Ahmet Davutoğlu’ndan Devlet Bahçeli’ye ’28 Şubat’ Tepkisi

Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, altı siyasi partinin genel başkanının 28 Şubat’ta yapacağı toplantı için “Zillet koalisyonu tarafını deşifre etmiştir” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye tepki gösterdi.

Haber Merkezi / GP Lideri Davutoğlu, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu memlekette 28 Şubat’tan son bahsetmesi gereken kişi Sayın Bahçeli’dir. Çünkü, 28 Şubat’ın Başbakan Yardımcısıdır. 28 Şubat’ta başörtüsü yasağını TBMM’de kim meşru kıldı? Başörtülü olarak milletvekili seçilen bir hanımefendiyi, baskı uygulayarak başını açtırıp Meclis’e kim soktu? Bahçeli soktu. Şimdi 28 Şubat’tan nasıl bahsediyor?” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, altı siyasi partinin genel başkanının buluştuğu toplantı için ise “Sizin o köşeli masanıza karşı biz de Halil İbrahim Sofrası kurduk! Biz Hz. Mevlana torunları olarak herkese gel deriz. Bu sofra Erdoğan ve Bahçeli de dahil olmak üzere herkese açıktır. İktidar böyle rahatsız oldu. Başkaları da rahatsız oldu. İktidarın yaptıkları yüzünden tüm dini ve milli değerlere karşı çıktılar. Bunlar, baş örtü yasağını isteyenler. Bu can bu tendeyken ve Gelecek Parti kadroları buradayken, 28 Şubat’ın tekrar yaşanmasına izin vermeyiz.” dedi.

Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Antalya Belek’te, İl başkanlarının yanı sıra üst düzey yöneticilerinin de katıldığı kampta seçim stratejisi ve yeni döneme ilişkin yol haritası hakkında bilgi verdi. Davutoğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Kiminle konuşsanız çile. Emekliler geçinemiyor. Kadınlarımız her gün cinayete kurban oluyor. Gençlerimiz ümitlerini kaybetmiş. Elektrik faturaları artık bir kira bedeli.

Ülkede olumlu tablo çizen bir Erdoğan ve partisi. Neymiş, küresel bir krizmiş, yurt dışındaki artış dolayısıyla oluyormuş. Bakın verilere, yurt dışındaki artış oranıyla Türkiye’nin bir değil. Bugün Türkiye yönetilemiyor çünkü cahiller değil ülke, hane yönetemez.

ABD’de doğal gaz yüzde 23 artmış, Türkiye’de 2 katı gelmeyen ev var mı? İktidarı kenarda köşede eleştirenler, açıkça eleştiremiyor artık. Bu iktidar böyle bir korku ortamı yarattı. İşte bu yüzden buradayız.

Antalya’da. Biz Gelecek Partililer farklı mahallelerden geldik ama aynı ülkenin vatandaşıyız. Kendi mahallende kalmak, kahraman kesilmek, karşı mahalleye atmak rahat bir hayattır. İktidar bunu istiyor.

Toplumu kutuplaştırarak bölmek istiyor. O yüzden mahallelerimizden çıkalım çağrısında bulunduk. Çünkü biz biliyoruz ki, dar ve sığ kalıplara sıkışmış insanlarla özgürlük, ortak bir bilinç oluşmaz.

Bizi ayrıştırmaya çalışanlara karşı Gelecek Partililer olarak karşı duruyoruz. Adalet diyoruz, demokrasi diyoruz insan onuruna yaraşır refah diyoruz ve biz devleti inşa eden siyasi ahlak diyoruz. Bu bilinçle çağrılar yaptık partilere”

“Sokakta bir huzur oldu, güven oldu”

6 Muhalefet Partisi liderinin yaptığı toplatıyı da değerlendiren Davutoğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Altılı masa oluştu. Selam verdik, selam aldık sünnet diyerek. Kimse kimseye kabalık yapmadı, kimse kimseye kem söz söylemedi. Bir araya gelemez dediler, bir araya geldik.

Ve birileri bundan rahatsız oldu. Bir kesim, iktidar sahipleri, gidecekleri için. İkincisi de iktidarın hatalarını, iktidarın istismar ettiği manevi değerlere yükleyenler. Sokakta bir huzur oldu, güven oldu. İlk defa demokrasi tarihinde çok farklı partilerden gelen kişiler bir araya geldi. Her birimizin kitleleri, görüşleri farklı ama bir araya geldik.

Çünkü memleket yangın yerine döndüyse suyla gidilir, ateşle gidilmez. Biz empati yapmaya karar verdik. Eğer ana damarlar olarak bu ülkede laiklik varsa, o masada oturanlar 28 Şubat laikliğini değil, özgürlükçü laikliği nasıl yerleştirebiliriz konuştuk.

Milliyetçiliği nasıl insan haklarını gözeten şekilde ortaya koyduğumuzu konuştuk. 28 Şubat’a karşı gür sesle haykıranlar bugün yolsuzluğun her türlüsünü bu topluma yaşatıyorsa, önce biz ses çıkaracağız. Kılıçdaroğlu’nun baş örtüsü özgürlüğünden bahsetmesi kıymetlidir. Bir araya geldiysek bu millet bundan memnundur, iktidar rahatsızdır”

“Kendi tarihine bilmez”

Konuşmasında MHP Genel Başkanı Bahçeli’yi de eleştiren Davutoğlu şunları ifade etti; “Bahçeli, şimdi de geometriye merak salmış, onların masası yuvarlak, bizimki üçgen demiş. Türkmen diyarıdır burası, gelenektir yuvarlak masa.

Halil İbrahim Sofrası’dır bu. Onlarınki Kemal Tahir’in dediği gibi Kurtlar Sofrası’dır. Onlar birbirlerini yiyerek buraya geldiler. Ülkenin her köşesinde de Halil İbrahim Sofrası kurmaya geliyoruz. Alevisi, Sünnisiyle, her görüşten insanla. Sonra dedi ki, 28 Şubat’a gün vermek Zillet’in kendini ifşa etmesidir.

Sen bununla ilgili konuşacak son kişisin Bahçeli, Başbakan Yardımcısı’ydın. 28 Şubat’ta baş örtüsü yasağını kim meşru kıldı? Bahçeli, Antalyalı milletvekilinin başını açtırıp öyle meclise soktu. Biz 28 Şubat kararlarıyla mücadele ederken siz o grubun içindeyiz. Türk tarihini bildiğini iddia eder onu da bilmez de, kendi tarihine bilmez.”

Paylaşın

Başkanlık Sistemi Dönüp Erdoğan Ve Bahçeli’yi Vurabilir

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeniden seçilmezse, yerine gelecek olan oyunu aynen onun koyduğu kurallarla oynamaya devam edecek. Yani Bahçeli’nin deyişiyle Türk Tipi Başkanlık sistemi dönüp Erdoğan ve Bahçeli’yi vurabilir.”

Gazeteci yazar Murat Yetkin, DEVA Partisi Ali Babacan’ın muhalefet blokunun iktidara gelmesi halinde Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemini (CHS) değiştirmek için acele etmemesi gerektiği açıklamasına ilişkin olarak, “Cumhur İttifakı’nın aklına getirmek, telaffuz etmek istemediği endişesini açığa çıkardı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeniden seçilmezse, yerine gelecek olan oyunu aynen onun koyduğu kurallarla oynamaya devam edecek. Yani Bahçeli’nin deyişiyle Türk Tipi Başkanlık sistemi dönüp Erdoğan ve Bahçeli’yi vurabilir.” düşüncesini dile getirdi.

Murat Yetkin yazısın devamında, “Ekonomiyi sarsmadan toparlamak için de ülkeyi yeniden bir seçim yorgunluğuna sürüklemeyelim diyor Babacan. Beş yıllık bir geçiş süreci için de, gerekirse koaosiyon protokolüne dönüşecek bir yol haritası öneriyor.

Sanırım liderlerin Çankaya toplantısında sistemi değiştirmek için üzerinde anlaşılan anayasa taslağı kadar bu yol haritası konusu da tartışılacak. Erdoğan ve Bahçeli’nin güçlü iktidar rüyaları olan Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi kabuslarına dönüşebilir.” ifadesini kullandı.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Bahçeli’ye ‘HDP’ Yanıtı

MHP Lideri Bahçeli’nin “HDP’yi meşru organ görmek demek, PKK’yı muhatap almak demektir” açıklamasına yanıt veren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “O zaman o Sayın Genel Başkan’a söyleyelim, HDP’nin TBMM Başkanvekilliği yaptığı zaman el kaldırıp söz istemesinler. Söz istiyorlarsa, nasıl istiyorlar? Biraz mantık olur” dedi.

Haber Merkezi / Ankara’da Gaziler Haftası Buluşması’na katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , Kürt sorununa çözümü ve HDP tartışmaları kapsamında yeni açıklamalarda bulundu.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, gazetecilerin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “HDP’yi meşru organ görmek demek, PKK’yı muhatap almak demektir. CHP yönetimi siyasi ikbal ve istikbalinin çürük şifrelerini Kandil mağaralarının pespaye karanlığında bulmak üzere harekete geçmiştir” açıklamasını hatırlatması üzerine, şunları söyledi:

“Eğer millete hizmet edeceksek, her politikacının samimi ve dürüst olması lazım. Bu ülkenin sorunları var mı? Evet, sorunları var. Bu sorunlar kronikleşmiş mi? Evet, kronikleşmiş. Bugüne kadar çözülmemiş mi? Evet, çözülmemiş. Bir sorun varsa, bu sorunu çözecek organ hangisi? TBMM. TBMM’den daha büyük bir güç yoktur.

“Bu ülkeye huzuru, bu ülkeye barışı birlikte getireceğiz”

Milli Kurtuluş Savaşı’nı veren Meclis, bizim TBMM’dir. Dolayısıyla, ‘adres şöyleydi, adres böyleydi, şu sorun vardı, bu sorun vardı.’ Türkiye’de dünya kadar sorun var. Biz sorunlardan korkmuyoruz. CHP’nin Genel Başkanı olarak da bütün millete açık ve net söylüyorum, sizin oylarınızdan çok sizin sorunlarınıza talibim. Bu sorunları, samimi ve dürüst olarak çözeceğim. Bu ülkeye huzuru, bu ülkeye barışı birlikte getireceğiz. Dostlarımızla beraber getireceğiz.

Yeter artık bu millet bıktı. Kavgadan bıktı. Açlık var, sefalet var, yoksulluk var. Öğrenciler mezun olmuş, yurt bulamıyorlar yaptıkları tartışmalara bak. Bu tartışmalar Türkiye’yi kısır bir sürecin içine sokar. Dürüst ve namuslu olan siyasetçi, ahlaklı olan siyasetçi halkına güven veren siyasetçi doğruları her yerde her ortamda dillendirmek zorundadır, ben de bunu dillendiriyorum. Bunu söylüyorum.

“Söylediğiniz şeylerin mantığı olur”

Sorun var, evet. Bu sorun nerede çözülecek? TBMM’de çözülecek, bu kadar açık bu kadar net. ‘Öbür Genel Başkan şunu söylemiş, şu Genel Başkan bunu söylemiş’ o zaman o Sayın Genel Başkan’a söyleyelim, HDP’nin TBMM Başkanvekilliği yaptığı zaman el kaldırıp söz istemesinler. Söz istiyorlarsa, nasıl istiyorlar. Biraz mantık olur. Söylediğiniz şeylerin mantığı olur, mantık çerçevesinde hareket edersiniz.

“Bütün sorunlarını çözmeye kararlıyım, dostlarımızla beraber çözeceğiz”

Onu düşmanlaştır, bunu düşmanlaştır, kamplaşma yap. Bu kadar dert varken bunların derdi mi yok ya. Çocuklar yatağa aç giriyor. Sen 20 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’nde görev yapıyorsun, yönetiyorsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, 20 yılda yurt sorununu çözemedin. Bir yılda çözülecek sorunu çözemedin. Şimdi kalkmış bana bir sürü laf ediyorlar. İstediklerini etsinler yine söz veriyorum, bu ülkenin bütün sorunlarını çözmeye kararlıyım, dostlarımızla beraber çözeceğiz.

Sorunlarla boğuşan değil, nefes alan bir Türkiye’ye ihtiyacımız var. Sorunlarıyla ‘nereye gidiyor bu memleketin hali’ diye sormayacak vatandaş, o sorunlardan sıyrılacak, görkemli, güzel, ahlaklı, temiz bir siyaseti ve onun büyüttüğü Türkiye’yi görecek. Hedefimiz bu.”

Paylaşın

Bahçeli ile Davutoğlu arasında ‘serok’ gerilimi

MHP Lideri Bahçeli’nin bugünkü grup toplantısında kendisini hedef alan sözlerine cevap veren GP Lideri Davutoğlu, “‘Serok’ ifadesini bir hakaret ifadesi olarak kullanmak suretiyle sadece bana saldırmıyor; bu toprakların has dili olan Kürtçeye de bir ithamda bulunuyor, ‘bölücülükle’ özdeşleştiriyor Kürtçeyi” dedi.

Haber Merkezi / MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu arasındaki ‘serok’ tartışması devam ediyor. Bahçeli’nin kendisini hedef alan sözlerine Hatay’da çektiği videolu açıklama ile yanıt veren Davutoğlu, şöyle dedi;

“Sayın Bahçeli, ‘Serok’ ifadesini bir hakaret ifadesi olarak kullanmak suretiyle sadece bana saldırmıyor; bu toprakların has dili olan Kürtçeye de bir ithamda bulunuyor, ‘bölücülükle’ özdeşleştiriyor Kürtçeyi.

Şimdi kendisine sesleniyorum. ‘Zillet’ nerede biliyor musunuz? Bu ülkenin has dillerinden olan bir dilin kullanılmasında değil; ‘zillet’, aziz Türkçemizin doğduğu Kaşgar’da, o aziz topraklarda konuşulan Türkçenin yasaklandığı bir zulüm döneminde, Uygur kardeşlerimizin toplama kamplarında her türlü muameleye maruz kaldıkları, Uygur bacılarımızın tecavüze muhatap oldukları bir dönemde susmaktır ‘zillet’ sayın Bahçeli.

Bütün dünya ayaktayken, Doğu Türkistan’daki zulme karşı sessiz kalmak ‘zillettir.’ Ankara, mazlum milletlerin de başkentidir. Bizi ‘zilletle’ suçlayacağınıza Erdoğan’a gidin ve Doğu Türkistan için sesini yükseltmesini söyleyin ya da siz yükseltin.

‘Zillet’ nerede biliyor musun sayın Bahçeli? 24 Nisan’da ‘soykırım’ ifadesini kullanan Joe Biden karşısında, sadece bir kahve içebilmek için sessiz kalmanın adıdır ‘zillet çamuru.’

Eğer ‘zillet çamurundan’ bu ülkeyi kurtaracaksanız, ayın Erdoğan’a şahsi ilişkileri için milletin itibarını yerle bir etmesinin hesabını sorun.

‘Zillet’ nerededir biliyor musunuz sayın Bahçeli? Köklü bir devlet geleneğine ve siyaset geleneğine sahip olan bu milletin bütün bu geleneklerini sarsan yolsuzluk iddiaları karşısında sessiz kalmaktır ‘zillet’ sayın Bahçeli. ‘Zillet çamuruna’ batanlar, yolsuzluk çamuruna sessiz kalanlardır.

‘Bölücülüğe’ gelince… Gerçek bölücülük, bu toprakların evlatlarını dil, din, mezhep, etnisite farklılıkları dolayısıyla birbirine düşman kılmaktır. Gerçek bölücülük, Ankara dışına çıkmadan, vatan birliğinden bahsetmektir. Bakın ben her yerdeyim…

Bana Toroslarda ‘Yörük Ahmet’ denir sayın Bahçeli, Diyarbakır’da ‘Serok Ahmet’ denir, Erzurum’da ‘Dadaş Ahmet’ denir, Balkanlarda ‘Boşnak Ahmet’ denir, Kırım’da ‘Tatar Ahmet’ denir.

“Her yerde onurla dolaşırız”

Biz bu kimlikleri bünyemizde barındırdığımız için bugün Anadolu’da, Rumeli’de, gönül coğrafyamızda, Kafkaslar’da, her yerde onurla dolaşırız.

‘Bölücülük’, millet evlatlarının arasında ayrım yapmaktır; bu ülkenin dilleri, örfleri arasında ayrım yapmaktır. Aziz Türkçemizi sonuna kadar savunurken, yine bu toprakların dili olan Kürtçemizin de özgürce kullanılmasına her zaman sahip çıkacağız.

Sayın Bahçeli, son sözüm şu: Net olarak söyleyin, kamuoyu duysun. ‘Serok’ ifadesini kullanmak bölücülükse, bir suçsa sayın Erdoğan bir suç mu işlemiştir? Acaba kastı nedir? Hangi ‘zillet ittifakının’ içinden gelerek ‘Serok’ ifadesine sessiz kalabilmiştir?

Eğer ‘Serok’ ifadesi suçsa, sayın Erdoğan’la ilk çay sohbetinizde bunu hesabını ona sorun. Yok eğer ‘Serok’ ifadesi suç değilse bana ve Kürtçeyi anadili olarak kullanan vatandaşlarımıza karşı bir özür borcunuz var, derhal özür dileyin.

Laf kalabalığını bırakın ve tavrınızı ortaya koyun. ‘Serok’ ifadesi konusunda Erdoğan’a ne diyeceksiniz, onu söyleyin.

“Serok Ahmet gafletinin pençesindedir”

Bahçeli partisinin TBMM’deki grup konuşmasında ne demişti?

“Hiç kimse niyet okuyuculuğu yapmasın, buzağıyı yanlış yerde aramasın. Serok Ahmet fitneyi bıraksın, buradan kendisini doyuracak ekmek çıkmayacaktır. Onun ‘serokluğu’ bölücülüğün umududur, terör örgütünün taltifidir, Türkiye’nin temellerini dinamitlemenin şifresidir.

Serok Ahmet zillet çamurunun içinde çırpınmaktadır. Görüyoruz ki siyasette zillet ittifakına melanet bir rol biçilmiş, takviye güç olarak bölücü ve yıkıcı unsurlar öne çıkarılmış, dış destek olarak uluslararası platformlar ve husumetle temellenen sivil toplum kuruluşları sürece dahi edilmişlerdir.”

Paylaşın

Gazeteci Gürsel: Bahçeli’nin Örtülü Hedefi Erdoğan’dır

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Antalya’da MHP’li il başkanlarıyla bir araya geldi ve basın toplantısı düzenledi.

MHP Lideri Bahçeli, konuşması sırasında Türkiye’nin kurucu Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum yılı olan 1881’e atıf yaparak 31 Mart yerel seçimlerini değerlendirdi ve “Oy oranımız yüzde 18.81’dir. 18.81, 1881’dir. O da Atatürk’ün doğumudur” dedi.

Gazeteci Kadri Gürsel, “Bahçeli’nin 18,81 varsayımından Atatürk’ün doğum yılına uzanan numerolojinin örtülü hedefi Erdoğan’dır” dedi.

Gürsel’in twitter üzerinden konuya ilişkin yaptığı paylaşım şöyle:

“Bahçeli, AKP’ye ‘yüzde 33’e düştünüz’ demiş oluyor. Hesap basit, Cumhur’un yüzde 52’sinden Bahçeli’nin yüzde 18,81’ini çıkarınca 33,19 kalıyor. Bahçeli’nin 18,81 varsayımından Atatürk’ün doğum yılına uzanan numerolojinin örtülü hedefi Erdoğan’dır. Çok ilginç!”

Paylaşın