Ukrayna’dan Kaçanların Sayısı 6,5 Milyona Yaklaştı

Birleşmiş Milletler’e (BM) göre Rusya’nın işgali nedeniyle Ukrayna’yı terk edenler 6,4 milyonu geçerken, Ukrayna’nın doğusundaki Luhansk bölgesinde şiddetli çatışmaların yaşandığı aktarıldı.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) Alman Welt am Sonntag gazetesine yaptığı açıklamaya göre, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin başladığı 24 Şubat tarihinden bu yana 6 milyon 400 binden fazla insan Ukrayna’yı terk etmek durumunda kaldı. Bu insanlardan 3,4 milyonu komşu Polonya’ya sığınırken, 943 bini Romanya’ya, 888 bini Rusya’ya ve 627 bini de Macaristan’a gitti.

Komşu olmayan ülkelere giden Ukraynalıların sayısında Almanya, Çekya ve İtalya’nın başı çektiği kaydedildi. Alman İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 700 binden fazla Ukraynalı sığınmacı savaşın başlamasından bu yana ülkeye giriş yaparken, ilgili ülkelerden yapılan açıklamalara göre bu rakam Çekya için 348 bin ve İtalya için 118 bin olarak belirlendi.

UNHCR aynı zamanda yurt dışından Ukrayna’ya 1,9 milyon kişinin girdiğini açıkladı. Kurum, bu rakamın kalıcı olarak ülkelerine dönenlerle birlikte geçici olarak dönenleri de kapsadığını belirtti.

Ukrayna’nın doğusunda çatışmalar

Öte yandan, Ukrayna’nın doğusunda yer alan Luhansk bölgesindeki Syevyerodonetsk ve Lısıçansk şehirlerinde ağır çatışmaların devam ettiği ifade edildi. Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı tarafından Pazar günü yapılan açıklamada, Ukrayna birliklerinin mevzilerinin bölgedeki tüm cephe hattı boyunca Rus topçuları tarafından bombalandığı belirtildi.

Açıklamada, Rus birliklerinin Syevyerodonetsk’in kuzeyi, doğusu ve güneyindeki kasabalara saldırdığı ancak bu kasabaları ele geçiremediği bilgisi paylaşıldı. Lısıçansk’tan Donetsk bölgesindeki Bahmut’a giden yolun güneyindeki köylerde de çatışmaların aynı derecede şiddetli geçtiği aktarıldı.

Rus ordusu günlerdir Donetsk bölgesinden, Syevyerodonetsk ve Lısıçansk çevresindeki Ukraynalı gruplara ikmali kesmeye çalışıyor. Ukrayna kaynaklarına göre, önceki gün bu iki şehir arasından akan nehrin üzerindeki bir köprü Rus birlikleri tarafından imha edildi.

Rusya Savunma Bakanlığı, son 24 saat içinde Donbas’taki beş silah deposu da dahil olmak üzere yaklaşık 40 hedefe havadan saldırı düzenlendiğini açıkladı. Ayrıca ülke çapında 580’den fazla hedefe roket ve topçu ateşi açıldığı da aktarıldı.

Rus hava saldırıları yoğunlaşıyor

Ukrayna’dan yapılan açıklamaya göre, Rusya, Ukrayna genelinde hava saldırılarını yoğunlaştırıyor. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı Pazar günü yaptığı açıklamada, Rus ordusunun “tüm bölgede füze ve hava saldırılarını” sürdürdüğünü ve bunların “yoğunluğunu artırdığını” söyledi. Açıklamada, Moskova’nın hava kuvvetlerini ülkedeki “önemli altyapıyı yok etmek için” giderek daha fazla kullanmakla itham etti.

Ukrayna parlamentosu da halihazırda var olan sıkı yönetimi ve genel seferberliği 90 gün daha uzattı. 23 Ağustos’a kadar geçerli olacak sıkı yönetim ve seferberliği, Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenskiy Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başladığı 24 Şubat günü ilan etmişti.

Paylaşın

Ukrayna Savaşı IŞİD’e Mi Yarayacak?

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), Ukrayna savaşını bir fırsat olarak görüyor. Uzmanlar da savaş, salgın ve iklim değişikliğinin yol açtığı toplumsal huzursuzlukların örgütler tarafından istismar edileceği uyarısında bulunuyor.

IŞİD, geçen ayın ortasında yeni bir tehdit mesajı yayınladı. Şubat ayında, ABD ordusu tarafından düzenlenen operasyonda öldürülen liderlerinin intikamının alınacağını, “intikam almak için kutsanmış bir kampanya” başlatılacağını duyurdu.

Örgüt aynı zamanda destekçilerine, Ukrayna savaşının kendilerine sunduğu avantajlardan faydalanma çağrısını yaptı. Çağrıda, “kafir Batılı uluslar meşgulken, IŞİD yandaşlarının saldırılar gerçekleştirebileceği” mesajına yer verildi.

El Kaide’ye yakınlığı ile bilinen bir dergi de dikkat çekici bir iddiayı gündeme getirdi. El Kaide destekçilerinin Ukrayna’da sivillere dağıtılan bazı silahları ele geçirdiğini iddia eden dergi, bunların Avrupalılara karşı kullanılacağını öne sürdü.

Afrika’dan Asya’ya, IŞİD ile bağlantılı yaklaşık bir düzine grup aktif ve günümüzde en çok Afrika, bu oluşumlarla bağlantılandırılan şiddet eylemlerine sahne oluyor.

Uzmanlar da son dönemde dünya genelinde toplumsal huzursuzlukların arttığına dikkat çekerek IŞİD, El Kaide ve diğer aşırılık yanlısı örgütlerin bundan faydalanmaya çalışacağı uyarısında bulundu.

Toplumsal huzursuzluğu istismar etmek

Mısır’da yayımlanan Al Ahram gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ezzat İbrahim Yusuf, Trends Araştırmaları için kaleme aldığı raporda bu konuya dikkat çekti.

Ezzat İbrahim Yusuf, hem salgın hem Ukrayna savaşının yol açtığı fiyat artışlarının toplumların yaşam koşullarını kötüleştirdiğine, yeni bir tepki dalgasının yayılmakta olduğuna işaret ederek radikal grupların bunu istismar etmeye çalışacaklarını belirtti.

Arap Birliği Başkanı Ahmed Ebu Gayt da IŞİD ile Mücadele Koalisyonu’nun bu ay düzenlenen Fas’taki toplantısı sırasında benzer bir uyarıda bulundu. Ahmed Ebu Gayt, IŞİD gibi örgütlerin savaş ve iklim değişikliğinin yol açtığı güçlükleri kendi lehine kullanmak isteyeceğine vurgu yaptı.

Özetle Avrupa’daki savaş özellikle kriz bölgelerinde zaten çok kötü durumda olan yaşam koşullarını daha da olumsuz etkiliyor, bölge halklarının omuzlarına ilave yükler bindiriyor.

Tahıl sıkıntısı, artan gıda ve petrol fiyatları, yüksek enflasyon ve bazı yardım örgütlerinin Ukrayna’ya odaklanmış olması, Lübnan, Suriye, Tunus, Libya ve Yemen gibi ülke halklarını daha da güç duruma sokmuş durumda.

Ukrayna savaşının daha da sürecek olması ihtimali, istikrarsızlıkla baş etmeye çalışan ülkelerde daha da olumsuz gelişmeler yaşanabileceği ihtimalini güçlendiriyor.

Bu gelişmeler, IŞİD gibi örgütlerin kendilerine destekçi bulmasını kolaylaştırabilir. Ekonomik sorunlar, siyasi çalkantılar, bölge halklarının IŞİD gibi örgütlere katılmayı bir çare olarak görmesine yol açabilir.

Ne iş ne de sosyal statü

2015 yılında yabancı savaşçılar için bir çekim merkezi haline gelen IŞİD’e katılanların büyük çoğunluğunu Tunuslular oluşturuyordu.

Küresel güvenlik araştırmaları kuruluşu Soufan Merkezi’ne göre o yıl IŞİD bünyesinde Tunus’tan 6 bin savaşçı bulunuyordu. Aynı yıl ise Rusya’dan 2 bin 400, Suudi Arabistan’dan 2 bin 500, Fransa’dan bin 700, Almanya’dan ise 760 kişi IŞİD’e katılmıştı.

IŞİD’e katılmanın çok farklı nedenleri olduğu biliniyor. Özellikle Avrupa’dan Irak ve Suriye’ye gidenler için ülkelerinde marjinalize edilmeleri, onlar için “gerçek” bir İslami devleti daha çekici hale getirmişti. Ancak daha sonra bölgede yakalanan yabancı savaşçılarla yürütülen söyleşiler, paranın da önemli bir etken olduğunu gözler önüne serdi.

IŞİD savaşçıları ile görüşmeler yapmış olan Anne Speckhard,, “Tunuslu pek çok genç erkeğin IŞİD’e katılmasının gerisinde ekonomik nedenler yatıyor” dedi.

ABD merkezli Uluslararası Şiddet İçeren Aşırılıkları Araştırma Merkezi (ICSVE) Direktörü Speckhard, IŞİD’e katılan Tunuslu erkeklerin işsiz, parasız olduklarını, yoksulluk nedeniyle evlenemediklerini belirterek “Oysa IŞİD onlara ücretli iş, ücretsiz ev, eş ve seks köleleri sundu” dedi.

Öfke ve umutsuzluk

IŞİD’in geçmişte yaptığı gibi bugün de ekonomik güçlükleri istismar ettiğine dair ilk emareler var. Lübnan’ın kuzeyindeki Trablus’ta bu yılın başında 40 erkeğin birden ortadan kaybolduğu yönünde haberler dikkat çekti.

IŞİD’in Irak’taki eğitim kamplarında kaybolanlardan bazılarının öldüğü bilgisi üzerine ailelerin onların nerede bulunduklarından haberdar oldukları belirtiliyor. Ekonomik krizle boğuşan Lübnan’daki yerel yetkililer gazetecilere IŞİD’in aylık 500 dolar maaş teklif ettiği bilgisini paylaştı.

Benzer haberler, IŞİD’in Afganistan’daki Horasan adlı uzantısıyla ilgili olarak da yayıldı. Özellikle sınır bölgesinde bu örgüte katılanlara aylık 270 ila 450 dolar arasında bir maaş teklif edildiği belirtiliyor.

ICSVE Direktörü Speckhard, “IŞİD, bugün de yoksul insanları mali teşviklerle örgüte katılmaya ikna etmeye çalışıyor” dedi.

Speckhard, “Teröristlerin çağrısı, hayatta kalmaya çabalayan çok yoksul insanlarda pek de yankı bulmazken, daha eğitimli, işsiz kesimlerde karşılık bulabiliyor. Öfkeleri araçsallaştırılan bu kesim, daha adil yönetebileceklerine ikna edildikleri terör örgütüne katılabiliyor” gözlemini aktardı.

Amerikalı bir gencin 10 kişi öldürdüğü, ABD’nin New York eyaletine bağlı Buffalo’daki ırkçı saldırıya işaret eden psikiyatri profesörü Speckhard, “Beyaz üstünlükçüler mesela iş vaat etmiyor. Ama kendi hayatlarındaki başarısızlıkları, ekonomik olarak tutunamamış olmanın sorumluluğunu, başkalarına yıkabilme bahanesine alan tanıyor” şeklinde sözlerini sürdürdü.

Amerikalı uzman, işsizlik, enflasyon, siyasi sorunlar ve salgın kaynaklı izolasyonun, umutsuzluk ve öfke duygusunu pekiştirdiğini, suçu belirli bir kişiye ya da nedene yükleme, indirgeme arzusunu da güçlendirdiğini söyledi.

Uzun vadeli strateji

Çoğunlukla ekonomik sorunlarla ortaya çıkan siyasi istikrarsızlık, oluşan güç boşluğu, geçmişte de IŞİD tarafından araçsallaştırıldı.

Birleşik Krallık’taki ExTrac Araştırma Direktörü Charlie Winter’e göre, IŞİD’in Ukrayna savaşını kendi lehine kullanmayı başarıp başarmayacağını zaman gösterecek.

IŞİD uzmanı Winter, Ukrayna savaşının IŞİD’in yetkinliklerini, yeni destekçi kazanma kabiliyetini doğrudan etkileyebileceğini söylemenin güç olduğunu vurguladı. Bununla birlikte Winter, “Halihazırda ağlar oluşturduğu bölgelerde sosyal ve ekonomik durumun, genel güvenliğin, kötüleşmesi IŞİD’in amacına hizmet edebilir” dedi.

Ancak Winter, IŞİD’in gücünün zayıfladığını, daha az kaynak ve savaşçıya sahip olduğunun altını çizdi, ayrıca “hilafet” ilan ettiği bir bölgesinin de artık bulunmadığını hatırlattı.

ICSVE Direktörü Speckhard da IŞİD’in “İslam’a aykırı, yozlaşmış gerçek yüzünü gösterdiğini”, insanları kandırmasının artık çok daha güç olduğuna dikkat çekti.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den ‘Küresel Gıda Krizi’ Uyarısı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterresi Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü savaşın tarım ürünlerinin fiyatlarının artmasına yol açtığını hatırlattı; savaşın ve fiyatlardaki artışın devam etmesi halinde küresel gıda krizi yaşanabileceğini söyledi.

Guterres, özellikle az gelişmiş ülkelerde ve yoksul halklarda gıda güvenliğinin savaş sebebiyle daha ciddi bir tehlike altına girdiğini belirtti.

Ukrayna’dan yapılan gıda ihracatının savaş öncesi seviyeye dönmemesi halinde dünyanın yıllarca sürecek bir kıtlıkla karşı karşıya kalabileceği konusunda uyarıda bulundu.

Ukrayna’da üretilen ve dünya genelinde ihtiyacın önemli bir kısmını karşılayan ayçiçek yağı ve bazı tahıl ürünleri, limanların kapalı olması nedeniyle ülkeden ihraç edilemiyor. Bu da arzı düşürürken fiyatları artırıyor.

BM verilerine göre küresel gıda fiyatları, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 arttı.

Çarşamba günü New York’ta konuşan Guterres, “Savaş on milyonlarca insanı gıda güvensizliğinin sınırlarına itti, bu da yetersiz beslenme, geniş kitlelerde açlık ve nihayetinde kıtlığa yol açabilir.” dedi:

“Birlikte harekete geçersek dünyada herkese yetecek kadar gıda var. Ancak bu sorunu bugün çözmezsek gelecek aylarda küresel gıda yokluğuyla karşı karşıya kalabiliriz.”

Ukrayna’nın gıda üretimi konusunda bir adım atılmadığı takdirde krize etkili bir çözüm bulunamayacağını belirten Guterres, Rusya ve Belarus’ta üretilen gübrenin de küresel piyasaya ulaştırılması gerektiğini söyledi.

Guterres, bu konuyla ilgili Rusya ve Belarus’la yoğun iletişim halinde olduğunu; ABD ve Avrupa Bilriği (AB) ile de görüşerek ithalatı normal seviyelere çekmeye çalıştığını söyledi.

Guterres’in açıklamaları, Dünya Bankası’nın dünyadaki gıda güvensizliği sorununa çözüm için 12 milyar dolarlık daha fon ayırdığı açıklamasıyla aynı güne denk geldi.

Savaş öncesinde Rusya ve Ukrayna, dünyanın tahıl ihtiyacının yüzde 30’unu karşılıyordu. Ukrayna dünyanın “ekmek sepeti” olarak anılırken limanlarından her ay 4,5 milyon ton tarım ürünü ithal ediliyordu.

Rusya’nın 24 Şubat’ta başlayan askeri harekatından bu yana arz büyük oranda azaldı ve dünya genelinde fiyatlar uçtu. Cumartesi günü bir diğer kritik tahıl üreticisi olan Hindistan’ın da ihracatı durdurduğunu açıklamasının ardından fiyatlar daha da yükseldi.

BM’ye göre şu an bir önceki hasattan elde edilen yaklaşık 20 milyon ton tahıl, Ukrayna’dan çıkarılamıyor. Eğer küresel piyasaya çıkışına izin verilirse dünya genelinde büyük bir rahatlama yaratacak.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Ukrayna’da Bir Ayda 100 Çocuk Hayatını Kaybetti

Rusya-Ukrayna savaşı bugün (13 Mayıs) itibariyle 79. gününde devam ederken Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ülkedeki çocukların durumuna ilişkin dün bir açıklama yaptı.

UNICEF yetkilisi Omar Abdi, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyine verdiği brifingde, savaşın bir “çocuk hakları krizi yarattığını” söyledi.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan savaşta okullara yönelik saldırılara ve çocukların eğitim hakkının elinden alındığına dikkat çeken Abdi, son bir ayda Ukrayna’da yaklaşık 100 çocuğun öldüğünü belirtti.

Okulların askeri amaçlar için kullanıldığını ve geçen hafta UNICEF destekli 15 okulun savaşta zarar gördüğünü de ifade eden UNICEF yetkilisi, okullara yönelik saldırılara son verilmesi çağrısında bulundu.

Bu bağlamda Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) BM Daimi Temsilci Yardımcısı Richard Mills savaşın başından bu yana Rusya’nın her gün ortalama 22 okulu hedef aldığını söylerken Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia Rusya ordusuna yönelik suçlamaları reddetti. Nebenzia, yanıtında “Ukrayna’da çocuklara tarihin doğru öğretilmediğini” savundu.

Ukrayna’nın BM Büyükelçisi Sergiy Kyslytsya ise Rusya’yı “Ukraynalı çocukları kaçırmak ve yasa dışı evlatlık vermekle” suçladı.

Mariupol’deki son durum

Ukrayna Başbakan Yardımcısı İrina Vereşçuk da dün Telegram kanalından bir açıklama yaparak Azovstal Metalurji Fabrikası haricinde Rusya kontrolüne geçen liman kenti Mariupol’deki duruma ilişkin konuştu.

Vereşçuk, esir tutulan Rusya askerlerine karşılık fabrikadaki ağır yaralı 38 askeri tahliye etmek için yapılan müzakerelerin çok zor ilerlediğini belirtti.

Özellikle bazı politikacılar ile gazetecilerin kamuoyuna yaydıkları müzakere içeriğine ilişkin açıklamaların toplumu yanlış bilgilendirmekle kalmayıp aynı zamanda müzakere sürecini de olumsuz etkilediğini kaydeden Başbakan Yardımcısı, “İnsanların hayatı söz konusu. Yalvarıyorum, bilmediğiniz şeyler hakkında halka açık yorumlardan kaçının” dedi.

Vereşçuk, devam eden müzakerelerin sadece Azovstal’daki ağır yaralı 38 askeri kurtarmak için yürütüldüğünü vurgulayarak, “Adım adım çalışıyoruz. Şu anda 38 ağır yaralıyı takas edeceğiz ve sonra devam edeceğiz. Bazı medya kuruluşlarının ortaya attığı 500 veya 600 kişinin takası konusunda şu anda herhangi bir müzakere yok” ifadelerini kullandı.

“Mariupol harabeye döndü”

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, BM İnsan Hakları Konseyi’nde Ukrayna için yapılan özel oturumda Ukrayna’da savaşın sivillere verdiği zarara dair konuştu. Bachelet, Mariupol’e atıfla, “Bir zamanlar dört başı mamur haldeki şehir, şu an harabeye dönmüş durumda” dedi.

Mariupol’de halkın “hayal edilemez korkular” yaşadığını söyleyen Bachelet, “Can kayıpları ve hasara dair manzara netleşince Mariupol’deki sivil ölümlerinin binlerle sayılacağını tahmin ediyoruz” dedi.

Bachelet, Azovstal endüstri bölgesinde de şiddetli çatışmaların sürdüğünü kaydederek, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve BM’nin gayretleri sayesinde buradaki metalurji fabrikasından 500’ün üzerinde sivilin tahliye edilmesinden memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

“Rusya birliklerinin sivillere tecavüzde bulunduğu” iddialarına ilişkin Bachelet, “Ofisimiz ülke çapında onlarca tecavüz vakasını doğruladı ve diğer iddiaları da incelemeyi sürdürüyor” dedi.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Rusya’nın Ukrayna’da İşlediği İddia Edilen İhlaller Soruşturulacak

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, bugün Cenevre’de bir araya gelen 34. Özel Oturum’unda, ezici bir çoğunlukla Rus birliklerinin Ukrayna’da işlediği iddia edilen ciddi ihlaller hakkında soruşturma başlatmak ve davranışlarını daha yakından mercek altına almayı kararlaştırdı. 

Yargısız infazlar, sivil kayıplar, çocuklara yönelik işkence ve istismarları kaygıyla karşılayan konsey, faillerden hesap sorulabilmesi için 2’ye karşı 33 oyla ihlal iddiaları hakkında soruşturma açılmasına karar verdi.

Kimler nasıl oy kullandı?

Çin ve Eritre karara karşı oy kullanırken, aralarında Hindistan, Pakistan ve Küba’nın da bulunduğu 12 ülke çekimser kaldı. Rusya, BM’nin en üst insan hakları organının olağanüstü toplantısını “siyasi bir gösteri” olarak nitelendirdi ve katılmayı reddetti.

Oylama sonuçları şöyle:

  • Onaylayanlar (33): Arjantin, Benin, Brezilya, Fildişi Sahili, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Gabon, Gambiya, Almanya, Honduras, Endonezya, Japonya, Libya, Litvanya, Lüksemburg, Malavi, Malezya, Marshall Adaları, Moritanya , Meksika, Karadağ, Nepal, Hollanda, Paraguay, Polonya, Katar, Kore Cumhuriyeti, Somali, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri.
  • Onaylamayanlar (2): Çin ve Eritre.
  • Çekimser kalanlar (12): Ermenistan, Bolivya, Kamerun, Küba, Hindistan, Kazakistan, Namibya, Pakistan, Senegal, Sudan, Özbekistan ve Venezuela.

Ukrayna: “En korkunç insan hakları ihlalleri” 

Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Emine Japarova, konseyde, halen travma altındaki 11 yaşındaki bir çocuğun annesinin önünde tecavüze uğradığını söyleyerek, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in güçlerinin “katıksız kötülük” işlemekte olduğunu söyledi.

Japarova Kiev’den video-konferansla katıldığı oturumda yaptığı açıklamada, Rusya’nın “Avrupa kıtasında on yıllardır [işlenen] en korkunç insan hakları ihlallerini” gerçekleştirdiğini söyledi. “Ülkemin halkı 10 haftadır korkunun dibinde yaşıyor” dedi.

Japarova, Rus birliklerinin “sonsuz suç listesi” içinde “işkence ve zorla kaybetmeler, cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet”in başta geldiğini ileri  sürdü.

İddialar

BM’nin en üst  insan hakları organı olan İnsan Hakları Konseyi, 4 Mart’ta, savaş sırasında gerçekleştiği iddia edilen Rus ihlallerine ilişkin mümkün en yüksek düzeyde soruşturma sürdürmekle görevli bir özel Soruşturma Komisyonu (COI) kurulmasını kararlaştırmıştı.

Nisan başlarında, Rusya birliklerinin Kiev’in kuzeyindeki Buça banliyösünden geri çekilmesinden sonra bulunan, kimilerinin elleri arkadan bağlı sivil giyimli onlarca cesetle birlikte Rusya’nın savaş suçlarıyla ilgili iddialar yaygınlık kazanmaya başladı.

Ülkenin başka kentlerinde de farklı iddialar gündeme geldi.

Soruşturma Komisyonu Eylül’de rapor verecek

Bugün alınan kararda, COI’den sorumluların hesap vermesini sağlamak amacıyla “Şubat ve Mart sonlarında Kiev, Çernihiv, Harkiv ve Sumi bölgelerindeki olaylara yönelik” soruşturmaya öncelik vermesini isteniyor.

Karar, COI’den Eylül olağan oturumunda konseye kaydettiği ilerlemeye ilişkin bilgi vermesini ve Mart 2023 oturumuna sunacağı raporuna da tüm bulguları dahil etmesini istiyor.

Moskova’ya çağrı

Kararda ayrıca Moskova’ya, insani yardım görevlilerine Rusya’ya veya Rusya’nın elindeki topraklara nakledilen kişilere engelsiz erişim sağlama ve bu kişilerin adlarının ve bulundukları yerin kapsamlı bir listesini sunma çağrısında bulunuluyor.

New York’taki BM Genel Kurulu’nun 7 Nisan’da kurul üyeliğini askıya alma oylamasına kadar Rusya İnsan Hakları Konseyi’nin 47 üyesi arasındaydı. Rusya karar üzerine derhal konseyden çekildi. Kurul, bu kararın ardından  bugün ilk toplantısını gerçekleştirdi.

Kararla birlikte gözlemci statüsüne itilen Rusya, olaylara ilişkin kendi açıklamasını sunmaya davet edilmesine karşın bugünkü oturuma katılmadı.

Rusya Büyükelçisi Gennadiy Gatilov, ülkesinin “Rusya’yı şeytanlaştırmaya yönelik siyasal komplo”ya ortak olmayacağını söyledi ve konseyi yan tutmakla suçladı.

Gatilov Twitter’dan yayınladığı bir video klipte “Bu gösterinin katılımcılarının, Buça’da sahneye koyulan trajedinin yerine gerçek bir soruşturma çağrısında bulunacağı şüpheli” dedi.

BM İnsan Hakları Komiseri Bachelet: İnsan hakları ihlallerinin çoğu savaş suçu oluşturacak raddede

BM insan hakları şefi Michelle Bachelet konseye yaptığı açıklamada, ofisinin uluslararası insan hakları ve insancıl hukuk ihlalleri iddialarını doğruladığını ve ihlallerin “çoğu[nun] savaş suçu teşkil edebilecek [raddede]” olduğunu söyledi.

Komiser, “Kiev’in kuzeyindeki bölgelerdeki yargısız infaz belirtileri de dahil olmak üzere yasadışı cinayetlerin ölçeği şok edici” dedi ve çoğu görünüşte kasıtlı olarak şimdiye kadar ortaya çıkarılan 300 ölüme atıfta bulundu.

ABD Büyükelçisi Michele Taylor, Rusya’nın Ukrayna’yı askeri olarak yenememekten duyduğu hayal kırıklığının “her zamankinden daha korkunç insan hakları ihlallerine” yol açtığını söyledi.

Avrupa Birliği adına konuşan Fransa’nın Büyükelçisi Jerome Bonnafont da “Sivillerin çok sayıda vahşice öldürülmesi, belgelenmiş tekrarlanan tecavüz vakaları, yargısız infazlar ve zorla kaybetmeler[in]” Rusya’nın acımasız savaşının gerçek yüzünü gösterdiğini söyledi.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Putin, Uzun Bir Savaşa Hazırlanıyor

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’da uzun bir savaşa hazırlandığına ve Rusya’nın Donbas’ta olası bir zaferinin savaşı sona erdirmeyeceğine inandıklarını söyledi.

Savunma İstihbarat Dairesi Direktörü Korgeneral Scott Berrier de savaşı şu anda ne Ruslar’ın ne de Ukraynalılar’ın kazandığını belirterek, yaşanan durumu “çıkmaz” olarak niteledi.

Haines ve Berrier, Senato İstihbarat Komisyonu’nda ABD’ye karşı dünya genelindeki tehditler konulu oturumda ifade verdi ve senatörlerin sorularını yanıtladı.

2 saati aşkın süren oturumda her iki istihbarat lideri de Ukrayna’daki savaşın kısa sürede sonlanmasını beklemedikleri şeklinde açıklamalar yaptı. Halka açık oturumun ardından bir de kapalı oturum düzenlendi.

“Önümüzdeki aylarda çatışmalar tırmanabilir”

Haines, Rusya’nın askeri operasyonlarını yeniden canlandırma çabası içine girecek olmasından dolayı gelecek bir iki ayda Ukrayna’da önemli boyutta çatışmaların yaşanacağı öngörüsünde bulundu.

Rusya Donbas’ı ele geçirse bile bunun savaşı bitirmeyeceğini ve Kiev’deki başarısız hamleden sonra Donbas’a odaklanmanın sadece “geçici bir değişim” olduğunu ifade eden Haines, “Cumhurbaşkanı Putin’in Ukrayna’da uzun bir savaşa hazırlandığı ve bu savaşta Donbas’ın ötesine geçen hedeflere ulaşma niyetinde olduğu değerlendirmesindeyiz” diye konuştu.

“Rusya güneyde kara köprüsü oluşturmak istiyor”

Haines, Putin’in Kırım ile Donbas bölgesi arasında bir kara köprüsü oluşturmak ve bu bağlantıyı Moldova’nın Transdinyester bölgesine de gelişmek istediği yönünde işaretler bulunduğunu dile getirdi. Bununla birlikte Haines, Rusya’nın daha fazla sayıda askeri seferber etmeden, bunu yapabilecek güçte olmadığını ifade etti.

Haines, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin jeopolitik düzende şok etkisi yarattığını, bununla birlikte Ukraynalılar’ın Moskova’nın beklediğinden daha büyük bir direniş sergilediğini ve Rusya’ya beklediği gibi hızlı bir zafer şansı tanımadığını söyledi.

“Putin daha sert yöntemlere başvurabilir”

Putin’in ABD ve Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya destek konusundaki kararlılığının zaman içinde zayıflayacağı inancında olduğunu belirten Haines, savaş uzadıkça gelişmelerin önümüzdeki aylarda nasıl bir seyir göstereceği konusunda kaygılar bulunduğunu belirtti.

Haines, “Putin’in amaçlarıyla Rusya’nın sahip olduğu konvansiyonel askeri kabiliyetleri arasında uyumsuzluk olduğu gerçekliğiyle yüz yüze kaldığını da düşündüğümüzde, bu demek oluyor ki önümüzdeki birkaç ayda daha öngörülmesi zor ve potansiyel bakımdan gerilimin daha tırmanabileceği bir yola doğru ilerliyor olabiliriz” dedi.

Haines, “Şu anki gidişat, Cumhurbaşkanı Putin’in sıkıyönetim uygulama, sanayi üretimini yeniden düzenleme ve hedeflerini başarmak için gereken kaynakları yaratmak için gerilimi tırmandırıcı askeri seçeneklere başvurmak dahil daha sert yöntemlere yönelmesi ihtimalini arttırıyor” ifadesini kullandı.

Rusya nükleer silah kullanır mı?

Haines bir soru üzerine Putin’in sadece, Rusya’ya karşı varoluşsal bir tehdit sezmesi durumunda nükleer silaha başvurabileceğini kaydetti. Her iki istihbarat lideri de yakın zamanda taktiksel nükleer silah kullanmasını öngörmediklerini söylerken, Putin’in nükleer güç kullanmadan önce gerilimi tırmandırmak için başvurabileceği diğer yöntemler olduğuna dikkat çekti.

Savunma İstihbarat Dairesi Başkanı Korgeneral Berrier de Ukrayna’daki savaşın bir çıkmazda olduğunu söyledi.

“Savaşı şu anda Ruslar da Ukraynalılar da kazanmıyor”

Berrier, “Ruslar kazanmıyor, Ukraynalılar da kazanmıyor, dolayısıyla ortada bir miktar çıkmaz var” ifadesini kullandı.

Scott Berrier bir soruyu yanıtlarken, şimdiye kadar 8 ila 10 Rus generalin savaşta öldürüldüğü bilgisini verdi.

Bununla birlikte, Moskova’nın “resmen savaş ilan etmesi ve genel bir askeri seferberlik ilan etmesi” durumunda bu durumun değişebileceğini belirten Berrier, Rusya’nın bunu yaptığı takdirde binlerce askerin daha savaşa katılacağını, bu askerlerin eğitim ve kabiliyet bakımından eksikleri bulunsa da insan gücü ve çok daha büyük miktarda mühimmat sağlayacaklarını kaydetti.

Berrier, motivasyon bakımından şu anda Ukraynalılar’ın Rus güçlerine göre daha güçlü bir durumda olduğunu belirtti.

“Çin Ukrayna’da olanları dikkatle izliyor”

Oturumda Çin’in Tayvan konusunda atabileceği olası adımlar da gündeme geldi. Çin’in Ukrayna’daki savaşta olup bitenleri dikkatle izlediğini belirten Amerikalı istihbarat liderleri, Rusya-Ukrayna savaşının şu an itibariyle Çin’in Tayvan konusundaki planlarını hızlandıracağını tahmin etmediklerini söyledi.

Haines, Çin’in, ABD ve Avrupa’nın Ukrayna’ya destekte nasıl biraraya geldiğini görmekten şaşırdığını ve bunun Pekin’in Tayvan üzerinde olası askeri operasyon konusundaki hesaplarını etkileyebileceğini kaydetti.

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines, Çin’in Tayvan’ı askeri bir eyleme başvurmadan almayı tercih edeceğini; ancak olası bir ABD müdahalesinde bile ordusunun üstün gelebilecek kabiliyette olmasını sağlamak için yoğun bir çaba sergilediğini söyledi.

Berrier de Pekin’in, Tayvan’a ilişkin hedeflerini başarmak için orduyu kullanmayı ilk seçenek olarak düşünmediğini kaydederek, “Çin Halk Cumhuriyeti’nin bunu güç yoluyla yapmayı tercih etmeyeceğine inanıyorum. Bence zaman içerisinde bunun barışçı bir şekilde olmasını tercih edeceklerdir” ifadesini kullandı.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Ukrayna’dan Kaçanların Sayısı 6 Milyona Yaklaştı

Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Göç Örgütü’ne göre Ukrayna’da Rus işgalinin başladığı 24 Şubat’tan bu yana 8 milyondan fazla kişi ülke içinde yerlerinden oldu. Birleşmiş Milletler’e göre, ülkeden kaçan Ukraynalılar’ın sayısıysa 6 milyona yaklaşıyor.

Araştırma yerlerinden olanların yüzde 44’ünün, yani yarısına yakınının, ülkedeki insani kriz nedeniyle yeniden yer değiştirmeyi düşündüklerini ortaya koydu.

Ukrayna ordusu karşı saldırıda

Ukrayna bugün ülkenin kuzeydoğusunda büyük bir karşı saldırı ile birçok köyü Rus askerlerinden geri aldığını açıkladı. Bu durumun savaşa yeni bir ivme kazandırabileceği ve Rusya’nın temel ilerlemesini tehlikeye sokabileceği belirtiliyor.

Ülkenin ikinci büyük kenti Harkiv yakınlarındaki ana askeri birliğin basın sözcüsü Tetiana Apaçenko, Ukrayna birliklerinin son günlerde Harkiv’un kuzeyindeki Çerkaski Tişki, Ruski Tişki, Borşçova, Slobojanske yerleşimlerini geri aldığını doğruladı.

Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov’un danışmanlarından Yuriy Saks, kazanımların Rus topçu atışına Harkiv’in birçok bölgesinde mevzi kaybettirdiğini belirtti. Harkiv savaşın ilk günlerinden beri Rusya’nın yoğun topçu atışına maruz kalmıştı.

Saks, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada Ukrayna ordusunun Harkiv civarında özellikle kuzey ve kuzeydoğudaki operasyonlarının bir ‘‘başarı öyküsü’’ olduğunu söyledi. Saks, Ruslar’ın topçu atışının hedefe erişemeyeceği noktaya kadar geri çekilmek zorunda kaldığını kaydetti.

Ukrayna güçleri böylece savaşın ilk günlerinden beri Harkiv’in civarını işgal eden Rus güçlerini geri püskürterek, arka ikmal hatlarına önemli ölçüde yaklaşıyor.

Londra’daki RUSI düşünce kuruluşu uzmanlarından Neil Melvin, Ukrayna güçlerinin Rusya’nın ikmal hatlarıyla bağlantısını kesmek için çalıştığını, bunun Ruslar’ın en büyük zaafiyeti olduğunu söyledi.

Melvin, ‘‘Ukraynalılar Rus sınırına yaklaşıyor. Ruslar’ın son günlerde ülkenin kuzeydoğusunda elde ettiği bütün kazanımlar gittikçe azalıyor’’ diye konuştu.

Batı başkentleri, Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna işaret eden 9 Mayıs gününde büyük bir zafer ilan edeceğini sanıyordu. Ancak Ruslar’ın Harkiv yakınlarındaki gerilemesi Moskova’nın savaş planlarına darbe vurmuş görünüyor.

Rusya, Mart ayı sonunda direnişle karşılaştığı başkent Kiev’den geri çekilmiş ve Rusya yanlısı ayrılıkçıların bulunduğu Donbas’a yönelmişti. Ukrayna kuvvetleri burada üç yönden gelen yoğun saldırılara karşı direniyor.

Ukrayna, Harkiv’in kuzeyine doğru saldırılarını arttırarak durumu tersine çevirmeye çalışabilir ve Moskova’yı, Rusya sınırından Harkiv’in güneyindeki İzyum şehrine uzanan tedarik hatlarını savunmaya geçmeye zorlayabilir.

Rusya, işgalin başından bu yana kuşatma ve yoğun bombardıman altındanki Mariupol kentinde Ukrayna güçlerinin son kalesi olan Azovstal çelik fabrikasına saldırılarını sürdürüyor.

Mariupol Belediye Başkanı Petro Andriuşçenko’nun yardımcısı tesiste hala en az 100 sivilin kaldığını söyledi. Geçtiğimiz günlerde sivillerin tesisten tahliyesi başlamıştı.

Azovstal’da direnen Ukrayna’nın Azak Taburu tarafından Telegram’dan yapılan açıklamada, tesisin Rus donanmasının, tankların, topçu ateşinin ve roketlerin ateşi altında kaldığı belirtildi.

Reuters haber ajansı tesisteki durumu doğrulayamadı. Rusya da konuyla ilgili yorum yapmadı. Rusya işgalde sivilleri hedef aldığı iddialarını reddediyor. Cephe yakınındaki ağır çarpışmaların dışında Rusya Ukrayna’nın içlerindeki hedefleri vurmak için ise füzeler kullanıyor.

Karadeniz kıyısındaki liman kenti Odesa’ya Rus füzeleri isabet etti. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri tarafından Facebook’tan yapılan açıklamada Rus füzelerinin bir alışveriş merkeziyle depoyu vurdukları, olayda bir kişinin öldüğü, beş kişinin de yaralandığı belirtildi.

‘Ukrayna’daki büyük siber saldırının arkasında Rusya var’’

Öte yandan İngiltere, Kanada ve Avrupa Birliği, savaşın başında binlerce modemin çevrimdışı kalmasına neden olan Ukrayna’daki uydu internet ağına düzenlenen büyük siber saldırının arkasında Rusya’nın olduğunu bildirdi.

AB Konseyi açıklamasında, Viasat şirketinin VSAT.O KA-SAT ağına düzenlenen dijital saldırının, Rusya’nın Ukrayna’ya girmesiyle birlikte başladığını ve Putin’in işgalini kolaylaştırmaya yardımcı olduğunu kaydetti.

Açıklamada, saldırının Ukrayna’daki çeşitli kamu yetkililerini, işletmeleri ve kullanıcıları ayrım gözetmeden hedef alarak iletişim kesintilerine neden olduğu ve bazı Avrupa Birliği ülkelerini de etkilediği bildirildi.

İngiltere Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamadaysa, Dışişleri Bakanı Liz Truss’un siber saldırının ‘‘Rusya’nın Ukrayna’ya karşı kasıtlı ve kötü niyetli bir saldırısı’’ olduğu sözlerine yer verildi.

İngiltere’nin Ulusal Siber Güvenlik Merkezi’ne (NCSC) atıfta bulunulan açıklamada, Rusya’nın saldırıdaki öncelikli hedefinin Ukrayna ordusu olduğu, ancak saldırının Orta Avrupa’daki rüzgar çiftliklerini ve internet kullanıcılarını da etkilediği belirtildi.

Ukrayna’ya düzenlenen bu siber saldırı, Rus işgali öncesinde ve savaş sırasında ülkeyi etkileyen en ciddi saldırılardan biri olarak değerlendiriliyor. Rusya, siber saldırı iddialarını düzenli olarak reddediyor. Kremlin, Reuters haber ajansının konuyla ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Paylaşın

Neo-Nazi Azov Taburu’ndan Zelenskiy’ye Tepki

Ukrayna’da neo-Nazi Azov Taburu’nun Mariupol kentinde kuşatma altında olan üyeleri, Zoom üzerinden basın toplantısı düzenledi. Rusya’ya teslim olmayacaklarını söyleyen iki komutanın Ukrayna hükümetini eleştirmesi dikkat çekti.

Rusya’nın Ukayna’daki işgalinin ana sebeplerinden biri olan neo-Nazi Azov Taburu’nun Mariupol kentinde kuşatma altında olan üyeleri, Kiev yönetimine sert eleştiriler yöneltti.

Mariupol’daki Avozstal Çelik Fabrikası’ndan tüm sivillerin tahliye edilmesi sonrasında Zoom üzerinden açıklama yapan iki üst düzey Azov Taburu üyesi, kendileri için teslim olmanın bir seçenek olmadığını belirtti.

Teğmen Illya Samoilenko ile komutan yardımcısı Svyatoslav Palamar’ın, Ukrayna hükümetine tepki göstermesi dikkat çekti.

Fabrikada şu an 700’ü yaralı olmak üzere yaklaşık 2 bin Ukrayna askerinin bulunduğu düşünülürken, iki Azov Taburu üyesi de ‘teslim olmaları halinde Rusya ordusunun kendilerini öldüreceğini’ savundu; tahliye için müzakereler yürütülmesini istedi.

Samoilenko ve Palamar, kenti ‘Ukrayna ve tüm dünya için’ savunduklarını söyleyip, deniz ya da kara yoluyla çıkışlarının sağlanması için üçüncü bir tarafın müzakerelere dahil olması çağrısında bulundu.

Samoilenko, Ukrayna hükümetinin Mariupol’un savunmasında başarısız olduğunu söyleyerek, ‘yetkililerin son sekiz yıldır Ukrayna’nın savunmasını sabote ettiğini’ savundu. Samoilenko, teslim olmanın kendileri için bir seçenek olmadığını söyledi.

Azov Taburu’nun Mariupol’deki komutan yardımcısı Svyatoslav Palamar ise “Bize tahliye edilmemiz için düzgün bir fırsat tanınmalı. Acı veren bir başka şey de, siyasetçilerin ‘biz sivilleri tahliye ederken siz savaşmaya devam edin’ demesi. Biz sivilleri korumak için buradayız” dedi.

2014 yılında gönüllülük esasıyla kurulan, Rusya yanlısı sivillerin öldürülmesi dahil bir dizi suçtan sorumlu tutulan ve 2015’ten sonra Ukrayna ordusuna dahil edilen neo-Nazi Azov Taburu, Rusya’nın Ukrayna’daki işgalinin ana dayanaklarından birini oluşturuyor.

Gruba üye olanların büyük çoğunluğunun faşist eğilimli oldukları bilinirken, Rusya da Azov Taburu’nun ‘Ukrayna’nın Nazileştirilmesinden sorumlu olduğunu’ savunuyor.

(Kaynak: Kısa Dalga)

Paylaşın

Vladimir Putin’den ‘Küresel Savaş’ Uyarısı

Sovyetler Birliği’nin Nazi Almanya’sına karşı 2. Dünya Savaşı’ndaki zaferinin kutlandığı “9 Mayıs Zafer Günü” dolayısıyla Moskova’daki Kızıl Meydan’da her yıl olduğu gibi bu yıl da askeri geçit töreni düzenlendi.

Devlet Başkanı Putin, tören alanında gazilerle tek tek tokalaştı. Konuşması sırasında hayatını kaybedenler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Törende konuşan Putin, “Rusya Ukrayna’da ‘kabul edilemez bir tehdit’ ile karşı karşıyaydı. Orada ana vatanımızın güvenliğini savunuyoruz.” dedi.

NATO’nun Rusya’ya komşu topraklarda konuşlanmaya başladığını belirten Putin, uzlaşma arayışlarına rağmen NATO ülkelerinin Moskova’nın çağrılarına kulak asmadığını söyledi.

Putin, “Kırım’a bir saldırı için hazırlıklar yapıldı, her şey neo-Nazilerle bir çatışmanın olacağını gösteriyordu. Bu kaçınılmazdı.” diye konuştu. Putin ayrıca, “küresel bir savaşın önüne geçilmesi için her şey yapılmalı” dedi.

Bu arada hava koşulları nedeniyle savaş uçaklarının yapacağı bazı gösterilerin iptal edildiği belirtildi.

Zelenskiy: Tek bir toprak parçasından dahi vazgeçmeyeceğiz

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy de İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi Almanya’sının yenildiği 9 Mayıs’ın yıl dönümüne bir mesaj yayımladı ve Rusya’ya karşı verdikleri savaşı kazanacaklarını söyledi.

Yazılı açıklamada Zelenskiy, “Nazizme Karşı Zafer Günü’nde yeni bir zafer için savaşıyoruz. Yol çok zorlu ama ama kazanacağımızdan şüphemiz yok” dedi.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, halkının tarihte birçok kez kendi topraklarını savunmak için savaştığını ve kendi yollarını çizen ‘özgür insanlar’ olduğunu vurguladı.

Stoltenberg: Avrupa’daki barış paramparça oldu

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise sosyal medya hesabından Zafer Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda, “Rusya’nın Ukrayna’daki yasadışı savaşı Avrupa’daki barışı paramparça ederken, NATO’daki transatlantik bağımızı, değerlerimizi korumak ve insanlarımızı güvende tutmak her zamankinden daha önemli” diye yazdı.

Paylaşın

Rusya’nın Bombaladığı Okulda 60 Kişi Hayatını Kaybetti

Ukrayna’nın doğusunda yetkililer Rusya’nın bombaladığı okulda 60 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Saldırı anında 90 kişinin okulu barınak olarak kullandığı kaydediliyor. Olay, Donbas bölgesinde Bilohorivka kasabasında gerçekleşti.

Bölgenin bağlı olduğu Luhansk valisi bombalamanın ardından okulda yangın çıktığını ve ekiplerin 30 kişiyi kurtardığını kaydetti.

Vali Serhiv Haidai enkaz altında olduğu tahmin edilen 60 kişinin büyük ihtimalle hayatını kaybettiğini belirtti. Vali ayrıca Rus bombalaması sonucu Pryvillia kasabasında yaşları 11 ile 14 olan iki çocuğunu yaşamını yitirdiğini söyledi.

Ukrayna’nın başkenti Kiev’i ele geçiremeyen Rusya ülkenin doğusunda Donbas’ta saldırılarını arttırmış durumda. Donbas’ın bir bölümü 2014 yılından bu yana Rusya yanlısı ayrılıkçıların kontrolünde.

Bu arada Azovstal çelik fabrikasındaki yaralı askerlerin tahliyesi için diplomatik çabalar devam ediyor. Ukrayna, fabrikadan bütün kadın, çocuk ve yaşlıların Cumartesi günü tahliye edildiğini açıklamıştı. Rusya askerlerin teslim olmasını istiyor.

Ukrayna’nın Harkiv kenti yakınlarında karşı saldırılarına devam ettiği ve 5 kasabayı Rusya’dan geri aldığı yönünde bölgeden haberler geliyor. Rusya, Cumartesi günü Ukrayna’nın kıyı kenti Odesa’ya füze saldırılarında bulunmuştu.

24 Şubat’ta başlayan Rus işgali, BM’nin verilerine göre en az 2345 sivilin ölümüne ve 2919 sivilin yaralanmasına yol açtı. Her iki tarafın güçlerinden de binlerce kişinin öldüğüne ve yaralandığına inanılıyor.

Çatışmanın başlamasından bu yana 12 milyondan fazla kişi evlerinden olurken, 5,7 milyon kişi ülke dışına kaçtı. Donetsk ile birlikte Donbas bölgesinin bir kısmını oluşturan Luhansk’ın büyük kızmı son sekiz yıldır ayrılıkçı güçlerin elinde.

Paylaşın