AK Parti Ve MHP’de Yerel Seçimler Hazırlığı: Sürprizlere Hazır Olun

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlere ilişkin MHP’de “Sürprizlere hazır olun” denilirken AK Parti’de de çalışmanın belediye başkan adaylarının YSK’ya bildirileceği güne kadar devam edeceği belirtilerek, “Şubat’ın ikinci hafta sonuna kadar her şey olabilir” deniliyor.

İki parti heyetlerinin bu ay sonuna kadar hazırladıkları ön çalışmayı tamamlaması, daha sonra bunun liderlere sunulması bekleniyor. Liderlerin görüşmesinin ardından da heyetler çalışmaya devam edecek.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde iş birliği yapan AK Parti ile MHP, yaklaşık 4.5 ay sonra gerçekleşecek seçimler için de ortak çalışmaya başladı. AK Parti ve MHP heyetleri son iki haftada bir dizi toplantı yaptı.

MHP’li yetkililer, “Çok büyük bir uyum ve zarafet içinde” görüşmelerin sürdüğünü söylerken AK Partili yetkililer de “çok olumlu bir çalışma” içinde olduklarını ifade ediyor. Ancak 2019 seçimlerinde 30’u büyükşehir olmak üzere toplam 51 ilde iş birliğine giden iki partinin bu seçimde nasıl bir formülle yol alacağı bilinmiyor.

Kulislerde iki partinin 2019 yerel seçimlerinde yapılan iş birliğini büyük ölçüde koruyacağı ifade edilirken bazı şehirlerde değişiklikler olabileceği konuşuluyor. MHP’de “Sürprizlere hazır olun” denilirken AK Parti’de de çalışmanın belediye başkan adaylarının YSK’ya bildirileceği güne kadar devam edeceği belirtilerek, “Şubat’ın ikinci hafta sonuna kadar her şey olabilir” deniliyor.

İki parti heyetlerinin bu ay sonuna kadar hazırladıkları ön çalışmayı tamamlaması, daha sonra bunun liderlere sunulması bekleniyor. Liderlerin görüşmesinin ardından da heyetler çalışmaya devam edecek.

Paylaşın

Özel’den Dikkat Çeken ‘Yerel Seçimler Ve HEDEP’ Açıklaması

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlere ilişkin değerlendirmede bulunan CHP Lideri Özgür Özel, “CHP’nin bugün yakaladığı ivme ile belli ittifak kapıları aralanamasa da başarılı olabileceğini görüyorum” dedi ve ekledi:

“HEDEP Eş Genel Başkanları ile aradıklarında ayrı ayrı görüştük. Onlara da söyledim. ‘Ziyarete gelmek isteriz’ dediler, beklerim dedim. ‘Meclis’e mi’ diye sordular, ‘Hiç fark etmez’ dedim. Genel Merkez’e de gelebileceklerini söyledim. Tercihi onlara bıraktım.”

Özel açıklamasının devamında, “Onlarla da bir iş birliği yapacaksak bunu kamuoyunun bilmeye hakkı var. Bir görüşme olacaksa açıktan yapılmasına yönelik isteği son derece haklı bir talep olarak görüyorum. ‘Siz bize destek verin hem de bunu kamuoyunda söylemeyelim’ deme niyetinde değilim. Hatta bunun şu açıdan da sağlıklı olacağını düşünüyorum, bütün seçmen, belli hassasiyetleri olan, belli beklentileri olan seçmenler bilsin bu seçim bölgesinde biz şu siyasi partiyle şöyle bir işbirliği içerisindeyiz.

Mesela Zafer Partisiyle yapılan gizli protokolün bazı Kürt seçmenleri ciddi şekilde rahatsız ettiğini ve bunun bize bir maliyet yüklediğini de kendi kulaklarımla duydum.  Diyarbakır’da, ‘Değişim olmazsa oy vermeyeceğiz, gizli protokole çok kızıyoruz’ diye bir sürü Kürt seçmen yüzüme söyledi. ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, BirGün Yayın Koordinatörü Yaşar Aydın, Ankara Temsilcisi Nurcan Gökdemir ve muhabir Hüseyin Şimşek’in sorularını yanıtladı. Özel’in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

‘‘Ben tam da geride bıraktığımız gibi bir kurultay bekliyordum. Beklediğimden daha iyi tamamlandı. Kurultay, tam bir kurultay gibi oldu. İki farklı fikir yarıştı. Bazen sert söylemler de oldu. Kuvvetli argümanlarla gün boyu iki taraf birbiri ile mücadele etti. Biz, değişim için bir kadro hareketi öneriyorduk, karşı taraf kabul etmiyordu. Sonunda delegeler her iki tarafı da dinledi ve kararını verdi. Demokratik bir yarıştı. Bu, Türkiye’nin dünyadaki algısı için de iyiydi. Kurultayda stres bekliyordum. Fakat gerginlik ve kavga olmadı, çok mutlu olduğumuz bir konu bu.

Dışarıdan getirilmiş, parti ile bağı olmayan bir grup vardı. Söylemleri de futbol tezahüratıydı. Siyasi bir grup değildi. Yine de sorunlar büyümedi. Kurultay, bitiş şekli itibarıyla da büyük bir heyecana ve umuda dönüştü. Sahadaki etkisini de görüyoruz. İki hafta oldu, heyecan sürüyor. Uçakta bile alkışlanıyoruz. Bu benim şahsıma değil, muhalefetin yeniden ayağa kalkmasına destek alkışıdır. Toplumsal muhalefeti de ateşleyen bir şey oldu kurultay. Bu, dalga dalga tüm topluma yayılıyor. Sandığa da olumlu bir katkısı olacak.

İYİ Parti, HEDEP seçmeni hatta bazı AKP ve MHP seçmeni, CHP’deki değişimi olumlu buluyor. Çeşitli anketlerde bunu gördük. Örgütlerimiz de süreci çok daha iyi atlattı böylece. Üyelerimiz ve seçmenimiz, kurultay delegelerine çok ciddi şekilde etki etti. Dışarıda böyle bir hava olmasa kurultayda böyle bir sonuç olmazdı. Delegelerin esnafı, komşularını, gençleri dinlediklerini gördüm. Kazanacağımızdan çok emindim. İkinci turda aldığımız oy, delegelerin gerçek görüşüydü.

“İttifak kelimesi biraz yoruldu”

İttifak kelimesi biraz yoruldu. Meramınızı anlatırken zorlanıyorsunuz insanlara. O açıdan bundan sonrası için ‘işbirliği’ demek daha doğru olur. Yerel seçimler, işbirliğine uygundur. Adı ittifak konacaksa ona da karşı değilim ama çok sayıda partinin bundan sonra bir ittifak kurmasını doğru, gerekli ve uygun bulmuyorum. Partilerin seçim bölgelerine özel iş birlikleri olabilir. Kaybetmek üzere atılacak adımlar, seçmenlerimize haksızlık olur.

Adayın doğru belirlenmesi çok önemli. Büyük parti olma kibri göstermeyeceğimizden de herkes emin olsun. Türkiye için biz muhalefete kazandıran bir formüle mecburuz. Yerel gereklilikleri iyi okuyan bir iradeyi göstermek istiyorum. Diğer partilerle henüz bir temas yok ama mutlaka olacaktır. Kibirli olmayacağız. Son seçilmiş genel başkan olarak ilk adımı benim atmam gerekiyorsa ilk adımı da atarım. Adım atılırsa da geri çevirmem. Tüm partiler için bunu söylüyorum.

Önümde, partide düşündüğüm yapısal değişikliklerin tamamını yapacak bir vaktin olmasını isterdim. Haziran ayında bir karne alacağız diye düşünelim. Mayıs ayında öğretmen değişmiş. O yüzden biraz erken olması yerine birkaç yıl sonra olmasını tercih ederdim kendi adıma. Çünkü CHP’nin ülkenin en iyi yönetilen kurumu olması gerektiğine inanıyorum. Hiçbirini yapamadan yerel seçime gideceğiz.

Yine de ben zaten bir kurultay yapmazsak ya da rakipsiz olursa, seçmenin bizi cezalandıracağını gördüğüm için aday oldum. Yerel seçimi iyi bir şekilde geçireceğimizi bilseydim aday olmazdım. Bu heyecanın seçmeni yeniden sandığa götüreceğini biliyordum. Ben adaylık kararını ilk açıkladığımda, bana, ‘Boş havuza balıklama atladın’ dendi. Zaten bu cesareti gösterirsen başarırsın.’’

“İktidar, dört yıl seçim yapmadan duramaz”

Dört yıl daha AKP iktidarına katlanmak istemeyen bütün seçmenin sandığa gelip muhalefet destek vermesi gerekiyor. Toparlanan bir muhalefet olacağız. Yerel seçimlerde elde edilecek bir başarı, psikolojik üstünlüğün muhalefete geçmesine neden olacak. İktidar, dört yıl seçim yapmadan duramaz.

Ama o 4 yıllık süre seçimsiz de geçse bizim partiyi büyütmemizin önünde bir engel yok. Bence demokrasinin önündeki en büyük engel, sürekli seçim fırtınasına maruz kalmış olmak. O zaman partiler cesurca adımlar atmak yerine, ‘Seçim var şimdilik o da beklesin bu da beklesin’ noktasına geliyor. Ben önümüzdeki 4 yıllık sürecin sonunda CHP’nin oylarını yüzde 35’in üzerine çıkaracağını düşünüyorum.’

Partimizdeki yeni kadrolarla ilgili yıllar önce bana bir siyasetçi şöyle demişti, ‘Siyaset, insan biriktirme işidir.’ Kafanın bir yerinde sürekli birilerini biriktiriyor olman lazım. Ben mesele hocalarımın her birini kendi alanlarındaki yetkinlikleriyle, beğeniyle faydalanarak, işte sizin gazetenizdeki yazılarını okumaktan tutun TV programlarında dinleyerek aklımın bir yerinde tutuyordum zaten.

Ben CHP’nin sol bir perspektifle politikalara bakabilen bir dili geliştirmesi gerektiğini hep düşündüm. Partide nereyi eksik gördüysem orayı doldurmaya çalıştım hocalarımızı davet ederek. İlk oturduğumuzda bu konuştuğumuzu anlattım. ‘Partide bazı şeyler eksik buraları siz doldurabilirsiniz’ diye. Onlar da bu tekliften heyecan duydular. Teklif ettiğim hiçbir hoca da reddetmedi.

Partimizin bu dönem tek bir sözcüsü yok. Aslında gölge kabinedeki bakanlarımızın tamamı kendi alanlarında birer sözcü. Parti içerisinde yeni bir şey deniyoruz. Ölçme, değerlendirme zamanımız olacak. Yerel seçim ayağını parti yönetimi içinde idari kadrolarla yapacağız. İşin bu tarafı ise siyaseten çok önemli figürler yaratabilir.

Mesela kabinede belli isimler öne çıkıyor, onlar ne yapıyorsa onu diğer arkadaşlarının örnek alması lazım. Geneli bir şey yakalıyor, birileri geride kalıyor. Oradaki bakanı da değiştirmek lazım. Altı ay sonra, ‘Gölge kabine sistemi tutmadı. Türk milleti teveccüh göstermedi’ deniyorsa buna ikna olursak biz de bir revizyon yaparız. Denemek ve ısrar etmek gerektiğini düşünüyorum.

“Değişim olmazsa oy vermeyeceğiz”

CHP’nin bugün yakaladığı ivme ile belli ittifak kapıları aralanamasa da başarılı olabileceğini görüyorum. HEDEP Eş Genel Başkanları ile aradıklarında ayrı ayrı görüştük. Onlara da söyledim. ‘Ziyarete gelmek isteriz’ dediler, beklerim dedim. ‘Meclis’e mi’ diye sordular, ‘Hiç fark etmez’ dedim. Genel Merkez’e de gelebileceklerini söyledim. Tercihi onlara bıraktım. Onlarla da bir iş birliği yapacaksak bunu kamuoyunun bilmeye hakkı var. Bir görüşme olacaksa açıktan yapılmasına yönelik isteği son derece haklı bir talep olarak görüyorum.

‘Siz bize destek verin hem de bunu kamuoyunda söylemeyelim’ deme niyetinde değilim. Hatta bunun şu açıdan da sağlıklı olacağını düşünüyorum, bütün seçmen, belli hassasiyetleri olan, belli beklentileri olan seçmenler bilsin bu seçim bölgesinde biz şu siyasi partiyle şöyle bir işbirliği içerisindeyiz. Mesela Zafer Partisiyle yapılan gizli protokolün bazı Kürt seçmenleri ciddi şekilde rahatsız ettiğini ve bunun bize bir maliyet yüklediğini de kendi kulaklarımla duydum. Diyarbakır’da, ‘Değişim olmazsa oy vermeyeceğiz, gizli protokole çok kızıyoruz’ diye bir sürü Kürt seçmen yüzüme söyledi’

Kayyum işine kökten karşıyız. Burada diyorlar ki ‘Devletle HEDEP görüşüyor ve aday çıkarmaları karşılığında kayyum atamama gibi birtakım iddialar var.’ Bunu çok tehlikeli buluyorum. AK Parti, siyasi etiği olmayan, sözüne en güvenilmeyecek, bugün böyle söyleyen yarın tam tersini yapan bir partidir. Yani CHP’ye kaybettirmek için ‘Her yerde aday çıkarılsın’ deyip kayyum atamama sözü verip, seçimin ertesi günü kayyum atar. AK Parti’ye aldanmamak lazım.

Partinin kimi gösterirse göstersin kazandığı yerde, aday kazanıyor diye mevcut belediye başkanını devam ettireceğiz diye bir zaruriyet yok. 2019’daki seçimden gerideyse değişecek. Yüzde 70’le seçilmiş, şimdi 65’te. Demek ki bir şeyler kötüye gidiyor. Oysa orada herkesin gönlünü alması lazımdı. Seçildiği yerden geride olanları değişmek gerektiğini düşünüyorum. Geriye gidiyorsa değiştirmek lazım hatta birazcık da aday adaylarına bakıp anketten sonra birbirine yakın ve yüksek adayları da sandığa koyup örgütü ödüllendirmek lazım.’’

CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal ile kongreler sürecinde yaşananlar hakkında disiplin sürecinin yürümeyeceği kaydediliyor. Tüm bu süreç hakkında ne söylersiniz?

İl kongrelerinde yaşananlarda bir tek Aydın’da disiplin süreci yürüyor. Grup Başkanvekilimiz Burcu hanım açısından zaten bir disiplin süreci yoktu. Ben kendi adıma kongrenin olduğu sabahtan önce yaşananlar adına hiçbir kırgınlık, küskünlük biriktirmedim. Burcu hanıma da şunu söyledim,

‘Kongre sürecindeki tutumundan dolayı grup başkanvekilliği görevinden alma veya güvensizlik gibi bir niyetim yok ama bundan sonra uyumlu çalışmamız, görevin iyi yapılması ve bundan sonraki durumla ilgili yeniden değerlendirme yapmamız doğru olur.’ Gelip bir grup başkanvekilini görevden el çektirmek de istemem. Kurultay hesabıyla bir şey yapmış olmak istemem. Ama bir yandan da grup başkanvekilleri, grup başkanını temsil edecekler. O meseleyi önümüzdeki süreçte hep birlikte değerlendireceğiz.

Kurultaydan dolayı bir cezalandırmanın içine girmek istemem. Mecliste görevlendirmeler sırasında atama yapmayacağım. Grup başkanvekilliklerinde atama yapmayacağım. Seçim varken, ‘Seçmeyin ben aday göstereyim’ demeyi çok doğru bulmuyorum. Hatta grup başkanvekilliklerinde seçimin daha iyi sonuç verdiğini düşünüyorum. Ben hangi seçim sandığını bulduysam girdim fayda gördüm. Önümden kaçırılan her sandıktan zarar gördüm.”

Özel’in Birgün’e yaptığı açıklamaların tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

“2024 Yılında MTV’ye Yüzde 100 Zam Gelecek” İddiası

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Plan Bütçe Komisyon’da bakanlığının 2024 yılı bütçesini sunarken Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden (MTV) 2023 ve 2024 yılı gelir beklentilerini de açıkladı.

2023 yılından 2 sefer alınan MTV’de toplamda 71 milyar lira gelir beklenirken, 2024 yılında beklenen gelir ise 69 milyar olarak açıklandı. Bu, 2024 MTV’si yüzde 100 oranında zamlanacak iddiasına neden oldu.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2024 yılı bütçesinin görüşmelerine başlandı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bakanlığının bütçesine ilişkin sunum yaptı.

Sputnik’ten Osman Nuri Cerit’in haberine göre; Bakan Mehmet Şimşek, çalışan ve emeklileri enflasyona ezdirmeyeceklerini belirterek enflasyonun 2024 yılında yüzde 5.8’e gerilemesini beklediklerini söyledi.

Bakan Şimşek, Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden 2023 ve 2024 yılı gelir beklentilerini de açıkladı. 2023 yılından 2 sefer alınan MTV’de toplamda 71 milyar lira gelir beklenirken, 2024 yılında beklenen gelir ise 69 milyar olarak açıklandı. Bu, 2024 MTV’si yüzde 100 oranında zamlanacak yorumuna neden oldu.

Şimşek’in açıklamalarından satır başları şöyle: Büyüme beklentimiz 2023 yılında yüzde 4,4; 2024 yılında ise yüzde 4’tür. Program dönemi sonunda yüzde 5 büyüme ile milli gelirin 1.3 trilyon doları aşmasını, kişi başı milli gelirin ise 14 bin 855 dolara yükselmesini hedefliyoruz.

Enflasyonu kalıcı olarak düşürmek ve fiyat istikrarını sağlamak için Merkez Bankası parasal duruşunu sıkılaştırmıştır. Politika faiz artışı, seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma tedbirleri ile desteklenmektedir. Önümüzdeki dönemde para, maliye ve gelirler politikası eşgüdüm içerisinde yürütülecek; üretim, rekabet ve verimliliği artırıcı yapısal reformlar hayata geçirilecektir.

OVP’de 2023 yıl sonunda yüzde 65 olarak öngörülen enflasyonun; 2024’te yüzde 33’e, 2025’te yüzde 15.2’ye ve 2026’da yüzde 8.5’e düşmesi beklenmektedir.

Ağustos ayında yıllık 57 milyar dolar olarak gerçekleşen cari açığın, yıl sonunda 4.5 milyar dolara; 2024’te ise 34.7 milyar dolara gerilmesini bekliyoruz.

Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik. Ezdirmeyeceğiz. Emeklilere 2023 yılı Ocak ve Temmuz aylarında dönemsel zam yaptık. Bayram ikramiyelerini 2 bin TL’ye çıkardık. Kasım ayında tek sefere mahsus 5 bin TL ödeyeceğiz.”

Paylaşın

“Yılbaşından Sonra Vergilere Yüzde 60 Zam Gelecek” İddiası

2024 başında çeşitli vergi, ceza, harç ve ücretlere uygulanacak yeniden değerleme, başka bir ifadeyle zam oranı, 3 Kasım’da Ekim 2023 enflasyon verileri açıklandığında netleşecek.

Yurt içi üretici enflasyonunun eylül sonu itibarıyla düzeyi, yılbaşından geçerli olacak yeniden değerleme oranının yüzde 60 dolayında olacağını gösteriyor. Buna göre gelecek yıl çeşitli vergi, ceza, harç ve ücretler 2023’teki kadar olmasa da yine yüksek oranda artacak.

2024’ün başında vergiler, ekim sonundaki 12 aylık ortalama Yİ-ÜFE (yurtiçi üretici enflasyonu) artışı kadar olan yeniden değerleme oranında artırılacak.

Maktu vergiler ile ceza, harç ve ücretler, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesine göre her yılın başında, ‘yeniden değerleme oranı’ kadar artırılıyor.

Dünya Gazetesi yazarı Naki Bakır’ın haberine göre, emlak vergisi, MTV, trafik cezaları, ehliyet ve pasaport harçları ve araç muayene ücretleri gibi yurttaşı yakından ilgilendiren vergiler yüzde 60’a yakın oranda zamlanacak.

Naki Bakır’ın yazının ilgili kısımları şöyle: Her yıl ekim ayı sonu itibarıyla yurtiçi üretici fiyat endeksinin (Yİ-ÜFE) son on iki aylık ortalamasında bir önceki on iki aylık dönemin ortalamasına göre meydana gelen artış, izleyen yılda uygulanacak yeniden değerleme oranını veriyor.

2024 başında çeşitli vergi, ceza, harç ve ücretlere uygulanacak yeniden değerleme oranı, 3 Kasım’da Ekim 2023 enflasyon verileri açıklandığında netleşecek. Yİ-ÜFE’nin eylül sonu itibarıyla düzeyi, yılbaşından geçerli olacak yeniden değerleme oranının yüzde 60 dolayında olacağını gösteriyor.

Buna göre gelecek yıl çeşitli vergi, ceza, harç ve ücretler 2023’teki kadar olmasa da yine yüksek oranda artacak.

Ekimde aylık yüzde 5’in üzerindeki üretici fiyat artışı olasılığında ise yeniden değerlemeyi veren on iki aylık ortalamalara göre Yİ-ÜFE artışı bunun da üzerinde gelecek ve Cumhurbaşkanı yetkili olduğu alanlarda indirim-artırım yetkisini kullanmazsa 2024 başında ilgili kalemlerdeki yükümlülükler bu oranda artırılacak.”

Paylaşın