından yapılan açıklamada, asgari ücret net 2896 TL artırılarak 11 bin 402 TL’ye yükseltildiği ve asgari ücrette yüzde 34’lük bir artış gerçekleştiği hatırlatıldı, “Asgari ücretin brütü ise 13.414,5 TL oldu” denildi.

“Asgari ücret, bir kez daha işçilerin derdine deva olamadı, asgari ücret artışı yetersiz kaldı” diyen Çerkezoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Asgari ücret tespitinde, asgari ücretin ülkemizde en düşük ücret olmadığı, ortalama ücret haline geldiği gerçeği göz ardı edilmiştir. AB ülkelerinde yüzde 4 civarında olan asgari ücret kapsamı ülkemizde yüzde 50 civarındadır. Asgari ücret, milyonların meselesidir. Asgari ücret tespitinde bu gerçek dikkate alınmamıştır.

Asgari ücret belirlenirken işçinin geçim şartlarının göz önünde bulundurulmadığını belirten Çerkezoğlu, Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM) Mayıs 2023 dönemi için açıkladığı rapora dikkat çekerek şunları kaydetti:

“Yoksulluk sınırı 35 bin TL’ye dayanmış durumdadır. Belirlenen asgari ücret yoksulluk sınırının yüzde 67,3 altındadır. Diğer bir ifadeyle bir eve iki asgari ücret girse bile yoksulluk sınırı aşılmamaktadır.”

DİSK’in talepleri

Çerkezoğlu ayrıca, kamu işçisi ile özel sektör işçileri arasındaki uçurumun devam ettiğini vurguladı. Çerkezoğlu, asgari ücretle ilgili talepleri için mücadele etmeye devam edeceklerini belirterek şu talepleri sıraladı:

“Yüksek enflasyon döneminde asgari ücret yılda 4 kez belirlenmelidir.

Ücretler toplu sözleşmelerle belirlenmelidir. İşçi sınıfının asgari ücret cenderesinden kurtulması için sendikalaşma ve grev hakkı önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Acilen atılması gereken adım ise teşmil yoluyla toplu iş sözleşmelerinin kapsamının genişletilmesidir. Teşmil, yasalarımızda olan bir düzenlemedir ve işçilerin işkollarındaki toplu iş sözleşmelerinden faydalanmalarını sağlamak oldukça kolaydır. İşçilerin asgari ücret mahkûmiyetine son vermek istiyorsak, teşmil derhal gündeme alınmalıdır.

Asgari ücret tespit süreci demokratikleştirilmeli, diğer işçi konfederasyonlarının katılımı da sağlanmalı, işveren ve hükümetin ortak kararıyla asgari ücret ilan edilmesinin önüne geçilmeli, uyuşmazlık halinde grev hakkını da içeren bir toplu pazarlık süreci olarak işletilmelidir.

Asgari ücretin tespitinde TÜİK’in inandırıcılıktan uzak enflasyon verileri değil, gerçek enflasyon ve ekonomik büyüme ile geçim şartları, işçinin sadece kendisinin değil ailesiyle beraber geçiminin sağlanması gerektiğini söyleyen uluslararası standartlar göz önüne alınmalıdır.

Her zaman söylediğimiz gibi, asgari ücret belirlenirken bir evde iki kişinin çalışması halinde o eve yoksulluk sınırının üstünde gelir girmesi güvence altına alınmalıdır.

Kamu işçileri ve özel sektör işçileri arasındaki ücret farkları ortadan kaldırılmalıdır.

En düşük emekli aylığı da asgari ücret düzeyinde belirlenmelidir.”

Paylaşın

DİSK’ten “Asgari Ücret” Tepkisi: Milyonların Meselesidir

Türkiye işçi sınıfının asgari ücrete mahkum edildiğini söyleyen DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu, yapılan ücret artışlarının adaletsiz vergi sistemi ve yüksek enflasyon yoluyla kelepçelendiğini ekledi ve şöyle devam etti:

“17 milyon kişinin gelirlerinin üçte ikisi kiraya ve gıda harcamalarına gidiyor. Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM), Mayıs 2023 dönemine ait verilerine göre açlık sınırı 10 bin 72 lira, yoksulluk sınırı ise 34 bin 838 TL liradır. Türkiye’de ortalama ücretleri bu rakamlarla karşılaştırdığımızda bir kez daha vurgulamak isteriz ki asgari ücret milyonların meselesidir.”

Çerkezoğlu, açıklamasının devamında, “TÜİK’in baskılanmış enflasyon rakamlarına referans vererek sık sık dile getirilen ‘asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik’ söylemleri hakikatten uzaktır. TÜİK hem enflasyona esas madde fiyat listesini mahkeme kararlarına rağmen gizlemeye devam ederek hem de doğalgazdaki devlet desteğini dahi enflasyonu düşük göstermek için kullanarak, inandırıcılığını ve güvenilirliğini tamamen yitirmiştir.” ifadelerini kullandı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), asgari ücrete dair tespit, öneri ve taleplerini duyurmak amacıyla genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretin hükümet ve işverenler tarafından tek taraflı olarak belirlendiği eleştirisini yöneltti. Çerkezoğlu, Asgari ücret belirlenirken, komisyonun en düşük ücreti değil aslında ortalama ücreti belirlediğini ifade etti.

Arzu Çerkezoğlu, “Türkiye’de milyonlar asgari ücret civarında ve hatta asgari ücretin bile altında ücretlerle çalıştırılıyor. AB ülkelerinde asgari ücret civarında bir ücretle çalışanların oranı ortalama yüzde 4 iken, bu oran Türkiye’de yüzde 50 civarında” dedi ve işçilerin açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edildiğini söyledi.

İşçilerin yüksek enflasyon karşısında geçim mücadelesi verdiğini dile getiren Çerkezoğlu, gelir adaletsizliğinin tarihte görülmemiş ölçüde arttığı bir süreç yaşandığını anlattı. Çerkezoğlu, “Siyasi iktidarın ve işverenlerin elbirliğiyle asgari ücret belirlemesinin ağır sonuçlarını bugün hep beraber yaşıyoruz.” diye konuştu.

Türkiye işçi sınıfının asgari ücrete mahkum edildiğini söyleyen Çerkezoğlu, yapılan ücret artışlarının adaletsiz vergi sistemi ve yüksek enflasyon yoluyla kelepçelendiğini ekledi ve şöyle devam etti:

“17 milyon kişinin gelirlerinin üçte ikisi kiraya ve gıda harcamalarına gidiyor. Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM), Mayıs 2023 dönemine ait verilerine göre açlık sınırı 10 bin 72 lira, yoksulluk sınırı ise 34 bin 838 TL liradır. Türkiye’de ortalama ücretleri bu rakamlarla karşılaştırdığımızda bir kez daha vurgulamak isteriz ki asgari ücret milyonların meselesidir.

TÜİK’in baskılanmış enflasyon rakamlarına referans vererek sık sık dile getirilen ‘asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik’ söylemleri hakikatten uzaktır. TÜİK hem enflasyona esas madde fiyat listesini mahkeme kararlarına rağmen gizlemeye devam ederek hem de doğalgazdaki devlet desteğini dahi enflasyonu düşük göstermek için kullanarak, inandırıcılığını ve güvenilirliğini tamamen yitirmiştir.”

Çerkezoğlu, Türkiye’de sendikalaşmanın baskı altına alınması, toplu pazarlık kapsamının daraltılması ve grevlerin yasaklanması sonucunda özel sektörde asgari ücretle çalışanların oranının hızla yükseldiğinden de bahsetti.

“Asgari ücret tespit sürecinin demokratikleşmesi gerekiyor”

Asgari ücret tespit sürecinin demokratikleşmesi gerektiğini vurgulayan Çerkezoğlu, bu sürece Türk-İş dışındaki diğer işçi konfederasyonlarının da katılması gerektiğini söyledi. Asgari ücret tespitinin Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon verileri üzerinden değil, gerçek veriler üzerinden değerlendirilmesini gerektiğini sözlerine ekleyen Çerkezoğlu, şu önerilerde bulundu:

“İşçinin sadece kendisinin değil ailesiyle beraber geçiminin sağlanması gerektiğini söyleyen uluslararası standartlar göz önüne alınmalıdır. Her zaman söylediğimiz gibi, asgari ücret belirlenirken bir evde iki kişinin çalışması halinde o eve yoksulluk sınırının üstünde gelir girmesi güvence altına alınmalıdır. Kamu işçileri ve özel sektör işçileri arasındaki ücret farkları ortadan kaldırılmalıdır. En düşük emekli aylığı da asgari ücret düzeyinde belirlenmelidir.”

Paylaşın

Açlık Sınırı 10 Bin 72, Yoksulluk Sınırı 34 Bin 838 Lira Oldu

Mayıs ayında dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 10 bin 72 lira, açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre yoksulluk sınırı ise 34 bin 838 lira oldu.

Haber Merkezi / Mayıs ayında sağlıklı ve dengeli beslenmek için tüketilmesi gereken gıdaların aylık karşılığı, yetişkin erkeklerde 2 bin 742, yetişkin kadınlarda 2 bin 635, 15-18 yaş grubundaki gençlerde 2 bin 838, 4-6 yaş grubu çocuklarda bin 857 lira olarak hesaplandı. Zorunlu gıda harcamalarının yanında eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte dört kişilik bir ailenin yapması gereken harcama tutarı ise 34 bin 838 liraya ulaştı.

Mayıs ayında günlük harcamalarda en yüksek maliyet grubunu, 114,65 liralık harcama ile süt ve süt ürünleri grubu oluşturdu. Günlük yapılması gereken minimum harcama tutarı et, tavuk ve balık grubu için 72.15 lira; sebze ve meyve için 61.06 lira, ekmek için 23.4 lira, katı yağ ve sıvı yağ için 19.13 lira, yumurta için 7.31 lira, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 9.33 lira olarak hesaplandı.

Günlük kalori ihtiyacı, 4-6 yaş çocuk için 1963, 15-18 yaş çocuk için 3 bin 244, yetişkin erkek için 2 bin 953 ve yetişkin bir kadın için 2 bin 658 kalori olarak baz alındı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) / Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM), Mayıs ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının sonuçlarını açıkladı.

Buna göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Mayıs ayında 10 bin 72 lira oldu. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 34 bin 838 lira olarak gerçekleşti.

Sağlıklı beslenmek için her aile ferdinin alması gereken kalori miktarının farklılık gösterdiği belirtildi. Buna göre, yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 2 bin 742 lira oldu. Bu değer, yetişkin bir kadın için 2 bin 635, 15-18 yaş bir genç için 2 bin 838, 4-6 yaş arası bir çocuk için bin 857 lira olarak hesaplandı.

Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 10 bin 72 lira oldu. BİSAM, bu tutarın bir ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutarı olduğunun altını çizdi.

Mayıs ayında, eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı (yoksulluk sınırı) ise 34 bin 838 liraya ulaştı.

Günlük harcamalarda Mayıs 2023’de en yüksek maliyet grubunu süt ve süt ürünleri grubu 114,65 liralık harcama gereksinimi ile oluşturdu. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı 72.15 lira, sebze ve meyve için 61 lira, ekmek için 23.4 lira, katı yağ ve sıvı yağ için 19.13 lira oldu. Yumurta için 7.31, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 9.33 lira harcama yapılması gerekiyor.

Sepetin üçte birinden fazlası süt ve süt ürünleri

Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda süt ve süt ürünlerinin payı yüzde 34.2 ile en yüksek paya sahip. Et, yumurta ve kurubaklagil grubunun payı yüzde 29.3 ile ikinci sırada yer alıyor. Sebze ve meyvenin harcamalar içindeki payı yüzde 18.2, ekmek, makarnanın payı yüzde 9.8.

Paylaşın

DİSK-AR Açıkladı: Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 9 Milyon 138 Bin

DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Nisan 2023’te 9 milyon 138 bin kişi olarak gerçekleşti.

Haber Merkezi / TÜİK’e göre 2019 Nisan’da yüzde 13,8 olan dar tanımlı işsizlik Nisan 2023’te yüzde 10,2 olarak belirlendi. Ancak aynı yıllarda geniş tanımlı işsizlik yüzde 19’dan yüzde 23,8’e yükseldi.

Türkiye’de de kadın işsizliği erkeklere kıyasla oldukça yüksek seyretmeye devam ediyor. Mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 8,1 iken kadınlarda yüzde 14,3 olarak gerçekleşti.

Geniş tanımlı işsizlik (âtıl işgücü) erkeklerde yüzde 19,6, kadınlarda ise yüzde 31,3 olarak hesaplandı. Geniş tanımlı kadın işsizliği ile geniş tanımlı erkek işsizliği arasındaki fark 11,7 puandır.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), “İşsizlik ve İstihdamın Görünümü” raporunu açıklandı. Raporda şu ifadelere yer verildi:

“TÜİK’in Mart 2023 Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) sonuçları 12 Haziran 2023’te yayımlandı. Nisan ayı TÜİK Hanehalkı İşgücü İstatistikleri anket uygulaması deprem felaketi sebebiyle Adıyaman, Maraş ve Osmaniye illerinde gerçekleştirilemedi. Dolayısıyla sonuçlar anket yapılabilen iller üzerinden yeniden dağıtılarak hesaplandı.

Mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 10,2, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (âtıl işgücü) ise yüzde 23,8 seviyesinde gerçekleşti. TÜİK’e göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde dar tanımlı işsiz sayısı (mevsim etkisinden arındırılmış) 2023 Nisan ayında 3 milyon 585 bin oldu.

DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Nisan 2023’te 9 milyon 138 bin kişi olarak gerçekleşti. TÜİK’e göre 2019 Nisan’da yüzde 13,8 olan dar tanımlı işsizlik Nisan 2023’te yüzde 10,2 olarak gerçekleşti. Ancak aynı yıllarda geniş tanımlı işsizlik yüzde 19’dan yüzde 23,8’e yükseldi.

Öte yandan işsizlik ödeneğinden yararlanma koşullarının ağır olması ve işsizlik sigortası kaynaklarının amacı dışında kullanılması sebebiyle işsizlerin büyük çoğunluğu işsizlik ödeneğinden yararlanamıyor. Nisan 2023’te TÜİK toplam dar tanımlı işsiz sayısını 3 milyon 585 bin kişi olarak açıkladı. İŞKUR’un Nisan 2023 verilerine göre ise bu ayda işsizlik ödeneği alabilenlerin sayısı 392 binde kaldı. Böylece Nisan 2023’te resmi işsizlerin sadece yüzde 10’unu işsizlik ödeneği alabildi. 3 milyonu aşkın işsiz işsizlik ödeneğinden yoksun kaldı. Bu da işsizlerin yaklaşık yüzde 90’ının işsizlik ödeneği alamadığı anlamına geliyor.

Kadın işsizliği tüm işsizlik türlerinde en yüksek kategori olmaya devam ediyor. Nisan 2023 HİA verilerine göre işsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori yüzde 31,3 ile geniş tanımlı kadın işsizliği oldu. İkinci yüksek işsizlik kategorisi ise geniş tanımlı işsizliğidir. Nisan 2023’te geniş tanımlı işsizlik yüzde 23,8’dir.

Nisan 2023’te dar ve geniş tanımlı işsizlik oranı arasındaki makas 13,6 puan oldu. Dar ve geniş işsizlik arasındaki makasın bu denli açılmasının en önemli nedeni zamana bağlı eksik istihdam sayısı, ümidini kaybedenlerin, iş aramayıp çalışmaya hazır olanların ve iş arayıp işbaşı yapamayacak olanların sayısındaki artıştır.”

Paylaşın

DİSK-AR: TÜİK Veri Karartarak, Milyonlarca Emekçinin Geliriyle Oynadı

TÜİK’in enflasyon ölçümünde doğalgaz fiyatını ‘0’ olarak kabul etmesinin çalışanların ekmeğiyle oynamak olduğunu belirten DİSK-AR, “Doğalgaz bedelinin bir bölümünün veya tamamının Hazine tarafından karşılanması bir gelir desteği, sübvansiyondur. Bu tip desteklerin enflasyon hesabından düşülmesi bu desteklerin yarattığı ek gelirin enflasyon hesaplaması yoluyla geri alınması anlamını taşır ve gelir desteklerini anlamsız kılar” açıklamasında bulundu.

DİSK-AR, açıklamasının devamında, “TÜİK enflasyonu hesaplarken benimsediği doğalgazda 0 fiyat uygulamasıyla gelir destekleri ve sübvansiyonların yaratacağı olumlu etkiyi de sıfırlamaktadır. Bu kabul edilemez” ifadelerine yer verdi. DİSK-AR ayrıca TÜİK’in 4 Haziran 2022’den bu yana madde sepetini listesini yayımlamadığını belirterek yargı kararını hatırlattı ve “veri kararttığını” söyledi. “Milyonlarca emekçinin geliriyle oynamıştır” diye de ekledi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mayıs’a ilişkin aylık enflasyonu yüzde 0,04, yıllık enflasyonu da yüzde 39,59 olarak duyurmasıyla ilgili Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) bir açıklama yaptı.

Aylık enflasyonun yüzde 0,04 çıkmasının nedeni olarak TÜİK’in doğalgaz fiyatını ‘0’ kabul etmesi olarak gösteren DİSK-AR, yine doğalgazın enflasyon madde sepetindeki ağırlığının yüzde 2,9 olduğunu aktardı.

TÜİK’in Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerinin giderek tartışmalı hale geldiğini belirtti.

DİSK-AR açıklamasında “Temmuz 2023’te açıklanacak enflasyon oranında da aylık 25 m3 doğalgaz fiyatı düşülerek hesaplama yapılacak. Yaz aylarında doğalgaz tüketimin düşmesi nedeniyle bu durum da enflasyonda aşağı doğru bir baskı yaratacak ve muhtemelen Haziran 2023 enflasyonu da beklenen ve yaşanandan düşük çıkacak. Böylece Temmuz 2023’te altı aylık enflasyona göre zam alacak işçiler büyük kayba uğrayacak” dedi.

TÜİK’in enflasyon ölçümünde doğalgaz fiyatını ‘0’ olarak kabul etmesinin çalışanların ekmeğiyle oynamak olduğunu söyleyen DİSK-AR şu açıklamayı yaptı:

“Doğalgaz bedelinin bir bölümünün veya tamamının Hazine tarafından karşılanması bir gelir desteği, sübvansiyondur. Bu tip desteklerin enflasyon hesabından düşülmesi bu desteklerin yarattığı ek gelirin enflasyon hesaplaması yoluyla geri alınması anlamını taşır ve gelir desteklerini anlamsız kılar.

“TÜİK enflasyonu hesaplarken benimsediği doğalgazda 0 fiyat uygulamasıyla gelir destekleri ve sübvansiyonların yaratacağı olumlu etkiyi de sıfırlamaktadır. Bu kabul edilemez.”

DİSK-AR ayrıca TÜİK’in 4 Haziran 2022’den bu yana madde sepetini listesini yayımlamadığını belirterek yargı kararını hatırlattı ve “veri kararttığını” söyledi. “Milyonlarca emekçinin geliriyle oynamıştır” diye de ekledi.

“Emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 66,9”

TÜİK’in ham verilerini veri alarak yeni bir hesaplama yapan DİSK-AR, farklı gelir grupları için belirlediği enflasyon oranlarını ‘olduğundan daha da düşük’ olabileceği uyarısında bulunarak şöyle paylaştı:

Gıda enflasyonu ortalama yüzde 52,5 olarak gerçekleşirken emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 66,9 oldu.

Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 57,1 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 67,7, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 77,5 olarak gerçekleşti.

Dördüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 52 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 38,6 oldu. Böylece en yoksul gelir grubu yüzde 38 oranında gıda enflasyonu hissederken, en yüksek gelir grubu ise yüzde 77 oranında gıda enflasyonu hissetmiş oldu.

Paylaşın

DİSK-AR Duyurdu: İşsiz Sayısı 8,5 Milyon

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR), “İşsizlik ve İstihdamın Görünümü (2023 1. Çeyrek)” isimli raporunu yayımladı. Rapora göre, geniş tanımlı işsiz sayısı 8,5 milyon oldu.

DİSK-AR, Kayıtlı Tam Zamanlı İstihdam’ın (KATİ) sadece 22,1 milyon olduğunu, her 100 kadından sadece 19’unun kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer aldığını belirtti. Verilere göre gerçek genç işsizliği yüzde 42, genç kadın işsizliği ise yüzde 51.

Sendikanın araştırma sonucu şöyle:

“Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023 1. çeyrek dönemine ait Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) 17 Mayıs 2023’te yayımlandı. Hanehalkı İşgücü Anketleri 6 Şubat 2023’te gerçekleşen deprem felaketi sebebiyle depremden etkilenen 7 kentte gerçekleştirilememiştir.

2023 1. çeyrek dönemi Ocak, Şubat ve Mart 2023 aylarını kapsıyor ve TÜİK’in yeni metodolojisine dayanıyor. Bilindiği gibi TÜİK, Mart 2021’den beri aylık ve üç aylık verileri ayrı ayrı açıklıyor. Aylık veriler daha sınırlı iken üç aylık veriler daha geniş bir kapsama sahiptir.

TÜİK, mevsim etkisinden arındırılmış istihdamda 2022 yılı 1. çeyrek ile 2023 yılı 1. çeyrek arasındaki bir yıllık dönemde 195 bin kişilik bir artış olduğunu açıkladı. Böylece 2023 yılı 1. çeyreğinde 29 milyon 948 bin olarak açıklanan mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı 1. çeyreğinde 31 milyon 558 bin olarak hesaplandı.

2023 1. çeyreğinde mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı ise yüzde 48,4 olarak gerçekleşti. Ancak TÜİK’in resmi istihdam verileri de tıpkı dar tanımlı işsizlik verileri gibi işgücü piyasasına ilişkin gerçeğin sadece sınırlı bir kısmını gösteriyor. İstihdam verileri tek başına istihdamın niteliği konusunda bilgi vermiyor. Bu nedenle alternatif işsizlik hesaplamaları yanında alternatif istihdam hesaplamalarına da ihtiyaç vardır.

TÜİK’in resmi istihdam oranı 2023 1. çeyrekte yüzde 48,4 olarak açıklanırken, DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden hareketle hesaplanan Kayıtlı Tam Zamanlı İstihdam (KATİ) oranı yüzde 33,9 olarak gerçekleşti.

Kadınlarda resmi istihdam oranı yüzde 31,2 iken KATİ oranı yüzde 19,3 ve erkeklerde resmi istihdam oranı yüzde 66 olarak açıklanmışken KATİ oranı yüzde 48,8 olarak hesaplandı. Böylece KATİ oranı resmi istihdam oranından genelde 14,5 puan, kadınlarda 11,9 ve erkeklerde ise 17,2 puan düşük olarak gerçekleşti. DİSK-AR tarafından yapılan KATİ hesaplamasıyla çalışma çağındaki (15+ yaş) 65,2 milyon kişinin sadece 22,1 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı istihdam (KATİ) kapsamında çalıştığı ortaya çıktı.

Çalışma çağındaki 32,9 milyon kadının ise sadece 6,3 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı istidamda (KATİ), çalışma çağındaki 32 milyon erkeğin ise 15,7 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer alıyor. Bu durum nispeten nitelikli istihdamın düşüklüğünü ortaya koyuyor.”

Paylaşın

BİSAM Duyurdu: Açlık Sınırı 9 Bin 814 TL

Türkiye’de sağlıklı ve dengeli beslenmenin maliyeti günlük 327 lira, açlık sınırı ise 9 bin 814 lira oldu. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 33 bin 948 lira olarak gerçekleşti.

Günlük 327 liralık harcama içinde en maliyetli tüketim kalemi 32 lira ile 10-18 yaş arası bir gencin tüketmesi gereken süt ve süt ürünleri miktarı oluşturdu.

Günlük harcamalarda Nisan 2023’de en yüksek maliyet grubunu 114,78 liralık harcama gereksinimi ile süt ve süt ürünleri grubu oluşturdu. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 70,05 lira oldu.

Sebze ve meyve için yapılması gereken günlük harcama tutarı ise 54,93 liraya ulaştı. Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 23,4 lira oldu. Katı yağ ve sıvı yağ ise 19,19 liralık masraf yapılması gereken ürün grupları oldu. Yumurta için 7,81, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 9,13 lira harcama yapılması gerektiği hesaplandı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) Nisan 2023 dönemi için açlık ve yoksulluk sınırı verilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye’de sağlıklı ve dengeli beslenmenin maliyeti günlük 327 lira, açlık sınırı ise 9 bin 814 lira oldu.

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) harcama gruplarına göre endeks rakamları, 2003 yıllı madde fiyatları ile İstanbul Halk Ekmek, zincir market cari ay internet fiyatları ve BİSAM Beslenme Kalıbı üzerinden yapılan hesaplamaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Nisan 2023 için 9 bin 814 lira oldu.

Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 33 bin 948 lira olarak gerçekleşti.

Günlük harcama gereksinimi 327 lira

Günlük 327 liralık harcama içinde en maliyetli tüketim kalemi 32 lira ile 10-18 yaş arası bir gencin tüketmesi gereken süt ve süt ürünleri miktarı oluşturdu.

Günlük harcamalarda Nisan 2023’de en yüksek maliyet grubunu 114,78 liralık harcama gereksinimi ile süt ve süt ürünleri grubu oluşturdu. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 70,05 lira oldu.

Sebze ve meyve için yapılması gereken günlük harcama tutarı ise 54,93 liraya ulaştı. Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 23,4 lira oldu. Katı yağ ve sıvı yağ ise 19,19 liralık masraf yapılması gereken ürün grupları oldu. Yumurta için 7,81, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 9,13 lira harcama yapılması gerektiği hesaplandı.

Paylaşın