Hülya Demir Kimdir? Hayatı, Eserleri

1966 yılında dünyaya gelen Hülya Demir, İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.) Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü mezunudur. Hülya Demir, İnsan Hakları Derneği Azınlık Haklarını İzleme Komisyonu üyesidir.

Haber Merkezi / Yaşamını gazetecilik yaparak kazanan Hülya Demir’in, “İstanbul’un Son Sürgünleri”, “İslamcı Kadının Aynadaki Sureti” ve “Hüznün Buğusunda” adlı eserleri vardır.

Rıdvan Akar ile Hülya Demir, bir kaybedişin trajik hikâyesini anlatıyorlar İstanbul’un Son Sürgünleri’nde. Dönemin gazetelerinde çıkan haberler, Meclis konuşmaları ve o dönemin tanıklarıyla yapılan röportajlarla zenginleşen kitap, yazarlarının deyimiyle toplumsal hafızamızın yeniden tazelenmesini sağlayacak:

“1964 yılında Kıbrıs sorununda gerginliğin artması karşısında, kendini aslen İstanbullu hisseden bir azınlık topluluğu diplomatik koz olarak değerlendirildi ve İstanbul Rumlarının bakiyesi olan küçük cemaatin 40 bin ferdi bir çırpıda sınır dışı edildi. Türkiye ve Yunanistan arasında 1930 yılında imzalanan dostluk ve barış antlaşmasının feshedilmesiyle başlayan bu sürgünün sonucu İmroz ve Bozcaada’nın Türkleştirilmesi, Heybeliada Ruhban Okulu’nun kapatılması, bugün bile hâlâ tartışma konusu olan Rum malları olarak bilinen gayrimenkullerin el değiştirmesi oldu. İstanbul rengini, kokusunu, mozaiğinden bir parçayı kaybetti.”

İslamcı Kadının Aynadaki Sureti: Bu çalışma, bilinenin tekrarından öte, başka sorulara yanıt arıyor. Örneğin, bugün İslamcı kadın hareketi, siyasal İslam’dan bağımsız mı? Kadınlar bakış açılarını İslami görüş içinde ne kadar ve ne şekilde ifade ediyor? İslamcı kadın hareketi modernleşmeden ne ölçüde etkileniyor? Laik/modern bir toplum içinde, İslamcı kadınlar kendi kimliklerini nasıl koruyor? Bu hareket, kendi içinde ne kadar homojen? Yaşamı nasıl yeniden üretiyor? Kendini nereye koyuyor ve tanımlıyor? İşte bu sorular gündeme getiriliyor. İslamcı kadınların yaşamdaki duruşlarına ayna tutuluyor.

İslamcı kadın hareketinin modernleşmeye karşı uyum mekanizmalarını ve hem sistemle hem kendi ideolojisindeki egemen söylemle/erkeklerle hesaplaşması anlatılıyor. İslamcı Kadınların Aynadaki Sureti, İslamcı kadınları kendi söylemleriyle hapsetmekten çok onları tanımayı ve tanıtmayı amaçlıyor. İslamcı kadının aynadaki bu suretinden kimileri hoşlanmamış olabilir. Kimileri de aynanın sırının arkasını merak edebilir. Biz sureti önemseyenlerdeniz.

Hüznün Buğusunda: Sonra gittin / Çocukluğum da gitti / Elimdeki balon / Ayağımdaki rugan / ayakkabım / Çelimsiz saydam umutlarım / Dudağımın kenarındaki o ince kıvrım / Hepsi ama hepsi kırdılar zincirlerini / Radyoda çalan türkü de gitti / Sen gittin / Ben gittim / İnsan gelmeden hiç gider miydi?

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir