CHP’li Aykut Erdoğdu: Büyümedik Resmen Çakıldık

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, TÜİK’in üçüncü çeyreğe dair büyüme istatistiklerini yayınladığını belirterek, “Verileri bir cümleyle ifade etmek gerekirse çakılmanın resmi verisi geldi. Büyümedik resmen çakıldık. İnşaat ve betona dayalı AKP’nin ekonomi modeli inşaat ile çöktü” dedi.

Erdoğdu, TÜİK’in açıkladığı 1,6’lık bir büyümenin durgunlaşma demek olduğunu kaydederek, önümüzdeki dönemlerde daha fazla daralmanın beklendiğini söyledi.

Erdoğdu şöyle devam etti:

“Sırasıyla 7,3, 7,2 ve 5,3 büyüme oranlarından sonra yüzde 1,6 büyüme iddiası dengelenme sürecinin değil çakılmanın başladığına işaret. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış veriye bakarsak yüzde 1,1 daralma göreceğiz. Büyümenin bileşenlerine bakarsak, tarım sektörü yaz döneminin de etkisiyle yüzde 1 büyüyebilmiş. Ancak bu istikrarlı bir gidişatın işareti değil, zira Ağustos ayına ait istihdam rakamlarına göre son bir yılda tarımdaki ücretsiz aile işçilerinin ve ücretli çalışanların sayısı 250 bin kişi azaldı. Sanayi ise adeta yerinde saymış, sadece 0,3 oranında büyümüş. İmalat sanayi kapasite kullanım oranındaki tarihi gerilemeden de daralmanın düzeyini tahmin etmek mümkün.  Buradaki katkının ağırlıkla imalat sanayindeki binde 6 büyümeden geldiği söylenebilir. İmalat sanayi istihdamındaki yaklaşık 253 bin kişilik artış ile sadece binde 6 büyüme elde edilebilmiş. Makine teçhizat alanında gayri safi sabit sermaye oluşumunun yüzde 8,5 ile rekor düzeyde küçülmesi de bunda etkili. Yatırımlarda bu denli bir küçülme varken imalat sanayindeki istihdam artışının tek bir açıklaması sefalet ücreti ve kölelik koşullarından hallice çalışma ortamı olabilir.”

Yandaş müteahhiti besleme sona erdi

İnşaat sektörünün eksi 5,3 ile çakıldığını, buna karşılık gayrimenkul faaliyetleri alanında yüzde 2,3 oranında büyüme olduğuna işaret eden Erdoğdu şöyle konuştu:

“İnşaat ve betona dayalı AKP ekonomi modeli inşaat ile çöktü. Son 1 yıl içinde 200 binden daha fazla inşaat işçisi işini kaybetti. Kamu ihaleleri ile yandaş müteahhit besleme modelinin sonuna gelindi. Taksitli ticari kredilerde Ağustos- Ekim arasında yüzde 7,4 daralma varken takibe düşen ticari kredilerde ise yüzde 20 artış oldu. Varlığa Dayalı Menkul Kıymet (VDMK) ihraçları gibi çeşitli yöntemlerle müteahhitlerin zararını toplumsallaştırma hamleleri önümüzdeki süreçte daha da önemli hale gelecek.”

Yüzde 1,6 büyümeye önemli bir katkının genel olarak hizmet sektöründen geldiğine dikkat çeken Erdoğdu, “Hizmet sektörü bütün olarak yüzde 4,5 büyürken, bankacılık sektörünün de içinde olduğu finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 7,4 büyüdü. Daralan bir ekonomide finans sektöründe bu denli yüksek bir büyüme oranı izahat gerektiriyor” diye konuştu.

Buna ek olarak seçim ekonomisinin bir parçası olan kamu harcamalarının da etkisiyle kamu yönetimi, insan sağlığı ve sosyal hizmet alanında yüzde 10,2 gibi bir büyüme oranı görüldüğünün altını çizen Erdoğdu, büyümenin harcama yönünden bileşenlerine bakıldığında en dikkat çekici olanın kur şokunun etkisiyle daralan ithalat ve artan ihracattan kaynaklı katkı ve kamunun nihai tüketim harcamalarındaki yüzde 7,5 oranındaki artış olduğunu bildirdi.

Hane halkı hayatta kalma savaşı veriyor

Hane halkı tüketim harcamalarını ise yüksek enflasyon nedeniyle büyüme oranından bile daha az arttığını, hane halkının sadece yüzde 1,1 harcama ile kendisini ancak hayatta tutabildiğini ifade Erdoğdu şu görüşleri dile getirdi:

“Bunu daralan kredilerden de görmek mümkün. Tüketici kredileri Ağustos –Ekim arasında yüzde 2,6 oranında daraldı. Vatandaşların kullandığı konut kredisi hacmi yüzde 2,4 azalırken takibe düşen konut kredisi yüzde 4,7 oranında arttı. İmalat sanayiinde işgücü ödemelerine bakıldığında işçi başına yapılan ödemelerin son 1 yılda yüzde 12 oranında gerilediği görülüyor. Düzeltilmiş ücret payı ise son 3 yılın en düşük seviyesinde. Ücretli çalışan yurttaşlarımız son 1 yıl içinde ürettiği gelirin sadece yüzde 35,8’ini alabildi. Krizin ilk faturasını, krizde en küçük bir günahı bulunmayan ücretliler ödedi.”

Devletin nihai tüketim harcamalarında mevcut temposu olmasa çöküşün daha belirgin olacağını bildiren Erdoğdu açıklamasını şöyle tamamladı:

“Gayrisafi sabit sermaye oluşumu büyük darbe yemiş. İktisadi faaliyet kollarına göre sınıflandırmada mesleki hizmetler ve inşaat en yüksek gerilemeyi gösteren alanlar. Bu alanlar aynı zamanda milyonların istihdam edildiği alanlar. Eylül ve sonraki aylarda işsizlik katlanarak artacak. Ağustosta başlayan kredi çöküşü halen atlatılamadı. Elimizdeki veriler kredi piyasasının canlanması sağlanamazsa 2018’in son çeyreğinin de daralmayla biteceğini gösteriyor, çöküşün derinleşeceği anlaşılıyor.”

Paylaşın

CHP’li Öztrak: Krizin Faturası Emekçilere Ciro Ediliyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Sözcüsü Faik Öztrak, 2018 yılı üçüncü çeyrek rakamların ilişkin yaptığı açıklamada, “Ekonomide başlayan sert yavaşlama ve durgunluğun maliyeti ise emekçilere ciro ediliyor” dedi.

CHP’li Öztrak, yılın üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisinin mevsim ve takvim etkilerinden arınmış rakamlarla yüzde 1.1 küçüldüğünü belirttiği açıklamasında, “Türkiye, ekonomik durgunluğa ilk adımını resmen attı” ifadelerini kullandı.

2018’in üçüncü üç ayında geçen yılın ayını dönemine göre makine ve teçhizat yatırımlarının yüzde 8,5, inşaat yatırımları ise yüzde 1,8 gerilediğini ifade eden Öztrak, “Aynı dönemde toplam yatırımlardaki gerileme ise yüzde 3,8 oldu. Böylece yatırım harcamaları 34 çeyrek sonra ilk kez düştü” dedi.

Faik Öztrak, 2018 yılı üçüncü çeyrek büyüme rakamlarıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şunları belirtti:

Ekonomik durgunluğa resmen ilk adım

2018’in üçüncü üç ayına ilişkin büyüme verileri, Türkiye ekonomisinin sert bir yavaşlama sürecine girdiğini ve ekonomide durgunluğun başladığını gösteriyor. Piyasalar 2018’in üçüncü üç ayında yüzde 2 büyüme beklerken, gerçekleşen büyüme yüzde 1,6 oldu. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış milli gelir rakamlarına göre ise yılın üçüncü üç ayında ekonomi, bir önceki üç aya göre, yüzde 1,1 daraldı. Böylece Türkiye ekonomisi ekonomik durgunluğa ilk adımını resmen attı.

Yatırım harcamaları 34 çeyrek sonra ilk kez geriledi

Özellikle yatırım harcamalarındaki sert daralma önümüzdeki günler için parlak bir tablo ortaya koymuyor. Yatırım harcamaları, 2009 krizinden bu yana ilk kez bu yılın üçüncü üç ayında daraldı. 2018’in üçüncü üç ayında, geçen yılın ayını dönemine göre makine ve teçhizat yatırımları yüzde 8,5, inşaat yatırımları ise yüzde 1,8 geriledi. Aynı dönemde toplam yatırımlardaki gerileme ise yüzde 3,8 oldu. Böylece yatırım harcamaları 34 çeyrek sonra ilk kez geriledi.

Sadece yatırım harcamalarında değil, hane halkı tüketim harcamalarında da sert bir yavaşlama olduğu dikkati çekiyor. Hane halkı tüketim harcamaları üçüncü üç ayda sadece yüzde 1,1 artarken, özellikle dayanıklı tüketim malı harcamalarında yüzde 23,9; yarı dayanıklı tüketim malı harcamalarında yüzde 4,5 daralma olması, tüketicinin zaruri harcamaları dışında harcamalarını kestiğini gösteriyor.

Sanayide çok sert fren; İnşaat sektörü resmen durdu

Gerek yatırım gerekse dayanıklı tüketim malları harcamalarında yaşanan sert yavaşlamanın üretim cephesinde, özellikle sanayi üretimini olumsuz etkilediği görülüyor. Nitekim, sanayi katma değeri yılın üçüncü üç ayında, geçen yılın aynı dönemine göre sadece yüzde 0,3 artış gösterdi, mevsim ve takvim etkilerinden arınmış sanayi katma değeri ise bir önceki üç aya göre yüzde 1,8 daraldı.

İnşaat sektöründe mevsim ve takvim etkisinden arınmış katma değer, ikinci üç aydaki yüzde 0,4’lük daralmanın ardından, üçüncü üç ayda da yüzde 0,9 daraldı. Böylece inşaat sektörü iki çeyrek üst üste gerilemeyle resmen resesyona (durgunluğa) girdi.

Krizin faturası emekçiye

Ekonomide başlayan sert yavaşlama ve durgunluğun maliyeti ise emekçilere ciro ediliyor. 2018’in üçüncü üç ayında işgücünün milli gelirden aldığı payın geçen yılın aynı dönemine göre neredeyse bir puan gerilediği ve yüzde 31,6’ya düştüğü dikkati çekiyor.

Milli gelir 2011 seviyelerine indi

Yaşanan kur şoku ve ekonomik durgunluk dolar cinsinden milli geliri de aşağıya çekiyor. 2018’in üçüncü üç ayında 12 aylık dolar cinsinden GSYH 833 milyar dolar ile 2011 seviyelerine kadar indi.

En kötüsü geçmedi, önümüzde duruyor

Açıklanan yılın üçüncü üç ayına ilişkin veriler Türkiye ekonomisinde durgunluğun resmen başladığını teyit ediyor. Ekonomide yaşanan kur şokunun esasen 2018’in son çeyreğinde etkisini göstereceği dikkate alındığında Türkiye ekonomisi için en kötünün geçmediği, tersine tam önünde durduğu anlaşılıyor.

Saray algı yönetimini bıraksın, işini yapsın

Saray idaresi ise durumun ciddiyetini görmezden gelerek, algı yönetimi ve ardı gelmeyen aspirin cinsinden tedbirlerle seçimlere kadar durumu idare etmeye çalışıyor. Yaşanan krizin ağır yükünü ise başta emekçiler olmak üzere 81 milyon beraberce ödüyoruz. Saray İdaresinin atladığı ve görmek istemediği gerçeği biz kendilerine hatırlatalım: Milletimiz sağlam ferasetiyle, faturayı millete kesenlere, acı reçeteyi 81 milyona bölüştürmek isteyenlere Mart seçimlerinde okkalı bir tokat atmaya hazırlanıyor.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Bahçeli’ye Sert Sözler: Şimdi Kimin Gölgesindesin

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendisine ve partisine yönelik eleştirilerine yanıt verdi. 

Kılıçdaroğlu, konuşmasında, CHP’ye ve kendisine yönelik eleştirilerde bulunan ve “Sayın Kılıçdaroğlu ve çevresi unutmasın, biz de gericiyiz” diyen Bahçeli’ye yanıt vererek, “Ülkücü kardeşlerime sözüm var. Onların bayrak, vatan, insan sevgisi benim yüreğimde de aynen vardır. Biz hiç kimsenin gölgesine sığınmaz, medet ummayız” dedi.

Konuşmasında, MHP Lideri Bahçeli’nin, 2014’te “Her vatan evladı cumhurbaşkanı olabilir ne var ki Recep Tayyip Erdoğan olamaz” dediğini hatırlatan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Sayın Bahçeli, şimdi kimin gölgesindesin?” diye sordu.

Konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Hiç kimseyi özel olarak suçlamadım hiç kimseyi! Ne bir siyasal parti lideri, ne de bir başka kişiyi özel olarak suçlamadım. Eğer bir yanlışı varsa, yanlışını hatırlattım. Özellikle bir şeye de özen gösteririm; muhalefet partilerini eleştirmem, çünkü muhalefet partilerinin, onların da hedefinin iktidar olması lazım, iktidarın yanlışlarını söylemesi lazım” diyen Kılıçdaroğlu, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Bahçeli’ye hatırlatmak istiyorum”

“Eğer muhalefet partileri birbirlerini eleştirirlerse, zaten en büyük avantajı sağlamış olurla iktidara karşı. Bugün Sayın Bahçeli beni eleştirmiş, partimizi eleştirmiş. Sayın Bahçeli’ye hiçbir şey söylemiyorum, hiçbir şey! Sadece şunu söylüyorum, onun ağzından söylüyorum, ben demiyorum. Şimdi okuyacağım sözler bana ait değil, Sayın Bahçeli’ye ait, ona hatırlatmak istiyorum. 8 Nisan 2014’de şunları söylüyor: “Türklüğü reddeden, TC’yi silen, milliyetçiliği ayaklar altına alan bir inkârcıdan Türkiye’ye cumhurbaşkanı olmaz, olamaz, olmayacaktır.” Devam ediyor:“Tekeden süt sağılmaz, balda tuz bulunmaz, suda ateş yanmaz, Recep Tayyip Erdoğan’dan da cumhurbaşkanı olmaz.” Devam ediyor: “Her vatan evladı cumhurbaşkanı olabilir, ne var ki Recep Tayyip Erdoğan olamaz” diyor. Kim diyor? Sayın Bahçeli diyor.

“Biz hiç kimsenin gölgesine sığınmayız”

Sayın Bahçeli, şimdi kimin gölgesindesin, ben sana ne söyleyeyim şimdi? Ne söyleyeyim ben sana? Ben sana bir şey söylemiyorum, senin sözlerini sana hatırlatıyorum o kadar. Ama ülkücü kardeşlerime sözüm var, ülkücü kardeşlerimin bayrak sevgisi, ülkücü kardeşlerimizin vatan sevgisi, ülkücü kardeşlerimizin insan sevgisi benim gönlümde ve benim yüreğimde de aynen vardır. Vatan sevgisi, bayrak sevgisi, insan sevgisi aynen vardır.

Biz hiç kimsenin gölgesine sığınmayız, hiç kimsenin! Hiç kimseden medet ummayız. Bizim sevgimiz vatan sevgisidir, bizim sevgimiz bayrak sevgisidir, bizim sevgimiz insan sevgisi. Birilerinin önünde diz çöküp yalvarmayıp yakarmayız, biz ayrıyız. O nedenle ülkücü kardeşlerim bilsinler, onlara hiçbir sözüm yok, onların benim başımın üstünde yeri var. Ama partisine sahip çıkmayanları, kusura bakmayın onun sözleriyle vurmak zorunda kaldım.”

 

Paylaşın

CHP’den TÜİK’in Açıkladığı Enflasyon Rakamlarına Tepki!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kurmayları, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamlarına tepki gösterdi. Öztrak, “Bu düşüşün arkasında ne var? Bir kere her şeyden önce ekonomideki yavaşlama var öyle anlaşılıyor” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarına tepki gösterdiler.

Öztrak, “Bu düşüşün arkasında ne var? Bir kere her şeyden önce ekonomideki yavaşlama var öyle anlaşılıyor” ifadelerini kullanırken, Erdoğdu ise, “ÜFE’nin yüzde 41 olduğu yerde, TÜFE’de aylık düşüş gerçekçi değil. Bu tamamen ücretlerdeki artışı düşük tutmak için bir oyun” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK sonrası yaptığı açıklamada konuya ilişkin özetle şu ifadeleri kullandı:

“Kasım’da tüketici fiyatlarındaki düşüş beklentilerin de ötesinde gerçekleşti. Tüketici fiyatlarında piyasalar yüzde 0,6 civarında bir gerileme beklerken, gerçekleşme bunun iki katına çıktı ve Kasım ayında tüketici fiyatlarındaki düşüş yüzde 1,44 oldu. 12 aylık enflasyon ise Kasım’da yüzde 21,6 olarak gerçekleşti. Bir önceki 12 aylık enflasyon yüzde 25,2’ydi. Peki bu düşüşün arkasında ne var? Bir kere her şeyden önce ekonomideki yavaşlama var öyle anlaşılıyor. İthalat verilerinden, diğer göstergelerden de ekonomide gerçekten ani duruş diyebileceğimiz ölçüde hızlı bir yavaşlama dikkati çekiyor. Bu da tabi fiyatların aşağı doğru gitmesine neden oluyor.

İkincisi, yapılan çeşitli vergi indirimleri var. Yine ulaştırma fiyatlarında, kurdaki gerilemeyle birlikte akaryakıt fiyatlarında yapılan indirimler var. Bunlarında etkili olduğu gözüküyor. Çünkü gerçekten indirimin en fazla göze çarptığı alan ulaştırma fiyatları. Ve birde tabi en önemlisi TÜİK’te değişen bir Başkan Yardımcısı var. Tüm bu gelişmeler enflasyonu Kasım ayında aşağıya çekmiş gözüküyor.

“Hala enflasyonu en yüksek 10. ülkeyiz”

Ancak Kasım ayında yüzde 21,6 enflasyon ile Türkiye hala daha dünyada enflasyonu en yüksek 10 ülkeden biri, 10. Ülke. Peki enflasyonu bize yakın kimler var diye baktığımız zaman işte Zimbabve, Liberya, Sierra Leone gibi ülkeler yer alıyor. Dolayısıyla enflasyonu G-20’de en yüksek ikinci ülke Arjantin’den sonra Türkiye gözüküyor. Kasım’da da üretici fiyatları yüzde 2,5 düşmüş, yıllık üretici enflasyonu yüzde 38,5 olmuş. Üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasında makasın daha hala çok açık olduğunu görmek mümkün. Ama özellikle dar gelirlinin enflasyon sepetinde ağırlığı olan temel gıda ürünlerinde fiyat artışlarının hala çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Kuru soğanın fiyatı bir ayda yüzde 51 artmış. Patatesin fiyatı yüzde 15 artmış, kuru fasulyenin fiyatı % 14 artmış. Listeyi böyle uzatıp götürmek mümkün. Vatandaşın mutfağında yangının devam ettiğini bu fiyatlar gösteriyor. Kaldı ki ürün sepetine baktığımızda öyle tüm mallara yaygın bir fiyat düşüşü olmadığını aslında düşüşün büyük ölçüde ulaştırma sektöründen kaynaklandığını biraz önce ifade etmiştim. 261 kalem ürünün fiyatı artmış, 28 kalem ürünün fiyatı değişmemiş, sadece 108 kalem üründe fiyatlar düşmüş.

“TÜİK’in açıkladığı bu enflasyon rakamlarına zerrece güvenmiyoruz”

Erdoğdu ise, geçtiğimiz ay açıkladığı enflasyon rakamı beğenilmediği için TÜİK Başkan Yardımcısı Enver Taştı’nın görevden alındığını hatırlatarak şunları söyledi:

“Başkan Yardımcısı görevinden alındıktan sonra enflasyon gerçeklerden uzak şekilde düşük açıklandı. Üretici fiyatlarının yıllık yüzde 41’lerde olduğu bir ülkede, enflasyonun düştüğünü söylemek, ekonominin temel ilkelerine ve hayatın gerçeklerine aykırı bir durum. Herhalde dünyada fiyatlar artarken enflasyonu düşen tek ülkeyiz. Kağıt üzerinde enflasyonu istediğiniz gibi düşürebilirsiniz ama vatandaş, marketlerde, elektrik ve doğalgaz faturalarında, ödediği vergilerde enflasyonun düşüp düşmediğini yaşayarak görüyor. Market rafları, faturalar bu verinin tam tersi rakamlarla dolu. Daha önce de milli gelir hesaplarında hile yapan TÜİK’in açıkladığı bu enflasyon rakamlarına zerrece güvenmiyoruz.”

“Ücretlilerin hakkı hükümetin üzerinde”

Enflasyonun düşük gösterilmesindeki amacın ücretlilere yapılacak zammı düşük tutmak olduğunu vurgulayan Erdoğdu şöyle devam etti:

“Bugün açıklanan rakamlar, ücretlilere yapacakları maaş artışını düşük tutmak için yaptıkları bir matematik oyunu. Muhtemelen Aralık’ta biraz daha düşürecekler. İşçiye, memura ve emekliye o rakamdan zam yapacaklar. Yani ücretlilerin zamlarını yaşanan gerçek enflasyonun altında bırakacaklar. Ücretlilerin hakkı, hükümetin talimatı doğrultunda enflasyon rakamını düşüren TÜİK ve bu kurumun başkan yardımcısını görevden alarak yandaşını atayan hükümetin üzerindedir.”

“Yaptıkları zamları geri alsınlar”

Hükümetin, TÜİK’in açıkladığı rakamları doğrultusunda elektrik ve doğalgaz ile vergilerde indirim yapması gerektiğini ifade eden Erdoğdu, “Eğer enflasyon düşüyorsa hükümet Ağustos ve Eylül aylarında doğalgaz ve elektriğe yaptığı fahiş zamları geri almalı, trafik cezaları ile vergilerdeki Yeniden Değerleme Oranlarını da bu rakamları baz alarak güncellemelidir. Aksi halde açıkladıkları enflasyon rakamlarına kendilerinin de inanmadığını ortaya koymuş olurlar” diye konuştu.

Paylaşın

CHP’den MHP’ye ‘Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ Eleştirisi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu’nda emeklilikte yaşa takılanlara yönelik oylama sırasında MHP’nin tavır değişikliğini Medyascope’a değerlendirdi.

Özel, emeklilikte yaşa takılanların sorununu çözmek amacıyla TBMM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada MHP’nin tavır değişikliğine ilişkin olarak, “Emeklilikte yaşa takılanlar sorununun çözümü için önemli bir adımda MHP, U dönüşü yapmış oldu. Siyasi açıdan MHP, verdiği sözü tutmamış oldu. Bunun bedelini seçmeni ve EYT’liler arasında görecektir. Emeklilikte yaşa takılanlar, dostunu düşmanını görmüş oldu” diye konuştu.

Özel, “Yeni Meclis kompozisyonunda AKP çoğunluğunu kaybetmişti. Bir yandan da Cumhur ittifakıyla ilgili tutumlar ortadaydı. CHP olarak siyasetin gereği bir tarama yapmıştık. AKP’nin dışındaki siyasi partilerin ortaklaştığı kanunları çalıştık. İlk gözümüze çarpan ağustos ayının başında emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili 4 partinin kanun teklifi vardı. O günden beri bunu gündemde tutuyoruz. Tüm partiler de sözlerinin arkasında olduğunu söylemişlerdi. İYİ Parti’nin bir grup önerisi vardı. Mevcut Parti Meclisi toplantımızı da erken bitirerek, genel başkanımızın talimatıyla, genel başkanımız dışında genel merkezde bir tek yönetici bırakmadan neredeyse tüm milletvekillerimizle Genel Kurul’da bu önergeye destek verdik” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, şunları kaydetti:

“EYT için çalışmaya devam ediyoruz”

“Madem ki bu iş siyaset üstü bir iştir, önerge İYİ Parti’den gelmiş, bir başka partiden gelmiş diye bakılmaz. Önergenin en öne alınarak görüşmelerine hemen başlanması kabul edilmiş oldu. Büyük bir sevinç yaşandı, televizyonlar altyazı verdi. Ancak ikinci ve esas oylamada maalesef ki o iki saat içinde Milliyetçi Hareket Partisi, Grup Başkanvekili Erhan Usta’yı görevden aldı. Emeklilikte yaşa takılanlar sorununun çözümü için önemli bir adımda MHP, milletvekillerine oy kullandırmamak suretiyle U dönüşü yapmış oldu. Siyasi açıdan MHP, verdiği sözü tutmamış oldu. Bunun bedelini seçmeni ve EYT’liler arasında görecektir. Buna bizim bir şey dememiz çok anlamlı değil. Ancak siyasi bir sonuç doğurdu. Bir grup başkanvekilinin görevden alınması çok sık rastlanılan bir şey değildir. Buna da çok üzüldük, kıymetli bir mevkidaşımızı kaybettiğimiz için. Ama biz umudumuzu kaybetmedik. Bundan sonra her adımda EYT için çalışmaya devam ediyoruz. MHP’ye de şunu söylüyoruz: Sizin öneriniz geldiğinde de ayrım yapmaksızın destekleyerek bunu kanunlaştırmak ya da bu komisyonları kurmak bizim boynumuzun borcudur. Emeklilikte yaşa takılanlar dostunu, düşmanını açıkça görmüş oldu. Beklenti yönetimi yapanların, kanun teklifimiz var diyenlerin iki saatte sözlerinden nasıl çark ettiğini hep birlikte gördük.”

Paylaşın

CHP’nin 105 Belediye Başkanı Adayı Belli Oldu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP Parti Meclisi toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, 105 belediye başkan adayının belli olduğunu söyledi.

Torun, genel merkezde düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu:

MYK ve Parti Meclisi toplantımızın ardından 105 değerli Belediye Başkanı adayımızın ismini açıklıyoruz. Bu 105 isim arasında yola devam etmek istediğimiz mevcut Belediye Başkanlarımız da var. 105 Belediye Başkanı adayımızın hepsi de örgütümüzün ve yereldeki tüm kesimlerin üzerinde mutabık oldukları isimlerdir.

Aralık ayına kadar büyükşehirlerin de aralarında olduğu adaylık sürecini netleştirmiş, adaylarımızı büyük ölçüde açıklamış olacağız. 2019 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi belediyelerinin sayısını artırıp huzur, bereket ve refahı ülkemizin her yanına yayacağız.

Üzerinde uzlaştığımız, bütün kesimlerin ittifakıyla aday gösterilen isimleri bugün kamuoyu ile paylaşıyoruz. Biz parti olarak başından beri sandıkta, ittifakı yani halkın ittifakını savunuyoruz. Bugün açıkladığımız adaylarımızın tümü de zaten herkesin üzerinde anlaştığı, herkesin ittifakı ile ortaya çıkmış adaylardır. Ben adaylarımızı tek tek tebrik ediyor, bu zorlu süreçte kendilerine başarılar diliyorum.

Soru – Cevap

Soru– “Mevcut Belediye Başkanlarından da devam ettiklerimiz oldu” dediniz. Bunların bir sayısı var mıdır, nedir onları paylaşır mısınız?

Cevap– 35’in üzerinde.

Soru– Bundan sonra aday belirleme nasıl olacak?

Cevap– Bundan sonra aday belirleme yöntemlerimiz tabi eğilim yoklaması, anketlerle beslenecek, gene heyetler illeri ziyaret edecek, genel raporlama yapacak. Ayrıca tabi ki önseçimde olacak daha sonraki süreçte.

Soru– Efendim büyükşehirlerde Aralık ayını işaret ettiniz, önseçim mesajı da verdiniz şimdi ama Sayın Muharrem İnce’nin İstanbul’la ilgili bir önseçim çağrısı oldu “önseçim olursa aday olurum” diye. Ankara’da yine Mansur Yavaş ismi konuşuluyor. Bu iddialarla ilgili ya da bu konuşulanlarla ilgili nasıl bir değerlendirme yaparsınız?

Cevap– Aday tespit yöntemleri ve aday konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Bugün burada açıkladığımız, daha önce de söylediğim gibi üzerinde uzlaşılan, hemfikir olunan adaylardı. Bundan sonra aday tespit yöntemlerimizi ve aday adaylarımızı mutlaka değerlendireceğiz.

Soru– Efendim büyükşehirler var mı belli olan?

Cevap– Hayır yok, şu anda yok. Ama önümüzdeki günlerde büyükşehir, il ve ilçe belediyelerimizden de mutlaka tespit ettiklerimiz olacak. Onları da sürekli paylaşacağız belli bir periyotta.

Soru– Efendim Parti Meclisi toplantısında bu noktada biraz tartışmalı geçti deniliyor, henüz adaylık süreci tamamlanmadı, o noktada erken bir açıklama diye yorumlar da geldi bizim edindiğimiz bilgilere göre. Bunları nasıl değerlendirirsiniz?

Cevap– Tabi tekrar üstüne basarak ifade ediyorum, bu açıkladığımız adaylar tamamen uzlaşı içerisinde ve birçoğu tek aday olan yerler. O anlamda zaten süreç tamamlansa dahi farklı bir aday durumu ortaya çıkmayacak yerler. O yüzden sürenin uzamasıyla ilgili bir alakası yok.

Soru– Üç büyük il için özellikle İstanbul, Ankara, İzmir diğer partilerle seçim işbirliği yapılacak mı?

Cevap– Biz bu konudaki görüşlerimizi açıkladık arkadaşlar. Bildiğiniz gibi biz halk ittifakı, millet ittifakından bahsediyoruz, sandık ittifakından bahsediyoruz. Sonuçta tabandaki ittifaktan bahsediyoruz. Bu sürecimiz de devam ediyor.

 

Paylaşın

CHP’li Adıgüzel: Suriyeliler Kayıt Dışı Çalışmaya Devam Ediyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin çalışma koşullarını Meclis’e taşıdı. Adıgüzel, Resmi istatistiklere göre Türkiye’de 21 Eylül itibariyle 3,564,919 Suriyelinin bulunduğunu söyledi.

Adıgüzel, “Geçici koruma statüsü altındaki Suriyelilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve kayıt dışı istihdam ile mücadele etmek amacıyla 2016 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla, Türkiye’de geçici koruma altında bulunan yabancılara çalışma iznine başvuru hakkı tanınmıştı. Ancak aradan geçen 3 yıla yakın zamana rağmen Suriyelilerin büyük bir bölümü kayıt dışı şekilde ve iş sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atan ağır sömürü koşullarında çalışmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi.

Adıgüzel önergede şu ifadelere yer verdi:

“Bilindiği üzere, Ocak 2016 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla ‘Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik’ ile Türkiye’de bulunan Suriyelilere belirli koşullar altında çalışma izni tanınmıştı. Ancak çıkarılan yönetmeliğin kayıt dışılıkla mücadelede etkili olmadığı ortada. Suriyelilerin özellikle tarım, inşaat ve tekstil gibi sektörlerde kayıt dışı, güvencesiz, düşük ücretli ve sağlıksız koşullarda çalışmaya zorlandığı bugün bilinen bir Türkiye gerçeği. Milyonlarca Suriyeliye kapıları açmakla övünen iktidar ise, bu gerçeği görmezden gelmeye, düşük ücretli kayıt dışı istihdama göz yummaya devam ediyor.”

“250 Kişiyle Başlayan Göç Dalgası, Bugün 3,5 Milyonu Geçti”

Öte yandan, Suriyelilerin Türkiye’deki istihdam piyasasına etkisinin kayıt dışılıkla sınırlı olmadığına dikkat çeken Adıgüzel, “2011 yılında 250 kişiyle başlayan göç dalgası, bugün 3,5 milyonu geçmiş durumda. Buna ek olarak, Türkiye’de kayıt dışı bulunan Suriyelileri eklediğimizde bu sayının 4 milyona yaklaştığını görüyoruz. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 21 Eylül itibariyle, İstanbul’da 561.119, Şanlıurfa’da 468.983, Hatay’da 438.108, Gaziantep’de 399.026, Adana’da 225.220, Mersin’de 206.948 kayıtlı Suriyeli mevcut. Yalnızca Kilis’te nüfusun yüzde 93’ü Suriyeliler’den oluşuyor. Suriyelilerin Türkiye’de illere göre dağılımına bakıldığında İstanbul’un ardından Güney bölgemizdeki sınır illerinin büyük bir nüfusa ev sahipliği yaptığını görüyoruz. Özellikle bu illerde Suriyelilerin yerli istihdam piyasasına yönelik; ücretlerin düşmesi, yerli iş gücünün işsiz kalması gibi olumsuz etkilerine birebir şahit oluyoruz. Buna karşın iktidarın, 2011’den beri bu yana devam eden krize bir çözüm üretemediği ortadadır” dedi.

Adıgüzel soru önergesinde şu sorulara yer verdi:

-Türkiye’de kayıt dışı çalışan tahmini Suriyeli sayısı kaçtır?
– Bakanlar Kurulu’nun 11.01.2016 tarihli ve 2016/8375 sayılı kararının yürürlüğe girmesinden bugüne, kaç kişi çalışma iznine başvurmuştur? Kaç kişiye çalışma izni verilmiştir? Reddedilen çalışma izni başvurularının reddedilme gerekçeleri nelerdir?
-Verilen izinlerin, yaş, cinsiyet, eğitim, il ve mesleklere göre dağılımı nasıldır?
-Söz konusu düzenlemenin, kayıt dışılık ve emek sömürüsü ile mücadelede yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?

Paylaşın

CHP’li Ağbaba: OHAL Bitti, Komisyonu Kaldı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Veli Ağbaba, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kamudan ihraçlardaki mağduriyetleri gidermek için kurulan ‘OHAL Komisyonu’ hakkında açıklamada bulundu.

Ağbaba, “OHAL bitti yıkıcı etkileri devam ediyor. 4 ay sonra görev süresi dolacak OHAL Komisyonun önünde 88 bin dosya bekliyor. Her 15 kişiden 14’ünün başvurusu reddediliyor. Bu şartlarda adalet beklemek saflık olur” dedi.

OHAL’in ilan edilmesinden yaklaşık 6 ay sonra 23 Ocak 2017 tarihinde kurulan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, 22 Mayıs 2017 tarihinde dosyaları incelemeye başladı. Komisyon KHK’lerde adı geçen ve başta ihraç edilenler olmak üzere kamu çalışanlarının başvurularını incelemeyi sürdürüyor. OHAL İnceleme Komisyonun son açıkladığı verilere göre 118 bin 660 başvurudan 30 bin dosyanın incelendiği, bin 900 kişinin göreve iade edildiği, 28 bin 100 dosyanın reddedildiği, 88 bin 660 müracaatın incelenmesine devam edildiği belirtilmişti.

“OHAL komisyonunun kendisi OHAL kadar mağduriyet yaratmaktadı”

Haksız hukuksuz yere kamudan ihraç edildiklerini söyleyen yüz bini aşkın insanın hayalleri ile oynamanın kimsenin hakkı olmadığını belirten Ağbaba, “OHAL komisyonunun kendisi OHAL kadar mağduriyet yaratmaktadır. AKP Hükümeti binlerce kişinin AİHM’e başvuru yapacağını bildiği için bu komisyonu mağdurların iç hukuk yollarını tüketmesini engellemek için kurduğu bir gerçektir. Süreç uzadıkça mağduriyetler de artmakta, geri dönüşü olmayan yeni sorunlar ortaya çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Bu şartlarda adalet beklemek saflık olur”

“OHAL bitti yıkıcı etkileri devam ediyor” diyen Ağbaba, 4 ay sonra görev süresi dolacak OHAL Komisyonun önünde 88 bin dosya bekliyor.Bu gidişle komisyonun görev süresi defalarca uzatılacak. 2 yılda her 4 dosyadan biri incelendi. Her 15 kişiden 14’ünün başvurusu reddedildi. Bu şartlarda adalet beklemek saflık olur.”dedi.

“Kağnı hızında ilerleyen bu süreç…”

Ağbaba, OHAL Komisyonunun ağzından kerpetenle laf alındığını belirterek, alınan kararlar sadece başvurulan kişilere gönderiliyor. Kabul veya ret kararlarının nasıl verildiğini, hangi kriterlere göre değerlendirildiğini ne mağdurlar ne de avukatları göremiyor. Uzmanlar başvurusu reddedilenlerin önünde idari yargı, istinaf, Danıştay, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi uzun bir yargı yolu olduğunu, en son ihraç edilen kişinin AİHM’ye kadar önünde en az 10 yıl olduğunu belirtiyor. Kağnı hızında ilerleyen bu süreç zaten hukuksuz olan binlerce ihraç mağdurları ve ailelerinin hukuka inançlarının yitirilmesine sebep oldu” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

CHP’den Enflasyon Rakamları Üzerinden İktidara Sert Eleştiriler

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, açıklanan eylül ayı enflasyon rakamları üzerinden iktidara sert eleştiriler yöneltti.

Öztrak, açıklamasında, “Üretici fiyatlarındaki artış yüzde 45, tüketici fiyatlarında artış yüzde 24,5 iken bu işi zabıtaya havale ederek düzeltemezsiniz. Bir an önce ekonomide kötü gidişi durduracak önlemleri almanız lazım.” dedi.

Sadece bir aylık fiyat artışının tüketici fiyatlarında yüzde 6,3 olduğunu vurgulayan Öztrak, “Sene başından bu yana gerçekleşen enflasyon ise yüzde 19,37 oldu. Yıllık tüketici enflasyonu ise yüzde 24,5 olmuş. Bütün bu rakamlar son 15 yılın istisnasız hepsi rekoru.” ifadesini kullandı.

Üretici fiyatlarında ise durumun çok daha vahim olduğunu anlatan Öztrak, üretici fiyatlarında bir aylık artışın yüzde 10,9 oranında gerçekleştiğini bildirdi.

Faik Öztrak, şöyle devam etti:

“2002’de AKP iş başına geldiğinde üretici enflasyonu yüzde 30,8’di. Hazine ve Maliye Bakanı olan damat, ‘En kötüsü geride kaldı diyor.’ Dün de kayınpederi diyordu. İkisi de ağız birliği etmiş gibi ‘en zorunu geride bıraktık’ diyor ama burada yüzde 46’lık üretici fiyat artışı, yüzde 25’lik tüketici fiyat artışı daha turpun büyüğünün heybede olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Bütün bu rakamlara baktığınız zaman hep beraber şunu düşünmemiz lazım, bu fiyat artışının karşısında emeklinin, memurun, asgari ücretlinin, işçinin satın alma gücü ne oldu? Şunu açıkça ifade etmek isterim ki; bu iktidar maalesef ekonomiyi yönetemiyor.Aslında baştan itibaren yönetemedi. Dün bakıyorum Sayın Erdoğan Meclis’te çıkmış diyor ki ‘tarih bizi öyle bir noktaya getirdi ki ülkemizin kaderiyle partimizin kaderini birleştirdi. Allah korusun AK Parti’nin yıkılması Türkiye için felaket olacak.’ Bu ne demek? Partiler ülkenin hizmetindedir, hizmet ederler gelirler, giderler. Bu ülkenin kaderini bir partinin kaderine bağlamak, bu ne cürettir. Kendilerini ne sanıyorlar. Bugüne kadar ekonomiyi yönetememelerine rağmen, hukuk devletinin yıpranmasına rağmen, bugün bu ülke hala ayaktadır, yarın da öbür gün de ayakta kalacaktır.”

“Türkiye’nin sıkıntıları her gün biraz daha artacak”

Ekonominin bu noktaya gelmesinin arkasında “beka üzerinden siyaset yapmanın” geldiğini belirten Faik Öztrak, “Türkiye’nin bu beka sorunu, işin hala ciddiyetinin farkında olmayan bu kadrolardadır. Bu kadrolar değişmedikçe Türkiye’nin sıkıntıları her gün biraz daha artacaktır.” ifadesini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, “McKinsey, Türkiye’de sadece danışmanlık yapacak.” dediğini aktaran Öztrak, Albayrak’ın New York’ta yatırımcılara ise “Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdik. Bu ofis tüm hedeflerimizi ve sonuçlarımızı her çeyrekte kontrol edecek.” dediğini ifade etti.

Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı enflasyon rakamlarının olağanüstü yüksek olduğunu tekrarlayan Faik Öztrak, bu rakamların faizlerin ve hayat pahalılığın daha da artacağını gösterdiğini belirtti.

Öztrak, şunları söyledi:

“Bütün bunlar yaşanırken iktidar çıkıp bu işin sorumluları kendileri değilmiş gibi çıkıp zabıtaları, Ticaret Bakanlığını göreve davet ediyor. Üretici fiyatlarındaki artış yüzde 45, tüketici fiyatlarında artış yüzde 24,5 iken bu işi zabıtaya havale ederek düzeltemezsiniz. Bir an önce ekonomide kötü gidişi durduracak önlemleri almanız lazım. Bu işi aspirin tedavisi ile geçirebilmemiz mümkün değildir. Sayın Erdoğan bir önce zabıtaları elektrik kurumuna ve BOTAŞ’a göndermeli, oradaki fiyatlara müdahale etmeli. Son üç ayda iki kurum da tüketiciye ulaşan fiyatlarda yüzde 30 artış yaptı. Küresel sermayenin dibe vurduğu bir ortamda ekonomiyi yönetmeyi bilmiyorlar. Bunu bilmedikleri için de beka gibi hamasi konuların arkasına sığınıyorlar. Bir an önce gerekli önlemler alınmalıdır. Bu enflasyon rakamlarına göre milletin gelirleri ayarlanmalıdır. Bu iktidarın ekonomiyi yönetemediği bu rakamlarla açık seçik ortaya çıkmıştır. Bu konuya TBMM derhal el koymalıdır. Bütün partileri bir araya getirmek suretiyle, Türkiye’de iş yapacak, CHP’nin de bundan önce açıkladığı 13 maddelik çözüm önerilerini de dikkate alacak bir programı, bir çözümü ortaya koymak gerekiyor. Aksi takdirde bu sıkıntının altından milletimiz zor kalkacaktır.”

Açıklamalarının ardından soruları da yanıtlayan Faik Öztrak’a, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in dün McKinsey şirketiyle ilgili bir değerlendirmesi sırasında CHP’ye yönelik sözleri anımsatıldı.

Öztrak, “CHP’nin yurt dışından danışmanlık alma gibi bir ihtiyacı yoktur. CHP, sosyal demokrat parti nasıl olur, her gün bunun en iyi örneklerini ortaya koymaktadır.” dedi.

Bakan Albayrak’ın, McKinsey firmasıyla ilgili sözlerine tekrar değinen Öztrak, hükümetin uluslararası piyasada kredibilitesinin kalmadığını gördüğünü ve uluslararası tanınırlığı olan bir firmanın kredibilitesinin arkasına sığındığını ileri sürdü.

“Türkiye çok ciddi bir kriz yaşamaktadır”

Faik Öztrak, TBMM’ye yaptığı çağrının sorulması üzerine de bu görevin TBMM Başkanı’na düştüğünü belirtti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak, “Türkiye çok ciddi bir kriz yaşamaktadır. Bu krizin atlatılması için bir geniş mutabakatın, milli mutabakatın sağlanması gerekir. Ancak bu mutabakatı sağlayan bir program Türkiye’de yatırım yapacakların güvenini sağlayabilir.” dedi.

Faiz Öztrak, İşsizlik Fonu’ndan üç kamu bankasına para aktarıldığı iddialarına yönelik soru üzerine, “Burada yapılan operasyon şudur; bu bankalarda ciddi borçlar var ve geri dönmüyor ve bu nedenle bu bankalarda bir takım yeniden sermayelendirme ihtiyacı ortaya çıkmış. Benim anladığım; işsizlik fonu bu bankalara kağıt vermek suretiyle, kendi elindeki hazine kağıtlarıyla, bankanın sermaye benzer kağıtlarını değiştirmek suretiyle ortak olmuş. İddialar var ama daha ne yapıldığına ilişkin derli toplu bir açıklama yok… Şimdi bu özel kesimin borcu hazine kağıtlarıyla değişiyor, ne oluyor? Bizlerin, milletin borcu olmaya başlıyor. Bu son derece tehlikeli gidiştir.” değerlendirmesinde bulundu.

Öztrak, CHP’nin HDP ile bir ittifak yapıp yapmayacağına yönelik soru üzerine de CHP’nin sürekli başka partilerle ittifak iddialarının gündeme getirilmesini anlamakta zorluk çektiğini aktardı.

Faik Öztrak, “Biz mahalli idare seçimlerinde en yüksek oyu alacak, en kaliteli hizmeti verebilecek adayları bularak herkesin oyuna talibiz. Biz, CHP kadrolarının bu büyük mutabakatı sağlayabileceğini düşünüyoruz.” dedi.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu yeniden genel başkan seçilen Akşener’i kutladı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeniden İYİ Parti Genel Başkanı seçilen Meral Akşener’i arayıp kutladı. Akşener, kurultayda geçerli 881 oyun tamamını alarak yeniden genel başkan seçilmişti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i aradı. Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’i İYİ Parti 2. Olağanüstü Kurultayı’nda yeniden Genel Başkan seçilmesinden dolayı kutladı.

Meral Akşener, İYİ Parti’nin 2. Olağanüstü Kurultayı’nda geçerli 881 oyun tamamını alarak yeniden genel başkan seçilmişti.

Paylaşın