Yurt Dışı Üretici Enflasyonu Yüzde 19,34

Yurt dışı üretici enflasyonu, mart ayında bir önceki aya göre yüzde 4,06, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 8,32, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,34 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 31,43 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) Mart 2025 verilerini açıkladı.

Buna göre; Yurt dışı üretici enflasyonu, mart ayında bir önceki aya göre yüzde 4,06, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 8,32, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,34 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 31,43 arttı.

Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 21,70, imalatta yüzde 19,30 oldu.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 18,41, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 22,03, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 20,82, sermaye mallarında yüzde 23,24 arttı, enerjide yüzde 5,08 azaldı.

Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 4,24, imalatta yüzde 4,05 arttı.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 4,34, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 4,73, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 3,89, sermaye mallarında yüzde 5,38 arttı, enerjide yüzde 4,03 azaldı.

Paylaşın

Tarımsal Girdi Enflasyonu Yüzde 28,92

Tarımsal girdi enflasyonu, şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,35, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 8,38, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28,92 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 37,78 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) Şubat 2025 verilerini açıkladı.

Buna göre; Tarımsal girdi enflasyonu, şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,35, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 8,38, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28,92 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 37,78 arttı.

Ana gruplarda bir önceki aya göre, tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 2,40, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 2,02 arttı. Bir önceki yılın aynı ayına göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 27,49 arttı, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 37,80 arttı.

Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 52,51 ile veteriner harcamaları, aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 3,78 artış ile tohum ve dikim materyali oldu.

Paylaşın

Üç Ayda Yaklaşık 5 Bin Şirket Kapandı

TOBB’un açıkladığı verilere göre; 2025 yılının ilk üç aylık döneminde, kapanan şirket sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,6 artarak 4 bin 786 oldu.

Haber Merkezi / Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), 2025 yılının ilk üç ayına ait “Kurulan ve Kapanan Şirket İstatistikleri”ni kamuoyuyla paylaştı.

Buna göre; 2025’in ilk 3 ayında, 2024’ün ilk 3 ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 3,6 kurulan kooperatif sayısı yüzde 23,8 azalırken, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 9,6 oranında arttı.

2025’ün ilk 3 ayında, 2024’ün ilk 3 ayına göre kapanan şirket sayısı yüzde 5,6 kapanan kooperatif sayısı yüzde 1,0 oranında artarken, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 12,3 azaldı.

Mart 2025’te, Mart 2024’e göre kurulan şirket sayısı yüzde 4,7 kurulan kooperatif sayısı yüzde 21,2 oranında azalırken, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 14,2 oranında arttı.

Mart 2025’te, kapanan şirket sayısı 2024 yılının aynı ayına göre yüzde 15,1 kapanan kooperatif sayısı yüzde 2,8 oranında artarken, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 16,5 azaldı.

Bir önceki aya göre kurulan şirket sayısı yüzde 8,3 kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 11,1 kurulan kooperatif sayısı yüzde 1,1 oranında azaldı.

Bir önceki aya göre kapanan şirket sayısı yüzde 12,3 kapanan kooperatif sayısı yüzde 55,3 oranında artarken, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 18,8 oranında azaldı.

Mart 2025’te kurulan toplam 8 bin 557 şirket ve kooperatifin yüzde 86,5’i limited şirket, yüzde 11,4’ü anonim şirket, yüzde 2,1’i ise kooperatiftir. Şirket ve kooperatiflerin yüzde 35,6’sı İstanbul, yüzde 11,6’sı Ankara, yüzde 6,5’i İzmir’de kuruldu. Bu ay tüm illerde şirket kuruluşu gerçekleşti.

2025 yılında toplam 29.074 şirket ve kooperatif kuruldu. Bu dönemde kurulan toplam 25 bin 411 limited şirket, toplam sermayenin yüzde 58,0’ını, 3 bin 127 anonim şirket ise yüzde 42,0’ını oluşturdu. Mart ayında kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı, şubat ayına göre yüzde 41,5 oranında azaldı.

Mart 2025’te şirket ve kooperatiflerin 2 bin 605’i ticaret, 1.181’i inşaat ve bin 176’sı imalat sektöründe kuruldu. Mart 2025’de kurulan gerçek kişi ticari işletmelerinin; 538’i inşaat, 382’si toptan ve perakende ticaret motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 112’si imalat faaliyetleri sektöründedir.

Bu ay kapanan şirket ve kooperatiflerin; 689’u toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 273’ü imalat, 168’i inşaat faaliyetler sektöründedir.

Bu ay kapanan gerçek kişi ticari işletmelerinin 466’sı toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 201’i inşaat, 106’sı imalat faaliyetleri sektöründedir.

Mart 2025’te kurulan 182 Kooperatifin 122’si Konut Yapı Kooperatifi 29’u İşletme Kooperatifi 12’si Tarımsal Kalkınma Kooperatifi olarak kuruldu.

2025’te 462 yabancı ortak sermayeli şirket kuruldu

Mart 2025’te kurulan 462 yabancı ortak sermayeli şirketin 256’sı Türkiye, 22’si Çin, 17’si İran ortaklı olarak kurulmuştur.

Kurulan 462 yabancı ortak sermayeli şirketin 65’i anonim, 397’si limited şirkettir. 2025 yılında kurulan şirketlerin 183’ü uzmanlaşmamış toptan ticaret, 67’si bilgisayar programlama faaliyetleri, 60’ı lokantaların faaliyetleri, sektöründe kuruldu.

Kurulan yabancı ortak sermayeli şirketlerin toplam sermayelerinin yüzde 80,1’ini yabancı sermayeli ortak payını oluşturdu.

Paylaşın

Mehmet Şimşek’e Göre Enflasyon Düşüyor

Ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirme yapan Mehmet Şimşek, “Enflasyon 10 aydır düşüyor, düşmeye de devam edecek. Dezenflasyon programını uygulamakta kararlıyız. Bu konuda çok güçlü bir siyasi irade var ve çok güçlü bir programımız var” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sapanca’da düzenlenen Uluslararası Ekonomi Zirvesi’ne videolu mesaj gönderdi. BloomberHT’nin aktardığına göre; “Ticaret savaşları” olarak da bilinen korumacılığa değinen Şimşek, “Son dönemde yoğunlaşan korumacılık tedbirleri nedeniyle küresel ekonomi politikalarındaki belirsizlik hiçbir dönemde olmadığı kadar arttı. Aslında korumacılık yeni bir trend değil. Son 15 yılda ticarette kısıtlayıcı tedbirler arttı. Geçen sene ticaret kısıtlamaları küresel finansal kriz öncesine göre tam 11 kat yükseldi. Bu gelişme küresel büyümeyi aşağı çeken başlıca faktörlerden biri” diye konuştu.

Ticaret savaşlarının bu şekilde devam etmesi halinde küresel büyümenin yüzde 3’ün altına gerileme olasılığının yüksekliğine dikkati çeken Mehmet Şimşek, korumacılığın artmasının temel sebebinin ABD ile Çin arasındaki jeostratejik rekabet olduğunu söyledi. Şimşek, son 20 yılda ABD, Avrupa Birliği ve Japonya gibi gelişmiş ekonomilerin imalat sanayisindeki küresel paylarını büyük ölçüde Çin’e kaptırdığını dile getirerek, şöyle devam etti:

“Türkiye bu ortamda benzer ülkelere kıyasla daha dayanıklı konumda. Bunun iki nedeni var. Birincisi, ihracata olan bağımlılığımız görece düşük. Büyümemizi yönlendiren asıl unsur iç talep. Mal ihracatının milli gelirimiz içindeki payı yaklaşık yüzde 20. Dolayısıyla içe kapanan dünya düzeninde Türkiye’nin etkilenme düzeyi görece daha sınırlı olabilir. Elbette bu hiç etkilenmeyeceğiz anlamına gelmiyor, sadece diğer ülkelere kıyasla daha sınırlı etkileneceğiz. İkincisi, ticaretimizin büyük bir kısmını dost ve yakın ülkelerle yürütüyoruz. İhracatımızın yüzde 68’i serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu ülkelere yapılıyor. En büyük ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği, bizim gibi kural temelli, çok taraflı ticaret sistemini savunuyor. Bu da bizi dış şoklara karşı daha dayanıklı kılıyor.”

Bu sürecin dolaylı etkileri de bulunduğunu ancak bunları ölçmek için henüz çok erken olduğunu vurgulayan Şimşek, bunların başında Çin’in yüksek tarifelere karşı nasıl yanıt vereceğinin geldiğini ifade etti. Mehmet Şimşek, arz fazlasının düşük fiyatlarla Türkiye’ye veya pazarlarına yönelme riski olduğuna işaret ederek, “Yatırımcıların risk iştahının azalması yaşadığımız diğer bir dolaylı etkidir. Ayrıca küresel değer zincirlerinin olumsuz etkilenmesi riski de büyüktür. ABD’nin Türkiye’ye görece düşük tarife uygulaması Asya’daki rakiplerine oranla bir avantaj sunuyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, küresel ekonominin karşı karşıya olduğu diğer önemli riskin de artan borçluluk olduğuna dikkati çekerek, son 25 yılda küresel borcun milli gelire oranının 100 puandan fazla arttığını ve yüzde 328’e ulaştığını bildirdi. Bakan Şimşek, bu borç seviyesinin düşük faiz ortamında daha yönetilebilir olduğunu ancak küresel faizlerin yükseldiği senaryoda pek çok ülkenin zorlanabileceğini, küresel büyümenin olumsuz etkilenebileceğini anlattı.

Mehmet Şimşek, Türkiye’nin burada da avantajlı konumda olduğunu, toplam borcunun milli gelire oranının yüzde 93 seviyesinde bulunduğunu, bu oranın gelişmekte olan ülkeler ortalamasının yüzde 245’in oldukça altında kaldığını söyledi. Demografik yapıdaki dönüşümle dünya genelinde yaşlı nüfusun hızla arttığını vurgulayan Şimşek, küresel ekonomiyi etkileyen diğer önemli sorunun büyüyen jeopolitik gerginlikler ve çatışmalar olduğunu, bu nedenle küresel savunma harcamalarının arttığını bildirdi.

“Enflasyon 10 aydır düşüyor, düşmeye de devam edecek”

Dünyada ciddi yapısal sorunların olduğunu ama Türkiye’nin bu zorluklara karşı daha avantajlı konumda bulunduğunu belirten Bakan Şimşek, şöyle konuştu: “Avantajlarımızı kalıcı kazanımlara dönüştürmek istiyoruz. Bu nedenle de Haziran 2023’ten bu yana makroekonomik istikrar ve reform programımızı kararlılıkla uyguluyoruz. Amacımız enflasyonu kalıcı olarak tek haneye indirmek, mali disiplini güçlendirerek reformlar için bütçede alan yaratmak, cari açığı azaltarak makro finansal kırılganlıkları minimize etmek ve nihayetinde verimliliği, rekabet gücünü ve potansiyel büyümeyi artırarak, yapısal dönüşümü hayata geçirmek.”

Şimşek, programa ilişkin gelişmelere değinerek, “Enflasyon 10 aydır düşüyor, düşmeye de devam edecek. Dezenflasyon programını uygulamakta kararlıyız. Bu konuda çok güçlü bir siyasi irade var ve çok güçlü bir programımız var.” dedi. Son dönemdeki gelişmelere dikkati çeken Mehmet Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

“Son dönemdeki piyasa dalgalanmaları beklentileri kısa vadede bir miktar bozmuş olabilir ancak hedef aralığının içinde kalacağımıza inanıyoruz. Lirada sınırlı bir değer kaybı yaşandı ancak yurt içi talep zayıf olduğu için kur geçişgenliğinin düşük olmasını bekliyoruz. Petrol fiyatları da ciddi şekilde geriledi. Bu da kur kaynaklı etkileri telafi edebilir. En önemlisi finansal koşullardaki sıkılaşma başlı başına aslında dezenflasyonisttir.”

Bakan Şimşek, Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle bütçe açığının son 2 yılda yüzde 5 civarına çıktığını anımsatarak, bu yıl daha düşük bütçe açığı hedeflediklerini vurguladı.

“Harcama disiplininden asla taviz vermeyeceğiz.” diyen Şimşek, “Bu nedenle piyasalardaki son gelişmeler Orta Vadeli Program’a (OVP) kıyasla daha zayıf bir bütçe dengesine sebep olabilir. Mali konsolidasyondan maksadımız Merkez Bankasına destek olmaktır. Harcamaları kontrol altında tutarak dezenflasyona destek vereceğiz. Bu çok net.” değerlendirmesinde bulundu. Programla birlikte cari açığı azaltmayı ve uzun vadede yapısal cari fazla verebilen ekonomi haline gelmeyi hedeflediklerini bildiren Mehmet Şimşek, geçen yıl altın ithalatı hariç cari fazla verildiğini hatırlattı.

Şimşek, “Ilımlı bir büyüme ortamında artık cari açık vermeden büyüyebileceğimiz bir eşiğe yaklaştık ancak hala atacağımız adımlar var. Yeşil ve dijital dönüşüm ile sanayide verimlilik ve teknoloji odaklı dönüşümü gerçekleştirmek için program bileşenlerini devreye aldık. Piyasalardaki son gelişmeler, özellikle petrol fiyatlarındaki düşüş, program hedeflerinin de altında bir cari açığı ima ediyor.” diye konuştu.

Bakan Şimşek, ekonomide dengelenmenin sağlandığını, istihdamın güçlü seyrettiğini belirterek, şunları kaydetti: “Piyasalardaki son dalgalanmalar ekonomik aktivitede geçici bir yavaşlamaya neden olabilir ancak uyguladığımız programla ülkemizin dış kırılganlıklarını azalttık, şoklara karşı dayanıklılığını artırdık, makro finansal istikrarı güçlendirdik. Yüksek büyüme için sağlam temelleri oluşturuyoruz.

Küresel sorunlara karşı da yapısal avantajlarımız var. Uyguladığımız program hem bu avantajları pekiştiriyor hem de kalıcı refahı tesis etmeyi hedefliyor. İyimser olmak için güçlü gerekçelerimiz var. Bu küresel kriz ülkemiz için önemli fırsatlar barındırıyor. Biz de bu dönemi sadece riskleri yönetmek için değil, yapısal dönüşümü hayata geçirerek aslında bu fırsatları kullanmak istiyoruz. Programımızı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz.”

Paylaşın

Tarımda Üretici Enflasyonu Yüzde 31,54

Tarımda üretici enflasyonu mart ayında bir önceki aya göre yüzde 6,91, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 12,81, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 31,54 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 40,17 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) Mart 2025 verilerini açıkladı.

Buna göre; Tarımda üretici enflasyonu mart ayında bir önceki aya göre yüzde 6,91, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 12,81, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 31,54 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 40,17 arttı.

Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 7,36, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 2,36 artarken, balık ve diğer balıkçılık ürünleri; su ürünleri; balıkçılık için destekleyici hizmetlerde yüzde 2,27 azaldı.

Ana gruplarda bir önceki aya göre, tek yıllık (uzun ömürlü olmayan) bitkisel ürünlerde yüzde 9,61, çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerde yüzde 11,30 ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 3,07 arttı.

Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 171,38 ile turunçgiller, aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 29,64 ile diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyveler oldu.

Paylaşın

Tekstil Sektöründe Toparlanma Beklentileri 2026’ya Ertelendi

Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, sektörde yaşanan kayıpların ardından 2024’e ilişkin umutların büyük ölçüde zayıfladığını ifade etti.

Avrupa’daki durgunluk nedeniyle toparlanma beklentisinin 2026’ya ertelendiğini belirten Burak Sertbaş, “Pandemi sonrası dönemle kıyasladığımızda siparişlerde ciddi düşüş var. 2027’yi konuşmak zorunda kalmamayı umuyoruz” dedi.

Türkiye’nin geleneksel ihracat kalemleri arasında yer alan tekstil ve hazır giyim sektörleri, 2025 yılına da kan kaybederek girdi. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) ocak ayı verilerine göre, yılın ilk ayında bu iki sektörde toplam 14 bin 715 kişilik istihdam kaybı yaşandı. Böylece, son 13 aylık süreçte sektörde işini kaybedenlerin sayısı yaklaşık 80 bine ulaştı.

Hazır giyim sektöründe ocak ayında 10 bin 640, tekstil sektöründe ise 4 bin 80 kişilik istihdam kaybı kaydedildi. Aynı dönemde faaliyetini sonlandıran şirket sayısı da dikkat çekici boyutlara ulaştı. Tekstil alanında 230, konfeksiyon tarafında ise 917 firmanın kapanmasıyla birlikte toplam bin 147 işletme sektörden çekildi.

Ekonomim’den Yener Karadeniz’in haberine göre, 2025’in ilk çeyreğinde sektörün ihracat performansı da zayıfladı. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,6 düşüşle 4 milyar 185 milyon dolara gerileyen ihracat, döviz kuru ile enflasyon arasındaki dengesizlik, artan işçilik ve hammadde maliyetleri ve yurt dışı pazarlardaki talep daralmasından olumsuz etkilendi.

SGK verilerine göre sektördeki ücret artışları da asgari ücretin gerisinde kaldı. 2025 yılı için asgari ücret yüzde 30 oranında artırılırken, tekstilde ortalama günlük kazanç yalnızca yüzde 16,6 artarak 1.135 TL’den 1.323 TL’ye, hazır giyimde ise yüzde 23,5 artışla 826 TL’den 1.019 TL’ye yükseldi. Aylık bazda ise tekstilde ortalama ücret 39 bin 806 TL, giyimde ise 30 bin 600 TL olarak hesaplandı.

İstihdam kaybı yalnızca küçük işletmelerle sınırlı kalmadı. 250 ve üzeri çalışanı bulunan büyük ölçekli tesislerde de gerileme gözlendi. Ocak ayı itibarıyla bu kategoride faaliyet gösteren tekstil işletmelerinin sayısı 263’ten 260’a, giyimde ise 219’dan 204’e düştü.

Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, sektörde yaşanan kayıpların ardından 2024’e ilişkin umutların büyük ölçüde zayıfladığını ifade etti. Avrupa’daki durgunluk nedeniyle toparlanma beklentisinin 2026’ya ertelendiğini belirten Sertbaş, “Pandemi sonrası dönemle kıyasladığımızda siparişlerde ciddi düşüş var. 2027’yi konuşmak zorunda kalmamayı umuyoruz” dedi.

Paylaşın

Bütçe, Üç Ayda 710 Milyar Lira Açık Verdi

2025 yılının üç aylık döneminde, merkezi yönetim bütçe giderleri 3 trilyon 117,6 milyar lira, bütçe gelirleri 2 trilyon 406,8 milyar lira, bütçe açığı ise 710,8 milyar lira oldu.

Haber Merkezi / Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ocak – Mart ve Mart ayına ilişkin bütçe verilerini açıkladı.

Buna öre; Mart ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 1 trilyon 27,7 milyar lira, bütçe gelirleri 766,3 milyar lira ve bütçe açığı 261,5 milyar lira olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 866,5 milyar lira ve faiz dışı açık ise 100,2 milyar lira olarak gerçekleşti.

2025 yılının ilk üç aylık döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 3 trilyon 117,6 milyar lira, bütçe gelirleri 2 trilyon 406,8 milyar lira ve bütçe açığı 710,8 milyar lira olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 2 trilyon 653,6 milyar lira ve faiz dışı açık ise 246,9 milyar lira olarak gerçekleşti.

Paylaşın

İcradaki Dosya Sayısı 33 Milyona Dayandı

İktidar ekonomide pembe tablolar çizmeye devam ederken, açıklanan veriler yaşanan ekonomik krizin derinliğini tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. 2024’te icra dairelerindeki dosya sayısı 32 milyon 703 bine ulaştı.

2024 yılı itibarıyla dosyaların büyük çoğunluğunu mahkeme kararı olmadan başlatılan ilamsız takipler oluşturdu. Buna göre 3 milyon 813 bin dosya ilamlı takip, 26 milyon 843 bin dosya ise ilamsız takip kapsamında işlem gördü.

Adalet Bakanlığı’nın 2024 yılına ilişkin verileri, Türkiye’de artan ekonomik sıkıntıların yargıya yansıyan boyutunu gözler önüne serdi. Bakanlığın istatistiklerine göre, icra ve iflas dairelerindeki dosya sayısı 2024 yılı sonu itibarıyla 32 milyon 703 bin 968’e ulaştı. Böylece nüfusa oranla neredeyse her üç kişiden biri icra takibine konu olmuş oldu.

2018 yılında toplam 29 milyon 727 bin 512 dosya bulunurken, son altı yılda dosya sayısında yaklaşık 3 milyonluk bir artış yaşandı. Sadece 2024 yılında açılan yeni icra ve iflas dosyalarının sayısı 9 milyon 798 bin 757 olarak kayıtlara geçti. 2023 yılından devreden dosyalarla birlikte bu rakam toplamda 32,7 milyonu aştı.

Verilere göre, 2024 yılı itibarıyla dosyaların büyük çoğunluğunu mahkeme kararı olmadan başlatılan ilamsız takipler oluşturdu. Buna göre 3 milyon 813 bin dosya ilamlı takip, 26 milyon 843 bin dosya ise ilamsız takip kapsamında işlem gördü. Bu durum, vatandaşların borç ilişkilerinin çoğunlukla mahkeme sürecine dahi gerek kalmadan icra takibine dönüştüğünü gösterdi.

Yıllara göre icra ve iflas dosyası sayıları şöyle:

2018: 9 milyon 323 bin 253
2019: 9 milyon 825 bin 927
2020: 6 milyon 739 bin 856
2021: 8 milyon 386 bin 474
2022: 9 milyon 46 bin 245
2023: 14 milyon 43 bin 957
2024: 9 milyon 798 bin 757

Özellikle 2023 yılında dikkat çekici bir sıçrama yaşanarak dosya sayısı 14 milyonu geçmiş, bu artış kamuoyunda ekonomik sıkıntıların yargıya yansıması olarak yorumlanmıştı. 2024 yılında ise bu sayı yeniden 10 milyonun altına inse de, toplam yük artmaya devam etti.

(Kaynak: Karar)

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Yıl Sonu Enflasyon Beklentisi Yüzde 29,98

Merkez Bankası’nın (TCMB), yıl sonu enflasyon beklentisi mart ayında yüzde 28,04 iken, nisan ayında yüzde 29,98’e yükseldi. Bankanın, 2026 yıl sonu enflasyon beklentisi ise 17,69 oldu.

Haber Merkezi / Banka’nın yıl sonu dolar kuru tahminini mart ayında 42,79 lira iken, mart ayında 43,60 liraya çıktı. Bankanın, yıl sonu büyüme beklentisi ise mart ayında yüzde 3,1 iken, nisan ayında yüzde 3’e geriledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Nisan Ayı Piyasa Katılımcıları Anketini açıkladı.

Buna göre; Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 28,04 iken, bu anket döneminde yüzde 29,98 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 24,55 iken, bu anket döneminde yüzde 25,56 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 17,06 ve yüzde 17,69 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 42,33 iken, bu anket döneminde yüzde 46,00 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde olduğu gibi bu anket döneminde de yüzde 42,50 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 42,79 TL iken, bu anket döneminde 43,60 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 44,42 TL iken, bu anket döneminde 45,85 TL olarak gerçekleşti.

Katılımcıların GSYH 2025 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 3,1 iken, bu anket döneminde yüzde 3,0 olarak gerçekleşti. GSYH 2026 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 4,0 iken, bu anket döneminde yüzde 3,8 olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Halkın Yüzde 62,9’u Ekonominin Kötüye Gittiğini Düşünüyor

SONAR Araştırma’nın anketine katılan katılımcıların yüzde 21,7’si ekonominin iyiye gittiğini yüzde 62,9’u ekonominin kötüye gittiğini söyledi. Ankete katılan katılımcıların yüzde 5,5’i ise bu konuda fikrini belirtmedi.

TELE1, Sonar Araştırma’nın VIP üyelerine özel olarak hazırladığı ‘Türkiye’nin Tercihleri Araştırması’nın sonuçlarını paylaştı.

Araştırmanın ekonomi bölümünde, yurttaşlara temel ihtiyaçları karşılarken yaşadıkları zorluklar, ekonomiye olan güvenleri, altın ve dövizdeki yükselişlerin sebep olduğu etkilerin yanı sıra AKP’den yapılan ekonomi açıklamaları da soruldu.

Yurttaşların yüzde 62’si maddi durumunda gerileme yaşadığını belirtirken, yüzde 62,9’luk kesim ise ekonominin daha da kötüye gideceğini belirtti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ekonomi ile ilgili açıklamalarına ise büyük bir çoğunluk “inandırıcı değil”, “gerçekçi bulmuyorum” karşılığını verdi. İşte araştırmadan ayrıntılar…

Katılımcılara yöneltilen “Son bir yılda parasal durumunuzda bir iyileşme mi yaşadınız yoksa bir gerileme mi yaşadınız” sorusuna, yüzde 62 oranındaki ezici çoğunluk “Gerileme yaşadım” yanıtını verirken, yüzde 24’lük kesim ise “Aynı kaldı” dedi. Yüzde 13,3 “İyileşme yaşadım” derken, yüzde 0,7’lik kısım ise fikir belirtmedi.

Ekonomik durumunda en çok gerileme yaşadığını ifade eden yaş grubu ise 65 yaş ve üstü yurttaşların bulunduğu grup oldu.

Çoğunluğun ekonomiden umudu yok

Katılımcılara yöneltilen bir diğer soru da “Gelecek 6 ay içinde sizce Türkiye ekonomisi iyiye mi gider yoksa kötüye mi gider?” oldu. Bu soruya katılımcıların yüzde 62,9’u “Kötüye gider” yanıtını verirken, yüzde 21,7’si ise “İyiye gider” diye karşılık verdi. Yüzde 9,9 “Değişmez” derken, yüzde 5,5 de fikrinin olmadığını belirtti.

Ankette, vatandaşlara son 6 ay içinde temel ihtiyaçlarını (gıda, kira, fatura) karşılamakta güçlük yaşayıp yaşamadığı da soruldu. Bu soruya yüzde 26,7’lik kesim “Evet, çok zorlandım”, yüzde 38,4’ü ise “Evet, zorlandım” diye karşılık verdi.

Yüzde 28,3’lük kesim “zorlanmadığını”, yüzde 6 ise “Hiç zorlanmadığını” söyledi. 0,6’lık kesim de kararsız olduğunu belirtti.

Katılımcılara yöneltilen “Son bir yılda parasal durumunuzda bir iyileşme mi yaşadınız yoksa bir gerileme mi yaşadınız” sorusuna, yüzde 62 oranındaki ezici çoğunluk “Gerileme yaşadım” yanıtını verirken, yüzde 24’lük kesim ise “Aynı kaldı” dedi. Yüzde 13,3 “İyileşme yaşadım” derken, yüzde 0,7’lik kısım ise fikir belirtmedi.

Ankette, vatandaşlara altın ve dövizdeki yükselişlerin etkisiyle ilgili bir soru da yöneltildi. Vatandaşın yüzde 59,1’lik kısmı “Altın ve dövizle ilgilenecek bir maddi durumum yok” derken, yüzde 14,4’ü “Altın ve/veya almaktan vazgeçmeme neden oldu” dedi. Yüzde 7,1 “Mevcut yatırımlarımın değeri arttı”, yüzde 5,7 de “Daha fazla altın ve döviz yatırımı” yaptığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın Türkiye’deki işsizlik verilerinde düşüş olduğunu söylediği açıklamaya da yurttaşların yarısından fazlası (yüzde 52,1) “Gerçekçi bulmuyorum” yanıtını verdi. İşte soruya verilen yanıtlar ve oranları…

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e de Cevdet Yılmaz gibi güvenin az olduğu görüldü. Şimşek’in “Piyasaların sağlıklı işleyişi için gereken her şey yapılıyor” açıklaması yurttaşların yüzde 44,1’i tarafından “İnandırıcı” bulunmadı. Yüzde 22,6’lık kesim ise “açıklamaya katıldığını” belirtti.

Paylaşın