İstanbul’un Enflasyonu Yüzde 107.42

İstanbul’da perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi eylül ayında geçen yılın aynı dönemine yüzde 107.42, bir önceki aya göre ise yüzde 6.06 artış gösterdi.

Haber Merkezi / İstanbul Ticaret Odası (İTO) 2022 Eylül ayına ilişkin perakende ve toptan fiyat endekslerini yayımladı.

İTO verilerine göre, eylül ayında İstanbul’da perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi yıllık bazda yüzde 107.42, Toptan Eşya Fiyatları İndeksi ise yüzde 98.17 arttı.

Verilere gör; ağustosta yıllık yüzde 99.91 oranında artarak yüzde 100’e dayanan toptan fiyatlardaki artış, eylülde yüzde 100’ü aşmış oldu.

Aylık artış yüzde 6.06

2022 Eylül ayında İstanbul’da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre ise yüzde 6.06, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi da yüzde 2,94 oranında arttı.

Eylül 2022’de Perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; diğer harcamalarında yüzde 53,23, kültür eğitim ve eğlence harcamalarında yüzde 9,66, ev eşyası harcamalarında yüzde 9,54 ve giyim harcamalarında yüzde 8,63 artış gözlendi.

Enerji kullanımı azaldı

Sağlık ve kişisel bakım harcamalarında yüzde 8.37, konut harcamalarında yüzde 6.43, gıda harcamalarında yüzde 3.64 artış yaşandı.

Eylül 2022’de toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; yakacak ve enerji maddeleri grubunda yüzde 8.42, inşaat malzemeleri grubunda yüzde 5,39, kimyevi maddeler grubunda yüzde 3,58, mensucat grubunda yüzde 3,22, gıda maddeleri grubunda yüzde 2,32, işlenmemiş maddeler grubunda yüzde 2 artış ve madenler grubunda yüzde -1,.8, azalış izlendi.

 

Paylaşın

Trabzonspor Kazanmasını Bildi

Süper Lig’in 8. haftasında Kayserispor, Trabzonspor’u Büyükşehir Belediyesi Kadir Has Stadyumu’nda ağırladı. Karşılaşma Trabzonspor’un 2-1 üstünlüğüyle sona erdi. Bu sonuçla 16 puana ulaşan Trabzonspor maç fazlasıyla 4. sıraya yükseldi. 12 puanlı Kayserispor ise 8. sırada kaldı.

Haber Merkezi / Trabzonspor’a galibiyeti getiren golleri 77. dakikada Bakasetas ve 83. dakikada Umut Bozok atarken, Kayserispor’un tek golünü 24. dakikada Gavranovic attı.

Karşılaşmadan dakikalar

9. dakikada Mensah’ın ara pasında topla buluşan Thiam’ın vuruşunda top ağlarla buluştu. Gol, ofsayt gerekçesiyle geçersiz sayıldı.

18. dakikada Cardoso’nun ceza sahasına girerken şutunda kaleci Uğurcan gole izin vermedi.

20. dakikada Ceza sahası içinde topla buluşan Bakasetas’ın sol çaprazdan şutunda kaleci Bilal meşin yuvarlağı güçlükle çıkardı.

26. dakikada Uğurcan’ın uzaklaştırmaya çalıştığı topla buluşan Mensah’ın pasında Gavranovicmeşin yuvarlağı ağlara gönderdi. 1-0

29. dakikada ceza sahası içerisinde topla buluşan Trezeguet’in vuruşunda top direğin yanından auta çıktı.

53. dakikada ceza sahası içerisinde topla buluşan Gomez’in vuruşunu defans çıkardı.

76. dakikada ceza sahası içerisinde Onur Bulut’un Umut Bozok’a müdahalesinde hakem penaltı noktasını gösterdi. Topun başına geçen Bakasetas düzgün bir vuruşla topu ağlarla buluşturdu. 1-1

83. dakikada topla buluşan Umut Bozok’un vuruşunda meşin yuvarlak ağlarla buluştu. 1-2

Stat: Büyükşehir Belediyesi Kadir Has

Hakemler: Ümit Öztürk, Kemal Yılmaz, Ata Yıldırım

Kayserispor: Bilal Beyazıt, Onur Bulut, Seyedmajid Hosseini, Kolovetsios, Lionel Carole, Campanharo (Dk. 87 Mustafa Pektemek), Cardoso (Dk. 88 Emrah Başsan), Ramazan Civelek (Dk. 68 Gökhan Sazdağı), Mensah (Dk. 88 Bertolacci), Mame Thiam, Gavranovic (Dk. 68 İlhan Parlak)

Trabzonspor: Uğurcan Çakır, Larsen, Hugo (Dk. 65 Yusuf Yazıcı), Bartra, Eren Elmalı, Siopis (Dk. 65 Densvil), Hamsik (Dk. 72 Umut Bozok), Bakasetas (Dk.88 Doğucan Haspolat), Abdülkadir Ömür (Dk. 65 Bardhi), Trezeguet, Gomez

Goller: Dk. 25 Gavranovic (Kayserispor), Dk. 77 Bakasetas (Penaltı) (Trabzonspor), Dk. 83 Umut Bozok (Trabzonspor)

Paylaşın

İsveç Ve Finlandiya, Türkiye’yi NATO Konusunda İkna Edebilecek Mi?

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yeni yasama yılına başlaması, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) onay süreçlerine ilişkin nasıl bir takvimin ortaya çıkacağı sorularını da beraberinde getirdi.

Türk yasalarına göre, parlamento onayı gereken uluslararası sözleşmelerin TBMM’ye ne zaman gönderilecekleri Cumhurbaşkanlığı’nın kararına bağlı. Bu da hükümete, siyasi değerlendirmesine uygun bulmadığı bir sözleşmeyi dilediği kadar tutma yetkisini veriyor.

Ankara’da yapılan değerlendirmeler, özellikle İsveç’in “terörle mücadele ve suçluların iadesi” konularında yeterince adım atmadığı ve en son 26 Ağustos’ta yapılan üçlü teknik görüşmede somut bir ilerleme sağlanmadığı şeklinde.

Hükümetin İsveç ve Finlandiya’nın katılımına ilişkin onay sürecini aceleye getirmemek niyetinde olduğu, gelecek haftalarda yapılacak toplantıların sonucuna göre atacağı adımı belirleyeceği öngörülüyor.

Ankara’da İsveç ve Finlandiya’nın başvurularının ayrı ayrı ele alınması ve ilk olarak daha az sorunlu olan Finlandiya’nın katılımının onaylanması düşüncesi zaman zaman gündeme getiriliyor.

Ancak Finlandiya, ittifaka katılımının İsveç ile ortak proje olduğunu, dolayısıyla süreçlerin ayrılmasını istemediğini kaydediyor.

İsveç’in TBMM’nin açılmasından sadece bir gün önce Türkiye’ye dönük silah ticaretindeki kısıtlamaları kaldırdığını açıklaması ise yeni hükümetin de ittifaka katılımı öncelikli bir adım olarak gördüğünü göstermesi açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. İsveç, 2019 sonunda Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirdiği Barış Pınarı Operasyonu’nu gerekçe göstererek silah satışına kısıtlama getirmişti.

İsveç’ten 1 Ekim öncesi önemli adım

İsveç ve Finlandiya’nın katılım süreçleriyle ilgili olarak Ekim ayında önemli toplantılar yapılacak.

Bu toplantıların ilki, 5-6 Ekim günlerinde suçluların iadesine ilişkin teknik konuları ele alacak olan Türkiye ve İsveç adalet bakanlıkları arasında gerçekleşecek.

Türkiye, İsveç’ten özellikle “terör zanlılarının” iadesi konusunda somut adım bekliyor.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bu konuda her iki ülkeden de henüz somut bir adım atılmadığına dikkat çekmiş, bunun Ankara için önemini gündeme getirmişti.

Ekim ayında gerçekleşmesi beklenen diğer önemli toplantı ise Türkiye-Finlandiya-İsveç üst düzey yetkililerince yapılacak 2. Ortak Daimi Mekanizma görüşmesi olacak.

İsveç’te yaşanan seçim süreci ve hükümet değişikliği nedeniyle bu toplantının tam tarihi henüz netleşmedi. Ancak İsveç ve Finlandiya, bu toplantının bir an önce yapılmasını istiyor.

İsveç’in hükümet değişikliğine karşın NATO’ya katılım müzakerelerini sürdüren ekibi değiştirmemesi bu açıdan olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

İsveç ve Finlandiya’ya göre ilerleme var

Ankara’nın “ilerleme yok” açıklamasına karşın İsveç ve Finlandiyalı yetkililer, özellikle 26 Ağustos toplantısının olumlu bir havada gerçekleştiğini ve ilerleme sağlandığını kaydediyorlar.

Türk basınına konuşan Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, “Bizim elimizdeki tablo ilerleme olduğuna işaret ediyor. Detaylara girmek istemem ama Ağustos ayındaki toplantıda olumlu bir hava görüldü ve ilerleme kaydedildi,” ifadelerini kullandı.

Fin diplomatik kaynaklar da, müzakerelerde gelinen noktayı Türkiye’den daha farklı gördüklerini, Türkiye’nin kaygılarını gidermek için çalışmalarını sürdürdüklerini kaydediyor.

Son dönemde yapılan görüşmeler sonucunda Ankara’nın dile getirdiği kaygılar karşısında daha yüksek bir farkındalık gösterip işbirliği gösterdiklerini anlatan kaynaklar, Türkiye ile Finlandiya ve Türkiye ile İsveç arasında geçmişte de yapılan birçok ikili anlaşma olduğunu, bunların daha dikkatli ve etkin şekilde uygulanması konusunda uzlaşma sağlandığına dikkat çekiyor.

2022 sonuna onay beklentisi var

Bu değerlendirmeler ışığında, Finlandiya ve İsveç’in beklentisi Türkiye’nin onay sürecini en geç 2022 sonuna kadar tamamlaması.

Fin diplomatik kaynaklar, Haziran’da başlayan müzakerelerin yılsonuna kadar altı aylık bir süreyi tamamlayacağını, bunun da sorunların aşılması için yeterli bir zaman olduğu düşüncesini dile getiriyor.

Aynı kaynaklar, Finlandiya ve İsveç’in savunma ve dışişleri bakanlarının ekim ve kasım aylarında yapılacak NATO bakanlar toplantılarına davetli ülke statüsünde katılacaklarını anımsatarak, bütün bu platformlarda yapılacak temasların iki İskandinav ülkesiyle Türkiye arasındaki sorunların çözülmesine katkı sağlayacağı değerlendirmesini yapıyor.

İsveç ve Finlandiya’nın beklentilerinin Türkiye’de nasıl karşılık göreceği, müzakerelerde elde edilen sonuçların TBMM’de onay sürecini hangi süratte başlatacağı ileriki dönemde netlik kazanacak.

Süreç nasıl gelişti?

İsveç ve Finlandiya, ittifaka resmi başvurularını 18 Mayıs’ta yapmışlardı. Bu iki ülkenin katılım protokolleri, 30 Haziran’da toplanan NATO liderler zirvesinden sonra 5 Temmuz’da Brüksel’de imzalanmış ve katılım süreci resmen başlamıştı.

1 Ekim itibarıyla 30 NATO üyesinden 28’i İsveç ve Finlandiya’nın katılımını meclislerinde onayladılar. Sürecin tamamlanması için Türkiye ve Macaristan’ın da meclis onayını tamamlaması gerekiyor.

Finlandiya ve İsveç, AB ve NATO içerisinde “başına buyruk” bir politika izleyen Cumhurbaşkanı Viktor Orban liderliğindeki Macaristan’ın yakın zamanda onay sürecini tamamlayacağı beklentisinde.

Taraflar arasında yapılan son temaslarda bu konuda bir görüş birliğine varıldığı Helsinki ve Stockholm tarafından dile getiriliyor.

Türkiye’nin pozisyonu ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 Mayıs’ta yaptığı açıklamadan bu yana değişmedi.

Erdoğan, o açıklamasında, İsveç ve Finlandiya’nın başta “PKK olmak üzere terör örgütlerine ev sahipliği yaptığını” söylemiş ve bu konuda adım atmamaları durumunda Türkiye’nin bu ülkelerin ittifaka katılımına olumlu bakmayacağını söylemişti.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in de girişimleriyle Türkiye, İsveç ve Finlandiya, 29 Haziran’da Madrid’de üçlü bir protokol imzalamış ve ancak bu adımla iki ülkenin ittifaka davet edilmelerinin önü açılmıştı.

Üçlü protokole göre İsveç ve Finlandiya, “Türkiye karşıtı terör hareketlerine izin vermeyecekleri, terör gruplarının topraklarında faaliyet göstermeyecekleri sözünü vermiş, genel olarak terörizmle mücadelede” Ankara ile daha sıkı işbirliği yapacaklarını bildirmişlerdi.

Aynı zamanda “terör zanlılarının Türkiye’ye iadesi ve silah satışında kısıtlamaları kaldıracaklarını” da kaydetmişlerdi.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Akşener, Kılıçdaroğlu’nun Adaylığına Karşı Mı? CHP Lideri’nden Açıklama

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile aralarında herhangi bir sıkıntı olmadığını açıklayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Adaylık konusunu da konuşmadık. Bunun acelesi yok. Önce ülke sorunlarını nasıl çözeceğimiz konusunu berraklaştırmamız gerekiyor” dedi ve ekledi:

“Nasıl bir yol haritası izleyeceğiz: Bu konuyu çalışıp netleştirmemiz gerekiyor. Daha önce de söylediğimiz gibi cumhurbaşkanı adayını 6’lı Masa belirleyecek. Henüz seçim takvimi bile belli değil. Seçim takvimi belli olunca 6’lı masa olarak toplanacağız ve adayımızı belirleyeceğiz.”

6’lı masada yer alan siyasi partilerin liderleri, ikinci tur görüşmelerin ilkini, 2 Ekim Pazar günü, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirecek.

Görüşme öncesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 6’lı masaya ilişkin Halk TV yazarı Fikret Bila’ya değerlendirmelerde bulundu.

6’lı masada kriz yaratmak isteyenlerin boşuna uğraştıklarını belirten Kılıçdaroğlu “Biz 6 lider sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Ülkeyi iktidarın getirdiği bu durumdan birlikte çıkaracağız. Bu bizim tarihi sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluk duygusu ve bilinciyle hareket ediyoruz, etmeye devam edeceğiz” dedi.

Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı mı?

Akşener’in geçen günlerde katıldığı canlı yayın programında “6’lı masanın noter görevi olmadığı” yönündeki çıkışıyla çok konuşulmuştu.

Öte yandan Akşener’in başlangıçta, daha sert bir konuşma yapmayı planladığı, ancak bunun daha büyük sıkıntı yaratacağı düşünülerek vazgeçtiği de iddia edilmişti.

Kılıçdaroğlu, Akşener ile aralarında herhangi bir sıkıntı olup olmadığı sorusuna ise “Bir sorun yok. Yandaş medya bir kriz varmış gibi yansıtıyor ama bir kriz yok. Biz ortak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Meral Hanım, soru sorulunca daha önce mutabakata vardığımız ilkeleri söyledi. Ancak bizim aramızda en küçük bir sorun yok” yanıtını verdi.

Adaylık konusunu konuşmadıklarını belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

“Adaylık konusunu da konuşmadık. Bunun acelesi yok. Önce ülke sorunlarını nasıl çözeceğimiz konusunu berraklaştırmamız gerekiyor. Nasıl bir yol haritası izleyeceğiz: Bu konuyu çalışıp netleştirmemiz gerekiyor. Daha önce de söylediğimiz gibi cumhurbaşkanı adayını 6’lı Masa belirleyecek. Henüz seçim takvimi bile belli değil. Seçim takvimi belli olunca 6’lı masa olarak toplanacağız ve adayımızı belirleyeceğiz.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Dünyaca Ünlü Model Bella Hadid, Podyuma Üstsüz Çıktı, Spreyle Elbise Yapıldı

Kariyerleri ve pozlarıyla magazin gündeminden düşmeyen 25 yaşındaki dünyaca ünlü model Bella Hadid, Paris Moda Haftası kapsamındaki Coperni defilesinde sıradışı bir elbiseyle podyumda yürüdü.

Dün akşam (30 Eylül) düzenlenen defilenin kapanışını yapan Hadid, podyuma sadece altına giydiği iç çamaşırı ve topuklu ayakkabılarla çıktı. Üç kişilik bir ekip, göğüslerini koluyla kapatan modele spreyle elbise yaptı.

Spreyle sıkılan lateks, Hadid’in üstünde beyaz bir elbiseye dönüştü. Diz altında biten elbise başka birinin makasla yırtmaç açması ve omuzlarını ayarlamasıyla son haline gelince Hadid podyumda yürümeye başladı.

Alışılmışın dışındaki tasarım, defileye katılanların beğenisini topladı ve elbisenin yapıldığı anların görüntüleri kısa sürede sosyal medyada gündem oldu. Bir Twitter kullanıcısı, “Diyecek kelime bulamıyorum… Bu, sanat” diye yazdı.

Başka birisi de “Modanın yeniden eğlenceli hale gelmesi dünyanın iyileştiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı. Sébastien Meyer ve Arnaud Vaillant’ın 2013’te kurduğu Coperni, daha önce de cesur tasarımlarıyla öne çıkmıştı.

Nisanda Kylie Jenner ve Doja Cat’in kullandığı Coperni marka cam el çantası gündem olmuştu.

Bella Hadid kimdir?

Asıl adı Isabella Khair Hadid olan Bella Hadid, 9 Ekim 1996 yılında dünyaya geldi. Dünyaca ünlü model Gigi Hadid, Bella Hadid’in kız kardeşidir.

Bella’nın Gigi’nin dışında Anwar Hadid adında bir erkek kardeşi vardır. Hadid’in annesinin adı Yolanda Hadid, babasının ise Mohamed Hadid’dir.

Filistin asıllı Amerikan model olan Hadid, 2016 yılında sektör uzmanları tarafından Model.com’un Yılın Modeli Ödülleri’nde ‘Yılın Modeli’ seçildi.

Hadid, 2015’in başında Kanadalı şarkıcı The Weeknd ile ilişkiye başladı. Sallantılı devam ilişkide ikili son kez 2019’da ayrıldıktan iki ay sonra yeniden bir araya gelmişlerdi.

Müslüman olduğu bilinen ve “Müslüman olmaktan gurur duyduğunu” söyleyen Hadid, 8 Aralık 2017’de, Trump’ın İsrail ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıması ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararına karşı kız kardeşi Gigi ile Londra protestolarına katıldı.

Paylaşın

IMF’den ‘Küresel Gıda Krizi’ Uyarısı

Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel gıda krizi sebebiyle finansal maliyetlerin arttığını belirterek gübre ve gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle 2022 ve 2023’te gıda güvensizliğine yüksek oranda maruz kalan ülkelerin ithalat maliyetlerinin 9 milyar dolar artabileceğini bildirdi.

İleri Haber’in aktardığına göre, IMF’nin “Küresel Gıda Kriziyle Mücadele: Etki, Politika Yanıtı ve IMF’nin Rolü” başlıklı raporunda, büyük fiyat şoklarının gıda güvensizliğini şiddetlendirmesi nedeniyle dünyanın bir gıda kriziyle karşı karşıya olduğuna işaret edildi.

Gıda güvensizliğine çatışma, iklim şokları ve Covid-19 salgınının etkisi dahil olmak üzere 2018’den bu yana artan çok sayıda faktörün katkıda bulunduğu belirtilen raporda, Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşın temel gıda maddeleri ile gübrelerin uluslararası fiyatları üzerindeki baskıları şiddetlendirmesiyle 2022’de durumun keskin bir şekilde daha da kötüye gittiği aktarıldı.

Raporda, uluslararası fiyatların son dönemde gevşemesine rağmen 2020-2021 ortalamalarının önemli ölçüde üzerinde kalmaya devam ettiği vurgulandı.

‘2008 krizine eşit oranda bir kriz var’

Gübre ve enerji için yüksek fiyatların yanı sıra önemli aşağı yönlü risklerin de görünümü olumsuz etkilediğinin altı çizilen raporda, “Dünya şu anda, pek çok ülkeyi ciddi gıda kıtlığıyla baş başa bırakan ve büyük acılar ile çok sayıda ölüme neden olan 2007-2008 krizine eşit oranda bir gıda kriziyle karşı karşıya” değerlendirmesinde bulunuldu.

Raporda, gıda krizinin küresel bir olgu olmasına rağmen en çok düşük gelirli ülkeleri etkilediğine işaret edilerek gıda krizinin insani acılar yaratmasının yanı sıra büyük ekonomik maliyetleri olduğu da kaydedildi.

Söz konusu krizin çoğu düşük gelirli ülkeler olmak üzere Ukrayna ve Rusya’dan yapılan ithalata oldukça bağımlı 48 ülkede en kötü durumda olduğu belirtilen raporda, gıda güvensizliğine yüksek oranda maruz kalan ülkelerin gıda ve gübre fiyatlarındaki artış nedeniyle 2022 ve 2023’te ithalat maliyetlerinin 9 milyar dolar artabileceği aktarıldı.

Raporda, 2022’de akut gıda güvensizliğini ortadan kaldırmak için yaklaşık 50 milyar dolara ihtiyaç olduğu, uzun vadede bu rakamın artabileceği kaydedildi.

Sudan, Kırgızistan, Belarus, Tacikistan ve Ermenistan’ın gayrisafi yurtiçi hasılalarının (GSYH) yüzdesi olarak Ukrayna ve Rusya’dan gıda ithalatına en bağımlı ülkeler olduğu belirtilen raporda, Ukrayna ve Rusya’nın gübrelerine en çok bağımlı olan ülkelerin ise Moldova, Letonya, Estonya, Paraguay ve Kırgızistan olduğu bildirildi.

Hızla harekete geçme çağrısı

Ayrıca IMF Başkanı Kristalina Georgieva ile IMF yetkilileri Björn Rother ile Sebastian Sosa konuya ilişkin ortak bir blog yazısı kaleme aldı.

Söz konusu yazıda, benzeri görülmemiş insani zorluğun, yeterli yiyeceği olmayanların acılarını hafifletmek ve ihtiyacı olan ülkelere finansman sağlamak için hızlı bir şekilde harekete geçmeyi gerektirdiği vurgulandı.

Birçok ülkede politika yapıcıların insanları mevcut gıda krizinden korumak için mali önlemler aldığına işaret edilen yazıda, yalnızca bu yıl için gıda krizine yüksek düzeyde maruz kalan ülkelerin en yoksul ailelerin bununla başa çıkmasına yardımcı olmak için 7 milyar dolara ihtiyaç duyduğunun tahmin edildiği kaydedildi.

Yazıda, insanların hızlı ve yeterli bir şekilde desteklenmesi, açık ticaretinin sürdürülmesi, gıda üretiminin artırılması, dağıtımının iyileştirmesi ve iklime dayanıklı tarıma yatırım yapılması gerektiği ifade edildi.

‘Gıda şoku penceresi’

Öte yandan IMF Başkanı Georgieva, bugün yaptığı bir diğer açıklamada, ülkelerin gıda güvensizliğini ele almasına yardımcı olacak yeni bir “Gıda Şoku Penceresi”nin oluşturulduğunu duyurdu.

Georgieva, yeni finansman penceresinin acil ödemeler dengesi ihtiyacı olan ve akut gıda güvensizliği, keskin gıda ithalatı şoku veya tahıl ihracatı şoku yaşayan ülkelere acil durum finansmanına ek erişim sağlayacağını aktardı.

Yeni finansman penceresinin bir yıl süreyle açık olacağını belirten Georgieva, yeni finansman penceresiyle IMF’nin kırılgan ülkelerdeki insanlara yardım etmek için ek yardım sağlayacağını ifade etti.

Paylaşın

Kilo Vermek Zordur; Başarılı Kilo Kaybı İçin İpuçları

Kilo vermek için hızlı ve kesin bir çözüm yoktur. Kilo vermek, daha sağlıklı bir yaşam tarzı yaşamanın bir parçasıdır. Anahtar, hayatınızın geri kalanında sadık kalabileceğiniz küçük, sağlıklı değişikliklere odaklanmaktır.

Haber Merkezi / Daha sağlıklı bir yaşam için kilo verme mücadelenizde bu ipuçlarından bazılarını deneyin.

Başarı için bir plan yapın

  • İyi bir zaman seçin: Hayattaki bazı dönemler diğer dönemlere oranla daha streslidir. Taşınmak, evlenmek veya boşanmak, mezun olmak veya yeni bir işe girmek gibi büyük bir değişiklik varsa, kilo vermeye başlamak için iyi bir zaman olmayabilir.
  • Ölçülebilir gerçekçi hedefler belirleyin: İlk ayda 30 kilo vermeyi beklemeyin. Haftada 450 gr. hedef belirleyin ve takip edin.
  • Önce diğer sağlık sorunları üzerinde çalışın: Örneğin, uyku apneniz varsa, uyku apnesinin tedavisi için doktorunuzla konuşun
  • Yemeklerinizi planlayın

Sağlıklı beslenin

  • Ne yediğinizi ve neden yediğinizi düşünün: Her yemek yediğinizde ne yediğinize ve neden yediğinize dikkat edin.
  • Dışarıda yemek yerken daha küçük porsiyonlar seçin: Restoran yiyecekleri genellikle tuz, yağ ve kalori bakımından yüksektir. Küçük veya daha düşük kalorili seçenekleri sipariş edin.
  • Önce su için: Bazen açlık sandığınız şey aslında susuzluktur. 
  • İçeceklerden elde edilen kaloriler: İçtiğiniz içeceklerden edindiğiniz kalorileri günlük almanız gereken kaloriye eklemeyi unutmayın.
  • Yemek pişirmeyi öğrenin: Televizyonlardaki gibi en iyi şef olmak zorunda değilsiniz, ancak sağlıklı beslenenler, kendileri veya aileleri için birkaç basit yemek pişirmeyi bilirler.
  • Evde yemek yerken daha küçük porsiyonlar tercih edin: Porsiyon kontrolü zamanla kilo vermenize yardımcı olacaktır.

Harekete geçin

  • Kendinizi meşgul edin: Gerçekten aç değilseniz zihninizi yemeklerden uzak tutacak bir şeyler deneyin.
  • Ekran süresini sınırlayın: Ekranın, özellikle de televizyonun önünde geçirilen zaman, kilo alımıyla bağlantılıdır.
  • Ağırlık çalışın: Fiziksel aktivite yapmak sadece kilonuzu korumanıza veya vermenize yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda birçok hastalık riskinizi azaltır ve ruh halinizi iyileştirir.

Zihinsel olarak sağlıklı olun

  • Stres ile başa çıkın: Stres kilo alımını daha olası hale getirebilir. Stresi azaltmanın yollarını bulun: Meditasyon, yoga, okuma, arkadaşlarınızla ve ailenizle zaman geçirme…
  • Kendi değerinizi bilin: Fazla kilolu veya şişman olmak sizi kötü veya zayıf birisi yapmaz. Başarılı bir şekilde kilo vermek için kendinizi tanıyın. Kilo verme özveri ve azim gerektirir.

Pes etmeyin

  • Denemeye devam edin: Kilo vermenin anahtarlarından biri denemeye devam etmektir.
  • Geçici bir durum olarak kabul edin: Aşırı kiloyu veya kiloyu size geçici rahatsızlık veren bir durum olarak düşünün.
  • İlham bulun: Düğün, yaş günü veya tatil gibi tarihler belirleyin.
  • Yeni ödüller bulun: Sizi neyin iyi hissettirdiğini önceden belirleyin; uzun bir banyo yapmak, sevdiklerinizle vakit geçirmek, bir hobinin tadını çıkarmak.
  • Uykuya odaklanın: Uyku kilo kontrolünde önemli bir rol oynar. Araştırmalar, geceleri 7 saatten az uyumanın kilo alımına yol açabileceğini gösteriyor.
  • Aldığınız ilaçlar hakkında doktorunuzla konuşun
  • Farklı bir şey deneyin: Geçmişte kendi başınıza kilo vermeyi denediyseniz ve işe yaramadıysa, bir kilo verme grubuna katılmayı deneyin.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Ülkenin İyi Yönetilmediğini Düşünenlerin Oranı Yüzde 69.5

BUPAR Araştırma’nın “sizce ülke iyi yönetiliyor mu” sorusuna yurttaşların yüzde 69.5’i “hayır” yanıtını verirken, yüzde 24’ü “evet” yanıtını verdi. Katılımcıların yüzde 6.5’i ise cevap vermek istemediğini belirtti.

Katılımcılara bu soruların yanında “2022’de Cumhur İttifakı bileşenleri mi yoksa Millet İttifakı bileşenleri mi daha fazla ülke sorunları ile ilgilendi?” diye soruldu. Buna göre, yüzde 63.5 “Millet İttifakı”, yüzde 27.5 “Cumhur İttifakı” dedi. Katılımcılarım yüzde 9’una göre ise “hiçbiri” sorunlarla ilgili değil.

BUPAR Araştırma, yurt genelinde dokuz ilde yüz yüze görüşme yöntemiyle 10 Eylül-29 Eylül tarihlerini kapsayan bir anket gerçekleştirdi. 3 bin 500 kişi ile yapılan ankette ülke gündemine ilişkin sorular soruldu. Katılımcılara ilk olarak “Geçinebiliyor musunuz” diye soruldu. Buna göre “Hayır borçlandım” diyenlerin oranı yüzde 80.5, “Geçinebiliyorum” diyenler yüzde 14.5, “Tasarruf yapabiliyorum” diyenlerin oranıysa yalnızca yüzde 5 oldu.

“Sizce ülke iyi yönetiliyor mu” sorusuna yurttaşların yüzde 69.5’i “Hayır” yanıtını verirken, yüzde 24’ü “Evet” yanıtını verdi. Katılımcıların yüzde 6.5’i ise cevap vermek istemediğini belirtti. Katılımcılara bu soruların yanında “2022’de Cumhur İttifakı bileşenleri mi yoksa Millet İttifakı bileşenleri mi daha fazla ülke sorunları ile ilgilendi?” diye soruldu. Buna göre, yüzde 63.5 “Millet İttifakı”, yüzde 27.5 “Cumhur İttifakı” dedi. Katılımcılarım yüzde 9’una göre ise “Hiçbiri” sorunlarla ilgili değil.

Cumhur’un adayı yüzde 35.5

2023 yılında yapılması planlanan seçimler de gündemdeki yerini gün geçtikçe artırıyor. Ankette de katılımcılara “2023’te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimini hangi ittifakın adayı kazanır?” sorusu yöneltildi. Yanıtlara göre yurttaşların yüzde 60’ı “Millet İttifakı” derken, yüzde 35.5 “Cumhur İttifakı” dedi. “Bilmiyorum” diyenlerin oranı ise yüzde 4.5 oldu.

Ankette “İlk defa oy kullanacak genç seçmenler hangi ittifakın adayına oy verirler?” sorusuna gelen yanıtlar şu şekilde oldu: Yüzde 65 “Millet İttifakı”, yüzde 25 “Cumhur İttifakı”, yüzde 10 “Bilmiyorum. Gençlerin ne yapacağı belli olmaz” dedi.

‘Koşullar düzelir’

“2023’te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan tekrar cumhurbaşkanı seçilse ülkenin koşulları daha iyi olur mu” sorusuna katılımcıların yüzde 55’inin “Hayır” yanıtını vermesi dikkat çekti. Yurttaşların yalnızca yüzde 31’i “Evet” derken, yüzde 14’ü “Bilmiyorum” diye belirtti. “2023’te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet İttifakı adayı cumhurbaşkanı seçilse ülkenin koşulları daha iyi olur mu?” sorusuna katılımcıların yüzde 55’i “Evet”, yüzde 40’ı “Hayır” yüzde 5’i ise “Bilmiyorum” dedi.

“Başkanlık sistemi ülkenin sorunlarına çözüm oldu mu” sorusuna katılımcıların yüzde 65’i “Hayır”, yüzde 15’i “Evet”, yüzde 20’si ise “Bilmiyorum” dedi. “2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sadece iki aday olsa biri Recep Tayyip Erdoğan diğeri beğendiğiniz birisi olsa kime oy verirsiniz?” sorusuna “Erdoğan’ın rakibi kim ise ona oy veririm. Kim olduğu önemli değil” diyenlerin oranı yüzde 45, “Her koşulda Erdoğan’a oy veririm” diyenlerin oranı yüzde 30, “Adayın kim olacağına bağlı. O günün koşullarına bağlı” diyenlerin oranı ise yüzde 25 olarak hesaplandı.

‘Ekonomik durum etkiliyor’

Anket sonuçlarını Cumhuriyet’e değerlendiren BUPAR Araştırma Şirketi Başkanı Erdal Akaltun şunları kaydetti:

“Ekonomik sorunların büyüklüğü ülkenin iyi yönetilmediği kanaatini yaygın bir algıya dönüştürdü. İktidarın bilhassa döviz kurlarındaki ve enflasyondaki düşüş tahminlerinin gerçekleşmemesi ülkenin iyi yönetilmediğine dair kanaati artırdı. Vatandaşlar ülke yönetiminin iyi olup olmadığını, yaşadıkları ekonomik, sosyal ve siyasi sorunlar ile özdeşleştirdi. Muhalefet partilerinin ülke genelinde yapmış oldukları ziyaretler ve buradaki sorunları ülke gündemine taşıma çabaları vatandaştan beğeni gördü.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu-Babacan Görüşmesi: Önce Kural Sonra Aday

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede, “Önce kurallar ve yol haritası sonra aday”, “5 lidere cumhurbaşkanı yardımcılığı” istemlerini gündeme getirdi.

Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti lideri Akşener’le yaptığı görüşmede ise Akşener’in TV’de yaptığı, “6’lı masa noter değil, doğru adayı bulmamız lazım. Ciddi endişelerim var” açıklamasının gündeme gelip gelmediği merak ediliyordu.

CHP kulislerine yansıyan bilgilere göre, görüşmede “bu söyleme ilişkin bir diyalog olmadı.” Akşener’in, “Ortak aday konusunu 6’lı masanın kararına Kılıçdaroğlu bağlamak istedi” ifadesi de görüşme öncesi tartışılan bir diğer konu başlığıydı.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakatını imzalayan CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Altılı Masa, ikinci tur görüşmelerin ilkini, 2 Ekim Pazar günü, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirecek.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Altılı Masa’nın ikinci tur görüşmeleri öncesinde yaptığı lider ziyaretleri önceki gün tamamlandı.

Cumhuriyet’ten Sertaç Eş’in haberine göre, Kılıçdaroğlu’nun Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’yla görüşmeleri sorunsuz geçti.

‘Ekonomi rekabeti’

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan yaklaşık 3.5 saat süren görüşmede, “Seçim birlikteliği kurallarının önceden belirlenmesi”, “6’lı masanın yol haritasının adaydan önce açıklanması”, “Seçmenin karşısına hazır ve güven veren şekilde çıkılması” ayrıca “seçimde başarılı olunması durumunda parti liderlerinin mutlaka cumhurbaşkanı yardımcılığı görevine getirilmesi” gerektiğini Kılıçdaroğlu’na aktardı. İki lider arasında bu konu konularda “tam mutabakat sağlandığı” öğrenildi.

Öte yandan oluşturulacak yol haritasında 6’lı masada yer alan “Parti kadrolarının yeni hükümette alacağı görevlerin de önceden belirlenebileceği” kaydediliyor. Bu kapsamda, “DEVA Partisi’nin özellikle ekonomi yönetimine aday olacağı ancak İYİ Parti’nin de güçlü bir ekonomi kadrosu oluşturmaya çalıştığı” biliniyor. Kadroların belirlenmesi aşamasında “iki parti arasında bir rekabet oluşabileceğine” dikkat çekiliyor.

‘Farklılık olabilir’

Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti lideri Akşener’le yaptığı görüşmede ise Akşener’in TV’de yaptığı, “6’lı masa noter değil, doğru adayı bulmamız lazım. Ciddi endişelerim var” açıklamasının gündeme gelip gelmediği merak ediliyordu.

CHP kulislerine yansıyan bilgilere göre, görüşmede “bu söyleme ilişkin bir diyalog olmadı.” Akşener’in, “Ortak aday konusunu 6’lı masanın kararına Kılıçdaroğlu bağlamak istedi” ifadesi de görüşme öncesi tartışılan bir diğer konu başlığıydı.

CHP’li kaynaklar, bu açıklamanın “İYİ Parti’de cumhurbaşkanı adayının 6’lı masa yerine CHP ve İYİ Parti tarafından belirlenmesi yönünde bir eğilim” olabileceğini kaydediyor. Söz konusu yaklaşımın “İYİ Parti’nin elini güçlendirme amaçlı olabileceği ve bu tür yaklaşım farklılıklarının normal karşılanabileceğini” ifade ediyor.

Paylaşın

İşçi Partili Lula, Brezilya’da İktidara Yürüyor

Brezilya’da yarın yapılacak seçimlerde, milliyetçi Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ve İşçi Partili eski Başkan Lula da Silva’nın yarışması bekleniyor. Sağı ve solu bir kez daha karşı karşıya getirecek olan seçimler, Latin Amerika’nın en dikkatle izlenen seçimlerinden biri olacak gibi görünüyor.

Oylama yarın Brezilya saatiyle sabah 8’den akşam 5’e kadar (TSİ 14:00-23:00). Kongre ve yerel yönetim seçimleri için de oy kullanılacak. Sonuçlar, elektronik oylama sisteminin hızı sayesinde Brezilya’da saat 21’de (TSİ Pazartesi 03:00) belli olabilir. İlk oylamada hiç bir adayın yüzde 50’yi geçememesi halinde en çok oy alan ikinci turda yarışacak.

Sağda, Amazon ormanlarının yıkımını hızlandırması, Brezilya’nın Kovid 19’la mücadelesini zayıflattığı ve seçimler arifesinde ülkenin seçim sistemi üzerinde kuşkular uyandırdığı için yaygın olarak eleştirilen saldırgan milliyetçi Devlet Başkanı Jair Bolsonaro var.

Bolsonaro Brezilya Başkanlarından ve Latin Amerika’nın en saygın solcularından Lula da Silva’nın zorlu mücadelesiyle karşı karşıya. Halk arasında sevgiyle Lula olarak anılan da Silva, anketlerin çoğunda Bolsonaro’nun 10 puan önünde. Ancak, işbaşında kaldığı iki dönem boyunca büyük yolsuzluk skandalları yüzünden cezaevine girip çıkmış olmasının seçmende doğurduğu kuşkuların da üstesinden gelmek zorunda.

Başlıca adaylar

Seçim pusulasında on bir başkan adayı var, ancak tüm gözler Bolsonaro ve Lula’da. Bolsonaro’nun puanları son zamanlarda yükselse de çoğu ankette seçmenin kendisine dönük tercihinin yüzde 30’larda kaldığını gösteriyor. Brezilyalıların çoğu, 67 yaşındaki başkanın yönetiminden memnun değil. Datafolha kamuoyu araştırma şirketinin Eylül ortalarında gerçekleştirdiği ankete katılanların yüzde 44’ü Bolsonaro’ya görev onayı vermedi.

Lula’nın kazanması etkileyici bir siyasal geri dönüş olacak. Brezilya’yı 2003’ten 2010’a kadar yöneten 76 yaşındaki eski metal işçisi ekonomik büyüme ve emtia fiyatlarındaki patlama döneminde milyonlarca insanın yoksulluktan kurtulmasına yardımcı olan sosyal refah programlarını ülkeye yaymıştı.

Görevden ayrıldığında dünyanın en popüler politikacılarından biri olarak kabul ediliyordu. Ancak 2017’de, sonraki yıl cezaevine girmesine yol açan “Araba Yıkama Operasyonu” adı verilen kapsamlı bir yolsuzluk soruşturmasına dahil edildi. Soruşturma boyunca suçsuzluğunu savunan Lula 580 gün hapiste kaldıktan sonra 2019’da aklandı, serbest bırakıldı ve hakkındaki mahkumiyet kararı iptal edildi.

Brezilya’nın yakıcı sorunu

Brezilya, dünyanın kişi başına en yüksek doğrulanmış koronavirüs ölümlerinin gerçekleştiği ülkeler arasında yer alıyor. Salgından ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin etkileriyle körüklenen küresel ekonomik kargaşadan kurtulmak için çırpınıyor. Ekonomik sıkıntılar, yüksek enflasyon ve eşitsizlik ve yolsuzluğun yol açtığı hoşnutsuzluk, aralarında Şili ve Kolombiya’nın da olduğu bölgenin diğer ülkelerinin sola kayışlarına yol açtı .

Ekonomi, seçim sonrasının en zorlu meselesi. Bolsonaro, geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki konuşmasında Brezilya ekonomisinin tamamen toparlandığını söyleyerek övünüyordu. Ancak ekonomik büyüme çok güdük ve enflasyon yoksulları ezmeye devam ediyor. Siyaset bilimci Guilherme Casarões, Brezilya seçmenlerinin Bolsonaro’nun dört yıllık başkanlığı ve aşırı sağcı söyleminin ardından şimdi oldukça kutuplaşmış olduğunu söyledi.

Görevdeki Başkan, aile değerlerinin savunuculuğunu üstleniyor ve sayıca çoğalan muhafazakar Evanjelik nüfusun desteğini alıyor. Bolsonaro pandemi boyunca karantinaya ve maske takma zorunluluğuna karşı koydu, hükümet kararnameleriyle Brezilya’nın silah yasalarını gevşetmekle kalmadı, aynı zamanda Amazon’daki çevre koruma uygulamalarını da ciddi ölçüde tasfiye etti.

Bölge ve dünyanın geri kalanı için yakıcı sorun

Bolsonaro’nun tarım şirketlerine verdiği destek ve çevre savunucularını hor gören yaklaşımı, Brezilya’nın Amazon’a yönelik korumasının çok zayıflamasına yol açtı. Başkanlığı sırasında, dünyanın en büyük biyolojik çeşitliliğe sahip orman alanlarındaki ormansızlaşma son 15 yılın en yüksek düzeyine yükseldi ve orman yangınları patladı. Gezegenin en önemli karbon emicilerden biri olan Amazon yağmur ormanları, şimdi emdiğinden çoğunu atmosfere salıyor.

Bazı bilim adamları, daha da sert koruma önlemleri olmaksıın Amazon’un geri dönüşsüz bir çevresel yıkıma uğrayabileceğini söylüyor. Kendisine takılan “Kaptan Motorlu Testere” lakabıyla dalga geçen Bolsonaro, birçok yangının kasıtlı olarak sırf kendisini itibarsızlaştırmak için çıkarıldığını iddia ediyor. Lula döneminde, ormansızlaşma oranları düşmüştü ve önceki cumhurbaşkanı seçilirse Amazonu yeniden korum altına alacağına söz verdi.

Bolsonaro seçimler öncesinde de demokratik kurumlara yönelik saldırısını tırmandırdı. Bir yılı aşkın bi zamandır, kendi gözünde büyük bir kahraman olan eski ABD Başkanı Donald Trump’ın uydurma iddialarını çok andırır bir biçimde, dindar tabanını olası kaybını oy hırsızlığıyla ilişkilendirmeye hazırlamak için çaba harcadı.

Bolsonaro sonuçları kabul etmezse şiddet patlak verir mi? 

Bolsonaro, anketlerde geride kalmasına rağmen, ısrarla seçimleri ilk turda doğrudan kazanacağı ve sonucu ikinci tura bırakmayacağını ileri sürüyor. Uzunca bir süredir seçimler böyle sonuçlanmazsa -tıpkı 2018’de hiçbir mesnet sunmadan iddia ettiği gibi- bunun yalnızca yaygın seçim hileleri nedeniyle olacağını iddia ediyor. Trump gibi, Bolsonaro da tamamen yanlış bir şekilde, ülkesinin elektronik oylama makinelerinin kolayca kurcalanabileceğini iddia ediyor.

Eski bir ordu komutanı olarak, ordunun yanından konuşarak askeriyenin seçimleri izlemesi gerektiğini söylüyor. Son zamanlarda, Bolsonaro, söylemini biraz sakinleştirse de seçim günü ordunun oylama aygıt örneğinden seçimleri izlemesine yönelik bir mutabakat manevrası yaptı. Oysa, 1996’dan beri seçimlerinde elektronik oylama makineleri kullanılan Brezilya’da hiçbir zaman önemli bir seçim yolsuzluğu kaydetmedi.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın