CHP’li Özel: Seçimi Kaybedip Krizi Muhalefetin Kucağına Atacaklar

İktidar kanadındaki seçim senaryolarını anlatan CHP’li Özel, “Erken seçim olursa Erdoğan kazanacağı için yapmaz, kaybedeceğini bildiği için ileride daha fazla kaybetmemek için yapar” dedi. Özel, “Bu ekonomik krizi muhalefetin kucağına atacaklar” ifadelerini kullandı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Halk TV’de Şirin Payzın’la Sözüm Var programına konuk oldu. Özel’in açıklamaları şöyle:

“Denilen şudur ki seçimi kaybedeceklerini bile bile yapacaklar. Bu ekonomik krizi muhalefetin kucağına atacaklar. Güçlü bir medyaları var, bir tek TRT ile Anadolu Ajansı normale dönebilir, onun dışında bütün kanallar ellerinde. Bürokraside güçlüler.

Yargı bürokrasisinde yeni hükümeti zorlayacak şekilde yargı engelleri olacak, sıkı bir muhalefetle ve Yüce Divan olmadan yani kirli çamaşırlar meydana saçılmadan krizi muhalefetin kucağına atıp bir dönem için muhalefette kalmayı göze alabileceklerini söylüyorlar. Erdoğan ekimde seçime gidecekse kazanacağını bildiği için değil, martta ya da haziranda daha fazla kaybetmemek için gidiyor diye bir iddiada var.”

‘Sürgünler yaşanıyor’

Bürokraside ve özellikle Merkez Bankası’ndaki mobbing ve sürgünlerden de bahseden Özel şunları söyledi; “Türkiye Merkez Bankası’nda mobbingin ötesinde sürgünler yaşanıyor. ‘Yapamazsınız’ diyeni İzmir şubesine, Denizli şubesine gönderiyorlar. İşi gücü makro ekonomide analiz yapıp reçete üretmek olan çok üst düzeye gelmiş kişiler partimize başvuruyorlar. Yakınları vasıtasıyla başvuruyorlar. Diyorlar ki ‘Benim oğlum şu kadar süredir başekonomist’.

Enflasyon faiz meselesinde ya da ‘Kur Korumalı Mevduat meselesi şöyle bir felakete götürür’ dediği için ‘sen sus’ deyip görevden el çektirmeleri falan bırakın Denizli şubesine İzmir şubesine gönderildiği ve 1 yıllık düz memur görevinde yollandıkları söyleniyor. Bürokratların muz cumhuriyetinde olmayacak işler yaptığını da anlatıyorlar. Merkez Bankası çalışanlarının özellikle mobbinge sürgüne uğrayan veya şikayetçi olanlar, kendisi gelemeyen ablasını yolluyor, babasını yolluyor, ‘buna bir şey deyin bir de bizi bilin’ diyorlar” dedi.

Paylaşın

CHP’den Türk Telekom’un Kamulaştırılması Teklifi İçin Araştırma Talebi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye Varlık Fonu’nun yeniden kamulaştırmayı planladığı Türk Telekom için TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını istedi. CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç tarafından hazırlanan araştırma önergesi TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

Önergenin gerekçesinde, Türk Telekom’un yüzde 55 hissesinin 2005 yılından bu yana Hariri Ailesi’ne ait Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’de olduğu belirtildi.

Elektrik Mühendisleri Odası’nın (EMO) hazırladığı rapora dikkat çekilden gerekçede “Ojer Telekom, 2006-2015 döneminde Türk Telekom üzerinden 5.7 milyar dolar kâr elde ederek, bu geliri Türkiye’den kaçırmıştır. Yıllarca yeniden yapılandırılan borçlar, Ojer Telekom’un Türkiye’yi terk etmesiyle bankaların sırtına kalmıştır. Kamu adına Türk Telekom’un yönetimine getirilen Yiğit Bulut, Efkan Ala, İsmet Yılmaz, İbrahim Şahin, Süleyman Karaman, Fahri Kasırga, Fuat Oktay, İbrahim Eren, Habip Soluk gibi isimler, süreci izlemekle yetinmiş, denetim görevlerini yerine getirmemiştir” denildi.

CHP, gerekçede dikkat çekilen noktalar şöyle:

“Türk Telekom, 2020 faaliyet raporuna ‘Türkiye’nin fiber dönüşümüne öncülük ederek ülkenin tamamında yüksek kalitede ve hızda internet erişimi sağlamak’ hedefi koyarken, Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü’nün Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı ‘…Türk Telekom’un özellikle fiber altyapıdaki dominant pozisyonu nedeniyle orada hâkim bir durum var ve bankalar 2026’da imtiyazın bir kısmı, faaliyetlerin önemli bir kısmını içeren bu imtiyaz biteceği için de kendi bakış açıları açısından bu yatırımı yapmayı mantıklı bulmadıkları için devamlı Türk Telekom sektöründe aslında o hepimizin eleştiri ya da şikâyet etmek durumunda kaldığı -internet yavaşlığı olsun, diğer konular olsun-durumu ortaya çıkıyor!’ şeklindeki açıklama; bu hedefin kağıt üzerinde kaldığının ve gerekli yatırımların yapılmadığının itirafı niteliğindedir.

Faturası halka

Türk Telekom’u devraldıktan sonra, borcu borçla döndürerek, kurumdan 5.7 milyar dolar gelir elde eden Hariri Ailesi, Aralık 2018’de yönetimden ayrılırken, Türk Telekom’daki yüzde 55 hissesi de ödenmeyen milyarlarca dolarlık kredilerin karşılığı olarak bankalara geçmiştir. Bankalar asıl faaliyet alanları olmamasına karşın Türk Telekom’a özel uygulama ile şirket kurarak, AKP iktidarıyla birlikte 3 yıldır Türk Telekom’u işletmektedir. Bugün Varlık Fonu’nun Türk Telekom’u yeniden kamulaştırmak için harekete geçmiştir ve kamuoyuna yansıyan haberlere göre, Varlık Fonu, Türk Telekom’un yüzde 55 hissesini alabilmek için bu hisselere sahip bankalarla kredi pazarlığı yapmaktadır. Bu da Türk Telekom özelleştirmesinden sonra kamulaştırılmasının da millete bir fatura çıkaracağının işaretidir. Millete bir fatura yüklenecekse, öncelikle bu konu TBMM’de ele alınmalıdır.

17 yılı araştırın

Bu nedenlerle; Varlık Fonu tarafından yeniden kamulaştırılması planlanan Türk Telekom’un özelleştirildiği 2005 yılından bugüne kadar geçen 17 yıllık zamanda, hem iletişim altyapısı hem de mali olarak ortaya çıkan kamu zararının boyutlarının incelenmesi, yönetici olarak atanan kamu görevlilerinin sorumluluklarının ortaya konulması, yeniden kamulaştırmanın milletin sırtına yükleyeceği faturanın ve alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılması gerekli görülmektedir.”

Paylaşın

CHP’li Özel: HDP’li Güzel’in Dokunulmazlığının Kaldırılmasına ‘Evet’ Diyeceğiz

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, bir PKK üyesiyle fotoğrafları bulunan HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle düzenlenen Cumhurbaşkanlığı fezlekesine ilişkin, “Soruşturmasının yürüyebilmesi açısından bu dosyaya özel olarak dokunulmazlığının kaldırılması noktasında ‘evet’ oyu kullanacağız” dedi.

Haber Merkezi / TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Özel, “HDP’li Semra Güzel büyük bir yanlış yapmış. Cumhurbaşkanı’nın valilere, kaymakamlara, alay komutanlarına ‘dokunmayın’ dediği zamanda bir teröriste dokunmuş. Bu affedilir bir şey değil. Ama biz Semra Güzel’in örgüt kıyafetleriyle çektirdiği fotoğraf ve elindeki silahla çektirdiği fotoğrafın doğru olmadığını, bunun milletvekilliğiyle bağdaşır olmadığını düşünüyoruz. Soruşturmasının yürüyebilmesi açısından bu dosyaya özel olarak dokunulmazlığının kaldırılması noktasında ‘evet’ oyu kullanacağız” dedi.

Fezleke perşembe günü görüşülecek

TBMM Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonu da perşembe günü toplanacak. Komisyon, HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel hakkında terör örgütü üyeliğiyle ilgili hazırlanan iki fezlekeyi görüşecek. Komisyon ve Genel Kurul’da dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar verilmesi halinde, bu dosyadan yargılama yolu açılmış olacak.

Fotoğrafın çekildiği sırada çözüm sürecinin devam ettiğini, o dönem hiçbir siyasi parti ile ilişkisinin olmadığını, Bora’nın üzerinden çıkan fotoğrafla ilgili de hakkında şimdiye kadar bir soruşturma açılmadığını belirten Güzel, 5 yıl önce ele geçtiğini tahmin ettiği fotoğrafların kendisine yönelik “kumpas” amaçlı kullanıldığını savunmuştu.

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

CHP’li Özel’den Cumhurbaşkanı Adaylığı Açıklaması

Ordu’da partisinin il örgütü tarafından düzenlenen bir toplantıda konuşan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, kamuoyunun merakla takip ettiği CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı tartışmalarına ilişkin açıklamada bulundu.

CHP’li Özel, “Sizi temin ederim, cumhurbaşkanı adayımızı öğrendiğinizde şunu söyleyeceksiniz; ‘Bunu ben değil de bulunduğu makamdan bu partinin kurucusu görseydi, duysaydı diyecek ki; işte benim cumhuriyetimin 100’üncü yılı işte benim cumhurbaşkanım” diye konuştu.

Parti tabanına seslenen Özel, adayın açıklandığı güne kadar aday tartışmalarına devam edilmemesini istedi ve “Çünkü o bizi parti içerisinde de içe dönmeye, ittifakta da sanki boşu boşuna bir şey tartışmaya götürür” dedi.

Özel konuşmasına şöyle devam etti: “Sonunda bir masa kurulacak, liderler kendi yönetim kurullarından oluşan aldıkları yetkiyle bir araya gelecek, belki birkaç kez oturacaklar, en doğru kararı vererek cumhuriyetin 2’nci yüzyılında Türkiye’yi yeniden demokrasiye taşıyacak.”

Paylaşın

CHP’li Özel’den ‘Merkez Bankası’ Tepkisi: Bir Kişinin İnadı

Dün gece Merkez Bankası’nde üst düzey görev değişiklikleri gerçekleşmişti. Bu değişiklikleri değerlendiren CHP’li Özel, “Bir kişinin inadı, Merkez Bankası’na yaptığı siyasi baskılar ülkemizi çok büyük bir ekonomik krizle baş başa bıraktı” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile görüşmesi sonrası, bankada dikkat çeken üst düzey görev değişiklikleri gerçekleşmişti.

Merkez Bankası’nda Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Semih Tümen ve Dr. Uğur Namık Küçük ile Para Politikası Kurulu Üyesi Prof. Dr. Abdullah Yavaş görevden alındı. Başkan Yardımcılığına Taha Çakmak ve Para Politikası Kurulu üyeliğine Prof Dr. Yusuf Tuna atanmıştı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Merkez Bankası yönetiminde yapılan görev değişimlerine, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımla tepki gösterdi.

“Aynı hataları yapıp farklı sonuçlar bekleyen…”

Özel, paylaşımda, “Bir kişinin inadı, ekonomiyi bilmeden ekonomi yönetimine müdahalesi ve Merkez Bankası’na yaptığı siyasi baskılar ülkemizi çok büyük bir ekonomik krizle baş başa bıraktı. Aynı hataları yapıp farklı sonuçlar bekleyen bu yönetim değişmeden vatandaş rahat nefes alamayacak!” ifadelerini kullandı.

 

 

 

Paylaşın

CHP’li Özel’den Bakan Koca’ya ‘sağlık çalışanlarının özlük hakları’ soruları

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle bir önerge veren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, salgın sürecinde özveriyle sağlık çalışanlarının taleplerini gündeme getirdi. Özel, önergede, sağlık çalışanlarının özlük haklarında hiçbir iyileştirme yapılmadığına dikkat çekti.

Haber Merkezi / CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, sağlık çalışanlarının taleplerini gündeme getirdi

Kovid salgını sürecinde, özveriyle görev yapan binlerce sağlık çalışanı bu Kovid’e yakalandığını ve 385 sağlık çalışanın da hayatını kaybettiğine dikkat çeken Özel, “Türkiye, en fazla sağlık çalışanını Kovid’e kurban veren ülkeler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Sağlık çalışanlarımız, izin, istifa ve emeklilik yasağı ile canları pahasına görev yapmasına karşın, özlük haklarında hiçbir iyileştirme yapılmamış, ek ödemeler de emeklerini karşılamaktan çok uzak kalmıştır. ‘Sağlık çalışanlarımızın haklarını ödemeyiz’ şeklinde pek çok kez açıklama yapılmasına karşın, sağlık çalışanlarının taleplerinin yerine getirilmesi, haklarının bir kısmının bile ödenmesi konusunda hiçbir adım atılmamıştır” dedi.

CP’li Özel, Bakan Koca’ya şu soruları yöneltti:

  • 2018 ve 2019 yıllarında sağlık çalışanlarına yapılan ek ödemelerin toplam tutarı ne kadardır?
  • Mart 2020-Mart 2021 döneminde, sağlık çalışanların ödenen ek ödemenin bir yıllık toplam tutarı ne kadardır? Bu ödeme kaç sağlık çalışanına yapılmıştır? Bu dönemde ödenen en yüksek ve en düşük ek ödeme miktarı ne kadardır?
  • Salgın sürecinde, kaç sağlık çalışanı hastalığa yakalanmış, kaçı yaşamını yitirmiştir? Kovid nedeniyle çalışamaz duruma gelen sağlık çalışanı sayısı kaçtır?
  • Mart 2020-Mart 2021 döneminde kaç yeni sağlık çalışanı istihdam edilmiştir?
  • Kovid nedeniyle iş göremez hale gelen ya da yaşamını yitiren sağlık çalışanlarından kaçına; Kovid, meslek hastalığı kabul edilerek özlük hakları sağlanmış ve maaş bağlanmıştır? Başvurduğu halde; maaş bağlanmayan sağlık çalışanı sayısı kaçtır?
  • Sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilerek, biraz olsun haklarının ödenmesi yönünde bir girişimde bulunacak mısınız? Yoksa “Sağlık çalışanlarının hakkını ödeyemeyiz” demeye devam mı edeceksiniz?
Paylaşın

CHP’li Özel: Bu Ülkenin Beka Sorunu 1923’te Çözüldü

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, Halk TV’de “Serhan Asker ile Siyaset Kültürü” programında beka tartışmalarına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Özgür Özer, beka tartışmalarına tartışmalara ilişkin yaptığı açıklamada, “29 Ekim 1923’te bu ülkenin beka sorunu çözüldü. Beka sorunu var diyenlerin partilerinin beka sorunu var. Recep Tayyip Erdoğan’ın, Devlet Bahçeli’nin beka sorunu var.

Cumhuriyet değerlerine sahip çıkıldıkça, ay yıldızlı al bayrağa ihanet edilmedikçe, bir siyasi çıkar uğruna olmadık mihraklarla işbirliğine gidilmedikçe, bu ülkede Atatürk ve devrimleri tartışmaya açılmadıkça bu ülkenin beka sorunu olmadı, bundan sonra da olmayacak. Kendi bekasını, ülkenin bekasına endeksleyenler, özgüveni olmayanlar, gece korkudan uyku uyumayanlar, 3 belediye giderse bu ülke çökecek gibi gösteriyorlar. Bunu yapmaya kimsenin haddi yoktur” dedi.

CHP’li Özel, konuya ilişkin yaptığı açıklamanın devamında, “14 Mayıs 1950 seçimlerine gidilirken İsmet İnönü, ‘Benim yerime Demokrat Parti gelirse, beka sorunu ortaya çıkar’ demedi. Adnan Menderes, 1954’te ‘Kore’de bir tugay askerimiz savaşıyor, bana oy vermezseniz, yandınız’ demedi. Bülent Ecevit ne Kıbrıs Barış Harekatı sürecinde, ne de 1998’de Suriye ile savaşın eşiğine gelmişken, ‘Bu seçimler beka seçimidir’ demedi.

Turgut Özal, 1991’de Körfez Savaşı’nı bahane edip bir beka seçimiyle karşı karşıyayız demedi. Süleyman Demirel ne sokak hareketlerini ne ekonomik krizi bahane etmedi. Kendi bekasını, ülkenin bekasına endeksleyenler, özgüveni olmayanlar, gece korkudan uyku uyumayanlar, 3 belediye giderse bu ülke çökecek gibi gösteriyorlar. Bunu yapmaya kimsenin haddi yoktur” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

CHP’li Özel: Demokrasi Varsa Genelkurmay Başkanları Tartışılır

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu’nda Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile yaşanan gerginlik ve AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın açıklamalarına yanıt verdi.

Özgür Özel, açıklamasında, “İfade etmek gerekir ki bir ülkede demokrasi varsa o ülkede genelkurmay başkanları, onun görevini nasıl yaptığı tartışılabilir, eleştirilebilir” dedi.

“CHP’nin askeri vesayete itirazını ortaya koyuyor”

“Kaldı ki bugün Genelkurmay Başkanlığı’ndan bir gecede partili bir bakana dönüşmüş olan birinden bahsediyoruz” diyen Özel, “Genelkurmay Başkanı’yken üzerindeki üniformayla aktif siyasete müdahil olmuş, belirlenecek cumhurbaşkanı adayı konusunda kendi vehimlerinden yola çıkarak, adaylık için adı geçen birisine baskı yapacak kadar ileri gitmiş olan birisinin tutumunun eleştirilmesinden bahsediyoruz. ‘Askeri vesayetle mücadele ediyoruz’ diyen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bugün ‘Geçmiş bir genelkurmay başkanını nasıl eleştirirsiniz, Milli Savunma Bakanı’na nasıl eleştiri getirirsiniz’ hezeyanlarıyla karşı karşıyayız. İyi ki ana muhalefet partisi, ilk kez yaşanmış bir biçimde bir partili genelkurmay başkanını ve milli savunma bakanını eleştirebilmektedir. Bu, CHP’nin muhalefetteki kararlılığını, cesaretini, demokrasiye saygısını ve askeri vesayete itirazını ortaya koyarken, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin maskelerini düşürmüş durumdadır” ifadelerini kullandı.

Özel, açıklamasının devamında şunları söyledi:

“Hulusi Akar, yaptığımız eleştirilerin hiçbirisine sağlıklı cevap vermemiştir. Sanki 15 Temmuz akşamı takındığı tutum eleştirilmiş gibi kendisinin kahramanlık hikayelerini anlatmaya sığınmıştır. Balyoz davasındaki tutumuna yönelik eleştirilere cevap vermemiş, bir askeri cezaevine yaptığı ziyareti sanki Balyoz davası sanıklarıyla dayanışmış gibi göstermiştir. Oysa ki 3. Kolordu Komutanı’yken yapması zorunlu olduğu ve kendisine bağlı olan bir askeri cezaevini ziyaret etmiştir. Bizimle temas eden çok sayıda silah arkadaşı, sivil cezaevlerine de başka yerlerdeki askeri cezaevlerine ziyaretlerde bulunmadığını, kendilerini sahipsiz bıraktığını ifade etmektedir. Eğer bir şahitliğe başvurulacaksa, kamuoyunun önünde Balyoz sanıkları ve hayatını kaybetmiş Balyoz ve Ergenekon sanıklarının yakınlarının tanıklığına kameralar önünde başvurmayı Hulusi Akar’a teklif edebiliriz.

“Atatürk düşmanlarına yaptığı ziyaretleri deşifre ediyoruz”

Atatürk ile hiçbir zaman bağ kuramamış bir partiden bahsediyoruz. Genel başkanının, Diyanet İşleri Başkanı’nın ve Milli Savunma Bakanı’nın Atatürk düşmanlarına yaptığı ziyaretleri deşifre ediyoruz. O konuda bir kelime söyleyemiyorlar. Hulusi Akar’ın Mehtap Yılmaz ile yaptığı açıklama trajikomiktir. ‘Hastanenin 7’nci katından başladım, başhekim eşim tedavi oluyor diye beni soktu’ demektedir. Tesadüfen yapılan bu ziyaretin fotoğrafını kendi internet sitesine neden koydun? Halen Mehtap Yılmaz’a ya da Nuri Pakdil’e yaptığı ziyaretten pişmanlığını ifade edememektedir. Cevap vermekten özenle kaçındığı 2013 Şura’sında kendisinin teamüllere aykırı biçimde önünün açıldığı gerçekleri de ortadadır. Bülent Turan’ın yaklaşımı tamamen kendi içinde bulundukları ve cevaplayamadıkları durumu örtmeye yöneliktir. Bir FETÖ suçlaması vardır. O, FETÖ’nün yaptığı atamaların altındaki bütün imzalar kendi genel başkanlarına, dönemin başbakanına aittir.”

 

Paylaşın

CHP’den MHP’ye ‘Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ Eleştirisi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu’nda emeklilikte yaşa takılanlara yönelik oylama sırasında MHP’nin tavır değişikliğini Medyascope’a değerlendirdi.

Özel, emeklilikte yaşa takılanların sorununu çözmek amacıyla TBMM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada MHP’nin tavır değişikliğine ilişkin olarak, “Emeklilikte yaşa takılanlar sorununun çözümü için önemli bir adımda MHP, U dönüşü yapmış oldu. Siyasi açıdan MHP, verdiği sözü tutmamış oldu. Bunun bedelini seçmeni ve EYT’liler arasında görecektir. Emeklilikte yaşa takılanlar, dostunu düşmanını görmüş oldu” diye konuştu.

Özel, “Yeni Meclis kompozisyonunda AKP çoğunluğunu kaybetmişti. Bir yandan da Cumhur ittifakıyla ilgili tutumlar ortadaydı. CHP olarak siyasetin gereği bir tarama yapmıştık. AKP’nin dışındaki siyasi partilerin ortaklaştığı kanunları çalıştık. İlk gözümüze çarpan ağustos ayının başında emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili 4 partinin kanun teklifi vardı. O günden beri bunu gündemde tutuyoruz. Tüm partiler de sözlerinin arkasında olduğunu söylemişlerdi. İYİ Parti’nin bir grup önerisi vardı. Mevcut Parti Meclisi toplantımızı da erken bitirerek, genel başkanımızın talimatıyla, genel başkanımız dışında genel merkezde bir tek yönetici bırakmadan neredeyse tüm milletvekillerimizle Genel Kurul’da bu önergeye destek verdik” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, şunları kaydetti:

“EYT için çalışmaya devam ediyoruz”

“Madem ki bu iş siyaset üstü bir iştir, önerge İYİ Parti’den gelmiş, bir başka partiden gelmiş diye bakılmaz. Önergenin en öne alınarak görüşmelerine hemen başlanması kabul edilmiş oldu. Büyük bir sevinç yaşandı, televizyonlar altyazı verdi. Ancak ikinci ve esas oylamada maalesef ki o iki saat içinde Milliyetçi Hareket Partisi, Grup Başkanvekili Erhan Usta’yı görevden aldı. Emeklilikte yaşa takılanlar sorununun çözümü için önemli bir adımda MHP, milletvekillerine oy kullandırmamak suretiyle U dönüşü yapmış oldu. Siyasi açıdan MHP, verdiği sözü tutmamış oldu. Bunun bedelini seçmeni ve EYT’liler arasında görecektir. Buna bizim bir şey dememiz çok anlamlı değil. Ancak siyasi bir sonuç doğurdu. Bir grup başkanvekilinin görevden alınması çok sık rastlanılan bir şey değildir. Buna da çok üzüldük, kıymetli bir mevkidaşımızı kaybettiğimiz için. Ama biz umudumuzu kaybetmedik. Bundan sonra her adımda EYT için çalışmaya devam ediyoruz. MHP’ye de şunu söylüyoruz: Sizin öneriniz geldiğinde de ayrım yapmaksızın destekleyerek bunu kanunlaştırmak ya da bu komisyonları kurmak bizim boynumuzun borcudur. Emeklilikte yaşa takılanlar dostunu, düşmanını açıkça görmüş oldu. Beklenti yönetimi yapanların, kanun teklifimiz var diyenlerin iki saatte sözlerinden nasıl çark ettiğini hep birlikte gördük.”

Paylaşın