AB, Schengen Bölgesinin Reformu İçin Yeni Proje Hazırladı

Avrupa Birliği Komisyonu Covid-19 salgını ve kaçak göçle mücadele sırasında yaşanan sorunları göz önüne alarak, Schengen bölgesi yönetiminin reformu için yeni bir proje hazırladı. Reform projesi, ilk kez bugün Avrupa Parlamentosu üyelerine kapsamlı bir şekilde anlatılacak.

Yeni proje, olağanüstü durumlar için Schengen bölgesi içinde siyasi karar alma mekanizmasını güçlendirmeyi ve üye ülkeler arasında daha iyi koordinasyon sağlanmasını amaçlıyor. AB, özellikle kaçak göç ve Covid-19 salgını sırasında getirilen yolculuk yasaklarından alınan dersler ışığında ortaya çıkan sorunların daha rahat aşılmasını hedefliyor.

AB’de iç sınırların kaldırılması ve serbest dolaşımı amaçlayan Schengen projesi, son yıllarda terör saldırıları, kitlesel göç ve son olarak salgın yüzünden önemli sorunlarla karşılaştı.

Basına sızan bilgilere göre reform özellikle kaçak göçle mücadele konusunda üye ülkelere daha fazla yetki veriyor. Buna göre, bir ülke kaçak göçmenlerin topraklarına girişini reddetme ve nereden geldiği açıksa bu kişileri o komşu ülkeye geri gönderme olasılığına daha fazla sahip olacak.

AB içinde kaçak göçle ilgili Dublin Sözleşmesi, üye ülkelere giren bütün kaçak göçmenlere sığınma hakkı başvurusu yapmak hakkı tanıyor. Dublin Sözleşmesi ve yeni reform önerilerinin nasıl birlikle ele alınacağı en fazla merak edilen konuların başında geliyor.

Reform projesinin diğer önemli maddesi ise Belarus ve Polonya arasında yaşanan göç sorununun araçsallaştırılması gibi durumlarda üye ülkeler tarafından ortak bir yanıt verilmesi için daha kapsamlı bir mekanizma oluşturulması teklifi.

Schengen neyi kapsıyor?

1995 yılında kurulan bu alan, kontrol ve kontrollere tabi tutulmadan sınırları geçmesine izin verilen 400 milyondan fazla vatandaşı kapsıyor. 27 AB üye devletinin 22’sinin yanı sıra İzlanda, Lihtenştayn, Norveç, İsviçre ve birkaç mikro ülkeyi içeren Schengen ile her gün 3,5 milyondan fazla insan sınırlar arasında sorunsuzca hareket ediyor.

Ne var ki yakın geçmişte iki olay Schengen’e ağır darbe vurdu ve imajını zedeledi. Bu iki krizden ilki 2015 göçmen ve mülteci akını diğeri de COVID-19 salgını oldu. Her iki krizde de birçok AB ülkesi, olağanüstü koşulların olağanüstü önlemler gerektirdiğini savunarak sınır kontrollerini yeniden başlattı.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir