CHP Grup Başkanvekili Özel: Kılıçdaroğlu’na Suikast Duyumları Alıyoruz

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu hakkında “suikast” duyumları aldıklarını söyleyen CHP Grup Başkanvekili Özel, “Güvenlik güçlerinin de bilgisi var. Bize gelen istihbaratların onlarda olmaması zaten mümkün değil” dedi ve ekledi:

“Bize de genel başkana da bu duyumlar geliyor. Şu an koruma sayısında bir artış yok. Cumhurbaşkanlığı adaylığı kesinleşmeye başlayınca bu durumda bir değişiklik olur mu bilmiyoruz.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, Halk TV ekranlarında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında “suikast” duyumları aldıklarını söyleyen Özel, “Güvenlik güçlerinin de bilgisi var. Bize gelen istihbaratların onlarda olmaması zaten mümkün değil” dedi.

Özel, “Bize de genel başkana da bu duyumlar geliyor. Şu an koruma sayısında bir artış yok. Cumhurbaşkanlığı adaylığı kesinleşmeye başlayınca bu durumda bir değişiklik olur mu bilmiyoruz” diye konuştu.

Bu tür duyumların seçimlere korku iklimi altında girilmesine yönelik olduğunu ifade eden Özgür Özel, “Bir ara bir bakanın zırhlı aracını da yolladılar genel başkanımız kabul etmedi. Kendisi normal makam aracını kullanıyor. Bu tehditler, seçimi bir korkutma iklimini dönüştürmeye yönelik” ifadelerini kullandı.

Özel şunları kaydetti: “Ama bunlar boş mu çıkar… Genel başkana tehdit iddiaları konuşulduktan üç ay sonra Artvin Şavşat’ta konvoyumuza ateş açılmış ve askerimiz hayatını kaybetmişti. Bir korumamız da gözünü kaybetmişti.

1,5 kilometre kala durdurulan minibüste belki de 500 kişiyi öldürecek kadar patlayıcı çıkmıştı.

Azmettiricileri Süleyman Soylu olan ve yapanlara ‘Mesajınızı aldık, mesaj verdiniz’ diyen Milli Savunma Bakanının katıldığı cenaze töreninde Ankara Çubuk’ta genel başkanımız linç edilerek çıplak ellerle öldürmek istediler. İçine girdiği evi, ‘Yakın bu evi’ diye söyleyenler oldu. Bunların bir tanesi bile cezaevine girmedi. Böyle bir ülkede yaşıyoruz.”

Paylaşın

CHP’li Özgür Özel: HDP’ye Ziyaret Olasıdır

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın “Kılıçdaroğlu’nu genel merkezimize bekliyoruz” davetine yanıt veren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Bir cumhurbaşkanı adayı tüm siyasi partileri ziyaretle yükümlüdür” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğunun ilan edildi.

Aday çıkarma süreciyle ilgili değerlendirmelerinin sürdüğünü söyleyen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’dan CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na davet geldi.

Mithat Sancar, “Toplumda güçlü bir değişim isteği var. Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı hayırlı olsun, kendisiyle genel merkezimizde konuşmak için ziyaretini bekliyoruz” dedi.

Habertürk yayınına katılan CHP Meclis Grup Başkanvekili Özgür Özel, soru üzerine “HDP’ye ziyaret olasıdır” dedi.

Özel şöyle konuştu: “Mithat Sancar’ın tebriğine teşekkür ediyoruz bu çok kıymetli. Bir cumhurbaşkanı adayı tüm siyasi partileri ziyaret edebilir. Tüm siyasi partileri ziyaret etmek, onlarla görüşmek, Türkiye’yi nasıl yöneteceğini anlatmakla yükümlüdür. Çünkü seçmenleri ayırması ve siyasi partileri ayırması söz konusu olmaz. Biz geçmişte de bunun çok örneklerini verdik.

Seçim güvenliği için çıktığımız yolda da HDP’yi ziyaret ettik, tüm siyasi partilerle birlikte. O zaman bir tek MHP randevu vermemişti. AK Parti’ye de gitmiştik.

Kampanya süreci başlamadan ya da kampanya süreciyle birlikte, diğer partilerin ziyaret edildiği gibi ziyaret edilmesi olasıdır. Burada herhangi bir sakınca görmem. Daha önce Halkların Demokratik Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi’ni ziyaret etmek istediğinde randevu vermiş ve eş genel başkanların bizi ziyaretini kabul etmiştik. Sayın genel başkan bazı olaylar olduğunda sayın eş genel başkanları aradı…”

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na Partisinden Tam Yetki

Partisinin genel merkezinde yapılan toplantı sonrası konuşan CHP Grup Başkanvekili Özel, “Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda bundan sonraki tüm süreçlerde Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu yetkilendirmiştir” dedi.

Haber Merkezi / CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun 2 Mart’ta yapılacak Millet İttifakı toplantısı öncesi aday belirleme ve seçim ittifakı gibi konularda partisinin kurullarından tam yetki alması bekleniyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezinde milletvekilleriyle bir araya geldi. Toplantı sonrası grup başkanvekilleri Engin Özkoç, Engin Altay ve Özgür Özel açıklama yaptı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, tüm milletvekillerinin oy birliği ile cumhurbaşkanı adaylığı ve seçim sürecine dair tüm konularda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na tam yetki verdiğini söyledi.

Özel, “milletvekillerinin Cumhurbaşkanı adayı ismi konusunda da uzlaştığını” belirtti.

Milletvekillerinin bir yetki belgesini de hazırladığını belirten Özel, üç grup başkanvekilinin imzasını taşıyan metne dair şunları söyledi:

“CHP TBMM grubu olarak 26 Şubat 2023 günü saat 10:00’da gerçekleştirdiğimiz toplantıda cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda bundan sonraki tüm süreçlerde grubumuz adına karar almak üzere oy birliği ile Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu yetkilendirmiştir.”

Kılıçdaroğlu’nun 2 Mart’ta yapılacak Millet İttifakı toplantısı öncesi aday belirleme ve seçim ittifakı gibi konularda partisinin kurullarından tam yetki alması bekleniyor.

Kılıçdaroğlu ve Akşener görüşecek

Öte yandan CHP lideri Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yarın bir araya gelerek, başbaşa görüşme yapacakları öğrenildi. İki parti arasında son dönemde cumhurbaşkanı adaylığı üzerinde gerilim yaşanıyor. İki liderin cumhurbaşkanı adaylığı konusundaki görüş ayrılığının giderilmesi konusunda görüş alışverişinde bulunması bekleniyor.

2 Mart’ta yapılacak toplantı öncesinde İYİ Parti Genel Başkanı Akşener de partisinin milletvekilleri, Genel İdare Kurulu üyeleri ile bir araya gelerek, cumhurbaşkanı adayı konusunda görüşlerini alacak.

Paylaşın

İYİ Parti Ve CHP’den ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’a Tepki

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel’den ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un Wall Street Journal’da yayınlanan makalesine tepki geldi.

İYİ Parti Lideri Akşener, John Bolton’un yazdığı makaleyle ilgili olarak “Millet irademizi hedef alan bu açıklamaların her biri; ülkemizin içinde bulunduğu bu karanlık dönemin devamlılığını sağlamaya, dış politikayı iç politikaya malzeme etmeyi alışkanlık hâline getirmiş sayın Erdoğan’ı desteklemeye yöneliktir” dedi.

CHP’li Özel’de, “John Bolton’un küstah bir dille kaleme aldığı ve NATO’yu müdahaleye çağıran hadsiz makalesini okudum. Ne NATO ne ABD ne başkaları ülkemize müdahale edemez, müdahaleyi aklından bile geçiremez” ifadelerini kullandı

“Açıklamalar Erdoğan’ı desteklemeye yönelik”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, John Bolton’un yazdığı makaleyle ilgili olarak “Millet irademizi hedef alan bu açıklamaların her biri; ülkemizin içinde bulunduğu bu karanlık dönemin devamlılığını sağlamaya, dış politikayı iç politikaya malzeme etmeyi alışkanlık hâline getirmiş sayın Erdoğan’ı desteklemeye yöneliktir” dedi.

Akşener, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Büyük Türk Milleti, her daim hür yaşamıştır ve hür yaşamaya devam edecektir. Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi Cumhuriyetimizin yeni asrında da; Bağımsızlığına sahip çıkacak, iradesini hiçbir ülkenin ve hiçbir yapının kirli siyaset oyunlarına alet etmeyecektir” ifadelerini kullandı.

“Türk Milleti, sandıkta her türlü vesayete ve güç odağına büyük bir demokrasi dersi verecektir!” diyen Akşener “Söz de, karar da milletimizindir! Yerli, yabancı hadsiz açıklamalar da bunları fırsat bilen hamaset simsarları da bu gerçeği değiştiremeyecektir!” dedi.

CHP’li Özgür Özel, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “John Bolton’un küstah bir dille kaleme aldığı ve NATO’yu müdahaleye çağıran hadsiz makalesini okudum. Ne NATO ne ABD ne başkaları ülkemize müdahale edemez, müdahaleyi aklından bile geçiremez” ifadelerini kullandı.

“Seçimler ülkemizin iç işidir” diye devam eden Özel, “Bizler milletimizin helal oylarıyla iktidara talibiz. Milletimizin vereceği karar başımızın üstündedir. Bugüne kadar milletimizin vermediği hiçbir yetkiye talip olmadık olmayacağız. Bu çağrıları yapanlar buna yeltenenler karşılarında bizi bulurlar” dedi.

Paylaşın

CHP’li Özel, Bakan Soylu’nun “Trol Ordusu” Olduğunu İddia Etti

CHP’li Özel, Bakan Soylu’nun “trol ordusu” olduğunu, bu “ordunun finansmanının Soylu’nun Bakanı olduğu dönemlerde İçişleri Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bazı belediyeler tarafından” yapıldığını iddia etti.

Özel, İçişleri Bakanlığı Müşaviri olduğuna dair Bakanlık web sitesinden aldığı bilgileri paylaştığı Emin Şen’in Süleyman Soylu, AKP’de Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olduğundan beri “il il dolaşıp sosyal medya eğitimi adı altında trollük eğitimi” verdiklerini söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkındaki iddialarını bugün TBMM’de yaptığı açıklamada paylaştı.

Soylu’nun “trol ordusu” olduğunu iddia eden Özel, bu “ordunun finansmanının Soylu’nun Bakanı olduğu dönemlerde İçişleri Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bazı belediyeler tarafından” yapıldığını iddia etti.

Özel, İçişleri Bakanlığı Müşaviri olduğuna dair Bakanlık web sitesinden aldığı bilgileri paylaştığı Emin Şen’in Süleyman Soylu, AKP’de Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olduğundan beri “il il dolaşıp sosyal medya eğitimi adı altında trollük eğitimi” verdiklerini söyledi.

Emin Şen’in, “yasadışı bir şekilde” iki özel şirketin kurucusu ve yöneticisi olduğunu söyleyen Özel, bu şirketlerden ilkinin Native Teknoloji ve diğerinin SM360 olarak bilindiğini aktardı.

Özel, Şen’in SM360 şirketinin geçmişte ortakları arasında Gülen hareketinin Genç Siviller oluşumunun yöneticisi Turgay Oğur’un ve yine hareketle bağlantılı Mücteva Kılıç’ın olduğunu belirtti.

Özel, şirketlerin ihaleler yoluyla “buzdağının görünür kısmında 23 milyon TL’lik” iş aldıklarını belirtti ve bu gelirin sözkonusu “trol ordusunu” yönetmek için harcandığını iddia etti.

Özel’in açıkladığına göre Ebabil Harekatı adı verilen ve Telegram mesajlaşma uygulamasında 25 kişilik kapalı bir grup tarafından örgütlenen oluşum sosyal medyada 8 bin kişilik bir trol ordusuna oluşuyor.

Bu troller, Telegram grubunda belirlenen hesapları hedefliyor ya da bunlarla ilgili hedefli mesajları yayıyor.

Özel, Süleyman Soylu’nun “trol ordusunun” “İBB Kandil kadrosu” mesajları paylaştığını, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındda videolarla karalama kampanyası yürüttüğünü ve Canan Kaftancıoğlu’nun Twitter hesabının kapatılmasında pay sahibi olduğunu iddia etti.

Özel, Emniyet ve Jandarma genel müdürlüklerinin resmi Twitter hesaplarında ortak paylaşılan mesajları örnek göstererek:

“Eminimsi’nin cep telefonunda kaç tane hesap var bilinmez ama Jandarma Genel Müdürlüğü ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün tweetlerini aynı telefondan atacak yetki var. Süleyman Soylu için oluşturulmuş trol ordusunun komutanı polisi ve jandarmayı Soylu’ya kalkan ediyor. Eminimsi’nin arka cebinde geziyor bu hesaplar… Hacklense ne olur?” diye sordu.

Özel, “Yarın MHP Süleyman Soylu ile çatışmaya girsin, ebabiller onların üzerine uçmaya başlar” dedi.

Bakanlık reddeti

Özel, açıklamalarına devam ettiği sırada İçişleri Bakanlığı Emin Şen’in Bakanlık ile bağlantısını reddeden bir açıklama yaptı. Buna göre açıklamada, “CHP milletvekili Özgür Özel’in ismini zikrettiği Emin Şen; devlet memuru olmayıp, bakan müşaviri görevi de bulunmamaktadır” ifadeleri kullanıldı.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

CHP’li Özel: HDP’nin Adayı Çıkarması Son Derece Anlaşılır

HDP’nin kendi cumhurbaşkanı adayını çıkaracağını açıklamasının ardından konuşan CHP’li Özel, “Bu son derece anlaşılır bir durum. HDP’nin gücüne baktığınızda, kilit rolü oynayacak durumdaki bir partinin kendi aday çıkarma potansiyelini hatırlatıp ‘aday çıkarırken bizi rahatsız etmeyecek bir isim belirlenmelidir’ diye bir siyasi pozisyon açması kadar doğal bir şey yoktur” dedi.

Özgür Özel, “HDP’nin saygı duyduğumuz başka bir ittifakı var. Siyasi yelpazenin sol kanadındaki partilerle birlikte bir ittifak kurdular. O da bu ittifak kadar kıymetli. Dikkate alınması gereken bir ittifak” sözlerini de ekledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın konuğu oldu. Özel, programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özel, şunları kaydetti:

“HDP aday çıkaracağını açıkladı, ondan beri siyasetin her tarafından veya birçok yazar çizer, şöyle bir havada: HDP aday çıkarırsa şöyle olur böyle olur. HDP bir siyasi parti. Tabii aday çıkaracak. Öyle bir noktaya getirdiler ki 6,5 milyon oy almış, üçüncü büyük grup Mecliste ama HDP milletvekillerinin pasaportları var, yurt dışına uçamıyorlar, tahdit koymuş Süleyman Soylu üstüne.

7 Haziran 1 Kasım arası kurulacak seçim hükümetinde bakanlık teklif etmişlerdi HDP’ye. Ona verilen oy ile bana verilen oy arasında hiçbir fark yok, aynı değerde demokraside yaşıyorsak. Ama öyle bir noktaya getiriyorlar ki HDP, cumhurbaşkanı adayı da çıkaramaz! Bu iktidardan kurtulmak isteyenler de HDP’ye dönüyor, kızıyor. HDP’nin aday çıkarması kadar normal bir şey yok. Ama ne diyorlar, biz Erdoğan’dan kurtulmak istiyoruz, yeni Erdoğancıklar da istemiyoruz diyorlar.

Demek ki diyorlar ki altılı masadan çıkacak adayın, bizim demokrasi standartlarımıza uygun, gelecekte bize bu zulümleri yapmayacak, bize oy verenleri yok saymayacak, bu ülkeyi yönetirken bizi ayrıştırmayacak, ötekileştirmeyecek, eşit vatandaşlık felsefesine inanmış, bunu bir Anayasa’ya bağlılık olarak özünde hisseden bir aday olursa biz o adayda da uzlaşabiliriz diyorlar. Türkçesi bu.

Bu son derece anlaşılır bir durum. HDP’nin gücüne baktığınızda, bir kilit rol oynayacaksa, bu durumdaki bir partinin de kendi aday çıkarma potansiyelini hatırlatıp ‘Aday çıkarırken bizi rahatsız etmeyecek bir isim belirlenmelidir’ diye bir siyasi pozisyon açması kadar doğal bir şey yok.

6,5 milyon oy alan bir siyasi partinin bunu yapması da lazım. Bundan korkmamak da, bu meseleyi başka şeylere yormamak da lazım. Siyasette bütün partiler gibi HDP’nin mesajını da doğru okumak lazım. Yanlış bir şeyler de diyebilirler, zaten apayrı partileriz, o zaman da karşı çıkarız. Ama bence sağlıklı bir zeminde yürüyor tartışma.

Mesela bazıları diyor ki, öyle yaparlar böyle yaparlar HDP’ye boykot yaptırırlar, AKP oraya sıkıştırır. Bu da zımmen Erdoğan’a destek olur. Böyle bir şey yerine her bir seçmeni sandığa götürme iradesi çok önemli.”

“HDP tabanının oy vereceği bir adayı çıkarabiliriz”

“Sizin içinde bulunduğunuz ittifak, Sayın Kılıçdaroğlu ve dostları, HDP tabanının da gönül rahatlığıyla oy vereceği bir adayı çıkarabilir mi” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Bence çıkarabiliriz. HDP tabanının talebi, demokrasi, eşit yurttaşlık, yok sayılmamaksa, ‘Bu olmaz artık, sen seçince belediye başkanı da ben seçince niye alaşağı benim iradem’ diyorsa, bu masanın adayı da ya da bu masa yayımladığı demokrasi bildirisinde ‘Kayyum belediyeciliğine son vereceğiz’ diyorsa, bunu söyleyen biri Diyarbakır mitinginde çıkıp ‘Diyarbakır’ı Diyarbakırlının seçtikleri yönetecek’ derse, Diyarbakır’daki HDP seçmeni bu adaya oy verirse bundan kim kaybeder? Türkiye kazanır.”

Paylaşın

Siyasette ‘PKK’nın 5-10-15 Tane Çocuğu Var’ Tartışması

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Allah’tan isteyelim devam. Çocuk çok önemli. Bak PKK’nın 5 tane 10 tane 15 tane var” sözleri yeni bir tartışmanın da fitilini ateşledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine CHP, Gelecek Partisi ve HDP’ninde aralarında bulunduğu  muhalefet partilerinden tepki geldi.

CHP’li Özel’den tepki

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de Genel Kurul’da Erdoğan’ın sözlerini eleştirdi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Burunlarını bile çıkaramıyorlar” ifadelerine atıfta bulunan Özel, Erdoğan’a, “Burunlarını çıkaramıyorlarsa 10 çocuk yapan PKK’lılar kim?” diye sordu.

“Sayın Erdoğan, Süleyman Soylu, diyor ki ‘Türkiye’de PKK’lı kalmadı, burunlarını bile çıkaramıyorlar, sayısı şuna düştü, tepelerindeyiz’ Burunlarını çıkaramıyorlarsa 10 çocuk yapan PKK’lılar kim? Süleyman Soylu, 5, 10 çocuklu PKK’lılar neredeymiş bir söylesin de sen başka bir şey ima ediyor olmayasın. Bu cümle derhal düzeltilmeye muhtaç bir cümle.

Bunu sadece o teyp kayıtlarını sildirerek ajansın dökümünden çıkararak kurtulamazsınız. Sen kime diyorsun 5, 10 tane çocuğu var PKK’lıların diye. Siz de yapın. PKK ile mücadele yöntemi olarak. Herkes anladı ben söylemeye utanıyorum. Olmaz. Bir cumhurbaşkanı kariyer yapan akademisyene ‘senin kariyerin çocuk yapmak olsun’ diyemez. Sonra da dönüp bu cümleyi de kuramaz. Kabul edilebilecek bir iş değildir. Ayıp, utanç verici bir iştir”

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu da Erdoğan’ı eleştirdi. CHP’li vekil şunları kaydetti:

“CB Erdoğan; AKP’ye katılan MV Çelebi’den çok çocuk yapmasını isterken şunları söyledi: ‘Sayıları artırmak lazım. Çocuk çok önemli. Bak PKK’nın 5 tane 10 tane 15 tane var.’ Ne diyor CB Erdoğan; kim bu PKK’lılar, kimler 5,10,15 çocuk yapıyor? Tüm Kürtleri PKK’lı görüyor, yazık!”

Davutoğlu’ndan “Irkçılık” nitelemesi

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da Erdoğan’ın sözlerini “ırkçılık” olarak niteledi. Sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Davutoğlu şunları yazdı:

“Bu ülkenin çocukları Kandil’de doğmadığına göre, kastınız apaçık ortada Sn. Erdoğan! İfadeleriniz insan haklarına ve kadın haklarına saygısızlıktır. Bu ülkede doğan her çocuk onurlu bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Çocuklar arasında ayrım yapmak ırkçılıktır!”

“Yazık, utanç verici”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Erdoğan’ın sözlerine “Yazık, utanç verici” ifadeleriyle tepki gösterdi. Babacan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

“Gördüğü her kadına kaç çocuk doğurması gerektiğini söylüyor. Dağda 5-10 çocuk doğurmadıklarını biliyor ama milyonlarca Kürt vatandaşımızı teröristlikle itham ediyor. Yazık, utanç verici.”

HDP’li Beştaş: Bu ırkçı bir kafadır

Meclis Genel Kurulu’nda konuşan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Çok çocuk sahibi olmayı bir terör faaliyeti olarak görüyor. Bu ırkçı bir kafadır, bu Kürt söylemi bir kafadır” dedi. Beştaş, özetle şu ifadeleri kullandı.

“Erdoğan, örgüt mensuplarının çocuklarının olmadığını çok iyi biliyor. Kürt nüfusunu kastederek nasyonel bir söz kuruyor aslında. Bunu Kürtler anladı ve partisine dahil ettiği devlet katındaki ortakları olan ulusalcılara da tabii ki selam çakıyor. Çok çocuk sahibi olmayı bir terör faaliyeti olarak görüyor.

Bu ırkçı bir kafadır, bu Kürt düşmanı bir kafadır. Bu bir nefret dilidir, kınıyoruz. Kürt halkı da bu düşmanlığı çok iyi anlıyor ve yorumluyor. Mesajlarını aldık, cevabımız daha çok direnmektir. Çözüm konusunda demokratik siyasette ısrar etmektir. Gerçek bir eşitlik ve kardeşlik için mücadele etmektir. Bizim karşı cevabımız budur.”

Erdoğan ne demişti?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün partisine yeni katılan Bağımsız Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’ye parti rozetini takarken, birden fazla çocuk yapmasını önerdi ve bunu söylerken de, “Allah’tan isteyelim devam. Çocuk çok önemli. Bak PKK’nın 5 tane 10 tane 15 tane var” dedi.

Paylaşın

CHP’li Özel’den ‘Aday’ Açıklaması: Kemal Kılıçdaroğlu’nu İsteriz

Katıldığı bir programda gündeme ilişkin değerlendirmede bulunan CHP’li Özel, “Malumun ilamı başka bir şey değil. İmamoğlu, CHP ilçe başkanlığından geliyor. Geldiğimiz noktada, CHP için Özgür Özel ne kadar heyecan duyuyorsa o da o kadar heyecan duyuyor. Bize sorarsanız biz aday olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu isteriz” ifadelerini kullandı.

Özgür Özel, açıklamasının devamında “Çünkü bir parti yürütmenin başına genel başkanını getirirse iktidar olursunuz ama bugün ittifak siyasetine bir ihtiyaç var. Seçmen sandığa giderken bir kucaklaşmaya, birleşmeye oy verecek. Yüzde 60’ın belki yüzde 70’in üstünde bir onayla gelecek bir Cumhuriyet iktidarından bahsediyoruz” dedi ve ekledi;

“Ekrem beyin de gönlünde, ilk günden beri bu ittifaka gönül, gayret veren, her türlü fedakarlığı gösteren genel başkanımızın 6’lı masadan aday olarak çıkmasını ister. Bunu dile getiriyor. Genel başkanımızın bize çizdiği bir çerçeve var. ‘6’lı masanın tam mutabakatı’ ve ’13. cumhurbaşkanı altılı masadan’ diye.

Adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’dur kesinlikle demiyoruz. 6’lı masa gösterirse onur duyarım demişti genel başkanımız, o noktadayız. 6’lı masadan kesin karar çıkana kadar pozisyonumuzu koruyoruz. Özgür Özel’in de kişisel görüşü, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Elazığ’da o okulu açtığında gitmesinde cumhurbaşkanı olarak gitmesidir.”

CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Halk TV’de İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah’ın konuğu oldu. Özel, gündeme dair açıklamalar yaptı. Cumhuriyet’in haberine göre Özel’in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“2019 yılı çok iyi geçmişti. Bu sabah kalkınca bu yıl inşallah iyi bir yıl olsun, iktidar değişsin, CHP iktidar olsun, herkesin yüzü gülsün.

Tam bir rezalet. Ülkenin geldiği durumu göstermek açısından böyle turnusol kağıdı gibi. Öncesinde, sırasında ve sonrasında olanlar bir bütün. Öncesinde Süleyman Soylu, valilere ‘CHP’lileri şehit cenazelerine sokmayın’ diye sözlü talimat verdi. Bu nasıl bir provokasyondur? Esasında bir bütün halinde baktığınızda bu işin başlangıç noktası Soylu’nun provokasyonu, hedef göstermesi ve doğrudan göstermeden talimat vermesiyle başladı.

Tuğla gibi kitabımız var bu linç girişimiyle ilgili. O davadan savcının bile bulmadığı sanıkları numaralandırarak yazdığımız… Kemal beye uğultular başladığında birileri çatıdan tahta dağıtmaya başlıyor millete. Bir çatıya gidip tahta alıyorlar, demir çubuklar istiflenmiş, bir köşede taşlar istiflenmiş. Kemal bey gidiyor, AKP yöneticileri, AKP Genel Başkan Yardımcısı Fatih bey neden elini sıkmamış? Cenaze bu ya, şehit cenazesi… Atmosferde bir şey var. Atmosferi germek istiyor. Hangi şehit cenazesinde Kemal beyin eli havada kalmış da bugün kalmış? Bunu görmek lazım.

Yumruk atmaya çalışıyorlar, arabası kullanılmaz hale gelmiş. Genel başkan içinde diye düşünerek kayalar atılıyor. Eve gidiyor, ‘Yakın bu evi’ diye bağıran bir kadın. ‘O sen misin’ diye sorulmamış, mahkemede de ses kaydı incelemesi… Mahkeme şüpheye düştük, ses bu kadına mı ait diye… Görüntüde var, bütün Türkiye biliyor. O yüzden sanık lehine yorumlayıp ceza vermiyorlar. Kadın bu çağrıyı yapmamış gibi… Yumruk atan kişi için de basit yaralama kastı deniliyor.

Adımı Özgür olduğunu bildiğim kadar, Ağrı Dağı kadar gerçek bir şeyden bahsediyoruz. Planlı, hazırlıklı ve önceden hazırlanarak yollandılar. Sen ülkenin siyasetçisini, ana muhalefet liderini öldürmeye çalışıyorlar. Siyasilerden nasıl mesajlar gelmesi lazım? Bahçeli ‘Senin ne işin var orada’ diyor. Soylu, ‘Her yere gidilmez, bende bazı yerlere korkup gitmiyorum. O da gitmesin’ diyor. Hedefi gösteren sensin. Erdoğan’dan samimi bir geçmiş olsun telefonu beklersin, televizyondan bile demediler. Neredeyse Kemal beyi suçladılar.

O gün olay olduğunda Milli Savunma Bakanı, ‘Arkadaşlar’ diyor. Oradaki gözü dönmüş güruh arkadaş olabilir mi? Ona arkadaşsa o bakan da bu memleketten, hepimizden uzak dursun. ‘Arkadaşlar mesajınızı verdiniz artık dağılın’ diyor. Bu mesaj olabilir mi?

Kemal beyin davasında bu kararı veren hakim şöyle bir noktada. Öncesinde İçişleri Bakanı bunu diyorsa, olay olurken oradaki bakan, vekiller böyle davranıyorsa, sonrasında Cumhur İttifakı’nın iki lideri Kemal beyi suçluyorsa benim vereceğim karar belli diyor. Yumruk atan kişinin elini öpmek için sıraya girmişti bazı AKP’liler. Hakim böyle bir psikoloji ile bu kararı vermiş. Süleyman Soylu günü gelince bunun hesabını verecek ama bu kararı verenlerde verecek. Böylesi bir linç davasında hiçbir kusur yok, hazırlık yok diyen adam bunun hesabını verecek. Bir soruşturma ile bunun hesabını verecek.

Ekrem İmamoğlu davası

İmamoğlu, yurt dışında bir uluslararası birliğin toplantısında kendisine verilen kürsüde İstanbul seçimleriyle ilgili ‘Seçimi önce kazandık, iptal ettirdiler. Tekrar seçim oldu kazandık’ diye konuştu. Türkiye’ye döndü. Dönünde İçişleri Bakanı Soylu, Ekrem İmamoğlu’nu hedef alarak, ‘Gitmiş yurt dışında Türkiye’yi şikayet ediyor….’ diye hakaret etti. Onun üstüne Ekrem beye sordular. Ekrem bey, Soylu’nun ifadesini tekrar etti.

Bunun üzerine YSK, seçimi kendi iptal ettiği için o laf bana söylendi diye dava açmış. İmamoğlu, Soylu’nun ağır tahriki altında kendisine yapılan hakarete aynı kelimeyle cevap veriyor. Ama dava açtılar. Ceza kesinleşirse, İmamoğlu siyasetten men edilecek. Şiir okudu diye 4 ay hapiste tutulan bir kişinin daha sonra parti kurup başına geçip başbakan, cumhurbaşkanı olduğu bir parti nasıl böyle bir akıl tutulmasına tutuluyor ki, şimdi kendi siyasi rakiplerini içeri attırıyor.

Cesaret ederlerse yedikleri demokrasi tokadının 10 katını yerler. Bu millet böyle şeyleri affetmez. Ben cesaret edebileceklerini zannetmiyorum.

Geçen gün Süleyman Soylu mahkemeye başvurmuş. ‘Ben o zaman bir şey demedim ama o laf bana da söylenmiş bir laftır. Ben de şikayetçiyim’ diyor. Biz zaten bu laf sana söylenmiş diyoruz, YSK’ya ne oluyor?

‘Soylu siyaseti bırakacak’ iddiası

Bu milletin canını yakan her olayda madden ve manen mücadele etmesi gerekirken bir bakıyorsunuz o pisliğin içinde. En azından fotoğraf çektirmiş. Normal bir gün duramaz. ‘Ben Erdoğan varsa varım yoksa yokum’ diyor. ‘İlk uçakla kaçmam lazım’ mantık bu. Bunu böyle söyleyemeyip tersinden söylüyor. Tayyip Erdoğan kazanırsa, kaybederse onla devam edeceğim diyerek Erdoğan’a, ‘Beni görevden almayı düşünüyormuşsun, senin kara gün dostun benim kazanırsan da ben artık yokum’ diye vatandaşa temiz bir kişiymiş gibi…

Süleyman Soylu, Recep Tayyip Erdoğan iktidarı kaybettiği gün bu ülkeden kaçmaya kalkar.

Seçimi gününden 3 gün önce yapalım deseler biz ona da evet deriz. Biz seçime dünden razı, bugünden hazırız. 56 gün sonra seçime yapalım derlerse biz bunu istiyoruz. Bahçeli bir, iki kere denedi. Dönem tartışması var, ancak seçimler öne alınırsa aday olabilir… CHP, ‘Öne alınamazsa aday olunamaz’ desin. Cumhurbaşkanımızın önünü kesmeye çalışıyorlar, YSK’ya soralım’ falan filan.. Biz iktidara Recep Tayyip Erdoğan’ı yenerek geleceğiz. Kendi aday olmaz ‘Ben emekliyim’ falan derse bilmeyiz. Er meydanından kaçanı millet görür. Erdoğan’ı seçimle yenerek iktidarın değiştiğini tüm dünyaya göstereceğiz.

‘Biz aday olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu isteriz’

Malumun ilamı başka bir şey değil. İmamoğlu, CHP ilçe başkanlığından geliyor. Geldiğimiz noktada, CHP için Özgür Özel ne kadar heyecan duyuyorsa o da o kadar heyecan duyuyor. Bize sorarsanız biz aday olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu isteriz. Çünkü bir parti yürütmenin başına genel başkanını getirirse iktidar olursunuz ama bugün ittifak siyasetine bir ihtiyaç var. Seçmen sandığa giderken bir kucaklaşmaya, birleşmeye oy verecek. Yüzde 60’ın belki yüzde 70’in üstünde bir onayla gelecek bir Cumhuriyet iktidarından bahsediyoruz.

Ekrem beyin de gönlünde, ilk günden beri bu ittifaka gönül, gayret veren, her türlü fedakarlığı gösteren genel başkanımızın 6’lı masadan aday olarak çıkmasını ister. Bunu dile getiriyor.

Genel başkanımızın bize çizdiği bir çerçeve var. ‘6’lı masanın tam mutabakatı’ ve ’13. cumhurbaşkanı altılı masadan’ diye. Adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’dur kesinlikle demiyoruz. 6’lı masa gösterirse onur duyarım demişti genel başkanımız, o noktadayız. 6’lı masadan kesin karar çıkana kadar pozisyonumuzu koruyoruz. Özgür Özel’in de kişisel görüşü, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Elazığ’da o okulu açtığında gitmesinde cumhurbaşkanı olarak gitmesidir.

Elazığ’daki provakasyon

Doğu’da, Güney Doğu’da CHP hem kendinden kaynaklı hem kendisi dışında sorunlar nedeniyle önemli bir güç elde edememişti. Hem Kemal beyin samimi duruşu, hem CHP’nin şeffaf pozisyonu, kimseyi ayırmayan tavrıyla, ittifak siyasetinin iklimiyle şimdi Türkiye’de bambaşka rüzgarlar esiliyor. Elazığ’da sokakta yürüyemedik. Genel başkanımız esnaf ziyareti diye çıktı, mitinge döndü. Partimiz birlik, beraberlik içinde. Elazığ’da nereye gittiysek CHP’den memnunlar. İki vekil garanti, üçe bakın diyorlar.

40 yıl sonra bir milletvekili çıkmış, ikincisi gelir mi umuduyla soruyorum. ‘İki garanti siz üçe bakın’ diyor. Birileri biz Elazığ’a gittiğimiz gece billboardlara provokatif şeyler yaptılar. ‘Ben AK Partiliyim ama Kemal beyden özür dileriz. O yapılan terbiyesizlik’ diyorlar.

Sağlıkçılara söz verildi ama adımın Sağlık Bakanlığı tarafından atılması lazım. Kılavuz yayınlanmadı ve ciddi bir panik var. 2020 KPSS puanları yanabilir. Bu konuda Fahrettin Koca zaman geçirmeden adım atmalıdır. Bu işin her gün takipçisi olacağız.

EYT’yi çözeceğiz

Kimseyi ayırmadan çözeceğiz. EYT’liler var. Bir de Emeklilikte MHP’ye takılanlar var. CHP, İYİ Parti, MHP, HDP ‘EYT’yi çözeceğiz’ diye söz verdik. Meclis’te İYİ Parti önerge verdi, MHP de oy verdi. Erhan Usta o zaman MHP Grup Başkanvekili. İlk oylamada geçti. O aradaki ikinci oylamada Erhan Usta’yı görevden aldı Devlet Bahçeli ve EYT’ye ‘hayır’ oyu verdiler.

(HDP’liler ile yan yana görünmemek için ‘hayır’ dedi iddiası) 1 Ekim günü sayın Bahçeli Meclis’e gelecek 60 HDP’li vekil yan tarafta oturuyor. Nasıl yan yana görünmeyecek? Millet oturdu onları yan yana. MHP, İYİ Parti, CHP, HDP yan yana imza attığı danışma kurulu tutanakları var… Meclis çalışmaz yoksa kardeşim.

MHP getirsin biz oy verelim dedik. O yüzden bunlar samimi değil. Şimdi laf oyunlarıyla ‘formül’ diyorlar. Ayrımsız, kimseyi dışardan bırakmadan EYT’yi çözeceğiz.

Sosyal konut projesi

Sosyal konut, sosyal demokrat bir partinin karşı çıkacağı bir şey değil. Temelde sosyal konut denilince biz destekleriz. Bu projeyi de destekliyoruz ama 1 Ekim tarihinde bir kanun teklifimiz olacak.

Eve geçene kadar 5.500 lira alan asgari ücretli parayı nasıl ödeyecek? Eve geçmeden taksitler başlamasın, peşinat olmasın, 6 ayda bir zam gelmesin, düşük bir faiz oranı gelsin diyoruz. 1 Ekim’den sonra Meclis’te oylayacağız. Şu anki durum tamamen bir kurmaca.

Ben dedim ki 5 milyon kişi başvurur. Çünkü Türkiye’de en az 5 milyon kişinin başka türlü ev alma ümidi yok. Başvuran 20 kişiden 1’inin ihtiyacı karşılanıyor bu ‘büyük’ projeyle.

Kötü haber şu. TOKİ’nin 2018 yılında teslim etmediği ve davalık olduğu ev sayısı 55 bin. Evler maalesef çok kalitesiz. İyi haber var. İktidar değişiyor. Bu projeye girin, devlette devamlılık esastır. Halkın yararına bir iş yapılmaya çalışıyorsa biz bunun kusurlarını gidererek, iktidarımızda teslim edeceğiz.

Paylaşın

‘Geç Teslim’ Nedeniyle TOKİ’ye 54 Binden Fazla Dava

Sosyal konut projesine ilişkin detayların açıklanmasının ardından TOKİ’nin (Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı) geçmiş projelerinde yarattığı sorunlar da yeniden gündeme geldi. CHP’li Özgür Özel, “Satılan konutların geç teslim edilmesi nedeniyle 2018’de 54 bin 410 dava açılmış” dedi.

AK Parti iktidarı tarafından “Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi” olarak nitelendirilen konut projesine ilişkin detaylar AK Partili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından açıklanırken, projeyi üstelenecek olan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ) geçmiş projelerine ilişkin sorunlar da gündeme geldi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, TOKİ’nin geçmişinin parlak olmadığını belirterek Sayıştay raporlarını hatırlattı. “Satılan konutların geç teslim edilmesi nedeniyle 2018’de 54 bin 410 dava açılmış” bilgisini paylaşan Özel, “Şimdi ‘2 yıl sonra evleri vereceğiz, 60 bin TL ver’ diyorsunuz” sözleriyle eleştirisini dile getirdi.

Özel, “TOKİ’den alacak olan vatandaş ‘Bu daireleri almayayım mı?’ diyorsa al kardeşim. 2 sene sonra evleri biz teslim edeceğiz. Bu işleri temizlemek bize kalacak” ifadelerini de kullandı.

‘Yarım kalırsa ciddi bir kriz ortamı olur’

Cumhuriyet’ten Ali Can Polat’ın haberine göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin toplu konut şirketi KİPTAŞ’ın Genel Müdürü Ali Kurt da TOKİ’nin yıllar önce söz verip henüz temelini atmadığı projeleri olduğunu hatırlattı. TOKİ’nin normalde yıllık 58 bin konut yapabilme kapasitesi olduğunu söyleyen Kurt, “Bunu bir anda 128 bine çıkardılar. Umarım altyapı çalışmalarını tamamlamışlardır. Eğer tamamlanmadıysa bu projeler de diğerleri gibi yarım kalırsa ciddi bir kriz ortamı olur. Piyasayı bozar, arzı karşılamazsa hem fiyatlar daha da artar hem de arz patlar” değerlendirmesinde bulundu.

Sosyal konutların yapılacağı il ve ilçeler de açıklanırken, büyükşehirlerde Cumhur İttifakı’nın yönettiği belediyelerin projede ağırlık kazanması dikkat çekti. Türkiye’nin 5 büyük ilinde toplam 32 ilçe belediyesinde yapılacak olan konutların sadece 8’i CHP’li belediyelerde yer alacak.

Bu 8 belediye de İzmir’in etkisiyle ortaya çıkarken, İzmir dışında 4 büyük ilde sadece 2 CHP’li belediyenin sınırları proje alanında yer aldı. Ankara ve İstanbul’da da konutların yapılacağı yerlerin tamamı Cumhur İttifakı’nın yönettiği belediyelerde yer aldı.

Paylaşın

CHP’li Özel: Seçimi Kaybedip Krizi Muhalefetin Kucağına Atacaklar

İktidar kanadındaki seçim senaryolarını anlatan CHP’li Özel, “Erken seçim olursa Erdoğan kazanacağı için yapmaz, kaybedeceğini bildiği için ileride daha fazla kaybetmemek için yapar” dedi. Özel, “Bu ekonomik krizi muhalefetin kucağına atacaklar” ifadelerini kullandı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Halk TV’de Şirin Payzın’la Sözüm Var programına konuk oldu. Özel’in açıklamaları şöyle:

“Denilen şudur ki seçimi kaybedeceklerini bile bile yapacaklar. Bu ekonomik krizi muhalefetin kucağına atacaklar. Güçlü bir medyaları var, bir tek TRT ile Anadolu Ajansı normale dönebilir, onun dışında bütün kanallar ellerinde. Bürokraside güçlüler.

Yargı bürokrasisinde yeni hükümeti zorlayacak şekilde yargı engelleri olacak, sıkı bir muhalefetle ve Yüce Divan olmadan yani kirli çamaşırlar meydana saçılmadan krizi muhalefetin kucağına atıp bir dönem için muhalefette kalmayı göze alabileceklerini söylüyorlar. Erdoğan ekimde seçime gidecekse kazanacağını bildiği için değil, martta ya da haziranda daha fazla kaybetmemek için gidiyor diye bir iddiada var.”

‘Sürgünler yaşanıyor’

Bürokraside ve özellikle Merkez Bankası’ndaki mobbing ve sürgünlerden de bahseden Özel şunları söyledi; “Türkiye Merkez Bankası’nda mobbingin ötesinde sürgünler yaşanıyor. ‘Yapamazsınız’ diyeni İzmir şubesine, Denizli şubesine gönderiyorlar. İşi gücü makro ekonomide analiz yapıp reçete üretmek olan çok üst düzeye gelmiş kişiler partimize başvuruyorlar. Yakınları vasıtasıyla başvuruyorlar. Diyorlar ki ‘Benim oğlum şu kadar süredir başekonomist’.

Enflasyon faiz meselesinde ya da ‘Kur Korumalı Mevduat meselesi şöyle bir felakete götürür’ dediği için ‘sen sus’ deyip görevden el çektirmeleri falan bırakın Denizli şubesine İzmir şubesine gönderildiği ve 1 yıllık düz memur görevinde yollandıkları söyleniyor. Bürokratların muz cumhuriyetinde olmayacak işler yaptığını da anlatıyorlar. Merkez Bankası çalışanlarının özellikle mobbinge sürgüne uğrayan veya şikayetçi olanlar, kendisi gelemeyen ablasını yolluyor, babasını yolluyor, ‘buna bir şey deyin bir de bizi bilin’ diyorlar” dedi.

Paylaşın