Dokuz Aylık Dış Ticaret Açığı 87 Milyar Doları Aştı

2023 yılı Ocak-Eylül döneminde, ihracat yüzde 0,3 oranında azalışla 187 milyar 464 milyon dolar, ithalat ise yüzde 1,3 oranında artışla 274 milyar 755 milyon dolar oldu. Başka bir ifadeyle, dokuz aylık dönemde dış ticaret açığı 87 milyar 291 milyon dolar.

Haber Merkezi / Eylül ayında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla; Almanya (1 milyar 913 milyon dolar), ABD (1 milyar 201 milyon dolar) ve Irak (1 milyar 197 milyon dolar) oldu.

Eylül ayında en fazla ithalat yapılan ülkeler sırasıyla; Çin (3 milyar 727 milyon dolar), Rusya Federasyonu (3 milyar
196 milyon dolar) ve Almanya (2 milyar 358 milyon dolar) oldu.

Ticaret Bakanlığı, eylül ayı dış ticaret verilerini açıkladı. Eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre; İhracat, yüzde 0,3 oranında artarak 22 milyar 670 milyon dolar, ithalat, yüzde 14,1 oranında azalarak 27 milyar 658 milyon dolar, dış ticaret hacmi, yüzde 8,2 oranında azalarak 50 milyar 328 milyon dolar oldu.

Ocak-Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre; İhracat, yüzde 0,3 oranında azalarak 187 milyar 464 milyon dolar, ithalat, yüzde 1,3 oranında artarak 274 milyar 755 milyon dolar, dış ticaret hacmi, yüzde 0,6 oranında artarak 462 milyar 219 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

Son 12 aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre; İhracat, yüzde 0,4 oranında artarak 253 milyar 535 milyon dolar, ithalat, yüzde 5,1 oranında artarak 367 milyar 224 milyon dolar, dış ticaret hacmi, yüzde 3,1 oranında artarak 620 milyar 759 milyon dolar oldu.

Eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre; İhracatın ithalatı karşılama oranı 11,8 puan artarak yüzde 82,0 oldu. Enerji verileri hariç tutulduğunda, ihracatın ithalatı karşılama oranı 6,0 puan artarak yüzde 95,3 olarak kayıtlara geçti. Enerji ve altın verileri hariç tutulduğunda ise, ihracatın ithalatı karşılama oranı 1,3 puan artarak yüzde 102,0 oldu.

Eylül ayında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla; Almanya (1 milyar 913 milyon dolar), ABD (1 milyar 201 milyon dolar) ve Irak (1 milyar 197 milyon dolar) oldu. İhracatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ihracat içerisindeki payı yüzde 47,2 oldu.

Eylül ayında en fazla ithalat yapılan ülkeler sırasıyla; Çin (3 milyar 727 milyon dolar), Rusya Federasyonu (3 milyar 196 milyon dolar) ve Almanya (2 milyar 358 milyon dolar) oldu. İthalatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ithalat içerisindeki payı yüzde 57,7 oldu.

Eylül ayında en fazla ihracat yapılan ülke grupları sırasıyla; Avrupa Birliği (AB-27) (9 milyar 246 milyon dolar), Yakın ve Ortadoğu Ülkeleri (4 milyar 290 milyon dolar) ve Diğer Avrupa Ülkeleri (3 milyar 367 milyon dolar) oldu.

Eylül ayında en fazla ithalat yaptığımız ülke grupları sırasıyla; Avrupa Birliği (AB-27) (7 milyar 986 milyon dolar), Asya Ülkeleri (7 milyar 534 milyon dolar) ve Diğer Avrupa Ülkeleri (4 milyar 946 milyon dolar) oldu.

Eylül ayında Geniş Ekonomik Grupların (BEC) sınıflamasına göre, en çok ihracat 11 milyar 644 milyon dolarla (yüzde 3,5 azalış) “Hammadde (Ara malları)” grubunda yapılırken, bu grubu sırasıyla 7 milyar 923 milyon dolarla (yüzde 0,2 azalış) “Tüketim Malları” ve 2 milyar 962 milyon dolarla (yüzde 17,3 artış) “Yatırım (Sermaye) Malları” grupları takip etti.

Eylül ayında Geniş Ekonomik Grupların (BEC) sınıflamasına göre, en çok ithalat 19 milyar 747 milyon dolarla (yüzde 23,6 azalış) “Hammadde (Ara malları)” grubunda yapılırken, bu grubu sırasıyla 4 milyar 106 milyon dolarla (yüzde 14,9 artış) “Yatırım (Sermaye) Malları” ve 3 milyar 779 milyon dolarla (yüzde 37,4 artış) “Tüketim Malları” grupları takip etti.

Eylül ayında sektörlere göre ihracatın payı sırasıyla; İmalat Sanayi yüzde 93,2 (21 milyar 128 milyon dolar), Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık sektörü yüzde 4,7 (1 milyar 65 milyon dolar), Madencilik ve Taş Ocakçılığı sektörü yüzde 1,6 (362 milyon dolar) oldu.

Eylül ayında sektörlere göre ithalatın payı sırasıyla; İmalat Sanayi yüzde 83,4 (23 milyar 65 milyon dolar), Madencilik ve Taş Ocakçılığı sektörü yüzde 11,9 (3 milyar 304 milyon dolar), Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık sektörü yüzde 2,7 (733 milyon dolar) oldu.

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Enflasyon Açıklaması; Eğitim Masraflarına Vurgu

Yılın zirvesine çıkan enflasyonla ilgili değerlendirmelerde bulunan Merkez Bankası (TCMB), Türk lirasında yaşanan değer kaybı, ücret artışı ve vergi düzenlemeleri kaynaklı gecikmeli etkilerin zayıfladığını, aylık fiyat artışlarının hizmetler ile alkol-tütün dışında kalan gruplarda yavaşladığını belirtti.

Haber Merkezi / Hizmet grubunda hâkim olan dönemsel fiyat belirleme ve geçmiş enflasyona endeksleme davranışları neticesinde güçlü fiyat artışlarının genele yayılan bir şekilde devam ettiğini vurgulayan Merkez Bankası, eylül ayında üniversite ücreti, okul servisi ve yurt ücreti gibi eğitimle bağlantılı kalemlerin yüksek fiyat artışları ile öne çıktığını, kirada süregelen yükseliş eğiliminin güçlendiğini de ifade etti.

Merkez Bankası, değerlendirmesinde, enerji fiyatlarına da vurgu yaparak enerji grubu fiyat artışında başta ham petrol olmak üzere enerji emtia fiyatlarındaki gelişmelerin etkili olduğunu söyledi. Gıda grubunda genele yayılan fiyat artışlarının devam ettiğini ifade eden banka, aylık fiyat artışının ekmek ve tahıllar ile sebze fiyatları öncülüğünde son iki aya kıyasla yavaşlama kaydettiğini de belirtti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın zirvesine çıkan enflasyonla ilgili değerlendirmesini yayımladı. Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 4,75 oranında yükselmiş ve yıllık enflasyon 2,59 puan artarak yüzde 61,53 olmuştur. Bu dönemde B ve C endekslerinin yıllık değişim oranları sırasıyla 3,70 ve 4,08 puan artarak yüzde 67,22 ve 68,93 olarak gerçekleşmiştir.

Yıllık tüketici enflasyonuna katkılar incelendiğinde, bu dönemde hizmet, alkol-tütün-altın, gıda ve temel mal gruplarının katkıları sırasıyla 2,09; 0,51; 0,32 ve 0,21 puan artarken enerji grubunun katkısı 0,54 puan düşmüştür.

Mevsimsellikten arındırılmış verilerle incelendiğinde, B ve C endekslerinde aylık artışlar önceki aya göre gerilemiştir. Fiyat artışları, B endeksini oluşturan gruplardan işlenmiş gıda ve temel mallarda bir önceki aya kıyasla belirgin bir şekilde yavaşlarken hizmette yüksek seyretmeye devam etmiştir.

Hizmet fiyatları eylül ayında yüzde 7,88 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 6,89 puan artışla yüzde 86,46 seviyesine ulaşmıştır. Bu dönemde fiyat artışları, alt gruplar geneline yayılmaya devam ederken, en belirgin aylık artış bir önceki aya benzer şekilde yüzde 15,23 ile ulaştırma hizmetlerinde gerçekleşmiştir. Bu gelişmede, akaryakıt fiyatlarındaki yükselişin yansımaları etkili olmaya devam etmiş; okulların açılmasına bağlı olarak servis ücretlerinde (yüzde 65,44) yüksek oranlı artış izlenirken demiryolu ile şehirler arası yolcu taşımacılığı fiyatlarındaki (yüzde 17,73) artışlar sürmüştür.

Kira alt grubunda, son dört aydır gözlenen artış eğilimi güçlenmiş ve aylık artış yüzde 9,52 olurken yıllık enflasyon yüzde 95,03’e yükselmiştir. Diğer hizmetler alt grubunda fiyatlar yüzde 8,46 oranında yükselirken okul ve üniversitelerin açılmasına bağlı dönemsel etkiler neticesinde eğitim hizmetleri (yüzde 30,27) fiyat artışlarıyla öne çıkmıştır. Üniversite eğitim ücretlerinde bu dönemde oldukça yüksek artışlar (yüzde 127,72) izlenmiştir.

Lokanta-otel fiyatlarındaki aylık yükseliş (yüzde 4,15), temelde gıda fiyatlarındaki yavaşlamanın etkisiyle yemek hizmetlerine bağlı olarak bir önceki aya kıyasla güç kaybetse de yüksek seyrini korumuştur. Konaklama grubu tarafında ise üniversitelerin açılmasına istinaden yurt ücretlerinde belirgin artışlar izlenmiştir.

Temel mal grubu yıllık enflasyonu 1,26 puan yükselerek yüzde 53,23 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde, fiyat artışları alt gruplar genelinde yavaşlarken, yıllık enflasyon dayanıklı mal (altın hariç) ile giyim ve ayakkabı alt gruplarında yükselmiş, diğer temel mallarda ise bir miktar gerilemiştir.

Dayanıklı mallarda fiyatlar yüzde 2,58 oranında artarken, otomobil fiyatları yataya yakın seyretmiş (yüzde 0,23), beyaz eşya (yüzde 7,48) ve mobilya (yüzde 6,42) kalemlerinde fiyat artışları gücünü korumuştur. Diğer temel mallar alt grubunda fiyatlar yüzde 2,66 ile daha ılımlı bir şekilde yükselmiş, kişisel bakım ürünleri, konutun bakım ve onarımı için malzemeler ve ev ile ilgili temizlik malzemeleri öne çıkan kalemler olmuştur. Giyim ve ayakkabı alt grubunda fiyatların yüzde 2,51 oranında artış kaydetmesiyle yıllık enflasyon yüzde 31,36 olmuştur.

Enerji fiyatları eylül ayında yüzde 3,83 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu ise 3,78 puan azalarak yüzde 10,25 seviyesinde gerçekleşmiştir. Grup aylık fiyat artışında, ham petrol başta olmak üzere uluslararası enerji fiyatlarındaki yükseliş belirleyici olmuştur. Bu görünüm altında, katı yakıtlar, tüp gaz ve akaryakıt kalemleri sırasıyla aylık bazda yüzde 6,11, 5,93 ve 4,62 oranlarında artış kaydetmiştir. Şebeke suyu fiyatları eylül ayında da yüksek artışını (yüzde 4,42) sürdürmüştür.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları eylül ayında yüzde 3,32 oranında artmış, yıllık enflasyon 2,28 puan yükselerek yüzde 75,14 olmuştur. Yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada 2,53 puan artışla yüzde 96,17’ye, işlenmiş gıdada ise 2,15 puan artışla yüzde 59,95’e yükselmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış veriler taze meyve sebze fiyatlarının sebze fiyatları öncülüğünde yavaşladığına işaret etmiştir.

Bu dönemde taze meyve ve sebze dışı gıda grubunda genele yayılan fiyat artışları görülmüştür. Yumurta, şeker, kuruyemiş, çiğ süt fiyat artışının sarkan etkilerine istinaden süt ile süt ürünleri, katı-sıvı yağlar ve kırmızı et fiyat artışları ile dikkat çekmiştir. Diğer taraftan, ekmek ve tahıllar kalemindeki fiyat artışları son iki aya kıyasla yavaşlamıştır.

Alkollü içecekler ve tütün ürünleri grubunda fiyatlar yüzde 10,03 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 15,18 puan artışla yüzde 67,16 olarak gerçekleşmiştir. Bu gelişmede, tütün ürünlerinde üretici firma kaynaklı fiyat artışları (yüzde 11,08) belirleyici olmuştur.

Yurt içi üretici fiyatları eylül ayında yüzde 3,40 oranında artmış, yıllık enflasyon 1,97 puan azalışla yüzde 47,44 olmuştur. Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, aylık bazda en belirgin artış küresel enerji emtia fiyatlarındaki yükseliş kaynaklı olarak yüzde 6,12 ile yurt içi enerji fiyatlarında kaydedilmiştir. Diğer taraftan, ara mallarında aylık fiyat artışı yüzde 1,92 ile önemli ölçüde yavaşlamıştır.

Aylık fiyat gelişmeleri sektörler bazında incelendiğinde ise tütün ürünleri, suyun arıtılması ve dağıtılması, ham petrol ve doğal gaz, diğer madencilik-taş ocakçılığı, diğer mamul eşyalar, rafine edilmiş petrol ürünleri, elektrik-gaz imalatı, kömür ve ağaç ürünleri sektörleri fiyat artışlarıyla öne çıkmıştır.”

Paylaşın

Emeklinin Alım Gücü Üç Ayda 3 Bin 840 Lira Azaldı

3 ay önce yüzde 25 zam yapılan emeklinin alım gücü yüzde 25.11’lik resmi enflasyon karşısında eksiye düştü. En düşük memur emeklisinin geçen temmuzda 8 bin 657 lira yapılan aylığı, eylül sonunda TÜİK hesabıyla 6.920 liraya, ENAG hesabıyla 8.732 liraya geriledi.

7.500 liralık en düşük emekli aylığının alım gücü de TÜİK’e göre 5.005 liraya, ENAG’a göre 3.840 liraya geriledi. Temmuzda 22 bin TL olan memur maaşının alım gücü, ENAG’ın verilerine göre 16.852 liraya, 11.402 liralık asgari ücretin alım gücü ise 8.732 liraya düştü.

Hayat pahalılığı karşısında ezilen emekli ve çalışanlara temmuz-aralık dönemini kapsayan ikinci 6 ay için yapılan yüzde 25’lik zam, 3 ayda sıfırlandığı gibi eksiye düştü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre tüketici enflasyonu temmuzdan bu yana geçen 3 ayda yüzde 25.11 oranında artarak 6 aylık zammı adeta sildi süpürdü. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) da son 3 aylık enflasyonu yüzde 30.57 olarak açıkladı.

Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine göre, üç ayda gerçekleşen yüksek enflasyonla çalışanlar ve emeklilerin alım gücü temmuz zammından önceki maaşların alım gücünün de gerisine düştü. Yılbaşından bu yana zam yapılmayan 7 bin 500 liralık en düşük emekli aylıklarının alım gücü ise TÜİK’e göre yüzde 50, ENAG’a göre yüzde 95 civarında eridi.

Bekar ve çocuksuz en düşük devlet memurunun maaşı temmuz başında 20 bin 352 liraya yükseltilmişti. Bu memurun maaşının alım gücü, temmuz ayından bu yana artan fiyatlar karşısında eriyerek TÜİK hesabıyla 16 bin 267 liraya, ENAG hesabıyla da 15 bin 587 liraya geriledi.

24 bin 505 lira yapılan öğretmenin maaşının alım gücü de eylül sonu itibarıyla TÜİK’e göre 4 bin 918 lira eriyerek 19 bin 587 liraya düştü. Öğretmen maaşındaki erime ENAG hesabıyla da 5 bin 737 lirayı buldu. 29 bin 109 lira olan polis memurunun maaşı ise ENAG hesabıyla 6 bin 815 lira azalarak, 22 bin 294 liraya düştü.

Temmuz ayında 11 bin 402 liraya çıkarılan asgari ücretin alım gücü de zamlar karşısında dayanamadı. Asgari ücretin alım gücü eylül sonunda ENAG’a göre 2 bin 670 lira eriyerek 8 bin 732 liraya kadar düştü.

3 ay önce yüzde 25 zam yapılan emeklinin alım gücü yüzde 25.11’lik resmi enflasyon karşısında eksiye düştü. En düşük memur emeklisinin geçen temmuzda 8 bin 657 lira yapılan aylığı, eylül sonunda TÜİK hesabıyla 6.920 liraya, ENAG hesabıyla 8.732 liraya geriledi. 7.500 liralık en düşük emekli aylığının alım gücü de TÜİK’e göre 5.005 liraya, ENAG’a göre 3.840 liraya geriledi.

Paylaşın

İstanbul’da Yaşamanın Maliyeti Aylık 44 Bin 561 Liraya Yükseldi

İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti ağustos ayında 42 bin 593 lira iken, eylül ayında 44 bin 561 liraya yükseldi. Başka bir ifadeyle İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti aylık olarak yaklaşık yüzde 4,62 arttı.

Haber Merkezi / İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) kuruluşlarından İstanbul Planlama Ajansı (İPA), “İstanbul’da Yaşamanın Maliyeti” eylül verilerini açıkladı.

İstanbul’da yaşamanın maliyeti eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 79,42 arttı. İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 44 bin 561 lira olarak hesaplandı. İstanbul’da yaşamanın maliyeti bir önceki aya göre yüzde 4,62, bir önceki yılın aralık ayına göre ise yüzde 61,47 oranında arttı.

Bir önceki yılın eylül ayına göre ise İstanbul’da yaşam maliyetinin yıllık (son 12 ay) artış oranı yüzde 79,42 olarak gerçekleşti. Eylül ayında İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 44 bin 561 lira olarak hesaplandı. İstanbul’da ortalama yaşam maliyeti, geçtiğimiz aya göre bin 968 lira arttı.

Hanelerin sık kullandığı bazı ürünlerin bir önceki yılın eylül ayına göre fiyat artışlarına bakıldığında en çarpıcı fiyat artışlarından birinin yüzde 183,33 artış oranı ile saç bakım ürünleri fiyatlarında yaşandığı görüldü.

İstanbul Planlama Ajansı’nın Ağustos ayı verileri ise şöyleydi:

İstanbul’da yaşamanın maliyeti geçen yılın aynı ayına göre yüzde 80,59 arttı. İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 42.593 lira olarak hesaplandı. İstanbul’da yaşamanın maliyeti bir önceki aya göre yüzde 9,69, bir önceki yılın Aralık ayına göre ise yüzde 54,34 oranında arttı.

Bir önceki yılın Ağustos ayına göre ise İstanbul’da yaşam maliyetinin yıllık (son 12 ay) artış oranı yüzde 80,59 olarak gerçekleşti. Ağustos ayında İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 42.593 lira olarak hesaplandı. İstanbul’da ortalama yaşam maliyeti, geçtiğimiz aya göre 3.765 lira arttı.

Hanelerin sık kullandığı bazı ürünlerin bir önceki yılın Ağustos ayına göre fiyat artışlarına bakıldığında en çarpıcı fiyat artışlarından birinin yüzde 144,37 artış oranı ile zeytinyağı fiyatlarında yaşandığı görüldü.

Paylaşın

Merkez Bankası Başkanı, Tek Haneli enflasyon İçin 2026’yı İşaret Etti

Plan ve Bütçe Komisyon’unda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, “Parasal sıkılaştırma adımlarımızın birikimli etkileri ile ana eğilimi düşürerek, dezenflasyonu 2024 yılında Enflasyon Raporu’ndaki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıyız” dedi ve ekledi:

“Petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır. Bu unsurlar enflasyonun yıl sonunda enflasyon raporundaki tahmin aralığının üst sınıra yakın seyredeceğine işaret etmektedir.”

Gaye Erkan, açıklamasının devamında, “Yıllık enflasyonda düşüşü baz etkisiyle Mayıs 2024’ten sonra görmeye başlayacağız. 2025’te istikrar dönemi olacak ve 2026’da enflasyonu tek haneye indireceğiz” ifadelerini kullandı.

TCMB Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyon’unda sunum yaptı. Erkan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Fiyat istikrarı temel amacımız doğrultusunda tüm araçlarımızı kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz.Parasal sıkılaştırmayı makro ihtiyati çerçevedeki sadeleştirme ile birlikte yürüterek, hem parasal aktarım mekanizmasının güçlenmesini, hem de attığımız adımların makro finansal istikrarı pekiştirmesini hedefliyoruz.

Beklentileri yeniden çıpalayacak, ekonomideki güven ve öngörülebilirliği artıracak para politikasını sabırla uygulamaya yönelik kararlılığımızı attığımız adımlarla gösteriyoruz.

Parasal sıkılaştırma sürecimizin ve güçlü bir eğilim gösteren rezerv birikiminin etkilerinin döviz kuru istikrarını desteklediğini görmekteyiz.

Akaryakıt fiyatları, fiyatlama davranışları üzerinde ilave bir risk oluşturuyor. Akaryakıt önümüzdeki dönemde de enflasyon üstünde risk. Sanayiye yönelik elektrik ve doğalgaz zamları yıllık enflasyonu artıracak.

Enflasyonun ana eğilimi eylül ayı itibarıyla yavaşlamaya başlamıştır, dezenflasyonu tesis etmekte kararlıyız. Tüm araçlarımızı enflasyon tek haneye gerileyene kadar kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz. Petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süre gelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmakta.

Bu unsurlar enflasyonun yıl sonunda enflasyon raporundaki tahmin aralığının üst sınıra yakın seyredeceğine işaret etmekte. Merkez Bankası rezervleri 4 ayda 27 milyar dolar artarak 125,5 milyar dolar seviyesine yükseldi.

Parasal sıkılaştırma adımlarımızın birikimli etkileri ile ana eğilimi düşürerek, dezenflasyonu 2024 yılında Enflasyon Raporu’ndaki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıyız. Politika faizinde gerçekleştirdiğimiz kademeli ve kararlı artışların yanı sıra makro ihtiyati çerçevede attığımız sadeleşme adımlarının da katkısıyla piyasa mekanizmasının yeniden tesisi sağlanmıştır.

“Piyasadaki kur oynaklığı geriledi”

Kur korumalı mevduat bakiyesi gerilerken rezervlerde de artış sağlanması, KKM’den ve döviz mevduattan TL’ye geçiş stratejisinin başarıyla ilerlediğine ve TL’ye arzu edilen sağlıklı geçişin başladığına işaret etmektedir. Piyasadaki kur oynaklığı geriledi.

Enflasyon konusunda geçiş sürecindeyiz. Geçiş sürecinde enflasyonda geçici bir yükseliş gerçekleşmektedir. 2024 yılında dezenflasyon süreci başlayacaktır.

Faiz kararlarınızı, miktarsal sıkılaştırma ile daha etkili hale getiriyoruz. Fiyat istikrarını tesis etmekte kararlıyız. Haziran ayından bugüne süre gelen parasal sıkılaştırma sürecinin etkilerini belirgin şekilde 2024 yılında görmeye başlayacağız. Bu nedenle 2024 yılını dezenflasyon dönemi olarak tanımlıyoruz.

Yıllık enflasyonda düşüşü baz etkisiyle Mayıs 2024’ten sonra görmeye başlayacağız. 2025’te istikrar dönemi olacak ve 2026’da enflasyonu tek haneye indireceğiz.”

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Enflasyon Yüzde 61,53

Enflasyon eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 4,75, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 49,86, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,53 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,30 oldu.

Haber Merkezi/ Piyasada beklenti TÜFE’nin aylık yüzde 5 artacağı ve yıllık enflasyonun yüzde 62’ye çıkacağı yönündeydi.

Reuters’ın anketine katılan 10 ekonomistin aylık TÜFE tahminleri, yüzde 3.7 ila yüzde 6.2 artış bandında yer alırken, yıllık tahminler ise yüzde 60 ila yüzde 63.7 arasında bulunuyordu. Medyan beklenti, TÜFE’nin eylülde aylık yüzde 4.9 artması, yıllık bazda yükselişine devam ederek yüzde 61.7’ye çıkması yönündeydi.

Enflasyon ağustosta aylık bazda yüzde 9,09 artarken, yıllık enflasyon yüzde 47,83’ten yüzde 58,94’e yükselerek yılın zirvesine yerleşmişti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Eylül 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Enflasyon eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 4,75, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 49,86, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,53 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,30 oldu.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 20,16 ile konut oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 92,48 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla eylül ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde 2,59 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, eylül ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 30,27 ile eğitim oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan eylül ayı itibarıyla, 11 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 128 temel başlığın endeksinde ise arttı.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 5,06, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 54,66, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,22 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 57,75 oldu.

Paylaşın

ENAG Duyurdu: Enflasyon Yüzde 130,13

Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG), göre enflasyon eylül ayında aylık yüzde 6,24 artarken yıllık enflasyon yüzde 130,13 oldu. TÜİK’egöre ise enflasyon aylık 4,75, yıllık ise yüzde 61,73 arttı.

Haber Merkezi / Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), eylül ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. ENAG verilerine göre, aylık enflasyon yüzde 4,75; yıllık enflasyon ise yüzde 61,73 olarak hesaplandı. ENAG’a göre; Ocak-Eylül dönemi enflasyon oranı ise yüzde 95,33 oldu.

TÜİK’e göre enflasyon eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 4,75, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 49,86, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,53 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,30 oldu.

Piyasada beklenti TÜFE’nin aylık yüzde 5 artacağı ve yıllık enflasyonun yüzde 62’ye çıkacağı yönündeydi.

Reuters’ın anketine katılan 10 ekonomistin aylık TÜFE tahminleri, yüzde 3.7 ila yüzde 6.2 artış bandında yer alırken, yıllık tahminler ise yüzde 60 ila yüzde 63.7 arasında bulunuyordu. Medyan beklenti, TÜFE’nin eylülde aylık yüzde 4.9 artması, yıllık bazda yükselişine devam ederek yüzde 61.7’ye çıkması yönündeydi.

Enflasyon ağustosta aylık bazda yüzde 9,09 artarken, yıllık enflasyon yüzde 47,83’ten yüzde 58,94’e yükselerek yılın zirvesine yerleşmişti.

Birçok ekonomist, Ağustos ayındaki yüzde 9,09’luk artış karşısında, bu ayki yüzde 4,5’luk artışın olumlu gibi görünmesine rağmen nüfusun büyük çoğunluğunda hissedilmediğini söyledi.

Ekonomist Mustafa Sönmez, yıl bazında en yüksek harcama grubunun lokanta-otel olduğunu vurguladığı analizinde, “Bunun da ağırlığı lokanta, büfe vb yerlerle, yani sonuçta gıda ile ilgili. Gıda, tarımsal üretim arzı artırılmadıkça yüksek enflasyondan kurtulmak mümkün değil” dedi.

Ekonomist Oğuz Demir, sosyal medya hesabında yaptığı değerlendirmede, eğitim harcamalarındaki artışa dikkat çekti. Demir, “Aynı sarmalın içindeyiz. Talebi yakalayan zammı yapıyor. Eylül ayında sıra eğitime gelmişti. yüzde 30’un üzerinde alt endekste fiyat artışı var. Yıllık artış yüzde 80” dedi.

Doç. Dr. Baki Demirel, “Yoksulun enflasyonu elbette daha yüksek ve ENAG ile fark hala 2 katı kadar” dedi. X hesabındaki paylaşımında Demirel, “Üretici enflasyonu ise önümüzdeki ay manşet enflasyonun en azından %3.5 dan daha düşük gelmeyeceğini gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Üretici Enflasyonu Yüzde 47,44

Üretici enflasyonu eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 3,40, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 36,06, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,44 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 65,55 arttı.

Haber Merkezi / Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri incelendiğinde; ara malında yüzde 45,79, dayanıklı tüketim malında yüzde 61,94, dayanıksız tüketim malında yüzde 67,98, enerjide yüzde 13,41 ve sermaye malında yüzde 65,83 artış oldu.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri incelendiğinde ise; ara malında yüzde 1,92, dayanıklı tüketim malında yüzde 3,73, dayanıksız tüketim malında yüzde 4,80, enerjide yüzde 6,12 ve sermaye malında yüzde 2,96 artış gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) Eylül 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Üretici enflasyonu eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 3,40, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 36,06, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,44 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 65,55 arttı.

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 69,43 artış, imalatta yüzde 55,05 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 17,08 azalış, ve su temininde yüzde 68,36 arttı.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri incelendiğinde; ara malında yüzde 45,79, dayanıklı tüketim malında yüzde 61,94, dayanıksız tüketim malında yüzde 67,98, enerjide yüzde 13,41 ve sermaye malında yüzde 65,83 artış oldu.

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 5,97, imalatta yüzde 3,07, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 5,47 ve su temininde yüzde 13,72 artış oldu.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri incelendiğinde; ara malında yüzde 1,92, dayanıklı tüketim malında yüzde 3,73, dayanıksız tüketim malında yüzde 4,80, enerjide yüzde 6,12 ve sermaye malında yüzde 2,96 arttı.

Yıllık azalış gösteren tek alt sektör yüzde 17,08 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme oldu. Buna karşılık temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları yüzde 96,61, diğer madencilik ve taş ocakçılığı ürünleri yüzde 93,27, tütün ürünleri %81,06 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Aylık en yüksek azalış; yüzde 0,21 ile basım ve kayıt hizmetleri, yüzde 0,10 ile ana metaller alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık tütün ürünleri yüzde 42,46, su ve suyun arıtılması ve dağıtılması yüzde 13,72, ham petrol ve doğal gaz yüzde 8,95 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Paylaşın

2023’te Kepenk Kapatan Esnaf Sayısı 71 Bin 500’e Yükseldi

TESK verilerine göre açıklamalarda bulunan CHP’li Bekir Başevirgen, “Yaşanan derin ekonomik bunalım her geçen gün kötüye gitmeye başladı. TESK’in verilerine göre 2022 yılının ilk 8 ayında 59 bin 900 esnaf kepenk kapatırken, bu sayı 2023 yılının ilk 8 ayında yüzde 20 artış göstererek 71 bin 500’e kadar yükseldi” dedi ve ekledi:

“Girdi maliyetleri artan, borç batağından kurtulamayan esnafımız artık son çareyi işyerini kapatmakta buluyor. Çünkü vatandaşın alım gücü yok. Esnaf işyerini siftahsız kapatıyor.”

Bekir Başevirgen ayrıca, KOBİ’lerin bankacılık sektörüne olan borçlarının temmuz ayı itibari ile 2 trilyon 868 milyar liraya yükseldiğini belirterek, “Masraflar çevrilebilir olmaktan çıktı. KOBİ sayısı nisan ayında 4 milyon 588 bin oldu. Borcu takibe düşen KOBİ sayısı ise 330 bine ulaştı” ifadelerini kullandı.

Sözcü’den İlker Kılıçaslan haberine göre her geçen gün iğneden ipliğe gelen zamlar vatandaşın alım gücünü düşürmeye devam ederken, işyerini siftahsız kapatmak zorunda kalan esnaf da zor günler yaşıyor. Elektrik, işyeri kirası gibi her yıl girdi maliyetleri yüzde 100 oranında artan esnaf, yaşadığı ekonomik sıkıntıdan kurtulmak için çareyi işyerini kapatmakta buluyor.

Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) verilerine göre açıklamada bulunan CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, geçtiğimiz yıl işyerini kapatan esnaf sayısının bu yılın ilk 8 ayında yüzde 20 oranında artış gösterdiğini ifade etti.

TESK’in verilerini paylaşan CHP Manisa Milletvekili Başevirgen, her yıl ekonomik darboğaz yüzünden kepek kapatan esnaf sayısının artış gösterdiğini ve yaşanan ekonomik bunalımın etkisinin giderek kötüye gittiğini dile getirdi.

CHP’li Başevirgen yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Yaşanan derin ekonomik bunalım her geçen gün kötüye gitmeye başladı. TESK’in verilerine göre 2022 yılının ilk 8 ayında 59 bin 900 esnaf kepenk kapatırken, bu sayı 2023 yılının ilk 8 ayında yüzde 20 artış göstererek 71 bin 500’e kadar yükseldi. Girdi maliyetleri artan, borç batağından kurtulamayan esnafımız artık son çareyi işyerini kapatmakta buluyor. Çünkü vatandaşın alım gücü yok. Esnaf işyerini siftahsız kapatıyor.”

Pandemi döneminden bu yana taşıdıkları borç yükünü hafifletemeyen KOBİ’lerin bankacılık sektörüne olan borçlarının temmuz ayı itibari ile 2 trilyon 868 milyar liraya yükseldiğini söyleyen Başevirgen, “Masraflar çevrilebilir olmaktan çıktı. KOBİ sayısı nisan ayında 4 milyon 588 bin oldu. Borcu takibe düşen KOBİ sayısı ise 330 bine ulaştı” dedi.

“Katlanan işletme giderleri esnafı kepenk kapatmaya zorluyor”

CHP’li Başevirgen açıklamasının son kısmında, kapanan esnaf sayısındaki artışın kaygı verici boyutlara geldiğinin altını çizerek sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: Uygulanan yüksek faiz, yüksek kur, fahiş vergi artışları ve zamlar, kontrolden çıkan işyeri kiraları, elektrik, doğalgaz faturalarıyla katlanan işletme giderleri esnafı kepenk kapatmaya zorluyor. Küçük esnaf ve sanatkarımız artış tükenmiş durumda.

Maliyet artışları esnaf zor durumda bırakırken kardan çok da zarar ettiriyor. Vatandaşın düşen alım gücü de hesaba katıldığında ne bayramlar, ne de düğün ve tatil sezonu ne de okulların açılması esnafın işlerini düzeltti. Esnaf yok olurken işsizler ordusu da çığ gibi büyüyor. İktidarın sadece seyrettiği bu tabloda,  işletmelerin borç yükü ve artan maliyetleri de göz önüne alındığında toplu iflaslardaki artış ne yazık ki kaçınılmaz hale gelecek.

Paylaşın

Türkiye’de Gıda Fiyatları 36 Aydır Aralıksız Zamlanıyor

Türkiye’de gerek üretim, lojistik ve enerji maliyetleri gerekse son 20 yılda giderek azalan çiftçi nüfusu nedeniyle yaşanan gıda enflasyonu, dünya genelinde fiyatların düşüş eğiliminde olması gereken yaz aylarında bile artışını sürdürdü. Böylelikle Türkiye’de gıda fiyatları 36 aydır aralıksız zamlanmaya devam etti.

Son açıklanan 2023 Ağustos dönemine ait TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), bir önceki aya göre yüzde 9,09, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 58,94 olarak açıklandı. TÜİK, Ağustos 2023 dönemindeki gıda enflasyonunu ise yüzde 72,9 olarak açıkladı.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, küresel gıda fiyatları ağustosta iki yılın en düşük seviyesine indi. Dünyada ağustosta et, süt, ayçiçek yağı, tahıl fiyatları gerilerken, sadece şeker ve pirinç fiyatları arttı. Küresel çapta ticareti yapılan gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişiklikleri izleyen FAO Gıda Fiyat Endeksi, ağustosta bir önceki aya göre yüzde 2,1, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12 düşüşle 121,4 puana geriledi.

Türkiye’de ise gerek üretim, lojistik ve enerji maliyetleri gerekse son 20 yılda giderek azalan çiftçi nüfusu nedeniyle yaşanan gıda enflasyonu, fiyatların düşüş eğiliminde olması gereken yaz aylarında bile artışını sürdürdü. Böylelikle Türkiye’de gıda fiyatları 36 aydır aralıksız zamlanmaya devam etti.

Son açıklanan 2023 Ağustos dönemine ait TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), bir önceki aya göre yüzde 9,09, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 58,94 olarak açıklandı. TÜİK, Ağustos 2023 dönemindeki gıda enflasyonunu ise yüzde 72,9 olarak açıkladı.

Bununla birlikte son açıklanan tarımsal girdi fiyat endeksi de gıda fiyatlarındaki yükselişin önümüzdeki aylarda da süreceğini gösteriyor. Özellikle tarımsal üretimin azaldığı kış aylarında gıda fiyatlarındaki artışın hızlanması bekleniyor. TÜİK verilerine göre, Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) temmuzda aylık bazda yüzde 6,54 artarken, yıllık bazda yüzde 34,32 yükseldi. Böylelikle Tarım-GFE’de on iki aylık ortalamalara göre yüzde 69,23 artış gerçekleşmiş oldu.

Aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar sırasıyla yüzde 23,76 ile enerji ve yağlar ve yüzde 18,80 ile veteriner harcamaları oldu. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla yüzde 95,89 ile veteriner harcamaları ve yüzde 89,23 ile diğer mal ve hizmetler oldu.

DW Türkçe’den Aram Ekin Duran’a konuşan tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım’a göre, Tarım Girdi ÜFE’deki sert artış önümüzdeki dönemde fiyatlar açısından belirleyici olacak. TÜİK’in son açıkladığı tarımsal girdi enflasyonu verisinin temmuz ayına ait olduğuna işaret eden Yıldırım, “Üretici enflasyonu ağustos ve eylül ile birlikte daha da yükselecek. Çünkü son 3 ayda en temel kalemler olan mazot, enerji ve gübrede yüzde 100’ün üzerine çıkan fiyat artışları oldu. Dolayısıyla kış aylarına girerken, gıda fiyatlarında artış yaşanmaması mümkün değil” diyor.

“Yıl sonunda gıda enflasyonu en az yüzde 75-80”

Bununla birlikte yaz dönemindeki tarla üretiminin önümüzdeki aylarda mevsim şartlarının etkisi ile yerini sera üretimine bırakacağına işaret eden Yıldırım, “Böylelikle de hem girdi fiyatlarının artması hem de üretimin azalması nedeniyle fiyatlar yukarı yönlü gidişini sürdürecek. Sadece tarımsal üretimde değil, bu ürünlerin lojistiğinde de mazot ve benzin kullanıldığı için gıda ürünlerindeki artışlar kaçınılmaz olacak” diye konuşuyor. Enflasyonda yıl sonu tahmininin resmi makamlar tarafından bile yüzde 65’lerde gösterildiğini kaydeden Yıldırım, “Genelde gıda enflasyonu genel enflasyonun 10 puan üzerinde olur. Yani yıl sonunda gıda enflasyonunun en az yüzde 75-80’ler düzeyinde seyredeceğini söyleyebiliriz” şeklinde konuşuyor.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Ankara’da dört kişilik bir ailenin yapması gereken gıda harcamasının eylül ayında aylık yüzde 9,31 arttığını, yıllık artışın ise yüzde 84,04 oranında gerçekleştiğini açıkladı. Türk-İş hesaplamalarına göre; 2021 Ocak’tan 2023 Eylül ayına 4 kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı 5 katına çıktı.

İstanbul Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Murat Kapıkıran’a göre, Türkiye’deki gıda enflasyonunu yalnızca son birkaç yıldaki maliyet artışları ile açıklamak mümkün değil. Türkiye’de yaklaşık son 10 yıldır girdi fiyatlarındaki artışın istikrarlı biçimde devam ettiğine işaret eden Kapıkıran, “Girdi maliyetlerindeki artış son 10 yılda 20 kata yakın gerçekleşti. Bir çuval 2gübre 50 TL’lerden şu anda 800-900 TL’lere çıktı. Mazot fiyatları 40 TL’nin üzerine çıktı. Yapılan desteklemeler bu maliyetlerini karşılamaktan çok uzak” diyor.

Üretim maliyetlerinin artması ile neredeyse zararına üretim yapan çiftçilerin yeni ürün ekmekten uzaklaşmaya başladığına da dikkat çeken Kapıkıran, “Üretim yapan çiftçiler örgütsüz olduğu için aracı ve alıcı firmaların önerdiği düşük fiyatları kabul etmek zorunda kalıyor. Bu durum piyasadaki arz miktarını olumsuz etkilerken, market ve pazarlarda fiyatların çok daha hızlı yükselmesine neden oluyor. Hükümet piyasada arz eksikliği nedeniyle fiyatı çok artan ürünlerde ithalat yoluna gidiyor ama bu sadece çok kısa vadede ihtiyacı giderse de sorunu çözmez. Aksine üreticiyi tarımdan daha da uzaklaştırıyor” şeklinde konuşuyor.

Kapıkıran, yaklaşan kış döneminde özellikle gıda ürünlerindeki üretimin azalması ve stok miktarlarında düşüş olması nedeniyle, hemen hemen tüm gıda ürünlerinde fiyat artışlarının devam edeceğini belirtiyor.

Gıda enflasyonunun artmasında tarımsal üretim için hayati önemdeki yağışların geçmiş yıllara göre azalmış olması da etkili oldu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Marmara Bölgesi’nde ağustos yağışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 90 azaldı.

Bölgenin 1 Ekim-31 Ağustos arasındaki tarım sezonunda yağışlar, normaline ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23 düştü. Bu dönem “su/tarım yılı” yağışları, Edirne, Tekirdağ ve Çanakkale çevrelerinde yüzde 40’a ulaşan oranda geriledi. Bu dönemde Tekirdağ’ın son 60 yılın, Edirne’nin ise son 59 yılın en düşük yağışını aldığı belirlendi.

Öte yandan hükümet eylül ayı ortasında 2023 yılı için geçerli olacak tarımsal destekleri açıkladı. Ancak tarımsal üretimin en önemli kalemlerinden biri olan gübrede geçen yıla göre artış yapılmazken, mazot desteğinde ise dekar başına 2 lira ile 95 lira arasında değişen oranlarda artış yapıldı. Fark ödemesi yapılan 17 üründen 7’sinde destek miktarı geçen yıla göre artırılırken, 10 üründe ise herhangi bir artış yapılmadı.

15 Eylül’de açıklanan tarım desteklerinin yetersiz kaldığını belirten Ali Ekber Yıldırım, özellikle çiftçinin en önemli gider kalemlerinin başında gelen mazotta desteklerin ihtiyacı karşılamaktan çok uzak olduğunu söylüyor. Yıldırım, şu değerlendirmede bulunuyor:

“Destek kapsamında mazot desteği nadasa bırakılmış arazilerde dekar başına 2 TL olarak belirlendi. Ekilen biçilen arazilerde ise mazot desteği 95 TL oldu. Bununla ancak 2 litre mazot alınabiliyor. Gübrede ise hiçbir artış olmadı, geçen yılki destek aynı kaldı. Bunlara bakınca çiftçi girdi bazında desteklenmesi gerekirken, bu yapılmadı. Çiftçi de ‘üretmesem daha mı iyi olur’ diye düşünmeye başladı.”

DİSK-AR: Gıda enflasyonu yüzde 90-115 arasında

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı araştırma grubu DİSK-AR’ın gıda enflasyonu üzerine yaptığı çalışmaya göre, Türkiye’de özellikle dar gelirlilerin hissettiği gıda enflasyonu yüzde 90-115 arasında değişiyor.

TÜİK’in ham verilerinden yararlanarak emeklilerin, dar gelirlilerin, düşük gelirlilerin hissettiği gıda enflasyonunu yeniden hesaplayan DİSK-AR’a göre, emeklilerin gıda enflasyonu yüzde 89,5, üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 83,1, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 95,2 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 114,4 olarak gerçekleşti. En yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 53 hesaplandı.

Tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım’a göre, gıda ürünlerindeki fahiş fiyatlar, dar gelirlilerin kaliteli ve sağlıklı gıdaya erişimini engellerken, halk sağlığını da tehdit edecek boyutlara gidiyor. Örneğin hanelerde çok tüketilen domateste fiyat aşırı artınca, vatandaşların kilosu 20-30 TL arasında değişen sofra domatesi yerine kilosu 9-10 TL olan sanayi tipi salçalık domates almaya başladığına dikkat çeken Yıldırım, “Bu da tehlikeli bir durum çünkü sanayi tipi domateslere daha fazla zirai ilaç ve kimyasal işlem uygulanıyor. Ama tüketici ucuz olanını almak için bu tür domatesi tercih etmek zorunda kalıyor” diyor.

Türkiye tarımını düzenleyecek kısa, orta ve uzun vadeli tarım politikalarının hayata geçirilmediğini vurgulayan Hasan Murat Kapıkıran da “Gıda fiyatlarındaki bu durdurulamayan artışlar, çocuklarımızın sağlığını, zekasını etkileyecek noktaya geldi. Çünkü aileler kaliteli, taze, sağlıklı gıdalara uygun fiyatlara ulaşamıyorlar” diyor.

Ailelerin çocuklarını gelişim çağında kalitesiz, sağlığa zararlı ürünlerle beslenmek zorunda kaldığına dikkat çeken Kapıkıran, “Çünkü daha iyisine paraları yetmiyor. Lise ve üniversite sınavlarında Türkçe, Matematik ve Fen derslerinde ortaya çıkan çok kötü sonuçlar da bunun göstergesi” diye konuşuyor.

Paylaşın