Otomotiv Satışlarında Tüm Zamanların Rekoru

Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2024 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,5 oranında artarak bir milyon 238 bin 509 adet oldu.

Haber Merkezi / Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD), Otomobil ve Hafif Ticari Araç Pazarı Aralık ve Ocak – Aralık 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2024 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,5 oranında artarak bir milyon 238 bin 509 adet oldu.

Otomobil satışları, 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1,3 oranında artarak 980 bin 341 adet, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 2,7 azalarak 258 bin 168 adet oldu.

Aralık ayı otomobil ve hafif ticari araç pazarı bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 7,3 artarak 170 bin 249 adet oldu. Aralık ayında otomobil satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,6 artarak 134 bin 811 adet olurken, hafif ticari araç pazarı yüzde 9,9 artarak 35 bin 438 adet oldu.

Otomobil ve hafif ticari araç pazarı 10 yıllık aralık ayı ortalama satışlara göre yüzde 43,1 arttı. Otomobil pazarı, 10 yıllık aralık ayı ortalama satışlara göre yüzde 49,6 artış gösterdi. Hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık aralık ayı ortalama satışlara göre yüzde 22,8 arttı

Otomobil pazarı segmentlere göre; Pazarın yüzde 85,7’sini vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerindeki araçlar oluşturdu. C segmenti otomobiller 543 bin 427 adetle yüzde 55,4 pay, B segmenti otomobiller 291 bin 689 adetle yüzde 29,8 pay aldı.

Otomobil pazarı gövde tiplerine göre; Gövde tiplerine göre değerlendirildiğinde ise en çok tercih edilen gövde tipi SUV otomobiller (yüzde 56,8 pay, 556 bin 548 adet) oldu. SUV otomobilleri, yüzde 25,4 pay ve 248.902 adet satış ile Sedan, yüzde 16,8 pay ve 164 bin 443 adet satış ile H/B otomobiller takip etti.

Otomobil pazarı motor tipine göre; Benzinli otomobil satışları 588 bin 914 adetle yüzde 60,1 pay, Hibrit otomobil satışları 184 bin 177 adetle yüzde 18,8 pay, Elektrikli otomobil satışları 105 bin 315 adetle yüzde 10,7 pay ve Dizel otomobil satışları 95 bin 985 adetle yüzde 9,8 pay, Otogazlı otomobil satışları 5 bin 950 adetle yüzde 0,6 pay aldı.

Elektrikli otomobil pazarı elektrik motor gücüne göre; 160 kW altındaki elektrikli otomobil satışları yüzde 63,4 artarak yüzde 8,7 pay, 160 kW üstü elektrikli otomobil satışları yüzde 0,1 artarak yüzde 2 pay aldı.

Otomobil pazarı motor hacmine göre; 1600cc altındaki otomobil satışları yüzde 12,3 azalarak yüzde 69,7 pay, 1600-2000cc aralığındaki otomobil satışları yüzde 1,9 artarak yüzde 0,6 pay, 2000cc üstü otomobil satışları yüzde 19,7 azalarak yüzde 0,2 pay aldı.

Otomobil pazarı emisyon seviyelerine göre; 120-140 gr/km arasındaki otomobiller 278 bin 540 adetle yüzde 28,4 pay, 100-120 gr/km arasındaki otomobiller 234 bin 596 adetle yüzde 23,9 pay aldı.

Otomatik şanzımanlı otomobiller; 897 bin 143 adetle yüzde 91,5 pay alırken, manuel şanzımanlı otomobiller 83 bin 198 adetle yüzde 8,5 pay aldı.

Hafif ticari araç pazarı gövde tipine göre; Van gövde tipi yüzde 74,3 pay ve 191 bin 880 adet ile en çok tercih edilen gövde tipi olurken; Kamyonet gövde tipi yüzde 12,4 pay ve 32 bin 111 adetle 2. sırada yer aldı.

Paylaşın

Türkiye’de Zenginler Son 10 Yılda 13 Kat Daha Zenginleştiler

Türkiye’de 2014 yılından itibaren ortalama geliri en az artan grup en yoksul yüzde 20’lik gelir grubu olurken; ortalama geliri en fazla artan grup geliri en yüksek yüzde 20’lik grup oldu.

Haber Merkezi / En yoksul yüzde 20’lik grubun ortalama geliri son 10 senede 10,7 katına çıkarken; geliri en yüksek yüzde 20’lik grubun ortalama geliri 12,6 katına çıktı.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA), Gelir Dağılımı İstatistikleri 2024 Raporu’nu yayınladı. Rapordan öne çıkan bölümler şöyle: “Türkiye’de 2009 ile 2024 yılları arasında emekli  sayısı yüzde 85,3 oranında artarken; tüm gelir içerisinde emekli aylığının payı yüzde 2,7 azalarak yüzde 18,3’ten yüzde 15,6’ya geriledi.

Hanehalkı Kullanılabilir gelire göre bakıldığında; Türkiye için Gini Katsayısı 2014 yılında 0,379 iken; 2024 yılında bu gösterge 0,039 puan yükselerek 0,418’e yükselmiştir. İstanbul için Gini Katsayısı 2014 yılında 0,357 iken; 2024 yılında bu gösterge 0,071 puan yükselerek 0,428’e yükselmiştir. Gini katsayısı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade etmektedir.

İstanbul’da hanehalkı kullanılabilir gelire göre sıralı yüzde 20’lik gruplar itibariyle bakıldığında; 2014 yılından itibaren ortalama geliri en az artan grup en yoksul yüzde 20’lik gelir grubu olurken; ortalama geliri en fazla artan grup geliri en yüksek yüzde 20’lik grup oldu. En yoksul yüzde 20’lik grubun ortalama geliri son 10 senede 10,8 katına çıkarken; geliri en yüksek yüzde 20’lik grubun ortalama geliri 14,5 katına çıktı.

Türkiye’de 2014 yılından itibaren ortalama geliri en az artan grup en yoksul yüzde 20’lik gelir grubu olurken; ortalama geliri en fazla artan grup geliri en yüksek yüzde 20’lik grup oldu. En yoksul yüzde 20’lik grubun ortalama geliri son 10 senede 10,7 katına çıkarken; geliri en yüksek yüzde 20’lik grubun ortalama geliri 12,6 katına çıktı.

İstanbul’da en yüksek gelire sahip yüzde 10’luk kesimin payının en yoksul yüzde 10’luk kesimin payına oranı son 10 yılda 9 kattan 14 kata yükseldi. Toplumun en yüksek gelir elde eden yüzde 10’unun elde ettiği payın en düşük gelir elde eden yüzde 10’unun elde ettiği paya oranı şeklinde hesaplanan P90/P10 oranı; İstanbul’da 2014 yılında 9,25 iken; 2024 yılında bu oran 13,91’e yükseldi.

İstanbul’daki yoksul sayısı 2 milyon 756 bin olarak hesaplandı. TÜİK 2024 yılı ‘Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri’ bültenine göre bölgesel düzeyde eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre; İstanbul’daki yoksul sayısı 2 milyon 756 bin kişi olarak hesaplandı.

Konut masrafları yoksul bireylere yük getiriyor. TÜİK Gelir Dağılımı ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırının altında olan bireylerden konut masraflarının yük getirdiğini belirtenlerin oranı 2021-2024 yılları arasında yüzde 88,9’dan yüzde 93,8’e yükseldi. Aynı dönem dikkate alındığında; 2021 yılının başından itibaren Tüketici Fiyat Endeksinin ‘Konut’ kalemindeki artışın yüzde 423,7 olduğu görüldü.

Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanların oranı yüzde 29,3 olduğu görülürken; 2021-2024 yılları arasında bu oranın 0-17, 18-64 yaş grupları için azaldığı; 65 Yaş Üstü nüfus için arttığı gözlemlendi. 2021 yılında Türkiye’de 100 yaşlıdan 17’si yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altındayken; 2024 yılında 100 yaşlıdan 23’ü riski altındadır.”

Paylaşın

Türkiye’de Son Bir Yılda 394 Kadın Öldürüldü

Türkiye’de son bir yılda 394 kadın, evli olduğu erkek, baba, oğul, erkek bir akraba veya tanıdığı bir erkek tarafından öldürüldü. Aynı dönemde 259 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulundu.

Haber Merkezi / Öldürülen 394 kadından 111’i boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile, 21’i ekonomik bahanelerle, 2’si nefret bahanesiyle, 27’si diğer bahanelerle öldürüldü. 233 kadının ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.

Kadınların 226’sı evinde, 76’sı sokakta, 13’ü ıssız bir yerde, 13’ü kamusal alanda, 13’ü arabada, 10’u işyerinde, 6’sı su ve kenarında, 5’i arazide, 4’ü otelde, 3’ü eğlence mekanında, 5’i bunlar dışında bir yerde öldürüldü. 20 kadının öldürüldüğü yer tespit edilemedi.

Kadınların 222’si ateşli silahlarla, 113’ü kesici aletlerle, 33’ü boğularak, 14’ü darp edilerek, 3’ü yakılarak, 1’i yüksekten atılarak, 1’i bunlar dışında bir silahla öldürüldü. 7 kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilemedi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), 2024 yılına ilişkin kadın cinayetleri verilerini açıkladı. Buna göre; 394 kadın öldürüldü, 259 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulundu.

Öldürülen 394 kadından 111’i boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile,  21’i ekonomik bahanelerle, 2’si nefret bahanesiyle, 27’si diğer bahanelerle öldürüldü. 233 kadının ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.

394 kadının 166’sı evli olduğu erkek, 45’i birlikte olduğu erkek, 31’i babası, 30’u eskiden evli olduğu erkek, 29’u tanıdığı biri, 25’i akrabası, 23’ü eskiden birlikte olduğu erkek, 22’si oğlu, 7’si kardeşi, 7’si tanımadığı biri tarafından öldürüldü. 9 kadının öldürüldüğü kişiyle yakınlığı tespit edilemedi. Bu yıl 280 kadın aile içindeki erkek tarafından öldürüldü.

Kadınların 226’sı evinde, 76’sı sokakta, 13’ü ıssız bir yerde, 13’ü kamusal alanda, 13’ü arabada, 10’u işyerinde, 6’sı su ve kenarında, 5’i arazide, 4’ü otelde, 3’ü eğlence mekanında, 5’i bunlar dışında bir yerde öldürüldü. 20 kadının öldürüldüğü yer tespit edilemedi. Bu yıl öldürülen kadınların %57’si evlerinde öldürüldü.

Bu yıl öldürülen kadınların 222’si ateşli silahlarla, 113’ü kesici aletlerle, 33’ü boğularak, 14’ü darp edilerek, 3’ü yakılarak, 1’i yüksekten atılarak, 1’i bunlar dışında bir silahla öldürüldü. 7 kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilemedi. Bu yıl öldürülen kadınların %57’si ateşli silah ile öldürüldü.

Bu yıl öldürülen kadınların 72’si 18 yaşından küçüktü ve 20 kadının öldürüldüğü anda koruma kararı vardı. Öldürülen 394 kadının 210’unun çocuğu vardı, 4’ü hamileydi. 143 kadının ise çocuk sahibi olup olmadığı tespit edilemedi. Öldürülen kadınların 197’si evli, 81’i bekardı. 116 kadının ise medeni haline dair bilgi tespit edilemedi.

Paylaşın

2024 Yılına Damga Vuran Kelime “Geçim”

2024 yılına damga vuran kelime “geçim” oldu. Geçen sene yılın kelimesi “deprem”, 2022’de ise “enflasyon” yılın kelimesi seçilmişti. 2021’de “dolar”, 2020’de “korona” yılın kelimesi olmuştu.

DW Türkçe her sene olduğu gibi bu yıl da sosyal medyadaki takipçilerinden yılın kelimesini belirlemesini istedi. Yapılan anket sonucunda, 2024’e damga vuran kelime “Geçim” seçildi.

Ankete 4 bin 694 kişi katıldı. Takipçilerden gelen öneriler doğrultusunda belirlenen dört aday kelimenin yarıştığı ankete katılanların yüzde 46,2’si “Geçim” lehinde oy kullandı. “Yozlaşma” kelimesi yüzde 22,9 oyla ikinci oldu.

Ankette üçüncülüğü, Türkiye’de emeklilerin talepleri nedeniyle aday kelimeler arasında bulunan “emekli” aldı. Ankete katılanların yüzde 17’si bu kelimeye oy verdi.

Gazze Şeridi, Lübnan, Suriye ve Ukrayna’daki savaşlar nedeniyle ankette kendine yer bulan “savaş” kelimesiyse yüzde 13,9 ile dördüncü sırada kaldı.

Geçen seneki “yılın kelimesi” anketinde en fazla oyu “deprem” almıştı. 2022’de ise “enflasyon” yılın kelimesi seçilmişti.

2021’de “dolar”, 2020’de “korona”, 2019’daysa “mazbata” yılın kelimesi olmuştu. Yılın kelimesi anketininin düzenlediği ilk yıl olan 2018’de de yine “dolar” en fazla oyu almıştı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

TÜİK’e Göre “Sürekli Yoksulların” Sayısı Arttı

2024 yılında yoksulluk oranı bir önceki seneye kıyasla 0,1 puan artarak yüzde 13,6’ya ulaştı. Bu yıl ve önceki üç yıldan en az ikisinde yoksul olan fertleri kapsayan “sürekli yoksulluk” oranı 2024’te 0,7 puan artışla yüzde 13,7 oldu.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; 2024 yılında yoksulluk oranı bir önceki seneye kıyasla 0,1 puan artarak yüzde 13,6’ya ulaştı.

Bir okul bitirmeyenlerin yüzde 24,7’si, lise altı eğitimlilerin yüzde 13,6’sı, lise ve dengi okul mezunlarının ise yüzde 7,4’ü yoksul olarak hesaplandı. Yükseköğretim mezunları ise yüzde 2,7 ile yoksulluk oranının en düşük olduğu grup oldu.

TÜİK’e göre en düşük yoksulluk oranı yüzde 6,5 ile tek kişilik hanelerde gerçekleşti. Tek kişilik hanelerde yoksulluk oranı 2023’e göre 0,8 puan azaldı. Bir çekirdek aileden oluşan hanelerde ise yoksulluk oranı 0,1 puan artışla yüzde 13,4 oldu.

Maddi ve sosyal yoksunluk oranı; 2023 yılında yüzde 14,4 iken 2024 yılı için 1,1 puan azalışla yüzde13,3 olarak tahmin edildi. Bu, toplumun yüzde 13,3’ünün aşağıdaki 13 maddeden en az yedisini karşıyalamadıkları anlamına geliyor:

Otomobil sahipliği, beklenmedik harcamaları yapabilme, evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilme, kira, konut kredisi ve faizli borçları ödeyebilme, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek yiyebilme, evin ısınma ihtiyacını karşılayabilme ve mobilyaları eskidiğinde değiştirebilme imkanı ile; eskimiş giysileri yenileyebilme, sağlam iki çift ayakkabıya sahip olabilme, ayda en az bir kez tanıdıkları ile toplanabilme, ücretli boş zaman faaliyetlerine katılabilme, kendini iyi hissetmek için bir miktar para harcayabilme ve kişisel amaçlı kullanım için internet sahipliği.

Bu yıl ve önceki üç yıldan en az ikisinde yoksul olan fertleri kapsayan “sürekli yoksulluk” oranı 2024’te 0,7 puan artışla yüzde 13,7 oldu.

Göreli yoksulluk oranının en düşük olduğu kentler Gaziantep, Adıyaman ve Kilis olurken; yoksulluğun en fazla Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir ve Kırşehir kentlerini kapsayan bölgede görüldüğü hesaplandı.

TÜİK istatistiklerine göre Türkiye’de nüfusun yüzde 31,3’ü sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri gibi problemler yaşarken; yüzde 30,2’si konutunda izolasyon yetersizliğinden dolayı ısınma sorunu, yüzde 21,7’si trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlarla karşı karşıya.

Geçen yıla göre konut alımı ve konut masrafları dışında borç veya taksit ödemesi olanların oranı 1,2 puan azalarak yüzde 56,8 oldu. Konut masraflarının “çok yük getirdiği” hanelerin oranı ise 3,9 puan azalışla yüzde 13,6’ya geriledi.

Fertlerin yüzde 57,5’i evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını, yüzde 39,3’ü iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını, yüzde 26,8’i beklenmedik harcamaları, yüzde 15,1’i evin ısınma ihtiyacını, yüzde 59,6’sı ise eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak karşılayamadığını beyan etti.

Halihazırda ikamet edilen konuta sahiplik oranı 2023’e göre 0,1 puan düşüşle yüzde 56,1 olarak hesaplanırken; kirada oturanların oranı yüzde 28,0, kendi konutunda oturmadığı halde kira ödemeyenlerin oranı ise yüzde 15,0 oldu.

Paylaşın

UNESCO: 2024 Gazeteciler İçin En Ölümcül Yıl Oldu

UNESCO, 2024 yılında görev başında en az 68 gazeteci ve medya çalışanının öldürüldüğünü bildirdi. Ölümlerin yüzde 60’tan fazlası çatışma yaşanan ülkelerde gerçekleşti. Bu, on yıldan uzun bir süredir görülen en yüksek sayı.

UNESCO ve uluslararası gazetecilik örgütleri, 2024 yılında görev başında hayatını kaybeden gazetecilerin sayısının geçtiğimiz yıllara oranla arttığına dikkat çekiyor.

Gazze’de devam eden savaşın görev başında öldürülen gazeteci sayısını arttırdığı, 2024 yılında en fazla gazeteci can kaybının Filistin’de yaşandığı belirtildi. UNESCO, 2024 yılının gazeteciler için en ölümcül yıl olduğunu açıkladı.

VOA Türkçe’den Can Kamiloğlu’nun aktardığına göre; Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO), 2024 yılında şu ana kadar en az 68 gazeteci ve medya çalışanının görev başında öldüğü ya da öldürüldüğünü açıkladı.

UNESCO, 2024 yılında görev başında hayatını kaybeden gazetecilerin yüzde 60’ından fazlasının yoğun çatışmaların yaşandığı ülkelerde kaydedildiğini bildirdi.

UNESCO, çatışmaların yaşandığı ülkelerde görevli gazeteci ölümlerinde üst üste ikinci yıl ağır can kaybı oranlarının kaydedildiğini belirtti. UNESCO ayrıca, 2024 yılıyla ilgili son verilerinin 2023’te ortaya çıkan gazeteci ölümleriyle ilgili endişe verici eğilimin devamı niteliğinde olduğunun altını çizdi.

1993 yılından itibaren görev başında öldürülen gazetecilerin kayıtlarını tutan UNESCO’nun verilerine göre, şimdiye kadar Türkiye’de 14 gazeteci görevi başındayken öldü. UNESCO kayıtlarına göre, Türkiye’de en son görev başında gazeteci ölümü 2020 yılında saptandı.

UNESCO, gazetecilerin çatışmaların yaşandığı bölgelerden güvenilir bilgi ve dünyayı aydınlatmak için hayatları pahasına haber geçme çabasında olduklarını vurguladı.

Örgütün Genel Direktörü Audrey Azoulay, gazetecilerin yaptıkları bu iş için canlarıyla bedel ödemelerinin “kabul edilemez” olduğunu belirterek “Tüm devletleri, uluslararası hukuka uygun olarak medya çalışanlarının korunmasını sağlamaya ve bu konuda adım atmaya çağırıyorum” dedi.

UNESCO’nun son verilerine göre, 42 gazeteci çatışma yaşanan ülkelerde görev başındayken öldü. Filistin’de 18, Ukrayna’da 4, Kolombiya’da 4, Irak’ta 3, Lübnan’da 3, Myanmar’da 3, Sudan’da 3, Suriye, Çad, Somali ve Kongo’da birer gazeteci görev başındayken yaşamını yitirdi.

Bununla birlikte veriler diğer örgütlere göre farklı rakamlar sunuyor. Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) son verilerine göreyse, 2024 yılında 60’ı Filistin’de, toplamda 91 gazeteci görev sırasında öldürüldü.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun (IFJ) son verilerine göre, 2024 yılında dünyada 104 gazeteci öldürüldü. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu, en çok gazeteci ölümünün Filistin’de yaşandığını, 2024 yılında çatışmaları izleyen 55 gazetecinin öldüğünü kaydetti.

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 2024 yılında görevi başında öldürülen gazeteci sayısının 54 kişi olduğunu açıkladı. En fazla gazeteci ölümünün Filistin topraklarında yaşandığı kaydedildi.

Paylaşın

“Kainat Güzeli” Belli Oldu: Victoria Kjær Theilvig

Miss Danimarka güzeli Kjaer, 2024 Kainat Güzellik Yarışması’nın (Miss Universe 2024) galibi oldu. Nijerya güzeli ikinci ve Meksika güzeli ise yarışmanın üçüncüsü seçildi.

Yeni güzel Nikaragua’dan bu unvanı kazanan ilk kadın olan Miss Universe 2023 güzeli Sheynnis Palacios tarafından taçlandırıldı. Bu zaferle birlikte Kainat Güzellik yarışmasını ilk kez bir Danimarkalı kazanmış oldu.

Meksika’nın başkenti Mexico City’de cumartesi günü 73’üncüsü düzenlenen 2024 Kainat Güzellik Yarışması’nın (Miss Universe 2024) sonunda Miss Danimarka güzeli Kjaer Theilvig, Nijerya güzeliyle finale kalarak birinciliği elde etti ve tacını giydi. Meksika güzeli ise yarışmanın üçüncüsü seçildi.

Yeni güzel Nikaragua’dan bu unvanı kazanan ilk kadın olan Miss Universe 2023 güzeli Sheynnis Palacios tarafından taçlandırıldı. Bu zaferle birlikte Kainat Güzellik yarışmasını ilk kez bir Danimarkalı kazanmış oldu.

Yarışma, 20 bin kişilik kapasiteye sahip kapalı bir mekan olan Mexico City Arena’da düzenlendi. 120’den fazla aday kainatın en güzeli unvanı için rekabet ederken birçok ülke de Miss Universe’e ilk kez katıldı.

Bu yıl, 73’üncüsü düzenlenen güzellik yarışmasının finalinde ünlü şarkıcı Robin Thicke sahne aldı. Yarışmanın sunuculuğunu ise ünlü oyuncu Mario Lopez ve eski Kainat Güzeli Olivia Culpo üstlendi.

Final turunda ilk beşe giren yarışmacıların hepsine aynı soru soruldu: “Miss Universe nesiller boyu kadınlara ilham verdi. Şu anda sizi izleyen kadınlara mesajınız nedir?”

Theilvig yanıtında, “Nereden gelirseniz gelin, geçmişiniz ne olursa olsun, bunu her zaman güçlü yönlerinize dönüştürmeyi seçebilirsiniz” dedi. “Bunlar kim olduğunuzu asla tanımlamayacak. Sadece savaşmaya devam etmelisiniz.”

Victoria Kjær Theilvig cevabına “Bugün burada duruyorum çünkü değişmek istiyorum, tarih yazmak istiyorum ve bu gece bunu yapıyorum” sözleriyle devam etti ve kapanışı da “Bu yüzden asla pes etmeyin, kendinize ve hayallerinize her zaman inanın ve yapacağınız şey de tam olarak bu” diyerek yaptı.

Theilvig, düzenli olarak ruh sağlığı desteği ve hayvan hakları savunuculuğu yapan bir dansçı ve güzellik konusunda içerik üreten bir girişimci. Barbie’ye benzetilen Theilvig avukat olmayı hedefliyor.

21 yaşındaki genç kadın, 2004 yılında Danimarka’nın Başkent Bölgesi’ndeki Søborg, Gribskov’da doğdu ve Kopenhag’ın sakin banliyösünde büyüdü. İşletme ve pazarlama alanında lisans derecesiyle mezun olan Kjær Theilvig, profesyonel bir dansçı olarak birçok ödül kazandı.

Paylaşın

Avrupa Birliği Genişleme Raporu: Türkiye’ye Eleştiriler

Avrupa Birliği’nin 2024 Türkiye Raporu’nda, demokrasi, temel hak ve özgürlükler ve yargı gibi alanlardaki gerilemelerin devam ettiği ifade edildi. Raporda, söz konusu gerilemelerin yanı sıra önerilere de yer verildi.

Türkiye’nin AB için kilit bir ortak ve aday ülke olduğu vurgulanan raporda, Türkiye ile iş birliğine dayalı ve karşılıklı fayda sağlayan bir ilişkinin geliştirilmesinin AB’nin stratejik çıkarına olduğu belirtildi.

Avrupa Birliği’nin (AB) yürütme organı olan Avrupa Komisyonu’nun Batı Balkan ülkeleri ve Türkiye’yi içeren 2024 Genişleme Paketi ve ülke raporları bugün yayınlandı. Raporlar, AB’nin dış politika ve güvenlikten sorumlu yüksek temsilcisi Josep Borrell ve genişlemeden sorumlu komiser Oliver Varhelyi’nin Brüksel’de düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu.

BBC Türkçe’nin aktardığına göre; AB, Türkiye için hazırladığı 95 sayfalık raporda, üyelik müzakerelerinin 2018’den bu yana ilerlemediğini ve AB’nin demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ile temel haklar konusunda geriye gidişle ilgili kaygılarının giderilmediğini kayda geçirdi.

Raporun giriş bölümünde Türkiye’nin AB için “kilit bir ortak” ve birliğe aday ülke olduğu anımsatıldı, Doğu Akdeniz’de istikrar ve güven ortamının korunmasının AB’nin stratejik çıkarına olduğu, Türkiye ile karşılıklı yarar ve işbirliğine dayanan bir ilişkinin geliştirilmesi için önemli olacağına dikkat çekildi.

Geçmişte “İlerleme Raporu” olarak tanımlanan belgeler, aday ülkelerin AB üyelik sürecine ilişkin siyasi, ekonomik, sosyal ve diğer alanlardaki kriterlere ne kadar uyum gösterdiğini inceliyor ve tavsiyelerde bulunuyor. Raporun “demokrasi” ile ilgili başlığında, 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin seçim kampanyası sürecindeki eksikliklere rağmen genel olarak iyi yapıldığı ve sonuçlarına saygı gösterildiği kaydedildi.

Türkiye’de 2018’den bu yana uygulanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin parlamentonun yasama ve denetleme fonksiyonlarını zayıflattığının aktarıldığı raporda, denge ve denetleme unsurlarının olmadığı belirtildi. Rapora göre kamu idaresi oldukça siyasallaştı, özellikle hükümetin muhalefet belediyeleri üzerindeki baskısı yerel demokrasiyi zayıflatmaya devam etti.

Siyasi çoğulculuk açısından da sorunların devam ettiğini aktaran raporda, yaklaşık 8 bin HDP üyesi ve yöneticisinin tutuklu olduğunu kaydetti (HDP 2023’te parti yönetimi hakkındaki kapatılma davası nedeniyle aktif siyasi çalışmaları Yeşil Sol Parti’ye devretmiş, bu parti adını gerçekleştirdiği kongre ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi olarak değiştirmiş, yeni parti de Yargıtay tarafından kabul edilmeyen kısa ismini DEM Parti olarak değiştirmişti).

Raporda, Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarını uygulamaması nedeniyle TBMM’ye seçilen Can Atalay’ın serbest bırakılamadığı da kaydedildi. Geçmiş raporlarda da vurgulandığı gibi Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının giderek daha güç ortamda faaliyet gösterdiğini kaydeden raporda, bütün zorluklara rağmen sivil toplumun toplumsal hayata ilişkin konularda aktif olmaya devam ettiği belirtildi.

Rapora göre Türkiye, hukukun üstünlüğü ve temel haklar açısından AB kriterlerine uyma konusunda henüz ilk aşamada. Ciddi kaygı yaratan bu konularda ilerlemenin sağlanmadığını anlatan rapor, kabul edilen yargı reform paketlerinin temel eksikliklerin giderilmesinde etki yaratmadığına işaret etti.

“AİHM kararlarına uyulmuyor”

Yargı konusunda raporun dikkat çektiği bir başka unsur da Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uymayı reddetmesi. Raporda, Türkiye’ye AİHM kararlarına uyması tavsiyesinde bulunurken özellikle Gezi davasından tutuklu iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılması gerektiğinin altını çizildi.

AB’nin diğer tavsiyeleri arasında, Türk yargısının Avrupa standartlarında bağımsız ve tarafsız karar almasının sağlanması için uygun bir siyasal ve yasal ortam yaratılması, AYM kararlarının uygulanması, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) yapısının değiştirilmesi de bulunuyor.

Rapor, Türkiye’nin yolsuzlukla mücadele konusunda da atması gereken çok adım olduğunu ve Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO) ile Birleşmiş Milletler’in ilgili kararlarına uyum göstermesi gerektiğini kaydediyor.

Rapor, temel haklar konusunda da ilerleme olmadığını ortaya koydu. Türk yasalarının genel olarak insan haklarına saygı gösterilmesi konusunda güvenceler içerdiğini ancak uygulama açısından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve AİHM içtihatlarına göre uyumlaştırılmalarının önemine dikkat çeken raporda, “terörizme destek” iddialarıyla birçok gazeteci, yazar, avukat ve insan hakları aktivistlerinin yargılandığına dikkat çekildi.

AB, Türkiye’nin öncelikle “terörle mücadele yasalarını” AB ile uyumlu hale getirmesi çağrısı yaptı. LGBT ve azınlıklara karşı ayrımcı tutum ve uygulamalara karşı etkin adımlar atılmasını isteyen AB, ifade özgürlüğü konusunda da Türkiye’de ilerleme olmadığını vurguladı.

Halen 54 gazetecinin tutuklu olduğunun kaydedildiği raporda, Türkiye’nin bu alanda ilerleme için gazetecileri, insan hakları aktivistleri ve avukatları serbest bırakması istendi.

Raporda, Güneydoğu bölgesinin 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerin devam eden etkileri nedeniyle kaygı verici bir durumda olduğunu kaydedildi. Bunun yanı sıra, PKK’nın saldırıları nedeniyle sınır bölgelerindeki güvenlik durumunun tehlikeli olduğuna dikkat çekilen raporda, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de sınır ötesi operasyonlarına devam ettiğini vurguladı.

Hükümetin “terörle mücadele” hakkı olduğunu ancak bunu yaparken temel insan haklarının gözetilmesi gerektiğini belirten AB raporunda, geçen sürede Kürt sorununun çözümü için anlamlı bir girişimin gözlemlenmediği de kayda geçirildi. Raporda, Güneydoğu Anadolu bölgesinde çalışan gazeteciler, barolar ve insan hakları savunucularının “terörle mücadele yasalarının” geniş bir yorumla uygulanmasından dolayı baskı altında kalmaya devam ettikleri bildirildi.

İşleyen pazar ekonomisinin oluşturulması ile ilgili kriterler açısından Türkiye’nin ileri bir aşamada olduğu belirtilen raporda, hala yüksek olmasına rağmen enflasyonda düşüş gözlendiği, sıkı para politikası sayesinde iç talebin ve dış ticaret açığının azaldığı kaydedildi.

6 Şubat 2023’teki depremler nedeniyle bütçe açığının arttığının belirtildiği raporda, hükümetin aldığı önlemlerin iş ortamının gelişmesini sağladığını ancak şeffaflık ve öngörülebilirlik açısından kaygıların devam ettiği aktarıldı.

Ekonomi yönetimin 2023 yazından itibaren uyguladığı politika kapsamında Merkez Bankası’nın politika faizini en önemli araç kullandığını kaydeden rapor, Türk hükümetine Merkez Bankası’nın bağımsızlığını daha da kuvvetlendirecek adımlar atması tavsiyesinde bulundu.

Bölgesinde çok önemli bir aktör olmasına rağmen Türkiye’nin ortak dış ve savunma politikası kapsamında AB’ye uyumunun çok düşük oranda olduğunun belirtildiği raporda, Türkiye’nin Brüksel’in kabul ettiği Rusya yaptırımlarına katılmaması ve Hamas’ı “terör örgütü” olarak kabul etmemesi eleştirildi. Rapora göre, 2023’te yüzde 9 olan uyum oranı 2024’te yüzde 5 olarak kaydedildi.

Raporda, Orta Doğu’da Hamas’ın saldırılarıyla savaşın başladığı 7 Ekim 2023’ten bu yana Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin ciddi şekilde gerildiği, Türkiye’nin bu ülkeye ticaret ambargosu uygulamaya başladığı kaydedildi.

Türkiye’nin AB üyeliği hedefine bağlı kaldığını ifade etmesine karşın “360-derece stratejik bakış” olarak tarif ettiği dış politikasını uygulamaya devam ettiğini belirten raporda, Türk dış politikasının stratejik otonomi çerçevesinde kapsamlı diplomatik, ekonomik, güvenlik ve savunma ilişkilerini geliştirdiğine dikkat çekildi.

Raporda Türkiye’nin, liderliğini Çin ve Rusya’nın yaptığı BRICS’e üyelik başvurusunda bulunduğunu ve Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesine cumhurbaşkanı seviyesinde katıldığı vurgulandı.

Raporda ayrıca Kıbrıs sorununa ve Türk-Yunan diyaloğuna da geniş yer verildi, Atina-Ankara arasındaki yumuşamanın olumlu etkileri kayda geçirildi. Ancak Türkiye’nin Kıbrıs sorununda BM parametrelerini reddedip iki devletli çözüm ısrarında bulunmasının olumsuz yankılandığını kaydeden raporda, AB’nin sorunun çözümü için elinden gelen katkıyı vermeye hazır olduğunu vurgulandı.

Paylaşın

“Ballon d’Or 2024” Sahibini Buldu

Lionel Messi ve Cristiano Ronaldo’nun yarışta olmadığı bu yılki Ballon d’Or ödülü İspanyol orta saha oyuncusu Rodri’ye verildi. Kadınlarda ise ödülü İspanyol orta saha oyuncusu Aitana Bonmatí kazandı.

Haber Merkezi / Ballon d’Or, 1956 yılından bu yana France Football dergisi tarafından verilen bir ödüldür. Ödül, FIFA sıralamasında ilk 100’de yer alan ülkelerin gazetecileri tarafından oylanmaktadır.

Dünya futbolunun en prestijli ödülü Ballon d’Or ödülleri, Paris’teki Chatelet Tiyatrosu’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. İşte Ballon d’Or ödülünü kazananlar:

Ballon d’Or Erkek: Rodri (İspanya / Man City)
Ballon d’Or Kadın: Aitana Bonmati (İspanya / Barselona)
Yılın Erkek Teknik Direktörü: Carlo Ancelotti (Real Madrid)
Yılın Kadın Teknik Direktörü: Emma Hayes (Chelsea, ABD)
Sokrates Ödülü: Jennifer Hermoso (İspanya / Barselona)

Gerd Muller Ödülü : Harry Kane (İngiltere / Bayern Münih) ve Kylian Mbappe (Fransa / PSG, Real Madrid)
Yılın Erkekler Kulübü: Real Madrid (İspanya)
Yılın Kadın Kulübü: Barselona (İspanya)
Yashin Kupası: Emiliano Martinez (Arjantin / Aston Villa)
Kopa Trophy : Lamine Yamal (İspanya / Barselona)

Paylaşın

2024 Nobel Ekonomi Ödülü Üç Bilim İnsanına Verildi

Bilim, edebiyat ve barış gibi alanlarda ilerlemeye katkı sağlayan kişilere verilen Nobel Ödülleri’nden 2024 Nobel Ekonomi Ödülü, Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James Robinson’a verildi.

Haber Merkezi / 2023 Nobel Ekonomi Ödülü Claudia Goldin’a verilmişti. 2022 Nobel Ekonomi Ödülü’nü Ben S. Bernanke, Douglas W. Diamond ve Philip H. Dybvig kazanmıştı.

İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’nde düzenlenen basın toplantısında Acemoğlu, Johnson ve Robinson’un “sosyal ve ekonomik kurumlar ile refah arasındaki ilişkiye ve bunun uluslar arasındaki zenginlik farklılıklarına etkisine” dair çalışmaları nedeniyle ödüle layık bulundukları açıklandı.

Nobel Ödülü kazananlara altın madalyanın yanı sıra bir milyon dolar para ödülü de veriliyor. Para ödülü, Acemoğlu, Johnson ve Robinson arasında paylaştırılacak.

ABD’nin saygın üniversitelerinden Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde (MIT) profesörlük yapan İstanbul doğumlu Acemoğlu, ödülü kazandığını öğrendikten sonra yaptığı ilk açıklamada, “Gerçek bir şok ve harika bir haber” dedi.

2024’ün diğer kazananları

Bu yıl Nobel Kimya Ödülü’nü David Baker, Demis Hassabis ve John Jumper kazandı. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisinden yapılan açıklamada ikisi ABD’li, biri İngiliz üç bilim insanının proteinlerin yapıları üzerine yaptıkları araştırmalar nedeniyle bu ödüle layık görüldükleri duyuruldu.

Nobel Fizik Ödülü yapay zekânın bir alt dalı olan makine öğrenimi alanındaki çalışmalarıyla ABD’li John Hopfield ve Kanadalı Geoffrey Hinton’ın oldu.

ABD’li bilim insanları Victor Ambros ve Gary Ruvkun da “mikroRNA’nın keşfi ve gen düzenlemesi” alanındaki çalışmalarından dolayı Nobel Tıp Ödülü’nü kazandı. Nobel Edebiyat Ödülü ise Güney Koreli yazar Han Kang’a verildi. Han, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ilk Güney Koreli oldu.

2024 Nobel Barış Ödülü, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarından sağ kurtulanların oluşturduğu Japon kuruluş Nihon Hidankyo’ya verildi.

Nobel ödülleri nedir?

Nobel Ödülleri, İsveçli mucit Alfred Nobel’in vasiyetiyle oluşturuldu. Nobel, servetinin, “önceki yıl insanlığa en büyük faydayı sağlayanlara” ödül olarak verilmesini istedi.

Alfred Nobel, 1895 yılında hayatını kaybetti ancak vasiyeti üzerindeki yasal mücadelenin ardından ilk Nobel Ödülleri ancak 1901 yılında verilebildi. Nobel, kimya ve fizik ödüllerinin İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından, edebiyat ödülünün ise İsveç Akademisi tarafından verilmesini şart koştu.

Fizyoloji veya tıp alanındaki ödülleri İsveç’teki Karolinska Enstitüsü’nün vermesini belirleyen Nobel, barış ödülünün ise Norveç parlamentosu tarafından verilmesini istedi. Nobel’in, o dönem İsveç ile bir birlik içinde olan Norveç’i barış ödülünün dağıtımı için neden seçtiği bilinmiyor.

1968 yılında İsveç Merkez Bankası, 300. yılını kutlarken, Nobel Vakfı’na yaptığı bağışla “Alfred Nobel Anısına Ekonomi Bilimleri Ödülü”nü kurdu. Bu ödül, diğer Nobel ödülleriyle aynı prensipler doğrultusunda İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından veriliyor.

Paylaşın