İsveç’in NATO Üyeliğinin Onaylanması: ABD’yle İlişkileri Düzeltmek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson bir araya geldi.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, toplantının ardından yaptığı açıklamada İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin mutabakata varıldığını söyledi. Türkiye’nin İsveç’in üyeliğine ilişkin protokolü yakında TBMM’ye sunacağını duyuran Stoltenberg, İsveç’in NATO üyeliği için mutabakata varılmasını ‘tarihi bir gün’ olarak niteledi.

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ise, “İsveç için güzel bir gün. (Türkiye ile) İşbirliği formatı olan, yeni bir ikili güvenlik diyaloğu kuracağız.” dedi.

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç’in NATO’ya üyeliğini onaylamasının perde arkasını yazdı. Babacan, asıl konunun ‘ABD’yle ilişkileri düzeltmek’ olduğunu söyledi.

Babacan, “Birçok kişi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşmede Türkiye’nin AB süreciyle ilgili başlığın girmesine şaşırdı. Normalde İsveç’in NATO üyeliği için Türkiye’yi ikna turları çerçevesinde yapılan bu görüşmeye AB montajı yapılmasının iki hafta geriden başlayan bir hikayesi var. Türkiye’nin dış politikadaki strateji değişikliğinin bir parçası olarak ABD ve AB ile ilişkileri güncelleme çabasının sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.” değerlendirmesini yaptı.

“Bundan iki hafta önce, yeni Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve yeni MİT Müsteşarı İbrahim Kalın, İstanbul Galataport’ta sahil yürüyüşü yapıp ‘birlikte çok iyi çalışıyoruz’ pozunu verdikten sonra, AB konusunda ‘bekletilen’ adımların atılması ve vize muafiyeti talebiyle AB’nin kapısını gidilmesi konusunda Cumhurbaşkanı’nı ikna turlarına başladılar. Amaç, AB Reform Grubunun 2019’da kesilen toplantılarına geri dönmekti. Böyle bir adımın dünyaya vereceği mesajın, ekonomik katkılarının olabileceği, batılı yabancı yatırımcı açısından ‘terkedilen ülke’ konumundan çıkılabileceğine dair değerlendirmeler yapıldı. Aynı zamanda ABD ile donmuş ilişkilerinin kapısını aralayacağı umut edildi. Tabii gelmesi olası parasal desteğe olan ihtiyaçtan hiç söz etmiyorum. Halen ABD’de olan bazı AKP’lilerin sürece katkısı da hesaba katılmalı. İşte Biden görüşmesine beklenmedik şekilde giren AB başlığının böyle bir başlangıç hikayesi var” ifadelerini kullanan Babacan, “Dün öğleden beri art arda yapılan açıklamalar, 24 saat geçmeden Türkiye’nin tüm tezlerinden vazgeçerek, İsveç’e kapı aralaması, Biden’ın ‘Türkiye ve Erdoğan’la çalışacağız’ açıklaması, aslında asıl konunun ABD’yle ilişkileri düzeltmek, AB’yi de buna çıpalamak olduğu ortaya çıktı” yorumunu yaptı.

“Vize serbestisi için gerekli 72 kriterden 6’sı halen beklemede. Özellikle son 4 yıldan bu yana hiçbir adım atılmamıştı” diye yazan Babacan, vize muafiyeti için gereken 6 kriteri ise şöyle sıraladı:

“Terörle mücadele mevzuatında düzenleme… Kişi güvenliği ve özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüğünün AB ile uyumlu hale getirilmesi.

Yolsuzlukla mücadele… Avrupa Konseyi’nin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) tavsiyeleri doğrultusunda yolsuzlukla mücadele için düzenlemeler gerekiyor.

Europol ile işbirliği… Avrupa Polis Teşkilatı (EUROPOL) ile işbirliği, kişisel verilerin korunması yasasında yeni düzenleme.

Kişisel verilerin korunması… AB standartlarında düzenleme yapılması isteniyor

AB ülkeleri ile adli yardımlaşma ve suçluların iadesi…

Geri Kabul Anlaşması… Türkiye, Geri Kabul Anlaşması’nı uygulamaya başlayarak özellikle Suriyeli mültecilerin Avrupa’ya geçişinin engellenmesinde büyük sorumluluk üstlenmiş durumda. Ancak AB, ikili geri kabul protokollerinin uygulanmasında bazı sorunların olduğunu savunuyor.”

Paylaşın

ABD’den Dikkat Çeken “F-16” Açıklaması

Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta bugün başlayacak NATO zirvesi öncesi konuşan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ABD Başkanı Joe Biden’ın Kongre’ye danışarak F-16 savaş uçaklarının Türkiye’ye satış sürecini ilerleteceğini söyledi.

ABD’de yabancı ülkelere silah satışı ancak ABD Kongresi’nin onayıyla mümkün olabiliyor. Kongre’nin alt ve üst kanatları olan Temsilciler Meclisi ve Senato’nun dış ilişkiler komisyonlarının başkanlarının ve kıdemli üyelerinin görüşleri bu nedenle önem taşıyor.

Sullivan, Biden’ın “satışı desteklediği konusunda net olduğunu ve bu süreci ilerletmek niyetinde olduğunu” dile getirdi. Sullivan, bundan sonraki süreç ve zamanlama konusunda ise ayrıntı vermedi.

Erdoğan-Biden görüşmesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün NATO zirvesine hareket etmeden önce yaptığı açıklamada, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine verdiği onayla F-16 satışının ilişkilendirilmesinin üzüntü yarattığını söylemişti.

NATO üyesi olan Türkiye’ye yapılacak F-16 satışıyla ittifakın daha da güçleneceğini kaydeden Erdoğan, ABD’ye seslenerek “Bizim size yapmış olduğumuz ödemeler var. F-35’te yaptığımız ödeme var. 1 milyar 450 milyon dolar. Biz daha bu ödemenin karşılığını alamadık” demişti.

Erdoğan bu görüşlerini zirve çerçevesinde Başkan Biden’a ileteceğini de ifade etmişti. Erdoğan ile Biden’ın bugün Vilnius’ta biraraya gelmesi bekleniyor.

Savunma Bakanları F-16 satışını konuştu

Öte taraftan ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler telefonda görüştü.

Pentagon’dan yapılan açıklamada, görüşmede ortak ikili ve çok taraflı savunma hedeflerinin ele alındığı belirtilerek, “Bakan Austin ve Bakan Güler, ABD ile Türkiye arasındaki uzun askeri işbirliği geçmişinden övgüyle söz ederek, devam eden yakın işbirliğinden duydukları memnuniyeti ifade ettiler” denildi.

Görüşmede ayrıca Türkiye, İsveç ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg arasındaki olumlu görüşmelerin yanısıra Savunma Bakanlığı’nın Türkiye’nin askeri modernizasyonuna verdiği desteğin de ele alındığı kaydedildi.

ABD Savunma Bakanı Austin görüşmeye ilişkin Twitter’dan bir paylaşımda da bulundu.

Austin, “Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile bugün bir dizi önemli ortak hedefi ele aldığımız iyi bir görüşme gerçekleştirdim. Kendisini Vilnius’ta görmeyi ve stratejik ilişkilerimizi derinleştirmeye devam etmeyi dört gözle bekliyorum” diye yazdı.

MSB’den açıklama

Milli Savunma Bakanlığı’ndan (MSB) da görüşmeye ilişkin bir açıklama yapıldı. Açıklamada, “Bakan Güler ve ABD’li mevkidaşı Austin’in telefon görüşmesinde ikili ve bölgesel savunma ile güvenlik konuları ele alındı. Görüşmede İsveç’in NATO üyeliği süreci ile F-16 tedarik ve modernizasyonu konusu üzerinde duruldu” denildi.

Türkiye Ekim 2021’de ABD’den 20 milyar dolarlık F-16 savaş uçağı ile mevcut savaş uçakları için yaklaşık 80 modernizasyon kiti satın almayı talep etmişti. Ankara, F-16 satışının İsveç’in NATO üyeliğine vereceği onay ile ilişkilendirilmesinden rahatsızlık duyuyordu.

Son olarak, ABD Senatosu’ndaki Cumhuriyetçiler’in lideri Mitch McConnell, “İsveç’in üyeliği gerçekleşene kadar Türkiye’ye F-16 satışından yana olmayanlardanım” demişti. Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nun Demokrat Partili Başkanı Bob Menendez’in de uzun süredir aynı görüşte olduğu biliniyor.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Türkiye’nin AB Üyeliği: NATO’dan Destek Açıklaması

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Erdoğan’ın “50 yıldır AB kapısında bekletilen Türkiye var. Önümüzü açın, biz de İsveç’in önünü açalım” açıklaması sonrası, Türkiye’nin AB’ye üye olma yönündeki hedefini desteklediğini söyledi.

Haber Merkezi / Jens Stoltenberg “Türkiye’nin AB’ye katılma hedefini destekliyorum. İsveç’i NATO’ya sokmak için çok çalışıyoruz. İsveç’in üyeliği konusunda Vilnius zirvesinde olumlu bir karara varmak hala mümkün” dedi.

Stoltenberg sözlerine şöyle devam etti: “NATO Baltık bölgesinde mevcudiyetini artırmaya başladı. Geçtiğimiz yıllarda daha fazla asker sevk etmiştik. Ukrayna işgalinden sonra Madrid zirvesindeki kararla bunu artırmıştık.

Bu zirvede yarın ve yarından sonraki gün savunma planı üzerinde anlaşacağız. Bunun dışında tüm ittifaklarımızı koruyabilecek hale geleceğiz.

Almanya’nın kararını da mutlulukla karşıladım. Bu kararı çok uzun süredir bekliyorduk. Kişisel olarak ben ve diğer liderler aynı şeyi vurguladık. Çevremizdeki jeopolitik durum giderek daha kötü hale gelecek. Nükleer silahların yerleştirilmesi konusunda ve Wagner’in bu ülkeye gelmesi konusunda müttefik birliğine ihtiyacımız var. NATO’nun bu bölgede savunmasının güçlenmesi kolektif savunmamız açısından önemli. Bu kararın da tam zamanında geldiğini düşünüyorum.”

Erdoğan ne demişti?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nin düzenleneceği Litvanya’nın başkenti Vilnius’a hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda basın toplantısı düzenlemişti.

Erdoğan, İsveç’in NATO’ya üyelik süreciyle ilgili, “Zirvede (NATO) Türkiye’ye yönelik yaptırım ve kısıtlama uygulayan müttefiklere bu yanlıştan süratle dönmeleri çağrımızı tekrarlayacağım. İsveç’in NATO’ya üyelik sürecinin ilerleyebilmesi, üçlü mutabakatta kayıtlı hususların yerine getirilmesine bağlıdır” demişti.

“Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde önünü açın” diyen Erdoğan, “Biz de Finlandiya ile ilgili nasıl onun önünü açtıysak, İsveç’in de önünü açalım” ifadelerini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Litvanya’da yapılacak iki günlük NATO zirvesi öncesi dün de ABD Başkanı Joe Biden ile de bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş, Erdoğan’ın bu görüşmede de Biden’dan, birlik ülkelerinin ve AB liderliğinin Türkiye’nin üyeliğine açık ve güçlü destek mesajı vermeleri konusunda destek istediği belirtilmişti.

ABD Başkanı Biden’dan açıklama

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden, Türkiye’nin F-16 savaş uçaklarının modernize edilmesi isteğine ilişkin açıklamada bulundu.  Biden, her ne kadar Ankara’nın talebine ön şart sunmuş olmasa da Türkiye’nin isteğini, İsveç’in NATO üyeliğiyle aynı cümle içerisinde zikretti.

Türkiye’nin modernizasyon talebini, Yunanistan’ın yanı sıra İsveç’in NATO üyeliğiyle de aynı potada eritmek istediğine işaret eden Biden, CNN’e verdiği mülakatta, “Türkiye F-16 uçaklarının modernizasyonunu istiyor. Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis de talepte bulunuyor. Açıkçası benim burada bir araya getirmeye çalıştığım şey, hem Yunanistan hem de Türkiye’nin askeri kapasitesi açısından NATO’yu güçlendirdiğimiz ve İsveç’in de katılımına izin verdiğimiz bir konsorsiyum.” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı, sözlerini, “Ama bu bir oyun ve henüz tamamlanmadı.” diye sürdürdü.

Almanya’dan açıklama

Yarın başlayacak NATO zirvesi öncesi Berlin’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Almanya Başbakanı Olaf Scholz, şu ifadeleri kullandı:

“İsveç, NATO üyeliğinin tüm şartlarını yerine getiriyor. Diğer soru, onunla bağlantılı olmayan bir soru ve bu yüzden bağlantılı bir mesele olarak görülmesi gerektiğini düşünmüyorum… Umarım yakında İsveç’i NATO’ya katmayı başarabiliriz.”

Paylaşın

Mokova’dan Ankara’ya “Azov Komutanları” Tepkisi: Anlaşma İhlal Edildi

Zelenskiy’in Türkiye’de tutulan eski beş komutanını Ukrayna’ya götürmesine ilişkin açıklama yapan Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, Türkiye’nin anlaşmayı ihlal ettiğini dile getirerek, “Bize kimse bu konuda haber vermedi” dedi.

Haber Merkezi / Peskov, anlaşmaya göre bu kişilerin Türkiye’de kalması gerektiğini dile getirdi. Rusya, Eylül ayında Türkiye’nin aracılık ettiği esir anlaşmasının ardından bazı komutanları serbest bırakmış ve savaş sonuna kadar bu komutanların Türkiye’de kalması gerektiğine karar verilmişti.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ise dün sosyal medyadan paylaştığı fotoğrafında, “Türkiye’den eve dönüyoruz ve kahramanlarımızı da yanımızda getiriyoruz” demişti.

İstanbul ziyaretini tamamlayan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in Rusya ile yapılan esir takası gereği Türkiye’de kalması gereken Ukraynalı komutanlarla birlikte ülkesine dönmesi, Kremlin’in tepkisine neden oldu.

Mariupol kentinin Rusya tarafından kuşatıldığı dönemde Azov çelik fabrikasında gösterdikleri direniş nedeniyle Ukrayna’da kahraman olarak görülen beş komutan, Zelenskiy tarafından İstanbul’daki bir havalimanında karşılandı. Ardından Zelenskiy ve komutanlar aynı uçakla Ukrayna’ya döndü.

Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Azov komutanlarının “Türk tarafıyla yapılan müzakereler” sonucunda dönüşünün sağlandığını belirtildi.

Ukrayna ordusunun Azov alayında görev alan komutanlar, Mariupol kentini ele geçiren Rusya tarafından Mayıs 2022’de esir alınmıştı. Söz konusu komutanlar, geçen Eylül ayında Rusya ile Ukrayna arasında yapılan esir takasında serbest bırakılıp Türkiye’ye götürülen askerler arasında bulunuyordu.

Anlaşma, komutanların savaş bitene kadar Türkiye’de kalmasını öngörüyordu. Rusya, aşırı milliyetçi olarak bilinen Azov alayını “Neo-Nazi” olarak tanımlıyor.

Kremlin: Anlaşma ihlal edildi

Açıklamaları Rus haber ajansları tarafından aktarılan Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, “Azov komutanlarının Türkiye’den Ukrayna’ya dönüşü, mevcut anlaşmaların doğrudan ihlalinden başka bir şey değildir” dedi.

Peskov, bu askerlerin çatışmalar sona erene kadar Türkiye’de kalmasını öngören anlaşmanın koşullarının hem Ukrayna hem de Türkiye tarafından ihlal edildiğini belirtti.

Peskov, Azov komutanlarının dönüşünü, Ukrayna’nın başlattığı “karşı saldırının başarısızlığıyla” ve Ankara’nın 11-12 Temmuz’da Vilnius’ta yapılacak NATO zirvesi öncesi “dayanışma” gösterme arzusuyla bağlantılı bir adım olarak tanımladı.

Kremlin Sözcüsü, “NATO zirvesi için hazırlıklar sürüyor ve tabii Türkiye’nin üzerinde de epey baskı var” diye ekledi.

Erdoğan – Zelenskiy görüşmesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Zelenskiy ile görüşmesinin ardından “Ukrayna’nın NATO üyeliğini hak ettiğini” açıklamıştı.

Erdoğan aynı zamanda gelecek ay Putin’in de Türkiye’yi ziyaret etmesinin beklendiğini dile getirerek esir mübadelesine dair müzakereleri yürütmek niyetinde olduklarını söylemişti.

Zelenskiy, 11-12 Temmuz’da yapılacak Vilnius NATO liderler zirvesi sırasında ülkesinin NATO üyeliği için açık bir mesajın verilmesini ve resmi davette bulunulmasını istemişti.

Zelenskiy, işgalin 500. gününü anmak için dün Yılan Adası’nı ziyaret etmişti.

Paylaşın

Türkiye, İşçi Haklarında En Kötü 10. Ülke

Türkiye’nin, AK Parti döneminde, gelişmekte olan ülkeler kategorisinden dahi aşağıya düştüğünü, işçilerin insanlık dışı çalışma koşullarına mahkum edildiğini belirten CHP’li İlgezdi, “Ekonomiyi ve çalışma hayatımızı çöküşe götürenlerin gözlerinde ışıltı, emekçilerimizin yüzünde ise hüzün var” dedi ve ekledi:

Geçmişte, “Türkiye, gelişmekte olan ülkeler kategorisinde’ denilirdi. Şimdi ise ucuz işgücü sisteminin, vahşi kapitalizmin en yoğun uygulandığı ülkelerle aynı listedeyiz. Bu iktidarın inşa ettiği işçi ve sendika düşmanı rejimden ötürü, diğer birçok alanda olduğu gibi işçi hakları endekslerinde de diplerdeyiz.”

148 ülkeyi kapsayan ve her yıl Türkiye, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) tarafından yayımlanan Küresel Haklar Endeksi, Türkiye’deki çalışma koşullarının en kötü seviyeye gerilediğini ortaya koydu.

Cumhuriyet’te yer alan habere göre, Türkiye; Bangladeş, Belarus, Mısır, Guatemala, Ekvador, Myanmar, Tunus, Filipinler ve Esvatini’den sonra çalışanlar için en kötü 10 ülke arasında yer aldı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, yaptığı yazılı açıklamada duruma tepki gösterdi.

Türkiye’nin, AK Parti döneminde, gelişmekte olan ülkeler kategorisinden dahi aşağıya düştüğünü, işçilerin insanlık dışı çalışma koşullarına mahkum edildiğini belirten İlgezdi, “Ekonomiyi ve çalışma hayatımızı çöküşe götürenlerin gözlerinde ışıltı, emekçilerimizin yüzünde ise hüzün var.

Geçmişte, ‘Türkiye, gelişmekte olan ülkeler kategorisinde’ denilirdi. Şimdi ise ucuz işgücü sisteminin, vahşi kapitalizmin en yoğun uygulandığı ülkelerle aynı listedeyiz. Bu iktidarın inşa ettiği işçi ve sendika düşmanı rejimden ötürü, diğer birçok alanda olduğu gibi işçi hakları endekslerinde de diplerdeyiz” dedi.

Paylaşın

Türkiye, En Çok Kadın Gazetecinin Tutuklu Bulunduğu 3 Ülkeden Biri

Dünyada en çok kadın gazetecinin tutuklu bulunduğu ilk 3 ülke İran, Türkiye ve Çin. İlk sıradaki İran’da 28, ikinci sırada bulunan Türkiye’de 19, Çin’de ise 15 kadın gazeteci tutuklu.

2023 yılının ilk üç ayında 145 kadın gazeteci saldırıya uğradı. 24 gazeteci fiziksel saldırıya, 23 gazeteci ise hukuken taciz edildi. Gazetecilere yönelik saldırılar, 2023 yılının ilk üç ayına, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,3 oranında arttı.

Gazetecilikte Kadın Koalisyonu’nun (CFWIJ), 2023 yılının ilk 3 ayında kadın gazetecilerin maruz bırakıldığı hak ihlallerine ilişkin raporuna göre dünyada 100 kadın gazeteci tutuklu.

Rapora göre, dünyada en çok kadın gazetecinin tutuklu bulunduğu ilk 3 ülke İran, Türkiye ve Çin. İlk sıradaki İran’da 28, ikinci sırada bulunan Türkiye’de 19, Çin’de ise 15 kadın gazeteci tutuklu. Raporda sıfır olması gerektiğine işaret edilen bu sayının geçen yılın aynı dönemine göre 4 kişi azalmasınınsa umut verici olduğuna vurgu yapıldı.

Raporu kapsayan süreçte 145 kadın gazeteci de saldırıya uğradı. Raporda, 24 gazetecinin fiziksel saldırıya, 23 gazetecinin ise hukuken taciz edildiği bilgisi paylaşıldı. Aynı rapora göre gazetecilere yönelik saldırılar, 2022’nin ilk üç ayına göre yüzde 4,3 oranında arttı.

Deprem bölgesinde zorluklar ve tacizler

Türkiye’de kadın gazetecilerin deprem bölgesinde karşılaştığı zorlukların yanı sıra halk tarafından da sık sık taciz ve saldırıya uğradığı belirtildi. CFWIJ, kadın gazetecilerin afet bölgelerinde çekim yapmasının engellendiği veya tehdit edildiği 6 olayı belgeledi.

Rapora göre gazeteci Arzu Efeoğlu, Gaziantep’te vatandaşların kendisine ve ekibine saldırmaya çalıştığını ve kimliklerini görmek istediğini bildirdi.

Fox TV muhabirleri Sevgi Şahin ve Ömür Dikme canlı yayın sırasında saldırıya uğrarken, Halk TV muhabiri Şirin Payzın ve ekibi Antakya’da çöken binayı görüntülerken taciz edildi.

Malatya’da ArtıGerçek muhabiri Yağmur Kaya, kendisini provokatörlük yapmak, iktidarı ve devleti karalamakla suçlayan bir grup tarafından neredeyse fiziki saldırıya uğradı.

Hatay’da Gülbahar Altaş da Diyarbakır Sümer Parkı’ndaki tartışmayı çekmek isterken çevredekiler tarafından hedef alındı, TELE1 muhabiri Hazal Güven ve kameraman Umutcan Yitik, Hatay’da silahlı kişilerce engellendi.

Türkiye’de 31 Mart 2023’te adliye önünde çekim yapan gazeteci Melek Fırat ve 3 gazeteciye, uyuşturucu operasyonu zanlılarının yakınlarının saldırdığı belirtildi.

Yine Türkiye ile ilgili bir başka bölümde, gazeteciler Hazal Ocak, Olcay Büyüktaş Akça ve diğer iki sanığın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın şikayeti üzerine “Sözlü, yazılı veya görüntülü mesaj yoluyla hakaret” suçundan yargılandığı kaydedildi.

Raporda, Mayıs 2022’de JinNews muhabiri Zelal Tunç, Muradiye Belediyesi’ne atanan kayyum Harun Yücel’e hakaret ettiği iddiasıyla 8 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldığı, kayıp fonlarla ilgili yaptığı bir ihbarda kendisine “hakaret” ettiği iddiasıyla Yücel tarafından Tunç’a dava açıldığı da yazıldı.

Raporda yer verilen diğer gazeteciler ve yaşadıkları olaylarla ilgili şu bilgiler paylaşıldı:

Beş yıldır aleyhlerindeki suçlamalardan haberleri olmadan tutuklu bulunan Ceylan Şahinli ve Öznur Değer, Sibel Tekin, haksız yere terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla tutuklanarak 43 gün tutuklu kaldı,

Ayşegül Doğan’ın “terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla düşürülmesine rağmen yurtdışına çıkış yasağı devam ediyor, Pınar Gayıp, yaptığı haberin ardından “Hakaret, iftira, halkın huzur ve sükununu bozma, terörle mücadele edenleri hedef gösterme” suçlarından soruşturma açıldı,

Al Monitor’dan Nazlan Ertan, ‘kamu görevlisine alenen hakaret etmekle’ suçlandı, Dicle Müftüoğlu, terörle ilgili suçlamalardan altı ay hapis cezasına çarptırıldı, Hale Gönültaş hakkında 12 yaşındaki kız çocuğunun ortadan kaybolması ve tecavüze uğramasıyla ilgili haber yaptığı için polisin suç duyurusunda bulunması üzerine soruşturma başlatıldı,

Sedef Kabaş’a Mart 2023’te bir kez daha “cumhurbaşkanı’na hakaret”ten dava açıldı. Kabaş bu kez ‘namusunu zedelemeyi amaçlayan’ tweetler atarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret etmekle suçlandı, Yağmur Kaya “terörle mücadelede yer alan kişileri hedef göstermek” suçlamasıyla üçüncü kez yargılanıyor.

Kürt gazeteciler hedefte

Türk hükümetinin, kadın gazetecileri susturmak için hukuku silah olarak kullanan ülkelerin başında geldiği ifade edilen raporda, “Yetkililer sürekli olarak seyahat yasaklarına ve ‘kamu görevlilerine hakaret’ de dahil olmak üzere düzmece yasal suçlamalara başvurdu. En çok Kürt kadın gazeteciler, sansür ve zulmetmek için alaycı bir şekilde terör suçlamalarını kullanılarak hükümet tarafından hedef alınıyor” denildi.

Gazetecilikte Kadın Koalisyonu’nun raporunda, “Bu çeyrekte kadın gazetecilere yönelik hapis cezaları, fiziksel ve hukuki saldırılar, gazeteciliğin sürekli olarak nasıl kriminalize edildiğini gösteriyor. Endişe verici bir eğilim, gazetecileri felç eden ve otosansüre yol açan yasal tacizdir. Basın özgürlüğü saldırı altında olduğunda ilk hedef alınanlar kadınlar ve LGBTQI gazetecilerdir” değerlendirmesinde bulunuldu.

Raporda, “Kadın gazetecilere yönelik fiziksel ve yasal tacizin artmasından endişe duyuyoruz. Kadınların ve LGBTQI gazetecilerin, görevlerini şiddet veya korku olmadan yerine getirmelerini sağlayan güvenli ve destekleyici bir ortamda çalışabilmelerini sağlamak için daha fazlasının yapılması gerekiyor” ifadeleri kullanıldı.

(VOA Türkçe)

Paylaşın

Türkiye’de Gıda Fiyatları 34 Aydır Yükseliyor

Ağustos 2020 – Haziran 2023 arasını kapsayan son 34 ayda gıda fiyatları dünyada yüzde 28 artarken Türkiye’de yüzde 266 artı. 2004 başından bu yana Türkiye’de yıllık gıda enflasyonu oranına baktığımızda Kasım 2021’e kadar yüzde 30’u aşmadığı görülüyor.

Dünya genelinde gıda fiyatları son 15 ayda sadece Nisan 2023’te yükselirken diğer tüm aylarda düşüş gösterdi. Türkiye’de ise gıda fiyatları Eylül 2020’den bu yana artmaya devam ediyor.

Türkiye’de resmi yıllık enflasyon mart ayında yüzde 38, gıda fiyatlarındaki yıllık artış ise yüzde 54 oldu. Dünyada gıda fiyatları aynı dönemde yüzde 21 düşerken Avrupa Birliği genelinde yüzde 15 artış gösterdi. Türkiye’de ise gıda fiyatları 34 aydan bu yana aralıksız artıyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) açıkladığı Küresel Gıda Fiyat Endeksi son 15 ayda bir kez yükseldi.

Gıda enflasyonunun en yüksek olduğu ülkeler hangisi? Dünyada ve Avrupa’da gıda enflasyonu ne kadar artıyor?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı yıllık tüketici enflasyonu (TÜFE) Haziran 2023’te ayında yüzde 38 oldu. On iki aylık ortalamalara göre ise enflasyon yüzde 60 gerçekleşti.

TÜİK’e göre gıda fiyatları son bir yılda yüzde 54 artış gösterdi. FAO’nun Küresel Gıda Fiyat Endeksi ise aynı dönemde yüzde 21 düştü. AB’de ise yıllık gıda enflasyonu mayıs ayı itibarıyla yüzde 15.

Türkiye’de 34 aydır aralıksız yükseliyor

Küresel gıda fiyatları son 15 ayda sadece Nisan 2023’te yükselirken diğer tüm aylarda düşüş gösterdi. Gıda fiyatları Türkiye’de Eylül 2020’den bu yana 34 aydan bu yana artmaya devam ediyor.

FAO ve TÜİK’in açıkladığı gıda fiyat endeksleri arasındaki fark Türkiye’nin “yeni ekonomik modele” geçtiği Kasım 2022’den itibaren giderek büyüyen bir makasa dönüştü.

Fiyat değişimini görmenin en sade yollarından birisi endeks yöntemi. TÜİK, FAO ve AB İstatistik Ofisi Eurostat’ın açıkladığı gıda fiyat endekslerini Ağustos 2020’de 100’e eşitledik. Bu ne demek? Dünya, Türkiye ve AB’de gıda fiyatları bu tarihte birbirine eşit. Ardından her ay enflasyona oranına göre endeks değeri değişiyor. Türkiye ve küresel fiyat farkı çoğu zaman yakın seyrediyor. AB’de ise çok az değişim söz konusu.

Küresel gıda fiyatları Kasım 2021’e kadar çoğu zaman açık şekilde Türkiye’nin üzerinde seyrediyor. Endeks başladıktan bir sene sonra Ağustos 2021’de bir sene önce 100 lira olan gıda fiyatı dünyada 133 birime; Türkiye’de ise 130 birime yükselmiş. AB’de ise 102 birim.

Yeni ekonomik model sonrası fark derinleşti

Kasım 2021’de küresel gıda fiyat endeksi 141; Türkiye’de ise 138. Türkiye’nin Kur Korumalı Mevduatı (KKM) ilan ettiği Aralık 2021’de ise radikal bir değişim başlıyor. Dünyada gıda fiyatları 140’a düşerken Türkiye’de 161 oluyor.

Haziran 2023’te üç endekse baktığımızda ise sonuç şöyle: Yaklaşık üç sene önce üç bölgede de gıda fiyatları 100 iken dünyada 128 birime, Türkiye’de 366 birime; AB’de ise 130 birime yükselmiş. AB verisi mayıs ayını yansıtıyor.

Bu ne demek? Ağustos 2020-Haziran 2023 arasını kapsayan son 34 ayda gıda fiyatları dünyada yüzde 28 artarken Türkiye’de yüzde 266; AB’de ise yüzde 30 yükseldi.

Türkiye’de yıllık gıda enflasyonu nasıl değişti?

2004 başından bu yana Türkiye’de yıllık gıda enflasyonu oranına baktığımızda Kasım 2021’e kadar yüzde 30’u aşmadığı görülüyor. Aralık 2021’de yüzde 45 olan yıllık gıda enflasyonu Kasım 2022’de ise yüzde 100’ü aşarak yüzde 102 olmuştu.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

İsveç’ten Bir İlk: PKK’ya Finansman Sağlamaya Hapis Cezası

NATO’ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) katılımı için Türkiye ve Macaristan’ın onayını bekleyen İsveç’te bir ilk. PKK’ya finansman sağlamaya çalışmaktan suçlu bulunan bir kişi dört buçuk yıl hapis cezasına çarptırdı.

Haber Merkezi / Mahkemenin kararı Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında Perşembe günü Brüksel’de yapılan kritik toplantı sırasında geldi. İsveç’in NATO üyeliğinin ele alındığı toplantı NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in ev sahipliğinde gerçekleşiyor.

Hapis cezasına çarptırılan 40’lı yaşlarındaki Kürt kökenli Türkiye vatandaşı, Ocak ayında Stockholm’deki bir restoranın önünde silahla ateş ettikten ve etrafına tehditler savurduktan sonra tutuklanmıştı.

Mahkemenin yargıcı Mans Wigen, “Bölge mahkemesi Türkiye kökenli Kürt’ü Stockholm’deki bir Kürt iş insanını PKK’ya para ödemesi için silah zoruyla gasp etmeye çalıştığı gerekçesiyle hapis cezasına çarptırdı” dedi.

Wigen, “Gasp teşebbüsü PKK’nın Avrupa’da yürüttüğü kapsamlı bir bağış programı çerçevesinde gerçekleştirildi, buna şantaj da dahildi” ifadesini kullandı. Mahkemenin açıklamasına göre, yapılan incelemeler sonucunda gasp girişiminin amacının “PKK’ya para sağlama” olduğu tespit edildi.

Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan Avukat İlhan Aydın, “Müvekkilim sonuçtan memnun değil. Bölge Mahkemesi’nin özellikle terörün finansmanı ve nitelikli gasp teşebbüsü konusundaki kararına katılmıyoruz. Mahkemenin kararın itiraz edeceğiz” dedi.

Türkiye kökenli kişi, Stockholm’deki bir restoranın önünde silah sıkıp tehditler savurduğu için geçen Ocak ayında tutuklanmış ve 21 Haziran’da da ilk kez hakim önüne çıkmıştı.

İsveç’te yeni Terörle Mücadele Yasası 1 Haziran’da yürürlüğe girmişti. Yeni yasa kapsamında “terör faaliyetlerinde bulunanlara” 4-8 yıl arasında hapis cezası verilebilecek, “terör örgütü lideri olarak tanımlanan kişlşiler” 25 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilecek.

Ayrıca “terör örgütlerini finanse eden veya destekleyen kişilerin” gözaltına alınmaları ve yargılanmaları yönelik olarak, ilgili mercilerin yetkileri artırıldı.

İsveç gelecek hafta Litvanya’da yapılacak NATO zirvesi öncesi ittifaka üye olmak istiyor. Ancak NATO üyeleri Türkiye ile Macaristan, İsveç’in ittifaka katılmasına henüz yeşil ışık yakmadı.

Ankara Stockholm’den terör örgütleri ve mensuplarına karşı daha sert tutum takınmasını ve terör örgütü üyelerini Türkiye’ye iade etmesini istiyor.

Türkiye’nin, NATO üyeliğine “teröre destek verdiği” gerekçesiyle veto koyduğu İsveç’in, haftaya Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yapılacak NATO zirvesinde ittifaka katılması için kulisler hızlandı.

ABD Başkanı Joe Biden’ın, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile dün Washington’da yaptığı görüşmenin ardından, Türkiye, İsveç ve Finlandiya Dışişleri Bakanları ile istihbarat şefleri bugün Brüksel’de üst düzey bir toplantı için biraraya geliyor.

Gözler, Nisan ayında Türkiye’nin vetosunu kaldırmasının ardından tam üyeliği onaylanan Finlandiya’dan sonra, İsveç’in NATO’ya girişine yeşil ışık yakılıp yakılmayacağı sorusuna çevrildi.

Genel Sekreter Jens Stoltenberg’in, NATO karargahındaki buluşmanın ardından düzenleyeceği basın toplantısıyla sonucu değerlendireceğini açıklaması, İsveç’in NATO’ya kabul edilmesi yönündeki beklentileri arttırdı.

Bugünkü toplantı, Haziran 2022’de Madrid’de yapılan NATO zirvesinde Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında imzalanan Üçlü Mutabakat Muhtırası çerçevesinde yapılıyor.

Fidan, Kalın ve Kılıç katılıyor

NATO’nun geleceği açısından önemli kararların alınacağı kritik Vilnius zirvesinden bir hafta önce yapılan toplantıda Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç temsil ediyor.

Paylaşın

İsveç’in NATO Üyeliği: Türkiye’nin İtirazını Aşmak İçin Son Hamle

Türkiye, Finlandiya ve İsveç’ten oluşan Daimi Ortak Mekanizma üyelerinin perşembe günü Brüksel’deki NATO merkezinde yapacağı toplantıdan, İsveç’in üyeliği yönünde bir karar çıkması beklenmiyor.

Bu yönde bir kararın 11 ve 12 Temmuz’da yapılacak zirvede çıkma ihtimalinin de düşük olduğu bildiriliyor. Haftaya Litvanya’da yapılacak zirveye katılacak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile NATO üyeleri arasında konunun tekrar masaya yatırılması bekleniyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasından sonra, yıllardır izledikleri tarafsızlık politikasını bir kenara bırakan Finlandiya ve İsveç, NATO’ya üye olmak için geçen yıl resmi başvuruda bulundu. Finlandiya’nın üyelik başvurusu bu yılın Nisan ayı başında onaylanırken İsveç’in üyeliğine Türkiye ve Macaristan hala onay vermedi.

Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta 11 ve 12 Temmuz tarihlerinde düzenlenecek NATO zirvesi öncesinde NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in çağrısıyla Türkiye, İsveç ve Finlandiya temsilcileri, Perşembe günü Brüksel’deki NATO merkezinde son kez biraya gelecek.

Toplantıda, zirve öncesinde Türkiye’nin İsveç’in üyeliğine yönelik blokajının aşılması yönünde müzakerelerin öne çıkması bekleniyor. Yarın NATO merkezinde düzenlenecek toplantıda söz konusu ülkelerin Dışişleri Bakanları dışında istihbarat teşkilatlarının şefleri ile ulusal güvenlik danışmanlarının da yer alacağı bildirildi. Toplantıdan sonra Stoltenberg’in yerel saat ile 16.30’da bir basın toplantısı düzenleyeceği duyuruldu.

Türkiye, Finlandiya ve İsveç’ten oluşan Daimi Ortak Mekanizma üyelerinin katılacağı yarınki toplantıdan, İsveç’in üyeliği yönünde bir karar çıkması beklenmiyor. Bu yönde bir kararın 11 ve 12 Temmuz’da yapılacak zirvede çıkma ihtimalinin de düşük olduğu bildiriliyor. Haftaya Litvanya’da yapılacak zirveye katılacak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile NATO üyeleri arasında konunun tekrar masaya yatırılması bekleniyor.

Son olarak dün Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara’da İsveç’in NATO üyeliği konusunda açıklamalarda bulunmuş, “Stockholm’de Kur’an-ı Kerim’e yapılan aşağılık saldırıyı ve uyarılarımıza rağmen bu saldırıya göz yumulmasını bir kez daha kuvvetle kınıyoruz. Stratejik ve güvenlik değerlendirmesi itibarıyla İsveç’in NATO’ya üyeliğinin bir yük mü yoksa fayda mı getireceği konusu artık daha çok tartışmaya açıktır” ifadelerini kullanmıştı.

Finlandiya girdi

Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasından sonra, yıllardır izledikleri tarafsızlık politikasını bir kenara bırakan Finlandiya ve İsveç, NATO’ya üye olmak için geçen yıl resmi başvuruda bulundu. Finlandiya’nın üyelik başvurusu bu yılın Nisan ayı başında onaylanırken İsveç’in üyeliğine Türkiye ve Macaristan hala onay vermedi.

Türkiye, İsveç’i ülkedeki Türkiye kökenli terör gruplarıyla etkin mücadele etmemek ve terörist olduğunu iddia ettiği kişileri Türkiye’ye iade etmemekle suçluyor. İsveç, Ankara’nın talepleri arasında yer alan, terörle mücadele yasalarını sertleştirirken, Türkiye’ye bazı kişilerin iadesine de başladı. Ancak buna paralel olarak Ankara ile Stockholm arasındaki ipler sene başından beri özellikle ülkedeki Kur’an yakma eylemleri nedeniyle gerilmiş durumda.

Ayrıca İsveç’te son aylarda Erdoğan’ın maketinin kullanıldığı bazı protesto eylemleri yüzünden de Ankara İsveç’i sert biçimde eleştiriyor. İsveç hükümeti ise ülkede düzenlenen eylemlerden kendilerinin de rahatsızlık duyduğunu ifade etse de, yapılan gösterilerin düşünce ve gösteri yasası kapsamına girdiği gerekçesiyle yasaklanamayacağına işaret ediyor.

Daha önce İsveç’in üyeliğini yaz mevsiminde onaylayacağını duyuran Macaristan hükümetinin de Ankara ile birlikte hareket ettiği ileri sürülüyor. Macaristan medyası geçen hafta, Viktor Orban hükümetinin İsveç’in üyeliğini meclise getirmeyi sonbahara bıraktığını, en azında parlamentonun tatile girmeden önce konunun gündeminde yer almadığını aktardı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Türkiye İle Mısır, 10 Yıl Sonra Karşılıklı Büyükelçi Atadı

Türkiye ile Mısır 10 yıl aradan sonra ilk kez karşılıklı büyükelçi atadı. Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi olarak Büyükelçi Salih Mutlu Şen’i, Mısır’ın ise Ankara Büyükelçisi olarak Amr Elhamamy’i aday gösterdiği belirtildi.

Türkiye ve Mısır iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin büyükelçilik seviyesine çıkarıldığını açıkladı. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Türkiye ve Mısır arasındaki diplomatik ilişkilerin büyükelçilik seviyesine çıkarıldığını duyuruldu.

Açıklamada “Türkiye, Kahire Büyükelçisi olarak Büyükelçi Salih Mutlu Şen’i, Mısır ise Ankara Büyükelçisi olarak Amr Elhamamy’i aday göstermişlerdir. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin seviyesinin yükseltilmesi, iki ülke Cumhurbaşkanlarının aldığı karar uyarınca uygulamaya konulmuştur. Bu adım iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden normalleşmesini hedeflemekte ve Türk ve Mısır halklarının çıkarları doğrultusunda ikili ilişkilerin geliştirilmesi amacına yönelik karşılıklı iradeyi yansıtmaktadır” denildi.

Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteklediği Müslüman Kardeşler hareketinden Muhammed Mursi’nin Abdülfettah es-Sisi liderliğindeki ordunun askeri müdahalesiyle devrildiği 2013 yılında bozulmuştu. 2013 yılından bu yana iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler maslahatgüzar seviyesinde yürütülüyordu.

İki ülke arasında ilişkilerin yeniden normalleştirilmesi yönündeki çabalar 2021 yılından sonra hız kazandı. İlişkilerin normalleştirilmesi için 2021 yılında iki ülke arasında istikşafi görüşmeler yapıldı.

Erdoğan ile Sisi görüşmüştü

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın FİFA Dünya Kupası’nın açılış töreni için gittiği Doha’da 20 Kasım 2022’de Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile tokalaşarak, ayaküstü bir görüşme gerçekleştirmesi ilişkin normalleşmesi yönünde atılan önemli bir adım oldu.

6 Şubat depremlerinin ardından Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin Türkiye’yi ziyaretinin ardından eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 18 Mart’ta Kahire’de Mısırlı mevkidaşı ile bir araya gelmişti. Çavuşoğlu’nun Mısır ziyareti, Türkiye’nin Mısır’a bu seviyede 11 yıl aranın ardından yaptığı ilk ziyaret olmuştu.

Paylaşın