Dünya Sağlık Örgütü, Ukrayna’da Savaş Suçu Kanıtı Arıyor

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Rusya’nın Ukrayna’daki sağlık tesislerine saldırılarını belgelediğini ve olası bir savaş suçları soruşturması için kanıt topladığını açıkladı. Rusya, savaş suçlarıyla ilgili suçlamaları bugüne kadar reddetti. 

WHO Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus ve Acil Durum Programı Direktörü Mike Ryan, Kiev’e önceden duyurulmayan bir ziyaret gerçekleştirdi.

Mike Ryan Kiev’de düzenlenen basın toplantısında, sağlık tesislerine saldırmaktan kaçınmanın savaşan tarafların açık sorumluluğu olduğunu, ancak WHO’nun ülkedeki hastanelere ve kliniklere yapılan 200 saldırıyı belgelediğini söyledi.

Mike Ryan, “Sağlık tesislerine kasıtlı saldırılar, uluslararası insancıl hukukun ihlalidir ve bu nedenle, her durumda savaş suçlarını temsil eder” dedi.

Ryan, “Bu saldırılara tanık olmayı ve onları belgelemeyi sürdürüyoruz. Birlemiş Milletler sisteminin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin ve diğer kurumların bu saldırıların ardındaki suç niyetini değerlendirmek için gerekli soruşturmaları yapacağına güveniyoruz” diye konuştu.

Ryan, 200 vakanın Ukrayna sağlık tesislerine yönelik saldırıların tamamı olmadığını, yalnızca WHO’nun doğrulayabildiği saldırılar olduğuna dikkat çekti. Kiev, Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgale başlamasından bu yana bu tür yaklaşık 400 saldırı olduğunu savunuyor.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, 5 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Rus birliklerinin Ukrayna’da yaklaşık 400 sağlık kurumunu yıkıma uğrattığını veya zarar verdiğini söyledi.

Rusya, Ukrayna ve Batılı ulusların olası savaş suçlarıyla ilgili suçlamalarını bugüne kadar reddetti ve savaşta sivilleri hedef almadığını savundu.

WHO Başkanı Tedros da Kiev’deki basın toplantısında, “Tüm Ukrayna halkına mesajım şudur; DSÖ yanınızda. Rusya Federasyonu’na bu savaşı durdurması için çağrıda bulunmayı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

Reuters haber ajansının 5 Mayıs’ta ele geçirdiği bir belgeye göre, WHO üye ülkeleri, 10 Mayıs’ta Moskova’daki büyük bir bölge ofisinin olası kapatılmasını içeren Rusya karşıtı bir kararı değerlendirecek.

Üç diplomatik ve siyasi kaynak, karar taslağının Rusya’nın Birleşmiş Milletler’e bağlı WHO’nun yönetim kurulu üyeliğini askıya alma ve oy haklarının geçici olarak dondurulması gibi daha sert yaptırımları ise içermediğini söyledi.

Büyük ölçüde AB diplomatlarınca hazırlanan ve bu hafta WHO’nun Avrupa bölge ofisine sunulan taslak, Ukrayna’nın Türkiye, Fransa ve Almanya dahil en az 38 üye tarafından imzalanan talebinin peşinden geldi.

Paylaşın

AB’den Ukrayna’ya 6 Milyar Dolarlık ‘Marshall’ Yardımı

Avrupa Birliği (AB), savaş nedeniyle büyük hasara uğrayan Ukrayna’nın yeniden inşa edilebilmesi için düzenlediği bağış konferansında, 6 milyar dolardan fazla yardım sözü verdi. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna’nın ihtiyaçlarının hem kısa hem de uzun vadede çok büyük olduğunu dile getirerek “Ukrayna’nın yeniden inşası için yüz milyarlarca Euro gerekecek” dedi.

Ukrayna krizinde en ön planda rol üstlenen Polonya ve İsveç’in girişimiyle Perşembe günü Varşova’da düzenlenen bağış konferansında, savaşla yerle bir olan Ukrayna’nın ayağa kaldırılması için yapılacak yardımlar konuşuldu. Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, “Bu para Ukrayna’yı ve ona yardım eden herkesi desteklemek için kullanılacak” dedi.

Konferansta, AB yönetimi ve üye ülkeler tek tek yapacakları yardımları açıkladı. ABD yönetiminin Kongre’den istediği 30 milyar dolarlık yardımın gölgesinde yapılan toplantıda Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Brüksel tarafından bugüne kadar yapılan 4 milyar Euro’luk ekonomik ve insani yardıma ek olarak 200 milyon Euro daha vereceklerini açıkladı. Fransa, 300 milyon dolar daha yardımda bulunarak savaşın başlamasından bu yana Ukrayna’ya yaptıkları mali, ekonomik ve insani yardımı 2 milyar dolara çıkardı.

Toplantı sonunda Polonya Başbakanı Morawiecki, Ukrayna’ya bağış taahhütlerinin 6 milyar doları aştığını duyurdu. Morawiecki, “Bu para Ukrayna ve Ukrayna’ya yardım eden herkes için kullanılacak” dedi. Geçtiğimiz ay AB Komisyonu ve Kanada’nın ortak düzenlediği bağış konferansında da 9,1 milyar Euro toplanmıştı.

Yolsuzluklar vurgusu

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna’nın ihtiyaçlarının hem kısa hem de uzun vadede çok büyük olduğunu dile getirerek “Ukrayna’nın yeniden inşası için yüz milyarlarca Euro gerekecek” dedi.

Von der Leyen, AB’nin Ukrayna’ya yardım koşullarını, “Ukrayna, ekonomisindeki mevcut zayıflıkları ele almalı ve uzun vadeli sürdürülebilir büyümenin temellerini atmalı” sözleriyle açıkladı. Von der Leyen, savaş öncesi ülkeyi kemiren yolsuzluklara atıfta bulunarak “Avrupa fonlarının gerçekten Ukrayna halkının yararına ve AB kurallarına uygun olarak harcanacağını garanti edebilecek kilometre taşları ve hedefler sistemi oluşturulmalıdır” diye konuştu.

Toplantıya video mesajıyla katılan AB Dönem Başkanı ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Nüfusun ihtiyaçları ve ülkenin ekonomik durumu, uluslararası toplumun sivil altyapının yıkımına yanıt olarak yeni bir çaba göstermesini gerektiriyor. Maalesef devam etmesi muhtemel olan ve henüz tüm dramatik sonuçlarını görmediğimiz bir çatışma bağlamında, bu çabayı uzun vadede üstlenmeye hazır olmalıyız” diye konuştu.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski de Perşembe günü yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın Rusya’yla gelecek için anlaşma yapmasına yardımcı olacak küresel bir kitle fonlaması platformunun başlatıldığını duyurdu, “Sadece birlikte savaşı durdurma ve Rusya’nın yıktığını yeniden inşa etme potansiyeline sahibiz” dedi.

“Rus varlıkları Ukrayna’ya tahsis edilsin”

Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel de “Avrupa Marshall Planı’nın” oluşturulması gerektiğini belirterek “Dayanışma çabalarının insani yardım, kısa vadeli likidite ihtiyaçları ve Ukrayna’nın yeniden inşası olmak üzere üç kilit alana odaklanacağını” söyledi. Michel, yaptırımlar çerçevesinde AB’nin el koyduğu Rus malvarlıklarının, Ukrayna’nın yeniden canlandırılması için kullanılması gerektiğini de sözlerine ekledi. ABD ve Kanada’nın da talepte bulunduğu bu konuda Konsey’in hukuk departmanının çalışma yürüttüğünü dile getirdi.

Zelenski’den yeniden AB’ye üyelik çağrısı

Polonya ve İsveç’in Avrupa Birliği’nin katılımıyla düzenlediği konferansa video bağlantısı aracılığıyla hitap eden Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, “Ukrayna’ya derhal AB adaylık statüsü verilmesi” çağrısında bulundu. Zelenski, “Ukrayna’nın AB üyeliği sadece bir vaat veya bir ihtimal değil, mutlak gerçeklik olmalıdır” dedi. AB’den “Modern bir Marshall planı” beklediklerini de kaydeden Zelenski, “Medeni ortaklarımızı, ülkenin yeniden yapılanmasını desteklemek için bölgeleri, şehirleri ve endüstrileri himayeleri altına almaya çağırıyorum” dedi.

Zelenski, konferanstan hemen önce de Twitter hesabından “Ülkenin Rusya’ya karşı savaşı kazanmasına yardımcı olmak için tasarlanmış bir çevrimiçi kitle fonlaması platformu olan United 24’ün” duyurusunu yaptı. Twitter’dan İngilizce yayınladığı videoda Zelenski, “Tek bir tıkla, savunucularımıza yardım etmek, sivillerimizi kurtarmak ve Ukrayna’yı yeniden inşa etmek için fon bağışlayabilirsiniz. Bütün fonlar, Ukrayna Ulusal Bankası’na aktarılacak ve ilgili bakanlıklara tahsis edilecek” dedi. Fonların dağıtım detaylarının, şeffaflık için “24 saatte bir” yayınlanacağını da sözlerine ekledi.

(Kaynak: Amerika’nın Sesi)

Paylaşın

Rusya’ya Ait Savaş Gemisi ABD İstihbaratıyla Vuruldu

ABD medyasında çıkan haberlere göre, Ukrayna’nın Karadeniz’de Rus kruvazör gemisi Moskova’yı batırmasında Amerikan istihbaratının rolü oldu. İsmi verilmeyen Amerikalı yetkililer, Ukrayna’nın Odesa’nın güneyine doğru ilerleyen bir gemi hakkında kendilerinden bilgi istediğini söyledi.

Amerikalılar, geminin Moskova adlı kruvazör olduğunu ve konumunu teyit etti. Bunun ardından Ukrayna attığı iki füze ile Rus savaş gemisini batırmayı başardı. Pentagon’dan konuya ilişkin bir yorum gelmedi ancak bir sözcü, ABD’nin Ukrayna’ya savunma amaçlı istihbarat verdiğini belirtti.

Adları açıklanmayan Amerikalı kaynaklar, Ukrayna’nın geminin konumunu öğrendikten sonra füzeyle saldıracağını bilmediklerini söylüyor. 510 denizci taşıyan Moskova gemisi, Rusya’nın Karadeniz donanmasının gözbebeğiydi. Batırılışı hem askeri hem de sembolik planda ciddi bir darbe olarak yorumlandı.

Rusya Savunma Bakanlığı yetkilileri, gemideki cephaneliğin nedeni bilinmeyen bir yangın sebebiyle patladığını ve kıyıya geri çekilirken Moskova’nın alabora olduğunu açıklamıştı. Amerikalı yetkililer gazetelere sızan son haberlerle ilgili henüz doğrudan bir yorum yapmadı.

Fakat Pentagon Sözcüsü John Kirby, üst düzey Rus komutanların konumlarına dair Ukrayna’ya saldırı amaçlı istihbarat verdikleri yönündeki haberleri daha önce yalanlamıştı. Kirby, “Üst düzey askeri komutanların konumlarına dair istihbarat vermiyor ve Ukrayna ordusunun hedef seçim kararlarında rol almıyoruz” diye konuşmuştu.

John Kirby, Ukrayna’nın Amerika ve diğer ülkelerden aldığı bilgiyi savaş alanından bizzat kendi topladığı istihbaratla birleştirdiğini söyledi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Adrienne Watson da “Rus komutanları öldürme amaçlı istihbarat vermiyoruz” dedi.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

“ABD, Ukrayna Güçlerine İstihbarat Sağlıyor” İddiası

ABD’nin, Rus ordusunun sahadaki mobil karargahlarının yerleriyle ilgili bilgileri paylaşarak, Ukrayna güçlerinin bu hedefleri vurmasına ve komutanlarını öldürmesine yardımcı olduğu iddia edildi.

New York Times gazetesinde dün yayınlanan habere göre bu istihbarat desteği sayesinde Ukrayna ordusu şu ana kadar 12 Rus komutanı savaş alanında öldürdü.

ABD Savunma Bakanlığı ve Beyaz Saray, Reuters haber ajansının konuyla ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Kremlin’den haberle ilgili yapılan açıklamada ise ABD, İngiltere ve diğer NATO ülkelerinin Kiev’e istihbarat sağlamasının Rusya’nın Ukrayna’daki askeri hedeflerine ulaşmasını engellemeyeceği belirtildi.

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, ABD, İngiltere ve NATO’nun bir bütün olarak Ukrayna’ya sürekli istihbarat sağladığının farkında olduklarını belirtti. Batı’nın silah sağlamasının ‘operasyonun’ hızlı sonlanmasına katkı sağlamadığını kaydeden Peskov, tüm bunların Rusya’nın askeri hedeflerine varmasını da engellemeyeceğine dikkat çekti.

Gazetecilerin Rusya’nın ne gibi önlemler aldığı sorusuna ise Peskov, ‘‘Tabii ki Rus ordusu bu durum karşısında gerekli her şeyi yapmaktadır’’ yanıtını verdi.

‘‘Ukrayna sahada ilerleme sağladı’’

Ukrayna ordusu güneyde bazı bölgeleri geri aldığını ve doğudaki Rus saldırılarını püskürttüğünü bildirdi.

Moskova Kiev’de direnişle karşılaşmasının ardından ülkenin doğusunda sanayinin merkezi durumundaki Donbas’ta harekatını ilerletirken, Ukrayna ve Rus güçleri köy köy çarpışmaya devam ediyor.

Donbas’ın topçu atışına tutulmasının yanısıra Rus güçleri ülke genelinde demiryolu istasyonlarını ve diğer tedarik hatlarını hedef almaya devam etti. Rusya bu şekilde Batı’dan Ukrayna’ya silah sevkiyatını önlemeye çalışıyor.

Ukrayna güçleri güneydeki Herson ve Mikolayiv kentlerinin sınırında bazı kazanımlar elde ettiklerini ve Donbas’ı oluşturan Donetsk ve Luhansk’ta 11 Rus saldırısını püskürttüklerini bildirdi.

Ukraynalı yetkililer son 24 saatte Donbas’taki topçu atışında beş kişinin öldürüldüğünü en az 25 kişinin yaralandığını, saldırıların evlerle okullara zarar verdiğini kaydetti.

Kiev yakınındaki Çerkası ve Dnipro ile güneydeki Zaporijya’da Rus saldırıları olduğu belirtilirken dün gece boyunca ülke genelinde bombardıman sirenleri duyuldu.

Ülke genelinde tren istasyonlarına düzenlenen saldırılara bir yenisi eklendi. Dnipro’da yetkililer bir tren istasyonunun vurulduğunu bildirdi. Ülkenin batısındaki Lviv kentinde de sirenler duyuldu. Polonya sınırına yakın olan Lviv, Batı’nın yolladığı silahların ülkeye girdiği ve halkın doğudaki çatışmalardan kaçarak sığındığı, daha güvenli görülen yerlerden.

Rusya 9 Mayıs’ta zafer ilan edebilecek mi?

Saldırılar Rusya 9 Mayıs Zafer Günü’ne hazırlanırken geldi. Bu tarih Sovyetler Birliği’nin Nazi Almanyası’nı bozguna uğrattığı tarih olarak kutlanıyor. Bazı uzmanlar Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in bu tarihte bir zafer ilan etmeyi umduğunu söylüyor. Ancak Rus ordusunun ilerlemesi yavaş görünüyor. Bazıları ise Rusya’nın bu tarihte işgalin kapsamını genişletebileceği görüşünde.

Topyekün savaş ilanı Putin’in sıkıyönetim ilan etmesine ve asker kaybını telafi etmek için yedek subayları devreye sokmasına izin verecek.

Ukrayna ise Haziran ortasından önce Rus ordusuna karşı saldırı düzenlemesinin mümkün olmadığını belirtti. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin danışmanlarından Oleksiy Arestoviç, Ukrayna’nın Haziran ortasında Batı’dan daha fazla silah almayı umduğunu bildirdi. Siyasi danışman Arestoviç, Rusya’nın saldırısının da 9 Mayıs’a kadar önemli bir sonuç vermesini beklemediğini kaydetti.

Rusya çelik fabrikasına kara saldırılarını yalanladı

Ukrayna güçleri işgalin başladığı 24 Şubat’tan bu yana kuşatma altındaki Mariupol kentinde Azovstal çelik fabrikasının yeraltı mahsenleri ve tünellerinde kenti savunuyor. Burası Rus işgali altındaki kentte Ukrayna güçlerinin direnişinin sürdüğü tek nokta.

Ukraynalı yetkililer, Rus güçlerinin fabrikaya saldırılarının hem karadan hem de havadan devam ettiğini söylerken, Rusya fabrikaya kara harekatı düzenlendiği iddialarını reddetti.

Rusya Mariupol’u ele geçirirse, doğuda ayrılıkçıların kontrolundaki bölgelerle güneyde 2014’te işgal edilen Kırım arasında bir koridor oluşturacak. Azak Denizi kıyısındaki liman kenti, ele geçirilmesi durumunda Rusya’nın kontrol etmeyi başardığı ilk büyük Ukrayna kenti olacak.

Kuşatma altındaki kentte binlerce sivil gıda, içme suyu, ilaç ve barınak sıkıntısı çekiyor. Fabrikaya sığınan yüzlerce sivilin ise durumu daha zor.

Rusya hükümeti bugün ile Cumartesi günleri arasında fabrikadan çıkışa izin verecek bir insani koridor açılacağını bildirdi. Ancak tahliye ve yardımlardan sorumlu taraflar bunu henüz doğrulamadı. Kremlin, insani koridorlar konusunda verdiği sözleri daha önce birçok kez tutmamıştı.

Fabrikada kaç savaşçının olduğu tam olarak bilinmezken Rusya sayının 2 bin civarında olduğunu ve bunların yaklaşık 500’ünün yaralı olduğunu söylüyor.

Birleşmiş Milletler dün 300 kadar sivilin Mariupol ve çevresinden tahliye edildiğini bildirdi. Tahliye edilenler kuzeybatıdaki Zaporijya kentine götürüldü.

BM Ukrayna İnsani Yardım Koordinatörü Osnat Lubrani, ‘‘Birçoğu sadece üzerlerine giydikleri giysilerle buraya geldi. Bu zor zamanda onlara destek olacağız. Buna çok ihtiyaç duyulan psikolojik destek dahil’’ dedi.

Zelenski ‘‘Mariupol’da uzun bir ateşkese ihtiyaç var’’

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ise Mariupol’da ateşkese hazır olduğunu bildirdi.

Zelenski, ateşkesin uzun süreli olması gerekliliğine dikkat çekerek, ‘‘Sivilleri yeraltı sığınaklarından çıkarmak zaman alacak. Bu koşullar altında enkazı ağır makinelerle temizlemeye imkan yok. Hepsinin elle yapılması gerekiyor’’ dedi.

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Ukrayna işgalinin en önemli gerekçesi NATO’nun Ukrayna’nın katılımıyla genişlemesini önlemekti. Ancak savaş Avrupa ülkelerini biraraya getirdi. İsveç ve Finlandiya, Soğuk Savaş’tan bu yana NATO’dan uzak durmuştu ancak şimdi her iki ülke de NATO üyeliği için hazırlanıyor.

Rusya, Danimarka Büyükelçiliği çalışanlarını istenmeyen kişi ilan etti

Rusya son olarak Moskova’daki Danimarka Büyükelçiliği’nin yedi çalışanının istenmeyen kişi ilan edildiğini bildirdi. Rusya böylece Kopenhag’ın geçen ay 15 Rus diplomatın sınırdışı edilmesine misilleme yapmış oldu. Batılı ülkeler Kiev yakınındaki Buça kentinde, Ruslar’ın çekilmesinin ardından toplu mezarların bulunmasına tepki olarak Rus diplomatları sınırdışı etme kararı almıştı.

(Kaynak: Amerika’nın Sesi)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den ‘Gıda Krizi’ Uyarısı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Nijerya’da katıldığı bir toplantıda yaptığı değerlendirmede Rusya-Ukrayna savaşından kaynaklanan gıda krizi uyarısında bulundu.

Antonio Guterres, küresel gıda güvenliği sorununun, Rusya ve Ukrayna’nın tarım üretimleri konusundaki sorunlar halledilmeden çözülemeyeceğini söyledi.

BM Genel Sekreteri, küresel gıda sorununun çözümü için Rusya ve Ukrayna’nın tarımsal faaliyetlerinin ve Rusya’nın gübre üretiminin son derece önemli olduğuna işaret etti.

BM Genel Sekreteri Guterres, “Analizlerimiz Ukrayna’daki savaşın her şeyi daha kötü hale getirdiğini ve üç boyutlu bir sorun yarattığını ortaya koyuyor. Gelişmekte olan ülkeler açısından savaşın küresel gıda, enerji ve finansman alanlarında yıkıcı etkileri oluyor” dedi.

Antonio Guterres, “Küresel gıda sorununu Ukrayna, Rusya ve Belarus’un yeniden tarım ürünlerini üretmesini sağlamadan ve Rusya’nın dünya piyasasına gübre teminini mümkün kılmadan gerçek anlamda çözmek mümkün değil” diye konuştu.

Geçtiğimiz ay Uluslararası Para Fonu (IMF) da Rusya’nın Ukrayna saldırılarının özellikle Sahra altı Afrika ülkeleri üzerinde büyük olumsuz etki yarattığını belirtmişti. Bu ülkelerin hali hazırda gıda konusunda ciddi sorunlar yaşayan ülkeler oldukları biliniyor.

Artan enerji fiyatlarının da başta Afrika ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede insanların gıdaya ulaşmasını daha da zorlaştırdığına da dikkat çekiliyor.

Guterres, “Gereksiz tüm ihracat kısıtlamalarını kaldırarak fazla kaynakları ve rezervleri ihtiyaç sahiplerine yönlendirmeye ihtiyacımız var. Gıda ve enerjide istikrarlı bir ortam yaratmalıyız” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Rusya: Ambargoya Karşı Seçenekleri Değerlendiriyoruz

Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’ya petrol ambargosu uygulama planları karşısında Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Rusya’nın tüm seçeneklerini değerlendireceğini söyledi. Pakette kademeli petrol ambargosunun yanı sıra Rusya’nın en büyük bankasına yaptırım ve Rus yayıncıların Avrupa’da yasaklanması yer alıyor. Bunlar Rusya’ya karşı şu ana kadar açıklanan en sert önlemler olarak değerlendiriliyor.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB’nin Rusya’ya uygulayacağı yeni yaptırım paketini açıklayarak, Rusya’dan ham petrol alımının 6 ay içinde, işlenmiş petrol ürünlerinin alımının ise yıl sonuna kadar tamamen durdurulmasının hedeflendiğini söylemişti.

Rusya, 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgal etmiş, önce Kiev’e saldırmış, ancak burada Ukrayna’nın güçlü direnişiyle karşılaşmasının ardından yönünü ülkenin güneyine ve doğusuna çevirmişti. Rusya, işgali Ukrayna’yı milliyetçilerden ve neo-Nazilerden arındırmak için yaptığı ‘‘özel askeri operasyon’’ olarak değerlendiriyor. Batılı ülkeler ise Rusya’nın nedensiz bir savaş başlattığını belirterek, Rusya ekonomisini hedef alan bir dizi yaptırım uyguluyor.

Rusya son olarak Karadeniz’deki filosunda yer alan bir denizaltının Ukrayna’daki belli kara hedeflerine iki Kalibr füzesi fırlattığını bildirdi.

Rusya ilk kez Nisan ayının sonunda Ukrayna’daki hedefleri denizaltı saldırısıyla vurmaya başlamıştı.

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, NATO’nun Ukrayna’ya silah taşıyan araçlarının sahada hedef olabileceğini ve imha edilebileceğini söyledi.

Rus RIA haber ajansına göre Şoygu ayrıca Mariupol kentindeki Azovstal çelik fabrikasında bulunan Ukraynalı savaşçıların güvenli şekilde abluka altında tutulduklarını bildirdi. Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, Rus birliklerine fabrikadaki Ukrayna güçleriyle çatışmaya girilmemesi ancak sanayi bölgesinin sıkı kordon altına alınması talimatını vermişti.

‘‘Rusya güneyde ve doğuda faaliyetlerini arttırıyor’’

Ukrayna ise Çarşamba günü Rusya’nın Mariupol kentini tamamen kontrol altına almaya çalışırken, ülkenin doğusu ve güneyindeki saldırılarını arttıracağı uyarısında bulundu. Batılı ülkeler Kiev’i Rus işgalinden korumak için daha çok askeri yardım yapma kararlılıklarını belirtirken Mariupol’un, Rus güçlerine teslim olan ilk büyük şehir olabileceği yorumu yapılıyor.

Rusya Savunma Bakanlığı’ndan Çarşamba günü yapılan açıklamada, haftalardır kuşatma altında olan Mariupol’da 162 subay dahil Ukrayna’nın 36. Deniz Tugayı’ndan bin 26 askerin teslim olduğu ve limanın tamamen kontrol altına alındığı bildirildi.

Rusya, Azovstal sanayi bölgesinin ele geçirilmesi halinde, Ukrayna’nın Azak Denizi’ndeki ana limanının kontrolunu tamamen ele geçirmiş olacak. Böylece ülkenin güneyinde 2014’te Rusya tarafından ilhak edilen Kırım’la doğuda Rusya’nın desteklediği ayrılıkçılar tarafından yönetilen bölge arasında bir koridor oluşacak.

Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı, Rus güçlerinin Azovstal’a ve limana saldırılarını sürdürdüklerini bildirdi. Savunma Bakanlığı sözcüsü ise kendilerine tesisteki Ukraynalı askerlerin teslim olduğuna dair bir bilgi gelmediğini kaydetti.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ise gece saatlerinde yayınladığı video mesajında, Rus güçlerinin yenilgilerinin intikamını almak için ülkenin güneyi ve doğusundaki faaliyetlerini yoğunlaştırdığını söyledi.

Rusya tarafından desteklenen ayrılıkçılara eşlik eden Reuters haber ajansı gazetecileri, Azovstal bölgesinden dumanların yükseldiğine tanık oldu. Tesisteki 36’nci Deniz Tümeni bir gün önce mühimmatlarının bittiğini bildirmişti.

Ukrayna, Mariupol’da binlerce kişinin öldürüldüğünü söylüyor ve Rusya’yı bölgedeki sivillere yardım götüren konvoylarını engellemekle suçluyor.

Belediye Başkanı Vadim Boyçenko Rusya’nın mobil ölü yakma araçları ile savaş suçu delillerinden kurtulmaya çalıştığını öne sürüyor. Ancak Reuters haber ajansı bu açıklamayı doğrulamanın mümkün olmadığını belirtiyor.

ABD’nin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Büyükelçisi Michael Carpenter’a göre, AGİT tarafından kurulan bir uzman heyetinin ilk raporu, Ukrayna’daki Rus birliklerinin ‘‘insanlık dışı faaliyetlerini’’ belgeliyor.

Carpenter, raporda sivillerin doğrudan hedef alındığı, tıbbi tesislere saldırıldığı, tecavüz, infaz, yağma ve sivillerin Rusya’ya zorla sınır dışı edildiğini gösteren kanıtların yer aldığını belirtti.

Kiev ilçe polis şefi, başkentin çevresinde Rus güçlerinin geri çekildiği bölgede 720 ceset bulunduğunu, 200’den fazla kişinin ise kayıp olduğunu aktardı.

Harkiv’de bombardıman yoğunlaştı

Ukrayna’nın en büyük ikinci şehri olan kuzeydoğudaki Harkiv’in belediye başkanı ise Çarşamba günü bombardımanın yoğunlaştığını ve Maxar firmasının uydu fotoğraflarının bölgede uzun zırhlı araç bloklarını gösterdiğini söyledi.

Ukraynalı yetkililer Harkiv’de son 24 saat içinde iki yaşında bir çocuk dahil en az yedi kişinin öldüğünü ve 22 kişinin yaralandığını bildirdi. Bölge Valisi Oleh Sinehubov, Ukrayna kuvvetlerinin bölgedeki kasabalara saldıran iki Rus uçağını düşürdüğünü öne sürdü.

AP: ‘‘Tiyatroda 600’e yakın kişi öldü’’

Ukrayna savaşında bugüne kadar sivillerin hedef alındığı en ölümcül saldırı ise 16 Mart’ta Mariupol’daki Donetsk Akademik Bölgesel Drama Tiyatrosu’na yapılan Rus bombardımanıydı.

Associated Press haber ajansı konuya ilişkin soruşturmasında saldırının tahmin edilenden çok daha fazla kişinin ölümüne neden olmuş olabileceği sonucuna vardı. AP, saldırının binanın içinde ve dışında 600’e yakın kişinin ölümüne yol açtığına dair kanıtlar bulduğunu bildirdi. Bu, şimdiye kadar belirtilen ölü sayısının neredeyse iki katına işaret ediyor.

AP’nin soruşturması, o gün tiyatronun içinde olanları, hayatta kalan 23 kişinin, kurtarma görevlilerinin ve tiyatronun bomba sığınağı olarak kullanılmasına aşina olan kişilerin açıklamalarıyla yeniden canlandırdı.

AP ayrıca tiyatronun kat planlarını, o gün öncesinde, esnasında ve sonrasında içeride çekilen fotoğraf ve videolar ile uzmanlardan gelen bildirimlerle yeniden çizdi.

AP tarafından elde edilen bir belgeye göre, hükümet yaklaşık 300 kişinin öldüğü erken tahmininde bulunmuş ve bir savaş suçları soruşturması başlatmıştı.

Ancak AP muhabirleri, çoğu tiyatrodan gelen ve insanların nerede barındığını ayrıntılı olarak anlatan doğrudan tanıklar tarafından defalarca gözden geçirilen binanın kat planının 3 boyutlu bir modelinin yeniden çizmesiyle çok daha yüksek bir sayıya ulaştı.

Tüm görgü tanıkları, en az 100 kişinin binanın hemen dışında kurulmuş mutfakta olduğunu ve hiçbirinin hayatta kalmadığını söyledi. Tanıklar ayrıca binanın içindeki odaların ve koridorların dolu olduğunu ve her 3 metrekare boş alana yaklaşık bir kişinin düştüğünü anlatı.

Hayatta kalanların çoğu, hava saldırısı sırasında içeride yaklaşık bin kişinin olduğu tahmininde bulundu ancak kurtarma görevlileri dahil kaçtığı görülenlerin sayısı ise 200 civarındaydı.

AP’nin soruşturması, Rusya’nın tiyatronun Ukrayna güçleri tarafından yıkıldığı veya Ukrayna askeri üssü olarak hizmet verdiği yönündeki iddialarını da yalanlıyor.

Tanıkların hiçbiri binanın içinde Ukraynalı askerlerin faaliyet gösterdiğini görmediklerini belirtti.

Görgü tanıkları içinde çocukların olduğu, herkesin şehrin en büyük bomba sığınağı olduğunu bildiği bir yer olan tiyatronun Rusya tarafından hedef alındığından şüphe duymadıklarını belirtti.

Mariupol, Ukrayna işgali sırasında Rus güçlerinin yol açtığı yıkımın ve Ukrayna’nın direnişinin sembolü olarak öne çıkıyor. Yetkililer, kuşatma sırasında kentte yaklaşık 20 bin sivilin öldüğünü söylüyor. Mariupol’e erişimin kesilmesiyle, daha fazla savaş suçunun işlenebileceğinden endişe ediliyor.

(Kaynak: Amerika’nın Sesi)

Paylaşın

Avrupa Birliği’nden Rusya Petrolüne İthalat Yasağı

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’ya uygulayacağı yeni yaptırımlar paketini açıklayarak, “Rusya’dan ham petrol alımının 6 ay içinde, işlenmiş petrol ürünlerinin alımının ise yıl sonuna kadar tamamen durdurulmasının hedeflendiğini” söyledi.

Von der Leyen, Rusya’ya uygulanacak altıncı yaptırım paketini “Ukrayna’nın Rusya’ya karşı verdiği savaşın sonucu AB’nin geleceğini de belirleyecek. Avrupa’nın güçlü, toplumlarla kaynaşık ve krizlere dayanıklı olmasının cevabı Ukrayna’da verilecek” sözleriyle duyurdu.

Yeni yaptırım paketinin içeriği hakkında Avrupa Parlamentosu’nda bir konuşma yapan Von der Leyen, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı açtığı savaşın sadece Avrupa’nın güvenliğini değil, küresel güvenliği de tehdit ettiğini belirterek, uluslararası toplumun tepkilerinin haklı olduğunu dile getirdi.

Avrupa Komisyonu Başkanı, “Güçlünün değil, uluslararası hukukun üstün ve belirleyici olacağı tartışılmaz. Bu yüzden Putin’in vahşice başlattığı saldırının bedelini ödemesi gerekiyor” dedi.

27 AB ülkesinin onayı gerekiyor

27 AB ülkesi tarafından onaylanması gereken yeni pakette Rusya’ya karşı petrol ambargosu ve bankacılık sektörüne yeni yaptırımların yanı sıra Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile yakınlığıyla bilinen Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill’in AB ülkelerine girişini yasaklama kararı da yer alıyor.

Pakette yer alan en önemli yaptırım ise, Rus petrolünün Avrupa’ya ithalatının yasaklanması. Von der Leyen, “ham petrol alımının 6 ay içinde, işlenmiş petrol ürünlerinin alımının ise yıl sonuna kadar tamamen durdurulmasının hedeflendiğini” söyledi.

AB ülkeleri enerji bakanları önceki gün Brüksel’deki buluşmalarında, petrol ambargosunu ele almış, Polonya ve Baltık ülkeleri ithalat yasağının hemen başlamasını isterken, Almanya ve diğer AB ülkeleri ise bu yaptırımın hayata geçirilebilmesi için zamana ihtiyaç olduğunu savunmuştu.

Konuşmasında bu konuda yaşanan anlaşmazlığa değinen Von der Leyen, daha önce petrol ithalatı yasağına onay vermeyeceklerini duyuran Macaristan ve Slovakya’ya özel bir konum tanınacağını ve bu ülkelerin petrol ambargosuna sonradan dahil olabileceklerini bildirdi.

Macar hükümeti, petrol talebinin yüzde 65’ini Rusya’dan karşıladıklarını belirterek, “Ülkenin enerji güvenliğini garanti altına almanın bizim tarafımızdan somut adımlar gerektirdiğini açıkça söylüyoruz. Bu nedenle Rusya’dan Macaristan’a gaz ve petrol tedarikini sınırlayacak yaptırımlara onay vermeyeceğiz” açıklaması yapmıştı.

Bankalar SWIFT’den çıkarılıyor

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yeni yaptırım paketi kapsamında Sberbank, Moskovskiy Kreditniy Bank ve Rosselhozbank dahil büyük Rus bankalarının SWIFT sisteminden de çıkarılacağını ifade etti. Von der Leyen, böylece Rusya’nın küresel ödeme sisteminden tamamen kopacağını dile getirdi.

AB ve ABD, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının hemen sonrasında bazı Rus bankalarını SWIFT’ten çıkarmışlardı. Von der Leyen ayrıca, Rus devletine ait uluslararası yayın yapan kuruluşlara da yasak getirileceğini duyurdu. Von der Leyen, “AB’de kablo, uydu, internet veya akıllı telefon uygulamaları aracılığıyla, hangi şekil ve biçimde olursa olsun yayın yapmalarına izin verilmeyecek” dedi.

Ukrayna’ya AB üyeliği perspektifi

Konuşmasının sonunda, “Biz Ukrayna’nın bu savaşı kazanmasını istiyoruz” diyen Von der Leyen, devletin ayakta kalabilmesi için her ay 5 milyar Euro mali yardım gerekeceğini, savaş sonrasında ülkenin yeniden inşası için ise 100 milyarlarca Euro desteğin kaçınılmaz olduğunu kaydetti.

Von der Leyen, “AB olarak bize düşen sorumluluğu üstleniyoruz. Bu yolun sonunda Ukrayna’nın AB üyeliği de bulunuyor” diye konuştu.

Paylaşın

Rusya’dan Batı’ya: Sabrımızı Daha Fazla Sınamayın

Ukrayna üzerinden Batı ile Rusya arasında yaşanan kriz, askeri gerilim noktasına doğru ilerliyor. İngiltere’nin, Ukrayna’nın Rus lojistik hatlarına saldırmasının meşru olacağı yönündeki çıkışına Rusya’dan sert tepki geldi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, “Batı açıkça Kiev’i Rusya’ya saldırmaya teşvik ediyor. NATO ülkelerinden alınan silahlar da kullanılarak. Sabrımızı daha fazla sınamaya kalkmanızı tavsiye etmem” açıklamasında bulundu.

Zakharova, İngiltere’den Salı günü gelen benzer bir açıklamaya atıfla, “Bu İngiliz mantığından yola çıkıldığında, teorik olarak Rusya’nın da, İngiltere gibi Ukrayna’ya silah sevkiyatı ile ilişkili NATO ülkelerindeki hedefleri vurabileceğini” kaydetti.

Rusya Savunma Bakanlığının Salı günü yaptığı açıklamayı hatırlatan Zakharova, “Rus topraklarına düzenlenecek her tür saldırının sonuçları olacağı” mesajının ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Rusya Savunma Bakanlığı, ülkenin güneyinde meydana gelen patlamalar ve bir cephane deposunun yanmasıyla ilgili olarak, bu tür saldırıların devam etmesi durumunda Ukrayna’da Batılı danışmanların da bulunduğu karar alma merkezlerini vuracakları tehdidinde bulunmuştu.

Kremlin: Avrupa’nın güvenliği tehlikede

Kremlin de Perşembe günü başta İngiltere olmak üzere Batılı ülkelere sert tepki göstererek Batı ülkelerinin Ukrayna’ya yönelik ağır silah sevkiyatının, Avrupa’nın güvenliğini tehlikeye attığını vurguladı. Batı’yı, Rusya’ya karşı Ukrayna üzerinden vekalet savaşı yürütmekle suçlayan Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, “Ukrayna’ya ve diğer ülkelere aralarında ağır silahların da bulunduğu silahlar pompalamak, Avrupa kıtasının güvenliğini tehlikeye atmak ve istikrarsızlığı provoke etmek anlamına geliyor” dedi.

İngiliz Savunma Bakanı “meşru hedef” demişti

İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace bugün BBC televizyonuna yaptığı açıklamada, Rus işgaline karşı savaşan Ukrayna birliklerinin Rus askerlerinin lojistik hatlarına saldırarak gıda, yakıt ve cephane nakliyatını engellemeye çalışmasının meşru olduğunu dile getirmiş, Ukrayna’nın uluslararası hukuka göre kendini savunma hakkına sahip olduğunu belirtmişti.

Wallace, “Bu tarz işgallerde, Ukrayna’nın Rus ikmal yollarını hedef almasında olduğu gibi, yapılan saldırılar kendini savunmanın bir parçasıdır. Zira Rus ordusu petrol, gıda ve cephaneden mahrum kalırsa durur ve işgalini devam ettiremez” demişti.

İngiltere’nin Ukrayna’ya top sistemleri gönderdiğini ve bunların Ukrayna topraklarına giren Rus birliklerine karşı kullanıldığını dile getiren Wallace, söz konusu silahların menzilinin Rusya’daki hedefleri vurmaya yeterli olmadığını ve Moskova’nın iddia ettiği gibi, İngiliz silahları ile Rusya sınırları içindeki hedeflere ateş açılmış olmasının “olanak dışı” olduğunu kaydetmişti.

İngiltere, Ukrayna Savaşı’nın başlangıcından bu yana Ukrayna’ya en fazla silah yardımı yapan ülkeler arasında yer alıyor.

NATO’dan “desteğe devam” açıklaması

Rusya ve Batı arasında gerilim tırmanırken NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de bugün açıklamalarda bulundu ve NATO’nun gerekirse Ukrayna’ya daha uzun yıllar destek vermeye hazır olduğunu dile getirdi.

Bu bağlamda eski Sovyet silahlarının kullanımına uygun eğitim almış olan Ukraynalı askerlere, modern Batı askeri teçhizat eğitimi verilebileceğini kaydeden Stoltenberg, savaşın aylar hatta yıllarca sürebileceğini belirterek “Uzun vadeli olarak hazırlıklı olmalıyız” söyleminde bulundu.

Paylaşın

Rusya: Batı’nın Ukrayna’ya Gönderdiği Silahları Vurduk

Rusya Savunma Bakanlığı ABD ve Avrupa ülkelerinden Ukrayna’ya gönderilen “büyük bir balya” silahı vurduklarını duyurdu. Açıklamada Zaporijiya’daki bir silah deposunun Kalibr tipi seyir füzeleriyle vurulduğu, depoda ABD ve Avrupa’dan gönderilen silah ve cephanenin bulunduğu belirtildi.

Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov salı gününden bu yana Rusya’nın Ukrayna ordusuna ait 59 hedefi hava operasyonuyla, 573 askeri hedefi de top ve füzeyle vurduğunu söyledi. Ukrayna birliklerinin bulunduğu mevzilerin, top, hava savunma ve füze bataryası mevkilerinin hedef alındığını söyleyen Konaşenkov iki Bayraktar SİHA’sının yanı sıra cephane depolarının da vurulduğunu belirtti.

“Kalibr füzesiyle vuruldu”

Sözcü Konaşenkov “Zaporijiya alüminyum tesislerinin bulunduğu sahada, yüksek hassasiyete sahip, uzun menzilli, deniz tabanlı Kalibr füzeleri, ABD ve Avrupa ülkelerinden Ukrayna birliklerine sevk edilen büyük bir balya yabancı silah ve cephaneyle dolu hangarları tahrip etti” dedi. Açıklamada tahrip edilen silahların tipine dair ayrıntı verilmedi.

Rusya’nın iddiası henüz doğrulanmadı. Moskova’dan şimdiye kadar yapılan açıklamalarda Batı’dan Ukrayna’ya yapılan silah sevkiyatlarının Rus ordusu açısından meşru hedef olduğu tekrarlanmıştı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov en son dün yaptığı açıklamada NATO silahlarının Rus silahlı kuvvetleri için meşru hedefler olduğunu söylemişti.

Putin: Yanıtımız yıldırım hızında olacak

Öte yandan Rusya Federasyonu Yasama Meclisi toplantısında konuşan Vladimir Putin, dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Putin, şunları ifade etti:

Ukrayna ve Donbas’taki özel askeri operasyonda belirlenen tüm görevler tamamlanacak. Ukrayna’ya yönelik özel harekat gelecekte Donbas, Kırım ve tüm Rusya’nın güvenliğini sağlayacak. Ukrayna’da özel operasyon başlatarak Rusya Federasyonu üzerinde asılı duran gerçek tehlikeyi önledik.

Ukrayna dışarıdan (yabancı ülkeler tarafından) Rusya ile doğrudan bir çatışmaya itildi. Askerlerimiz ve subaylarımız, anavatanımızı çoktan sarmış olan gerçek bir tehlikeyi önledi. Cesaretleri, kararlılıkları, kahramanlıklarıyla topraklarımızda ortaya çıkacak büyük çaplı bir çatışmayı, engellediler.

Ukrayna’daki duruma dışarıdan müdahale etmek isteyen olursa ve stratejik tehdit oluşursa, yanıtımız yıldırım hızında olacak. Rusya kendisine yönelik bir tehdit durumunda, rakiplerinin henüz sahip olmadığı araçları yanıt olarak kullanacak.

Rusya Federasyonu’nun stratejik güvenliğinim tehdit edilmesi durumunda devreye girecek yıldırım cevaplara ilişkin tüm kararlar alınmıştır.

Paylaşın

Dokuz Doğu Avrupa Ülkesi AB’den Mülteci Yardımı İstiyor

Rusya’nın Ukrayna topraklarında başlattığı işgalin yol açtığı büyük mülteci dalgasından öncelikle etkilenen 9 doğu Avrupa ülkesi ortak bir mektupla Avrupa Birliği’nden maddi yardım talep etti.

Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve üç Baltık ülkesi (Estonya, Litvanya ve Letonya) temsilcileri mültecilere sunulan barınma, gıda, eğitim ve ulaşım hizmetleri gibi ek sosyal yardımlar nedeniyle ülkelerinde ortaya çıkan ek harcamaları gerekçe göstererek karşılaştıkları maddi zorlukların Avrupa Birliği tarafından karşılanmasını istediler.

14 maddeden oluşan ortak mektup toplumsal dayanışmanın Avrupa Birliği’nin temel ilkelerinden biri olduğunu vurguluyor ve bu nedenle de Brüksel yetkililerinin hızla alacakları tedbirlerle mülteci akımından bire bir etkilenen doğu Avrupa ülkelerine yardım programlarını uygulamaya koyması gerektiğinin altını çiziyor.

Doğu Avrupa ülkeleri hükümetleri tarafından hazırlanan mektup mali yardımın yanı sıra, mülteci akımı nedeniyle söz konusu ülkelerde ekonomik dengelerin de değiştiğine işaret ederek, yapısal bazı tedbirler de öneriyor.

2021- 2027 ortak AB bütçesine ait proje ve fonların bir an önce uygulanmaya konulması ve de doğu Avrupa ülkelerinin bazı ödeme yükümlülüklerinin göçlerin neden olduğu zorluklar dikkate alınarak ertelenmesi de önerilen tedbirler arasında yer alıyor.

Ukraynalı mültecilerin sayısı 5 milyonu aştı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından geçtiğimiz hafta yapılan açıklamaya göre savaşın başladığı Şubat ayından 19 Nisana kadar 5 milyonu aşkın Ukraynalı göçmen ülkesini terk etti.

Ukraynalı göçmenlerin yaklaşık yarısının tercih ettiği hedef ülke Polonya. Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği tarafından açıklanan rapora göre savaştan kaçan 2 milyon 825 463 göçmen bu süre içinde Polonya’ya sığınmış.

Aynı dönem içinde Romanya’ya (757 bin 047), Rusya’ya (549 bin 805), Macaristan’a (471 bin 80), Moldova’ya (426 bin 964), Slovakya’ya (342 bin 813) ve Belarus’a (23 bin 759) geçiş yapmış.

Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü de (IOM) de Ukrayna içinde 7,1 milyon sivilin yerinden yurdundan edildiğini açıklamıştı.

BM, savaş başladığında çatışmaların tırmanması halinde 4 milyon mültecinin ülkeyi terk edeceği öngörüsünde bulunmuştu. Bugün ulaşılan rakamlar görüldüğü gibi tahminleri de aşıyor.

Yükü komşu ülkeler taşıyor

Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü tarafından açıklanan bu rakamlar mültecilerin öncelikle komşu ülkelere sığındığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Doğu Avrupa ülkeleri kaleme aldıkları mektupta Avrupa Birliği’ne bu yükün eşit bir şekilde dağıtılmasını talep ediyorlar.

AB’nin orta ve doğu Avrupa’da bulunan dokuz üyesinin bu ortak çıkışının gerisinde, Temmuz ayında AB dönem başkanlığının Prag’a devredilecek olmasının da payı olduğu biliniyor.

Bir Orta Avrupa ülkesinin dönem başkanlığı yapacağı Avrupa Birliği’nde savaş ve mülteci coğrafyasının yakınlığının neden olduğu mali sorunların daha rahat bir şekilde çözülebileceği düşünülüyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın