1,6 Milyar Kişi Ukrayna-Rusya Savaşın Olumsuz Etkileriyle Karşı Karşıya

Birleşmiş Milletler’in (BM) Küresel Kriz Müdahale Grubu (GCRG), Rusya’nın komşusu Ukrayna’yı işgaliyle 24 Şubat’tan bu yana 106 gündür devam eden savaşın dünyadaki gıda, enerji ve finans sistemleri üzerindeki etkisini ele alan yeni bir politika belgesi yayınladı.

Buna göre, dünyanın 94 ülkesinde tahminen 1,6 milyar insan savaşın yarattığı krizin en az bir boyutuna maruz kalmış durumda. 1,2 milyar insan ise hem gıda, hem enerji, hem de finans sistemlerinde savaşın olumsuz etkileri ile karşı karşıya kalan “kusursuz fırtına” ülkelerinde yaşıyor.

Politika belgesinde paylaşılan verilere ilişkin açıklama yapan BM Genel Sekreteri António Guterres de “Ukrayna’daki savaşın dalgalanma etkileri hiçbir ülkenin veya topluluğun kaçamayacağı ciddi bir hayat pahalılığı krizi yarattı” değerlendirmesinde bulundu.

Savaş ve gıda güvensizliği

1,6 milyar kişinin savaş sebebiyle artan gıda ve petrol fiyatlarıyla başa çıkmakta güçlük çektiğini hatırlatan Guterres, bu yıl 47 milyon kişinin daha gıda güvensizliğiyle karşı karşıya kalabileceğini söyledi.

BM Genel Sekreteri rapora ilişkin BM Genel Merkezinde gazetecilere yaptığı açıklamada, “Savaşın gıda güvenliği, enerji ve finans üzerindeki etkisi sistematik, şiddetli ve hızlanıyor. Savaş, eşi benzeri görülmemiş bir açlık ve yoksulluk, sosyal ve ekonomik kaos getiriyor” dedi:

Mesaj, net ve ısrarlı: Ülkeler hayat ve geçim kaynaklarını kurtarmak için şimdi harekete geçmeli.

Guterres ayrıca Ukrayna tahılının güvenli ve engelsiz bir şekilde Karadeniz üzerinden ihracatının sağlanması çağrısında bulundu.

BM verilerine göre, pandemiden önce ciddi oranda gıda güvensizliği yaşayan kişilerin sayısı pandemi öncesinde 135 milyon iken 2-yıllık pandemi sürecinde 276 milyona yükseldi. Savaşın yarattığı dalgalanma etkilerinin ise bu rakamı 323 milyona yükselteceği tahmin ediliyor.

“Gelecek 18 ay kritik önemde”

Politika belgesinde paylaşılan verilere ilişkin konuşan BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) Genel Sekreteri Rebeca Grynspan da “Şimdiye kadarki en ciddi hayat pahalılığı ile karşı karşıyayız” dedi.

“Mevcut gıda krizi, 2023’te hızla küresel boyutlarda bir gıda felaketine dönüşebilir” uyarısında bulunan Grynspan, Ukrayna tahılı ve Rusya gübresinin ihracatı olmadan gıda krizine çözüm bulunamayacağını ve bu nedenle gelecek 18 ayın kritik önem taşıdığını söyledi.

Ukrayna tahılının ve Rusya gübresinin dünyaya ihracı için Moskova’da geçen günlerde temaslarda bulunan Grynspan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Türkiye ziyaretinin ardından Ukrayna tahılının dünyaya ihracı konusunda tarafların anlaşmaya yakın olup olmadığı ve küresel gıda krizinden kimin sorumlu tutulması gerektiği ile ilgili soruyu şöyle yanıtladı:

Şu aşamada söyleyebileceğim tek şey görüşmelerin yapıcı olması, daha fazlasını söyleyemem… En önemli şey savaşı durdurmak, öyle değil mi? Ama şu da bir gerçek, hatırladığım kadarıyla 63 ülke ihracat konusunda 109 kısıtlama uyguluyor. Piyasalara daha fazla kısıtlama uygulanmaması önemli bir çağrı. Dolayısıyla siyasi kısmı ile ilgili yorum yapmayacağım ama teknik açıdan önemli olan – Genel Sekreterin de söylediği gibi – savaşı durdurmak.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Rusya, Haftalar Sonra Kiev’e Füze Saldırısı Düzenledi

Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı, Rusya’nın başkent Kiev ve çevresini sabah saatlerinde füzelerle vurduğunu açıkladı. Pazar sabahı yapılan açıklamada, saldırıda askeri ve sivil altyapının zarar gördüğü belirtildi.

Saldırının Kiev’in güneydoğusunda bulunan Darnitskyi ve batısında bulunan Dnipro ilçelerinin yanı sıra başkent yakınlarındaki Brovari bölgesini hedef aldığı kaydedildi.

Füze saldırısına ilişkin bir açıklamada bulunan Kiev Belediye Başkanı Vitali Kliçko, saldırıda en az bir kişinin yaralandığını ve söz konusu kişinin hastanede tedavi gördüğünü kaydetti. Kliçko’nun aktardığı verilere göre, füze saldırısında can kaybı yaşanmadı.

Saldırıların yol açtığı maddi zararın boyutuna ilişkin kesin bir veri ise henüz mevcut değil. Genelkurmay Başkanlığı’nın aktardığı verilere göre, Kiev yakınlarındaki Obukhiv bölgesinde ise bir Rus füzesi düşürüldü.

Pazar sabahı patlama seslerinin de duyulduğu Kiev’de yaklaşık iki buçuk saat boyunca siren çaldı. Söz konusu füze saldırısı, haftalardır başkent ve çevresine düzenlenen en büyük saldırı olma özelliğini taşıyor.

“Nükleer terörizm” suçlaması

Öte yandan Ukrayna nükleer enerji kurumu, bir Rus füzesinin ülkenin güneyinde bulunan nükleer enerji santralinin yakınından geçtiğini açıkladı.

Kuruluş, Rusya’nın bu eylem ile bir kez daha bir nükleer felaket tehlikesine yol açtığını ifade etti. Kurumun resmi açıklamasında, “Rus saldırganlar hâlâ küçük bir füze parçasının faal durumdaki bir enerji bloğuna çarparak bir nükleer felakete yol açabileceğini idrak edemedi” denildi. Kurum, Rusya’ya “nükleer terörizm” suçlaması yöneltti.

Rusya Savunma Bakanlığı: Batının verdiği T-72 tanklarını vurduk

Telegram uygulamasından bir gönderi paylaşan Rusya Savunma Bakanlığı, Kiev’e düzenlenen saldırıda  yüksek hassasiyetli, uzun menzilli havadan fırlatılan füzelerin kullanıldığını duyurdu. Saldırıda Doğu Avrupa ülkeleri tarafından Ukrayna’ya gönderilen T-72 tankları ile bir araba tamir işletmesinin binalarında bulunan zırhlı araçların imha edildiği kaydedildi.

Rus devlet kanalı Rossiya-1’e konuşan Devlet Başkanı Putin, “Eğer Ukrayna’ya uzun menzilli füze tedarik edilirse uygun sonuçları değerlendireceğiz ve daha önce hedef almadığımız yerleri vurmak için silahlarımızı kullanacağız.” dedi. Tamamı bu akşam yayınlanacak konuşmada nerelerin hedef alınacağına ilişkin detay yer almadı.

ABD Başkanı Joe Biden’ın, Ukrayna’ya Rusya ile savaşında kullanılmak üzere gelişmiş füze sistemleri göndermeye karar verdiğini açıklamıştı. Ancak Biden, Rusya’yı menzile sokacak füzeleri Kiev’e vermeyeceklerini de kaydetti.

Paylaşın

Ukrayna Savaşı Dünyayı Nasıl Değiştirdi?

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin üzerinden yüz günü aşkın bir zaman geçti. 80 yıldan beri ilk defa Avrupa’daki egemen bir ulus devlet işgal ediliyor ve bu işgal tüm dünyada hissedilen izler bırakıyor.

Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgali, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’daki en büyük ölçekli savaş olarak kayıtlara geçti. Pek çokları için tahayyül etmesi zor olan bu savaşın beklenmeyen etkileri küresel çapta hissedildi. Ukrayna savaşı dünyayı nasıl değiştirdi?

Sığınmacı akını

Rusya saldırısından bu yana 6,8 milyon Ukraynalı ülkesini terk etti, en az 7,7 milyonu da ülke içinde yerinden edildi.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) verilerine göre, ilk etapta komşu ülkelere kaçan 3 milyon kişi, sonrasında başka ülkelere geçiş yaptı. Polonya’dan sonra, en çok Ukraynalı sığınmacı alan ülkeler 727 bin kişiyle Almanya iken ve 348 bin kişiyle Çekya. Savaştan kaçan yaklaşık 2 milyon Ukraynalının ise ülkesine geri döndüğü kaydedildi.

Ukraynalıların Avrupa Birliği’ne (AB) gelişi, hem büyük bir desteği harekete geçirdi hem de sistemlerinin zorlanmasına neden oldu. Yeni bir ülkeye yerleşen sığınmacılar, en azından bir süre için, sosyal güvenlik ağlarına bağlı durumda hayatlarını sürdürüyor.

Gıda krizi

Ukrayna önemli bir tahıl üreticisi ve dünyanın ayçiçek arzının yarısından fazlasının da üreticisi. ABD Tarım Bakanlığı verilerine göre, Ukrayna küresel mısır arzının yüzde 15’i ve buğday ticaretinin yüzde 10’undan sorumlu. Savaşın başlamasının ardından Rusya’nın Ukrayna’nın Karadeniz limanlarına girişini engellemesiyle tahılların ihracatı durmuş durumda.

İhracatın engellenmesi en çok Mısır ve Hindistan gibi, Ukrayna’nın tahıl ve ayçiçek yağı ithalatına bağımlı olan ülkeleri etkiledi. Dalga etkisiyle de yayılmaya devam ediyor.

Bazı uzmanlar, savaşın iklim değişikliği nedeniyle oluşan sert hava koşulları, pandemi nedeniyle gerçekleşen ekonomik krizle beraber, küresel bir gıda krizine neden olabileceği konusunda uyarıyor.

Geçtiğimiz Mayıs ayında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, açlık oranlarının küresel ölçekte yeni bir rekor yakaladığı konusunda uyarmış, on milyonlarca insanın savaş nedeniyle uzun süreli kıtlık ile karşılaşabileceğini söylemişti. Mayıs ayında, 23 ülke gıda ihracatını durdurmuş durumdaydı, bu da azalan gıda güvenliğinin bir göstergesi olarak görülüyor.

Enerji güvenliği

Rusya, dünya çapında en büyük doğal gaz ihracatçısı olma konumunda. Aynı zamanda, en büyük ikinci ham petrol ve üçüncü en büyük kömür ihracatçısı. Savaş başlayana kadar, gazının dörtte üçü ve ham petrolünün neredeyse yarısı Avrupa’ya ihraç ediliyordu. 2020 yılında, AB’nin toplam enerji tüketiminin çeyreğini Rus gazı, petrolü ve kömürü oluşturdu.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında AB, Rus enerjisine bağımlılığını azaltma yollarını aramaya başladı. Avrupa Komsiyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Mart ayında “Bizi açıkça tehdit eden bir tedarikçiye güvenemeyiz” demişti. Komisyon Mart ayında AB’nin 2030 yılına kadar Rus fosil yakıtlarını almayı bırakması niyetini açıklamış, Rusya’dan alınan gazın da üçte ikisinin bu yıl sonuna kadar kesilmesi planlarını belirtmişti.

Gaz stoğunu arttırmak, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatını, ABD gibi ülkelerden artırmak geçici tedbirler arasında bulunuyor. Bazı uzmanlar ise gaz kıtlığının ve rasyonlamanın (karne ile dağıtma uygulaması) imkan dahilinde olduğunu söylüyor.Pek çok kişi bu krizi AB’nin Rus enerjisine bağımlılıktan kurtulmasının ve Birlik’in yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğini artırarak gerçekleştirmeyi planladığı iklim koruma hedeflerinin önünde bir fırsat olarak görüyor. Ancak bu hedeflerin ne kadar hızlı gerçekleştirilebileceği konusunda bazı sınırlamalar mevcut. Rus olmayan enerji kaynaklarına olan talebin artması da, enerji fiyatlarını artırmış durumda.

Fiyat artışları ve enflasyon

Savaş başladığından bu yana yaşanan gıda ve enerji sıkıntıları pek çok kişinimn hayatını büyük ölçüde değiştirdi: Fiyatlar arttı.

Bir şeyin arzı azaldıkça, değeri artar. Gıda ve yakıt pahalılaştıkça, diğer ürünler de pahalılaştı. Özellikle gıda fiyatları tırmanışta. BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün gıda fiyatı endeksi (bir sepet gıda ürününün aylık fiyat değişimlerini ölçer) Mart ayında en yüksek oranları gördü.

Enflasyon, yani fiyatlar arttıkça alım gücünün azalması ise ekonominin her boyutunu etkileyen anahtar kriterlerden.

Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre 2021 yılının Mart ayından bu yana, enflasyon iki kattan daha fazla yükseldi. Avrupa Bölgesi’nde enflasyon geçen ay yüzde 8,1’i gördü, yeni bir rekor kırıldı.

Enflasyonun düşük gelirli ülkeleri daha çok etkilemesi tahmin ediliyor. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) sanayileşmiş ülkeler için enflasyon tahmini yüzde 5,7 iken, gelişmekte olan ülkeler için yüzde 8,7.

NATO’nun canlanması

Rusya’nın Ukrayna saldırısı jeopolitikada da izlerini bıraktı. Bazı uzmanlar, Doğu’da Rusya ve Çin’in olduğu, Batı’da ABD ve AB’nin olduğu yeni bir Doğu ve Batı jeopolitik / ekonomik blok ayrımı bekliyor.

NATO, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1949 yılında, ABD, Kanada ve 10 AB ülkesini bir araya getirmek için kuruldu. Soğuk savaş ürünü olan örgüt, Avrupa için demokrasi ve serbest piyasa şemsiyesi haline gelirken, 2004 yılında doğuya genişledi.

NATO’nun kolektif savunmayı düzenleyen 5. maddesi, bir üye ülkeye saldırı olması durumunda, diğer üye ülkelere de saldırıldığı anlamına geleceğini, askeri misillemenin bütün üye ülkeler tarafından üstlenileceğini söyler. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 2019 yılında NATO için “beyin ölümünün gerçekleştiğini” söylemesinin ardından, Ukrayna savaşı’nın dünyanın en güçlü askeri ittifaklarından olan örgütü yeniden sahneye taşıdığı söyleniyor.

Putin’in Rusya için tasarladığı emperyalist projeden korkulması nedeniyle Finlandiya ve İsveç geçtiğimiz haftalarda, 70 yıllık tarafsızlığın ardından ittifaka katılma niyetlerini belirtti.

Putin, NATO’yu Rusya’ya bir tehdit olarak görüyor ve ittifakın Ukrayna’yı kabul etmesi durumunda olacaklar konusunda uyarılarda bulunmuştu. İttifakı eleştirenler ise doğu genişlemesinin provokasyon anlamına geldiğini söylüyor.

NATO, Ukrayna’ya silah ve ekipman desteği sağlıyor. Hassas dansına devam ediyor. Kararlı duruyor ancak hafif adımlarla ilerliyor, Üçüncü Dünya Savaşı’nı tetiklemekten kaçınıyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Ukrayna Savaşının Önündeki Beş Senaryo

Savaşlarda gidişatın değiştiği anlar olur. Vladimir Putin’in Ukrayna’yı işgalinde de böyle anlar yaşandı. Başlangıçta Rusya’nın hızlı hamlesiyle kısa sürede zafere ulaşmasından endişe edilirken bunu Rus güçlerinin Kiev civarından geri çekilişi ve etkili bir Ukrayna direnişi izledi.

Şimdi ise Rusya ülkenin doğusunu işgal etmek için güçlerini bölgede yoğunlaştırmış durumda. Peki 100 günü aşkın süredir devam eden bu savaşın önünde hangi ihtimaller var? İşte bazıları bir arada da gerçekleşebilecek beş senaryo;

1: Yıpratma harbi

Savaş aylarca, hatta yıllarca devam edebilir. Rusya ve Ukrayna orduları birbirlerini tüketmeye devam eder.

Bazı dönemler bir taraf ilerlerken diğer dönemlerde de diğer taraf kazanımlar elde edebilir.

İki taraf da pes etmek istemez.

Rusya Devlet Başkanı Putin, Batı ülkelerinin Ukrayna’daki savaştan yorulacağını, içinde bulundukları ekonomik krize ve Çin tehdidine odaklanacağını düşünerek stratejik bir sabır gösterebilir.

Öte yandan Batı ülkeleri yorulmadan Ukrayna’ya silah yardımı yapmaya devam eder.

Savaşta yarı-kalıcı cephe hatları oluşur. Savaş gitgide “sonsuza kadar sürebilecek” donmuş bir ihtilafa evrilir.

Avustralyalı emekli general ve askeri akademisyen Mick Ryan “İki tarafın da kısa vadede operasyonel veya stratejik olarak ezici bir zafer kazanması çok düşük bir ihtimal” diyor.

2: Putin’in ateşkesi

Peki ya Putin tek taraflı bir ateşkesle dünyayı şaşırtırsa? Böylesi bir hamleyle şimdiye kadarki toprak kazanımlarını bir zafer olarak sunabilir.

“Özel askeri operasyonun” hedefine ulaştığını iddia edebilir, “Rusya’nın desteklediği Donbas’taki ayrılıkçıların güvenliği sağlandı ve Kırım’la kara bağlantısı kuruldu” diyebilir.

Bunun ardından etik üstünlüğü elde edip, Ukrayna’ya çatışmayı sonlandırması için baskı yapmaya çalışabilir.

Chatham House düşünce kuruluşundan Rusya uzmanı Keir Giles, “Bu Rusya tarafından her an uygulamaya konabilecek bir taktik. Rusya Avrupa’nın barışa karşılık olarak Ukrayna’ya çatışmayı bırakma ve toprak kaybını kabullenme için baskı uygulamasını istiyorsa, bunu yapabilir” diyor.

Bu tür argümanlar halihazırda Paris, Berlin ve Roma’da yankılanabilir: “Savaşı uzatmaya gerek yok, küresel ekonomik sıkıntıları sonlandırmak gerek, bir ateşkes için bastırılmalı” diyebilirler.

Öte yandan ABD, İngiltere ve Doğu Avrupa’daki çoğu ülke buna itiraz edecektir. Bu ülkeler Ukrayna’nın geleceği ve uluslararası düzenin korunması için Rusya’nın işgalinin başarısızlığa uğraması gerektiğini düşünüyor.

Yani Rusya’nın tek taraflı ateşkesi savaşa dair anlatıyı değiştirse de çatışmayı sonlandırmayabilir.

3: Cephede pata ve müzakere

Ukrayna ve Rusya cephede daha fazla askeri kazanım elde edemeyeceğini düşünerek siyasi bir çözüm için müzakerelere başlayabilir mi?

İki ülkenin de ordusu yorulur, insan gücü ve mühimmat konusunda da sorun yaşar.

Savaşa devam etmek için ödenen bedel, daha fazla çatışmayı haklı kılmakta zorlanır.

Rusya’nın askeri ve ekonomik kayıpları sürdürülebilir olmaktan çıkar. Ukrayna halkı da savaştan yorulur ve gittikçe uzaklaşan bir zafer ihtimali için daha fazla can kaybı istemez.

Batı’nın askeri yardımlarının devam edip etmeyeceğinden emin olamayan Ukrayna’nın siyasi liderleri müzakere vaktinin geldiğini düşünebilir.

Sonuçta ABD Başkanı Joe Biden, ülkesinin amacının Ukrayna’yı “müzakere masasında olabildiğince güçlü kılmak” olduğunu söylemişti.

Fakat cephede pata halinin oluşması aylar sürebilir ve siyasi çözüm de kolay olmayacaktır. Bunun en büyük nedenlerinden biri de Ukrayna’nın Rusya’ya güvenmemesi.

Bir barış anlaşmasının kalıcı olacağının da garantisi yok.

4: Ukrayna ‘zaferi’

Ukrayna, bütün zorluklara karşın zafere benzer bir şeye ulaşabilir mi? Ukrayna güçleri Rus askerlerini işgal öncesi sınırlara kadar geriletebilir mi?

Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy bu hafta bir Hollanda televizyonuna “Ukrayna bu savaşı kesinlikle kazanacak” dedi.

Rusya’nın Donbas’ı ele geçirmeye başaramayıp daha fazla kayıp vermesi mümkün mü? Batı yaptırımları Rus ordusunu derinden etkiliyor.

Bundan faydalanan Ukrayna, yeni uzun menzilli füzelerini kullanarak karşı saldırıya geçebilir, Rusya’nın ikmal hatlarının zorluk yaşadığı bölgeleri tekrar ele geçirebilir.

Ukrayna ordusu savunma pozisyonundan saldırı pozisyonuna geçebilir.

Bu senaryo, siyasetçilerin şimdiden endişe duymasına yol açacak kadar gerçekçi.

Endişe duymalarına yol açan soru ise şu: Putin bir yenilgiyle karşı karşıya kalırsa el yükseltip Ukrayna’da kimyasal veya nükleer silah kullanabilir mi?

Londra’daki Kings College’da kısa süre önce bir seminer veren tarihçi Niall Ferguson “Putin’in elinde nükleer bir seçenek varken konvansiyonel bir savaş yenilgisini kabul etmesi pek de olası değil” demişti.

5: Rusya ‘zaferi’

Peki Rusya’nın bir “zafer” kazanması mümkün mü?

Batılı yetkililer, Rusya’nın savaşın başında karşılaştığı zorluklara rağmen başkent Kiev’i ele geçirmeyi planladığını ve Ukrayna’yı kendine tabi kılmayı istediğini söylüyor.

Bir yetkili “Bu maksimalist hedefler değişmiş değil” diyor.

Rusya Donbas’ta zafere ulaşırsa, buradaki birliklerini başka cephelerde kullanabilir ve Kiev’i tekrar hedef alabilir.

Rus birliklerinin sayıca üstünlüğü, Ukrayna ordusuna kayıp verdirmeye devam edebilir.

Zelenskiy her gün 100 Ukrayna askerinin öldüğünü ve 500 askerin de yaralandığını açıklamıştı.

Ukrayna halkı da direnişe devam etmek isteyenler ve çatışmaların bitmesini isteyenler olarak ikiye bölünebilir. Bazı ülkeler de Ukrayna’ya destek vermekten yorulabilir.

Öte yandan Rusya’nın bir zafere ulaşmakta olduğunu görürlerse, verecekleri desteği artırmaları da mümkün.

Batılı bir diplomat bana, Batı’nın Rusya’ya bir uyarı olarak Pasifik’te bir nükleer silah denemesi yapması gerektiğini söylemişti.

Bu savaşın geleceği henüz yazılmış değil.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Rusya’dan Ukrayna’ya Silah Yardımını Artıran ABD’ye Tepki

Rusya, Ukrayna’ya 700 milyon dolarlık silah yardımının parçası olarak gelişmiş füze sistemleri göndereceğini açıklayan ABD’ye tepki gösterdi. ABD’nin kararını dün Başkan Joe Biden kamuoyuna açıklamıştı.

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, “Bu tür yardımlar Ukrayna yönetiminin barış müzakerelerine katılma olasılığını düşürüyor. ABD yangına körükle gidiyor” dedi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise “üçüncü bir ülkenin” çatışmalara sürüklendiğini söyledi.

Ukrayna’ya gönderilecek silahlar arasında 4 adet M142 Yüksek Hareket Yetenekli Topçu Roket Sistemi (HIMARS) yer alıyor. Bu füze sisteminin yaklaşık 70 kilometrelik menzile ve Rus hedeflerini vurma kapasitesine sahip olduğu belirtiliyor.

BBC’ye konuşan Korgeneral Edward Stringer, “Bu tip silahlarla ön cephenin gerisinde, henüz harekete geçmemiş birlikler hedef alınır. Kullanılan füzelerin menzili bir kilometre bile uzun olsa büyük bir fark yaratabilir” dedi.

BBC Diplomasi Muhabiri Paul Adams da ABD’nin kararının şimdiye kadar atılan en önemli adım olabileceğini, HİMARS’ın Rus sistemlerine kıyasla çok daha etkili olduğunu söylüyor.

ABD; Ukrayna’ya helikopter, tanksavar silah ve yedek parça yardımı da yapacak.

Ukrayna’nın müzakere gücünü artıracak

Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başladığı 24 Şubat’tan bu yana ABD, Kiev yönetimine yapacağı askeri yardımda oldukça dikkatli davranarak Moskova’nın “provoke edilmemesi” yöntemini tercih etmişti.

Ancak Biden, Çarşamba günü yaptığı açıklamada silah desteğinin Ukrayna’nın müzakere gücünü artıracağını ve iki ülke arasında diplomatik bir çözümü kolaylaştıracağını söyledi.

Beyaz Saray yetkilileri, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüşüldüğünü ve silahların Rusya’ya doğrudan saldırı amaçlı kullanılmayacağı garantisini aldıklarını belirtti.

Biden, Rus topraklarına ateşlenebilecek füze sistemleri göndermeyeceklerinin özellikle altını çizdi.

Zelenskiy de ABD merkezli haber kanalı Newsmax’e verdiği röportajda bunu doğruladı: Rusya’da olanlarla ilgilenmiyoruz, kendi ülkemizde, Ukrayna’da olanları takip ediyoruz.

Ancak Peskov bu açıklamalara inanmadığını, “ABD’nin sonuna kadar Rusya’ya karşı savaşacağını” söyledi.

Almanya da yardım gönderiyor

Almanya hükümeti de Ukrayna’ya hava savunma sistemi göndereceğini bildirdi.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, parlamentoya yaptığı açıklamada gönderilecek olan IRIS-T’nin ülkedeki en iyi füze savunma sistemi olduğunu söyledi, Ukrayna’nın bu sistemle bir şehrin tamamını hava saldırılarına karşı savunabileceğini vurguladı.

Rusya son günlerde özellikle Ukrayna’nın doğusunda saldırılarını artırmış, çatışmalar Severodonetsk şehrinde yoğunlaştı.

Ukrayna yetkilileri, Rusya’nın şehrin yaklaşık yüzde 80’ini ele geçirdiğini tahmin ediyor. Zelenskiy, Rusya’nın Severodonetsk’te bir kimyasal tesisi bombalamasına “çılgınlık” diyerek tepki göstermişti.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

ABD, Ukrayna’ya Gelişmiş Roket Sistemleri Gönderecek

ABD’de Joe Biden yönetimi Ukrayna’ya yüksek teknoloji, orta menzilli roket sistemleri gönderme kararı aldı. New York Times gazetesine bir görüş yazısı yazan Biden, “savaş alanında temel hedefleri daha kesin bir biçimde vurabilmesi için” ABD’nin Ukrayna’ya daha gelişmiş roket sistemleri ve cephane sağlayacağını söyledi.

Biden yazısında “Ukrayna’ya önemli miktarda silah ve cephane göndermek için hızla hareket ettik ki savaş alanında savaşabilsin ve müzakere masasında olabilecek en güçlü pozisyonda olabilsinler” ifadelerini kullandı.

Biden yönetiminden yetkili bir isim, gönderilecek silahlar arasında M142 Yüksek Hareket Yetenekli Topçu Roket Sistemi (HIMARS) sistemleri olduğunu söyledi. Ukrayna Genel Kurmay Başkanı Valeriy Zalujniy yaklaşık bir ay önce yaptığı açıklamada Rusya’nın füze saldırılarına karşı koymak için bu sistemlerin son derece gerekli olduğunu söylemişti.

Kiev’in Washington’a bu silahları Rusya içindeki hedefleri vurmak için kullanmama güvencesi verdiği belirtiliyor. ABD’li bir yetkili basın mensuplarına yaptığı açıklamada “Ukraynalılar bu sistemleri Rusya’nın Ukrayna topraklarındaki ilerlemesini püskürtmek için kullanacak ancak bunu Rus topraklarındaki hedefler üzerinde kullanmayacaklar” dedi.

Biden yönetiminden alınan diğer bilgilere göre ABD’nin açıklayacağı 700 milyon dolarlık yeni güvenlik destek paketinin içinde ayrıca helikopterler, Javelin tanksavar sistemleri, hava gözetim radarları, taktik araçlar ve yedek parçalar bulunuyor. Paketin ayrıntıları bugün resmi olarak kamuoyuyla paylaşılacak.

Moskova’da nükleer silahlarla askeri tatbikat

ABD’nin Ukrayna’ya roket sistemleri gönderme kararı almasından hemen sonra Rusya Savunma Bakanlığı da Moskova’nın kuzeyindeki Ivanova bölgesinde bir askeri tatbikat yapıldığını duyurdu. Rus Interfax haber ajansının haberine göre yaklaşık bin askerin katıldığı tatbikatta, Yars kıtalararası balistik füze rampalarının da olduğu 100’den fazla araç yer alıyor.

Rus birliklerinin Ukrayna’nın doğusundaki ilerleyişi ise sürüyor. Luhansk Bölge Valisi Serhiy Gayday dün yaptığı açıklamada Rus birliklerinin Sievierodonetsk kentinin büyük ölçüde kontrolünü ele geçirdiğini ifade etti. Kentin altyapısının hemen hemen tümüyle tahrip olduğunu belirten Gayday binaların yüzde 60’ının da onarılamayacak şekilde tahrip olduğunu söyledi. Gayday Rus topçu ateşi nedeniyle bölgeye yardım göndermenin ve bölgedeki insanların tahliyesinin mümkün olmadığını kaydetti.

Sievierodonetsk ve Lısıçansk kentlerini ele geçirmesiyle birlikte Rusya’nın Luhansk bölgesinin tümünü kontrol altına almasının da mümkün hale geldiği belirtiliyor.

Paylaşın

Eurovision Birincisi Ukraynalı Grup SİHA Almak İçin Ödülünü Sattı

14 Mayıs’ta İtalya’nın Torino kentinde düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması’nda birincisi seçilen Ukraynalı grup Kalush Orchestra, ülkesinin Rusya’ya karşı savaşına destek vermek için ödülünü açık arttırmaya çıkardı.

Grup Facebook üzerinden açık arttırmaya sunulan Kıristal Mikrofon’un satışıyla insansız hava aracı satın alacaklarını duyurdu.

Stefania adlı şarkı, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı direnişinie destek vermek isteyenlerin adresi olacağı tahmin edilerek yarışma öncesi favori gösterilmiş, yarışmada kullanılan halk oyları ile de birinciliği kazanmıştı.

Grup üyesi Oleh Psiuk’un aslen annesine yazdığı şarkıda geçen “Evime dönüş yolunu her zaman bulacağım, bütün yollar tahrip olsa bile” sözleri savaşa bir tepki olarak algılanmıştı.

Ukraynalı televizyon sunucusu Serhiy Prytula tarafından yönetilen açık arttırmada ödül 900 bin dolara alıcı buldu. Sunucu bu rakamla Ukrayna yapımı PD-2 insansız hava sistemine ait üç adet araç ve yer kontrol istasyonu alınacağını açıkladı.

Açık attırmanın olduğu saatlerde Almanya’nın başkentindeki Brandenburg Kapısı’nda düzenlenen bir yardım konserinde sahne alan Kaluch Orchestra, izleyenenlere seslenerek 4 binden fazla sivilin yaşamını yitirdiği ve 5 bine yakın sivilin de yaralandığı savaşın “barış gelene kadar manştlerden inmemesi gerektiğini” söyledi.

Moskova’nın Ukrayna’yı silahsızlandırarak faşistlerden koruma amaçlı “özel askeri operasyon” olarak tanımladığı savaş dördüncü ayında 14 milyondan fazla Ukraynalı’nın evlerini terketmesine yol açtı.

Saldırılarını ülkenin doğusunda yoğunlaştıran Rusya, Donbas’ın Kuhansk bölgesinde halen Ukrayna’nın elinde kalan son kentlerden Sievierodonetsk’i ele geçirmek için hafta sonundan bu yana ağır topçu taaruzlarıyla girişimini sürdürüyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Sergey Lavrov: Ukrayna’da Önceliğimiz Donbas’ın ‘Özgürleştirilmesi’

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Fransız televizyonu TF1’e verdiği mülakatta, Ukrayna’nın Donbas bölgesinin “özgürleştirilmesinin” Moskova için koşulsuz bir öncelik olduğunu söyledi.

Rusya, 3 ayı geride bırakan Ukrayna işgalinde ülkenin doğusunda yer alan, Donetsk ve Luhansk’tan oluşan Donbas bölgesine odaklanacağını ilan etmişti.

Lavrov, Rusya’nın devam eden işgalini savunduğu konuşmasında, yaptıkları operasyonun amacının Ukrayna’yı “silahlardan arındırmak” olduğunu ileri sürdü.

Rusya Dışişleri BakanıSergey Lavrov, ülkesinin Ukrayna’da “neo-Nazi rejimiyle savaştığı” savını da yineledi.

Öte yandan Lavrov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in hasta olduğu iddialarını ise yalanladı.

Donbas’a odaklanan savaş

Başlangıçta Rusya’nın amacının Ukrayna’nın büyük şehirlerini ele geçirmek ve hükümeti devirmek olduğu tahmin ediliyordu. Ancak, sert bir direnişle karşılaşan Rusya’nın savunma yetkilileri, “operasyonun ilk aşamasında hedeflediklerine genel olarak ulaştıklarını” ve birliklerin başkentin çevresindeki bölgelerden çekildiğini söylemişti.

Bunun ardından Rus yetkililer, planlarının Rusça konuşan Donbas bölgesine odaklanarak, bölgeyi “özgürleştirmek” olduğunu duyurdu.

Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk bölgelerinin içinde belirli alanları 2014’teki çatışmalardan bu yana fiilen kontrolü altında tutan Rusya yanlısı ayrılıkçılar, bu alanlarda tek taraflı olarak bu iki “cumhuriyeti” ilan etmişti.

TF1 televizyonuna konuşan Lavrov, “Rusya Federasyonu tarafından bağımsız devletler olarak tanınan Donetsk ve Luhansk’ta kazanmak, koşulsuz önceliğimiz” dedi.

Lavrov, Ukrayna’nın geri kalan bölgelerine hitaben, “Özünde Rus karşıtı olan neo-Nazi rejimi altında yaşamaya dönmekten mutlu olup olmamak onlara kalmış” ifadelerini kullandı.

Ukrayna şehirlerindeki insani yıkımla ilgili soru üzerine Lavrov, “Rus askerleri sivil altyapıya zarar vermemek konusunda katı emirler altındadır” dedi.

Rusya 24 Şubat’ta işgal operasyonunu başlattığından bu yana, Birleşmiş Milletler verilerine göre, 4 bin 31 sivil öldürüldü, 4 bin 735 sivil yaralandı. 14 milyonu aşkın kişi ise evlerini terk etti.

Paylaşın

Zelenskiy’den Rusya’ya ‘Soykırım’ Suçlaması

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya’nın Ukrayna’nın doğusunda “soykırım” uyguladığını iddia etti. Zelenskiy, günlük televizyon konuşmasında, Rusya’nın Donbas bölgesinde “açık bir şekilde soykırım politikası izlediğini” dile getirdi.

Rus ordusunun saldırılarının Donbas bölgesini tamamen yaşanamaz hale getirebileceğini ifade eden Zelenskiy, Moskova’nın tüm Ukrayna kentlerini yerle bir etmek istediğini savunarak, “Tüm bunlar, insanlarımızın kaçırılması ve sivillerin kitleler halinde katledilmesi, Rusya tarafından uygulanan açık bir soykırım politikasıdır” dedi.

Nisan ayında Ukrayna Parlamentosu’nda alınan bir karar da Rusya’nın saldırılarını “soykırım” olarak nitelendiriyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de, Rus ordusunun geçen Şubat ayında Ukrayna’ya saldırısına gerekçe olarak, Kiev yönetiminin Ukrayna’nın doğusundaki Luhansk ve Donetsk bölgelerinde yaşayan Rusça konuşan azınlığa “soykırım uygulamasını” göstermişti.

Rusya saldırılarını yoğunlaştırıyor

Ukrayna’nın doğusunda yer alan ve Rus ordusu tarafından son günlerde abluka altına alınmaya çalışılan Syevyerodonetsk ve Lısıçansk kentlerine yönelik saldırıların şiddeti ise giderek artıyor. Başkent Kiev ile ülkenin ikinci büyük şehri Harkiv’i ele geçiremeyen Rus ordusu, buralardaki birliklerini de daha önce ülkenin doğusuna kaydırmıştı. Yerel kaynaklar, Rus birliklerinin Donbas bölgesinde ağır da olsa ilerlediğini bildiriyor.

Konumu itibarıyla stratejik öneme sahip Syevyerodonetsk’in de liman kenti Mariupol gibi haftalar süren ablukanın ardından büyük oranda hasar görmüş halde Rusların kontrolüne geçebileceği öngörülüyor.

Bölgedeki durumu değerlendiren Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili, “Biz, her ne kadar çatışmalar devam ediyor olsa da, Rus birliklerinin Syevyerodonetsk’in kuzeydoğusunu büyük oranda ele geçirdiğini düşünüyoruz” dedi. Syevyerodonetsk askeri idaresinin sivil ve askeri yöneticisi Alexander Striuk, savaştan önce nüfusu yaklaşık 100 bin olan kentte şu an hala 12 ila 13 bin kişinin yaşadığını bildirerek, “Syevyerodonetsk’teki konutların yüzde 60’ı tahrip edildi. Kentteki binaların yüzde 85 ila 90’ı hasarlı ve kapsamlı bir onarıma ihtiyaç duyacaklar” ifadelerini kullandı.

Harkiv’e bombardıman

Rus birliklerinin daha önce çekildiği ve insanların yeniden normal hayata dönmeye çalıştığı, ülkenin kuzeyinde yer alan Harkiv kentine düzenlenen bombardımanda ise çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği bildiriliyor. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, söz konusu bombardımanda dokuz kişinin öldüğünü, 19 kişinin de yaralandığını duyurdu. Zelenskiy, ölenler arasında beş aylık bir bebek ile babasının da bulunduğunu, annenin ise ağır yaralandığını aktardı.

Rus ordusuna bağlı birliklerin Harkiv’den çekilmiş olmasına rağmen, şehrin doğusunda mevzilendikleri belirtiliyor. Şehirdeki Ukraynalılar ise, kent çevresine yeni siperler kazarak ve yollarda beton engellerle kontrol noktaları oluşturarak, olası yeni bir Rus işgal girişimine karşı hazırlıklı olmaya çalışıyor.

İtalya’nın barış planı Rusya tarafından reddedildi

İtalya tarafından, Ukrayna Savaşı’nın sona erdirilmesi için geliştirilen barış planı Moskova tarafından reddedildi. Söz konusu plan, Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde bir ateşkesi ve Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne (AB) üyeliğini ancak NATO dışında kalmasını öngörüyordu. Plana göre ayrıca Donbas bölgesi ile Kırım Ukrayna’ya bağlı özerk bölgeler statüsüne sahip olacaklardı.

Öte yandan Ukrayna’nın başkenti Kiev’i ziyaret eden Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, yaşanan savaşın Avrupa için bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Marin ayrıca Rusya’ya olan güvenin nesiller boyu geri gelmeyecek şekilde kaybolduğunu ifade etti.

Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının ardından, on yıllardır sürdürdüğü ittifaklar dışında tarafsız kalma çizgisinden vazgeçerek NATO’ya üyelik başvurusunda bulunmuştu.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Ukrayna Tahılının İhracatı İçin Türkiye Devrede

Ankara’nın, Ukrayna tahılının Türkiye üzerinden ihraç edilebilmesi için Moskova ve Kiev ile müzakereler halinde olduğu bildirildi. Öte yandan Alman Demiryolları İşletmesi (Deutsche Bahn), Ukrayna’nın tahıl ihracatına destek vereceğini duyurdu.

Reuters haber ajansına konuyla ilgili bilgi veren üst düzey bir Türk yetkili, “Türkiye, Ukrayna tahılının ihracatı için hem Rusya, hem de Ukrayna ile görüşüyor. Türkiye üzerinden açılacak bir koridorla bu tahılın hedeflenen pazarlara ulaşmasına yönelik bir talep var. Müzakereler devam ediyor” ifadesini kullandı.

Ukrayna’nın Karadeniz’deki limanları, Rusya’nın bu ülkeye yönelik saldırılarını başlattığı Şubat ayından bu yana kullanılamıyor ve limanlardaki depolarda 20 milyon tondan fazla tahıl olduğu belirtiliyor. Rusya ile birlikte küresel buğday arzının yaklaşık üçte birini Ukrayna’dan tahıl ihracatı yapılamaması nedeniyle küresel çapta gittikçe büyüyen bir gıda krizi yaşanıyor.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrey Rudenko, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Batı’nın ülkesine yönelik bazı yaptırımları kaldırması karşılığında Moskova’nın gıda taşıyan gemiler için koridor açmaya hazır olduğunu dile getirmişti.

Almanya da destek vermeye hazır

Alman Demiryolları İşletmesi (Deutsche Bahn), Ukrayna’nın tahıl ihracatına destek vereceğini duyurdu. Alman Yazı İşleri Ağı’na (RND) konuya dair açıklamalarda bulunan Deutsche Bahn (DB) Cargo Yönetim Kurulu Başkanı Sigrid Evelyn Nikuta, “Dünyanın bazı bölgelerinde yaşanması muhtemel olan açlık krizi ve milyonlarca ton Ukrayna tahılının ihracatına olan ihtiyaç nedeniyle, Almanya hükümeti ile birlikte DB Cargo olarak biz daha fazla iş üstlenip daha çok nakliye tren seferi organize edeceğiz” dedi.

“Şirket olarak sosyal sorumluluğumuz gereği yapmamız gereken ne varsa yapıyoruz” ifadelerini kullanan Nikuta, DB Cargo’nun Polonya ve Romanya’da kendine bağlı şirketler aracılığıyla halihazırda her gün çeşitli limanlara tahıl taşıyan çok sayıda tren seferi organize ettiğini bildirdi. Sigrid E. Nikuta, bir sonraki adımın Ukrayna’nın tarım ihracatının artırılması olacağını ve hedeflerinin Kuzey Denizi, Karadeniz ve Akdeniz’deki limanlara kalıcı bağlantılar kurmak olduğunu ifade etti.

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre Ukrayna’daki depolarda şu an ihraç edilmeyi bekleyen toplam 25 milyon ton tahıl bulunuyor. Karadeniz’deki limanları Rus ablukası altında olduğu için ihracatını buradan yapamayan Kiev, acil bir biçimde alternatif rotalar arıyor.

Paylaşın