Erdoğan’ın Açıkladığı Kredi Paketi Esnafın Sorununu Çözer Mi?

Ekonomistler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine toplantısının ardından açıkladığı kredi paketinin, hem tüketici hem de üretici enflasyonunun yüksek olduğu bir dönemde esnafa yardımcı olamayacağını öne sürdüler.

Ekonomist Dr. Oğuz Demir, “Enflasyon %80’lerin üzerinde ve hızlı bir düşüşü olmayacak. %7,5 faizli 100 milyar TL’lik kredi paketini bugünkü şartlarda esnaf iki saatte tüketir. O kadar söyleyeyim” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından esnafa kredi kolaylığı sağlayacak yeni bir paket açıkladı.

Buna göre esnaf için Halkbank vasıtasıyla 60 ay vadeyle ve yüzde 7,5 faiz oranıyla istifade edebilecekleri 100 milyar liralık bir kredi kampanyası başlatılacak.

Kredi üst limitleri, 350 bin liradan 500 bin liraya, iş yeri edindirme ve taşıt kredisi limiti 1 milyon liradan 1,5 milyon liraya yükselecek.

Halkbank’tan kredi kullanıp da takibe düşen esnafa 6 aya kadar geri ödemesiz, 36 aya kadar vadeli, yüzde 4 faizli krediyle borcunu tasfiye imkanı sağlanacak.

Genç girişimciler için ise sıfır faizli kredi limiti 100 bin liradan 300 bin liraya yükseldi, yaş sınırı da 30’dan 35’e çıktı.

Esnafa 350 bin liradan iş yeri sunulacak

Diğer yandan Erdoğan, İlk Evim İlk İş Yerim Kampanyası kapsamında TOKİ aracılığıyla 50 bin iş yeri inşa edileceğini vurguladı.

Erdoğan proje ile ilgili şu detayları verdi:

“Proje kapsamındaki 50 bin iş yerinin ilk etabının inşasına, 28 ilimizde 10 bin iş yerinin temelini atarak başlıyoruz. Büyüklükleri 50 ila 200 metrekare arasında değişen bu iş yerleri, 350 bin liradan başlayan fiyat, 2 bin 633 liradan başlayan taksit ve 10 yıla varan vadeyle esnaflarımıza sunulacaktır. Sadece bu iş yerlerinin istihdama katkısının 100 bini bulması bekleniyor.”

Erdoğan, İlk Evim İlk İş Yerim Kampanyası’nın yaratacağı ekonomik hareketliliğin 2 trilyon liraya ulaşmasını beklediklerini aktardı.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de Erdoğan’ın açıklamasının ardından attığı tweetinde, “Bu ülke, esnaf kültürünün temelleri üzerinde yükselen, girişimci yapısını her zaman koruyacak. Esnafımıza desteğimiz her daim sürdü ve her daim sürecek” dedi.

Esnafa yardımcı olur mu?

Diğer yandan hem tüketici hem de üretici enflasyonunun yüksek olduğu bir dönemde açıklanan paketin esnafa yardımcı olmayacağını öne süren ekonomistler oldu.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin Eylül ayı raporuna göre ticari kredilerin miktarı 3,2 milyar TL’ye ulaştı.

Bu yüzden esnafa 100 milyar TL miktarında kredi sağlanmasının toplam krediler içinde az bir orana tekabül ettiği belirtildi.

Ayrıca her ne kadar açıklanan pakette faiz yüzde 7,5 olarak belirlense de Eylül ayında üretici enflasyonunun yıllık olarak yüzde 151 olduğu bir ortamda sürekli masrafları artan üretici ve esnaf için bunun da yetersiz kalacağı eleştirisi getirildi.

Ekonomist Dr. Oğuz Demir, Twitter’da yaptığı açıklamada, “Enflasyon %80’lerin üzerinde ve hızlı bir düşüşü olmayacak. %7,5 faizli 100 milyar TL’lik kredi paketini bugünkü şartlarda esnaf iki saatte tüketir. O kadar söyleyeyim” dedi.

Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan ise, “Esnaf faizli kredi değil hibe istiyor. Kiradaki, elektrikteki, doğalgazdaki fiyat artışlarının durmasını istiyor. Parayı basıp ucuz kredi vermek bir imzalık iş. Esnafın maliyetlerini indirebiliyor musunuz, ondan haber verin. Enflasyon sarmalı içinde kredi bir aylık rahatlıktır” eleştirisinde bulundu.

Diğer yandan uzun zamandır piyasalarda bankaların kredi koşullarını sıkılaştırdığı ve kredi vermekte zorluk çıkardığı konuşulmaktaydı.

Twitter’daki kimi kullanıcılar ise esnafa borçlandırılarak maddi destek sağlanmasının yarardan çok zarar getireceği yorumunda bulundu.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Türkiye, Servet Dağılımında Dünyanın En Eşitsiz Ülkelerinden

Türkiye, dünya genelinde en zengin yüzde 1’lik kesimin toplam servetin yüzde 41’ine sahip olduğu ve servet dağılımının en adaletsiz olduğu 3 ülkeden biri. OECD ülkelerine baktığımızda ise Türkiye en son sırada. 

Oxfam ve Development Finance International (DFI) tarafından hazırlanan 2022 Eşitsizliği Azaltma Taahhütleri Endeksine (EAT Endeksi) göre, 2020’den bu yana devam eden pandemi boyunca hem zengin hem de yoksul ülkelerde ekonomik eşitsizliklerde patlama yaşandı.

Hükümetlerin büyük çoğunluğu bu süreçte sağlık, eğitim ve sosyal koruma harcamalarının payını azalttı; üstelik aynı dönemde elde edilen olağan dışı kârların ve katlanan servetlerin üzerindeki vergi oranlarını da artırmadılar.

2022 Eşitsizliği Azaltma Taahhütleri Endeksi (EAT Endeksi),pandeminin ilk 2 yılını kapsıyor ve 161 ülkenin hükümetlerinin eşitsizliği azaltmaya yönelik politikalarını ve uygulamalarını detaylı bir şekilde inceliyor.

Endeks, geçtiğimiz yüzyılın en kötü sağlık krizini yaşamamıza rağmen, endeksteki düşük ve düşük-orta gelirli ülkelerin yarısında sağlık harcamalarının bütçedeki payının düştüğünü gösteriyor. Dünya genelinde ülkelerin yaklaşık yarısı sosyal korumaya ayrılan payı azaltırken, yüzde 70’i eğitime ayrılan payı azalttı.

Bu sürede yoksulluk seviyesi rekor düzeyde yükseldi ve işçiler on yıllardır görülmemiş hızda artan fiyatlarla başa çıkmaya çalıştı. Buna rağmen endeksteki ülkelerin üçte ikisi asgari ücretleri pandemi süresince kaydedilen ekonomik büyüme oranında dahi artırmadılar.

Hükümetlerin maliyesi üzerindeki yüksek baskıya rağmen, 161 ülkenin 143’ü en zengin vatandaşlarının ödediği vergi oranlarını aynı seviyede tuttu, 11 ülke ise bu oranı düşürdü.

Fransa ve Nijerya örnekleri

Fransa kurumlar vergisi oranını düşürdüğü ve 2019’da servet vergisini kaldırdığı için endeksteki sıralamada 10 basamak düştü. Ürdün sağlık harcamalarının bütçedeki payını pandemiye rağmen beşte bir oranında azalttı.

Nijerya asgari ücret tutarını pandeminin başından bu yana değiştirmedi. ABD ise federal asgari ücret düzeyini 2009’dan bu yana artırmadı.

Oxfam’ın Direktörü Gabriela Butcher “Bizim endeksimiz gösteriyor ki hükümetlerin çoğunluğu Covid-19 nedeniyle körüklenen eşitsizliklerle mücadele için gerekli adımları atmadılar. Üstelik insanların en çok ihtiyaç duyduğu anda kamu hizmetlerini ellerinden aldılar; milyarderlerin ve büyük şirketlerin olağanüstü kârlar elde etmelerine rağmen sorumluluk üstlenmelerine göz yumdular.” dedi.

Türkiye örneği

En zengin yüzde 1’lik kesimin toplam servetin yüzde 41’ine sahip olduğu ve servet dağılımının en adaletsiz olduğu 3 ülkeden biri olan Türkiye ile ilgili ise endekste hem olumlu hem de olumsuz bulgular var:

  • Türkiye endeksin genel sıralamasında 161 ülke içerisinde 74. sırada. OECD ülkelerine baktığımızda ise Türkiye en son sırada.
  • Türkiye son 2 yılda kurumlar vergisi ve gelir vergisi oranlarını artırdığı halde bu vergilerin tahsil oranları çok düşük (sırayla yüzde 17 ve yüzde 16). Bu nedenle de vergilerin eşitsizliği azaltma üzerindeki etkisi hala çok zayıf ve bu kategoride Türkiye 161 ülke arasında 114. sırada.
  • Türkiye’de pandemi süresince sağlık ve sosyal koruma alanında önemli adımlar atıldı. Ancak birçok ülkede benzer bir durum yaşandığı için Türkiye’nin endeksteki sıralaması önceki yıllara göre değişmedi. Sosyal harcamalar kategorisinde Türkiye hala OECD ülkeleri arasında en alt sıralarda.
  • Türkiye sendikal haklar açısından sıralamada en sondaki 10 ülke arasında. Diğer ülkeler Bangladeş, Beyaz Rusya, Brezilya, Mısır, Honduras, Myanmar, Filipinler ve Zimbabve.
  • Kadın işçilerin hakları açısından ise babalık izninin birkaç günle sınırlı olması ve doğum izni sırasında kadının ücretinin 2/3’ünü alabilmesi sıralamadaki yerini düşüren ana maddeler.
  • Endeksin baktığı bir diğer kriter asgari ücretin kişi başı gayrisafi yurt içi hasılaya oranı. Türkiye’de bu konuda da ciddi bir gerileme görülüyor: asgari ücretin kişi başı gayrisafi yurt içi gelire oranı son 2 yılda yüzde 60’tan yüzde 50’ye düştü.

Diğer yandan bazı düşük ve orta gelirli ülkelerde eşitsizliği azaltmaya yönelik önemli adımlar da atılıyor:

  • Filistin sosyal harcamaların bütçedeki payını yüzde 37’den yüzde 47’ye yükseltti.
  • Barbados işçi kadınların haklarını iyileştirmek için bir dizi yasayı hayata geçirdi. Maldivler ise ilk defa bir ulusal asgari ücret seviyesi belirledi.

Bu süreçte küresel ekonomik düzen de gelişmekte olan ülkelerin aleyhine işledi. IMF’nin borçları ve bütçe açıklarını kapatmak için yeni kemer sıkma politikalarında ısrarcı olması nedeniyle yoksul ülkelerdeki ekonomik eşitsizlikler ve yoksulluk daha da katlandı.

DFI’nin Direktörü Matthew Martin, “Eşitsizlik bir siyasal tercih meselesi. Hükümetler artık zenginlere öncelik vermeyi bırakıp sıradan insanları düşünmeli” dedi.

Oxfam ve DFI’nin çalışmasına göre, IMF verileri tüm ülkelerin dörtte üçünün önümüzdeki beş yılda giderleri daha da kısacağını, azaltılacak tutarın 7,8 trilyon dolar olduğunu kanıtlıyor. 2021’de düşük gelirli ülkeler bütçelerinin yüzde 27,5’ini borç ödemeye ayırdı. Bu oran eğitime harcadıklarının iki katı, sağlık harcamalarının 4 katı ve sosyal koruma harcamalarının 12 katı.

Martin, “Gelişmekte olan ülkeler sağlık için harcadıkları her bir dolar karşılığında, zengin kredi kuruluşlarına 4 dolar tutarında borç ödüyor. Bu ülkelerdeki eşitsizliği azaltmanın tek yolu borçların önemli bir kısmının silinmesi ve zenginlerin ödedikleri vergilerin oranının artırılması” dedi.

Ülkelerin hemen hemen hiçbirinde Covid-19 krizi sırasında zenginlerin ödediği ve pandemi sırasında edinilen kârlar üzerinden ödenen vergi oranlarında bir artış görülmedi. Halbuki 1918’deki epidemide, 1930’daki depresyonda ve İkinci Dünya Savaşında birçok zengin ülke servet sahiplerinden aldıkları vergileri artırarak eğitim, sağlık ve sosyal koruma sistemlerini tekrar ayağa kaldırmışlardı.”

Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) hakkında

Aralık 2019’dan itibaren Oxfam Konfederasyonu’nun dünyadaki 21 üyesinden biri olan Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV), 1986’dan bu yana, yoksulluğa karşı dar gelirli kadınların yerel kalkınmadaki liderliklerini güçlendirmek amacıyla çeşitli programlar yürütüyor. Kadınların kooperatifleşmeleri, pazara erişmeleri ve tedarik zincirinde yer almaları, birlikler ve iletişim ağları kurmaları için teknik ve finansal destek sağlıyor.

Sektör analizleri yapıyor, yeni iş fikirleri ve iş modelleri üretiyor. Bakım hizmetlerine erişimlerini artırmak için, çocuk bakımı ve yaşlı bakımı alanında Mahalle Yuvaları gibi toplum temelli alternatif hizmet modelleri geliştiriyor ve uyguluyor.

Kadınların toplumsal liderlik üstlenerek, mahallelerini krizler ve afetlere karşı daha dirençli hale getirecek, mahallede dayanışma ve sosyal uyumu güçlendirecek eylem planları hazırlamaları ve yerel yönetimlerle iş birliği içinde uygulamaları için destek veriyor. KEDV bu çalışmalarıyla her yıl Türkiye’nin her yanından on binlerce kadın ve çocuğa ulaşıyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü’ne Kara-Murza Layık Görüldü

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) tarafından verilen Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü’ne bu yıl Rusya’da hapiste bulunan muhalif ve aktivist Vladimir Kara-Murza layık görüldü.

Vladimir Kara-Murza’nın ödülü, eşi Yevgeniya Kara-Murza’ya takdim edildi. Törende konuşan Kara-Murza, “Mevcut Rus yetkililer (amaçları bu olmasa da) gerçek bir vatansever portresi çizdiler. Vladimir Putin hükümeti böyle insanları hain olarak görüyor. Partnerim, en iyi arkadaşım ve çocuklarımın babasıyla daha fazla gurur duyamazdım” dedi.

Yevgeniya Kara-Murza, eşinin hapishaneden yazdığı mektubu da okudu. Kara-Murza mektubunda, “Putin, Ukrayna’yı acımasızca işgale başlayarak ülkemizde hakikate karşı da bir savaş başlattı” dedi: Vladimir Putin’in Rusya’sında gerçeği söylemek devlete karşı işlenmiş bir suç olarak görülüyor.

Vladimir Kara-Murza, Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü’nü Rusya’daki diğer siyasi mahkumlara adadığını ve ödülle birlikte verilecek paranın onların aileleri için harcanacak bir fona aktarılacağını açıkladı.

AKPM Başkanı Tiny Kox da törende konuşma yaptı: “Günümüz Rusya’sında iktidara karşı durmak inanılmaz bir cesaret gerektirir. Bugün bu cesareti Sayın Kara-Murza hapishanedeki hücresinden gösteriyor.”

Kara-Murza’nın tutukluluğu hakkında

Rusya’nın önde gelen muhalif isimlerinden aktivist Vladimir Kara-Murza 11 Nisan akşamı Moskova’da gözaltına alınmıştı.

Savaşa karşı olduğunu dile getiren ve Rusya’nın önde gelen muhalif isimleriyle savaş karşıtı bir komite kuran Kara-Murza’nın avukatı müvekkilinin “polisin emirlerine uymadığı gerekçesiyle” gözaltına alındığını ve 15 gün hapis veya para cezasıyla karşı karşıya olduğunu aktarmıştı.

2015 ve 2017 yıllarında Moskova’da zehirlenen ve 2015’teki olayın ardından böbrek yetmezliği sebebiyle hayati tehlike yaşayan Kara-Murza aynı zamanda 2015 yılında başkent Moskova’da silahlı saldırı sonucu öldürülen muhalefet lideri Boris Nemtsov’un da arkadaşıydı.

“Vatana ihanet” ile suçlanan Rusyalı aktivist, suçlu bulunması halinde yirmi yıl hapis cezasına çarptırılacak.

Vaclav Havel ödülü hakkında

Vaclav Havel Ödülü, 2011’de ölen, Çekoslovakya komünist rejiminin önde gelen muhalifi ve önce 1989-1992 arası Çekoslovakya devlet başkanı, iki ülkenin anlaşarak ayrılmasından sonra 1993-2003 arası Çek Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı olan ünlü yazar Vaclav Havel’in anısına, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Vaclav Havel Kütüphanesi ve Charta 77 tarafından koyulmuştu.

Avrupa ve Avrupa dışında sivil toplum çıkışlı kişi veya kurumlara verilen ödüle aday gösterilenlerde, belirli bir grubun insan hakları durumu üzerinde gerçek bir fark yaratmış olması, büyük ve sistematik ihlalleri ortaya çıkarmada etkili olması veya insan hakkı bağlantılı bir hedef doğrultusunda kamuoyunu ve/veya uluslararası toplumu başarıyla harekete geçirmiş olması aranıyor.

Bu yıl 10 Ekim’de verilen ödül 2013’ten bu yana Ales Bialiatski (Belarus), Anar Mammadli (Azerbaycan), Ludmilla Alexeeva (Rusya), Nadia Murad (Irak), Murat Arslan (Türkiye) ve Oyub Titiev’e (Rusya) ve en son olarak da 2019’da Çin’de hapis cezası alan Uygur aydını İlham Tohti ile Balkanlar’dan gençleri bir araya getiren İnsan Hakları Gençlik Girişimi arasında paylaştırıldı.

Ödülü 2020 yılında Suudi Arabistanlu kadın hakları aktivisti Loujain Alhathloul alırken, ödüle 2021’de Belaruslu muhalefet lideri Maria Kalesnikava layık görüldü.

Paylaşın

Taze Fasulye Salatası, Malzemeleri, Hazırlanışı

Taze Fasulye Salatası, yeşil yapraklı salatalara kolay hazırlanan ve lezzetli bir alternatif! Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir. Öyleyse hemen verilen adımları takip edin ve bu kolay tarifi sevdikleriniz için yapın! 

Haber Merkezi / Ortalama 30 dakikada hazırlayacağınız bu tarifi denedikten sonra yorum bölümüne değerlendirebilirsiniz.

Malzemeleri;

  • 800gr. taze fasulye, doğranmış
  • yemek kaşığı sızma zeytinyağı
  • yemek kaşığı kırmızı şarap sirkesi
  • yemek kaşığı kıyılmış arpacık
  • 1/2 çay kaşığı kuru kekik
  • Tuz ve taze çekilmiş karabiber
  • 1 su bardağı yarıya kiraz domates
  • 1/4 su bardağı beyaz peynir

Hazırlanışı;

  • Tüm malzemelerinizi hazırlayın, başlayalım,
  • Büyük bir tencerede suyu kaynatın,
  • Taze fasulyeleri ekleyin ve parlak yeşil olana kadar pişirin,
  • Pişirme işleminden sonra fasulyeleri büyük bir buzlu su kabına aktarın,
  • Soğumaya bırakın, sonra süzün ve kağıt havluyla kurulayın,
  • Küçük bir kapta zeytinyağı, sirke, arpacık soğanı, kekik, 1/2 çay kaşığı tuz ve biraz karabiberi karıştırın,
  • Servis tabağına yeşil fasulye ve çeri domatesleri dizin,
  • Üzerine sosu dökün ve karıştırın,
  • Damak zevkinize göre eklemeler yapabilirsiniz,
  • Ve en üste beyaz peyniri ufalayarak serpin,
  • Afiyet olsun…
Paylaşın

Trabzon’da Sessiz Gece: Trabzonspor Liderlik Şansını Tepti

Süper Lig’in 9. haftasında Trabzonspor ile Kasımpaşa, Şenol Güneş Spor Kompleksi’nde karşı karşıya geldi. Hakem Hüseyin Göçek’in yönettiği mücadele, 0-0 eşitlikle noktalandı.

Haber Merkezi / Trabzonspor, bu sonuçla puanını 17’ye yükselterek haftayı 7. sırada kapattı. 13 puanlı Kasımpaşa ise hafta biterken 9. sırada konumlandı.

Trabzonspor gelecek hafta İstanbul’da Beşiktaş’a konuk olurken, Kasımpaşa evinde Adana Demirspor’u ağırlayacak.

Karşılaşmadan dakikalar

20.dakikada Trezeguet sol kanattan içeri ortaladı, penaltı noktası üzerinden Bakasetas müsait pozisyonda kafayı vurdu, yandan dışarda.

29.dakikada Eysseric ceza yayının sol çaprazından kazanılan serbest vuruşta direkt kaleyi düşündü ancak Uğurcan köşeye giden şutu kornere çeldi.

40. dakikada Hugo’nun ceza sahası dışından vuruşunda top farklı şekilde auta çıktı.50′ Trabzonspor ilk yarıya göre daha tempolu bir oyun oynuyor.

57. dakikada sol taraftan gelişen Trabzonspor atağından ceza sahası içindeki Yusuf Yazıcı, topu Hamsık’e bıraktı. Bu oyuncunun beklete vuruşunda ise meşin yuvarlak kaleci Ertuğrul’dan döndü.

78. dakikada Trezeguet savunma arkasına sarkan Gomez’i gördü, açısını kaybeden Uruguaylı forvet sert vurdu ancak çerçeveyi bulamadı.

81. dakikada Trabzonspor’un sağ taraftan kullandığı fual atışında savunmadan seken topu önüne alan Trezeguet’in vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Ertuğrul’da kaldı.

Stat:Şenol Güneş Spor Kompleksi

Hakemler: Hüseyin Göçek, Ekrem Kan, Erdem Bayık

Trabzonspor: Uğurcan, Larsen, Bartra (Bardhi dk.74), Hugo, Eren Elmalı, Siopis (Djaniny dk. 46), Hamsik (Umut Bozok dk.60), Yusuf Yazıcı (Gbamin dk.60), Bakasetas, Trezeguet, Gomez (Abdulkadir Ömür dk.83)

Kasımpaşa: Ertuğrul, Hadergjonaj, Bruma, Sadık, Ouannes, Mickael Tirpan, Eysseric (Yunus Mallı dk.78), Hajradinovic (Aytaç Kara dk.70), Mamadou Fall (Tunay Torun dk.88), Celina (Ahmet Emin Engin dk.88), Bahoken

Paylaşın

Mercimek Salatası, Malzemeleri, Hazırlanışı

Kolesterolü düşürmeye ve kalp hastalığı riskinizi azaltmaya yardımcı olabilecek yüksek düzeyde çözünür lif içeren mercimek, özellikle hamilelik sırasında önemli olan harika bir magnezyum ve folat kaynağıdır.

Haber Merkezi / Mercimek salatası, herkesin mutlaka tatması gereken bir lezzettir. Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir. Öyleyse hemen verilen adımları takip edin ve bu kolay tarifi sevdikleriniz için yapın!

Ortalama 25 dakikada hazırlayacağınız bu tarifi denedikten sonra yorum bölümüne değerlendirebilirsiniz.

Malzemeleri;

  • 1,5 su bardağı kuru yeşil veya kahverengi mercimek (veya 4,5 su bardağı önceden pişirilmiş mercimek)
  • 1/4 su bardağı zeytinyağı
  • 1/4 su bardağı elma sirkesi
  • yemek kaşığı akçaağaç şurubu
  • yemek kaşığı hardal
  • 2 küçük diş sarımsak, kıyılmış
  • çay kaşığı deniz tuzu
  • Karabiber
  • 1,5 su bardağı doğranmış salatalık
  • 1,5 su bardağı doğranmış kırmızı soğan
  • 1,5 su bardağı doğranmış kırmızı dolmalık biber
  • 3 kereviz sapı, doğranmış
  • su bardağı kuru üzüm (isteğe bağlı)
  • su bardağı dilimlenmiş badem (isteğe bağlı)
  • Roka, servis için (isteğe bağlı)

Hazırlanışı;

  • Tüm malzemelerinizi hazırlayın, başlayalım,
  • Mercimeği pişirmek için 1,5 su bardağı mercimek ile 4,5 su bardağı suyu birleştirin, su kaynadıktan sonra yaklaşık 15 ila 20 dakika pişirin,
  • Mercimek pişerken sosu hazırlayın,
  • Büyük bir kapta yağ, sirke, akçaağaç şurubu, hardal, sarımsak, tuz ve birkaç öğütülmüş karabiberi birleştirin, iyice karıştırın,
  • Mercimek yumuşayınca fazla suyunu süzün ve soğuk su altında yıkayarak daha hızlı soğumasını sağlayın,
  • Mercimekler soğurken salatalık, soğan, dolmalık biber ve kerevizi henüz doğramadıysanız, bu malzemeleri küp şeklinde doğrayın,
  • Ne kadar küçük doğrarsanız, her lokmada o kadar çok lezzet alırsınız,
  • Doğranmış sebzeleri sos kabına ekleyin ve iyice karıştırın,
  • Soğuyan mercimeği de ekleyip tekrar karıştırın,
  • İsterseniz kuru üzüm ve dilimlenmiş bademi ekleyin,
  • İsterseniz, roka yatağı üzerinde servis yapın,
  • Afiyet olsun…
Paylaşın

Dünya Bankası Ve IMF’den ‘Küresel Resesyon’ Uyarısı

Dünya Bankası Başkanı David Malpass, bazı sanayileşmiş ülkelerde ekonomik büyümenin yavaşladığına dikkat çekerken, IMF Başkanı Kristalina Georgieva da, “Dünyanın en önemli üç ekonomisinde bir yavaşlama görüyoruz” dedi. 

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası, dünya çapında bir resesyon yaşanabileceği uyarısında bulundu.

IMF ve Dünya Bankası, Pazartesi günü ABD’nin başkenti Washington’da yıllık toplantılarını gerçekleştirmek üzere bir araya geldi. Bu vesileyle Pazartesi günü açıklamalarda bulunan Dünya Bankası Başkanı David Malpass, bazı sanayileşmiş ülkelerde ekonomik büyümenin yavaşladığına dikkat çekti. Para devalüasyonunun düşük gelirli ülkeler için bir sorun olduğunu ve bu ülkelerde borçlanmanın artış eğiliminde olduğunu ifade eden Malpass, “Faiz oranlarının artması, bu ülkelerin omzunda ekstra yük oluşturuyor. Enflasyon da önceden olduğu gibi başta yoksullar olmak üzere herkes için büyük bir sorun” diye konuştu.

IMF Başkanı Kristalina Georgieva da Malpass’a paralel olarak, “Dünyanın en önemli üç ekonomisinde bir yavaşlama görüyoruz” dedi. Euro Bölgesi’nde özellikle de yükselişte olan enerji fiyatlarının sorun teşkil ettiğini belirten Georgieva, Çin’de ise koronavirüs pandemisinin hâlâ tedarik zincirleri üzerinde olumsuz etkide bulunduğunu ve bunun da ekonomik büyümeyi frenlediğini ifade etti. ABD’de her şeye rağmen güçlü bir iş pazarının olduğunu ifade eden IMF Başkanı, ABD Merkez Bankası Fed’in sert faiz politikası nedeniyle iş pazarının da ivme kaybettiğine dikkat çekti.

IMF, gelecek Salı günü, küresel konjonktürün gidişatına ilişkin öngörülerini kamuoyuyla paylaşacak. Büyüme tahminlerinin yeniden düşeceğini açıklayan Georgieva, “Son üç yılda önemli sonuçları beraberinde getiren, tahayyül edilemez olaylara tanıklık ettik. Coronavirüs hâlâ bizimle, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali her yerde çok önemli sonuçlara yol açtı” dedi.

IMF-Dünya Bankası yıllık görüşmeleri, 2019 yılından beri ilk kez yüz yüze düzenleniyor. Söz konusu toplantıda, maliye bakanları, finans dünyasından temsilciler, merkez bankası temsilcileri ve kalkınma işbirliği alanında çalışan temsilciler bir araya geliyor.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Partizan Siyaseti Ortadan Kaldıracağız

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Yapısal değişiklikle ekonomiyi toparlarken; partizan siyaseti de ortadan kaldıracağız. Üzerinde tepinilen fay hatlarını kırmamız gerek. Şu an siyasal ortamımız yoksul siyasetçi için elverişli. Bu siyasetçiler istismarla yükselebiliyorlar. Yükselince mafyaları çeteleri getirebiliyorlar. Son 20 seneden bahsetmiyorum, Atatürk’ten sonra hep böyle oldu.” dedi ve ekledi:

“Erdoğan bu dönemlerin sonucu. Türkiye hep krize girdi ve sonuç hep hüsran. Çünkü sistem hep yeni sorunlara imkan sağlıyor. Bunu sonsuza kadar ortadan kaldırabiliriz. Yeni bir siyasi ve ekonomik vizyona ihtiyacımız var.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ABD ziyaret devam ederken Halk TV canlı yayınına bağlandı. İrfan Değirmenci’nin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“İktidarı devraldığımızda ki Allah nasip ederse alacağız. Ülkeyi bu krizden çıkaracağız. Üstelik hızla çıkaracağız. Mesele şu ki… Türkiye hep krizi girdi, acı reçetelerle karşı karşıya kaldı. Sonradan yeni döngülere girdi. Sonuç hep aynı oldu.

İlan edeceğimiz yapısal değişiklikle ekonomiyi toparlarken; partizan siyaseti de ortadan kaldıracağız. Üzerinde tepinilen fay hatlarını kırmamız gerek. Şu an siyasal ortamımız yoksul siyasetçi için elverişli. Bu siyasetçiler istismarla yükselebiliyorlar. Yükselince mafyaları çeteleri getirebiliyorlar. Son 20 seneden bahsetmiyorum, Atatürk’ten sonra hep böyle oldu. Erdoğan bu dönemlerin sonucu.

Türkiye hep krize girdi ve sonuç hep hüsran. Çünkü sistem hep yeni sorunlara imkan sağlıyor. Bunu sonsuza kadar ortadan kaldırabiliriz. Yeni bir siyasi ve ekonomik vizyona ihtiyacımız var. Bütünüyle siyasal kültürümüzü değiştirmekten bahsediyorum. Kapsayıcı bir siyasetten bahsediyorum.

Seyahatimde hiç bir siyasi görüşme olmayacak. Kurmaylarım şaşırdı. Bu yolculuk ilk durak. Almanya ve İngiltere’de de çok değerli insanlarla buluşacağım.”

Paylaşın

Rapor: Türkiye’de Ana Akım Medyanın Tümü Hükümetin Kontrolünde

Medya ve Gazetecilik Araştırma Merkezi’nin (Media and Journalism Research Center) hazırladığı “Devlet Medyasının Durumu” raporuna göre, Türkiye’de ana akım medya gruplarının tümü iktidar kontrolünde.

Raporda Demirören, Albayrak, Turkuvaz, Türk, Hayat Görsel, Ciner, İhlas ve Doğuş medya gruplarını “ele geçirilmiş özel medya” olarak tanımlanıyor.

157 ülkeyi kapsayan “Devlet Medyasının Durumu” raporuna göre dünyada halk yararına kamu yayıncılığı yapması beklenen devlet medyasının yüzde 84’ü hükümetler tarafından kontrol ediliyor.

Rapora göre Türkiye’de ana akım medya gruplarının tümü iktidar kontrolüne geçmiş durumda. Raporda Demirören, Albayrak, Turkuvaz, Türk, Hayat Görsel, Ciner, İhlas ve Doğuş medya gruplarını “ele geçirilmiş özel medya” olarak tanımlanıyor.

Medya ve Gazetecilik Araştırma Merkezi’nin (Media and Journalism Research Center) hazırladığı “Devlet Medyasının Durumu” başlıklı rapor yayımlandı. Marius Dragomir ve Astrid Söderström tarafından hazırlanan rapor 157 ülkede devlet medyasının bağımsızlığını tartışıyor. Raporda özel medyanın durumuna dair değerlendirmeler de yapılıyor.

Raporda 157 ülkeden medya grupları “Devlet Kontrolündeki Medya”, “Ele Geçirilmiş Özel Medya”, “Devletin Finanse Ettiği ve Yönettiği Özgür Medya” ve “Devletin Finanse Ettiği Özgür Medya” gibi çeşitli kategorilere ayrılıyor. Türkiye’den TRT ve Anadolu Ajansı (AA) “devlet kontrolünde medya” sınıfında yer alıyor.

Marius Dragomir ve Astrid Söderström’ün hazırladığı rapora göre Avrupa’da bazı ülkelerde kamu yayıncıları editoryal bağımsızlarını kaybetme riski ile karşı karşıya.

Avrupa’da medya özgürlüğünün giderek kötüleştiği ülkeler arasında Polonya, Sırbistan, Slovenya, Macaristan ve Türkiye yer alıyor.

Raporda Türkiye, Orta ve Doğru Avrupa’daki birçok ülkede devlet medyasının çoğunlukla “hükümetlerin sözcülüğünü” yaptıkları belirtiliyor.

Avrupa’da hükümet kontrolündeki veya ‘hükümetin ele geçirdiği’ medyanın yüzde 86’sı bu bölgede yer alıyor. Bu ülkelerde sadece kamu yayıncılığı değil özel medyanın çok büyük bir bölümü de hükümet kontrolü altında.

Rapora göre endişe veren trend özel medyanın kontrol altına alınması. Devlet yetkilileri ve siyasi partiler çok sayıda özel medyanın editoryal gündemi üzerinde kontrolünü arttırıyor.

Avrupa’da ‘ele geçirilmiş’ 21 özel medyanın tamamı Macaristan, Polonya, Sırbistan ve Türkiye’de bulunuyor. Bu ülkelerde kamu yayıncılığının de yine hükümetin kontrolü altında olduğu belirtiliyor.

Araştırma merkezinin kurucusu ve raporun yazarı Marius Dragomir, milyarder iş insanı George Soros’un kurduğu Açık Toplum Vakfı için yaklaşık 10 yıl çalıştı.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

TİP Lideri Baş: Bu Diktatör Özentilerine Artık Güle Güle Diyeceğiz!

TİP Lideri Erkan Baş, ¨Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin geleceğinde yeri yok. Bu patron, bu diktatör özentilerine artık güle güle diyeceğiz¨ dedi. Baş, ayrıca, Cumhuriyetin ikinci yüzyılının Erdoğan’sız bir yüzyıl olacağını ifade etti.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, partisinin İstanbul’un Kağıthane ilçesindeki binasının açılışına katıldı. Burada yurttaşlarla buluşan Baş, açılış öncesi yaptığı konuşmada ¨Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin geleceğinde yeri yok. Bu patron, bu diktatör özentilerine artık güle güle diyeceğiz¨ dedi.

Konuşmasında karanlık bir dönemin sonuna gelindiğini vurgulayan Erkan Baş, ¨Artık bu saray iktidarına hep beraber son tekmeyi atmanın eşiğindeyiz. Hep beraber ‘Tayyip Erdoğan dönemine artık yeter, bitti’ demenin arifesindeyiz. Ve en önemlisi cumhuriyetin ikinci yüzyılının kapısına dayanmış durumdayız¨ dedi.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılının Tayyip Erdoğan’sız bir yüzyıl olacağını ifade eden Baş konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

¨Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin geleceğinde yeri yok. Bu patron, bu diktatör özentilerine artık güle güle diyeceğiz. Bitti onların görevi. Fakat sorumuz şu. İkinci yüzyıl rengi değişmiş başka patron tarafından mı şekillenecek yoksa bugüne kadar sesi duyulmak istenmeyen, bugüne kadar sadece ezilen, sömürülen; bir de seçimden seçime hatırlanan, yoksullar, emekçiler bu ikinci yüzyıla damga vuracak mı, vurmayacak mı?

‘Solcu olduğumuz için dik duruyoruz’

Mesela bizim en çok duyduğumuz laf ‘Çok güzel söylüyorsunuz, çok dik duruyorsunuz, sizi büyük bir heyecanla alkışlıyorum ama biraz fazla solcusunuz’ oluyor. Tam da fazla solcu olduğumuz için öyle dik duruyoruz. Tam da solcu olduğumuz için kimseye teslim olmuyoruz, sonuna kadar mücadele etmekte solcu olduğumuz için kararlıyız.

O yüzden açılan her parti binası bizim için yeni bir mücadele mevzisi, kendimize koyduğumuz yeni hedefler, partimizi daha güçlü hale getirmek ve bu sayede bu memlekette artık işçinin, emekçinin, yoksulun sesinin daha güçlü çıkması için bize enerji veriyor, güç veriyor.¨

(Kaynak: İleri Haber)

Paylaşın