NYT, Erdoğan İle Miçotakis Arasında Prag’da Yaşanan Gerginliği Yazdı

Geçen hafta Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) zirvesi gerçekleştirilmişti. New York Times gazetesi, zirve sonrası verilen akşam yemeğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis arasında tansiyonun yükseldiğini yazdı.

Gazetede yer alan haberde, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in 44 Avrupalı lidere hitap ettiği esnada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın araya girerek sesini yükselttiği öne sürüldü.

İsmi belirtilmeyen bir Avrupalı diplomat ve orada bulunan iki üst düzey Avrupalı yetkili, Erdoğan’ın odadan çıkmadan önce Miçotakis’i Doğu Akdeniz ve Ege’deki anlaşmazlıkları çözme konusunda samimiyetsizlikle ve Avrupa Birliği’ni (AB) de Yunanistan ve Kıbrıs’tan taraf olmakla suçladığını belirtti.

Erdoğan, yemek sonrası düzenlediği basın toplantısında “Bu sadece Yunanistan için geçerli değil, bizi rahatsız eden, bize saldıran hangi ülke olursa olsun onlara karşı bizim cevabımız: Bir gece ansızın gelebiliriz. Bunu böyle bilmeleri lazım, böyle anlamaları lazım. Şu an itibarıyla siz anladığınıza göre herhalde onlar da anlamıştır” açıklamasını yapmıştı.

Yunan gazetecinin “Bir gece ansızın gelebiliriz’ diyerek ‘saldırabiliriz’ mi demek istiyorsunuz, açıkça cevap verir misiniz?” sorusuna Erdoğan, “Doğru anladınız” yanıtını vermişti.

Avrupa Siyasi Topluluğu, Fransa cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından önerilen, AB ülkeleri, Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkeleri, Batı Balkan ülkeleri, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, birlikten ayrılan Birleşik Krallık ve AB katılım müzakereleri dondurulan Türkiye’nin dahil olduğu ülkeleri içeren yeni bir siyasi gruptur.

Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi başkanı olarak Macron, projeyi resmi olarak 23 ve 24 Haziran 2022 tarihlerinde gerçekleşen Avrupa Devlet ve Hükûmet Başkanları Konseyi toplantısında sundu.

Macron’un önerisine göre projenin amacı, Avrupa ülkeleri için ortak çıkar konularını ele alıp, siyasi diyalog ve işbirliğini teşvik etmek ve böylece ülkelerin güvenliğini, istikrarını ve refahını güçlendirmektir.

6-7 Ekim 2022 tarihlerinde Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da yapılan zirve, Eurovision tarafından canlı olarak yayınlandı. 29 Eylül’de Birleşik Krallık toplantıya katılacağını duyurdu ve bir sonraki toplantıya ev sahipliği yapmayı teklif etti.

Paylaşın

92 Göçmen Çıplak Halde Bulunmuştu; BM’den Kınama

Türkiye-Yunanistan sınırında 92 göçmenin çıplak bir şekilde bulunmasını kınayan Birleşmiş Milletler, göçmenlerin durumunun son derece rahatsız edici olduğunu vurguladı ve konu hakkında bir soruşturma başlatılması gerektiğini açıkladı.

Göçmenlerin kıyafetlerinin neden olmadığı henüz anlaşılamazken, Türkiye ile Yunanistan’dan karşılıklı suçlamalar yapıldı.

Yunanistan, göçmenlerin Türkiye sınırından kıyafetleri alınmış şekilde geldiğini ve bir kısmının yaralı olduğunu paylaşırken, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise Yunanistan’dan gelen açıklamalar için “Yunan yalan haber makinası yine devrede” dedi.

Yunanistan’ın kişisel eşyalarını gasp edip sınır dışı ettiği mültecilerin fotoğraflarını yayınladığını ve bunun saygısızlık olduğunu söyleyen Altun, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Yunan yalan haber makinası yine devrede… Türkiye’yi kendileriyle karıştıran Yunanistan’ın Göç ve Sığınmadan Sorumlu Bakanı, paylaştığı yalan yanlış içeriklerle ülkemizi zan altında bırakmaya çalışmış.

Yunanistan, bu beyhude ve ciddiyetten uzak çabalarıyla, kişisel eşyalarını gasp edip sınır dışı ettiği mültecilerin fotoğraflarını yayınlayarak, bu mazlumların haysiyetine bile saygısı olmadığını bir kez daha tüm dünyaya göstermiştir.

Yunan makamları önce Frontex ile suç ortaklığı yaparak, Ege’de boğulmasına neden olduğu bebeklerin, Meriç’te soyup kemerle dövdüğü, donarak ölmesine neden olduğu insanların hesabını vermelidir.

Yunanistan’ı mültecilere karşı takındığı insanlık dışı tavırdan bir an önce vazgeçmeye, Türkiye’ye yönelik temelsiz, asılsız suçlamalara son vermeye ve devlet ciddiyetine davet ediyoruz.”

Geçen hafta sızdırılan bir Avrupa Birliği raporunda Frontex’in üst düzey yöneticilerinin, Yunanistan’dan Türkiye’ye yasa dışı göçmen itişlerini örtbas ettiği yer almış, bunun ardından bir açıklama yapan Frontex ise bu tip uygulamaların geçmişte kaldığını söylemişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da geçen ay “Yunanistan’ın Ege’yi bir mezarlığa çevirmesine karşı” Avrupa Birliği’nin harekete geçmesi gerektiğini belirtmişti.

Avrupa Birliği’nin sınır gücü Frontex, 92 kişinin çoğunun Suriye ve Afganistan’dan gelen erkekler olduğunu açıkladı.

Yunanistan Yurttaş Koruma Bakanı Takis Theodorikakos, göçmenlerin Türk askeri araçlarıyla sınıra götürüldüğünü ve Türkiye’nin “yasadışı göçü araçsallaştırdığını” söyledi.

Paylaşın

ABD’den Tepki Çekecek ‘Ege Adaları’ Açıklaması

Türkiye ile Yunanistan arasında son dönemde Adalar üzerinden tırmanan gerginlikle ilgili dikkat çeken bir açıklamada ABD’den geldi: Yunanistan’ın Ege adaları üzerindeki egemenliğinin tartışılması söz konusu olamaz.

Euronews Türkçe’de yer alan habere göre, Washington, Ankara’nın ABD silahlarının Ege’deki ‘gayri askeri statüye’ sahip adalara konuşlandırılmasına tepki vermesinin ardından Yunanistan’ın Ege’deki adalar üzerindeki egemenliğinin tartışılmasının ‘söz konusu olmadığı’ açıklamasında bulundu.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Yunanistan’ın bu adalara silahlarını konuşlandırmayla ilgili muhatabın Atina hükümeti olduğunu, bunun Washington’u ilgilendiren bir konu olmadığını söyledi.

Pazartesi günü Türkiye, Yunanistan’ın Midilli ve Sisam Adalarına ABD menşeili zırhlı araçları konuşlandırmasını Atina ve Washington nezdinde protesto etmişti. Yunanistan’ın Ankara Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak Atina’ya protesto notası verilmişti.

Notada, söz konusu konuşlandırmanın ‘Yunanistan’ın 1923 Lozan ve 1947 Paris Barış Antlaşmalarından kaynaklanan ahdi yükümlülüklerinin ve dolayısıyla uluslararası hukukun yeni bir ihlali’ olduğu belirtilerek, Yunanistan’dan bu ihlallere son vermesi ve gayriaskeri statüyü ihya etmesi istenmişti.

Benzer bir girişim aynı gün ABD’nin Ankara Büyükelçiliği ve Washington nezdinde de yapıldı.

ABD’ye verilen protesto notasında, ABD’nin Doğu Ege Adalarının silahsızlandırılmış statüsüne riayet etmesi ve ABD silahlarının bu statünün ihlali için kullanılmaması konusunda Washington yönetiminin gerekli tedbirleri alması istendi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price ise, “Yunanistan’ın adalar üzerindeki egemenliğinin tartışılması söz konusu değildir.” dedi.

Taraflara ‘gerilimi artırabilecek açıklama ve eylemlerden kaçınma’ çağrısını yineleyen Price ayrıca, “tüm ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini” de dile getirdi.

Ankara ve Atina, Ege’deki adaların durumu konusunda artan bir gerginlik yaşıyor.

Paylaşın

FT’den Dikkat Çeken Türkiye – Yunanistan Makalesi

Birleşik Krallık merkezli Financial Times gazetesinde Türkiye ile Yunanistan arasında son dönemde Adalar üzerinden tırmanan gerginlikle ilgili dikkat çeken bir makaleye yer verildi.

BBC Türkçe’nin aktardığı ve ”NATO müttefikleri tarihi meseleler üzerinde çatışırken Erdoğan düşmanca söylemini tırmandırıyor” spotuyla verilen makalede özetle şu ifadeler kullanıldı:

Erdoğan, NATO üyesi olan komşusunu işgal etmek için bir dizi ince örtülü tehditte bulunurken, tarihi düşmanlar arasındaki ilişkiler son aylarda on yılların en kötü seviyesine ulaştı.

Bu sert söylem, sınırlı da olsa doğrudan askeri çatışma tehdidini artırdı ve NATO’nun Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından birleşik bir cephe oluşturmaya çalıştığı bir zamanda alarma neden oldu.

İstanbul merkezli Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi’nin Başkanı Sinan Ülgen, ‘1996’dan bu yana ikili ilişkiler açısından en kırılgan ve istikrarsız ortama girmiş bulunuyoruz,’ dedi.

Gelecek yılki zorlu seçimler öncesi milliyetçi seçmene kur yapan Türkiye’nin cumhurbaşkanı, bu ayın başlarında Yunanistan’ı, ‘bir gece aniden gelebilecekleri’ konusunda uyarmıştı.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis de BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında Türkiye’yi ‘Ege’de bir dizi yanlış iddia ortaya atmakla’ suçlamış ve Yunanistan’a karşı çok daha saldırgan revizyonist bir gündemi olduğunu söylemişti.

Miçotakis şöyle eklemişti: En kaygı verici olan şey ise tehditlerin artan yoğunluğu.

Ankara Bilkent Üniversitesi’nden Ioannis Grigoriadis’e göre,’Bu tür tehditler sayesinde Türkiye’ye karşı askeri varlığını sürdürme ihtiyacı meşrulaşan Yunanistan’ın uluslararası toplumdaki konumu daha güvenilir hale geldi.”

Paylaşın

Yunanistan’dan AB’ye Mülteci Tepkisi: Akdeniz Ülkelerini Otoparkı Gibi Kullanıyor

Yunanistan Göç İşlerinden Sorumlu Bakan Notis Mitarachi, gazetecilere yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği (AB) ülkelerini Ukraynalı mültecilerle diğer mülteciler arasında çifte standart uygulamakla suçladı. Bakan Mitarachi, Brüksel’i Akdeniz ülkelerini mülteci ‘otoparkı’ gibi kullanmakla itham etti.

Euronews Türkçe‘nin aktardığına göre, 27 ülkeden oluşan birlikte “dayanışma eksikliğinin” bulunduğunun altını çizen Bakan Mitarachi, bu eksikliğin göç kurallarının kapsamlı bir şekilde reforme edilmesi çabalarını engellendiğini söyledi.

Mitarachi, “Dayanışma konusunda ilerleme kaydedilmezse, önümüzdeki birkaç yıl içinde (yeni bir anlaşma) AB Konseyi’nden ya da kanun yapıcılardan geçemeyecektir” ifadelerini kullandı.

AB ülkeleri tarafından uluslararası koruma sağlanan mülteciler bloğun serbest dolaşım hükümlerinden tam olarak yararlanamıyor. Ancak Rus işgalinden kaçan Ukraynalılar daha az kısıtlamayla karşılaşıyor.

Bu durumun “adil olmadığının” altını çizen Bakan Mitarachi, “Ukrayna düzenlemesi, resmi olarak tanındıkları sürece tüm mülteciler için geçerli olmalı. Ne yazık ki AB bir noktada giriş ülkelerinin Avrupa’ya gelmek isteyen mülteciler için bir park yeri gibi kullanılmasına karar verdi” ifadelerini kullandı.

Gelecek yıl yeni bir göç anlaşması yapılmasını hedefleyen AB’de müzakereler, birçok Doğu Avrupa ülkesinin reddettiği yeniden yerleştirme kotalarından, önerilen gönüllü bir mekanizmaya doğru kaymış durumda.

Mültecilere üç yıllık bir bekleme süresinin ardından serbest dolaşım hakkı tanınabileceğine ilişkin bir öneriyi memnuniyetle karşılayacaklarını belirten Yunan Göç İşleri Bakanı, bununla birlikte yeniden yerleştirme konusunun önemli bir tıkanma noktası olmaya devam edebileceği konusunda uyardı.

Yunanistan 2015-16 yıllarında, çoğu Irak ve Suriye’deki savaşlardan kaçan yüz binlerce göçmen ve mültecinin AB’ye girişinde kilit bir geçiş noktasıydı. O zamandan bu yana sınırlarındaki kontrolleri artıran Atina yönetimi Türkiye ile olan kara sınırı boyunca çelik bir duvar inşa etti.

Paylaşın

Ankara – Atina Gerilimi Seçim Malzemesi Mi?

Türkiye ile Yunanistan arasında Ege Denizi’ndeki adalar üzerinden yaşanan gerilim Ankara ile Atina’yı zaman zaman tehlikeli bir şekilde karşı karşıya getiriyor. Uzmanlar ise, yeniden tırmanan gerilimi her iki ülkede yapılacak seçimler nedeniyle iç kamuoyuna yönelik mesajlar olarak yorumluyor.

Türkiye ve Yunanistan’ın karşılıklı birbirini suçlayan açıklamaları Avrupa Birliği (AB) ve ABD’nin de gündemini meşgul ediyor. Batıdan gelen açıklamalarda Ankara ve Atina’ya tansiyonu düşürme çağrıları yapılırken, Yunanistan’ın egemenliğine saygı duyulması isteniyor.

Son olarak Yunanistan Başbakanı Nikos Dendias, parlamentoda yaptığı konuşmada, Türkiye’de halkın büyük çoğunluğunun hükümetin Yunanistan karşıtı söylemlerine destek vermediği görüşünü dile getirdi.

Türkiye’nin tavrının ‘2019 sonbaharında Libya’yla deniz yetki alanları anlaşmasının imzalanmasıyla saldırganlaştığını’ düşünen Dendias, Ankara’nın ‘müzakere alanı bırakmayan tercihlerde bulunduğu’ görüşünde.

İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Pınar Erkem’e göre, Türkiye-Yunanistan ilişkilerindeki gerginliğin her iki ülkenin seçim dönemlerine denk gelmesi tehlikeli ve iki ülke arasında çıkacak bir kriz, liderlerin oylarını artırmak için daha uygun olacak milliyetçi duygulanım ortamı yaratabilir.

Erdoğan ve Miçotakis’in restleşme şeklinde ilerlemeye devam ettiğini belirten Erkem şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Son dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in açıklamalarına baktığımızda ikisinin de restleşme şeklinde ilerlediğini görüyoruz. Barışçıl ve dostane söylem ne yazık ki yerini tamamen tehdit ve suçlamalara bırakmış durumda. İki ülkenin de seçim dönemine yaklaştığı ve mevcut liderlerin yeniden seçilmesinin garanti olmadığı bir durumda, iki ülke arasında çıkacak bir kriz, oylarını artırmak için daha uygun olacak bir milliyetçi duygulanım ortamı yaratabilir. 2023 yılının her iki ülke için de seçim dönemi olması, iki liderin söylemlerini şekillendirme tarzlarından da görüleceği üzere, Türkiye ve Yunanistan arasındaki son dönem ilişkileri belirleyici bir etmen olarak göze çarpıyor. Bu nedenle, önümüzdeki aylarda Türkiye-Yunanistan ilişkileri dikkatle takip edilmesi gereken bir alan olacak. Kardak Krizine benzer bir olay veya spekülatif bir saldırı durumu yaşanır mı, bunları izleyip göreceğiz.”

Erkem bununla birlikte Yunanistan’ın silahlanma konusundaki atılımı, ABD’nin desteğini alması, Türkiye aleyhindeki söylemleriyle Türkiye üzerine fazlasıyla oynadığını dile getiriyor.

ABD halihazırda Yunan F-16 savaş uçaklarını modernize ediyor ve ilk teslimatı geçen hafta yaptı. Fransa ile de bir savunma anlaşması imzalayan Atina’nın, Rafale savaş uçakları ile Fransız yapımı yeni fırkateynleri önümüzdeki dönemlerde savunmasına katması bekleniyor.

ABD’nin Yunanistan’ın silahlanmasına destek verdiğini belirten Erkem, “Öte yandan Türkiye’nin benzer taleplerini reddetmesi, iki ülke arasındaki güven ilişkisi ve dengeye zarar verici nitelikte.” diyor.

“Ülkelerden biri kendini güvensiz hissettikçe, çatışma riski artar.” diyen Erkem, “Diğer yandan, silahlanmaya ve uluslararası desteğe güvenerek söylemini sertleştiren Miçotakis de güvensizlik ortamının artmasına yol açarak çatışma riskini de artırıyor. Önümüzdeki yaza kadar tedirgin bir bekleyiş olacak, bir çatışma gerçekleşmez demek giderek daha zor hale geldi.” görüşlerini dile getirdi.

Askeri bir operasyon olur mu sorusunu ise Doç. Dr. Pınar Erkem, ‘’İki NATO üyesi ülke arasında bir çatışma çıkması ikisi için de olumlu bir durum olmayacaktır’’ şeklinde yanıtlıyor.

Euronews Türkçe’den Dilek Gül‘e açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, gerginliği tırmandıran tarafın Yunanistan olduğunu söylüyor. Bu yaklaşımı da ‘askeri ve siyasi intihar’ olarak niteliyor.

Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, Yunanistan’ın ‘Türkiye’nin ABD ile F-16 uçakları için yapacağı anlaşmanın önüne geçmek istediğini, Türkiye’nin ABD ve AB ile dış ticaretini önleme çabasında olduğunu ve Türkiye’yi NATO ile AB’den uzaklaştırmak gibi gayretleri olduğu’ değerlendirmesinde bulunuyor.

Türk-Yunan ilişkilerinin tarihi bir kırılmanın eşiğinde olduğunu düşünen Prof. Dr. Caşın, “Yunanistan tepeden tırnağa silah ile donatıldı? Bu silahları Yunanistan gibi bir ülkenin kendi parası ile alması mümkün değil. İki anlaşma var, bunlardan ilki; Amerika-Yunanistan savunma ve ortaklık anlaşması, diğeri de Fransa ile ortaklık anlaşması. Yunanistan bir şekilde iç ve siyasi şekilde zorlamaya çalışıyor. Saldırgan bir devlet durumuna düşürmek istiyor.” diyor.

Yunanistan saldırgan tutumlar sergilediğini belirten Prof. Dr. Caşın şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Bir hafta içinde dört tacizi var Yunanistan’ın ve daha başka saldırgan tutumlar. Bu kabul edilemez. Ne çıkıyor o zaman ortaya, Yunanistan hassas dengeyi tek taraflı bozmak istiyor. Türkiye’yi suçlu durumuna düşürmek istiyor, derdi bu. Fakat şu net olarak bilinmeli, Yunanistan’ın iddia ettiği gibi Türkiye’nin milli savunmasında stratejisinde Yunanistan’ı işgal etmek yok, Türkiye’nin böyle bir niyeti de yok. Niyetimiz olsa biz de ona göre silahlanırız. Türkiye gerginliği tırmandırmak istemiyor. Seçimlerle bir alakası yok alınan tavrın, gerginliği azaltmak istiyor. Ama Yunanistan’ın gerginliği tırmandıran açıklamalara karşılık verilmesin mi?”

“Akdeniz gazının Türkiye üzerinden taşınması Yunanistan için sorun ve bunun üstüne çökmek istiyor”

Türkiye’nin askeri operasyon gibi bir niyetinin olmadığını ve savaşın çok zor bir şey olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, ‘’Baktığımızda enerji sektöründe Avrupa’nın sıkıştı ve bu sebeple Türkiye’nin İsrail ile yakınlaşmasını sabote etmek istiyor’’ diyor.

Her türlü talebe rağmen askeri olarak Türkiye’nin karşısında güçlü olmayan bir Yunanistan olduğunu ifade eden Caşın, uzlaşının şart olduğu görüşünde.

Halihazırda iki NATO ülkesinin birbirine kırdırılması da ‘NATO’nun güney kanadının çökmesi’ anlamına geldiğini düşünüyor:

“Akdeniz gazının Türkiye üzerinden taşınması Yunanistan için sorun ve bunun üstüne çökmek istiyor. Gasp etmek istiyor. Bunu yapmak için de silahlanıyor. İddia ediyorum iki ülke baş başa otursa tüm sorunlar çözülür ama Yunanistan çözümsüzlüğü savunuyor. Ama çözüm iki devletin oturup konuşmasından geçer. Bir memorandum imzalamalılar ve NATO ittifakı içerisinde ittifaka yakışacak şekilde hareket edilmeli. Bu her iki devletin lehinedir.”

Paylaşın

ABD’den Türkiye Ve Yunanistan’a Çağrı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yunanistan’ı Ege Denizi’nde askerden arındırılmış statüye sahip adalar üzerinden “Bir gece ansızın gelebiliriz’’ sözlerini yinelemesi üzerine ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan açıklama geldi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, VOA Türkçe’ye yaptığı yazılı açıklamada, ‘’Yunanistan’ın bu adalar üzerindeki egemenliği sorgulanamaz’’ dedi ve tüm ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini kaydetti.

“Rusya’nın egemen bir Avrupa devletini yeniden işgal ettiği bir dönemde, NATO müttefikleri arasındaki gerilimi arttırabilecek açıklamalar bilhassa yararsız’’ ifadelerini kullanan ABD Dışişleri Bakanlığı, tüm tarafları gerilimi daha da arttırabilecek söylem ve eylemlerden kaçınmaya çağırdı.

ABD’nin tüm NATO üyelerini birlikte çalışmaya ve diplomatik çözümlere teşvik ettiğini belirten bakanlık, “NATO müttefiklerimiz Yunanistan ve Türkiye’yi bölgede barış ve güvenliğin korunması ve farklılıkların diplomatik yollarla çözülmesi için birlikte çalışmaya teşvik etmeye devam ediyoruz’’ dedi.

Konu Pentagon’un da gündeminde

Yunanistan-Türkiye gerginliği, ABD Savunma Bakanlığı’nın günlük basın brifinginde de gündeme geldi.

Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, “Size söyleyebileceğim şey; Bakan Austin’in geçmişte hem Türk hem de Yunan savunma bakanlarıyla görüştüğü ve yapıcı bir diyalog yoluyla Ege’deki gerilimi azaltmaya yönelik çabaların devam etmesi gerektiğini vurguladığıdır” dedi.

‘Yunanistan kendine çeki düzen verme yoluna girdi’

Ankara, Ege adalarının 1923 ve 1947 anlaşmaları uyarınca Yunanistan’a silahlandırmaması koşuluyla verildiğini söylüyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Atina’nın adaları silahlandırmaya devam etmesi halinde, Türkiye’nin bu adalar üzerindeki Yunan egemenliğini sorgulamaya başlayacağını defalarca dile getirmişti.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ise Türkiye’nin Yunanistan’ın adalar üzerindeki egemenliğini sorgulayan tutumunun “saçma” olduğunu söylemişti.

Erdoğan, cumartesi günü Samsun’da TEKNOFEST’te yaptığı açıklamada Yunanistan’ı eleştirerek, “Adaları işgal etmeniz filan bizi bağlamaz. Vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Hani diyoruz ya, bir gece ansızın gelebiliriz” demiş ve “Yunanistan’a bizim tek cümlemiz var: İzmir’i unutma” şeklinde konuşmuştu.

Erdoğan Balkan turunun ilk durağı olan Bosna Hersek’e hareket etmeden önce de, Yunanistan’la yaşanan gerilimle ilgili “Bu kilit atma olayı noktasında hassasiyetimiz kararlılıkla devam ediyor. Yunanistan bunun farkında. Bunun farkında olduğu için kendilerine onlar da bir çekidüzen verme yoluna girmiş vaziyetteler. Bundan sonraki süreçte de Yunanistan Türkiye’yle nasıl bir ilişki içerisinde olacağının herhalde kararını çok daha düşünerek verecektir. Aksi takdirde hep söylediğim gibi yine söylüyorum, bir gece ansızın gidebiliriz” demişti.

Yunanistan ise “aşırı ve yokuş aşağı giden açıklamaların peşine düşmemekte kararlı oldukları” tepkisini paylaşmıştı. Yunan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Tehlikeli bir dönemde ittifakımızın bütünlüğüne kimin dinamit koyduğunu açıkça ortaya koymak için müttefiklerimizi ve ortaklarımızı provokatif açıklamaların içeriği konusunda bilgilendireceğiz” denilmişti.

Avrupa Birliği Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti de, Erdoğan’ın açıklamalarını “kabul edilemez” olarak nitelendirmişti.

Çek Dışişleri Bakanlığı’nın Twitter hesabından yapılan paylaşımda, “Hedeflerimizden biri de AB-Türkiye diyaloğunu teşvik etmektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yunanistan’a hitaben yaptığı son açıklama gibi, AB’ye üye devletlerin kabul edilemez şekilde tehdit edilmesi bu konuda son derece yararsızdır” denilmişti.

Dışişlerinden tepki

AB Dönem Başkanlığı’ndan gelen bu açıklamaya Ankara tepki göstermişti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç yazılı açıklamasında, “AB Dönem Başkanı sıfatıyla Çekya Dışişleri Bakanlığının ve diğer bazı AB kurumlarının ülkemize dair yaptıkları açıklamaların bizim açımızdan bir anlam ve değeri yoktur. AB’nin üyelik dayanışması gerekçesiyle Yunanistan’a Ege ve Akdeniz ihtilaflarında sorgusuz sualsiz destek vermesi hem AB’nin kendi muktesebatına hem de uluslararası hukuka aykırıdır” ifadelerine yer vermişti.

Paylaşın

Yunanistan, Sınır Duvarını 140 KM Daha Uzatıyor

Yunanistan Sivil Güvenlik Bakanı Takis Theodorikakos, göçmenlerin ülkeye girmesini önlemek için Türkiye ile kuzey sınırı boyunca uzanan beton ve dikenli tel duvarını uzatmayı planladıklarını söyledi.

Meriç bölgesini ziyaret eden Takis Theodorikakos, 40 kilometrelik çitin 140 kilometre daha uzatılacağını belirtti.

İlk olarak 2012’de kurulmuş olan çitler en son 2021’de, on binlerce sığınmacının Yunanistan’ın kuzey sınırından Avrupa Birliği’ne geçmeye çalıştığı olaydan 1 yıl sonra uzatılmıştı.

NATO müttefikleri Yunanistan ve Türkiye, son yıllarda göç ve enerji kaynakları da dahil olmak üzere bir dizi konuda anlaşmazlığa düştü.

Yunanistan Suriye, Irak ve Afganistan’dan savaş ve yoksulluktan kaçan bir milyon mültecinin esas olarak Türkiye üzerinden geldiği 2015 ve 2016 yıllarında Avrupa’nın göç krizinin ön saflarında yer aldı.

Gelenlerin sayısı o zamandan beri keskin bir şekilde düştü, ancak son aylarda Yunan makamları önemli sayıda insanın girmesini engellemeye devam ettiklerini söylüyor.

Polis verilerine göre yılın ilk yedi ayında yetkililer, 3 bin 554’ü Meriç’te olmak üzere 7 bin 484 mülteci ve göçmeni tutukladı.

Theorodikakos, projenin Yunanistan’ın “gizli çıkarlara hizmet etmek için insan acılarına yatırım yapanlara” ve “Avrupa’ya şantaj yapmak amacıyla göçü silahlandıranlara” karşı kararlılığının açık bir mesajı olacağını söyledi.

Muhafazakar hükümet ayrıca 250 sınır muhafızını daha işe almayı ve bölgedeki gözetim sistemlerini daha gelişmiş teknolojilerle donatmayı planlıyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Yunanistan Basını: Seçimlere Kadar Türkiye İle Yüksek Gerilim Bekleniyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cumartesi günü Yunanistan’a yönelik yaptığı “Adaları işgal etmeniz falan bizi bağlamaz. Vakti saati geldiğinde gereğini yaparız” açıklaması komşuda tartışma yaratmaya devam ediyor.

Yunanistan basını, Atina’nın 2023 seçimlerine dek Ankara ile ‘yüksek gerilim’ beklediğini yazdı.

Kathimerini gazetesinin İngilizce yayınında yer verilen haberde, “Hükümet yetkilileri, Türkiye ile en azından Haziran 2023’te düzenlenmesi beklenen parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine dek bir yüksek gerilin dönemine hazır” ifadeleri kullandı.

‘Açıklamalar saçma bulunuyor’

Haberde “Türkiye’nin Yunanistan’ı sık sık yeni bir 1922 ile tehdit ettiği” belirtilerek şu ifadeler kullanıldı: “Yunanistan hükümeti bu tür çıkışlara kasten yanıt vermemeyi seçti; bu açıklamaları saçma buluyorlar ve iç kamuoyuna yönelik olduğunu düşünüyorlar.”

Yunanistan’ın “Türkiye’nin giderek daha fazla şekilde insansız hava araçları tarafından gerçekleştirilen hava sahası ihlallerinden endişe duyduğu” belirtilen haberde, “En azından Türk güçlerinin teyakkuz seviyesinin yükseltildiğine dair herhangi bir işaret görülmedi” denildi.

Haberde, iki hükümet arasında fazla temas olmadığı ama savunma bakanları Hulusi Akar ile Nikos Panagiotopoulos’ın zaman görüşmeler yaptığı belirtildi.

Ne olmuştu?

Erdoğan’ın hafta sonu Samsun’da katıldığı etkinlikte “Ey Yunan, tarihe bak, tarihe dön, çok daha fazla ileri gidersen bunun bedeli ağır olur. Yunanistan’a tek cümlemiz var, İzmir’i unutma. Adaları işgal etmeniz falan bizi bağlamaz. Vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Hani diyoruz ya, bir gece ansızın gelebiliriz” ifadelerini kullanmıştı.

(Kaynak: Kısa Dalga)

Paylaşın

ABD: Yunanistan, S-300’leri Önceden Almıştı, Yaptırım Kapsamı Dışında

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan’a ait Rus yapımı S-300 hava savunma sistemlerinin Girit Adası’ndaki varlığının 2017 tarihli Amerika’nın Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) kapsamına girmediğini açıkladı.

Hellas Journal web sitesinin sorusunu yanıtlayan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “Yunanistan tarafının S-300’leri satın alması 1990’larda, CAATSA Yasası’nın kabul edilmesinden onlarca yıl önce gerçekleşmiştir. CAATSA Yasası’nın 231’inci bölümü, 2 Ağustos 2017 tarihinde ve sonrasında gerçekleşen önemli işlemlere yaptırım uygulanmasını öngörüyor.” ifadelerine yer verdi.

Türkiye ve Yunanistan’a çağrıda bulunan ABD’li sözcü ayrıca, “Tüm NATO müttefiklerini, ittifak içinde tam bir birlikte çalışabilirlik sağlamaya teşvik etmeye devam ediyoruz.” dedi.

Girit Adası’nda konuşlu S-300 sistemi ilk olarak 1997’de Güney Kıbrıs tarafından satın alınmış ancak Türkiye, İngiltere ve NATO’nun baskısıyla, S-300’lerin güneydeki adaya taşınmasını kabul etmişti.

Ankara, Akdeniz’de uluslararası hava sahasında görev uçuşlarını gerçekleştiren Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı F-16’ların, 23 Ağustos’ta Girit Adası’nda konuşlu Yunanistan’a ait Rus yapımı S-300 Hava Savunma Sistemi tarafından taciz edildiğini bildirmişti.

S-300 sistemine ait hedef takip ve füze güdüm radarı, Rodos Adası batısında 10 bin feet irtifada görev uçuşundaki F-16’ya yerden havaya füze kilidi atıldı.

Ayrıca Türkiye’nin “S-300 provokasyonu” olarak tanımladığı hadisede, Yunan S-300 sistemine ait hedef takip ve füze güdüm radarının Rodos Adası batısında 10 bin feet irtifada görev uçuşundaki F-16’ya yerden havaya füze kilidi attığı açıklanmıştı.

Türkiye’nin “tacizin” radar kayıtlarını, NATO Genel Sekreterliği ve İttifak üyesi ülkelerin savunma bakanlıklarına göndereceğini belirttiği olayı Yunanistan tarafı reddediyor.

Erdoğan: Biz F-35’lerle S-400’leri asla aynı sistemde kullanmayacaktık

Olayın yaşanmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘NATO’nun en büyük gücü ABD’nin, Türkiye’nin tamamen kendi güvenlik ihtiyaçları için olduğunu defaatle ifade ettiği S-400 sistemleri almasını, güya kendi uçaklarına tehdit olarak gördüğünü’ belirterek, şöyle konuşmuştu:

“Bu adımımız peşinatını ödediğimiz F-35 uçaklarının verilmemesinden her alanda savunma sanayi ürünlerine ve hatta daha ötesine geçen ambargolara maruz bırakılmaya varan fiili eylemlerle karşılanmıştı. Şimdi aynı Amerika’nın Yunanistan’ın bir NATO hava gücüne karşı S-300 sistemlerini harekete geçirilmesine nasıl cevap vereceğini merakla bekliyoruz.

Üstelik Amerika, bize vermediği F-35’leri Yunanistan’a ikram ederek Rus hava savunma sistemlerinin güya gözü gibi sakındığı bu uçaklarla aynı çuvala girmesinin yolunu kendi eliyle açmıştır. Biz tedarikçi ülkeye sözümüz gereği F-35’lerle S-400’leri asla aynı sistemde kullanmayacaktık, kullanmazdık. Ama hiçbir hukuki, ahlaki, insani sınır tanımayan Yunanistan’ın bu pervasızlığı yapacağından kimsenin şüphesi olmasın.”

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın