Saadet, Gelecek ve DEVA Partisi’nden Erdoğan’ın “Yerel Seçimler” Planına Karşı Hamle

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti, 2024’te yapılacak olan yerel seçimlerde, başta Ankara, İstanbul, Adana, Mersin gibi büyükşehirlerde “muhalefetin bölünmüş yapısından faydalanmayı” hedefliyor.

Erdoğan’ın yerel seçimlerin “1994 yılındaki yerel seçimler gibi milat olacağını” söylemi AK Partinin büyükşehirleri geri almak için “muhalefeti bölme” stratejisi olarak yorumlanırken, DEVA Partisi, Gelecek ve Saadet Partisi, Erdoğan’ın yerel seçimler planına yanıt verdi.

1994 yerel seçimlerinde hem merkez sağ blok hem de sol partiler ayrı adaylarla seçime gitmişti. Anavatan Partisi’nin İlhan Kesici’yi, SHP Zülfü Livaneli’yi, DYP’nin Bedrettin Dalan’ı, DSP’nin Necdet Özkan’ı, MHP’nin Ahmet Vefik Alp’i ve CHP’nin Ertuğrul Günay’ı aday gösterdiği seçimlerde, Refah Partisi’nin adayı olan Erdoğan, “aradan sıyrılarak” İBB’nin başkanı seçilmişti. RP, 1994’teki seçimlerde yüzde 25.19, ANAP yüzde 22.14, SHP ise yüzde 20.3 oy almıştı.

Üç parti de yerel seçimlerde 14 ve 28 Mayıs genel seçimlerinde olduğu gibi “bir ittifakın oluşmayabileceğini” belirtirken büyükşehirler, iller, ilçeler ve beldeler özelinde muhalefet cephesinin “işbirliği ve dirsek teması modelinin devreye girebileceğini” vurguluyor. Aksi takdirde, Erdoğan’ın söz ettiği 1994 seçimlerinin bir benzerinin 2024’teki seçimlerde de yaşanabileceğine dikkat çekiliyor.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu; DEVA, Gelecek ve SP temsilcilerine “partilerinin yerel seçimlere ilişkin yaklaşımlarını” sordu. Açıklamalar şöyle:

Gelecek Partisi Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanı Selçuk Özdağ: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 6 siyasi parti, yüzde 50+1 koşulu olduğu için bir araya geldi. Yerel seçimlerde ise en çok oyu alan kişi, belediye başkanı seçilecek. Bazı il, ilçe ve beldelerde partiler, bazılarında şahıslar, bazılarında ise hem parti hem de şahıslar güçlüdür. Muhalefet, ilçe ilçe, il il, belde belde şimdiden hazırlığını yapmalı. Bloklar doğru kurulmalı. Erdoğan, şunu söylüyor; ‘Muhalefet parçalansın, yerel seçimlerde blokları doğru kurmasın.

Ben buradan çıkarım; bunların iç kavgalarından yararlanırım.’ Muhalefet partileri özeleştirilerini hızlıca yapmalı, hesaplaşmasını ise seçim sonrasına bırakmalı. ‘Erdoğan’ın oyununa’ gelinmemeli. Biz bölünmeyeceğiz, kavga etmeyeceğiz. Gelecek Partisi olarak muhalefetin işbirliğinden yanayız. Muhalefet eğer 2019’da kazandığı belediyelere yenilerini ekleyemezse Türkiye’de bir daha muhalefet diye bir şey kalmaz. Konya, Balıkesir, Amasya, Samsun, Zonguldak gibi illeri de almalıyız.

“Anlayış birliği sürüyor”

Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın: Bir bütün olmasa bile muhalefet çeşitli yerlerde, çeşitli büyükşehir, il, ilçe ya da beldelerde seçim işbirliği ve teması halinde seçime girecektir. Her ne kadar Millet İttifakı’nın ittifak hali 28 Mayıs itibarıyla bitmiş olsa da Türkiye’nin ortak sorunlarına ilişkin anlayış birliği devam etmektedir. Bu durumun yerel seçimlerde nereye evrileceğini söylemek şimdiden mümkün değil ama anlayış birliği devam ediyor.

“Ayrı hareket zarar”

DEVA Partisi Seçim İşleri Başkanı İdris Şahin: Erdoğan’ın 1994 seçimleri hususu doğru. Muhalefetteki dağınık görüntü devam eder ve her parti yerel seçimlerde, özellikle büyükşehirlerde ayrı ayrı seçimlere girmeye karar verirse büyük ihtimalle büyükşehirlerin, 2019’da CHP’nin kazandığı yerlerin çoğunluğunun kaybedilmesi tehlikesi ile karşı karşıya kalınır.

Her il, ilçe, büyükşehir, belde seçimleri ayrı ayrı değerlendirilmeli, ayrı birliktelikler kurulmalı. Birlik ve beraberlik olmaz ise Erdoğan’ın dediğinin çıkma ihtimali kuvvetle muhtemel. Biz, yerel seçimlerde yetkili kurullarımızdan çıkacak kararlar doğrultusunda hareket edeceğiz. Muhalefetin ayrı ayrı hareket etmesinin Türkiye demokrasisine son derece zarar verebileceğini düşünüyoruz.

Paylaşın

Gelecek, DEVA Ve Saadet Partisi TBMM’de Grup Kurabilecek Mi?

14 Mayıs’ta yapılan seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) listelerinden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden TBMM’ye giren Saadet Partisi, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi arasındaki “birleşme” ve “grup kurma” çalışmalarından olumlu sonuç alınamadı.

DW Türkçe’nin Kıvanç El’in edindiği bilgiye göre, özellikle DEVA Partisi ile bazı gerginlik ve uyuşmazlıklar yaşansa  da yeni formüller ile “Meclis’te ortak grup kurma” seçeneği tamamen masadan kalkmış değil.

14 Mayıs milletvekili genel seçimlerinde DEVA Partisi 15, Gelecek ve Saadet partileri de 10’ar olmak üzere üç parti toplam 35 milletvekili elde etti. DEVA ve Gelecek Partisi seçimlerin ardından “birleşme”, Saadet, DEVA ve Gelecek partileri de “Meclis’te ortak grup kurmak” için görüşmelere başlamıştı. Bu görüşmelerde yol alınamadı. Konuyu yetkili kurullarında değerlendiren partilerden DEVA ve Saadet masadaki formüllere sıcak yaklaşmadı. Ancak, tüm kapılar kapanmış değil. Üç yeni formül üzerinden yaz aylarında görüşmeler devam edecek.

Partiler hangi konuda anlaşamadı?

Seçimlerin ardından Gelecek Partisi’nin önerileri çerçevesinde DEVA ile “birleşme” gündemli görüşmeler başladı. Bu görüşmelerde iki partinin “yeni bir parti adı altında birleşmesi,” “eş başkanlık,” “genel başkanvekilliği” gibi formüller gündeme getirildi. Ancak yol alınamadı. DEVA Partisi’nden geçen Pazar günü yapılan yazılı açıklamada, “Gelecek Partisi ile birleşme” modelinin “parti yönetiminde çift başlılık ve mesaj karmaşasına yol açacağı ve sürdürülebilir olmayacağı gerekçeleriyle uygun bulunmamıştır” denildi.

Birleşmenin yanı sıra DEVA, Gelecek ve Saadet partileri ayrıca Meclis’te grup kurulması için de görüşmelere başladı. Edinilen bilgiye göre Saadet Partisi, Meclis’te grup kurmanın kendi partilerinde birleşerek olmasını istedi. Bu öneri kabul edilmedi. Ardından “Üç partinin yedişer milletvekili vereceği bir çatı partisi kurulması” önerisi gündeme getirildi. Meclis’te üç liderin de grup toplantılarında dönüşümlü konuşması gibi formüller ele alındı.

DEVA Partisi ise “dönüşümlü başkanlık,” “sırayla başkanlık” gibi formüllerin “halkta kafa karışıklığı oluşturacağını” ve “söylem birliği problemi yaratacağını” belirterek formüllere karşı çıktı. Ayrıca yedişer milletvekilinin “çatı parti”ye verilmesi durumunda kalan vekillerle partilerin zayıf kalacağı fikri hem DEVA hem de Saadet Partisi kurullarında dillendirildi.

Meclis’te grup kurulma çalışmalarına dair DEVA’dan yapılan değerlendirmede, “Söz konusu modelin vatandaşlarımızca doğal karşılanmayacağı, zihin karmaşasına yol açacağı, yönetişim sorunları çıkaracağı ve partilerin kendi öz kimliklerinin gelişimini engelleyeceği yönündeki görüşler ağırlık kazanmıştır” sözleriyle masadaki formüllere kapı kapatıldı.

Parti Sözcüsü İdris Şahin, “Halkta karşılığı olmayan suni seçenekler, suni birliktelikler yerine daha sağlıklı formülleri her zaman konuşmaya hazırız” dedi. Kapıyı kapatmadıklarını ve Ekim ayına kadar hatta Ekim ayından sonraya kadar da süreleri olduğunu belirten Şahin, “Seçmenlerin de kabullenebileceği formülleri değerlendireceklerini” kaydetti.

Hangi formüller masada?

Saadet, DEVA ve Gelecek partilerinin kurmaylarından edinilen bilgiye göre masada hâlâ tüm partilerin tartışmasına açılacak üç formül bulunuyor.

Bunlardan ilkine göre 10 milletvekili olan Saadet Partisi’ne DEVA ve Gelecek Partisi’nden 5’er milletvekili verilmesi. Bu durumda Saadet Partisi grubu oluşturulacak, Genel Başkan Temel Karamollaoğlu olacak ve konuşmaları da bu partinin Genel Başkanı yapacak. “Dönüşümlü konuşma” gibi “kafa karıştıran” ve “söylem problemleri yaratan” modeller uygulanmayacak.  Buradaki amaç “liderlerin konuşmasından” öte Meclis’te yasama faaliyetlerinde grup kurmanın avantajlarının kullanılması olacak. Saadet Partisi adı altında grup kurulması halinde grup hakları üç partiye eşit dağıtılacak.

Diğer ikinci formül ise en çok, yani 15 milletvekili olan DEVA Partisi’ne “ittifak ortakları” olarak görülen; Gelecek, Saadet, CHP, İYİ Parti gibi partilerden yapılacak görüşmeler ile milletvekili transferi ile grup kurulması olacak. Burada grup DEVA Partisi çatısı altında oluşacak ancak haklar destek veren partilere eşit bölüştürülecek. CHP ve İYİ Parti’den destek gelmeyip sadece Gelecek ve Saadet partilerinden destek gelebileceği de belirtiliyor.

DEVA Partisi’nin hiç yer almadığı üçüncü formül ise Saadet ve Gelecek Partisi arasında dillendiriliyor. Bu formüle göre de 10’ar vekili olan iki parti ortak Meclis grubu oluşturulacak. Çatı partisi ise Saadet Partisi olacak.

Birleşme mümkün mü?

Meclis’te grup kurmanın yanı sıra bir diğer önemli gündem ise DEVA ve Gelecek partilerinin birleşmesi. Gelecek Partisi’nin önerdiği gibi “genel başkanvekili” veya “eş başkanlık” gibi modellerle birleşmeye DEVA sıcak bakmıyor. Ancak 81 ilde örgütlü olan ve daha geniş bir örgüt ağı olan DEVA Partisi ve Ali Babacan’ın liderliği altında birleşmeye sıcak bakılıyor. Bu noktada Gelecek Partisi’nden geçecek kurmaylara partide önemli görevler verileceği ancak liderliğin tek olacağı, diğer türlü “eş başkanlık” gibi modellerin halkta karşılığı olmadığı ve “çok başlılığa” yol açtığı savunuluyor.

Seçimler sürecinde fazla dillendirilmese de DEVA ile Gelecek partilerinin kurmayları arasında uzun süredir gerginlik olduğu biliniyor. Her iki parti tabanı da yöneticileri de geçmişte AKP tabanında yer alan isimlerden oluşuyor.

Meclis’te grup kurmanın faydası ne?

Meclis’te partilerin grup kurması için 20 milletvekilinin bir araya gelmesi gerekiyor. Bu durumda sandalye dağılımına göre tüm komisyonlarda üyelik, Meclis yönetiminde temsil edilme hakkı elde ediliyor. Bu durumda 20 kişilik grup kurulması durumunda “TBMM idare amiri,” “katip üye” gibi haklar da kurulan gruba veriliyor. Ayrıca grup başkanvekilleri belirlenerek yasama faaliyetlerinde gruplar adına Meclis Genel Kurulu’nda söz alınabiliyor. Yine Meclis genel kurulunda “araştırma önergeleri” verilebiliyor. Grubu olmayan partilerin milletvekillerinin yasama faaliyetlerine katılımı grubu olanlara göre oldukça zor.

Paylaşın

SP Lideri Karamollaoğlu’ndan “Millet İttifakı” Açıklaması: Bitti

Millet İttifakı’na ilişkin değerlendirmelerde bulunan SP Lideri Karamollaoğlu, Şunu bilelim, ittifak dönemi bitti. İttifak, iktidara gelip, bugünkü sistemi değiştirmek için yapılmıştı. Biz, altı sene önce de ittifak yaptık. Ne için? Referandumda millet bu yeni sisteme hayır desin diye…” dedi ve ekledi:

“Bu ittifak bitti mi? Elbette bitti. Çünkü hükmünün icra edilmesi mümkün değil. Peki bunun yanında bir şey var mı? Benim söylediğim şu; biz, hem Altılı Masa’da bulunan siyasi partiler olarak dirsek temasımızı devam ettiririz.”

Karamollaoğlu, açıklamasının devamında, “Birbirimiz ile görüşürüz. Çünkü 9 ay sonra yerel seçimler var. Mahalli seçimlerde ittifak olmaz. Mahalli seçimlerde anlaşmalar yapılabilir. Geçmiş seferde yapıldığı gibi şimdi de yapılabilir. O halde bizim şu anda ittifak değil, birbirimiz ile olan münasebetlerimizi medeni bir şekilde devam ettirme gayreti içinde olmamız icap eder. Ülkeye de barışı, huzuru getirecek olan da bu anlayıştır diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, KRT TV’de katıldığı Gündem Özel programında Elif Doğan Şentürk, Zeynep Gürcanlı ve Sedat Bozkurt’un sorularını yanıtladı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in İYİ Parti’nin 3. Olağan Kurultayı’nda söylediği “Bundan sonra size hayatta başarılar” sözü için Karamollaoğlu, şu yorumu yaptı:

“Ben Sayın Akşener’in cümlelerini yorumlama yetkisine sahip değilim. Sayın Akşener’i kongreden sonra da aradım. Tebrik ettim… Şunu bilelim, ittifak dönemi bitti. İttifak, iktidara gelip, bugünkü sistemi değiştirmek için yapılmıştı. Biz, altı sene önce de ittifak yaptık. Ne için? Referandumda millet bu yeni sisteme hayır desin diye…

Bu ittifak bitti mi? Elbette bitti. Çünkü hükmünün icra edilmesi mümkün değil. Peki bunun yanında bir şey var mı? Benim söylediğim şu; biz, hem Altılı Masa’da bulunan siyasi partiler olarak dirsek temasımızı devam ettiririz. Birbirimiz ile görüşürüz. Çünkü 9 ay sonra yerel seçimler var.

Mahalli seçimlerde ittifak olmaz. Mahalli seçimlerde anlaşmalar yapılabilir. Geçmiş seferde yapıldığı gibi şimdi de yapılabilir. O halde bizim şu anda ittifak değil, birbirimiz ile olan münasebetlerimizi medeni bir şekilde devam ettirme gayreti içinde olmamız icap eder. Ülkeye de barışı, huzuru getirecek olan da bu anlayıştır diye düşünüyorum.”

Dörtlü İttifak rafa kalktı

Meclis’te Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nin birlikte kurması beklenen yeni gruba ilişkin Karamollaoğlu, şunu dedi:

“CHP listelerinden, siyasi partiler olarak bir miktar milletvekili çıkardık. Bizim 10 milletvekilimiz var, Gelecek Partisi’nin 10 milletvekili var. DEVA’nın 15 milletvekili var. Aynı zamanda Demokrat Parti’den giren arkadaşların da 3 tane milletvekili var. Benim söylediğim, ‘Birbirimiz ile çekişmemize ihtiyacımız yok. Gelin, birlikte grup kuralım’… Grup kurarsak, sözümüz işitilir, grubunuz yoksa bağımsız milletvekilleriniz var. Bağımsız milletvekilleri olarak da Meclis’te söz alabilmek de kolay bir iş değil.

Yaptığımız girişimler, beklediğimiz neticeleri doğurmadı. Sayın Babacan meselelere biraz farklı yaklaşıyor. DEVA Partisi de farklı yaklaşıyor. Bundan dolayı ‘Bu şekilde bir ittifak formülüne biz, itibar etmiyoruz’ dediler. Bizim, teşkilatlar ile yaptığımız görüşmelerde genelde Gelecek Partisi ile böyle bir ittifakın yapılmasına çok sıcak yaklaşıldığını gördük. Yani, tabandan da Türkiye sathında da…

Biz böyle bir ittifakın Gelecek Partisi ile kurulmasının daha kolay olacağı kanaatine vardık. Ben bu fikirlerimi de arkadaşlarımıza da ilettim. Gelecek’te bizim söylediğimiz formül kıl payı ile. Henüz bir karara varılmadı. Ümit ediyorum ki çok gecikmeden bir karara varırız. Böylece Meclis’te bir grubumuz olur.”

Paylaşın

Ali Babacan’dan Ahmet Davutoğlu’nun “Birleşme” Teklifine Ret

14 Mayıs’ta yapılan milletvekili genel seçimlerine Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) listelerinden giren Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi 15, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi 10, Demokrat Parti ise 3 milletvekilliği kazandı.

Seçimlerin ardından, 3 parti arasında “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grup kurma” konusuna ilişkin DEVA Partisi’nden yazılı bir açıklama geldi. Açıklamada Gelecek Partisi lideri Davutoğlu’nun “birleşme” önerisine ilişkin de bilgi verildi.

Açıklamada, “Gelecek Partisi Genel Başkanı Sayın Davutoğlu, Gelecek Partisi ile DEVA Partisi’nin birleşmesiyle ilgili Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’a bir model önerisi getirmiştir. Önerilen birleşme modeli, parti yönetiminde çift başlılık ve mesaj karmaşasına yol açacağı ve sürdürülebilir olmayacağı gerekçeleriyle uygun bulunmamıştı” denildi.

Açıklamanın tamamı ise şöyle:

DEVA Partisi, kurulduğu ilk günden bu yana diğer siyasi partilerle diyalog ve işbirliği süreçlerini çok önemli görmüş, genel seçimler öncesinde 6 siyasi partiyle beraber yapılan çalışmalar bu işbirliğinin en ileri örneğini sergilemiştir.

Bilindiği üzere genel seçimler sonrasında TBMM’de grup kurma ve birleşme konularında DEVA, Gelecek ve Saadet Partileri arasında çeşitli seçenekler üzerinde bir görüşme ve değerlendirme süreci yaşanmıştır.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Sayın Davutoğlu, Gelecek Partisi ile DEVA Partisi’nin birleşmesiyle ilgili Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’a bir model önerisi getirmiştir. Önerilen birleşme modeli, parti yönetiminde çift başlılık ve mesaj karmaşasına yol açacağı ve sürdürülebilir olmayacağı gerekçeleriyle uygun bulunmamıştır.

Öte yandan, üç partinin kendi tüzel kişiliklerini korurken belli sayıda milletvekili vererek yeni bir çatı parti kurmak suretiyle ortak grup oluşturma modeliyle ilgili DEVA Partisi içinde kapsamlı değerlendirmeler yapılmıştır.

Yetkili kurullarımızda yapılan görüşmelerde, mecliste grup kurmanın önemli olacağı vurgulanmış, ancak söz konusu modelin vatandaşlarımızca doğal karşılanmayacağı, zihin karmaşasına yol açacağı, yönetişim sorunları çıkaracağı ve partilerin kendi öz kimliklerinin gelişimini engelleyeceği yönündeki görüşler ağırlık kazanmıştır. Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan, bu grup kurma modeliyle ilgili olumsuz görüşleri Sayın Davutoğlu ve Sayın Karamollaoğlu ile paylaşmıştır.

Siyasi partiler arasındaki diyalog ve işbirliğini çok kıymetli gören DEVA Partisi, önümüzdeki dönemde farklı seçenekleri görüşmeye ve değerlendirmeye hazırdır.

Paylaşın

Gelecek, Saadet Ve DEVA’dan “Çatı Parti” Arayışı: Sona Yaklaşıldı

14 Mayıs’ta yapılan milletvekili genel seçimlerine Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) listelerinden giren Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi 15, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi 10, Demokrat Parti ise 3 milletvekilliği kazandı.

Seçimlerin ardından, 3 parti arasında “Meclis’te grup kurma” konusunda görüşme trafiği başlarken, Demokrat Parti bu oluşumların içinde yer almama kararı aldı. Üç siyasi partinin yeni bir çatı parti altında grup kurma konusunda uzlaştığı belirtildi.

Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın haberine göre; DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi arasında bir süredir devam eden, Meclis’te grup kurulmasına ilişkin görüşmelerde yeni kurulacak bir parti çatısı altında birleşilmesi formülü öne çıkmaya başladı. Üç partiden birinin çatısı altında birleşilerek grup kurulması formülüyse her parti, ‘çatı’nın kendisi olmasını arzu ettiği için beklemeye alındı.

Çatı partisi formülünün hayata geçmesi halinde bürokratik, teknik ve siyasi süreçlerin nasıl işletileceğine ilişkin büyük ölçüde anlaşma sağlandı. Üç partinin yetkili kurullarının onayından geçmesi durumunda ortak grup kurulması, yapısı ve işleyişi şöyle olacak:

Üç partinin eşit oranda kurucu üye vermesiyle parti kuruluşu için başvuru yapılacak.
Üç partinin genel başkanlarından herhangi biri yeni kurulacak partinin genel başkanı olmayacak.
Yeni partinin genel başkanı, üç genel başkanın iradesine, saygınlığına gölge düşürmeyecek sembolik bir isim olacak.
Partinin Meclis grubunda her partiden 7’şer milletvekili yer alacak. Böylelikle grup kurulması için gerekli 20 milletvekili sayısına ulaşılacak.

Meclis grup başkanı ve grup başkanvekillikleri eşit olarak paylaşılacak.
Grup toplantılarında üç partinin genel başkanları dönüşümlü olarak konuşacak. Meclis İçtüzüğü’ne göre siyasi partilerin grup toplantılarında grup başkanları ya da parti genel başkanları konuşabiliyor. Bu konuşmalar TBMM TV’den de canlı yayınlanıyor. Ancak ilk kez hayata geçecek “çatı parti” formülünde Gelecek, DEVA ve Saadet Partisi Genel Başkanları konuk olarak grup konuşması yapabilecek. Bu konuşmalar TBMM TV’de yayınlanmayacak.
Her parti, yeni kurulacak partiden bağımsız bir şekilde, Meclis’te ve Meclis dışında kendi politik çalışmalarını sürdürecek.

Üç partinin kurmayları, yeni bir parti çatısı altında birleşmenin partilerin yetkili kurullarında tartışılmadan hayata geçemeyeceğini ifade ederken prensipte anlaşılırsa teknik süreçlerin çok hızlı bir şekilde ilerleyeceğini vurguladı. Meclis’te grup kurmanın avantajlarının farkında olduklarını ifade eden kurmaylar, bu avantajlardan faydalanmak için en kısa zamanda bir sonuç almak istediklerini söyledi. Gelecek ve Saadet partilerinin kurmayları kısa süre içinde uzlaşmanın sağlanmasını beklediklerini belirtirken DEVA Partisi ise parti kurullarında görüşmelerin devam ettiğini ifade etti.

“Demokrasi Birliği”, “Demokrasi İttifakı”

Kurulacak partinin ismi tam olarak netleşmese de isimde “demokrasi” ifadesinin olması gerektiği konusunda bir uzlaşı sağlandı. Parti kurmayları “Demokrasi Birliği”, “Demokrasi İttifakı” gibi seçeneklerin masada olduğunu söyledi.

Kurulacak yeni partinin siyasi geleceği konusunda ise partiler arasında görüş ayrılıkları var. Saadet Partisi, kendi kimliğinden, adından ve iddiasından vazgeçmeden, kurulacak yeni grubun yaratacağı sinerji ve grup olmanın avantajları ile siyasette fark yaratılabileceği görüşünde.

Yeni grupta birleşmenin Meclis’te daha etkin bir muhalefet yürütmek için Meclis bürokrasisinin gerektirdiği “temsili” bir birliktelik olacağını belirten DEVA Partisi kurmayları DEVA partisinin siyasi iddiasını sürdüreceğini ifade etti.

Yeni parti konusunda Saadet ve DEVA’ya göre farklı görüşe sahip olan Gelecek Partisi yetkilileriyse kurulacak yeni partinin DEVA ve Gelecek Partisi arasında “politik ve gerçek” bir birleşmenin temeli olabileceğini söyledi. İki partinin hitap ettiği tabanların ve politik çizgilerinin birbirinden uzak olmadığını ifade eden Gelecek Partisi’nden bir yetkili, böylesi bir birleşmenin taban tarafından da olumlu karşılanacağını vurguladı.

Aynı yetkili, 14 Mayıs seçiminde seçmenin de “DEVA ve Gelecek Partisi’ni birlikte görmek istiyoruz” mesajını verdiğini belirtirken “Belki de bu birleşme seçimden önce gerçekleşseydi ve DEVA ve Gelecek tek parti olarak seçime girseydi bugün daha farklı bir sonuç ortaya çıkardı” değerlendirmesini yaptı. DEVA ve Gelecek partilerinin birleşmesi için çok fazla formül geliştirilebileceğini belirten bir parti kurmayı, Meclis’te kurulacak grubun bu birleşmeye vesile olabileceğini söyledi.

İki partinin birleşme tartışmalarında genel başkanlar arasında yapılan görüşmelere taşınmayan ve resmiyet kazanmayan bir seçenek de dikkat çekti. İki partinin kurmayları arasında dillendirilen bu formüle göre Gelecek ve DEVA partileri kendini feshederek yeni bir isimle birleşecek.

Kurulacak yeni partinin “Yüksek İstişare Kurulu” benzeri bir yapısı olacak ve bu kurulda iki partinin politikalarında ortaklaşabilecek, siyasette iz bırakmış ancak şu anda aktif siyasetin içinde olmayan “akil insanlar” yer alacak. Yüksek İstişare Kurulu’nun başında Ahmet Davutoğlu olacak ve kurulla birlikte Türkiye’yi gezecek, yerelde düzenlenecek programlarda partiyi, partinin iddiasını anlatacak. Ali Babacan da partinin başında olacak ve sıcak siyaseti yürütecek.

İki partinin birleşmesi için bu ve benzeri öneriler konuşulsa da DEVA Partisi yetkilileri, gündemlerinde birleşmenin olmadığını, parti kurullarında Gelecek Partisi ile birleşme gibi bir konunun hiç tartışılmadığını söyledi.

Meclis’e CHP listelerinden giren Demokrat Parti yetkilileri ise üç partinin Meclis grubu kurma görüşmeleri kapsamında kendileriyle de birtakım görüşmeler yapıldığını ancak şu anda kurulması muhtemel bu gruba katılmak gibi bir düşünceleri olmadığını ifade etti.

Grup kurmak neden avantajlı?

Meclis’te grubu olan siyasi partiler Meclis Başkanlık Divanı’nda temsil edilip, Genel Kurul kürsüsünde grup adına söz hakkı kullanabiliyor ve ihtisas komisyonlarına üye verebiliyor. Bir siyasi parti grubunun en az bir grup başkanı, iki de grup başkanvekili olabiliyor.

Grup başkanvekillerinin genel kurul oturumlarında ayrıca söz hakkı bulunuyor ve grup başkanvekilleri Genel Kurul gündeminin belirlendiği danışma kuruluna katılabiliyor. Tüm bu avantajların yanı sıra grubu bulunan siyasi partiler, salı günleri grup toplantısı düzenleme hakkı da kazanıyor. Grubu bulunan siyasi partiler için makam odaları, personel çalışma alanları ve toplantı salonlarının bulunduğu bir de grup yönetim bölümü ayrılıyor.

Paylaşın

AK Parti’den Milletvekili Transferi Girişimi: Hedef Anayasa Değişikliği

AK Parti’nin muhalefetten milletvekili transferi için girişimlerde bulunduğu iddiası gündemde. Söz konusu girişimlerinin karşılıksız kaldığını belirten Gelecek Partili bir yetkili, AK Parti’nin öncelikli amacının gündemlerinde olan Anayasa değişikliği için sayısal gücünü artırmak olduğunu söyledi.

Yetkili, “Gelecek Partisi, DEVA ve Saadet arasında devam eden grup kurma çalışmalarını sekteye uğratmak, aramızda çatlak yaratmak istiyorlar. Çünkü üç partinin kuracağı bir grup onları ürkütüyor. Bu ekonomik krizin ve kötü yönetimin sonunda seçmenin adresi biz olacağız, bunu görüyorlar. Biz de bunu görüyoruz. Dolayısıyla DEVA, Gelecek ve Saadet’in hiçbir milletvekili böylesi teklifleri kabul etmez” diye konuştu.

Saadet Partili bir yönetici ise, partileri için böylesi bir transferin asla söz konusu olmayacağını belirterek, “Bizden herhangi bir geçiş olmaz. AK Parti bize böyle bir teklif getirmedi bile, getirmez” diye konuştu.

AK Parti’nin Meclis’teki sandalye sayısını artırmak için, DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi’nden bazı isimlerle dolaylı temas kurduğu ve bazı milletvekillerinin AK Parti’ye geçişi için çalışıldığı iddia ediliyor.

Gazete Duvar’dan Ceren Bayar, Meclis kulislerinde dile getirilen iddiaları muhataplarına sordu.

Saadet Partili bir yönetici, partileri için böylesi bir transferin asla söz konusu olmayacağını belirterek “Bizden herhangi bir geçiş olmaz. AK Parti bize böyle bir teklif getirmedi bile, getirmez” dedi.

Saadet Partisi’nde siyaset yapanların hiçbirinin AK Parti’nin kuruluşunda AK Parti’ye geçmediğini ve Saadet Partisi’nde kalmayı tercih ettiğini belirten yetkili, “Arkadaşlarımız Saadet Partisi’nde bulunmanın öneminin farkında olan kişiler. AK Parti’den kopup gelen, geçmişte AK Parti’ye gitmeyi tercih eden, eski AK Partili olan kimse yok. Saadet Partisi için böyle bir durum gündeme bile getirilemez” dedi.

Parti değiştirmeyi gerektirecek bir siyasi konjonktür olmadığının altını da çizen yetkili DEVA ve Gelecek Partisi’nden de geçiş olmasına ihtimal vermediğini ifade etti.

Gelecek Partili bir yetkiliyse AK Parti’nin muhalefet milletvekillerini transfer etmek için girişimlerde bulunduğuna dair birinci ağızdan duyumları olduğunu söyledi. DEVA ve Gelecek Partisi’nde AK Parti kökenli isimler olduğunu ve pek çok siyasetçi arasındaki insani ilişkilerin devam ettiğini hatırlatan yetkili, “Bu ilişkiler üzerinden bir iletişim geliştirildiğini, geçmişte yapılan hataları telafi etmek istedikleri yönünde söylemler geliştirdiklerini biliyorum” dedi.

“Gelecek Partisi, DEVA ve Saadet arasında devam eden grup kurma çalışmalarını sekteye uğratmak, aramızda çatlak yaratmak istiyorlar”

Söz konusu girişimlerinin karşılıksız kaldığını belirten yetkili, AK Parti’nin öncelikli amacının gündemlerinde olan Anayasa değişikliği için sayısal gücünü artırmak olduğunu söyledi. Bu girişimlerin üç partinin Meclis’te ortak bir grup kurma çalışmalarına yönelik olabileceğini de ifade eden yetkili, “Gelecek Partisi, DEVA ve Saadet arasında devam eden grup kurma çalışmalarını sekteye uğratmak, aramızda çatlak yaratmak istiyorlar. Çünkü üç partinin kuracağı bir grup onları ürkütüyor. Bu ekonomik krizin ve kötü yönetimin sonunda seçmenin adresi biz olacağız, bunu görüyorlar. Biz de bunu görüyoruz. Dolayısıyla DEVA, Gelecek ve Saadet’in hiçbir milletvekili böylesi teklifleri kabul etmez” diye konuştu.

Ne olmuştu?

Gazete Pencere’den Nuray Babacan, “Vekil transferi planları: Zayıf halkalar kimler?” başlıklı haberinde, “Parti içerisinde bir süredir, AKP’ye geçme potansiyeli olan isimlerden söz ediliyor. Bu üç partiden bazı milletvekillerinin eski arkadaşları olduğu, hatta diyaloglarının sürdüğü, bazılarının AKP’ye geçmesinin hiç sürpriz olmayacağı konuşuluyor. Hatta il il isim çıkaranlar bile var” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşın

Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu’ndan “Asgari Ücret” Çıkışı

Asgari ücret görüşmelerine dair açıklamalarda bulunan Saadet Partisi Karamo9llaoğlu, “Konuşulan bu rakamlar ise hiç ama hiç adil değildir! Nimet ve külfet dengesi bir toplumda huzur, güven ve barış ortamının tesis edilmesinin ilk şartlarındandır. Saadet Partisi olarak, her bir insanımızın emeğinin ve alın terinin karşılığının eksiksiz verilmesine, külfeti çeken milyonların nimetlerden de istifade edebilmesine her zaman vurgu yapıyoruz. Adil devlet, adil paylaşım ve insanca yaşam bizim şiarımızdır” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Devlet adil olmalı, paylaşımda adalet tesis edilmeli ki, 85 milyon vatandaşımızın her biri insanca yaşam standartlarına kavuşabilsin. Zira adalet, sadece mahkemelerde aranacak ve konuşulacak bir kavram değildir. İş hayatında, eğitimde, sağlıkta, kalkınmada ve hayatın her alanında adalet mutlaka sağlanmalıdır. Bunun için biz diyoruz ki önce adalet, herkese adalet ve her daim adalet! Ücretler belirlenirken; bu kez adil paylaşım tesis edilecek mi, yoksa bugüne kadar olduğu gibi yine edilmeyecek mi? Bunu yakından takip edecek, insanımızın hakkını her zaman ve her zeminde koruyacağız.”

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu’nun açıklamaları şöyle:

“Asgari ücret görüşmeleri, seçimlerin ardından peş peşe gelen zamlar, insanların canını her geçen gün daha çok yakan kiralar ve bir türlü önlenemeyen kurdaki yükseliş gibi problemlerin yaşandığına dikkati çeken Genel Başkanımız Karamollaoğlu, Buna benzer onlarca başlık ve her biri acil çözüm bekleyen problemler. Bu nedenle, artık bir an evvel gerçek gündemlere odaklanılmalı, koskoca bir yangına bir bardak su dökmekten ibaret kalan göstermelik tedbirler yerine, somut ve kalıcı adımlar atılmalıdır. Milyonlarca vatandaşı ilgilendiren asgari ücret görüşmelerinin bu hafta tekrar başladığı. Bu nedenle, bazı rakamları tekrar hatırlatmak isterim; şu an net asgari ücret; 8 bin 500 lira.

“Asgari ücret belirlenirken enflasyon dikkate alınır”

Türk-İş’in yıllardır düzenli olarak açıkladığı ve son olarak Mayıs ayı için paylaştıkları verilerde; açlık sınırı 10 bin 360 liraya, yoksulluk sınırı 33 bin 750 liraya, bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ise 13 bin 440 liraya yükselmiş durumda. Peki, TÜİK’in son açıkladığı aylık enflasyon kaçtı? % 0,04! Şimdi asgari ücrette yeni rakam neye göre, kime göre belirlenmeli veya belirlenecek? Genelde asgari ücret belirlenirken enflasyon dikkate alınır.

Şimdi iş tersine dönmüş gibi hükümetin açıklamak istediği asgari ücret kaç olacaksa, sanki TÜİK ona göre enflasyon rakamı açıklıyor. 2023’ün başında ‘tarihi rakam’ olarak duyurulan ve 455 dolara tekabül eden asgari ücret, şimdilerde 360 Dolar seviyelerine kadar indi. Milyonlarca insanımızın cebinden bu 100 Doları kimler aldı, sorumluları kimlerdir?

Bugünkü kurla, sadece yeniden yılbaşındaki 455 dolar seviyelerini bulabilmek için net asgari ücretin 11 bin lira civarında olması gerekir. 6 ay önceki rakamı, 6 ay sonra yeniden vadetmek; büyük bir müjde midir, büyük bir başarısızlık mı? Seçimlerin hemen ardından sadece 2 haftada Türk Liramız, dolar karşısında yaklaşık % 20 (%17,44) değer kaybetti. 1 kuruş, 5 kuruş, 25 kuruş artık piyasada yok, darphane de basmıyor zaten. Zira artık madeni 50 kuruş ve 1 liraların, kağıt 5 ve 10 liraların alım gücü karşılıkları kalmadı.

Seçim öncesi ertelenen 500 liralık banknotların önümüzdeki günlerde basılacağı konuşuluyor. Bu şartlarda değil 500, 1000’lik banknotlar dahi bir ihtiyaç haline gelir. Bir kilo kıyma bugün 400-500 lira oldu, 3-4 yıl öncesine kadar bir küçükbaş kurbana verilen parayla, bugün sadece 2 kilo et alınabiliyor. Ama TÜİK’e göre enflasyon yok denecek kadar az, iktidara göre ise 2000 liralık emekli ikramiyesi hâlâ büyük bir lütuf, asgari ücret 11-12 bin lira olursa da ‘tarihi bir rekor’ ilan edecekler!

“Yeni ücret, 6 ay bile gitmeyecek; 2-3 ay içerisinde eriyecektir”

Bir 5 yıl daha ‘aynı tas, aynı hamam’ gitmez, gidemez! Ücretleri yukarıda birbirine yakınlaştırmak gerek, aşağılarda değil. İşçi ve memur maaşlarını asgari ücretin ve açlık sınırının biraz üzerinde, asgari ücreti de sürekli olarak açlık sınırında, hatta altında tutmak insanımızın derdine derman olmaz! Her zaman söylediğimiz gibi, 5-10 yıllık bir hedef koyup, asgari ücreti kademe kademe açlık sınırından yoksulluk sınırına çıkarmak gerekir. Ayrıca alım gücünü arttıracak tedbirler alınmadığı takdirde, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da belirlenecek her yeni ücret, 6 ay bile gitmeyecek; 2-3 ay içerisinde eriyecektir.

Büyükşehirlerde ortalama bir evin kirası 10-20 bin lira arasında, diğer şehirlerimizde ise 5-10 bin lira arasında değişiyor. Hâl böyleyken, bugün asgari ücrette 10-12 bin liralar, işçi ve memur maaşlarında da 20-25 bin liralar konuşuluyorsa; bir şeyler epey ters gidiyor demektir. Yüz binlerce aile için artık ev almak değil kirayı ödeyebilmek hayal olmuşsa, çocuğunu özel okula göndermek değil kırtasiye ve kantin giderlerini karşılayabilmek zorlaşmışsa; burada durup, etraflıca düşünmek gerekir.

Adalet, taşın gediğine konulmasıdır. Konuşulan bu rakamlar ise hiç ama hiç adil değildir! Nimet ve külfet dengesi bir toplumda huzur, güven ve barış ortamının tesis edilmesinin ilk şartlarındandır. Saadet Partisi olarak, her bir insanımızın emeğinin ve alın terinin karşılığının eksiksiz verilmesine, külfeti çeken milyonların nimetlerden de istifade edebilmesine her zaman vurgu yapıyoruz. Adil devlet, adil paylaşım ve insanca yaşam bizim şiarımızdır. Devlet adil olmalı, paylaşımda adalet tesis edilmeli ki, 85 milyon vatandaşımızın her biri insanca yaşam standartlarına kavuşabilsin.

Zira adalet, sadece mahkemelerde aranacak ve konuşulacak bir kavram değildir. İş hayatında, eğitimde, sağlıkta, kalkınmada ve hayatın her alanında adalet mutlaka sağlanmalıdır. Bunun için biz diyoruz ki önce adalet, herkese adalet ve her daim adalet! Ücretler belirlenirken; bu kez adil paylaşım tesis edilecek mi, yoksa bugüne kadar olduğu gibi yine edilmeyecek mi? Bunu yakından takip edecek, insanımızın hakkını her zaman ve her zeminde koruyacağız.

Dün İsveç’te alınan bir karar bizi derinden yaraladı. Bu Avrupalılarda ahlaki ve manevi değer kavramı yok desek, zannederim haksızlık yapmış olmayız. Daha önce birileri Kur’ân-ı Kerîm’i yakmaya teşebbüs etmişti, İsveç polisi de buna engel oldu; bir inanca hakaret edildiğinden dolayı değil, toplumda kargaşa çıkar diye buna karşı bir tedbir aldılar. Kur’ân-ı Kerîm yakılmasını yasakladı ama Yüksek Mahkeme dün bu kararı iptal etti! Hakikaten aklıma gelenlerin hepsini burada söylesem, biraz fazla gelir belki. Ama bunlarda insanlık yok, insaf yok! Adalet mefhumu hiç yok! Şimdi İsveç’in NATO’ya dahil edilip edilmemesi gündemde.

Sözde birtakım adımlar attıkları için ülkemiz yumuşak bir temayül içine girdi gibi görünüyor. Aldıkları bu son karar değişmeden İsveç’in, NATO kapsamında bir görev almasına biz izin vermemeliyiz, kesinlikle buna rıza göstermemeliyiz. Kimse bundan bahsetmiyor, özellikle iktidar yanlısı medyaya bir bakın; böyle bir haber yok, sanki böyle bir şey olmamış gibi! Biz buna rıza gösteremeyiz. Biz bütün dünyada sadece kendi inancımıza değil, tüm inançlara ve özellikle semavi dinlere karşı saygısızlık yapılmasına rıza göstermeyiz! Osmanlı’da Gayrimüslimler asırlarca yaşadılar, ne inançlarına, ne kiliselerine ne de ibadetlerine kimse engel olmadı.

“İnancınız uğruna kararlı bir şekilde mücadele edeceksiniz”

Merhum Liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın önderliğinde, 15 Haziran 1997 tarihinde Bangladeş, Mısır, İran, Malezya, Nijerya, Pakistan, Endonezya ve Türkiye’nin devlet/hükümet başkanları İstanbul’da bu tarihi anlaşmaya imza atmışlardı. Tüm zorluklara rağmen Erbakan Hocamızın gayretli çalışmaları, bu birlikteliği mümkün kılmıştır. Çünkü bu imkan meselesi değil, iman ve inanç meselesidir. Önce inanacaksınız, sonra inancınız uğruna kararlı bir şekilde mücadele edeceksiniz.

Ne yazık ki bugün, hem ülkemiz, hem İslam alemi hem de yeryüzünün tamamı bu vizyon ve kararlılıktan yoksundur ve bunun acısını çekmektedir. ‘Yeni bir Dünya’ ideali herkes tarafından sözde dile getirilmekte ancak bunun için somut adımlar atılmamaktadır. İşte D-8, bu arayışa bundan tam 26 yıl önce verilmiş samimi bir cevaptır. Aradan geçen 26 yıl, D-8 ufkuna olan ihtiyacı azaltmamış, bilakis daha da arttırmıştır.

Zira aradan geçen çeyrek asırda; bölgemizde ve yeryüzü üzerinde akan kan ve gözyaşı hiç dinmemiş aksine her geçen gün daha da artmaktadır. Çatışmalar, zulüm ve haksızlıklar son bulmamış, bilakis gittikçe derinleşmektedir. Ülkemizin şahsiyetli bir dış politika sergilemesine olan ihtiyaç, coğrafyamızın huzur, yeryüzünün de barış arayışı hâlen devam etmektedir. D-8 organizasyonu, sahip olduğu nüfusu, doğal kaynakları, potansiyel ticaret hacmi, siyasi, askeri ve diğer tüm alanlarda iş birliği imkanlarıyla büyük bir güç imkanıdır.

“Bizler yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen asla karamsar değiliz”

Aynı zamanda unutulmamalıdır ki D-8 hamlesi, sadece bir başlangıç adımı olarak atılmıştır. Eğer kuruluşundaki heyecan ve kararlılık devam ettirilmiş olsaydı bizler bugün D-60, D-160 ve ardından kurulacak “Yeni bir Dünya”yı konuşuyor, hatta görüyor olacaktık. Ancak ihmal edilişine rağmen; D-8’ler, sahip olduğu ekonomik ve stratejik potansiyelle bugünkü mevcut kötü gidişata son verebilecek en önemli oluşumlardan birisidir. Zira D-8, İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan sonra, İslam dünyasının somut olarak ortaya koyduğu tek küresel organizasyondur.

Bizler yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen asla karamsar değiliz.  Biz hiç umudumuzu kaybetmedik ve hiçbir zaman da kaybetmeyeceğiz! Erbakan Hocamız, hangi inanç ve kararlılıkla D-8’lerin kuruluşuna öncülük ettiyse; bizler de aynı inanç ve kararlılıkla umudumuzu her daim zinde tutuyoruz. İnanıyoruz ki ‘Yeni bir Dünya’ muhakkak ve inşallah en kısa zamanda kurulacaktır!

Bu duygu ve düşüncelerle; D-8’in 26. kuruluş yıl dönümünü kutluyor, bu oluşumun hayata geçmesinde en büyük emek ve pay sahibi olan merhum Necmettin Erbakan Hocamız başta olmak üzere, D-8’in kuruluşunda emeği geçenlerden hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyet diliyorum. Sözlerimin sonunda D-8’in temel ilkelerini de bir kez daha vurgulamak ve hatırlatmak isterim; Savaş değil, barış! Çatışma değil, diyalog! Çifte standart değil, adalet! Üstünlük değil, eşitlik! Sömürü değil, âdil paylaşım! Baskı ve tahakküm değil, insan hakları!”

Paylaşın

Demokrat Parti De Üç Siyasi Partinin Ortak Grup Arayışına Dahil Oldu

Demokrat Parti (DP) de Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi ve arasında bir süredir devam eden, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) ortak bir siyasi parti grubu kurulmasına ilişkin görüşmelere dahil oldu.

Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın haberine göre, bir süredir genel başkanlar düzeyine de taşınan görüşmeler sıklaştı. Görüşmeler Saadet, DEVA ve Gelecek Partisi arasında daha yoğun bir biçimde devam ederken DEVA ve Gelecek Partisi yetkililerinin Demokrat Parti ile de temasa geçtiği belirtildi. Saadet Partisi ile Demokrat Parti arasında henüz bir görüşme gerçekleşmemiş olsa da Demokrat Parti’nin kurulacak gruba katılımı konusunda bir itiraz olmadığı ifade edildi.

14 Mayıs seçimlerinde DEVA Partisi 15, Gelecek Partisi 10, Saadet Partisi 10 ve Demokrat Parti 3 milletvekili çıkardı. Partilerin genel başkanları ve kurmayları, 4 siyasi partinin toplam 38 milletvekilinin bir siyasi parti grubunda birleşmesinin gerekliliği konusunda hemfikir. Genel başkanlar arasında devam eden görüşmelerde Meclis grubunun hangi siyasi partinin adıyla kurulacağı konusunda uzlaşı aranıyor. DEVA ve SAADET, grubun kendi çatıları altında kurulmasını arzu ederken görüşmelerin sonunda bir uzlaşının sağlanacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Saadet Partili bir yetkili, her partinin kendi çatısı altında grup kurulmasını istemesinin olağan olduğunu ifade ederken Saadet Partisi çatısı altında birleşmenin diğer siyasi partilerin tabanlarında daha kolay kabul edilebileceğini düşündüğünü söyledi. Temel Karamollaoğlu’nun siyasette bir “ağabey” figürü olduğunu ifade eden yetkili, “Genel Başkanımız Ahmet Hoca’nın da Sayın Babacan’ın da Temel Ağabey’i. Seçmenlerine bunu daha rahat anlatabilirler” dedi.

DEVA Partisi yetkilileriyse grup kurmanın öneminin farkında olduklarını ifade ederken Türkiye siyasetinin en genç partilerinden biri olarak DEVA çatısı altında birleşmenin fark yaratacağı görüşünü savundu. Saadet Partisi ile siyasi çizgilerinin farklı olduğunu da ifade eden yetkili, grup kurma konusundaki ortaklaşma arayışının sürdüğünü ifade etti.

Partilerin yetkili isimlerine göre Meclis’te grup kurulması, gruba ismini veren siyasi partiye ‘siyaseten’ katılım anlamına gelmeyecek. Grup kurulsa da her siyasi partinin kendi siyasetini yürütmeye devam edeceğini ifade eden bir yetkili, “Bir parti grubunda olmanın avantajlarından yararlanmak için grup kuracağız. O grubun adını taşıyan partiye ilhak söz konusu olmayacak” dedi. Aynı yetkili, gruptaki partilerin yasama çalışmalarında “özerk” olacağını, “Aynı grubun çatısı altında birleşmiş olsak da örneğin bir kanun teklifi konusunda farklı düşünceler söz konusuysa farklı yönde oy kullanılabilecek” örneğiyle açıkladı.

Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin grup toplantısı yapma, genel kurulda daha fazla söz hakkına sahip olma gibi avantajlardan yararlanabileceğini hatırlatan bir başka yetkili, “Maksat üzüm yemek; toplumun yararına siyaset yapmak için Meclis’in söz hakkı ve imkanlarını değerlendirmek ve çarpan etkisi yaratmak” değerlendirmesinde bulundu.

Grup toplantılarında kim konuşacak?

Parti yetkililerinin aktardığına göre grup kurulması halinde grup başkanı ve grup başkanvekillerinin partilere eşit dağıtılması ya da dönüşümlü yürütülmesi gibi seçenekler masada. Ayrıca haftalık grup toplantılarının sırayla yapılması ya da ülke gündeminin yoğunluğuna göre liderlerin aynı grup toplantısında süreyi paylaşarak, sırayla partilerinin görüşlerini aktarması da söz konusu olabilir.

4 partinin siyasi çizgilerinin birbirlerine çok uzak olmadığını ifade eden bir yetkili, Cumhur İttifakı’ndaki MHP ve AK Parti ortaklığını hatırlatarak “Süreç ne getirir bilinmez ama Meclis grubunun kurulması, kendi doğallığında bir siyaset birliğini de doğurabilir. Belki birleşmeye giden bir sürecin başlangıcı olur” değerlendirmesini yaptı.

Yetkililer, muhalefetin kaybedecek zamanı olmadığını, yerel seçim çalışmalarına bir an önce başlanması gerektiğini belirterek kararın Meclis tatile girmeden, en geç temmuz ayı içerisinde netleşeceğini ifade etti.

Öte yandan DEVA ve Gelecek Partisi yetkilileri grup kurma görüşmelerinin yanında “birleşme” temelli ikili görüşmelerini sürdürüyor. İki partiden birinin kendisini feshederek yola tek bir parti olarak devam etmesi masadaki seçeneklerden. Birleşme konusundaki teknik ve siyasi çalışmalar kurmaylar düzeyinde devam ediyor. İki partinin genel başkanları sık sık bir araya gelirken DEVA Partisi çatısı altında birleşmeye yakın olunduğu ifade ediliyor.

Birleşme halinde genel başkanlık koltuğunda kimin oturacağı konusunda farklı modeller tartışılıyor. Eşbaşkanlık, onursal başkanlık gibi modellerin gündemde olduğunu kaydeden kaynaklar yepyeni bir siyaset modelinin de şekillenebileceğini ifade ediyor.

Saadet Partisi ise farklı bir tabana ve siyasi söyleme sahip olduğu için bu görüşmelere dahil olmuyor. Ancak DEVA ve Gelecek Partisi’nin birleştiği bir senaryoda Meclis’te kurulacak bir gruba Saadet Partisi’nin de dahil olmasına sıcak bakılıyor.

Grup kurmak neden avantajlı?

Grubu olan siyasi partiler Meclis Başkanlık Divanı’nda temsil edilip, Genel Kurul kürsüsünde grup adına söz hakkı kullanabiliyor ve ihtisas komisyonlarına üye verebiliyor. Bir siyasi parti grubunun en az bir grup başkanı, iki de grup başkanvekili olabiliyor. Grup başkanvekillerinin genel kurul oturumlarında ayrıca söz hakkı bulunuyor ve grup başkanvekilleri Genel Kurul gündeminin belirlendiği danışma kuruluna katılabiliyor. Tüm bu avantajların yanı sıra grubu bulunan siyasi partiler, salı günleri grup toplantısı düzenleme hakkı da kazanıyor.

Grubu bulunan siyasi partiler için makam odaları, personel çalışma alanları ve toplantı salonlarının bulunduğu bir de grup yönetim bölümü ayrılıyor. Meclis kulislerinde, diğer siyasi parti gruplarının ve genel kurulun bulunduğu ana binanın birinci katında bir koridorun yeni kurulacak gruba tahsis edileceği iddia ediliyor.

Paylaşın

CHP’nin Oylarındaki 2.76’lık Artış Paylaşılamadı

CHP’nin oylarındaki 2.76’lık artışı DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nin paylaşamadığı görülüyor. Örneğin DEVA Partililer Kahramanmaraş’ta milletvekili sayısının artışını, Gelecek Partililer uzun yılların ardından Rize’den milletvekili çıkarılmasını kendi destekleriyle açıkladı.

Cumhuriyet Halk Partili (CHP) bazı siyasetçiler ise “sağ muhafazakar partilerle artık sadece stratejik iş birliği yapılabilir ama ittifak olmamalı” diyor.

14 Mayıs seçimlerinde CHP’nin ortak liste kararı doğrultusunda DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’ye toplam 38 milletvekili kazandırmasının tartışmaları sürüyor. 2018 seçimlerinde yüzde 22.65 oy alan CHP, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde 4 partinin desteğine karşın oyunu ancak yüzde 25.41’e çıkarabildi.

Bu durumda CHP’nin kendi oy artışı olmadıysa 4 parti toplam oya 2.76 puan katkı yaptı. Geçtiğimiz hafta çalışmaya başlayan Meclis kulislerinde bu katkının en çok hangi partiden geldiğine dair sohbetler dikkat çekiciydi.

Partilerin CHP’nin oylarındaki 2.76’lık artışı kendi aralarında da paylaşamadığı görüldü. Örneğin DEVA Partililer Kahramanmaraş’ta milletvekili sayısının artışını, Gelecek Partililer uzun yılların ardından Rize’den milletvekili çıkarılmasını kendi destekleriyle açıkladı.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; CHP’li bazı siyasetçiler ise “sağ muhafazakar partilerle artık sadece stratejik iş birliği yapılabilir ama ittifak olmamalı” diyor.

Ortak Grup kurma arayışları

Öte yandan Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Saadet Partisi’nin ortak grup kurma arayışı sürüyor. Bir arada hareket etmeyi kolaylaştırmak için yeni kurulacak bir dördüncü parti çatısı altında grup oluşturma fikri karşılık bulmadı.

Üç partiden birinin çatısı altında grup kurma formülünde ise her parti kendi çatısını işaret ettiği için henüz sonuç alınamadı. Bu arada söz konusu arayış sürecinde DEVA ve Gelecek Partilerinin birleşmesinin de söz konusu olabileceği söyleniyor. Bu gerçekleşirse çözüm süreci döneminde kanunlaşan “Parti eş başkanlığı” sisteminin birleşmeyi kolaylaştırıcı rol üstlenebileceğini söyleyenler var.

Ancak “eş başkanlık” her ne kadar bu birleşme açısından “Sorun çözücü, rahatlatıcı bir formül” olarak görünse de “eş başkanlık sol jargon” olduğu gerekçesiyle biraz mesafeli yaklaşıldığı ifade ediliyor. Tartışmanın Meclis’in açılacağı ekim ayına kadar devam etmesi sürpriz olmayacak.

Paylaşın

Gelecek, DEVA Ve Saadet Partisi Ortak Grup Arayışında

Ahmet Davutoğlu Liderliğindeki Gelecek Partisi, Temel Karamollaoğlu Liderliğindeki Saadet Partisi ve Ali Babacan Liderliğindeki Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) ortak grup kurma konusunda kararlı.

Bir arada hareket etmeyi kolaylaştırmak için yeni kurulacak bir dördüncü parti çatısı altında grup oluşturma fikri karşılık bulmadı. Üç partiden birinin çatısı altında grup kurma formülünde ise her parti kendi çatısını işaret ettiği için henüz sonuç alınamadı.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; CHP listelerinden Meclis’e 35 milletvekili gönderen Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Saadet Partisi’nin ortak grup kurma arayışı sürüyor. Bir arada hareket etmeyi kolaylaştırmak için yeni kurulacak bir dördüncü parti çatısı altında grup oluşturma fikri karşılık bulmadı.

Üç partiden birinin çatısı altında grup kurma formülünde ise her parti kendi çatısını işaret ettiği için henüz sonuç alınamadı. Bu arada söz konusu arayış sürecinde DEVA ve Gelecek Partilerinin birleşmesinin de söz konusu olabileceği söyleniyor.

Bu gerçekleşirse çözüm süreci döneminde kanunlaşan “Parti eş başkanlığı” sisteminin birleşmeyi kolaylaştırıcı rol üstlenebileceğini söyleyenler var. Ancak “eş başkanlık” her ne kadar bu birleşme açısından “Sorun çözücü, rahatlatıcı bir formül” olarak görünse de “eş başkanlık sol jargon” olduğu gerekçesiyle biraz mesafeli yaklaşıldığı ifade ediliyor. Tartışmanın Meclis’in açılacağı ekim ayına kadar devam etmesi sürpriz olmayacak.

DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi milletvekillerinin ortak grup oluşturma çalışması devam ederken Meclis Başkanlığı da ön hazırlığa başladı. Edinilen bilgiye göre 6. grup kurulması durumunda Meclis’in ana binasının zemin katındaki tutanak müdürlüğünün yer aldığı odalar yeni grup için tahsis edilebilir.

2.76 puan tartışmaları

DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’ye toplam 38 milletvekili kazandırmasının tartışmaları ise sürüyor. 2018 seçimlerinde yüzde 22.65 oy alan CHP, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde 4 partinin desteğine karşın oyunu ancak yüzde 25.41’e çıkarabildi.

Bu durumda CHP’nin kendi oy artışı olmadıysa 4 parti toplam oya 2.76 puan katkı yaptı. Geçtiğimiz hafta çalışmaya başlayan Meclis kulislerinde bu katkının en çok hangi partiden geldiğine dair sohbetler dikkat çekiciydi. Partilerin CHP’nin oylarındaki 2.76’lık artışı kendi aralarında da paylaşamadığı görüldü.

Örneğin DEVA Partililer Kahramanmaraş’ta milletvekili sayısının artışını, Gelecek Partililer uzun yılların ardından Rize’den milletvekili çıkarılmasını kendi destekleriyle açıkladı. CHP’li bazı siyasetçiler ise “sağ muhafazakar partilerle artık sadece stratejik iş birliği yapılabilir ama ittifak olmamalı” diyor.

Paylaşın