Merkez Bankası Açıkladı: Özel Sektörün Yurtdışı Kredi Borcu 158 Milyar Dolar

Özel sektörün yurt dışı kredi borcu şubat ayı sonu itibarıyla, toplam 158 milyar dolar oldu. Özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun ve kısa vadeli kredilere ilişkin ayrıntılı veriler, yurt içinde yerleşik banka ve firmalardan, kredi bazında alınan formlar ile derlenmektedir.

Haber Merkezi / Vadeye göre incelendiğinde, uzun vadeli kredi borcu 149,3 milyar dolar; kısa vadeli kredi borcu (ticari krediler hariç) ise 8,7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, şubat sonu itibarıyla kalan vadeye göre incelendiğinde, 1 yıl içinde gerçekleştirilecek olan anapara geri ödemelerinin toplam 40,7 milyar dolar tutarında olduğu gözlendi.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcu Gelişmeleri Şubat 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre, şubat sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, 2022 yıl sonuna göre 1,4 milyar dolar azalarak 158 milyar dolar oldu. Vadeye göre incelendiğinde, 2022 yıl sonuna göre uzun vadeli kredi borcu 1,7 milyar dolar azalarak 149,3 milyar dolar; kısa vadeli kredi borcu (ticari krediler hariç) ise 271 milyon dolar artarak 8,7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Borçluya göre dağılıma bakıldığında, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, bir önceki yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmalarının 719 milyon dolar azaldığı, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmalarının ise 586 milyon dolar azalışla 13,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği gözlendi.

Aynı dönemde, bankacılık dışı finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 39 milyon dolar azalırken, tahvil stoku da 469 milyon dolar azalarak 1,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Alacaklıya göre dağılım incelendiğinde, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, şubat sonu itibarıyla tahvil hariç özel alacaklılara olan borç, bir önceki yıl sonuna göre 336 milyon dolar azalarak 103,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Kısa vadeli kredi borcuna ilişkin olarak ise, tahvil hariç özel alacaklılara olan borcun bir önceki yıl sonuna göre 118 milyon dolar artarak 8 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği gözlendi.

Sektör dağılımı incelendiğinde, şubat sonu itibarıyla, 149,3 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli toplam kredi borcunun yüzde 34,5’ini finansal kuruluşların, yüzde 65,5’ini ise finansal olmayan kuruluşların borcu oluşturdu. Aynı dönemde, 8,7 milyar ABD doları tutarındaki kısa vadeli toplam kredi borcunun yüzde 73,9’unu finansal kuruluşların, yüzde 26,1’ini ise finansal olmayan kuruluşların borcu meydana getirdi.

Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, şubat sonu itibarıyla kalan vadeye göre incelendiğinde, 1 yıl içinde gerçekleştirilecek olan anapara geri ödemelerinin toplam 40,7 milyar dolar tutarında olduğu gözlendi.

Paylaşın

Bankalardan İhtiyaç Kredilerinde 70 Bin Lira Sınırlaması

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) ihtiyaç kredilerinde 70 bin sınırının konut kredilerinde ise 250 bin sınırının aşılmaması yönünde bankalara talimat gönderdiği dile getirildi.

Merkez Bankası geçen cuma günü TL mevduat oranında tahsis tesis yükümlülüğü oranını yüzde 60’a yükseltmiş, TL mevduat dönüşüm oranı hedeflemesini geri getirmişti.

Tahvil zorunluluğu, TL dönüşüm oranı hedefi, yabancı para zorunlu karşılık artışlarının üzerine seçim belirsizliği ile karşı karşıya olan bankacılık sektörü ihtiyaç kredilerinde 70 bin liranın üzerinde kredi vermemeye başladı. KOBİ kredileri de belirsizlik nedeniyle sekteye uğradı.

Ekonomi gazetesinden Şebnem Turhan’ın haberine göre; bankacılık sektörü kaynakları ihtiyaç kredisinde regülasyonlardan muaf olan 70 bin liranın üzerine asla çıkılmadığını, ticari kredilerin kesilmesinin yanı sıra yine regülasyondan muaf olan KOBİ kredilerinde bile yavaşlamaya gittiklerini vurguladı.

Hem kamu hem yerli hem de yabancı bankalarda şu anda isteseniz de 70 bin liranın üzeri ihtiyaç kredisi almanız mümkün görünmüyor.

Merkez Bankası geçen cuma günü TL mevduat oranında tahsis tesis yükümlülüğü oranını yüzde 60’a yükseltmiş, TL mevduat dönüşüm oranı hedeflemesini geri getirmişti.

Bunun yanı sıra ihtiyaç ve ticari kredi faizinde üst limitin aşılması durumundaki menkul kıymet tesis yükümlülüğü oranını yüzde 150’ye çıkardı ve TL mevduat oranı yüzde 60’ın altında kalan bankalara da yabancı para mevduat oranı için zorunlu karşılık oranını 5 puan artırdı. Bu değişiklik öncesinde de bankacılık sektörünün kredi arzı oldukça düşük seyrediyordu.

Uygulanan tedbirler ve menkul kıymet alım zorunlulukları bankacılık sektörünün ilk çeyrekte özellikle taksitli ticari krediler konusunda iştahsız davrandığını ortaya koydu. Ancak cuma günkü değişiklik sonrası bu iştahsızlık genele yayıldı.

Bir kamu bankası kaynağı cuma günü yaşanan Merkez Bankası değişiklikleri sonrasında yazılı olarak ihtiyaç kredilerinde 70 bin sınırının konut kredilerinde ise 250 bin sınırının aşılmaması yönünde talimat geldiğini dile getirdi. Kamu bankaları bu konuda yalnız değil. Üç ayrı yerli özel ve yabancı banka kaynakları da 70 bin lira sınırının ihtiyaç kredisinde aşılmamaya çalışıldığını doğruladı.

Paylaşın

Külçe Altın Yatırımcısına Kazandırdı

Mart ayında, külçe altın aylık en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken, aynı dönemde külçe altından sonra en fazla reel getiri BIST 100 endeksinde gözlemlendi. Devlet İç Borçlanma Senetleri ise yatırımcısına kaybettirdi.

Haber Merkezi / Mart ayında, mevduat faizi, dolar ve euro da yatırımcısına reel getiri sağlayan yatırım araçları arasındaydı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları Mart 2023 verilerini açıkladı.

Açıklanan verilere göre, Martta en yüksek reel getiri, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 1,45 ile külçe altında oldu. Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde de külçe altın yatırımcısına yüzde 3,32 kazanç sağladı.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde, yatırım araçlarından BIST 100 endeksi yüzde 3,27, mevduat faizi (brüt) yüzde 1,04, dolar yüzde 0,38 ve avro yüzde 0,3 oranlarında yatırımcısına kazandırdı. Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) ise yüzde 2,62 oranında yatırımcısını üzdü.

TÜFE ile indirgendiğinde BIST 100 endeksi yüzde 1,4 reel getiri sağlarken mevduat faizi (brüt) yüzde 0,79, dolar yüzde 1,44, avro yüzde 1,52 ve DİBS yüzde 4,38 oranlarında yatırımcısını kayba uğrattı.

Külçe altın, üç aylık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 2,49 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 3,22 kaybettirdi. Aynı dönemde BIST 100 endeksi Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 7,38, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 12,54 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı olarak kayıtlara geçti.

Altı aylık değerlendirmeye göre, BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 34,45, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 27,64 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde dolar Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 9,9, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 14,47 ile yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde, BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 50,48, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 62,41 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olarak kayda geçti.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde, yatırım araçlarından DİBS yüzde 5,6, dolar yüzde 19,97, külçe altın yüzde 20,54, Euro yüzde 22,23 ve mevduat faizi (brüt) yüzde 28,47 oranlarında yatırımcısını kayba uğrattı.

TÜFE ile indirgendiğinde ise DİBS yüzde 1,89 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken dolar yüzde 13,62, külçe altın yüzde 14,23, Euro yüzde 16,07 ve mevduat faizi (brüt) yüzde 22,80 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi

Paylaşın

Tüketici Kredileri 1.3 Trilyon Liraya Yükseldi: Borcu Borçla Kapatmak

Tüketici kredileri tutarı, 31 Mart itibarıyla 18 milyar 297 milyon lira artışla 1 trilyon 272 milyar 213 milyon liraya yükseldi. Söz konusu kredilerin 391 milyar 878 milyon lirası konut, 64 milyar 538 milyon lirası taşıt ve 815 milyar 797 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Söz konusu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 24 milyar 133 milyon lira artarak 1 trilyon 45 milyar 216 milyon liraya çıktı. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 4,6 artışla 577 milyar 35 milyon lira oldu.

İhtiyaç kredi hacmi ivmeyi yeniden yukarı çevirdi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haftalık bülteninde yer alan bilgilere göre ihtiyaç kredileri mart ayının son haftasında 15 milyar liralık artışla 815 milyar 797 milyon lira oldu.

Merkez Bankası’nın ihtiyaç kredisinde yüzde 18.56 olarak belirlediği faiz sınırından sonra faizlerde sert bir yükseliş görülmüştü.

Dünya gazetesinden Birol Bozkurt’un haberine göre faizlerin 24 Mart haftasında yüzde 31,49’a kadar çıkmasına rağmen ihtiyaç kredilerinde artış trendi devam etti.

Merkez Bankası’nın 10 Mart’ta aldığı ihtiyaç kredilerinde faiz üst sınırı kararından sonra geçen 2 haftada sadece 8 milyar lira artan kredi hacmi mart ayının son haftasında 15 milyar liralık bir artış gerçekleştirdi.

Bankacılara göre, 24-31 Mart haftasında yaşanan ihtiyaç kredilerindeki bu artışın esas sebebi, limit sınırı nedeniyle borcu borçla kapatmak isteyen tüketicinin ‘ekstra’ kredi talebi.

Ayrıca emeklilikte yaşa takılanların prim borcu ödemeleri ve kredi notu yüksek bireylerin ucuz kredi peşinde koşması diğer etkenler arasında yer aldı. Bu arada 31 Mart bankalar içinde ilk 3 aylık bilanço kapama dönemiydi.

Verilere göre, tüketici kredileri tutarı, 31 Mart itibarıyla 18 milyar 297 milyon lira artışla 1 trilyon 272 milyar 213 milyon liraya yükseldi. Söz konusu kredilerin 391 milyar 878 milyon lirası konut, 64 milyar 538 milyon lirası taşıt ve 815 milyar 797 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Söz konusu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 24 milyar 133 milyon lira artarak 1 trilyon 45 milyar 216 milyon liraya çıktı. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 4,6 artışla 577 milyar 35 milyon lira oldu.

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervleri Eski 43 Milyar Dolar

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 24 Mart haftasında swap hariç net rezervler eksi 43 milyar dolar olurken, 31 Mart haftasında eksi 43 milyar dolar oldu. TCMB verilerine göre yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatlarında 31 Mart haftasında düşüş izlendi.

Haber Merkezi / Yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları geçen hafta 2,8 milyar dolar azalışla 183,7 milyar dolar oldu. Pariteden arındırılmış döviz mevduatları ise 3,1 milyar dolar azaldı. Döviz mevduatı pariteden arındırılmış olarak gerçek kişilerde 802 milyon dolar, tüzel kişilerde 2,3 milyar dolar azaldı.

TCMB rezervleri 31 Mart haftasında bir önceki haftaya göre 2,3 milyar dolar düşüşle 122,4 milyar dolara geriledi. Böylelikle TCMB rezervlerinde 24 Mart haftasından sonra yine düşüş yaşanmış oldu. TCMB rezervleri 17 Mart haftasında Suudilerin depo hesabının etkisiyle bir önceki haftaya göre 6,9 milyar artış kaydetmişti. 24 Mart haftasına gelindiğinde ise bu artışın 2,2 milyar doları silinmişti.

TCMB verilerine göre 31 Mart haftasında net rezervler de geriledi. Buna göre ilgili dönemde net rezervler 18,9 milyar dolardan 18,5 milyar dolara düştü.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Net Rezervi Eksi 41.6 Milyar Dolar

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) net rezervi eksi 41.6 milyar dolara kadar geriledi. 17 Mart’ta 126.9 milyar dolara yükselen brüt rezerv ise, 24 Mart’ta yeniden 124.7 milyar dolara düştü.

Merkez Bankası’nın verilerine göre son iki haftada yabancı yatırımcılar hisse senedi ve iç borçlanma piyasalarında net olarak 287 milyon dolarlık daha satış yaptı.

Hazine’nin borç stoku şubatta 30.9 milyar daha artarak 4 trilyon 211 milyar lirayı buldu. Faiziyle birlikte toplam borç yükü 7.8 trilyon lirayı buluyor.

Ekonomik göstergelerde yaşanan bozulma dikkat çekerken, bozulma CHP Meclis Grubu’nun güncel ekonomi raporunda da sıralandı.

Cumhuriyet’te yer alan habere göre, Merkez Bankası rezervlerindeki erimeden işsizliğe kadar güncel verilerin paylaşıldığı raporda şu değerlendirmeler yer aldı:

Net rezerv eksi 41.6 milyar dolar: Merkez Bankası’nın, Suudi Arabistan’ın 5 milyar dolarlık mevduat yatırması ve Hazine’nin uluslararası piyasalardan yaptığı 2 milyar 250 milyon dolarlık borçlanmanın hesaplara girdiği 17 Mart’ta 126.9 milyar dolara yükselen brüt rezervi, 24 Mart’ta yeniden 124.7 milyar dolara geriledi. Net rezerv ise eksi 41.6 milyar dolara kadar düştü.

7.9 milyon işsiz: Gerçek işsizlik AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılına göre 4.6 puan arttı. 2022’de 7 milyon 928 bin kişiye ulaştı.

Yabancı çıkıyor: Merkez Bankası’nın verilerine göre son iki haftada yabancı yatırımcılar hisse senedi ve iç borçlanma piyasalarında net olarak 287 milyon dolarlık daha satış yaptı.

Borç 7.8 trilyon: Hazine’nin borç stoku şubatta 30.9 milyar daha artarak 4 trilyon 211 milyar lirayı buldu. Faiziyle birlikte toplam borç yükü 7.8 trilyon lirayı buluyor.

Stok azalmadı: Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati son yıllarda borç stokunun milli gelire oranının azaldığını iddia ediyor. Borç stokunun milli gelire oranı, 2017’de yani “tek adam rejimi”nden önce yüzde 28.2’ye kadar düşmüştü. Bu oran 2022’de yüzde 37.9’a çıktı.

Dolarizasyon arttı: Dövize endeksli olması nedeniyle kur korumalı mevduatlar da döviz mevduatlarına dahil edilerek hesaplanan gerçek dolarizasyon oranı yüzde 58’e çıktı.”

Paylaşın

Standard & Poor’s, Türkiye’nin Kredi Notunu Negatife Çevirdi

New York merkezli uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s Global, Türkiye’nin kredi notunu “B” olarak teyit ederken, görünümünü ise durağandan negatife revize etti. 

Standard & Poor’s, Türkiye’nin notu ile ilgili olumlu ve olumsuz senaryolar belirtti. Olumsuz senaryoda; Türkiye’nin finansal istikrarı veya kamu maliyesi üzerindeki baskının daha da artması durumunda, potansiyel olarak yenilenen kur değer kaybıyla bağlantılı olarak notların düşürülebileceği belirtildi.

Olumlu senaryoda; para ve finans sektörü politikalarının öngörülebilirliği ve etkinliği artarken, başta Merkez Bankası net döviz rezervleri olmak üzere, ülkenin ödemeler dengesi pozisyonu güçlenirse notların yükseltebileceğine işaret edildi.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global, Türkiye’nin kredi notunu teyit ederken, görünümünü aşağı yönlü revize etti. S&P Global’den yapılan açıklamaya göre, uzun dönem kredi notu “B” olarak teyit edildi. Kredi notunun görünümü “durağan”dan “negatif”e revize edildi.

S&P Global, negatif görünümün, Türkiye’nin kredibilitesine yönelik savunulamaz olarak kabul ettikleri parasal, mali ve ekonomik politika ortamlarından kaynaklanan riskleri yansıttığını belirtti. Kurum değerlendirmesinde, 2022 yılı için açıklanan düşük merkezi hükümet açığına rağmen, Türkiye için diğer genel kamu sektörü risklerinin arttığını belirtti.

Ekonomim’in aktardığına göre S&P Global, şubat ayındaki depremlerin ardından yeniden yapılanmanın, Türkiye’nin GSYH’sinin yüzde 12’si kadar iç ve dış finansman gerektireceğini öngörüyor.

İki senaryo

Derecelendirme kuruluşu, Türkiye’nin notu ile ilgili olumlu ve olumsuz senaryolar belirtti. Olumsuz senaryoda; Türkiye’nin finansal istikrarı veya kamu maliyesi üzerindeki baskının daha da artması durumunda, potansiyel olarak yenilenen kur değer kaybıyla bağlantılı olarak notların düşürülebileceği belirtildi.

Olumlu senaryoda; para ve finans sektörü politikalarının öngörülebilirliği ve etkinliği artarken, başta Merkez Bankası net döviz rezervleri olmak üzere, ülkenin ödemeler dengesi pozisyonu güçlenirse notların yükseltebileceğine işaret edildi.

S&P Global’in dolar/TL için beklentisi ise bu yıl sonunda 24,00, gelecek yıl sonunda 27,00 oldu.

Paylaşın

Türkiye’nin İlk Dijital Perakende Bankası Kuruldu: TOM Bank

TOM Bank, Türkiye’nin lisanslı ilk dijital perakende bankası oldu. Karar, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu‘nun (BDDK) onayının ardından Resmi Gazete’de yayımlandı.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre, 1,5 milyar TL başlangıç sermayeli olarak kurulan ve sadece dijital kanallarda hizmet verecek olan TOM Bank, Türkiye’de ve yurt dışında önemli başarılar elde etmiş, kendi kategorilerinde sektör lideri olan A101, English Home, Memorial Sağlık Grubu, Eve şirketlerini bünyesinde barındıran Aydın Grup hissedarları ve üst yönetimi tarafından kuruldu.

T.O.M. Şirketler Grubu’nun bir şirketi olacak dijital banka, etik bankacılık vizyonuyla %100 dijital ürün ve süreçlerle, sunduğu yenilikçi fırsatlar ve avantajlarla yüksek bir müşteri ağına ulaşmayı hedefliyor.

Bankacılık hizmetlerinin daha fazla kişiye ulaşmasına ve geleneksel bankaların sunduğu tüm hizmetlerin internetin olduğu her yerden ve mobilden erişilebilir olması anlamına gelen dijital bankacılığın ülkemize pek çok yenilik getireceğinin altını çizen TOM Bank Kurucusu ve Genel Müdürü Onur Özkan, “Avrupa ve Amerika’da hızla yükselen dijital bankacılık trendini yakından takip ederek Aydın Grup ve TOM Şirketler Grubu bünyesindeki tecrübe ve deneyimlerimizi bir araya getirmek istedik. Her cebin, her evin bankası olmak hedefiyle bankanın en teknolojik halini TOM Bank ile oluşturduk.

TOM Bank olarak kapsayıcılık ilkesi doğrultusunda finansal hizmetlerin erişimini kolaylaştırmayı amaçlayarak dijital bankacılık konusunda ülkemizde ses getirmeyi hedefliyoruz. Gruba bağlı Türkiye’nin dört bir yanına yayılan her ilçede en az bir mağazası bulunan A101’in yaygınlığının verdiği güçle hareket edeceğiz. Dünyanın lider ve en yenilikçi dijital bankalarından birisiolmak vizyonuna paralel bir şekilde, Türkiye’yi en yakın zamanda Avrupa’nın ilk 5 dijital bankasından biri olarak temsil etme hedefinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.

TOM Bank, mikrokrediler ve TL, katılma, altın, euro, dolar hesaplarının ücretsiz olması şube giderlerinden yapılacak tasarrufların müşterinin lehine kullanılarak daha avantajlı teklifler sunma imkanını sağlayacak. Kişilerin tamamen mobil uygulama üzerinden kolayca müşteri olabildiği TOM Bank’in kritik avantajlarından bir tanesi de Türkiye’de bir ilk olan A101 mağazalarından şubeye gitmeden, masrafsız, komisyonsuz, teminatsız “Veresiye Kredi” imkanı sunması olacak.

Birkaç dakika içinde limit oluşturulup kredi kullandırabilecek teknolojik altyapısı ile müşteriler kendilerine yürüme mesafesinde olan her ilçedeki A101 mağazalarından nakit ihtiyaçlarını karşılayabilecekler. Bunun yanı sıra TOM Bank, müşterilerin ATM arama derdine de çözüm olacak. Sadece QR kod okutularak A101 kasalarından anında para çekme ve ödeme yapılmasını planlıyor.

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Para Basma Rekoru: Kağıt Ve Mürekkep Yetişmedi

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) para basmak için banknot matbaasını gece gündüz çalıştırınca banknot kağıdı ve mürekkep alımı için yaptığı harcamalar yüzde 92 oranında, yani yaklaşık 2 kat birden artarak 508 milyon liraya fırladı.

Piyasadaki zamlardan kendisi de olumsuz etkilenen Merkez’in para basımı dışındaki genel faaliyet giderleri de bir yılda 3.7 kat artışla 740 milyona çıktı. Bu artışta İstanbul’a taşınma kapsamında yapılan yüklü harcamalar etkili oldu. Merkez’in maaş giderindeki artış da yüzde 72’yi buldu.

Enflasyonla mücadelede başarı sağlayamayan Merkez Bankası çareyi para basmakta buldu. Merkez Bankası banknot matbaasını gece gündüz çalıştırınca piyasadaki banknot miktarındaki artış yüzde 24’e yükselerek son 10 yıl ortalamasının iki katına ulaştı.

Emisyon hacmi de bir yılda 2.5 kata yakın arttı. Enflasyon paranın değerini düşürdüğü için Merkez Bankası 200 TL’lik banknotların basımına ağırlık verdi. Yıl boyunca basılan her 6 banknottan yaklaşık 5’i 200 TL’lik banknotlardan oluştu.

Merkez Bankası 2022 Faaliyet Raporu’na göre, 2022 yılına girildiğinde piyasada 2 milyar 855 milyon adet banknot bulunuyordu. 200, 100, 50, 20,10 ve 5 TL’lik kupürlerden oluşan bu banknotların sayısı yılın sonuna gelindiğinde 3 milyar 540 milyona yükseldi.

Sözcü gazetesinden Erdoğan Süzer’in haberine göre; Merkez Bankası bir yıl içerisinde tam 685 milyon adet yeni banknotu basıp piyasaya sürdü. Banknot matbaası geçen yıl neredeyse tüm mesaisini 200 TL basımına harcadı. Basılan 685 milyon adet yeni banknotun 493 milyonu 200 TL, 72 milyonu 100 TL olmak üzere 565 milyonu büyük banknottan oluştu.

50, 20,10 ve 5 TL’lik banknotlardan ise sadece 120 milyon adet basıldı. Son bir yılda piyasadaki 200 ve 100 TL’lik banknotların miktar olarak payı yüzde 55’ten 61’e; değer olarak payı da yüzde 40.3’ten yüzde 56.6’ya fırladı.

Kağıt ve mürekkep yetişmedi

Merkez Bankası para basmak için banknot matbaasını gece gündüz çalıştırınca banknot kağıdı ve mürekkep alımı için yaptığı harcamalar yüzde 92 oranında, yani yaklaşık 2 kat birden artarak 508 milyon liraya fırladı.

Piyasadaki zamlardan kendisi de olumsuz etkilenen Merkez’in para basımı dışındaki genel faaliyet giderleri de bir yılda 3.7 kat artışla 740 milyona çıktı. Bu artışta İstanbul’a taşınma kapsamında yapılan yüklü harcamalar etkili oldu. Merkez’in maaş giderindeki artış da yüzde 72’yi buldu.

Paylaşın

14 Mayıs Seçimleri: Bankalar, Şoklarına Karşı Stres Testi Yapmaya Başladı

14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. Ekonomi piyasalarının önemli aktörleri de seçimin olası sonuçlarına göre hazırlıklar yapıyor: Büyük bankalar piyasa şoklarına karşı stres testi yapmaya başladı.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters’in dört sektör kaynağına dayandırdığı haberine göre bankalar, geçmiş dönemlerde yürürlüğe giren idari düzenlemelerin de etkisinin görülmesiyle kârlarının düşmesini bekliyor.

Banka yöneticileri, yeni ekonomi politikaları kapsamında 2021 yılı sonundan beri yürürlüğe sokulan yüzden fazla yeni kuralın etkilerinin ölçülmesinin hedeflendiğini belirtti.

14 Mayıs’taki seçimlerinin sonucunun kestirilmesi zor olsa da bankalar mevduatlara uygulanan yüksek faizle kredilere uygulanan düşük faiz arasındaki farkın yılın ikinci yarısında bilançoları vuracağından emin.

Bu da geçtiğimiz yıl büyük oranda enflasyona endeksli tahviller sayesinde rekor karlar açıklayan bankalar için alarm zillerinin çalmasına neden oluyor.

İsimlerinin açıklanmasını istemeyen bankacılar, ekonomik sıkıntılar taşma noktasına geldiği için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden kazanması halinde ekonomik programı değiştirmesi gerekeceğini belirtti.

Büyük bir bankanın üst düzeyli yöneticisi “Olası kur, faiz ve kredi şoklarına karşı bankalar stres testleri uygulamaya başladı,” ifadelerini kullandı.

Bir diğer yönetici de firmaların olası market çalkantıları ve bunun halihazırdaki kredilere etkilerini görmek için bilançolarını test ettiklerini belirtti. Yönetici “her bankanın uyguladığı testin senaryosu farklı,” sözlerini kullandı.

Dört bankacının tamamı da düşük faiz politikasının sürdürülemez olduğunu ve uzaması halinde piyasalarda felakete yol açabileceğini vurguladı.

Bankacılık sektörünün geçen yıl düzgün işlemediğini söyleyen Bluebay Varlık Yönetimi Yükselen Piyasalar Şefi Polina Kurdyavko “Kredi kaynağını yönetmek için 200 düzenlemeyi geleneksel olmayan para politikası ortamında getirirseniz…bu işe yaramaz,” ifadelerini kullandı.

Kuryavko seçimleri kim kazanırsa kazansın ekonomi alanında işinin zor olacağını vurguladı.

Paylaşın