HEDEP’li Doğan’dan CHP’li Fırat’a Sert Tepki: Gizli Protokol Bizim İşimiz Değil

CHP’li Ali Haydar Fırat’ın “AKP ile HEDEP arasında pazarlıklar yapıldığını biliyoruz. İstanbul’da aday çıkartmaları için görüşmeleri var” sözlerine tepki gösteren HEDEP Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Gizli protokol yapmak bizim işimiz değil” dedi.

Haber Merkezi / Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 28 Mayıs seçimleri öncesi gizli bir protokol imzalamıştı. Özdağ’ın yakın zamanda sosyal medya hesabından gizli protokolü paylaşmıştı. Protokole göre, Zafer Partisi’ne 3 bakanlık ile belirlenen bakan yardımcılıkları veriliyor ve atamalar Özdağ ile yapılıyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi (PM) üyesi Ali Haydar Fırat, Gazeteci Nevşim Mengü’nün YouTube’daki programında, “AKP ile HEDEP arasında pazarlıklar yapıldığını biliyoruz, İstanbul’da aday çıkartmaları için görüşmeleri var. Antalya ve Mersin’de de var. İktidar tarafından kayyım meselesinin de pazarlık konusu yapıldığının… İktidar bunu bir sopa olarak kullanıyor. Bu siyaset değil bu rezillik!” ifadelerini kullandı.

Ali Haydar Fırat’ın sözlerini sosyal medya hesabından paylaşan HEDEP SÖzcüsü Ayşegül Doğan şu ifadeleri kullandı:

“On yıllardır hukuk siyasetin sopası olamaz, olmamalıdır diyoruz. Ağır bedellerle, buna karşı özgürlük, eşitlik, adalet ve barış mücadelesi veriyoruz. Size tavsiyem, iddia dahi olamayacak bu spekülatif, algı yaratmaya dönük yorumlarınızı yapmadan önce, eski gazeteci, yeni siyasetçi olarak olası kaynaklarınıza dikkat etmenizdir. Aksi takdirde yalan haber yaymaktan en hafif deyimiyle mahcup olabilirsiniz! Yeri gelmişken hatırlatayım, “gizli protokol”yapmak bizim işimiz değil!”

Paylaşın

Yerel Seçimler: Ekrem İmamoğlu’nun 6 Avantajı

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça partilerin ve ittifakların seçim çalışmaları da hız kazandı. İktidardan muhalefete tüm siyasi partilerin gözü İstanbul’da.

2019 yerel seçimlerinde muhalefet partilerinin ittifakıyla kazanılan İstanbul’da bu kez İYİ Parti kendi adayını çıkaracak. HEDEP’in (Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi) eğilimi de aday çıkarma yönünde. Böyle bir tabloda “Ekrem İmamoğlu yeniden kazanabilir mi” diye soruluyor.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yakın çalışma ekibine göre bu mümkün. İstanbul’da bir şehir ittifakı yaratıldığını ve seçim sürecinde bunun geliştirilebileceğini söyleyen partililere göre İmamoğlu’nun bir dizi avantajı var. Bu avantajlar şöyle sıralanıyor:

1) Ekrem İmamoğlu mevcut belediye başkanı olarak yarışa bir adım önde başlıyor.

2) Anketler İYİ Partililerin yüzde 63’ünün CHP ile ittifaktan yana olduğunu gösteriyor. Ekrem Bey’e destek daha fazla. İYİ Parti adayı büyük etki yaratmaz.

3) İstanbul’daki Kürt seçmende Demirtaş etkisi kuvvetli. Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın adaylığı konuşuluyor. Demirtaş ile denk düşecek bir isim aday olmazsa İmamoğlu Kürt seçmenden aldığı oyu büyük ölçüde koruyabilir.

4) AK Parti’nin en geniş seçmen kitlesi yoksullar. İmamoğlu 5 yıllık görev süresince bu konuda iyi bir sınav verdi. Hem ihtiyaç sahiplerine yardım bütçesi artırıldı hem de partizan davranılmadı. İmamoğlu İstanbul’da yoksullardan, AK Parti seçmeninden önceki seçime göre çok daha fazla oy alacak.

5) Cumhurbaşkanlığı seçimi ülke genelinde 52-48 Erdoğan lehine bitti ama İstanbul’da Kılıçdaroğlu 4 puan öndeydi. 16 Nisan referandumundan yana devam eden bu tablo da İmamoğlu için bir avantaj.

6) AK Parti’nin konuşulan adayları Murat Kurum, Adil Karaismailoğlu ya da Tevfik Göksu gibi isimler ne partilerinde ne de seçmen nezdinde heyecan yaratıyor. Hiçbirinin CHP, HEDEP’ten oy alma potansiyeli yok. Ama iyi bir seçim süreci yönetilirse İmamoğlu AK Partililerin yanı sıra MHP seçmeninden de oy alabilir.

CHP’den İstanbul’a çıkarma

Öte yandan CHP geçtiğimiz hafta yerel seçim çalışmaları kapsamında 100 milletvekiline 68 ilde çalışma yaptırdı. 2-3’lü heyetler halinde yapılan çalışmada esnaf, vatandaş buluşmaları yapıldı, aday adayları dinlendi.

Milletvekillerinin hazırlayacakları raporlar MYK ve PM’nin aday belirleme sürecine yardımcı olacak. Kalan iller için de önümüzdeki günlerde yeni yeni heyetler görevlendirilecek. Her biri yüzbinlerce nüfus barındıran 39 ilçeli İstanbul içinse tam bir çıkarma yapılacak.

İstanbul’a aralarında Parti Meclisi üyelerinin de bulunduğu yaklaşık 40 kişiden oluşan bir milletvekili grubunun görevlendirilmesi bekleniyor. Aynı şekilde CHP’li çok sayıda belediye bulunan İzmir için de geniş bir grup görevlendirilecek.

Paylaşın

CHP İle HEDEP Görüşecek Mi? Özgür Özel Açıkladı

HEDEP ile bir görüşme olup olmayacağına yönelik soruya CHP Lideri Özgür Özel “Mutlaka görüşme olur. Görüşmenin ev sahibinin kimin olduğunun talebin kimden geldiğinin de böyle gerilim konusu yapabilecek bir sürecin içinde değiliz, doğru da değil” cevabını verdi.

CHP Lideri Özel, “Türkiye’de herkesin birbirine rezervi var ama CHP’nin özellikle seçmenlerine duyduğu saygıdan dolayı, Türkiye’de Cumhuriyeti kuran parti olmasından dolayı, çok partili siyasi rejimin kazandırılmasındaki çok önemli rolünden dolayı en güçlü kasımız tüm siyasi partilerle görüşebilen, ziyaret edebilen ve ziyaret kabul eden bir parti olmamızdır. Bu noktada hiçbir zorluk yaşayacağımızı düşünmüyorum” diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Almanya’ya yapacağı ziyaret öncesinde DW Türkçe’den Kıvanç El’in sorularını yanıtladı. HEDEP ile ilişkili sorulara CHP Lideri Özel, şu şekilde yanıt verdi:

“Her zaman birlikte olmak, yalnız olmaktan iyidir. Siyasi partilerin illa bir protokole bağlanması da gerekmiyor. Geçmişte bunun birçok örneği, birçok siyasi partiyle yaşandı. Bazen protokolle yapılan anlaşmalar, protokol olmaksızın ortaya çıkan doğal iş birliklerinden daha eksik sonuçlar da verdiği oldu.

HEDEP’in “iletişimin açık olarak yürütülmesi”, “görüşmelerin kamuoyundan saklanmaması” gibi taleplerini son derece makul, mantıklı ve olması gereken olarak görüyorum. Biz daha önce de genel başkanlarla konuşmuştuk, partilerin birbirini ziyareti noktasında benim hiçbir siyasi partiye rezervim yok. “CHP’nin en çok hangi özelliğiyle övünüyorsunuz veya en çok en güçlü kası neresidir” diye sorarsanız cevabım; her siyasi partiyle bayramlarda törenlerde bayramlaşabilen, birbirini kutlayabilen, el sıkışabilen oturup konuşabilen tek partiyiz.

Türkiye’de herkesin birbirine rezervi var ama CHP’nin özellikle seçmenlerine duyduğu saygıdan dolayı, Türkiye’de Cumhuriyeti kuran parti olmasından dolayı, çok partili siyasi rejimin kazandırılmasındaki çok önemli rolünden dolayı en güçlü kasımız tüm siyasi partilerle görüşebilen, ziyaret edebilen ve ziyaret kabul eden bir parti olmamızdır. Bu noktada hiçbir zorluk yaşayacağımızı düşünmüyorum.

Mutlaka görüşme olur. Görüşmenin ev sahibinin kimin olduğunun talebin kimden geldiğinin de böyle gerilim konusu yapabilecek bir sürecin içinde değiliz, doğru da değil.

İstanbul’u Ankara’yı biz, iş birliği olsun ya da olmasın, kazanabiliriz ama güçlü bir İstanbul ittifakını sağladığımızda daha iyi kazanırız, daha çok belediye kazanırız. Belediye Meclisi’ndeki çoğunluğumuz garanti olur. Belki fark daha çok olur ve bu daha iyi yönetmek için bir imkan. Şimdi bugün İstanbul’da da Ankara’da da belediye başkanları çok güzel işler yapıyor ama ayaklarına da belediye meclis çoğunluğumuz olmadığı için zincir vurulmuş durumda. Sürekli onların yapmak istedikleri faaliyetler kısıtlanıyor.

İstanbul’un, Ankara’nın ulaşım sorununa yönelik defalarca yaptığımız taleplerin, UKOME’deki çoğunluk iktidar partisi tarafından yönlendirildiği için, nasıl engellendiğini bütün İstanbullular, Ankaralılar gözleriyle gördü. O yüzden iş birliği, güç birliği her zaman iyidir. Olmazsa dünyanın sonu değildir. O zaman başka iş birliklerine, başka birlikteliklere bakılabilir, toplumdan talep edilebilir. Bunun zaman zaman başarıldığı da oldu. O açıdan dünyanın sonu olarak da görmüyorum ama birliktelik her zaman iyidir.”

Paylaşın

Yerel Seçimler: CHP’nin Hedefi İYİ Parti Tabanı

31 Mart 2024’te yapılması planlanan seçimler yaklaştıkça partilerde çalışmalarına hız verdi. CHP, örgütleri aracılığıyla, seçimlerde iş birliği teklifini kabul etmeyen İYİ Parti yönetimi yerine partinin tabanı ile temas etmeye hazırlanıyor.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP), işbirliğine kapıları kapatmayan HEDEP ile de görüşmesi bekleniyor. HEDEP’in Türkiye’deki en politik parti olduğunu kaydeden CHP’liler, “Bu nedenle HEDEP yönetimi ile görüşmeyi önemsiyoruz” değerlendirmesini yapıyor.

İYİ Parti’nin (İYİP) yerel seçimlerde işbirliğine kapıları kapatmasının ardından CHP, seçim çalışmalarına bugün itibarıyla başlayacak. İlk etapta 100 milletvekili, seçim bölgelerine dağılacak. CHP milletvekilleri, seçim bölgelerindeki aday adaylarıyla bir araya gelecek, seçmenin nabzını yoklayacak.

31 Mart 2024 tarihindeki yerel seçimler için kentlere dağılacak milletvekilleri, seçim bölgelerindeki aday adayları ile görüşerek aday belirlenme sürecini resmen başlatacak. Milletvekillerinin aday adayları ile görüşme süreci en geç 10 gün içerisinde tamamlanacak.

Birgün’den Mustafa Bildirci’nin haberine göre; CHP’de örgütlere İYİ Parti’nin tabanı ile temasta olmaları talimatı verildi. Partisinin grup toplantısında, “İYİ Partililer iyi insanlardır” mesajı ile örgütüne seslenen CHP Lideri Özgür Özel’in mesajları da İYİ Parti tabanına anlatılacak.

Öte yandan CHP içinde, Özgür Özel’in CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturmasının ardından İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in hayırlı olsun ziyareti gerçekleştirmemesinin tabanda yarattığı rahatsızlık da konuşuluyor. Parti kaynakları, “Tabanımız, Meral Hanım Genel Başkanımıza hayırlı olsun ziyaretine gelmeden bizim oraya gitmemizi eleştiriyor” ifadelerini kullanıyor.

Örgütler aracılığıyla İYİ Parti’nin tabanı ile temas etmeye hazırlanan CHP’nin, işbirliğine kapıları kapatmayan HEDEP ile de görüşmesi bekleniyor. HEDEP’in Türkiye’deki en politik parti olduğunu kaydeden CHP’liler, “Bu nedenle HEDEP yönetimi ile görüşmeyi önemsiyoruz” değerlendirmesini yapıyor.

HEDEP cephesi ise CHP ile lokalde işbirliğine sıcak bakıyor. Olası ittifaka kapılarını kapatmayan ve “Herkesle görüşmeye hazırız” mesajını veren HEDEP’te, “Kürt sorunuyla ilgili en cesur açıklamaları CHP Genel Başkanı Özgür Özel veriyor” değerlendirmeleri yapılıyor.

Paylaşın

CHP Lideri Özgür Özel: Milletimizle İttifak Yapacağız

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Lideri Özgür Özel, İYİ Parti’nin CHP’nin yerel seçimlerde “iş birliği” önerisini reddetmesine ilişkin, “Bundan sonra ittifak arayışımızı toplumsal tabana yayacağız” dedi ve ekledi:

“İstanbul’a ihanet edenler İstanbul’a geri dönmesin diye, Ankara’yı parsel parsel satanlar dönüp kaldıkları yerden devam etmesin diye, Tayyip bey helikoptere binip Arap şeyhlerine arsalarımızı pazarlamasın diye bütün milletimizle ittifak yapacağız. Bu yol, yürüyüş bizim tek başımıza yürüyeceğimiz bir yol değildir. Bütün milletimizi ranta, talana karşı halkçı belediyecilikte birleşmeye davet ediyorum.”

Enflasyon rakamlarına ilişkin de konuşan CHP Lideri Özel, “TÜİK’e göre yüzde 62, ENAG’a göre yüzde 129. İktidar seçimden önce enflasyonu düşüremeyince gaz etkisiyle düşürmeye çalışmış ve 25 m3 yardım yapmıştı. TÜİK bunu doğalgaz fiyatını 0’a indirip enflasyonu düşürmüştü. TÜİK bu ay hesabında doğalgazın m3 fiyatına yüzde 478 zam hesaplamış. Enflasyona sadece 1.21 puanlık katkı yapmış. Nasıl çarpıtma yapıldığı ortada. TÜİK, allem ediyor kallem ediyor enflasyonu yüzde 62 olarak belirliyor” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Özgür Özel’in açıklamaları şöyle:

“Yurtlarda yaşananlar devam ediyor. Bir yandan asansör kazaları şimdi trafik kazası. Diğer yanda yemekten zehirlenmeler. Gölge Kabinemizde Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcımız bir çalışma yaptı. 10 milletvekilimizi görevlendirdik. Heyetler halinde Türkiye’nin dört bir yanından KYK yurtlarını denetlemek, öğrencilerle görüşmek üzere bir komisyon oluşturduk. Ortaya çıkan sorunlar çözülene kadar bu işin üzerinde duracaklar. Bir şikayet hattı ilan edeceğiz. Yurtlarda usulüne uymayan ne varsa ihbar edilecek. Bir gerçek var.

Neden bu yurtlarda yemek kalitesi düştü? Neden asansör kazaları peşi sıra geliyor? Çünkü bu iktidar bilerek ve isteyerek pek çok yatırıma imkan, para buldu. Köprü, yol bıraktı. Müteahhitlere otoyollar yaptırdı ama yurt yaptırmadı. Çünkü öğrencilerimiz bir takım cemaatlerin, tarikatların çaresizce kucağına düşsün, gencecik zihinler bunlar tarafından ‘kindar’ nesiller olarak yetiştirilsin diye. CHP bu oyunu biliyor. Bu meselenin üstüne kararlılıkla gidiyor. Bunun peşini bırakmayacağız.

Samsun’da yaşanan trafik kazasında AKP’nin Artvin Gençlik Kolları Başkanı Doğukan İslamoğlu ve yanında Tolgahan Topuz ve Nuhçevan Çevik hayatlarını kaybettiler. Taziye dileklerimizi aktardık. Allahtan rahmet diliyorum. Hafta sonu hep birlikte Manavgat’taydık. Kurultay tartışmalarını geride bıraktığımız, bütün dünyaya örnek olan bir demokrasi şöleninden sonra biz oturduk ve bundan sonraki yerel yönetim stratejimizi ve geleceği konuştuk.

Bugün tarihi bir günün yıl dönümü. 5 Aralık 1934’te TBMM’de bir kanunu düzenleme yapıldı. Bu düzenleme ile kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi. Bu düzenlemeden sonra Meclis’e 18 kadın milletvekili girdi. O gün ilk kararla birlikte 18 kadın girdi. Aşamalar kaydedildi. Bugün 600 vekilden 119’u kadın. Yüzde 19.8. Hayatın yarısı kadın, Meclis’in yüzde 19’u kadın. Maalesef CHP de ortalamanın bir tık altında.

Bizim övünebilmemiz için bu Meclis’te ve her tarafta kadının eşit temsilini savunmamız ve hayata geçirmemiz gerekiyor. Kurultaya giderken gençlik dedik yaş ortalaması 43 olan bir Meclis kurduk. Daha çok kadın dedik çok sayıda kadın göreve geldi. O görevlendirmeyi Tayyip bey 17 erkek, 1 kadın diye yaptı. Bizim iktidarımızda adı Kadın ve Eşit Temsil Bakanlığı olacaktır. Ancak AKP tarafından kadına verilen mesaj; “senin yerin ailedir, evdir. Ekonomi, İçişleri senin işin değildir” Hayatın yarısı kadındır, yarısı erkektir.

Ülkeyi yıllardır yöneten, doğru düzgün yasalar hazırlamak yerine torba yasalar hazırlayan iktidar yine Meclis’i bütçe görüşmelerinden önce bir torba kanunla meşgul etti. Torba kanunlara karşıyız. Torba kanunda öyle bir madde var ki bütün itirazlara rağmen 7 yıl önce BDDK’yı Ankara’dan İstanbul’a taşıdılar. Şimdi o kurulun üyelerine şimdi 30 bin, yılbaşından sonra 42 bin olacak şekilde ilave ödenek koyuyorlar.

Gerekçe, İstanbul’da geçinemiyorlarmış. Ben bunu ev kiralarının fırladığı yerlerde çalışan bütün kamu çalışanları için söylemiştim. İstanbul’daki bütün memurlar eşit ama BDDK’cılar daha eşit. Diğerleri daha az eşit. Adres ve kapsam yanlış. Buradan AKP Genel Başkanına sesleniyorum. O maddeyi geri çekin. Hep birlikte o maddeyi düzenleyelim. İstanbul’da, büyükşehirlerimizde kira sorunu yaşayan tüm memurlara ve işçilere kira yardımı yapmaya varsan bir buradayız hodri meydan.

Emeklilerin en az asgari ücret kadar ücret almasına, bu 5 bin liranın her ay alınması gerektiğini söyledik. AKP ve MHP buna yanaşmıyor. Bütün emeklilere Devlet Bahçeli’yi ve Recep Tayyip Erdoğan’ı şikayet ediyorum.

CHP’nin tarihinde övündüğü çok şey olduğu gibi bugünde övündüğü çok şey var. Bunlardan bir tanesi temiz belediyecilik, dürüst, sosyal ve yeşil belediyecilik. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız, kendisi son 25 yıldır Muğla’ya hizmet etti. Türkiye’nin dünyadaki ekonomik durumu ortada. İktidar bugünlerde Türkiye’nin kredi notunu B’ye çıkardığı için övünüyor. Dünyada çeşitli notlar var. Bu kredi notlarında verebileceği en yüksek not AAA ve Türkiye’de bir kurumun notu AAA.

O kurum Muğla Büyükşehir Belediyesi. İyi mali disiplin, çalmamakla, çaldırmamakla oluyor. Bu kredileri almış da -çünkü devletten bir şey alabildikleri yok- ne yapmış? Son 10 yılda sadece 642 km kanalizasyon hattı yapmış. Osman başkan döneminde yapılan bütün yolların uzunluğu 3 bin kilometre Muğla’dan Hollanda’ya kadar. Erdoğan prompterdan yatay mimari okur, yandaşlara gökdelenleri diktirir sonra ‘Ben bu şehre ihanet ettim’ der.

Muğla’da dört kattan fazlasına imar verilmemiş. Osman Gürün devam etse devam eder ama bize ‘Ben Muğla’ya hizmet ettim. Siz bundan sonraki süreçte gençler, kadınlar diyorsunuz. Ben bundan sonra Muğla’nın ağabeyi olarak bayrağı teslim ediyorum’ diyor. Çanakkale’de Türkiye’nin ilk AB destekli Katı Atık Yönetim Yatırımı yapılmış 2019’da. 2048’e kadar devam edecek. Ülgür Gökhan’a teşekkür ediyorum.

Antalya’da 2,6 milyon kişi yazıyor. Oysa 16 milyonu yabancı 10 milyonu yerli 26 milyon turist geliyor. Yani, 1 kişilik destek görüyor yerel yönetimler 10 kişilik hizmet yapıyor. Bu durumda 26 milyon kişinin atık suyunu bu bütçe ile arıtamıyorsunuz. Devletin buna destek olması lazım. Kültür ve Turizm Bakanı destek oluyor, onların çevreye duyarlılığı yok, ben yapıyorum diyor. Bir evrak getiriyorlar, belediye başkanının önüne koyuyorlar. Arıtmayı yaparım yoksa seni sorumlu tutarım, imza at, 25 yıl atık su bedeli benim diyorlar.

Oysa amorti etmesi için 5 yıl yetiyor. Yani Muğla’nın, Antalya’nın, Aydın’ın atık su bedelini, sırf belediye başkanlarının çevre duyarlılığı ve gerçekte yapması için onların sırtına yüklediği için o kentin 25 yıllık atık su bedelinin üstüne çöküyorlar. Belediyede kalsa 5 yıl sonra Muğla, Antalya, Aydın o şehre harcayacak ama o parayı hortumluyorlar. Neden o kentin gelirlerine çöküyorsun?

Belediye Başkan adaylarımıza da şunu söyleyeyim. Artık illerindeki kampanyalara katkı sağlayacaklar ama iyi mali disiplin altyapı ile ilgili projeler yazılırken mutlaka sayın Osman başkanımız ve Ülgür Gökhan gönüllü danışmandır. Bir kavuşma var. Tanju Özcan, birlikte görev yaptığımız Bolu’ya hizmet eden belediye başkanımız geçen hafta aramıza döndü. Hoş geldiniz.

6 Şubat, 10 ilimizi etkisi altına alınan büyük bir depremi yaşadık. Yarın 10’uncu ayı. Dün Gemlik merkezli bir deprem oldu İstanbul’da da hissedildi. Yine unutulan gerçek herkesin yüzüne geldi. Yaz aylarında Çevre Bakanı Özhaseki “Gerekirse yazın çalışıp, gerekli düzenlemeleri yapacağız” demişti. Yazın bu konuda kapımızı çalan olmadı. Ekim’de bir şeyler yaptılar ama son derece yetersiz. Depreme dirençli bir kent yaratmak açısından son derece yetersiz. Kentsel dönüşüme de hizmet etmeyen bir anlayış var.

“Biz, dirençli kentleri üretmek için var gücümüzle çalışıyoruz”

Sınıfsal bir ayrımcılık yapıldığına dair çok ciddi eleştiriler var. Ezbere ve zenginleri kayıran, yoksulları dışlayan bir çalışma yapılıyor. İstanbul depremi yaklaşıyor. Bu konuda merkezi yönetim ne yapıyor? Süleyman Soylu’nun başını iki elinin altına alıp yere çöktüğü görüntü hariç kayda değer hiçbir şeyden haberdar değiliz. Çevre Bakanı da İstanbul’un sorununa bakmak Hatay’da Maraş’ta Malatya’da çadırda yaşayan depremzedelere çözüm üretmek yerine Kayserispor’un priminin pazarlığını yapıyor. Biz, dirençli kentleri üretmek için var gücümüzle çalışıyoruz.

Dün enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK’e göre yüzde 62, ENAG’a göre yüzde 129. İktidar seçimden önce enflasyonu düşüremeyince gaz etkisiyle düşürmeye çalışmış ve 25 m3 yardım yapmıştı. TÜİK bunu doğalgaz fiyatını 0’a indirip enflasyonu düşürmüştü. TÜİK bu ay hesabında doğalgazın m3 fiyatına yüzde 478 zam hesaplamış. Enflasyona sadece 1.21 puanlık katkı yapmış. Nasıl çarpıtma yapıldığı ortada. TÜİK, allem ediyor kallem ediyor enflasyonu yüzde 62 olarak belirliyor.

CHP Genel Başkanı olarak seçildiğim günden itibaren tüm muhalefetin bir araya gelerek yerel seçimlerde iş birliği yapmasını savundum. İttifak kelimesini kullanmadım çünkü o kelime yoruldu ve yıprandı. Kentler bazında hem de yereldeki CHP’nin örgütlerinin ve diğer partilerin örgütlerinin olgunlaştırdığı çözümler karşılıklı kazandıran çözümler olabilir. Bunun için hem bütün topluma hem de siyasi muhataplarımıza çağrılar yapıyoruz. 30 Kasım günü bu kapsamda İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i heyetimizle birlikte ziyaret ettik.

Sayın Akşener’e 81 ilde aday çıkarma noktasındaki GİK kararından haberdar olduğumuzu, bu kararın gözden geçirilebilir olup olmadığını, mümkünse bunun bir kez daha gözden geçirilmesini önerdim. Müzakereler sırasında ‘Ne teklif ediyorsunuz’ diye sorulduğunda ‘Bir masa kuralım, konuşalım. İş birliği yapalım. En iyi sonucu alalım. Birbirimize ve Türkiye’ye kazandıralım’ dedik.

Kendileri bunu GİK’e götüreceklerini söylediler ve dün görüşüldü. GİK’in kararı tek başına girmeleri yönünde oldu. Alınacak her iki karara da saygılıyız demiştim, bu saygıyı muhafaza ediyoruz. İYİ Parti, CHP’nin geçmişte çok önemli ittifaklar yaptığı, çok kıymet verdiğimiz bir partidir. Ben yakasında güneş gördüm mü ‘İyi bir insanlar karşılaştık’ derim. Çünkü İYİ Parti’nin seçmeleri gerçekten iyi insanlar. Bütün örgütümüzden talebim şudur. Eski dosttan düşman olmaz. Sakın İYİ Parti bir karar verdi diye sıkıntımız olduğunu düşünmeyin.

Bundan sonra ittifak arayışımızı toplumsal tabana yayacağız. İstanbul’a ihanet edenler İstanbul’a geri dönmesin diye, Ankara’yı parsel parsel satanlar dönüp kaldıkları yerden devam etmesin diye, Tayyip bey helikoptere binip Arap şeyhlerine arsalarımızı pazarlamasın diye bütün milletimizle ittifak yapacağız. Bu yol, yürüyüş bizim tek başımıza yürüyeceğimiz bir yol değildir. Bütün milletimizi ranta, talana karşı halkçı belediyecilikte birleşmeye davet ediyorum.”

Paylaşın

ABB Başkanı Yavaş’tan İYİ Parti’nin ‘Ret’ Kararına İlişkin İlk Açıklama

ABB Başkanı Mansur Yavaş, İYİ Parti’nin CHP’nin yerel seçimlerde “iş birliği” önerisini reddetmesine ilişkin yaptığı açıklamada, “Biz partilerin aldığı kararlara karışmıyoruz, saygı duyuyoruz” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in “31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimde ittifak değil iş birliği yapalım” teklifi İYİ Parti Genel İdare Kurulu’nda (GİK) reddedildi.

İYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Kürşad Zorlu, toplantı sonrasında genel merkez binasında basın açıklamasında bulundu. Kürşad Zorlu, konuşmasında şunları söyledi:

“İYİ Parti, Cumhuriyetin yeni 100. yılında yeni bir aydınlığı müjdeleyecektir. Bu birkaç günlük süreçte Genel Başkanımız yetkili kurullarımızla istişarelerde bulunarak by görüşleri GİK’e sunmuştur. Tüm yönleriyle mesele irdelenmiş. GİK kurulumuz seçimlere hür bir şekilde bağımsız girme kararı almıştır.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener toplantının ardından, Genel Merkez ek binasından ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Akşener, CHP’nin yerel seçimlerde iş birliği önerisine Genel İdare Kurulu’ndan hayır kararı çıktığını söyledi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener başkanlığında, partinin genel merkez ek binasında yapılan Başkanlık Divanı Toplantısı yaklaşık 3 saat sürdü. Toplantıya, başkanlık divanı üyelerinin yanı sıra İYİ Parti milletvekilleri ve Merkez Disiplin Kurulu üyeleri katıldı.

GİK üyeleri, 13 Eylül 2024 günü yapılan toplantıda alınan kararın arkasında dururken İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in de tam yetkili kılınmasına karar verdi. Oylamada, 35 GİK üyesi red 14 GİK üyesi ise olumlu oy kullandı.

Siyaset gündeminin ilk sırasına yerleşen bu gelişme üzerine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’tan da bir açıklama geldi.

Habertürk TV Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır’a konuşan ABB Başkanı Mansur Yavaş, “Biz partilerin aldığı kararlara karışmıyoruz, saygı duyuyoruz. Ankara’da 4 milyon 200 bin seçmen var ve hepsinin oylarına talibiz. Ankara için hizmet ve proje üretmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

2023 Yılında 12 Milyon 500 Bin Yeni İcra Dosyası

CHP Manisa Milletvekili Bakırlıoğlu, “1 Ocak- 1 Aralık 2023 tarihleri arasında icra dairelerine gelen yeni dosya sayısı 12 milyon 591 bini buldu. Geçen yıl ilk 11 ayında bu sayı 7 milyon 816 bindi. Geçen yılın aynı dönemine göre; dosya sayısındaki artış oranı yüzde 61. 12,5 milyon yeni dosya bugüne kadar ki en yüksek dosya sayısı” dedi ve ekledi:

“Bu bir rekor. Çünkü 2015 yılından bu yana bir yılda icra dairelerine gelen en yüksek dosya sayısı 9,3 milyon. 2022 yılında yapılan yasal düzenleme ile aboneliklerden kaynaklanan icradaki bazı alacaklardan vazgeçilmesinin etkisiyle 14 milyon 88 bin dosya da ya sonuçlandırıldı ya da işlemden kaldırıldı. Buna rağmen 2023 yılında devreden dosya sayısı 24 milyon 229 bin. Ve 2023 yılında 12,5 milyon yeni dosyanın eklenmesi ülkede ekonomik krizin geldiği vahim durumu ortaya koymaktadır.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, ekonomi gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakırlıoğlu, 2023 yılında icra dairelerine gelen yeni dosya sayısında rekor artışın ekonomik krizin boyutunu gösteren en önemli göstergelerden birisi olduğunu söyledi.

Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, “1 Ocak- 1 Aralık 2023 tarihleri arasında icra dairelerine gelen yeni dosya sayısı 12 milyon 591 bini buldu. Geçen yıl ilk 11 ayında bu sayı 7 milyon 816 bindi. Geçen yılın aynı dönemine göre; dosya sayısındaki artış oranı yüzde 61. 12,5 milyon yeni dosya bugüne kadar ki en yüksek dosya sayısı” dedi ve ekledi:

“Bu bir rekor. Çünkü 2015 yılından bu yana bir yılda icra dairelerine gelen en yüksek dosya sayısı 9,3 milyon. 2022 yılında yapılan yasal düzenleme ile aboneliklerden kaynaklanan icradaki bazı alacaklardan vazgeçilmesinin etkisiyle 14 milyon 88 bin dosya da ya sonuçlandırıldı ya da işlemden kaldırıldı. Buna rağmen 2023 yılında devreden dosya sayısı 24 milyon 229 bin. Ve 2023 yılında 12,5 milyon yeni dosyanın eklenmesi ülkede ekonomik krizin geldiği vahim durumu ortaya koymaktadır.”

İcra dosyalarındaki artışın bir nedeni de vatandaşın bankalara olan ve ödeyemediği borçları olduğunu aktaran Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, “Bankaların bireysel kredi ve kredi kartları nedeniyle vatandaşlardan olan alacaklarının bakiyesi 24 Kasım 2023 tarihi itibariyle 2 trilyon 523 milyar liradır. Bankaların zamanında tahsil edilemediği için icra takibine aldıkları alacaklarında yılbaşından bu yana ise 12,8 milyar liralık artış yaşandı” ifadelerini kullandı.

‘İcra dosya sayısı katlanarak artacak’

Yüksek enflasyon, artan döviz kuru ve yüksek faizlerle birlikte toplumun tüm kesimlerinin alım gücünün düştüğüne dikkat çeken Bakırlıoğlu, şunları söyledi: “Vatandaşlar bu yıl ocak-ekim döneminde bireysel krediler ve kredi kartı borç bakiyeleri için bankacılık sektörüne 282,1 milyar lira faiz ödediler. Bankalara ödenen faiz geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 91,1 oranında artış kaydetti. Bu kadar faiz yükü altında borçların ödenmesi mümkün görünmüyor. Böyle giderse gelecek yıl icra dosyası sayısı katlanarak artacaktır.”

Paylaşın

Yerel Seçimler: İYİ Parti’den CHP’nin ‘İş birliği’ Teklifine Ret

Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısı sonrası İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, “İYİ Parti, Cumhuriyetin yeni 100. yılında yeni bir aydınlığı müjdeleyecektir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi /”Bu birkaç günlük süreçte Genel Başkanımız yetkili kurullarımızla istişarelerde bulunarak bu görüşleri GİK’e sunmuştur. Tüm yönleriyle mesele irdelenmiş. GİK kurulumuz seçimlere hür bir şekilde bağımsız girme kararı almıştır.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in “31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimde ittifak değil iş birliği yapalım” teklifinin karara bağladığı İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK), toplantısı sona erdi.

İYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Kürşad Zorlu, toplantı sonrasında genel merkez binasında basın açıklamasında bulunuyor. Kürşad Zorlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

“İYİ Parti, Cumhuriyetin yeni 100. yılında yeni bir aydınlığı müjdeleyecektir. Bu birkaç günlük süreçte Genel Başkanımız yetkili kurullarımızla istişarelerde bulunarak by görüşleri GİK’e sunmuştur. Tüm yönleriyle mesele irdelenmiş. GİK kurulumuz seçimlere hür bir şekilde bağımsız girme kararı almıştır.”

Bu arada İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener toplantının ardından, Genel Merkez ek binasından ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Akşener, CHP’nin yerel seçimlerde iş birliği önerisine Genel İdare Kurulu’ndan hayır kararı çıktığını söyledi.

GİK toplantısı 3 saat sürdü

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener başkanlığında, partinin genel merkez ek binasında yapılan Başkanlık Divanı Toplantısı yaklaşık 3 saat sürdü. Toplantıya, başkanlık divanı üyelerinin yanı sıra İYİ Parti milletvekilleri ve Merkez Disiplin Kurulu üyeleri katıldı.

GİK üyeleri, 13 Eylül 2024 günü yapılan toplantıda alınan kararın arkasında dururken İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in de tam yetkili kılınmasına karar verdi. Oylamada, 35 GİK üyesinin red 14 GİK üyesinin ise olumlu oy kullandığı öğrenildi.

Paylaşın

Kaftancıoğlu’ndan İktidara Mesaj: Bırakmadım Yasaklıyım Şimdilik

Doktorluğa geri dönmesiyle ilgili olarak sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancoğlu, “Saraydakiler sevinmesin. Bırakmadım yasaklıyım şimdilik” dedi.

Canan Kaftancıoğlu, görevini 8 Ekim 2023 günü yapılan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı Kongresi’ni kazanan Özgür Çelik’e devretmişti. Kaftancıoğlu, siyasetten ayrıldıktan sonra zamanının çoğunu kurucu ortağı olduğu tıp merkezinde geçirmeye başladı.

İstanbul’da Bağcılar ilçesi Yüzyıl Semti’nde bulunan tıp merkezinde yöneticilik yapan Canan Kaftancıoğlu, mesleğe geri dönüşüyle ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Kaftancıoğlu, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“İyi haftalar… Saraydaki/ler sevinmesin çok. Bırakmadım yasaklıyım şimdilik:) Yasaklarına rağmen de toplumcu, dönüştürücü siyaset nasıl yapılıyormuş görelim, bakalım zaman içinde… Bu arada sosyal medyayı takip etmediğim için geriden geliyorum, laf etmeyin gençler:)”

Canan Kaftancıoğlu kimdir?

Dr. Canan Kaftancıoğlu, 3 Şubat 1972 tarihinde Ordu’nun Mesudiye İlçesi’ne bağlı Çiftlik Sarıca Köyü’nde dünyaya geldi. Ordu’da sırasıyla Atatürk İlkokulu, Hamdullah Suphi Tanrıöver Ortaokulu ve Ordu Lisesi’ni birincilikle tamamlayan Kaftancıoğlu, 1989 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’ni kazanarak Ordu’dan ayrıldı.

1995 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olan Kaftancıoğlu, 1995-1997 yılları arasında ilk görev yeri olarak Sivas Suşehri Devlet Hastanesi acil biriminde hekim olarak çalıştı. 1997 yılında İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda ihtisasına başlayan Kaftancıoğlu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nda vaka taraması yaparak “İşkence Olgularının Adli Tıbbi Değerlendirilmesi” isimli teziyle ihtisasını tamamladı.

Dr. Canan Kaftancıoğlu, öğrencilik yıllarından itibaren çeşitli dernek ve demokratik kitle örgütlerinde görev aldı. Yakın tarihimizde katledilmiş ve failleri meçhul bırakılmış aydın, yazar ve siyasetçilerin yakınlarını bir çatı altında buluşturan Toplumsal Bellek Platformu’nun kurulmasına öncülük etti. Kaftancıoğlu’nun Yalın Ses yayınlarından çıkan ve faili meçhul cinayetlere dikkat çeken “Benim Babam Bir Kahramandı” isimli bir derleme kitabı bulunmaktadır.

Ayrıca İletişim Yayınları’ndan çıkan ve Müge Tuzcuoğlu derlemesi olan “Roboski İstenmeyen Çocuklar” ve Um:Ag Yayınları’ndan çıkan Eren Aysan derlemesi “Bir Eflatun Ölüm” isimli kitaplara yazılarıyla katkıda bulunmuştur. Bilimsel ve sosyal alanlarda yayınlanmış yüzü aşkın makalesi bulunan Kaftancıoğlu, kayınpederi Ümit Kaftancıoğlu anısına her yıl düzenlenen Öykü Ödülleri’nin de tertip komitesi üyesidir.

Dr. Canan Kaftancıoğlu, 2011 yılında Oğuz Kaan Salıcı’nın il başkanlığında CHP İstanbul Basın, Kültür ve İletişimden Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. 14 Mayıs 2012 yılında gerçekleştirilen 34. Olağan İstanbul Kongresi’nde ise Oğuz Kaan Salıcı başkanlığında il yönetim kurulu üyeliğine seçilen Kaftancıoğlu, 2012-2014 yılları arasında İl Başkan Vekili ve Basından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. Dr. Canan Kaftancıoğlu, Gezi Direnişi’nin ardından kurulan Birleşik Haziran Hareketi’nin geçici yürütme kurulu üyeliği görevinde de bulundu.

2016 yılında gerçekleştirilen 35. Olağan Kurultay’da ise Parti Meclisi üyeliğine seçilen Kaftancıoğlu, Parti Meclisi üyeliği devam ederken 13 Ocak 2018 tarihinde gerçekleştirilen 36. İstanbul İl Kongresi’nde CHP İstanbul İl Başkanı seçildi. CHP’nin İstanbul’daki ilk kadın il başkanı olan Kaftancıoğlu, İstanbul’un 25 yıl aradan sonra yeniden halkın olduğu 31 Mart ve 23 Haziran 2019 seçimlerinde de İstanbul İl Başkanı olarak görev yaptı. Kaftancıoğlu son olarak 9 Şubat 2020’de gerçekleştirilen 37. Olağan İstanbul İl Kongresi’nde ise ikinci kez İl Başkanı olarak seçilmiş olup halen görevine devam etmektedir.

Motosiklet kullanmaktan, ailesiyle vakit geçirmekten ve seyahat etmekten hoşlanan Kaftancıoğlu, halen kurucu ortağı olduğu özel bir sağlık kuruluşunda genel koordinatör olarak çalışmaktadır. Dr. Ali Naki Kaftancıoğlu ile evli olup Çağım Işık isminde bir kızı, Rocky isminde sahiplenilmiş dört ayaklı bir oğlu bulunmaktadır.

Paylaşın

CHP Lideri Özel’den Yerel Seçimler Açıklaması: Gizli Pazarlık Yok

Antalya’da basın mensuplarına açıklamalarda bulunan CHP Lideri Özgür Özel, yerel seçimlere ilişkin, “Mesela şöyle bir toplam gelecek diye düşüyorum, Saadet ile konuşmam gereken iller, belki o zaman onu oturup tartışırız. Yani böyle bir şey için, şu ilçelerde Demokrat Parti ile, şu ilçelerde Gelecek ile, ilçelerde DEVA ile konuşmak, yoksa bunun artısı ne olur, eksisi ne olur?  Ne teklif edeceğiz? Hani, sadece belediye meclis üyeliği teklif ederek, bir yol yol alabilir miyiz? Yerelde olgunlaşan şeyler olabilir” dedi ve ekledi:

“İsim vermeyim, birçok ilçede İYİ Part ile anlaştık. Onaylarsanız, yerel çözümler üretmiş bile. Akla yatkın geliyor. Ama tabii İYİ Parti’ye onu da söyledim ben.’ Müzakere edebilir miyiz?’. Eğer tabii olursa, yerele de inisiyatif veren, yereli de rahatsız etmeyecek, sizin teşkilatınızın ve bizim örgütümüzün ‘Evet’ diyeceğiniz çözümler hayata geçiririz dedik. Geçmişte AK Parti’nin tavır ettiği gibi, Cumhur İttifakı’nın tasvir ettiği gibi, kapalı ardında gizli işbirliği ve kirli pazarlıklar filan, öyle bir süreç yok ki zaten.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Antalya’da milletvekilleri ile yaptığı kampın ilk gününde, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Gazete Pencere’nin aktardığına göre, Özel’in açıklamaları şöyle:

“47 A5 sayfası not tutmuşum. 35 kişi konuştu. Öneriler vardı. Birazcık oryantasyon eğitimi gibi de oldu. (Gündeme gelen konulara ilişkin) Her konu, gündemimiz güneşin altındaki her şey. Her şeyi konuştuk. İttifak, geçmiş seçimlerin analizi, gelecek seçimler. Hemen her konuda, aklınıza gelebilecek her konuda bir şeyler söyledi arkadaşlar. İçlerini döktüler, önerilerini söylediler. Kararlar aldık.

Bundan sonra her hafta bir kapalı grup toplantısı yapıp, geçmişte aslında yapılıyordu ama kesintiye uğramıştı, dış politika sunumu, ekonomi sunumu, savunma sanayi, iç işleri sunumu gibi hem gölge kabinenin sunum yapacağı, arkadaşına soru soracağı kapalı grup toplantılarının düzenli yapılmasına karar verdik. Gölge kabine üyelerinin ilgili milletvekilleri ve ilgili grup danışmanları ile bir araya geleceği masalar kurduk. Whatsapp gruplarını da oluşturuyor arkadaşlar.

Örneğin çevreden sorumlu gölge bakanımız çevre komisyonu üyeleriyle ve çevreden uzman danışmanımı, dışarıdan gönüllü hocalarımız ile hem dijital olarak bir Whatsapp grubunda olacaklar sürekli etkileşimde, hem de örneğin bir kanun teklifi geldiğinde ya da düzenli aralıklarla oturup birlikte çalışacaklar. Gölge kabine ile Meclis grubunun oryantasyonu ve eş güdümüne ilişkin kararlar da aldık.

Mesela yeniden deprem komisyonu kurulmasını önerdi arkadaşlar. Deprem bölgesi ziyaretlerinin daha sistematik olması için yeniden mesleksel dağılımlarla, eskiden vardı, şimdi bazıları yok ya arkadaşların. Deprem komisyonu kurulmasını önerdiler. Bunu doğru bulduk. Gölge kabinenin düzenli sunuş yapmasını, kapalı grup yapmayı önerdiler. Onu kabul ettik.

Bazı konularda, bazı arkadaşların tavırlarının doğrudan bana mal edilebileceği meselesini, böyle bir konu olduğunda doğrudan ikili temas kurma,  kongreden bugüne kadar hiçbir milletvekilini kırmadım, üzmediğimi ben de biliyorum. Bazı arkadaşlar dedi ki ‘Siz değil ama size yakın isimler şöyle yapıyor olabilir mi?’. Orada bir yanlış anlaşılma olabilir filan. Benim üzdüğüm, kırdığım, sözümü tutmadığı var mı diye sordum. Kimse çıkmadı. Ama bazı laf dolaşıyorsa diye, beni arayıp sorun dedim ki laf üremesin diye.

MYK ve gölge bakanlar düzenli bilgi notları oluştursun, danışmanlar sendikalı olsun. Sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kaldıralım. Kabul ettik. Yani CHP’li milletvekili danışmanlarının önünde en ufak bir tereddüt yaratacak bir düşünce filan yaratmayacaklar, sendikalı olması gereken herkes sendikalı olacak. Meclis’teki kanun görüşmelerinde soru, cevap enstrümanını eskiden şey diye terk etmiştik, soru ve cevap ile zaman kaybetmeyelim, 10 kişiye yerinden söz verilsin.

Bekir Bozdağ söz vermiyormuş. Bolca içtüzük 60’i kullandırmıyormuş. Soru ve cevaba arık girilsin. Çok tali ama önemli bir şey tabii. Siyasetin finansmanı konusunda geçmişte yaptığımız bir çalışma vardı, onu güncelleyerek yeniden ortaya koyalım. Özellikle yerel yönetimler sürecinde. Etkin üyelikle ilgili çalışmaların hızla yapılması. Parti akademisi konusunda gruptaki bilim ve kültür platformunda olmasa da akademisyenlere de parti akademisinde görev verilmesi. Parti akademisi kuruyoruz. Parti okulu onun bir bileşimi  ama çok üretimin olduğu, çok bilim insanlarının olduğu.

Kurumsal hafıza için dijitalleşmeyle ilgili öneri vardı, bir milletvekili katkı sağlayacak. Geçmişte yapıldı, grup başkanvekilleri bir dönem seçildi ama ikinci dönem genel başkan devam ettiriyor. Ben bu yetkiyi kullanmayacağımı, hatta bunu müsait bir zamanda tekrar değiştirebileceğimi söyledim. Yani seçiliyor, 2 yıl sonra yine seçim olmasını. Bu yetkiyi kullanmayacağımı söyledim. Ben önümden kaçırılan her sandıktan mağdur olduğumu söyledim, kimsenin önünden sandığı kaçırmayacağım dedim.

(31 Mart seçimlerine ilişkin soruya) Geçmişte şöyle bir yanlış anlaşılma oldu. Biz yerel yönetimlerle ilgili bir danışma kurulu oluşturduk. Bu kurulun amacı şu, geçmişte yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı yapan isimleri görevlendirmiştik. Ama bu sanki aday tespit komisyonu gibi kamuoyu düşünüyor bunu. (Basının ‘Murat Karayalçın’nın da adı var mı’ sorusuna) Var, onun da adı var. Murat Karayalçın’ın da adı var. Veli Ağbaba’nın da var, Gökhan Günaydın’ın da, Bihlun Tamaylıgil de, Seyit Torun’un da var. Örneğin bizdeki bir belediye başkanı değişecek, onun zamanlaması ne olmalı? Örneğin dışarıdan bir belediye başkanı transfer ediyor ve adaylaştıracaksınız, bunun zamanlaması ne olacak?

Bazen doğru işler yapmışız, bazen yanlış işler yapmışız. Daha makro konulardı, yoksa adaylarla mülakatla aday tespiti değil o danışma kurulu. Adaylarla mülakat için yarın grup eğitiliyor. Sabahtan 1,5 saat. Boğaziçi (Üniversitesi) sosyolojiden bir arkadaşımız, yani müzakereci ve mülakat yapma eğitimi. Bazı illere 4, bazı illere 2 milletvekili 41 ile giderek, 3 büyükşehir dışında, 3 büyükşehirde bir başka çalışma olacak. Sahada il raporlarını hazırlayacaklar. Antalya’dakini hazırladık. Gökhan Zeybek ile bütün Antalya ilçe başkanları ile prova olarak oturduk, Antalya il raporunu iyi, kötü hazırladık.

Milletvekili de yollayacağız, bir bakacağız bakalım biz ne yapmışız, eğitim alan arkadaşlarımız ne yapmış bakalım? Doğru okuyorlar mı sahayı?  Enine boyuna sorularla bir Antalya fotoğrafı çektik. Şimdi giden milletvekili heyetinin çektiği fotoğrafı karşılaştırıp, verdiğimiz eğitim beklentilerimizi ne düzeyde karşılıyor ona da bakacağız. Milletvekili seçimindeki gibi bütün yetkilerin devredildiği 8’li masa gibi bir şey düşünmüyoruz. Onun yerine belli kaba görevlere göre yetkilendirmeler düşünüyoruz. Ağırlık zaten ölçme ve değerlendirme. Tabi adaylarla mülakat yapacağız, mülakatsız olmaz. Çünkü aday olup olmamasına da parti karar veriyor.

Partinin adaylık başvurusunu kabul ettiği kişiler üzerinden, belediyesi bizde olup da değişiceği yerler, kazanma şansımızın yüksek olduğu yerlerde bütün adayları önce ankete koyacağız, bu adayların biri sivriliyorsa adaylaştıracağız, birkaçı sivriliyorsa kadını adaylaştıracağız, (erkeklerden) birkaçı sivriliyorsa sandık koyacağız ve örgüte soracağız. Siz karar verin diyeceğiz…

Memnuniyet anketini sadece belediye başkanı üzerinden yapıyoruz. Bir memnun musunuz, geçmişte hangi partiye oy verdin, bu pazar seçim olsa bu belediye başkanına oy verir misin?  Değişsin mi, değişmesin mi? Değişirse, CHP’ye oy vermeyi düşünür müsün? Bu gibi sorular var. Bununla mevcut belediye başkanına karar veriyoruz, onu bir daha ankete sokmuyoruz. Düşerse eliyoruz. Yerine kimin geleceğine ikinci raunda karar veriyoruz.

2 tane A planımız var bizim. Bir tanesi kabul ederse, oturup ittifak görüşmelerini yapmak. İYİ Parti kabul etmezse adaylarımızı tespit edip, sahaya çıkmak. İYİ Parti’nin kararı üzerinden bir şey tasarlamıyoruz. İYİ Parti’nin vereceği karardan sonra bir İYİ Parti ile gerginlik, İYİ Parti’nin kararından dolayı hayal kırıklığı, bir soğukluk. Bir şey düşünmüyoruz. İYİ Parti’nin kararını da saygı ile karşılayacağız.

(İYİ Parti’nin olası işbirliği şartlarına ilişkin soruya) Müzakerenin birinci şartıdır, şart veya olasılık tartışmayacağız. Olmayan bir şey üzerinden bir şey söyleyip, bunu yaparsanız sizinle anlaşmayız ya da bunu yapsanız bile biz varız, müzakere tekniğinde uygulanmaması gereken bir şey. Karşı taraftan gelmeyen bir teklifi gelmiş gibi yanıtladığınızda bu müzakere kültürüne zarar verir. Tam bekleme halindeyiz. Pazartesiye kadar bekleme halindeyiz. Çünkü pozisyonlarımız çok net. Onlar dediler ki ‘GİK kararımız var, kaldırmadan görüşemeyiz’. Biz zaten yani, ‘GİK kararını gözden geçirebilir misiniz’ diye ayrıldık. O yüzden şu anda bizim GİK üyelerine kulis yapacak halimiz yok.

Meral Hanım bana ‘Ne teklif ediyorsunuz’ diye sordu, ben de ‘Kararınızı alırsanız, masa kuralım ve başına geçelim. İstanbul, Ankara’dan başlayarak,  11 büyükşehirden başlayarak, Türkiye’yi konuşalım’. Bunun dışında, böyle çok alçak bir şey vermem lazım ya da çok indirgenmiş bir şey söylemem lazım. İkisi de işbirliğinin önünü tıkayabilir. İYİ Parti’nin şöyle bir şeyi olabilir, ‘Şu, şu, şu gibi noktalarda ne diyorsunuz?

Biz bunlara olumlu cevap verirseniz müzakere yaparız’ dese onu müzakere ederiz. Ama ne teklif ediyorsunuz dediklerinde, biz onlara çalışma masası teklif ettik. Çünkü her şey çok kolay değil. Sadece bir ilin seçiminden bahsediyorsak, bir teklif götürürüz. Sırf İstanbul ile ilgili bir teklif götürsem, iş çözülecek mi? Şu olsun, bu olmasın. Sonuçta teoride 81 il, 1271 ilçede konuşacağız.

HEDEP ile görüşecek mi?

HEDEP’in eş genel başkanları bana telefon açmışlardı, tebrik için. Şöyle demişlerdi, ‘Ziyaretinize de gelmek isteriz. Kabul ederseniz’. Ben dedim, ‘Kabul ederiz’. Hatta ‘Meclis’te mi, genel merkezde mi’ dediler. Ben dedim ‘Genel Merkez’de de olur, illa Meclis’te görüşelim diye bir şey yok’ dedim. Halk buluşmaları yapıyorlar, ‘Halk buluşmaları takvimimiz yoğun, sonrasında bir randevu talep edeceğiz’ dediler. Onlar bir ‘Randevu talep edeceğiz’ dedikleri için bekliyoruz.

Diğer partilerle, İYİ Parti’nin durumuna ve saha analizlerine göre, şimdi milletvekillerimiz gitsin. Mesela şöyle bir toplam gelecek diye düşüyorum, Saadet ile konuşmam gereken iller, belki o zaman onu oturup tartışırız. Yani böyle bir şey için, şu ilçelerde Demokrat Parti ile, şu ilçelerde Gelecek ile, ilçelerde DEVA ile konuşmak, yoksa bunun artısı ne olur, eksisi ne olur?  Ne teklif edeceğiz? Hani, sadece belediye meclis üyeliği teklif ederek, bir yol yol alabilir miyiz? Yerelde olgunlaşan şeyler olabilir.  İsim vermeyim, birçok ilçede İYİ Part ile anlaştık.

Onaylarsanız, yerel çözümler üretmiş bile. Akla yatkın geliyor. Ama tabii İYİ Parti’ye onu da söyledim ben.’Müzakere edebilir miyiz?’. Eğer tabii olursa, yerele de inisiyatif veren, yereli de rahatsız etmeyecek, sizin teşkilatınızın ve bizim örgütümüzün ‘Evet’ diyeceğiniz çözümler hayata geçiririz dedik. Geçmişte AK Parti’nin tavır ettiği gibi, Cumhur İttifakı’nın tasvir ettiği gibi, kapalı ardında gizli işbirliği ve kirli pazarlıklar filan, öyle bir süreç yok ki zaten.

Bazı manevra imkanlarını azalttığı, zorlaştırdığı kesin ama yine de elimden geldiği kadar bazı sembol isimlerin, bazı sembol yerlere başvuru yapmalarına teşvik ediyorum. Mesela kadın hareketinin kendini görebileceği, yoksulların kendini görebileceği, bir takım saha çalışmalarında karşılık bulan arkadaşların olacağı ya da toplumun bazı dezavantajlı kesimlerinin belediye başkan adaylığı ya da belediye meclis üyeliği adaylığı ile kendilerini orada hissede bileceği bazı inisiyatifleri tayin etmeye çalışıyoruz ama zamanımız çok dar.

Çok daha iyisini yapabiliriz, kolay değil… Ama böyle birkaç sembolik ve şaşırtıcı hamle yapacağız. Hani söz vermiştim ya, ‘Öyle isimler göreceğiz ki alanında çok iyi, güçlü filan belediye oldu’. Onun gibi. Listelerin bazı yerde dile gelip konuştuğu, adaylıklar ve temaslar ya da işbirliği olacak.

Adayların belirlenmesinde İmamoğlu etkisi

270 istifa diye söylediler, 27. İçinde gassal da varmış, hemşire de varmış, tıp teknisyeni de varmış. Gassal belki Saadet’ten başvuracak, bilmiyoruz. Öyle bizde çok yani. Ama birkaç tane üst düzey yönetici de var. Benim ile temas etmek isteyenler de oldu. İstanbul adaylığı niyetleri olanlar var muhakkak. O kadar net bilmiyorum. Sonuçta herkesin, aday olma hakkı var. Ama yöntem başka. Dediğimiz gibi, çift aşamalı ölçme ve değerlendirme var. Mesela Ekrem Bey bana dedi ki ‘Sizle konuşup konuşamayacağını söyledi’. Konuşmaması gerektiğini söyledim. İstanbul ile ilgili adaylıklarda, İstanbul özelinde il başkanı, Ekrem Bey, Genel Merkez hep birlikte oturup bakacaktır meseleye.

Pazartesiden itibaren gelecek sonuçlar. Gelecek hafta içindeki raporlarda adaylaşacak büyükşehir belediye başkanları çıkarsa onlara birkaç hafta içinde açıklarız elbette ama daha fazla şeyler açıklarız ki bazıları açıklanmadığında da ‘Ben kesin olmuyorum’ diye düşünmemesi lazım. Belki orada bir ilave ölçüm, anket. Çünkü kararı  verirken objektif olacağız. Şunu söylemek lazım, 8 ilde deva ediyorsa pat diye açıklarız ama içlerinden birkaçı olacaksa biraz bekletiriz.

Ben şöyle bir şey yaptım, bu kadar zorlu bir kurultay sürecinin hiç yarasın atlatılması mümkün değil. Sonuçta dünyada konuşulan ve Türkiye’de de, dünyada da Türkiye’nin yüzünü ağartan bir demokrasi şöleniydi bu. Bu kadar kıyasıya bir yarışla, bir Genel Başkanı ile grup başkanının yarıştığı böyle bir yarışta. Bir de yine bir grupla yapıldığında, grupta mutlaka benim de üzüldüğüm şeyler oldu, bizim de üzdüklerimiz olmuş olabilir.

Ben dedim ki ‘Bu salondaki birbirinden özür dilemesi gereken herkes adına özür diliyorum, ben bütün özürleri dilenmiş kabul ediyorum.  Kendi yanımdan bir kırgınlığım yok, kimse kırgınlık sürdürmesin’. Bugün akşamdan itibaren bu, herkes adına herkesten özür dileyip kırıldığımız her şey için de özürleri hepimiz adına kabul ettiğim davranış kısmını herkes uzunca alkışladı.”

Paylaşın